Bu işledikleri büyük günahlarından tövbe etmeden,
ısrarla bunları işlemeye devam ederek Allah'ın huzuruna gittiler. Fakat bunların
iyilikleri, kötülüklerinden daha çoktur. Onların iyilikleriyle kötülükleri
tartıldığı zaman, iyilikler kefesi daha ağır gelmektedir. İşte bunlarda
kurtuluşa ereceklerdir.
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"O gün tartı haktır. Kimlerin tartları
(sevapça) ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kimlerin de
terazileri (sevapça) hafif gelirse, işte onlar (inkâr ederek veya
değer vermeyerek) âyetlerimize haksızlık ettiklerinden dolayı, kendilerine
yazık eden kimselerdir." (A'raf, 8-9)
Huzeyfe, Abdullah b. Mes'ud ve diğer bir çok sahabe (r.a.) şöyle demektedirler:
"Kıyamet gününde insanlar üç sınıf olarak haşrolunacaklardır:
İyilikleri, kötülüklerine bir taneyle bile ağır
gelenler; cennete gireceklerdir.
Kötülükleri, iyiliklerine bir taneyle dahi ağır
gelenler; cehenneme gireceklerdir.
İyilikleriyle kötülükleri eşit olanlara gelince,
bunlar da Araf ehli olacaklardır."
İnsanların iyiliklerinin bu şekilde kötülükleriyle
tartılması, ancak onlar tarafından zulme maruz kalmış mazlumlar kendi haklarını onların iyiliklerinden aldıktan ve onlar kısas'a tabî tutulduktan sonra gerçekleşir. Eğer bütün bunlardan sonra daha da onların iyiliklerinden bir şeyler kalmışsa, işte bu kalan iyilikleri kötülükleriyle tartılır.
|