Haydi, Allah'ın dinine girmek için, hastalık olmadan,
yorgunluk ilişmeden ve sıkıntı çekmeden, Daru's-selâm da (cennette) ona komşu
olmak için koşun! Hatta yolların en yakını ve en kolayına gelin..!
Kuşkusuz sen, iki vakit arası bir vakitte bulunmaktasın, bu
da, gerçekte senin ömründür. Nitekim bu, geçmiş ve gelecek arasıyla
hâlihazırdaki vaktindir.
Geçenlere gelirsek; tevbe, pişmanlık ve istiğfar
etmenle bunları düzeltirsin. Bu husus, seni gerçekten yormayan bir husustur,
seni hasta da etmez ve seni bedensel bir amelle de yormaz. Bu ancak kalbin amel
etmesiyle alakalıdır.
Gelecekteki günahlar ise, onları işlememek, onlardan uzak
durmakla düzelir. Onlardan uzak kalman ve rahat etmen organların amel etmesiyle
alakalı değil ki, onlara karşı çıkman sana bedensel olarak ağır gelsin. Bu da
ancak azmetmen, kararlılıkla olur. Böyle yaptığında bedenin, kalbin ve
düşüncelerin rahatlar. Geçmişte olan günahlar tevbeyle düzelir. Gelecekte
olanlar ise, kaçınmak, azim ve niyetle düzelir.
İşte bu her ikisinde de organların hasta olması ya da
yorgunluk duyması diye bir şey söz konusu değildir. Ancak yaşamındaki asıl
durum, iki vakit arası olan vakittir. Şayet zayi edersen mutluluğunu ve
kurtuluşunu da zayi edersin. Şayet zikrolunanlarla öncesinde ve sonrasında her
iki vaktin düzelmesiyle beraber muhafaza edersen, rahatlamak, lezzet almak ve
nimetlere gark olarak kurtulur, kazanırsın. Nitekim bunun muhafaza edilmesi,
öncesinin ve sonrasının düzelmesinden daha zordur. Çünkü muhafaza edilmesi,
nefsine en evlâ olanı, en faydalı olanı ve mutluluğa ulaştıracak en yüce olanı
kendine gerekli görmenledir.
İşte bu konuda insanların farklılıkları kuşkusuz
farklılıkların en büyüğüdür. Allah'a yemin olsun ki, ya cennet ya da cehennem
olarak, diriltileceğin o gün (kıyamet) için stokladığın azığını kendisinde
toplandığı (dünyadaki) bu boş geçen günlerinle ilgili olarak, şayet sen Rabbinin
yoluna uyarsan, en yüce mutluluğa kavuşursun ve ebedî olmayan bu kısa süreli
(dünya) hayatında en büyük kurtuluşa gark olursun. Şayet şehvetleri, rehaveti,
oyun ve eğlenceyi izlersen, yüce mutluluk senden süratle kaybolur. Ve seni büyük
ve sürekli bir acı sarıverir. Bu öyle sürekli bir acıdır ki, bunun zorluğu ve
sıkıntısı daha çoktur. Allah'ın haramlarına karşı sabır gösterme, O'na itaat
ederken sabır gösterme zorluğundan ve bunun için hevaya muhalefet etmekten daha
devamlıdır.
|