ADAM "ALLAHIM DİLERSEN "BANA
MAĞFİRET EYLE" DİYEMEZ
ADAMIN BAŞINA BELÂ
GELENLERİ EDECEĞİ DUÂ
ADAMIN BULUT VEYA YAĞMUR
ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ
ADAMIN EVİNDEN
ÇIKTIĞI ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ
ADAMIN EVİNE
GİRDİĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ
ADAMIN SABAH VE AKŞAM
OKUYACAĞI DUA
ADAMIN YOLCULUĞA
ÇIKTIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ
BABANIN VE MAZLUMUN
(LEH VE ALEYHTEKİ)DUALARI
BİRİNİZ (BÎR
KİMSEYE) DUÂ ETMEK İSTEDİĞİ ZAMAN DUAYA KENDİ
NEFSİNDEN BAŞLASIN
BİRİNİZ ACELE
ETMEDİKÇE DUASI KABUL OLUNUR..
DUA ETMEKTE AŞIRI
GİTMENİN YASAKLIĞI.
KERB (ÜZÜNTÜ) ZAMANINDA
OKUNACAK DUÂ
KÎŞÎNÎN GECELEYİN
UYANDIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ
KİŞİNİN
YATAĞINA GİRECEĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ
RESÛLULLAH (SALLALLAHÜ ALEYHÎ
VE SELLEM)'İN ALLAH'A SIĞINDIĞI ŞEYLER
3827) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Saüdlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Kim Allah Sübhânehu'ya duâ etmez (O'ndan dilekte bulunmaz) ise Allah o kimseye
gazab eder.»"
3828) "... Nu'mân bin Beşîr (Radtyallâhü
anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) :
«Şüphesiz, ancak duâ ibâdettir,» buyurdu. Sonra;
*ve Rabbiniz buyurdu ki: Siz bana duâ ediniz (benden isteyiniz) ki ben de size
icabet edeyim (duanızı
3829) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur:
* (Zikirlerden ve sözlü ibâdetlerden) hiç bir şey Allah Sübhânehu
katında duadan daha faziletli değildir.»"
(1) Mü'min, 60
RESÜLULLAH (SAS)'İN
DUASI
3830) "... îbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan rivayet
edildiğine göre ; Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Settem) duasında
meâlen şöyle derdi:
«Rabbim! Bana yardım et ve aleyhimde (düşmanıma) yardım
etme. Yardımını benden esirgeme ve aleyhimde
(düşmanımı) destekleme. Düşmanımı cezalandır,
beni cezalandırma.
Ebü'l-Hasan et-Tanafisî dedi ki: Ben, Vekî'e: Bu duayı vitir namazı
kunutunda okuyabilir (miy)im? dedim O: Evet, dedi."
3831) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine
göre:
(Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve SellemJ'in kızı) Fâtime
(Ra-dıyallâhü anhâ), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in
yanına gelerek O'ndan bir hizmetçi istedi Bunun üzerine Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
•Yanımda
«Senin istediğin (bir hizmetçi mi)
Söyle : Hayır. Bilâkis ondan daha hayırlı olan şey (bana
daha sevimlidir) .Bunun üzerine Fâtime (Ali'nin dediğini) söyledi. Resûl-i
Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de Fâtime'ye şöyle buyurdu:
«De ki: A11 ahım! Ey yedi göğün Rabbi, Azametli Arş'ın
Rabbi, bizim Rabbimiz ve her şeyin Rabbi, Ey Tevrat, İncil ve
Kur*ân-ı Azim'i indiren (Allah)!
Evvel (varlığının başlangıcı olmayan, ezelî
varlık) sensin, senden önce olan hiç bir şey yoktur. Âhir
(varlığının sonu olmayan ebedi varlık) da sensin,
senden sonra hiç bir şey yoktur. Zahir (varlığı delillerle
apaçık olan) sensin, varlığı seninkinden daha aşikâr
hiç bir şey yoktur. Bâtın (mâhiyeti idrâk edilemeyen, Zâtı
insanlar için gizli olan) sensin, sen (in mâhiyetin) den daha gizli hiçbir
şey yoktur. Borcumuzu öde (bizi borçlu bırakma) ve bizi fakirlikten
(başkasına muhtaç olmaktan veya ihtirastan) kurtarıp (gönülce)
zenginleştir.**'
3832) "... Abdullah (bin Mes'ûd) (Radtyallâhü ank)'den rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ
ederdi:
«AUahümme innî es'eluke'I-Hüdâ vet'tuka vel-İfâfe ve'1-ğinâ =
AUahım! Ben senden hidâyet, takva, iffet ve (gönülce) zenginlik
dilerim^"
3833) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)Jden rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ederdi,
demiştir:
«Allahümme infa'nî bîmâ allemtenî ve allimnî mâ yenfaunî ve zidni ilmen ve'1
hamd û lillahi ala külli hâlin ve eüzû billahi min azâ-bi'n-Nâr = Allahım!
Bana öğrettiğin ilimden beni yararlandır, men-faatleneceğim
bilgileri bana ihsan eyle ve ilmimi artır. Hamd her hâl üzerine
Allah'adır. Ben ateş azabından Allah'a
sığınırım.»"
3834) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle
demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) «Allahümme sebbit kalbi alâ dinike =
Allahım! Benim kalbimi dinin (olan islâmiyet) üzerinde sabit kıl»
duasını çok söylerdi. Bunun üzerine bir (gün bir) adamı
Yâ Resûlallah!
«Kalbler şüphesiz Rahman (olan Allah) (Azze ve
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bu hadîsin senedinin sıhhat
durumu Ye-asld er-Rakkaşİ'nin güvenilirliği durumuna
bağlıdır. Bu râvi zayıftır.
3835) "... Ebû Bekr-i Siddîk (Radtyallâkü anhyden rivayet edildiğine
göre kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemye:
(Yâ Hesûlallah)! Bana namazım (in sonun) ela okuyacağım bir
duayı Öğret, diye ricada bulunmuş. Resûl-i Ekrem (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) (de) :
«Aüahümme innî zalemtü nefsi zulmen kesîren ve la yağfirÜ'z-zünûbe illâ
ente feğfir li mağfireten min indike verhamnî. İnneke
en-te'1-Ğafuru'r-Rahim = Allahim! Şüphesiz ben kendi nefsime çok
zulüm ettim. Senden başka hiçbir kimse günahları
bağışlayamaz. Bu itibarla katından (ikram olarak) bir
mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet eyle.
Şüphesiz gafur (mağfiret edici) sensin, rahîm (merhamet edici)
sensin,» duasını oku, buyurdu."
3836) "... Ebû Ümâme el-Bâhilî (Raâtyallâhü anh)'dtn;
Şöyle demiştir:
(Bir gün) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir bastona
dayanmış olarak çıkıp yanımıza geldi. Biz de O'nu
görünce ayağa kalktık. Bunun üzerine:
«Fâris halkının (İranlıların) ulularına
karşı yaptıkları gibi yapmayın,» buyurdu. Biz:
Yâ Resûlallah! Bizim için Allah'a dua etmenizi diliyoruz, dedik. Oda:
«Aİlahım! Bize mağfiret eyle, bize merhamet et, bizden razı
ol, (ibâdet ve duaları) bizden
Ebû Ümâme demiştir ki: Bana öyle geliyor ki, bize daha fazla duâ
buyurmasını iştiyakla arzuladık. Bunun için şöyle
buyurdu:
«Dilekler işini sizin için top lam adı m mı» (yâni
mutluluğunuz için gerekli tüm dilekleri içeren şümullü bir duâ
ettim)?"
3837) "... Ebû Hüreyre (Radtyaüâhü ank)'dcn rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sattattahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ederdi:
«AUahım, (şu) dört şeyden
RESÛLULLAH (SALLALLAHÜ ALEYHÎ VE SELLEM)'İN ALLAH'A
SIĞINDIĞI ŞEYLER
3838) "... Âişe (Radtyattâhü anhâ)'âan rivayet edildiğine göre;
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şu cümlelerle dua ederdi:
«Allahım! Cehennem ateşinin fitnesinden, cehennem ateşinin
azabından, kabir fitnesinden, kabir azabından, zenginlik fitnesinin
şerrinden, fakirlik fitnesinin şerrinden ve Deccâl-i Mesih'in
fitnesinin şerrinden
3839) "... Âişe (Radtyallâkü anhâ)'dan rivayet
edildiğine göre; Resûlul-Iah (Saüallahü Aleyhi ve Sellem) çöyle duâ
ederdi:
* AUahım! İşlediğim (ve mağfirete muhtaç fiiller) in
şerrinden ve işlemediğim (işlerden ilerde rızâna
aykırı bir fiil işlemek) den
3840) "... tbn-i Abbâs (RadtyaUâhü anAttmdJ'dan; Şöyle
demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bize Kur'ân'dan olan sûreyi
öğrettiği gibi bize bu duayı da öğretirdi:
«Allahımt Cehennem azabından, şüphesiz
3841) "... Âişe (Radtyallâhü anhâ)'dan; Şöyle
demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i bir gece yatağında
bulamadım. Bunun üzerine Onu aradım ve elim Onun
ayağının alt kısmma değdi. O secde hâlinde idi, her
iki ayağı dikilmiş vaziyette idi ve şöyle duâ ediyordu:
«Aliahım! Ben senin hoşnutsuzluğundan rızâna
ve azabından
afvine sığınırım. Sen (in tâzibırOden
3842) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Selletn) şöyle buyurdu, demiştir:
(Gönülce) fakirlikten, (iyi amelce) azlıktan, zilletten, zulüm etmekten ve
zulme uğramaktan Allah'a sağınınız,»"
3843) "... Câbir (Radtyallâhü anh)}den rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir:
«Allah'tan yararh ilim dileyiniz ve (sahibine) yarar sağlamayacak ilimden
Allah'a sığınınız.»"
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup râvilerl
güvenilir zâtlardır. Rftvi Üsâzne bin Zeyd, el-LeysI el-Müzent olan
Üsâme'dir. Müslim bu rflvinin hadislerini rivayet etmiştir.
3844) "... Ömer (bin el-Hattâb) (Radtyallâhü a»A)'den;
Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) korkaklıktan, cimrilikten, ömrün
en rezil dönemi (olan yaşlılığın bunaklık
derecesi) n-den ve kalb fitnesinden Allah'a »ğminh.
(Râvi) Veki demiştir ki: Kalb fitnesi ile bir günah işleyip de ondan
dolayı Allah'tan mağfiret dilemeden ittejı ft*fo""ir
hâlini kasdet-miştüV
GENİŞ KAPSAMLI DUALAR
3845) "... Tank (bin Eşyem) (Radtyallâhü on* J'den rivayet
edildiğine göre bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e
gelerek:
Yâ ResûlaUah! Ben Rabbim'den dilekte bulunmak İstediğim zaman
nasıl söyliyeyim, dediğinde Tank, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem)'in (adama) şöyle buyurduğuna şâhid olmuştur:
«Be ki t Allahım!
Ve Resûl-i Ekrem baş parmak hâriç (mübarek elinin) dört
parmağını birleştirerek (adama):
«Şüphesiz şunlar (yâni şu dört cümle) senin için dînini ve
dünyanı toplar (yâni iki hayatın mutluluğunu içerir),-
buyurdu.*'
3846) "... Ai$e (Radtyallâkü enhâ)'âan rivayet
edildiğine göre; Resü-îullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendisine
şu duayı öğretmiştir:
«Ailahım! Şüphesiz ben senden hayrın her çeşidinden
isterim, âcil olanı, âcil olmayanı, bilebildiğim hayrı ve
bilemediğim hayn. Âcil olan ve âcil olmayan, bilebildiğim ve
bilemediğim şerrin hepsinden
Not: Zev&İd'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi söz götürür.
Seneddekİ Ününü Külsûm hakkında konuşanı görmedim. Bir
gurup onu sah&bllerden saymışlar ise de buna itiraz vâriddir.
çünkü bu hatun Ebû Bekir (R.A.Vın vefatından sonra
doğmuştur. Senedin kalan rarileri güvenilir zâtlardır.
3847) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâkü anh)'den rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir adama:
«Namazda (yâni oturduğunda) ne diyorsun?» diye sordu. Adam s Ben
teşehhüdü (yâni et-Tahiyyâtü, Allahümme salli...) okuyorum. Sonra
Allah'tan cennet diliyor ve cehennem'ateşinden O'na
sığınıyorum. Ama, Vallahi ben ne senin ne okuduğunu,
ne de Mûaz'ın ne okuduğunu bilmiyorum, dedi. Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (adama) :
«Biz onun çevresinde (yâni senin okuduğun şeylere yakın) sözler
söyleriz.» buyurdu."
3848), "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine
göre bir adam Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Sellemye gelerek :
Yâ Resûlallah! Hangi duâ efdaldır (yâni en hayırlı duadır?)
diye sordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyh ive Sellem) (adama) :
«Rabbinden dünyada ve âhirette afıv ve afiyet dite,« buyurdu. Sonra adam
(Ona) ikinci gün gelerek t
Yâ Resûlallah! Hangi duâ efdaldır? diye sordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) :
«Rabbinden dünyada ve âhirette afıv ve afiyet İste.* buyurdu. Sonra
adam O'na üçüncü gün (tekrar) geldi ve ı
Yâ Nebiyyaüah! Hangi duâ efdaldır? dedi. Resûl-1 Ekrem (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem) :
«Rabbinden dünyada ve âhirette afiv ve afiyet dite. Saaa dünyada ve âhirette
afiv ve afiyet verilince şüphesiz muradına ermiş olursun,,
buyurdu."
3849) "... Evsat bin İsmâîl el-Becelî (Radtyallâhü ank)'den rivayet
edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edince Ebû Bekir
(Radıyallâhü anh) 'm şu hadisi rivayetine kendisi şâhid olmuştur
t
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) iki yü benim şu yerimde
ayağa kalktı (Ebû Bekir böyle söyledikten sonra ağladı).
Daha sonra (hadîs rivayetine devamla) dedi ki:
(Sözde ve işte) doğruluktan ayrılmayınız. Çünkü
doğruluk şüphesiz hayır ile beraberdir (yâni sahibini iyi
amellere yöneltir.. Doğruluk ve hayır (sahibi) de cennettedir.
Yalancılıktan da sakınınız. Çünkü yalancılık
şüphesiz şer İle beraberdir (yâni sahibini kötülüklere sürükler)
ve yalancılıkla şer (sahibi) cehennemdedir. Allah*tan muâfât
(yâni hoşlanılmayan şeylerden selâmet ve afiyette olmayı)
dileyiniz. Çünkü hiç kimseye imandan sonra afiyetten daha hayırlı bir
şey şüphesiz verilmemiştir. Biribirinize hased (çekememezlik)
etmeyiniz. Biribirinize buğuz (düşmanlık) etmeyiniz. Biribirİnizle
iyi İlişkileri kesmeyiniz. Biribirinizden yüz çevirip
küsüşmeyiniz ve ey Allah'ın kulları, kardeşler
olunuz."
3850) "... Aişe (Radtyallâkii onAâJ'dan rivayet
edildiğine göre kendisi
Yâ Resûlallah! Kadir gecesine rastlarsam ne duâ edeceğimi bana bildir,
diye talebte bulunmuş. Resûl-i Ekrem (de ona) şöyle buyurmuştur
:
-A 11 ah im! Şüphesiz, sen afiv edicisin, afiv etmeyi seversin, beni afiv
et, dersin.»"
3851) "... Ebû Hüreyre (Radtyattâkü anhyden rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem )şöyle buyurdu, demiştir:
«Kulun; "Allahım! Ben senden dünya ve âhirette afiyet dilerim"
duâsmdan daha faziletli, edecek hiç bir duâ yoktur.»"
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Ebü Hüreyre (R.A.)'ın bu
hadîsine âit sened sahih olup râvüeri güvenilir zâtlardır. Râvi el-Al bin
Ziyâd'ı, İbn-i Hib-bân, güvenilir zâtlar arasında
anmıştır. Ben de bu râvi hakkında konuşan bir kimseyi
görmedim. Senedin kalan râvileri meşhur oldukları için
durumlarının sorulmasına gerek yoktur.
BİRİNİZ
(BÎR KİMSEYE) DUÂ ETMEK İSTEDİĞİ ZAMAN DUAYA
KENDİ NEFSİNDEN BAŞLASIN
3852) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan rivayet
edildiğine göre ; Resûlullah (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ
etti, demiştir:
■Allah bize ve
Âd'ın kardeşine rahmet eylesin.»*'
BİRİNİZ
ACELE ETMEDİKÇE DUASI
3853) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Saüaüahü Aleyhi ve Sellem) :
«Herhangi biriniz acele etmedikçe duası
Dua
3854) "... Ebû Hüreyre (Radıyailâhü anhyâen rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir :
«Sakın herhangi biriniz "Allahım! Dilersen bana mağfiret
eyle" biçiminde duâ etmesin ve dileğinde kesin ifâde kullansın
(yâni "Allahım bana mağfiret eyle" desin). Çünkü
şüphesiz Allah'ı zorlayan (hiç bir kuvvet) yoktur.»"
3855) <(... Esma bin.t-i Yezîd (Radıyailâhü anhâ)'da,n
rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir:
Allah'ın İsmi A'zam'ı, şu İki âyettedir t
s «ye sizin ilâhınız (zât ve sıfatlarında ortağı
olmayan) tek ilâhtır. O'ndan başka İlâh yoktur. Rahman O'dur.
Rahim O'dur." (Bakara, 163) (2) Âl-İ İmrân
sûresinin başındaki âyet;
= "Elif, Lam. Mim. Allah, O'ndan başka ilâh yoktur, ezelî ve ebedî
diri olan O'dur, bütün varlıkları yönetip gözeten O'dur."
3856) "... El-Kâsım (bin Abdirrahman) (RadıyaLlâhü aniden;
Şöyle demiştir:
Allah'ın o İsm-i A'zam'ı, ki onunla
çağırıldığı zaman duayı
3857) "... Büreyde (bin el-Husayb) (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle
demiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir adam (ki Ebû Mû-sâ
el-Eş'arî'dir) m "Allahımt Ben senin zâtında,
sıfatlarmda ve fiillerinde tek olup benzeri ve ortağı olmayan,
her şeyden müstağni olup tüm varlıkların muhtaç
olduğu, doğurmayan, doğurulmayan ve hiç bir şey O'na denk
olmayan Allah olduğunu itiraf ederek senden (hayır) isterim"
diye duâ ederken sesini işitti. Bunun üzerine Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu:
«(Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki) Şüphesiz bu adam
Allah'tan İsm-i A'zam'ı ile istedi, o İsm-i A'zam ki onunla
Allah'tan (bir hayır) istenince verir ve onunla
çağırıldığı zaman duayı
3858) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ank)'den rivayet
edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir adamın: "Allahım!
Ben, hamdin sana mahsus olup senden başka ilâh
olmadığını, senin tek olup hiç bir ortağının
bulunmadığını, senin bol nimet verdiğini, göklerin ve
yerin yoktan yaratıcısı olduğunu; azamet, hâkimiyet ve
sonsuz ikram sahibi olduğunu kesinlikle itiraf ederek şüphesiz senden
(hayır) dilerim" diye duâ ederken sesini işitti ve bunun üzerine
şöyle buyurdu:
-(And olsun ki) Şüphesiz bu adam, Allah'tan İsm-i A'zam'ı ile
(hayır) istedi, o İsmi A'zam ki onunla Allah'tan (bir hayır)
istenince verir ve onunla çağırıldığı zaman
duayı kabul buyurur.»"
3859) "... Aişe (Radtyallâhü unAâJ'dan; Şöyle
demiştir:
Ben, ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'ini * AUahımî Ben senin pak,
güzel, mübarek ve zatına en sevimli İsmin ile şüphesiz senden
(hayır) dilerim, o ismin ki onunla
ğın zaman icabet edersin, onunla senden (hayır) istendiği
zaman verirsin, onunla senden rahmet taleb edildiği zaman rahmet eylersin
ve sıkıntıdan kurtulmak için onunla senden yardım
dilendiği zaman sıkıntıdan kurtarırsın» diye dua
ederken sesini işittim.
Aişe demiştir kt > Ve Resûl-İ Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) bir gün t
«Yâ Aişe, Allah'ın hangi İsimle
çağırıldığı zaman duayı
Ben ı Yâ Resûlallah! Babam anam
•Yâ Âişe O İsmin öğrenilmesi
Yâ Resûlallah! O ismi bana öğret, diye ricada bulundum. O t
«Yâ Âişe! O ismi
Allahım! Şüphesiz ben seni Allah, diye çağırırım,
er-Rahmân diye çağırırım, el-Berr, er-Rahîm, diye
çağırırım ve seni bildiğim ve bilemediğim
Esmâ-ı Husnâ'nın hepsiyle çağırırım ki beni
mağfiret edesin ve bana rahmet edesin, diyerek duâ ve dilekte bulundum.
Aişe demiştir ki ı Bunun üzerine ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) güldü. Sonra buyurdu ki t
«Şüphesiz o isim senin duada andığın isimler
İçindedir.»**
3860) "... Ebû Hüreyre (Radtyattâhü ankyden rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Şüphesiz, Allah'ın doksan dokuz, (yâni) yüz eksi bir ismi
vardır. Kim bu isimleri (tamamen) sayarsa cennete girer.»"
3861) "... Ebû Hüreyre (Radtyattâhü ankyâen rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Şüphesiz, Allah'ın doksan dokuz, (yâni) yüzden bir eksik ismi
vardır. Allah, şüphesiz (zât ve sıfatlarında) tekdir (yâni
ortağı, eşi ve benzeri yoktur), tek olan (yâni çift olmayan
zikirleri, ibâdetler) i sever. Kim o doksan dokuz ismi hıfzedip
ezberlerse, cennete girer. O isimler (şunlardır) :
Allah, el-Vâhid, es-Samed, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Hâhk,
el-Bârf t el-Musavvir, el-Melik, el-Hakk, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin,
el-Azîz, el-Cebbâr, el-MÛtekebbir, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Latîf, el-Habîr,
es-Semî, el-Basir, el-Alîm, el-Azîm, el-Bârr, el-Mü-teâl, el-Celil, el-Cemîl,
el-Hayy, el-Kayyûm, el Kadir, el-Kahir, el-Alî, el-Hakîm, el-Karîb, el-Mücîb,
el-Ganî, el-Vahhâb, el-Vedûd, eş-Şekûr, el-Mâcid, el-Vâcid, el-Vali,
er-Râşid, el-Afuvv, el-Ğafûr, el-Halîm, el-Kerim, et-Tevvâb, er-Babb,
el-Mecîd, el-Veliyy, eş-Şehid, el-Mübîn, el-Bürhân, er-Reûf,
er-Rahîm, el-Mübdi', el-Muîd, el-Bâis, el-Vâris, el-Kaviyy, eş-Şedîd,
ed-Dârr, en-Nâfi\ el-Bâkî, el-Vâki, el-Hâfıd, er-Râfi1, el-Kabıd,
el-Bâsit, el-Müizz, el Müzill, el-Muksıt, er-Rezzâk, Zü'1-Kuvve, el-Metin,
el Kaim, ed-Dâim, el-Hâfız, el-Vekil, el-Fâtar, es-Sami', el-Mu'tî,
el-Muhyi, el-Mümît, el-Mâni, el-Câmi\ el-Hâdî, el-Kâfî, el-Ebed, el Âlim,
es-Sâdik, en-Nûr, el-Münir, et-Tâmm, el-Kadim, el-Vitr, el-
Ahed, es-Samed. Öyle Allah ki doğurmadı, doğurulmadı ve
hiçbir kimse O'nun dengi olmadı.
Züheyr demiştir ki: Bana birçok ilim adamları tarafından
ulas-tı&ırra göre Esma i Husnâ'nm evveline şu zikirle
başlanır (yâni önce şu zikir okunur, ondan sonra Esmâ-ı
Husna'nın okunmasına başlanır) :
"La İlahe illallahü vahdehû Iâ şerike lehu. Lehü'I-mülkü ve
lehü'I-hamdu, biyedihi'l-hayru ve hüve alâ külli şey'in kadir. Lâ ilahe
illallah. LehÜ'l-Esmâü'l-Husnâ = Allah'tan başka ilâh yoktur. O, (zât ve
sıfatlarında) tektir, ortağı yoktur. Mülk (hâkimiyet -
saltanat) O'nun-dur, hamd de O'nundur. Hayır ancak O'nun (kudret)
elindedir ve O, her şeye kadirdir. Allah'tan başka İlâh yoktur.
Esmâ-i Husnâ (= En güzel isimler) O'nadır."
BABANIN VE
MAZLUMUN (LEH VE ALEYHTEKİ)DUALARI
3862) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'dtn rivayet edUdiğlje
göre; Resûlullah (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir:
«Üç duâ (çeşiti) kabul olunur, onlar (m kabul olunmasın) da
şüphe yoktur i Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın
çocuğuna duası.»"
3863) "... Ümmü Hakîm bint-i Veddâ el-Huzâiyye (Radtyallâhü ankâ)'~ dan;
Şöyle demiştir:
Ben, Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu
İşittim i
«Babanın duası kabul makamına ulaşır.»"
DUA ETMEKTE
AŞIRI GİTMENİN YASAKLIĞI
3864) "... Ebû Naâme (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre:
Abdullah bin Muğaffel (Radıyallâhü anh), oğlunun t AUahıml
Ben cennete girince senden cennetin sağ tarafından beyaz köşk
isterim, diye duâ ettiğini işitti. Bunun üzerine t
Ey oğulcuğum Allah'tan cennet iste ve cehennem ateşinden O*na
sığın (da asın gitme). Çünkü ben, Resülullah (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) 'den şu buyruğu işittim, dedi ı
«Duada haddi tecâvüz eden bir kavim olacaktır.-"
DUADA ELLERİ
HAVAYA KALDIRMAK
3865) "... Selmân(-i Fârisî) (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine
go* re; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur
«Şüphesiz sizin Rabb'ınız haya eder (yâni dilekte bulunan kuluna
verir), ikramı boldur, kulunun O'na ellerini havaya kaldırıp da
bunlan boş çevirmekten (veya dedi ki) haybete uğratmaktan haya eder
(yâni elleri boş çevirmez).»"
3866) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü ankümâ)'dan rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir:
«Allah'a duâ ettiğin zaman ellerinin içlerini (O'na) açarak, duâ et ve
ellerinin ters yüzünü havaya kaldırarak duâ etme. Sonra duanı
bitirince ellerini yüzüne sür.-"
ADAMIN SABAH VE
AKŞAM OKUYACAĞI DUA
3867) "... Ebû Ayyaş (2) ez-Zurakî (Radtyallâhü anh)ydtn
rivayet edil-diiğne göre; Resûlullah (SallaUahü Aleyhi ve SeUetn)
şöyle buyurdu, demiştir :
«Kim sabahleyin "La ilahe illallahu vahdehû la şerike leh.
Lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdu ve hüve ala külli şeyin Kadir = Allah'tan
(2) Sahabldİr. Adı hususunda İhtilaf vardır.
Hz. Mu&viye iRJi.i'm İnde vefat etmiştir. (Hulasa. 466)
başka ilâh yoktur. O, (zâtında, sıfatlarında ve
fiillerinde) yalnızdır, tekdir, ortağı yoktur. Mülk
(hâkimiyet) O'nundur. hamd O'na mahsustur ve O, herşeye kadirdir."
derse bu (zikir) o kimse için İsmail (Aleyhisselâm)'in evlâdından bir
rakabe (köle veya câriye) yi azad-lamak kadar (sevab) olur. O kimsenin on
hatâsı (küçük günahı) silinir, onun için 10 derece terfi yapılır
(yâni cennetteki makamı 10 derece yükseltilir.) ve o gün akşama kadar
o kimse şeytândan korunmuş olur. Akşamleyin de bu zikri okuyunca
ertesi günün sabahına kadar anılan şeylerin mislini
kazanır.»
Râvi demiştir ki t Sonra bir adam Resûlullah (SallaUahü Aleyhi ve Sellem)
'i rüyasında görüp t Yâ Resûlallah! Ebû Ayyaş senden şöyle
şöyle bir hadîs rivayet eder (buna ne buyurursun), demiş. Bunun
üzerine Resûl-i Ekrem de ı Ebû Ayyaş doğru söyledi
buyurmuştur."
3868) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyh} ve Sellem) söyle buyurdu,
demiştir:
«Sabaha ulaştığınız zaman: "Allahümme bike
asbahnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemûtu = Allahımız, biz
ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile sabaha ulaştık. Ve ancak
senin (himayen veya nimetlerin) ile (dünkü) akşama ulaştık (veya
bugün akşama ulaşabiliriz). Ancak senin (iznin) ile yaşarız
ve senin (iznin) ile ölürüz.", deyiniz. Akşama
ulaştığınız zaman da: "Allahümme bike emseynâ ve
bike asbahnâ ve bike nahyâ ve bike nemûtu ve ileyke*l~ masîr =
Allahımız! Biz ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile akşama
ulaştık ve ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile sabaha
ulaştık (veya yarınki sabaha ulaşabiliriz). Ancak senin
(iznin) ile yaşarız ve ancak senin (iznin) ile ölürüz. Dönüş
ancak sanadır, deyiniz.»"
3869) "... Osman bin Affân (Radtyallâhü anA)'den rivayet edildiğine
göre kendisi Resûlullah (SaUallahü Aleyhi ve Sellemyden :
«Her günün sabahında ve her gelenin akşamında
"Bismillahi'l-lezi lâ yedurru maasmihi şey1 ün fi'I-Ardı ve lâ
fi's-Semâi ve huve's-Seimu'1-Alîm = (Eziyyet edici her şeyden)
Allah'ın ismiyle (korunurum) . Öyle Allah ki, O'nun İsmiyle beraber
(olununca) ne yerde bulunan ne de gökte (n inecek) olan hiçbir şey zarar
veremez. (Her şeyi) işiticl O'dur, bilici O'dur." zikrini üç
defa söyleyip de kendisine herhangi bir şey zarar veren hiç bir (mü'min)
kul yoktur, buyruğu isitmisti
Râvi demiştir ki: (Bu hadisi Osman (Radıyallâhü anh) 'den rivayet
eden) Ebân'ın vücûdunun bir tarafı felç olmuştu (Ondan bu hadîsi
rivayet eden) adam da bir ara ona bakıp durdu. Bunun üzerine Ebân, adama
•. Bana ne bakıp duruyorsun? Bilmiş ol ki bu hadîs, sana rivayet
ettiğim gibidir. Lâkin Allah'ın benim hakkımdaki takdirini
uygulaması için felç hastalığına
yakalandığım gün, ben bu hadisteki zikri (unutup)
söylememiş oldum, dedi."
3870) "... Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve Sellemyin hizmetçisi Ebû Sel-lâm
(Radtyallâhü anh)'âtn rivayet edildiğine göre; Peygamber (SaUallahü Aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Akşama ulaştığı zaman ve sabaha
ulaştığı zaman "Raditu bili ah ı Habben ve
bi'1-İslâmi dînen ve bi Muhammed'in nebîyyen = Ben Rabb olarak
Allah'ı seçtim, dîn olarak İslâmiyet'i seçtim ve peygamber olarak
Muhammed (SaUallahü Aleyhi ve Sellem)'i seçtim" diyen hiçbir müslüman veya
insan ya da kul yoktur ki, kıyamet günü o kimseyi razı (ve memnun)
etmek Allah üzerinde bir hak olmasın (yâni Allah ona bol mükâfat vererek
razı etmeye söz vermiştir).»"
3871) "... Ibn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'dan;
Şöyle demiştir
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) akşama
ulaştığı zaman ve sabaha ulaştığı zaman
şu duaları (okumayı) bırakmaz idi:
«AUahım! Ben senden dünyada ve âhirette afıv (günahları silmeyi)
ve afiyet (hastalık, belâlar vesâir hoşlanılmayan şeylerden
selâmet) dilerim. A İlahı m! Ben senden dinim, dünyam, aile ferdlerim
ve malım (hakkın) da afiv ve afiyet dilerim. Allahım!
Ayıplarımı ört, beni korkulacak şeylerden emin kıl ve
beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek
belâlardan) koru. Altımdan muâhaza edilmemden sana
sığınırım.»
Râvi Vekî demiştir ki (alttan muahaza) ile) yere batmayı
kasde-der."
Büreyde demiştir ki: Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu:
«Kim bu duayı gününde ve gecesinde okuyup da sonra o gün veya o gece
ölürse inşâallah Teâlâ o kimse cennete girer.»"
KİŞİNİN
YATAĞINA GİRECEĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ
3873) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâkü anh)'den rivayet edildiğine göre;
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ederdi:
«Ey göklerin ve yerin Rabbı, her şeyin Rabbı, taneyi ve hurma
çekirdeğini yarıp filizlendiren, Tevrat, İncîl ve Kur'ân-ı
Azîm'i indiren Allah. Ben Hükümranlığın altında bulunan
yerde yürüyen bütün canlıların şerrinden sana
sığınırım. Evvel (yâni varlığının
başlangıcı olmayan ezelî varlık) sensin, senden önce olan
hiç bir şey yoktur. Âhir (yâni varlığının sonu olmayan
ebedî varlık) da sensin, senden sonra da hiç bir şey yoktur. Zahir
(yâni varlığı delillerle apaçık olan) sensin,
varlığı seninkinden daha aşikar hiç bir şey yoktur.
Bâtın (yâni mâhiyeti insana meçhul olup zâtı gizli olan) da sensin,
sen (nin mâ-
niyetin) den daha gizli hiçbir şey yoktur. Borcumu sen Öde (yâni beni
borçlu bırakma) ve beni fakirlikten (yâni başkasına muhtaç
olmaktan veya ihtirastan) kurtarıp (gönülce) zenginleştir.»"
3874) "... Ebû Hüreyre (Radtyaüâhü anAJ'den rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Sizden birisi yatağında yatmak istediği zaman izanımı
(yâni belden aşağı giysinin) iç kenarını
çıkarıp onunla yatağını silksin. Çünkü yatacak adam
kendisinden sonra (dünden beri) neyin onun yerine yatağına
girdiğini bilemez. (Yatağını iyice temizledikten) sonra
sağ tarafı üstünde yatsın. Sonra şöyle duâ etsin: Ey
Rabbım! Senin (ismin) ile (veya senden yardım dileyerek) yan
tarafımı yere koydum. Senin (ismin) ile (veya senden yardım
dileyerek) de kaldırırım. (Ey Rabbım!) Eğer ruhumu
alırsan ona rahmet eyle (yâni günahımı bağışla).
Eğer hayatta bırakacaksan nefsimi, sâlih (itaatkâr)
kullarını muhafaza ettiğin himaye muvaffakiyetle muhafaza eyle.»"
3875) "... Âişe (Radtyallâhü anhâydan rivayet
edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yatağına
yattığı zaman ellerine üfler, muavvizeteyn (yâni Kul eûzu bi
Rabbi'I-Felâk ve Kul eûzu bi Rabbi'n-Nâsi) sûrelerini okur t* ellerini vücûduna
sürerdi.**
3876) "... El-Berâ bin Âzib (Radtyallâhü ankyden rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) bir adama:
«Yatağında yerleştiğin veya yatağına
vardığın zaman: "Allahumme eslemtu vechî ileyke ve elce'tu
zahrî ileyke ve fev-vadtu emri ileyke rağbeten ve rehbeten ileyke. Lâ
melcee ve la men-cee minke illâ ileyke. Âmentu bi kitabike'1-lezî enzelte ve
Nebiyyike'l-lezi erselte = Allahım! Ben sentin rızan) ı
dileyerek ve sen (in azabın) dan korkarak kendimi sana teslim ettim,
sırtımı sana dayadım ve (tüm) işimi sana
bıraktım. Sentin tazîbirüden ancak sana (yâni rahmetine) iltica
edilir, sığınılır, başka kurtuluş yolu
yoktur. İndirdiğin Kitâb'a ve gönderdiğin peygamber'e imân
ettim." de. (Sen böyle söyledikten) sonra eğer o gece ölürsrn
fıtrat (yâni İslâm dini) Üzerine ölürsün. Şayet sabaha
ulaşırsan çok hayır kazanmış olarak sabaha
ulaşmış olursun,» buyurdu."
3877) "... Abdullah (bin Mes'ûd) (Radtyallâhü flnAJ'den
rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yatağına girdiği zaman
elini (yâni sağ elini sağ) yanağının altına
kordu. Sonra:
«Allahumme Kini azâbeke yevme teb'asû (ev tecmau) ibâdeke = Allahım!
Kullarını dirilteceğin (veya toplayacağın) gün beni
azabından koru» duasını okurdu/*
KÎŞÎNÎN GECELEYİN
UYANDIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ
3878) "... Ubâde bin es-Sâmit (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
«Kim geceleyin uykudan uyanır (veya bir taraftan diğer tarafa dönerek
uyanır) da uyandığı zaman: "La ilahe ili âli ahu
vahdehû la şerike leh. Lehü'l-Mülkü ve lehü'l hamdu ve huve ala külli
şey'in kadir. Sübhânallahi ve'1-hamdu lillâhi ve la ilahe illallahu
vallahu ek-ber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi'l Aliyyi'1-Azîm =
Allah'tan başka ilâh yoktur, O (zâtında, sıfatlarında ve
fiillerinde) yalnızdır, tekdir, ortağı yoktur. Mülk
(hâkimiyet) O'nundur, hamd O'nundur ve O, her şeye kadirdir. Ben
Allah'ın her türlü noksanlıklardan ve eksikliklerden pâk ve nezîh
olduğuna inanırım, hamd Allah'adır, Allah'tan başka
ilâh yoktur, Allah her şeyden büyüktür. Günahlardan dönüş ve kulluk
görevinin İfasına güç ancak yüksek ve azametli Allah (in
yardımı) iledir." deyip sonra "Rabbiğfir lî = Ey
Rabbim, beni bağışla" diye duâ ederse günahları
bağışlanır.» Râvi el-Velîd: Veya O, (bu son cümle yerine) :
«Sonra duâ ederse onun duası (muhakkak) kabul olunur» buyurdu,
demiştir. (Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) daha sonra şöyle
buyurdu: Eğer adam (yukardaki duaları okuduktan) sonra kalkıp
abdest alır, sonra namaz kılarsa namazı (muhakkak) kabul
olunur.*1
3879) "... Rebîa bin Mâlik (bin Kal)) el-Eslemî (Radtyaüâhü anhydtn
rivayet edildiğine göre:
Kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in kapısı
yanında gecelerdi ve Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in
geceleyin uzun süre «Sübhânallahi Rabbilâlemîn = Âlemlerin Rabbı olan
Allah'ı teşbih ederim (her türlü noksanlıklardan ve
eksikliklerden pâk olduğuna inanırım)» zikrini, daha sonra da (uzun
süre) «Sübhânallahi ve bi hamdihi = Allah'a hamdederek O'nu teşbih ederim»
zikrini işitildi."
:~
3880) "... Huzeyfe (bin el-Yemân)
(Radtyallâhü anhümâyden rivayet edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) geceleyin uyandığı
zaman t "El-hamdu lillahi'1-Iezi ahyana ba'de mâ ematenâ ve
İleyhi'nnüşür = Bizi öldürdükten (yâni uyku ile hareketsiz, kuvvetsiz
bıraktıktan) sonra dirilten (yâni uykudan uyandırmakla hareket
ve kuvvetimizi geri veren) Allah'a hamd olsun, öldükten sonra dirilmek de (böylece)
O'na (âid)dir.» buyururdu."
3881) "... Muâz bin Cebel (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) §öyle buyurdu,
demiştir :
-Abdestli olarak geceleyin yatan, sonra'geceleyin uykudan uyanan (veya uykuda
iken bir taraftan diğer tarafa dönerek uyanan) ve
uyandığında dünya işlerinden veya âhiret işlerinden
(hayırlı) bir şeyi Allah'tan İsteyen hiçbir (m üs 1 uman)
kul yoktur ki Allah onun istediğini vermesin.» (Yâni mutlaka verir)."
KERB
(ÜZÜNTÜ) ZAMANINDA OKUNACAK DUÂ
3882) "... Esma bint-i Umeys (Radtyallâhü anhây'dan;
Şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana üzüntü
zamanında söyleyeceğim kelimeleri öğretti t «Allahu, Allahu
Rabbi La üsriku bihi aheda = Allah, Allah Rabbımdır Ona hiçbir
şeyi ortak kos-
3883) "... îbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâydan rivayet
edildiğine göre:
Peygabmer (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), sıkıntı, meşakkat
ol-duğunda şu zikri yapardı t
"Lâ Uâhe illallahül-Halimü'l-Kerim. SübhanaUahi Rabbil-Arşil-Azim.
Sübhanallahi Rabbi's-semâvâti's-seb'i ye Rabbil-Arşil-kerîm = Halim, Kerim
olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Ben azametli Arş'ın Rabbı
olan Allah'ı teşbih (noksanlıklardan tenzih) ederim. Ben yedi
göğün Rabbı ve güzel Arş'ın Rabbı olan Allah'ı
teşbih ederim.
Ravi Veki, bu zikrin hepsinde "La ilahe illallah" kelimesini bir defa
söylemiştir."
ADAMIN
EVİNDEN ÇIKTIĞI ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ
3884) "... Ümmü Seleme (Radtyallâkü a»fâj'dan rivayet edildiğine
göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) evinden
çıktığı zaman:
•Allâhümme tnnî eûzu bike en adille ev ezille ev azlime ev uzlame ev echile ev
yüchele aleyye — Allahım! Ben dalâlete düşmekten, ayak kaymasın
(a benzeyen kasıdsız günah işlemek) den, (kimseye) zulüm
etmekten* (kimse tarafından) bana zulüm edilmekten, câhilce davranmaktan
ve (başkası tarafından) aleyhimde câhilce davranılmak-tan
şüphesiz sana sığınırım», diyerek duâ
ederdi."
3885) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü ü«A)'den rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) evinden çıktığı
zaman «Bismillahi», lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah. Et-Tüklânu alallah =
Allah'ın isminden yardım dilerim. Günahlardan dönüş ve kulluk
görevine takat ancak Allah'ın yardımıyladır. Dayanmak
Allah'adır.» duasını okurdu."
3886) "... Ebû Hüreyre (Radtyaüâkü anAJ'den rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur :
■Adam evinin
kapısından (veya binasının kapısından)
çıktığı zaman görevlendirilmiş iki melek onunla
beraber olurlar. Bu itibarla adam "Bismillah = Allah'ın ismiyle"
dediği zaman o iki melek kendisine t Hidâyete, doğru yola erd iri
İdin, derler. Sonra adam "La havle ve lâ kuvvete illâ billâh =
Günahlardan dönüş ve kulluk görevine kuvvet ancak Allah'ın
yardımıyladır" deyince melekler ona: Korundun, derler.
Adam: "Tevekkeltu alallah = Allah'a dayandım" deyince de
melekler ona: İşin görüldü, derler. (Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) buyruğuna devamla şöyle der) Sonra iki karini (yâni onu
günaha sürüklemek isteyen insi ve cinni iki şeytanı) ona rastlarlar.
Melekler (o şeytanlara) : Hidâyete erdirilen, işi (Allah
tarafından) görülen ve muhafaza edilen bir adamdan ne istersiniz? derler,
(yâni onu sapıtamazsınız).»"
ADAMIN EVİNE
GİRDİĞİ ZAMAN EDECEĞİ DUÂ
3887) "... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü ankümâ)'dan rivayet
edildiğine göre kendisi Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeUem)'den şu
buyruğu işit-miştir:
Adam kendi evine girip de girdiği zaman ve (akşam) yemeğini
yediği zaman Allah'ı anınca şeytân,
(yardımcılarına) : (Bu evde) sizin için ne gecelenecek yer ne de
akşam yemeği var, der. Adam (evine) girip de girdiği zaman
Allah'ı anmayınca, şeytan (yardımcılarına) :
Geceyi geçireceğiniz yere kavuştunuz, der. Sonra adam (akşam)
yemeğini yiyeceği zaman Allah'ı anmayınca şeytan
(yardımcılarına) : Geceleyeceğiniz yere ve akşam
yemeğine ulaştınız, der."
3888) "... Abdullah bin Sercis (Radtyallâhü onhyden rivayet
edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yolculuğa
çıktığı zaman : «Allahumme innî eûzu bike min
va'sâi's-seferi ve keâbeti'l-münkalebi ve'1-havri ba'de'l-kevri ve
da*veti'l-mazlûmi ve sûi*l-man-zari fil ehli ve'1-mali = AUahım! Ben,
yolculuğun meşakkat ve sıkıntısından, üzüntülü
dönüşten, düzenli işlerin bundan sonra bozulmasından, mazlumun
bedduasından ve ev halkı ile mal (fena maksadh kişiler
tarafından olan) kötü bakıştan sana
sığınırım» derdi (râvi Ab-durrahim kendi rivayetinde,
"Derdi" cümlesi yerine, "taavvuz ederdi, yâni Allah'a
sığınırdı" demiştir).
Râvi Ebû Muâviye şunu ilâve etmiştir: "Peygamber yolculuktan
döndüğü zaman da bu duayı okurdu."
ADAMIN BULUT VEYA YAĞMUR ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ
3889) "... Aişe (Radtyattâhü ankâ)'dan rivayet
edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ufuklardan herhangi birisinden gelen
bir bulutu gördüğü zaman onu karşılamak ve şu duayı
okumak üzere namazında bile olsaydı içinde bulunduğu işi
bırakırdı. Sonra:
•Allahumme înnâ naûzu bike min şerri mâ ürsile bihi =
Allahı-mız! Şu bulut ile gönderilen (yağmur, dolu ve
benzerin) in şerrinden şüphesiz sana sığınınz»
derdi. Sonra yağmur yağsaydı iki veya üç kere: AUahım! Bu
yağmuru yer yüzünde akan, yararlı bir yağmur eyle, derdi.
Şayet Allah (Azze ve Celle) havayı açıp yağmur
yağdır-masaydı bunun için Allah'a hamdederdi."
3890) "... Âişe (Radtyallâkü aw/tû,)'dan rivayet
edildiğine göre : Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yağmur
gördüğü zaman:
«AUahım; bu yağmuru, yer yüzünde akıcı, faydalı amaca
uygun ve zararsız bir yağmur eyle» derdi.
3891) "... Aîşe (Radtyallâhü anhâ)'âan rivayet
edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yağışh sanılan bir
bulut görünce (ümmetine bir âfetin gelmesinden endişelenerek) çehresi
renkten renge girip değişir* (eve) girip çıkar ve buluta
karşı durup geri dönerdi. Buluttan yağmur yağınca
üzüntüsü giderilirdi. Râ-vi demiştir ki: Sonra Âişe (Radıyallâhü
anhâ), O'ndan gördüğü (bu hal ve endişesi) nin
bâzısını O'na anlatmış. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem
(Âişe'ye) şöyle buyurdu:
«Ne bilirsin? Belki o, (şu âyette azab olduğu bildirilen, fakat) Hûd
kavminin (onu bir bulut parçası sanarak) dediği gibi bir şeydir
Onlar o azabı (içinde bulundukları) vadilerine doğru gelen,
yaygın bir bulut olarak görünce: "Bu, bize yağmur getiren bir
yaygın buluttur, dediler. (Hûd dedi ki:) Bilakis bu, acele
istediğiniz azab-tır.»" (4)
ADAMIN BAŞINA
BELÂ GELENLERİ EDECEĞİ DUÂ
3892) "... İbn-i Ömer (Radıyaüâhü ankümâ)'dan rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
«Kim, başına bir belâ gelen bir kimseye aniden rastlar da:
"El-hamdu lillahillezi âfâni mimmebtelâke bihi ve faddalani ala kesîrin
mimmen halaka tefdiylen = Senin başına getirdiği belâdan beni
selâmette kılan ve beni yaratıklarının bir çoğundan gerçekten
üstün tutan Allah'a hamd olsun" derse o belâ ne olursa olsun o kimse ondan
(ömür boyu) selâmette kılınır.*"