AV VEYA ZİRÂAT KÖPEĞİ DIŞINDA KALAN KÖPEKLERİ ÖLDÜRMEK   1

AV KÖPEĞİ, ZİRÂAT KÖPEĞİ VE DAVAR KÖPEĞİ DIŞINDA KÖPEK EDİNMENİN YASAKLIĞI  2

KÖPEĞİN AVLADIĞI AV HAYVANI. 3

MECÛSİNİN KÖPEĞİ VE TAMAMEN SİYAH KÖPEĞİN AVLADIĞI AV.. 3

OK İLE AVLANAN AV (İN HÜKMÜNÜN BEYÂNI) 4

AV (VURULUP DA) BİR GECE BULUNAMAZ. 4

Mİ'RÂZ (UCU SİVRİ DEÛNEK VEYA BİR NEVÎ OK) İLE AVLANAN AV.. 4

ETÎ YENEN HAYVAN HAYATTA OLDUĞU HALDE VÜCÛDUNDAN KESİLEN PARÇA (NIN MURDAR OLDUĞUNU BEYÂN EDEN HADİSLER) 5

BALIKLARI VE ÇEKİRGELERİ AVLAMAK.. 5

ÖLDÜRÜLMESİ YASAK KILINAN HAYVANLAR.. 7

VEZAĞ  (YÂNİ ALACA KELERLERİ) 8

KURT VE TİLKİ. 9

SIRTLAN.. 9

TAVŞAN.. 11

KEDİ. 13

 

 

 

AV VEYA ZİRÂAT KÖPEĞİ DIŞINDA KALAN KÖPEKLERİ ÖLDÜRMEK

3200)    "... Abdullah bin  Muğaffel   (Radtyallâhü onAj'den rivayet edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) köpekleri öldürmeyi emretmiş. Sonraı
İnsanların köpeklerle ne işleri var?
buyurmuş. Daha sonra insanlara av köpeğini edinmeleri için ruhsat (yâni izin) vermiştir."

3201)    "... Abdullah bin Muğaffel (Radtyalâhü ağA)'den rivayet edildiğine göre :
Resûlullah   (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), köpekleri öldürmeyi emretmiş. Sonra:
İnsanların köpeklerle ne işleri var? buyurmuş. Daha sonra insanlara zirâat köpeği ye el-îyn köpeği edinmeleri için ruhsat vermiştir.
Bindâr  (Yâni müellifin şeyhi Muhammed bin Beşşâr)  dedi ki: El-îyn Medîne-i Münevvere'nin bahçeleridir."

 

3202)    "... İbn-i Ömer (Radtyalâhü anhümâ)'dan;  Şöyle demiştir:
Resûlullah    (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)    köpekleri öldürmeyi etti"
emretti."

3203)    "... Sâlim'in babası (Abdullah bin Ömer)  (Radtyallâhü anhüm)'.
den; Şöyle demiştir :
Ben ResüluHah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den sesini yüksel-te rek köpekleri öldürmeyi emrettiğini işittim ve av köpeği ile davar kö-pegı dışında kalan köpekler öldürülüyordu."

 


AV KÖPEĞİ, ZİRÂAT KÖPEĞİ VE DAVAR KÖPEĞİ DIŞINDA KÖPEK EDİNMENİN YASAKLIĞI

3204) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâkü ankyden. rivayet edildiğine göre; Resûllulah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Kim bir köpek edinirse, her gün o kimsenin İyi ameli (nin sevabı) ndan bir kırat eksilir. Meğer ki o köpek ziraat köpeği veya davar köpeği ola.*'

3205)   "... Abdullah bin Muğaffel (Radıyallâkü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Resûllulah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:


3206) "... Süfyân bin Ebî Züheyr (Radıyallâkü ankyden; Şöyle demiştir :
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken işittim:
Kim ne ekinine ne de davarına yararı olamayan bir köpek edinirse o kimsenin amelin (in ecrin) den her gün bir kırat eksilir.
Süfyân bin Ebî Züheyr'e: (Bunu) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den sen işittin (mi)? denildi. Süfyân:
Şu Mescİd'in Rabb'ına yemin ederim ki, evet (ben O'ndan işittim) diye cevab verdi."


 

KÖPEĞİN AVLADIĞI AV HAYVANI

3207)    "... Ebû Salebe el-Huşenî (Radıyallâhü ank)'den; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanına vararak: Biz Ehl-i Kitâb bir kavmin memleketinde (Şam'da) bulunuyoruz. Onların k abların d a yemek yiyiyoruz. Ve biz av diyaıındayız, ben okumla av avlıyorum, eğitilmiş köpeğimle av avlıyorum ve eğitilmemiş köpeğimle de av avlıyorum, (Ne buyuruyorsunuz?) dedim. Ebû Sa'lebe demiştir ki: Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (bana) şöyle buyurdu t
Ehl-i Kitâb bir kavmin memleketinde bulunduğunuza dâir anlattığın hususa karşı hüküm şudur: Ehli Kitab'm kablanndan başka kablan bulabildiğiniz sürece onların kablannda yemek yemeyiniz.

3208)    "... Adî bin  Hatim (Radtyaüâhü anâj'den;   Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e: Biz köpeklerle av avlayan bir topluluğuz, diyerek bunun hükmünü sordum. Buyurdular ki:
Sen eğitilmiş köpeklerini av peşine Allah adını anarak salıverdiğin zaman (avı) öldürürlerse, senin için tuttuklarını ye. Meğer ki köpek (o avdan bir şey) yiye. Eğer köpek (ondan bir şey) yiyerse, artık sen yeme. Çünkü ben köpeğin avı kendi nefsi için yakaladığından korkarım. Şayet başka köpekler senin ava saldığın köpeklere karışırsa öldürdükleri avı yeme.


 

MECÛSİNİN KÖPEĞİ VE TAMAMEN SİYAH KÖPEĞİN AVLADIĞI AV

3209)    "... Câbir bin Abdillah     (Radtyallâhü anhümâydan;    Şöyle demiştir :
Biz, onların, yâni mecûsîlerin köpeğinin ve kuşunun avından men edildik."

3210)    "... Ebû Zer(r-ı Gıfârî)   (Radtyallâhü anhyden: Şöyle demiştir:
Ben tamamen siyah olan köpeği (n durumunu) Resûlullah (Sal-lallahü Aleyhi ve Sellem) 'e sordum. Buyurdu ki: Bir şeytandır."


 

OK İLE AVLANAN AV (İN HÜKMÜNÜN BEYÂNI)


3211)    "... Ebû Salebe el-Huşenî (Radtyallâhü anhyâen rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (kendisine) :
Okunla avladığın avı ye, buyurmuştur."
3212)    "... Adî bin Hatim (RadtyaUâkü öĞA>'den; Şöyle demiştir: Ben bir kere:
Yâ Resûlallah! Biz şüphesiz ok atıcı (yâni okla avcılık eden) bir kavimiz, dedim. O buyurdu ki:
(Ava) ok atıp (onu) deldîğin zaman deldiğin (av)ı ye."


 

AV (VURULUP DA) BİR GECE BULUNAMAZ


3213)    "... Adî bin Hatim (Radtyallâhü anAJ'den; Şöyle demiştir:
Ben bir kere:
Yâ Resûlallah! Ben ava  (ok)  atarım da avı bir gece bulamam
(yâni bir-iki gün sonra bulurum. Ne buyurulur)? dedim.    Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki t
Sen avda kendi okunu bulduğun ve onun vücûdunda (ölümüne sebeb olabilecek) başka bir şey (in izini) bulamazsan onu ye, buyurdu."


 

Mİ'RÂZ (UCU SİVRİ DEÛNEK VEYA BİR NEVÎ OK) İLE AVLANAN AV

3214)    "... Adî bin Hatim (Radtyollâkü anhyden; Şöyle demiştir:
Ben mi'râz ile avlama hükmünü Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e sordum. O buyurdu ki t
Mi'râz'ın keskin tarafıyla vurduğun avı ye ve enli tarafıyla vurduğun av, mevkûz (yâni taş ve* sopa gibi bir cisimle öldürülmüş hayvan hükmünde) dır."

3215)    "... Adî bin Hatim (Radtyaltâhü anA/den; Şöyle demiştir:
Ben mi'râz (ile av vurma meselesin) i Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e sordum. O buyurdu ki:
(Mi'raz ile vurduğun avı) yeme. Meğer ki mi'râz (avı) yaralayıp vücûdunu dele. (Yâni o takdirde ye.)"

 


ETÎ YENEN HAYVAN HAYATTA OLDUĞU HALDE
VÜCÛDUNDAN KESİLEN PARÇA (NIN MURDAR
OLDUĞUNU BEYÂN
EDEN HADİSLER)

3216)    "... İbn-i Ömer (Radtyalâhü anhümâ)'âa.n rivayet edildiğine göre; Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
(Eti yenen) hayvan hayatta iken vücûdundan bir parça kesilirse, kesilen kısım murdardır.1'

3217) '•... Temîm-i Dârî (Radtyatlâkü anh)'6en rivayet edildiğine göre: Kesûlullah (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Zamanın sonunda develerin hörgüderini ve koyunların kuyruklarını (diri iken) kesen bir topluluk olacaktır. Bilmiş olun ki bir diriden ne kesilirse, kesilen kısım murdardır."


 

BALIKLARI VE ÇEKİRGELERİ AVLAMAK

3218)    "... Abdullah bin Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'âan  rivayet edildiğine göre;  Resûlullah (Sallatlakü Aleyhi ve Sellem)  şöyle buyurmuştur:
Biz (mü'minler) e iki ölü hayvanın yenilmesi helâl kılındı: Balık ve çekirge."
Not:   Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedinde Abdurrahmân bin Zeyd bin Eşlem bulunur. Bu, zayii bir râvidir.

3219) "... Selmân (RadıyaHâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Re-sûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)7e çekirge (yi yemenin hükmü) soruldu ve O. şöyle buyurdu :
(Çekirge) Allah'ın (kuşlardan olan) askerlerinin çoğudur. Ben çekirgeyi yemem ve yenilmesini haram kılmam."

3220)     "... Enes bin Mâlik (Radtyattâhü aĞ/t>'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in zevceleri çekirgeleri tabaklar üstünde birbirlerine hediye ederlerdi."

3221) "... Câbir ve Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anhümâ )'âa.n rivayet edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) çekirge aleyhinde beddua ettiği zaman:
A11 ah im! Çekirgenin büyüklerini helak et, küçüklerini öldür, yumurtalarını boz, sonunu kes (yâni hepsini yok et) ve ağızlarım maişetlerimizden ve rızıklarımızdan tutup bağla. Şüphesiz sen duayı işi-ticisin, buyururdu. Bir adam i
Yâ Resûlallah! Allah'ın askerlerinden biri (olan çekirge) aleyhinde sonunun kesilmesi (yâni türünün yok edilmesi) için nasıl duâ edersin? diye (bunun hikmetini) sordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Çekirge, balığın denizde saçtığı bir yaratıktır, buyurdu. (Râvî)  Hâşim demiş ki:   (Râvî)  Ziyâd dedi ki: Balığın çekirgeyi saçtığım gören bir adam bana durumu anlattı."

3222)    "... Ebû Hüreyre  (Radıyaltâkii anhyden;  Şöyle demiştir:
Biz, Peygamber (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem) in beraberinde bir hac veya bir um re'ye çıktık. Sonra yolda bir çekirge topluluğu karşımıza çıktı. Biz de kamçılarımızla ve ayakkabılarımızla onlara vurmaya başladık. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Çekirgeyi (ihramda olduğunuz halde) yeyiniz. Çünkü çekirge deniz avındandır, (Yâni ihrâmlı kimseye yasak değildir), buyurdu."


 

ÖLDÜRÜLMESİ YASAK KILINAN HAYVANLAR

3223)    "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü aĞA/'den; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), göçegen kuşu, kurbağa, karınca ve çavuş kuşu öldürmeyi yasakladı."

3224)    "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü ankümâ)'dan;  Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (şu) dört hayvanı öldürmeyi yasakladı: Karınca, bal ansı, çavuş kuşu ve göçegen kuşu."

3225)    "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü üğA>'den rivayet edildiğine göre:
Allah'ın Peygamberi (Hz. Muhammed) (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Peygamberlerden birini bir karınca ısırmış. Bunun üzerine o peygamber karıncaların köyü (yâni yuvalarının yakılmasını emretmiş de yakılmış. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) o Peygamber'e s
Bir karıncanın seni ısırması nedeniyle sen (Allah'ı) teşbih eden ümmetlerden bir ümmeti (yâni karınca topluluğunu) helak ettin? diye (ayıplayıcı) vahiy indirdi."

3226) "... Saîd bin Cübeyr (Radtyallâhü anhümâydan rivayet edildiğine göre:
Abdullah bin Muğaffel (Radıyallâhü anh)'ın bir akrabası bir kere sapanla fiske taşı attı (veya fiske taşı parmakları arasında tutup attı). Abdullah bin Muğaffel de adamı (bu işten) menetti ve dedi ki:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sapanla taş atmayı (veya fiske taşı parmaklan arasında tutup fırlatmayı) yasakladı ve s Şüphesiz bu fiske taşı ne bir av avlar ne de düşmanı yaralayıp öldürür ve lâkin bu taş diş kırar, göz çıkarır, buyurdu.
Abdullah bin Muğaffel'in akrabası bir süre sonra taş atma işini tekrar yapınca  (gören)  Abdullah bin Muğaffel  (ona) :
Be adam, ben sana Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in bunu yasakladığını anlattım. Sen bu işi yine yaptın? Artık bundan sonra seninle hiç konuşmayacağım, dedi."

3227)    "... Abdullah bin Mugaffel (Radıyallâhii ank)Jden; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sapanla (veya iki şe-hâdet parmağıyla, ya da şehâdet parmağı ve büyük parmakla) fiske taşı atmayı yasakladı ve şöyle buyurdu •.
Şüphesiz bu taş avı öldürmez ve düşmanı paralayıp öldürmez ve lâkin gözü yarıp giderir ve dişi kırar."


 

VEZAĞ  (YÂNİ ALACA KELERLERİ)

3228)    "... Ümmü Şerîk (Radıyallâhü anhâ)'düTi rivayet edildiğine göre: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  alaca kelerleri öldürmeyi kendisine emretmiştir."

3229) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlîulah (Sallallahü A leyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Kim bir alaca keleri ilk darbede (vuruşta) öldürürse o kimse için şu kadar sevab vardır. Kim bir alaca keleri ikinci darbede öldürürse
1-7-   16. babın girişine bakılsın.
o kimse için (birincisinden az) şu kadar cevab vardır. Ve kim bir alaca keleri üçüncü darbede öldürürse o kimse için (ikinci defada-kinde anlattığı sevabtan az) şu kadar sevab vardır."

3230)    "... Âişe (Radıyallâhü anhâ)'dan rivayet edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  alaca kelere fâsıkcık buyurdu."

3231)    "... Fâkih bin el-Müğîre'nin âzadh  cariyesi  Sâİbe  (Radıyallâhü ankâ) 'dan rivayet edildiğine göre :
Kendisi bir kere Âişe (Radıyallâhü anhâ)'mn yanına girmiş ve odasında bir tarafa konulmuş bir mizrâk görmüş. Bunun üzerine (Hz. Âişe'ye) :
Ey mü'minlerin anası! Sen bu mizrakla ne yapıyorsun? diye sormuş. Âişe (Radıyallâhü anhâ) da t
Biz bununla şu alaca kelerleri öldürüyoruz. Çünkü İbrahim (Peygamber) ateşe atıldığı zaman alaca kelerler hâriç, yer yüzünde olan bütün hayvanların o ateşi söndürdüklerini, fakat alaca kelerlerin İbrahim aleyhine (ateşe) üfürdüğünü Allah'ın Peygamberi (Hz. Mu-hammed) (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bize haber verdi. Sonra Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) alaca keleri öldürmeyi emretti."

3232) "... Ebû Salebe el-Huşenî (RadtyaUâhü anlı)'âen rivayet edildiğine güre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) azı dişi olan yırtıcı hayvanları yemeyi yasaklamıştır.
(Râvi) Zühri: Ben Şam'a girinceye kadar bu hadîsi (Hicaz âlimlerinden) işitmemiştim, demiştir."

3233) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)y(\en rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Azı dişi olan yırtıcı hayvanların hepsinin etini yemek haramdır, buyurmuştur."

3234)    "... İbn-İ Abbâs (Radtyallâhü anhüntâ)'dan;  Şöyle demiştir:
Resuluilah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yırtıcı hayvanlardan azı dişi olanların hepsini yemeyi ve kuşlardan tırnaklan, pençeleri olanların hepsini (yemeyi) Haybertin fethi) günü yasak kıldı."

 

KURT VE TİLKİ

3235)    "... Huzeyme bin Cez' (Radtyallâhü ank)'âen; Şöyle demiştir: Ben (bir kere) :
Yâ Resûlallah! Ben kara hayvanların hükmünü sormak üzere huzura geldim. Tilki hakkında ne buyurursunuz? dedim. Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Tilkiyi kim yiyer? buyurdu. Ben t
Yâ Resûlallah! Kurt hakkında ne buyurursunuz? dedim. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Kendisinde hayır (takva) bulunan bir kimse kurt yiyer (mi)? buyurdu."


 

SIRTLAN

3236)    "... Abdurrahman bin Ebî Ammâr (Radtyallâhü anhyden; Şöyle demiştir:
Ben, Câbir bin Abdillah (Radıyallâhü anhümâ) 'ya sırtlanın hükmünü sorarak: Sırtlan bir av mıdır? dedim. Câbir; evet, dedi. Ben: Onu yiyebilir miyim? dedim. Câbir; evet, diye cevab verdi. Ben: Bu, Re-sûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ'den işittiğin bir şey mi? diye sordum. Câbir; evet, dedi."

3237)    Huzeyme bin Cez' (Radtyallâhü anhyûçn; Şöyle demiştir: Ben (bir kere) :
Yâ Resülallah! Sırtlan hakkında ne buyurursunuz? dedim. Re-sûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : Sırtlanı kim yiyer? buyurdu."

3238) "... Sabit bin Yezîd el-Ensârî (Radıyallâhü anh)'6en; Şöyle demiştir :
Biz (bir askerî birlik içinde) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde (bir yolculukta) bulunuyorduk. (Yolculuk esnasında) halk Dıbâb (kelerler) i yakaladılar ve kebab edip yediler. Ben de bir Dabb (keler) yakaladım ve kebab ettikten sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına götürdüm. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), yapraklan soyulmuş bir hurma dalını alıp onunla kelerin parmaklarını saymaya başladı. Sonra:
İsrail oğullarından bir grup yerde yürüyen dört ayaklı hayvanlar suretine çevirilmiştir. Ben gerçekten bilemeyeceğim, onların kelerler olması umulur, buyurdu. Ben:
Halk bunları kebab edip yediler, dedim. Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem)   (bundan) yemedi ve yasak da etmedi."

3239)    "... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü anhümâ)'âan; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Dabb' (keler) i haram kılmadı ve lâkin ondan tiksindi. Şüphesiz o, tüm çobanların yiyeceğidir. Şüphesiz Allah (Azze ve Celle) bâzı kimseleri ondan yararlandırır. Eğer o benim yanımda olsaydı yiyerdim.
... Câbir (Radıyallâhü anh),Ömer bin el-Hattâb (Radıyallâhü anh) aracılığıyla bunun mislini Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den rivayet etmiştir."

3240)    "... Ebû Saîd-i Hudrî (Radtyallâhü anhyden; Şöyle demiştir:
Besûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bir defa) namazdan dönünce Soffa ehlinden bir adam O'na seslenerek t
Yâ Resûlallah! Bizim arazimiz Dabb (keler) leri bol olan bir arazidir. Kelerler (in etini yemek) hakkında ne buyurursun? dedi. Re-sûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Kelerin meshedilmiş bir ümmet olduğu (bilgisi) bana ulaşmıştır, buyurdu. Sonra kelerin etini yemeyi emretmedi ve yasak da etmedi.*'

3241)    "... Hâlid bin el-Velîd (Radtyaüâhü ank)'âen; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e kebab edilmiş bir keler getirilip yakınma konuldu. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de ondan yemek için elini uzattı. Orada hazır bulunan dardan biri veya birkaçı) :
Yâ Resûlallah! Bu, keler etidir, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  elini ondan çekti. Sonra Hâlid
(bin el-Velid) :
Yâ Resûlallah! Dabb (keler) haram mıdır? diye sordu. Resûl-İ Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Hayır. Lflkin bu hayvan benim memleketimde yoktu. Ben kendimi ondan tiksinir durumda buluyorum, buyurdu. Râvi demiştir ki: Bunun üzerine Hâlid, • Dabb (keler) e eğildi ve ondan yedi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de ona bakıyordu."

3242) "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü ankümâydan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Ben haram etmem, buyurmuştur. Yâni Dabb (keler) i."


 

TAVŞAN

3243) "... Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir: Biz (bir yolculukta) Merr-i Zahrân (denilen semt) den geçerken bir tavşanı ürkütüp kaçırdık. Yolcular onun arkasından koştularsa da yorulup âciz kaldılar. Bunun üzerine ben koştum ve nihayet hayvana yetiştim ve yakalayıp Ebû Talha'ya getirdim. Ebû Talha da tavşanı kesti ve kuyruk çevresi ile oyluğunun üst tarafını (benimle) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemî'e gönderdi. Peygamber de bu hediyeyi kabul etti."

3244) "... Muhammed bin Safvân (Radıyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre:
Bir kere kendisi (avlayıp boğazladıktan sonra) astığı iki tavşanla birlikte Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanından geçti de:
Yâ Resulallah! Ben bu iki tavşanı tuttum da onlan boğazlamak için to demir (bıçak) bulamadım. Bu nedenle hayvanları bir merve (yânı bıçak gibi keskin, ak ve berrak bir taş parçası) üe boğazladım Ben (bunların etini) yiyebilir miyim? dedim. O *
Ye, buyurdu."

3245)    "... Huzeyme bin Cez' (Radtyallâhü anhyâen; Şöyle demiştir:
Ben (bir kere) :
Yâ Resulallah! Bâzı yer hayvanları hakkında sana soru sormak üzere yanına geldim. Dabb (bir nevî keler) hakkında ne buyurursun? dedim.
Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Ben onu yemem ve haram da kılmam, buyurdu. Huzeyme demiştir ki: Ben:
Şüphesiz ben senin haram kılmadığın şeyden yiyerim (haram kılmadığın bir şeyi) niçin (yemezsin) ? Yâ Resulallah, dedim. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Ümmetlerden biri kaybolmuş (hayvan şeklinde çevirilmiş) tir. Ve beni şüpheye düşüren bir yaratık gördüm (Yâni meshedilmiş ümmetin keler şekline çevirilmiş olması muhtemeldir), buyurdu. Ben t
Yâ Resulallah! Tavşan hakkında ne buyurursun? dedim. Resül-İ Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Ben onu yemem ve yenmesini haram da etmem, buyurdu. Ben: Senin haram kılmadığın şeyden şüphesiz yiyerim ve (tavşan etini) niçin (yemezsin)? Yâ Resulallah, dedim. Resûl-i Ekrem  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Tavşanın kan attığı (yâni kadın gibi hayız âdeti gördüğü) bana haber verildi, buyurdu."

3246) "... Ebû Hüreyre (Radıyaliâhü anft/den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve S eli em) :
Denizin suyu temizleyici (yâni abdestsizliği ve pisliği giderici) -dir, meytesi (yâni boğazlanmadan ölen avı) helâldir, buyurmuştur.

3247) "... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü anhümâyâan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Deniz suyunun sahile attığı ve geri çekilmekle sahilde bıraktığı avı yeyiniz. Denizde ölüp de su yüzüne çıkan (av yemeyiniz."




KARGA

3248)    "... İbn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'da.n; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Karga'ya fâsık adını taktığı halde kim etini yiyer? Allah'a and olsun ki, karga temiz (yiyecek) lerden değildir."

3249)    "... Âişe (RadtyaUâhü anhâydan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:Yılan fâsıktır, akrep fâsıktır, fare fâsıktır ve karga fâsıktır." (Bu hadîsi Âişe'den rivayet eden yeğeni)  Kasım'a: Karga yenir mi diye soruldu. Kasım: Resûlullah  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), (karga'ya) fâsık dedikten sonra kim onu yiyer? dedi."

 


KEDİ

3250)    ■'... Câbir (Radıyallâhü anh)'<]en; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kediyi yemeyi ve bahasını (yâni satıp bedelini almayı) yasakladı."