Şeytanların komutanı daha sonra
şöyle der:
Dil gediği üzerinde nöbet tutun. O en önemli gediktir. Diline
faydasız ve zararlı sözleri söylettirin ve Allah'ı (c.c.) zikir, istiğfar, Kur'an'ını okuma, kullarına nasihat etme ve faydalı bilgi verme gibi ona (kalbe)
fayda verecek sözleri söylemesine engel olun. Bu gedikte sizin için iki büyük iş
var; hangisini başarırsanız olur, farketmez:
Birincisi: Batıl konuşmak. Zira
batıl konuşan kişi sizin kardeşiniz, en büyük askeriniz ve yardımcınızdır.
İkincisi: Hakkı konuşmamak.
Hakkı haykırmayan kişi -birincisi konuşan kardeşiniz olduğu gibi- sizin dilsiz
kardeşiniz-dir. Hatta neredeyse bu size diğerinden daha faydalıdır.
Birinin "Batıl konuşan dilli
şeytan, hakkı söylemeyen ise dilsiz şeytandır" sözünü işitmediniz mi?
Bu gediğe çok dikkat edin. Sakın
hak bir söz söylemesin, batıl konuşmaktan geri durmasın. Ona her yolla baktı
süslü gösterin, her yola başvurarak hakkı söylemeden korkutun.
Yavrularım! bilin ki, ben insan
oğlunu bu yolla helak eder, onları burunları üzeri cehenneme bu yolla düşünürüm.
Bu gedikten kazandığım nice öldürülmüş, yaralanmış, esir edilmiş kimseler
vardır.
Size bir tavsiyem var, iyi
belleyin:
Biriniz insan kardeşinin diliyle bir şey söylesin. Diğeriniz onu
dinlesin ve sözünü çok beğendiğini, hayran kaldığını söylesin ve onu tekrar
etmesini istesin. İnsana karşı birbirinize her türlü desteği verin. Yanlarına
her yoldan sokulmaya çalışın, onları her köşede gözetleyin. Benim Rabblerine
yaptığım yemini duymadınız mı?
Hani şöyle demiştim:
"Öyle ise, beni azdırmana
karşılık, and içerim ki, ben de onlar (ı saptırmak) için senin doğru
yolunun üstüne oturacağım. Sonra onların önlerinden, arkalarından, sağlarından,
sollarından onlara sokulacağım ve
çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın." (A'raf, 16,17)
Görmüyor musunuz beni; O
ademoğlunun tüm yollarında otururum. Bir yolda başarılı olamazsam hemen başka
yolda oturur, dilediğimi veya hiç olmazsa bir kısmım elde etmedikçe oradan
ayrılmam. Peygamberleri de, onları bu hususta uyarmış ve şöyle demiştir:
"Şeytan
insanoğlunun tüm yollarında oturur. İslâm yolu üzerinde oturur ve insana "İslama
girip de senin ve atalarının dinini bırakacak mısın?" der.
İnsan onu dinlemeyip müslüman olursa, şeytan hicret yolunda oturur ve "Havanı ve karanı (memleketini)
terkedip hicret mi edeceksin?" der.
Kişi onu dinlemeyip hicret ederse şeytan bu
defa cihad yolu üzerinde durup ona "cihad edip de öldürülmeyi, ardından malının
paylaşılmasını, hanımınla evlenilmesini mi istiyorsun?" der."
İşte böyle... Her hayır yolu
üzerinde onları bekleyin. Birisi sadaka vermek istese "sadaka yolu" üzerinde
bekleyin ve ona "malını verip de şu dilenci gibi mi olacaksın" deyin.
Kendisinden sadaka istenen
birisinin diline koyduğum şu sözü duymadınız mı?
"Bunlar bizim malımız. Size
verecek olursak sizin halinize döneriz / sizin gibi oluruz."
Hac yolunda bekleyin ve onlara:
"Korku dolu ve meşakkatli bir
yol. Kişi malının ve canının yok olması tehlikesiyle karşı karşıya oluyor"
deyin.
İşte bu şekilde tüm hayır
yolları üzerinde durun ve insanları onlardan sakındırın zorlukların ve
tehlikelerini anlatın. Sonra günah yollarında durun ve onları insanoğlunun
gözünde güzel, kalbine süslü yapın. Bu hususta en büyük yardımcı olarak
kadınları kullanın, onların kapısından girin. Onlar sizin için ne iyi
yardımcıdırlar.
Sonra el ve ayak gediklerinde
durun. İnsanları size zarar verecek şeyleri tutmaktan ve size zararlı yerlere
gitmekten men'edin."