Sahih bir hadiste şöyle buyrulmuştur:
"İstiğfarın efendisi kulun şöyle demesidir:
"Sen benim
Rabbimsin. Senden başka ibadete layık hiç bir bir ilâh yoktur. Beni yarattın ve
ben de senin kulunum. Gücümün yettiği kadar senin sözün / ahdin ve vaadin
üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Bana verdiğin nimetini ve
günahımı sana itiraf ediyorum, beni bağışla. Çünkü senden başka günahları
bağışlayan yoktur."
Her kim
bunu uyanık iken / şuurunda olarak sabahladığı zaman okursa ve o gününde ölürse
cennete girer, kim de bunu iken/şuurunda olarak gecelediği zamana okursa ve o
gecesinde ölürse cennete girer."
Ebû Hüreyre
ve Abdullah b. Amr yoluyla Ebû Bekir es-Sıddik
hadisinde geçtiği üzere; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine,
sabahladığı zaman, gecelediği zaman ve uzanacağı zaman şöyle söylemesini
öğretti:
"Gökleri ve yeri
yaratan, gizli ve hazır olanı bilen ve her şeyin Rabbi ve meliki olan Allah'ım!
Şahadet ederim ki senden başka ibadete layık hiçbir ilâh yoktur. Nefsimin ve şeytanın şerrinden ve şirkinden sana sığınırım.
Nefsimize kötülük yapmaktan ve onu müslümanlara da bulaştırmaktan sana
sığınırım."
"Bunu sabaha çıktığında, akşama girdiğinde ve yatağa girdiğinde oku."
(Ahmed
(51). İsnadı sahihtir. Hadisin uzun rivayeti için aynı yere bakınız.)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hutbesinde şöyle
derdi:
"Allah'a hamd olsun. Ondan yardım ister Ondan mağfiret dileriz
nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden Allah'a sığınırız."
(Ahmed
(3750). İsnadı zayıftır. Abdullah b. Mes'ud'dan rivayet etmiştir. Hadisin uzun
rivayeti için aynı yere bakınız.)
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)şöyle
buyurdu:
"Ben sizi cehennemden uzaklaştırmaya çalışıyorum. Sizlerse kelebekler gibi onun
etrafında dönüp dolaşmaktasınız."
(Buhârî
(6483) ve Müslim (2284) Ebû Hüreyre'den rivayet etmişlerdir.)
Bu hadisi şerifiyle, onları
kelebeğe benzetmiştir. Kelebeğin bilgisizliğinden ve hızlı hareketinden dolayı.
Bu da nefsin küçüklüğü gibidir. Çünkü bu küçük olan nefis cahildir ve çokça
hızlı hareketli bulunmaktadır.
Bir hadis de şöyledir:
" Kalbin misali, boş bir araziye atılan bir tüy gibidir."
(Ahmed
(19757). İsnadı zayıftır. Ebû Musa el-Eş'ari'den rivayet etmiştir. Hadisin uzun
rivayeti için aynı yere bakınız.)
Başka bir hadis ise şöyledir:
"Tencerede kaynama noktasına
geldiği zaman bunun (durumu gibi) kalbinde çok şiddetli bir yönlendirmesi
bulunur."
(Ahmed
(23816). İsnadı hasendir. Mikdad b. el-Esved'den rivayet etmiştir. Hadisin uzun
rivayeti için aynı yere bakınız.)
Bilindiği üzere tüyün ve tencerenin Cahillikle çok hızlı bir
hareketi de söz konusu olur. Bundan dolayı da zaten kendisini saptıran ve yoldan
çıkartana:
Ona gözdağı verdi denildiğinde "onu hafif gördü"
denilir.
Firavun hakkında ise; "kendisi kavmini küçük ve basit gördüğü
için de kavmi ona itaat ettiler." dedi.
Allahu Teâlâ buyurdu ki:
"Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka haktır. Sakın
imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevk etmesinler."
(Rum, 60)
|