108- KEVSER SÛRESİ

 

İçinde Kelbî, Mukatil ve İbn Abbâs'ın da bulunduğu cumhur kavlinde sûre mekkîdir. el-Hasen, İkrime, Mücâhid ve Katâde ise medenî olduğunu söylemiş­lerdir. Suyûtî, İtkan'ında Sûrenin medenî olduğu görüşünü tercih etmiştir. Hafâcî ise iki görüş arasını te'lif sadedinde Sûrenin iki kere nazil olduğunu söy­leyenlerin bulunduğunu kaydeder.[1] Adiyat Sûresinden sonra nazil olmuştur.[2]

 

2. O halde Rabbın için namaz kıl ve kurban kes.

3. Şu Seni kınayan var ya; işte o, ancak o ebter, soyu kesik olandır.

a) Daha önce (Nisa Sûresinin 51. âyetinin nüzul sebebinde de geçtiği üzere İbn Abbâs'tan rivayette o şöyle anlatıyor: Ka'b ibnu'l-Eşref Mekke'ye geldi­ğinde Mekke müşrikleri: "Sen Medine halkının en hayırlısı ve efendisisin değil mi?" dediler. O: "Evet, öyleyimdir." dedi. "Şu soyu kesik, kavminden kopmuş kötü adam hakkında ne dersin. O, kendisinin bizlerden hayırlı olduğunu zanne­diyor. Halbuki bizler hacıların, sedanetin ve şikayetin ehliyiz" dediler. Ka'b: "Siz ondan daha hayırlısınız." dedi de "Hiç şüphesiz seni ayıplayanın kendisi ebter, soyu kesik olandır." âyeti ve "Kendilerine kitabdan bir pay verilmiş olan­ların Puta ve Tâğût'a inanıp küfredenlere: "Bunlar, iman etmiş olanlardan daha doğru yoldadırlar." dediklerini görmedin mi?" (Nisa, 4/51) âyet-i kerimesi nazil oldu.[3]

İbn Abbâs, Mücâhid, Saîd ibn Cübeyr ve Katâde sûrenin el-As ibn Vâil hakkında nazil olduğu görüşündedirler.

Muhammed ibn İshak'ın Yezîd ibn Rûmân'dan rivayetle zikrettiğine göre el-As ibn Vâil, yanında Hz. Peygamber zikredildiği zaman: "Bırakın şu adamı; onun soyu kesik, onun çocuğu yok. Helak olduğu (öldüğü) zaman adı sanı kesi­lecek" demiş ve işte bunun üzerine bu sûre nazil olmuştur.[4] İbn Abbâs'tan rivayete göre de o bir gün Mescid-i Haram'a girerken Hz. Peygamber (sa) de çıkmakta imiş. Kapıda karşılaşmışlar ve bir süre konuşmuş­lar. Sonra o Mescid-i Harâm'da oturmakta olan kureyş'in ileri gelenlerinin ya­nına uğramış da ona: "Konuştuğun kimdi?" diye sormuşlar. Hz. Peygamber (sa)'i kastederek "Şu soyu kesik adamla." demiş. Ondan biraz önce de Hz. Pey­gamber (sa)'in Hadice'den olan oğlu Abdullah vefat etmiş imiş. Onlar, oğlu olmıyana "ebter=soyu kesik" adı verirlermiş. İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu Sûreyi indirmiş.[5]

Atâ'dan ise Sûrenin Ebu Leheb hakkında nazil olduğu rivayet edilmiştir. Hz. Peygamber (sa)'in erkek çocuğu öldüğünde müşriklere gitmiş ve: "Bu gece Muhammed'in soyu kesildi." demiş ve bunun üzerine Allah Tealâ: "Şu Seni kınayan var ya; işte o, ancak o ebter, soyu kesik olan."ı indirmiş.[6] Şimr ibn Atıyye'den rivayete göre ise bu sözü söyleyen ve Sûrenin nüzulüne sebep olan Ukbe ibn Ebî Muayt'tır.[7]

Bu rivayetlere göre sûre, Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur.

b) Taberânî'nin zayıf bir senedle Ebu Eyyûb'dan rivayetine göre Hz. Pey­gamber (sa)'in oğlu İbrahim vefat ettiğinde müşrikler sevinerek birbirlerine bu haberi yetiştirmişler ve: "Şu sâbiînin bu gece soyu kesildi." demişler de bunun üzerine Allah Tealâ bu Sûreyi indirmiş.[8]

Müslim'in Enes ibn Mâlik'ten rivayetle tahric ettiği bir hadiste o şöyle an­latıyor: Bir gün Rasûlullah (sa) mescidde aramızda bulunuyordu. Hafifçe uyur gibi bir hal aldı. Sonra tebessüm ederek başını kaldırdı. Biz: "Seni güldüren ne­dir ey Allah'ın elçisi?" diye sorduk. "Az önce bana bir sure indirildi." buyurdu ve "Rahman Rahîm Allah'ın adıyla. Gerçekten Biz azimüşşan sana kevseri ver­dik." Öyle ise Rabbın için namaz kıl ve kurban kes. Sana buğzeden; şüphesiz ki soyu kesik olari işte odur."u okudu, sonra: "Biliyor musunuz kevser nedir?" di­ye sordu. "Allah ve Rasûlü en iyi bilendir." dedik. "Rabbımın bana va'dettiği bir nehirdir. Onda çok hayır vardır. O, kıyamet günü ümmetimin su içmeye ge­leceği bir havuzdur. Kapları, yıldızlar sayısıncadır. Onların (ümmetimin) için­den bir kul oradan ayrılıp uzaklaştırılacak da ben: "Rabbım, o benim ümmetim-dendir." diyeceğim. Rabbım: "Onun senden sonra neler yaptığını bilmiyorsun." buyuracak.[9]

Kurrâdan bir çoğu bu iki rivayete dayanarak Sûrenin Medine-i Münevve-re'de nazil olduğunu ve besmelenin sureden bir âyet olup onunla birlikte nazil olduğunu söylerler.[10]

Sûrenin "O halde Rabbın için namaz kıl ve kurban kes." âyetinin Hudeybiye'de Hz. Peygamber (sa) ve ashabı Mekke-i Mükerreme'ye girerek umre yapmaktan alakonuldukları zaman nazil olduğu da söylenir. Bu, Saîd ibn Cübeyr'den rivayet edilmiştir.[11] Ancak Suyûtî bu rivayette şiddetli bir ğariblik olduğunu söyler.[12]


 

[1] Alûsî, age. xxx,244.

[2] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/973.

[3] Tâberî, age. V,85.

[4] İbn Kesîr, age. vni,524-525.

[5] Vahidî, age. s. 34i.

[6] İbn Kesîr, age. vm,524-525.

[7] Taben, age. xxx,2i3.

[8] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûi, h, 199-207.

[9] Müslim, Salât, 53. Ayrıca bak: Ebu Davud, Sünnet, 23, hadis no: 4747; Neseî, tftitâh, 21, hadis no: 902.

[10] İbn Kesîr, age. Vin, 519.

[11] Taberî, age. xxx,2ii.

[12] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukaı, 11,199-208.

Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/973-974.