Mekke
29
4
Mushaftakİ
sıralamada yüz altıncı, iniş sırasına göre yirmi dokuzuncu sûredir. Tîn
sûresinden sonra, Karia sûresinden önce Mekke'de inmiştir.[1]
Sûre adını birinci âyette geçen "Kureyş" kelimesinden
almıştır. Aynca "Li-îlâ-fı Kureyşin" adıyla da anılmaktadır. [2]
Sûrede
Kureyş'e Câhiliye döneminde verilen ticarî imtiyazlardan, emniyet, istikrar,
zenginlik vb. nimetlerden bahsedilmektedir. [3]
Rahman
ve rahîm olan Allah'ın adıyla... 1.0, Kureyş'i ısındırıp alıştırdığı için, 2.
Onları kış ve yaz yolculuklarına ısındırıp alıştırdığı için, 3-4. Onlar da
kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve her çeşit korkudan emin kılan şu
evin rabbine kulluk etsinler. [4]
1-4. Kureyş, Hz. Peygamber'in mensup olduğu, İslâm'ın tebliğine ilk muhatap
olan ve Kur'an'da adı geçen büyük Arap kabilesidir. Nesep bilginlerinin çoğunluğuna
göre Kureyş'in atası Nadr b. Kinâne b. Huzeyme b. Müdrike b. İlyas b. Mu-dar b.
Nizar b. Maad b. Adnan'dır. Hz. Peygamber Kureyş'in Hâşimoğullan koluna
mensuptur.
Kabile reisliği genellikle Haşimoğullan ile Ümeyyeoğullan arasında mücadele
konusu olmuştur. Câhiliye döneminde Kureyşliler Allah'ın varlığına inanmakla
birlikte putları Allah'a ortak koşuyorlardı, bu sebeple Kur'an onları
"ortak koşanlar" anlamına gelen "müşrikûn" sıfatıyla
nitelemiştir. 610 yılında Hz. Peygam-ber'e Kur'an inmeye başlayınca Kureyş.'in
bir kısmı ona iman etmekle birlikte çoğu inanmadığı gibi Peygamber efendimize
karşı gittikçe sertleşen ve savaşlara kadar varan bir mücadeleye
girişmişlerdir. Bu direniş hicretin 8. yılında Mekke'nin fethine kadar
sürmüştür. Mekke'nin fethedilmesiyle birlikte İslâmiyet'in karşısındaki Kureyş
düşmanlığı da tamamen ortadan kalkmıştır. Bundan sonra İslâm'ın dünyaya
yayılması için Kureyşliler'in ön saflarda mücadele verdikleri görülmektedir. [5]
Kureyş
kabilesi, Araplarca kutsal sayılan Kabenin gözetim ve bakımını üstlendikleri
için diğer Arap kabileleri onlara büyük saygı gösterirlerdi; özellikle Kabe'yi
yıkmaya gelen fil ordusunun mucizevî bir felâkete maruz kalarak Kabe'yi yıkma
teşebbüslerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Kureyşliler'in kabileler
nez-dİndeki saygınlığı iyice arttı. Emirler ve krallar onlara saygı gösterir,
başkaları çöllerde haydutlar tarafından saldırılara uğrarken Kureyşliler güven
içerisinde yazın Tâif in serin yaylalarına, kışın da Yemen'in ılık bölgelerine
serbestçe seyahatlerde bulunarak büyük kazançlar elde ederlerdi. Hatta
Kureyş'in ticaret kervanları kış aylarında Somali ve Habeşistan'a, yaz
aylarında da Suriye, Mısır, Irak ve İran'a kadar giderlerdi. Mekke'nin
bulunduğu bölge tarım ve hayvancılığa elverişli olmadığı için halkın ticaretten
başka gelir kaynağı yok denecek kadar azdı. Hac mevsiminde kurulan panayırlar
ticaretlerinin canlanmasına vesile olduğu gibi buralarda düzenlenen şiir,
hitabet vb. yarışmalar da dil, edebiyat ve kültürün gelişmesini sağlıyordu.
İşte sûrede Allah'ın onlara lütfettiği bu imkânlar hatırlatılmakta, özellikle
Kabe'ye vurgu yapılarak "Şu evin (Kabe'nin) rabbine kulluk etsinler"
buyurulmaktadır.
Kabile
hayatı yaşayan Arap yarımadası devlet otoritesinden yoksun olduğu için burada
genel bir güvensizlik bulunduğu halde Mekke Hz. İbrahim zamanından beri Yüce
Allah tarafından saygınlığı çiğnenmeyen (harem) bölge olarak insanlığa
duyurulmuş, bu sayede Mekke halkı dış saldırılardan korunmuştur. Nitekim bir
âyet-i kerimede, "Görmezler mi ki, çevrelerindeki insanlar durmadan yerinden
koparılıp götürülürken biz (Mekke'yi) güvenli, dokunulmaz belde
yapmışızdır?" [6] buyurularak bu nimetler
hatırlatılmaktadır. Aynca başka bölgelerde üretilen sebze, meyve ve diğer gıda
maddeleri Hz. İbrahim'in duası bereketiyle[7] bir
ticaret merkezi haline gelmiş olan Mekke'ye getirilip satılır, böylece bura
halkının ihtiyacı karşılanırdı. İşte sûrede Kureyş'in, bütün bu nimetlerin
şükrünü yerine getirmek için Allah'a kulluk etmeleri istenmiştir. [8]
[1] Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı,
Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş, Kur’an Yolu:V/655.
[2] bk. Buhârî, "Tefsir", 106; İbn Kesîr, VIII,
512
Prof. Dr. Hayrettin
Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr.
Sabrettin Gümüş, Kur’an Yolu:V/655.
[3] Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa
Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş, Kur’an
Yolu:V/655.
[4] Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa
Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş, Kur’an
Yolu:V/655.
[5] ayrıca bk. Casim Avcı, "Kureyş (Benî
Kureyş)", DİA, XXVI, 442-444
[6] An-kebût, 29/67
[7] İbrahim 14/37
[8] Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa
Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş, Kur’an
Yolu:V/655-656.