بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Cemalin / Güzelliğin Kısımları

 

2 - İkinci fırka da: bunların tersini düşünenlerdir. Onlar:

"Kuşkusuz Allah (c.c.) suretin güzelliğinin, boyun ve yaratılış şeklinin tam görünmesini kınamıştır. Münafıklar hakkında şöyle buyurdu: "Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa, sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar?" (Münafıkun, 4),

"Hâlbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterişçe daha güzel nice asırlar halkını helak etmişizdir." (Meryem, 74),

Yani mallar ve görüntüler.

Hasan:

"Bundan maksat suretlerdir" der.

"Sahih-i Müslim"de geçtiği üzere Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Allah suret ve mallarınıza bakmaz. O ancak kalp ve amellerinize bakar." (No: (2564) Ebû Hüreyre'den rivayet etmiştir.)

Devamla şöyle derler:

"Bilindiği üzere Allah (c.c.) idrak etme bakışını değil, muhabbet besleme bakışını yok saymıştır."

Buna ek olarak, şöyle de derler:

"Allah (c.c.) bizim ipek ve altın giymemizi haram saymıştır. Altın ve gümüş kaplar kullanmamızı da haram saymıştır. Kuşkusuz bunlar dünya güzelliklerinin en büyüklerinden sayılır.

Allah (c.c.) buyurdu ki:

"Kâfirlerden bir kısmına, onları sınamak için dünya hayatının ziyneti olarak verdiğimiz ve onunla kendilerini geçindirdiğimiz şeye (mal ve saltanata) sakın rağbetle bakma. Rabbinin (âhiretteki) rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır." (Taha, 131)

Hadiste şöyle buyruldu:

"Mütevazı olup alçak gönüllü olmak imandandır." (Ebû Davud (4161) ve İbn Mace (4118) Ebû Umame'den rivayet etmişlerdir.)

Allahu Teâlâ müsrifleri de kınamıştır. Nitekim israf yemede içmede olduğu gibi giyside de olmaktadır."

Bu tartışma ve farklı görüşlerin arası şöyle izah edilir:

Bir defa şekillerde, giysilerde ve heyetlerde güzellik üç türlü olur:

1 - Övülen,

2 - Yerilen / kınanan ve

3 - Ne yerilen ve ne de övülen.

-  Övülenler; Allah için olan, Allah'a itaat etmesi için yardımcı olan, O'nun emirlerine ve O'na icabet etmeyi yerine getirmeye dair olanlardır. Tıpkı Nebi'nin (sallallahu aleyhi ve sellem) gelecek olan (yabancı) elçilerin yanlarına çıktığı zaman güzel elbiseler giydiği ve süslendiği gibi. (Bunu Münavi "Feyzul Kadir"de (2/297- 5/174) zikretmiştir.)

Savaşa çıkarken harp giysilerini (zırh vs.) giymek de bunun bir benzeridir. Harpte iken heybetten dolayı ipek giyinmek de böyledir. Çünkü bunu yapmak övülmüştür. Eğer Allah'ın kelimesi yücelsin, O'nun dini zafere ersin ve düşmanları kin kazansın diye yapılmışsa...

- Kınanan / yerilenlere gelirsek; dünya ve makam, gösteriş ve kibir için şehvetlere bağlanmak, kulun gayesi ve isteği bunlar olanlar... Şu var ki, insanlardan çoğu kimsenin maalesef bundan başka istekleri yok gibidir.

- Övülmeyip ve kınanmayana gelirsek; bu da bu her iki maksattan da uzak olanlar, bu iki maksadı da bulundurmayandır.

Az önceki hadis-i şerifin maksadına gelirsek; iki büyük aslı içermektedir:

1 - Birincisi marifet / bilmek,

2 - diğeri ise süluk / izlemektir.

İşte böylece Yüce Allah (c.c), kendisinin hiçbir benzeri olmayan güzellikle tanınıyor ve sevdiği sözler, ameller ve ahlâkın güzelliğiyle kendisine kulluk ediliyor. Nitekim kulunun;

- doğru konuşarak dilini güzelleştirmesini,

- ihlâs, muhabbet, yakınlık ve tevekkülde kalbini güzelleştirmesini,

- itaat ederek organlarını güzelleştirmesini,

- giysiler giymek suretiyle nimetinin eserini ortaya çıkartmakla bedenini ve yine O'nun için pisliklerden, hadeslerden, artıklardan, kötü düşüncelerden, sünnetsizlikten, tırnakların kesilmesinden bedenini temizlemekle süslenmesini sever.

Böylece kul Rabbinin cemâl sıfatlarını anlamış olur. Rabbine karşı güzel fiil, söz ve ahlâkı itiraf eder. Böylece vasfı olan güzelliği anlar ve kanunları ile, dini güzellik olanla Allah'a kulluk eder.

Nitekim böylece hadis iki kaideyi bir arada toplamış oluyor:

1 - Bilmek ve

2 - İzlemek.

 

İÇİNDEKİLER