بســـم الله الرحمن الرحيم

 

4. Bölüm Fasıl.2

 

Bu kul, Allah'ın kendisi için takdir ettiği kadar namaz kıldıktan sonra; Allah'ı tazim ederek O'nun huzurunda saygıyla boynunu bükerek oturur. Allah'ın merhamet edip affetmesi durumunda helak olacağına yakinen inanan birisi olarak O'ndan kendisini bağışlamasını ister. İstiğfar hususundaki ihtiyacını giderdikten sonra, eğer daha gece bitmemişse sağ tarafı üzere uzanır. Farz namazı edâ edebilmesi için nefsini biraz dinlendirir ve dinç olarak bütün ciddiyetiyle farz namazı karşılar. Himmeti öyle yücelir ki, sanki gece boyunca hiçbir amel yapmamış ve kaçırdıklarını sabah namazında elde etmek istiyor gibi ona yönelir. Sünneti kılar ve onunla farzın arasında Allah'a yalvarıp yakarmaya başlar. Zira bu ara vaktin, sadece tadanların bilebileceği yüce bir durumu vardır. Bu vakitte en çok:

"ya hayyu ya kayyumu! Senden başka ibadete layık ilâh yoktur" sözünü tekrarlar. Çünkü bu vakitte bu zikrin çok garip bir etkisi vardır. Daha sonra sabah namazına gider ve ilk safta, imamın sağında veya tam arkasında durur. Eğer bu yerlerde duramazsa imama yakın bir yerde durmaya çalışır. Zira bu yakınlığın özellikle sabah namazında büyük bir etkisi vardır. Bu tesiri ancak:

"sabah namazını da (öylece kıl). Çünkü sabah namazı (na, o vakitte birleşen gece ve gündüz meleklerince) şahitlik edilmiştir." (İsrâ, 78) âyeti kerimesini iyice anlayan kimseler bilebilir.

Bu âyeti kerime hakkında şöyle denmiştir:

Sabah namazına, hem Allah'ü Teâlâ hem de melekler şahit olurlar.

Başkaları da şöyle demişlerdir:

Sabah namazına, gece melekleri ile gündüz melekleri şahit olurlar. Gündüz meleklerinin inmesiyle gece meleklerinin yükselmesi aynı vakitte denk gelip hepsi beraber sabah namazında bulunuyorlar. Zira sabah namazı, gündüz defterinin ilk açılması ve gece defterinin dürülmesi anıdır. Bundan dolayı da hem gündüz hem de gece melekleri ona şahit olurlar. Bu son görüşün delili Ebû Hûreyre'den rivayet edilen şu sahih hadistir:

Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:

"Cemaatle kılınan namazın, kişinin tek başına kıldığı namazdan üstünlüğü; tam yirmi beş derecedir. Sabah namazında hem gecenin melekleri hem de gündüzün melekleri bulunurlar."

Ebû Hûreyre dedi ki:  dilerseniz şu âyeti kerimeyi okuyun:

"Sabah namazını da (öylece kıl). Çünkü sabah namazı (na, o vakitte birleşen gece ve gündüz meleklerince) şahitlik edilmiştir." (İsra, 78) (Müslim, 649; Buhari-el-fethü'l bari, 2/137)

İlk görüşte olanlar şöyle dediler:

Bu sizin söylediğiniz şey bizim görüşümüzle çelişmez. Zira biz; Allah'ın, gece ve gündüz melekleriyle birlikte şahit olacağını söylüyoruz. Hem bu, Allah'ın her şeye şahit olması anlamında genel bir şehâdette değildir. Bilakis bizim maksadımız, her gecenin son kısmında Allah'ın dünya semasına inmesine bitişik olan bir yakınlık ve hazır bulunma anlamında özel bir şahitliktir. Bu hususta delilimiz şu hadistir:

Leys b. sa'd ziyade b. Muhammed'ten, o da Muhammed b. ka'b el-kûrazi'den, o da Fedâle b. Ubeyd el -Ensari'den, o da Ebû Derdâ'dan :

Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti:

"Allah, gecenin son üç saatinde iner. Bu üç saatin ilkinde kendisinden başka hiç kimsenin görmediği "zikir" i açar. Allah, dilediğini (oradan) siler dilediğini de bırakır. Daha sonra Allah ikinci saatte Adn cennetine iner. Burası, hiçbir gözün görmediği ve hiçbir beşerin kalbinden geçmeyen Allah'ın evidir. Burası Allah'ın meskenidir. Ve O'nunla birlikte bu cennette insanoğullarından üç (grup) tan başkası durmaz. Bunlar:

Peygamberler, sıdıklar ve şehitlerdir. Daha sonra Allah şöyle buyuracak:

"Sana gireceklere müjdeler olsun!" daha sonra Allah, rahmeti ve melekleriyle beraber üçüncü saatte dünya semasına iner. Dünya seması sarsılınca Allah'ü Teâlâ şöyle ferman eder:

"Benim izzetimle yerinde dur."

Daha sonra Allah kullarına bakarak şöyle der:

"Af dileyen yok mu? Onu affedeyim. Bir şey isteyen yok mu? Onun isteğini vereyim. Bana duâ eden yok mu? Ona icabet edeyim." Sabah namazına kadar bu devam eder. Bundan dolayıdır ki Allah'ü Teâlâ şöyle buyurur:

"Sabah namazını da (öylece kıl). Çünkü sabah namazına şahitlik edilmiştir." (İsrâ, 78)

Sabah namazına, Allah ve geceyle gündüz melekleri şahit olurlar."

İşte bu hadis'i şerife göre, Allah'ın dünya semasına nüzûlu sabah namazına kadar devam eder. Buna göre de gece ve gündüz melekleriyle beraber Allah'da sabah namazına şahit olur. Bu sadece sabah namazına özel olup diğer namazlar için söz konusu değildir.

Ebû Hûreyre Rasülullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder:

"Gecenin son yarısında veya son üçte birisinde Allah'ü teâlâ dünya semasına iner ve şöyle der:

"Bana duâ eden kimdir? Ona icabet edeyim. Benden isteyen kimdir? Ona vereyim. Benden af dileyen kimdir?

Onu affedeyim. Fecir doğana kadar veya okuyucu (namazı kılan) sabah namazını bitirene kadar bu böyle devam eder." (Müslim, 758; Ahmed, 2/504.)

Bütün bunlardan maksadımız, sabah namazında imama yakın durmayı ve namazı ilk vaktinde kılmayı hatırlatmaktadır.

En iyisini bilen Allah'tır.

 

İÇİNDEKİLER

4. Bölüm