Kurandaki Sırası : 111
Nüzul Sırası : 6
Ayet Sayısı : 5
İndiği Dönem : Mekke
Bu
sûrede Ebû Leheb'e beddua,
O ve eşinin cehennemle uyarılması anlatılmıştır. Sûrenin nüzul sebebi olarak
belirtilen rivayet, bu sûrenin erken dönemde indiğini belirten rivayetle
uygunluk arzetmemektedir. Sûrenin Ük
dönemlerde indiği rivayeti sûrenin içeriği ile daha uyumludur. Şöyle denilmesi
doğru olabilir: Mesed sûresinde Ebû
Leheb'in helöki için
beddua, O ve karısının ateşle tehdit edilmesi yer almıştır. Bu da gösteriyor
ki, Ebü Leheb ve karısının
tavırları Peygamber Isl'in karşılaştığı ilk engelci
ve düşmanca tavır idi ve bu tavrın Peygamberin iç dünyası/psikolojisi ve
davetin seyrindeki etkisi çok şiddetli olmuştu, [1]
1- Ebû Leheb'in iki eli kurusun[2];
zaten yok oldu ya.
2- Ne malı,
ne de kazandığı onu kurtaramadı.
3- Alevli
bir ateşe girecektir.
4- Karısı da, odun hamalı olarak.
5- Boynunda'[3]da
hurma lifinden bir ip'[4].
Sûrenin ayetlerinde Ebû Lchcb'e helak ve mahvolması
için beddua edilmiş, mallan ve sahip olduğu diğer varlıkların kedisini
kurtaramayacağı kendisinin büyük bir ateşe yaslanacağı, karısının da boynuna
urgan bağlanacak bir odun taşıyıcısı olacağı anlatılmıştır.
Rivayetlerin müşterek
olarak belirttiğine göre; buradaki Ebû Lcheb, Peygamber (s)'in amcası olan Abdu'l-Uzzâ'dir, O'nun karısı ise Ebû Süfyan'ın kızkardcsi Ümmü Cemil'dir. "Ebû Lcheb" ismi yerme ve tahkir etme amacıyla Kur'an'ın verdiği bir lâkaptır ve sonra O'nun özel adı
olmuştur.
Peygamberin "Şuara" sûresinde geçen "yakın akrabalarını uyar1'
ayelirfdeki Kur'an'in
emrini yerine getirmek için yakınlarını çağırıp topluca onları (İslama davet edip) uyardığı zaman; Ebû
Leheb'in; "(Kahrolası) bunun için mi bizi
çağırdın!" demesinden ötürü, sûrenin nazil oluduğunu
anlatan bir rivayeti müfesşirler nakletmektedirler.
Bu rivayete göre Peygamber (s) onlara: ''Şu vadide size baskın yapacak bir atlı
düşman bölüğünün olduğunu haber versem ne dersiniz; bana inanır misini/1 dedi.
Onlar: 'Bi/ senden doğrudan başka bir şey duymadık'
dediler. Peygamber onlara: "Öyleyse ben si/i Önünüzdeki şiddetli azap
konusunda uyarıyorum' dedi. Ebû Lcheb:
"Kahrolası. Bunun için mî bizi topladın' dedi ve bu sûre nazil oldu. Başka
bir rivayette geçtiğine göre Ebû
Leheb, Peygamber (s)'e 'Müslüman olursam bana ne
var?' diye sormuş; o da, diğer müslümanlara ne varsa
sana da o var' diye cevaplamış; bundan sonra Ebû Lehcb. 'benimle başkalarını eşil tutan şu dine yuh olsun'
demiştir[5]
Biz rivayet edilen bu sebeb-i nüzule ve sûrenin ondan dolayı inmiş olmasına kuşku
ile bakıyoruz. Zira Şuara süresindeki ayetin siyakı,
onun ilk dönemlerde indiğini göstermemektedir. Rivayetler. Şuara
sûresinin zikredilen ayetine binaen Peygamberin akrabasını çağırmasının,
davetin başlangıcından birkaç sene sonra olduğunu bclirtmektödir.'[6]
Aynı zamanda (başka)
rivayetler de. Mesed sûresinin çok erken dönemde
indiğini zikretmektedir[7] ki
zaten (nüzul sırasına göre) 6. sûre olarak tertip edilmiştir. Ebû Leheb'in saldırıdaki
ortaklığı da bizim kuşkumuzu kuvvetlendirmektedir.
Rivayetlerin
belirttiğine göre; Peygamber'İn kızlarından biri Ebû Leheb'in evine1 komşu idi.
Kuvvetle muhtemeldir ki, Peygamber (s) ilkin amcası ile ilişki kurmuş ve O'nu
davet etmiştir. Öyle ya, bu adam O'nun amcası, kapı
komşusu ve akrabası idi ve O'nun evine sık sık gidip
geliyordu, Peygamber'İn diğer insanlardan (ince
meseleyi O'na açması, mesajını insanlardan önce O'na iletmesi ve (amcasından)
kendisini tasdik edip desteklemesini talep etmesi makul bir durumdu. Belki de
O. lanı bir güvenle gii/e!
bir şekilde karşılanacağına ve kabul edileceğine inanıyor, amcası; la güçlü
destek ve güvenli dayanak bulduğunu kabul ediyordu. Çok geçmeden
haya! kırıklığına uğradı, iıaiia çok daha kötü bir
biçimde karşılandı ve amcası ile amcasının karısı işkence, inal. engelleme ve
boy kol yönünden kendisine en şiddetli lavn
sergilediler. O derecede ki. rivayete göre[8] Ebû Lcheb, Peygamber (s)'in
arkasında dolaşır: nerede O'nun konuşiuğu bir adanı
görse O'na gider ve "Ben O'nun amcasıyım, O'na inanına çünkü o aklını kaybetmiş
biridir" derdi. Bunun karısı ise Peygamber'İn
evinin önüne pislikler atar ve O'nun hakkında kötü haberler yayardı. Bu
karı-koca ikili, iki oğluna da Peygamber'İn kızlarını
boşamaları hususuda baskı yaptılar. Açıkça görüleceği
üzere Ebû Leheb'in Peygamber'İn amcası oluşu. Peygamber ve diğerlerinin
psikolojisinde bu olumsuz tavrın etkisinin şiddetini arttırıcı bir durumdu. Ebû Leheb'in karısının "Hammâlelc'l-Halab" (odun
taşıyıcısı) olarak nitelendirilmesi O'nun Peygamber'e yönelik olumsuz tulumda cok fazla etkisi olduğunu göstermektedir. Belki de bu kadın
kocasını destekler ve başbaşa kaldıklarında kocasını provoke ederdi. Bunun nedeni Ebû Leheb'le Peygamber arasında Peygamber'in çevresinde derin
kökleri oian akrabalık bağının olmasıydı. Ümmü Cemil'in, Ebû Leheb'e etkisi bu amcanın akrabalıktan dolayı Peygambcr'i himaye eden, ona yardım eden diğer amcalardan
ve aile fertlerinden farklı olmasında çok güçlü bir unsur olmuştur. Bununla
birlikte bu akrabaların çoğu Mekke döneminde İslam'ı kabulden uzak
durmuşlardır.
Ümmü Cemil'in Ebû Süfyan'in kız kardeşi olduğu rivayeti doğru ise -ki bunu
olum-suziayacak birşey de
yoktur- bu kadının Kureyş'in tanınmış liderlerinden
ve şan şöhret sahibi olan, Mekke'de ailesinin Önemli bir yeri bulunan
(kardeşinin) tavır/tutumundan etkilenmiş olması uzak bir ihtimal değildir. Öyle
ki bu adam ve ailesi yaklaşık 20 yıl boyunca yani hicri 8. yılda Mekke'nin
fethine dek Peygamber (s)'e şiddetle düşmanlıklarını sürdürmüşlerdi. Liderleri
Ebû Süfyan hicret yurdu
Medine'yi iki kez kuşatma altına alan orduları komuta etmiştir.
Mekke'de Önemli yeri
ve ağırlığı olan Emevî ailesi ile Peygamber'in daveti
ve hareketi ile daha etkili ve ebedi hale gelen Hâşimî
ailesi arasındaki sülale kavgası Pcygam-ber'e düşmanca tavır sergileyen Ebû
Süfyân ile onun kız kardeşi aynı zamanda Ebû Le-heb'in
eşi de olan kızkardeşinin Peygamber'e karşı
sürdürdükleri düşmanca tavırlardan kaynaklanmış ve kuvvetlenmiş olabilir.
Ebû Leheb ve karısı Kur'an'ın açıkça
ismini belirterek beddua ettiği ve sonsuza dek bu ebedi laneti onlar hakkında kaydettiği
yegane iki kişidir. Şüphesiz bu durum onların tavırlarının Peygamber'in
psikolojisi ve davetin seyrinde, bilhassa ilk başlangıcında ne denli şiddetli
olduğunu göstermektedir. Bu yüzden bu ikisi sözkonusu
özelliği haketmiş oldular. Biz bu açıklama ve
görüşlerin konunun hakikatine uygun olmasını umuyoruz. Çünkü bunlar ayetlerin
ruhu ve içerikleri, Ebû Leheb'in
karısının (tehdide) ortak edilmesi ve sûrenin iik
dönemlerde indiği rivayeti ile uygunluk arzetmektedir. [9]
[1] İzzet Derveze, et-tefsiru’l-hadis, Ekin Yayınları: 1/117.
[2] Tehbel Mahvolsun. helak
olsun demektir. (Bu fiilin) masdarı "Tebb" ve "Tebâb"dır. "Tebbet"
kelimesi mahvolma veya helak olma bed-duasıdır.
[3] Ciyd Boyun,
[4] Mesed Çeşitli görüşlere
güre. ip-urgan. demir ve ateş anlamlarına gelmektedir. Denildiğine göre mesed; (bükülerek) sağlam iplerin yapıldığı lifli
bitkilerdir.
[5] Taberi, Nisabûrî,
Tabresî. İbn Kesir
tefsirlerinden sûrenin tefsirine bkz. Bu rivayet İbn. Abbas'tan naklen, Buhari ve Müslim'de geçmiştir. Bkz:
Tac, 268 (cild) II.Basım, Alûst Tefsiri, 30/260
[6] BkzrTaberî Tarihi,
{İstikâmet Matbaası) 1/61.
[7] Bkz: Suyuti,
el-itkan, I/26 {ismi geçen matbaa)
[8] Bkz: Sîretu
İbn Hişam, İL/32 (Hicazi mat.), İbn Kesir, Beğavî, Nisabûri, ibn Abbas tefsirlerinden sûrenin
tefsiri, Mecmau'z-Zevaid,
a.g.y.
[9] İzzet Derveze, et-tefsiru’l-hadis, Ekin Yayınları: 1/118-120.