بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Cahilin Şikayeti

 

Cahil bir kimse Allahu Teâlâ'yı insanlara şikayet eder durur. Kuşkusuz bu durum, gerek şikayet ve gerekse şikayetçi hakkında cahilin son derece cahilliğini ortaya koyar. Çünkü cahil kimse Rabbini hakkıyla bilseydi, O'nu şikayet etmezdi. İnsanların acziyetini bilmiş olsaydı, onlara da şikayet etmezdi.

Selef-i salihinden bazısının anlattığına göre; adamın biri, birisine ihtiyacını ve zaruretini şikayet edince, diğeri kendisine:

"Bak hele! Allah'a yemin olsun ki, sana merhamet edip acıyan Allah'a şikayetini söylemeyip, sana acımayan bana şikayet ettiğinden dolayı şikayetini artırmış oldun!" diye cevap vermiştir. Konu hakkında şöyle denilmiştir:

Şikayetini âdemoğluna söylersen eğer

Sana merhamet eden Allah'a şikayet edeceğine

Sana merhamet etmeyene şikayet etmiş olursun

Arif bir kimse ise, sadece Allahu Teâlâ'ya şikayet eder. Ariflerin en arifi ise, şikayetlerinin insanlardan değil de kendi nefsinden kaynaklandığını kabul eder ve onları sadece Allah'a şikayet eder. Nitekim kendisi, insanların kendi aleyhine tasallutlarını da Allah'a şikayet eder. Şu âyetler bununla ilgilidir:

"Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çoğunu affeder." (Şura, 30),

"(Ey insanoğlu!) Sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammedi Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna şahit olarak da Allah yeter." (Nisa, 79),

"(Bedir'de düşmanı) iki katma uğrattığınız bir musibet (Uhud'da) size çarpınca mı "Bu nereden?!" dediniz? De ki: "Bu başınıza gelen, kendinizdendir." Şüphesiz Allah her şeye kadirdir." (Al-i İmran, 165)

Dolayısıyla bu konunun üç mertebesi vardır:

1 - Bunların en kötüsü; kişinin Allah'ı mahlukata şikayet etmesidir.

2 - En yüce olanı ise; kişinin kendi nefisini Allah'a şikayet etmesidir.

3 - Ortası ise; mahlukatı Allah'a şikayet etmesidir.

 

İÇİNDEKİLER