Mekke'de inmiştir, 5
âyettir.
Fîl sûresi Mekke'de inmiştir.
Bu sûre "Ashâb-ı fîl, Fîl Ordusu" kıssasını
anlatır. Bunlar Kabe-i Muazzama'yı yıkmak istedikleri
zaman Allah onların tuzaklarını başlarına çevirdi evini onların tasallut ve
taşkınlıklarından korudu. Dudağı yarık Ebrehe ordusu
üzerine en zayıf mahlûklarını gönderdi. Bunlar, ayak ve gagalarında küçücük
taşlar taşıyan kuşlardı. Fakat bu taşlar, öldürücü kurşunlardan daha öldürücü
ve yok edici idi. Neticede Yüce Allah onları yok edip köklerini kazımıştır. Bu
mühim tarihi hadise kâinatın efendisi Hz. Muhammed (sTa.v)'in doğum yılı olan milâdî 570 senesinde meydana
gelmiştir. Bu, peygamber olmadan önce onun peygamberliğinin doğruluğuna işaret
eden en büyük harikulade hâdiselerdendir. [1]
Bismillâhirrahmânirrahîm
1. Rabbin
fil sahiplerine nasıl (muamele) etti görmedin mi?
2. Onların
tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
3. Onların
üstüne ebâbîl kuşlarını gönderdi.
4. Ki o
kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu.
5. Böylece
onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi paramparça ediverdi.
Ebâbîl, gruplar
halinde, peşpeşe demektir. Cevheri şöyle der: Bu
kelime, tekili olmayan çoğul kelimelerdendir. "Develerin grup grup geldiler" mânâsında denir.
Şâir şöyle der:
"Yeryüzünde
çekirgeler gruplar halinde akıp giderken, seslerden devem neredeyse yere
yıkılacaktı.[2]
Siccîl, taşlaşmış çamur demektir.
Asf, ekinin biçildikten sonraki saman ve buğday kapçığı
gibi olan yaprağıdır. Rüzgar onu uçurup sağa sola dağıttığı için ona bu isim verilmiştir. [3]
1. Ey
Peygamber! Yüce Allah'ın, Beyt-i Harâm'a tecâvüz
etmek isteyen Fîl ordusu'na ne yaptığını gözle görür gibi kesin bir bilgiyle
bilmedin mi? Bu haber sana gelmedi mi? Tefsirciler şöyle der: Rivayet
edildiğine göre, Yemen Melik'i dudağı yarık Ebrehe Sanâ'da bir kilise yaptırdı ve hacıları oraya çevirmek
istedi. Bunun üzerine Kinâne kabilesinden bir adam
gelip hakaret olsun diye geceleyin kilisenin içine pisledi ve pisliği
duvarlarına sürüp bulaştırdı. Ebrehe buna kızarak
Kabe'yi yıkmaya yemin etti. Filler üzerinde büyük bir ordu ile Mekke'ye geldi.
Bu fil ordusunun önünde de hepsinden daha büyük bir fil bulunuyordu. Ebrehe Mekke'ye yaklaştığında, buranın halkı, onun
ordusundan ve zulmünden korktukları için dağlara kaçtılar. Yüce Allah Ebrehe ordusu üzerine siyah kuşlar gönderdi. Her kuşta,
biri gagasında ikisi de ayaklarında olmak üzere üç taş bulunuyordu. Kuşlar bu
taşlan onlara attılar. Atılan taş adamın başından giriyor arkasından çıkıyor,
adamı cansız bir beden halinde yere yıkıyordu. Neticede Yüce Allah onları
helak edip köklerini kazıdı. Onların bu kıssası İbret alacaklar için bir ibret
vesilesi olmuştur.[4] Ebussuûd
şöyle der: "Rabbinin ne yaptığını görmedin mi?" denilerek "görme"nin fiilin kendisine bağlanmayıp "Rabbin
nasıl yaptı?" denilerek fiilin nasıllığına bağlanması olayın korkunçluğunu
göstermek ve olayın, Allah'ın kudretinin büyüklüğünü, ilim ve hikmetinin
sonsuzluğunu ve Peygamberi (a.s.)'nin şerefini
gösteren harikulade ve dehşet verici bir şekilde meydana geldiğini bildirmek
içindir. Şüphesiz bu olay, peygamberlik öncesi vuku bulan harikulade
olaylardandır. Zira rivayete göre bu olay, Hz.
Peygamber (s.a.v)'in doğduğu yıl meydana gelmiştir.[5]
2. Allah
onları helak etmedi mi? Kabe'yi yıkma hususundaki plan ve tuzaklarını boşa
çıkarmadı mı? [6]
3. Onların
üzerlerine Allah kendi ordularından gruplar halinde arka arkaya gelen kuşlar
gönderdi. Bu kuşlar her taraftan onları kuşattılar. [7]
4. Kuşlar
onlara taşlaşmış çamurdan meydana gelen küçük küçük
taşlar atıyorlardı. Bu taşlar delen kurşunlar gibiydi. Kime ulaşırsa onu
mutlaka öldürüyordu. [8]
5. Onları,
rüzgârın savurduğu ve hayvanlarını yiyip pislik halinde çıkardığı bitki yaprağı
haline getirdi. Allah onların hepsini yok edip köklerini kazıdı.
Bu olay, Yüce Allah'ın
Kabe'ye verdiği değeri ve düşmanlarını savması sebebiyle Kureyş'e
yaptığı ihsanı gösterir. Bu sebeple onların Allah'a kulluk edip verdiği
nimetlere şükretmeleri gerekirdi. Ayrıca bu olayda Allah'ın, düşmanlarından
intikam almaya kadir olduğunu gösteren entere
san ve harikulade
deliller de vardır. Ebû Hayyân
şöyle der: Bu büyük düşmanın, Peygamber (a.s;)'in mutlu doğum yılında Kabe'yi
yıkmasına engel olunması, Rasulullah (s.a.v)'m
peygamberliğini gösteren, peygamberlik öncesi vuku bulan harikulade olaydır.
Çünkü kuşların bu anlatılan şekilde gelmesi, peygamberlerin gelmesinden Önce
vuku bulan mucize ve harikulade olaylardandır. Allah onları en zayıf askerleri
ile, yani öldürme âdetleri olmayan kuşlarla yok etmiştir.[9]
Bu mübarek sûre birçok
edebî sanatı kapsamaktadır. Bunları aşağıda özetliyoruz:
1.
Âyetindeki soru takrir ifade eder ve muhatabı hayrete düşürür.
2. Cümlesinde,
Peygamberi (s.a.v.), Allah'ın adına izafetle ona "Senin rabbin" diye
hitap edilmesi, onun şerefinin yüceliğini göstermek ve Allah'ın kudretini
yüceltmektir.
3. Cümlesinde
mürsel mücmel teşbih vardır. Çünkü burada teşbîh
edatı zikredilmiş, vech-i şebeh
zikredilmemiştir.
4. gibi,
âyet sonlarında son harfler birbirine uygun düşmüştür.
Yüce Allah'ın yardımı
ile "Fîl Sûresi"nm tefsiri bitti. [10]
[1] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/429.
[2] Bahr, 8/511
[3] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/430.
[4] Tefsîr-i kebîr, 31/96; Kurtubî,
20/187
[5] Ebussuûd, 5/285
Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat:
7/430-431.
[6] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/431.
[7] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/431.
[8] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/431.
[9] Ebussuûd, 5/285
Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat:
7/431-432.
[10] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/432.