Kul ancak şu iki şekilde haram olan bir şeye duçar olur.
Birincisi: Rabbine
beslediği kötü zan. Şayet bu kimse Allah'a itaat etseydi ve O'nun dediklerini
yapsaydı o takdirde bu kimseden helaller noktasında işleyeceği bir hayır
beklenmezdi.
İkincisi: Bunu bilen bir kimse. Şöyle ki, bu kimse Allah için bir
şeyi terk eder ve daha hayırlısıyla ifa eder, ancak şehvet ve arzusu sabrının
önüne geçmiş, hevası aklının önüne geçmiştir.
İşte bu ilk
maddedeki kimsenin bu durumu, ilminin zayıflığından, öbürü de aklının
ve basiretinin zayıflığından kaynaklanmaktadır.
Yahya b. Muaz der ki:
"Allahu Teâlâ her kimin duasında kalbini cem edip
toplamışsa, işte bu kimsenin duasını red etmez."
Ben de derim ki:
Kalbi eğer
(huşuyla) toplanmış ise, zarureti ve durumu bunu doğruluyorsa ve ümitvar oluşu
da güçlüyse, işte o zaman duasının reddedilmeyeceği söz konusudur.
|