Günahların bir cezası da eldeki
nimetleri yok edip devam etmekte olanları kesmesi, bulunanları kaldırması ve
sürecekleri engellemesidir. Çünkü Allah'ın (c.c.) nimetlerinin elde olanlarının
muhafazasında, olmayanların elde edilmesinde O'na itaat kadar etkili birşey
yoktur. Zira katındakine ancak O'na (c.c.) itaatle ulaşılır.
Yüce Allah herşey için bir sebep
ve âfet kılmıştır. Allah'a itaat nimetlerin sebepleri; O'na (c.c.) itaatsizlik
da bunları engelleyici âfetlerdir. Allah verdiği bir nimetin devam etmesini
irade ettiğinde kuluna, o nimet hakkında kendisine itaat etmek suretiyle onu
korumasını ilham eder. Nimetinin zevalini irade ettiğinde de onu yüz üstü
bırakır ve kişi o nimette Allah'ın emrine aykırı hareket eder.
İşin garibi kul bunu kendinde ve
başkasında müşahade ederek isyanlarından dolayı nimetleri ellerinden alınanların
haberlerini duyarak bunu bilmişken Allah'a isyan üzere hayat sürdürmeye
devam eder. Sanki bunlar bu hükümden istisna edilmişler, sanki onlara genelden
farklı özel muamele yapılacak. Sanki bu tüm insanlar için geçerli, kendisi için
değil. Sanki bu azap başkalarına ulaşacak, ona değil. Bundan daha büyük cehalet,
bunun üzerinde bir nefse zulüm var mıdır?
Hüküm Yüce ve Büyük Allah'ındır.