Mal meselesine gelince; bu
konuda farklı görüşler vardır.
Bazıları: kişi malî borcunu ölünün varislerine
teslim ettiğinde, hayatta iken kendisine teslim etmiş gibi ahiretteki
sorumluluktan kurtulur, demişlerdir.
Bazıları ise şöyle demişlerdir:
Bilakis alacaklının, kendisine haksızlık ederek borcunu hayatında vermeyenden
kıyamet günü "hak talebi" hakkı saklıdır. Varisinin parayı almasıyla onun
mağduriyeti bitmemiştir. Çünkü borçlu onu malından faydalanmaktan hayatı boyunca
mahrum bırakmış ve o hâl üzere ölmüştür. Bu, telafi edilmemiş bir haksızlıktır.
Borcun telafi edilmesiyle yararlanan sadece varistir, asıl mal sahibi değil. Bu
mesele üzerine şu meseleyi bina etmişlerdir:
Miras malı kişiden kişiye intikal
etse ve varisler çoğalsalar, bu borç hakkını hepside talep eder. Çünkü bu, her
biri varis olduğu vakit borçlu tarafından kendine ödenmesi lazım olan bir
haktır. Bu imam Malik ve İmam Ahmed b. Hanbel'in bir grup talebelerinin
görüşüdür.
Hocamız İbn Teymiye ikisinin
ortasında bir görüş beyan edip şöyle demiştir:
Ölen kişi hayatta malını
alabilecekken ve isteyebilecekken bunu yapmamış ve ölüm gelip çatmışsa kıyamet
günü onun hesabını soracak olan -dünyada olduğu gibi- varisleridir. Fakat
isteyememiş ve alamamışsa, bilakis borçlu kişi zulüm ve haksızlıkla vermeye
engel olmuşsa ahirette onu talep edecek ölen kimsedir.
Bu, bu hususta söylenenlerin en
iyisidir. Çünkü malım, zalim kişi ona hayatta vermemiş, malını ondan bir türlü
alamamışsa; bu mal, kişinin, birinin öldürdüğü kölesi, başkasının yaktığı evi,
başkasının yeyip içtiği yiyecek ve içeceği mesabesindedir. Bu ise varisin malı
olarak değil ölenin malı olarak telef olmuştur. Bir şeyi isteme hakkı da
mülkiyeti altındayken telef olana aittir.
Belki şöyle denilebilir:
Mal bir
ev veya arsa ya da ölümden sonraya kadar kalmış bir eşya ise o artık varisin
malıdır ve gasbedenin onu var ise teslim etmesi gerekir. Teslim etmediği
takdirde, varis dünyada onu isteme hakkına sahip olduğu gibi ahirette de onu
isteme hakkına sahiptir.
Bu önemli bir sorundur ve ancak
şöyle denilerek çözümlenir:
İsteme hakkı her ikisine aittir. Örneğin bir kimse
bir grup kimsenin ortak olduğu malı gasbederse her biri hakkını ondan talep
edebilir. Yine nesiller boyu devam edecek bir vakıf malım gasbederse, ondan
istifadesi mümkün iken istifade edemeyen her nesil kıyamet günü o haklarında
davacı olurlar. Bu hakta biri diğerinden daha öncelikli olmaz, hepsi aynıdır.
Doğrusunu Allah bilir.