3- Kadir Gecesinin Faziletleri:
Rahman ve Rahim Allah'ın Adı
ile
Müfessirlerin çoğunun
görüşüne göre Medine'de inmiştir. Bunu es-Sa'le-bi zikretmiştir. d-Maverdi ise
bunun aksini nakletmektedir.
Derim
ki: ed-Dahhak'ın görüşü ile İbn Abbas'ın iki görüşünden birisine göre bu sûre
Medine'de inmiştir. el-Vâkıdi'nin naklettiğine güre Medine'de inmiş ilk sûre
budur. Beş âyettir.
[1]
1. Doğrusu,
Biz, onu Kadr gecesinde indirdik.
"Doğrusu, Biz,
onu" yani Kur'ân'ı "...indirdik." Her ne kadar bu sûrede henüz
Kur'ân-i Kerİm'den sözedilmemiş ise de mananın böyle olduğu bilinen bir
husustur. Kur'ân'm tamamı da zaten tek bir sûre gibidir. Yüce Allah, şöyle
buyurmaktadır: "O Ramazan ayı ki Kur'ân onda indirilmiştir."
(d-Ba-kara, 2/185) Bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır; "Hâ, Mim.
Apaçık ki tabayemin olsun, ki şüphesiz Biz onu mübarek bir gecede
indirdik." (ed-Du-han, 44/1-3) Bu buyrukta "mübarek gece"den
kasıt, Kadir gecesidir.
eş-Şa'bî dedi ki: Biz,
Kur'ân'] Kadir gecesinde indirmeye başladık, demektir. Bir görüşe göre Cebrail
(a.s) Kur'ân'ı bir defada, toptan, Kadir gecesinde Levh-i Mahfuzdan dünya
semasınadaki Beytu'i-Izze'yt: indirmiştir. Cebrail, Kur'ân'ı yazıcı meleklere
yazdırmış, daha sonra da Peygamber (sav)'a kısım kısım indirmeye devam
etmiştir. Kur'ân'ın ilk nazil olmaya haşlaması ile son nazil olun buyrukları
arasında yirmiüç yıllık bir zaman geçmiştir. Bu açıklamayı İhn Abbas yapmıştır.
Daha önceden el-13akara Sûresi'ndc (2/185. âyet, 8. başlıkta) geçmiş
bulunmaktadır.
el-Mavcrdi'nin
naklettiğine göre, İbn Abbas şöyle demiştir: Kur'ân Ramazan ayında. Kadir
gecesinde, mübarek bir gecede, Allah tarafından bir defada, Levlı-i Mahfuzdan
dünya semasındaki yazıcı, şerefli meleklere indirilmiş, daha sonra yazıcı,
şerefli melekler yirmi senelik bir zaman süresinde bunu peyderpey Cebrail'e
bildirmiş, Cebrail de bunu Peygamber (sav)'a yirmi yıl süre içerisinde kısım
kısım bildirmiştir, İbnu'l Arabi dedi ki: "Ancak bu açıklama batıldır.
Çünkü Cebrail ile Allah arasında ayrıca bir vasıta olmadığı gibi, Cebrail ile
Muhammed -ikisine de selâm olsun- arasında bir vasıta yoktur."
"Kadir
gecesinde", Mücahid, hüküm gecesinde diye açıklamıştır.
"Kadir gecesini
sana ne bildirdi?" Yine Mücahid, hüküm gecesini, diye açıklamıştır. Takdir
gecesi demektir. Ona bu ismin veriliş sebebi yüce Allah'ın bu gecede gelecek
sene aynı geceye kadar kendi emrinden olan ölüm, ecel, rızık ve daha başka
hususları dilediği şekilde takdir buyurmayıdır. Sonra bunu isleri çekip çeviren
meleklere teslim eder. Bunlar dört melektir: İsrafil, Mikail, Azrail ve Cebrail
(hepsine selâm olsun).
İbn Abbas'tan şöyle
dediği nakledilmiştir: Ummu'l-Kitab (Ana kitab)'da sene içinde meydana gelecek
rızık, yağmur, hayat, ölüm ve hacca gidecekler dahil herşey yazılır. îkrime
dedi ki: Kadir gecesinden, Allah evini haccede-ceklerin kendi isimleri ve
babalarının isimleri yazılır. Onlardan hiçbirisi dışarıda bırakılmaz ve unlara
hiç kimse de ilave edilmez. Said b. Cübeyr de böyle demiştir. Bu anlamdaki
açıklamalar, daha Önceden ed-Duhan Sûresi'nin baştaraflarında (44/1-4.
âyetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
Yine İbn Abbas'tan
şöyle dediği rivayet edilmiştir: Yüce Allah, Şabanın yarısına rastlayan gecede
meydana gelecek olaylara dair kaza ve hükümlerini takdir buyurur ve bunları
Kadir gecesinde ilgililerine teslim eder.
Bu geceye Kadir gecesi
deniliş sebebi; azameti, kadri ve şerefi dolayısıyla olduğu söylenmiştir.
Filan kişinin şerefi ve üstün bir mevkii vardır, anlamında "filanın kadri
vardır" şeklindeki (Arapların) tabirlerinden alınmıştır. Bu açıklamayı
ez-Zühri ve başkaları yapmıştır.
Bu geceye bu ismin
veriliş sebebinin, bu gecede yapılan itaatlerin pek büyük bir kadri ve pek çok
sevab ve mükâfatı olduğu da söylenmiştir. Ebu Bekr el-Verrak dedi ki: Bu geceye
bu ismin veriliş sebebi şudur: Herhangi bir değeri ve önemi olmayan bir kimse
bu geceyi ihya edecek olursa üstün bir değer ve öneme sahib olur.
Uir diğer açıklamaya
göre bu ismin veriliş .sebebi, bu gecede üstün kadri (değeri) bulunan bir
Kitabın yine üstün bir kadri bulunan bir rasûle, üs-lün bir kadri olan bir
millete indirilmesidir.
Bir diğer görüşe göre;
sebeb, bu gecede oldukça kadri yüksek ve önemli meleklerin inmesidir.
Bir başka açıklamaya
göre; yüce Allah'ın bu gecede hayırı, bereketi ve mağfireti indirmesidir. Sehl
dedi ki: Bu geceye bu ismin veriliş sebebi, yüce Allah'ın bu gecede müminlere
rahmetini takdir buyurmuş olmasıdır.
ei-Halil dedi ki:
Çünkü bu gecede yeryüzü meleklere dar gelir. Yüce Al-lah'ın: "Riski
kendisine daraltılan kimse de..." (et-Talak, 65/7) buyruğunda
("daraltılan" anlamı verilen kelime ile aynı kökten) gelmesi gibi.
[2]
2. Kadir
gecesini sana ne bildirdi?
3. Kadir
gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
el-Ferrâ dedi ki:
Kur'ân-ı Kerim'de nerede: "Sana ne bildirdi" buyruğu geçmişse yüce
Allah bunu Peygamberine bildirmiştir. Nerede "yen nereden bileceksin"
diye buyurulmuş ise, bu husus ona bildirilmemiştir. Süfyan da böyle demiştir.
Bu husus daha önceden de (ei-İn-fitâr, 82/17; et-Târık, 86/2; el-Beled, 90/13.
âyetlerin tefsirinde de) geçmiş bulunmaktadır.
"Kadir gecesi,
bin aydan daha hayırlıdır" buyruğu ile bu gecenin fazilet ve büyüklüğünü
açıklamaktadır. Zamanın fazileti, o zaman içerisinde pek-çok faziletli
olayların meydana gelmesi sebebi iledir. Bu gecede, benzeri bin ayda bulunmayan
pekçok hayır paylaştırılır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Müfessirlerin bir çoğu
da şöyle demiştir: Yani bu gecede yapılan amel, içinde Kadir gecesi bulunmayan
bin ayda yapılacak amelden daiıa hayırlıdır.
Ebu'l-ÂSiye dedi ki:
Kadir gecesi, kendisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır.
"Bin ay" ile
yüce Allah'ın zamanın tümünü kastettiği de söylenmiştir. Çünkü Araplar bin
sayısını eşya ile ilgili en ileri nokta hakkında kullanırlar. Nitekim yüce
Allah: "Onlardan herbiri kendisine bin yıl Ömür verilsin ister."
(el-Bakara, 2/96) diye buyurmaktadır ki, bundan kasıt zaman boyunca...dır.
Denildiğine göre,
geçmiş dönemde âbid kişiye, Allah'a bin ay yani sek-senüç yıl,dört ay süreyle
ibadet etmediği sürece âbid denilmezdi. Yüce Allah, Muhammed (sav) ümmetine
bir gece ibadet etmeyi, geçmiş kavimlerin ibadetlerle geçirdikleri bin aydan
daha hayırlı kılmıştır.
Ebu Bekr el-Verrak
dedi ki: Süleyman'ın hükümdarlık süresi beşyüz ay, Zül-karneyn'in de
hükümdarlık süresi beşyüz ay idi. Her ikisinin hükümdarlık süresi bin ay eder.
Yüce Allah, bu geceye erişebilen kimse için işleyeceği ameli bu iki büyük
hükümdarın hükümdarlıklarından daha hayırh kılmıştır.
İbn Mesud dedi ki:
Peygamber (sav) İsrailoğullan arasından Allah yolunda silahlı olarak bin ay
cihad eden bir adamdan sözetti. Müslümanlar bu işe hayret ettiler, özendiler.
Bunun üzerine: "Doğrusu Biz onu kadir gecesinde indirdik... Kadir
gecesi" bu şahsın Allah yolunda silah kuşandığı "bin aydan daha
hayırlıdır. "[3] Buna yakın bir açıklama
İbn Abbas'dan da nakledilmiştir.
Vehb b. Münebbih dedi
ki: Bu kişi müslüman idi. Annesi onu Allah'a adamıştı. Kendisi putlara tapınan
bir topluluk kasabasından idi. O kasabaya yakın bir yerde yerleşmişti. Tek
başına onlara karşı cihad etmeye koyuldu. Onların kimilerini öldürüyor,
kimilerini esir alıyor ve cihadını devanı ettiriyor-du. Onlarla bir devenin iki
çene kemiği ile karşılaşırdı. Onlarla çarpışıp su-sayacak oldu mu bu iki çene
kemiğinden tatlı tuplu bir su fışkırırdı, o sudan içerdi. Bu şahsa pek büyük
bir güç verilmişti. Demir (silah) ya da başka bir şey ona acı ve ıştırab
vermezdi. Bu şahsın adı Şemsun idi.
Ka'b el-Ahbar dedi ki:
Bu İsraiioğullart arasında bir kraldı. O tek bir iş yaptı. Yüce Allah, onların
dönemindeki Peygambere: Filana dilekte bulunmasını söyle! diye vahyetti. O da
şöyle dedi: Rabbim malımla, evladımla ve canımla cihad etmek istiyorum. Yüce
Allah ona bin çocuk verdi. Bu çocuklardan herhangi birisini gidecek bir askeri
birlik arasında kendi malından silahlandırır, donatırdı ve Allah yoiunda cihad
eden bir mücahid olarak çıkartırdı. Bu çocuğu bir ay cihadda kalır ve
öldürülürdü. Daha sonra bir başka askeri birlik arasında bir başka çotuğunu
donatırdı. Herbir çocuğu bir ay zarfında öldürülürdü. Bununla birlikte
hükümdar geceleri namaz kılmaya, gündüzleri oruç tutmaya devanı ediyordu. Bin
aylık bir zaman içerisinde bin çocuğu öldürüldü. Sonra kendisi öne geçti, o da
savaştı ve öldürüldü. İnsanlar: Hiç kimse bu hükümdarın ulaştığı mertebeye
erişemez, dediler. Bunun üzerine yüce Allah: "Kadir gecesi" bu
hükümdarın geceleri namazla, gündüzleri oruçla geçirdiği, malıyla, canıyla,
çocuklarıyla, Allah yolunda cihad ettiği "biç aydan daha hayırlıdır"
buyruğunu indirdi.
Ali ve Urve dedi ki:
Peygamber (sav) İsrailoğullanndan dört kişiyi sözko-nusu etti. "Bunlar
Allah'a seksen yit ibadet ettiler. Göz açıp kapayacak bir süre dahi O'na isyan
etmediler." dedi. Eyyub, Zekeriya, yaşlı kadının oğlu Haz-kiyel ve Yuşa b.
Nün'un isimlerini verdi. Peygamber (sav)'ın ashabı buna hayran kaldılar. Ona
Cebrail gelerek şöyle dedi: Ey Muhammedi Senin ümmetin bu kimselerin seksen
yıl süre ile Allah'a ibadet edip, bir göz açıp kırpacak bir vakit kadar dahi
Allah'a isyan etmemiş olmalarına hayret ettiler. Allah, senin üzerine bundan
daha hayırlısını indirdi, deyip; "Doğrusu Biz onu Kadir gecesinde
indirdik" (1. âyet) buyruğunu okudu. Rasûluliah (sav) buna çok sevindi.
Mâlik, Muvatta'da
İbnu'l-Kasım ve başkalarından gelen rivayet yoluyla şöyle demekledir:
Kendisine güvendiğim kişi(ler)i şöyle derken dinledim: Rasûluüah (sav)'a
kendisinden önceki ümmetlerin ömürleri gösterildi. Uzun Ömürleri boyunca
başkalarının eriştiklerinin benzerine amel itibariyle ulaşamayacaktan
mülahazasıyla ümmetinin (fertlerinin) ömürlerini kısa bulur gibi oldu. Yüce
Allah ona Kadir gecesini verdi ve onu bin aydan daha hayırlı kıldı.[4]
Tirmizi'de, el-Hasen
b. Ali (r,anhuma)'dan gelen rivayete göre; Rasûlul-lah (sav)'a minberinin
üzerinde Umeyyeoğullan(nın hali) kendisine gösterildi. Bundan hoşlanmadı.
Bunun üzerine: "Şüphe yok ki Biz sana Kevseri verdik." (el-Kevser,
108/1) buyruğu nazil oldu ki; bununla cennetteki bir nehri kastetmektedir.
Yine; "Doğrusu
Biz onu kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesini sana ne bildirdi? Kadir gecesi
bin aydan hayırlıdır." (sûresi) nazil oktu. Senden sonra bu sûrede
Umeyyeoğulları hükümdarlık yapacaklardır. el-Kasım b. el-Fadl el-f luddani dedi
ki: Biz onların hükümdarlıklarını saydık, bin ay olduğunu gördük. Bir gün
fazla, bîr gün eksik değil. (Tirmizi) dedi ki: (Bu) garib bir hadistir[5]
4. Onda,
melekler ve ruh Rabblcrİnin izniyle herbir iş için iner de iner.
"Onda,
melekler... inerde iner." Semalarının hepsinden ve Sidretu'1-Mün-tehâ'dan
melekler aşağıya iner. Cibril'in kaldığı yer de uranın ortasıdır. Melekler
yere inerler, tan yeri ağarmasına kadar insanların yaptıkları dualara amin
derler. İşte yüce Allah'ın: "Onda, melekler... iner de iner" buyruğu
bunu anlatmaktadır.
"Ve ruh
Rabblerinin İzni ile..." Kasıt, Cebrail U..s)'dır. el-Kuşeyri'nin
nak-letıiğine göre "ruh" meleklerden bir sınıftır. Bunlar
diğarlerinin koruyucuları olarak yaratılmışlardır. Bizim melekleri
görmediğimiz gibi, melekler de bunları görmezler.
Mukatil dedi ki:
Bunlar meleklerin en şereflileri ve yüce Allah'a en yakınlarıdır.
Bunların meleklerin
dışında Allah'ın ordularından bir ordu olduğu da, söylenmiştir. Bu açıklamayı
Mücahid, îbn Abbas'tan (Peygamber efendimize) mer-fû' bir rivayet olarak
naklelmiştir. Bunu el-Maverdi, zikretmiştir. el-Kuşeyri'nin naklettiğine göre,
bunların Allah'ın yarattıklarından bir çeşit ulduğu .söylenmiştir. Bunlar
yemek yerler, elleri ve ayaklan vardır, melek değillerdir,
"Rûh”un tek
başına bir saf olarak duracak büyük bir yaratık okluğu ve diğer bütün
meleklerin tek bir saf teşkil edecekleri de .söylenmiştir. "Rûh'un,
Cebrail (a.s)ın bu gecede, bu gecenin ahalisi üzerine sair meleklerle birlikte
indirdiği rahmet olduğu da söylenmiştir. Bunun delili: "O, kendi emri ile
kullarından dilediği kimseler üzerine ruhu indirir." fen-Nahi, 16/2) buyruğu
olup rahmeti indirir, demektir.
"Onda" Kadir
gecesinde "Rabblerinin izni" yani emri "ile herbir iş için iner
de iner." Yüce Allah'ın takdir edip, bu seneden gelecek seneye kadar hükme
bağladığı verilen herbir emir ile iner demektir. Bu açıklamayı İbn Ab-bas
yapmıştır. Yüce Allah'ın: "Allah'ın emri ile onu gözetleyecek izleyicileri
vardır" (er-Ra'd, 13/11) buyruğunda olduğu gibi ki, burada Allah'ın emri
ile... demektir
"İner de
iner" anlamındaki buyruk genel olarak "te" harfi üstün olarak; diye okumuşlardır. Ancak el-Bezzî te'yi de
şeddeli okumuştur. Talha b.Musarrif ile İbn es-Semeyka meçhul bir fiil olarak
“te”harfini öterli okumuştur(“indirlir de indirilir”anlamına gelir.)
Bunun, meleklerin bu
gecede biribirlerine selâm vermeleri anlamında olduğu da söylenmiştir.
Katade dedi ki:
"O... bîr selâmdır." O bir hayırdır. "Tanyeri ağarınca-
ya" tan yerinin
doğuşuna "kadar" demektir.
el-Kisâi ve İbn
Muhaysın "ağarınca" anlamındaki lafzı "lanı" harfi kesre
-li alarak; diye; diğerleri ise üstün olarak okumuşlardır. Üstün ve es-reli
okuyuş mastarın iki ayrı söyleyişidir, "Fe'ale, yefulu" kalıbında
gelen fiillerde (bu lıarfin) üstün okunuşu esastır. "Maktel ve
mahreç" kelimelerinde olduğu gibi. Kesreli okunuşu ise kıyastan istisna
kabul ediien kelimeler için sözkonusudur. "Meşrik, mağrib, menbit, meşkin,
mensik, mahşir, maskit ve meczir" kelimelerinde olduğu gibi. Bütün
bunların hepsinde hem üstün, hem de kesreli okuyuş nakledilmiştir ki; bu halde
bundan kasıt isim değil, mastar olur. Burada üç husustan sözetmek
gerekmektedir:
[6]
Kadir gecesinin
muayyen olarak hangisi olduğu hususunda ilim adamlarının farklı görüşleri
vardır. Büyük çoğunluğunun kabu! ettiği görüşe göre, Kadir gecesi yirmîyedinci
gecedir. Çünkü Zirr h. Hubeyş'in rivayet etüği hadise göre, o şöyle demiştir:
Ben Ubeyy b. Ka'b'a dedim ki: Kardeşin Abdullah b. Mesud şöyle der: Kim bir
sene boyunca (geceleri) namaz kılarsa, Kadir gecesine rastlar. Ubeyy b. Ka'b
dedi ki: Allah Ebu Abdurrahman'a mağfiret buyursun. O bu gecenin ramazanın son
on gününde olduğunu ve bunun yirmiyedinci gece olduğunu biliyor. Fakat o,
insanların buna bel bağlamamasını istemiştir. Daha sonra da kat'i bir şekilde
yemin ederek: O gecenin yirmiyedinci gece olduğunu ifade etmiştir. Ben ona: Ey
Ebu'I-Münzir (Ubeyy b. Ka'b'tn künyesidir) neye dayanarak bunu söylüyorsun?
dedim. Şöyle dedi: Bunu Rasûlullah (sav)'ın bize haber verdiği delile
dayanarak -yahut-ta bildirdiği alamete göre- haber veriyorum ki; o gün güneş
(gözleri kamaştıracak kadar) bir parıltısı olmaksızın doğar. Tirmizî dedi ki:
Bu, hasen, sahih bir hadistir. Bu hadisi Müslim de rivayet etmiştir.[7]
Bu gecenin senenin
diğer ayları bir tarafa yalnızca Ramazan ayında olduğu da söylenmiştir. Bu Ebu
Hureyre ve başkalarının görüşüdür.
Bir diğer görüşe göre,
Kadir gecesi, bütün senededir. Buna göre bir kimse hanımını boşamayı ya da
kölesini azad etmeyi Kadir gecesine bağlı olarak, verecek olursa yemin ettiği
günden itibaren tam bir sene geçmedikçe hanımı ondan boş olmaz, kölesi de
hürriyetine kavuşmuş olmaz. Çünkü şüphe ile boşamanın gerçekleştirilmesi caiz
olmaz. Kadir gecesinin belli bir vakte tahsisi de sabit olmamıştır. O halde
tam bir sene geçmedikçe boşamanın gerçekleşmemesi gerekir. Kölenin azad
edilmesi de öyledir. Buna benzer yemin ve başka hususlar da aynı hükümdedir.
Zaten İbn Mesud da: Kim bütün sene (şecelerin)i ihya ederse, kadir gecesini
isabet ettirir, demiştir. Bu husus İbn Ömer'e ulaşınca şöyle demiştir: Allah
Abdu'r-Rahman'ın babası-na (Abdullah b. Mesud'un künyesi) rahmet buyursun. O
kadir gecesinin ramazan ayının son on gününde olduğunu bilmeyen birisi
değildir. Fakat o insanların buna bel bağlamalarım istememiştir.
Ebu Hanife de Kadir
gecesinin senenin tümünde gizli olduğu görüşünü benimsemiştir. Ondan şöyle
dediği de nakledilmiştir: Bu gece kaldırılmış bulunmaktadır. Bu gece sadece
bir defa olmuş ve bitmiştir. Ancak doğrusu bu gecenin kalmaya devam ettiğidir.
Yine İbn Mesud1 dan
rivayet edildiğine göre, Kadir gecesi eğer bu sene herhangi bir günde ise,
gelecek sene bîr başka gündedir. Ancak cumhurun kanaatine göre Kadir gecesi
her senenin Ramazan ayındadır.
Diğer taraftan Kadir
gecesinin Ramazan ayının ilk gecesi olduğu da söylenmiştir. Bu, Ebû Rezîn
el-Ukaylî'nin görüşüdür.
el-Hasen, İbn îshak ve
Abdullah b. ez-Zübeyr: O Ramazanın onyedinci ge-cesidir. Sabahında Bedir
gazvesinin gerçekleştiği gece de odur, demişlerdir. Onlar bu kanaate yüce
Allah'ın: "Eğer Allah'a, Furkan günü olan o iki ordunun birbirleriyle
karşılaştıkları günde kulumuza indirdiğimize inanmış-samz..."(el-Enfal,
8/41) buyruğundan hareketle varmış gibi görünüyorlar. Bu da onyedinci gece(nin
gündüzü) olmuştu.
Kadir gecesinin
ondokuzuncu gece olduğu da söylenmiştir.
Ancak sahih ve meşhur
olan Kadir gecesinin Ramazanın son on gecesinde olduğudur. Malik, Şafiî,
Evzaî, Ebu Sevr ve Ahmed'in görüşü budur.
Bir başka kesimin
kanaatine göre Kadir gecesi yirmi birinci gecedir. Şafiî (r.a) da bu görüşe
meyletmiş bulunmaktadır. Buna sebeb ise Ebu Said el-Hud-rî'nin rivayet ettiği
Malik ve başkalarının da kitablarında kaydettiği su ve çamurdan sözeden
hadis-i şeriftir.[8]
(Ramazanın)
yirmiüçüncü gecesi olduğu dii söylenmiştir. Çünkü İbn Ömer'in rivayet ettiğine
göre, bir adam şöyle demiş: Ey Allah'ın Rasûlü! Ben
Kadir gecesini Ramazanın bilimine yedi gece kalmış
olan gecede gördüm. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bu (Kadir gecesinin)
yirmiüçüncü geceye rastlayan bir rüya görmüş bulunmakladır. Her kını bu ayda
belli bir geceyi namazla geçirmek isterse yirmiüçüncü geceyi ihya etsin.[9]
Ma'mer dedi ki; Eyyub
yirmiüçüncü gece gusleder ve hoş kokular sürünü rdü. '
Müslim'in Sahih'mde
Peygamber (sav)'dan söyle dediği rivayet edilmekledir: "Ben rüyada
kendimi Kadir gecesinin sabahında su ve çamur içinde secde ederken
gördüm." Abdullah b. Uneys dedi ki: Ben onu yirmiüçüncü gecenin sabahında
su ve çamur arasında Rasûlullalı (sav)'ı haber verdiği şekii-de gördüm,
demiştir.[10]
Kadir gecesinin
Ramazanın yirmibeşinci gecesi olduğu da söylenmiştir. Çünkü Ebu Said
el-Hudri'nın rivayet ettiği hadise güre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Siz o geceyi son on gecede, dokuz gecede, yedi gecede, beşinci gecede
arayınız." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir[11]
Malik dedi ki:
Dokuzuncu gece ile kastettiği (ayın) yirmibırinci gecesi, yedincisi ile
kastettiği (ayın) yirmiüçüncü gecesi, beşinci gece ile kastettiği Cayın)
yirmibeşinci gecesidir.
Yirmiyedinci gece
olduğu da söylenmiştir ki, bunun delili daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Bu
Ali (r.a), Aişe, Muaviye ve Ubeyy b, Ka'b'ın görüşüdür.
İbn Ömer'in rivayetine
göre Rasüluliah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Kadir gecesini
araştıracak olursa, onu yirmiyedinci gecede araştırsın."[12]
Ubeyy b. Ka'b dedi ki:
Ben Rasûlütlah (sav)'ı şöyle buyururken dinledim: "Kadir gecesi
yirmiyedinci gecedir.[13]
Ebu Bekr el-Vernik
dedi ki: Yüce Allah bu ayın -yani Ramazan ayının- gecelerini bu sûrenin
kelimelerine taksim etmiştir. Yirmiyedinci kelimeye ulaşınca ona işaret ederek
"o" diye buyurmuştur. Aynı şekilde Kadir gecesi üç defa
zikredilmiştir ve dokuz.harftir. Bunların toplamı da yirmiyedi etmektedir.
Kadir gecesinin
yirmidokuzuncu gece olduğu da söylenmiştir. Çünkü Peygamber (sav)'in şöyle
buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kadir gecesi yirnıi-dokuzuncu -yahut
yirmiyedinci- gecedir. Meleklerin bu gece sayısı çakıl taneleri kadardır,”[14]
Kadir gecesinin çift
sayılı gecelerde olduğu da söylenmiştir. el-Hascn dedi ki:
Ben"yirmidördüncü gece(nin sabahı) güneşi yirmi yıl süreyle gözetledim.
Gördüm ki güneş (kamaştırıcı) ışığı bulunmayan beyaz bir şekilde doğuyordu.
Bununla o gecedeki
nurların çokluğundan dolayı güneşin böyle okluğunu kastetmektedir
Kadir gecesinin bütün
sene itinde gizli olduğu da söylenmiştir. Böylelikle kişi bütün geceleri ihya
etmek için gayret göstersin.
Allah'ın, bu geceyi
Ramazan ayının tümünde gizlediği de söylenmiştir. Böylelikle Ramazan ayı
boyunca onu idrak etmek ümidiyle bütün geceler çuk-ça amel ve ibadete
yönelsinler. Tıpkı diğer namazlar arasında orta namazı, Esma-i Hüsna'sı
arasında İsm-i Azam'ını, duanın kabul edildiği anı, cuma anları ile gecenin
anlarında, gazabını masiyetlerde. rızasını itaatlerde, belli bir anı sair
zamanlar arasında, salih kulunu diğer kullar arasında -Ü'nun rahmetinin bir
gereği ve bir hikmeti olarak- saklaması gibi.
[15]
Gecenin sabahında
güneşin, göz kamaştırıcı bir parltisı olmaksızın beyaz olarak doğmasıdır.
el-Hasen dedi ki: Peygamber (sav) Kadir gecesi hakkında şöyle buyurmuştur:
"Kadir gecesinin alâmetleri arasında şunlar da vardır: O gece aydınlık ve
hoş bir gecedir. O gece ne sıcak, ne de soğuktur. O gecenin sabahında güneş
(gözleri kamaştıran) ışıkları bulunmaksızın doğar."[16]
Ubeycl b. Umeyr dedi
ki: (Ramazanın) yirmiyedinci gecesinde denizde bulunuyordum. Deniz suyundan
bir miktar aldım, onu tatlı ve rahat içilir buldum.
[17]
Yüce Allah'ın:
"Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" (3 âyet) buyurması ile
"onda melekler ve ruh... iner de iner" (4- âyet) buyurması (faziletini
anlatmak için) yeterlidir. Buhârî ile Müslim'de de şöyle buyurulmuştur:
"Her kim Kadir gecesini (mükâfatına) inanarak, (ecrini) umarak namaz
kslrnakla (vesair ibadetlerle) ihya ederse, onun geçmiş (küçük) günahları
affolunur." Bu hadisi Ebu Hureyre rivayet etmiştir[18]
İbn Abbas dedi ki: Peygamber
(sav) şöyle buyurdu: "Kadir gecesi oldu mu aralarında Cebrail'in de
bulunduğu Sidretu'l-Münteha'da sakin olan melekler ardı arkasına inerler.
Beraberlerinde birtakım sancaklar bulunur. Bu sancaklardan biri benim kabrimin
üzerine, biri Beytu'l-Makdis'in üzerine, biri Mescid-i Haranı'ın üzerine, biri
Turu Sina'nın üzerine dikilir. Kendisine selâm vermedik mü'min erkek ve mü'min
bir kadın bırakmazlar. İçki içen, domuz eti yiyen ve zaferana bulanan kimseler
müstesna."[19]
Hadis-i şerifte de
şöyle buyurulmuştur: "Bu gecenin tan vakti ortalığı ay-dınlatıncaya kadar,
şeytan bu gecede dışarıya çıkmaz. Bu gece herhangi bir kimsenin aklına zarar
veremediği gibi, herhangi bir fesad da işleyemez, bu gecede hiçbir büyücünün
büyüsü etki gösteremez,"[20]
eş-Şa'bi dedi ki: Bu
gecenin gecesi gündüzü, gündüzü de gecesi gibidir.
el-Ferrâ dedi ki: Yüce
Allah, Kadir gecesinde ancak mutluluk ve nimetler takdir buyurur. Diğer
gecelerde ise belalar ve türlü musibetleri takdir eder. Bu açıklama daha önce
ed-Dahhak'lan da nakledilmiş idi. Böyle bir kanaat, şahsi görüşe dayanılarak
ileri sürülemez. O halde bu (peygambere kadar ulaşan) merfu bir rivayettir.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
el-Muvatta'da, Said b.
el-Müseyyeb'in şöyle dediği nakledilmektedir: Kadir gecesinde yatsı namazında
(cemaatle birlikte) hazır bulunan kimse o geceden kendi payına düşeni almış
olur."[21]Böyle bir görüş mücerred
(kişisel) görüşle anlaşılamaz.
Ubeydullah b. Amir b.
Rabia'nın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her
kim Kadir gecesi akşam ve yatsı namazlarını cemaat ile birlikte kılarsa, artık
o kimse Kadir gecesinden payına düşeni almış olur."[22]Bu
hadisi es-Sa'lebi Tefsirinde zikretmiş bulunmaktadır.
Âişe (r.anha) dedi ki:
Ey Allah'ın Rasûlü! Eğer Kadir gecesine denk gelirsem ne diyeyim? diye sordum.
Şöyle buyurdu: "
Allah'ım, şüphesiz ki Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet,
de" diye buyurdu.[23]
(Kadr Sûresi burada sona ermektedir. Allah'a hamd olsun).
[24]
[1] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları:
19/233.
[2] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç
Yayınları: 19/233-235.
[3] Beyhaki, es-Sunentı'l-Kübrâ, IV, 306; İbn Kesir,
Tefsir, IV, 531 -her ikisi de Miirahicl'den mü ise 1 olarak.-
[4] Muvatta, I, 321
[5] Tirmizi, V, 444.
İmam Kurtubi, el-Camiu
li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 19/235-237.
[6] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç
Yayınları: 19/238-239.
[7] Tirnıizi, 111, 160, V, 445; Müslim, II, 828; Ebu
Davud, 11, 51; Müsned, V, 130.
[8] Hadisin lafzına biraz sonra işaret edileceğinden
kaynakları tla orada gösterilecektir
[9] Az lafzi farkla: Buhâri, II, 709; Müslim, II, 822;
Mutvatta, I, 321; Mûsned, 11. 5. 8.
[10] Müslim, II, K27; Mıisned, İli, İ9İ.
[11] Buhâri, II, 711; Ebu Davud, 11, 52; Müsııed, 1, 231.
[12] Miisned, II, 27; Tayalisi, 1, 257; Heyscmî, Mecıııa',
111, 176 -raviierinin s;ılıifı ricali ol dukları knyeiıyla.-
[13] Müsned, V, 132 -Üheyy'in sözü olarak
[14] Müsned, 11- 519; Tayaüsi, 1, 332.
[15] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç
Yayınları: 19/240-243.
[16] Az hıfzi farkla: Taherani, Kebir, XXII, 59, Münavî,
Feyzu'l-Kadir, V, 396; Suyııtî, ed-P ru'(-Mensur, VIII, 5H1.
[17] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç
Yayınları: 19/243.
[18] Buhâri, II, 709; Müslim, I, 523; Tırmizi, III, 67; Ebu
Davud, II, 49; Nesai, IV, 155. 156, 157, VIII, 118; Müsned, II, 241, 347, 409,
473, 503.
[19] Kaynağını cespit edemedik
[20] Kaynağını tespil edemedik
[21] Muoatta, I, 321. Ayrıca bk.: Heysemî. Mecma'. II, 40;
Tabelâm, Kebir, VIII. 179
[22] Beyhaki, Şuabu'l-İman, 111, 340: "Ramazan
bilinceye kadar akşam ve yatsı namazlarını retmalle kıl;ın, Kadir Gecesinden
büyük bir pay alır" anlamında.
[23] Tirmizi, V, 534 ("çok affedicisin" lafzından
sonra: "kerimsin: Çok İLitııfkârsın" lafzı ile) îbnMace, II, 1265;
VI, 171, 1K2, 183, 208.
[24] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç
Yayınları: 19/243-245.