Zarar ve çirkinlik yönünden
bunlardan sonra Allah hakkında, O'nun isimleri, sıfatları ve filleri hususunda
bilgisizce konuşmak, O'nu (c.c.) kendisinin ve peygamberinin (Sallallahu aleyhi
ve sellem) vasfettiğinin
aksiyle vasfetmektir.
Bu, "yaratma" ve "emretme"
(şeriat koyma) nın kemâline en
ters düşen, en çelişen ve bizzat Rabbliğe, Rabb'e ait özelliklere gölge getiren
şeydir. Şayet bilerek yapılırsa bu bir inattır ve şirkten daha çirkin, Allah
katında daha büyük günahtır. Çünkü Rabb'in sıfatlarını kabul eden müşrik kemal
sıfatlarını iptal ve inkar edenden daha iyidir. Nitekim dünyada, bir hükümdarın
hükümdarlığını kabul eden, sahip olduğu sıfatları inkar etmeyen, ancak kendisini
ona yaklaştıran bir takım ortaklar edinen kişi, hükümdarlığını ve hükümdarlık
sıfatlarını inkar edenden daha iyidir. Bu fıtratlarda ve akıllarda yerleşik,
kesin bir şeydir.
Allah'ın sıfatlarını inkar (ta'tîl)
hastalığı ilacı olmayan kronik bir hastalıktır. O yüzden Yüce Allah ta'tîlcilerin önderi Firavun'un, Musa'ya şöyle dediğini haber vermektedir:
"Firavun
dedi: Ey Haman, bana yüksek
bir kule yap da o yollara erişeyim. (Yani) göklerin yollarına
(erişeyim) de Musa'nın tanrısına çıkıp bakayım. Zira ben onu yalancı
sanıyorum."
(Mü'min, 36, 37)
İmam Ebû Hasan Eş'arî
kitaplarında ta'tîlcilere bu ayeti delil getirmiştir. Onun
sözünü bir çok kitapta zikrettik.
Allah hakkında cahilce
konuşmak (ve düşünmek) ile şirk birbirinden ayrılmaz şeylerdir.
Saptırıcı bid'atler
Allah'ın, O'nun ve Rasûlü'nün bildirdiği sıfatları bilmek ve onları yalanlamak
olduğunda, bunu inaden ve cehaleten yapmak en büyük günahlardandır. Küfre
ulaşmasa bile bu, İblisin diğer büyük günahlardan daha çok sevdiği bir şeydir.
Nitekim seleften bir zat:
"İblis bid'ati günahtan daha çok sever, çünkü günahtan tevbe edilir, ama bid'atten
(kişi onu hak gördüğünden dolayı) tevbe edilmez" demiştir.
İblis şöyle demiştir:
"Ben Âdem
oğullarını günahlarla helak ettim, onlarsa beni istiğfar ve "Lâilahe illallah"
ile helak ettiler. Bunu görünce onlar arasında birtakım keyfî-asılsız fikirler
yaydım: Günah işlerler de tevbe etmezler; çünkü iyi bir şey yaptıklarını
zannederler."
Bilindiği gibi günahkârın zararı
sadece kendisine, bid'atcinin zararı ise insanlaradır.
- Bid'atçinin belâsı
dinin esasında (akidede), günahkarınki ise şehvettedir.
- Bid'atçi Allah'ın (c.c.)
doğru yolu üzerinde bekleyip insanları ondan alıkoyar, günahkar öyle değildir.
- Bid'atçi
Allah'ın (c.c.) Rabblik sıfatlarına ve kemaline leke getirir, günahkâr
öyle değildir.
- Bid'atçi insanların âhirete giden yollarını tamamen keser, âsî
ise günahlarından dolayı yavaş ilerler, o kadar.