ADAM "ALLAHIM DİLERSEN "BANA MAĞFİRET EYLE" DİYEMEZ. 9

ADAMIN BAŞINA BELÂ GELENLERİ EDECEĞİ DUÂ.. 21

ADAMIN BULUT VEYA YAĞMUR ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ.. 20

ADAMIN EVİNDEN ÇIKTIĞI ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ.. 18

ADAMIN EVİNE GİRDİĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ.. 19

ADAMIN SABAH VE AKŞAM OKUYACAĞI DUA.. 13

ADAMIN YOLCULUĞA ÇIKTIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ.. 19

ALLAH'IN İSMİ AZAMI. 9

BABANIN VE MAZLUMUN  (LEH VE ALEYHTEKİ)DUALARI. 12

BİRİNİZ (BÎR KİMSEYE) DUÂ ETMEK İSTEDİĞİ ZAMAN DUAYA KENDİ NEFSİNDEN BAŞLASIN   8

BİRİNİZ ACELE ETMEDİKÇE DUASI KABUL OLUNUR.. 8

DUÂ ETMENİN FAZÎLETİ BABI. 1

DUA ETMEKTE AŞIRI GİTMENİN YASAKLIĞI. 12

DUADA ELLERİ HAVAYA KALDIRMAK.. 12

GENİŞ KAPSAMLI DUALAR.. 6

KERB  (ÜZÜNTÜ) ZAMANINDA OKUNACAK DUÂ.. 18

KÎŞÎNÎN GECELEYİN UYANDIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ.. 16

KİŞİNİN YATAĞINA GİRECEĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ.. 15

RESÛLULLAH (SALLALLAHÜ ALEYHÎ VE SELLEM)'İN ALLAH'A SIĞINDIĞI ŞEYLER   4

RESÜLULLAH (SAS)'İN DUASI. 2

 

 

 


DUÂ ETMENİN FAZÎLETİ BABI


3827) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Saüdlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Kim Allah Sübhânehu'ya duâ etmez (O'ndan dilekte bulunmaz) ise Allah o kimseye gazab eder.»"

3828)    "... Nu'mân bin Beşîr  (Radtyallâhü anhyden  rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Şüphesiz, ancak duâ ibâdettir,» buyurdu. Sonra;
*ve Rabbiniz buyurdu ki: Siz bana duâ ediniz (benden isteyiniz) ki ben de size icabet edeyim (duanızı
kabul edeyim). Bana duâ etmeye tenezzül etmeyen (kibirli)ler, şüphesiz alçalnuş olarak cehenneme gireceklerdir» (1) âyetini okudu."

3829)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
* (Zikirlerden ve sözlü ibâdetlerden) hiç bir şey Allah Sübhânehu katında duadan daha faziletli değildir.»"
(1)   Mü'min, 60


 

RESÜLULLAH (SAS)'İN DUASI

3830)    "... îbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre ; Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Settem) duasında meâlen şöyle derdi:
«Rabbim! Bana yardım et ve aleyhimde (düşmanıma) yardım etme. Yardımını benden esirgeme ve aleyhimde (düşmanımı) destekleme. Düşmanımı cezalandır, beni cezalandırma. Beni hayırlı işlere yönelt ve hayır yolunda ilerlemeyi bana kolaylaştır. Bana zulüm ve haksızlık edene karşı bana yardım et. Ey Rabbim! Beni sana çok şükreden, çok zikreden (anan), senden çok korkan, sana çok itaat eden, sana çok boyun eğip tevazu eden, sana çok yakarıp ağlayarak tevbe-kâr eyle. Ey Rabbim! Benim tevbemi kabul eyle, günahımı gider, duamı kabul et, kalbimi hidâyet üzerine dâim kıl, dilimi doğrulukla hakkı söylemekten ayırma, hüccetimi (yâni senin düşmanlarına karşı susturucu ve mağlûb edici delilimi) sabit kıl ve kalbimi fenalıktan arındır.»
Ebü'l-Hasan et-Tanafisî dedi ki: Ben, Vekî'e: Bu duayı vitir namazı kunutunda okuyabilir (miy)im? dedim O: Evet, dedi."

3831)   "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine göre:
(Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve SellemJ'in kızı) Fâtime (Ra-dıyallâhü anhâ), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanına gelerek O'ndan bir hizmetçi istedi Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)

•Yanımda sana verebileceğim (hizmetçi) yoktur,» buyurdu. Fâ-time de dönüp gitti. Bundan bir süre sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Fâtûne'nin yanına giderek:
«Senin istediğin (bir hizmetçi mi) sana daha sevimlidir yoksa ondan daha hayırlı olan şey mi (daha sevimli) dir?» buyurdu. Ali (Ra-dıyallâhü anh), Fâtime*ye dedi ki -.
Söyle : Hayır. Bilâkis ondan daha hayırlı olan şey (bana daha sevimlidir) .Bunun üzerine Fâtime (Ali'nin dediğini) söyledi. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de Fâtime'ye şöyle buyurdu:
«De ki: A11 ahım! Ey yedi göğün Rabbi, Azametli Arş'ın Rabbi, bizim Rabbimiz ve her şeyin Rabbi, Ey Tevrat, İncil ve Kur*ân-ı Azim'i indiren (Allah)!
Evvel (varlığının başlangıcı olmayan, ezelî varlık) sensin, senden önce olan hiç bir şey yoktur. Âhir (varlığının sonu olmayan ebedi varlık) da sensin, senden sonra hiç bir şey yoktur. Zahir (varlığı delillerle apaçık olan) sensin, varlığı seninkinden daha aşikâr hiç bir şey yoktur. Bâtın (mâhiyeti idrâk edilemeyen, Zâtı insanlar için gizli olan) sensin, sen (in mâhiyetin) den daha gizli hiçbir şey yoktur. Borcumuzu öde (bizi borçlu bırakma) ve bizi fakirlikten (başkasına muhtaç olmaktan veya ihtirastan) kurtarıp (gönülce) zenginleştir.**'


3832) "... Abdullah (bin Mes'ûd) (Radtyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ederdi:
«AUahümme innî es'eluke'I-Hüdâ vet'tuka vel-İfâfe ve'1-ğinâ = AUahım! Ben senden hidâyet, takva, iffet ve (gönülce) zenginlik dilerim^"

3833) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)Jden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ederdi, demiştir:
«Allahümme infa'nî bîmâ allemtenî ve allimnî mâ yenfaunî ve zidni ilmen ve'1 hamd û lillahi ala külli hâlin ve eüzû billahi min azâ-bi'n-Nâr = Allahım! Bana öğrettiğin ilimden beni yararlandır, men-faatleneceğim bilgileri bana ihsan eyle ve ilmimi artır. Hamd her hâl üzerine Allah'adır. Ben ateş azabından Allah'a sığınırım.»"

3834)   "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir  :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) «Allahümme sebbit kalbi alâ dinike = Allahım! Benim kalbimi dinin (olan islâmiyet) üzerinde sabit kıl» duasını çok söylerdi. Bunun üzerine bir (gün bir) adamı
Yâ Resûlallah! Sana imân ettiğimiz ve getirdiğin (Kur'ân ve islâmiyet) hakkında seni tasdik ettiğimiz halde bizim (âkibetimiz) için korkuyor (mu) sun? dedi. Bunun üzerine Resul i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Kalbler şüphesiz Rahman (olan Allah) (Azze ve Celle) 'nin parmaklarından iki parmak arasındadır, (dilediği şekilde) döndürür», buyurdu."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bu hadîsin senedinin sıhhat durumu Ye-asld er-Rakkaşİ'nin güvenilirliği durumuna bağlıdır. Bu râvi zayıftır.

3835) "... Ebû Bekr-i Siddîk (Radtyallâkü anhyden rivayet edildiğine göre kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemye:
(Yâ Hesûlallah)! Bana namazım (in sonun) ela okuyacağım bir duayı Öğret, diye ricada bulunmuş. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (de) :
«Aüahümme innî zalemtü nefsi zulmen kesîren ve la yağfirÜ'z-zünûbe illâ ente feğfir li mağfireten min indike verhamnî. İnneke en-te'1-Ğafuru'r-Rahim = Allahim! Şüphesiz ben kendi nefsime çok zulüm ettim. Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlayamaz. Bu itibarla katından (ikram olarak) bir mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet eyle. Şüphesiz gafur (mağfiret edici) sensin, rahîm (merhamet edici) sensin,» duasını oku, buyurdu."

3836)    "... Ebû Ümâme el-Bâhilî (Raâtyallâhü anh)'dtn; Şöyle demiştir:
(Bir gün) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir bastona dayanmış olarak çıkıp yanımıza geldi. Biz de O'nu görünce ayağa kalktık. Bunun üzerine:
«Fâris halkının (İranlıların) ulularına karşı yaptıkları gibi yapmayın,» buyurdu. Biz:
Yâ Resûlallah! Bizim için Allah'a dua etmenizi diliyoruz, dedik. Oda:
«Aİlahım! Bize mağfiret eyle, bize merhamet et, bizden razı ol, (ibâdet ve duaları) bizden kabul eyle, bizi cennete dâhil et, bizi ateşten kurtar ve bizim için her durumumuzu islâh eyle,, diye duâ etti.
Ebû Ümâme demiştir ki: Bana öyle geliyor ki, bize daha fazla duâ buyurmasını iştiyakla arzuladık. Bunun için şöyle buyurdu:
«Dilekler işini sizin için top lam adı m mı» (yâni mutluluğunuz için gerekli tüm dilekleri içeren şümullü bir duâ ettim)?"

3837) "... Ebû Hüreyre (Radtyaüâhü ank)'dcn rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sattattahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ederdi:
«AUahım, (şu) dört şeyden sana sığınırım: (Sahibine meşru) menfaat sağlamayan ilimden, (Allah'tan) korkmayan - itaat etmeyen kalbten, doymayan (ihtiraslı) nefisten ve işitilmeyen (yâni kabul olmayan) duadan.-"

 


RESÛLULLAH (SALLALLAHÜ ALEYHÎ VE SELLEM)'İN ALLAH'A SIĞINDIĞI ŞEYLER


3838) "... Âişe (Radtyattâhü anhâ)'âan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şu cümlelerle dua ederdi:
«Allahım! Cehennem ateşinin fitnesinden, cehennem ateşinin azabından, kabir fitnesinden, kabir azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden, fakirlik fitnesinin şerrinden ve Deccâl-i Mesih'in fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Günahlarımı kar ve dolu suyu ile yıka (yâni mağfiret çeşitleri ile beni pakla) ve beyaz elbiseyi kirden temizler gibi kalbimi hatâlardan arındır. Benimle hatâlarımın arasını da doğu ile batının arasım uzaklaştırdığın gibi uzak kıl. Allahım! TenbelUkten, bunaklık derecesinde yaşlılıktan, günahtan ve borçluluktan sana sığınırım.»"

3839)   "... Âişe (Radtyallâkü anhâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resûlul-Iah (Saüallahü Aleyhi ve Sellem) çöyle duâ ederdi:
* AUahım! İşlediğim (ve mağfirete muhtaç fiiller) in şerrinden ve işlemediğim (işlerden ilerde rızâna aykırı bir fiil işlemek) den sana

3840)    "... tbn-i Abbâs (RadtyaUâhü anAttmdJ'dan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bize Kur'ân'dan olan sûreyi öğrettiği gibi bize bu duayı da öğretirdi:
«Allahımt Cehennem azabından, şüphesiz sana sığınırım. Kabir azabından da cidden sana sığınırım ve Deccâl-i Mesih'in fitnesinden de gerçekten sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden de sana sığınırım,»"

3841)    "... Âişe (Radtyallâhü anhâ)'dan; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i bir gece yatağında bulamadım. Bunun üzerine Onu aradım ve elim Onun ayağının alt kısmma değdi. O secde hâlinde idi, her iki ayağı dikilmiş vaziyette idi ve şöyle duâ ediyordu:
«Aliahım!    Ben senin hoşnutsuzluğundan rızâna ve azabından
afvine sığınırım. Sen (in tâzibırOden sana sığınırım. Sana (lâyıkı veçhiyle) hamd - sena etmeye takatim yetmez. Sen zâtını övdüğün yüce vasıflara, üstün kemâlâta sâhibsin.»"

3842) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Selletn) şöyle buyurdu, demiştir:
(Gönülce) fakirlikten, (iyi amelce) azlıktan, zilletten, zulüm etmekten ve zulme uğramaktan Allah'a sağınınız,»"

3843)   "... Câbir (Radtyallâhü anh)}den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Allah'tan yararh ilim dileyiniz ve (sahibine) yarar sağlamayacak ilimden Allah'a sığınınız.»"
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup râvilerl güvenilir zâtlardır. Rftvi Üsâzne bin Zeyd, el-LeysI el-Müzent olan Üsâme'dir. Müslim bu rflvinin hadislerini rivayet etmiştir.

3844)   "... Ömer (bin el-Hattâb) (Radtyallâhü a»A)'den; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) korkaklıktan, cimrilikten, ömrün en rezil dönemi (olan yaşlılığın bunaklık derecesi) n-den ve kalb fitnesinden Allah'a »ğminh.
(Râvi) Veki demiştir ki: Kalb fitnesi ile bir günah işleyip de ondan dolayı Allah'tan mağfiret dilemeden ittejı ft*fo""ir hâlini kasdet-miştüV

 


GENİŞ KAPSAMLI DUALAR

3845) "... Tank (bin Eşyem) (Radtyallâhü on* J'den rivayet edildiğine göre bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:
Yâ ResûlaUah! Ben Rabbim'den dilekte bulunmak İstediğim zaman nasıl söyliyeyim, dediğinde Tank, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in (adama) şöyle buyurduğuna şâhid olmuştur:
«Be ki t Allahım! Beni bağışla, bana rahmet et, beni (dünya ve ahiret fitne ve belalarından) âfiyette-selamette kıl ve beni (helâhn-dan) naldandır.»
Ve Resûl-i Ekrem baş parmak hâriç (mübarek elinin) dört parmağını birleştirerek (adama):
«Şüphesiz şunlar (yâni şu dört cümle) senin için dînini ve dünyanı toplar (yâni iki hayatın mutluluğunu içerir),- buyurdu.*'

3846)    "... Ai$e (Radtyallâkü enhâ)'âan rivayet edildiğine göre; Resü-îullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendisine şu duayı öğretmiştir:
«Ailahım! Şüphesiz ben senden hayrın her çeşidinden isterim, âcil olanı, âcil olmayanı, bilebildiğim hayrı ve bilemediğim hayn. Âcil olan ve âcil olmayan, bilebildiğim ve bilemediğim şerrin hepsinden sana sığınırım. A İlahım! Senin (sevgili) kulun ve Peygamber'inin senden istediği hayır (nevilerin) den şüphesiz senden ben de isterim ve senin (sevgili) kulun ve peygamber'inin sana sığındığı serlerden sana ben de sığınırım. A ilahı m! Şüphesiz ben senden cenneti ve (beni) cennet'e yaklaştırıcı söz ve amel (de muvaffak olmayı) isterim. Cehennem ateşinden ve (beni) ona yaklaştıran söz veya amelden de sana sığınırım. Benim İçin hükmettiğin her kaza (ve kader) hükmünü hayırlı kılmanı senden dilerim.*'
Not: Zev&İd'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi söz götürür. Seneddekİ Ününü Külsûm hakkında konuşanı görmedim. Bir gurup onu sah&bllerden saymışlar ise de buna itiraz vâriddir. çünkü bu hatun Ebû Bekir (R.A.Vın vefatından sonra doğmuştur. Senedin kalan rarileri güvenilir zâtlardır.

3847)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâkü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir adama:
«Namazda (yâni oturduğunda) ne diyorsun?» diye sordu. Adam s Ben teşehhüdü (yâni et-Tahiyyâtü, Allahümme salli...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem'ateşinden O'na sığınıyorum. Ama, Vallahi ben ne senin ne okuduğunu, ne de Mûaz'ın ne okuduğunu bilmiyorum, dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (adama) :
«Biz onun çevresinde (yâni senin okuduğun şeylere yakın) sözler söyleriz.» buyurdu."

3848), "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine göre bir adam Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Sellemye gelerek :
Yâ Resûlallah! Hangi duâ efdaldır (yâni en hayırlı duadır?) diye sordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyh ive Sellem) (adama) :
«Rabbinden dünyada ve âhirette afıv ve afiyet dite,« buyurdu. Sonra adam (Ona) ikinci gün gelerek t
Yâ Resûlallah! Hangi duâ efdaldır? diye sordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Rabbinden dünyada ve âhirette afıv ve afiyet İste.* buyurdu. Sonra adam O'na üçüncü gün (tekrar) geldi ve ı
Yâ Nebiyyaüah! Hangi duâ efdaldır? dedi. Resûl-1 Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Rabbinden dünyada ve âhirette afiv ve afiyet dite. Saaa dünyada ve âhirette afiv ve afiyet verilince şüphesiz muradına ermiş olursun,, buyurdu."

3849) "... Evsat bin İsmâîl el-Becelî (Radtyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edince Ebû Bekir (Radıyallâhü anh) 'm şu hadisi rivayetine kendisi şâhid olmuştur t
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) iki yü benim şu yerimde ayağa kalktı (Ebû Bekir böyle söyledikten sonra ağladı). Daha sonra (hadîs rivayetine devamla) dedi ki:
(Sözde ve işte) doğruluktan ayrılmayınız. Çünkü doğruluk şüphesiz hayır ile beraberdir (yâni sahibini iyi amellere yöneltir.. Doğruluk ve hayır (sahibi) de cennettedir. Yalancılıktan da sakınınız. Çünkü yalancılık şüphesiz şer İle beraberdir (yâni sahibini kötülüklere sürükler) ve yalancılıkla şer (sahibi) cehennemdedir. Allah*tan muâfât (yâni hoşlanılmayan şeylerden selâmet ve afiyette olmayı) dileyiniz. Çünkü hiç kimseye imandan sonra afiyetten daha hayırlı bir şey şüphesiz verilmemiştir. Biribirinize hased (çekememezlik) etmeyiniz. Biribirinize buğuz (düşmanlık) etmeyiniz. Biribirİnizle iyi İlişkileri kesmeyiniz. Biribirinizden yüz çevirip küsüşmeyiniz ve ey Allah'ın kulları, kardeşler olunuz."

3850)   "... Aişe (Radtyallâkii onAâJ'dan rivayet edildiğine göre kendisi
Yâ Resûlallah! Kadir gecesine rastlarsam ne duâ edeceğimi bana bildir, diye talebte bulunmuş. Resûl-i Ekrem (de ona) şöyle buyurmuştur :
-A 11 ah im! Şüphesiz, sen afiv edicisin, afiv etmeyi seversin, beni afiv et, dersin.»"

3851) "... Ebû Hüreyre (Radtyattâkü anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem )şöyle buyurdu, demiştir:
«Kulun; "Allahım! Ben senden dünya ve âhirette afiyet dilerim" duâsmdan daha faziletli, edecek hiç bir duâ yoktur.»"
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Ebü Hüreyre (R.A.)'ın bu hadîsine âit sened sahih olup râvüeri güvenilir zâtlardır. Râvi el-Al bin Ziyâd'ı, İbn-i Hib-bân, güvenilir zâtlar arasında anmıştır. Ben de bu râvi hakkında konuşan bir kimseyi görmedim. Senedin kalan râvileri meşhur oldukları için durumlarının sorulmasına gerek yoktur.


 

BİRİNİZ (BÎR KİMSEYE) DUÂ ETMEK İSTEDİĞİ ZAMAN DUAYA KENDİ NEFSİNDEN BAŞLASIN

3852) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre ; Resûlullah (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ etti, demiştir:
Allah bize ve Âd'ın kardeşine rahmet eylesin.»*'


 

BİRİNİZ ACELE ETMEDİKÇE DUASI KABUL OLUNUR

3853)   "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Saüaüahü Aleyhi ve Sellem) :
«Herhangi biriniz acele etmedikçe duası kabul olunur.» buyar-
Dua eden kişi nasıl acele eder? Yâ Resûlallah, diye somluaca O t «Adam t Ben Allah'a duâ ettim de Allah benim duamı kabul etmedi, der.» diye cevab verdi."


 

ADAM "ALLAHIM DİLERSEN "BANA MAĞFİRET EYLE" DİYEMEZ


3854) "... Ebû Hüreyre (Radıyailâhü anhyâen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir   :
«Sakın herhangi biriniz "Allahım! Dilersen bana mağfiret eyle" biçiminde duâ etmesin ve dileğinde kesin ifâde kullansın (yâni "Allahım bana mağfiret eyle" desin). Çünkü şüphesiz Allah'ı zorlayan (hiç bir kuvvet) yoktur.»"


 

ALLAH'IN İSMİ AZAMI

 
3855)    <(... Esma bin.t-i Yezîd (Radıyailâhü anhâ)'da,n rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Allah'ın İsmi A'zam'ı, şu İki âyettedir t
s «ye sizin ilâhınız (zât ve sıfatlarında ortağı olmayan) tek ilâhtır. O'ndan başka İlâh yoktur. Rahman O'dur. Rahim O'dur." (Bakara, 163) (2)    Âl-İ İmrân sûresinin başındaki âyet;
= "Elif, Lam. Mim. Allah, O'ndan başka ilâh yoktur, ezelî ve ebedî diri olan O'dur, bütün varlıkları yönetip gözeten O'dur."

3856) "... El-Kâsım (bin Abdirrahman) (RadıyaLlâhü aniden; Şöyle demiştir:
Allah'ın o İsm-i A'zam'ı, ki onunla çağırıldığı zaman duayı kabul buyurur, (şu) üç sûrededir: Bakara, Âl-i İmrân ve Tâhâ... El-Kâsım aracılığıyla Ebû Ümâme (Radiyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bunun mislini buyurmuştur."

3857) "... Büreyde (bin el-Husayb) (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir adam (ki Ebû Mû-sâ el-Eş'arî'dir) m "Allahımt Ben senin zâtında, sıfatlarmda ve fiillerinde tek olup benzeri ve ortağı olmayan, her şeyden müstağni olup tüm varlıkların muhtaç olduğu, doğurmayan, doğurulmayan ve hiç bir şey O'na denk olmayan Allah olduğunu itiraf ederek senden (hayır) isterim" diye duâ ederken sesini işitti. Bunun üzerine Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«(Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki) Şüphesiz bu adam Allah'tan İsm-i A'zam'ı ile istedi, o İsm-i A'zam ki onunla Allah'tan (bir hayır) istenince verir ve onunla çağırıldığı zaman duayı kabul buyurur.»"

3858)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir adamın: "Allahım! Ben, hamdin sana mahsus olup senden başka ilâh olmadığını, senin tek olup hiç bir ortağının bulunmadığını, senin bol nimet verdiğini, göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı olduğunu; azamet, hâkimiyet ve sonsuz ikram sahibi olduğunu kesinlikle itiraf ederek şüphesiz senden (hayır) dilerim" diye duâ ederken sesini işitti ve bunun üzerine şöyle buyurdu:
-(And olsun ki) Şüphesiz bu adam, Allah'tan İsm-i A'zam'ı ile (hayır) istedi, o İsmi A'zam ki onunla Allah'tan (bir hayır) istenince verir ve onunla çağırıldığı zaman duayı kabul buyurur.»"

3859)   "... Aişe (Radtyallâhü unAâJ'dan; Şöyle demiştir:
Ben, ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'ini * AUahımî Ben senin pak, güzel, mübarek ve zatına en sevimli İsmin ile şüphesiz senden (hayır) dilerim, o ismin ki onunla
ğın zaman icabet edersin, onunla senden (hayır) istendiği zaman verirsin, onunla senden rahmet taleb edildiği zaman rahmet eylersin ve sıkıntıdan kurtulmak için onunla senden yardım dilendiği zaman sıkıntıdan kurtarırsın» diye dua ederken sesini işittim.
Aişe demiştir kt > Ve Resûl-İ Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir gün t
«Yâ Aişe, Allah'ın hangi İsimle çağırıldığı zaman duayı kabul buyuracağını bana gösterip bildirdiğini bilir misin?» buyurdu. Aişe demiştir kli
Ben ı Yâ Resûlallah! Babam anam sana feda olsun O İsmi bana öğret dedim. O:
•Yâ Âişe O İsmin öğrenilmesi sana uygun değildir,» buyurdu. Aişe demiştir ki: Bunun üzerine ben uzaklaşıp bir saat oturdum. Sonra kalktım ve O'nun (mübarek) başını öptüm. Daha sonra t
Yâ Resûlallah! O ismi bana öğret, diye ricada bulundum. O t
«Yâ Âişe! O ismi sana öğretmem uygun değildir. Çünkü şüphesiz senin o isimle dünyalık bir şey istemen senin için uygun olmaz,» buyurdu. Âişe demiştir ki: Bunun üzerine ben de kalkıp abdest aldım ve iki rek'at namaz kıldıktan sonra:
Allahım! Şüphesiz ben seni Allah, diye çağırırım, er-Rahmân diye çağırırım, el-Berr, er-Rahîm, diye çağırırım ve seni bildiğim ve bilemediğim Esmâ-ı Husnâ'nın hepsiyle çağırırım ki beni mağfiret edesin ve bana rahmet edesin, diyerek duâ ve dilekte bulundum. Aişe demiştir ki ı Bunun üzerine ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) güldü. Sonra buyurdu ki t
«Şüphesiz o isim senin duada andığın isimler İçindedir.»**

3860) "... Ebû Hüreyre (Radtyattâhü ankyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Şüphesiz, Allah'ın doksan dokuz, (yâni) yüz eksi bir ismi vardır. Kim bu isimleri (tamamen) sayarsa cennete girer.»"

3861) "... Ebû Hüreyre (Radtyattâhü ankyâen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Şüphesiz, Allah'ın doksan dokuz, (yâni) yüzden bir eksik ismi vardır. Allah, şüphesiz (zât ve sıfatlarında) tekdir (yâni ortağı, eşi ve benzeri yoktur), tek olan (yâni çift olmayan zikirleri, ibâdetler) i sever. Kim o doksan dokuz ismi hıfzedip ezberlerse, cennete girer. O isimler (şunlardır) :
Allah, el-Vâhid, es-Samed, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Hâhk, el-Bârf t el-Musavvir, el-Melik, el-Hakk, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-MÛtekebbir, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Latîf, el-Habîr, es-Semî, el-Basir, el-Alîm, el-Azîm, el-Bârr, el-Mü-teâl, el-Celil, el-Cemîl, el-Hayy, el-Kayyûm, el Kadir, el-Kahir, el-Alî, el-Hakîm, el-Karîb, el-Mücîb, el-Ganî, el-Vahhâb, el-Vedûd, eş-Şekûr, el-Mâcid, el-Vâcid, el-Vali, er-Râşid, el-Afuvv, el-Ğafûr, el-Halîm, el-Kerim, et-Tevvâb, er-Babb, el-Mecîd, el-Veliyy, eş-Şehid, el-Mübîn, el-Bürhân, er-Reûf, er-Rahîm, el-Mübdi', el-Muîd, el-Bâis, el-Vâris, el-Kaviyy, eş-Şedîd, ed-Dârr, en-Nâfi\ el-Bâkî, el-Vâki, el-Hâfıd, er-Râfi1, el-Kabıd, el-Bâsit, el-Müizz, el Müzill, el-Muksıt, er-Rezzâk, Zü'1-Kuvve, el-Metin, el Kaim, ed-Dâim, el-Hâfız, el-Vekil, el-Fâtar, es-Sami', el-Mu'tî, el-Muhyi, el-Mümît, el-Mâni, el-Câmi\ el-Hâdî, el-Kâfî, el-Ebed, el Âlim, es-Sâdik, en-Nûr, el-Münir, et-Tâmm, el-Kadim, el-Vitr, el-
Ahed, es-Samed. Öyle Allah ki doğurmadı, doğurulmadı ve hiçbir kimse O'nun dengi olmadı.
Züheyr demiştir ki: Bana birçok ilim adamları tarafından ulas-tı&ırra göre Esma i Husnâ'nm evveline şu zikirle başlanır (yâni önce şu zikir okunur, ondan sonra Esmâ-ı Husna'nın okunmasına başlanır) :
"La İlahe illallahü vahdehû Iâ şerike lehu. Lehü'I-mülkü ve lehü'I-hamdu, biyedihi'l-hayru ve hüve alâ külli şey'in kadir. Lâ ilahe illallah. LehÜ'l-Esmâü'l-Husnâ = Allah'tan başka ilâh yoktur. O, (zât ve sıfatlarında) tektir, ortağı yoktur. Mülk (hâkimiyet - saltanat) O'nun-dur, hamd de O'nundur. Hayır ancak O'nun (kudret) elindedir ve O, her şeye kadirdir. Allah'tan başka İlâh yoktur. Esmâ-i Husnâ (= En güzel isimler) O'nadır."


 

BABANIN VE MAZLUMUN  (LEH VE ALEYHTEKİ)DUALARI

3862) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'dtn rivayet edUdiğlje göre; Resûlullah (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Üç duâ (çeşiti) kabul olunur, onlar (m kabul olunmasın) da şüphe yoktur i Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın çocuğuna duası.»"

3863) "... Ümmü Hakîm bint-i Veddâ el-Huzâiyye (Radtyallâhü ankâ)'~ dan; Şöyle demiştir:
Ben, Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu İşittim i
«Babanın duası kabul makamına ulaşır.»"


 

DUA ETMEKTE AŞIRI GİTMENİN YASAKLIĞI

3864)    "... Ebû Naâme (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre:
Abdullah bin Muğaffel (Radıyallâhü anh), oğlunun t AUahıml Ben cennete girince senden cennetin sağ tarafından beyaz köşk isterim, diye duâ ettiğini işitti. Bunun üzerine t
Ey oğulcuğum Allah'tan cennet iste ve cehennem ateşinden O*na sığın (da asın gitme). Çünkü ben, Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den şu buyruğu işittim, dedi ı
«Duada haddi tecâvüz eden bir kavim olacaktır.-"


 

DUADA ELLERİ HAVAYA KALDIRMAK

3865) "... Selmân(-i Fârisî) (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine go* re; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur
«Şüphesiz sizin Rabb'ınız haya eder (yâni dilekte bulunan kuluna verir), ikramı boldur, kulunun O'na ellerini havaya kaldırıp da bunlan boş çevirmekten (veya dedi ki) haybete uğratmaktan haya eder (yâni elleri boş çevirmez).»"             

3866) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü ankümâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Allah'a duâ ettiğin zaman ellerinin içlerini (O'na) açarak, duâ et ve ellerinin ters yüzünü havaya kaldırarak duâ etme. Sonra duanı bitirince ellerini yüzüne sür.-"


 

ADAMIN SABAH VE AKŞAM OKUYACAĞI DUA

3867)    "... Ebû Ayyaş (2) ez-Zurakî (Radtyallâhü anh)ydtn rivayet edil-diiğne göre; Resûlullah (SallaUahü Aleyhi ve SeUetn) şöyle buyurdu, demiştir :
«Kim sabahleyin "La ilahe illallahu vahdehû la şerike leh. Lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdu ve hüve ala külli şeyin Kadir = Allah'tan
(2)   Sahabldİr. Adı hususunda İhtilaf vardır. Hz. Mu&viye iRJi.i'm İnde vefat etmiştir. (Hulasa. 466)
başka ilâh yoktur. O, (zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde) yalnızdır, tekdir, ortağı yoktur. Mülk (hâkimiyet) O'nundur. hamd O'na mahsustur ve O, herşeye kadirdir." derse bu (zikir) o kimse için İsmail (Aleyhisselâm)'in evlâdından bir rakabe (köle veya câriye) yi azad-lamak kadar (sevab) olur. O kimsenin on hatâsı (küçük günahı) silinir, onun için 10 derece terfi yapılır (yâni cennetteki makamı 10 derece yükseltilir.) ve o gün akşama kadar o kimse şeytândan korunmuş olur. Akşamleyin de bu zikri okuyunca ertesi günün sabahına kadar anılan şeylerin mislini kazanır.»
Râvi demiştir ki t Sonra bir adam Resûlullah (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) 'i rüyasında görüp t Yâ Resûlallah! Ebû Ayyaş senden şöyle şöyle bir hadîs rivayet eder (buna ne buyurursun), demiş. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem de ı Ebû Ayyaş doğru söyledi buyurmuştur."

3868)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyh} ve Sellem) söyle buyurdu, demiştir:
«Sabaha ulaştığınız zaman: "Allahümme bike asbahnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemûtu = Allahımız, biz ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile sabaha ulaştık. Ve ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile (dünkü) akşama ulaştık (veya bugün akşama ulaşabiliriz). Ancak senin (iznin) ile yaşarız ve senin (iznin) ile ölürüz.", deyiniz. Akşama ulaştığınız zaman da: "Allahümme bike emseynâ ve bike asbahnâ ve bike nahyâ ve bike nemûtu ve ileyke*l~ masîr = Allahımız! Biz ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile akşama ulaştık ve ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile sabaha ulaştık (veya yarınki sabaha ulaşabiliriz). Ancak senin (iznin) ile yaşarız ve ancak senin (iznin) ile ölürüz. Dönüş ancak sanadır, deyiniz.»"

3869) "... Osman bin Affân (Radtyallâhü anA)'den rivayet edildiğine göre kendisi Resûlullah (SaUallahü Aleyhi ve Sellemyden :
«Her günün sabahında ve her gelenin akşamında "Bismillahi'l-lezi lâ yedurru maasmihi şey1 ün fi'I-Ardı ve lâ fi's-Semâi ve huve's-Seimu'1-Alîm = (Eziyyet edici her şeyden) Allah'ın ismiyle (korunurum) . Öyle Allah ki, O'nun İsmiyle beraber (olununca) ne yerde bulunan ne de gökte (n inecek) olan hiçbir şey zarar veremez. (Her şeyi) işiticl O'dur, bilici O'dur." zikrini üç defa söyleyip de kendisine herhangi bir şey zarar veren hiç bir (mü'min) kul yoktur, buyruğu isitmisti
Râvi demiştir ki: (Bu hadisi Osman (Radıyallâhü anh) 'den rivayet eden) Ebân'ın vücûdunun bir tarafı felç olmuştu (Ondan bu hadîsi rivayet eden) adam da bir ara ona bakıp durdu. Bunun üzerine Ebân, adama •. Bana ne bakıp duruyorsun? Bilmiş ol ki bu hadîs, sana rivayet ettiğim gibidir. Lâkin Allah'ın benim hakkımdaki takdirini uygulaması için felç hastalığına yakalandığım gün, ben bu hadisteki zikri (unutup) söylememiş oldum, dedi."

3870) "... Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve Sellemyin hizmetçisi Ebû Sel-lâm (Radtyallâhü anh)'âtn rivayet edildiğine göre; Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Akşama ulaştığı zaman ve sabaha ulaştığı zaman "Raditu bili ah ı Habben ve bi'1-İslâmi dînen ve bi Muhammed'in nebîyyen = Ben Rabb olarak Allah'ı seçtim, dîn olarak İslâmiyet'i seçtim ve peygamber olarak Muhammed (SaUallahü Aleyhi ve Sellem)'i seçtim" diyen hiçbir müslüman veya insan ya da kul yoktur ki, kıyamet günü o kimseyi razı (ve memnun) etmek Allah üzerinde bir hak olmasın (yâni Allah ona bol mükâfat vererek razı etmeye söz vermiştir).»"

3871)    "... Ibn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) akşama ulaştığı zaman ve sabaha ulaştığı zaman şu duaları (okumayı) bırakmaz idi:
«AUahım! Ben senden dünyada ve âhirette afıv (günahları silmeyi) ve afiyet (hastalık, belâlar vesâir hoşlanılmayan şeylerden selâmet) dilerim. A İlahı m! Ben senden dinim, dünyam, aile ferdlerim ve malım (hakkın) da afiv ve afiyet dilerim. Allahım! Ayıplarımı ört, beni korkulacak şeylerden emin kıl ve beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belâlardan) koru. Altımdan muâhaza edilmemden sana sığınırım.»
Râvi Vekî demiştir ki (alttan muahaza) ile) yere batmayı kasde-der."
Büreyde demiştir ki: Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Kim bu duayı gününde ve gecesinde okuyup da sonra o gün veya o gece ölürse inşâallah Teâlâ o kimse cennete girer.»"


 

KİŞİNİN YATAĞINA GİRECEĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ

3873) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâkü anh)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ederdi:
«Ey göklerin ve yerin Rabbı, her şeyin Rabbı, taneyi ve hurma çekirdeğini yarıp filizlendiren, Tevrat, İncîl ve Kur'ân-ı Azîm'i indiren Allah. Ben Hükümranlığın altında bulunan yerde yürüyen bütün canlıların şerrinden sana sığınırım. Evvel (yâni varlığının başlangıcı olmayan ezelî varlık) sensin, senden önce olan hiç bir şey yoktur. Âhir (yâni varlığının sonu olmayan ebedî varlık) da sensin, senden sonra da hiç bir şey yoktur. Zahir (yâni varlığı delillerle apaçık olan) sensin, varlığı seninkinden daha aşikar hiç bir şey yoktur. Bâtın (yâni mâhiyeti insana meçhul olup zâtı gizli olan) da sensin, sen (nin mâ-
niyetin) den daha gizli hiçbir şey yoktur. Borcumu sen Öde (yâni beni borçlu bırakma) ve beni fakirlikten (yâni başkasına muhtaç olmaktan veya ihtirastan) kurtarıp (gönülce) zenginleştir.»"

3874) "... Ebû Hüreyre (Radtyaüâhü anAJ'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Sizden birisi yatağında yatmak istediği zaman izanımı (yâni belden aşağı giysinin) iç kenarını çıkarıp onunla yatağını silksin. Çünkü yatacak adam kendisinden sonra (dünden beri) neyin onun yerine yatağına girdiğini bilemez. (Yatağını iyice temizledikten) sonra sağ tarafı üstünde yatsın. Sonra şöyle duâ etsin: Ey Rabbım! Senin (ismin) ile (veya senden yardım dileyerek) yan tarafımı yere koydum. Senin (ismin) ile (veya senden yardım dileyerek) de kaldırırım. (Ey Rabbım!) Eğer ruhumu alırsan ona rahmet eyle (yâni günahımı bağışla). Eğer hayatta bırakacaksan nefsimi, sâlih (itaatkâr) kullarını muhafaza ettiğin himaye muvaffakiyetle muhafaza eyle.»"

3875)    "... Âişe (Radtyallâhü anhâydan rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yatağına yattığı zaman ellerine üfler, muavvizeteyn (yâni Kul eûzu bi Rabbi'I-Felâk ve Kul eûzu bi Rabbi'n-Nâsi) sûrelerini okur t* ellerini vücûduna sürerdi.**

3876)    "... El-Berâ bin Âzib (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) bir adama:
«Yatağında yerleştiğin veya yatağına vardığın zaman: "Allahumme eslemtu vechî ileyke ve elce'tu zahrî ileyke ve fev-vadtu emri ileyke rağbeten ve rehbeten ileyke. Lâ melcee ve la men-cee minke illâ ileyke. Âmentu bi kitabike'1-lezî enzelte ve Nebiyyike'l-lezi erselte = Allahım! Ben sentin rızan) ı dileyerek ve sen (in azabın) dan korkarak kendimi sana teslim ettim, sırtımı sana dayadım ve (tüm) işimi sana bıraktım. Sentin tazîbirüden ancak sana (yâni rahmetine) iltica edilir, sığınılır, başka kurtuluş yolu yoktur. İndirdiğin Kitâb'a ve gönderdiğin peygamber'e imân ettim." de. (Sen böyle söyledikten) sonra eğer o gece ölürsrn fıtrat (yâni İslâm dini) Üzerine ölürsün. Şayet sabaha ulaşırsan çok hayır kazanmış olarak sabaha ulaşmış olursun,» buyurdu."

3877)    "... Abdullah (bin Mes'ûd)  (Radtyallâhü flnAJ'den rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yatağına girdiği zaman elini (yâni sağ elini sağ) yanağının altına kordu. Sonra:
«Allahumme Kini azâbeke yevme teb'asû (ev tecmau) ibâdeke = Allahım! Kullarını dirilteceğin (veya toplayacağın) gün beni azabından koru» duasını okurdu/*


 

KÎŞÎNÎN GECELEYİN UYANDIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ

3878) "... Ubâde bin es-Sâmit (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Kim geceleyin uykudan uyanır (veya bir taraftan diğer tarafa dönerek uyanır) da uyandığı zaman: "La ilahe ili âli ahu vahdehû la şerike leh. Lehü'l-Mülkü ve lehü'l hamdu ve huve ala külli şey'in kadir. Sübhânallahi ve'1-hamdu lillâhi ve la ilahe illallahu vallahu ek-ber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi'l Aliyyi'1-Azîm = Allah'tan başka ilâh yoktur, O (zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde) yalnızdır, tekdir, ortağı yoktur. Mülk (hâkimiyet) O'nundur, hamd O'nundur ve O, her şeye kadirdir. Ben Allah'ın her türlü noksanlıklardan ve eksikliklerden pâk ve nezîh olduğuna inanırım, hamd Allah'adır, Allah'tan başka ilâh yoktur, Allah her şeyden büyüktür. Günahlardan dönüş ve kulluk görevinin İfasına güç ancak yüksek ve azametli Allah (in yardımı) iledir." deyip sonra "Rabbiğfir lî = Ey Rabbim, beni bağışla" diye duâ ederse günahları bağışlanır.» Râvi el-Velîd: Veya O, (bu son cümle yerine) : «Sonra duâ ederse onun duası (muhakkak) kabul olunur» buyurdu, demiştir. (Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) daha sonra şöyle buyurdu: Eğer adam (yukardaki duaları okuduktan) sonra kalkıp abdest alır, sonra namaz kılarsa namazı (muhakkak) kabul olunur.*1

3879) "... Rebîa bin Mâlik (bin Kal)) el-Eslemî (Radtyaüâhü anhydtn rivayet edildiğine göre:
Kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in kapısı yanında gecelerdi ve Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in geceleyin uzun süre «Sübhânallahi Rabbilâlemîn = Âlemlerin Rabbı olan Allah'ı teşbih ederim (her türlü noksanlıklardan ve eksikliklerden pâk olduğuna inanırım)» zikrini, daha sonra da (uzun süre) «Sübhânallahi ve bi hamdihi = Allah'a hamdederek O'nu teşbih ederim» zikrini işitildi."
:~

3880)    "... Huzeyfe  (bin el-Yemân)   (Radtyallâhü anhümâyden rivayet edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) geceleyin uyandığı zaman t "El-hamdu lillahi'1-Iezi ahyana ba'de mâ ematenâ ve İleyhi'nnüşür = Bizi öldürdükten (yâni uyku ile hareketsiz, kuvvetsiz bıraktıktan) sonra dirilten (yâni uykudan uyandırmakla hareket ve kuvvetimizi geri veren) Allah'a hamd olsun, öldükten sonra dirilmek de (böylece) O'na (âid)dir.» buyururdu."

3881) "... Muâz bin Cebel (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) §öyle buyurdu, demiştir   :
-Abdestli olarak geceleyin yatan, sonra'geceleyin uykudan uyanan (veya uykuda iken bir taraftan diğer tarafa dönerek uyanan) ve uyandığında dünya işlerinden veya âhiret işlerinden (hayırlı) bir şeyi Allah'tan İsteyen hiçbir (m üs 1 uman) kul yoktur ki Allah onun istediğini vermesin.»  (Yâni mutlaka verir)."


 

KERB  (ÜZÜNTÜ) ZAMANINDA OKUNACAK DUÂ

3882)    "... Esma bint-i Umeys (Radtyallâhü anhây'dan; Şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana üzüntü zamanında söyleyeceğim kelimeleri öğretti t «Allahu, Allahu Rabbi La üsriku bihi aheda = Allah, Allah Rabbımdır Ona hiçbir şeyi ortak kos-

3883)    "... îbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâydan rivayet edildiğine göre:
Peygabmer (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), sıkıntı, meşakkat ol-duğunda şu zikri yapardı t
"Lâ Uâhe illallahül-Halimü'l-Kerim. SübhanaUahi Rabbil-Arşil-Azim. Sübhanallahi Rabbi's-semâvâti's-seb'i ye Rabbil-Arşil-kerîm = Halim, Kerim olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Ben azametli Arş'ın Rabbı olan Allah'ı teşbih (noksanlıklardan tenzih) ederim. Ben yedi göğün Rabbı ve güzel Arş'ın Rabbı olan Allah'ı teşbih ederim.
Ravi Veki, bu zikrin hepsinde "La ilahe illallah" kelimesini bir defa söylemiştir."


 

ADAMIN EVİNDEN ÇIKTIĞI ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ

3884) "... Ümmü Seleme (Radtyallâkü a»fâj'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) evinden çıktığı zaman:
•Allâhümme tnnî eûzu bike en adille ev ezille ev azlime ev uzlame ev echile ev yüchele aleyye — Allahım! Ben dalâlete düşmekten, ayak kaymasın (a benzeyen kasıdsız günah işlemek) den, (kimseye) zulüm etmekten* (kimse tarafından) bana zulüm edilmekten, câhilce davranmaktan ve (başkası tarafından) aleyhimde câhilce davranılmak-tan şüphesiz sana sığınırım», diyerek duâ ederdi."

3885) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ü«A)'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) evinden çıktığı zaman «Bismillahi», lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah. Et-Tüklânu alallah = Allah'ın isminden yardım dilerim. Günahlardan dönüş ve kulluk görevine takat ancak Allah'ın yardımıyladır. Dayanmak Allah'adır.» duasını okurdu."

3886)    "... Ebû Hüreyre (Radtyaüâkü anAJ'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
Adam evinin kapısından (veya binasının kapısından) çıktığı zaman görevlendirilmiş iki melek onunla beraber olurlar. Bu itibarla adam "Bismillah = Allah'ın ismiyle" dediği zaman o iki melek kendisine t Hidâyete, doğru yola erd iri İdin, derler. Sonra adam "La havle ve lâ kuvvete illâ billâh = Günahlardan dönüş ve kulluk görevine kuvvet ancak Allah'ın yardımıyladır" deyince melekler ona: Korundun, derler. Adam: "Tevekkeltu alallah = Allah'a dayandım" deyince de melekler ona: İşin görüldü, derler. (Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyruğuna devamla şöyle der) Sonra iki karini (yâni onu günaha sürüklemek isteyen insi ve cinni iki şeytanı) ona rastlarlar. Melekler (o şeytanlara) : Hidâyete erdirilen, işi (Allah tarafından) görülen ve muhafaza edilen bir adamdan ne istersiniz? derler, (yâni onu sapıtamazsınız).»"


 

ADAMIN EVİNE GİRDİĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ

3887) "... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü ankümâ)'dan rivayet edildiğine göre kendisi Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeUem)'den şu buyruğu işit-miştir:
Adam kendi evine girip de girdiği zaman ve (akşam) yemeğini yediği zaman Allah'ı anınca şeytân, (yardımcılarına) : (Bu evde) sizin için ne gecelenecek yer ne de akşam yemeği var, der. Adam (evine) girip de girdiği zaman Allah'ı anmayınca, şeytan (yardımcılarına) : Geceyi geçireceğiniz yere kavuştunuz, der. Sonra adam (akşam) yemeğini yiyeceği zaman Allah'ı anmayınca şeytan (yardımcılarına) : Geceleyeceğiniz yere ve akşam yemeğine ulaştınız, der."


 

ADAMIN YOLCULUĞA ÇIKTIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ


3888)   "... Abdullah bin Sercis (Radtyallâhü onhyden rivayet edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yolculuğa çıktığı zaman : «Allahumme innî eûzu bike min va'sâi's-seferi ve keâbeti'l-münkalebi ve'1-havri ba'de'l-kevri ve da*veti'l-mazlûmi ve sûi*l-man-zari fil ehli ve'1-mali = AUahım! Ben, yolculuğun meşakkat ve sıkıntısından, üzüntülü dönüşten, düzenli işlerin bundan sonra bozulmasından, mazlumun bedduasından ve ev halkı ile mal (fena maksadh kişiler tarafından olan) kötü bakıştan sana sığınırım» derdi (râvi Ab-durrahim kendi rivayetinde, "Derdi" cümlesi yerine, "taavvuz ederdi, yâni Allah'a sığınırdı" demiştir).
Râvi Ebû Muâviye şunu ilâve etmiştir: "Peygamber yolculuktan döndüğü zaman da bu duayı okurdu."

 


ADAMIN BULUT VEYA YAĞMUR ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ

3889)    "... Aişe (Radtyattâhü ankâ)'dan rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ufuklardan herhangi birisinden gelen bir bulutu gördüğü zaman onu karşılamak ve şu duayı okumak üzere namazında bile olsaydı içinde bulunduğu işi bırakırdı. Sonra:
•Allahumme înnâ naûzu bike min şerri mâ ürsile bihi = Allahı-mız! Şu bulut ile gönderilen (yağmur, dolu ve benzerin) in şerrinden şüphesiz sana sığınınz» derdi. Sonra yağmur yağsaydı iki veya üç kere: AUahım! Bu yağmuru yer yüzünde akan, yararlı bir yağmur eyle, derdi. Şayet Allah (Azze ve Celle) havayı açıp yağmur yağdır-masaydı bunun için Allah'a hamdederdi."

3890)    "... Âişe (Radtyallâkü aw/tû,)'dan rivayet edildiğine göre : Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yağmur gördüğü zaman:
«AUahım; bu yağmuru, yer yüzünde akıcı, faydalı amaca uygun ve zararsız bir yağmur eyle» derdi.

3891)    "... Aîşe (Radtyallâhü anhâ)'âan rivayet edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yağışh sanılan bir bulut görünce (ümmetine bir âfetin gelmesinden endişelenerek) çehresi renkten renge girip değişir* (eve) girip çıkar ve buluta karşı durup geri dönerdi. Buluttan yağmur yağınca üzüntüsü giderilirdi. Râ-vi demiştir ki: Sonra Âişe (Radıyallâhü anhâ), O'ndan gördüğü (bu hal ve endişesi) nin bâzısını O'na anlatmış. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Âişe'ye) şöyle buyurdu:
«Ne bilirsin? Belki o, (şu âyette azab olduğu bildirilen, fakat) Hûd kavminin (onu bir bulut parçası sanarak) dediği gibi bir şeydir

Onlar o azabı (içinde bulundukları) vadilerine doğru gelen, yaygın bir bulut olarak görünce: "Bu, bize yağmur getiren bir yaygın buluttur, dediler. (Hûd dedi ki:) Bilakis bu, acele istediğiniz azab-tır.»" (4)


 

ADAMIN BAŞINA BELÂ GELENLERİ EDECEĞİ DUÂ

3892) "... İbn-i Ömer (Radıyaüâhü ankümâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Kim, başına bir belâ gelen bir kimseye aniden rastlar da: "El-hamdu lillahillezi âfâni mimmebtelâke bihi ve faddalani ala kesîrin mimmen halaka tefdiylen = Senin başına getirdiği belâdan beni selâmette kılan ve beni yaratıklarının bir çoğundan gerçekten üstün tutan Allah'a hamd olsun" derse o belâ ne olursa olsun o kimse ondan (ömür boyu) selâmette kılınır.*"