56 KONUŞMA KİTABI. 1

1. Sevilmeyen Sözler. 1

2. Diline Sahip Olmak. 2

3. Allah'ı Anmadan Konuşmanın Mekruhluğu. 2

4. Gıybet. 2

5. Dilden Korkmak. 3

6. Birinin Yanında İki Kişinin Gizli Konuşması. 3

7. Yalan Ve Doğru Sözler. 3

8. Malı Gereksiz Yerlere Harcamak Ve İki Yüzlülük. 4

9. Bir Kimsenin Ameli Yüzünden Topluma. 4

10. Takva. 5

11. Gök Gürültüsü Duyulunca Ne Denir?. 5

12. Resülullah (S.A.V.Vinterikesi. 5

 

 

 

 

56 KONUŞMA KİTABI

 

1. Sevilmeyen Sözler

 

1. Abdullah b. Ömer (r.a.)'den Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle bu­yurduğu rivayet edildi: «Bir kimse, müslüman kardeşine: "Ey kâfir" derse ikisinden birisi bu söze duçar olur.»[1]

 

2. Ebû Hureyre (r.a.)'den Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurdu­ğu rivayet edildi:

«Bir kişinin "insanlar kahrolsun" dediğini işittiğinde (bil ki) o kişi onlardan en çabuk helake uğrayanı olur.»[2]

 

3. Ebû Hüreyre (r.a.)'den Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurdu­ğu rivayet edildi: «Sizden hiç kimse: "Zamanın kötülüğü!" de­mesin. Zira zamana nisbet edilen şeyi yapan Alkıh'dır.»[3]

 

4. Yalıya b. Said der ki, Meryem oğlu Isa (Hz. îsa) yolda bir do­muzla karşılaşınca ona:

«— Emniyetle git» dedi. isa'ya:

«— Bu sözü domuza mı söylüyorsun? diye sordular. Isa şöyle cevap verdi:

«— Ben dilimi kötü söz söylemeye alıştıracağımdan korkuyorum.»

 

2. Diline Sahip Olmak

 

5. Bilal b. Haris el-Müzenî şunları rivayet etti: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Bir adam Allah'ın razı olacağı bir söz söyler, o sözün ulaşacağı yere ulaşmadığını zanneder. Allah kıyamet gününe kadar bu söz sebebiyle ondan razı olduğunu yazar. Bir kimse de, Allah'ın gazabını mucip bir söz söyler, o sözün ulaşacağı yere ulaşmadığını zanneder. Bu söz sebebiyle, kıyamet gününe kadar Allah o kişiye gazab ettiğini yazar.»[4]

 

6. Ebû Hüreyre (r.a.) der ki: Bir kişi bir söz söyler de o sözden dolayı cehennem ateşine düşeceği hatırına gelmez. Bir kimse de bir söz söyler, bu sözden dolayı Allah'ın kendisini cennete koyaca­ğı aklına gelmez.[5]

 

3. Allah'ı Anmadan Konuşmanın Mekruhluğu

 

7. Abdullah b. Ömer (r.a.) der ki: Doğudan iki kişi gelerek hita­bede bulundular. Açıklamaları halkın hoşuna gidince Resûlullah (s.a.v.): «Beyanda sihir vardır» veya «Bazı beyanlar sihirdir» buyurdu.[6]

 

8. imam Malik'e şöyle rivayet edildi: Meryem oğlu îsa şöyle derdi: Allah'ı anmaksızın çok konuşmayın. Sonra kalbleriniz katı­laşır. Katı kalb ise, Allah'dan uzaktır, fakat siz bilemezsiniz. Siz tanrılarmışcasma insanların günahlarına bakmayınız. Kullar gi­bi kendi günahlarınıza bakınız. Zira insanlar (günahlara) duçar olur ve ondan kurtulabilir. Belâya uğrayanlara acıyın. Afiyetten dolayı da Allah'a hamd edin.[7]

9. imam Malik'e şöyle rivayet edildi: Hz. Peygamberin hanı­mı Aişe.(r.a.) yatsıdan sonra ailesinden bazılarına haber göndere­rek: «Kâtip meleklere istirahat vermez misiniz?» derdi.

 

4. Gıybet

 

10. Mahzum kabilesinden Abdullah b. Hattab'ın oğlu Mutta-lib derki: Bir zat Resûlullah (s.a.v.)'e:

«— Gıybet nedir?» diye sorunca Resûlullah (s.a.v.):

«— Bir kişinin duyduğu zaman hoşlanmayacağı şeyleri ani a t m andır.» buyurdu. Adam:

«—Ya Resûlallah gerçek olursa da mı?» diye sordu. Resûlul­lah (s.a.v.):

«— Asılsız bir şey söylersen bu iftira olur.» buyurdu.[8]

 

5. Dilden Korkmak

 

11. Atâ b. Yesar, Resûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu ri­vayet etti: «Allah bir kimseyi iki şeyin şerrinden korursa, o kişi cennete girer.» Bunun üzerine bir zat:

«— Ya Resûlallah (bunları) bize söyleme» deyince Resûlullah (Sa.v.) da sustu. Sonra dönerek, birinci sözünü aynen tekrar etti. Adam yine ona:

«— (Onları) bize haber verme Ya Resûlallah» dedi. Resûlullah (s.a.v.) yine sustu. Sonra aynı sözünü tekrarladı. Bunun üzerine adam:

«— (Onları) bize haber verme ya Resûlallah!» dedi. Sonra Resûlullah (s.a.v.) yine aynı sözünü tekrarladı. Adam da ilk sözü­nü söyleme cihetine gidince.yanmdaki bir zat onu susturdu. Resû­lullah (s.a.v.) bunun üzerine şöyle buyurdu: «Allah bir kimseyi iki şeyin şerrinden korursa, o kişi cennete girer: Dilinin ve cinsî organlarının! Dilinin ve cinsî organlarının!..»[9]

 

12. Zeyd'in babası Eşlem şöyle rivayet etti: Ömer b. Hattab, Ebu Bekir dilini çekerken onun yanına girdi ve ona: «Allah seni ba­ğışlasın, yapma!» deyince Ebû Bekir (r.a,):

«— Bu, beni tehlikeye düşürdü» dedi.

 

6. Birinin Yanında İki Kişinin Gizli Konuşması

 

13. Abdullah b. Dinar der ki: Ben ve Abdullah b. Ömer (r.a.), Utbe oğlu Halid'in çarşıdaki evinde idik. Bir kişi gelerek Abdul­lah, ile gizli konuşmak istedi. Orada Abdullah ile gizli konuşmak isteyen adamdan ve benden başka kimse yoktu. Abdullah dört kişi olmamız için bir adam daha çağırdı. Bana ve çağırdığı adama şöy­le dedi: Biraz bekleyin. Ben Resûlullah (s.a.v.)'i şöyle derken işit­tim: «Bir kişinin yanında, iki kişi gizli konuşmasın»

 

14. Abdullah b. Ömer (r.a.)'den Resûlullah (s.a.v.)'m şöyle bu­yurduğu rivayet edildi: «Üç kişi birarada bulunduğunda ikisi gizli konuşmasın.»[10]

 

7. Yalan Ve Doğru Sözler

 

15. Safvan b. Süleym şöyle rivayet etti: Bir zat Resûlullah (s.a.v.)'e:

«— Hanımıma yalan söyleyebilir miyim ya Resûlallah?»diye sordu. Resûlullah (s.a.v.):

«— Yalanda hayır yoktur.» buyurdu. O zat:

«— Ona bir takım vaadlerde bulunup[11] kendisine söyleyebilir miyim?» diye sorunca, Resûlullah (s.a.v.):

«— Bunda bir günah yoktur.» buyurdu.[12]

 

16. îmam Malik'e rivayet edildiğine göre Abdullah b. Mesud şöyle derdi: Doğru sözden ayrılmayın. Çünkü doğruyu söylemek iyi amel yapmaya, iyi amel yapmak da cennete götürür. Yalandan sakının. Çünkü yalan günaha götürür. Günah ise cehenneme gö­türür. Nitekim: «Doğru konuştu, iyi amel işledi; yalan konuştu, günaha girdi» sözü meşhurdur.[13]

 

17. imam Malik'e şöyle rivayet edildi: Lokman'a ondaki fazile­ti kast ederek:

«— Gördüğümüz bu fazilete seni ulaştıran nedir? diye sorul­duğunda, Lokman:

«Doğru konuşmak, emaneti yerine getirmek ve gereksiz işleri terk etmek» diye cevap verdi.

 

18. imam Malik'in rivayet ettiğine göre Abdullah b. Mesud (r.a.) şöyle derdi: Kul yalan konuşmaya devam ettikçe, Allah ka­tında yalancılardan yazılıncaya ve kalbinin tamamı karanncaya kadar kalbinde siyah bir leke belirir.[14]

 

19. öaivan b. Süleym der ki: Resûlullah (s.a.v.)'e: «— Mü'min korkak olur mu?» diye sorulduğunda: «— Evet» diye cevap verdi.

«— Mü'min yalancı olur mu?» diye sorulunca da: «— Hayır» buyurdu.[15]

 

8. Malı Gereksiz Yerlere Harcamak Ve İki Yüzlülük

 

20. Ebu Hüreyre (r.a.)'den Resûlullah (s.a.v)'in şöyle buyur­duğu rivayet edildi: «Allah sizden üç hususta razı olur ve üç hususta da size gazap eder. Sizin kendisine ibadet edip ona hiçbir ortak koşmamanıza; toptan Kur*an-ı Kerim'e yapış­manıza ve Allah'ın başınıza geçirdiği kişilere itaat etmeni­ze razı olur. Dedikodu yapmanıza, malınızı gereksiz yerle­re harcamanıza ve çok soru sormanıza da gazab eder.»[16]

 

21. Ebû Hüreyre (r.a.)'den Resûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyur­duğu rivayet edildi: İnsanların en kötüsü, şunlara bir yüzü­nü, bunlara da başka bir yüzünü gösteren iki yüzlü kimse­lerdir.»[17]

 

9. Bir Kimsenin Ameli Yüzünden Topluma

 

22. imanı Malik'e şöyle rivayet edildi: Hz. Peygamberin hanı­mı Ümmü Seleme;

«— içimizde salih kimseler varken biz helak olur muyuz ya Resûlallah?» dediğinde, Resûlulîah (s.a.v.):

«— Evet, kötülük çoğalınca helak olursunuz» diye cevap verdi.[18]

 

23. Ömer b. Abdülaziz, şöyle bir söz söylenirdi, dedi: «Yüce Al­lah bir kişinin günahından dolayı topluma azab etmez, fakat bir kötülük açık olarak işlenirse toplumun hepsi azaba duçar olur­lar.»

 

10. Takva

 

24. Enes b. Malik (r.a.) der ki: Ömer b. Hattab (r.a.) ile beraber çıkmıştık. O, bahçeye girdi, aramızda bir duvar vardı. Onun şöyle dediğini işittim:

«— Ömer b. Hattab mü'minleınn emiri! Bak, bak!.. Allah'a ye­min ederim ki, ya Allah'dan korkarsın veya sana azab eder.»

 

25. Kasım b. Muhammed şöyle derdi: Yapmadıkları bir şeyi konuşmayı sevmeyen insanlarla yaşadım. (Sahabeleri kast edi­yor)

îmam Malik der ki: Kasım, bununla ameli kast etmiştir. Zira kişinin sözüne değil ameline bakılır.[19]

 

11. Gök Gürültüsü Duyulunca Ne Denir?

 

26. Abdullah b. Zübeyr'in oğlu Amir, gök gürültüsünü duydu­ğu zaman konuşmayı bırakır ve şöyle derdi:

«Gök gürlemesi hamd ile, melekler de korku ile onu teşbih eder.»[20] Bundan sonra da: «Bu, elbette ki yeryüzündekilere şiddet­li bir tehdittir» derdi.

 

12. Resülullah (S.A.V.Vinterikesi

 

27. Mü'minlerin annesi Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) vefat edince, hanımları Osman b. Affan (r.a.)'ı, Ebû Bekir (r.a.)'e gönderip Resûlullah (s.a.v.)'dan kendile­rine düşen mirası ondan istemesini söylediler. Bunun üzerine Hz. Aişe (r.a.) onlara; Resûlullah (s.a.v):

«— Biz miras bırakmayız; bizim bıraktığımız sadaka­dır.» buyurmamış mıydı? dedi.[21]

 

28. Ebû Hüreyre (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyur­duğu rivayet edildi: «Benim varislerim altın paraları bölüş­mez. Hanımlarımın nafakasından ve işçimin masrafından başka bıraktıklarım sadakadır.»[22]

 

 



[1] Buharı, Edeb, 78/13.

[2] Müslim, Bir 45/41, no: 139.

[3] Buharî, Edeb, 78/101; Müslim, Elfaz, 40/1, m>:4.

[4] Ebu Hureyre'den buna yakını merfu olarak rivayet edilir. Bkz. Buharı, Rıkâk, 81/23; Müslim, Zühd, 53/6, no:49,

[5] Bu mevkuftur.

Abdurrahman b. Abdillah b. Dinar -babası- Ebu Salih Ebu Hureyre yoluyla merfu olarak rivayet edilir: Buharı, Rıkâk, 81/23.

[6] Buharı, Tıb, 86/51.

[7] Mürseldir. Alâ b. Abdirrahman b. Ya"kub -babası- Ebu Hureyre senediyle mevsuldür; Müslim, Bir, 45/20, no:70.

[8] Şeybani,956,

[9] Ebu Ömer derki; Malik'ten, bildiğim kadarıyla ihtilafsız mürseldir. Buharı, Sehl b. Sa'd'den mevsul olarak rivayet eder: Rıkak, 81/23.

[10] Buharı, tsti'zân, 79/45; Müslim, Selâm, 39/15, no:36.

[11] Yerine getireceğine inandığı vaadler demektir.

[12] Mürseldir. Ebu Ömer der ki: Hiçbir yoldan müsned olduğunu bilmiyorum.

[13] Buharı, Edeb, 78/69; Müslim, Bir, 45/29, no: 103-3 05,

[14] Mevkuftur, hükmü merfudur. Çünkü bu konuda içtihada yer yoktur.

[15] Mürsel veya mu'daldir, ebu Ömer derki: Sağlam biryoldan müsned olarak-bilmiyorum. Hasen-mürsel bir hadistir.

[16] Müslim, Akdiye, 30/5, no:10.

[17] Buharı, Ahkam, 93/27; Müslim, Bİr, 43/26, no: 99.

[18] İbn Abdilber der ki: Bu hadis Ummu Seleme'den, sadece kuvvetli olmayan bir yoldan bilinir.

Zeynebb. Cahş'tan bilinmektedir, meşhur ve mahfuzdur. Bkz. Buharı, Enbiya, 60/7; Müslim, Fiten, 52/1, no:l.

[19] Nitekim Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: «Ey iman edenler! Ni­çin yapmıyacağınız şeyi söylüyorsunuz? Allah yanında en kötü şey, yapmıyacağınız şeyi söylemektir.» (Saff, 2-3).

[20] Râd, 13.

[21] Buharı, Feraid, 85/3; Müslim, Cihad, 32/16, no:51.

[22] Buharı, Feraid, 85/3; Müslim, Cihad, 32/16, no:55.