İrade sahibi Rab Teâlâ irade sahibi kuluna emreder.
Eğer o
kulunu muvaffak kılarsa, kendi nefsiyle kuluna yardım etmeyi murad ederse ve ona
ilham ederse kulda kendisine emredilenleri yapar.
Şayet muvaffak kılmazsa, onu,
iradesini ve nefsini gerisin geriye çevirirse, o takdirde bu kul ancak kendi
nefsi ve tabiatının kendisini sürüklediği şeyi seçer.
Kendisi insan olduğundan
dolayı ancak bunu ister. Zaten bundan dolayıdır ki Allah (c.c.) kitabında bu
haysiyette olanları kınamıştır. Bu haysiyetin üzerine ziyade edecekleri bir
hususu yerine getirdiklerinde onları Allahu Teâlâ över. Bu husus da onların
müslüman, mü'min, sabreden, ihsan eden, şükür eden, muttaki olan ve iyilik yapan
vs. olmalarıdır. Kuşkusuz bu sadece insan olması üzerine ziyade olan
hususlardır.
İradesi de doğrudur, lakin sadece iradesinin doğru olması yetmez,
yetmesi için bunun üzerine ziyade olacak bir destekleyici hususun olması gerekir
ki bu da tevfiktir.
Tıpkı idrak etmek için sadece
gözle doğru dürüst olarak bakmak yetmez bununda yetmesi için başka bir sebebin
meydana gelmesi lâzım ki o da bakmayı idrak ettirecek (anlayış) nurudur.
|