بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Allah'ı Bilmek / Marifetullah

 

Marifetullah iki kısımdır:

1 - İkrar etmeyi bilmek. Bunda iyi, kötü, itaatkâr ve asi olan insanlar müşterektir.

2 - Kendisine karşı haya etmeyi, sevgiyi, kalbini bağlamayı, O'nunla karşılaşmaya şevk duymayı, O'ndan korkmayı, O'na yönelmeyi, O'na dost olmayı ve mahlûkattan kaçıp O'na doğru kaçmayı gerektireni bilmek.

İşte bu, kavmin dili üzere akıp giden özel marifet / bilgidir. Nitekim onların bundaki farklılıklarını ancak kendi nefsini bilen sayabilir ve bunun bilgisinden de onların kalpleri için olanı keşfedebilir ki bu da başkaları için gizli olabilmektedir.

İşte herkes makamına göre bu bilgiye ve onun için bu bilgiden keşfettiğine işaret eder. Mahlûkatın en bilgilisi olan Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

"Sana karşı övgüyü bitiremem. Sen kendini nasıl övmüşsen öylesin." (Müslim (486) Aişe hadisinden rivayet etmiştir.)

Allahu Teâlâ dünyada iken kendisine vermediği birçok nimetlerini kıyamet gününde, kendisine vereceğini haber vermiştir.

Bu bilgiye dair iki geniş kapı bulunur:

1 - Birinci kapı: Kur'an'ın bütün âyetlerini tefekkür etmek ve düşünmek, Allah ve Resûl'ünün dediklerini anlamak.

2 - İkinci kapı: Şahid olunan âyetleri tefekkür etmek ve bu âyetlerdeki hikmeti, kudreti, ihsan edişi, lütfedişi, adaleti düşünmek.

Topluca söyleyecek olursak; O'nun güzel isimlerini, O'nun celâlini, kemalini ve bunlarla tek oluşunu ve bunların mahlûklara ve işlere dair bağlantının mânalarını inceden inceye bilmek.

Kendisi bunu bilmekle, O'nun emir ve yasakları hususunda ince anlayışlı olur.

Buna ek olarak; O'nun kaza ve kaderinde de O'nun isim ve sıfatlarında da, şer'i din konularında da ve takdir edilen dünyevî konularda da ince anlayışlı olur

"Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve Peygamberine inananlar için hazırlanmış olup, genişliği gökle verin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir." (Hadid, 21)

 

İÇİNDEKİLER