بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Tehlikeler ve Vesveseler

 

Şunu bil ki, tehlikeler ve vesveseler, alâkalarını düşünceye sürükler, düşüncesi bunları alır ve zikretmeye yönlendirir, zikretme melekesi ise, bunları alır ve iradeye yönlendirir, irade de bunları alır ve amellerle azalara sevk eder. Böylece sağlamlaşır ve bir âdet hâlini alır. Kuşkusuz bunları daha ilk aşamasındayken reddetmek/almamak, kuvvetlenip tamamladıktan sonra reddetmekten daha kolaydır.

Bilindiği üzere; insan, hatırına gelenleri ve bunları atmaya dair kuvveti de emanet almaz. Çünkü bu hatıra gelenler onun nefsine hücum ederler; ancak iman kuvveti ve akıl kuvveti olursa başka. Çünkü bunlar, kişinin hatırına gelenlerden en iyi olanını, en razı olanını ve en nefret olanını da kovmada yardımcı olurlar. Sahabenin dediği gibi:

"Ey Allah'ın Resûl'ü! Bizden birisine öyle düşünceler gelmekte ki, kömür kesilinceye dek yanmamız, bunları söylememizden daha sevimlidir bize!"

Bunun üzerine Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 "Siz bunu içinizde buldunuz mu?" diye buyurdu. Onlar da:

"Evet." deyince, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"İşte bu apaçık imandır." buyurdu. (Müslim (132) Ebû Hüreyre hadisinden rivayet etmiştir.)

Bir lafız da şöyledir:

"Şeytanın tuzağını vesveseye çeviren Allah'a hamd olsun."  (Ahmed (2097) sahih isnadla İbn Abbas'dan rivayet etmiştir. Hadisin uzun bölümü için aynı yere bakınız.)

Bu hadisin açıklaması hakkında iki görüş vardır:

1 - Bunu çevirmesi ve vesvesenin kötülüğü apaçık iman demektir.

2 - Vesvesenin olması ve şeytanın kulun nefsine atması apaçık iman demektir. Çünkü şeytan kulun nefsine vesvese vermekte, imanına karşı saldırmak ve onu yok etmek ister.

Kuşkusuz yüce Allah, kulun nefsini, hiç durmayan ve devamlı dönen bir değirmen gibi yaratmıştır. Mutlaka bir şeyleri öğütmesi gerekir. Şayet içine dane konursa onu öğütür, içine toprak ya da taş da koysan onu öğütür.

Öyleyse kişinin nefsine gelen fikirler ve hatıra gelenler / vesveseler değirmenin içine konan daneler konumundadır. Nitekim bu değirmen bozulacak da değildir. Hatta içine bir şeylerin konulması gerekir.

Buna göre insanlardan kimisi vardır ki, değirmene daneler de koyar. Hem kendisi hem de başkasına yararlı ince toz, un vb. çıkar. Kuşkusuz çoğu da kum, taş, saman vb. şeyleri değirmende öğütür. Hamurun ve ekmeğin vakti geldiğinde, o takdirde gerçek öğütülmüş olan karşısına çıkacaktır.

 

İÇİNDEKİLER