Cuma, 22 Rebiülahir 1446
Ramazanda Sikca Sorulan Sorular

RAMAZANDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Ramazan’da sorulan soruları genel olarak derledik…

RAMAZAN İCTİHAD, iTAAT, CİHAD VE FETİHLER AYIDIR

blank

blank
1) Astım hastaları için kullandıkları buhar makineleri orucu bozar mı?
C: Evet bozar. Ancak astım için apıza sıkılan nefes açıcı ilaçların mideye ulaşmayıp ciğerlerde kaldığından bozmayacağı teyid edilmiştir.

blank

Vitir Namazı İmamla mı Daha Faziletlidir, Yoksa Tek Başına mı?

SORU: Teravih namazında imamla beraber vitri kılması mı daha faziletlidir? Gecenin son bölümünde tek başına vitir kılması mı daha faziletlidir?

CEVAP: Zahir olan odur ki – Allah’u Teâlâ en iyi bilendir- imamla beraber vitir kılması daha faziletlidir.

Çünkü Ebu Zer El-Ğifari’nin -Allah ﷻ ondan razı olsun- rivayet ettiği Kütüb-ü Hamse’de rivayet edilen ve İbn-i Hibban ve İbn-i Hüzeyme’nin sahih olduğunu söylediği hadis genel bir hadistir.

Rivayet edilen bu hadiste Nebi ﷺ şöyle demiştir: “İmam son verinceye kadar imamla beraber namaz kılan kişi, geceyi ikame etmiş gibi ecir alır.”(Müsnedi Ahmed 21419, Ebu Davud 1375, Nesai 1364)

İmam Ebu Davud Es-Sicistani –Allah ﷻ ona rahmet etsin- İmamı Ahmed’den şunu aktarmıştır: “İmamla beraber namaz kılıp onunla beraber vitir kılması benim hoşuma gider. Nebi ﷺ şöyle demiştir: “İmam son verinceye kadar imamla beraber namaz kılan kişi, geceyi ikame etmiş gibi ecir alır.” Ebu Davud şöyle dedi: “İmam Ahmed’e “İmam üç rekât olarak vitir kılıyor, ben de onunla beraber vitir kılayım mı? Yoksa gidip tek olarak mı kılayım?” diye soruldu, ben de dinliyordum. O da “onunla beraber vitir kıl.” Dedi. “Kunutta gürültü yapıyorlar.” Denildi. O da “İmamla beraber vitir kıl. Dedi. Ebu Davud şöyle dedi: İmamı Ahmed insanlarla beraber duruyor vitir kılıyordu ve imam oradan ayrılıncaya kadar o oradan ayrılmıyordu. Tüm ramazan boyunca imamıyla beraber vitir kıldığına ben şahit oldum.” (Mesailül-İmam Ahmed 1/90)

Başarı Allah’tandır.

blank

SORU: Migren hastalığı olan bir kadın Ramazan ayında yedi gün oruç tutmadı. Bu kadının fidye vermesi (fidye vererek oruç tutmaması) caiz midir? Yoksa kaza yapması mı gerekir?

CEVAP: Tıpçıların sözlerinden anlaşılan o ki; bu migren hastalığı oruca engel olan bir hastalık değildir. Bilakis hastanın ağrıları artınca kişi bu ağrıları dindirmek veya hafifletmek için orucunu açmaya ihtiyaç duyuyor.

Buna binaen; soruyu soran bacının Ramazan ayında tutmadığı günleri kaza etmesi gerekir. Zira Allah-u Teâlâ’nın “Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar.” (Bakara 184) sözü geneldir.

Başarı Allah’tandır.

blank

Hamile kadından devamlı kan geliyorsa namaz kılar mı? Kılarsa nasıl kılar?

SORU: Hamile kadından devamlı kan geliyorsa namaz kılar mı? Kılarsa nasıl kılar?

CEVAP: Racih olan görüşe göre hamile kadın hayız olmaz. Hamile kadından gelen kan ise bir şeyi kaldırmaktan veya hastalıktan veya benzeri bir sebepten dolayı gelen kanamadır. Bu kan ırk kanıdır veya fasit bir kandır, kadının ne namaz kılmasına ne de oruç tutmasına engel değildir. Bu kadın temiz kadın hükmündedir.

Ancak böyle bir kadın her namaz vakti girdikten sonra abdest alır. Böyle kadının öğleyle ikindiyi, akşamla yatsıyı cem yapması caizdir, ancak kasır (kısaltma) yapamaz.

Nebi ﷺ hayızlı kadına namazları cem yapması için ruhsat vermiştir. Halid bin Velid’in eşi Hamne binti Cahş hadisinde olduğu gibi (Ebu Davud 287, Tirmizi 128)

Şayet hamile kadından gelen kan doğumdan bir veya iki gün önce geliyorsa bu kan nifas kanıdır, bu durumda namaz kılmak veya oruç tutmak caiz değildir.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

ORUCUN EN ÖNEMLİ HÜKÜMLERİ

blankblank

Oruçlu kişi yabancı bir kadına değer de bundan dolayı şehveti uyanırsa, orucu bozulur mu?

SORU: Oruçlu kişinin gözü yabancı bir kadına bakar veya oruçlu kişi yabancı bir kadına değer de bundan dolayı şehveti uyanırsa, bu kişinin orucu bozulur mu ve bundan dolayı kaza gerekir mi?

CEVAP: Yabancı kadına kasten bakmak; hem oruçlu kişi için hem de oruçlu olmayan kişi için haramdır. Bunu oruçlu kişi yaparsa, orucunu zedelemiş olur, bozmuş olmaz.

Şüphe yok ki orucun meşru oluşunun amaçlarından bazıları; Allah’u Teâlâ’ya karşı takvalı olmak, nefsi arındırmak ve onu şehvetlerden alıkoymaktır.

Allah’u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Allah’a karşı takvalı olmanız için oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.”(Bakara 183)

İbn-i Mace, Ebu Hureyre’nin -Allah ondan razı olsun- Rasulullah ﷺ’in şöyle söylediğini rivayet etmiştir: “Yalanı, cahilliği ve cahillikle amel etmeyi terk etmeyen kişinin yemeyi içmeyi terk etmesine Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.” (İbn-i Mace 1689)

Başarı Allah’tandır.

Hayızlı kadının Kur’an okuması caiz midir?

SORU: Hayızlı kadının Kur’an okuması caiz midir?

CEVAP: İlim ehli -Allah onlara rahmet etsin- hayızlı kadının Kur’an okuması konusunda ihtilaf etmişlerdir.

Bir grup âlim, kadının hayızlı iken Kur’an okumasının mekruh olduğu görüşündedirler. Bu görüş Ömer, Ali, Hasan, İbrahim En-Nehei, Zühri ve Katade’den rivayet edilmiştir.

Bazı âlimler hayızlı kadının Kur’an okumasına ruhsat vermişlerdir. Bu görüşün kendilerinden rivayet edildiği kişilerden bazıları Abdullah b. Abbas, İkrime ve İbn-i Müseyyib’dir.

Tercih edilen görüş ise şu zikredilecek olan hususlardan dolayı hayızlı kadının Kur’an okumasının caiz olduğudur:

İlk olarak; hayız sürekli olan bir şeydir. Buna rağmen Rasulullah ﷺ hayızlı kadına namaz kılmayı ve oruç tutmayı yasaklamışken Kur’an okumasını yasakladığına dair hiçbir şey varid olmamıştır.

İkinci olarak; ibadetlerin dayanağı Kur’an ve sünnettir ve ibadetler konusunda kıyas ise zayıftır. Asıl olan Kur’an okumaya teşvik etmektir. Kadının Kur’an okuyarak Allah’a ﷻ ibadet etmesini yasaklayan sarih bir delil olmadığı sürece bu asıl devam etmektedir. Böyle bir nas olmadığı için asıl üzere devam etmekteyiz ki o asıl da hayızlı kadının Kur’an okumasının caiz olmasıdır.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Gece Namazının En Faziletli Vakti Ne Zamandır?

SORU: Gece namazının en faziletli vakti ne zamandır?

CEVAP: Gecenin en faziletli vakti son üçte birlik olan bölümüdür.

Buhari ve Müslim’de rivayet edilen bir hadise göre Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsun- Rasulullah ﷺ’in şöyle söylediğini söylemiştir: “Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ her gece, gecenin son üçte biri kaldığı zaman en alt semaya iner ve: “Bana kim dua eder ki, onun duasını kabul edeyim. Benden kim bir hacetini ister ki, ona vereyim! Benden kim mağfiret ister ki, ona mağfiret edeyim.” buyurur.” (Buhari 1145, Müslim 758)

Buhari ve Müslim’in Ebu Hureyre’den -Allah ondan razı olsun- rivayet ettikleri “Dostum ﷺ bana şu üçünü tavsiye etti; Her aydan üç gün oruç tutmayı, iki rekat duha namazını ve uyumadan önce duha namazı kılmamı.”(Buhari 1981, Müslim 721) Hadis ise mutlak değildir, bilakis gecenin son bölümünde uykunun kendisine galip gelmesinden korkulan kişi hakkındadır.

Hafız İbn-i Hacer -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Ve uyumadan önce duha namazı kılmamı.” Bu sözde vitri uyumadan önce kılmanın müstehab olduğuna delil vardır. Bu, uyanacağına güvenmeyen kişi hakkında geçerlidir.” (Fethul-Bari 3/57)

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Oruçta ve namazda birden fazla niyet caiz midir?

SORU: Oruçta ve namazda birden fazla niyet caiz midir? Örneğin; duha vaktinde abdest aldıktan sonra kılınan sünnet namazını kılmaya niyet ediyorum. Bu namazı hem duha namazının sünneti olarak hem de istihare namazı olarak kılıyorum.

CEVAP: İlim ehli -Allah onlara rahmet etsin- nafile ibadetlerde birden fazla niyet etme hususunda ihtilaf etmiştir. Onlardan bazıları bunun olmayacağını, bazıları da olacağını söylemişlerdir.

Kuvvetli olan görüş ise -Allah’u Teâlâ en iyisini bilendir- bu konuda ayrıntının olduğudur.

• Şayet İbadet tek bir cinsten ise iki kısma ayrılır;

– Bizatihi kendisi için kastedilen ibadet.

– Başka bir şey için kastedilen ibadet.

Namazlarda bunun örneği revâtib sünnetler ve duha namazıdır. Bunlar bizatihi kendisi için kastedilen namazlardır. Bunlarda birden fazla niyet edilmez.

Tehiyyetül-mescid namazı ise başka bir şey için kastedilen namazdır, yani mescide girilince oturmadan önce iki rekât namaz kılmak gerekir. İstihare namazı da başka bir şey için kastedilen namazdır, bu namazdan amaç; duanın farz namazı olmayan iki rekât namazdan sonra olmasıdır.

Şayet kişi duha namazını ve revâtib sünnetlerden birini kılsa ve kıldığı bu namaza tehiyyetül-mescid namazı veya istihare namazı için de niyet etse, kıldığı bu iki rekât tüm bunlar için yeterlidir.

Oruçta da durum aynı böyledir; pazartesi-perşembe orucu, arefe günü orucu ve aşure günü orucu, bunların hepsi bizatihi kendisi için kastedilen günlerdir, dolayısıyla bunlarda birden fazla niyet edilmez.

Şevval ayının altın günlük orucuyla kastedilen; bu ayın herhangi günlerinde altı gün oruç tutmaktır. Şayet kişi pazartesi ve perşembe günleri orucunu tutsa ve bu iki günün orucuyla sünnet orucunu ve şevval ayının altı günlük orucunun iki gününü tutmaya niyet etse bu iki günlük oruç her iki niyeti için de yeterlidir.

• Şayet ibadet tek bir cinsten değilse, birden fazla niyet etmede bir beis yoktur. Bir yakınına fakir yetimi için sadaka veren ve bununla sadaka vermeye, sıla-i rahim yapmaya ve yetimi geçindirmeye niyet eden kişi gibi. Bu kişinin niyet ettiği her şey onun vardır Allah’ın izni ile.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Hangisi öne geçirilmelidir; Farz orucu kaza etmek mi, nafile oruç tutmak mı?

SORU: Hangisi öne geçirilmelidir; Farz orucu kaza etmek mi, nafile oruç tutmak mı?

CEVAP: Abdurrezzak Musannef’inde rivayet ettiğine göre; Ebu Hureyre’ye -Allah ondan razı olsun- adamın birisi “Benim Ramazan orucu borcum var, on gün nafile oruç tutayım mı?” diye sordu. Ebu Hureyre de “Hayır tutma.” Dedi. O da “Niçin tutmayayım?” dedi. Ebu Hureyre de “Önce Allah’ın hakkı olanla (kaza orucuyla) başla. Sonra istediğin kadar nafile oruç tut.” Dedi. (Müsnedi Abdurrezzak 7715)

Bu hadis Nebi ﷺ’den merfu’ olarak rivayet edilmiştir. Ancak bu hadisin merfu’ olması doğru değildir, bilakis Ebu Hureyre’den mevkuf olmasıdır.

Yine Abdurrezzak’ın rivayet ettiğine göre; Hammad b. Ebu Süleyman şöyle demiştir: “İbrahim En-Nehei’ye ve Said b. Cübeyr’e ramazan orucu borcu olan bir kişinin nafile oruç tutup tutmayacağını sordum. O ikisi de cevaben bu kişinin farz oruçlardan başlaması gerektiğini söylediler.” (Müsnedi Abdurrezzak 7713)

Bu hadisin bir benzeri zayıf bir isnadla Aişe’den -Allah ondan razı olsun- rivayet edilmiştir. Ata b. Ebi Rabah da bu şekilde fetva vermiştir.

Mücahid şöyle demiştir: “Ramazan orucu borcu olup da nafile oruç tutan kişi, tutacağı nafile oruç yerine ramazan orucunun kazasını tutsun.” (Müsnedi Abdurrezzak 7718)

Bunlar, ramazan orucu kazası olan kişinin nafile oruca başlamaması hakkında seleften varid olan eserlerden bazılarıdır.

Dört mezhep uleması bu konuda üç görüş üzere ihtilaf etmişlerdir;

Birinci görüş: kaza orucu olan kişinin nafile oruca başlamasının haram olduğudur. Bu görüş, -onlardan bazıları muhalefet edip bunun caiz olduğunu söyleseler de- Hanbeli mezhebinde muteber olan görüştür.

İkinci görüş: Kaza orucu olan kişinin nafile oruca başlamasının mekruh olduğudur. Bu görüş, Maliki ve Şafii mezheplerinde muteber olan görüştür.

Üçüncü görüş: Bunun caiz olduğu görüşüdür. Bu görüş, Hanefi mezhebinin görüşüdür.

Bizim için zahir olan odur ki; -Allah’u Teâlâ en iyi bilendir- kişinin dininde ihtiyatlı davranması ve Allah’u Teâlâ’nın üzerine vacip kıldığı hakkını nafilelerin önüne geçirmesidir. Zira bu, daha sağlıklı ve daha ihtiyatlı olandır.

Başarı Allah’tandır.

Bayramdan önceki gün oruç tutmayan kişinin ne yapması gerekir?

SORU: Bayramdan önceki günü bayram zannederek ve kimsenin bayramın Ramazan’ın otuz gün olduğunu söylediğini de duymayan ve bayramdan önceki gün oruç tutmayan kişinin ne yapması gerekir?

CEVAP: Bu kişinin bu günü kaza etmesi gerekir. Şayet bu kişi araştırmada ve sormada gevşek davranmışsa kaza ile birlikte tevbe etmesi de gerekir.

Şayet araştırmada gevşek davranmamışsa bu kişinin bir günahı yoktur, kaza yapması yeterlidir. Allah’u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur.” (Ahzab 5)

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Bu kişi orucunu tamamlar mı?

SORU: Bir kişi oruç tutmaya niyet etti ve ikinci ezan okunurken birinci ezan zannederek yedi. Daha sonra bu ezanın ikinci ezan olduğu ortaya çıktı. Bu kişi orucunu tamamlar mı?

CEVAP: Bu kişinin orucunu tamamlaması gerekir ve üzerine hiçbir sorumluluk da yoktur. Çünkü fakihler şöyle demişlerdir: “Asıl olan, olanın olduğu gibi kalmasıdır.”

Örneğin Zeyd fecir vaktinin girip girmediğinde şüphe ederse, asıl olan fecir vaktinin girdiğini kesin olarak bilinceye kadar gecenin devam etmesidir.

Örneğin Amr akşam vaktinin girip girmediğinde şüphe ederse, asıl olan akşam vaktinin girdiğini kesin olarak bilinceye kadar ikindi vaktinin devam etmesidir.

Zeyd fecir vaktinin girdiğini kesin olarak bilmeden önce yerse, orucunun sahih olduğuna hükmederiz.

Amr akşam vaktinin girdiğini kesin olarak bilmeden önce yerse, orucunun batıl olduğuna hükmederiz. İşte bu şekilde benzeri meseleleri bunlara kıyas et.

Başarı Allah’tandır.

Orucu bozan şeyler nelerdir?

SORU: Orucu bozan şeyler nelerdir?

CEVAP: Orucu bozan şeyler fakihlerin ayet ve hadislere dayanarak belirttikleri üzere şu şekildedir;

Birincisi: Kasten yemek ve içmektir; zira Allah’u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tamamlayın.”(Bakara 187)

İkincisi: Cinsel ilişkidir; oruçlu iken cinsel ilişkiye giren kişinin orucu bozulur. Bu kişinin tevbe ve istiğfar etmesi, ilişkiye girdiği günün kazasını tutması ve kazanın yanı sıra kefaret gerekmektedir. Kefaret de köle azat etmesi, köle bulamazsa iki ay peş peşe oruç tutması, buna da güç yetiremezse 60 miskini doyurmasıdır. Buhari ve Müslim Ebu Hureyre’den rivayet ettikleri hadiste bu şekilde belirtilmiştir.

Üçüncüsü: Kasten kusmaktır; yani midede olan yenilmiş ve içilmiş şeyleri ağız yoluyla kasten çıkarmaktır. Ancak kusmak kendisi galip gelir de kişinin tercihi olmaksızın çıkarsa bunun oruca bir etkisi olmaz. Çünkü Rasulullah ﷺ şöyle demiştir: “Kusmanın kendisine galip geldiği kişiye kaza yoktur. Kasten kusan kişi ise kaza etsin” Bu hadis sahih bir hadistir. (Müsnedi Ahmed 10462, Ebu Davud 2380, Tirmizi 720)

Dördüncüsü: Hayız ve nifas kanının çıkması; kadın hayız veya nifas kanını gördüğü anda iftar eder ve bu günlerin kazası kendisine vacip olur. Çünkü Nebi ﷺ kadın hakkında şöyle buyurmuştur: “Hayız olunca namaz kılmıyor oruç tutmuyor değil midir?” (Buhari 304)

Beşincisi: İftar etme niyetidir; oruçlu iken, iftar vaktinden önce iftar etmeye niyet eden kişinin orucu bozulur. Bu kişi orucu bozan başka hiçbir şey yapmasa da yine de orucu bozulur. Çünkü niyet, orucun iki rüknünden biridir. İftar etmeyi kastederek niyeti bozarsa orucu da bozulur.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Oruçlu kişinin misvak kullanmasının hükmü nedir?

SORU: Oruçlu kişinin misvak kullanmasının hükmü nedir?

CEVAP: Oruçlu kişinin misvak kullanması caizdir ve mekruh da değildir. Misvak kullanmak her vakitte müstehap olan bir sünnettir. Çünkü hakkında varid olan hadisler kapsamlı hadislerdir. Nebi ﷺ şöyle demiştir: “Ümmetimi –veya insanları- zora sokacak olmasaydım, onlara her namaz için misvakı emrederdim.” (Buhari 887, Müslim 252) Misvak ağız için iyi bir temizleyici ve Rabbin rızasını celbeden bir şeydir.

Zayıf bir hadiste Amir b. Rabia’nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Rasulullah ﷺ’i, oruç iken misvak kullandığını birçok defa gördüm.”(Tirmizi 725) Tirmizi -Allah ona rahmet etsin- bu hadisi rivayet ettikten sonra şöyle demiştir: “İlim ehlinin yanında bu hadisle amel edilmektedir. İlim ehli oruçlunun misvak kullanmasında hiçbir beis görmemektedir.”

Musannefi Abdürrezzak’da Ziyad b. Hudeyr El-Esedi’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Oruçlu iken Ömer b. Hattab’dan daha çok misvağı adet haline getiren kimseyi görmedim.” (Musannefi Abdürrezzak 7485)

Taberani, El-Mucemul-Kebir’inde Hafız İbni Hacer’in “ceyyid” olarak gördüğü bir isnatla Abdurrahman b. Ğanm’dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Muaz b. Cebel’e “Oruçlu iken misvak mı kullanıyorsun?” diye sordum. O da “evet” dedi. Ben de “günün hangi vakitlerinde misvak kullanayım?” dedim. O da “Ne zaman istersen; istersen sabah istersen akşam kullan.” dedi.” (El-Mucemul-Kebir 133)

Oruçlu iken Ebu Hureyre’nin, İbn-i Ömer’in, İbn-i Abbas’ın ve Aişe’nin -Allah onlardan razı olsun- misvak kullandıkları sahih olarak aktarılmıştır. Aynı şekilde tabiinden ve imamlardan bazılarının misvak kullandıkları da sabittir.

Ancak burada bir konuya dikkat çekmek gerekir ki; günümüzdeki misvaklardan birçoğuna limon, nane ve benzeri tatları içeren yapay bir madde katılmıştır. Oruçlu kişinin bu misvakları kullanması caiz değildir.

Başarı Allah’tandır.

 

SORU: Oruçlu kişinin nehirde yıkanması caiz midir?

CEVAP: Oruçlu kişinin, ister kafasına su dökerek olsun ister suya dalarak olsun, suyla yıkanması caizdir. Fakat su yutma kastıyla bunu yapamaz.

İmam Ahmed Müsned’inde Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris’in Nebi ﷺ’in ashabından birinden rivayet ettiği şu hadisi aktarmıştır: “Rasulullah ﷺ’i oruçlu iken sıcaklıktan dolayı başına su dökerken gördüm.”(Müsned-i Ahmed 16602)

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Ramazanın tamamı için tek bir niyet yeterli midir?

SORU: Ramazanın tamamı için tek bir niyet yeterli midir? Yoksa her gün için ayrı bir niyet mi gereklidir?

CEVAP: Sahih olan; Müslümanın, Ramazan ayının her bir günü için oruca niyet etmesi gerektiğidir. Çünkü her bir günün orucu kendi başına müstakil olan bir ibadettir. Çünkü şeriat, Ramazan’da bir gün oruç tutmayan kişiyi bütün ramazanı kaza yapmakla mükellef kılmamıştır, bilakis sadece o günün kazası yapmakla onu mükellef kılmıştır.

Çünkü Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: “Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar.”(Bakara 184)

Sünen’de Nebi ﷺ’den şu sözü rivayet edilmiştir: “Fecir vaktinden önce geceden oruç için niyet etmeyenin orucu yoktur.” (Nesai 2331, Beyhaki 7909)

Bu hadis, Rasulullah ﷺ’in sözü olarak sahih değildir. Buhari, Nesai ve Tirmizi gibi âlimler bu hadiste illet olduğunu söylemişlerdir. Doğru olan; bu hadisin Abdullah b. Ömer’in -Allah onlardan razı olsun- sözü olduğudur.

Bundan da anlamaktayız ki, farz olan orucun sahih olabilmesi için her gün için ayrı ayrı niyet etmek gerekmektedir.

Başarı Allah’tandır.

Teravih namazında veya gece namazında Kur’an’a bakarak okumak caiz midir?

SORU: Teravih namazında veya gece namazında Kur’an’a bakarak okumak caiz midir?

CEVAP: Evet, gerek imam olsun gerekse tek başına namaz kılan olsun namaz kılan kişinin Kur’an’a bakarak okuyarak teravih namazı veya gece namazı kılması caizdir. Ezberinden okuması ise daha faziletli ve daha iyi olandır.

Buhari’nin muallak hadis olarak, diğerleri de mevsul hadis olarak rivayet ettiklerine göre, “Mü’minlerin Annesi Aişe -Allah ondan razı olsun- kölesine emrediyordu, o da Kur’an’a bakarak okuyup ona Ramazan’da namaz kıldırıyordu.”

Bunun caizliği Muhammed b. Sirin, Hakem b. Uteybe, Hasanı Basri ve Ata gibi selef âlimlerinden rivayet edilmiştir. Aynı zamanda bu, Şafii, Maliki ve Hanbeli fukahasının çoğunluğunun da görüşüdür.

Ebu Davud, imamı Ahmed’e sorduğu sorular arasında şunu nakletmiştir: “İmam Ahmed’e, Ramazan’da Kur’an’a bakarak okuyup imamlık yapan kişi hakkında sorulduğunu işittim. O da buna ruhsat verdi.”

Buna artı olarak deriz ki; imama tabi olan kişinin imamın arkasında imamın okumasını takip etmek için Kur’an’ı tutması ve imam hata yaptığı zaman onu düzeltmesi de caizdir.

Zira İbn’i Ebi Şeybe Musannef’inde Enes b. Malik’in -Allah ondan razı olsun- kölesi arkasında Kur’an’ı tuttuğu halde namaz kıldığını ve bir ayette takıldığı zaman kölesinin ona hatırlattığını rivayet etmiştir.

Başarı Allah’tandır.

Kişi, başkasının yerine kazaya kalan Ramazan orucunu tutabilir mi?

SORU: Kişi, başkasının yerine kazaya kalan Ramazan orucunu tutabilir mi? Örneğin ribattaki Mücahide oruç tutmak zor olduğu için onun yerine oruç tutmak gibi.

CEVAP: Ramazan orucu, kendisinde niyabetin (başkasının yapmasının) caiz olmadığı farz-ı aynlardandır. Soruda zikredilen durum, ittifakla caiz değildir.

Sadece ilim ehli Nebi ﷺ’in “Üzerinde oruç borcu olduğu halde ölen kişinin yerine velisi oruç tutar.” (El-Mucem’ul-Evsat 4124, Şerh’us-Sünne 1773) sözünde ihtilaf etmişlerdir. Bu, üzerinde kaza etmediği Ramazan orucu borcu olarak ölen kişi hakkında mıdır? Yoksa üzerinde adak orucu olarak ölen kişi hakkında mıdır?

Soruda zikredilen durumda; yani Mücahid kardeşin sağ olması durumunda, hiç kimse onun yerine oruç tutmanın caiz olduğunu söylememiştir.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Ramazanda cihad etmek ve ribat tutmak, senenin diğer günlerinde cihad etmek ve ribat tutmak gibi midir?

SORU: Ramazanda cihad etmek ve ribat tutmak, senenin diğer günlerinde cihad etmek ve ribat tutmak gibi midir?

CEVAP: Allah’u Teâlâ bu ümmeti diğer ümmetlere üstün kılmıştır. Bilindiği gibi Allah’u Teâlâ önceki ümmetlerin ömürlerini uzatmıştır. Onlardan biri üç yüz sene veya daha fazla süre Allah’a ibadet ediyordu. Bu ümmet ise Nebi ﷺ’in haber verdiği gibi “Ümmetimin ömürleri altmış ila yetmiş yaş arasıdır. Onlardan azı bu yaşı geçer.”(İbn-i Mace 4236, Tirmizi 3550)

Allah’a kısa bir süre ibadet edenler nasıl olurda Allah’a uzun süre ibadet edenlere üstün kılınır?

Bunun sebebi; çünkü Allah’u Teâlâ bu ümmete kendisinde ecirlerin kat kat verildiği yerler ve zamanlar kılarak bu ümmete lütufta bulunmuştur. Kendisinde ecirlerin kat kat verildiği yerlerden bazıları; Mekke, üç mescid ve ribat yerleridir.

Kendisinde ecirlerin kat kat verildiği zamanlardan bazıları; Zilhicce ayının ilk on günü ve Ramazan ayıdır. Ramazan’da geceyi ikame etmek, Kur’an okumak, zikir yapmak, sadaka vermek, cihad etmek, ribat tutmak ve şehid olmak; senenin diğer günlerinde bunları yapmaktan daha faziletlidir. Özellikle de Ramazan’ın son on gününde daha faziletlidir. Allah’ın lütfundan istiyoruz.

Başarı Allah’tandır.

Ramazan’ın Gündüzünde Erkeğe Eşi İle Neler Yapması Caizdir?

SORU: Ramazan’ın gündüzünde erkeğin eşi ile neler yapması caizdir?

CEVAP: Oruçlu iken, cima yapmadığı veya boşalmadığı sürece erkeğin eşinden faydalanması caizdir.

Nitekim Buhari ve Müslim sahihlerinde Aişe’nin -Allah ondan razı olsun- şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: “Nebi ﷺ oruçlu iken öperdi ve dokunurdu. O, kendisine en çok hâkim olanınızdı.” (Buhari 1927, Müslim 1106)

İnsanın Ramazan’ın gündüzünde boşalmasına sebep olacak bir şekilde eşiyle muamele etmesi caiz değildir.

Şayet kendisine hâkim olabiliyorsa eşine dokunmasında ve öpmesinde bir beis yoktur. Ancak kişi hızlı boşalan ve kendisine hâkim olamayan biri ise Ramazan gündüzünde eşiyle oynaşmaktan sakınması gerekir.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Ramazan’da en faziletli ameller nelerdir?

SORU: Ramazan’da en faziletli ameller nelerdir?

CEVAP: Hiç şüphe yok ki Ramazan ayı büyük bir aydır. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kilitlenir ve şeytanlara zincir vurulur.

Ramazan; hakkında Kur’an inen, içerisinde Kadir Gecesi ve orucun rüknü olan bir aydır.

Ramazan; kendisinde hoş kokulu esintilerin estiği, itaatlerin artırıldığı ve bereketlerin umulduğu bir aydır. Onun için kişinin özellikle Ramazan’da taatler için çabalaması gerekmektedir.

Ramazan’da yapılacak en büyük ibadetlerden bazıları şunlardır;

– Cemaatle gece namazı kılmak. Bu değerli bir sünnettir.

– Kur’an okumak, bunun için çabalamak ve Kur’an’ı hatmetme gayretinde olmak. Nitekim Ramazan’ın her gecesinde Cibril Rasulullah ﷺ’le oturup ona Kur’an okuturdu.

– İnfak etmek ve sadaka vermek. Bu, Nebi ﷺ’in sünnetidir. Nitekim Buhari İbn-i Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Rasulullah ﷺ insanların en cömertiydi. En çok da Ramazan’da Cibril ile görüştüğünde cömert olurdu.” (Buhari 6)

– “Subhanallah, Elhamdülillah, Lailahe illallah, Allah’u ekber, Estağfirullah” gibi zikirlerle Allah Azze ve Celle’yi zikretmek. Bu, -özellikle de seher vaktinde- her Müslümanın kendisi için çabalaması ve kendisine sıkıca sarılması gereken bir şeydir.

– Özellikle Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmek. Bu, Rasulullah ﷺ’in sürekli yaptığı müekked bir sünnettir.

– Cihad etmek, gazve yapmak ve ribat tutmak. Nitekim Buhari ve Müslim Ebu Said El-Hudri’nin -Allah ondan razı olsun- Nebi ﷺ’i şöyle derken işittiğini rivayet etmişlerdir: “Allah yolunda iken (cihad ederken) bir gün oruç tutan kişinin yüzünü, Allah yetmiş sene yürüme mesafesi kadar ateşten uzaklaştırır.” (Buhari 2840, Müslim 1153)

Allah Subhanehu’dan Ramazan’da hepimizden amellerimizi kabul etmesini ve bize kendisine itaat etmemiz için yardım etmesini diliyoruz.

Başarı Allah’tandır.

 

Ben onun yerine oruç tutabilir miyim?

SORU: Kocam, üzerinde oruç borcu varken şehid oldu. Ben onun yerine oruç tutabilir miyim?

CEVAP: Onun yerine oruç tutabilirsin.

Buhari ve Müslim’de Aişe’den -Allah ondan razı olsun- rivayet edilen bir hadiste Rasulullah ﷺ şöyle demiştir: “Kim üzerinde oruç borcu varken ölürse, onun yerine velisi oruç tutar.” (Buhari 1952, Müslim 1147)

Yine Buhari ve Müslim’de rivayet edilen bir hadiste İbn-i Abbas -Allah o ikisinden de razı olsun- şöyle demiştir: “Adamın biri Nebi ﷺ’e geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasulü! Annem üzerinde ramazan orucunun borcu varken öldü. Ben onun yerine o oruçları kaza edeyim mi?” Nebi ﷺ de “Evet. Zira Allah’a olan borç ödenmeye en çok layık olandır.” dedi.” (Buhari 1953, Müslim 1148)

Ölen kişinin zimmetinde olan oruç borçlarını mirasçıların veya başkalarının paylaşmaları caizdir. Zira Hasan-ı Basri -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Onun (yani üzerinde bir ay oruç borcu olan kişinin) yerine otuz kişi birer gün oruç tutsa bu caizdir.”

Başarı Allah’tandır.

İkindiden sonra uyumanın hükmü nedir?

SORU: İkindiden sonra uyumanın hükmü nedir?

CEVAP: İkindiden sonra uyumak caizdir, mekruh da değildir.

“İkindiden sonra uyuyup da aklı giden kişi kendisinden başka kimseyi kınamasın.” (Müsnedi Ebu Ya’la 4918) Hadisi ise zayıf bir hadistir, sahih bir hadis değildir. Bu hadisin ravileri arasında İbn-i Lehia vardır.

İmam Leys b. Sa’d -Allah ona rahmet etsin- Ramazan ayında ikindiden sonra uyurken görüldü ve kendisine şöyle dendi: “Ey Ebul-Haris! Niçin ikindiden sonra uyuyorsun, oysa İbn-i Lehia bize ‘İkindiden sonra uyuyup da aklı giden kişi kendisinden başka kimseyi kınamasın.’ hadisini aktarmıştır” Leys de şöyle dedi: “Bana fayda verecek olan bir şeyi İbn-i Lehia’nın rivayet ettiği bir hadisten dolayı bırakmam.”

Başarı Allah’tandır.

Gece namazı için belirli bir rekât sayısı var mıdır?

SORU: Gece namazı için belirli bir rekât sayısı var mıdır? Gece namazı 11 rekât mıdır? Veya 11 rekâttan fazla kılmak caiz midir?

CEVAP: Gerek Ramazan’da olsun gerekse Ramazan’ın dışında olsun, gece namazında asıl olan 11 rekât olmasıdır. Bu, Nebi ﷺ’in namazıdır.

Nitekim Ebu Seleme’den rivayet edilen bir hadiste o, Aişe’ye -Allah ondan razı olsun- “Ramazan’da Rasulullah ﷺ’in namazı nasıldı?” diye sordu. O da şöyle dedi: “Rasulullah ﷺ ne Ramazan’da ne de Ramazan’ın dışında 11 rekâttan fazla kılmazdı.” (Buhari 1147, Müslim 738)

İmam Malik’in Muvatta’sında Saib b. Yezid’den rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: Ömer b. Hattab Übey b. Ka’b ve Temim Ed-Dari’ye insanlara 11 rekât kıldırmalarını emretmiştir.” (Muvatta 4)

Ancak, bu konuda varid olan hadislerin umumuna binaen 11 rekâttan daha fazla kılmak caizdir.

Buhari ve Müslim’de İbn-i Ömer’den -Allah o ikisinden razı olsun- rivayet edilen bir hadise göre adamın biri Rasulullah ﷺ’e gece namazı hakkında sordu. Rasulullah ﷺ de şöyle dedi: “Gece namazı ikişer ikişer rekâttır. Sizden biriniz sabah olmasından korkunca önceden kıldıklarını vitir edeceği bir rekât kılar.” (Buhari 990, Müslim 749)

Diğer bir rivayette ise şu şekildedir: “Gece namazı ikişer ikişer rekâttır. Namaza son vermek istediğinde kıldığın rekâtların vitri olacak olan bir rekât kıl.” (Buhari 993)

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Ramazanda özürsüz olarak iftar eden kişinin ne yapması gerekir?

SORU: Ramazanda özürsüz olarak iftar eden kişinin ne yapması gerekir?

CEVAP: Hiç şüphe yok ki Ramazan’da özürsüz olarak iftar eden kişi büyük günahlardan bir günah işlemiştir.

Bu kişinin Allah’a ﷻ tevbe etmesi, günahından dolayı pişmanlık duyması ve iftar ettiği günün kazasını yapması vaciptir.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Ramazanda özürlü olarak art arda birkaç gün oruç tutmayan kişinin bu günleri kaza ederken yine art arda mı tutması gerekir?

SORU: Ramazanda özürlü olarak art arda birkaç gün oruç tutmayan kişinin bu günleri kaza ederken yine art arda mı tutması gerekir?

CEVAP: Bu kişinin Ramazanda tutmadığı günleri bir sonraki ramazan gelmeden kaza etmesi vaciptir.

Art arda tutma konusunda ise, ilim ehli -Allah onlara rahmet etsin- ihtilaf etmişlerdir.

Cumhur, art arda tutmanın vacip olmadığı görüşündedir. Bazı âlimler ise bunun vacip olduğunu söylemişlerdir.

Râcih olan görüş ise -Allah en iyisini bilendir- art arda tutmak müstehaptır. Zira bunda yükümlülükten kurtulmak için acele etmek vardır. Fakat art arda olmaksızın ayrı ayrı olarak da tutsa bu oruç sahihtir ve bu kimse için hiçbir sorumluluk yoktur.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

Dizi izlemenin hükmü nedir?

SORU: Ramazan’da gece geç saatlere kadar dizi izlemenin hükmü nedir?

CEVAP: Dizi izlemek haramdır. Bunun ramazanda olması veya ramazanın dışında olması durumu değiştirmez. Fakat ramazanda olması daha çirkindir.

Diziler, içerisinde bulunan kadınların açılması, müzik ve şüphe yayma gibi büyük mefsedelerin olmasından dolayı haramdır. İnsanların, diziler ve benzeri şeyler için toplanıyor olmamaları bilakis itaat için toplanıyor olmaları gerekir. Zira bu, nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in ve değerli sahabelerinin yoludur.

Ey Müslümanlar Allah’tan korkun. İtaatler için çabalama ve masiyet ve münkerlerden sakınma hususunda Allah’tan korkun.

Allah kendisinden yardım istenilendir.

Ramazan’da özürsüz olarak 10 gün boyunca oruç tutmadım şu anda ne yapmalıyım?

SORU: 10 Sene önce, Ramazan’da özürsüz olarak 10 gün boyunca oruç tutmadım. Şu anda ne yapmalıyım?

CEVAP: İlim ehli -Allah onlara rahmet etsin- özürsüz bir şekilde kasıtlı olarak Ramazan’da oruç tutmayan kişi hakkında üç görüş üzere ihtilaf etmişler;

1. Görüş: Tevbe etmekle beraber hem kaza hem de keffaret gerekir.

2. Görüş: Tevbe etmekle beraber sadece kaza gerekir.

3. Görüş: Sadece tevbe etmesi gerekir. Kaza yapmasına gerek yoktur.

Bu görüşlerden tercih edilen görüş ise; özürsüz olarak bozmuş olduğu oruçlardan dolayı öncelikle pişmanlık duyup tevbe etmesi ve tutmadığı oruçların sayısınca da kaza orucu tutması gerekir.

Allah-u Teâlâ en iyi bilendir.
RAMAZANIN SON  10 GÜNÜNDEKİ İBADETLER
blankblank

İtikâfta olan kişinin, ihtiyaç duyduğu eşyaları mescide getirmesi mübah mıdır?

SORU: İtikâfta olan kişinin, ihtiyaç duyduğu eşyaları mescide getirmesi mübah mıdır?

CEVAP: Evet bu onun için caizdir.

Buhari ve Müslim’de Ebu Said’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: “Rasulullah ﷺ’le birlikte orta on günde (Ramazan’ın ortasındaki on günde) itikâfa girdik. Yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı taşıdık.” (Buhari 2040, Müslim 1167) Bu hadis, kişinin itikâf süresinde ihtiyaç duyacağı eşyaları mescide getirmesinin caiz olduğuna delalet etmektedir.

Aynı şekilde itikâfta olan kişinin gusül alarak ve tırnaklarını keserek kendisini temizlemesi, saçını taraması, güzel kokular sürünmesi, kendisini ziyarete gelen kişileri karşılaması, onlarla oturması ve onları mescidin kapısına kadar yolcu etmesi de caizdir. Nitekim Rasulullah ﷺ’de böyle yapardı.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

KADİR GECESİ
blankblank

İtikâfta olan kişinin itikâfta iken yapması müstehap olan şeyler nelerdir?

SORU: İtikâfta olan kişinin itikâfta iken yapması müstehap olan şeyler nelerdir?

CEVAP: İlk olarak; çokça Kur’an okumak, Kur’an’ı tedebbür etmek ve anlamlarını anlamak. Allah’u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.” (Sad 29)

İkinci olarak; çokça zikir yapmak; mağfiret dilemek, Lailahe illallah, Subhanallah, Elhamdulillah ve Allah’u Ekber demek. Allah’u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Dikkat edin, kalpler yalnızca Allah’ı zikretmekle huzur bulur.” (Ra’d 28)

Üçüncü olarak; namaz kılmak, namazda uzun uzun kunut yapmak ve geceyi namaz kılmakla geçirmek.

İtikâfta olan kişinin, özellikle kadir gecesini bulmaya çalışırken hem kendisi için hem de kardeşleri için dualarını çoğaltması ve “Ey Allah’ım! Sen çokça affeden ve affetmeyi sevensin, o halde beni affet.” (Tirmizi 3513, İbni Mace 2850) sözünü çokça söylemesi gerekir.

Allah Subhanehu’dan bizi Kadir Gecesi’ne ulaştırmasını, imanlı olarak ve ecrini kendisinden bekleyerek o geceyi ikame etmemiz için bize yardım etmesini, hepimizin günahlarını bağışlamasını, Muvahhid Mücahidlere yardım etmesini ve grupları hezimete uğratmasını diliyoruz. Zira O, buna sahip olan ve güç yetirendir.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

blank

blank

Fıtır sadakası ne zaman verilir?

SORU: Fıtır sadakası ne zaman verilir? Değeri ne kadardır? Para olarak verilmesi caiz midir, yoksa mutlaka yiyecek olarak mı verilmelidir?

CEVAP: Fıtır sadakası, Allah’ın ﷻ oruçlu kişinin temizlenmesi ve gününün azığını bulamayan fakiri sevindirmek için meşru kıldığı bir ibadettir.

Fıtır sadakası; iyilikte ve takvada yardımlaşma ve Müslümanlar arasında ülfet kurma ve karşılıklı sevgi babındandır.

Kendisi ve ailesi için bayram gününün ve gecesinin azığından fazlasına sahip olan her Müslümana vacip olur. Böyle bir Müslümana kendisi için, eşi için, çocukları için, hizmetçisi için, kölesi için ve anne ve babası gibi bakımıyla yükümlü olduğu her kişi için fıtır sadakası vermesi vaciptir.

Çünkü İbn-i Ömer’den -Allah ondan razı olsun- rivayet edilen sahih bir hadiste o şöyle demiştir: “Rasûlullah ﷺ Müslümanlardan köleye-hüre, erkeğe-kadına ve küçüğe-büyüğe hurmadan veya arpadan bir sa’ı fıtır zekâtı olarak farz kıldı ve bu zekâtın insanların namaza (bayram namazına) çıkmasından önce eda edilmesini emretti.” (Buhari 1503)

Bu, verilen bu yiyeceğin fıtır sadakası olduğuna dair özel bir niyetin olması gereken bir ibadettir.

İlim ehlinin görüşlerinden sahih ve güçlü olan görüşe göre fıtır sadakası sadece yiyecek olarak verilebilir, para olarak verilmesi caiz değildir. Bilakis belde ehlinin yiyeceklerinden veya erzakından verilir. Bu görüş, ümmetin hem selefinin hem de halef ulemasının cumhurunun üzerine olduğu görüştür.

Bu yiyeceklerin günümüzdeki ağırlıklarıyla alakalı olarak; zekât bölümündeki kardeşlerimiz bu konuda ayrıntılı bir broşür yayınladılar. Bu broşürlere müracaat edilebilir.

Başarı Allah’tandır.

blankblank

Ramazanda Ölen Kişi İçin Ailesi Fıtır Sadakası Vermeli Midir?

SORU: Ramazanda ölen kişi için ailesi fıtır sadakası vermeli midir?

CEVAP: Ramazanda ölen kişi için fıtır sadakası gerekli değildir. Zira bu kişi henüz fıtır sadakası vacip olmadan ölmüştür. Fıtır sadakası yalnızca vacip olma zamanına canlı olarak yetişen kişi için vacip olur.

Fukaha, fıtır sadakasının vacip olma zamanının ne zaman olduğu hakkında ihtilaf etmiştir. Bazıları fıtır sadakasının vacip olma zamanının bayram günü fecri doğması olduğu görüşündedirler.

İlim ehlinin çoğunluğu fıtır sadakasının vacip olma vaktinin ramazanın son gününün güneşinin batması olduğu görüşündedirler.

İmam İbn-i Kudame -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: “Fıtır sadakasının vacip olmasının zamanı, Ramazan’ın son gününün güneşin batma vaktidir.

Fıtır sadakası, Ramazan ayının son gününün güneşinin batmasıyla vacip olur. Güneşin batmasından önce evlenen, köle sahibi olan, çocuğu olan veya Müslüman olan kişilerin fıtır sadakası vermeleri gerekir.” (El-Muğni 3/89)

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

blank

blank

Rasulullah ﷺ buyurdu ki:
“Her kim Ramazan orucunu tutar da sonra ona Şevval’den altı günü eklerse bütün sene oruç tutmuş gibi olur.”
(Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)

blank

 

Nafile oruç tutarken unutarak yiyip içmek orucu bozar mı?

SORU: Nafile oruç tutarken unutarak yiyip içmek orucu bozar mı?

CEVAP: İster farz orucu olsun ister nafile orucu olsun oruçlu iken unutarak -az olsun çok olsun- yiyen kişinin orucu bozulmaz ve bu kişinin hiçbir şey yapması da gerekmez.

Zira Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsun- Rasûlullah’ın ﷺ şöyle dediğini söylemiştir: “Oruçlu iken unutup yiyen veya içen kişi orucunu tamamlasın. Şüphesiz ki Allah ona yedirmiş ve içirmiştir.” (Buhari 1933, Müslim 1155)

Başka bir rivayette de şöyle demiştir: “Oruçlu kişi unutarak yer veya içerse, bu Allah’ın ona verdiği bir rızıktır. Bu kişiye kaza da yoktur.” (Darukutni 2248, El-Müstedrek lil-Hâkim 2363, Beyhaki 12042)

Bu hadisteki bu ziyade “o kişiye günah yoktur, ama kaza yapması gerekir” diyenlerin bu görüşünü reddetmektedir. Doğru olan; bu kişiye günahın olmadığı gibi bu kişinin kaza yapmasının da gerekmediğidir.

Allah’u Teâlâ en iyi bilendir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.