بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3. Bölüm Fasıl.1

 

İlâhi "kaza" ya şerlerin nasıl girdiğini, insanların bu konudaki görüşlerini çocuklarla hayvanların acı çekmelerinin sebepleri hakkındaki ihtilaflarını anlatmaya tekrar dönerek bu konuyu tamamlayalım:

Bekr b. Üht'ün takipçileri olan "Bekriye" fırkasının bu konudaki görüşü şöyledir: hayvanlar ve çocuklar hiçbir şekilde acı çekmezler.

Ancak bu görüş, hisse karşı çıkmak, zaruri ve bedihi olarak bilinen bir şeyi inkâr etmek olduğundan dolayı insanlar tarafından reddedilmiştir.

Başka bir grup şu görüştedir:

Çocukların ve hayvanların çekmiş oldukları bütün acılar, Allah tarafından yaratılmamış ve o acıyı onlara Allah vermemiştir. Çünkü Allah hakimdir...

Bu görüşleri, canlıların fiillerinin Allah tarafından yaratılmadığı ve O'nun meşietiyle gerçekleşmediği şeklindeki görüşlerine benzemektedir.

Ancak bu görüş bir öncekinden daha fasittir. Zira bu acılar, kendisinde bulundukları kimselerin ihtiyar ve iradeleriyle meydana gelmemiş olan hâdis/sonradan yaratılmış şeylerdir.

Her hadis olan şeyin bir muhdisi / yaratıcısı olması zorunludur. Çünkü hiçbir yaratıcı olmadan bir şeyin yaratılmış olması muhal / imkansızdır. Bu acıları Allah, onları netice veren sebepleriyle birlikte yaratmıştır. Bedihi olarak bilinen bir şeydir ki, sebebi kim yaratmışsa, o sebepten doğan sonucu/neticeyi de o yaratmıştır.

Eğer bu görüşleriyle bunlar:

"Hiçbir sebep arada bulunmaksızın Allah bunları yarattı" denmesini nefyediyorlarsa, bu, hak olabilir; yok eğer bunlar:

Bunların hiçbir şekilde Allah'ın kudret ve meşietine nispet edilemeyeceğini kastediyorlarsa, hiç şüphe yok ki bu batıl olur.

Daha başka bir grubun görüşü de şöyledir:

Hayvan türlerinin hepsinde peygamberler ve Rasûller mevcuttur. Hayvanlar da sevap ve azaba müstahak olurlar. İşte hayvanların çektiği acılar, isyanlarından ve emirlere muhalefet etmelerinden ötürü onlara verilmiş olan cezalardır. Bunlar şu âyetleri delil gösterdiler:

"Yerde hareket eden hiçbir hayvan ve (havada) kanatlarıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; (yaratılış ve yaşayışta) sizin gibi bir topluluk olmasınlar." (En'am, 38)

"Hiçbir ümmet yoktur ki (onların) içinden bir uyarıcı (peygamber)gelip geçmiş olmasın." (Fatır, 24)

Tenasuh / reenkarnasyon inancında olanların görüşü:

Bunlara göre Allah, bütün yaratıkları /dünyadaki insanları tek bir defada ve tek bir şekil / sıfat üzere yaratmışta Onları yarattıktan sonra onlara emir ve yasaklarını bildirmiştir. Onlardan asi olanlarının ruhlarını, tavuk, koyun-keçi, deve, inek, bit ve pire gibi öldürülme ve kesilmeye mübtela olan bir hayvanın cesedine koymuştur. İşte bu hayvanlara musallat edilen acılar, onların cesetlerine konulmuş olan insan ruhlarından dolayıdır.

Örnek olarak insanlardan zina eden erkek ve kadınların ruhları, cinsel ilişkide bulunma imkanı olmayan katır gibi bir hayvanın bedenine yerleştirilir. İffetli olmakla beraber zulüm ve haksızlık yapanların ruhları, koç, serçe ve horoz gibi hayvanların bedenlerine konur. Çok zalim ve inatçı olanların ruhları ise, bit, pire ve benzeri hayvanların cisimlerine konulur.

Öyle ki bunlardan kısas alındıktan sonra tekrar bir insan bedenine geri konulurlar. Onlardan yine isyana devam edenlere tekrar aynı şey yapılır. Bu işlem, kesinlikle masiyetin için de bulunmadığı bir şekilde taatte bulunana kadar devam eder. Böyle davrandığı zaman cennete girer.

İslâm dinine mensup olanlardan Ahmet b. Hait isimli biri de bu görüşü benimsemiştir.

Mecusilerin görüşü: Bunlara göre bu acılar ve şerler, karanlıklı ve kötü olan ilâhın yaptığı şeyler olup; adaletli ve iyi olan ilâha izafe edilemezler ve O'nun kudreti altına da girmezler. Bid'at ehlinden bunlara en çok benzeyenler, kaderi inkâr edenlerdir.

Zındık ve tabiatperestlerin görüşü: Bunlara göre de bütün bunlar, tabiatın / doğanın tasarrufuyla olan şeylerdir. Bütün bu şeylerin, kudret ve meşietiyle eşyaya nizam koyan muhtar bir faili yoktur. Ateşin yakması ve sağladığı menfaatler kaçınılmaz olduğu gibi; suyun da boğması ve faydaları zorunlu ve kaçınılmazdır. Bundan başka hiçbir şey yoktur.

İşte bu anlattıklarımız, yeryüzünde yaşayanların bu konudaki görüşleridir. Ve üçüncü görüşün dışındaki tüm görüşler batıl ve fasit olup, bunların da bazıları diğerlerinden daha kötü ve daha bozuktur.

"İşte Allah, iman edenleri, onların üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerde kendi izniyle gerçeğe ulaştırdı. Allah dilediğini doğru yola iletir." (Bakara, 213)

 

İÇİNDEKİLER

3. Bölüm