Cinsî aşk üç çeşittir:
Birincisi neredeyse ibâdet ve
itaat gibidir. Bu kişinin hanımına ve cariyesine olan aşkıdır. Bu faydalı bir
aşktır. Zira Yüce Allah'ın evlenme nizamını koymadaki hedef ve maksadların
gerçekleşmesine, gözün ve kalbin başkalarına meyletmesine engel olmasına büyük
katkı sağlar. O yüzden bu âşık Allah katında da insanlar katında da övülür.
İkinci tür aşk:
Bu Allah'ın gazap ve
kızgınlığını celbedecek, rahmetinden uzaklaştıracak, kulun din ve
dünyasına en zararlı aşktır; erkeğin genç tüysüz oğlanlara aşkı. Buna tutulan
kişi Allah'ın (c.c.) gözünden düşer. Kapısından kovulur, kalbi O'ndan (c.c.)
uzaklaşır. Bu Allah'tan ayıran ve O'nunla ilişkiyi koparan en büyük
perdelerdendir.
Nitekim Seleften bir zat şöyle
der:
"Bir kul Allah'ın
(c.c.)
gözünden düştüğü vakit Allah (c.c.) onu oğlanların aşkına duçar eder. Lût
kavminin başına türlü türle belâları ve helaki getiren bu sevgidir. Başlarına
gelenler hep bu aşktan dolayıdır."
Yüce Allah buyuruyor:
"Senin ömrüne andolsun
ki, onlar sarhoşluklar içinde bocalıyorlar." (Hicr, 72)
Bu hastalığın devası kalpleri
evirip çeviren Yüce'den yardım istemek, samimi biçimde O'na sığınmak, O'nu
(c.c.)
zikretmekle meşgul olmak, kalbini diğeri yerine Allah sevgisiyle ve O'na (c.c.)
yakınlığın huzuruyla doldurmak, bu aşkın yol açtığı acı ile kaybettirdiği zevki
düşünmek, en büyük sevgiliden mahrum edip en kötü şeylere sebep olduğunu idrak
etmektir. Ama nefsini hâlâ o belâya doğru sürükler; o belâyı tercih ederse,
kendisinin cenaze namazını kılsın ve bilsin ki belâ onu iyice kuşatmıştır.
Üçüncü tür aşk da mubah aşktır.
Bu kasıtsız olarak düşülen aşktır. Örneğin adama güzel bir kadından bahsedilir
veya o aniden güzel birini görür ve kalbi vurulur. Bu aşk günah kazandırmaz,
kişiye ondan dolayı ceza verilmez. Ama en iyisi onu defetmeye çalışması, daha
faydalı şeylerle uğraşarak onu unutmaya çalışmasıdır. Aşkını gizlemesi, namusunu
koruması ve bu belâya sabretmesi gerekir. Bunu yaptığı takdirde Allah ona yardım
edecek, kendi rızası için sabretmesinin ve iffetini korumasının, hevâ-hevesine itaati
bırakıp Rabbinin rızasını ve mükafaatını tercih etmesinin karşılığını
verecektir.