بســـم الله الرحمن الرحيم

 

4. Bölüm Fasıl.30

 

Dedi ki:

"İrade, zühd, tevekkül, sabr, hüzün, korku, reca, şükür, sevgi ve özlem hakikate doğru yol alan şeriat ehlinin makamlarındandır. Hakikatin kendisini müşahede ettiklerinde ise, şahitlerin halleri, olmayan fena bulana, devam edegelen baki kalana dek tamamen yok olur."

 

Derim ki:

Sülük ehlinin diliyle işaret ettiği hakikatler üç tanedir:

1 - İmanı, nebevi hakikat:

Bu da tam sevgi ve tam zillet olan ubudiyet hakikatidir. İstikamet ehlinin seyri bu hakikate doğrudur. Seyirdeki konaklar da ona ulaştıran iman konaklandın Sapanlar bu gerçeğe razı olmazlar, yanında durmazlar. Bunu avamın makamlarından biri kabul ederler!!!

2 - Kevni, Kaderi Hakikât:

Burada Allah'u Tealanın yaratmak ve varetmek de tek olduğunu müşahede ederler. Alem ölü gibidir, onu dilediği gibi evirip-çevirir. Onlar bu meşhedi tazim ederler ve bunda fena bulmayı ötesi olmayan gaye kabul ederler. Bu marifet ve suluktaki hatalarından biridir. Çünkü bu meşhedin sahibi Allah'u tealanın mukarreb kullarının en faziletlerinden biri olmak bir tarafa, bununla imana dahi giremez. Çünkü putlara tapanlar da bu meşhede şahit olmuşlar ancak bu onlara bir fayda sağlamamıştır:

Allah'u Teala buyuruyor ki:

"De ki: Yer ve ondakiler kimindir? Eğer biliyorsanız (söyleyin), Onlar: "Allah'ındır" diyeceklerdir. Sen de ki: "O halde siz, düşünmez misiniz? De ki: "Yedi göğün ve büyük Arşın Rabbi kimdir? "Allah'ındır" diyeceklerdir. Sen de ki: O halde korkmaz mısınız" De ki: "Her şeyin hakimiyetini elinde bulunan, himaye eden, fakat kendisine karşı kimsenin himaye altına alınmasına imkân tanımayan kimdir? Evet, biliyorsanız (cevab verin). Onlar "Allah'ındır" diyecekler. De ki: Öyle ise nasıl olur da aldanıyorsunuz"  (Mü'minun 84-89)

" Andolsun ki, sen onlara kendilerini kimin yarattığını sorarsan, elbette: "Allah" diyeceklerdir." (Zuhruf 87),

"Ve dediler ki: "Rahman dilese idi biz onlara ibadet etmezdik" (Zuhruf 20)

"Müşrikler: "Allah dileseydi, biz de babalarımız da ortak koşmazdık, hiçbir şeyi de haram kılmazdık" (Enam, 148)

Bu Kur'an'da çoktur. Bu meşhede fena bulmak kulu İslam dairesine sokmaz. O açıdan bunu salihlerin son makamı, hakikatin ta kendisi nasıl kabul eder bilir. İmanı ve rasüllerin davetini de avamın makamlarından olduğunu nasıl söyler?

3 - İttihadı Hakikat: (Bu ittihadi küfri bir gerçektir.)

Bilakis bu vahidiyet (birleşmek)tir. Kul ile Rab arasında, kadim ile sonradan ortaya çıkan, sâni ile masnu arasında fark yoktur. Bilakis hepsi için bir olur. Mahluk olan durum, halik olan durumla aynıdır, işaret edilen bu hakikat ittihadiye taifesidir. Bunun ehlinden olmayanları mahcub (Allah ile arasında perde bulunan) kabul ederler.

Bu ittihadi küfri bir gerçektir. Aynı zamanda fasid-ı boş bir hayal, bozuk bir akıl, kokuşmuş bir zevktir.

Bunların küfrü her küfürden büyüktür. Çünkü bunlar Allah'ın varlığını söyleselerde gerçekte inkar etmişlerdir. Onun varlığını her mevcudun varlığı saydılar. İbadette Allah'a eş koşanların söylediği, mahlukatı hâlik'in bizzat kendisi kabul eden bunların söylediğinden ehvendir. Allah söyledikleri ve vasfettiklerinden çok yücedir.

O açıdan, bu gerçeğe yol alan ve kevni hükmi hakikat ile, hanif ibrahimi, Muhammedi hakikate yol alan arasındaki farkı iyice anla!

Bu hakikat bütün nebi ve rasüllerin hakikatidir. Salihlerin Allah'a yakınlığı ve mertebeleri bu hakikatle değişik arzeder. Bu hakikatin imamı Hz. İbrahim diyor ki:

"Şüphesiz ki ben yüzümü Hanif olarak gökleri ve yeri yaradana çevirdim ve ben müşriklerden değilim." (Enam 79).

Bu yönelme sadece onu sevmeyi ifade etmektedir. Sadece ona ibadet etmek ve ona itaat ermeyi...

Hak olan hakikat budur, bunun dışındaki her şey hakikaten bâtıldır. Allah'u Teala en çok sevdiği kuluna şöyle demiştir:

"Sonra Biz sana: "Hanif olarak İbrahim'in dinine uy! O (hiçbir zaman) müşriklerden de olmadı" diye vahyettik." (Nahl 123).

Allahu Teala ona bu hakikat hususunda atası İbrahim'e uymasını emretmiştir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabah ve akşam vakitlerinde ashabına şöyle demelerini öğretirdi:

"İslam fıtrat, ihlâs kelimesi, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in dini, atamız İbrahim'in milleti üzerine sabahladık. (O) Haniftir, müslümandır ve asla müşriklerden değildir." (Müsned 3/406, 407)

Allah'u tealadan bizlere bu hakikati nasib etmesini, bunun dışındakilerden korumasını niyaz ediyoruz. O yakındır ve duaları kabul edendir.

 

İÇİNDEKİLER

4. Bölüm