Hak olsun batıl olsun her
fiilin / eylemin esası sevgi olduğuna göre:
Dinî fiillerin / eylemlerin esası Allah ve Rasûlünü
sevmek, dinî sözlerin esası Allah ve Rasûlünü tasdik etmektir.
Allah ve Rasûlünü
tam sevmeye engel olan ve bu sevgiyle çatışan her istek, veya tam imanı
engelleyici her türlü şüphe ya imanın esasıyla çelişir yada onu zayıflatır.
Bu daha da güçlenip sevginin ve
tasdikin esasıyla çatışacak dereceye varırsa küfür veya büyük şirk olur.
Onunla çatışmazsa bile
mükemmelliğini zedeler, zayıflatır, azim ve gayrette gevşeklik meydana getirir.
Bu irade ve şüphe gayeye
ulaşmayı engeller, isteyenin önünü keser, çalışkan kişinin azmini kırar. Allah
dostluğu ancak buna düşmanlıkla gerçekleşir.
Nitekim Yüce Allah muvahhidlerin ve Allah
aşıklarının önderi İbrahim'in kavmine şöyle söylediğini haber vermektedir:
"O
ibadet ettikleriniz var ya, sizin ve evvelki atalarınızın... Onlar benim
düşmanlarımdır. Ancak âlemlerin Rabbi müstesna" (Şuarâ, 75-77).
İşte Allah'ın
dostu Halil İbrahim'in bu dostluğu ancak o düşmanlığı gerçekleştirmesiyle
olmuştur. Zira dostluk (velâ), ancak O'nun dışındaki her türlü mabuddan
uzaklığını ilanla gerçekleşir.
Yüce Allah şöyle buyurur:
"İbrahim ve
beraberindekiler de sizin için güzel örneklik vardır. Hani onlar kavimlerine
demişlerdi ki: Biz sizden ve Allah dışında ibadet ettiklerinizden beriyiz. Sizi
reddettik. Bizimle sizin aranızda, siz yalnız Allah'a iman edinceye kadar ebedî
bir düşmanlık ve nefret belirmiştir." (Mümtehine, 4)
"Hani İbrahim babasına ve
kavmine: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. Ben yalnız beni yaradana (taparım)
çünkü O, bana doğru yolu gösterecektir, demişti."
(Zuhruf, 26-28)