Hayrın ve şerrin aslı tefekkür yönünden gelir. Çünkü
fikir / tefekkür zühd, terk, sevmek ve buğzetme konularında istemek ve talep
etmenin başını çeker.
Fikrin en yararlı olanı;
1 - Ahiret hayatının faydalarını ve
2 - Bu
faydaları celbeden yolları tefekkür etmek ve
3 - Ahiret hayatını ifsat edecek
faktörleri ve
4 - Bu faktörlerden uzak durma yollarını tefekkür etmek /
düşünmektir.
İşte bu dört tane fikir
fikirlerin en yüce olanı sayılır. Bundan başka dört tane daha vardır:
1 - Dünya menfaatlerini düşünmek.
2 - Bu menfaatleri elde etme yollarını düşünmek.
3 - Dünyanın ifsatlarını düşünmek.
4 - Bu ifsat yollarından uzak durma yollarını düşünmek.
Kuşkusuz bu sekiz kısım çerçevesinde akıl sahibi kimselerin fikirleri ve
düşünceleri dönüp dolaşır.
Birinci kısmın başı; Allah'ın nimetleri, emri,
yasağı, kendisini bilme yollarını, ayıplamasını, peygamberinin sünnetinden ve
bunlara bağlı âlimlerin görüşlerinden isim ve sıfatlarını bilme yönlerini
düşünmek, tefekkür etmektir. Bu tefekkür kısmı, kişi de sevgi ve marifet
meyveleri ortaya çıkarır.
Âhiret konusunda, onun şerefi ve devamlılık hususunu
düşündüğün de ve dünya konusunda da, onun değersiz ve geçici olduğu hususunda
tefekkür ettiğinde, o takdirde kişi de âhirete olan rağbeti ve dünyaya karşı
olan zahitliğine dair meyveler yeşerir.
Emellerin kısalığı ve vaktin darlığı
hususunda tefekkür edince de; bu o kimse de yüceliği, gayreti ve bu dar vakitte
çokça hayırlı ameller işlemesine dair meyveler yeşertir.
Bu fikirler onun himmetini
yücelten ve ölümünden ve düşüklüğünden sonra himmetine hayat everen fikirlerdir.
Öyle ki kendisini bir vadide insanları da başka bir vadide ayırıverir.
Bu fikirlerin gitmesiyle, birçok
mahlûkatın kalbinde dönüp dolaşan kötü fikirler yer alır. Kendisinin mükellef
olmadığı fikirleri düşünmesi gibi, faydasız bilgilerin lüzumsuzluklarının içinde
boğulması gibi. Hiçbir akıl sahibinin idrak etmesine dair bir yolun olmadığı
meseleleri; mesela Allah'ın zatı ve sıfatlarının nasıl olduğu ile ilgili konuda
düşünmesi gibi.
Kötü olan bu fikirlerden kimisi de, yararlı olmayan hatta
zararlı olan ince sanat dalları konusunda düşünmesi, tefekkür etmesi. Mesela;
satranç, musiki, şekil ve resim konularında düşünmesi gibi.
Kimisi de -şayet doğru olsa da- kişiye bir yeterlilik ve
şeref kazandırmayan birtakım ilimler konusunda tefekkür edip düşünmesi gibi.
Mesela; mantık ilminin incelikleri, matematik ilmi, doğa ilmi hususunda düşünmek
gibi ve kişi son derece ilerlemiş de olsa nefsini asla tezkiye edemeyeceği
felsefe ilminin birçoğunu tefekkür etmesi gibi.
Kimisi de şehvetler, lezzetler ve bunlara ulaşma yollan
hakkında düşünmesi gibi. Bunda her ne kadar kişi için bir lezzet söz konusu da
olsa bir gayesi yoktur ve âhiretten önce dünyadaki sonucu ise yararlarından çok
zararları ortaya koyar.
Kimisi de olmayan şeyler hakkında
"şayet olursa nasıl olur" diye bu gibi konular hakkında düşünmesi. Mesela; kral olunca ya da bir hazine
bulunca ya da bir malını kaybederse neleri yapacağını ev bu malı nasıl
harcayacağını, nasıl alıp nasıl vereceğini ve nasıl intikam alacağını vb. gibi
düşük konularda tefekkür etmesi gibi.
Kimisi de insanların durumlarında, kendilerinden cereyan eden
meselelerde kendilerinin alıp verdikleri cüzî konulan hakkında tefekkür etmesi
gibi.
Kimisi de -hevası mubah olsun
haram olsun- hilelerin incelikleri ve kendisini maksadına ulaştıracak tuzakların
incelikleri hususunda tefekkür etmesi gibi.
Kimisi de şiir türleri, çekimleri, övgüler, heceler, gazeller
ve mersiyeler gibi dallar konusunda düşünmesi gibi. Çünkü bunlar kişiyi daimi
olan mutluluk hayatını düşünmekten meşgul eder.
Kimisi de insanların herhangi bir ihtiyacı olmayan ve dışta
da mevcut olmayan zihince takdir edilen bazı fikirleri düşünmesi gibi. Bu
kuşkusuz bütün ilimler de mevcuttur. Hatta fıkıh, usul ve tıb ilminde bile
mevcuttur. Bu fikirlerin hepsinde ki zararları yararlarından daha çok
bulunabilmektedir. Öyleyse zararları hususunda ki bu fikirleri bırakmak ve evla
olanına yani yararlıya hemen ve devamlı olarak dönmek gerekir.
|