Çoğu zaman bazılarının bir dua
ettiklerinde dualarının hemen kabul olunduğunu görürsün. Bu bazen dua edenin çok
istekli olması ve Allah'a yönelmesinden kaynaklanır. Bazen kişi bir sevap
işlemiştir, Allah da onun bu hareketinin ödülünü duasına icabet olarak
vermiştir. Veya kişinin duası duaların kabul olunduğu vakte denk gelmiştir...
Böylece duası kabul olunmuştur. Bunu gören kişi sırrın bu duanın lafzında
olduğunu sanır ve yapıldığı ortam ve koşulları göz önünde bulundurmaksızın duayı mücerred olarak alır. Bu, faydalı bir ilacı gerektiği vakitte ve gerektiği
biçimde kullanan ve faydasını gören kimseyi görüp de o ilacı herhangi bir
vakitte kullanmanın yeterli olacağını sanan kimsenin durumuna benzer. Bu
yanlıştır, bir çok insanın yanlış yaptığı bir husustur.
Bunun gibi... Bazen kişinin bir
kabir başında içten yaptığı dua kabul olunur. Cahil de duanın kabulündeki sırrı
(=kerameti) kabirde sanır ve kerametin içten duada ve Allah'a iltica etmede
olduğunu bilmez. Halbuki böylesi bir dua Allah'ın evlerinin birinde yapılsa daha
iyi olur ve Allah bundan daha çok hoşlanır.