Bunlar şöyle derler:
Bu suç ve günahları biz işleriz. Bunlar Allah’ın
iradesiyle değil, bizim irademizle meydana gelir. Allah bu fiilleri bizim için
ne takdir etmiş, ne yazmış, ne dilemiş ve ne de yaratmıştır. Allah herhangi bir
kimseyi hidayete erdirmez,dalalete düşürmez, onlara hidayet ve dalaleti, fücur
ve takvayı ilham edip kalbine koymaz; bunları sadece açıklar ve bildirir.
Bunlara göre kainatta Allah’ın dilemediği birşey
olabilir. Ayrıca Allah olmayacak şeyleri de diler, insanlar Allah’ın bir
dilemesi söz konusu olmaksızın kendi fiillerini yaratmaktadırlar.
Bunlara göre günah işleyen bir insanın bu günahları,
onun kendisinin yarattığı, kendi iradesinin sonucu olan fiilleridir. Bu fiiller
Allah’ın yarattığı fiiller değildir, O’nun iradesiyle hiçbir ilgisi de yoktur.
Kaderiyye bu sebepten dolayı Allah’tan yardım isteme, O’na tevekkül etme, O’na
sarılma, O’ndan hidayet etmesini, kalplerini sabit kılıp saptırmamasını,
rızasına muvaffak kılıp günah işlemekten uzaklaştırmasını isteme hususlarında
son derece nasipsizdirler. Çünkü bunların hepsi kendilerinin ürünüdür ve
tamamıyla kendi fiilleridir; hiç biri Allah’ın iradesi altında değildir.
Şeytan, Kaderiyye’nin bu kader inancından son derece
memnundur. Artık onları daha başka bir günaha sevketmeye çalışmaz, onları bu
şekilde uğraştırmaz. Onun bu hususta gözettiği iki mühim maksat vardır:
Birincisi; bu tutum ve inanışın doğru olduğunu
onların kalplerine iyice yerleştirmek ve onlara şöyle demektir:
Aslında siz ehl-i sünnetin işlemekte oldukları suç ve büyük günahları işlemiyorsunuz. Bu da
davranışlarınızın size bırakıldığını, onları sizin yarattığınızı, sizin kendi
nefsinizi koruyup günahtan alıkoyduğunuzu gösterir.
İkincisi ise; onlar sayesinde bazı cahil kimseleri
tuzağına düşürmektir. Cahil insanlar bunlara bakıp da onların ibadet ve zühd
sahibi, günahlardan korkup kaçan insanlar olduklarını görünce şöyle düşünmeye
başlarlar:
“Bunlar ehl-i hak kimselerdir.”
Aslında şeytan bid’atı tercih eder,
onu günahtan daha çok sever. Bu Kaderiyye vasıtasıyla bunları başarıp da böylece
cahil kimseleri onlar eliyle tuzağına düşüren şeytan artık günah işlemelerini
ilham etmeğe gerek duyar mı?
Aksine onları günahtan meneder, günahı onların
göz ve gönüllerinde çirkin gösterir ve haliyle bu hakikatleri ancak basiret
sahipleri anlayabilirler.
|