Şehvete / arzulara karşı sabretmek, şehveti gerektiren şeylere
sabretmekten daha kolaydır.
Çünkü bu, ya acı ve akıbet gerektirir ya da
kendisinden daha eksiksiz bir tadı keser yahut zayi olması hüsranlığı ve
pişmanlığı getiren vakti zayi eder.
Ya da kul için zedelenmesi zedelenmemesinden
daha önemli olan namusu zedeler ya da bulunması gitmesinden daha hayırlı olan
malı götürür.
Ya da kalması kalmamasından daha hayırlı olan bir makamı ve değeri
kaldırır ya da kalması daha lezzetli olan ve şehveti yerine getirmekten daha hoş
olan bir nimeti def eder.
Ya da daha önceden başına gelmeyen felaket yollarını
önüne koyar ya da seni şehvetlere yaklaştırmayacak sıkıntı, keder, üzüntü ve
korkuları musallat eder.
Ya da hatırlanması, şehvetinden nail olduklarından
daha hoş olan ilmi sana unutturur ya da sana, söven düşmanlar ve seni üzen
dostlar verir.
Ya da sana gelmekte olan nimetin
yolunu keser ya da gıybet eder de sıfat olarak kalır ve (senin sabit bir
özelliğinmiş gibi) yok olup gitmez.
Kuşkusuz
ameller, özellikleri ve ahlâkları meydana getirir.
|