بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Mutluluğun Kökleri

 

Kul, iyilikleri ve istekleri Allah'tan başkası için terk ettiği zaman ancak zorluk duyar. Kuşkusuz kim bunları kalben sadık ve ihlâslı olarak Allah için terk ederse o takdirde herhangi bir zorluk duymaz, ancak ilk defasında korku kaplar kendisini:

"Acaba Kendisi bunu terk ettiği için doğru sözlü müdür yoksa yalancı mıdır?" diye denemek için...

Eğer bu zorluğa karşı çok az sabrederse o zaman haz alması imkansızlaşır.

İbn Sîrîn der ki:

"Şüreyh'i gördüm; Allah adına yemin edip şöyle diyordu:

Kul Allah için bir şeyi terk ederse, kaybettiğini buluverir."

Sözlerinden şu anlaşılmaktadır:

Her kim Allah için bir şeyi terk ederse, Allah'ın (c.c.) o kimseye daha hayırlısını vereceği muhakkaktır.

Nitekim verilecek şeyler farklı farklıdır. Kula verilecek en yüce şey, Allah ile dostluk, Allah sevgisi, O'nunla kalbin mutmain olması, kuvvet bulması, diri olması, sevinçli olması ve razı olmasıdır.

 

İnsanların en rezil olanı; evine kavuşmasına az kaldığı hâlde yolunu kaybedendir.

 

 Muvaffakiyetle güçlenmiş akıllar, Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiklerinin hak olduğunu, akıl ve hikmete de uygun olduğunu görür. Helâk ve yıkımla ezilmiş akıllar ise, akıl ve nakil arasında ve hikmetle şeriat arasında güya çelişkinin olduğunu sanırlar.

 

Allah'a (c.c.) ulaşılacak en yakın yollar:

1 - Sünnetle bütünleşmek, zahiren ve bâtınen hakkını yerine getirmek,

2 - Devamlı surette kendini Allah'a (c.c.) muhtaç saymak

3 - Gerek söz ve gerekse eylemlerle tek olan Allah'ın vechini murad etmektir.

Kişi, Allah'a ancak bu üç şeyle ulaşabilir ve aynı zamanda kişi bunların hepsini ya da bir tanesininin kopukluğa uğramasından dolayı da Allah'a ulaşamaz.

 

Kulun mutluluğa gark olacağı asıllar üçtür. Hepsinin de zıtları bulunmaktadır.

Dolayısıyla her kim bu asılları kaybedecek olursa, zıddına duçar olur:

1 - Tevhid. Onun zıddı şirktir.

2 - Sünnet. Onun zıddı bid'attır.

3 - İtaat. Onun zıddı ise isyandır.

Bu üçünün tek bir zıddı vardır ki; o da, kalbin, Allah'a (c.c.) rağbet etmesinden, O'ndan korkmasından ve O'nun yanında olanları saymasından soyutlanmış olmasıdır.

 

İÇİNDEKİLER