Hiç şüphesiz ki Allah katında insanların en şereflileri ve O'na en yakın olanları Rasûllerdir. Bunlar Allah'ın seçkin kulları olup, bütün âlemler içinden Allah onlara selâm vermiştir.
Nitekim Allah'ü Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"Gönderilen peygamberlere selam olsun."
(Sâffât, 181)
"(Bütün) âlemler içinde Nuh'a selâm
olsun." (Sâffât, 79)
"İbrahim'e selâm olsun. İşte iyi hareket edenleri biz böyle mükâfatlandırırız."
(Sâffât, 109-110)
"...İlyas'a da selâm olsun."
(Sâffât, 130)
"(Rasûlüm) de ki: "Hamdolsun Allah'a, selâm olsun O'nun seçtiği kul (peygamber) lerine..."
(Neml, 59)
Muhakkak ki onların fazilet ve şereflerinin ispatı için, Allah'ın sadece onlara vahyetmiş olması, risâleti hususunda onları güvenilir kabul etmesi ve kendisiyle kulları arasında
onları vasıta / elçi yapması yeterlidir.
Allah'ü Teâlâ onlarla her türlü ikramını bahşetmiş; onlardan kimini dost edinmiş, kimiyle konuşmuş ve kimini de diğerlerine göre daha yüksek derecelere yükseltmiştir.
Diğer kulların Allah'a ulaşmaları, ancak onların yollarına uymalarıyla mümkün olur. Diğer bütün kullar, ancak onların arkasında cennete girebilirler. Allah'ın, diğer kullarından herhangi birine ikram etmesi, sadece onların elleriyle gerçekleşmektedir.
Muhakkak ki vesile bakımından insanların Allah'a en yakını, Allah katında insanlardan derecesi en yüksek olan ve Allah'ın en çok sevip en fazla ikramına mahzar kıldığı kimseler onlardır.
Elhâsıl:
İnsanların elde ettiği dünyevi ve uhrevi bütün hayırlar sadece onların elleriyle gerçekleşmiştir. Onlar vasıtasıyla Allah tanınmış, Allah'a ibâdet edilmiş ve O'na itaat edilmiştir. Yeryüzünde Allah'ın muhabbetinin yerleşmesi, onlar yoluyla gerçekleşmiştir.
İşte bu Rasûllerin mertebece en yüce olanları,
"ulû'l azm" olanlardır ki Allah'ü Teâlâ'nın şu âyeti kerimesinde zikredilmişlerdir:
"(Allah) Nuh'a dinden buyurduğu şeyleri, size (de aynen) şeriat
(din ve umûmî kanun) yaptı. Gerek sana vahyettiğimiz, gerek İbrahim'e,
Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimiz şey..."
(Şûra, 13)
İşte yaratılmışların en yüce tabakasını bunlar
oluşturmaktadır. Kıyamet gününde insanlara şefaat etme hususu bunlar arasında
dönüp dolaşır, neticede onu en sonuncuları ve en faziletlilerine tevdi ederler.
|