بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Kulun İradesi

 

İrade sahibi Rab Teâlâ irade sahibi kuluna emreder.

Eğer o kulunu muvaffak kılarsa, kendi nefsiyle kuluna yardım etmeyi murad ederse ve ona ilham ederse kulda kendisine emredilenleri yapar.

Şayet muvaffak kılmazsa, onu, iradesini ve nefsini gerisin geriye çevirirse, o takdirde bu kul ancak kendi nefsi ve tabiatının kendisini sürüklediği şeyi seçer.

Kendisi insan olduğundan dolayı ancak bunu ister. Zaten bundan dolayıdır ki Allah (c.c.) kitabında bu haysiyette olanları kınamıştır. Bu haysiyetin üzerine ziyade edecekleri bir hususu yerine getirdiklerinde onları Allahu Teâlâ över. Bu husus da onların müslüman, mü'min, sabreden, ihsan eden, şükür eden, muttaki olan ve iyilik yapan vs. olmalarıdır. Kuşkusuz bu sadece insan olması üzerine ziyade olan hususlardır.

İradesi de doğrudur, lakin sadece iradesinin doğru olması yetmez, yetmesi için bunun üzerine ziyade olacak bir destekleyici hususun olması gerekir ki bu da tevfiktir.

Tıpkı idrak etmek için sadece gözle doğru dürüst olarak bakmak yetmez bununda yetmesi için başka bir sebebin meydana gelmesi lâzım ki o da bakmayı idrak ettirecek (anlayış) nurudur.

 

İÇİNDEKİLER