Zira Rasûlüllah, İslâmi hükümleri haber verdiği bir kimsenin:
"Vallahi, ben ne bunlardan fazla birşey yapar, ne de bunları eksik bırakırım"
demesi üzerine:
"Eğer doğru söylediyse,
kurtuluşa erdi" demekle bunu garantilemiştir.
(Buhari: fethü'l Bârî, 1/106; Müslim, 11.)
Allah Teâlâ, bu tabakayı oluşturanlar farzları edâ
ettiklerinde ve kendilerine yasaklanmış olan büyük günahlardan kaçındıklarında;
onların küçük günahlarını da sileceğini garantilemiştir.
O (Allah Teâlâ) şöyle buyuruyor:
"Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan
kaçınırsanız, sizin (diğer) kusurlarınızı örter ve sizi güzel bir yere
koyarız." (Nisa, 31)
Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'de
şöyle buyurur:
"Beş vakit namaz, Ramazandan Ramazana;
ve cumadan cumaya; büyük bir günah işlenmediği sürece bunlar kendi aralarında
yapılan (küçük günahları) silerler."
Eğer bu tabaka ehli olanlar büyük bir günah işler, sonra da ondan samimi bir şekilde nasuh tevbesi ederlerse; kendi tabakalarından çıkmış olmazlar ve hiç büyük bir günah işlememiş gibi kabul edilirler.
Küçük günahlar iki şeyle silinir.
Birincisi: küçük günahları silen iyilikleri
yapmak;
İkincisi ise: büyük
günahlardan sakınmaktır.
Allah Teâlâ kitab'ı keriminde bu iki hususu da belirtmiştir. O şöyle buyurmaktadır:
"Gündüzün iki tarafında (öğle ve ikindide) ve gecenin
(gündüze) yakın (üç) vaktinde (akşam, yatsı ve sabahda) dosdoğru namaz kıl. Muhakkak ki iyilikler
(aradaki) kötülükleri (küçük ganahları) giderir..." (Hûd, 114)
Başka bir âyeti kerimede şöyle buyurur:
"Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan
kaçınırsanız, sizin (diğer) kusurlarınızı örter ve sizi güzel bir yere
koyarız."
(Nisa, 31)
|