İkinci esas: Allah Teala’nın isimlerinden
biri mutabakat itibariyle kendisinden türediği zat ve sıfata delalet ettiği gibi
bu isim ihtiva etme ve ayrılmazlık vasfıyla doğrudan kendisine de delalet
edebilir.
Bir sıfata tek olarak, ihtiva etme yoluyla delalet
ettiği gibi, sıfattan tecrid edilmiş zata da delalet eder. Diğer taraftan başka
bir sıfata da ayrılmazlık (lüzum) vasfıyla delalet eder.
Mesela:
" semi' " ismi mutabakatla rabbin zatına ve
işitmesine, yalnız başına zata delalet eder.
İhtiva etme (tazammun) yoluyla yalnız işitmeye
delalet eder.
Hay ismi ve hayat sıfatına ise ayrılmazlık ve
gereklilik (iltizam) vasfıyla delalet eder.
Allah’ın diğer isim ve sıfatları da böyledir. Fakat
ayrılmazlık vasfının varlığını bilmede insanlar farklıdır. İsimler, sıfatlar ve
hükümler konusundaki ihtilafların çoğu da buradan kaynaklanır.
İhtiyari fiilin hayatta olmayı semi (işitime) ve
basar (görme) vasfının tam bir hayat gerektirdiğini ve diğer kemal sıfatların
tam bir diriliğin gereği olduğunu söyleyen biri Allah’ın isim, sıfat ve fiilerini de kabul ve ikrar etmiş olur. Bunların lüzumunu anlayamayan, hayatın
(canlılığın) ve gereklerinin gerçeğini kavrayamayanlar bu isim ve sıfatları
inkar ederler.
Allah’ın azametini ve bunun gerektirdiği şeyleri
bilmeyenler, Azim isminin gerekliliğini inkar ederler. Alim, Hakim ve diğer
isimlerinin durumu da böyledir.
Her bakımdan mutlak yücelik Aliyy isminin
gereklerindendir. Her yönden mutlaka yücelik Allah’ındır. Kudret, Kahir ve Zat
bakımından yücedir. Zatın yüceliğini inkar eden, Aliyy isminin gereklerini de
inkar etmiş olur.
Allah’ın “Zahir” ismi de
böyledir. Sahih hadiste Nebi (sav)’nin:
“Sen zahirsin senin üstünde hiçbir şey yoktur”
(Müslim Zikr, 61; Ebu Davud,
Edeb, 107; Tirmizi, Daavat, 19; İbn Mace; Dua, 15)
şeklindeki sözünde de geçtiği gibi bu ismin gereği Allah’ın üzerinde hiçbir
şeyin olmamasıdır. Bilakis Allah sübhanehu herşeyin üstündedir. Allah’ın
üstünlüğünü kim inkar ederse "Zahir" isminin gereklerini inkar etmiş olur. “Zahir”
in altının gümüşten mücevherin camdan üstün olması gibi sadece kıymet yönünden
üstün olması, yeterli ve muteber değildir. Çünkü bu üstünlük zuhurla (zahir
olmakla) ilgilidir. Hatta bazen altta kabul edilen, üstün kabul edilenden daha
zahir olur.
Yine sadece Kahr ve galebenin zuhuru muteber değildir. Her ne kadar
Allah sübhanehu, kahır ve galebeyle zahir olsa bile, Batın isminin mukabilinden
dolayı, Batın isminin altında hiç birşey yoktur. Nitekim kendisinden önce hiç
bir şey olmayan Evvel isminin mukabili kendisinden sonra hiçbir şey bulunmayan
Ahir ismi olduğu gibi.
Hakim ismi de böyledir,
Allah’ın fiilerinde övülen ve aranan gayelerin tahakkuk etmesi, herşeyin en
güzel şekilde yerli yerine koyması ve bunları en güzel şekilde yapması ismin
gereklerindendir. Bu durumu inkar etmek, bu ismi ve levazımını inkar etmek olur.
Allah’ın diğer güzel isimleri de böyledir. (Her ne
kadar Allah (c.c.), kendisinden daha derinde bir şey bulunmayan manasındaki
Batın isimini karşılığı olarak Kahr ve galebe ile zahir olsa da durum aynıdır.
Kendisinden önce hiçbir şeyin bulunmadığı anlamına gelen Evvel isminin,
kendisinden sonra hiçbir şeyin bulunmadığı manasındaki Ahir isminin karşılığı
olduğu gibi. Batın ismi de zahir isminin karşılığıdır.)
İsmi-i Celalin Diğer İsim ve
Sıfatlara Delaleti:
Bu iki esas yerleştikten sonra,
"Allah" ismi bütün güzel
isimlere (Esma-i Hüsna) ve yüce sıfatlara üç delalet şekliyle delalet eder.
(1 - İltizam / ilzem,
(ayrılmazlık ve gereklilik)
2 -Tazammun,
(İhtiva etme, Kapsama)
3 -Tetabuk
(Mutabakat ,Uygunluk)
)
Bu isim, O’nun sübuti ve selbi
sıfatlarının
hepsini içine alan ilahlığına delalet eder.
İlahlık Sıfatları:
Bunlar teşbihden, temsilden, ayıb ve noksanlıklardan münezzeh olan kemal
sıfatlardır. Bundan dolayı Allah Teala güzel isimlerini bu büyük isme izafe
etmektedir
“Güzel isimler Allah’ındır.” (A’raf,
180)
Nitekim “Rahman, Rahim, Kuddüs, Selam, Aziz, Hakim” isimleri
Allah’ın isimlerindendir denir ama “Allah” ismi “Rahman”ın isimlerindendir veya
“Aziz” in vs. isimlerindendir, denmez.
Görüldüğü gibi O’nun Allah ismi
güzel isimlerin manalarının hepsini karşılamakta, bütün güzel isimlere özlü
olarak delalet etmektedir.
Güzel isimler, ilahlık, Allah isminin kendilerinden
çıktığı sıfatlarının ayrıntı ve açıklamalardır.
"Allah" ismi Allah’ın ilah ve mabud olduğuna, yaratıkların sevgi, saygı ve huşu ile huşu duyarak,
ihtiyaçlarını O’na arzederek ihtiyaç ve bela anında O’na sığınarak O’nu "ilah"
edindiğine delalet eder.
Bu ise O’nun Rabblığının ve merhametinin kemalini
gerektirir. Hamde layık ve Melik olmasının kemalini de ihtiva eder.
Allah’ın
İlahlığı, Rabbliği, Rahmanlığı, ve Melik oluşu bütün kemal sıfatlarını
gerektirir.
Zira bütün bunların sabit olması
Hayy, Semi, Basir, Kadir,
Mütekellim, istediğini yapan ve fiillerinde Hakim olmayan birisi için
düşünülemez.
|