İkinci Mesele: Kul, için "Allah'ı ve O'na kavuşmayı özler"
şeklinde bir kullanım doğru mudur. Buna bir engel yoktur. Çünkü İmam ahmed
ve Nesai, Ata b. Saib'den, o da babasından şunu rivayet etmişlerdir. Diyor ki:
"Ammar b. Yasir bize namaz kıldırmıştı ve namazı kısa tutmuştu. Dedim ki:
"Ey ebu'l Yakzan kısalttın?"
Ba na dedi ki:
"Neden yapmayayım. Çünkü ben rasulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'den işitmiş olduğum birkaç duayı yaptım."
"Kalkıp gidince ordakilerden bir adam peşine takıldı ve duaların ne olduğunu sordu.
Şöyle dedi:
"Allah'ım! Gaybı bilen ve
mahlukat üstünde kudret sahibi olan (Allahım)!
Hayat benim için hayırlı olduğu
müddetçe beni yaşat! Eğer ölüm benim için hayırlı ise beni öldür?
Allahım! Senden, gizli ve açıkta senden korkmayı istiyorum. Hoşnut olduğumda ve olmadığım zamanlarda hak sözü söylemeyi istiyorum!
Zenginlikte ve fakirlikte orta yollu yaşamayı istiyorum!
Senden, bitmeyen bir nimet, kesilmeyecek bir gönül hoşluğu, kazadan sonra rızayı, ölümden sonra da tatlı bir yaşantıyı
(nasib etmeni) istiyorum!
(Allah'ım) Senden, senin yüzüne
bakma lezzetini ve seninle buluşmayı özlemeyi niyaz ediyorum? (Bütün bunları bana) Zarar ve saptırıcı bir fitne olmaksızın
(nasib etmeni diliyorum).
Allahım bizi iman süsüyle
süslendir. Ve bizleri hidayete erenler ve hidayete vesile olanlardan kıl.!"
(Nesâi 3/55)
Bu hadiste, (Allah'ın) yüzüne bakmanın lezzeti ve
sevenlerinin ona özlem duyduğu açık şekilde geçmektedir. Çünkü O'nu özlemek O'na kavuşmayı özlemektir.
Ebu'l Kasım el-Kuşeyri diyor
ki:
Üstad Ebu Ali'nin "Allah Rasülünün
"senden, seninle kavuşmayı özlemeyi diliyorum"
duasında geçen özlem ile ilgili şöyle dediğini işittim:
"Özlem yüz parçadır.
Doksan dokuzu Allah rasülü'nün, bir
tanesini de diğer insanlar paylaşmıştır, işte Allah rasûlü bu bir parçanın da kendisine ait
olmasını istemiştir. Özlem ateşinden
bir alevin başkasında olmasını kıskanmıştır."
Diyor ki:
Musa (a.s.)'ın: "Ey Rabbim! Razı olman
için sana acele ettim (geldim)"
(Taha, 84) sözü hakkında da şunu demiştir:
Manası: "sana duyduğum özlem" den dolayı...
Bu manayı
rıza lafzıyla örtmüştür. Bu manayı bu
yolun şeyhleri çokça kullanırlar ve bundan geri durmazlar Denilmiştir ki:
"Şuayb (a.s.) gözleri kör oluncaya kadar ağlamış. Allah da
ona şöyle vahyetmiş:
Eğer bunlar Cennet, içinse sana cenneti verdim. Yok cehennemden dolayısıyla seni cehennemden korudum,
Bunun üzerine şuayb şöyle dedi:
Hayır. Sana özlemimden dolayı
(ağlıyorum).
Ariflerden bazısı diyor ki:
"Kim Allah'ı özlerse, kainattaki her şey onu özler."
Bazısı da demiştir ki:
Âşıkların kalbi Allah'ın
nuruyla nurlandırmıştır. Özlemleri harekete geçince o nur göklerle yer arasını aydınlatır. Bu sefer Allah onları meleklere arzeder (gösterir) ve şöyle der:
"Bunlar beni özleyenlerdir. Sizi şahit tutuyorum ki ben
onları daha çok özlüyorum."
Şayet özlem, kalbin sevdiğine ulaşmak ve ona kavuşmak maksadıyla seyre (yola) çıkması demek ise bu kullara nasib olacak en yüce en şerefli makamlardan biridir. Kulun Allah'a özlemini inkar eden O'nun Allah'a olan sevgisini inkar etmiş olur.
Çünkü sevgi özlemi gerektirir. Seven, her zaman sevdiğiyle kavuşmayı özler. Ona kavuşmadan kalbi suküne, huzura kavuşmaz.
|