Farz olan tatmaya gelince:
- Zaruret ya da ölüm
korkusundan dolayı haram birşeyi yiyip, içmektir. Eğer yiyip- içmeyi terk eder
de ölürse, kendi kendisini öldüren asi gibi ölmüş olur. İmam Ahmed ve Tavus der
ki:
“Kim ölü eti yemek zorunda kalır da yemeyip
ölürse, o cehenneme girer.”
- Farz olan tatmalardan bir diğeri, sahih olan görüşe
göre helaktan sayesinde kurtulacağını bildiği haram ilacdan almaktır. Eğer şifa
vereceğini zannederse bu ilacı almak mübahmıdır? Yoksa terk etmek dahamı
faziletlidir? Bu konuda halefle selef arasında bilinen bir ihtilaf vardır.
Haram olan tatma:
Öldürücü zehir ve içki
içmektir ve farz bir oruç tutarken bir şey tatmak da haramdır.
Mekruh olan tatmalara gelince:
- Şüpheli
şeyleri tatmak,
- Gereğinden fazla yemek,
- Yemeğe davet edilmediği halde, aniden
gelen yemekten yemek,
- Davet velime ve benzeri toplantılarda riyakarların
yemeklerini yemek gibi hususlardır.
Nitekim Rasulullah (s.a.v)’in birbirine
gösteriş için ziyafet çekenlerin yemeğinden yemeyi, yasakladığı nakledilmiştir.
(Ebu Davud, Et’ime, 7)
- Gönül hoşluğu ile değil
de, sadece senden utanmasından dolayı sana yemek yedirenin de yemeğini tatmak
mekruhtur.
Tadılması mubah olan şeyler:
- Seni Allah
Teala’ya itaat etmeye götüren, O’nun izin verdiği şeylerden tatmaktır.
- Misafirin
gönül hoşluğu ile yemek yiyebilmesi için onunla beraber yemek böyledir, böylece
misafir doyar.
- Davetine icabet etmesi vacib veya müstehab olan davet sahibinin
yemeğinden yemek de böyledir.
Bazı fakihler, şariin emrinden dolayı icabet etmek
gereken velime yemeğinden yemenin vacib olduğunu kabul etmişlerdir.
Tadılması mubah olan şeyler, tadılmasında bir günah
veya sevab olmayan şeylerdir.
|