Cebriyye Mezhebini Redd

 

Bu da bir kaç bakımdandır.

Birincisi:

Allah’ın umumi bir hamd vasfının bulunduğunu kabul etmekle olur. Bu sıfat, Allah’ın, kullarını, güçleri yetmediği ve kendi ellerinde olmayan şeylerden sorumlu tutmayacağını gösterir. Onları renkleri, boyları, kısalıklarından ötürü hesaba çekmez. Bilakis fiillerinden sorumlu tutar.Gerçekte onların çirkin fiilerinin faili de Allah’dır. Çirkin işlerinden dolayı onları hesaba çeken de O’dur. Yalnız bu çirkin şeylerden dolayı, Allah’a hamdetmek onun hamd sıfatına tamamen aykırı, O’nu daha fazla ortadan kaldırıcı bir durumdur.

Bütün hamdler kendisinin olan yüce Allah bunların yaptığı davranıştan yüce, büyük ve münezzehtir. Allah Teala onları gerçekten kendilerinin yaptığı fiillerden dolayı cezalandırır. Bu fiiller onların fiilleridir. Allah’ın fiilileri değildir. Allah’ın fiilleri ancak adalet, ihsan ve hayırlı işlerdir.

İkincisi:

Allah’ın rahmetinin ve rahmanlığının isbat edilmesi de Cebriyyenin görüşünü ortadan kaldırır. Zira Allah’ın Rahman ve Rahim olmasıyla, gücü yetmediği ve kendi elinde olmayan şeylerden kulunu hesaba çekmesi, dahası takat ve kudreti yetmediği şeyle kulu sorumlu tutup sonra da kulunu cezalandırması birbiriyle bağdaşmaz. Allah’ın böyle davrandığını söylemek rahmetin zıddı ve rahmet sıfatının iptali demek değil midir? Bir tek varlıkta hem böyle bir davranışın hem de, sıfatının tam ve kamil bir rahmetin birleştirmesi makul müdür?

Üçüncüsü:

“İbadet ediyoruz, yardım diliyoruz” sözleriyle ibadet ve istiane, kullar için kullanılmış ve kullara isnad edilmiştir. Bu isnad mecazi değil hakikidir. Allah Teala’nın, kulların fiillerinden olan ibadet ve istianeyle vasıflanması doğru olmaz. Bilakis gerçekten ibadet eden ve yardım isteyen kuldur. İbadet edilen ve kendisinden yardım istenen de Allah’tır.

 

İÇİNDEKİLER