بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Nefsin Kemal Olma Durumu

 

Nefsin kemal bulması iki hususu içerir:

1. Nefiste derin bir şekil ve kendisi için gerekli bir sıfatın olması.

2. Nefsinde kemal sıfatının olması.

Şayet bunlar olmaz ise kemal olmaz. Nefsin kemali konusunda yürüyen kimsede bunlar bulunursa, nefsin kemalinde yürüyenin yarışmasına gerek kalmaz ve boşuna üzülmez.

Kişi ancak kendisini var edeni, mabudunu, ıslah edenini, nimet verenini ve hak ilâhını bilmesiyle nefsinin kemalini ortaya koyar. Onun için O'nu bilmekten ve O'nu istemekten, O'nun rızasına ve ikramına ulaşacak yolu izlemekten daha lezzetli bir şey olmaz! Kişi böyle bir vaziyette oldu mu, nefsinde gerekli derunî bir şekil oluşur ve kökleşir.

Bu ilimlerin, iradelerin ve amellerin dışındakiler ise, fayda vermeyen ve tamamlanmayan şeyler arasında bulunur. Sadece zararı, eksikliği ve acısı vardır. Özellikle kişinin nefsinde köklü ve derunî bir hâl almışsa, o takdirde nefsin kemali dışındaki söz konusu şeylerle, kendi ihtiyaçlarına göre azap ve elem görürler. Kendinden ayrı olan fazlalıklara gelince; elbiseler, binekler, meskenler, makamlar ve mallar gibi...

İşte bunlar gerçekte belli bir zamana dek kalacak ve sonra yok olacak şeylerdir. Sonra bunlara bağlı olan geri döner. Kalbin bunlara geri dönmesiyle, kişi de bunlara olan bağlılığı miktarınca bundan elem ve azap görür. Özellikle bu bağlılık son dereceye varmış ve kâmil olmuşsa...

Bunlara duçar olmuşsa, eksikliğin, acının ve hasretin en büyüğü o kimseye dokunmuş demektir.

Öyleyse; ey nefsini mutluluğa ve saadete ulaştırmak isteyen kimse!

İyi düşün. Nefsinin lezzet bulma noktası böyle şekillenmektedir. Kuşkusuz mahlukatın çoğu nefislerini, harap etme yolunda, acıya, hasrete ve eksikliğe sokarak geçirmektedirler. Oysaki saadete ve nimetlere girmesini isteyip durmaktadır!

Nefsin lezzet alması, şüphesiz bu marifet, sevgi ve sülük ile elde edilirken, bundan mahrum kaldığı ve bunu kaçırdığı kadar da elem ve hasret yaşar. Bu ne zaman yok olursa, sadece kendisiyle yediği, içtiği, evlendiği, kızdığı ve diğer lezzetlere duçar olduğu bedensel kuvveti geride kalmış olur. Tarafından kendisine bir şeref ve fazilet de gelmez. Bilakis eksiklik ve hakirlik gelir. Nitekim kendisi ancak hayvanların bu kuvvetine münasip düşmüş olur. Onların cinslerine benzemiş ve onlar cümlesinden sayılmış olur. Bizzat hayvanlardan olmuş olur. Bazen bazı hayvanlar kendisinden daha üstün olabilir. Ondan başkasının akıbeti hususunda selâmetle yaklaşabilmekte ve yine ondan başkasına zararın dokunmasına dair emniyet sağlayabilmektedir. İşte bu hâlde olursa hayvanlar seninle aynı seviyede olmuş olurlar. Senden üstün bile olabilirler. Öyleyse kendisinden başka kemal olmayan gerçek kemale göçmen ve aynı zamanda akıbetinin selâmeti için kararlılıkla hazırlanman lâzım.

Başarı Allah'tandır.

 

İÇİNDEKİLER