(el-Fethu'r-Rabbânî Tertibi)

2

Kur'ân ve Sünnet'e Dönüş

H.no.279-308

İslâm Fıkhı (İbâdet Öncesi Temizlik) H.no.309-626

Terceme ve Açıklama RIFAT ORAL

Selçuk Eğitim Merkezi Arapça-Fıkıh Öğrt.Görv.

Tahkik ve Tahric SÜLEYMAN SARI

Selçuk Eğitim Merkezi Arapça-Hadis Öğrt.Görv.

© Copyright Mustafa Kenan CANDAN -  Mayıs 2003 / KONYA

Ensar Yayıncılık-Konya

ISBN   975-92563-0-4

Konu

Eserin Orijinal İsmi

Editör

Hadis Redaksiyon

Genel Redaksiyon

Tashih

İndeks

Dizgi iç düzen

Kapak Tasarım

Baskı

E-Posta

Genel Dağıtım

Abone Hattı

Hadis-i Şerif

Müsnedü Ahmed b. Hanbel

Mustafa Kenan CANDAN

Dr. Nurettin BOYACILAR

Prof. Dr. Orhan ÇEKER

İbrahim DEMİRCİ - Ahmet ÇELİK

Ahmet ÇELİK

Yelken Ajans

Fatih Mehmet ÜNEL

Kelebek Basım - Konya

ensaryayincilik@hotmail.com

rifatoral@mynet.com

sul ey sar @ mynet. com

: Ensar Yayıncılık

Abdüleze.1 Paşa Cd. Özcan Çimi işhanı No:l Kat:2/203                KONYA

: 0332. 353 35 18 - 353 29 61 - 353 34 39 GSM 0542. 841 39 53

Üzerimizde haklan bulunan değerli hocaefendilerimizin aziz ruhlarına...

IV___________________.__________________

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR................................................

ÖNSÖZ...........................................................

Sayfa No:

E-KUR'AN VE SÜNNET'E  DÖNÜŞ...................................................................2

* Allah'ın Kitab'ından Ayrılmamak.....................................................................2

*  Rasûlullah'ın (Sallallahü aleyhi ve sellem) Sünnetinden/

Kurallarından Ayrılmamak....................................................,......................11

* Bid'atın (Dinde Aykırı Şeyler Uydurmanın/Türetmenin) ve

İnsanları Dalâlete Çağırmanın Sorumluluğu...................................................21

* Rasûluüah'tan (SaÜallahü aleyhi ve sellem) Sonra Dini Tahrif

Etmeye Çalışanlara İlâhî Tehdit...................................................................25

* Önceki Dinlere Tâbi Olanları Taklid Etmenin Yasaklanması..............................29

* Tâbiûn Dönemindeki Bazı Değişiklikler..........................................................33

r-îsLÂM fıkhı:...........................................................................................38

İSLÂM FIKHINDA SÜNNETİN BELİRLEYİCİ ROLÜ -Rıfat ORAL............................38

İBÂDET FIKHINDA SÜNNETİN ROLÜ-Rıfat ORAL.............................................55

A. İBÂDET FIKHI..........................................................................................60

1. İBÂDET ÖNCESİ TEMİZLİK......................................................................60

a)-SULAR VE İLGİLİ HÜKÜMLER.................................................................61

* Suiarın Temizleyici Özelliği; Deniz ve Kuyu Suları..........................................61

*  Su Bulunmadığında Şıra İle Temizlik.............................................................66

* Karı ve Kocanın Aynı Kaptan Gusül Alması ve Kabın Temiz Kalması.................70

* Kendisiyle Abdest Alınan Suyun Temizleyici Değil de Sadece

Temiz Kalması...........................................................................................77

* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenmenin Yasaklanması.............................79

* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenme Yasağının Kalkması..........................82

* Temiz Bir Madde İle Karışmış Suyun Hükmü.................................................84

* Kendisine Necaset Bulaşmış Su ve Büdâa Kuyusunun Durumu........................86

* Yırtıcı Olan ve Olmayan Hayvanların İçtiği Sular, Kulleteyn

(Bir Varillik Su) Hadisi.................................................................................89

* Durgun Suya İdrar Yapmak, Bundan Alınan Abdest ve

Gusfün Hükmü............................................................................................91

* Köpeğin Artığı Olan Su ve Hükmü................................................................92

*  Kedinin Artığı ve Hükmü..............................................................................96

V

b)- NECASET VE TEMİZLİĞİ...................................-...................................102

* Hayız Kanının Temizlenmesi......................................................................103

* Bir Kadının Eteğine Necaset Bulaşması ve Onun Temizlenmesi......................105

* Altına Necaset Bulaşan Terliğin Temizlenmesi............................................. 107

* Topraktaki İdrar Necasetinin Temizlenmesi.................................................108

* Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanarak Temizlenir...........................................110

*  Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanma ile Temizlense de

Yenmesi Haramdır....................................................................................118

* Derinin Tabaklanması Sonucunda, Kılının da Temizlenmesi..........................119

*  Hayvan Leşinin Derisi ve Sinirinden Faydalanmanın

Haramlığı ile Tabaklanarak Kullanmanın Cevazı...........................................121

* Kâfirlerin Kapları Temizdir ve Yıkandıktan Sonra Kullanılabilir........................124

* Yenebilen Maddenin İçine Düşen Necasetin Temizliği...................................127

c)- İDRAR, MEZİ VE MENİ GİBİ MADDELERİN HÜKMÜ............................130

* İnsan İdrarının Hükmü..............................,...............................................130

* Çocuk İdrarının Hükmü.............................................................................132

* Deve İdran ve Hükmü...............................................................................140

* Mezinin Hükmü........................................................................................ 141

*  Meninin Hükmü........................................................................................147

* Müslümanın Cesedi (Hayatında ve Ölümünde) Temizdir...............................150

* Akıcı Kanı Bulunmayan Hayvan (Ölü ya da Diri Olsun) Temizdir....................152

d)-TUVALET ÂDABI (TEHALLÎ).................................................................. 158

* Tuvalet İçin Uygun Yer Aramak.................................................................158

* İdrar Yapılması Yasaklanan Yerler.............................................................160

* Ayakta İdrar Yapmanın Hükmü.................................................................. 163

* Açık Arazideki Tuvalet İhtiyacı Anında Gözden Uzaklaşmak ve

Gizlenmek.......:....................................................................,...................166

* Tuvalet Anında Selâm Almanın ve Abdestsiz Olarak Allah'ı

Zikirle Meşgul Olmanın Hükmü..................................................................170

* Tuvalete Girerken ve Çıkarken Yapılan Duâ.................................................175

* Tuvaletteki İnsanın Kabe'ye ve Mescid-i Aksâ'ya.........................................178

Önünü ya,da Arkasını Dönmesinin Yasaklanması.........................................178

*  Evlerdeki (ya da Kapalı Mekanlardaki) Tuvaletlerde Kıbleye

Dönme Ruhsatı........................................................................................182

VI

eMŞUYUN AZ OLDUĞU YERLERDE) TAŞLA TEMİZLENMEK

(İSTİNCÂ-İSTİCMÂR) ...........................................................................188

* Taşla İstincâ (Temizlenme) Âdabı.............................................................188

* İstincâda Üçten Aşağı Taş Kullanmak Yasaklanmıştır....................................190

* İstincâda Yasaklanan Malzemeler...............................................................193

* Tuvalette Su İle Temizlenmenin (İstincanın) Önemi, Avret

Mahalline Sağ Elle Değmenin ve Yıkamanın Yasaklanması............................197

* İdrar Sıçrantısından Kaçınmanın/Dikkatli Olmanın Önemi..............................205

*  İstincâdan Sonra (Vesveseden Korunmak İçin) Avret Mahalline

Su Serpmek.............................................................................................209

O- MİSVAK İLE AĞIZ TEMİZLİĞİ...............................................................212

* Misvak Kullanmanın Önemi/Fazileti............................................................212

*  Namaz Kılmaya Başlamadan Misvak Kullanmak...........................................219

* Abdest Alırken Misvak Kullanmanın Önemi..................................................223

*  Mazmaza Anında Misvakla ya da Parmakla Dişlerin Temizlenmesi..................224

*   Uykudan Uyandığında, Teheccüd Namazına Kalktığında ve

Eve Girerken Misvak Kullanmak................................................................226

g)-ABDEST..................................................................................................234

* Abdest Almanın Fazileti ve Bu Konuda Titizlik..............................................234

* Abdest Alıp Camiye Gitmek ve Namaz Kılmanın Fazileti................................246

* Abdest Alıp, Peşinden Namaz Kılmanın Fazileti............................................250

(1)-ABDEST ÂDABI....................................................................................263

* Abdest Sırasında Vesvesenin ve Su İsrafının Terki.......................................263

* Abdest ve Gusülde Kullanılan Su Miktarı.....................................................265

*  Her İşte Sağ ile Başlamanın Önemi............................................................268

(2)- HZ. PEYGAMBERİN ABDEST ALIŞ ŞEKLİ............................................270

* Hz. Osman'dan Gelen Rivayetler................................................................270

* Hz. Ali'den Gelen Rivayetler.......................................................................271

*  Diğer Sahabîlerden Gelen Rivayetler...........................................................280

(3)- ABDEST ALIRKEN NİYET VE BESMELENİN HÜKMÜ...........................288

(4)- ABDEST ALIRKEN MAZMAZADAN ÖNCE ELLERİ YIKAMAK...............292

(5)- ABDEST ALIRKEN AĞZA VE BURNA SU VERMEK,

SONRA SÜMKÜRMEK..........................................................................295

* Abdestte Tertip; Yüz ve Kolların Yıkanmasından Sonra Ağız ve

Burna Su Çekmek....................................................................................299

________________________________________________vn

(6)- ABDESTTE YÜZÜ YIKAMAK, SAKALIN ARASINA SUYUN

GEÇMESİ VE GÖZ PINARINI MESH ETMEK........................................ 302

(7)- ABDESTTE KOLLARI DİRSEKLERE KADAR YIKAMAK,

ALNIN ÜST TARAFINA SUYU ULAŞTIRMAK VE PARMAKLARIN ARASINI OVMAK.................................................................................307

(8)- ABDESTTE BAŞ, KULAKLAR VE ŞAKAK/ZÜLÜF KISMINI

MESH ETMEK......................................................................................314

(9)- ABDESTTE SARIĞA, BAŞ ÖRTÜSÜNE VE MESTLERE MESH ETMEK... 326 (10)- ABDEST ALIRKEN AYAKLARIN YIKANMASI....................................331

* Ayakların Yıkanma Şekli.....................................................................,......331

* Ayak Parmaklarının Arasını Ovalamak.........................................................338

* Ayakta Kuru Yer Bırakmamak, Uzuvları Peş Peşe Yıkamak

(Muvâlât) ve AbdestiTam Almaya Teşvik...................................................339

(11)- AZALARI İKİ YA DA ÜÇ KERE YIKAMAK GEREKİR,

FAZ LASI MEKRUHTUR......................................................................343

(12)- ABDESTTEN SONRAKİ DUA VE ZİKİRLER....................................... 353

(13)- ABDESTTEN SONRA ÖNÜNE SU SERPMEK......................................3S6

(14)- HER (FARZ) NAMAZ İÇİN ABDEST ALMA YANINDA,

BİR ABDESTLE BİRDEN FAZLA NAMAZ  KILMANIN  CEVAZI..........358

(15)- MESCİDDE ABDEST ALMANIN CEVAZI VE UYUMAK İSTEYENE

ABDEST ALMANIN MÜSTEHAB OLUŞU.............................................362

IX

ONSOZ

Müsned tercemesinİri II. Cildine başlama imkânı veren Rabbimize hamd, O'nun yüce Rasûlü Hz. Muhammed'e, Ehl-i beytine ve ashabına salât ve selâm ederiz.

Neşredilen I. Cild ile ilgili çok sayıda tebrik ve teşekkür aldık. Telefon, fax, e-mail ve gazetede makaleleri ya da yüz yüze görüştüğümüz çok sayıda ki­şinin olumlu tenkidleri ve takdirleri doğrusu bizi şaşırttı. Böylesine bîr teveccüh beklemiyorduk. Bütün bunlar bize mora] kaynağı oldu. Ayrıca sizlerden gelen olumlu/yapıcı uyarılar dikkate alındı. Mükemmellik sadece Allah'a aittir.

Bozulmuş dinî anlayış yerine İslâm'ı kaynağından öğrenmek, suyu kay­nağından içmek gibidir. Bu konudaki naslar (temel metinler) Kur'ân ve hadisler­dir. Hadislerin önemi; Kur'ân'ın tefsir ve te'viline yardımcı olması, nebevi prog­rama uygun hayat tarzının (Sünnetin) oluşması, Hz. Peygamber'! daha yakından tanıma gibi bir takım imkânlar vermektedir. Selef âlimleri her konuda olduğu gibi hadislerin tesbitinde de çok gayret sarfettiler, hadislerin tenkidi ve anlaşıl­masında, dolayısıyla Sünnet'in oluşmasında azamî çaba gösterdiler. Bu âlimler­den birisi de hiç şüphesiz İmam Ahmed b. Hanbel'dir. Onun hadisteki devasa gücü dost-düşman tarafından kabul edilmiştir. Bu İmamın hadis rivayetlerini Türkçe'ye terceme etme İmkânı bizim için büyük bir şereftir.

Bu çalışmada Rabbimizin yardımını sürekli müşahede ettik, ummadığı­mız bilgilere kolaylıkla ulaştık. Her seferinde şu âyeti hatırladık: "Eğer siz Al­lah'a (yani dinine) yardım ederseniz Allah da size yardım eder..,"

Tahriç çalışmasında istifade ederiz düşüncesiyle Şuayb el-Arnavud'un başkanlığındaki heyetin hazırladığı Müsned tahricini de bu arada elde etlik. Bu ciltten itibaren ondan da faydalanıyoruz. Ancak çok fazla emek verilerek hazır­lanan bu çalışmada maalesef tahriç teknikleri dikkate alınmamış, temel hadis kaynakları cilt ve numarası ile verilmiş, ama bab ve hadis numaralarına yer ve­rilmemiştir. Müsned tercemesin.de biz bunları da dikkate aldık ve daha çok kay­nağa ulaşmak için azami gayret gösterdik.

Müsned tercemesinin I. Cildinde okuyucuya yardımcı olması için konulan "Hadis Okumada Yöntem" ve İslâm Akaidi ile ilgili hadislere ait "İslâm Akai­dinde Hadislerin Belirleyici Rolü" isimli iki makale büyük takdir aldı. II. Ciltten itibaren İslâm Fıkhı bölümü başlamaktadır. Bu bölüme giriş olarak "İslâm Fık- ■ hında Sünnet'in Bağlayıcı Rolü" ve "İbadet Fıkhında Sünnet'in Rolü" isimli iki makale eklendi.

Ahkâm konusundaki farklı rivayetler sebebiyle müctehid imamların söz konusu hadisleri anlayışı, mezheplerin bakış açıları İncelendi, analiz edildi; itti­fak ve ihtilaf edilen meseleler ayrıca konu sonlarına eklendi.

X_____________________________________________________________________

Bu ciltte; Kur'ân ve Sünnet'e Dönüş, İslâm fıkhının ibadet bölümüne baş­langıç olarak İbadet Öncesi Temizlik, Sular ve İlgili Hükümler, Necaset ve Te­mizliği, Abdesî ile İlgili Hükümler gibi ana başlıklar altında konular toplandı.

Çalışmamızın yeryüzü toplumlarına faydalı olması temennisiyle dua ve desteklerinizi bekleriz.

Terceme Heyeti

E- KUR'AN ve SÜNNETE DÖNÜŞ

   Allah'ın Kitabından Ayrılmak

   Rasûlullah'in {Sallallahü aleyhi ve sellem) Sünnetinden/Kurallarından Ayrılmamak

   Dinde Aykırı Şeyler Uydurmanın/Türetmenin ve İnsanları Dalâlete Çağırmanın Sorumluluğu

  Râsûlullah'tan {Sallallahü aleyhi ve sellem) Sonra Dini Tahrif Etmeye Çalışanlara İlâhi Tehdit

   Önceki Dinlere Tâbi Olanları Taklid Etmenin Yasaklanması

   Tâbiûn Dönemindeki Bazı Değişiklikler

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

E-KUR'ÂN VE SÜNNET'E DÖNÜŞ

* Allah'ın Kitab'ından Ayrılmamak

Şu anda elimizde orijinal tek Kutsal Kitap Kur'ân'dır. Kur'ân; insan ve yaşa­dığı toplumla ilgili mükemmel hükümler ihtiva eden Allah'ın kelâmıdır. Hz. Mû-sâ'ya verilen Tevrat'tan günümüze kadar komple hayat tarzını açıklayan, Kur'ân dışında ikinci bir Kitap göremiyoruz. İncil'de Peygamberlerin hayatı ve Zebur'da hikmetli sözler bulunmaktadır.

Kur'ân'ın farkı; çok değişik olarak dizayn edilmesi, hayatın bütün yönlerini ihtiva etmesi ve kıyamete kaöar taklid edilemez ve değişmez/son Kitap olması. Müs­lümanlar Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) döneminde olduğu gibi onu anlayarak o-kumalı, üzerinde konuşmalı ve hayata hakim kılmalıdırlar.

Allah Teâlâ buyurdu:

"Allah'ın size ulaşan (kurtarıcı) ipine/Kur'ân'a sımsıkı yapışın ve parçalanıp bölünmeyin! Allah'ın verdiği (her türlü) nimeti hatır­layın;

Hani siz birbirinizin düşmanlarıydınız da Allah kalplerinizi uzlaştırdı ve O'nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz.

Ateş çukurunun kıyısındaydınız da Allah sizi oradan kurtardı.

Hidâyeti bulaşınız diye Allah size âyetlerini böyle açıklar..."

(ÂIü İmrân 3/103)

 Sünnet'e Dönüş

1/279-Yezid b. Hayyân et-Teymî anlatıyor:'

: Misned, IV/366-367, H.no: 19162; Benzer rivayet için bk. IV/371, H.no: 19209:

ıiBteısMt Pczâilü's-sahâbe, 36-37; Timıizî, Menâkıb, 31, H.no: 3788 (Tirmizî, hadisin "hasen-g0t&r oUağunu belirtti: (>lJı ^-- f—ti' UiJ—iı) ziyadesi ile hem Zeyd hem de Ebû Saîd el-lhin*den (Kadiyallahü anh) nakledilmiştir); Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân, 1, H.no: 3319; Nesâî, «mmumm-l-kübrâ, V/45, 51, 130, H.no: 8148, 8175, 8464; İbn Huzeyme, IV/62, H.no: 2357; ..İfctffc Hmmeyd, s.114, H.no: 265; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 111/66, H.no: 2681; V/166,  182-183, 186, H.no: 4969, 4980-4981, 5025, 5027, 5040; Hâkim, III/118, 160-161, 4S76 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartına/râvisine uygun olarak sahih olduğu-■■ iefa&nş. Zehebî ise sükût etmiştir), 4711 (Hâkim, bu rivayetin ise Buhârî ve Müslim'in pHBMftâvisine uygun olarak isnadının sahih olduğunu belirtmiş. Zehebî ise muvafakat etmiş-■Btkyfcakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII/30; X/113.

 ji JU f dp ^\j il .u^j ^Ull Jf-^f "~Ll |JUj «J* Âl JU.  İl J^.j J> :Jli ^jî ^ -bj jp

 Â   ı <JJ V ji Jjj+i; ^-Jî Jıi o~^ ijJu o^L-ıs ^i ui ^^-ij ^jî ol iLijî ^!j *M y;jJı ^o

Kur'an ve Sünnete Dönüş

(Arkadaşlarımdan) Husayn b. Sebra ve Ömer b. Müslim ile birlikte Zeyd b. Erkam'a (Radıyaiiaha anh) gittik. Yanına oturur oturmaz Husayn şöyle dedi:

ıEy Zeyd! Sen gerçekten büyük hayırlara nail oldun; Rasûlullah'ı (Saiialiaha aleyhi ve seiiem) gördün, hadisini {yani sözlerini) dinledin, onun safında (kâfirlere karışı) savaştın ve onunla birlikte namaz kıldın. Sen gerçekten bü­yük hayırlara nail oldun. Ey Zeyd, bize Rasûlullah'tan (Saiialiaha aleyhi ve seüem) duyduğun şeyleri naklet!..'' Zeyd b. Erkâm (Radıyaiiahuanh) dedi ki:

'Ey Kardeşimin oğlu, vallahi yaşım ilerledi, vaktim geldi ve Rasûlullah'tan duyup ezberlediğim bazı şeyleri unuttum. Size anlattığım kadarıyla kabul edin, bunun dışında beni fazla zorlamayın!

Bir gün Rasûlullah bize, Mekke ile Medine arasındaki Hum denilen su kenarında konuşma yaptı. Sözlerine Allah'a hamd ve sena ederek başladı, nasihat etti, bazı şeyleri hatırlattı ve sonra şöyle buyurdu:

"Ey insanlar, dikkat edin! Ben, kendisine neredeyse aziz ve celil olan Allah'ın elçisi (yani ölüm meleği) gelecek ve onu kabul edecek yaşta bir kişiyim. Size iki sorumluluk bırakıyorum;

Birincisi, içinde hidayet ve nûr olan Allah'ın Kitab'ıdır. Allah Teâlâ'nın Kitab'ına tutunun, iyi yapışın!" dedi, ona sahip olmaya teşvik etti ve sözle­rine şöyle devam etti:

"İkinci olarak da Ehl-i beytime sahip çıkın! Ehl-i beytimin hakları konusunda size Allah'ı hatırlatırım... Ehl-i beytimin hakları konusunda size

Heysemî hadisin bir kısmının Sahih'te, («^j—•^—ı»» >V c-s" ^) kısmının da Tirmizî de nakledildiğini, senedlerinde zayıf olan Hakîm b. Cübeyr'in bulunduğunu söyler. Mecma', K/163-164;

Hadisin şâhidleri:

a-Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî'den (Radıyallahü anh) nakledilen hadis biraz önce metnine verdiğimiz rivayet gibidir. Bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 111/67, 180, H.no: 2683, 3052; Heysemî, hadisi Taberânî'nin naklettiğini, senedinde Zeyd b. Hasan el-Enmâtî'nin bulundu­ğunu, Ebû Hâtim'in bu râvi hakkında "münkeru'l-hadis" dediğini, İbn Hıbban'ın sika saydı­ğını, diğer râvilerinin ise sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', K/164-165;

b-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anh) müstakil rivayeti için bir sonraki 2/280. ha­dise bk.

c-Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Menâkıb, 31, H.no: 3786 (Fakat bu rivayette Veda Haccında arefe gününde Kasvâ isimli devesinin üzerinde insanlara hitap ederken söylediği ifade ediliyor).

Bu hadis 904/10313.hadisiıı ekinde tekrar edilecektir.

 ve Sünnet'e Dönüş

JUbh'ı hatırlatırım... Ehl-i beytimin hakları konusunda size Allah'ı hatırlatı-

Husayn, Zeyd b. Erkam'a dedi ki:

'Ey Zeyd' Rasûlullah'ın Ehl-d beyti kimdir, onun hamsindeki eşleri nü?' Zeyd: 'Eşleri Ehl-i beyttendir, fakat (onlarla birlikte) kendisine sadaka/zekât

;i haram olan diğer akrabaları da Ehl-i beyttendir.' 'Onlar kim?'

'Ali, Akîl, Ca'fer ve Abbas soyundan gelenler...' "Onların pepsine mi sadaka/zekât vermek haram kılındıT 'Evet...'

2/280-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyaiiahu anhy.

d, HI/14, H.no: 11046 Benzer rivayet için bk. 111/26, H.no: 11154; 111/59, H.no: , H.no: 11073 Hadisin lafzı şöyledir:

 ij&i fi «İl vüf Jft-i JSrj > «İli VÖ" jâîîll j&j Sjli ^)3 L-^S jfcjf j( İLijl ,/j

 ^ylkî ^ yjj^ü »Jı y* uy jS- ıî>fe ji v^Sf ^t i^jı 'uyjiı i»! j ^ j»( y!>)

 (Allah katına) çağrılma ve ona icabet etme vaktim yaklaştı. Size iki ağır (e-•mâmmşı tanıtıyorum. (Biri) aziz ve celil olan Allah'ın Kitab'ı (Kur'ân), (diğeri de) neslim. 'MtâCm Btab'ı semadan yeryüzüne uzatılmış/sarkıtılmış bir (kurtuluş) urganıdır. Neslim ise aül■kammdir. Latif ve Habîr olan (Allah) bana haber verdi ki: "Bu ikisi Havz'da bana ula-.p—p» hmdar birbirinden asla ayrılmayacaklar. " Bu ikisi hakkında ümmetimin ardımdan ne .liUfcmsfaf edeceklerine bir bakın!"

A* EbîŞeybe, VI/133, H.no: 30081; İbnü'1-Ca'd, Müsned, s.397, H.no: 2711; Ebû ■«m »292, 303, 376, H.no: 1021, 1027, 1140; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 111/65, H.no: JKHfe S-Mu'cemü'l-evsat, IH/374, H.no: 3439; IV/33, H.no: 3542; el-Mu'cemü's-sağîr, P"*"» 232, H.no: 363, 376; Heysernî: "Taberânî Evsafında rivayet etti. İsnadında hakkında liillüüif aâflen râviler bulunmaktadır" der. Bk. Mecma', IX/163.

Hafis, Atıyye el-Avtî ve Ebû İsrâîl İsmail b. Ebû İshâk el-Mülâî sebebiyle hasendir. IMnkı» rivayetlerinin senedinde Muhammed b. Talha da vardır.

Anyye b. Sa'd b. Cünâde Ebu'l-Hasen el-Avfî el-Cedelî el-Kûfî (v. 111/729) hakkında İm Ifaoer "Saduktur, çok hata yapar, Şîî ve miidellisti" der. Bk.Takrîb, Trc.no: 4616; Zehebî ıık: "Jayıf saydılar" der. Bk.Kâşif, Trc.no: 3820. Onun Şîî oluşu Hz.Ali sevgisinden başka bir p» ârgfldir. Ahmed b. Hanbel'in Fezâilü's-sahâbe isimli eserinde Hz.Ebû Bekir ve Ömer'in

ri ile ilgili Atıyye'nin rivayetlerini görmek mümkündür.

 \~- J_L      »1    .  r.   .'\\ .

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

"Her peygamberin gökyüzü ehli ve yeryüzü halkı için ikişer veziri vardır. Benim se­madaki vezirlerim Cebrail ve Mikâil (Aleyhimesselâm), yeryüzündeki vezirlerim ise Ebû Be­kir ve Ömer'dir (Radtyallahü anhiimâ)"

"Yüksek derece sahibi (cennetlikler) onları (ılliyyîni) hemen altlarında görecekler. Tıpkı semânın ufuklarında doğan yıldızları gördüğünüz gibi. Ebû Bekir ve Ömer de onlardan­dır ve nimete nail olacaktır."

Bk. Fezâilü's-sahâbe, İlk hadis: 1/164, H.no: 152; İkinci hadis: 1/168-171, H.no: 162, 164, 166-169; Dârimî bir, Tirmizî otuz iki, Ebû Dâvûd on üç, İbn Mâce yirmi dört ve Ahmed b. Hanbel seksen rivayetini nakleder. Tirmizî hadislerinin bir kısmını "hasen", bir kısmını da "hasen-sahih" saymıştır. "Hasen" saydığı rivayetler için bk. Sünen, Salât, H.no: 477; Cum'a, H.no: 551-552; Ahkâm, H.no: 1329; Fiten, H.no: 2174; Zühd, H.no: 2351; Sıfatü'l-kıyâme, H.no: 2431, 2440; Sıfatü'l-cenne, H.no: 2523; Sıfatü cehennem, H.no: 2590... "Hasen-sahih" saydığı rivayetler için bk. Sünen, Birr, H.no: 1955; Zühd, H.no: 2381; Sıfatü'l-cenne, H.no: 2524-2535, 2558; Sıfatü cehennem, H.no: 2574... Heysemî, Atıyye'nin Yahya b. Maîn tara­fından sika, diğer âlimlerce de az bir zafiyetle zayıf sayıldığım belirtir. Bk. Mecma', 1/270. Bennâ da Atıyye hakkındaşunları nakleder. Hulâsa'da: "Sevrî, Hüşeym ve İbn Adiy zayıf; Tirmizî ise hadislerini hasen sayar" denilirken Tehzîb'de: "Ebû Hatim ve İbn Sa'd: "Zayıflı­ğına rağmen hadisleri yazılır" dedikleri" kayıtlıdır." Bk.Bülûğu'l-emânî, XXII/105.

Ebû İsrâîl İsmail b. Ebû İshâk Halîfe el-Mülâî el-Absî (v. 169/785) ise zayıftır. Bu zât için Ahmed Muhammed Şâkir 1/120, H.no: 974.hadisin tahricinde "zayıftır" der. Heysemî'nin bu râviye değinmediğini (bk. Mecma', 1/230), bu sebeple de büyük bir hataya düştüğünü, Ebû İsrail'in sahih hadis ricalinden olmadığını belirtir. İbn Hacer: "Saduktur, hafızası/ezberi kötü­dür, Şiîlikte aşırı gittiği iddia edilir (gulat-ı şia)" der. Bk.Takrîb, Trc.no: 440; Zehebî ise: "za­yıf sayıldı" der. Bk.Kâşif, Trc.no: 370. Tirmizî ve Dârimî bir, İbn Mâce üç, Ahmed b. Hanbel ise on üç rivayetini nakleder. Tirmizî bu zât hakkında: "Hadis âlimlerine göre kuvvetli biri değildir" der. Bk.Sünen, Salât, H.no: 198;

Muhammed b. Talha b. Musarrif (v. 167/783) hakkında ise İbn Hacer: "Saduktur, hatala­rı vardır.Yaşının küçüklüğü sebebiyle babasından duyduğu hadisleri münker saydılar" der. Bk.Takrîb, Trc.no: 5982; Zehebî ise: "Nesâî'nin kuvvetli değildir", İbn Maîn'in "hadisinden sakınılır, (bir keresinde de "zayıftır")", Ebû Zür'a ve diğer âlimlerin ise "saduktur" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif, Trc.no: 4925. Bu râvinin rivayetlerinden dördünü Buhârî, üçer tanesini Müslim, Tirmizî, İbn Mâce ve Dârimî, birini Ebû Dâvûd, yirmisini Ahmed b. Hanbel nakle­der. Tirmizî hadisi için "hasen-sahih" hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, H.no: 181;

Fakat hadis şâhidleri ile sahih li gayrihi olur.

a-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anh) şahidi:

Tirmizî, Menâkıbj 31, H.no: 3786 (Tirmizî, hadisin "hasen-garib" olduğunu belirttik­ten sonra bu konuda Ebû Zer, Ebû Saîd, Zeyd b. Erkam ve Huzeyfe b. Esîd'den (Radıyallahü anh) de rivayetlerin bulunduğunu ifade eder.)

b-Zeyd b. Erkam'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bir önceki 1/279.hadise bk.

c-Zeyd b. Sâbit'ten (Radıyallahü anh) şahidi:

Bk. Müsned, V/181-182, H.no: 21470; V/189-190, H.no: 21547 (Bu rivayetler de hasendir. Çünkü, Şerîk ve Kasım b. Hassan el-Âmirî isimli râviler,   İclî, İbn Hıbbân ve İbn

«Uırai «e Sûrmef e Dönüş

Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seikm) şöyle buyurdu:

"Sîze iki ağır (emânet) bırakıyorum; Onlardan biri diğerinden daha

-. O da gökten yere uzanmış bir ip (kurtarıcı) olan Allah'ın Kitab'ıdır.

(İkincisi,) Ehl-i beytimden yakın akrabalarıma karşı  (sorumluluk-

--.)

î _ ikisi benimle (cennetteki) havzın başında buluşuncaya kadar hiç

= ■ acaklardır."

Şahin tarafından sika, Buhârî tarafından da meçhul addedilmiştir); Taberânî, el-Mu'cemü'l-iebîr, V/154, H.no: 4923; Suyûtî, Taberânî'ye nisbet ettiği Zeyd b. Sâbit'in (Radıyallahu anh) naklettiği hadis için "sahih" işareti koymuştur. Bk.el-Câmiu's-sağir, H.no: 2631. Münâvî ise Heysemî'nin "hadisin ricalinin sika olduklarını" söylediğini naklettikten sonra, Ebû Ya'lâ tarafından da beis bulunmayan bir isnadla nakledildiğini, Hafız Abdülaziz b. el-Ahdar'ın "Bu hâdisenin Veda Haccında gerçekleştiğini, İbnü'l-Cevzî gibi bunun mevzu olduğunu iddia edenlerin hataya düştüğünü"; Semhûdî'nin "bu hususta hadis rivayet edenlerin sayısının yir­miyi aştığını" söylediğini belirtir. Bk.Feyzu'l-Kadîr, 111/19-20. Heysem! hadisi Ahmed b. HanbePe nisbet ederek isnâdımn ceyyid olduğunu söyler. Mecma', IX/162-163; Bennâ hadisi Taberânî ve Ebû Ya'lâ'nm da naklettiğine işaret eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, XXII/104-105.

Zeyd b. Sâbit'ten (Radıyallahu anh) gelen bu rivayet 906/10315.hadiste zikredilecektir.

d-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anh) şahidi:

J*^ J*- bjt &- ^j^- J] ^) Ü ^13" Uj! \SA~ \^& J Ojit j! Ipl-j <J* il ^b   Al Sf^j JU : Jl» ijtS ^î je-

Heysemî hadisi Bezzar'a nisbet ederek isnadında zayıf olan Salih b. Mûsâ et-Talhî'nin bulunduğunu söyler. Mecma', IX/163; d-Hz.Ali'den (Radıyallahu anh) şahidi:

Bezzâr, ffl/89, H.no: 864; Heysemî isnadında zayıf olan Hâris'in bulunduğunu söyler. Mecma \IX/163;

Ebû Saîd el-Hudrf nin (Radıyallahu anh) bu rivayeti 907/1031 ö.hadiste tekrar edilecektir.

8_______________________________________________Kur'an ve Sünnete Dönüş

3/281-Haris b. Abdullah el-A'ver'den:3

Mü'minlerin emîrine gidip, akşam4 duyduğumu/duyduklanmı5 sormayı tasarladım ve yatsıdan sonra gidip yanma girdim. (Rivayetin devamını zikretti...)

Sonra Mü'minlerin Emîri (Hz. Ali)6 (RadıyaiiaManh) dedi ki:

Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiemj şöyle dediğini işittim:

"Bana Cibril geldi ve:

'Ey Muhammed, senden sonra ümmetin ihtilâfa düşecektir' deyince sordum:

"Ey Cibril, kurtuluş nerede?" Cibril (Aieyhisseiâmy.

'(Kurtuluş) Allah Teâlâ'nın Kitab'ıdır, ki Allah onunla her zor­banın belini kırar, kim ona yapışırsa kurtulur ve kim de onu terk ederse iki kere 7 helak olur. Onun kelâmı (ihtilâflar için) çözüm­dür. O kendisiyle eğlence yapılan bir kitap değildir. İnsan dilleri onun gibisini tasarlayamaz, yapamaz ve onun enterasan (tavsiye­leri) tükenmez. Onda sizden öncekilerin haberleri bulunur, o ara­nızdaki ihtilaflar için kesin çözümdür. Sizden sonra olacak haberler de onda bulunur...'

Haris b. Abdullah el-A'ver: " Bir gün mescide girdim. Bir de baktım ki insanlar bir takım sözlere/hikâyelere dalmışlar. Bunun üzerine Hz.Ali'nin huzuruna çıkıp: "Ey mü'min­lerin emîri! Halk bazı sözlere/hikâyelere dalmışlar, ne dersin/buyurursun? dedim. "Gerçekten böyle mi yapmışlar?" deyince ben de "evet" cevabını verdim. O da: "Allah Rasûlü'nün şöyle buyurduğunu işittim: "Dikkât edin! Yakında bazı fitneler olacak" dedi. "Peki, bundan kurtu­luş yolu nedir?" soruma ise şu cevabı verdi: ... Hadisin benzerini rivayet etti." Ayrıca bk. Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân, 1, H.no: 3334-3335.

Zehebî, "Haris b. Abdullah el-A'ver el-Hemdânî, şîîdir. Hadiste "leyyin" sayılır. Nesâî, kuvvetli olmadığını söyledi" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 859; İbn Hacer ise "Şa'bi, bu râvinin görüşünü yalanlamıştır, Rafızî olmakla suçlanmıştır. Hadisinde zayıflık vardır" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 1029.

4 "<^s- akşam, akşamın geç vakti. Bk.Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 435.

5 Yani insanların tartıştıkları konuları

6 Bu zatın Hz.Ali (Radıyallaha anh) olduğu Tirmizî'deki rivayetten anlaşılıyor. Ayrıca Ahmed b. Hanbel bu hadisi Hz.Ali'nin (Radıyallahü anh) müsnedi/hadisleri içinde naklediyor.

7 Yani dünya ve âhirette zarar görür

Zayıf: Müsned, 1/91, H.no: 704; Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'ân, 14, H.no: 2906 (Tirmizî, hadisin isnadının meçhul olduğunu Haris hakkında bazı tenkidlerin bulunduğunu belirtir); Tirmizî'deki lafız şöyledir:

t m Sumefe Dönüş

40282-Imrân b. Husayn (RadıyaiiaM anh) anlattı:8 Esr ân nazil olurken Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) bazı sünnetler/ «■al» ortaya koydu. Sonra dedi ki:

'Bize/bizipı bu sünnetimize tâbi olun, vallahi böyle yapmazsanız

»9

5/283-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiahu anhy.

: Müsned, IV/445, H.no: 883; Zehebî, "Senedindeki Ali b. Zeyd b. Cüd'ân hadis hafiz-ı biridir. Ancak kuvvetli bir hafız değildir" demiş ve Dârekutnî'nin, "Benim nazanm-leyyinlik vasfı hâlâ sürüyor" dediğini nakletmiştir. Bk.Kâşif, Trc. no: 3916. İbn ' zayıf olduğunu ifade eder. Bk.Takrîb, Trc. no: 4734. Müslim mutâbaat hadisleri arasın­da fan râviye yer verir. Bk. Sahîh, Cihâd, 146. Tirmizî ise sadûk olduğunu (bk. H.no: 2680), si hatasının başkasının mevkuf olarak rivayet ettiği bir hadisi merfû yapması olduğunu belir­tik. Bu durum onun sadece zaptını zedelemektedir. Bezzar ve Heysemî (Bk.Mecma', 1/172-113) bu zâtın hadislerini hasen saymışlardır. Tirmizî de bazı hadisleri için "hasen-sahih" tabi-ââ İde kullanır. Bk. H.no: 109, 545, 764. Ali b. Zeyd için 29/180.hadisin tahririne bk. *Bfc Müsned, Thr. Şuayb el-Arnavûd, XXXIII/203 m Seoed: ^J&jı J* jJUJ '^ ^i-Gı oJii y\ ıSİi- jûiJ 'J. <İ)ı xi ıi'İi-

Basen: Müsned, III/397, H.no: 15213; İbn Mâce, Mukaddime, 1, H.no: 11. Seneddeki Möcâlid sebebiyle hadis hasen kabul edilmiştir. Mücâlid b. Saîd hakkında bilgi 61-62/258-259.hadiste genişçe zikredildi. Mücâlid b. Saîd el-Hemdânî hakkında Zehebî, İbn Maîn'nin "iayıf'; Nesâî'nin de bir keresinde "kuvvetli değildir", diğer bir seferde ise "sikadır" dedikle­rini belirtir. Bk.Kâşif, Trc. no: 5286. Müslim ise mütâbaat/destekçi râvi yolu ile bu râviye eserinde yer verir. (Bk.Müslim, Talâk, 42: Bu rivayette Hüşeym, hocaları Seyyar, Husayn, Muğîre, Eş'as, Mücâlid, İsmail b. Ebî Hâlid ve Dâvûd'dan nakleder. Bütün bu hocaları ise Şa'bî'den hadis almışlardır.) Tirmizî, bu râvinin çok hata yaptığını, bâzı âlimlerin de zayıf

10______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) ile birlikte otururken yere şu şekilde çizgi çizdi ve buyurdu ki:

"Bu,  izzet ve celâl sahibi olan Allah'ın yoludur."

Onun. sağına iki çizgi, soluna iki çizgi çizdi ve:

"Bu da şeytanın yoludur"*buyurdu.

Sonra elini orta çizgiye koydu ve şu âyeti okudu: * 'İşte bu, doğru (hareket edilecek) benim yolumdur, ona tâbi olun ve başka yollara gitmeyin, (çünkü) onlar sizi Allah yolundan uzaklaştırır. Allah size bunu emreder ki takvaya ulaşasınız' (En'âm sûresi 6/153)

6/284-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu <mhy.

.11

saydığını ifade eder. Bk.Tirmizî, Zekât, 20, H.no: 647-648; Nikâh, 28, H.no: 1119. İbn Hacer ise "kuvvetli değildir, ömrünün son döneminde değişti/ihtilât etti" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 6478. Heysemî, Mücâlid b. Saîd'in Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Saîd tarafından zayıf sayıl­dığını ifade eder. Bk. Mecma', 1/173-174; VIII/262. İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) şahidi:

Bk. Müsned, 1/435, H.no: 4142; 1/465, H.no: 4437 (Bu rivayetlerin senedinde ise A-sım b. Ebu'n-Necûd vardır ki bu zât da sadûktur); Dârimî, Mukaddime, 23, H.no: 208. 11 Sened: p)C» J^ 'j. çJ^ J. ç_uiüı y- öıiü Ja j- li liii. *3 &-

Sahih: Müsned, D7379, H.no: 8914; Benzer rivayet için bk. 11/340, H.no: 8465; Buhârî, İlim, 13; Menâkıb, 28; Farzu'l-humus, 7; Tevhîd, 29; Müslim, İmâre, 170; İbn Mâce, Mukaddime, 1, H.no: 7; Bu hadis Hilâfet-lmâret/Yöneticilik konusunda 449/11338.hadis olarak tekrar edilecektir.

Hadisin şâhidleri (Bunlar eserin son bölümlerinde "Hilâfet-İmâret/Yöneticilik konu­sunda" 442-450/11331-11339. hadislerde zikredilecektir):

a-Sevbân'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V7278, H.no: 22294; V/279, H.no: 22302; Müslim, İmâre, 170; Ebû Dâvûd, Fiten, 1, H.no: 4252; Tirmizî, Fiten, 51, H.no: 2229; İbn Mâce, Fiten, 9, H.no: 3952; Mukaddime, 1, H.no: 10;

b-Kurre b. İyâs el-Müzenî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/34, H.no: 20240; V/35, H.no: 20246; III/436, H.no: 15533-15534; Tirmizî, Fiten, 27, H.no: 2192

<■"» *e Smnef e Dönüş

Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini nakletti: "Ümmetimden her dönemde hak yolda olan bir grup bulunacak, on- naahalefet edenlerin ayrılığı zarar vermeyecek ve onlar bu durumda  hakle Allah'ın hazırladığı soîı/kıyâmet insanlara ulaşacak."

* Rasûlullah'ın (Sallallahü aleyhi ve sellem)

Sünnetinden/Kurallarından

Ayrılmamak

 ve se

ldafâı'i en güzel ve doğru beyan eden Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi  ne takkedendir. Bunlardan çıkan ve Müslümanların uyması gereken hü-aiıınıııımJiİMiKf denir. Sünnet, Rasûlullah'ın Kur'ân'ı yaşama tarzıdır.

, Ksr'ân ve Sünnet ışığında oluşan bir dünya görüşüdür. Bu dinin teori , pratik bölümünü Sünnet oluşturmaktadır. Ashab-ı Kiram Rasûlullah-

.....»«!■■»# jikpii -m leOanj sünnetine bağlı kalmış, Kur'ân'ın nasıl yaşanacağını ondan

■—■ '«kendilerine bir şey emrettiği zaman bu Kur'ân'da var mı, değilse kabul ". gibi saçma/inkârcı bir mantıkla Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) kar-jarnaişierdir. SUnnet'i inkâr eden grupların İslâm'dan nasıl uzaklaştıkları-Jmmk. Hadislerin toplanmasında ve sünnet/kurallar olarak insanlığa su- em mükemmel hizmeti gerçekleştiren Ehl-i sünnet mezhebidir. İslâmî ııliıiBiiEr:- KşonL bazı konular hariç, bu âlimler tedvin etmiş, belli bir disiplin altına

:ııi!i!!iıııı;;;£ nsaıdk Serhan'dan (Radıyallahü anh) gelen rivayet ve gerekse buradaki rivayette hoca-ooun da hocası olan Ali b. el-Medînî'nin "Bu taife hadisçilerdir" dediğini . Mukaddime, 1, H.no: 6; (Hilâfet: 443/11332. hadis).

 b. Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/244, 248; Buhârî, . .m, 3fc Jürfîm, İmâre, 171;

■§43tm il Semure'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/87, H.no: 20693, ~-CB.Hjk>: 20701; V/88, H.no: 20710; V/90, H.no: 20733; V/93, H.no: 20769-" VLmiK. 20819; V/86, H.no: 20684; V/92, H.no: 20749; V/89, H.no: 20722; V/96, 3ME-3IM03; Y799, H.no: 20833-20835; V/105, H.no: 20909: V/İ06, H.no: 20912; '»""'■«t JEanc 30943; Müslim, İmâre, 172;

ıvOhkh. «rfullah'tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, İÜ/384, H.no: 15065;  14655; Müslim, İmâre, 173; îmân, 247; (Hilâfet: 448/11337.hadis)

 (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, İV/93, H.no: 16792; İV/97, '«t TO99, H.no: 16852; IV/10İ, H.no: 16870-16871; Müslim, İmâre, 174-175; İbn  1. H.no: 9; Ayrıca 8/205.hadise bk. (Hilâfet: 444-445/11333-11334. ha-

 Enes el-Cühenî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, III/439;  Omâme'den   (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/269, H.no: 22220;  ^C11331.hadis)

......nsâm b. Husayn'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/437, H.no: 19806;

»Miiift, lac 19781; IV/429, H.no: 19737; Ebû Dâvûd, Cihâd, 4, H.no: 2484; (Hilâfet:

Amir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, İmâre, 176; Ebî Vakkâs'tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, İmâre, 177; HSeşdb. Erkam'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/369;

~m ütbe el-Havlânî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, İV/200; (Hilâfet:

8)

12                                                                                                      Kur'an ve Sünnete Dönüş

almış ve ictihad farklılıkları birer güçlü mektep/ekol olarak ortaya konmuştur. Bu da onların Sünnet'e bağlılıkları yanında, istikrarlı olmaları ve tavizsiz bir îslâmî hayat yaşamalarından .kaynaklanmaktadır.

Bugün Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhime seiiem) bedenen yanımızda değilse de hadis-leriyle manen aramızda yaşamaktadır. Hadislerden ortaya çıkan Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve &ıiem)'m İslâm'ı yaşama tarzının/Sünnet'in mutlaka İslâm toplumunda yay­gınlaştırılması gerekir...

Allah Teâlâ buyurdu:

"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tâbi olun ki Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın.

De ki: Allah'a ve Rasûlü'ne itaat edin, eğer bu (itaati) terk ederseniz bilin ki Allah kâfirleri sevmez." (Âlülmrân 3/31-32)

Allah Teâlâ buyurdu:

"Size Allah'ın âyetleri okunduğu ve içinizde O'nun Rasûlü bu­lunduğu halde Allah'ı nasıl inkâr edersiniz? Kim Allah'ın (dinine) tutunursa mutlaka doğru yola yöneltilir    (Âlü imrân 3/101)

ve Sünnet'e Dönüş                                                                 .                                     13

7/285-Abdurrahman b. Amr es-Sülemî ve Hucr b. Hucr el-Kelâî'den:12

İrbâd b. Sâriye'nin (Radıyaiiahu anh) yanına geldik, kendisi hakkında şu %ct inmişti:

'Bir de bineğe bindirmen13 için sana geldiklerinde, "size bindi­recek şey bulamıyorum" dediğin zaman, infak edecekleri bir şey bulamadıkları için göz yaşı içinde geri dönenlere sorumluluk yok­tur' (Tevbe 9/92)

Bu sahabiye selâm verdik ve dedik ki:

'Biz seni ziyarete geldik, senden istifade edeceğiz ve tekrar dönüp (duyduklarımızı) nakledeceğiz.'

Bunun üzerine İrbâd bize şunları anlattı:

; Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) bir gün sabah namazını kıldırdı ve mübarek yüzünü bize döndürdü. Sonra gözleri yaşartan ve kalpleri titreten mükemmel bir nasihatte bulundu.

Biri dedi ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Sanki veda konuşması yaptın, bize ne tavsiye edersin?'

11 Sened: ûıüi 'J ini- tiii- x.^ 'J yj &&. ^ 'j jJ'J\ ı&-

Sahih: Müsned, IV/126-127, H.no: 17080-17082; Benzer rivayet için bk. IV/126. H.no: 17079; İkinci tarik için bk. IV/126, H.no: 17077; Tirmizî, İlim, 16, H.no: 2676 (hasen-sahih); Ebû Dâvûd, Sünnet^ 5, H.no: 4607 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den nakleder); İbn Mâce, Mu­kaddime, 6, H.no: 42-44; Dârimî, Mukaddime, 16, H.no: 96; Hâkim, 1/174-177, H.no: 329-332 (Sahih saymış, Zehebî onaylamıştır); Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/36-37, H.no: 3; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/257, H.no: 642; XVIII/247, H.no: 619. 13 Lafiz olarak, bineğe bindirmen, şeklindedir.

_14______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e -Dönüş

Rasûlullah:

"Allah'a karşı takva sahibi olmanızı, başınızdaki Habeşli bir zenci kö­le de olsa (âdiL olduğu sürece emirlerine) kulak verip itaat etmenizi iste­rim. Benden sonra sizden yaşayan.kişi birçok ihtilâflar görecek. Bu durum­da benim sünnetime ve hidâyette olan üstün önderlerin sünnetine sarılın, onlara yapışın", (hattâ öyle ki) azı dişlerinizle (tutar gibi) onlara sıkıca tu­tunun. Yeni çıkan görüşler/icraatlar hakkında dikkatli olun! Her yeni şey bid'at (yani İslâm'a aykırı) olabilir. Her bid'at ise sapıklıktır."

§ İrbâd'ın (Radıyaiiahuanh) rivayeti, başka tarikten de benzer şekilde bize ulaştı. Oradaki'farklılık şöyledir:

Dedik ki:

Ey Allah'ın Rasûlü! Sanki veda konuşması yaptın, bize ne tavsiye e-dersin?'

RaSÜlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem)'.

"Size aydınlık bir din bıraktım. Onun gecesi bile gündüzü gibidir. Ben­den sonra ondan sapan, ancak helak olur. Sizden kim yaşarsa... (yukardaki rivayetin aynısını zikretti.)

Benim sünnetimden bildiklerinize yapışın, (öyleki) azı dişlerinizle (tutar gibi) onlara sıkıca tutunun. Mü'min kontrol edilebilen bir deve gibi­dir, (uysaldır,) nereye yönlendirilirse oraya gider."

AÇIKLAMA

Bid' at sözlükte; icad etmek ve bulmak manalarına gelir.14 Ka'vram manası ise; Hz.Peygamber'den sonra ortaya çıkan ve İslâm'ın temel esaslarına uygun olmadığı halde dinmiş gibi sunulan şeylerdir.15

RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurur kil

"(Dinde olmayan), sonradan türetilen/uydurulan şeylerden kaçının! Zira işlerin en kötüsü bu uydurmalardır, (dinde olmadığı halde) uydurulan her şey bid'attir ve her bid'at dalâlettir."16

Bunlar inanç, amel ve ahlâkî konularda ortaya çıkar. Çıkış sebepleri şunlardır:

l-Naslann terk edilmesidir ki iki şekilde olur:

a-Nasları inkâr; Kur'ân ve Sünnet'in çağa uymaz veya tarihseldir gibi baha­nelerle reddedilmesi,

b-Naslan te'vil; Kur'ân ve Sünnet'in çağa uymaz veya tarihseldir gibi baha­nelerle te'vil edilmesi/yanlış şekillerde yorumlanmasıdır.

2-Selefin yolundan ayrılmak,

3-Dış etkiler, Yabancı düşünceler yanında müsteşriklerden etkilenme şeklin­de olur,

A-Müteşâbihâtla uğraşmak; Sürekli karışık/anlaşılmaz konulan gündeme ge­tirmektir ki Mutezile'nin Allah'ın sıfatlarını inkâr etmesi ve Kur'ân'ın yaratılmış olduğunu iddia etmesi bunun en tipik örneklerindendir.

14Cevherî, Sıhâh, m/1184

15 Cürcânî, Ta'rifât, 33; Şâtıbî, Muvafakat, IV/3

Bid'at; Kitap, Sünnet ya da sahabe uygulamalarına ters düşen (dînî) konulardır, şeklinde de tarif edilebilir.

16 Tirmizî, İlim, 16, H.no: 2676; Ebu Dâvud, Sünnet 6. H.no: 4607

Maraır te Sünnet'e Dönüş______________________________________________15

Bazı âlimler, bid'atm hasene ve seyyie şeklinde iki kışıma ayrıldığını zikre--iamdaki kavramları hadis ve eserlerde bulmak mümkündür ki çığır aç­ık manalarına gelir. Bu önderlik de iyi/faydalı şeylerde olursa bid'at-ı .ırak isimlendirilir.17 Bu önderlik ilgi/faydalı şeylerde olursa hasene diye

■ılir.

TARİHTE BİD'ATEHLİ

Bid'at taraftarları/akımları, h.l asırdan itibaren dinin tahrifi ve yozlaştınlması ııpn çalıştılar Tarihte bid'at ehli kavramı, daha çok itikâdî konularda sapmaları olan

 kullanıldı ve bunlar genelde iki ayrı yelpazede göründü: a-Düşünce alanında; Mutezile ve Cebriye gibi, b-Siyâsî alanda; Hariciler ve Şiâ gibi... Bid'atçılar kendilerine has itikâdî görüşleri olmamasına rağmen fıkıhta ço-

 Hanefi mezhebi gibi Bhl-i sünnet yoluna tâbi oldular.18 İslâm'a en büyük hizmeti Ehl-i sünnet âlimleri yaptı; zira onların İslâmî  cem, tedvin, onların ilmî tenkidi, belli kurallar altında disipline edilmesi ve  rreıodoloji) geliştirilmesi gibi çalışmalarını kimse inkâr edemez. Bid"at fırkalarının ilim adamları, mezheplerinin tipik özellikleri ile ilgili cüz'î  ön plâna çıkmışlar ve bunların tartışmaları ile uğraşmışlardır. Bu âlimle-m fetûnî ilimlerdeki etkisi çok az olduğu gibi sayılan da parmakla sayılacak kadar

BİD'ATÇILARIN HÜKMÜ

Bid'atçılar, kat'î delillerle sabit olan dinin temel esaslarını inkâr etmedikçe ■düfir edilmezler. Ehl-i Sünnet ulemâsı bid'at fırkalarını genel olarak tekfir etmemiş, aacak küfre ve büyük günâha varan sapmaları hatırlatılmış ve bu tartışmalar daha ■asfc görüşlerin parçaları üzerinde yapılmıştır.

BİD'AT EHLİNDEN HADİS RİVAYETİ PROBLEMİ

Hadis ehli, bid'atçılann hadis rivayetini kabul konusunda ihtilâf etmişlerdir, tu konudaki görüşler:

a-Hiçbir bid'atçıdan hadis alınmaz, çünkü o kişi, en azından fâsıktır ve bu hâ-I adaletine zarar verir. Bu görüş İmam Mâlik'e (v. 179/795) nisbet edilir.

b-Yalancılığı sabit olan bazı bid'atçılardan alınmaz, Şiâ gibi... Ama Hâriciler nbi yalan söylemedikleri bilinenlerden rivayet kabul edilir. Çünkü bid'at ehlinin şahitliği kabul edilmektedir. İbn Ebî Leylâ (v. 148/765), Sevrî (v.161/777), Ebû Yû­suf (v. 182/798) ve Şafiî (v.204/820) gibi âlimler bu görüştedir.

c-Sika (dürüst) oldukları sürece bütün bid'at ehlinden hadis rivayeti kabul e-dilir, ancak kendi fırkasını destekleyen rivayetler ihtiyaten kabul edilmez. Ulemânın çoğunluğu bu görüştedir. Zira İmam Buhârî (v.256/870) ve Müslim (v.261/871) gibi

17 Bk. 15/293. hadis

18 Bk. Zemahşerî, Ruûsu'l-mesâil, vb.

° BM'at -fırkalarının ilim adamları; daha çok Akâid, Tefsir ve Arap dili konularında sayı-limanTÎ çalışmalar yaptılar, diğer İslâmî ilimlerde ise varlıkları görülmemektedir.

_16____________________________________________   Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

muhaddisler onların rivayetlerini almışlardır.20 İmam Suyûtî (v.911/1505) rivayetleri kabul edilen bid'atçı ravilerin listesini verir.21

•BİD'AT KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALAR

Bid'afla ilgili çok sayıda eser yazılmıştır, bunlardan bazıları: ' -Şafiî (v.204/820), er-Reddü ala ehli 'l-ehvâ,

-Ahmed b. Hanbel (v.241/855), er-Reddü ale'z-zenâdika ve'l-Cehmiyye, -Muhammed b. Vaddâh el-Kurtubî (v.286/899), el-Bida' ve'n-Nehyü anhâ, -İbn Hazm (v.456/1063), en-Nesâihu'l-münciye mine'l-Fedâihi'l-Mufdiye, -İbn Ebû Rendekâ et-Turtûşî (v.520/1126), Kitabü'I-havadis ve'l-bida', -İbn Kayyim (v.751/1350), Muhtasaru's-Savâık el-Mürsele ale'l-Cehmiyye

ve 'l-Muattda

-İbrahim b. Musa es-Şâtıbî (v.790/1388), el-İ'tisâm,

-Suyûtî (v.911/1505), el-Emm bi'l-ittibâ ve'n-Nehyü ani'l-lbtidâ,

-Muhammed Bahît, Ahsenü'l-Kelâm fimâ Yetealleku bi's-Sünneti ve'l-Bida'

mine 'I-Ahkâm,

-Abdullah es-Sıddîk el-Gumârî, İtkânü's-San'a fi Tahkiki Ma'ne'l-Bid'a...

8/286-Abdullah b. Mes'ûd'dan (Radıyaiiahu anhy.22

Rasûlullah (SallallahU aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:

"Benden önce Allah'ın gönderdiği her Peygamberin yanında, onun sünnetine yapışan ve emrine itaat eden havarileri ve ashabı bulunurdu. Onlardan sonra gelen nesiller, (bu yoldan tamamiyle döndüler/saptılar ve) yapmadıklarını söylemeye, emrolunmadıkları şeyi yapmaya başladılar."

20 Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâisül-Hasîs, 84; Suyûtî, Tedribu'r-râvî, 214-215

21  Bk. Suyûtî, age., 217-218

22 Sened: ■&■ 'j- ,i^i J «in xi J '&*■ 'j- S^ 'J* Jy- ^' ^j^ ü* ^^ J ^ i» J &■ vA &*■

Sahih: Müsned, 1/458, H.no: 4379; Benzer rivayet için bk. 1/461-462, H.no: 4402; Müslim, îmân, 80; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, X/13, H.no: 9784.

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş                                                                                             17

9/287-Mücâhid'den:23

Bir yolculukta Abdullah b. Ömer (Radıyallahu anhamâ) ile birlikteydik. Bir yere gelince oradan başka tarafa saptı. Kendisine sorduk:

'Niçin böyle yaptın?' İbn Ömer (Radıyallahu anhümây.

'Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) böyle yaptığını gördüm ve ben de i aynısını) yaptım,' diye cevap verdi.

10/288-Hasan b. Câbir'den:24

Mikdâm b. Ma'dîkerib'in (Radıyallahu anh) şöyle dediğini duydum:

3 Sened: ,J^Ji j- ,^-i- '$ JJi oıi- ır^-t Ojjii 'J, l.i ıİSi-

Sahih: Müsned, 11/32, H.no: 4870; Heysemî, bu eserin Bezzâr tarafından da rivayet edildiğini, râvilerinin sika olduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/174. M Sened: jJC 'J kj& ıâa- u'ıî ^Ç- 'J, jiy} ^')\ ii üii.

Sahih: Müsned, İV/132, H.no: 17128; Benzer rivayet için bk. IV/130-131, H.no: 17108 (Bir sonraki hadise bk); Tirmizî, İlim, 10, H.no: 2664 (hasen-garib); Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 3604; İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 12; Dârimî, Mukaddime, 49, H.no: 586; Hâkim, 1/191-192, H.no: 371 (Hâkim, Ebû Râfî'nin hadisini verdikten sonra iki şâhid getirir ve her ikisinin de sahih olduğunu söyler. Bu şâhidlerden biri Mikdam'ın, diğeri İmrân b. Husayn'ın hadisi­dir. Zehebî Telhîs'te sükût eder); Dârekutnî, IV/286, H.no: 58. Heysemî, Hâlid b. Velid ve Câbir (Radıyallahu anhümâ) tarafından nakledilen rivayetlere değinerek zayıf olduğunu belirtir. Bk.Mecma', 1/155.

İrbâd b. Sâriye'den (Radıyallahu anh) şahidi:

Ebû Dâvûd, Haraç, 31, H.no: 3050.

18______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

Hayber'in fethi günü, Peygamberimiz (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) birçok şe­yi haram kıldı ve şöyle buyurdu:

"(İleride) sizden birine, benim hadisim ulaştığında, o koltuğuna ku­rulmuş olarak; "Bizimle sizin aranızda Allah'ın Kitab'ı vardır; (sade­ce) onda bulduğumuz helâli helâl ve haramı da haram kabul ede­riz,' diyerek- neredeyse beni inkâr etme noktasına gelecektir.

Dikkat edin! Allah Rasûlü'nün haram kılması, Allah'ın haram kılma­sı gibidir."

11/289-Mikdâm b. Ma'dîkerib'den (Radıyaiiaha anhyP

RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

"Bana Kutsal Kitap ve onunla birlikte benzeri/sünnet verildi. (Gele­cekte) bir kişi karnı tok olarak koltuğuna kurulup diyecek ki: 'Allah'ın Kitab'ına yapışın; (sadece) onda bulduğunuz helâli helâl ve hara­mı da haram kabul edin!'

Dikkat edin, evcil eşeğin ve köpek dişi olan yırtıcı hayvanların eti si­ze helâl değildir. Dikkat edin, emân ile gezen yabancının26 buluntu malını (sahibinin işine yaramayıp atılması dışında) sahiplenmeniz helâl değildir. Kim bir toplumun bölgesine gelirse, yöre sâkinlerinin onu ağırlaması gerekir. Eğer ağırlamazlarsa, bu misafirlerin yöre sakinlerinden ceza olarak (ko­naklama, yeme ve içme gibi) ağırlanma masraflarını alma hakları vardır."

25 Sened: ^i o> ^.i J J^-')\ ^ 'j- i> lî'^i' jû ö_>> 'J i^' ıâi.

Sahih: Müsned,IV/130-131, H.no: 17108; Tirmizî, İlim, 10, H.no: 2664; Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 4604; İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 12; Dârimî, Mukaddime, 49, H.no: 586; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XX/282-283, H.no: 668-670; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 11/137-138, H.no: 1061, 1063

26    Yani İslâm ülkesinde bulunan pasaportlu yabancılar/turistler. Zira onların malını almak normal sanılabilir. Peygamberimiz bundan sakındırıyor.

ir*an ve Sünnet'e Dönüş_______________________________________________           19

AÇIKLAMA

"(Ey Muhammedi) Allah'a tevbe eden, kullukta bulunan, O'nu seven, O'nun uğrun-seyâhat eden, rükû ve secde eden, doğruyu emreden, kötüyü yasaklayan ve Allah'n

arına riâyet eden mü'minlere (sayısız nimetleri) müjdele!" (Tevbe 9/112).27 Seyahat etmek önemli insan haklarındandır. Hukukî olarak cezalandırılması28 İşında kimse seyahat hakkından men edilemez. Seyahat etmenin birtakım sebepleri irdir:'

1-İlmî seyahatler (Hadis toplama gibi)29,

2-İbadet seyahatleri (Hac ve üç mescide seyahat gibi),

3-Gezmek (ibret almak ve sıhhat) için yapılan seyahatler,

4-Ticânî seyahatler,

5-Tebliğ seyahatleri...

Seyahatlerin faydalı olabilmesi için bir gayeye matuf olması gerekir.

EllCS b. Mâlİk'ten (Radıyallahü anhy. "ReSUİUİlah (Sallallahtt aleyhi ve sellemj buyurdu ki:

"İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır."30 Seyahat edene dinî yönden birtakım kolaylıklar sağlanmıştır; namazların kı-

laiiiması ve cem'i, Ramazan orucunun tehiri gibi...

Bu nedenle, seyahat eden insanlara Müslümanların da yardımcı olması ve ağır- gerekir. Atalarımızın konaklama yerlerinde yaptıkları han ve kervansaraylar bu-. an sözel örnekleridir. Turizmle ilgili çalışmalarda, seyahat eden kişilerin suç ve

'İBMMbUıiâksızlık amaçları engellenmeli, konuya salt ekonomik açıdan bakılmama-

::... inağne ve güzel şeyleri aksettirecek projeler geliştirilmelidir.

âyet ve hadis seyahate teşvik eder: Yeryüzünün dolaşılıp, geçmiş insanların bırak-ı eserlere bakarak ibret alınması, yaratılanların  nasıl olduğunun görülmesi vs. pek çok i kerîmenin emridir. Bk.Âlü İmrân 3/137, En'âm 6/11, Nahl 16/36, Nemi 27/69, Ankebut ara», Rûm 30/9, 42, Yusuf 12/109, Hac 22/45-46, Fâtır 35/44, Muhammed 47/10.

Allah Teâlâ buyurur: "Onlar yeryüzünde gezip, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin \ olduğunu görmezler mi? Öncekiler, kendilerinden daha kuvvetliydi..." (Fâtır 35/44).

"De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın ve yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir ■!"(En'am6/ll).

■"Hapis, sürgün ve zorunlu ikâmet gibi...

3B« seyahatin sebebi; a-Yeni hadisler öğrenmek, b-Duyduğu hadisin sıhhatini tahkik, c-Bildiği hadiste düştüğü tereddüdü izâle, d-Uluvvü isnâd (yani kendine ulaşan bir hadîsi ri­vayet edeninden dinlemek) için olabilir.

n Tirmizî, İlim, 2; İbn Mâce, Mukaddime, 17

Kur'an ve Sünnete Dönüş

12/290-EbÛ Râfî'den (RadıyallahU anh):iı

Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seüem) şöyle buyurdu: "Şunu biliyorum ki (gelecekte) sizden birine benim hadisim ulaştı­ğında, o koltuğuna kurulmuş olarak; 'Bunu Allah Teâlâ'nın Kitab'ında bulamıyorum,' diyecek (ve hadisi reddedecek.)"

13/291-Ebû Hüre'yre'den (Radıyaüahu anhy?1

Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu:

"Şunu biliyorum ki (gelecekte) sizden birine benim hadisim ulaştı­ğında, o koltuğuna kurulmuş olarak; Bana Kur'ân okuyun diyecek, (yani hadisi reddedecek.)

Size, benim söylediğim ya da söylemediğim bir hayır ulaşırsa (bilin ki) ben onu söylüyorum/kabul ediyorum. Ama size şer ulaşırsa ben onu söylemiyorum/kabul etmiyorum."

31 Senedi *J 'j- «Ai. gO J) 'J «îiı ili of >3ı J j&>- î^i ^'ı lî'çf <uı xi d$ 'juj.j 'J 'j* uAi-

Sahih: Müsned, VI/8, H.no: 23751; Şafiî, Müsned, s.151, 233; Tirmizî, İlim, 10, H.no: 2663 (hasen-sahih); Humeydî, 1/252, H.no: 551; Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 4605; İbn Mâce, Mu­kaddime, 2, H.no: 13; Hâkim, 1/190-191, H.no: 368-370 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır); Heysemî, Mevârid, 1/200, H.no: 98. İbn Lehîa hakkındaki değerlendirmelerimiz için bk.22/64. hadis. Ebû Hüreyre'den (Radıyaüahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 21

32 Sened: j^- ^ >ü y\ dii- jıi g'J. ısii-

Hasen: MUsned,'u/4&3, H.no: 10218; 11/367, H.no: 8787; İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 21; Heysemî, sika kabul edilmekle birlikte Ebû Ma'şer Necîh b. Abdurrahman es-Sindî'nin (v. 170/786) Ahmed b. Hanbel tarafından zayıf sayıldığını belirtir. Bk.Mecma', 1/154. Tirmizî, bazı ilim sahiplerinin Ebû Ma'şer'in hafızası hakkında tenkitte bulunduklarını belirterek, Buhârî'nin: "Âlimler bu râviden nakletmiş olsalar bile ben hiçbir şey nakletmem" dediğini nakleder. Bk.Sünen, Salât, 139, H.no: 343; Ahmed Muhammed Şâkir Sünen'in tahricinde Buhârî'nin "münkeru'l-hadis" diyerek aşın gittiğini, zayıf sayanların karşısında olanların da bulunduğunu belirterek şöyle demiştir: "Ebû Zür'a ed-Dımeşkî, Nuaym'dan "zeki, hafız biri idi" dedi. Yezid b. Harun, Ahmed b. Hanbel'in "Sadûktur, isnadın tam hakkını vermez" sözü­nü hatırlatarak bunun böyle olmadığım belirtti. Ebû Hatim de: "Ahmed b. Hanbel ondan hoş­nut olmuştu"der. Bu hususta söylenenlerin en doğrusu da onun "sadûk" olmasıdır. Zehebî, bu zât hakkında Ahmed b. Hanbel'in "Sadûktur, isnadın tam hakkını vermez"; Yahya b. Maîn'in "Kuvvetli değildir" ve tbn Adiy'in "Zayıf olması ile birlikte hadisleri yazılabilir" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 5802; tbn Hacer ise: "Zayıftır, yaşlandı ve ihtilât etti/bunadı" der. Bk.Takrib, Trc. no: 7100; Bu râvinin Tirmizî iki, Ebû Dâvûd bir, İbn Mâce üç ve Ahmed b. Hanbel ise 27 hadisini nakleder. İbnü'l-Kattân hadislerini hasen saydı. Bk.Zeylaî, Nasbu'r-râye, IV/121.

Ayrıca önce zikredilen üç hadisle de bu rivayet kuvvet kazanır.

'iBiraırıgSunnefe Dönüş

* Bid'atin (Dinde Aykırı Şeyler Uydurmanın/Türetmenin) ve İnsanları Dalâlete Çağırmanın Sorumluluğu

14/292-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiahu anh>:33

Rasûlullah (SaiMiaha aleyhi ve seiiem) bize bir konuşma yaptı.

Önce Allah'a hamd ve (lâyık olduğu vasıflarla) sena etti, sonra dedi ki:

"Sözün en doğrusu Allah'ın Kitab'ıdır ve rehberliğin en güzeli de Hz.

—led'in rehberliğidir. İşlerin en kötüsü ise yeni uydurulan (dine ay-

i.ierdir. (Bu şekildeki) her bid'at dalâlettir."

Sonra sesini yükseltti, yanaldan kızardı ve kıyametten bahsederken

. daha da arttı, sanki o, orduyu uyaran bir kişiydi ve:

-Kıyamet vakti yaklaştı, ki ben kıyametin böyle yaklaştığı bir anda

im" deyip işaret ve orta parmağını birleştirdi, sonra ilâve etti: Neredeyse kıyamet gerçekleşecek, çok yaklaştı.34

KAc Müsned, III/310, H.no: 14270; Benzer rivayet için bk. III/319, H.no: 14368; m/371, Jüıarc 14924 (Bu rivayetin baş kısmı şöyledir:)

Müslim, Cum'a, 867; Nesâî, Salâtii'l-îdeyn, 22, H.no: 1576; İbn Mâce, Mukaddime, 7,

-...-«:  45, Dârimî, Mukaddime, 23, H.no: 212; Ebû Yala, IV/90, H.no: 2119; IV/85, H.no:

- îbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Buhâri, İ'tisâm, 2; İbn Mâce, Mukad-

ı.....ıbb. r. H.no: 46, Dârimî, Mukaddime, 23, H.no: 213; Senedde yer alan Ca'fer, İbn Mu-

ıııınaHed b. Ali b. Hüseyin b. Ali'dir. Meşhur fakih ve imam; Hz. Peygamber'in (Sallallahü .mrtmtrsellem) torunu Ca'fer-i Sâdık'tır.

22_______________________________________      Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

Kim mal bırakırsa ailesine kalır. Ancak borç ve korunmaya muhtaç­lar bırakır da (malı borcu karşılamazsa) ödenmesi bana (yani devlete) aittir, muhtaçların (fakir çocuklarının korunması) sorumluluğu da ba­na/devlete aittir."

15/293-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh):35

RaSÛlUİlah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

"Kim kötü bir çığır açar ve kendisine uyulursa, tâbi olanlara verilen günâhın bir benzeri hiç eksiltilmeksizin ona da   verilir. Kim de iyi bir çığır

34 Münâvî der ki: "Yani onun oluşuna hazır olun/bekleyin! Sabah ya da akşam hemen gerçek­leşecek, Tevbeye koşun günahlarınız şilinsin, dünyayı biraz terk edin hesabınız hafiflesin, Âhireti hiç unutmayın..." Bk. Feyzu'l-Kadîr, 11/172

Şahih: Müsned, 11/504-505, H.no: 10504; Benzer rivayet için bk. 11/520-521, H.no: 10696; İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 204 (isnadı sahih). Müslim, Tirmizî, İbn Mâce ve Dârimî'de "senne" lafzı yerine "deâ ilâ hüden" lafzı bulunmaktadır. (Bk. Müslim, İlim, 16; Tirmizî, İlim, 15, H.no: 2674; İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 206 (bu lafızla Enes'ten (Radıyallahü anh) de rivayet bulunmaktadır. İbn Mâce< Mukaddime, 14, H.no: 205); Dârimî, Mukaddime, 44, H.no: 519) Heysemî, Taberâni'ye'nisbet ettiği benzer İbn Ömer (Radıyallahü anhümâ) hadisi için zayıf hükmünü verir. Bk.Mecmç', 1/168;

Ebû Hüreyre'nin bu hadisi Birr konusunda 128/8189.hadiste tekrar edilecektir. _,,. a-Cerir b.Abdullah'tan (Radıyallahü anh) şâhid: Müsned, IV/360, H.no: 19083; IV/362, H.no: 19106; IV/358-359, H.no:':il9074; IV/361-362, H.no: 19102; IV/361, H.no: 19100; IV/357, H.no: 19057; Nesâî, Zekât, 64, H.no: 2552; Ma'mer, XI/466; Müslim, Zekât, 69; İlim, 15; Tirmizî, İlim, 15, H.no: 2675; İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 203; Dârimî, Mukaddime, 44, H.no: 518-520; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 11/344, H.no: 2439; Cerir'in bu hadisi Ze­kât konusunda 219/3178., Birr konusunda ise 129/8190.hadiste zikredilecektir.

b-Huzeyfe'den (Radıyallahü anh) şâhid: Müsned, V/387, H.no: 23182; Birr konusunda 130/8191.hadiste zikredilecektir.

c-Ebû Cühayfe'den (Radıyallahü anh) şâhid: İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 203;

d-İbn Mâce'de Amr b. Avf tan (Radıyallahü anh) benzer bir şâhid daha vardır ki bu ha­dis Ebû Hüreyre (Radıyallahü anh) hadisini açıklar mahiyettedir:

BkJbn Mâce, Mukaddime, 15, H.no: 209-210

e-Ebû Mesûd el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 131/8192.hadis

*fcmr"ar ve Sünnet'e Dönüş__________________________________________• 23

ağar ve kendisine uyulursa, tâbi olanlara verilen sevabın benzeri hiç eksil-

■"Ineteizin ona da verilir. "

lS294-Gudayf b. Haris es-Sümâlî'den (Radıyaiiaha anh):36 Hidife) Abdülraelik b. Mervân bana haber gönderdi ve dedi ki: E;. Ebû Esma! İnsanları iki konu üzerinde topladık.37' j~ûar nedirT

"Cuma günü minberde (dua için) elleri kaldırmak, sabah ve ikindi

ndan) sonra insanlara kıssa anlatmak...' - .ı ikisi, benim kabul etmediğim tipik bid'atlanmzdandır.' Niçin?'

"Çünkü Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Bir topluluğun uydurduğu bid'at, Sünnetten bir hükmün kalkmasına ı ohır. Sünnet'e bağlı kalmak bid'at uydurmaktan daha hayırlıdır."'

rf. IV/105, H.no: 16907; Heysemî, Bezzar tarafından da rivayet edilen hadisin

\isi Ebûbekir b. Abdullah b. Ebû Meryem'in "miinkeru'l-hadis" olduğunu söy-

.;'. 1/188. Suyûtî, "hasen" işareti koymuş (Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 7790);

'•lünzirî ve Heysemî'nin "zayıftır" dediklerini nakletmiştir. Bk.Feyzu'l-Kadîr,

... İbn Hacer'in hadisin isnadının ceyyid olduğunu söylediğini nakleder. Bk.

>ıânî, 1/194. Ebûbekir b. Abdullah b. Ebû Meryem el-Gassânî (v. 156/773): İbn

.nin Biikeyr veya Abdüsselâm, rivayetinin ise "zayıf olduğunu, evinde hıreızlık yapıl-

"- ihtilat ettiğini söyler. Bk.Takrîb, Trc. no: 7974. Zehebî ise ilim-diyânet sahibi olan bu

t sayıldığını belirtir. Bk.Kâşif, Trc. no: 6526. Bu râvinin Tirmizî ve Dârimî dört, Ebû

_   İbn Mâce üç ve Ahmed b. Hanbel ise 35 rivayetini nakleder. Tirmizî rivayet ettiği

.in hasen hükmünü verir. Bk.Sünen, H.no: 1012, 2238, 2459, 3066.

İnsanlar arasında iki konuda fikir birliği sağladık.'

24______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

AÇIKLAMA

Bu iki bid'atın sakıncası:

1-Rivayette zikredildiği gibi, Peygamberimiz hutbe esnasında dua ederken el­lerini kaldırmazdı. Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde;

Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî anlatıyor:

İmâra b. Ruveybe'nin (Radıyaiiahu anh) (cuma günü cuma namazında) yanında oturuyordum, Bişr (b. Meryân) da bize hutbe irad ediyordu. Dua ettiği sırada da elle­rini kaldırdı. İmâra (Radnaimha anh):

'Allah bu ellere bereket vermesin! Ben Rasûlullah'ı (SaiMiaha aieyu ve seiiem) hut­bede dua ederken gördüm, yalnız şehâdet parmağını kaldırırdı.38

2-İnsanlara kıssa anlatmak onları Kur'an ve Sünnet'ten uzaklaştırmaktadır. Rasûlullah (SaiMiahu aieyM ve seiiem) döneminde bunlar yoktu, bilakis kıssalarla meşgul olmaktan sakındıran rivayetler bulunmaktadır. Taberâni'nin Habbâb'dan anh) gelen rivayetinde,

Hz.Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "İsrail oğulları perişan olduklarında (ne yazık ki) kıssalara dalmışlardı."39

17/295-Sa'd b. İbrahim'den:40

38  Müsned, IV/136, H.no: 17158; 17155; IV/135-136, H.no: 17153

39  Taberânî, el-Mucemü'l-kebîr, IV/80, H.no: 3705; Heysemî, râvilerinin sika olduklarını, sadece senedindeki râvilerden Eclah'ta ihtilafın bulunduğunu söylemiştir. Bk. Mecma', 1/189

40 Sened: il/)^ £~ 'j. <uı '■£* &&■ '£* y» 'J. '^~^ &*-

Sahih: Müsned, VI/146, H.no: 25008; Benzer rivayet için bk. VI/73, H.no: 24331; VI/180, H.no: 25348; VI/256, H.no: 26069; VI/240, H.no: 25911; VI/270, H.no: 26207; Buhârî, İ'tisâm, 20; Müslim, Akdıye, 17-18, Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 4606; İbn EM Şeybe, VI/307, H.no: 31673.

24______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dögüş

AÇIKLAMA

Bu iki bid'atın sakıncası:

1-Rivayette zikredildiği gibi, Peygamberimiz hutbe esnasında dua ederken el­lerini kaldırmazdı. Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde;

Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî anlatıyor:

İmâra b. Ruveybe'nin (Radtyaiiahu anh) (cuma günü cuma namazında) yanında oturuyordum, Bişr (b. Mervân) da bize hutbe irad ediyordu. Dua ettiği sırada da elle­rini kaldirdl. İmâra (RadıyallahU anhf.

'Allah bu ellere bereket vermesin! Ben Rasûlullah'ı (SaiMiaM aleyhi ve seiiem) hut­bede dua ederken gördüm, yalnız şehâdet parmağını kaldırırdı.38

2-İnsanlara kıssa anlatmak onları Kur'an ve Sünnet'ten uzaklaştırmaktadır. Rasûlullah (Saiiaiiahu aieyH ve seiiem) döneminde bunlar yoktu, bilakis kıssalarla meşgul olmaktan sakındıran rivayetler bulunmaktadır. Taberâni'nin Habbâb'dan anh) gelen rivayetinde,

Hz.Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "îsrâil oğulları perişan olduklarında (ne yazık ki) kıssalara dalmışlardı."39

17/295-Sa'd b. İbrahim'den:40

38  Müsned, IV/136, H.no: 17158; 17155; IV/135-136, H.no: 17153

39  Taberânî, el-Mucemü'l-kebîr, IV/80, H.no: 3705; Heysemî, râvilerinin sika olduklarını, sadece senedindeki râvilerden Eclah'ta ihtilafın bulunduğunu söylemiştir. Bk. Mecma', 1/189

40 Sened: '^/j^A _£** 'j. *üı i£ £ÎU- ji» s*~ 'J -*-~ •=**-

Sahih: Müsned, VI/146, H.no: 25008; Benzer rivayet için bk. W73, H.no: 24331; VI/180, H.no: 25348; VI/256, H.no: 26069; VI/240, H.no: 25911; VI/270, H.no: 26207; Buhâri, İ'tisâm, 20; Müslim, Akdıye, 17-18, Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, Hjjo: 4606; tbn Ebî Şeybe, VI/307,H.no: 31673.

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

Bir kişi bütün meskenlerinin üçte birini, bir kişiye vasiyet etti. Duru­mu Kasım b. Muhammed'e sordum, şöyle dedi:

'Her üç hisseyi bir meskende topla! Ben Hz. Âişe'den (Radıyuiiahu -'";. Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şu sözünü duydum:

"Kim bizim dinimize uymayan bir şey yaparsa, o hareketi kab_: edilmez,, (kendisine iade edilir.)" '

* Rasûlullah'tan (Sallallahü aleyhi ve sellem) Sonns Dini Tahrif Etmeye Çalışanlara İlâhî Tehdit

18/296-Ebû Bekre'den (Radıyallahü anhy.4

41 Sened:

Sahih: Müsned, V/48, H.no: 20373; Benzer rivayet için bk. V/50, H.no: 20387; V/41, H.no: 20300; Havz hadisi tevatür seviyesine ulaşan hadislerden biridir. Senedinde Ali b. Zeyd bu­lunmaktadır. Bu râvi için bk. 29/180.hadis. Şâhidleri için bk.

a-Hz.Ömer (Radıyallahü anlı): Bezzâr, 1/314, H.no: 204; Taberânî ve Bezzar tarafından rivayet edildiğini söyleyen Heysetnî, râvilerinin sika olduğunu belirtir. Bk.Mecma', 111/85;

b-Ebû Hüreyre (Radıyallahü anhy. Müsned, 11/300, H.no: 7980; 11/408, H.no: 9263; Ma'mer b. Râşid, XI/406, Buhârî, Rikak, 53; Müslim, Taharet, 34-37, 39; Bu hadis Fiten bö­lümünde 339-340/11929-1193O.hadislerde zikredilecektir.

c-İbn Mes'ûd (Radıyallahü anh): Müsned, 1/384, H.no: 3639; 1/402, H.no: 3812; 1/406, H.no: 3850; 1/407, H.no: 3866; 1/425, H.no: 4042; 1/439, H.no: 4180; 1/453, H.no: 433.2; 1/455, H.no: 4351; Buhârî, Fiten, 1; Rikak, 53; Müslim, Fezâil, 32; İbn Mâce'deki rivayetten bu hadisin veda Haccında Kurban Bayramı günündeki hutbede irad buyurulduğu anlaşılıyor. Bk.İbn Mâce, Menâsik, 76, H.no: 3057; Busırî, isnadının sahih olduğunu ifade eder. Bk.Misbâhu'z-zücâce, III/206-207; Benzer bir rivayet Müsned'de de bulunmaktadır. Fakat sahabinin ismi müphemdir. Bk. Müsned, V/412, H.no: 23389; Bezzâr, V/106, H.no: 1685; V/124, H.no: 1709; V/164, H.no: 1757; Ebû Ya'lâ, K/102, H.no: 5168; K/126, H.no: 5199; Taberânî tarafından rivayet edildiğini söyleyen Heysemî, râvilerinin sahih hadis ricali olduğu­nu belirtir. Bk.Mecma', X/365; Bu hadis Fiten bölümünde 337/11927.hadiste zikredilecektir.

d-Enes (Radıyallahü anh): Müsned, III/102, H.no: 11935; III/140, H.no: 12358; m/281, H.no: 13926; Müslim, Salât, 53; Fezâil, 40; Buhârî, Rikak, 53; Nesâî, iftitah, 21, H.no: 902; Ebû Ya'lâ, VII/34, H.no: 3942; VII/40, H.no: 3951; Bu hadis Fiten bölümünde 341/11931. hadiste zikredilecektir.

e-İbn Abbas (Radıyallahü anhtimâ): Müsned, 1/223, H.no: 1950; 1/229, H.no: 2027; 1/235, H.no: 2096; 1/253, H.no: 2281-2282; 1/257, H.no: 2327; Müslim, Cennet, 59; Tirmizî, Sıfatü'l-kıyâme, 3, H.no: 2423; Tefsir, 21/4, H.no: 3167; Nesâî, Cenâiz, 119, H.no: 2085; es-

26                                                                                             Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

RaSÛlUİlah (Sallallahü aleyhi ve sellem)  buyurdu ki:

"Benimle sohbet eden ve beni gören bazı kişiler, havzın başına gelir­ler.  Onlar yanıma getirildiklerinde, sıkıntı çektiklerini görür ve:

vYa Rabbi! Şunlar benim ashabım, ashabım derim. (Ama) bana: 'Onlar senden sonra neler yapü/türetti, sen bilmiyorsun' denir."

Sünenü'l-kübrâ, 1/668, H.no: 2214; VI/339, H.no: 11160; VI/408, H.no: 11337; İbn Ebî Şeybe, VII/86-87, H.no: 34397; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XII/71, H.no: 12508; Taberânî, Bezzar ve Ahmed b. Hanbel tarafından da rivayet edildiğini söyler. Bk.Mecma', X/364; Bu hadis Fiten bölümünde 336/11926.hadiste zikredilecektir.

f-Ebû Said (Radıyallahü anh): Müsned, 111/28, H.no: 11163; Buhâri, Rikak, 53; Heysemî, Ebû Ya'lâ tarafından da rivayet edildiğini ifade eder. Bk.Mecma', X/364;

g-Ümmü Seleme (Radıyallahü anhâ): Müsned, VI/297, H.no: 26425; Müslim, Fezâil, 29; Taberânî, elMu'cemü'l-kebîr, XXIII/297, H.no: 661; İshâk b. Râhûye, 1/200, H.no: 21; Ayrıca 22/300.hadise bk.

h-Ebu'd-Derdâ (Radıyallahü anh): Taberânî ve Bezzar tarafından rivayet edildiğini söy­leyen Heysemî, râvilerinin sika olduğunu belirtir. Bk.Mecma', IX/367; X/365;

i-Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî (Radıyallahü anh): Müsned, V/388, H.no: 23183; V/393, H.no: 23230; V/400, H.no: 23285; İbn Ebî Şeybe, VII/455, H.no: 37177; Heysemî 'Taberânî iki senedle nakletmiş, her ikisinde de Zeyd b. Hasan el-Enmâtî var, bu zâtı İbn Hıbbân sika, Ebû Hatim zayıf saymış, diğer râvileri ise sikadır" der. BkMecma', X/363; Ayrıca 20/298. hadise bk.

k-Câbir (Radıyallahü anh): Müsned, III/384, H.no: 15059; Heysemî: "Ahmed b. Hanbel tarafından rivayet edilen hadisin râvileri sahih hadis ricalidir. Bezzar'm naklettiği ise zayıftır" der. BkMecma', X/364; Bu hadis Fiten bölümünde 338/11928.hadiste zikredilecektir.

I-Semure b. Cündüb (Radıyallahü anh): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VH/207, H.no: 6856; Heysemî: "Ahmed b. Hanbel tarafından iki isnadla rivayet edilen hadisin senedinin birin-<de Ali b. Zeyd vardır. Bu zat zayıf olmakla birlikte sika kabul edilmiştir. Taberânî'nin râvileri de Ahmed b. Hanbel'in râvileri gibidir" der. Bk.Mecma', X/364-365: Ali b. Zeyd için 29/180. hadisin tahririne bk.

m-Ebû Mûsâ (Radıyallahü anh): Bezzar, VIII/149, H.no: 3168;

n-Sehl b. Sa'd (Radıyallahü anh): Müsned, V/333, H.no: 22720; V/339, ttno: 22771; Buhâri, Rikak, 53; Müslim, Fezâil, 26; Heysemî, Taberânî tarafindae da rivayet edildiğini ricali­nin sahih hadis râvileri olduğunu söyler. BkMecma', X/363. Bir sonraki hadise bk. 19/297.

o-Hz.Âişe (Radıyallahü anhâ): Müsned, VI/121, Hjmc 24782; Mislim, Fezâil, 28; Ebû Ya'lâ, VII/433, H.no: 4455; Ayrıca2l/299.hadise bk.

ö-Esmâ bt. Ebû Bekr: (Radıyallahü anhâ): DmHvf. Uak. 53;

p-Ebû Abdillah es-Sunâbihî (Radıynilaks m+K Bk. MBıııırf. İV/349,351, H.no: 18970, 18984-18987;

r-Cündüb'den (Radıyallahü anh): Bk. ffiimrrf IVÖ13, ILmk 18712;

s-Müphem bir sahâbî (Radıyallahü ımkn Mimi VMIZ Hjmk 23389

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş                                                                                    ____27

19/297-Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den (Radıyaiiahu anhy.42

Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:

"Ben Havza ilk uğrayan kişiyim. Oraya uğrayan mutlaka içer, içen de ebediyyen bir daha susamaz. Oraya bazı kişiler gelecek ki ben onları tanıyorum, onlar da beni tanıyorlar. Sonra onlarla benim aram ayrılır."

Râvilerden Ebû Hâzini der ki:

Ben hadisi onlara naklederken Numan b. Ayyaş da işitti ve dedi ki:

'SehPden bunu gerçekten duydun mu?'

Ben 'Evet' deyince o şöyle dedi:

'Ben de Ebû Saîd el-Hudrî'nin (doğruluğuna) şahidim, onu ben de i-şittim ve ilâve olarak şunu dedi:'

'Rasûlullah: ıOnlar bendendir' deyince,

Onlar senden sonra neler yaptı/türetti, sen bilmiyorsun' denir.

(İşte o zaman;)

Benden sonra (ahkâmı) değiştiren sizler, buradan (hemen) uzakla­sın, uzaklasın!' diyeceğim."

NOT: Bu hadisten, bazı bid'at sahiplerinin cennete gireceği, ancak Sünnet'e aykırı hareket ettikleri için Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) yanında bu­lunma ve Havz gibi birtakım nimetlerden mahrum olacakları anlaşılmaktadır.

20/298-Huzeyfe'den (Radıyaiiahü anh) benzeri rivayet edildi:43

42 Sened:

Sahih: Müsned, V/333, H.no: 22720; Benzer rivayet için bk.V/339, H.no: 22771: Buhârî, Rikak, 53; Müslim, Fezâil, 26; Heysemî, Taberânî tarafından da rivayet edildiğini, ricalinin sahih hadis râvileri olduğunu söyler. Bk.Mecma', X/363. Bir önceki hadise bk.18/296

28                                                                                            Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

21/299-Hz. Âişe annemizden (RadıyaüaM anhâ) benzeri rivayet edildi:44

22/300-Abdullah b. Rafı' el-Mahzûmî'den

Sahih: Müsned, V/388, H.no: 23183; Benzer rivayet için bk.V/393, H.no: 23230; V/400, H.no: 23285; İbn Ebî Şeybe, VII/455, H.no: 37177; Heysemî Taberânî iki senedle nakletmiş, her ikisinde de Zeyd b. Hasan el-Enmâtî var, bu zâtı İbn Hıbbân sika, Ebû Hatim zayıf say­mış, diğer râvileri ise sikadır" der. Bk.Mecma', X/363; (bu rivayetteki hadis aynı zamanda İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) da nakledilmiştir); Ayrıca 18/296.hadise hk.

Sahih: Müsned, VI/121, H.no: 24782; Afus/im, FteriH, 2*. ~               ~ .-   -       4455-Ay-

rıca 18/296.hadise bk.

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş                                                                                            29

Ümmü Seleme (Radıyaiiahu anhâ) annemiz naklediyor:

'Ben odamda saçlarımı düzelttirirken, Hz. Peygamber'in (Saiiaiiaha aley­hi ve sillem) minberde söylemediğini işittim: "Ey İnsanlar!.."

Ümmü Seleme kadın berberine dedi ki: '    'Saçımı ayır/düzelt!' Oda:

'Ben sana feda olayım, Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem), "Ey İnsan­lar!.." diyor. Bunun üzerine ben:

'Yazıklar olsun, biz insanlardan değil miyiz?' dedim ve saçımı düzel­tir düzeltmez kalkıp dinlemeye başladım, şöyle diyordu:

"Ey İnsanlar!.. Ben Havzın başındayken bazı gruplar getirilir ve yol­ları sizden ayrılır. Onlara derim ki:

'Bu yola gelin!..'Arkamdan birisi de bana seslenir:

'Onlar senden sonra (ahkâmı) değiştirdiler.' O zaman ben de:

'O halde (şimdi de siz) benden uzaklasın, benden uzaklasın!' derim."

* Önceki Dinlere Tâbi Olanları Taklid Etmenin Yasaklanması

Hz. Muhammed'in (SaMiahu aleyhi ve seiiem) getirdiği din, Hz. Âdem'den itibaren devam eden İslâm sürecinin son halkasıdır. Bu sürecin en büyük özelliği tevhid ve risâlet temelli olmasıdır. Bu iki özellik kaybolduğu zaman, o din İslâm olmaktan çıkar ve Yahudilik, Hrıstiyanhk ya da Budizm gibi isimler alır. İslâm son kez Hz. Muhammed'in (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) risâletinde, yeniden ve kıyamete kadar hiç bo­zulmama garantisiyle yeryüzü gündemine gelmiştir. Bu din, inananlara güç ve kuv­vet vermektedir. Bu ümmetin en büyük felâketi, İslâm'ı terk edip diğer dinlerin müntesiplerine tâbi olmak ve onları taklid etmektir. Bundan kurtuluş ise yeniden İslâm'ın tevhid ve risâlet inancına dönmekle olur.

Allah Teâlâ buyurur:

Sahih: Müsned, VI/297, H.no: 26425; Müslim, Fezâil, 29; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kelnr, XXIII/297, H.no: 661; İshâk b. Râhûye, 1/200, H.no: 21; Ayrıca 18/296.hadisebfc

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

'Yahudi ya da Hrıstiyan olun ki doğruyu bulaşınız, derler. On­lara de ki:

Bilakis, siz muvahhid olarak İbrahim'in dinine gelin! O, müş­riklerden değildi.

De ki: 'Biz; Allah'a, bize indirilene ve (ayrıca) İbrahim'e, İs­mail'e, İshak'a, Yakub'a, Onların torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya verilene ve Rableri Allah'tan bütün Peygamberlere gelen şeylere iman ettik. Hiçbirini diğerinden ayırmayız ve biz sadece Allah için Müslüman olduk.'

Eğer sizin gibi iman ederlerse, doğru yolu bulurlar. (Ama) ay-rılırlarsa, onlara karşı Allah size yeter. O her şeyi işiten ve bilen­dir'(Bakara 2/135-137)

23/301-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anhy.46

Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:

"Önceki dinlere tâbi olanların yollarına karış karış, arşın arşın47 gire­ceksiniz, hattâ onlar keler (büyük kertenkele) deliğine girseler, siz de peş­lerinden gireceksiniz."

46 Sened: jC4                 j                                                   c

Sahih: Müsned, 111/84, H.no: 11739; Benzer rivayet için bk.III/89, H.no: 11782; 111/94, H.no: 11836 (Meçhul bir râvi bulunduğundan dolayı bu rivayetin senedi zayıftır. Fakat 11739. ha­disten de anlaşıldığı gibi Zeyd b. Eslem'in meçhul hocası: Atâ' b. Yesâr'dır); Buharı, İ'tisâm, 14; Enbiyâ, 50; Müslim, İlim, 6.

Hadisin şâhidleri:

a-Sehl b. Sa'd'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/186, H.no: 5943;

b-Kesir b. Abdullah dedesi Amr b. Avf tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/186, H.no: 5943; Hâkim, 1/219, H.no: 445 (Hâkim şâhid olarak verir);

c-Abdullah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hâkim, 1/218, H.no: 444 (Hâkim şâhid olarak verir);

d-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bir sonraki 24/302.hadise bk.

47 Zira' (^ijjjt), dirsekten orta parmak ucuna kadar olan mesafedir, bu da bir arşın olup yakla­şık bir adımdır. Anlaşılması için adım olarak terceme edildi, çünkü Türkçe'de arşınlan açmak a-dımlan açmak anlamına gelmektedir. (Bk. Sami, Şemseddin, Kamûs-u Türlâ 1/29, 648)

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş                                                    .                              '                    31

'Ey Allah'ın Rasûlü! Sen Yahudi ve Hnstiyanları mı kastediyorsun?' "Başka kim olabilir?..."

24/302-Ebû Hüreyre'den (Radiyaiia.hu anh):4S

"Canımı elinde tutan Allah'a yemin olsun ki sizden önceki dinlere tâ­bi olanların yollarına karış karış, kulaç kulaç49, arşın arşın tâbi olacaksınız, hattâ onlar keler (büyük kertenkele) deliğine girseler, peşlerinden siz de gireceksiniz."

'Ey Allah'ın Rasûlü! Kim bunlar, sen Ehl-i kitabı mı kastediyorsun?'

"Başka kim olabilir?..."

25/303-Sehl b. Sa'd el-Ensârî'den (Radıyaiiaha anhy.50

RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

"Sizden önceki dinlere tâbi olanların yollarına tamamen girececeksiniz."

Sahih: Müsned, 11/327, H.no: 8322; Benzer rivayet için bk. 11/450, H.no: 9781 (8322. hadis­teki "Ehl-i kitap" lafzı yerine burada "Yahûdî ve Hristiyanlar" lafzı zikredilmiştir); 11/511, H.no: 10589 (Meçhul bir râvi bulunduğundan dolayı bu rivayetin senedi zayıftır); 11/527, H.no: 10767; İbn Mâce, Fiten, 17, H.no: 3994 (isnadı sahih, ricali sikadır); Ebû Ya'lâ, XI/182, H.no: 6292; Hâkim, 1/83, H.no: 106 (Hâkim, hadisin Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır). Şâhidleri için bir önceki 23/301.hadise bk.

49 Bk. 23/301. hadisin ilgili dipnotu

50 Sened: isı^ J /ş > '^J ^ı b>J jii^.; 'J J~i ı&-

Sahih: Müsned, V/340, H.no: 22776; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/204. H.no: 6017; İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hâkim, IV/502, H.no: 8404 (Hâkim, hadi­sin sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de sahih olduğunu tekid etmiştir); Heysemî hadisin râvileri arasında bulunan İbn Lehîa'mn zayıf olduğunu söyler. Bk. Mecma', VII/261. İbn Lehîa ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.

32____________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

26/304-Şeddâd b. Evs'ten (Radıyallahü anh):51

Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu:

"Bu ümmetin  kötüleri, önceki dinlere tâbi olanların yollarına tıpa tıp/tamamen girececekler."

51 Sened:

Hasen: Müsned, IV/125, H.no: 17070; Taberânî, el-Mu'carai'l-kettr, VII/281, Rno: 7140:

İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'catml-kebir, X/39, H.no: 9882;

Huzeyfe'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Hâkim, U/342, H.no: 3218 (Hâkim, hadi­sin Buhârî ve Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır); IV/516, H.no: 8448 (Hâkim, bu hadisin de sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise sahih olduğunu tekid etmiştir);

Heysemî hadisin râvileri (Şehr b. Havşeb gibi ki bu râvi hakkında geniş bilgi için bk.4/4. hadis) hakkında ihtilaf edildiğini söyler. Bk. Mecma', VII/261.

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş                                                                    .                        33

27/305-Ebû Vâkıd el-Leysî'den (Radıyaiiahaanhy.52

Ashab-ı Kiram Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) ile birlikte Mekke'den Huneyn'e doğru yola çıktılar. Kâfirlerin ZâtU Envât (Uğurlu Askı) denilen sedir ağacı vardı ve onun yanında dururlar, silâhlarını asarlardı. Biz de yem­yeşil, büyük bir sedir ağacına rastladık ve dedik ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! (Kâfirlerin olduğu gibi,) bunu da bize Zâtü Envât (Uğurlu Askı) kıl!' Bunun üzerine Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dedi:

"Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki sizler Musa'nın ümmeti gibi; 'Bize de onların ilâhlarına benzer bir ilâh (put) yap,' diyorsu-nuzj (ki bunlar bazı (yanlış) davranışlardır) ve Mûsâ onlara şöyle demişti: 'Şüphesiz siz cahillik yapan bir kavimsiniz'.

(Dikkat edin!) Sizden önceki dinlere tâbi olanların yollarına bir âde­ti, (ardından) başka bir âdeti alarak (yavaş yavaş) girececeksiniz."

§Râvi, bir başka tarikten gelen rivayette benzerini nakletti ve ekledi:

Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:

"Allahü Ekber! Sizler Musa'nın ümmeti gibi; 'Bize de onların ilâh­larına benzer bir ilâh (put) yap,' diyorsunuz,

(Dikkat edin!) Sizden önceki dinlere tâbi olanların yollarına girecek­siniz."

* Tâbiûn Dönemindeki Bazı Değişiklikler

Ashab-ı Kiram, Tâbiûn dönemindeki bazı şeyleri tenkid etmekte ve Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) dönemindeki insanları, İslâmî heyecanı görememekten şikâyet etmektedirler. Asr-ı Saadet samimiyetinden ve şuurundan uzaklaşmak, felâket de­mektir. Bu yüzden yeniden Kur'ân ve Sünnet'e dönmek gerekir.

52 Sened: '^»jSJı Jj 'jj^ oıL. J, J..

Sahih: Müsned, V/218, H.no: 21794;'Benzer rivayet için bk.V/218, H.no: 21797; Tirmiâ, Fiten, 18, H.no: 2180 (Tirmizî, "hasen-sahih" hükmünü verdikten sonra Ebû Vâkid'in ismini verir: "Haris b. Avf".

Ayrıca bu konuda Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre'den - Radıyallahü anhüma- de nakillerin bulunduğunu ifade eder); Humeydî, 11/375, H.no: 848; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, m/244, H.no: 3291

34____________________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

Allah Teâlâ buyurdu ki:

Muhammed Allah'ın Rasûlüdür. Onunla birlikte olanlar kâfir­lere karşı şiddetli, kendi aralarında ise merhametlidir. Onları Al­lah'ın fazlını ve rızasını umarak, hep rükû ve secde halinde görür­sün, yüzlerindeki iz ise secdenin aydınlığıdır. Bu onların Tev­rat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları ise filizi büyümüş bir ekin gibidir, derken büyür kuvvetlenir ve sapı üzerinde doğrulup boy atar da çiftçilerin çok hoşuna gider. (İşte bu vasıflar) kâfirlerin ki­nini artırmak için (zikredilmiştir.) Allah onlardan iman eden ve gü­zel ameller işleyenlere mağfiret ve büyük ecir vaad etmektedir' (Fetih 48/29)

28/306-Ebû İmrân el-Cevnî'den:53

Enes b. Mâlik'in (Radıyaiiahu anh) şöyle dediğini duydum:

'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) döneminde olan bir şey bugün (kal­dı mı), bilmiyorum.'1 Denildi ki:

'Namaz nerde (duruyor?)'

'Namazda bildiğiniz şeyleri yapmıyor musunuz, {namazınız o dönem-dekine benziyor mu?)'

NOT: Sahabe tarafından sonraki nesHler, bazı olumsuz davranışları sebebiy­le tenkid edildi. Namazı, vaktin sonlarına kadar geciktirmek bunun en tipik örneğidir.

53 Sened:

Sahih: Müsned, Ilİ/100-101, H.no: 11916; Buharı, Mevâkît, 7; Tirmizî, Sıfatu'l-kıyâme, 17, H.no: 2447 (hasen-garib); Ebû Ya'lâ, VII/197, H.no: 4184.

Kur'an ve Sünnet'e Dönüş                                                                                             35

29/307-Sâbit el-Bünânî,54 Enes b. Mâlik'in (RadıyaiiaM anh) şöyle dediği­ni nakletti:

'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) döneminde olan bir şey bugün (kal­dı mı), bilmiyorum, Lâilâhe illallah demeniz dışında..' Denildi ki:

'Ey*Ebû Hamza! Namaz nerde (duruyor?)'

'Güneş batarken namaz kılınıyor, bu mu Rasûlullah'in (Saiiaiiaha aleyhi ve xUemj namazı^.'

Devamla şöyle* dedi:

'Bununla birlikte, bir peygamberle beraber olma hariç, amel eden kişi için içinde bulunduğunuz dönemden daha hayırlı bir dönem göremiyorum.'

30/308-Ümmü'd-Derdâ'dan (Radıyaiiahaanuy. K

Yanıma Ebû'd-Derdâ (Radıyaiiaha anh) kızgın olarak geldi. Dedim ki:

'Seni kim kızdırdı?'

'Vallahi, (İnsanların) cemaatle namaz kılmaları dışında, bugün HzMuhammed'in (SaiMiaha aleyhi ve sellem) döneminden bir şey (kaldı mı), bilmiyorum...'

§Bir rivayette; (sadece namaz dışında) denilmektedir.

54 Sened: ;>lit 'Jt oıii-1&- oıi* ıL'ii-

Sahih: Müsned, III/270, H.no:  13795; Benzer bir rivayet için bk. Buhâft, Mevâkît, 7; Makdisî, Muhtara, V/102, H.no: 1723 (sahih isnadla)

55 Sened: oUİı J J ^c. 'j- ^iîiı ıiâi jıi jli 'J, xSJ. ıiii

Sahih: Müsned, VI/443, H.no: 27373-27374; Benzer rivayet için bk. V/195, H.no: 21597; Buhârî, Ezan, 31.

36                                                                                             Kur'an ve Sünnet'e Dönüş

AÇIKLAMA

Sahabe, Rasûlullah döneminde İslâm için canlarını ve mallarını feda edebil­me şuuruna sahip insanlardı. Bu şuur, onların kuvvetli imanları, kayıtsız itaatleri ve sağlam karakterlerinden oluşmuştu. Kur'ân'da sahabenin vasıfları:

1-Hata ettiklerinde istiğfar ve günah işlediklerinde hemen tevbe ederler.56

2-Allah Rasûlü'nü, ölümüne de olsa korumak için biat ederler.57

3-(Sahabenin Tevrat'taki vasfı) Allah Rasûlü ile beraber hareket ederler, kâ­firlere karşı zorlu, ama kendi aralarında merhametlidirler, onlar sürekli namaz kıl­maya gayret ederfer ve yüzlerinde secdenin aydınlığı görünür.

(Sahabenin İncil'deki vasfı:) Filizlenmiş güzel bitkilere benzer ki onlar kuv­vetlenir ve kalınlaşır, sonra saplan üzerinde doğrulup boy atarlar ve bu hal onlara bakanların çok hoşuna gider.5^

4-Allah'in fazlını ve hoşnutluğunu ararlar, Allah ve O'nun Rasûlü yolunda çalıştıkları için yurtlarından sürülürler.

Kalplerine iman yerleştirilmiş olup kendilerine hicret edenleri sever ve baş­kalarına verilen şeylere kalplerinde bir ihtiyaç/sıkıntı hissetmezler, kendileri muhtaç olsa da Müslüman kardeşlerini tercih ederler.59

5-Kur'ân dinlerken kalpleri ürperir, kalpleri yumuşar ve Allah'ı ciddi olarak hatırlarlar.60

6-Kur'ân dinlerken yüzüstü secdeye giderler, Rablerini hamd ile teşbih ve tenzih ederler.

Gece yataklardan uzaklaşır ve korku ile ümit arasında Allah'a dua ederler.

Ellerindeki malı hayır yolunda harcarlar.61

7-Gecenin geç saatlerinde sürekli secdeye kapanır ve ibâdet ederler.62

8-Allah'a verdikleri şehâdet sözünde dururlar.63

9-Allah onların amellerinden razı olmuş ve onlar da Allah'tan razı olmuşlar­dır.64

56 Bk.Tevbe 9/117-118

57 Fetih 48/18-19

58 Fetih 48/29. Ayrıca bk. Kitâb-ı Mukaddes, Ahd-i atîk, Tesniye, bab: 33, âyet, 2-3; Markos, bab: 4, âyet, 26-32

59 Haşr 59/8-9

60 Zümer 39/23

61  Secde 32/15-17

62 Zümer 39/9

63 Ahzâb 33/33-34

64 Tevbe 9/100

D-İSLÂM FIKHI

     İslâm Fıkhında Sünnetin Belirleyici Rolü

    İslâm Fıkhının Oluşumunda Emeği Geçen Önemli Şahsiyetler

    Fakihlerin Hadislere Bakışı

    Fakihlerin Sünnet Anlayışı

     İbâdet Fıkhında Sünnetin Rolü

     İslâm Fıkhında İbâdet

     İbâdet Sınırları ve Şekillerini Tesbitte Nasların Bağlayıcılığı

     İbâdet Fıkhında Sünnet ve İctihad

38                                                                                                                   İslim Fıkhı

I-İSLÂM FIKHI

(Bu bölüm dört kısımdır; ibâdet, muamelât, el-ahvâlü" ş-şahsiyye ve ukûbâtfıkhı)

İSLÂM FIKHINDA SÜNNETİN BELİRLEYİCİ ROLÜ

GtRİŞ-İSLÂM FIKHININ OLUŞUMUNDA EMEĞİ GEÇEN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER (A-Sahabe dönemi, B-Tâbiûn dönemi, C-Tebeu't-tâbiîn (ekolleşme/fıkhî mezheplerin doğuşu) dö­nemi, D-Sonraki nesiller dönemi)-FAKİHLERİN HADİSLERE BAKIŞI (A-Hadislerin taksimi, B-Âhâd haberin bağlayıcılık sınırı, C-Sahih hadisler ve amel şartları, D-Zayıf hadisler ve amel şartla­rı, E-Hz. Peygamber'in fiilleri ve bağlayıcılık sınırı)-FAKİHLERİN SÜNNET ANLAYIŞI (A-Metin tahlil ve tenkidi, B-Hz.Peyganıber'in hadislerinin bağlayıcılık sınırı, C-Fıkhî nasları doğru anlama sonuçları, D-Hadisleri farklı anlamanın sebepleri, E-Farklı hadislerin birleştirilmesi, tercih ve nesh, F-Müctehidlerin bazı hadislerle ameli terk etmelerinin sebepleri, G-'Sahih hadis benim mezhebim-dir' sözünün anlamı, H-İslâm fıkhında mezhepler)

GİRİŞ

Konu İslâm Fıkhında Sünnet'in Belirleyici Rolü olduğu için başlangıç­ta fıkhın oluşumu ve fakihlerin Sünnet'e bakış açısının bilinmesi gerekir. İslâm Fıkhı; ibâdet ve hukuktan oluşan bilim dalıdır. Kaynağı naslar (temel metinler) ve ictihaddır. Oluşum süreci Rasûlullah döneminde başlar ve gü­nümüze kadar uzanır. Bu süreçteki oluşum;

a-Kavramlar. Hz. Peygamber (SaiMiaM aleyhi ve seiiem) döneminde Kur'ân âyetlerinin nüzulü ve bunların Rasûlullah tarafından açıklanıp öğretilmesi anında fıkhın önemli kavramları doğmuş ve yerleşmişti. Bunları Kur'ân ve hadislerde görmek mümkündür. Meselâ helâl, haram, farz, vacib, sünnet, mubah, satış akdi, meclis muhayyerliği, evlilik, boşanma, kısas, hadler, tazir ve azınlıklar (zimmîler) bu konuda en tipik örneklerdir.65 Rasûlullah'tan son­ra bu süreç devam etti; tenzihen mekruh ve tahrimen mekruh kavramlarında olduğu gibi...66

b-Genel ilkeler. Asr-ı Saadette bu ilkelerin bir kısmı oluştu; delil iddia sahibine ve yemin inkâr edene gerekir, gibi...67

c-Furû konuları: İslâm'ın ilk döneminde farklı konularla ilgili âyetler ve Hz. Peygamber'in açıklamaları, önemli ölçüde furû konularının oluşumu­nu hazırladı; namaz, oruç, akitler, evlilik, miras ve ceza hukuku gibi...68

65  Kur'ân'daki bazı kavramlar için bk. Nahl 16/116, Ahzab 33/50, Bakara 2/227; Hadislerde ise bu kavramlar daha geniş/fazla görülür.  Bk.Buharî, Menâkıbü'l-Ensâr, 42; Müslim, Müsâfirûn, 139, Fiten 19; Tirmizî, Mevâkît, 188; Nesâî, Nikâh, 17... Ayrıca bk. İbnü'l-Kayyim, Fetâva 'r-Rasûl

66 Mevsılî, İhtiyar, IV/679; İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-muvakkıîn, 1/39-43; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/48,89

67 Buharı, Relin, 6; Tirmizî, Ahkâm, 12; İbn Mâce, Ahkâm, 7

68 Hz. Peygamber'in yargı ve fetvalarını toplayan müstakil kitaplar için bk. Muhammed b. el-Ferec el-Kurtubî, Akdıyetü Rasûlillâh; İbnü'l-Kayyim, Fetâva'r-Rasûl...

İslâm Fıkhı__________________________________._____________;__________39

d-Usûl konulan : Rasûlullah'tan itibaren temel metinleri doğru anlama metodlan geliştirildi, meselâ Rasûlullah'ın Muâz b. Cebel'i Yemen'e gönde­rirken tavsiyesi69, Hz. Ömer'in Ebû Mûsâ el-Eş'ârî'ye (v.44/655) mektu­bu70...

İSLÂM FIKHININ OLUŞUMUNDA EMEĞİ GEÇEN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER

Rasûlullah'tan sonra bazı önemli şahsiyetlerin çalışmaları ve ictihad-ları fıkha yön vermiş ve doğru ivme kazandırmıştır. Bunlar:

A-Sahabe dönemi:

Ashabın £ı*khı şu kişilerde toplandı: Hz. Ömer (v.23/644), Ali (v.40/661), İbn Mes'ûd (v.32/652), Übey b. Ka'b (v.21/642), Muaz b. Cebel (v. 18/639), Zeyd b. Sabit (y.45/655), Abdullah b. Abbâs (v.68/687), Abdul­lah b. Ömer (v.131692) ve Âişe annemiz (v.58/678) (Radıyaiiaha anhum).11

Bu sahabîler dışında ictihad edenler vardı, ancak ictihadlan çok azdı: Hz.Ebû Bekir (v. 13/634), Osman (v.35/656), Ebû Mûsâ el-Eş'arî (v.44/665), Selmân el-Fârisî (v.36/656), Ebû Saîd el-Hudrî (v.74/693), Talha b. Ubeydullah (v.36/656), Zübeyr b. Avvâm (v.36/656)^ Abdurrahman b. Avf (v.32/652), İmrân b. Husayn (v.52/672), Ubâde b. Sâmit (v.34/654), Ebu'd-Derdâ (v.32/652), Huzeyfe b. el-Yemân (v.36/565), Ebû Zer el-Gıfârî (v.32/652), Ebû Ubeyde (v. 18/639), Muâviye b. Ebû Süfyân (v.60/680), Câbir b. Abdullah (v.79/700) ve Ümmü Seleme annemiz (v.62/681).72

Sahabeden en çok rivayet altı kişiden nakledildi: Ebû Hüreyre (v.69/679), Enes b. Mâlik (93/712), Câbir b. Abdullah (v.79/700), İbn Ömer (v.73/692), Ebû Saîd el-Hudrî ve Âişe annemiz (v.58/678).

Sahabenin kadıları beş kişidir: Hz. Ömer, Ali, Abdullah b. Mes'ûd

Zeyd b. Sabit, Übey b. Ka'b (Radıyallahüanhüm).

B-Tâbiûn dönemi:

Bu dönemde İslâm dünyasının bazı merkezlerinde büyük fakihler gö­rülmektedir: Medine, Mekke, Küfe, Basra, Şam, Mısır...

Medîne: Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ûd (v.98/716), Urve b. Zübeyr (v.94/713), Kasım b. Muhammed (v.102/720) Said b. Müseyyib (v.94/712), Süleyman b. Yesâr (v. 107/725), Hârice b. Zeyd b. Sabit (v.100/718), Nâfî (v.l 17/735), Ebû Bekir b. Hazm (v.120/728), Muhammed b. Şihâb ez-Zührî (v.124/742), Ebu'z-Zinâd (v.131/748), Rabîatü'r-Rey (v.l 36/753)

69  Ebû Dâvûd, Akdıye, l\Tirmizu Ahkâm, 3

70 Bu mektubun şerhi ve değerlendirilmesi için bk. İbnü'l-Kayyim, age., 1/86

71  İbn Hacer, İsâbe, 1/19; İbnü'l-Kayyim, age., 1/12

72 Hacvî, el-Fikru's-sâmî, 11/339-342,349-351; İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-muvakıîn, 1/14 vd.

40________________________________________________._________İslâm Fıkhı

Mekke: Atâ (v.l 15-713), Mücâhid (v. 100/718), îkrime (v. 150/767), Süfyan b. Uyeyne (v. 198/813)

Küfe: Alk-ame b. Kays (v.62/682), Mesrûk b. Ecdâ' (63/683), Amr b. Şurahbîl (63/683), Şurayh (v.78/697*), Şâbî (Âmir b. Şurahbîl) (v. 104/722), İbrahim en-Nehâî (v.96/714), Hammâd b. Süleyman (v.l20/738), İmam Ebû Hanîfe (Nûmân b. Sabit) (v.l50/767), Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 148/765)

Basra: Hasan el-Basrî (v.l 10/728), Muhammed b. Şîrîn (v.l 10/728), Katâde (v.l 18/736)

Şam: Mekhûl (v.l 16/734), Ömer b. Abdülaziz (v.101/720)

Mısır: Leys b. Sa'd (v. 175/791)...

C-Tebeu't-Tâbiîn (ejcolleşme/fıkhî mezheplerin doğuşu) dönemi: Bu dönemde iki ilim merkezinin İslâm dünyasına hakim olduğu gö­rülmektedir: Medîne merkezli Hicaz ekolü ve Küfe merkezli Irak ekolü.73

(I) Hicaz Ekolü

Hz. Ömer (v.23/644), Osman (v.35/656), Abdullah b. Ömer (v.73/692), Hz. Âişe (v.58/678), İbn Abbas (v.68/687), Zeyd b. Sabit

(v.45/655)

J

(Yedi Fakîh)

Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ûd (v.98/716), Urve b. Zübeyr (v.94/713), Kasım b. Muhammed (v. 102/720), Said b. Müseyyib (v.94/712), Süleyman b. Yesâr (v. 107/725), Hârice b. Zeyd b. Sabit (v. 100/718), Ebû Bekir b. Abdurrahman (v.94/713)

Muhamed b. Şihâb ez-Zührî (v. 124/742), Nâfî (v.l 17/735), Ebu'z-Zinâd (v. 131/748), Rabîatü'r-Rey (v.l36/753),Yahya b. Saîd b. Kays

(v. 143/760)

İmam Mâlik b. Enes (v. 179/795)

73 Bu konudaki geniş bilgi için bk. Ali b. Medînî, Ilelü'l-hadis ve mârifetü'r-ricâl; İbn Hazm, Ashâbü 'l-Jütyâ mine 's-sahâbe ve 't-tâbiîn ve men bâ 'dehüm

Mâm Fıkhı                                                                          .                          '             41

(II) Irak Ekolü

Hz. Ali (v.40/661*), Abdullah b. Mes'ûd (v.32/653), Abdullah b. Abbas (v.68/687)

'Alkame b. Kays (v.62/682), Mesrûk b. Ecdâ' (63/683), Amr b. Şurahbîl (63/683), Şurayh (v.78/697)

Şâ'bî (Âmir b. Şurahbîl) (v. 104/722)                İbrahim en-Nehâî (v.96/714)

Hammâd b. Süleyman (v. 120/738)

İmam Ebû Hanîfe (Nûmân b. Sabit) (v. 150/767)

İmam Züfer (v.158/775), İmam Ebû Yûsuf (v. 182/798), İmam Mu-hammed b. Hasen (v. 189/805)

İmam Şafiî'nin Hocaları

İmam Mâlik b. Enes (v. 179/795)     <—      İmam Muhammed b. Hasen

T

İmam Şafiî (Muhamed b. İdris) (v.204/819) İmam Ahmed b. Hanbel'in Hocaları

İmam Ebû Yûsuf_______İmam Şafiî (Muhamed b. İdris) (v.204/819)

İmam Ahmed b. Hanbel (v.241/855)

42_____________________________________________.____________İslâm Fıkhı

D-Sonraki nesiller dönemi:

İslâm fıkhı yaklaşık 300 yıl gibi kısa/mucizevî bir sürede tedvin edilip ekolleşmesinden sonra yapılan çalışmalar genelde tenkid, şerh ve haşiye ni­teliğinde olmuştur. Yeni bir ekol'çıkmamış ve ümmet çoğunlukla söz konusu dört ekolü/rnezhebi benimsemiştir. Zira onların ortaya koyduğu esaslar ve deliller çok kuvvetlidir, onların aktif ve başarılı çalışmalarıyla uluslararası-âdil hukuk normları yakalanmış ve bu alana birçok yenilikler getirilmiştir. Roma hukukunun 900 senede tedvin edildiğini düşünecek olursak, İslâm hukukunun ne kadar kısa sürede tedvin edildiği ve dünya standartlarının çok ilerisinde olduğu anlaşılır.74

FAKİHLERİN HADİSLERE BAKIŞI

Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) bir insandı ve normal konuşma­larında günlük dil kullandı, ama hutbelerinde, mektuplarında ve hüküm ifade eden hukukî konularda yüksek bir dil kullandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bazı konulan kısa ve özlü cümlelerle ifade etmişti ki bu yönü cevâmiu'l-kelîm olarak anılmaktadır. Rasûlullah'ın sözleri yanında fiil ve takrirleri de hadis olarak kabul edilmiştir. Fakihler bu hadisleri öncelikle sened ve metin yoluy­la değerlendirdiler:

A-Hadislerin taksimi:

Hadisler sened yönünden üç kısma ayrılmaktadır; mütevâtir, meşhur ve âhâd hadisler:

1-Mütevâtir hadis: Rasûlullah'tan bize, her dönemde yalan haber üze­re birleşmeleri imkânsız olan bir topluluk ile nesilden nesile nakledilen ha­dislerdir; namazların rekâtları, sayılan, zekât miktân, diyetler vb...75

2-Meşhûr hadis: Sahabeden âhâd yolla gelen ancak tâbiûndan itibaren mütevâtir derecesine ulaşan hadisler.

3-Âhâd hadisler: Sahabe ve tâbiûn döneminde mütevâtir ve meşhur derecesine ulaşamamış hadislerdir ve üç kısma ayrılır;76

74 Bu konudaki geniş bir değerlendirme için bk. Hamîdullah, Muhammed, İslâm Hukuku Etüt­leri (trc. Kemal Kuşçu)

75  Serahsî, Usûl, 1/282; Ebû Yâ'lâ el-Ferrâ, el-Uddefî usûli'l-fıkh, 1II/845; Süleyman et-Tûfî, Şerhu Muhtasarı 'r-Ravda, 11/74

Fakihler ve usûlcüler arasında var olan mütevâtir ve âhâd ayırımı, hadisçiler arasında Hatîb el-Bağdâdî (v.463/1071) ile başladı. Önceki hadis âlimleri bu kavramları kullanmadılar. Daha sonra İbnu's-Salâh (v.643/1245) bu ayırımı Mukaddime'sine aldı.

76 Cassâs, el-Fusûlfi'l-usûl, 111/37; İbn Hazm, İhkâm, 1/100; Âmidî, age., 11/31; Abdülaziz el-Buhârî, age., 11/658-660; Suyûtî, Tedrîbu'r-râvî, 30;

İmam Şâfıî, bu ayırımda haber-i âmme ve hâssa terimlerini kullanır. Haber-i âmme; genelin kabul ettiği haber, (mütevâtir hadis,) Haber-i hâssa ise, yaygın olmayan haberlerdir, bunlar tevatür derecesine çıkmamış olup en az bir kişi tarafından rivayet edilirler. Haber-i vâhid ise, bir kişinin rivayetidir. (Bk.İmam Şâfıî, Ümm, V/588, Risale, 369, 461) Her ne kadar haber-i vâhid, bir kişinin ve âhâd haber de birden fazla kişinin rivayetleri olsa da daha sonra birbirle-

a-Sahih hadisler, b-Hasen hadisler, c-Zayıf hadisler.77

B-Âhâd haberin bağlayıcılık sınırı :

Âhâd haberlerle ilgili tartışmalar h. 2. asırdan itibaren başladı ve daha çok atâad konusuna odaklandı. Fıkhî konularda ise âhâd haberin delil olmayacağını .■»■seven yok gibidir, hattâ İbn Hazm (v. 456/1063) bu konuda icma'ın varlığın-jsn bahseder.78 Âhâd haberin bağlayıcı olması ve fıkıhta delil olarak alınması n;;«ci3sında Ehl-i Sünnet, Mutezile ve Şia âlimleri aynı görüştedir.

Ancak âhâd haberlerin nass kuvvetinde ihtilaf edildi; bu konuda iki ?■:rJş vardır:

1-İlim değil zan ifade*eder, ancak amel edilmesi gerekir.

2-Sıhhatine delâlet eden başka karineler bulunduğunda zann-ı galib

fyı ilim ifade eder.79 Zira Hz. Peygamber bazı kişileri elçi, zekât memuru,

IğjECnen, haberci ve casus olarak göndermiş, onlardan bilgi alıp, bilgi naklet-

anştir ki bunlar tevatür derecesinde bilinen gerçeklerdir. Sahabenin hadisleri

ı»!!!*irierine nakletmesinde tevatür şartı yoktu, tâbiûn ve etbâ döneminde de aynı

«i-* kr geçerliydi, ancak seneddeki ricale (râvilere) ve ittisale bakılmaktaydı.80

C-Sahih hadisler ve amel şartları:

Hadislerin sahih olabilmesi için usûl kitaplarında bazı şartlar bulunmak-«Mİr.I! Sahih hadis kavramı, âhâd hadislerin bir bölümü için kullanıldığından dnfayi. fukahâ metin tenkidinde bazı yöntemler geliştirdiler. Meselâ;

1-Kur'ân'a ve meşhur sünnete/Medînelilerin ameline aykırı olmama-Mhr, değilse;

a-Bütünü ilgilendiren konularda sadece bir kişiden/senedden gelen ri-iriıct alınmaz. Ancak bu konu tartışmalıdır; çünkü Rasûluilah'm (Saiıaıiahu  seiiem) Amr b. Hazm'a, Ebû Bekre'ye, Dahhâk b. Süfyan'a ve civar-

: yerine, yani mütevâtir olmayan hadisler için aynı mânâda kullanılır oldular. Hadisçilere «t tazı usûlü fıkh âlimlerine göre, âhâd haberler seneddeki râvi sayısına göre üç kısma ayrılır. .-Garib hadis, râvi sayısı tabakalardan birinde teke düşmüş, 2-Aziz hadis, iki veya üç kişiye '""■y"^. 3-Meşhûr hadis ise, üçten fazla kişiden bize ulaşmış rivayetlerin adıdır. (Bk. Cassâs, apt, D/37; Suyûtî, age., 355)

imam Ebû Hanîfe'nin (v.150/767) öğrencilerinden İsâ b. Eban (v.221/835), haberleri üçe ayırır: 1-İnkârı küfür olmadığı halde dalâlet sayılan haberler, recm olayı gibi, 2-İnkârı dalâlet p, hatalı ve günahkâr olmasından korkulan haberler, mest üzerine mesh gibi, 3-İnkârı olmayıp, tercih edilmesi gereken haberler, Fukahânın ihtilâf ettikleri rivayetler gibi. , age., 111/49; Serahsî, age., 1/293 "İtaHazm, age., 1/114; Gazzâlî, Müstesfa, 1/148; Abdüaziz el-Buhârî, age., 11/693 *Ossâs, age., 111/63; Ebû Yâ'lâ, age., III/869

lî, İhkâm 1/106-107; Buhârî, Sahîhindeki Ahbâru'l-âhâd babında bu rivayetlerin bağlayı-ı dan bahseder ve ezan, namaz, oruç, ferâiz, ahkâm konularındaki rivayetleri zikreder. " Sahih hadis, Usûlü hadis kitaplarında; senedinde kopukluk olmayan, râvileri âdil, zabtı tli, her türlü şâz ve illetten salim olan hadis, olarak tarif edilir. (Bk. Suyûtî, age., 31)

44                                                                                                                   İslâm Fıkhı

daki krallara yazdığı mektuplarda şahit yoktur ve bir kişi onu almakta ya da ulaştırmaktadır. İsbatı şahitle değil, güvenilir haberledir/haberciyledir.

b-Aded şartı; en az iki kişi olmalıdır. Ancak sahabe bir kişinin de ha­berini kabul ediyordu. İnsanların* inkâr ya da istismar edeceği konularda iki kişinin haberi şart koşulabilir. Tıpkı Hz. Ömer'in Ebû Mûsâ el-Eş'arî'den isti'zan konusundaki rivayeti için şahit istemesi, onun da hadisi duyan Mu-hammed b. Mesleme'yi getirmesi, yine Hz. Ömer'in Muğîre'yi dedenin mi­rası konusunda reddedip, şahit istemesi gibi...82 Hz. Ömer'in (Radıyaiiaha anh) şahit isteme olayları nadirdir, belki de insanların hadis rivayetinde daha dik­katli olmalarını sağlamak için böyle davranmış olabilir.

c-Bu rivayeti sahabe, tâbiûn ve etba kabul etmişse amel edilir. Bu ri­vayetin söz konusu kişilerden alınmasında ihtilaf edilmişse yine problem yoktur. Ancak bütün ^Timler tarafından reddedilmişse terk edilir, bir kısım ulemâ tarafından reddedilmişse araştırılır.

2-Akla ve mantığa uygun olmalıdır,

3-Örfe uygun olmalıdır,

4-İcmâ'a aykırı olmamalıdır...83

^Hadisleri âhâd haber bahanesiyle ya da ilmî olmayan başka sebeplerle red­detmek tehlikelidir. Zira bütün haberlerin tevatür derecesine ulaşması imkânsızdır. Sahih olan âhâd hadislerle amel edilmesi konusunda bütün âlimler ittifak ettiler. Yapılması gereken; sahih hadisleri anlama, hükümlerini, derecelerini bilme ve gü­cünden istifâde etme yollarına yönelmektir. Sahih hadisle amel ilmî bir sebep olma­dan terk edilmezi

D-Zayıf hadisler ve amel şartlan:

Hadisin zayıflığı sened ya da metin tenkidiyle ortaya çıkar. Öncelikle rivayetin senedine bakılır, sahih ve hasen hadislerdeki şartlar yoksa85 ve senedde yalancı (vaddâ'/hadis uyduran) bulunmuyorsa o rivayet zayıftır. Ba­zı hadisler ise senedleri sahih olduğu halde metin tenkidi ile zayıf hale gele-

82 Cassâs, age., III/102, 107, 118

83 Kevserî, bu şartlan 14 kısımda nakletti (Bk. Te'nîbü'l-Hatîb 153-154); Bu konuda geniş açıklama için bk. Makaledeki Fakihlerin Sünnet Anlayışı bölümü

84 Âmidî, age., 11/48,64

85  Sahih hadisin tarifinde geçen şartlar; rivayet senedinde kopukluk olmaması, râvilerin âdil, zabtı kuvvetli, her türlü şâz ve illetten salim olması gerekir. (Bk. Suyûtî, age., 31) Senetteki ittisal yönünden Ehl-i hadis mükemmel kavramlar geliştirdiler. Fakihler ise daha çok metin tenkidi üzerinde durduklarından dolayı sened tenkidine yüzeysel olarak baktılar, müsned, mürsel ve munkatı olarak üçe ayırdılar. İmam Ahmed'in Müsned'inde mürsel hadis bulun­mamaktadır. Fakihlerin mürsel hadislerle ilgili görüşü;

1-Sahabe mürseli çoğunluğa göre tereddütsüz kabul edilir.

2-Sahabe dışındakilerin mürselinde ihtilâf edildi;

a-Hanefî, Mâlikî, Mutezile ve Hanbelîlerden bir kısmına göre, râvi sika ise kabul edilir,

b-Şâfiîler, Ehl-i hadis, bazı Hanbelî ve Zahirîlere göre, Said b. Müseyyib gibi bazı ki­şiler dışındakilerin mürseli kabul edilmez. (Bk. Ebu'1-Alâ, age., m/906-917; Ebu'l-Hüseyin el-Basrî, age., n/143-152; İbn Hazm, age., 1/135,143; Gazzâlî, age., 1/170; Abdülaziz el-Buhârî, age., m/5)

İslâm Fıkhı______________________________________._____________            45

bilir. Metin tenkidini, o konuyu ictihad/fetva seviyesinde bilen uzman kişiler yapabilir. İlimsiz yapılan/ilmî olmayan tenkid, heva ve hevese uymak de­mektir ki İslâm'da bu yasaklamakta ve konunun bilenlere sorulması gerekti­ği hatırlatılmaktadır.

§ Metin tenkidiyle hadisin zayıflaması:

Fakihlere göre bir hadisin zayıf olma sebebi iki tür inkıtâya bağlıdır:

1-Maddî inkıta: Seneddeki kopukluktan kaynaklanır, munkatı ve ■firsel hadisler gibi.

2-Mânevî inkıta: Anlamdaki kopukluk, râvideki eksiklik (çocuk, mestur olması gibi)*ya da daha kuvvetli bir delile muânz olması ile meydana gelir.

Anlamdaki kopukluğun sebepleri:

a-Rivâyetin Kur'ân, meşhur sünnet ve icmâa aykırı olması, te'vil im-ftamııın da bulunmaması,

b-Rivâyeti râvinin inkâr etmesi: Rivayet eden kişi daha sonra böyle bir batfisi bilmediğini söylemesi gibi. Meselâ;

Süleyman <— Mûsâ <— Zührî <— Urve *— Hz. Âişe yoluyla gelen rivâ-jctte Hz. Peygamber şöyle dedi: "Hangi kadın velisinin izni olmadan nikâh-Jararsa, onun nikâhı batıldır (geçersizdir)." Bir rivayette îbn Cüreyc (t. 150/767), bu hadisi Zührî'ye sordu, o böyle bir hadis bilmiyordu. Ancak îmanı Muhammed (v. 189/805) ve Şafiî (v.204/820) râvinin inkârına rağmen ta hadisle amel ettiler.86

c-Rivâyetten sonra (veya tarihi bilinmese) râvinin söz ya da fiil açı­sından rivayetine muhalefet etmesi. Eğer râvi önceki bir tarihte farklı fetva verdiyse, bu durum zarar vermez, ancak sonraki muhalefeti zarar verir, çün­kü rivayet edenin bizzat kendisi onunla amel etmemiş ve terk etmiştir. Mese­li, Ebû Hüreyre'den (Rodıyaiiam anhum),S7 gelen rivayette Rasûlullah {Sallallahü aieyki ve sellem) şöyle buyurdu:

"(Birinizin kabından köpek su içerse/yalarsa,) ilki toprakla olmak ü-zere, kabı yedi kere yıkanır, (yıkasın!)"

Ancak rivayet eden Ebû Hüreyre bununla amel etmeyip, üç kere yı­kamıştır ki onun bu muhalefeti hadisi zayıflatır.88

™* Saahsî, age., 11/ 3

" Ataed b. Hanbel, Müsned, 11/489, H.no: 10290; Benzer rivayet için bk.II/427, H.no: 9479; ,H.no: 10544; Müslim, Taharet, 91; İbnü'l-Cârûd, H.no: 52; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, ; 71; Tirmizî, Taharet, 68, H.no: 91 (Tirmizî, hasen-sahih hükmünü belirttikten sonra, ı Şafiî, İshak ve Ahmed b. Hanbel'in kavlinin de bu hadis olduğunu söyler.); Heysemî, r'ın bu hadisin (^'Jiı IfiJ) lafzını (v^1* S*1^!) şeklinde (yani, "ilkini toprakla yıkayın" "onlardan biri toprakla olsun") rivayet ettiğini, Bezzâr'ın hocası hâricinde kalan tüm

râvilerin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk.Mecma', 1/287.

88 Hanelilerde kural, (&» u y J\j u. SjvJi) Önemli olan râvinin görülen muhalefetidir, yaptığı

rivayet değil; diğer âlimlere göre ise kural, (ıstj u. y isv u. ;^ı) Önemli olan râvinin rivayetidir,

görülen muhalefeti değil şeklindedir. Bk.İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 11/176;  Zurkânî, Şerhu'l-

Muvatta', IV/75

46__________________________________________________________İslâm Fıkhı

d-Haberle ilgili râviden te'vil ya da tahsisle ilgili bir görüşün bulun­ması...89

§Sehâvî (v.902/1496), el-Kavlü'l-bedVdt şunları der: Şeyhim İbn Hacer'den (v.852/1448) şunları duydum: "Zayıf hadisle amel etmenin şartı üçtür:    .

1-Hadis, çok zayıf (şedîdü'z-zâ'f) olmamalı,

2-Temel kaidelere/esaslara uygun olmalı,

3-Amel sırasında zayıf olduğu bilinerek amel edilmeli."90

E-Hz. Peygamberdin (SaiMiaha aleyhi ve sellem) fiilleri ve bağlayıcılık sınırı: Hz. Peygamber'in hareketlerini dört kısma ayırmak mümkündür:

1-Doğal hareketleri; Kalkmak, oturmak ve uyumak gibi...Bunlara tâbi olmak mubahtır ya da Abdullah b. Ömer'in yaptığı/anladığı gibi menduptur.

2-Doğal hareketlerinden bazılarının tavsiye edilmesi: Suyu üç kerede içmek ve uyurken sağ tarafa yatmak gibi...Bu hareketlere tâbi olmak ittifakla menduptur.

3-Kendisine has hareketleri: Bazı fiiller Rasûlullah'ın şahsına özel o-larak serbest bırakılmıştır ve ümmetin onları yapması caiz değildir; dörtten fazla evlenmek, savm-ı visal (hiç iftar etmeden bir kaç gün üst üste oruç tutmak) gibi...

4-Beyan niteliğindeki fiilleri: Hükümlerin uygulanma şeklini Rasûlullah bizzat kendisi uygulamış ve bunlara dikkat çekmiştir. Ashabı ise İslâm'ı o-nun gibi yaşamaya çalışmış ve hareketlerini sürekli gözlemişlerdir. Meselâ, bazı sahabiler abdest alınmasını gösterip, Rasûlullah'ın böyle abdest aldığını belirtiyorlardı.91 Ayrıca "beni namaz kılarken gördüğünüz şekilde namaz kılın!"92, "ibadet şekillerini benden alın/öğrenin!"93 emirleri bunu açıkça ifa­de etmektedir. Bu fiillere uymanın hükmü, genelde asıl hükmün farz, men-dup veya mubah olmasına göre değişir ve asıl hükme tâbi olur.94

§ Hz. Peygamber'in fiillerinin hükümleri nasıl bilinir? 1-Hükmü belli olanların hükmüne tâbidir, 2-Hz.Peygamber'in açıklaması ile bilinir,

3-Âyetlerin mücmelini (kapalı lafzını/mânâsını) tefsir, umûmî kısmını tahsis ve mutlak olanı kayıtlama şeklinde olur...95

89 Serahsî, Usûl, 1/359, 364-370, W 3

90 M.Zahid el-Kevserî, Makâlât (Havle'1-hadîseyn), 44-45

91  Bk. Müsned trc. H.no. 220/528 vd.

92 Buhâri, Ezan, 18; Edeb, 627; Âhâd, 1; Dârimî, Salât, 42; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V/53

93  Müslim, Hac, 310, Ebû Dâvûd, Menâsik, 77, Nesâi, Menâsik, 220; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111/318,366

94 Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, Mu'temed, 1/355-357; Âmidî, age., 1/174

95  Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/343-353; Rasûlullah'ın fiilleri ile ilgili geniş bilgi için bk. Süleyman el-Eşkar, Ef'âlü'r-Rasûl

47

FAKİHLERİN SÜNNET ANLAYIŞI

Sünnet, hadislerden ortaya çıkan hayat biçimi ya da Rasûlullah'ın İs-Bm'ı yaşama şekli olarak anlaşıldığı için96 bunun tesbiti ayrı bir çalışma ge-iBönr. Bu bağlamda fakihlerin geliştirdiği mükemmel metin tenkid ve tahlil nnnodianna, naslardaki bağlayıcılık ve sınırına, farklı hadislerin birleştiril­mesi ya da tercih yollarına bakılır.

A-Metin tahlili ve tenkidi:

Ehl-i hadisin geliştirdiği sened tenkidi yanında, fakihler de metin tah-iinade/ıenkidinde mükemmel usûl ve metodlar geliştirdiler. Bu çalışmaların anaya koyduğu gerçek şudur ki nasları anlama ve hukukî anlamını anlama jctsında fark vardır;

Naslan işiten kişinin anladığı mânâ onun emredilmesi, yasaklanması ya da bir şeyi haber vermesi şeklinde olabilir.97 Ancak fakih olan kişi, nassın bağlayıcılık sınırını, ahkâm içindeki yerini araştırır ve detaylara iner:

1-Dil/Gramer açısından:

a-Nasdaki isim, fiil ve (cer, atıf) harflerin mânâlarını göz önünde bu­lundurur.

b-Edatlar ve cümlenin irabı fetvada/ietihadda önemlidir.98

2-Lafız tahlili açısından:

a-Lafzı, kendisi için konulduğu mânâ yani âmm, hass, mutlak, mukayyed ve müşterek olma yönünden inceler,99

b-Lafzı, kullanım yönüyle yani hakikat (sarih ve kinaye), mecaz ba­kımından inceler,

c-Lafzı, mânâya delâleti yani ibare, işare, delâle ve iktizâ yönüyle ya da mantûkun delâleti ve mefhûmun delâleti, mefhûmu muvafakat ve mef­hûmu muhalefet (sıfat, aded, gaye, şart, hasr)) yönüyle ya da mütâbaka, tazammun ve lüzum yönüyle inceler,

d-Lafızlann ifade ettikleri mânâların adedleri bakımından; müteradife, mütebâyine, müvâtıe ve müşterek yönüyle inceler,

96 Bk. Âmidî, age., 1/156; Abdülaziz el-Buhârî, age., 11/653

97 İbn Hıbbân (v.354/965) bunları beş başlık halinde topladı:

1-Rasûlullah'ın emirleri (110 bölüm),

2-Rasûlullah'ın yasakları (110 bölüm),

3-Rasûlullah'ın verdiği haberler (80 bölüm),

4-Rasûlullah'ın mubah kıldıkları (50 bölüm),

5-Rasûlullah'ın fiilleri (50 bölüm) olmak üzere toplam 400 bölümdür. (Bk. İbn Belebân, el-İhsân bi tertibi Sahihi İbn Hıbbân, 1/38-82)

98Bk. Sa'dî, Abdülkadir Abdürrahman, Eserü'd-delâle en-nahviyye el-lügaviyye; Abdül-vehhab Abdüsselâm, Eseru'l-lüga fi'htilâfi'l-müctehidîn

99 Bu konudaki müstakil çalışma için bk. Şihâbüddin el-Karâfi, el-Ikdü'l-manzûm fi'l-husûs ve'l-umûm

48__________________________________________________________İslâm Fıkhı

e-Lafızlar karşılığında zihinde oluşan mânâlar yönünden; mahsûs, mütehayyel ve ma'kûl olarak inceler. ı0°

3-Bağlayıcılık açısından,

4-Örfe uygunluk açısından^

5-Söz/Fiil açısından "6-Azimet/Ruhsat açısından,101

7-İstihsan/İstishâb açısından;bütüncül kasd ile parçacı kasd çatıştığın­da bazen kıyas (genel hükümler), bazen de istihsan (yeni/sıradışı hüküm) tercih edilir.

8-Zarûrî/Hâcî/Tahsînî olma açısından,102

9- Nüzûl/Vürûd açısından,

10-Usûl/Furû açısından: Usûl konulan pasif (durağan), furû konulan ise aktif (hareketlidir)..Usûl ile furû çelişirse furû tercih edilir, çünkü furûda uygulama yanında istisnalar da dikkate alınmıştır.103

11-Selefin amel etmesi açısından: Sahabe ve sonraki nesil fakihlerin ictihadlan/hadise bakış açılan değerlendirilir.104

Bu noktadan baktığımızda Müslüman âlimler, metinleri anlamada or­taya koydukları metodlar/esaslar ile hukuk dünyasında mükemmelliği yaka­ladılar ve konuyu çok yönlü olarak incelediler:   .•

^Hadislerin bir kısmı mânâ rivayeti olduğu için bu ince kurallar onlara uy­gulanabilir mi? sorusu akla gelebilir. Hadislerde önemli olan lafız rivayetidir. Sa­habeden itibaren râviler lafız rivayetine önem vermişlerdir. Bu insanların lafız ez­berlemedeki maharetlerine/güçlerine (nakledilen şiirlerdeki vezin/kafiye uygunluğu sebebiyle) tarih şahittir. Ancak uzun hadislerde mânâ rivayeti normaldir. Hadisleri değerlendirirken tek rivayeti ele alarak hüküm verilmemekte, bilakis diğer tarikler-deki rivayetler toplanmakta, benzer ve farklı noktalar ayrıştırılmakta, selefin hadisle ilgili uygulamaları göz önüne alınmakta ve duruma göre bu kurallar işletilmektedir. Şunu kabul etmek gerekir ki selef âlimleri Islâmî ilimlerde yapılabilecek çalışmanın en mükemmelini yapmışlardır, onların bıraktığı ciltler dolusu çalışma ve literatürü göz önüne alırsak bu gün bile onlara ulaşmanın zor olduğunu kabul etmemiz gerekir..

ı00Cassâs, age., 1/400-419; Serahsî, age., 11/11-99, 124-279; Gazzâlî, age., 1/30; Âmidî, age., 1/15, 154; Tûfî, age., 11/448, 552-553, 630, 702

101  Bk. Muhammed eş-Şerif er-Rahmûnî, er-Ruhasü'l-fıkhiyye mine'l-Kur'ân ve's-Sünne; Abdülkerim b. Ali b. Muhammed en-Nemle, er-Ruhas eş-Şer'iyye

102 Bk. Izz b. Abdüsselâm, Kavâidü'l-ahkâmfi mesâlihi'l-enâm; Şâübî, Muvafakat n.cild; Tahir b. Âşûr, Makâsidü'ş-şeria; Ahmed Raysûnî, Namriyyetü'l-makasıd ınde'l-îmam eş-Şâtıbî

103 Örnek için bk. Hamevî, Gamzu uyûni'l-besâir (Eşbâh şerhi), 1/82

104 Gazzâli, age., 1/177 vd.; Ebu'l-Hüseyin el-Basrî, age., 1/14 vd.; Nesefî, Keşfü'l-esrâr, 1/26 vd.; Şevkânî, İrşâdü'l-fuhûl, 38 vd.

Bu konudaki müstakil çalışmalar için bk. Esnevî, Ebû Muhammed b. Hasen, et-Temhîd fi tahrîri'l-fiırû ale'l-usûl; Yâkub b. Abdülvehhâb, et-Tahrîc mde'l-fukahâ ve 7-usûliyyîn...

iMi» fite__________________________________________________,________49_

B-Hz.Peygamber'in (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) hadislerinin bağlayıcılık sınırı:

Fakihler hadislerin bağlayıcılık sınırını tesbit edici çalışmalar yaptılar, Kaifî (v.684/1285) dağınık bilgileri topladı,105 daha sonra Tahir b. Âşûr ""»'. 1879/1973) bu konulan on«iki başlık altında inceledi:

1-Yasama 2-Fetvâ 3-Yargı 4-Devlet Yöneticiliği 5-Doğruya Yönlen-ar-se 6-Sulh (Anlaşma) 7-İstişâre ve Yol Gösterme 8-Nasihat 9-En Mü­ftümde Yönlendirme 10-Yüce Hakikatlerin Öğretimi/Eğitimi 11-Edeb 12-îcçad Dışındaki Doğal Fiiller.106

Hz, Peygamber'in söz ve fiillerinin bağlayıcığını bir piramit olarak düşü-mmsA, üstten alta doğru bağlayıcılık sınırının hafiflediğini ve ictihad sahasının genişlediğini görürüz. Bu öğeler yukardan aşağı doğru şöyle sıralanabilir:

Akâid İbâdetler

Aile ve Miras Hukuku Borçlar                Hukuku

Ticâret                        Hukuku

Ceza                               Hukuku

Uluslar arası                           Hukuk

Anayasa                                      Hukuku

C-Ahkâmla ilgili nasları doğru anlama ve sonuçları: Bu ince anlama metodları ile vücûb (görev), nedb (tavsiye), ibâha (mutlak serbestlik), hürmet (yasak) ve kerâhiyet (sakındırma) sınırları tesbit edilmeye çalışıldı. Söz konusu konular usûl ve furû kitaplarında tafsilatlı olarak açıklanmıştır, özet olarak:

Hükümlerdeki vücûb (görev) ve hürmet (yasak):

1-Naslardaki emir ve nehy ile,

2-Rasûlullah'ın sürekli yapması/terketmesi ile,

3-Vücûb ifade eden bir emri ya da yasağı beyan/tahsis/takyid ile.

Hükümlerdeki nedb (tavsiye) ve kerâhiyet (sakındırma): 1-Yukarıdakiler dışında, ibadet şeklinde olan haller, 2-Tavsiye/Sakındırma niteliği bilinen haller, 3-Tavsiye/Sakındırma niteliği açıklanan haller, 4-Korkutma niteliğinde olup hüküm ifade etmeyen haller; namaz için mescide gelmeyenlerin evinin yakılması tehdidi gibi.107

105  Karâfî, Furûk, 1/205-209

106 Tâhir b. Âşûr, Makâsıdü'ş-şeria, 30

107 Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/343-353; Âmidî, age., 1/158-171; Abdülaziz el-Buhârî, age., 1/253-258, III/374-382

j>0__________________________________________________________İslâm Fıkhı

D-Hadisleri farklı anlamanın sebepleri:

Mezhep İmamları ictihadlannda bazı metodlar izlemişlerdir ki bunlar birbirlerinden farklılık arz eder:

1-Kur'ân'a ve meşhur sünnete uygunluk/uygun yorum,108

2-Akla uygunluk/uygun yorum,109

3*İnsana verilen önem/güven,110

4-Maslahata/Maksada uygun olanı tercih (gâî yorum),"1

5-Örfe uygunluk,112

6-Yeni gelişmelere uygunluk,113

7-Farklı Rivayetlerin ulaşması,114

8-Umûm ifade eden âyetlerin âhâd haberle tahsis edilmesi,115

9-Mutlak olan âyetlerin âhâd haberle takyid edilmesi,116

10-Mücmel âyetlerin âhâd haberle beyan edilmesi,

11-Âyetin hadisle nesh edilmesi,117

12-Âhâd haberle kıyas (genel kurallar) çatışmasında tercih problemi,118

108 İmam Ebû Hanîfe, el-Âlim ve'l-müteallim, 26-27; İmam Şafiî, Risale, 22, 30, 40; Serahsî, Usûl, 1/364; Sehnûn, Müdevvene, 1/5; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/10; Desûkî, Haşiye, 1/83

109 İmam Şafiî, Risale, 22; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/184-186

110 İmam Ebû Yûsuf, Harâc, 49; İhtilâftı Ebî Hanîfe ve'bni Ebî Leylâ, 155-157; İmam Şafiî, Risale, 300

111 İmam Muhammed, Âsâr, 18, Asi, 1/489-491; Gazzâlî, age., 1/287-288

112 İmam Ebû Hanife, Âlim, 11; İmam Ebû Yûsuf, İhtilâf, 34; Ebu'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/301; Gazzâli, age., 11/111-1113; Karâfî, Furûk, 1/176; İbnü'l-Kayyim, İ'lâm, 111/17-70

113 İmam Ebû Hanîfe, Âlim, 11; İbnü'l-Kayyim, age., IV/228; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/49; Kevserî, Nuket, 19-21,45-47

114 Şartlı satış konusundaki ihtilaf için bk. Zeylaî, Nasbür'râye, IV/17

115 Hanefîlere göre, umûm ifade eden âyetler ancak âyet, mütevâtir ya da meşhur hadisle tah­sis edilirler, zira ânım lafızlar kesinlik ifade ederler ve zan ifade eden âhâd haberlerin ziyadesi ile daraltılmazlar, sınırlandırılmazlar. Meselâ, '(Nanıazda) kolayınıza geleni okuyun!' âyeti, Kur'ân'ın her hangi bir yerinden kıraatin farz olduğunu gösterir. 'Fatihasız namaz olmaz' hadisi bunu sınırlandırmaktadır, ancak söz konusu rivayet âhâd haber olduğu için sınırlandır­ma farz değil, vacibtir dendi.Hanefilerde mutlak nassın takyidinde aynı şart aranır. Ancak

J mücmel lafızda âhâd haber müfessir(açıklayıcı) olarak alınır; abdestte 'Başınızı mesh edin!' emri mücmeldir, âhâd haberlerdeki perçemin mesh edilmesi kapalılığı açıkladığı için alındı. Şâfiîlerde ise âmm lafzı zan ifade ettiği için, âhâd haber onu sınırlandırabilir, dolayısıyla na­mazda Fatiha okumak onlara göre farzdır. (Bk. İmam Şafiî, Risale, 58; Serahsî, Usûl, 1/132). Hanbelîler de aynı görüştedir. (Bk. Ebû Yâ'lâ, age., 11/550-551)

116 Serahsî, age., 1/26; 11/26

117 Hanefîlere göre, âyetler mütevâtir veya meşhur hadislerle nesh edilebilir, ama İmam Şafiî bunu reddeder ve Kur'ân'ın ancak Kur'ân'la nesh edilebileceğini savunur. (Bk. İmam Şâfıî, age., 113-114; Serahsî, age., 11/66 vd. ) Hanbelîlerin çoğunluğu da aynı görüştedir. (Bk. İbnü'l-Kayyim, age., 1/322)

118 Kıyas (genel kurallar) âhâd haberle çatıştığında tercih konusunda İmamlar ihtilâf etti; 1-İmam Ebû Hanîfe, Şâfıî ve Ahmed b. Hanbel'e göre genellikle haber tercih edilir. Ancak Hanefi'ler bu konuda râvinin fakih olma şartını koşarlar, eğer râvi fakih değilse kıyas tercih edilir. Kerhî ve Serahsî gibi bazı âlimler, râvinin zabt ve adaleti yanında Kur'ân ve Sünnet'e aykırı olmamasını yeterli görürler. Şurası açık ki  bu konuda net bir şey söylemek doğru de­ğildir ve konuya göre durum değişebilir.

Mân Fıkhı__________________________________._____________[__________51^

13-Selefe bağlılık."9

ErFarklı hadislerin birleştirilmesi, tercih ve nesh:

Naslardaki tearuz iki fiil/söz ya da söz ve fiil arasında olabilir:

1-İki fiil/söz arasındaki tearuz:

a-Benzer iki fiil/söz arasındaki tearuz; öğle namazının iki farklı vakti­nin olması gibi,120

b-Farklı iki fiil/söz arasındaki tearuz; Rasûlullah'ın bazen oruç tutması ve bazen de tutmaması gibi; biri vücûb diğeri de cevaz ifade eder ki nedb hükmü ortaya çıkar.

2-Söz ve fiil arasında tearuz; bu durumda:

a-İki nassın tarihlerine bakılır,

b-Râvilerine bakılır,

c-Sahabe ameline bakılır,

d-Umum/Husus, Mutlak/Mukayyed durumlarına bakılır...121

§Aslında bir konuda iki zıt şey söylenmez/nas bulunmaz, naslar ara­sında zıtlık gözüküyorsa bunun sebebi:

a-Râvilerin hatasından kaynaklanabilir,

b-Haberlerin biri mensuhtur,

c-Eğer cem etmek mümkünse iki ayrı konuda delil olabilir.122

Bu nedenle aynı konudaki farklı hadislerin öncelikle birleştirilmesi (cem'i) gerekir. Bu mümkün değilse tercih yollarına gidilir. Söz konusu ri­vayetlerde tercih yolları:

1-İsbat (olumlu) ve nefy (olumsuz) mânâlar karşılaştığında isbat tercih edilir.

2-Rivâyetlerin tariklerinin sayısına bakılır; iki yoldan gelen bir yoldan gelene tercih edilir ve alınır,

3-Ziyade haber tercih edilir, çünkü sika (güvenilir) râvinin rivâyetin-deki fazlalık makbuldür,

4-Tarihi sonra olan tercih edilir,

5-Râvisi fakih olan tercih edilir,

6-Olayı gören ya da olayın kahramanı olan râvinin haberi tercih edilir,

7-Mevki olarak Rasûlullah'a daha yakın olanın rivayeti tercih edilir,

8-Büyüğün rivayeti küçüğün rivayetine tercih edilir,

9-Müsned rivayetler sahih olduğu sürece mürsellere tercih edilir,

10-Haram genellikle mubaha tercih edilir,

2-İmam Mâlik'e göre ise, kıyas tercih edilir. (Bk. Gazzâli, age., 1/171; Ebû Yâ'lâ, age., III/889, 893-894; Serahsî, age., 1/340; Âmidî, age., ü/94 )

119 İmam Ebû Hanîfe, er-Risâle ilâ Osman el-Bettî, 66; İmam Şafiî, age.,387, 453

120  Ebû Davûd, Salât, 2;  Tirmizî, Salât,  113; Ahmed b.  Hanbel, 1/333;  Tahâvi, 1/147; Dârakutnî, 1/147; Hâkim, 1/193

121  Cüveynî, Telhis, 11/927-929; Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/359; Tûfî, age., III/687-689

122 Cassas, Fusûl, III/161

_52______________________________________________.___________İslâm Fıkhı

11-Rivayetlerden kıyasa (genel kurallara) uygun olan tercih edilir, 12-İhtiyaten had ve cezalarda en hafifi alınır, 13-Müctehidlerin tercih ettiği alınır.123

ŞFarklı rivayetlerde tahsis, takyid gibi konular yoksa ve farklı zaman­larda söylenmiş, olup vurûd tarihleri (ö'ncelik-sonralık açısından) biliniyorsa sonraki öncekini nesh etti (hükmünü kaldırdı) denebilir.124

F-Müctehidlerin bazı hadislerle ameli terk etmelerinin sebepleri:

Selefimiz olan müctehid imamlar bazı hadislerle amel etmediler, bu­nun sebebi keyfîlik ya da hevâ ve hevese tâbi olmak şeklinde anlaşılması yanlıştır, bu konuda mezhep taasubuna kapılarak o temiz insanları karalamak doğru değildir.125 Bunun sebeplerini İbn Teymiyye (v.728/1327) (naslarla amel konusunda çok hassas olmasına rağmen) şöyle sıralar:

Genel olarak:

1-Hz. Peygamber'in bunu söylememiş, râvi hata etmiş ya da unutmuştur,

2-Bu sözle böyle bir mânâ kastedilmemiştir,

3-Bu hüküm mensuhtur, inancı etkili olmuştur.

Özel olarak bakıldığında:

1-Hadis, o müctehide ulaşmamıştır, zira bir müctehide bütün hadislerin ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle mezhep imamlarının noksanlıkları son­raki müctehidlerce tamamlanmış, bazen de tenkid edilmiştir.

2-Hadis ulaşmış olabilir, ancak sıhhatinde şüphe etmiştir,

3-Bâşka hadisleri ya da hadisi tercih etmiştir,

4-Haber-i vahid ile amel şartlan bulunmamış olabilir; meselâ, râvi-lerin adil, hafız, sika olması yanında, hadisin Kur'ân ve meşhur sünnete126 arz edilmesi/uygunluğu, râvinin fakih olması, umûmî belvâ (genelin proble­mi) cinsinden konularda Haber-i vahidle iktifa edilmemesi gibi,

5-Hadis kendisine ulaşmış, ancak unutmuş olabilir,

123 Tercih konusunda Fıkıh ve Hadis usûlü kitaplarında geniş bilgi bulunmaktadır. Bu konuda müstakil bir çalışma için bk. Abdüllatif Abdullah Azizülberzencî, et-Teâruz ve't-Tercîh bey­ne 'l-edilleti 'ş-şer 'iyye

124 Bk. Serahsî, Usûl, 12-26

125 Bu konuda maalesef bazı âlimler mezhep taassubu ile büyük İmamlara saldırmışlardır. Meselâ, İbn Ebî Şeybe Musannef'inde Kitabu'r-red alâ EbîHanîfe {Haza ma halefe bihi Ebû Hanîfe el-eser ellezî câe an Rasûlillah sallallahü aleyhi ve sellem) başlığı altında İmam Ebû Hanife'nin terk ettiği hadisleri toplamıştır, (bk. Musannef, VII/277 vd.) Buna değerli alim M.Zahid el-Kevserî en-Nüketü't-tarife fı't-tehaddüs an vürûdi İbn Ebî Şeybe ala Ebî Hanîfe adlı kitabında cevap vermekte ve amel etmemesinin sebeplerini zikretmektedir. Diğer İmam­ların da terk ettiği hadisler vardır, ancak hepsi bunu keyfilikten dolayı değil de bir takım tenkid/ictihad sebeplerinden dolayı terk etmişlerdir. Onların ilmî üstünlükleri ve ahlâkî güve­nilirlikleri konusunda ümmetin ittifakı vardır.

126 Hanefîlerin meşhur sünnet dediği herkesin kabul ettiği haberlerdir. Mâlikîlerde bu durum, Kur'ân'a ve Medine ehlinin ameline uygun olması olarak gözükür. (Geniş bilgi için bk. Ahmed Muhammed Nurseyf, Amelü ehli'l-Medîne); Aslında umûmi belvâ ile Medînelilerin ameli aynı anlamlan ifade eder. (Örnek için bk. İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid, 1/137, 190)

M&nRkhı

6-Hadisin delâletini/işaretini anlamamış olabilir, 7-Hadisin bu konuya delâlet etmediğine inanması, 8-ŞariİH nastaki muradının bu olmadığına dair başka bir delil bulması;  lafzın tahsisi ve mutlakın tâkyîdi gibi, 9-NasJardan çıkan temel kaidelere/kurallara aykırı olması, 10-Haber-i vahidin Kur'ân'ın umûm lafzını tahsis edemez inancı,127 11-Haber-i vahid ne zaman zan, zann-ı galib ya da ilim ifade eder ko-i ihtilaf bu konuda etkili olmuş olabilir.128

G-'Saffih hadis benim mezhebimdir' sözünün anlamı:

Bu söz bütün müctehid İmamlardan nakledilmiş ve bazı mutaasıplar Hariç sonraki tabileri tarafından kabul edilmiştir:

Sahih bir hadis oÇır da mezhebin görüşüne aykırı olursa, (te 'vil, nesh we tercih ihtimali olmadığında) o hadisle amel edilir ve mezhep bu olur.129

Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, bu şekilde amel fet-'waHctihad derecesinde olan kişiler için geçerli olmasıdır:

A'meş (v. 148/765), Ebû Hanîfe'nin yarımdayken birisi geldi ve soru sor-da. A'meş, "Ey Nûmân, bu konuda konuşl" deyince o da cevap verdi. A'meş,

"Bunu nerden bildin!" diye sorunca o: "senin rivayet ettiğin hadisten" dedi. Bunun üzerine A'meş, "bizler eczacı, sizler doktorsunuz" dedi.130

Süfyan es-Sevrî (v. 161/777) dedi ki: "Öyle hadisler var ki onunla a-

Süfyan b. Uyeyne (v.198/813) dedi ki: "Alim her hadise hakkını ve-rrndir/doğru istinbat edendir."132

Abdullah b. Vehb (v.197/812) dedi ki: "Üçyüz altmış alimle karşılaş-am. Mâlik b. Enes (v. 179/795) ve Ley s b. Sa'd (v. 175/791) olmasaydı ilim­de yolumu şaşırırdım." Ona: "Bu nasıl olur?" denilince şöyle cevap verdi: ""Birçok hadis topladım ve hangisiyle amel edeceğimi şaşırdım. Onları İmam Mâlik'e ve Leys b. Sa'd'a arzedince, onlar da bana, "Bunu al, bunu bırak" dıyorlardu" m

Vekf (v. 196/811) dedi ki: "Ey gençler, hadisin fıkhını anlayınl"™

Ahmed b. Hanbel dedi ki: "Bir kimsenin elinde, içinde Rasûlullah'ın hadisleriyle, sahabe ve tâbiûnun ihtilafları bulunan bir kitap varsa, ilim eh­line bunlardan hangisinin kabul edileceğini sorup da, böylece sahih bir hü-

127 Zira Hanefîlere göre umum lafız kat'îlik ifade eder, tahsis olması için kuvvet yönünden daha üstün ya da benzer başka bir nas bulunması lazım. Ancak Şâfiîlere göre umum lafız zan ifade eder. (Bk. İmam Şafiî, Risale 58-61; Cessas, el-Fusûlfi'l-usûl 1/111; Serahsî, Usûl 1/132)

128 Bk. İbn Teymiyye, Refu'l-Melâm an Eimmeti'l-A 'lam, 11-138

129 Kerhî, Usûl, md.29; Nevevî, Mecmu', 1/63-64; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/46

130 Hatîb el-Bağdâdî, el-Fakîh ve'l-Mütefakkih, 11/163

131  İbn Receb, Şerhu İleli't-Tirmizî, 1/29

132 İbn Abdilber, Câmiu Beyânı'l-İlm, 11/816

133 İbn Hıbbân, Mecrûhîn, 1/42; Kâdi Iyaz, Tertîbü'l-Medârik, U/427

134 Hatîb el-Bağdâdî, age., 11/161-162

_54_______________________________________________.___________İslâm Fıkhı

kümle amel etmedikçe, o kimsenin istediğiyle amel etmesi, dilediğini tecih edip onunla hüküm vermesi ve amel etmesi caiz değildir."135

H-İslâm fıkhında mezhepler*.

Mezhepler, İslâm Hukuk Tarihinin tedvin döneminde doğmuştur. Arala­rındaki İhtilâf, genellikle sahabe arasındaki ihtilâftan kaynaklanmaktadır:

1-Zira sahabeden biri Rasûlullah'tan (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) bir hüküm dinler, ama bir başkası duymadığı için ictihadla amel eder. Bu ictihad hadise uygun olabilir veya hadisi duyunca görüşünden döner ya da (hadisin ona sağlam yoldan ulaşmaması gibi sebeplerle) görüşüyle amel etmeye devam eder, bu ihtimaller yanında ona söz konusu hadis hiç ulaşmayabilir,

2-Sahabe Rasûlullah'ın bir amelini görür; bazısı ibadet olmasına, di­ğerleri de mübahlılığına^hamledebilirler,

3-Râvi haberi unutabilir,

4-Ezberde farklılık olabilir,

5-İlletini anlamada farklılık olabilir,

6-İki farklı hükmü cem ya da tercihdeki farklılıklar gibi ihtilaflardan mezheplerin(ekollerin) görüşleri doğdu.

Onların farklı görüşleri tâbiûna geçti, onlar da bu sözleri ezberlediler ve uygun olanlarla amel ettiler. Tedvin döneminde ise mezhep imamları; müsned ve mürsel hadisler yoksa ya da rivayetler muhtelif ise sahabe kavli ile amel ettiler, sahabe ve tâbiûn kavli farklı olduğunda ise kendi hocalarının görüşünü tercih ettiler.'36

Görüşlerin mezhep haline gelmesi kolay değildir, bunun için:

1-Çok sağlam metodlar/esaslar olmalıdır,

2-Ulemâ tarafından kabul edilmelidir,

3-Kendisinden sonra güçlü talebeleri bulunmalıdır,

4-Belli bir tenkid süzgecinden geçmelidir,

5-Ümmet tarafından kabul edilmelidir.

Mezhep İmamları dışında Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 148/765), Süfyan es-Sevrî (v. 161/777), Evzaî (v. 157/774) gibi yüzlerce müctehid bu­lunmaktaydı. Ancak bu âlimler görüşlerini bir mezhep disiplini altında top-lamadılar.

Müctehid seviyesinde olmayan kişi, mezheplerden birisine tâbi olmalı ve mezhebin delillerim incelemelidir. Diğer mezheplerin görüşlerini ise zaruret halinde ya da bir bütün olarak bir ameli alarak veya görüşlerin delillerini ince­leyerek birini taklit edebilir, ama bunlar bir mezhep olarak yayılmaz.137

Rıfat ORAL

135 İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-Muvakkıîn, 1/44

136 Dehlevî, el-İnsâffi beyânı esbâbi'l-ihtilûf, 15-36

137

İbn Âbidîn, age., 1/51-53

İslâm Fıkhı_____________________________________•_____________'_______5İ5

İBÂDET FIKHINDA SÜNNETİN ROLÜ İSLÂM FIKHINDA İBÂDET

İbadet kavramını, Allah'a kulluk olarak düşünürsek bir Müslümanın ioğumundan ölümüne kadar bütün hayatını kapsadığı görülür. Ancak bazı .İBadetlerin özel şekilleri vardır. Bu yönüyle ibadetler iki kısma ayrılır:

a-Genel İbâdet: Allah için yapılan İslâm'a uygun her hareket (sevap uzandıran herşey),

b-Özel İbâdet: Kur'ân ve Sünnet'te şekli/sınırlan açıklanan uygula­malar; namaz, oruç vb.

İBÂDET SINIRLARI VE ŞEKİLLERİNİ TESBİTTE NASLARIN BAĞLAYICILIĞI

İbadet konusu özelde taabbudî konulardan olduğu için akılla tesbit edilemez, mutlaka Allah ve Rasûlü'nden açıklama bulunmalıdır. Zira bu bölüm kıyas/ictihad sahasının en dar olduğu konulardır. Ancak naslan anlamada ietihad kaideleri işletilir. Naslann büyük çoğunluğu ibadetler konusunda görülür.

İBÂDET FIKHINDA SÜNNET VE İCTİHAD

Özelde ibadet fıkhının konulan:

 

1-Temizlik,

6-Oruç,

2-Abdest,

7-Zekât,

3-Gusül,

8-Hac,

4-Teyemmüm,

9-Kurban...

5-Namaz,

 

Müctehid İmamlarımız naslan anlama konusunda mükemmel çalışma­lar yaptılar ve usûller geliştirdiler. Onlann naslan anlama ve hayata akset­tirmelerinde iki çalışma görülür:

1-Bütüncül (küllî) bakış: Bu bakış açısıyla söz konusu ibadetin İslâm İbadet Fıkhındaki yeri ya da ibadetin bir parçasının söz konusu ibadetteki yeri tesbit edilir.

2-Parçacı (cüz'î) bakış: Bununla söz konusu ibadet ya da ibadetin bir par­çası ile ilgili naslar tek tek incelenir ve anlamı doğru tesbit edilmeye çalışılır.

§Bu çalışmalar belli metodlar/esaslar işletilerek yapılır ki bunlar önceki makalede anlatıldı. Meselâ, Allah Teâlâ abdestle ilgili âyette buyurur ki:

'Ey iman edenler, namaz kılmaya kalktığınızda (abdestiniz yoksa), yüzünüzü ve ellerinizi dirseklere kadar yıkayınız, başınızı mesh edin ve ayak­larınızı da topuklara (aşık kemik/erine) kadar yıkayınız...' (Mâide sûresi 5/6)

Burada dört emir vardır: Ellerin dirseklere kadar ve yüzün yıkanması, başın mesh edilmesi ve ayaklann yıkanması.

56                                                                                                .                  İslâm'Fıkhı

Bu âyetin anlamından Sünnet'ten138 de yararlanarak şu sorular akla ge­lebilir:

1-Abdest müstakil bir ibadet mi yoksa başka ibadetlerin olmazsa ol­maz bir parçası mı?

2-&ollan yıkamada dirsekler emre dahil mi?

3-Ağzın ve burnun içi yüzün yıkanması emrine dahil mi?

3-Sakallann üzerini yıkamak yeterli mi yoksa su, altındaki deriye geçmeli mi?

4-Başın neresi ve ne kadarı mesh edilmeli?

5-Kulaklar başın meshi emrine dahil mi?

6-Ayaklardaki topuk (aşık) kemikleri yıkamaya dahil mi?

7-Âyetteki tertip farz mı?

8-Abdest alırken peş peşe olması şart mı, aralık vermek caiz mi?..

Söz konusu sorulara Allah ve Rasûlü'nün muradına uygun cevap ver­mek gerekir. Bu da ictihad denilen titiz/sistemli hukukî çalışmalar ister. Hadisle­ri okurken müctehid imamların görüşlerine müracaat edildi, çünkü selefimiz bu konuda çok başarılı olmuş ve güçlü eserler vermiştir.139               n^ QRAL

138 İslâm fıkhında sünnet, hem hadislerden çıkan İslâmî hayat tarzının adıdır. Hem de farz ve vâcib emirler yanında Rasûlullah'ın tavsiyelerini içeren hükümlerdir. Bu bağlamda Sünnet iki kısımda incelenir:

1-Sünnet-i hüdâ: Terki günah/hata ve mekruhtur; cemâatle namaz, ezan ve kamet gibi...

2-Sünnet-i zevâid: Terki günah/hata değildir, ancak tabi olmak efdaldir; Rasûlullah'ın giymesi, yemesi ve oturması gibi tabiî hareketleridir.

Kuvvetli sünnet, Rasûlullah'ın hareketlerinde süreklilik arz edenlerdir ve bunlar vacibe yakındır. Sürekli olmayanlar ise mendûb ve müstehab olarak isimlendirilirler. (Bk. İbn Âbidîn, age., 1/70)

139 Mezheplerin doğuşu ile İslâm fıkhında tedvin dönemi başlamış ve temel esaslarla birlikte fer'î konularda teknik ve metodolojik bir disiplin sağlanmıştır. Fıkıh mezheplerinin temel eserlerini bilmek ve onlara ulaşmak bu çalışmada bize doğru bilgi kazandıracaktır.

♦Hanefî Mezhebi: Bu mezhep İmam Ebû Hanîfe (v. 150/767) ile birlikte İmam Ebû Yûsuf (v.182/798) ve Muhammed'in (v.189/805) görüşlerinden oluşmaktadır. Üç İmamın ilk dönem ictihadlannın çoğunu bize İmam Muhammed aktarmıştır. Mezhebin tedvini yönüyle onun yeri tartışılmaz ve eserlerinin bir kısmı da bize tevatür yoluyla ulaşmıştır ki bunlara Zahiru 'r-Rivaye denilir; üç İmamın görüşlerini ihtiva eden bu içtihatlar altı eserde toplanmış­tır: el-Asl (el-Mebsût); el-Camiu's-Sağîr; el-Camiu'l-Kebîr; es-Styeru's-Sağîr; es-Siyeru'l-Kebîrve Ziyâdat

§ Bunlar dışında İmam Ebû Hanîfe ve öğrencilerinin diğer görüşleri bize tevatür yoluyla ulaşmamıştır ki bunlara Nadiru'r-Rivaye denmektedir imam Ebû Yusuf un eserleri; el-Âsar; Kitabü'l-Harac; İhtilâfu Ebî Hanife ve'bni Ebî Leylâ... İmam Muhammed'in eserleri; Ziyâdatü'z-Ziyâdat; el-Âsar; el-Hücce alâ Ehli'l-MaEne: Bu konuda başka çalışmalar da vardır, meselâ Keysaniyyat, Harûniyyat, Cürcaruyyat gibi ...

§İmam Ebû Hanîfe'nin öğrencilerinden sonra gelen fakihlerin görüşleri de Vâkıat, Nevazil veya Fetava adı altında toplanmıştır. (Bk. Serahsî , Şerhu's-Siyeri'l-Kebîr, 1/3; İbn Abidîn; Ukûdu resmi'I müftil6-17)

* Mâliki Mezhebi: Temel eserleri iki kısımdır:

A-Rivâyetler: Bunlar İmam Mâlik'in (v. 175/795) kendi rivayet ve görüşleridir; Muvatta; el-Müdevvene, (Bu eserde Sehnûn b. Saîd (v.240/854) İmam Mâlik'in görüşlerini Abdurrahman b. el-Kasım (v. 191/807) yoluyla zikretmektedir), bu eserde 26.000 mesele vardır.

B--Kaviller. Mezhepte İmam Mâlik dışında diğer fakihlerin görüşleridir ki bunların ba-

 Fıkhı                                                                                                          '       57

landa İbnu'l-Kasım gelmektedir. (Bk. Muhammed el-Hudarî, Tarîhu't-Teşrîi'l-İslâmî, 205, 207)

* Şafiî Mezhebi: Temel eserleri üç kısımdır:

A-Kaville'r. İmam Şafiî'nin (v.2Q4/820) rivayet ve görüşleri; el-Müsned (Rabî b. Süleyman) (v.270/883) rivayetleri); es-Sünenü'1-Me'sûra (Müzenî) (v.246/877) rivayetleri); d-Ümm, (Rabî b, Süleyman, İbn Carûd ve Buveytî rivayetleri )...

B-Vecihler. Mezhepteki diğer fakihlerin tahric ettiği görüşler.

C-Tarikler. Mezhepteki diğer fakihlerin ihtilaflı olan rivayetleri ve fetvaları , *U—lı d) tJ**. j ovy gibi ... (Bk. Nevevî, Mecmu', II65-66)

* Hanbelî Mezhebi: Temel eserleri üç kısımdır:

A-Rivâyetler: İmam Ahmed b. Hanbel'e (v.241/855) ait rivayet ve görüşler; Müsned we Mesâilü'1-İmam Ahmed b. Hanbel (Oğlu Ebü'1-Fazl Salih (v.266/879) rivayetleri)...

B-Tenbihler. Açıkça Ahmed b. Hanbel'e nisbet edilmeyen görüşler. Bu görüşler üze­rine yeni hükümler bina edilmiştir.

C-Vecihler: Mezhepteki diğer fakihlerin görüşleridir. (Bk. İbnü'l-Kayyim , age., 1/39; O» Kudame el-Makdisi, eş-Şerhu'l-Kebîr (el-Muğnî ile birlikte), 1/4)

§ Temel eserlerden sonra yapılan bazı çalışmalar.

*Hanefî Mezhebi: el-Mebsût - İmam Serahsî (v.483/1090) (Zahiru'r-rivâye kitapları fabul edilen İmam Muhammed'in altı kitabını el-Hakimü'ş-şehîd el-Kâfi adlı eserinde muh-ttoar olarak birleştirdi ve Serahsî de bunu el-Mebsût adıyla şerhetti.); Bedaiu's-Sanaî -Kâsanî (v.587/1191); el-Hidâye -Merğınanî (v.593/1197); el-Muhtasar-(Kudûn (v.428/1037) bcüii ve bazı konularda el-Camiu's-Sağîr şerhi); el-lhtiyar - Mevsılî (v.683/1284) (Muhtar ■cini şerhi); Tebyînü'l-Hakâık - Zeylaî (v.743/1343) (Kenz metni şerhi); Nasbu'r-Râye -Zeylaî (el-Hidâye Hadislerinin tahrîri); Fethu'l- Kadîr - İbnü'l-Hümam (v.861/1457) (el-Hidâye şerhi); el-Bahru'r-Raik - İbn Nüceym (v.970/1562) (Kenz metni şerhi); Fethu Babi'l-

butye- Aliyyü'l Kârî(v. 1041/1605) (Nukaye metni şerhi); Reddü'l-Muhtar ale'dDürri'l-Muhtar-lbn Âbidîn (v.1252/1836) (Timurtaşî'nin (v.1004/1595)Tenvîru'l-ebsar kitabına

Alââddîn Haskefî'nin (v. 1058/1677) yazdığı ed-Dürrü'1-muhtar şerhine İbn Âbidîn haşiyesi); el-Lübab - Meydanı (v.1289/1881) (Kudûrî metni şerhi)...

*Mâlikî Mezhebi: el-îstizkâr - İbn Abdilber (v.463/1081) (Muvatta'ın fıkhî açıdan şer­hi); Ayrıca İbn Abdilbberr'in Muvatta'ın Hadis yönünü inceleyen et-Temhîd isimli bir çalış­ması da vardır; el-Beyan ve't-Tahsîl - Ebu Velîd İbn Rüşd (v.520/1126) (Fetva kitabı); Bidayetü'l-Müctehid - İbn Rüşd (el-Hafid) (v.595/1119) (En kısa mukayeseli kitabı); Haşiyetü'd-Desûkî ale'ş-Şerhi'l-Kebîr - Desûkı (v.1230/1815) (Muhtasara'1-Halîl şerhine haşiye çalışması); el-Furûk - Karafi (v.684/1285) (Fıkhî ıstılahlar arasındaki farklı mânâlar ansiklopedisi)...

*Şâfiî Mezhebi: el-Havi'l-Kebîr - İbn Habîb el-Maverdî (v.450/1058) (Ahkâmü's-Sultaniye sahibinin Muhtasara'1-Müzenî şerhi); el-Vasît - İmam Gazzalî (v.505/1111); eş-Şerhu'l-Kebîr -İmam Rafiî (v.623/1226) (Bir diğer adı el-Fethu'l Aziz fi Şerhi'l- vecîz li'l-Gazzalî'dir.); Mecmu', - İmam Nevevî (v.679/1277) (el-Mühezzeb şerhi); Ravzatü't-Talibîn -Nevevi (Rafiî'nin eş-Şerhu'1-Kebir kitabının hülasası); Tashîhu't-tenbîh - Nevevi (et-Tenbîh metnindeki bazı görüşlerin tashihi); el-Bedru'l-Münîr fi Tahrîci'ş-Şerhi'l-Kebîr li'r-Rafiî -İbn MUlakkın (v.804/1401); Şerhu't-tenbîh li'ş-Şirazî- Suyûtî (v.911/1505); Muğni'l-muhtac

- Şirbînî (v.977/11570) (Şerhu'l-Minhac li'1-Nevevî); Nihayetü'l-muhtac-Şemsü'd-dîn er-Ramlî (v.1004/1595) (Şerhu'l-Minhac li'n-Nevevî)...

*Hanbelî Mezhebi: el-Muğnî - Ebû Muhammed İbn Kudame el-Makdisî (v.620/1223) (el-Hırakî (v.324/936) metni şerhi); eş-Şerhu'l-kebîr - Şemsüddîn İbn Kudame el-Makdisî (v.682/1283) el-Muğnî sahibinin talebesinin el-Muknî şerhi); Mecmûu'l -Fetâva - İbn Teymiyye (v.728/1328); el-Furû - Şemsüddîn İbn Müflıh (v.763/1362); Şerh alâ Metni'l-Hırakî- Zerkeşî (v.772/1370); el-Mübdî- Ebû İshak İbn Müflıh (v.884/1479)...

*Zahirî Mezhebi: el-Muhallâ - İbn Hazm (v.456/1062)

*Zeydî Mezhebi: Sübülü's-selâm - San'ânî (v.l 182/1768); es-Seylü'l-cerrar -Şevkânî(v.l250/1832)...

58                                                                                                                   İslâm Fıkhı

*Yeni Eserler. Hukuku İslâmiye Kamusu- Ömer Marta iihek lamm ümkuku ve Fı­kıh ıstılahları Kamusu - Elmalılı Hamdı Yazır; lfınfîrtfTM IhııiMıııî mf fMfaf fıflıııfjî sevbihi'l-cedîd - Mustafa Zerka; Buhûsün mukaranetmm JFpHıtıÛaMf — Fc*i Düreynî; Yes'elûnekefi'd-dîn - Ahmed eş-Şerabâsî...

İBADET FIKHI

1. İBÂDET ÖNCESİ TEMİZLİK

a)- SULAR VE İLGİLİ HÜKÜMLER

     Suların Temizleyici Özelliği: Deniz ve Kuyu Suları

     Su Bulunmadığında Şıra İle Temizlik

     Karı ve Kocanın Aynı Kaptan Gusül Alması ve Kabın Temiz Kalması

     Kendisiyle Abdest Alman Suyun Temizleyici Değil de SadeceTemiz Kalması

     Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenmenin Yasaklanması

     Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenme Yasağının Kalkması

     Temiz Bir Madde İle Karışmış Suyun Hükmü

     Kendisine Necaset Bulaşmış Su ve Büdâa Kuyusunun Durumu

     Yırtıcı Olan ve Olmayan Hayvanların İçtiği Sular, Kulleteyn (Bir Varillik Su) Hadisi

     Durgun Suya İdrar Yapmak, Bundan Alman Abdest ve Guslün Hükmü

     Köpeğin Artığı Olan Su ve Hükmü

     Kedinin Artığı ve Hükmü

60_________________________________________________________İbâdet Fıkhı

A. İBÂDET FIKHI '     1.İBÂDET ÖNCESİ TEMİZLİK

Allah Teâlâ buyurdu:

'....Şüphesiz Allah; tevbe edenleri sever, (ayrıca) temizlenen­leri de sever.' (Bakara 2/222)

(İslâm'da temizlik önemlidir ve bu konuda temel kaynak sudur. Suyu yarattığı için Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Çünkü o, temizlik ve hayat kaynağımızdır. İnsanlar su ihtiyacını hem karadaki ve hem de denizdeki sulardan giderirler. İs­lâm'da temizlik ve içmek için kulandan kuyu, kaynak, nehir, göl ve deniz suları hak­kında çeşiti düzenlemeler bulunmaktadır.

İbadet öncesi temizlik, su ile yapılır, ancak su bulunmazsa toprakla yapılır.)

Allah Teâlâ buyurdu:

"Ey İman edenler! Namaz kılmaya kalktığınızda (abdestiniz yoksa); yüzünüzü, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklara (aşık kemiklerine) kadar yıkayın. Eğer cünüp olduysanız iyice temizlenin/yıkanın. (Ancak) siz hasta ya da yolculukta veya sizden biri hacet yerinden gelmiş yahut da kadınlara dokunmuşsanız/beraber olmuşsanız ve su da bulamadıysanız, bu durumda temiz toprağa yönelin/teyemmüm yapın; (onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi mesh edin. Allah size zorluk çıkartmak istemez, ancak sizi temizlemek ve nimetini tamamlamak ister ki siz de belki şükredersiniz." (Mâide 5/6)

a)- SULAR VE İLGİLİ HÜKÜMLER * Suların Temizleyici Özelliği: Deniz ve Kuyu Suları

Allah Teâlâ buyurdu:

'O (Allah), kendi rahmeti ile birlikte rüzgârı (yağmuru) müj­deci olarak gönderendir. Biz gökten (sizin için böyle) temiz/te­mizleyici su indirdik.' (Furkan 25/48)

Allah Teâlâ buyurdu:

'Deniz avı ve oradan elde edilen diğer yiyecekler hem size, hem de yolculara helâl kılındı. (Ancak) îhramlı olduğunuzda, kara avı size haram kılındı. Huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı dü­rüst/takva sahibi olun.' (Mâide 5/96)

62________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

1/309-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahuanh>:m

(Müdlic kabilesinden)141 biri Rasûlullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) sordu:

'Biz denizde yolculuk yapıyor ve yanımıza az miktarda su alıyoruz. Eğer onunla ab'dest alsak susuz kalırız. Deniz suyuyla abdest alabilir mi­yiz?' Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Dçniz; suyu temizleyici ve ölüsü helâl olan (mekân)dır."

§Aynı sahabiden başka tarikle gelen rivayet:

Bazı kişiler Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) yanına geldiler ve de­diler ki:

'Biz denizde çok uzaklara gidiyor ve yanımıza ancak bir ya da iki ko­va su alıyoruz. Yakınlarda av bulamadığımız için uzaklara yolculuk yapıyo-

 J ö>'j^> 'j- iuc cii- üL y\ £%■

Sahih: Müsned, 11/361, H.no:8720; İkinci rivayet: 11/378, H.no:8898; Benzer rivayetler için bk.II/237, H.no:7232; 11/392-393, H.no:9075; Mâlik, Taharet, 12; Sayd, 12; Ebû Dâvûd, Ta­haret, 41, H.no:83; Tirmizî, Taharet, 52, H.no:69 (Tirmizî, hadis hakkında "hasen-sahih" hükmünü verdikten sonra "Deniz suyu ile abdest almayı mekruh gören sahabeye örnek verir: Abdullah b. Ömer ve Abdullah b.Amr (Radıyallahü anhiimâ); Nesâî, Taharet, 47, H.no:59; Miyâh, 4, H.no:331; Sayd, 35, H.no:4347; İbn Mâce, Taharet, 38, H.no:386; Sayd, 18, H.no:3246; İbn Huzeyme, 1/59, H.no:lll; Dârimî, Vudû', 53, H.no:734-735; Sayd, 6, H.no:2017.

İbn Hacer ahkâm hadislerini derlediği eserinde İbn Ebî Şeybe'nin lafzı ile verdiği ha­disi İbn Huzeyme ve Tirmizî'nin sahih saydıklarını söyler. Eserini şerh eden San'ânî ise İbn Hacer'in Telhîs'ta dokuz tarikle bu hadise yer verdiğini ve her birinin de eleştiriden payını aldığını fakat hadislerin sahih olarak âlimler tarafından kabul gördüğünü belirtir. İbn Abdilber, İbn Mende, İbnü'l-Münzir ve Beğavî hadisi sahih saymışlardır. Bk. Sübülü's-selâm, 1/35-37; Abdullah b. Muğîre. Câbir b. Abdullah ve İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhüm) şahidi               ^

için bk. 2-4/310-312.hadisler.

Ayrıca Heysemî, hadisin Taberânî tarafından Abdullah el-Müdlicî ve el-Arakî'den                 j*

(Radıyallahü anhiimâ) nakledilen rivayetlere yer vermiştir. Bk.Mecma', 1/215. Bennâ, Humeydî'nin, imam Şafiî'den "Bu hadis Taharet ilminin yarısıdır" sözünü naklettiğini ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/202.

Hadisin şâhidleri:

a-Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 3/311.hadis

b-İbnü'1-Firâsî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 38, H.no:387;

c-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hâkim, 17237, H.no:490 (Müs­lim'in şartına/râvisine göre sahihtir); Dârekutnî, "doğrusu, mevkuf oluşunudur" der. Bk. Sü­nen, 1/35.

d-Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Hâkim, 1/240, H.no:499; Dârekutnî, Sü-                  f

nen, 1/35.                               _                                                                                                            '

e-Abdullah b. Amr b. Âs'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hakim, 1/240, H.no: 501; Dârekutnî, Sünen, 1/35, 37.

f-Hz.Ebû Bekir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, Sünen, 1/34.

g-Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, Sünen, 1/35.

h-Abdullah el-Müdlicî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Heysemî, hadisi Taberânî'nin Kebir'ine nisbet eder ve senedindeki Abdulcebbâr b. Ömer'e dikkât çekerek                 1

Buhârî ve Nesâî'nin zayıf, İbn Sa'd'ın sika saydığını söyler. Bk. Mecma', 1/215.

i-el-Arakî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Heysemî, hadisi Taberânî'nin Kebir'ine nisbet eder ve isnadının hasen olduğunu söyler. Bk. Mecma', 1/215.                                                        u

141 Bu sahabînin kabilesi ile ilgili bk. H.no: 2/310

i

■ıjııar ■■■-. : z" Hükümler                                                                                                                           63

:z suyuyla abdest alabilir miyiz?' Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) .  :rdu: E. e:, (çünkü) deniz, suyu temizleyici ve ölüsü helâl olan (mekân) dır."

2/310-Abdullah b. Muğîre b. Ebû Bürde el-Kinânî'den:142

Müdlic kabilesinden bazıları (Radıyaliahü anhum); avlanmak için denizde layıklanyla yolculuk yaptıklarını, yanlarına çok az içme suyu aldıklarını ve iradileri denizdeyken namaz vaktinin de girdiğini anlatıyorlardı. Bu durumu Rjsolullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) arz ettiler ve dediler ki:

'Eğer (içme) suyumuzla abdest alırsak susuz kalırız, ama deniz su­yuyla abdest alırsak, bu abdest hakkında da (tuzlu ve kötü kokulu olduğu için) içimize şüphe giriyor.' Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) onlara şöyle dedi:

"Deniz;  suyu temizleyici ve ölüsü helâl olan (mekân)dır."

3/311-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaliahü anhy.143

Sened:

Sahih:   Müsned,   V/365,   H.no:22990;   Heysemî  râvilerinin   sika  olduğunu   belirtmiştir. Bk.Mecma', 1/215. Hadisin şâhidleri için l/309.hadise bk.

143

143

 Sened: p—i. 'J> «in '■£* ^i J) jıi fj* ^ Js. ^ 'j '&*L\ ^i-f ji£ıı J

 ı J

 t üii.

Sahih: Müsned, III/373, H.no: 14952; İbn Mâce, Taharet, 38, H.no:388; İbn Mâce hadisi iki isnadla verir. Birincisinde Ahmed b. Hanbel hocasının hocası; ikinci senedinde ise hocasının hocasının hocası olarak görülmektedir.

İSİ J»Jl Y4f- j^U\ y. JÛî J*3\ s&'j-'yL. 'fX,j üj. *Ul ji* 'Ji\ 01 ^ Jji- 'J, ili-î 13İİ- ^J 'J, ili^ 13İİ-

;^ -jr'jl 'fLj 4i. Jiı J^ ^Sı öf«, jş- 'j iı^f ıâi- ^ü^iiı ^üjı ^ ^ oâi. ix ^ ^jjı ^ jıî

İshâk b. Hâzım'ın hadislerinden birer tane Ahmed b. Hanbel ve Ebû Dâvûd, ikisini de İbn Mâce rivayet eder. Ebu'l-Kâsım b. Ebi'z-Zinâd'ın ise İbn Mâce bir, Ahmed b. Hanbel yedi hadisini nakleder. "Hadis, İshâk b. Hazım ve Ebu'l-Kâsım b. Ebi'z-Zinâd sebebiyle hasendir" diyen Müsned muharrici Hamza Ahmed ez-Zeyn'in delili yoktur. Râvilerin her ikisi de sika-

j64________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

Hz. Peygamber'in (Sqiiaiiaha aleyhi ve seiiem) deniz hakkındaki şu sözü nak­ledildi:

"Deniz;  suyu temizleyici ve ölüsü  helâl olan bir (mekândır.)"

4/312-Mûsâb. Seleme'den:144

Sinan b. Seleme, İbn Abbas'a (Radıyaiiaha anhamâ) ''deniz suyunun' hük­münü sordu, o da şöyle dedi:

'Deniz; suyu temizleyici olan (mekân)dır.'

dır. İshâk b. Hazım için bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no:293; 6785; Ebu'l-Kâsım b. Ebi'z-Zinâd için İbn Hacer "bir beis yok" der. Zehebî ise sika sayıldığını söyler. Bk.Takrtb, Trc. no:8310; Kâ­şif, Trc. no:6785; İbnü's-Seken: "Câbir'in (Radıyallahü anh) hadisi bu konudaki rivayetlerin en kuvvetlisi, delil getirilmeye daha uygun olanıdır" der. Bk. Bülûğu'l-emânî, 1/203;

Ayrıca hadisin şâhidleri için de bk. l/309.hadis. ı44Sened:   fı3ı J X~A LL 'J, SıÜ-u&i. oıii tiii

Sahih: Müsned, 1/279, H.no:2518. Heysemî, râvilerinin sahih hadis ricali olduğunu belirtir. BkMecma', 1/215-216. Heysemî, hadisin Bezzâr tarafından naklini de verdikten sonra râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını ifade eder. Bk.Mecma', 1/216. Hadisin şâhidleri için l/309.hadise bk.

Bennâ hadisin şerhinde: "Bu hadis menâkıb bahsinin İbn Abbas'ın (Radıyallahü anhümâ) tercüme-i hâlinde tekrar edilecektir" demiştir. Ancak tasarladığı/düşündüğü gibi bu gerçekleşmemiş. Çünkü Bennâ uzun olan bu hadisi konulara göre bölmüş ve tertibinde sadece hadisin baş kısmını almış, hadisin ortasını ise şerhinde (bk.Bülûğu 'l-emânî, Xm/46-47) ihmâl ettiğini farkederek bu kısmın da metnini vermiş ve ilgili bölümlere göndermede bulunmuştur:

a-Hadisin baş tarafı: Hedy ve Kurban bahsinde 28/405O_hadiste, b-Hadisin  ortası:   Hac  konusu  22/3587,  26/3591-hadislerde  ve  Cenâiz  bölümü 278/2897, 285/2904. hadislerde zikredilecektir. c-Son bölümü ise bu hadiste verildi. İbn Abbas'ın diğer fetvaları için bk. Menâkıb bölta* 265-266/10691-10692.hadisler.

juiıııar * İgü Hükümler              ________________________________•________65

5/313-(z.) Hz. Ali (RadıyallaM anh)H5 RaSÛlullah'in (Sallallahii aleyhi ve sellem)

.-.::p. haccın vasfını146 anlattıktan sonra dedi ki:

'Rasûlullah (SaiiaUaha aleyhi ve sellem) ifâda tavafı147 yaptı ve içi zemzem siyayla dolu bir kap-istedi. Ondan içti, abdest aldı. Sonra:

îUk Müsned, 1/76, H.no:564; Benzer rivayetler için bk. 1/75-76, H.no:562; 1/157, «■Um: 1347; 1/72, H.no:525; Tirmizî, Hac, 54, H.no:885;

İbo Abbas'tan (Radıyallahü anhUmâ) şahidi için bk. Müsned, 1/372, H.no:3527; 1/248, «JBE2227;

CSbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.Müslim, Hac, 147; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56, mMw:1905: İbn Mâce, Menâsik, 84, H.no:3074; Dârimî, Menâsik, 34, H.no:1857;

Amir Hasan Sabri zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde aitaamez. Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu, bu anlamda Buhârî ve Müslim'in Sa-tait Terinde rivayetlerinin bulunduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu 'l-emânî, XI/86.

Bu hadisin tamamı hac bahsinin Allah Rasûlü'nün (Sallallahii aleyhi ve sellem) haccı MifiiinBode 65/3630.hadiste zikredilecektir. Ayrıca benzer bir metin için bir sonraki hadise bk. """ Jjaccı vasfettiği rivayet:

VkMüsned, 1/81, H.no:613 (Bu rivayet Müslim b. Hâlid ez-Zencî (v.180/796)

leıkefciyle zayıftır. Bu zat Şafiî'nin fıkıh hocalarından biridir. Saduktur. Rivâyetlerindeki hata

"» ıslatın çokluğu sebebiyle Ebû Dâvûd zayıf sayar. Şâfı, Müsedded ve Humeydî gibi âlimler

..aticisinden hadis almıştır. Bk. Zehebî, Kâşif, Trc. no:5413; İbn Hacer, Takrîb, Trc. no:6625;

~rnİ7Î ve Dârimî bir, Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce yedi,   Ahmed b. Hanbel ise 14 rivayetini

■aueder. Ebû Dâvûd, Müslim b. Hâlid ez-Zencî'nin adı geçen iki hadisinin bu râvinin

-=«:ilığı sebebiyle kuvvetli olmadığını söyler. Bk.Sünen, Şehru Ramazân, 1, H.no:1377;

■taya', 71, H.no:3510; Ancak diğer rivayetler bu senedi kuvvetlendirmektedir).

66                                                                                       Sular ve İlgili Hükümler

"Ey Abdülmuttalip oğulları, zemzem suyunu (kuyudan) siz çekin ve getirin. Eğer insanların kuyuya üşüşüp (zemzem dağıtmayı elinizden alacakla­rından) korkmasam bizzat kendim (gider ve) kuyudan alırdım" dedi.

AÇIKLAMA

Sır ile ilgili farklı hükümler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:

1-Mutlak sular; deniz, göl, ırmak, pınar, kuyu ve yağmur sulan temizdir ve temizleyicidir.

2-Sadece suda yaşayan hayvanların ölüsü helâldir. Ancak Hanefi mezhebine göre, denizde yaşayanlardan balık dışındakiler helâl değildir ve balıklar da ancak dış bir etkiyle ölürse yenebilir. Mâlikilere göre denizde yaşayanlar, kara hayvanlarına benzesinler ya da benzemesinler yenir. Şafiî ve Hanbelilere göre ise kurbağa ve tim­sah gibi karada dolaşabilenler dışındaki deniz hayvanları yenir.

3-İhramda sadece dentz avı helâldir.I48

* Su Bulunmadığında Şıra İle Temizlik

147  İfâda; taşmak anlmındadır. Müslümanların Arafat ıe Mtadefife «kfefcrinden ayrılma­ları/çıkmaları kalabalıkların taşması anlamında bdtaHdHyac Baltadan sonra yapılan farz tavafa bu nedenle ifâda tavafı denir. İfâda tavafı ile bOgj tacfc—iıgrirrHmr.

148 İbnü'l-Münzir, İcmâ, 18; Şîrâzî, Mühezzeb, 1/250; JbaMjt,KfarT mmctrhid, 1/24; İbn Kudâme, Muğnî, 8/606, Meydânî, Lübâbfi şerhi'l-M

Sular ve İlgili Hükümler                                                         .                          '67

6/314-İbn Mes'ûd (RadıyaiiaM anh) anlatıyor:1

Sened: ^}- J

Sahih: Müs'ned, 1/449, H.no: 4296; İkinci rivayet: 1/402, H.no: 3810; 1/450, H.no: 4301 (Bu rivayetlerde Ebû Zeyd var ki bu râvi meçhuldür); Üçüncü rivayet: 1/398, H.no: 3782 (Sahihtir. Çünkü bu rivayet Haneş es-San'ânî'nin İbn Abbas kanalı ile naklettiği bir rivayettir. Haneş ise sika biridir. İbn Mâce'nin senedlerinden biri de böyledir. Bk.Sünen, Taharet, 37, H.no: 385); Benzer rivayetler için bk.

^Jl İÜ 'çL.'} <IÜ 4)1 jie *l)l Jji.3 Ol lyLl. J,\ jn çj\'j ^\ ^i jjj J,'j*'ji. IX. 'Ji illi- 13İİ-

 îir      i l      ( jıî

1/455, H.no: 4353 (Ali b. Zeyd, Ebû Râfi' kanalıyla sahih bir senedle İbn Mes'ûd'dan nakleder); Dârekutnî de bu hadisi zikrettikten sonra: "Ali b. Zeyd zayıftır. Ebû Râfi'in İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) semâı gerçekleşmemiştir. Ayrıca bu hadis, Hammâd b. Sele-me'nin rivayetlerinden biri değildir" der. (Bk.Sünen, 1/75-79; tenkidler 14.hadiste) Ahmed Muhammed Şâkir bu değerlendirmeyi uygun bulmamaktadır. Zira, Ali b. Zeyd b. Cüd'ân el-Kuraşî'nin sika olduğunu tercih etmiştir. (Bk.I/100, H.no: 783; 1/7, H.no: 26.hadislerin tahricinde) Nitekim Tirmizî de bu zatın hadislerini hasen-sahih addeder. (Bk.Tirmizî, Taharet, 80, H.no: 109; Cum'a, 39, H.no: 545)

Ebû Râfî' es-Sâiğ'e gelince; muhadram tâbiîndendir. Câhiliye dönemini görmüş, meşhur, sika bir râvidir. Sahabenin ileri gelenlerinden ve dört büyük halifeden nakillerde bulunmuştur. İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) semâmda ise bir şüphe yoktur. Ahmed Mu­hammed Şâkir, Dârekutnî'nin bu hadisi Hammad b. Seleme'nin rivayetleri arasında görmeyi-şini çok zayıf bir tenkid olarak kabul eder.

Bir başka rivayet:

68                                                                                          ,     Sular ve İlgili Hükümler

1/458, H.no: 4381; Ebû Dâvûd, Taharet, 42, H.no: 84; Tirmizî, Taharet, 65, H.no: 88 (Râvilerden Ebû Zeyd meçhuldür. Bu hadisten başka bir rivayeti de bulunmamaktadır. Tirmizî sened açısından bu değerlendirmeyi ifade ettikten sonra şunları söyler: "Nebizle abdesti uygun görenler vardır, bunlardan biri de Süfyân es-Sevrî'dir. Bazıları da bunu caiz görmezler: Şafiî, Ahmed ve İshâk gibi. Tirmizî, Kur'ân'a (Nisa, 43; Mâide, 6 -teyemmüm âyetine-) daha uygun bulduğu için, cevaz vermeyenlerin görüşünü tercih eder); İbn Mâce, Taharet, 37, H.no: 384-385; Heysemî, Ebû Ya'lâ'dan İkrime'nin "Abdest için sudan başka bir şey bulamayan nebizi abdest suyu olarak kullanabilir"; Evzâî'nin de "Şayet sarhoş yapıyorsa nebizle abdest alma" dediğini naklettiğini kaydeder. Bk.Mecma', 1/215.

Müsned'in 4381, 3810, 4296 ve 4301.hadisleri, senedlerinde hadis âlimlerince mechûl ka­bul edilen Amr b. Hureys'in azadlığı Ebû Zeyd'in bulunması sebebiyle zayıftır. Bk. Mecma', VIII/313-314. Buhârî, hadisin sahih olmadığını bilinir. (Tirmizî'nin 88.hadisinin haşiyesinde Ahmed Muhammed Şâkir, İbn Adiy'in Buhârî'den şöyle bir nakilde bulunduğunu anlatır: "Ebû Zeyd meçhuldür, İbn Mes'ûd'la (Radıyallahü anh) hoca-talebe ilişkisi bilinmemektedir. Bu rivayet Kur'ân'a muhalif olduğu için sahih değildir"). İbn Abdilber ise münker olduğunu söyler.

İbnü'l-Arabî, seneddeki râvilerden Ebû Fezâre"nin nebbâz (nebiz satıcısı) olduğunu, malını satabilmek için "onunla abdest aldı" cümlesini ilave ettiğini iddia eder. (Bk.Ârızatü'1-ahvezî, 1/128) Hadisin diğer senedlerinde Ebû Fezâre olmadığı halde bu ilâvenin varlığına şâhid oluyoruz. Bu da iddianın ne kadar çürük ve yersiz olduğunun ispatıdır. (Bk.Tahâvî, Şerhu meûni'l-âsâr, 1/95)

İbn Mes'ûd'un (Radıyallahü anh) cin gecesinde Albh Rasölö (Sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bulunup bulunmadığına dair farklı ve f*Tirai rivayetlere gelince; cinne dair ha­berlere göre Rasûlullah'a (Sallallahü aleyhi ve stSam) Mlcaddb defalar cin heyeti gelmişti. Mekke'de, Medine haricinde, Bakî'de, H<"-a-»«i» yfr -!■ ■ «^aw|fffr«ıHir Bunların dördünde İbn Mes'ûd (Radıyallahü anh) bizzat buluam^Br. Bfltt rivayetlerin bir kısmında İbn Mes'ûd'un (Radıyallahü anh) onlara Kur'ân ülâveüde fcataadq^ da sabittir. (Bk.Ahmet Nâinı, Tecrid-i sarih tercemesi, X/48; n/756-767; 4OM06 w EM Dmmt, TAâret, 42, H.no: 84. hadisin haşiyesi -Tirmizî'nin Sünen'inin şerhi olan d-KakekS'4*Mm inarii eserden naklen-)

Nevevî, nebizle abdesti caiz görmeyenler mtamâm İmam Mâlik. Ebû Yûsuf, Şafiî ve Ahmed'in isimlerini verdikten sonra, İmam EbâHaBifc'"4eB gele» rivayetlere yer verir:

a-Kaynatılmış hurma nebizi ile sefadeyfa» «fcah—tınman abdest caizdir.

b-Teyemmümle beraber caizdir. (İnan M^ammoFm gBiS|g de bodur.)

c-Teyemmümle beraber müstehabdir.

d-"Câizdir" görüşünden dönmüş, "sadece ıncMBMft .soyar" deniştir. Abderî, İmam Ebû Hanife'nin en son görüşünün bu olduğu* i

Siiar ve İlgili Hükümler___________________________;_____________________69

Cinlerin (Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) İslâm'ı öğrenmek için) jprikiği gece, onlardan iki kişi kaldı, gitmedi ve dediler ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz seninle fecre kadar kalmak istiyoruz.'

Peygamberimiz (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) bana dedi ki:

"Yanında su var mı?" Ben:

'Yanımda su yok, ancak içinde şıra bulunan bir kap var' dedim. Rasûlul-

ÜBİE Sallallahü aleyhi ve sellem)'.

"(Şıranın) meyvesi temiz ve (ondan çıkan) temiz(leyici) bir sudur" nüyurdu ve şıradan abdest aldı.

§ Ondan ikinci rivayet:

Rasûlullah (Saüaiiaha aleyhi ve sellem) bana dedi ki: "Yanında su va,*r mı?" Ben: 'Hayır,' dedim. "Bu kaptaki ne?" '(Onda) şıra var.'

"Onu bana getir, (şıranın) meyvesi temiz ve (ondan çıkan) temiz [teyici) bir sudur" buyurdu ve şıradan abdest aldı, sonra namaz kıldı.

§ Ondan üçüncü rivayet:

Cinlerin (Rasûlullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) İslâm'ı öğrenmek için) geldiği gece, İbn Mes'ûd onunla beraberdi. Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) ona dedi ki:

"Ey Abdullah, yanında su var mı? "

'Yanımda şıra bulunan bir kap var,' deyince:

"Bana dök!" dedi ve abdest aldı.

Rasûlullah (SallallahU aleyhi ve sellem)  buyurdu ki:

"Ey Abdullah b. Mes'ûd, o temiz bir içecektir ve temizleyicidir."

AÇIKLAMA

Su dışında başka sıvıyla necaset izalesi İmam Ebû Hanife ve Ebû Yûsuf a gö­re caiz,150 cumhura göre ise caiz değildir.151

Abdestte ise Hanefî İmamlarından Ebû Hanife'ye göre su bulunmadığında söz konusu rivayetlerden dolayı sadece hurma şırası ile abdest alabilir,

î. Muhammed'e göre onunla abdest alır, sonra teyemmüm yapar,

e-Hurma nebiziyle abdest hadisi mensuhtur.

Nevevî, bu hadisin zayıf oluşunda muhaddislerin icmâ'mdan bahseder. Tahâvî'nin de Şerhu meâni'l-âsâr'da (Bk.I/94-96) İmam Ebû Hanife ve Muhammed'in aslı olmadığı halde bu hadisle hüküm verdiklerini ifade eder. (BkMecmû', 1/93)

Müsned'in 3782 ve 4353.hadisleri ile İbn Mâce'nin 385.hadisinde İbn Mes'ud'dan (Radıyallahü anh) rivayet eden Haneş es-San'ânî'dir. Bu rivayetin senedinde ise İbn Lehîa bu­lunmaktadır. Buna rağmen bu rivayet sahihtir.

150 Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/83

151 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/92; İbn Kudâme, Muğnî, 1/8

 Sular ve İlgili Hükümler

İ. Ebû Yusuf ve cumhura göre abdest sadece su ile olur, su bulunmadığında toprakla teyemmüm yapılır, su ile topraktan başka bir alternatif yoktur, Peygambe-rimiz'in su bulamadığında şıra ile abdest alması rivayetine gelince Abdullah b. Mes'ûd'un cin gecesi Rasûlullah'la beraber bulunmaması başka sahih rivayetlerde geçmektedir.

Hanefî âlimleri ise bu rivayetlerin sahih olduğunu, ayrıca cin gecesinin bir­den fazla olması ile cumhurun belirttiği tenkidin geçersiz olduğunu söylerler. Doğ­rusunu Allah bilir.152

* Karı ve Kocanın Aynı Kaptan Gusül Alması ve Kabın Temiz Kalması

Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) yaşadığı dönemde/topraklarda büyük su sıkıntısı vardı ve o insanlar için su çok önemliydi. Buna rağmen İslâm, Müslümanla­ra görünen pislikler yanında, ibadet için abdest almayı ve cünüplükten kurtulmak için de guslü emretti. O dönemdeki Müslümanlar büyük bir özveri ile bu emri yerine getirmeye çalıştılar. Ancak su imkânları az olduğu için, onlar çoğu zaman büyük bir kaptan ya da kazandan avuç avuç veya bir kapla aldıkları su ile abdest ve gusül alı­yorlardı. Bazen aynı kaba evde karı-koca abdest veya gusül almak için, dışarda ise erkek ve kadınlar abdest almak için ellerini daldırıp avuç avuç alıyor ve temizlikle­rini yapıyorlardı. Ama ellerini kaba daldırmadan önce dışarıda üzerine su dökerek temizlenmek zorundaydılar. Uykudan uyandığında kişinin ellerini bir kaba daldır­madan dışarıda yıkaması emri bunun en güzel örneğidir.

7/315-Hz. Âişe annemiz (Radıyaiiaha anM) dedi ki:1

152 İ.Muhammed, el-Câmiu's-sağîr, 74; İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid 1/23-24; Leknevî, en-Nâfiu'l-kebîr (el-Câmiu's-sağîr ile birlikte)74-75 aened: jjj— j- yi* jt- ^u- ^ JJiy-l ı^-^ ^l» t,j>-

Sahih: Mü'sned, VI/157, H.no: 25111; Benzer rivayetleri için bk.VT/103, H.no: 24600; VI/168, H.no: 25229; VI/171, H.no: 25256-25257; VT/172, Hm 2S265; VT/17Z H.no: 25270; VI/189, H.no: 25439; VI/191, H.no: 25459; VI/192, Rno: 25*69; W21Ü. H_no: 25640; VI/30, H.no: 23896 (Bu rivayet Amr b. Ebû Seleme sebebiyle haseafir); W129, ftao: 24859.

Müsned'in VI/157, H.no: 25111 ve VI/129, Hjo: 24859 rivayetleri, Câbirb. Yezid b. el-Hâris el-Cu'fî (v. 128/746) sebebiyle zayıftır. Ba Aârp Ş»T»e ve Süfyân sika, ekseriyet zayıf saydı. Bk.Mecma', 1/241. Tirmizî alü, EbA Dtvid ifa. İbn Mâce 16, Dârimî üç ve Ahmed b. Hanbel 97 rivayetini nakletti. Daha öoce ■»■*■ 63/260. hadiste de Câbir b. Yezid el-Cu'fî'nin zayıf olduğu açıklanmıştı. Bil Meamm". U73L Zefaebî, Câbir b. Yezîd el-Cu'fî hakkında Şîa âlimlerinin ileri gelenlerinden kâri «Mh^bb, sadece Şu'be'nin sika saydı­ğını, hadis hafızlarının bu zâtı terk etliklerini söşfcr «c Ehft Dfemd'm: "Bu râvînin benim kitabımda sehv hadisinden başka hadisi yokmr {EH Dmmâ, S^tt, 19S.H.DO: 1036 -Münzirî de bu zâtın hadisleri ile delil getirilemeyeceği beSHK.-|" ioMğmi aaklcder. Bk.Kâşif, Trc.

Sular ve İlgili Hükümler_________________________________________;_______71_

'Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) cünüp olduğumuz halde aynı kaptan (su alarak) gusül alırdık, (Dikkat edin,) suya cünüplük bulaşmaz, (temiz kalır.)'154

8/316-Hz. Âişe (Radıyaiiaha anhâ) annemizin:155

'Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) aynı kaptan (su alarak) gusül alırdık. O, Fer ak denilen/hacimli bir kaptan gusül alırdı' dediği nakledilmiştir.

NOT: Ferak (J>«Ji); Rasûlullah döneminde yaygın ölçek kaplarından birisidir

ve birçok hadiste geçmektedir.156 Ferak; 16 ntl olup 3 sa'a denktir ki157 cumhura göre yaklaşık 6 litrelik, Iraklılar ve Hanefî fakihlere göre 9 litrelik kaptır.158

no: 739. Fakat Ebû Dâvûd, Diyet bahsinde (H.no: 4580) mütâbaat olarak da olsa bu râvinin hadisine yer vermiştir. Tirmizî, Câbir el-Cu'fî hakkında "Âlimler hadisini zayıf saydılar. Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdî bu râviyi terk ettiler. Hocam Cârûd Vekî'in şöyle dediğini nakleder: "Şayet Câbir el-Cu'fî olmasaydı, Kûfeliler hadissiz kalırlardı..." Bk.Sünen, Saüt, 38, 152, H.no: 206, 364; İbn Sa'd da çok zayıf biri olduğunu söyler. Bk.Tabakât, VH240; Bu râvî için bk.l50/458.hadis.

Diğer rivayetlerin senedleri sahihtir.

Buhârî, Gusl, 9, 15; Hayz, 5; Libâs, 91; Müslim, Hayz, 43-45, 59; Ebû Dâvûd, Tahâ-set, 39, H.no: 77; Tirmizî, Libâs, 21, H.no: 1755 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 146, H.no: 232-235; 58, H.no: 72; Gusl, 9, H.no: 409-410; Miyâh, 12, H.no: 343; İbn Mâce, Taharet, 33, ttao: 370; 35, H.no: 376; 108, H.no: 604; Dârimî, Vudû', 68, H.no: 755;

İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 35, H.no: 38; Immâ, Taharet, 48, H.no: 65

""Rivayette geçen fiil, v* (sülâsî) ya da ._>■( (rubâî) olabilir. Manası; suya cünüplük halinin ■ayeti ve suyun müstamel su hükmünü alması, kirlenmesidir. (Bk. Azimâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, 1/92; Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, 1/167; Münâvî, Feyzu'l-Kadîr, 11/383] ~ Sened: :','}■ "je Ifjty j- oıi. dii-

SrtA: Müsned, VI/37, H.no: 23971; Benzer rivayetler için bk. VI/199, H.no: 25510; VI/230, VLmo: 25801; VI/64, H.no: 24230; VI/43, H.no: 24042; Mâlik, Taharet, 68; Buhârî, Gusl, 2; JÜfton, Hayz, 40-41; Ebû Dâvûd, Taharet, 96, H.no: 338; Nesâî, Taharet, 144-145, H.no: 31,228; Gusl, 8, H.no: 408; Dârimî, Vudû', 68, H.no: 756.

** Müsned, VI/37,199; Buhârî, Gusl, 2; Müslim, Hayz, 40-41; İbnü'1-Esîr, en-Nihâye, ID7391 JB! Vk-Müslim, Hayz, 40-41 (Bu rivayette Süfyan Ferak'ın 3 sa' olduğunu söylediği zikredi-Ik); Ebû Dâvûd, Taharet, 96, H.no: 338 (Hadisin sonunda hocası Ahmed b. Hanbef'n Fcnk'ı 16 ntl kabul ettiğini nakleder.)

İbnü'1-Esîr, Nihâye, III/196; İbn Manzûr, Lisânü'l-Arab, XII/181

'm Ferak'daki farklı ölçeğin çıkma sebebi Iraklı ve Hicazlı fakihlerin ntılı farklı anlamalann-■aadır. Bk. Ahmed Nâim, Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesl, 1/205; Bazı baplarda hacim ölçülerinin tartı (gr. ya da kg.) olarak değerleri verilmiş, ancak bu doğru degjktir, çünkü her maddenin hacmi ve ağırlığı farklıdır. Her maddenin hacim ve tartısı ayn ayrı afaedilirse doğru olur. Örnek için bk. Muhammed Necmüddin, el-Mekâdîru 'ş-şer'iyye, 308

9/317-Muâze el-Adeviyye, Hz. Âişe (RadtyaiiaM anhâ) annemizden nak­letti:159

'Ben ve Rasûlullah (Sailallahu aleyhi ve seiiem) bir kaptan (su alarak) gusül alırdık. Ben (bazen); 'bana da bırak, bana da bırak,' derdim.

§ Ondan ikinci rivayette benzeri nakledildi, ancak; (Onunla yarış ederdim ve "bana da bırak, bana da bırak,* derdim, şek­linde) farklılık zikredildi.

»ened: ^ı ^jS- ju ir,çjı l3ji- Jıi

Sahih: Müsned, VÎ/91, H.no: 24480; İkinci rivayet: VI/103, H.no: 24603; Benzer rivayetler için bk. VI/265, H.no: 26166; VI/235, H.no: 25857; VI/193, H.no: 25485; VI/171-172, H.no: 25263; VI/170, H.no: 25245; VT/161, H.no: 25153; VI/123, H.no: 24796; VI/118, H.no: 24747; Müslim, Hayz, 46; Nesâî, Taharet, 148, H.no: 239; Gusl, 10, H.no: 412; Humeydî, 1/90, H.no: 168; İbn Huzeyme, 1/118, H.no: 236

10/3l8-Urve> Hz. Âİşe (Radıyaliahüanhâ) annemizden:100 'Kendisinin ve Rasûlullah'in (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) bir kaptan gusül al-ve bazen Rasûlullah'm, bazen de kendisinin önce suyu kaptan avuçla bir kapla) aldığını, nakletti.' SBir başka lafızda; "O önce başlardı" şeklinde geçmektedir.

11/319-Meymûne annemizin (Radıyatlahâanhây,161

'Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve setiem) bir kaptan gusül alırdık' de­diği nakledilmektedir.

,!   .         ^,w

Sened: <i;ıi. 'y- *jî 'J* ı'jjt- 'j, (ti* u-vs- ^Ci ısfe. ivip ı3iâ Sahih: Müsned, VI/130-131, H.no: 24872; Benzer rivayetleri için bk. VI/231, H.no: 25817; VI/193, H.no: 25484; VI/173, H.no: 25281; V17127, H.no: 24834.

Zayıf rivayetleri:

Müsned, VÎ/281, H.no: 26285 (Buradaki rivayette Âmir b. Salih zayıftır); Âmir b. Salih b. Abdullah b. Urve b. Zübeyr b. Avvâm (v. 182/798): Ahmed b. Hanbel bu râvi hakkında: "Yalan söylemedi, sika biridir" derken Yahya b. Maîn: 'Yalancıdır" der. Yahya b. Maîn'e, Ahmed b. Hanbel'İn Âmir b. Salih'ten hadis rivayet ettiği hatırlatılınca: "O delirdi mi acaba?" cevabını verir. Dârekutnî metruk olarak değerlendirir. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 2535; îbn Hacer İse hadisinin metruk olduğunu, fakat Yahya b. Maîn'jn tenkıdde İleri gittiğini belirtir. RkTahib, Trc. no: 3096; Tirmizî ve Dârimî bir, Ahmed b. Hanbel ise 19 rivayetini nakleder. Müsned, VI/255, H.no: 26055 (Bu rivayette ise Ebân b. Şam'a el-Basrî (v.153/770) sadûküır); Ahmed b. Hanbel: "Sâlihtir" derken diğerleri sika saymışlardır. Ömrünün son dönemle­rinde ihtilât etti BkJZehebî, Kâşif, Trc. no: 106; İbn Hacer,Tafcrîfc, Trc. no: 138; Müslim (mütâbî olarak) ve îbn Mâce bir, Nesâî İki, Ahmed b. Hanbel ise beş rivayetini nakleder.

Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu, aynı lafızlarla Tahâvî'nin Şerhu meâni'l-âsâr isimli eserinde de nakledildiğini ifade eder. V>\.Bülûğu'i-emânt, 1/206.

Sahih: Müsned, VI/329, H.no: 26676; Müslim, Hayz, 47; Nesâî, Taharet, 146, H.no: 236; İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 377; Tirmizî, Taharet, 46, H.no: 62 (Tirmizî, haseıı-sahih hükmünü verdikten sonra: "Bu konuda Hz. Ali, Hz. Âişe, Enes, Ümmü Hânî, Ümmü Subeyye el-Cüheniyye, Ümmü Seleme ve îbn Ömer'den (Radıyaltahü anhSm) rivayetler vardır" der,) a-Ümmü Hânî'den (Radıyaliahü anhâ) gelen rivayet için bk. Müsned, VI/342, H.no: 26775 (26/334.hadise bk); İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 378; Nesâî, Taharet, 149, H.no: 240;) b-Hz. Ali'den (Radıyaliahü anh) gelen rivayet için bk. İbn Mâce, Taharet, 34, H.no: 375 (zayıf) c-Câbir'den (Radıyaliahü anh) gelen rivayet için bk. İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 379 (sahih).

74                                   _______________________________Sular ve İlgili Hükümler

12/320-Ümmü Seleme (Radryallahü anhâ) annemizden:162 'Kendisinin ve Rasûlullah'ın (SattaBahtı aleyhi ve sellem)   cünüp oldukları halde bir kaptan (su alarak) gusül aldıklarım (ve suyun temiz kaldığını), (ay­rıca) Rasûlullah'ın (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) oruçlu olduğu halde kendisini öp­tüğünü (ve bunun orucu bozmadığını)' nakletti.

13/321 -Ümmü Seleme annemizin (RadtyaUahü anhâ) azatlısı Nâim an­latıyor:163

Ümmü Seleme annemize; 'Kan ve koca aynı kaptan gusül alabilir mi?' diye sorulunca dedi ki:

'Evet, hanımı bunu usulüyle yapabilirse (olur.) Kendimin Rasûlullah (Saiiatiahü aleyhi ve settem) ile birlikte bir kaptan (su alarak) gusü! aldığımızı bilirim; önce elimize su döker temizlerdik, sonra (avuçla) alır, suyu üstümüze dökerdik.'

162

 Sened:

Sahih: Müsned, VI/291, H.no: 26378; Benzer rivayet için bk. VI/3I0, H.no: 26525; VI/319, H.no: 26591; Buhâri, Gusl, 3; Hayz, 4, 21; Savm, 24; Müslim, Hayz, 2, 5, 49; İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 380; Dârimî, Vudü', 107, H.no: 1050.

Bu hadisin Müsned'de zikredilen bîr rivayeti de şöyledir: Müsned, VI/300, H.no: 26445-26446; VI/318, H.no: 26582:

''■N'..Jü < c_Ik=- il ı iL^Jl    i ICj «İli. Jll   ili jiil J_~j Â* îiaJiial Ul il!.' :cJü illi. »I ^> JuJİ. f

^ Hadiste zikredilen "hamile" siyah kadifeden yapılmış yorgan demektir. Hz. Peygam­ber m (Sallallahu aleyhi ve sellem) kızı Fâtıma'ya hazırladığı çeyizden biri de bu idi. Ahmed b. Hanbel bu kelimeyi bizzat kendisi tarif etti. Bk.Müsned, 1/84 (İÜ&Üi u0 -M^JCj -.Jt'jfy Ayrıca I9/823.hadise bk. Hadisin oruçla ilgili kısmı için bk.l24-125/3335-3336.hadis.

Sened:

 yij

 ^-î Jii iijıi ^> ,^1^' <Bı j^p ıI'jj- ju

Sahih: Müsned, VI/323. H.nn: ?66?S- rJ**At Tahâr^  m« h

 Hükümler

14/322-Enes b. Mâlik1 ten (Radıyaiiahuanhy.m

'Rasûlullah (Sailallaha aleyhi ve sellem) ve hanımlarından biri aynı kaptan (avuçla su alarak) gusül alırlardı. Rasûlullah gusül için beş mekkûk ve abdest için de bir mekkûk su kullanırdı.'

NOT: Mekkûk (4j_&i); su içmede ya da başka yerlerde kullanılan tas olup ağzı dar ve ortası geniştir. Mekkûk 1 Vı sa1 olup Iraklı fatihlere göre 6,36 İt. ve Hicazlılara göre ise 3,181t. ye denktir.165

15/323-Sâlim b. Serc'den:166

Ümmü Subeyye (Havle bt. Kays) el-Cüheniyye'den (Radıyaiiah duydum, şöyle dedi:

Sened: >ı&> 'J-) \#i\ iui^L. Ju J^- Jl Jjı xş- J, <JJi £*■ 'j* s^i u.'ji- j^ 'J,\'} çü ^i xjL. 'J, jyj ıi;ü-Sahih: Müsned, III/112, H.no:'l2044; Benzer rivayet için bk. ÎÜ7116, H.no: 12095; III/259. H.no: 13651; Tu/282, H.no: 13935; ÜT/290, H.no: 14026: (Hadisin "aynı kaptan yıkandıkları­nı" ifade eden bölümü için bk. Müsned, 1II/I30, H.no: 12255; III/133-134, H.no: 12309; III/209, H.no: 13117; ÎII/249, H.no: 13531;) Buhâri, Gusl, 9; Müslim, Hayz, 50; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 95 (Hadisin sonunda hocası Ahmed b. Hanbel'den bir sa'ın 5 rıtl olduğunu duyduğunu, bu da İbn Ebî Zİ'b'in kullandığı ve aynı zamanda Allah Rasûlü'nün (Saüallahü aleyhi ve sellem) tercih eltiği bir ölçü olduğunu nakleder); Nesâî, Taharet, 59, H.no: 73; 144, H.no: 229; Miyâh, 13, H.no: 344; Tirmizî, Cennet, 76; Taharet, 609; Dârimî, Vudû\ 23; Beyhakî, es-Sünenü'l-kiibrâ, 1/194 '   Sa'ın litre değerindeki ihtilaf için bk. 2)5/523 nolu rivayetin açıklaması.

Sened: ^ 'J, ,X J;^ Jıi J^-jliı ijWi ^ iiji^ ^Ü- jû '^ 'J. ^'}\ i> aSli

Sahih: Müsned, VI/366-367, H.no: 26946; Benzer rivayet için bk. VI/367, H.no: 26947 (Bu rivayet için Müsnedi tahric eden Hamza Ahmed ez-Zeyn: "Üsâme b. Zeyd el-Lcysî sebebiyle hasendir" der. Halbuki bu râvi Buhârî ve Müslim'in ricâlindendir); Buharı, el-Edebü'l-müfred, H.no: 1054; Müslim, Hayz, 45; Ebû Dâvııd, Taharet, 39, H.no: 78 (Haşiyesinde Hindîyye nüshasına göre Ümmü Subeyye'nin (Radıyallahü anhâ) de Hz.Âişe'den (Radıyal-lahü anhâ) naklettiği zikredilmektedir); İbn Mâce, Taharet, 36, H.no: 382;

Hadisi nakleden Ümmü Subeyye Havle bt. Kays el-Cüheniyye (Radıyallahü anhâ) Mekke'nin fethinden önce Müslüman olmuştur. Hicretten sonra Rasûlullah'a biat edenlerden­dir. Peygamberimiz'den bir çok rivayetleri bulunmaktadır. (Bk. İbn Sa'd, et-Tabakâîü'l-kübrâ, VIII/295). Bu hanım, Hz.Hamza'nın eşi Havle bt. Kays el-Ensâriyye'den farklı biridir. Ahmed b. Hanbel de bu farklı iki hanıma İşaret olsun diye ayrı başlıklar altında hadislerini verir:

a-Hz.Hamza'nın eşi Havle bt. Kays1 in rivayetleri için bk. Müsned, VI/364

b-Harice b. Hâris'in ninesi Havle bt. Kays'ın rivayetleri için bk. Müsned, VI/366-367.

76________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

'Ben ve Rasûlullah (SalHiahü aleyhi ve seiiem) aynı kaptan bir o, bir ben

(şeklinde) sırayla avuçlayarak abdest almıştık.'

16/324-îbn Ömer'den (Radıyailûha anhümâ):161

Rasûlullah (Salîaüakü aleyhi ve sellem) döneminde (hicâb âyeti inmeden ön­ce) erkeklerin ve kadınların aynı kaptan abdest aldıklarını gördüm.

§ Ondan ikinci rivayet:

'Rasûlullah (Salfoiiahü aleyhi ve sellem) döneminde (hicâb âyeti inmeden ön­ce) erkekler ve kadınlar aynı kaptan beraber abdest alırlardı.'

167 Sened: **tf ^ L>£\ O' J^^-! ^

Sahih: Müsned, II/4, H.no: 4481; İkinci rivayet: ü/103, H.no: 5799; Üçüncü rivayet: H/142, H.no: 6283; Buhârî, Vudû', 43; Ebû Dâvûd, Taharet, 39, H.no: 79-80; Nesâî, Taharet, 57, H.no: 71; Miyâh, 10, H.no: 341; İbn Mâce, Taharet, 36, H.no: 381; Bu konuda dördüncü bir rivayet daha var:

.',__Z : jli î cCJlı^ Jıi^lı :^HJ cJi .lİ-i ti,&ji \jtâ : Jli 'J*s- J>\ y? »Jü 'J* JJ^ 'Ji- j^J-^1 '■£* ISji-

.^' î İlli V jUI«j 4^ *Ui Ji» ^3ı 2r-3 :^-i»

İbn Ömer (Radıyallahü anhümâ): Ashabın hepsi beraberce abdest alıyorlardı. Râvi Abdurrahman: Hocam Mâlik'e: "Erkekler kadınlarla mı?" diye sorunca, "Evet" dedi. "Peki bu uygulama Hz. Peygamber (Sallatlalıü aleyhi ve sellem) zamanında mı gerçekleşti?" deyince, yine "Evet" cevabını verdi. Bk.Müsned, 11/113, H.no: 5928 (Bu rivayet İmam Muhammed'in 1-mam Mâlik'ten rivayet ettiği Muvatta'ın 61.hadisidir.) Bezzâr'da Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) bir nakil daha bulunmaktadır: "Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) ve ailesi aynı kaptan guslediyorlardı." Heysem! râvilerinin sika olduğunu ifade eder. Bk. Mecma', 1/273.

Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________77

§ Ondan üçüncü rivayet:

'Rasûlullah (Saüaiiam aleyhi ve seiiem) döneminde (hicâb âyeti inmeden ön­ce) kadınlar ve erkekler aynı kaptan abdest alır ve (suya) ellerini beraber

daldırırlardı.'

NOT: Hicâb âyeti inmeden önce erkek ve kadınlar birlikte aynı kaptan abdest alırlardı. Ancak daha sonra erkek ile kadının beraber aynı kaptan abdest al­ması cevazı, yalnız kan-koca ve mahrem (kendisiyle evlenilmcsi ebediyyen haram olan yakın akraba) ile sınırlandı.m

* Kendisiyle Abdest Alınan Suyun Temizleyici Değil de Sadece Temiz Kalması

17/325-İbnü'l-Münkedir'den:169

Câbir'in (Radıyaiiahu anh) şöyle dediğini duydum:

Ben (bir keresinde) hastalanmıştım, Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi w seiiem) ve Hz. Ebû Bekir (Radıyaiiaha anh) yürüyerek ziyaretime geldiler. O anda bay­gındım ve kendileriyle konuşamadım. Peygamberimiz (SaihUaha aleyhi ve seiiem) abdest almış, onun suyundan benim üzerime serpmiş ve ben de ayılmişım. Dedim ki:

'Ey Allah 'in RasûM Benim kız kardeşlerim var, malımı ne yapmalıyımT

O anda mirasla ilgili şu âyet indi;

m Bk. Ahmet Nâim, Tecrîd-i Sarîh Trc, 1/161 169 Sened: ı^ıi *-i it jjS^İı ^'ı ^ öıi- üîj^

Sahih: Müsned, IH/307, H.no: 14232; Benzer rivayet için bk. IIJ/298, H.no: 14120; Buhârî, Vudû', 44; Merdâ, 5, 21; İ'tisâm, 8; Ferâİz, 1; Müslim, Ferâiz, 5, 8, 6 (Müslim'in bu rivaye­tinde Nisa 176. âyet değil, Nisa 6.âyetin nazil olduğu; bu olayın ise Benî Seleme'de gerçek­leştiği kayıtlıdır); Ebû Dâvûd, Ferâiz, 2, H.no: 2886 (Hocası Anmed b. Hanbel'den naklettiği bir hadistir), H.no: 2887 (Kardeş sayısı 7 olarak zikrediliyor); Tirmizf, Ferâiz, 7, H.no: 2097 (hasen-salıih. Kardeş sayısı 9 olarak zikrediliyor); Tefsir, 4/1, H.no: 3015 (hasen-sahili); Nesâî, Taharet, 103, H,no: 138; İbn Mâce, Ferâiz, 5, H.no: 2728; Dârimî, Vudû', 56, H.no: 739.

_78________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

"Senden açıklama (fetva) istiyorlar. De ki: Allah size Kelâle (yani çocuğu olmayıp da kardeşleri varis olan kişi)170 hakkında (şimdi) açıklama yapıyor..."

Onun da (Câbir'in (Radıyaiiaha anh)) kız kardeşleri dışında kimsesi yoktu ve âyetin devamında şöyle buyuruluyordu:

...Bîr kişi ölür de çocuğu bulunmaz ve geride kız kardeşi varsa, ona malın yarısı verilir. O kız kardeşin de çocuğu bulunmadığında er­kek kardeşi kendisine varis olur. Eğer kız kardeşi iki taneyse, malın üçte ikisi onlarındır. Ancak (kardeşleri) hem erkek ve hem de kız kardeş İse bu durumda erkeğe İki kız hissesi verilir. Allah doğru­luktan sapmayasmız diye böyle bir açıklamada bulundu. (Unutma­yın,) Allah her şeyi en iyi bilendir." (Nisa sûresi 4/176)

18/326-Misvâr b. Mahrame ve Mervân b. el-Hakem'den (BadıydUManhnmâ):m Hudeybiye barışı sırasında Kureyş'in elçisi Rasûlullah'ın (Sattailahü aley­hi ve seiiem) yanında kaldı ve burada gördü ki onun ashabı, (teberrüken) abdestinden kalan suyunu almak için yarışıyor, onun mübarek ağzından çı­kan suya üşüşüyor ve yere düşen bir kılını bile almaya çalışıyorlar.

19/327-Ebû Cühayfe'den

.172

17Ü Rizi, Muhtâru's-Sıhâh 576

Sahih: Müsned, IV/323-326, H.no: 18812 (İbıı İshâk sebebiyle hasendir, ancak diğer rivayet bunun mü tabii d ir). Benzer rivayet İçin bk. IV/328-331, H.no: 18830 (sahih). Buharı, Vudû', 40; Şurût, 15; Ebû Dâvûd, Cihâd, 156, H.no: 2765; Abdürrezzâk, Musannef, V/330, H.no: 9720; Beyhakî, IX/218-219 Bu hadis gazveler bölümünün Hudeybiye barışı ile ilgili kısmında 305/9714.hadisin ikinci tarikinde buradaki senedi ve uzunca şekli ile zikredilecektir. 172 Sencd: J&Jı ^'jd && \ğ& *£ c%-

Sular ve İlgili Hükümler____________________________________________________79

Sıcak bir günün ortasında Rasûlullah (Saiiailahu aleyhi ve seliemj çıktı ve abdest aldı. İnsanlar da onun abdest fazlası suyunu (bereketlenmek için) üst­lerine sürdüler. Rasûlullah {SaiUdiahü aleyhi ve seiiem) (yolculukta)173 Öğleyi iki rekât olarak kıldı ve önünde kısa baston (dan bir sütre)'74 vardı.

NOT: Bu ve benzeri rivayetlerde, sahabe Rasûlullah'in (Sallallahü aleyhi ve sellem) kullandığı suyu teberrüken üstlerine sürmektedir. İmam Ebû Hanife'den gelen bir riva­yetle, Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre müstamel su temizdir, Aynca İmam Mâ­lik ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel temizleyici olduğunu da belirtmektedir. m

* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenmenin Yasaklanması

Sahih: Müsned, IV/308, H.no: 18663; Benzer rivâyel için bk. IV/307. H.no: 18650; Bir başka rivayette Ebû Cuhayfe'nin (Radıyallahu anh) ismi Vehb b. Abdullah es-Süvâî olarak geçmekte­dir. Bk. IV/307, H.no: 18658. Diğer rivayetlerde olayın cereyan etliği yerin ismi de telaffuz edilmektedir: 18664. hadis: Minör, 18650. hadis: Bathâ; 18659. ve 18661. hadis: Ebtah. İsmi zikredilen yerler aynı bölgenin sınırları içinde yer alan mahallerdir. Buharı, Salât, 17; Libâs, 42; Müslim, Salât, 250, 253; Ebû Dâvûd, Salât, 10], H.no: 688; Nesât, Salât, 12, H.no: 468; Vudû', 103, H.no: 137. Buhârî'nin metni şöyledir (Salât, 17):  ->j ü-i ÜLL ^Ijj t f^l j> frly**-

Buhârî'nin bir diğer metni ise şöyledir (Vudû', 40, hadisin ikinci bölümünün açılımı: Meğâzî, 57):

173  Namazın kısaltılması yolculuk sırasındadır. Bk. Nevevî, Şetim Müslim, IV/194-195

174 Sütre, (kelime olarak) kendisiyle örtü/engel yapılan şey anlamındadır. Bk. Râzi, Muhtâ-ru's-Sıhâh 285;

İbadet ıstılahında ise, namaz kılarken secde mahalline konulan bir parça dal/tahtadır ki o kişinin namaz kılındığı bilinsin ve önünden geçenlerin secde mahalline geçmeleri engellensin. 175Merğmânî, Hidâye, 1/20; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/28; Nevevî, Mecmu', 1/153; İbn Kudâme, Muğnî, 1/18

80                                                                                                Sular ve İlgili Hükümler

20/328-Humeyd b. Abdurrahman el-Hımyerî'den!7(3:

Ebû Hüreyre'nin Hz. Peygamber'in (Saiiatiahu aleyhi ve settem) yanındaki

sohbet süresi gibi, Rasûlullah'ın yanında dört sene kalarak sohbetine katılan

bir başka kişiye rastladım. Bu kişi dedi ki:

'RasÛlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bize:

Her gün sürekli taranmayı (yâni aşırı süslenmeyi), Gusül alacağı (su topluluğuna/yere) idrar yapmayı, Bir kadının erkeğinden kalan su ile erkeğin de karısından kalan su ile gu­sül yapmasını yasakladı, birlikte avuç avuç (ya da bir kapla) alsınlar!' buyurdu.

NOT: Hadis metni lafız olarak 'her gün sürekli taranmayı' şeklindedir. An­cak RasÛlullah (Saitaiiaha aleyhi ve sellem) her gün saçını taradığı'77 için buradaki mânâ, aşırı olarak makyajın/süslenmenin yasaklan maşıdır. Bİr Müslüman, insanların ara­sında saçı ve sakalı düzgün olarak dol aşmalıdır. Zira Hz. Peygamber saçı, sakalı karışmış ve pejmürde olarak dolaşan bir kişiyi tenkit etmiştir.178

176 Sened: lş>$\ «Ilı ±i Jl s'.ıî ^î- iîlyı J\ £&- uû

Sahih: Müsned, IV/11I, H.no: 16949; Benzer rivayetler için bk. IV/110-111, H.no: 16948; VI/369, H.no; 23026; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 28; 40, H.no: 81; Nesâî, Taharet, 147, H.no: 238; Zînet, 6, H.no: 5051;

Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi: Hâkim, 1/273, H.no: 596 (Hâkim bu rivayeti Abdullah b. Muğaffel'in hadisine şâhid olarak verir).

Abdullah b. Muğaffel'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.l00/408.hadis.

Banyoya bevletmenin yasaklanışı ile ilgili Abdullah b. Muğaffel'in (Radıyallahü anh) rivayetleri için bk. Müsned, V/56, H.no: 20441; 20447; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 27 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği bir hadistir); Nesâî, Taharet, 32, H.no: 36; İbn Mâce, Taharet, 12, H.no: 304; Tirmizî, Taharet, 17, H.no: 21 (garib). Tirmizî, bazı âlimlerin bu yasağı mekruh olarak telakki ettiklerini, bazılarının ise (İbn Şîrîn ve İbnü'l-Mübarek gibi âlimlerin) banyo yapılan yerde su akıntısı gerçekleşİyorsa buna ruhsat verdiklerini beyan etti.

Bu hadis 101/409.hadisle tekrar edilecektir.

177  Müsned, IV'/İli; Ebû Dâvûd, Taharet, \5;Nesâi, Taharet, 146,Zinet6.

178  Muvaita', Şa'r, 7. Hadisin metni şöyledir:

(Atâ' b. Yesâr'dan mürsel olarak nakledilmiştir. İbn Abdilber, Câbir vd. sahâbilerden (Radıyallahü anhüm) mevsûl olarak nakledildiğini söyler.) Saç bakımını tavsiye eden örnek bir rivayet:

i   Ilı  I .'.'.   İm * l^lî-'.fjf j* i.    I ,'ıi ' I'.'. ,'S'r. A\\    [', jllı  I.','\ . lı; ",ı- .ı'.lılı ;îı-ı ı.ı ,'J  ı.'. ,'.    "~.', '. 'c .-İlli '. 'e.    ■'■S'^.

Sular ve İlgili Hükümler                                                                                                81

21/329-Hakem b. Amr el-Gifârî'den (RadıyatUıhaanh):179 Hz. Peygamber (SaüaiiaM aleyhi ve seiiem), kadının (içmesinden sonra) ar­tan su ile bir erkeğin abdest almasını yasakladı.

§ Ondan ikinci tarikle gelen rivayet:

Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem), kadının abdest aldığı sudan ka­lan mı yoksa (içmesinden sonra) artan su mu olduğu bilinmediğinde bir er­keğin o su ile abdest almasını yasakladı.

'' Sened:   *-*■&■ J] j* J 'y

Sahih: Müsned, IV/213, H.no: 17790; İkinci rivayet: IV/213, H.no: 17792; Üçüncü rivâyel: V/66, H.no: 20535 (Hocası Tayâlisfden nakli); Dördüncü rivayet: V/66, H.no: 20533; Tayâlisî, H.no: 1252 (Sahâbî ismi müphem); Ebû Dâvûd, Taharet, 40, H.no: 82; Tinnizî, Ta­haret, 47, H.no: 63, 64 (Hasen hükmü veren Tirmizî, bazı âlimlerin kadının abdest suyu artığı ile abdest almanın mekruh oluşunu İfade ettiklerini, Ahmed b. Hanbei ve İshâk gibi âlimlerin kadının artığında ise bir beisin olmadığını belirttiklerini kaydetti); Nesâî, Taharet, 11, H.no: 342-JbnMâce, Taharet, 34, H.no: 373;

Abdullah b. Sercis'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bfc. îbn Mâce, Taharet, 34, H.no: 374;

Hz. Ali'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 34, H.no: 375 (Bûsirî isnadım zayıf görür). îbn Mâce'nin Sindî haşiyesinde Buhârî'nin Hakem b. Amr (Radıyallahü anh) hadisini sahih görmediği, sabit olsa bile mensuh olduğunu kabul etliği belirtilmiştir. İbn Mâce ise Hakem b. Amr (Radıyallahü anh) hadisini Abdullah b. Sercis'in (Radıyallahü anh) ha­disine göre sahih bulur.

B2________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

§ Ondan üçüncü tarikle gelen rivayet:

Rasûlullah (Salîaiîahü aleyhi ve sellem), kadından kalan abdest suyu ile bir erkeğin abdest almasını yasakladı.

§ (Ondan) dördüncü tarikle gelen rivayet:

Ebû Hâcib, Rasûlullah'ın sababilerinden olan Gıfar oğullarından (Ha­kem b. Amr adlı) bir kişiden naklediyor:

Hz. Peygamber (SalMiaha aleyhi ve sellem) erkeğin, kadından kalan abdest suyu ile abdest almasını yasakladı.

NOT: Bu rivayetler arasında tearuz olduğu zannedilebilir, zira yasaklama ri­vayetleri ile Meymûne validemizden gelen cevaz rivayeti birbirine zıt görünmekte­dir, Ancak iki kısım rivayet cem edilebilir; Eşinden kalanın yasaklanması, ondan dökülen kullanılmış su ile ilgilidir, cevaz ise kapta kalan su hakkındadır, ondan abdest alınabilir, bunu destekleyen çok sayıda rivayet vardır ya da buradaki nehiy tenzihi (helâle yakın) mekruh olabilir. Doğrusunu Allah bilir.1811

* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenme Yasağının Kalkması

22/330-İbn Abbas'tan (Radıyallahüanhümâj:m

Hz. Peygamber'İn (Sallallahü aleyhi ve sellem) eşi Meymûne (Radıyallahü anhâ)

annemiz dedi ki:

Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve ,seiiem) cünüp olmuştuk. (Sonra) bü­yük bir kaptan (su alarak) gusül aldım ve suyun bir kısmı arttı. Rasûlullah, o

kaptaki sudan gusül almak için geldiğinde,

İKÜBk. Bennâ, Bulûğu'l-emânî, 1/211 Sened; CjŞ* '(/■ JU_ j* il^i &j*- Jı* ——lsjı

Sahih: Müsned, VI/330, H.no: 26681; Benzer rivayet için bk. 1/337, H.no: 3120; 1/308, H.no: 2806-2808; Ebû Dâvûd, Taharet, 35, H.no: 68; TirmizU Taharet, 48, H.no: 65 (Hasen-sahih); Nesâî, Mİyâh, 2, H.no: 324; İbn Mâce, Talıâret, 33, H.no: 370-372;

Meymûne annemiz, İbn Abbas'ın (Radıyallahüanhiimâ) teyzesidir.

Ayrıca 23/331 ve 24/332.hadislere bk.

Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________83_

'Ben ondan gusül aldım,' dedim. O da:

"Su cünüp olmaz ya da bu durum onu pisletmez, (temiz kalır,)" bu­yurdu ve ondan gusül aldı.

23/331-İbn Abbas'tan (RadıyallahUanhUmâ)\ıS2

Rasûlullah'm (Saüaüahualeyhi ve seüem) eşlerinden biri cünüblük sebebiy­le, bir kaptan gusül aldı. Sonra Peygamberimiz (Sailaihhü aleyhi ve seiiem) ondan kalan su ile abdest aldı. Peygamberimize bu hatırlatılınca:

"Bu durum suyu pisletmez, (temiz kalır,)'"83 buyurdu.

24/332-İbn Abbas'tan

Hz. Peyganiber'İn (Sallallahü aleyhi ve seüem} eşi MeymÛne {Radıyailahü anhâ)

annemiz:

Kendisinin cünüplüğü sebebiyle gusül aldığı suyun kalanı ile de Rasû-Iullah'm (Saiiaiiahü aleyhi ve seîiem) abdest aldığını nakletti.

Sahih: Müsned, 1/235, H.no: 2102; Benzer rivayet için bk. 1/284, H.no: 2566; 1/337, H.no: 3Î20; 1/308, H.no; 2806-2808; 1/235, H.no: 2100-2101; fbnü'l-Cârûd, H.no; 48; Ebû Dâvûd, Taharet, 35, H.no: 68; Tirmizî, Taharet, 48, H.no: 65 (Hasen-sahih); Nesâî, Miyâh, 2, H.no: 324\İbnMâce, Taharet, 33, H.no: 370-372; Dârimî, Vudû', 57, H.no: 740-741. Ayrıca 22/330 ve 24/332.hadislere bk.

Lafız mânâsı, 'Suyu herhangi bir şey pisletmez' şeklindedir. Ancak diğer naslarla bu hadis tahsis edildiği için 'Bu durum suyu kirletmez' şeklinde terceme edilmiştir.

Sened: OjX& 'jt. iJU— 'jt- Q>js. ti'J>-\ Jiî (~j^Wi Sjis $ îjiS ^' oıii-- |^1^-

Şahih: Müsned, VI/330, H.no: 26680 (Hocası Tayâlisî'den nakli); Müslim, Hayz, 48; Heysemî, Ahmed b. Hanbel'e nisbet ederek sahih hadis ricâliyle nakledildiğini ifade ettiği fikMecma', 1/273):

SjLi>Ji  -ja Lfli—A ıL*3-^ '^y-i "i1  -*'_>*tj j^1

şeklindeki hadisi Müsned'de bulamadık. İhtimaldir ki bu yazılım hatasıdır. Doğrusu ise yuka­rıdaki metindir. Aslında bu hadis, Müslim'de zikredildiği için Mecmau'z-Zevâid'de yer al­maması gereken bir hadistir..

Ayrıca 22/330 ve 23/331.hadislerebk.

84                                                                                                Suiar ve İlgili Hükümler

* Temiz Bir Madde İie Karışmış Suyun Hükmü

25/333-Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hanî'den (Radıyaiiahü anhây.185 Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) büyük fetih günü, Mekke'nin yukarı mahallesine geldi ve ben de yanına vardım. Ebû Zer, kendisine büyük bir kapta!8(i su getirdi, (ama) ben onda hamur kalıntısı gördüm. Hz. Peygamber Ebû Zerr'i kendisine siper yaptı ve gusül aldı, sonra sekiz rekât namaz kıldı. Bu duha (yani kuşluk) vaktindeydi.

NOT: Tekne gibi büyük bir kapla hamur kalıntılarının olması, o dönemdeki eşyanın ya da suyun azlığından olsa gerek. Bu gibi rivayetlerden çıkan hüküm:

Suyun içine temiz bir şey karışıp, üç vasfından birini değiştirse de suyun tab'ını bozmamışsa Hanefî mezhebine göre, o su temiz ve temizleyicidir, iki vasfı da değişse onunla abdest alınmasına fetva verilmiştir. Meselâ, taş, toprak ve ağaç gibi şeyler sürükleyip getiren selin su tab'ı/inceliği bozulmadıkça kendisiyle temizlik yapılabilir. Ayrıca içine sabun, çöven ve zaferan gibi temiz bir madde karışmış ve üç vasfından biri değişmiş su temiz ve temizleyicidir.187 Bu sular İmam Mâlik ve Şafi­î'ye göre ise temizdir, ancak temizleyici değildir.'88

185 Sened: J&- J -dJi & y uUİ\ j- J$» $ £■ *pz ıi:fU- Jiî jij^t i^ iSji

Sahih: Miİsned, VI/341, H.no: 26766; Benzer rivayet için bk. VI/341, H.no: 26767; VI/423-424, H.no: 27253; VI/424, H.no: 27259; Buhârî, Taksîru's-Salâl, 12; Müslim, Salâlü'l-müsâfirîn, 80-83; Bazı rivayetlerde sütreyi tutanın Ebû Zer (Radıyaliahü anlı) değü, Rasûİullah'in kızı Fâtıma (Radıyaliahü anhâ) olduğu belirtil mistir. Bk, Müsned, VI/343, H.no: 26786-26787; VI/423-424, H.no: 27252-27253; VI/425, H.no: 27261

186 Cefne denilen bu kap için bk. 26/334 nolu hadisin açıklaması.

187 Merğınânî, Hidâye, 1/19; Meydânî, Lübâb, 1/43-44

188 İmam Şafiî, Ümm, 1/20; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/19

Sular ve İlgili Hükümler

26/334-VmmüHânVden (Radıyallahüanhâ):m

Hz. Peygamber (SaHalfoks aleyhi ve seiiem) ve Meymûne (RadıyallaM anh) aynı büyük kaptan gusül alırlardı ve onda da hamur kalıntısı vardı.

AÇIKLAMA

Peygamberimiz (SaiiaUaka aleyhi ve seitem) döneminde kullanılan bazı su kaplan: \~Cerra (*ı>jLi ;>ı); yeşil testi, küp190

2-Kûz OM: testi'91

3-Kas'a (w)ıj ya da Cefhe (aüı); büyük kap192

A-Kulle (4ş3i) Büyük kap, ancak miktarında farklı görüşler vardır:

Şafiî ve Hanbelîlere göre, bir kullenin miktarı 2,5 Hicaz kırbasıdır193 ki bu duruma göre iki külle (yani beş kırba); beşyüz ya da altiyüz Bağdat rıtlıdır veye seksen dokuz Halep nflma denktir.m Bu da yaklaşık olarak 12 teneke ya da i varil (yaklaşık 200 litre) su demektir.195

5-Kadeh (c-ojı); Bardak'96

6-Ferak (d>^l); RasûluIIah döneminde yaygın ölçek kaplarından birisidir ve birçok hadiste geçmektedir. i97 Ferak; 16 rıtl olup o da 3 sa'a denktir ki198 cumhura göre yaklaşık 6 litrelik, Iraklılar ve Hanefî fakihlere göre 9 litrelik kaptır.199

7-Tevr (jj—&) ve Rakve (ijS'Ji); su kaplarıdır ki içmek veya abdest almak için kullanılır.™

Sened: j*i»i^ç&» jf*

Sahih: Mü'med, VI/342, H.no: 26775; Benzer rivayetler için bk. VI/341, H.no: 26766-26767;

VI/343, H.no: 26786-26787; VI/423-424, H.no: 27252-27253; VI/424, H.no: 27259;   İbn

Mâce, Taharet, 35, H.no; 378; Nesâî, Taharet, 149, H.no: 240.

Ümmü Hânî'nin asıl isminin Fâlıile olduğunu belirten rivayet için bk, Müsned, VI/341, H.no:

26771.

Ayrıca ll/319.hadise bk.

190  Müsned, 1/27; Buhâri, Eşribe, S; Müslim, Eşribe, 47; Heysemî, Meanau'z-Zevâid,  V/65; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IX/343; lbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, V/172; İbn Hacer, İsâbe, IV/417 (Müslim b. Umeyr'in biyografisinde)

191 Makdisî, Muhtara, V/241

m Müsned, IV/25; Müslim, Müsâfirûn, 187; İbn Huzeyme, î/66

193Müsned, H/23; Ebû Dâvûd, Taharet, 33; Tİrmizî, Taharet, 50; Beynakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/263; Makdisî, Muhtara, V/241

m \bnn\'E$ÎT, Nihâye, ÎV/104; Milnkvî, Feyzu'l-Kadîr, 1/312 m Abdiilfettah Ebû Gudde, Hasiyetli Fethi bâbi'l-İnâye, 1/112;

(Kulle'nin hacmi hakkında değişik görüşler vardır. Bir görüşe göre külle, 250 ntıldır. Bir Bağdadî nth yaklaşık 400 gramdır. (Bk. Ahraed Nâim, Tecrid-i sarih trç., 1/166): Bazı eser­lerde hacim ölçülerinin tartj (gr. ya da kg.) olarak değerleri verilmiştir. Ancak bu doğru değil­dir. Çünkü her maddenin hacmi ve ağırlığı farklıdır. Her maddenin hacim ve tartısı ayrı ayrı zikredilİrse doğru olur. ömek için bk. Muhammed Necmüddin, el-Mekâdîru 'ş-şer'iyye, 308 190 Müsned, V/340; Müslim, Eşribe, 89 197 Müsned, VI/37, 199; Buhâri, Gusl, 2; Müslim, Hayz, 40-41 ı98İbnü'l-Esîr, age., IV/437-438; İbn Manzûr, lisânü'l-Arab, X/305-306 1  Ferak'daki farklı ölçeğin çıkma sebebi Iraklı ve Hicazlı fetihlerin ntıh farklı anlamalann-dandir. (Bk Ahmed Nâim, age., 1/205) 200Müsned TrcH.no. 145/453; İbn Hacer, Fethu'/-Bân'JX/25URâzlMuhtâru's-Sıhâh. sn o«

86                                                                                                Sular ve İlgili Hükümler

8-Kırba (*o*Jl); deriden yapılmış tulum201

9-Garra (*!>!!); dört kulplu karavana olup dört kişi tarafından taşınırdı.202

10-Demir kadeh/bardak

ll-Zücac (çUjft); cam kadeh/bardak203

YL-Kavârîr (jjyti)\ cam şişeler204

13-fleyyân (üi^ı) adlı bardak205

\A-Mihdab (vİaii); taş tekne, içinde elbise yıkanan kap, leğen206

15-MefcfcHfc(i)JKİi); su içmede ya da başka yerlerde kullanılan tas olup ağzı dar

ve ortası geniştir. Mekkûk 1 Vı sa' olup Iraklı fakihlere göre 6,36 İt. ve Hicazhlara göre ise 3,1 SU. ye denktir.2117

16-Mirken (jfjty, leğen/ geniş kap208

17- Zenûb (^-Ui) veya Seci O—) denilen kova209 18-Sâder (jSuJı) isimli kap210

19-Ahşap kadeh (Gümüşten üç kulpu vardı, bunun demirden olduğu ve etra­fında halkalar bulunduğu da söylenir. Bu kadeh kendisinden sonra Enes b. MâHk'in yanında, sonra da onun kızmdaydı.)21'

20-Bakır leğen

21 -Tunçtan tekne212

* Kendisine Necaset Bulaşmış Su ve Büdâa Kuyusunun Durumu

27/335-Ebû Said el-Hudrî'den (Radıyailahü-anhy,

201  Müslim, Müsâfırûn, 181, 187;

202 Âmiri, Behcetü'l-tnehafil, 11/172-173; Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, 1/303

203 îbn Mâce, Eşribe, 27; İbn Sa'd, Tabakât, 1/485; İbnü'1-Esîr, Bidâye, Y/71

204 Hamci, Nesîmu 'r-riyâz, 1/362

205 Haföci, Nesîmu'r-riyâz, 1/362

206 Müsned, Vl/151, 228; Buhârî, Vudû', 54; Tıb, 22

207  Sa'ın litre değerindeki ihtilaf için bk. 215/523 nolu rivayetin açıklaması. 208Bk.l3/321.hadis

209 Bk. 69/377 nolu rivayet

210  İbnü'1-Esîr, Bidâye, 111/16 ıu EbûDâvûd, Et'ime, 17 212 İbn Sa'd, Tabakât, 1/485

Sular ve İlgili Hükümler

Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seüem), Büdâa (Benû Sâide214) kuyusundan abdest alırken onun yanma geldim ve dedim ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Bu kuyuya bazı pislikler (rüzgâr veya sel sebe­biyle savrulup) düştüğü halde, ondan abdest mi alıyorsun?' Hz. Peygamber buyurdu ki:

(Bu durum) suyu necis yapmaz."

NOT: Büdâa kuyusundaki su fazlaydı, ayrıca bu suyun akıcı olma ihtimâli de var. Fazla ya da akıcı olan suyun Uç vasfından biri (yani kokusu, rengi veya tadı) değişmediği zaman kullanılabilir. Suyun az olduğu bölgelerde insanlar bunları kul­lanmak zorundadırlar.215

28/336-Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den (Radıyaiiahaanhy}

Sahih: Uüsned, 111/15-16, H.no: 11061; Benzer rivayetler için bk. IH/31, H.no: 11196 (Müsnedi tahric eden Hamza Ahmed "Bu rivayetin senedinde Velid b. Kesir el-Mahzûmî el-Medenî (v.151/768) var. Bu zat haricî görüşleri benimseyen bir râvidir. Bu sebeple basendir" der. Bu râvinin Buhârî dört, Müslim on akı, Tirmizî iki, Ahmed b. Hanbel ve Nesâî sekiz, Ebû Dâvûd yedi, İbn Mâce ve Dârimî dört rivayetini nakleder Zehebî de "sika olduğunu söyler. Bk, Kâşif, Trc. no: 6090); 111/86, H.no: 11754, 11757 (Müsnedi tahric eden Hamza Ahmed, bu iki rivayetin senedinde mestur kabul edilen Ubeydullab b. Abdurrahman b. RâfT el-Ensârî'nin (v.111/729) varlığına dikkat çekmektedir. Fakat Zehebî, Ahmed b. Hanbel'in Büdâa Kuyusu hakkındaki hadisini sahih saydığını, ihyâü'l-mevâî konusunda da bir hadisinin bulunduğunu söyler. Bk. Kâşif, Trc. no: 3566. Ebû Said el-Hudrî (Sa'd b. Mâlik)'den Büdâa Kuyusu hakkındaki hadisini nakledenler: Ahmed b. Hanbel ve Ebû Dâvûd (ikişer rivayetle), Tirmizî ve Nesâî (birer rivayetle). CSbİr'den İhyâü'l-mevât hadisini nakledenler: Ahmed b. Hanbel üç tarikle ve Dârimî. Nesâî de es-Sünenü'I-kübrâ isimli eserinde nakleder.) Metni şöyledir:

İbn EbîŞeybe, 1/131, H.no: 1505; VH/281, H.no: 36092; Ebû Dâvûd, Taharet, 34, H.no; 66-67; Tirmizî, Taharet, 49, H.no: 66 (Hasen hükmünü veren Tirmizî, bu konuda Ebû Üsâme'nin ceyyid olarak naklettiği hadisin en sağlam nakil olduğunu, ayrıca İbn Abbas ve Hz. Aİşe'den (Radtyallahü anhüm) de rivayetlerin bulunduğunu söyler. Tirmizî'nİn işaret ettiği Ebû Üsâme hadisi için bk. Uüsned, M/31, H.no: 11196); Nesâî, Miyâh, 2, H.no: 326-328; İbrıü'l Cörûd, H.no: 47; Dârekumî, 1/29; Beyhakt 1/257, H.no: 1147; Ebû Ya'lâ, H/476, H.no: 1304 214 Müsned, IH/86, H.no: 11754 2l5Bennâ, age,,I/215

Sahih: Miisned, V/337-338, H.no: 22758; £/w Ya'lâ, XIII/511, H.no: 7519; Beyhakî, 1/259, H.no: 1152; Rûyânt, 11/235, H.no: 1121 (Bu üç eserde Sehl (Radıyallahü anh): "Ben sizi Büdâa kuyusundan sulardım ancak siz hoş karşılamıyorsunuz. Halbuki ben şu ellerimle Allah Rasûlü'ne (Salialîahü aleyhi ve sellem) su ikram etmiştim" der.) Dârekutnî, 1/32 (Burada ise

_88________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

Rasûlullah'a (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) Büdâa kuyusundan ellerimle su çektim (ve onu kullandı.)

NOT; Rasûlullah'm (Sallaiiahu aleyhi vesellem) suyunu kullandığı bazı kuyular:

1-Mâlik b. Nadr b. Damdam kuyusu (Ebû Enes kuyusu da denirdi),

2-Benî Hudeyle köşkünün yanındaki kuyu,

3-Casim Ebu'l-Heysem et-Teyyehân kuyusu,

4-Kuba'daki Gars kuyusu,217

5-Benî Ümeyye b. Zeyd kuyusu,

6-Büdâa / Benû Sâide kuyusu,

7-Akik'teki Rûme kuyusu.218

S-Enes b. Mâlik'in kuyusu2I9

9-Hudeybiye Kuyusu 22°

Allah Rasûlü annesi vefat eden ve onun adına hayır yapmak isteyen Sa'd b. Ubâdeye en iyi sadakanın su olduğunu söylemiş ve kuyu/çeşme yapılmasını istemiştir.221

Peygamberimizin kendisinden faydalanılmasını yasakladığı veya suyunu bo­şalttığı kuyular da vardır:

1-Zervân (Zû Ervân) Kuyusu222

2-(Tebük Seferinde) Semud kavminin meskenlerinin bulunduğu Hıcr'deki kuyu223

"Allah Rasûlii (Saüallahü aleyhi ve sellem) Büdâa kuyusundan su içmişti" lafzı İle rivayet edilir.) Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/207, H.no: 6026

217   Bk. İbn Mâce, Cenâiz, 10, H.no: 1468

218   İbn Sa'd, Tabakât, 1/503-506

1   Bu kuyu hakkında Buhârî'de şu rivayet nakledilir:

Bk. Buhân, Müsâkât, 1; Hibe, 4; Eşribe, 14; Müslim, Eşribe, 124-125. '    Bu kuyu hakkındaki rivayet:

ji <_jlljjlj 3jU i'j^s- «jjI ÎijJjJi fû US" Jü <£ jJjI ^'j cicili ji- jliJ>l ıg) j& J^''^-"! kj

ji—' lijiû 'Jş- üîîCi jLlI ^ ^ij ^aZili (Ll; tpjj JJ\ jJûi Js- jX.j İŞs- dil jla ^1 ^-i>o i'jai

Ljü    1   lVjA_iî   ji   O'JJJ   ^JJ ,A*~ UjİU-1

Bk. Buhâri, Menâkıb, 25; Meğâzî, 36,

221 Ebû Dâvûd, Zekât, 41, H.no: 1681; Nesâî, Vasayâ, 9, H.no: 3664; İbn Mâce, Edeb, 8,

H.no: 3684 (Hadis munkatı olduğu için zayıftır.)

2 Bu kuyu Hz.Peygamber'e yapılan sihirde kullanılan Benû ZÜrayk'takİ kuyudur. Bk. Buhârî, Tıb, 49, Edeb, 56, Deavât, 57; Müslim, Selâm, 43.

u Bk. Buhârî, Enbiyâ, 17; Müslim, Zühd, 40. Bu sudan yasaklanmalarının sebebi şehrin ta­rihinden kaynaklanmaktadır. Hz.Peygamber sadece Salih peygamberin dişi devesinin sulandı­ğı kuyudan su almalarını emretti. Hıcr, Medine ve Şam arasında Âd ve Semûd kavminin mer­kezi olan şehirdir. Kur'an'da da bu şehrin adını taşıyan bir sure vardır. Bu sûre adını peygam­berlerini yalanlayan Hıcr halkından bahseden 80-84.âyetIerinden almıştır.

Sular ve İlgili Hükümler

* Yırtıcı Olan ve Olmayan Hayvanların İçtiği Sular, Kulleteyn (Bir Varillik Su) Hadisi

29/337-İbn Ömer'den (Radıyaüahü anhiimâ)'224

Rasülullah'a (Saüaiiahü aleyhi ve sdiem), sahralarda bulunan ve yırtıcı olan, olmayan hayvanların içtikleri suların hükmünün sorulduğunu duydum. Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Su iki külle325 miktarına ulaştığında necaset tutmaz."

§ Ondan ikinci rivayet:

İtm Ömer (Radıyallahü anhümâ) RaSÛlullah'tan (Sallallahü aleyhi ve sellemj ŞUnlan

da nakletti:

"Su miktarı iki ya da üç külle miktarına ulaştığında necaset tutmaz." Vekî' dedi ki: Külle ile cerre kastedilmektedir.

2MSened:

Sahih: Müsned, 11/38, H.no: 4961; İkinci rivayet için bk. 11/23, H.no: 4753; Benzer rivayet için bk. n/12, H.no: 4605; 11/26-27, H.no: 4803; 11/107, H.no: 5855; Bu son rivayetin metni şöyledir:

 :JIÜ |? ÜaJl lü *jj V U>j3İ :iüü t jj w?^î' Jpji jı«J 1U- «J OlÜJı ı^^âi J| -dil

^iö' U İJii LU jl j^Ü iLlîl ûB* lîj : jli (-Lj ^ -İl Jt» «öl J_^-j aü :^ı

£&« Dâvûd, Taharet, 33, H,no: 63-65; Tirmizî, Taharet, 50, H.no: 67 (Tirmizî, İmanı Şafiî, İshâk ve Ahmed b. Hanbel'in kavlinin de bu hadis olduğunu söyler); Nesâî, Taharet, 44, H.no: 52; Miyâh, 2, H.no: 327; îbn Mâce, Taharet, 75, H.no: 517-518 (Bûsirî, râvilerinin sika olduğunu belirtir); Dârimî, Vııdû', 55, H.no: 737-738; İbnü'l-Cârûd, H.no: 44-46; Ebû Ya'lâ, IX/439. H.no: 5590.

225 Külle, varil mânâsındadır ve yaklaşık 200 İl. su alır. Bununla ilgili ölçü birimleri için bk. 29/337 no. lu rivayetin notu.

90                                                                                                Sular ve İlgili Hükümler

AÇIKLAMA

Peygamberimiz suyun az olduğu bölgeleri baz alarak asgari iki külle (bir va­ril) hacmindeki durgun suyu, çok suyun en az miktarı olarak kabul etmiştir. Bu mik­tardaki bir suya necaset düşse de suyun üç vasfından birisi değişmedikçe temiz ve temizleyicidir.

Bu ve benzeri rivayetlerde geçen külle (aülı) miktarında farklı görüşler vardır;

Kulleteyn görüşünü alan Şafiî ve Hanbelîlere göre, bir kullcnin miktarı 2,5 Hicaz kırbasıdır226 ki bu duruma göre iki külle (yani beş kırba); beşyüz ya da aitıyüz Bağ­dat ntlıdır veye seksen dokuz Halep rıtlına denktir.227 Bu da yaklaşık olarak 12 te­neke ya da 1 varil (yaklaşık 200 litre) su demektir.228

Çok suyun en az miktarı ile ilgili farklı rivayetler olduğu için müctehidler ih­tilâf etmişlerdir:

Hanefîlere göre kulleteyn. miktarında ihtilaf bulunup, kesinlik olmadığı için bu rivayetlerde ızdırab vardır ve durgun suyun bulunduğu havuz/kap hacmi 10x10 zira' (yaklaşık 48 m2) olunca ya da bir kenarında oluşan dalganın öbür kıyıya var­madan kaybolacağı genişlikteki havuz olunca çok su kabul edilir ve suyun üç vas­fından biri bozulmadıkça su pislenmez, kullanılabilir, Hanefî müctehidleri çok su miktarında dalganın öbür tarafa ulaşmaması şartını denize kıyas ederek kabul ettiler, zira Peygamberimiz "Deniz suyu temizleyici ve Ölüsü helâl olan (bir yerdir)" buyur­du. Ayrıca uykudan uyananan kişinin dışarıda elini yıkamadan su kabına daldırması ve durgun suya bevletmenin yasaklanması gibi rivayetlerde bu görüşün tesbitinde etkili olmuştur.320

Mâlikîler çok su için bir sınır belirtmediler, ancak az suya necaset düşüp va­sıflarını değiştirmese de necis olur, dediler.230

Şafiîler en az iki külle hacmindeki suyu çok su kabul eltiler.231

Hanbelîler ise İmam Ahmed'den iki farklı görüş zikrederler; birine göre en az iki külle olması lâzım, diğerine göre ise su az da olsa üç vasfından biri bozulmazsa temiz ve temizleyicidir, dediler. Doğrusunu Allah bilir.232

226  Müsned, 11/23; Ebû Dâvûd, Taharet, 33; Tirmizî, Taharet, 50; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/263; Ebû Abdillalı el-Makdisî, Muhtara, V/241

227 Münâvî, Feyzu'l-Kadtr, 1/312

228 Abdülfetlah Ebû Gudde, Hâşiyetü Fethi bâbi'l-lnâye, I/İ12;

(KuIIe'nİn hacmi hakkında değişik görüşier vardır. Bir görüşe göre kuile, 250 ntıldır. Bir Bağdadî ntls yaklaşık 401 gramdır. (Bk.Tecifd.-i Sarih Tercemesi, 1/166)

229 Mevsılî, İhtiyar, 1/14

230  İbn Rüşd, age. 1/3 7

23İ İmam Şâfıî, age. 1/18,28; Nevevî, Mecmu', 1/112 232 İbn Kudâme, age. 1/24

Sular ve İlgili Hükümler                                                                          ___________91_

* Durgun Suya İdrar Yapmak, Bundan Alınan Abdest ve Guslün Hükmü

30/338-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiahu anh):233

RasÛluJlah (Saitaiiahü aleyhi ve seiiem) durgun suya idrar yapmayı yasakladı.

31/339-Ebü Hüreyre'den (Radıyaiiahu anhyrM Rasûlullah {Saîialtahu aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:

"Sizden  biri  kesinlikle durgun  suya  idrar yapmasın,  sonra  ondan abdest almak zorunda kalabilir!.." 235

233 Sencd: $\ / Eji '£*£$ û5i "j~^ 13Üİ-

Sahih: Müsned, 111/341, H.no: 14603; Benzer rivayet için bk. 111/350, H.no: 14713; Müslim, Taharet, 94 f*y_4î " lafzı ile); İbn Mâce, Taharet, 25, H.no: 343 (İbn Mâce'nin İbn Ömer'den

(Radıyallahü anhîimâ) nakleüiği zayıf rivayet için bk. Taharet, 25, H.no: 345); Talıâvî, Şerhu meânVl-âsâr, 1/15; Dârekutnî, 1/13-27; Beyhakî, 1/262. Hadisin senedinde İbn Lehîa bulun­maktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.

234 Sened: ^ıl*- ^* ^S^- j/- jf-fji j£ i3İî-

Sahih: Mî^nk, 11/259, H.no: 7517-7518; Benzer rivayet için bk.II/394, H.no: 9090; 117362, H.no: 8725; H/346, 8539; U/529, H.no: 10785; 11/492, H.no: 10334; Iİ/464, 9946 (Abdullah b. Velîd b. Meymûn el-Emevî sebebiyle bu rivayet hasendir); 11/316, H.no: 8171 (Hemmâm, Sahîfe, H.no: 73); 11/265, H.no: 7592; H/288, H.no: 7855; H/532, H.no: 10836; Buharı, Vudû', 8; Müslim, Taharet, 95-96; Ebü Dâvûd, Taharet, 36, H.no: 69-70; TirmızL Taharet, 51, H.no: 68 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 46, H.no: 57-58; Gusİ, 1, H.no: 394-398; Miyâh, 6, H.no: 334; İbn Mâce, Taharet, 25, H.no: 344; Dâıimî, Vudû', 54, H.no: 736; İbnü'l-Cârûd, H.no: 54

135 Lafız olarak 'abdest alır' şeklindedir. Ancak burada cümle akışına uygun olarak 'abdest almak zorunda kalırV diye terceme edildi.

92                                                                                                Sular ve İlgili Hükümler

§Aynı sahabiden, başka tarikle gelen rivayette; Abdest kelimesi yeri­ne, "Sonra ondan gusül almak zorunda kalabilir" şeklinde geçmektedir.

§ Aynı sahabiden, başka tarikle gelen rivayette:

RasÛlullah (SallaUahü aleyhi ve seUem) buyurdu kî:

"Akıcı olmayan durgun suya idrar yapma, sonra ondan  gusül almak zorunda kalabilirsin!.."

NOT: Bu ve benzer rivayetlerden durgun suya bevletmenin haram olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu durum suyu necis kılıp kullanılmaz hale getirmektedir.

* Köpeğin Artığı Olan Su ve Hükmü

32/340-Ebû Hüreyre'den (Radıyaüahu anh):236 Rasûlullah'm (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle buyurduğunu işittim: "Birinizin kabını köpek yalarsa (bir rivayette; su İçerse), kabını yedi kere yıkasın!"

' Sened: //.jj J>\ piC= J

Sahih: Müsned, İT/253, H.no: 7440 (hadisin birinci bölümü); Benzer rivayet İçin bk. 11/460, H.no: 9891 ("izâ şeribe" lafzı ile rivayet edilmiştir); 11/398, H.no: 9142; 11/245, H.no: 7341 (36/344.hadise bk); 11/265, H.no: 7593; 11/271, H.no: 7659; 11/360, H.no: 8710; 11/424, H.no: 9451; 11/480, H.no: 10172; 11/482, H.no: 10201; Muvatta', Taharet, 35; Müslim, Taharet, 90 (Bu iki eserde "izâ şeribe" lafzı ile rivayet edilmiştir); Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 73; İbn Mâce, Taharet, 31, H.no: 363-364; Şâlîî, Müsned, s.7-8; Îbnü'l-Cârûd, H.no: 50; Dârekutnî, 1/63-64; 11/253;

İbn Ömer'den (Radıyaüahu anhiimâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 31, H.no: 366;

Heysernî, hadisin İbn Abbas'tan {Radıyaüahu anhiimâ) da şahidinin bulunduğunu, Taberânî ve Bezzâr tarafından rivayet edildiğini, senedindeki râvüerden İbrahim b. İsmail'in Ahmed b. Hanbel'in sika olarak kabul etmesine rağmen kendisiyle ihtıcacda ihtilafın varlığını ifade etti. BkMecma', 1/287.

Hadisin bazı. rivayetlerinde şu ziyade vardır: (Jy '£* -Li3 p &Jİ) Bk.Müslİm, Taharet,

89; İbnü'l-Cârûd, H.no: 51

Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________93

33/341-Ebû Hüreyre'den (Raciıyatiahüank):2Zı Rasûlullah (Saihiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "(Birinizin kabından köpek su içerse/yalarsa) İlki toprakla olmak Çi­zere kabı yedi kere yıkanır, (yıkasın!)"

34/342-Abdullah b. Muğaffel'den (Radıyaliahüanh)r3S

Rasûlullah (Saiiaiiahü aieyM ve sciiem) (bir zamanlar) köpeklerin Öldürülme­sini emrettti. Sonra:

"Artık köpeklerden size ne, onları bırakın"23y dedi. Peygamberimiz, av köpeği ile çoban köpeğinin bulundurulmasına/beslenmesine izin verdi ve buyurdu ki:

"Birinizin kabını köpek yalarsa, o kabı yedi kere yıkasın, sekizincide toprağa bulasın.240"

NOT: Peygamberimiz (Saihi/ahu ahyid ve sciiem), Medine'de köpeklerin oldukça çoğaldığı ve zararlı olduğu bir dönemde öldürülmelerini emretti. Daha sonra sayıla­rının azalması ve soylarının kesilmesHehlikesine karşı bu emri durdurdu.

Sened: î'^'J*

Sahih: Müsned, 11/489, H.no: 10290; Benzer rivayet için bk.İl/427, H.no: 9479; U/508, H.no; 10544; Müslim, Taharet, 91; İbnü'l-Cârûd, H.no: 52; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 71; Tirmizî, Taharet. 68, H.no: 91 (Tİrmizî, basen-sahih hükmünü belirttikten sonra, İmam Şafiî, İshâk ve Alımed b. Hanbel'in kavlinin de bu hadis olduğunu söyler); Heysemî, Bezzâr'ın bu hadisin (vrÂ_io—*V) lafzını (^ı^u, y.ıi-J-ı) şeklinde (yani, "ilkini toprakla yıkayın" yerine

"onlardan biri toprakla olsun") rivayet etliğini, Bezzâr'm hocası hâricinde kalan tüm râvilerin sahih hadis ricali olduklarım belirtir. Bk.Mecma', 1/287. 23E Sened: -î'p- *$■ ^ûı Jf \2& jlî çi 'j? ^ e5i

Sahih:-Müsned, IV/86, H.no: 16736. Benzer rivayet için bk.V/56, H.no: 20444. Müslim, Ta­haret. 93; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 74 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadis­lerden biridir); Nesâî, Taharet, 53, H.no: 67; Miyâh, 7, H.no: 335-336; Dârimî, Vudû', 59, H.no: 743; İbnü'l-Cârûd, H.no: 53; îbn Mâce, Taharet, 31, H.no: 365; Hadisin birinci bölümü için bk. Müslim, Müsâkât, 48; îbn Mâce, Sayd, 1, H.no: 3200-3201; Dârekutnî, 1/65 23 Bir rivayette: ^\—iiır, f—ÎJ uJ şeklinde zikredilmektedir. Onun için tercemeye bu cümleyi yansıttık.

Î40 Bk. Nevevî, Şerhu Sahîhi Müslim III/184-185; Azimâbâdî, Avnü'l-Mâbûd, 1/97; Mubarekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, 1/256

94                                                                                                Sular ve İlgili Hükümler

35/343-Ebû Hüreyre'den (Radıyaliahü anhy.241 Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "Birinizin kabını köpek yalarsa, kabının temizliği onu yedi kere yı­kamakla olur."

36/344-Ebû Hüreyre'den242 (Radıyaiiahü anhy.2A-Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu; "Birinizin kabını köpek yalarsa, kabının temizliği onu yedi kere yı­kamakla olur."

37/345 jbn Ömer'den (Raâıyattahu anh)V

[JIÎİJIİU,    û fV   _flı     *Jİ    flj   UjwL?-   L*   1J_*   jjj   *-^*     '_'   *L*^     '.£     r*-*-"   l^-^1""   f"J°     nıJ   L?l

Sahih: Müsned, 11/314, H.no; 8J33 (Hemmâm, Sahîfe, H.no: 73); Benzer rivayet için bk. 11/427, H.no: 9479 ("^" lafzı ile); MüsUni, Taharet, 92 ("l^i" lafzı ile)

Sahih: Müsned, 11/245, H.no: 7341. Araştırmamız neticesinde Alımed b. Hanbel'in bu lafzı

ile rivayet eden bir başka musannife rastlayamadık.

'' Râvilerden Süfyân, bu rivayetin Ebû Hiireyre'nin (Radıyaliahü anhUm) sözü değil de Allah

Rasûlü'nden (Sallallahü aleyhi ve sellem) nakledilmiş olabileceğini belirtti.

244c___*a.   ;■- m.....• ■-• >j~* ■  -•■<;,   f'-'t,- ı-*.-   "i t'^ı,-;, ■,<>•>>- ,-:<-

Sahih: Müsned, 11/70-71, H.no: 5389; fî«/îtîrf, VudÛ', 33; £ö(î Dâvörf, Taharet, 137, H.no: 382 (Buhârî ve Ebû Davud'un senedinde İbn Ömer'in (Radıyaliahü anlı) oğlu Salim'İn yerinde diğer oğlu Hamza bulunmaktadır.) Bu hadis aslında iki bölümden ibarettir: İlk kısmı şöyle rivayet edilir:

Sular ve İlgili Hükümler

Ben Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) döneminde, mescidde yatan genç bir bekârdım. (İlk zamanlarda) köpekler oradan gelip geçerdi, (ama) kimse onların gezindiği yere su serpmez (ve dökmezlerdi.)

AÇIKLAMA

İlk dönemlerde 'Eşyada temel kural, mubah olmasıdır!serbestliktir kaidesin-ce, köpeklerin mescidlere girmesine müdâhele edilmezdi. Ancak daha sonra mescidlerin temiz tutulması emredilince, kapılar yapıldı ve köpekler dahil bütün varlıklara karşı titiz davramldı.

Yırtıcı hayvanların artığı konusunda miictehidler ihtliiâf ettiler; İmam Ebû Hanife ve bir rivayette Ahmed b. Hanbei'e göre necistir. İmam Mâlik, Şafiî ve bir rivayette Ahmed b. Hanbei'e göre ise temizdir.245

Köpek ve domuzun artığı İmam Ebû Hanife, Şafiî ve Ahmed'e göre necis­tir.246 İmam Mâlik'e göre 'köpeğin artığı temizdir, zira avda kullanılmaktadır. Köpe­ğin arüği/yaladığı kabı ise yedi kere yıkamak necis olduğu için değil de taabbüden emredilmiştir ve yıkanması menduptur. Domuzun kendisi necistir, ama artığı konu­sunda ondan İki rivayet vardır.'247

Köpeğin kılı ve tüyü İmam Ebû Hanife ve Mâlik'e göre temiz, diğer İmamla­ra göre necistir.248

§Köpeğin yaladığı kabın temizlenmesi ile igjli farklı rivayetler bulunmakta­dır, ancak bu rivayetler arasında ızdırap var, iddiası doğru değildir. Çünkü ızdırap eşit kuvvetteki rivayetler arasında olur. Ama bu konuda Ebû Hüreyre rivayetleri diğerlerinden daha kuvvetlidir.249

Müctehidler rivayetlerin farklılığı sebebiyle köpeğin yaladığı bir kabın yı­kanması ve sayısı hakkında ihtilaf ettiler:

1-Hanefî mezhebine göre; yedi kere yıkamak nedben emredildi. Zira bu riva­yetleri nakleden Ebu Hüreyre köpek ve kedi yalamasında üç kere yıkamakla fetva verdi.250 Diğer necasetler de Uç kere yıkama emri bulunmaktadır ve bu necasetlerin

İbn Ömer (RâdıyaÜâhü anhiimâ): "Bİz gençken Allah Rasûlü (Satlallnhü aleyhi ve seîiem) zamanında mescidde kaylûle yapardık/öğle uykusu uyurduk" demiştir. Bk. Müsned, 11/70-71, H.no: 5389.

Diğer rivayet:

İbn Ömer (Radıyallahü anhiimâ): "Allah Rasûlü (Salhliahü aleyhi ve seîiem) zamanında mescidden başka geceleyecek ve sığınacak bir yerim yoktu" dedi. Bk. Müstıed, 11/70-71, H.no: 5389. Hadisin bu bölümü, Buhârî'nin Salâl, Cum'a, Menâkıb, Ta'bİr; Müslim'in Fezâilü's-salıâbe; Ebû Davud'un Taharet; Tirmizî'nin Salât; Nesâî'nin Mesâcid; İbn Mâce'nİn Ta'bİr, Mesâcid; ve Dârİmî'nin Salât, Rü'yâ bablannda "genç ve evli değilken mescidde gecelerdim", "eşi-âilesİ olmayan bir bekârken mescidde uyurdum", "evlenmeden Önce evim mesciddi" gibi sadece İbn Öiner'e âit cümlelerle değii; diğer genç bekâr sahabenin gecelediği ve sığındığı yerin mescid olduğunu ifade eden ibarelerle de karşılaşıyoruz.

245 Sehnûn. Müdevvene, 1/5; İbn Kudâme, Muğnî, 1/43; Nevevî, Mecmu', 1/172,11/589

246 Merğınânî, Hİdâye, 1/24; İbn Kudüme,Muğnî, 1/41; Nevevî, Mecmu', 1/172-173 347 Sehnûn, Müdevvene, 1/5; Desûkî, Haşiye, 1/83

248 Merğınânî, Hidâye, 1/21-22; Kâsânî, BedâV, 1763 m San'ânî, Sübidü's-selâm, 1/28-29 25 Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/23

96________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

bir kısmı köpek yalamasından daha necistir, o halde üç kere yıkamak temel esastır, daha fazla yıkamak mendupfur.251

2-MalikîIere göre; köpek remizdir, Çünkü av köpeğinin yakaladığı av temiz­dir. Köpeğin yaladığı kabın yıkanması ile ilgili sayılar nedben emredildi, vacip de-gıldır.

3-Şafnlere göre; ilkini toprakla ovalayarak yedi kere bu kabı yıkamak vacip-tir.253

4'Ahmed b. Hanbel'den nakledilen iki görüşü vardır: Biri Şafiîler gibi ilkini toprakla ovalayarak yedi kere bu kabı yıkamanın vücûbiyeti, nakledilen diğer görüşü de sekiz kere yıkamaktır, ancak sekizincisini toprağa bulayarak yıkamak gerekir, şeklindedir.254

* Kedinin Artığı ve Hükmü

38/346- (Abdullah) b. EbîKatâde'nin karısı,

Ka'b b. Mâlik'in kızı Kebşe (itadıyaiiaM anhum) anlatıyor:235

251  İbnü'J-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/109

252 İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/20-22

253 Nevevî, Mecmu', VI72-173

254 İbn Kudânıe, Muğnî, 1/45

Sahih: Müsned, V/303, H.no: 22479; Mâlik, Taharet, 13; Ebû Dâvüd, Taharet, 38, H.no: 75; Nesâî, Taharet, 54, H.no: 68; Miyâh, 8, H.no: 339; Dârimî, VudÛ', 58, H.no: 742; İbn Mâce, Taharet, 32, H.no: 367; TirmizU Taharet, 69, H.no: 92 (Tirmizî, hasen-sahih hükmünü belirt­tikten sonra, hadisin Hz, Aişe ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahüanhümâ) nakledildiğini söyler); Hz. Aişe'den (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 38. H.no: 76 (Bu riva­yette artığı ile abdest aldığı da kayıtlıdır.) Hadisin metni:

Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________97_

Ebû Katâde (Radıyaiiaha anh), Kebşe'nin yanma geldi ve o, Ebû Katâ-de'ye abdest suyu döktü. Bu sırada bir kedi geldi ve o sudan içti. Ebû Katâde de kabı biraz eğdi ki kedi (rahat) içsin... (Kebşe devamla şöyle dedi:)

Kendisine baktığım] görünce dedi ki:

'Ey Kardeşimin kızı, şaşrrdm mı?'

'Evet:

'(Bu konuda) Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu:

"Kedi necis değildir, o sîzin etrafınızda dolaşan/size hizmet eden er­kek ve dişi varlıklardandır.'"

§ Râvilerden İshak dedi ki: Hadiste "ve" yerine "veya" geçmektedir:

"...Ya da etrafınızda dolaşan/size hi2met eden dişi varlıklardandır."

39/347- Abdullah b. İbn Ebî Talha'nın256 karısı anlatıyor:257 (Bir keresinde) Ebû Katâde (Radıyaiiaha anhâ) su kabını kediye eğdi ve o da içti, sonra şöyle dedi:

Rasûlullah (Saiiaîlahü aleyhi ve seiiem) bize şöyle buyurdu: "Kedi necis değildir, o sizin etrafınızda dolaşan/size hizmet eden er­kek ve dişi varlıklardandır."

01 ^_İl OjlilJ .iXa3 Ljîjjry t 1+^ "M lT^J ÖJÛ J] '~-iÂ'. l^-j1 CjfÜ^İ of *■*! 'j& jUi)I

 _î jUl-j iŞi- *Î1ı j^a JJI J_j1.j 01 :cJU» .îV °-^"111-^- !>* "^1 cJ^Ju! illi ,1

Dârekutni, 1/66; Heysemî, bu hadisin Taberânî ve Bezzâr tarafından da rivayet edildiğini, ri­calinin sika râviierden oluştuğunu belirtir. Bk.Mecma', 1/216. Ayrıca, Hz. Enes'ten (Radıyallahii anh) de şahidinin Taberânî tarafından nakledildiğini, senedinde Ömer b. Hafs el-Mekkî'nin bulunduğunu, İbn Hibbân'ın sika, Zehebî'nin de mechûl saydığını söyler. Bu riva­yette Allah Rasûlü'nün (Saüallahü aleyhi ve sellem) Hz. Enes'e (Radıyallahii anh) hitabı şöyledir:

"Ey Enes! Kedi evin bir eşyası (gibi)dir, Hiçbir şeyi kirletmez ve necis hâle getirmez." 256 38/346. hadiste Abdullah b. Ebû Katâde'nin karısı Kebşe bt. Ka'b b. Mâlik olarak geçmişti. İbn Ebİ Talha yanlışlıkla İbn Ebİ Katâde ismi yerine geçmiş olabilir. Çünkü hadiste aynı hâdi­se, olayın kahramanı ise Ebu Talha'dır. Zaten hadis de Ebu Talha Müsnedi'nde zikredilmiştir. 2 7 Sened: **«Ü> ^ J ■dJI -M1 ~fy J*&- **&• <J J> ^ -m- !y. li^Â tjfe- ^^ ı3j* Sahih: Müsned, V/296, H.no: 22427; Benzer rivayet için bk. V/309, H.no: 22535; Humeydî, 1/205, H.no: 430; Ayrıca bir önceki 38/346. ve 40/348. hadislere bk.

_98________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

AÇIKLAMA

Evcil hayvanların artıkları temizdir.

1-Kedi ve daha küçük hayvanların artığı temizdir. Ancak İmam Ebû Hanife kullanılmasını mekruh görmüştür. Zira o da eti yenmeyen hayvanlardandır.258

2-Katır ve eşeğin artığı cumhura göre temizdir,259 ancak îmanı Ebû Hanife'ye göre bunlar şüpheli sulardır, çünkü sahabe meşruluğunda ihtilâf etmişlerdir. Başka su yoksa onunla abdest alır, aynca teyemmüm yapar.260

3-Eti yenen hayvanların artıkları ittifakla temizdir,261 ancak gezinen ya da pis­lik yeme ihtimâli olan tavukların, ayrıca yırtıcı kuşların, evde bulunan iare ve yılan gibi haşere hayvanların artığım kullanmak İmam Ebû Hanîfe'ye göre mekruhtur.362

4-Eti yenen hayvanların bevli ve dışkısı İmam Mâlik ve Ahmed'e göre te­mizdir. İmam Ebû Hanife'ye göre güvercin ve serçe dışındakilerin bevli ve dışkısı necistir, Şafiî'ye göre de hepsi necistir.263

40/348-Abdullah, babası Ebû Katâde'den (Râdtyaüahuanh) naklediyor:264 Kendisi için abdest suyu hazırlandı, o sırada bir kedi geldi ve kabı ya­ladı. Ebû Katâde ondan abdest almaya başladı ve kendisine:

'Ey Ebû Katâde, onu kedi yalamıştı' denilince o şöyle dedi: Rasûlullah'ın (SaiiattaM aleyhi ve seiiem) şöyle buyurduğunu duydum: "Kedi ev sakinlerinden sayılır, o sizin etrafınızda dolaşan/size hizmet eden erkek ve dişi varlıklardandır."

158 Sehnûn, Müdevvene, 1/4-5; Merğınânî, Hidâye, 1/25; Nevevî, Mecmu', 1/173; İbn Kudâme. Muğnt, 1/25

259   Sehnûn, age. 1/5; Nevevî, age. 1/173; İbn Kudâme, age. 1/43

260 Merğınânî, age. 1/25

201 İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/20

262 Merğınânî, age. 1/23-24

263 İmam Şafiî, Ümm, 1/18; Kâsânî, BedâV, 1/62; Nevevî, age. 11/173; İbn Kudâme, age. 1/732 Sened: »il3                      ^

Sahih: Müsned, V/309, H.no: 22536 (Bu rivayet Haccâc b. Ertâd sebebiyle basendir. Ancak hadis şâhid ve mülâbileri ile kuvvetlenmektedir); Heysemî de râvilerinin sika olduğunu, Haccâc'ın da sika olmakla birlikte müdellis olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/216-217. Ayrıca 38/346. ve 39/347. hadislerin lahricine bk.

Sular ve İlgili Hükümler                                                                                                99

AÇIKLAMA

İslâm'da ibadet öncesi temizlik su İle, su yoksa toprakla (teyemmüm şeklin­de) yapılır. Sular üç kısma ayrılır; Temiz ve temizleyici sular, sadece temiz olan sular ve necis sular

A-TEMİZ VE TEMİZLEYİCİ SULAR:

I -Mutlak sular; deniz, göl, ırmak, pınar, kuyu ve yağmur suları,265

2-Uzun süre kalmakla rengi, tadı ya da kokusu değişen sular,260

3-İçine necaset düştüğü halde rengi, kokusu ya da tadı gibi üç vasfından biri değişmeyen çok su. Ancak çok suyun Ölçüsünde ihtilâf edilmiştir:

a-Haneffler; bir tarafından hareket ettirildiğinde bu dalga diğer tarafa varmaz ve 10x10 zira' (yaklaşık 48 m2) büyüklüğünde bir havuz ise onu çok su ya da büyük havuz kabul etmişlerdir.267

b-Mâlikîler; çok su için bir sınır belirtmediler, ancak az suya necaset düşüp, vasıflanın değiştirmese de necis olur, dediler.3fiS

c-Şafiîler; en az iki külle hacmindeki suyu çok su kabul etmişlerdir.209 Bir külle 2,5 Hicaz kırbasıdır270 ki bu duruma göre iki külle (yani beş kırba); beşyüz ya da altiyüz Bağdat rıtlıdir veye seksen dokuz Halep ntlına denktir.271 Bu da yaklaşık olarak 12 teneke ya da 1 varil (yaklaşık 200 litre) su demektir.372

d-Hanbelîler; İmam Ahmed'den iki farklı görüş zikrederler; birine göre en az iki külle olması lâzım, diğerine göre ise su az da olsa üç vasfından biri bozulmazsa temiz ve temizleyicidir, derler.273

4-Akan suya necaset düşse ve üç vasfından biri değişmese temiz ve temizle­yicidir.274

5-Suda yaşayan hayvanların ölüsü/leşi suyu Hanefî, Mâliki ve Hanbeli mez­hebine göre necis kılmaz. İmam Şafiî'ye göre ise balık ve çekirge dışındaki ölüler suyu necis kılar.275

6-Akıcı kanı olmayan sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi küçük hayvan­lar/böcekler az bir suya da düşse, suyu necis kılmazlar. O su, ibadet için temizlikte (yani abdest ve gusül almada) kullanılır, bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır.276

7-Leşin yün, kıl, boynuz ve tırnak gibi kanı olmayan sert parçalarının düştü­ğü su Hanefîlere göre temiz, Şafiî ve Hanbelîlere göre necis, Mâh'kîlere göre ise kemik düşen su temiz, kıl/tüy düşen su necistir.277

265 İbn Miinzir, îcmâ', 18; İbn Rüşd, age. 1/16-17 265 İbn Münzir, age. 19, İbn Kudâme, age. 1/11 207 Merğınânî, age. 1/19-20

268  İbn Rüşd, age. 1/17

269 İmam Şafiî, age. 1718,28; Nevevî, Mecmu', VI12

27 Müsned, 11/23; Ebû Dâvûd, Taharet, 33; Tirmizî, Taharet, 50; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ. J/263; Makdisî, Muhtara, V/241

271 Miinâvî, Feyzu'l-Kadîr, 1/312

272 Abdülfettah Ebû Gudde, Hâşiyetü Fethi bâbi'l-İnâye, 1/112

273  İbn Kudâme, age. 1/24

274 İmam Şafiî, Ümm, illi; Merğınânî, age. I/İS;

375 İmam Şafiî, age. J/18; Şîrâzî, age. 1/47; Kâsânî, Bedâiu's-sanâî, 1/62; İbn Rüşd, age. 1/18,55

270  İmam Şafiî, Ümm,   1/18; Nevevî, Mecmu', 1/129; Mevsılî, İhtiyar, 1/15; Sadi Ebû Ceyb, Mevsûatü'l-icmâ', 11/719

100_______________________________________________Sular ve İlgili Hükümler

B-TEMİZ OLDUĞU HALDE TEMİZLEYİCİ OLMAYAN SULAR

1-Müstamel su temizdir, ancak temizleyici değildir. Bu, cumhurun görü­şüdür. İmam Mâlik ise aynı zamanda temizleyici olduğunu da ifade eder.

Müstamel su; kendisiyle bir hadesin (yani abdestsizlik, cünüplük gibi manevî kirin) giderildiği ya da ibadet niyetiyle bedene dökülen/değen ve bir yerde toplanan sudur.278

2-Suyun içine başka bir madde karışır ve kaynatmakla suyun tab'ı (niteliği) değişirse, o su temizdir, ancak temizleyici değildir. Bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır. Ancak suyun temizleyici özelliğini artırmak için sabun, çöğen gibi bir şey karıştırıp kaynatılırsa temizleyici kalır, tıpkı cenaze yıkamada olduğu gibi.2793-Suyun içine (meşrubat, sirke ve gül suyu gibi) bir başka temiz madde karışır ve ona galip gelir, tab'ını (niteliğini) bozarsa temizdir, ancak temizleyici değildir.Çünkü bu su, mutlak su olma vasfını kaybetmiştir.280

C-TEMİZ OLMAYAN SULAR

1-Az ya da çok olsun bir suya necaset düşer ve üç vasfından birini değiştirir­se, o su icmâ ile necislir.281

2-Az suya necaset düşerse, üç vasfından birini değiştirmese de o su necistir.282

277  Kâsânî, age. 1/63; İbn Rüşd, age. 1/56; îbn Kudüme, age. 1/61; ŞirbM, Muğni'l-muhtâc, 1/78

278  Merğınânî, age. 1/19,20; İbn Rüşd, age. 1/20; Nevevî, Mecmu', 1/151; İbn Kudâme, age. 1/8

279 Merğınânî, age. 1/18; İbn Rüşd, age. 1/18

280  Mevsilî, İhtiyar, 1/14; İbn Rüşd, age. J/19

2S1

İbn Münzir, icmâ 19; Merğınânî, age. 1/19 282 Mevsilî, age. 1/14; İbn Rüşd, age. 1/17

b)- NECASET ve TEMİZLİĞİ

     Hayız Kanının Temizlenmesi

     Bir Kadının Eteğine Necaset Bulaşması ve Onun Temizlenmesi

     Topraktaki İdrar Necasetinin Temizlenmesi

    Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanarak Temizlenir

     Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanma ile Temizlense de Yenmesi Haramdır

    Derinin Tabaklanması Sonucunda, Kılının da Temizlenmesi

     Hayvan Leşinin Derisi ve Sinirinden Faydalanmanın Haramlığı ile Tabaklanarak Kullanmanın Cevazı

     Kâfirlerin Kapları Temizdir ve Yıkandıktan Sonra Kullanılabilir

102                                                                                                  Necaset ve Temizliği

b)-NECÂSET VE TEMİZLİĞİ

Necaset (lügatte); temiz olmayan, pis ve iğrenç olan, anlamındadır.283 Istalahta ise; namaz gibi bazı ibadetleri engelleyen/mani olan pisliklerdir.284

Necis ve rics kelimeleri birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.285

Kur'ân'da neces (ı_r^—i\) kelimesi, manevî pislik ve rics (^-^Jı) ise her türlü

pislik için kullanılmaktadsr.

"Ey İman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları şey­tanın işlerinden sayılan pisliklerdir, onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz." (Mâide 5/90)

"De ki: Bana vahyolunan (şu Kur'ân'da) yiyecek olarak kişiye haram olan bir şey bulamıyorum, ancak leş, akan kan, pislik olan domuz ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş günah sebebi kurban müstesnadır, (yani haramdır). Kim zor durumda kalır da ileri git­memek ve haddi aşmamak şartıyla bunlardan yerse (bilin ki) senin Rabbîn (bunları) affeden ve bağışlayandır." (Enam 6/145)

(İslâm fıkhında necis olan şeyler Kur'ân ve Sünnet'ten yola çıkarak müclehidler tarafından belirlenmiştir. Ancak baix konularda naslann farklılığı, kat'î olmaması ya da nas bulunmaması sebebiyle ihtilâf edildiği de olmuştur. Bu açıdan baktığımızda necaset konusu ittifak edilen ve edilmeyen şeklinde iki kısımda incelenebilir;

§Necis olduğunda ittifak edilenler: 1-îçki ve benzeri sarhoş edici maddeler,™ 2-Leş eli ve yağı,2*1 3-İnsan ya da hayvandan akan kan,™

283 Cevherî, S(M/*, III/981

'    Feyyûmî, el-Misbâhu 'l-münîr, 227

285  Cevherî, age., III/973; Feyyûmî, age., 83

286 Bk. Mâide 5/90

287 Bk. En'âm 6/145; ayrıca 49/357 vd. hadisler

288 Bk. 41/309 vd. hadisler

Necaset ve Temizliği                                                                                                  103

4-Domuz eti ve yağı,2S9

5-İnsan ve eti yenmeyen hayvanların idrar ve dışkısı,290

6-Karadakiyırtıcı hayvanların eti ve yağı,291

7-İnsanın vedî ve mezisi,292

8-Eti yenen diri bîr hayvandan kesilen parça,293

9-Eü yenmeyen (evcil eşek vb.) hayvanların eti ve yağı294)

* Hayız Kanının Temizlenmesi

Allah Teâlâ buyurdu:

'Sana hayız konusunu sorarlar. De ki: O, bîr hastalık/ kirlen­me dönemidir. Bu dönemde temizleninceye kadar eşlerinizle cinsel ilişkiye girmeyin. Temizlendiklerinde ise Allah'ın size belirttiği ku­rallara uyarak onlarla beraber olabilirsiniz. Şüphesiz Allah tevbe e-denleri seven, (ayrıca) temizlenenleri de sevendir,'(Bakara2/222)

41/349- (Hz. Ebû Bekir'in kızı) Esmâ'dan (Radıyaiiahu anhümay.

.,.295

2S9Bk. En'Sm 6/145

290 Bk. 69/377 vd. hadisler

29iBk. Mevsılî, age.,IV/719

192 Bk. 81/389 vd. hadisler; Mezi, kişinin eşiyle oynaşması anında çıkan beyaz ve ince sudur,

Vedi, idrardan sonra ya da ağır bir şey taşırken gelen beyaz bir sudur. Mezi veya vedi abdest

alınmasını gerektirir. (Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 715; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1/61)

293 Bk. San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/36

294 Bk. San'ânî, age., 1/50-51

Sahih: Müsned, VI/346, H.no: 26811; Benzer rivayet için bk.Vl/345, H.no: 26799; VI/353, H.no: 26860; Mâlik, Taharet, 103; Buhârî, Hayz, 9; Vudû', 63; Müslim, Taharet, 110; Ebû Dâvûd, Taharet, 130, H.no: 360-362; Tirmizî, Taharet, 104, H.no: 138 (hasen-sahih); Humeydi 1/152, H.no: 320; Nesâî, Taharet, 185, H.no: 292; Hayz, 26, H.no: 392; İbn Mâce, Taharet, 118, H.no: 629; Dârimî, Vudû', 105, H.no; 1021, 1023 (Dârimî'nin bir rivayetinde Falıma bt. el-Münzir b. ez-Zübeyr'in ninesi Esma bt. Ebû Bekir (Radıyallahü anhâ) olduğu belirtiliyor. Bk. Dârimî, Vudû', 83, H.no: 778); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/109-110, H.no: 289-293.

104                                                                                                  Necaset ve Temizliği

RsL$ü\ü\\ah*m (Satiatiahu aleyhi ve seiiem) yanma bir kadın geldi ve dedi ki: 'Ey Allah'ın Rasûlü! bir kadının elbisesine hayız kanı bulaşsa, (ne o-

lur?)' Rasûlullah:

"Onu çitüesin, su ile yıkayıp sıksın, sonra bununla namazını kılsın!"

buyurdu.

42/350-Mihsan kızı Ümmü Kays'tan

Elbiseye bulaşan hayız kanının durumunu Rasûlullah'a (Sattaiiahu aleyhi ve seiiem) sordum. O da:

"Bu elbiseyi su ve sidr ('kir sökücü bir bitki/sabuna benzer madde) ile yıka, (önceden de)297 dal  parçasıyla  çitile!"buyurdu.

43/351-Ebû Hüreyre'den (Radıyattahaanh)V

1   Sened:

Sahih: Müsned, VI/356^ H.no: 26881; Benzer rivayet için bk. VI/356, H.no: 26880; VI/355,

H.no: 26877; Ebâ Dâvûd, Taharet, 130, H.no: 363; Nesâî, Tahâret: 185, H.no: 291; Hayz, 25,

H.no: 393; Dârimî, VudÛ\ 105, H.no: 1024; İbn Mâce, Taharet, 118, H.no: 628; Beyhakî,

11/207

297 Önceki rivayetlerde çitilemek önce zikredildiği için burada da açıklama yapıldı.

"   Sened: '<*&> J> ^~? 'Ji- />^> ,Jı ^î 4)ı jii ^* u^ j^ît boi- j^Ji S^ıî ^J ^p^ lji-

Hasen: İVfifenei 11/364, H.no: 8752; Benzer rivayet için bk. 11/380, H.no: 8919; £&h Dâv(Ü,

Taharet, 130, H.no: 365; Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği İbn Lehîâ'nın bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/282. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.

Ayrıca Heysemî, Taberânî'nin Havle bt. Hakim'den (Radıyallahü anhâ) benzer bir ri­vayet naklettiğini (Bk. el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/241) fakat senedinde bir başka zayıf râvinin bulunduğunu ifade eder. Bk. Mecma', 1/282.

Bennâ hadisin hasen olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/225.

Necaset ve Temizliği_______________________________________________105

Yesâr'ın kızı Havle (Radıyatiahü anhâ), hac ya da umre yaparken Hz. Pey­gamber'in (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) yanma geldi ve dedi ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Benim tek elbisem var ve onu hayız gördüğüm­de de giyiyorum, (ne yapmalıyım?)' Rasûlullah buyurdu ki:

"(Hayızdan) temizlendiğin zaman, elbisede kanın bulaştığı yerleri yı­ka, sonra da onunla namazını kıl! "

'Ey Allah'ın Rasûlü! Ya izi çıkmazsa?..'

"Su ile temizlemen senin için yeterlidir, izinin kalması zarar vermez."

* Bir Kadının Eteğine Necaset Bulaşması ve Onun Temizlenmesi

44/352-İbrahim b. Abdurrahman b. Avf in ümmü veledi299 şunları an­lattı:300

Benim eteklerim yerde sürünürdü, (bir rivayette; uzun etekli (elbise giyen) bir kadındım.) Mescide gelirken de, temiz olan ve olmayan yerlerden

299 İslâm geldiği dönemde cahiliyyenin problemi olan köleliği kaldırmaya çalışmış; keffaret-lerde önce köle azat etmeyi emretmiş, kölelere efendisiyle anlaşma (mükâlebe) imkânı sağla­mış ve bu durumdaki kölelere maddi yardım fonu ayırmıştı. İşte bu yollardan birisi de cariye­sinden efendisinin çocuğu olduğu zaman, çocuk hemen hür olur ve annesi de efendisi ölünce hür olur, böyle cariyeye ümmü veled denir.

Hasen: Müsned, VI/290, H.no: 26368 (Bu rivayet, İbrahim b. Abdurrahman b. Avf m ümmü veledinin mechûl olması sebebiyle zayıf sayılmıştır. Ancak hadisin şâhid ve mütâbileri bulunmaktadır. Bu senediyle zayıf da olsa kuvvet kazandığını söyleyebiliriz); Benzer rivayet için bk. VI/316, H.no: 26565 (Hasendir. Bu rivayetin metninde şöyle bir ziyade bulunmaktadır:

Ümmü Seleme validemiz (Radıyallahü anhâ), Ailah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem): "Pis bir yere uğradıktan sonra güzel bir yere uğrarsa, bu (iyi yer) temizleyicidir" bu­yurdu, demiştir. Mâlik, Taharet, 16 (Zürkânî şerhinde bu kadının İsminin Hamide olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Bk.İbn Abdilber, İsüzkâr, 11/131); Ebû Dâvûd, Taharet, 137, H.no: 383; Tİnnizî, Taharet, 109, H.no: 143 (Tirmizî, hadisin benzerini İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) da nakletti. Heysemî ise bu rivayetin Taberânî tarafından da nakledildiğini ve râvilerinin de sika olduklarını belirtmiştir. Bk.Mecma', 1/285); İbn Mâce, Taharet, 79, H.no: 531; Ebû Ya'lâ, XII/356, H.no: 6925

106_________________________________________________Necaset ve Temizliği

geçerdim. Ümmü Seleme annemizin (itadıyattahü anhâ) yanına geldim ve bu du­rumu sordum. O da dedi ki:

'Ben Rasûlullah'ın (Saiiaiiahtı aleyhi ve seiiem) şöyle buyurduğunu duydum: "Daha sonraki (temiz yer), bir önceki (kirli kısmı) temizler.'"

45/353-Mûsâ b. Abdullah, Abdüleşhel kabilesine müntesip bir hanım sahâbiden şunları nakleder:3"1

Ben RaSÛlUİlall'a (Sallallahü aleyhi ve selleın):

"Ey Allah'ın Rasûlü! (Evimizden) mescide giden, (bazen de) pislenen yoldan (gelip geçiyoruz.) Yağmur yağdığında ne yapmalıyız?' deyince Rasû-lullah şöyle buyurdu:

"Daha sonra o pisliği temizleyici bir yol yok mu?"

'Evet, (var.)'

"İşte bu yer, öncekinin (kirliliğine) yeterlidir, (onu temizler.)"

AÇIKLAMA

Kadınların eteklerinin uzun olması tesettür emrinden dolayı güzeldir ve uzun olduğu için de zaman zaman yerde sürünebilir. Rasûlullah (SaMiahü aleyhi ve setlem) dö­neminde, dış elbiseleri ya da mantoları ile kadınlar mescide geliyorlardı ve bazen elekler yerde süründüğü için, yoldaki şeyler acaba namaza mani midir, diye Rasûluüah'a soruyorlardı. İslâm'ın kolaylık dini olmasından da kaynaklansa gerek, Peygamberimiz onlara bazı kolaylıkları -kendilerini de ikna ederek- bildiriyordu. Ancak Kur'ân ve Sünnet'te, her İnsanın bulunduğu toplumsal gerçeklere ve şartlara uygun olarak gücünün yettiği kadar temiz olması emrediimektedir.

Günümüzde de kadınların etekleri bazen yerle temas edip kirlenmektedir. Ancak bu konuda, endişe ifade eden herhangi bir soruya rastlanmamaktadır. Bu da Rasûlullab dönemindeki kadın sahabilerin hassasiyetini bize göstermektedir.

301 Sened; jj-o ji-j ü>ts*j Jıî «Ilı

Salıih: Miisned, VI/435, H.no: 27325; Diğer rivayet için bk. VI/435, H.no: 27326; Ebû Dâvûd, Taharet, 137, H.no: 384; îbn Mâce, Taharet, 79, H.no: 533; Allah Rasûlü'ne (Saliallahü aleyhi ve sellemj soru soran Abdüleşhe] oğullarından olan kadının kim olduğu belli olmadığı İçin rivayeti zayıf sayanlar var; halbuki usul kuralı olarak sahâbînin bilinmezliği sened için zararlı değildir.

Necaset ve Temizliği_______________________________________________    107

* Altına Necaset Bulaşan Terliğin Temizlenmesi

46/354-Ebû Saîd el-Hudrî'den

Sened: Sahih: Müsned, III/2O, H.no; 11096; Benzer rivayet için bk. IIJ/92, H.no: 11816 (Bu rivayetin

akabinde Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah şöyie der: (J&j'tâC ic^jÜ Uî j\j^_'j\J\ jıî)

"Babam: "Bu hadiste terlikte bulunun maddenin ne olduğuna dair bir açıklama yapılmamıştır" dedi." Ebû Dâvûd, Salât, 88, H.no: 650-651; İbn Huzeyme, 1/384, H.no: 786; 11/107, H.no: 1017; Hâkim, 1/391, H.no; 955 (Hâkim, Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söy­lemiş, Zehebî ise bunu onaylamıştır).

a-Hz. Enes'ten (RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Hâkim, 1/235, H.no: 4S6 (Hâkim, Buharı'nin şartma/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise bunu onaylamıştır).

b-İbn Mes'ûd'dan (RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Hâkim, 1/236, H.no: 487 (Hâkim, bu rivayeti şâhid olarak verir).

Bennâ, hadis hakkında şöyle demektedir: "Şevkânî, bu konuda tek başına zayıf bir hadisin delil olarak alınamayacağını, ancak yine bu hususta vârid olan diğer rivayetler esas kabul edileceğini ifade eder. Halbuki burada verilen hadisin isnadı ceyyiddir ve tek başına da delildir. Hattâ Hâkim'in rivayet ettiği Enes (RadıyaUahü anlı) hadisi de tek başına delîI getirilebilecek sahih rivayetlerden biridir." Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/225.

Toprağın temizleyici olduğunu ifade eden hadisler:

Ebû Hüreyre (RadıyaUahü anh) hadisi: İbn Mâce, Taharet, 79, H.no: 532 (Bûsirî, zayıf olduğunu ifade etti.):

1^__J3^ 'j$û ^ijUl :'J^~') ■ûii -ÜJl yC» -dil J>-j JÜi .îC.*w*ll jd^kil üui JjvUUl J4J l'l [«JJ! Jj^-j L' J^î :Jlî İ'J'Ji yJİ jj#

Ebû Davud'un da hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadis şöyledir: Bir diğer rivayetinde ise:

Ebû Dâvûd bu rivayetlerin peşinden Hz. Aişe'den (RadıyaUahü anhâ) de bu manada bir nakle yer verir, Bk. Taharet, 137, H.no: 385-387; İbn Huzeyme, 1/148, H.no: 292; Hâkim, 1/271-272, H.no: 590-591 (Ebû Hiireyre'den nakledilen bu hadis için Hâkim, Müslim'in şartı­na/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise sükût eörrîstiri

108_______________________________________________Necaset ve Temizliği

Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve.seilem) (namazda) terliğini çıkarınca ashab da terliklerini çıkarttılar. Namaz bitince Peygamberimiz:

"Terliklerinizi niçin çıkardınız?" diye sordu. Onlar da:

"Ey Allah'ın Rasûlü! Senin terliklerini çıkardığını görünce biz de ter­liklerimizi çıkardık" dediler. Bunu üzerine Peygamberimiz buyurdu ki:

"Bana Cebrail geldi ve terliklerimin altında pislik olduğunu bildirdi. Biriniz mescide geldiğinde terliklerinin altına baksın. Eğer onlarda bir pislik görürse yere sürtüp temizlesin, sonra namazını kılsın!"303

NOT: Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve seUemj döneminde mescid kumluk oldu­ğundan, insanlar terlikleriyle namaz kılarlardı. Ancak terliğin altının temiz olması gerekmektedir.

Rasûlullah'ın hareketleri Allah'ın kontrolü altındadır. İfk hadisesi ile İlgili olarak bazıları bu olayı örnek göstererek:

'Allah onun terliğindeki bir necaseti bile haber veriyor, buna razı olmuyor. Eğer Âişe annemiz yanlış bir hareket yapsaydı mutlaka haber verilirdi' dediler. Daha sonra inen âyetler de Hz. Âişe'nin suçsuz olduğunu beyan etti. m

* Topraktaki İdrar Necasetinin Temizlenmesi

303  Diğer bir rivayet:

304 Nesefî, Ebü'l-Berekât, Med'arikü't-Tenzîl ve hakâiku't-te'vîl IH/134-135

Necaset ve Temizliği                                                                                    109

47/355-Ebû Hüreyre'den

Mescide bir bedevî girdi ve iki rekât namaz kildi, sonra:

'Allahım, bana ve Muhammed'e rahmet et, bizimle birlikte başkasına rahmet etme,' dedi. Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve settim) ona döndü ve bu­yurdu ki:

"Sen, geniş olan (rahmeti) daralttın."

Kısa bir süre sonra, bedevî mescide idrarını yapmaya başladı. İnsanlar mâni olmak için ona doğru koştular, ama Peygamberimiz şöyle buyurdu:

"(Bırakın onu,) sizler kolaylaştırmak için varsınız, göreviniz zorlaş­tırmak değil. İdrarın üzerine bir kova306 su dökün!"

305 Sened;    v^ y> ^jlı j- d\İC il*

Sahih: Müsned, 11/239, H.no: 7254; İkinci rivayet: H/503, H.no: 10481; Benzer rivayetleri: Bevl bölümü için bk. ü/282, H.no: 7786-7787; Duâ bölümü İçin bk. 11/283, H.no: 7789; Humeydî, 11/419, H.no: 938; (Bu bölüm, Abdullah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümû) da rivayet edilmiştir. Bk. 11/170-171, H.no: 6590; 11/196, H.no: 6849; 11/221, H.no: 7059; Heysemî, Ahmed ve Taberânî tarafından rivayet edilen bu hadisin isnadının basen olduğunu ifade etti. Bk.Mecma', X/150. Cündüb b. Abdullah el-Becelfdea (Radıyaliahüiznh) bu hâdiseyi destekle­yen bir başka rivayet de şöyledir:

<—Uı J^a «İJı iİjL'j jjû» Cji .*İ«j "İİ- ••Ilı ^~* -JJı J_r-j '•-^ ıJ-*y "y ı«^ P w-lj ^Cu s (jl>w ci>- iîijÜ JU <—Uı ıjla «uı J^-j Jui ,ü»J vüU-3 ^* y_^sj Uj ûÜİj ı^-^j' r*^1 :<-^L' î^ 'ÎS'j r' ^^ 3^ *^-0 t/1 r^-j *^

 öj^is- Âii :JU .Jj :1_jJij î Jü l^ ijİHj liı îj^f iı J>l Ui lijJji*i :|X-j 4^  jJ^Jl

Bk.IV/312, H.no: 18703. Senedinde bulunan Ebû Abdillaiı Abbas el-Cüşemî meçhul biridir. Heysemî, Ebû Abdillah haricinde râvilerinİn sahih hadis ricalinden olduklarını, onun ise hiç kimse tarafından zayıf sayılmadığını ifade etti. Bk.Mecma', X/214; Ebû Dâvûd, Edeb, 36, H.no: 4885) Buhâri, Vudû', 58; Ebû Dâvûd, Taharet, 136, H.no: 380; Salât, 149, H.no: 882 (Sünen'de Ma'kil b. Mukarrin'den mürsel olarak da nakledilmiştir. Bk. Taharet, 136, H.no: 381;); Tirmizî, Taharet, I i 2, H.no: 147 (TirmizT, bu konuda İbn Mes'ûd, İbn Abbas ve Vâsile'den (Radıyallahü anlı) de nakillerin bulunduğuna temas etti); Nesâî, Taharet, 45, H.no: 56; sehv, 20, H.no: 1214-1215; İbn Mâce, Taharet, 78, H.no: 529 306 ya da büyük bir kova

110_________________________________________________Necaset ve Temizliği

§Aynı sahabiden (itadıyaiiahu anh) başka yolla gelen rivayet:

Mescide, Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) orada iken bir bedevî geldi ve dedi ki:

'Allahım' bana ve Muhammed'e rahmet et, bizimle birlikte başkasına rahmet etme,' dedi. Hz. Peygamber onun bu sözüne güldü ve şöyle buyurdu:

"Sen, geniş olan (rahmeti) daralttın."

Bedevi bir müddet sonra kalktı, mescidin bir köşesine gitti, ayaklarını açtı ve oraya idrarını yapmaya başladı. İşini bitirince Peygamberimiz yanma gitti ve kendisini şöyle uyardı:

"Bu mâbed, ancak Allah'ı zikir ve namaz kılmak İçin inşâ edildi. Bu­raya idrar yapılmaz."

Ashabından bir kova su getirmelerini istedi ve oraya kovayı boşalttı. Bedevî hatasını anlayınca şöyle dedi:

'Annem babam feda olsun, Hz. Peygamber yanıma geldi, bana ne sövdü, ne azarladı ve ne de dövdü, (güzelce açıkladı).'

48/356-Enes (b. Mâlik)'ten (Radıyaiiahaanh);201

Bir bedevî mescide geldi ve oraya bevletti. Bunun üzerine Rasûluliah

(Sallallahü aleyhi ve sellem)   ŞÖyle buyurdu:

"İdrarın üzerine bir kova su dökün!"

* Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanarak Temizlenir

307 Sened:

Sahih: Müsned, IH/110-111, H.no: 12021 (Hadis, sülâsiyyâttan biridir.). Benzer rivayet için bk. m/167, H.no: 12645 (sülâsiyyâttan biridir); 111/114, H.no: 12071; Malik, Taharet, 111 (mürsel olarak); Mân, Vudû', 57-58; Edeb, 80; Müslim, Taharet, 98-100; Tirmizî, Taharet, 112, H.no: 148 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 45, H.no: 53-55; İbn Mâce, Taharet, 78, H.no: 528 (İbn Mâce, Vasile b. el-Eska'dan (Radıyallahü anh) şâhid getirmiştir. Fakat senedinde bu­lunan Ubeydullan el-Hüzelî zayıf bir râvidir. Bk. Taharet, 78, H.no: 530); Bu hadis 69/377.hadiste tekrar edilecektir.

Necaset ve Temizliği                                                                                                  111

49/357-Abdurrahman b. Va'le naklediyor:m

İbn Abbas'a (RadtyaltahaankBmâ):

'Biz savaşıyor, (bundan) leş derisi ve çeşitli tulumlar (alıp) getiri­yoruz,309 (bunların durumu nedir?)' diye sordum, İbn Abbas da dedi ki:

'Sana ne diyeceğimi bilemiyorum, ancak ben Rasûlullah'm (SaiiaiiaMa-leyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu duydum:

"Herhangi bir (hayvan) leşinin310 derisi tabaklanırsa3" kesinlikle te­mizlenmiş olur."'

50/358-Âişe annemiz (Radıyaitahü anhû) bildirdi:312

RasÛlullah (Satlallahü aleyhi ve sellem),

Tabaklandığı zaman leşin derisinden faylamlmasım emretti

313

308 Sened: &j 'J ^S~')\ ai- jfe- jıi ^İ-f

Sahih: Müsned, 1/270, H.no: 2435; Benzer rivayet için bk.I/219, H.no: 1895; 1/227, H.no: 2003; 1/237, H.no: 2117; 1/261-262, H.no: 2369; 1/279, H.no: 2522; 1/280, H.no: 2038; 1/314, H.no: 2880; 1/327, H.no; 3018; 1/327-328, H.no: 3027-3028 (Bu rivayet miirseldir. Çünkü İkrime, Şevde bt. Zem'a'dan (Radıyallahü anhâj nakletmiş, halbuki İkrime, İbn Abbas'tan, O da Sevde'den (Radıyallahü anhüm) rivayet eder. Fakat burada müstcnsih veya matbaa hatasının da olabileceği akla gelebilir); 1/329-330, H.no: 3052; 1/343, H.no: 3198; 1/365, H.no: 3452; 1/366, H.no: 3461; 1/372, H.no: 3521; Mâlik, Sayd, 17; Müslim, Hayz, 105; Ebû Dâvûd, Li­bâs, 38, H.no: 4123; Nesâî, Fer', 5, H.no: 4238; Tirmizî, Libâs, 7, H.no: 1728 (hasen-sahih); Dârant, Edâhî, 20, H.no: 1991-1992; İbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3609 9 Bir rivayette ise şöyledir: ( O îjii- ^X-' ^sij v^1 ^ /£ A :*?jj ^3)

10 uLj.ı; kelime manası, tabaklanmamış deridir. Burada leş derisi diye belirlenmesi, kesilen

hayvanın derisinin tabaklanmasa da temiz olmasındandır.fBk. Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 31; Şafiî, Ümın, 1/18; Merğınânî, Hidâye, 1/21; İbn Kudüme, Muğııî, 1/55)

311 Derinin tabaklanması, belirli işlemlerden sonra kurutulmasi-kulianılır hale getirilmesidir. Önceleri toprak ve nar kabuğu gibi maddelerle yapılan tabaklama işlemi günümüzde birtakım kimyasa] ilaçlarla yapılmaktadır. " Sened: -^ j* aıîjî Ji S^-*^ 4* J J^-- i* ^~* JiıJJ| -M1 Ji '-^i 'J* ^^ J"j$

Sahih: Müsned, VI/73, H.no: 24328; Benzer rivayetler için bk. VI/104, H.no: 24611; VI/148, H.no: 25035; VI/153, H.no: 25074; Mâlik,   Sayd, 18; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4124; Nesâî, Fer', 6, H.no: 4249; İbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3612; Dârimî, Edâhî, 20, H.no: 1993. Hadislerin isnadının her biri İmam Mâlik'ten geçmektedir. 313 Bir rivayette ise emirden değil, ruhsatlan bahsedilmektedir: < ^JL*' oî ^İj :Çı}» )

112                                                                                        Necaset ve Temizliği

51/359-Âişe annemizden (

Rasûlullah'a (Sailallahü aleyhi ve seitem) leş derisinin (hükmü) soruldu da

şöyle buyurdu:

"Onun tabaklanması temizlenmesidir."

52/360- Peygamberimizin (Sailallahü aleyhi ve settem) eşi Şevde annemizden

(Radıyallahü anhâ)'.315

Bir koyunumuz (kesilmeden) ölmüştü. Biz derisini tabaklayıp şıra için (devamlı) kullandık ve (şu an) eskimiş bir kap haline geldi.

53/361-Seleme b. Muhabbik'tenm(Radıyaitahüanhy,:'

Sened: i^i-uı J* ^S J, »jiü *Jt- oıllii. j£Jj&\ Jr- il^i ıl'ii- j^~j bkji- l£|W 'r^- £j>*-Hasen: Müsned, VI/154-155, H.no; 25092; NesâU Fer', 4, Rno: 4241-4242

315 Sened: J&- $&■<*'£*'j- j**^!^ ^^ıtsf^-

Salıih: Müsned, VI/429, H.no: 27291; Benzer rivayet için bk. 1/328, H.no: 3028 (İbn Abbas (Radıyallahü anhümâ) hadisieri içinde yer almış ve "fezekera'l-hadîs" lafzı ile kısaltma yapıl­mıştır); Buhâri, Eymân, 2\\Nesâî, Fer', 4, H.no: 4237

316 Asıl ismi Ebû Sinan Seleme b. Sahr b. Utbe'dir. Bk.İbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, U/526, Trc. no:2177

Sened: siû jj û

Sahih: Müsned, 111/476, H.no: 15851; Diğer lafız: m/476, H.no: 15852; Benzer rivayet İçin bk. V/6, H.no: 19950-19951; V/7, H.no: 19954; V/6, H.no: 19944,19945 (Buradaki rivayette Seleme b. eİ-Muhabbik'ten (Radıyallahü anh) rivayet eden râvi meçhul olduğu İçin senedi za­yıftır. Ancak 15851 ve 19944. hadi si erde bu mechûl râvinin Cevn b. Katâde et-Temîmî (Radıyallahü anh) olduğu anlaşılıyor ki bu râvinin de sahâbîlİğinde İhtilaf vardır. Sahâbî oldu­ğunu kabul etliğimizde (kabul edilmediğini düşünsek bile makbul sayılan bir râvidir) senedin zayıflığı da ortadan kalkar. Çünkü sahâbînin bilinmemesi zararlı değildir. Hepsi âdil kabul edilmişlerdir. İbnü'1-Esîr, Cevn b. Kalâde'ye sahabeyi derlemek niyeti ile yazdığı eserinde yer verir ve Cemel Vak'ası'nda Talha ve Zübeyr ile birlikte olduğunu söyler. Bk. Üsdü'l-ğâbe, 1/580-581, Trc. no: 831; İbn Hacer, Isâbe, fi ma'rifeti's-sahâbe, Trc. no: 1263. Zehebî "sahâbî olduğu söyleniyor" derken, İbn Hacer sahâbiliğinin doğru olmadığını fakat makbul biri oldu­ğunu söyler. Bk.Kâşif, Trc. no: 825; Takrîb, Trc. no: 986 ) Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4125;

Necaset ve Temizliği_________________________________________________113

Rasûlullah (Satımâhtt ateyhı ve seitem) bir keresinde, avlusunda kırba (tu­lum) asılı bir eve geldi ve su istedi. Kendisine, bu kırbanın leş derisinden yapıldığı bildirilince şöyle buyurdu:

"Derinin tabaklanması temizlenmesidir."

§ Bir başka lafızda:

"Derinin tabaklanması temizlenmesi ya da normal kesilmesi (boğaz­lanması) hükmündedir."

54/362-Muğîre b. Şu'be'den İRadıyaUaM<mh):m

Nesâî, Fer', 4, H.no: 4240; İbn Asâkir, III/41S. Cevn b. Katâde sadece Seleme b. Muhabbik'ten yalnızca bu hadisi rivayet eder. Rivayetlerini ise Nesâî, Ebû Dâvûd ve (altı tarikle) Ahmed b. Hanbel nakleder.

   Sened: ^ı*üı im ^\ 'Jz ^j-^ı xj- ^ ^ıüı ^ x.j, 'Jl jj. ^îjj- «iı>j ^ olii ıi'ii- i'jJ^Si jJİ iL'li-

Sahih; Mümed, IV/254, H.no: 18141; Benzer rivayet için bk. IV/254, H.no: 1S052; Nesâî, Taharet, 66, H.no: 82; Heysemî, Ahmed b. HanbeFin 18141.hadis için "Senedinde Ali b. Yezîd b. Ebû Hilâl ve Kasım Ebû Abdurrahman bulunmaktadır, bu zatlar hakkında lenkidler bulunmakla birlikte sika kabul edilmişlerdir" der. Bk. Mecma', 1/217. Daha Önce 81/278. hadiste de zikredildİği üzere (Miisned, V/266, H.no: 21191; îbn Mâce, Mukaddime, 17, H.no: 228) Bûsirî, cumhurun Ali b. Yezid'in zayıf oluşunu belirttiğini ifade eder; İbn Hacer ve Zehebî de zayıf sayanlardandır. Bk.Tabib, Trc. no: 4817; Kâşf, Trc. no; 3983. Heysemî, Ahmed b. Hanbel'in isnadında çok zayıf sayılan Ali b. Yezid var" der. BkMecma', 1/199-200. Tirmİzî ve İbn Mâce yedi, Dârimî bir ve Ahmed b. Hanbel 40 rivayetini nakleder.

114                                                                                                  Necaset ve Temizliği

Rasûlullah jSalMlakü aleyhi ve seiiem) benden su istemişti. Orada bulunan bir çadıra gittim ve baktım ki bir bedevî kadın oturuyor. Ona:

'Bu kişi Allah Rasûlü'dür ve abdest almak için su istiyor. Senin ya­nında su var mı?' deyince kadın şöyle dedi:

'Annem ve babam Allah Rasûlü'ne feda olsun ,

Vallâhî, göğün gölgelendirdiği ve yeryüzünün taşıdığı kişiler arasında, benim için ondan daha sevgili ve daha aziz bir kişi yoktur. Ancak bu kırba leş derisinden yapılmıştır ve bununla Rasûlullah'ı kirletmek istemiyorum.'

Bunun üzerine Rasûlullah'm yanına döndüm ve durumu haber verdim. Rasûlullah Efendimiz buyurdu ki:

"Onun yanın dön ve (sor,) eğer deriyi tabaklamışsa, bu onun temiz­lenmesidir."

Kadının yanma geldim ve duyduklarımı anlattım. Kadın:

'Vallahi ben onu tabaklamıştım' dedi ve ben ondaki suyu alıp Rasûlullah'a getirdim.

O vakitlerde Rasûlullah'm üzerinde Şam bölgesi yapımı bir cübbe, mestleri ve bir de sarık vardı.

Abdest alırken, cübbenin altından ellerini/kollarını uzattı ki (onları yı­kayabilsin.) Böyle yapmasının sebebi de cübbenin yenlerinin biraz dar olma-

Tirmizî hadisleri için: "Âlimler zayıf saydılar" Buyu', 51, H.no: 1282; "hasen" Zühd, 35, H.no: 2347; Zühd, 61, 2406; "isnadı kuvvetli değildir" İsti'zân, 31, H.no: 2731; "Buhârî hadiste zayıf sayıldığını söyledi" Tefsîr, 31/1, H.no: 3195.

Kasım (Ebû Abdurrahman veya Ebû Abdülmelik) b. Abdurrahman ed-Dımeşkî (v.112/730) ise sika biridir. Heysemî, 54/96.hadİsin senedinde de zikredilen Kasım Ebû Abdumıhman'm Aiımed b. Hanbel ve diğer âlimlerce zayıf sayıldığını zikretti. Bk. Mecma', 1/93. Ukaylî, Duafâ, III/476, Trc. no: 1533; Buhârî, bu zât hakkında "İbn Abdurrahmân eş-Şâmî diye bilinir. Abdurrahmân b. Hâlid b, Yezîd b. Muâviye el-Emevî'nin âzadlığıdır. Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anlı) hadis rivayet etmiştir. İstanbul muhasarasına katıldığı zaman, başkaları her gün ikişer ekmek yerken, o birini tasadduk etmiş, diğeri ile de oruç tutup iftar etmiştir. Dımeşk fakihleriildendir. Kırk kadar muhacir (bir rivayette Bedir'e katılan) sahâbîyi görme şerefine ulaştı" şeklinde olumlu bilgiler verdi. Bk.el-Târihu'l-kebîr, VII/159, Trc. no: 712; Iclî ise tabiînden olan bu râvînin sika olduğunu, kuvvetli olmamakla birlikte hadisinin yazılabileceğini belirtti. Bk.Ma'rifelü's-sikât, 11/212, Trc. no: 1505; Heysemî'nin iddia ettiği Ahmed b. Hanbel'in tenkidi, sadece Ali b. Yezîd'in, Kasım Ebû Abdurrahman'dan nakilleri­dir. İbn Hıbbân bu zâtı mu'dal ve maklûb rivayet ile suçlar. İbn Main, Cüzcânî ve Tirmizî ise sika olarak addederler. Bk.Zehebî, Mîzâri, V/453, Trc. no: 6823;

Tirmizî'nin hocası Buhârî'den naklen bu iki râvî hakkındaki yorumu: "Kasım, Şamlı ve sika biridir. Ali b. Yezid ise zayıftır (Bk. H.no: 2731, 3195, 3980). Fakat diğer rivayet bunu kuvvetlendirmektedir. Bk. IV/244, H.no: 18052; IV/245, H.no: 18059; IV/246, H.no: 18063; IV/246-247, H.no: 18074; IV/247, H.no: 18075; IV/247, H.no: 18077; IV/247, H.no: 18078-18079. Muğîre b. Şu'be hadislerinin (ki hepsi de Tcbük'te bir sabah namazı sırasında cereyan etmiştir; deri kaplar hakkındaki hadisi, abdest tazelemek için gözlerden ırak bir yere gitmesi, sarık ve mestlere mesti etmesi, Hz. Ebû Bekir'in hâricinde Abdurrahman b. Avf in İmamlığında namaz kılması ve yetişemediği rekatları tamamlaması gibi rivayetler) birlikte mütâlâa edildiği takdirde hadisin sıhhati ortaya çıkacaktır. Aslında birbirleriyle birleştirilme/ telfik İhtimâli olan bütün rivayetler bir arada değerlendin lebi ise Hz.Peygamber döneminin ruh ve heyecanı okuyuculara bir film şeridi gibi sunulmuş olur.

Necaset ve Temizliği______________________________________________________115

Siydi.319 Rasûlullah bu şekilde abdestini aldı, sarığının ve mestlerinin üzerine de mesnetti.

55/363-îbn Abbas (Radıyallahü anhümâ), leşin derisinin temizlenmesi ko­nusunda Peygamberimizden (SaBalldhü aleyhi ve seüem) şunu nakletti:32" "Onun tabaklanması tüm pisliğini (necasetini) giderir."

56/364-îbn Abbas'tan:321

Meymûne annemizin (Radıyallahü anim) koyunu ölünce Rasûlullah (Saüallahü aleyhi ve selim) şöyle buyurdu:

"Onun derisinden faydalanmıyor musunuz, onu tabaklasanız! Zira bu onun kesilmesi (temizlenmesi) demektir."

319 (Diğer rivayette, "Rasûlullah abdest alıyordu ve üzerinde yenleri dar olan bir Şam cübbesi vardı. Elini ondan çıkartmak istedi, ancak kol dar gelince, bedenin altından onu çıkardı ve İki elini yıkadı." (Bk.Tirmizf, Libas 30; Müsned Trc. no. 233/541) Sened: v1' j* -^' ^ cü r^ ^* *f

Sahih: Müsned, İ/237, H.no: 2117; İbn Hıİzeyme, 1/60, H.no: 114; Beyhakî, 11/207; Hâkim, i/265, H.no; 574 (Hâkim, hadisin sahih olduğunu, herhangi bir illetinin bulunmamasına rağmen Buhârî ve Müslim'in eserlerine almadığı bir hadistir, der. Hadisin sıhhati Zehebî tararından o-naylanmıştır). Bennâ, Beyhakî'nin de sahih saydığını ifade eder. Ek.Bülûğu'1-ernânî, 1/232. j2' Sened: (ıÛ £&- ~'J* ^|ı \2%. ıipv' \2%.

Sahih: Müsned, 1/227, H.no: 2003; Benzer rivayet için bk. 1/372, H.no: 3521; 1/366, H.no: 3461; Müslim, Hayz, 101-105. Tirmitf, Libâs, 7, H.no: 1727;

Selman'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3611 (Bûsirî, senedinde Leys olduğu için zayıf saymış, senedindeki Şehr b. Havşeb İçin İse herhangi bir şey söylememiştir.)

İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen bu rivayetler aslında sahabe mürseli sayılır. Çünkü bütün bunlar İbn Abbas'ın, teyzesi Meymûne validemizden (Radıyallahü anhâ) naklettikleridir. Örnek için bk. Müsned, VI/336, H.no: 26731. Müslim'deki rivayet de bu hususu doğrular: i—') ı^'Jf" Jü

Müslim, Hayz, 103.

116                                                                                                  Necaset ve Temizliği

57/365-İbn Abbas (Radıyallahü anhümâ):322

Peygamberimizin eşi Meymûne annemizden (RadıyaüaManhâ) naklediyor: Hz. Peygamber (Saüallahü aleyhi ve seüem), Meymûne annemizin azatlısına ait ölmüş bir koyunun yanına gelince şöyle buyurdu:

"Onun derisini alsaydılar, tabaklayıp kullansaydılar ya!" 'Ey Allah'ın Rasûlü! O hayvan leştir' dediler. O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Onun ancak yenmesi haram kılındı."

§Râvilerden Süfyan burada;.'"Yenmesi haramdır" sözünü ancak Zührî-

den duydum' dedi.

Abdullah dedi ki: Babam Ahmed b. Hanbel de şunu ekledi:

'Süfyan söz konusu hadisi, Meymûne annemiz yoluyla iki defa rivayet

etmiştir.'

NOT: Bu rivayet Meymûne annemizden nakledildiği için Ahmed b. Hanbel Müsned'inde bu hadisi, İbn Abbas müsnedinde değil de, Meymûne annemize ait müsnedde zikretmiştir.

322 Sened: JJı j£ J, J)ı jlİ ^ ^>^ı Ji. £i Ji

Sahih: Müsned, VI/329, H.no: 26674; Mâlik, Sayd, 16; Buhârî, Zebâih, 30; Zekât, 61; Müs­lim, Hayz, 100-104; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4120; Nesâî, Fer', 4, H.no: 4231, 4234; İbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3610

Necaset ve Temizliği                                                                                        117

58/366-İbll Abbas'tan (Radıyallahüanhümâ):323

üz. Peygamber (Saliallahü aleyhi ve seilem), Ölmüş bir koyunun yanına ge­lince şöyle buyurdu:

"Onun derisinden faydalanmaz mısınız?" 'Ey Allah'ın Rasûlü! O hayvan leştir ' dediler. O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu; "Onun ancak yenmesi haram kılındı." m

59/367- Peygamberimizin eşi Meymûne annemizden (RadtyattaMajM),325 Rasûlullah (SaiMiahu aleyhi ve seiiem), ölmüş bir koyunu eşek gibi sürükle­yen Kureyş'ten bazı kişilerin yanına geldi ve onlara şöyle dedi: "Kegke onun derisini alsaydımz!"

Senet): ^-ıi İ*ı ûl Vj^\ Jlı jJi ^J 4iı jIi ö* v^ y -^^-j J1* r^^> 'J* ^' ^^ '^y**. 2İ»-Sahih: MüW, 1/261-262, H.no: 2369;'^^", Fer', 4, ti.no: 4232-4233, 4235-4236;

Edâijî,20,H.no:1994

324 Bu konudaki bir rivayet de şöyledir:

 ^»u»I tiîî :JÛ .İÎjİIJ âyttî V 3lifi eJA 'c&'fö :jLİi iÇ SLİj °J> iL^ ^ 'dil

Hascn: Müsned, VI/334, H.no: 26712 (Senedinde bulunan Rişdîn sebebiyle hasendir. Rişdîn için bk.31/73.hadis); Benzer rivayet için bk. VI/329, H.no: 26674 (57/365.badis); Nesâî, Fer', 5, H.no: 4245; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4126 (Buradaki rivayeti, hadisimizin mukaddi­mesi olması sebebiyle kaydediyoruz:)

118______________________________________________Necaset ve Temizliği

'Ey Allah'ın Rasûlü! O hayvan leştir, ' dediler.

O zaman Rasûlullah şöyle buyurdu:

"Onu su ve tabaklama maddesi32'1 temizler."

AÇIKLAMA

Hanefi mezhebine göre; insan ve domuz derisi dışında kalan bütün deriler, hayvanın kesilmesiyle ya da leş ise tabaklanmasıyia temizlenir. Bu deri üzerinde veya içinde namaz kılınabilir, satışı da caizdir. Ancak bunun yenmesi haram kılın­mıştır.327 Cumhur ise kesilsin ya da leş olsun bu derilerin ancak tabaklanma ile temiz hale geleceğini belirtmişlerdir.Ancak İmam Mâlik'ten gelen bir rivayete göre do­muz derisi tabaklanmakla dışı temizlenir ve kuru olan şeylerde kullanılabilir, içi necis kaldığı için su kırbası/kabı olarak kullanılmaz. Üzerinde namaz kılınır, içinde (yani elbise olarak) namaz kılınmaz.328

* Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanma ile Temizlense de Yenmesi Haramdır

60/368-İbn Abbas'tan (RadıyallahU anhümâ)'.229

Şevde annemize ait bir koyun ölmüştü ve o dedi ki: 'Ey Allah'ın Rasûlü! (Koyunu kastederek) filân öldü.' Peygamberimiz (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle dedi:

326   (i/iı) Karaz, selem ağacının meyvesi oİup deri tabaklamakta kullanılır. Bk.Râzî, Muhtar, 530

327 Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/86

328  Şîrâzî, Mühezzeb, 1/245; İbn Kudâme, Muğnî, 1/59; İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid, 1/57; Sanânî, Sübülü's-selâm, 1/42-43

329  Sened: "J^ -^ îlC— ^* îît^t $ £j^- oui &X-

Sahih: Müsned, 1/327-328, H.no: 3027; Benzer rivayet için bk. 1/277, H.no: 2504

Necaset ve Temizliği_________________________________________________________119

"Onun derisini alsaydınız ya!" 'Ölmüş bir hayvanın derisini alabilir miyiz?' "İzzet ve celâl sahibi olan Allah (Kur'ân'da) şöyle buyurur: De ki: Bana vahyedîlende, yeneceklerden leş veya akıcı kan ya da domuz eti dışında başka bîr haram bulamıyorum.'"0

Siz onu yermiyorsunuz ki...Eğer onu tabaklarsanız, faydalanabilirsiniz." Bunun üzerine Şevde annemiz birini o leşin yanma gönderdi ve getirt­ti, sonra onun derisini yüzdü, tabakladı ve ondan bir kırba yaptı, yanında delininceye kadar da kaldı.

* Derinin Tabaklanması Sonucunda, Kılının da Temizlenmesi

6i/369-Sâbit (b. Elsem)'den:331  Âyetin tam metni:

"De ki: Bana vahyolunanda leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya

da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir." Bk, En'âm, 6/Î45

Sahih: M«j«erf, IV/348, H.no: 18960; îbn Ebî Şeybe, V/161, H.no: 24766; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/421; Ahmed eş-Şeybânî, i/iâJ, IV/169, H.no: 2150. İbn Ebî Şeybe'nin lafzı (parentez içi Beyhakî ve Ahmed eş-Şeybânî'den alındı):

120_________________________________________________Necaset ve Temizliği

Ben Abdurrahman b. Ebî Leylâ ile Mescidde oturuyordum. Şişman bir adam geldi ve ona dedi ki:

'Ey Ebû İsa!'332

'Evet, buyurV

'Bize Rasûlullah'tan sana ulaşan, kürk hakkında bir hadis naklet!'

'Babamın™ şöyle dediğini duydum: Rasûlullah'ın (Saüaüaha aleyhi ve seiiem) yanında oturuyordum. Bir adam geldi ve dedi ki:

'Ey Allanın Rasûlü! Ben kürk giyerek334 namaz kılıyorum, (olur mu?)' Rasûlullah şöyle buyurdu:

"Tabaklamanın (faydası) nerede kaldı? "

Heysemî, senedinde Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın bulunduğunu, bu râvinin hafızasının/ezber kabiliyetinin kuvvetli olmadığını, ancak Ebû Hâtim'in sika saydığını ifade etti. Bk. Mecma', 1/218.

Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın Buhârî'de 38, Müslim'de 32 rivayeti bulunmaktadır. Fakat bu zatın oğullan da İbn Ebî Leylâ olarak biliniyor. Meselâ Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ hakkında Tirmizî: "Babasından hiçbir hadis işitmemiştir. Onun babasının rivayetleri mutlaka bir aracı vâsıtasıyladır" der. Bk.Tirmizî, Salât, 28, H.no: 194; Kardeşi îsâ b. Abdurrahman vasıtasıyla da hadis almıştır. Bk.Tirmizî, Edeb, 3, H.no: 2741. Kardeşi İsa vasıtasıyla aldığı örnek için bk.73/381. hadis

Tirmizî diyor ki; "Biz onu hafızası sebebiyle zayıf sayıyoruz. Ahmed b. Hanbel'in bu zatla delil getirilemeyeceğini söylediğini Hocam Ahmed b. el-Hasan nakletti." BkJlel, s. 745-746 (Sünen'İn sonunda) Tirmizî, Cum'a, 76, H.no: 609 (garib); Abdullah b. îsâ isimli iki fark­lı râvi vardır. Biri: îbn Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 135/752) ki bu râvi sahih hadis ricâlindendir.

Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 148/765) hakkında Zehebî de şunları söyler: Ahmed b, Hanbel hafızasının kötü olduğunu söyledi. Ebû Hâtİm de sıdk mahallinde olduğunu belirtti. Bk.Kâşif, Trc. no: 5000; Tirmizî 22, Ebû Dâvûd ve Nesâî 8, İbn Mâce 27, Ahmed b. Hanbei, 64 ve Dârimî 13 rivayetini nakleder. Tirmizî'nİn hakkındaki verdiği hü­kümler: "hasen-sahih" bk.Sünen, Taharet, H.no: 146; Hac, H.no: 919; Birr, H.no: 1955; "hasen" bkSünen, Cum'a, H.no: 552; Cenâiz, H.no: 1005; Sayd, H.no: 1485; Fezâilü'l-cihâd, H.no: 1629; Cihâd, H.no: 1715; Fezîlü'l-Kur'ân, H.no: 2880; Tefsir, H.no: 3071; Menâkib, H.no: 3658. Ebû Dâvûd ise bir rivayeti için: "hadis sahih değildir" (bk.Sünen, Salât, H.no: 752) derken diğerlerinde herhangi bir hüküm vermemiştir.

132 Ebû İsa, Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın künyesidİr. Bk. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, IV/262

333   Babası Ebû Leylâ Yesâr el-Evsî el-Ensârî'dir (Radıyallahü anh). Bk. Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, İV/169, H.no: 2150. Tirmizî bir, Ebû Dâvûd, Dârimî ve İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel ise dokuz rivayetini nakleder. Zehebî, Ebû Leylâ'nın Uhud Savaşında bulunduğunu, Sıffîn'de şehid edildiğini, Kûfe'de bir evinin bulunduğunu, isminin Bilâl veya Evs olduğuna dair bir bilginin de olduğunu söyler. Bk.Kâşif, Trc. no: 6803. İbnü'1-Esîr ise isminin Yesâr b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, V/478, Trc. no: 5625), Evs b. Haviî (bk.Üsdü'l-ğâbe, 1/320, Trc. no: 302), Dâvûd b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, 11/197, Trc. no: 1506) veya Büleyl b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, 1/420, Trc. no: 498) olarak ihtilaflı olduğunu söyler. İbnü'l-Kelbî'den de Ebû Leylâ'nın isminin Dâvûd b. Büleyl b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, n/197, Trc. no: 1506) olduğunu nakleder. Bk.Üsdü'l-ğâbe, VI/264, Trc. no: 6211)

334   Giymekle ilgili mana İçin bk. îbn EbîŞeybe, V/161

Necaset ve Temizliği_______________________________________________________121

O şişman kişi, bunu dinledikten sonra oradan ayrıldı. İbn Ebî Leylâ'ya sordum:

'Bu kim?'

'BuSüveydb. Gafele'dir.'

* Hayvan Leşinin Derisi ve Sinirinden Faydalanmanın Haramlığı ile Tabaklanarak Kullanmanın Cevazı

122_________________________________________________Necaset ve Temizliği

62/370-(Muhadramûndan olan) Abdullah b. Ukeym el-Cühenî (Radıya-ıiahü anh) anlatıyor:335

"^Sened: J*t$#İzl~J&#J»JV. Hasen: Müsned, IV/310, H.no: 18684; İkinci rivayet: IV/31O, H.no: 18686; Üçüncü rivayet: İV/310, H.no: J8687; Dördüncü rivayet: 1V/310-311, H.no; 18688 (Bu rivayet Şerik sebe­biyle hasendir); Beşinci rivayet: IV/310-311, H.no: 18689; Ebû Dâvûd, Libâs, 39, H.no: 4127-4128; Tirmizî, Libâs, 7, H.no: 1729 (Tirmizî "hasen" hükmünü verdikten sonra hocası Ahmed b. Hasan'dan, Ahmed b. Hanbel'in önceleri bu hadisle amel ettiğini, zira Allah Rasûlü'nün (Sallallahü aleyhi ve seliem) vefatından hemen önce bir mektupla bu hükmün bildi­rildiğini, fakat daha sonra bu hadisin muzdarip olduğuna kanaat getirince, bu hadisle ameli bıraktığını nakletti); Nesâî, Fer', 5, H.no: 4246, 4248 (Nesâî, bu rivayetleri verdikten sunra İbn Abbas'ın Meymûne validemizden naklettiklerinin daha sahih olduklarını söyler); îbn Mâce, Libâs, 26, H.no: 3613. Heysemî, hadisin Taberânî'nİn el-Mu'cemü'l-evsat'inde de nakledildiğini, senedinde zayıflığında icma edilen Ebeyde b. el-Mualtib'in bulunduğunu belir­tir. Bk. Meana', 1/218. Aynı râvi hakkında "metruk" dediği de vakittir. Bk. Mecma', FV7134.

Emir San'ânî (v.l 182/1768) İbn Hacer'in Bülûğu'l-merûm'ına yazdığı şerhte derilerin tabaklanması hususunda yedi görüşün bulunduğunu söyleyerek delil ve cevaplan ile şöyle yorumlar:

'"1-Tabaklama leş derisinin içini ve dışını temizler. Buna İbn Abbas'ın ( j—ü^i v&l £? 'j-&) (bk.Miisned Trc. H.no: 49/357) hadisi delildir. Aynı zamanda Hz.Alİ ve İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahii anhiiın) da nakledilir.

2-TabakIamanın temizlikte hiçbir faydası yoklur. Hâdevîlerin geneli bu kanaatledir. Sahabenin bir çoğundan da bu hususta nakil vardır. Delilleri ise Şâllî hadisidir ki Ahmed b. Hanbel, Buhârî (et-Târihu'l-kebtr'de), Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, Dârekutnî, Beyhakî ve İbn Hıbbân'ın Abdullah b. Ukeym'den (Radıyallahii anh) naklettiği (bk.Miisned Trc. H.no: 62/370) hadistir. Şâfi, Ahmed (yukarıda beş farklı rivayetle metni verilen hadis) ve Ebû Dâvûd bir rivayetle "vefatından bir ay önce", bir rivayette de "bir veya iki ay önce" de­nilmektedir. Tirmizî de hasen hükmü vererek Ahmed b. Hanbel'in önceleri bu görüşle oldu­ğunu, daha sonra bu görüşünü bıraktığını söyler. Hâdevîler, bu rivayetin İbn Abbas'ın (Radtyaîiahü anhilmâ) hadisini neshettiğini iddia ederler. Bu iddiaya verilen cevaplar:

a-İbn Ukeym hadisinin senedi muzdariptir. Bir keresinde mektubun bizzat kendilerine geldiğinden, bir keresinde de Cüheync şeyhlerine geldiğinden ve o topraklarda okunduğundan bahsedilir. Ayrıca hadisin metni de muzdariptir. Çünkü bazı rivayetlerde mutlak olarak "vefa­lından Önce", bazı rivayetlerde ise "bir ay önce", "bir veya iki ay Önce", "kırk gün önce", "üç gün önce'' gibi değişik lafızlarla mukayyed olarak rivâyel edilmekledir.

b-Hadis mürsel oîuşu ile illetlidir. Çünkü İbn Ukeym (Radıyallahii anh) hadisi Hz.Peygamber'den (Sallallahü aleyhi ve seliem) duymamıştır. Ayrıca hadis munkatıdır. Çünkü Abdurrahman b. Ebî Leylâ, îbn Ukeym'den işitmemiştir. Ahmed b. Hanbel'in bu görüşten ayrılmasının sebebi de budur.

c-Nesh görüşü kuvvetli değildir. Çünkü Buhârî ve Müslim'in ittifak ettikleri tabakla­ma hadisi sahihtir. Ayrıca Müslim birçok sahâbî kanalı ile çokça tarikten bu hadisi nakleder. Meselâ: ibn Abbas'tan iki, Ümmü Seleme'den üç, Enes'ten iki, Seleme b. el-Muhabbik, Aişe, Muğîre, Ebû Ümâme ve İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahii anhUm) birer rivayet nakletmıştir. Şu da bir gerçektir ki nesheden hadisin tarihinin en son olduğuna dair kesinlik esastır. İbn Ukeym hadisinde de böyle bir kesinliği görmek mümkün değildir. Biraz önce de belirtildiği gibi tarih­lerin farklı oluşu neshe delil olamaz. Tarihli rivayetler sahih olmuş olsa bile iki farklı rivaye­tin hangisinin sonra olduğuna dair bir kesinlik yoktur. Bu da delil olamayacağının bir ispatı­dır. Bu takdirde şöyle de denilmez: "Mademki nesh mümkün değildir, o zaman İbn Abbas ve İbn Ukeym (Radıyallahii anhümâ) hadisleri birbiriyle çelişir. Çelişki durumunda "tercih" veya "vakf yoluna gitmek gerekir." Bu görüşe şöyle demeliyiz: "Çelişki sadece hadislerin hüküm­lerinin eşit olması durumunda söz konusudur  Rn i'

Necaset ve Temizliği______________________________________                    123

Ben, Cüheyne topraklarında yaşayan genç bir delikanlıyken, Hz. Pey­gamber'in   (Sallatlahü aleyhi ve sellem) mektubu bize UİaştK

"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"

§ Abdullah b. Ukeym'den ikinci senedle rivayet: Vefatından bir ay önce Rasûîullah'in (Saiiaiiaku aleyhi ve seUem) şu mektubu bize ulaştı:

"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"

§ Aynı râviden üçüncü senedle şöyle nakledildi:

Vefatından bir ya da iki ay önce, ki o sıralarda ben Cüheyne toprakla­rında yaşayan genç bir delikanlıydım, Rasûîullah'in (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) şu mektubu bize ulaştı:

"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"

§ Aynı râviden dördüncü senedle şöyle nakledildi: Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) bize şu mektubu göndermişti: "Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"

§ Aynı râviden beşinci senedle şöyle nakledildi:

Bize Rasûîullah'in (SaihıiiaM aleyhi ve sellem) şu mektubu okundu:

"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"

İbn Abbas ve onun rivayeti doğrultusundaki rivayetler sahihtir. İbn Ukeym'in hadisi İse böyle değildir.

d-"lhâb" Kâmûs ve Nihâye'dc bilindiği üzere iki görüşten birine göre: "tabak!amna-mış derinin adıdır". Nadr b. Şümeyl de: "Ihâb", tabaklanmamış, "kırba" ve "şenn" tabaklan­mış deriye verilen isimdir. Cevheri* de bu görüşü tekîd eder. Bu keiime farkından hareketle şöyle bir yorum da dile getirilir: "İki hadisin çelişkili olduğunu kabul etliğimizde aralarını cem ederiz. Deri kullanımını yasaklayan hadis tabaklanmamış deri "Ihâb" ile ilgilidir. Tabaklandık­tan sonra "İhâb" demlemeyeceğine göre yasağın sınırlan dışına çıkar ki bu güzel bir görüştür.

3-Eti yenen hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir, diğerleri temizlenmez. Fakat bu görüş umum ifâde eden İbn Abbas'ın (^—4^ j—ü H* •j&i £$) (bk.Müsned Trc. H.no: 49/357)

hadisi ile çürütülür.

4-Domuzun dışında bütün hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir. Çünkü domuzun derisi yoktur. (Ebû Hanife'nin görüşü)

5-Domuzun dışında bütün hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir. Ancak gerek­çe, derisinin olmaması değil, (a—^j, *—$) "o bizatihi neci sti r/p istir" (En'âm, 6/145) âyetidir. Çünkü zamir, domuza gitmektedir, bu İse onun tamamının necis olduğunu belirtir. Köpek de bu hükme kıyas edilir. (Şafiî'nin görüşü)

6-Bütün hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir. Fakat içi değil, sadece dışı te­miz sayılır ve bu deri akıcı/sıvı işlerde değil, kuru işlerde kullanılmalıdır. Üzerinde/dış yü­zünde namaz kılınır, fakat İç yüzeyinde namaz kılınmaz. (İmam Mâlik'in görüşü)

7-Tabaklanmasa biîe derinin hem iç hem de dış yüzeyi kullanılabilir. Çünkü Buhâri'nin "leşin sadece yenilmesi haramdır" (Bk.Müsned Trc.li.no: 57-58/365-366) hadisi buna delildir. Zührî'nin bu görüşüne şu şekilde cevap verilir: "Bu rivayet mutlaktır. Tabakla­ma hadisleri İse bu mutlak hükmü takyİd eder." Bk.Sübülü's-selârn, 1/65-67.

124_________________________________________________Necaset ve Temizliği

AÇIKLAMA

Muhadramûn: Hz. Peygamber (Saiiaiiakaaleyhi ve sellem) döneminde yaşayan ancak onu görmeyen MüslÜmanlardır. Üveys el-Karnî de bu zâtlardan birisidir.

*Leş derisinin kullanımı hakkında, iki farklı rivayet bulunmaktadır: Bir riva­yette kullanımı yasaklanmış ve diğerinde de serbest bırakılmıştır. Bu hadislerden anlaşılan;

Leş derisinin kullanımı yasaktır, ancak tabaklandığı zaman caizdir ve kullanı­labilir:

1-İmam Ebû Hanîfe'ye göre domuz dışında bütün leşlerin derisi tabaklan­makla temiz hale gelir,

2-İmam Şafiî'ye göre domuz ve köpek dışında bütün leşlerin derisi tabak­lanmakla temiz hale gelir,

3-İmam Mâlik ve Ahmed'den bu konuda iki rivayet vardır.336

4-Leş ve filin kemiği cumhura göre necistir, çünkü etine tâbidir, ancak İmam Ebû Hanîfe ve bir rivayette Mâlik'e göre temizdir, çünkü kemikte hakiki hayat yok­tur ve cansız varlıklar gibi temizdir.337

* Kâfirlerin Kapları Temizdir ve Yıkandıktan Sonra Kullanılabilir

Allah Teâlâ buyurdu;

'Bugün size temiz olan şeyler helâl kılındı. Ayrıca Ehl-i kitabın yiyeceklerinden yemek size helâl kılındığı gibi, sizin yiyecekleri­nizden yemek de onlara helâl kılındı...' (Mâide 5/5)

336 İmam Şafiî, Ümm, 1/18; Merğmânî, age., 1/21; İbn Kudâme, age., 155

337  Şîrâzî, Mühezzeb, 1/236; Kâsânî, age., V63\ İbn Kudâme, age., 1/60; DesÛkî, Haşiye, 1/54-55

Necaset ve Temizliği_________________________________________________125_

63/371-Ebû Sâ'lebe el-Huşenî'den (8adiyaiiaHUanh);in

Rasûlullah'a (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem)  dedim ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz gittiğimiz yerde Yahudi, Hnstiyan ve Mecû-si toplulukların yanına uğrayan göçebe bir toplumuz, (oralarda) bu kişilerin kaplarından başkasını da bulamıyoruz, (ne yapalım?)'

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Eğer başka kap bulamazsanız bunları su ile yıkayın, sonra o kaplar­dan yeyin ve içini"

§ Ebû Sa'lebe'den gelen diğer rivayet:

Rasûlullah'a (SaUaitahu aleyhi ve seiiem) dedim ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz Ehl-i kitaba ait topraklarda yaşıyoruz ve on­lar da domuz eti yiyor, şarap içiyorlar. Onların kaplan ve tencerelerinden nasıl faydalanabiliriz?'

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Eğer başka kap bulamazsanız onları yıkayın, sonra içinde (yemek) pişirin ve ondan (su) için!"

AÇIKLAMA

Rasûlullah, kâfirlerin davetlerine gider ve kaplarından onlarla birlikte yemek yerdi. Zira O bir peygamberdi ve sosyal yönü çok güçlü olmalıydı, kendisi insanî ilişkilere çok önem verir, her düşünceden insanlarla oturur, konuşur ve onlarla ye­mek yerdi. Onun hayatı, tüm Müslümanlar ve özellikle davetçiler için önemlidir. Dünya toplumları da, değişik kesimlerden insanlarla olan medenî ilişkilerini devam ettirmelidirler.

Ancak kâfirlerin kapları Müslümalarm eline geçtiğinde, yıkamadan kulla­nılmaması tavsiye edilir. Çünkü bu insanlar kaplarım domuz eti ve şarap gibi şeyler­de kullanmış olabilirler. İslâm'a göre bunlar pistir, haramdır ve ihtiyaten kaplan yıkanmalıdır.339

338 Sened:

Sahih: Müsned, IV/193, H.no: 17662 (Bu senedi, Haccâc sebebiyle basendir); İkinci rivayet; IV/193-194,H.no: 17666; Benzer rivayet için bk. ÎV/193, H.no: 17660; İV/] 95, H.no: 17679, 17681. Buharı, Zebâih, 4; Müslim, Sayd, 8; Ebû Dâvûd, Sayd, 23. H.no: 2857; Et'ıme, 45, H.no: 3839; Tirmizi, Sayd, 1, H.no: 1464 (Tirmizî, hasen-sahih hükmünü belirttikten sonra, Ebû Sa'lebe'nin (Radıyallahü anlı) İsminin Cürsünı (Cürhüm) b. Nâşib veya Cürsüm (Cürhüm) b. Kays olabileceğini söyler); Et'ıme, 7, H.no; 1796-1797; Tayâlisî, s.136, H.no; 1014; îbn Mâce, Sayd, 3, H.no: 3207; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXII/217, H.no: 580; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/444, H.no: 783.

Müsned'in bazı nüshalarda senedde kalb bulunmaktadır, yani Yezid ile Haccac İsim­leri yer değiştirmiştir. Yezid b. Ertâd isminde bir râvi yoktur. Haccâc b. Ertâd ise İbn Hacer'in ifadesiyle saduktur, hata ve tedlisleri çoktur. (Bk.Takrtb, Trc. no: 1119) Ancak hadis diğer rivayetlerle kuvvetlenmiştir. Hadisin avlanma ile ilgili bölümü Sayd konusunda 2/6726. ha­diste zikredilecektir.

Abdullah b. Amr'dan şahidi için bk. l/6725.hadis. 339San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/69-70

126                                                                                        Necaset ve Temizliği

64/372-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiaha anhy.M0

Biz Hz. Peygamber' le (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) birlikte müşriklerden bazı su ve yemek kaplarını ganimet olarak aldık ve onlar leş derisinden yapıldığı halde, aramızda taksim ettik.

NOT: Bu kapların ana maddesi olan derinin, tabaklanması halinde leş derisi de olsa kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Ayrıca Ehl-i Kitâb yanında müşriklerin de kaplarını kullanma ruhsatı verilmektedir.

65/373-Enes b. Mâlik'ten

340 Sened:

Hasen: Müsned, III/326, H.no: 14438; Benzer rivayet için bk. IIJ/343, H.no: 14633; III/389, H.no: 15126 Bu rivayetler Muhammed b. Râşid el-Huzâî sebebiyle basendir. Çünkü bu râvinin hafızası hakkında tenkidler vardır. Kaderî olduğu da iddia edilir, fakat bu doğru değil­dir. En azından makbul sayılır. Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarını dile getirmiş-^ tir. Bk. Meana\I/218.

Muhammed b. Râşid el-Huzâî el-Mekhûlî Dımeşklidir. Basra'ya yerleşmiştir. Ahmed b. Hanbel ve birçok kimse sika saymıştır. Dühaym: "Kaderî görüşieriyle hatırlanırdı" der. Ebû Müshir de: "Haricî görüşleri benimserdi, verâ sahibi biriydi" der. Bk.Zehebî, Kâşif Trc. no: 4842; Bu zatın, Tirmizî bir, Nesâî iki, Ebû Dâvûd sekiz, İbn Mâce ve Dârimî dört, Ahmed b. Hanbel ise 40 rivayetini nakleder. Tirmizî hadisini "hasen" sayar. Bk.Sünen, Diyât, H.no: 1387. Ebû Dâvûd ise Dımeşkii olan bu râvinin kati/ adam öidürme sebebiyle Basra'ya kaçtı­ğını söyler. Bk.Sünen, Diyât, H.no: 4564. Ahmed b. Hanbel ise hocası Abdürrezzak'tan: "Muhammed b. Râşid'den hadiste daha verâ sahibi birini ben görmedim" dediğini nakleder. Bk.MUshed, D/182.

Müsned'deki benzer bir rivayet için bk. III/379, H.no: 14993 (Senedindeki Bürd b. Sinan eş-Şâmî (v. 135/752) Ali (İbnü'l-Medînî) zayıf, bunun dışındaki âlimler sika saymışlar­dır. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 550; İbn Hacer İse "saduktur, kaderî olmakla suçlandı" der. Bk. Takrîb, Trc. no: 653; Bu zatın, Tirmizî iki, Nesâî altı, Ebû Dâvûd beş, İbn Mâce üç, Dârimî dört ve Ahmed b. Hanbel on bir rivayetini nakleder. Tirmizî hadisini "hasen" sayar. Bk.Sünen, Cum'a, H.no: 601; Sıfatü'l-kıyâme, H.no: 2506. Hadisin metni ise şöyledir:

Ebû Dâvûd, Et'ime, 45, H.no: 3838.

341   c_______■. '..,■:,4fi-   '■,■!,■■■-■   '.,'-,-'',-

OenCG.   «Ut UjJj- Jbl LjJj- lJIoS Uı*>-

Sahih: Müsned, IH/270, H.no: 13794; Benzer rivayet için bk. 111/133, H.no: 12301; m/180, H.no: 12797; III/208, H.no: 13103; 111/210-211, H.no: 13134; 111/232, H.no: 13369; III/238, H.no: 13431; IH/252, H.no: 13577, 13580; IH/288, H.no: 14001; III/289-290, H.no: 14018;

Necaset ve Temizliği

Bir Yahûdî342 Peygamberimizi (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem)  arpa ekmeği ve kokusu biraz değişmiş et yağı yemeye davet etti, o da bunu kabul etti.

* Yenebilen Maddenin İçine Düşen Necasetin Temizliği

66/374-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh):m

Rasûlullah'a (Saüattuhüaleyhivesdlemj, bir kere yağın içine düşüp ölen fa­renin (hükmü) sorulunca şöyle buyurdu:

"Eğer yağ katıysa, o fare ölüsü ve etrafındaki (bir kısım yağı) alıp atarak kalanını yiyebilirsiniz, ama yağ sıvıysa o yağı yemeyin!"

NOT: Sıvı yiyeceklerin içine düşen necaset her tarafa yayılır, ancak katı maddelere düşen necaset sadece düştüğü yeri kirletir ve o kısmın etrafından da biraz alınarak atılması yeterlidir, sıvılar gibi tümünün dökülmesi şart değildir. Bu, insanlar için bir ruhsattır/kolaylıktır.

Buhârİ, Buyu', 14; Rehn, 1; Meğâzî, 29; Nesâî, Buyu', 59, H.no: 4607; Tinnizî, Buyu', 7, H.no: 1215 (hasen-sahih); Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-etnânî, 1/239. Rivayetlerin hepsi Enes (Radıyallahü anlı) kanalıyla nakledilmiştir. 342 Rivayetin devamından bu Yahûdînin terzi olduğunu anlıyoruz.: ıi>&- İf-Ciy'fûtf jıi'oij

Sahih: Müsned, 11/232-233, H.no: 7177; Benzer rivayet için bk. 11/265, H.no: 7591 {ıtt ÖlT jij £_£if lJi); 11/490, H.no: 10304; Abdürrezzâk, 1/84, H.no: 278; Ebû Dâvûd, Et'ıme, 47, H.no:

3842; Tinnizî, Et'ıme, 8, H.no: 1798 (Tircnizî, Ma'mer'in hata yaptığını, sahih olanın Meymûne'nin (Radıyallahü anhâ) rivayeti olduğunu söyler.) Meymûne'nin (Radıyallahü anhâ) rivayeti için bk.68/376.hadis. Bennâ hadisin râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânt, 1/240.

128_________________________________________________Necaset ve Temizliği

67/375-Ebû'z-Zübeyr'den (Radıyaiiaha anh):344

Câbir'e (Radıyaiiahu anh) bir yiyecek ve içeceğe fare düşüp ölse, (fare çı­karıldıktan sonra) onlar yenir mi? diye sordum. Şöyle dedi:

'Hayır, Rasûlullah (Saiiaitaha aleyhi ve seüem) bunu bize yasakladı. Biz, ya­ğı çömleklere korduk. Peygamberimiz şöyle buyurdu:

"Çömleğin içine fare düşüp öldüğünde, o yağı yemeyin!'"

376-İbn Abbas (Radıyallahü anhümâ), Peygamberimizin (Sallallafıü aleyhi ve sellem) eşi Meymûne annemizden naklediyor:345

Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem), yağa (bir rivayette, katı yağa) dü­şüp ölen farenin (bulunduğu yağın) hükmü sorulunca, şöyle buyurdu:

"Fare ölüsü ve etrafındaki (bir kısım yağı) alıp atarak kalanını yiyebi­lirsiniz!"

344  Sened:    jijlı Jl ç

Sahih: Müsned, 111/142, H.no: I46I8; Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği îbn Lehîâ'nın bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/287. Bu râvî ve rivayetinin kabul edildiğine dâir geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Aynca bir önceki (66/374) ve bir sonraki (68/376) hadisler bu riva­yeti destekler.

345  Sened: *ûı -lİ ö* foSyl! j- ^£~ &*■

Sahih: Müsned, VI/329, H.no: 26675; Benzer rivayet için bk. VI/330, H.no: 26682 VI/335, H.no:  26726;  (Heysemî,  "j—.ü," ziyadesinin bulunduğu bu rivayetin senedinde hocası

Muhammed b. Mus'ab el-Karkasânî'nin bulunduğunu, bu zatı Ahmed b. Hanbel'in sika kabul edip kendisinden rivayetlerde bulunduğunu; Yahya b. Main ve cemaatin zayıf saydığını belirtir. Bk. Mecma', 1/287. Fakat diğer rivayetlerin senedlerinde bu zat yer almıyor); Bennâ, Şevkâni'den naklen İbn Hıbbân'ın bu ziyâdeyi sahih saydığını söylüyor. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/240. Mâlik, İsti'zân, 20; Buhâri, VudÛ', 67; Zebâih, 34; Ebû Dâvûd, Et'ıme, 47, H.no: 3841, 3843; Tirmizî, Et'ıme, 8, H.no: 1798 (hasen-sahih); Nesâî, Fer', 10, H.no: 4255-4257; Dârimî, Vudû', 60, H.no: 744; Et'ıme, 41, H.no: 2089-2092;

Aynca Heysemî, Taberânî tarafından nakledilen benzer rivayetleri verir. Fakat "bun­lar zayıf rivayetlerdir", der. Bk. Mecma', 1/287.

e)- İDRAR, MEZİ ve MENİ GİBİ MADDELERİN HÜKMÜ

İnsan İdrarının Hükmü Çocuk İdrarının Hükmü Deve İdrarı ve Hükmü Mezinin Hükmü Meninin Hükmü

Müslümanm Cesedi (Hayatında ve Ölümünde) Temizdir

Akıcı Kanı Bulunmayan Hayvan (Ölü ya da Diri Olsun) Temizdir

130                                                                İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

c)-İDRAR, MEZİ VE MENİ GİBİ MADDELERİN HÜKMÜ

Allah Teâlâ buyurdu:

"İnsan neden yaratıldı, bir baksın! (İnsan) bel ile kaburgalar arasından çıkan o atılan/tazyikli  sudan yaratıldı." (Tank 86/5-7)

* İnsan İdrarının Hükmü

69/377-EneS b. Mâlİk'ten (Radıyallahü anh):U6

Bir bedevi mescide geldi ve idrarını yaptı. Bunun üzerine Peygambe­rimiz (Sailatlahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:

"Üzerine bir kova su dökün! "

70/378- (Tâbiûndan) Hammad dedi ki:347

İdrar bize göre kan hükmündedir, (necistir,) ancak bir dirhem miktarı­na ulaşmadığı sürece (ibâdete) zarar vermez.

m Sened: £

Sahih: Müsned, III/110-111, H.no: 12021 (Hadis, sülâsiyyâltan biridir). Benzer rivayet için bk. in/167, H.no: 12645 (sülâsiyyâttan biridir); III/114, H.no: 12071; Mâlik,   Taharet, 111 (miirsel olarak); Buhârî, Vudû', 57-58; Edeb, 80; Müslim, Taharet, 98-100; Tirmizî, Taharet, 112, H.no: 148 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 45, H.no: 53-55; İbn Mâce, Taharet, 78, H.no: 528 (İbn Mâce, Vasile b. el-Eska'dan (Radıyallahü anlı) şâhid getirmiştir. Fakat senedinde bu­lunan Ubeydullah el-Hüzelî zayıf bir râvidir. Bk. Taharet, 78, H.no: 530); Bu rivayet daha önce 48/356.hadiste geçti. 347 Sened: '^— ıf£î iljı^jı 'J,\ ıSji- j;ûi 'J, iJUJ ıSii.

Sahih: Müsned, IV/391, H.no: 19376; Bennâ, bu eserin senedinin ceyyid, râvilerinin de Buhârî ve Müslim'in ricali olduğunu İfade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/241. Tâbiûndan olan Hammâd'm bu görüşü fukahâ arasında deül getirilen bir kaynak olmuştur. Bu rivayet bize, Müsned'de maktu rivayetlerin (tâbîûn sözlerinin) bulunduğunu gösterir.

İdrar, Mezİ ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________131

AÇIKLAMA

Burada dirhemden; eğer sıvı ise onun yayıldığı saha, katı ise ağırlığı (yakla­şık 2,8 gr.)348 kastedilmektedir. Ağır necasetten sayılan kan, idrar gibi şeyler elbise üzerinde bulunur ve söz konusu ölçülere ulaşır ya da geçerse namaza mani olur. Ha­nefî mezhebinde dirhemin ölçü olması:

a-İstincâ mahalli yaklaşık bir dirhem kadardır, görüşünden ya da, b-Avuç içi yaklaşık bir dirhem kadardır, görüşünden alınmıştır.349 Sonuç olarak, bu konuda her insanın kendi el ayası Ölçü olarak alınabilir. Kan ya da İdrar el ayası mesafesine varmışsa namaza manidir. İmam Mâlik, Şafiî ve Ahmed'e göre az ya da çok necaset namaza manidir, ancak İmam Mâlik kanı istisna etmiş ve dirhem sınırını almıştır. Ayrıca İmamlar meşakkat kuralını işletmiş ve ko­runması zor olan durumlarda az necaset zarar vermez demişlerdir.350

71/379-Ebû Hüreyre'den /n

MS Muhamed Necmüddin. el-Mekâdîrü'ş-şer'ıyye, 135

349 İbnii '1-Hümam, Fethu 'l-Kadîr, 1/202-203

350 İbn Rüşd, Bidâyeiü 'l-müctehid, 1/59; Ibn Kudâme, Muğnî, 1/30,11/78-83; Nevevî, Mecmu', 1/260; Muhamed Necmüddin, el-Mekâdîrü'ş-şer'ıyye, 139

351 Sened: gJG ^f ^ j^&\ j. tity J ı3İs >&- 'J J-4 ıüfc.

Sahih: Müsned, 11/326,33.no: 8313; Benzer rivayet için bk. 11/388, H.no: 90] 0; ü/389, H.no: 9036; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 348 (Bûsirî, isnadının salıİh olduğunu ve sahicilerinin de bulunduğunu ifade etti. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/51); Dârekutnî, 1/128 (sahihtir, der.

lafzıyla rivayet edilen için İse: '"doğrusu mürseldir" der); İbn EM Şeybe, 1/115, H.no: 1306; Hâkim, 1/293, H.no: 653. Ayrıca: "Bu hadis Buharı ve Müslim'in şamna/râvilerine göre sa­hihtir, Hadisin hiçbir illetini bilmiyorum ama her ikisi de bunu sahihlerine almamıştır" diye­rek buna bir de şâhid getirir (ki Zehebî de bu görüşü onaylar):

a-İbn Abbas'ın (Radıyallahü anhümâ) bu şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cetnü'l-kebîr, XI/84, H.no: 11120; Deylemî, 11/54, H.no: 2305; Dârekutnî, 1/128

b-Muâz b. Cebel'den (Radtyallahu anh) (mevkuf olarak) şahidi için bk. Taberânî, el-Mucemul-kebîr, XX/124, H.no: 248 (Heysemî, senedinde Rişdîn b. Sa'd var, bu zaiı çoğu kimse zayıf saymıştır. Alımed ise hadisleri rikak hadislerine yorumlar. Ayrıca senedinde Ab­dullah b. Ciizeym var, hakkında olumlu veya olumsuz görüş beyan eden olmamıştır. Bk. Mecma', 1/209);

c-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.

j^l\ J J^Jl i, ^-l*: L- J_j! tip J_jJl Iji;] : Jli  JL»j *Ji 4ıl lJ-e ,~JI jc i*UÎ ^i j_^-

Heysemî, Taberânî'nin hadisi Kebîr'İnde naklettiğini ve râvilerinin de sika sayıldıklarını söyler. Bk.Mecma', 1/209);

132              ___________________________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

Hz. Peygamber (SaUallahu aleyhi w selimi dedi ki:

"Kabir azabının çoğu, (üzerine) idrar sıçramasına (dikkat etmemek­ten) kaynaklanır."

* Çocuk İdrarının Hükmü

d-Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, 11121 (mahfuz olan mürsel oluşudur):

Aynca 152/460. ve 312/2931 hadislerde tekrar edilecektir.

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü                                                                133

72/380-Ümmü'l-Fadl'dan (RadıyallakUanhâ):352

Hz. Peygamber'in (Sallallaku aleyhi ve sellem) yanına geldim ve dedim ki:

Ben rüyamda, senden bir parçayı evimde ya da odamda gördüm. (Bir rivayette: "ve bundan endişelendim.") Hz. Peygamber şöyle dedi:

"İnşallah Fatıma'nın bir oğlu olacak ve sen ona güzelce bakacak­sın/büyüteceksin. "353

(Bir müddet sonra) Hz. Fâtıma Hasan'ı doğurdu ve çocuğu Kuşem (yani İbn Abbas) ile beraber emzirmesi için onu Ümmü'l-Fadl'a verdi.

(Ümmü'1-Fadl anlatmaya devam etti;)

Peygamberimizi ziyaret ettiğim gün, yanma bebeği (Hasan'ı) götür­düm. Hz. Peygamber onu aldı ve göğsüne oturttu, (ancak) bebek idrarını

352 Sened:    ii»jiSÎı jî «üt -j*p-^i jjiİı ^f «JC 'j- işjl ı-S&J. ju Ç4*j ı£U- Sû* ısii

Sahih: Müsned, Vİ/340, H.no: 26757, İkinci rivayet: VI/339, H.no: 26753 (Bu rivayet Kâbus b. el-Muhârik sebebiyle hasendir. Hadis âlimleri bu râviyî kabul etmişler ancak Ümmü'l-Fadl'dan semâmda tenkid bulunmaktadır. Doğrusu şudur: O, babasından, babası da Ümmti'l-Fadl'dan hadis işitmiştir.), Üçüncü rivayet: VI/339, H.no: 26755; Mâlik, Taharet, 109-110; Buharı, Vudû', 59; Tib, 10; Deavât, 30; Edeb, 21; Müslim, Taharet, 101, 104; Selâm, 86-87; Ebû Dâvûd, Taharet, 135, H.no: 375; Tirmizî, Taharet, 154; Cum'â, 78; Nesâî, Taharet, 188; İbn Mâce, Taharet, 76-77; İbn Huzeyme, 1/143, H.no: 282

Ümmü'1-Fadl bt. el-Hâris: Hz. Peygamber'in amcası Abbas'ın eşi ve Meymûne validemizin kızkardeşi olan Lübâbe bt. el-Hâris'tir (Radtyallahü anhüm). Lübâbetü'l-kübrâ diye de bilinir. Hz, Hatice annemizden sonra ilk müslüman olan hanımlardan biridir. Çocukları; Fadl, Abdullah, Ubeydullah, Kuşem, Ma'bed, Abdurrahman ve Temmâm'dır. Temmâm tamam olsun niyeti ile isimlendirilen en son dünyaya gelen küçük çocuklarıdır. Terceme-mizdeki I65/473.hadiste bu sahâbînin hadisini görebilirsiniz. Kuşem b. Abbas ise Allah Rasûlü'nün çok sevdiği ve terkisine bindirdiği kendisine çok benzeyen amcaoğullanndan biridir. Mekke'de valilik yapmış ve Muâviye zamanında da şehid olmuştur. (Müsnedde yer alan rivayetlerden biri için bk.I/101, H.no: 787.) Ümmü'1-Fadl künyesi ile tanınanlardan biri de Abbas'm kızıdır. Anne ile kızın karıştırılmaması gerekir. Bk.İbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, VII/246-247, Trc. no: 7252-7253; VII/366-367, Trc. no: 7566, 7568

353  Ümmü'-I-Fadrm bebeği emzirme ve terbiyesi kastedilmektedir.

134                                                                İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

yaptı, idrar da Peygamberimizin izarına (elbisesine) bulaştı. (Bunun üzerine) elimle bebeğin omzuna vurdum. Peygamberimiz:

"Allah seni ıslah etsin, (ya da Allah sana rahmet etsin,) oğlumun ca­nını acıttın" dedi.

Ben:

'İzarını (elbisesini) ver de yıkayayım' dedim.

O da şöyle buyurdu:

"Kız çocuğunun idrar bulaşığı yıkanır, oğlanın idrar bulaşığı üzerine ise su dökmek yeterlidir."

§ Ümmü'l-Fadl'dan (Radıyoilahaanhâ) gelen ikinci rivayette benzeri zik­redildi:

Fatıma Hasan' ı doğurunca bana verdi, ben de onu yürüyünceye ya da sütten kesinceye kadar emzirdim. Sonra Rasûlullah'm (SaiMiahu aleyhi ve seüern) yanına getirdim ve kucağına oturttum. (Ancak) bebek Onun kucağına bevletti, ben de bebeğin omuzuna vurdum. (Bunu üzerine) Peygamberimiz dedi kİ:

"Allah sana rahmet etsin, oğluma yumuşak davran!"

Ayrıca buyurdu ki:

"Kız çocuğunun idrar bulaşığı yıkanır, oğlanın idrar bulaşığı üzerine ise su dökmek yeterlidir."

§ Ümmü'-Fadl'dan (Radıyaiiahuanhâ) gelen üçüncü rivayette: Kendisi Hz. Hasan veya Hüseyin'i emzirmişti. (Şöyle anlatır;) (Bir gün) Rasûlullah (Saliaiiahu aleyhi ve settem) geldi ve nemli bir yere u-zandı. Ben de bebeği onun üstüne koydum. Ancak bebek bevletti ve idrar üstünden aşağı aktı. Ben Rasûlullah'm üstünü yıkamak için hemen su kırba­sını almaya yöneldim. Rasûlullah şöyle buyurdu:

"Ey Ümmü'l-Fadl! Oğlan çocuğunun idrar bulaşığı üzerine su dökü­lür, kız çocuğunun idrarını ise yıkamak gerekir."

Behz bir rivayette, 'iyice yıkanır' diye nakletti.

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü__________________________________135

73/381-Ebû Leylâ'dan:354

Hz. P&ygambef in (Saitaiiahu aleyhi veseiiem) yalımdaydık, Hz. Ali'nin oğ­lu Hasan (Radıyaiiahu anhümâ) emekleyerek geldi ve Rasûlullah'ın göğsünün üs­tüne çıktı, ancak oraya bevletti, (bir rivayette, ve onun bevlini Rasûlullah'ın karnı üstünde gördüm.) Onu almak için hemen yanına koştuk. Hz. Peygam­ber şöyle dedi:

"(Aman) oğluma, oğluma (dikkat edin!),

{Bir rivayette) Oğlumu bırakın, korkutmayın ki bevlini tamamlasın.)"

Sonra su istedi ve izarımn üzerine döktü.

354 Sened:

Sahih: Müsned, IV/347-348, H.no: 18957. Diğer rivayet için bk. fv/348, H.no: 18958 Lafzı şöyledir: (^ji—'JJ&/J & Jlı J^ âis J^tj Jj Ji Jl^f Ljfj Ji. JÇİ) "öyleki bevünin Allah Rasûlü'nün

(Sallallahü aleyhi ve selle/n} kanımda yol yol aktığını gördüm." Ahmed eş-Şeybânî, Ahâd, IV/170, H.no: 2151.

Şâlıidleri için bk. Müslim, Taharet, 101-102 (Hz.îşe'den nakledilir); 103-104 (Ümrnü Kays bt. Mıhsan'dan nakledilir); Senedinde bulunan İbn EM Leylâ'nın hafızasının zayıf oldu­ğu ifâde edilmiştir. Diğer rivayetler ise sahihtir. Heysemî de Ahmed b. Hanbel ve Taberânî'nİn rivayet ettiği hadisin râvîlerinin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma \ 1/284.

Dârimî'nin rivayetinde İse Hz. Peygamberce ve Ehl~i beyte zekat mallarının helâl olmadığına dair rivayet var ki aynı senedle zikredilen bu hadisin aynı yerde gerçekleşmesi mümkün bir hâdise olduğunu hatırımıza getirmektedir.

Bk. Dârimî, Zekât, J6, H.no: 1650; Ahmed b. Hanbel bu iki rivayeti birleştirerek de nakleder:

.11.'. jic- ;tâ if\ î'.l J'-i £f J .'. ■ il'iı .üt .;   :_**..»  ' =. .j .m j"c '-.i 'ü': ıff.i. .12 ': î'.'.f i'Sl

BkMüsned, IV/348, H.no; 18958.

Ebû Leylâ ve İbn Ebî Leylâ'lar hakkında bilgi için bk.61/369.hadıs

136                                                                    İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

74/382-Hz. Âİşe'den (Radıyallahü anhâ):355

Rasûlullah'a çocuklar getirilir ve o da çocuklara dua ederdi. Bir kere­sinde kendisine yine çocuk getirildi ve o da Rasûlullah'm üstüne bevletti. Rasûlullah şöyle dedi:

"İdrarın üzerine fazlaca su dökün, (yeterlidir.)"

§(Hz. Âİşe'den (Radıyallahüanhâ) gelen başka rivayet:

Hz. Peygamber' e (SaiMiaha aleyhi ve seiiem), damağına tatlı sürülmesi için356 bir çocuk getirildi. Rasûlullah onu kucağına oturttu ve çocuk bevletti. Bunun üzerine Peygamberimiz su istedi ve onu idrarın üzerine döktü, serpti.)

Vekî' dedi ki: Üzerine su döktü, (ancak) yıkamadı.

75/383-Ükkâşe'nin kız kardeşi Ümmü Kays bt. Mihsan el-Esediyye-

 (Radıyallahü anhüm):351

355   Sened: *J '^

Sahih: Müsned, VI/46, H.no: 24074. Diğer rivayet için bk. Vl/52, H.no: 24137; Benzer riva­yet için bk. VÎ/210, H.no: 25644; Bir başka rivayet ise şöyledir:

"Rasûlullah'a (Sallallahü aleyhi ve sellem) (yeni doğan) çocuklar getirilir, onların damağına tatlı şeyler sürer ve bereket duası yapardı. Bîr çocuk kucağındayken bevletmişti de su getirilmesini ve bu suyun idrarın üzerine dökülmesini emretmişti." Bk. VI/2I2, H.no: 25647; Mâlik, Taha­ret, 142; Buhârî, Vudû', 222; Müslim, Taharet, 101402; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 74; Tirmizİ Taharet, 54, H.no: 71; Nesâî, Taharet, 189, H.no: 302; İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 523

356 (Bir rivayetle tahnikin bereket için yapıldığını gösteren bir ziyade bulunmaktadır: ^ü îi^Tj)

Tahntk; bebeğin damağına doğduğu zaman hurma gibi bir tatlı sürmektir ki bu uygulama sün­nettir. (Bk. Müslim, Âdâb, 25; Ahmed b, Hanbel, Müsned, VI/52)

Sened:    Jıı -ûi ^£ '^^-^ J* <4^ 'J> ^^ £li=-

Sahih: Müsned, VI/355, H.no: 26875; İkinci rivayet için bk. VI/356, H.no: 26879. Bu hadisin bazı rivayetleri iki ayrı hadisi içermektedir. Bu rivayetler için bk. VI/355, H.no: 26876; VI/356, H.no: 26882-26883. Mâlik, Taharet, 110; Buhârî, Vudû', 59; Tıb, 10; Müslim, Taha­ret, 103-104; Ebû Dâvûd, Taharet, 135, H.no: 374; Tirmizî, Taharet, 54, H.no: 71; Nesâî, Ta­haret, 188, H.no: 302; İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 524; Dârimi, Vudû', 63, H.no: 747; İbn Huzeyme, 1/144, H.no: 285;

Ümmü Kays bt. Mihsân (Radıyallahü anhâ) hesapsız Cennet'e girenlerden olmasını Hz. Peygamber'den (Sallallahü aleyhi ve sellem) isteyen Ükkâşe b. Mihsân'ın (Radıyallahü anh)

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Haddelerin Hükmü________________________________137

Daha yemeğe başlamayan çocuğumla beraber Hz. Peygamber'in (Saüaiiahü aleyhi ve seiiem) yanına girdim, (çocuğu verdim.) Bebek (kucağına) bevl edince, Peygamberimiz su istedi ve onu idrarın üstüne döktü.

§ Hz. Âişe'den.(Radıyaltahü anhâ) gelen başka rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiioiiahü aleyhi ve seiiem) çocuğu kucağına oturttu. (Bebek

kucağına) bevl edince su istedi ve idrarın üstüne döktü, çocuk daha yeme-

içme çağına ulaşmamıştı.

Zührî dedi ki: Oğlan çocuğunun idrarına su dökmek ve kız çocuğunun

idrarını yıkamak sünnetin getirdiği bir hükümdür.358

76/384-Hz. Ali'den (Radıyaliahü anh)l

.359

kızkardeşidir. İik müslümanlardan biri olup Medine'ye hicret etmiş ve uzun bir ömür sürmüş en son vefat eden hanım sahâbilerden biridir. İsmi Amine veya Cüzâme'dir. İsminin zikre-dildiği rivayetlerde hakkında şu ifadeler kullanılır:

"Ümmü Kays bt. Mihsan, Esed b. Huzeyme oğullarından biridir, Allah Rasûlü'ne (Sallallahü aleyhi ve seilem) biat eden ilk hanım muhacirlerden biriydi." Bk. Müsned, VI/356, H.no: 26882;

"Onun gibi uzun ömür bahşedilen hiçbir kadın bilmiyorum" Bk. Müsned, VI/355-356, H.no:

26878

358 Bu ikinci rivayet tıb bahsinde asıl metni ile tekrar edilecektir. Hadisin metni:

Bu rivayet için bk. Sayd konusu 102/6 8 26. hadi s.

Sahih: Müsned, 1/76, H.no: 563; Benzer rivayetler için bk. 1/137, H.no: 1149; 1/97, H.no: 757; 1/137, H.no: 1148 (Bu son rivayette iki sened bulunmaktadır. Senedlerden biri muttasıl, diğeri de munkatıdır. Munkatı olan rivayetin senedinde Katâde senedden düşmüştür. Çünkü Hişâm ed-Destuvâî, Ebû Harb'e yetişmemiştir); Ebû Dâvûd, Taharet, 135, H.no: 377; Tirmizî, Cum'a, 77, H.no: 610 ("hasen-sahih" Ahmed Muhammed Şâkir, İbn Teymiye'nin Müntekâ'da Münzirî'nin Muhtasaru Ebi "Dâv&f da sadece "hasen" kaydını koyduklarını, Neylü'l-evtâr (1/55) ve Avnu'l-Ma'bûd'da (1/145) da böyle kayıtlı olduğunu belirterek "sahih" lafzının diğer mahtûta nüshalarda buluduğunu söyler, Bennâ da sadece "hasen" olduğunu söyleyenlerdendir. Bk.Bülûğu'l-emânt 1/244.); İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 525.

138________________________________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

RaSÛlUİlah (Saltallahü aleyhi ve sellem) buyurdu kî:

"Oğlan çocuğunun İdrar bulaşığına su dökülür, kızın idrarını ise yı­kamak gerekir."

Katâde: 'Her iki çocuk için zikredilen şeyler, yemeğe başlamadan ön­ceki dönem için geçerlidir. Ama yemeğe başladıktan sonra ikisinin de idrar bulaşığını yıkamak gerekir' dedi.

77/385-Ümmü Kürz el-Huzâiyye''den (Radıyaitahü anhû):m Peygamberimize (Sattaüahu aleyhi ve seiiem) bir oğlan çocuğu getirildi, (be­bek) Onun kucağına bevl edince su getirilmesini istedi ve üzerine döküldü.

Ümmii Kays bt. Mihsan'dan (Radıyallahü anhâj şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 54, H.no: 71; Katâde'nin sözünün Ümmü Seleme'den (Radıyallahü arihâ) merfû olarak gelen rivayet şöyledir:

ai-j- SjjlA-l ıUIS" liij aJjj J* <_—» aUkJl »diu i flUll dlS* IJ) : *L.j *J* h J-*  il jj-j Jü ^Jü iJ- fî ^

Heysemî, bu rivayetin Taberânî'nin el-Mucemü'l-evsa? mda nakledildiğini ancak se­nedinde zayıf olan İsmail b. Müslim el-Mekkî'nin bulunduğunu; Ebû Dâvûd tarafından da yine Ümmü Seleme'den (Radıyallahü aııhâ) fakat mevkuf olarak rivayet edildiğini belirtir. Bk. Mecma', 1/285. Taberânî, merfû olarak benzer bir lafızla diğer eserinde de nakleder. Bk. el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIII/366, H.no: 866.

İbn  Hacer,  isnadının  sahih olduğunu belirtir.  Bk.Teîhîs,   14; Bennâ, hadisi İbn Huzeymel İbn Hıbbân ve Bâkim'e de nisbet   ederek isnadının sahih olduğunu, Hâkim'in: "sahihtir, fakat Buharı ve Müslim Safci/t'lerine almadı" dediğini naklederek, Zehebî'nin bunu onayladığını ifade eder. RkMülûğu 'l-eınânî, 1/244. Seııed;   •—*>£ Jî j_A^ j» -C3 ^î £Cı &'->i- Jii jjoJi j>i ^ ı2-iî-

Hasen: Müsned, VI/422, H.no: 27243; Benzer rivayet için bk. VI/440, H.no: 27350; VI/464, H.no: 27504; İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 527; Dârekutnî, 1/129.

a-Hz.AIi'den (Raüıyallahü anh) şahidi için bk.Tirmizf, Cum'a, 77, H.no: 610 (Hasen-sabilı); İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 525;

b-Ebu's-Semh'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 526;

c-Uibâbe bt. el-Hâris'ten (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet 77 H.no: 522;

d-Hz.Âişe'den (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 523;

e-Ümmü Kays bl. Mihsan'dan (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 524; Tirmizî, Taharet, 54, H.no; 71 (Tirmizî, Ümmü Kays'ın hadisini verdikten sonra bu konuda hadis nakleden sahabenin isimlerini vermekle yetinir: Hz.Ali, Âişe, Zeyneb, Lübâbe bt. el-Hârİs (Fadl b. Abbas b. Abdulmuttalib'in annesidir.) EbuVSemh, Abdullah b. Amr, Ebû Leylâ, İbn Abbas -Radıyallahü anhünı-);

İbn Hacer, Taberânî'nin el-Mucemü'1-evsat'ında da nakledildiğini, Amr b Şuayb hakkında ihtilâfın bulunduğunu, Amr b. Şuayb'in Ümmü Kürz'e yetişmediği için senedinde ınkıtaın bulunduğunu ve onun daima babası kanalıyla hadis naklettiğini belirtmiştir. Bk. Telhîsu 'l-habîr, 1/38. Hadis munkatı olduğu için zayıftır. Ancak şâhidleriyle kuvvetlenir.

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Haddelerin Hükmü________________________________139

Bir keresinde de kendisine kız çocuğu getirilmişti ve kucağına bevlet-ti, Peygamberimiz de bunun yıkanmasını emretti.

78/386-İbn Abbas'tan (RadıyallahU anhümâ)'. m

Hâris'in kızı Ümmü'1-Fadl {Radtyattahü ar&â), (çocuğu) Ümmü Habibe bt. Abbas'ı, Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) yanına getirdi ve kucağına oturt-

Hasen; Müsned, 1/302, H.no: 2750; Heysemî: "Senedindeki Hüseyin b. Abdullah zayıf oldu­ğu için hadis zayıftır. Ahraed b. Han bel, Ebû Zür'a, Ebü Hâlim, Nesâî ve İbn Maîn zayıf-bir rivayete göre İbn Maîn sika- saymıştır" der. Bk, Meana', 1/284. Hüseyin b. Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas el-Kuraşî el-Hâşimî (v.141/755): Zehebî, hadis âlimlerinin zayıf saydı­ğını söyler. Bk. Kâşif, Trc. no: 1091; Bûsirî, senedinde Hüseyin b. Abdullah'ın da bulunduğu İbn Mâce'nin bir hadisinde: "Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medînî ve Nesâî hadisini metruk saydı. Buhârî: "Zındıklıkla itham ediidi" dedi, İbn Adiy ise bu zâtı/dolayısıyla hadisini kuv­vetlendirdi" der. Bk. İbn Mâce, Cenâİz, 65, H.no: 1628. Bir başka hadiste: "Ebû Hatim hadi­sini zayıf saydı" der. Bk. İbn Mâce, Itk, 2, H.no: 2515-2516. Hüseyin b. Abdullah'ın Ebû Dâvûd bir, Dârimî iki, İbn Mâce üç, Ahmed b. Hanbel ise 27 rivayetini nakleder.

Hz.Hasan, Hüseyin ve diğer kız ve erkek çocukların Allah Rasûlü'ne (Sallallahü aleyhi ve sellem) getirilmesi ve kucağına bevletmesİ ile ilgili benzer rivayetler: Enes b. Mâlik, Ebû Ümânıe, Zeynep bt. Cahş, Abdullah b. Amr ve Ümmü Seleme'den (Ra&yallaM anhUm) nakle­dilir. İlgili rivayetler için bk, Mecma', 1/284-285. Dolayısıyla hadis şâhidleriyle kuvvet kazanır,

Konu ile İlgili bir rivayet:

(*î îîiı iUÎî iyi Jıs << '^ -xJî_ î cJi^i :^l Jıi: jıi i fSjıj ^ı 3^ j^ıâiı jy jı^3 ûjü^ (di ^ rıÜİı jy jluî j

Hz.AIi'den: "Hz. Peygamber süt emen bebeğin bevli hakkında şöyle buyurdu: "Erkek çocuğununu bevline su serpilir, kız çocuğunun bevli ise yıkanır."

Ebu'l-Yemân el-Mısrî: Her iki su da bir olduğu halde Hz.Peygamber'in bu hadisinin ne anlama geldiğini İmam Şafiî'ye sordum. O da: "Erkek çocuğunun bevli su ve çamurdandır. Kız çocuğunun bevli et ve kandandır. Anladın mı, ikna oldun mu?" dedi. Ben "hayır" deyin­ce: "Allah Teâlâ Adem'i yarattığı zaman Havva'yı da kısa eğe kemiğinden yarallı. Buna göre erkek çocuğunun bevli su ve çamurdan, kız çocuğunun bevli ise et ve kandan olmuş olur. Şimdi anladın mı?" diye sorunca ben "evet" dedim, Bunun üzerine "Allah bu bilgi ile seni faydalandırsın" dedi. Bk.İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 525

140                                                                    İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

tu. (Bebek) Rasûlullah'ın üstüne bevl edince onu hemen aldı ve sırtına vur­du, sonra sarstı. Peygamberimiz:

"Bana bir bardak su getirin!" dedi ve onu idrar yapılan yere döktü. Sonra dedi ki:

"Suyu, idrarın aktığı yere dökün!"362

NOT: Süt emen erkek ve kız çocuğun idrarları hakkındaki hüküm farklılığı onların biyolojik yapılarından kaynaklanmaktadır. Suyun az olduğu yerlerde belki böyle bir ruhsat verilmiştir. (Bunlarla ilgili fıkhî hükümler için bk. 95/403. hadisin açıklaması rnd. 12)

* Deve İdrarı ve Hükmü

79/387-Enes b. Mâlik'ten (Radıyatiahu onftj:363

Ukl\denm bazı kişiler Peygamberimizin (Saiiallaha aleyhi ve seiiem) yanına geldiler. (Ancak hastalıklardan dolayı) Medine'de kalmayı istemediler. Rasûlullah da bunlar için süt sağılan develerin hazırlanmasını emretti ve on­lara develerin sütlerini, idrarlarını içmelerini tavsiye etti.

NOT: İdrardan sakınılması ile develerin idrarının bazı hastalıklara tavsiye edilmesi hükümleri ilk anda çelişiyor gibi görünmektedir. Ancak idrar ile ilgili ha-ramlılık hükmü geneldir ve kuvvetlidir, deve idrarı ise zaruret anında tıbbî tedavi için kullanılabilir; burada genel bir hükmün tahsis edilmesi ya da zaruret anında bazı

302 Bennâ, age., 1/245.

Sened:    ijIÜ ^ı 'Jt- L^ı ^* oOL ıT^i-f jlj^lı ili ıSjö-

Sahih: Müsned, 111/161, H.no: 12576; Hadisin benzer rivayetleri: "TJkl" kabilesi oiduğunu belirten rivayetler: m/186, H.no: 12871; m/198, H.no: 12979; "Ureyne" kabilesi olduğunu belirten rivayetler: III/107, H.no: 11981; m/205, H.no: 13061-13062; 111/287, H.no: 13994-13995; "Ukl ve Ureyne" kabilesi olduğunu belirten rivayetler: 01/163, H.no: 12605; III/170, H.no: 12673; m/233, H.no: 13377; "Bazı insanlar" diye zikredilen rivayet: m/177, H.no: 12755; "Ureyne" kabilesinden bir grup olduğunu belirten rivayet III/290, H.no: 14019.

Buhârî, Vudû', 66; Zekât, 8, 9, 68; Meğâzî, 36; Cihâd, 152; Diyât, 22; Tıb, 6, 29; Tef-sîr, 5/5; Hudûd, 15; Müslim, Kasâme, 9-14; Ebû Dâvûd, Hudûd, 3, H.no: 4364; Tirmizî, Taha­ret, 55, H.no: 72 (hasen-sahih); Et'ıme, 38, H.no: 1845 (hasen-sahih-garib); Tıb, 6, H.no: 2042; Nesâî, Taharet, 190, H.no: 305-306; Tahrîmü'd-dem, 7-9» H.no: 4024-4035; İbn Mâce, Hudûd, 20, H.no: 2578; Tıb, 30, H.no: 3503

364 Ukl, Teym'in bîr kabilesidir/koludur. Bk. Bennâ, age., 1/246. Bazı rivayetlerde "ya da Ureyne 'den" şeklinde ziyâde vardır. Bk. Buhâri, Tıb 66; İbn Hacer el-Askalânî, Felhu 'l-Bâıi 1/336

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________141

şeyler helâl olabilir kaidesi, işletilebilir.365 Deve idrarı ile bazı hastalıkların tedavisi ön­ceden beri yaygındı. Bu olayda da hasta kişiler iyi oldular, hastalıktan kurtuldular.366 (Bu konudaki tıbbî hükümler için bk. 95/403. hadisin açıklaması md. 6)

* Mezinin Hükmü

80/388-Sehl b. Huneyf ten (Radıyaiiahu anh):261

Ben çoğu zaman mezi368 akıntısıyla karşılaşırdım ve çok gusl ederdim. Durumu Rasûlullah' a (Saiiaiiaka aleyhi ve seiiem) sordum. O da buyurdu ki:

"Senin abdest alman yeterlidir."

'Elbiseme bulaşan yeri ne yapayım?'

"Sudan bir avuç alıp mezinin bulaştığı yeri mesh etmen/serpmen369 kâfidir."

365 Serahsî, Usûl, 1/151; Kâkî, Camiü'l-esrâr, 1/269

m Bk. Muvaffıkuddin Abdüllatif el-Bağdâdî, et-Tıbbun'-Nebevi 46; Tıbb-ı Nebevî ile ilgili bazı kitaplar: Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed ez-Zebebî, et-Tıbbun'-Nebevî; Abdülmelik b. Habib el-EndüIİsî, et-Tıbbun'-Nebevi; Suyûtî, et-Tıbbun'-Nebevî...

Sahih: Müsned, İli/485, H.no: 15915; Ebû Dâvûd, Taiıâret, 82, H.no: 210; Tirmizî, Taharet, 84, H.no: 115 (hasen-sahih); İbn Mâce, Talıâret, 70, H.no: 506; Dârimi, Vudû', 49, H.no: 729

Mezi, kişinin eşiyle oynaşması anında çıkan beyaz ve ince sudur, Vedi, idrardan sonra ya da ağır bir şey taşırken gelen beyaz bir sudur. Mezi veya vedi abdesv alınmasını gerektirir. (Râzî, Muhîâru's-Sıhâh, 715; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1/61)

Bir rivayette, («<ui *ii lsj c~^ <*^ıi (l. ^ Ur i^ : Jü) 'Bir avuç su al ve onu mezi bulaşan yerin üzerine değdiğini görene dek serp!' şeklinde geçmektedir. Bk. Dârimi, Vudû', 49, H.no: 729

142                                                                İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

81/389-HZ. Ali'den (Radıyallahüanh):™

Ben mezi akıntısı çok olan bir erkektim ve kızının yanımdaki konumu (yani eşirn olması) nedeniyle bunu Rasûlullah'a (SaüaUahu aleyhi ve settem) sor­maktan utanıyordum.

Mikdad'dan sormasını istedim. Peygamberimiz şöyle dedi:

"O kişi cinsel organı ve hayalanndaki (bulaşığı) yıkar, sonra abdest alır."

§ (z.) Hz. Ali'den gelen ikinci rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saüallahüaleyhi vesdtem) şöyle dedi: "Abdest al ve cinsel organına su serp, dök! "

§ Hz. Ali'den gelen üçüncü rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) şöyle dedi: "Bu durumda abdest almalıdır."

§ Hz. Ali'den gelen dördüncü rivayette benzeri zikredildi: Ben birinden bu durumu sormasını istedim.

370 Sened: [^ jıi Jıî «J ^ ı'i}- & fiÂ

Sahih: Müsned, 1/124, H.no: 1009; (İkinci rivayet (z.)): 1/104, H.no: 823; (Üçüncü rivayet): 1/82, H.no: 618; (Dördüncü rivayet): 1/125, H.no: 1026; Benzer rivayet için bk. 1/140, H.no: 1182; 1/145, H.no: 1237; 1/129, H.no: 1071; 1/126, H.no: 1035 (z.); UlU, H.no: 890 (z.); 1/80, H.no: 606 (z.); 1/124, H.no: 1010; 1/110, H.no: 870; Buhân, İlim, 51; Vudû', 34; Gusl, 13; Müs­lim, Hayz, 17-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 207; Nesâî, Taharet, 111, 129; Gusl, 28. Âmir Hasan Sabri zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde zikretmez. Hadisin şâhidleri için 155/463.hadise bk.

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü____________________________________143

Peygamberimiz (Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Abdest al, orayı yıka!"

82/390-Hz. Ali'den (Radıyallahüanh):371

Ben mezi akıntısı çok olan bir erkektim ve bu durumu Rasûlullah'a

(Saüaüahü aleyhi ve sellem) SOrdum, buyurdu ki;

"Tazyikle meni geldiğinde cünüplükten dolayı gusül al, (mezi gibi) tazyiksiz gelende ise gusül almana gerek yok (abdest yeterlidir)/'

§ Hz. Ali'den gelen ikinci rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Mezi geldiğinde cinsel organını yıkaman (yeterlidir), (ama) meni at­tığında gusül al! "

§ (z.) Hz. Ali'den gelen üçüncü rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiiaitahü aleyhi ve seiiem) şöyle dedi: "Mezi İçin abdest,  meni için gusül gerekir."

Sahih: Müsned, r/107, H.no: 847; (İkinci rivayet): 1/125, H.no: 1028; (Üçüncü rivayet (z.)): 1/111, H.no: 891; Benzer rivayet için bk. 1/125, H.no: 1029; 1/121, H.no: 977; 1/111-112, H.no: 893 (z.); 1/109, H.no: 868 («^-^ j^ J>- ^' J j^f '^4) ziyadesiyle; 1/87, H.no: 662; 1/108, H.no: 856; î/103, H.no: 811 (z.) O-U,ıî jjj ^ \\^l\) ziyadesiyle; 1/109-110, H.no: 869; Mâlik, Taharet, 86; Buhârî, İlim, 132; Gusl, 269; Vudû', 178; Müslim, Hayz, 303; Ebû Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 206-207; Tirmizî, Taharet, 83, H.no: 114 (hasen-sahih); İbn Mâce, Taharet, 70, H.no: 504; Ayrıca 3 54/662.hadi sin tahricine bk.

144                                                                İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

83/391-Mikdad b. el-Esved'den (Radıyaiiahu anh)?11

Hz. Ali bana:

'Eşiyle oynaştığı için meni373 değil de mezi gelen kişinin durumunu Rasûlullah'a (SaiiaUâhu aleyhi ve seikm) bir sorsan, eğer kızı benim eşim olmasaydı kendim sorardım,' dedi.

Ben de Rasûlullah'a gittim ve sordum:

Sened: *^ı 'Jt i'/J^ ^

Sahih: Müsned, VI/2, H.no: 23698; (İkinci rivayet): VI/5, H.no: 23719; (Üçüncü rivayet): VI/4, H.no: 23709; Benzer rivayet için bk. IV/79, H.no: 16671; 1/109-110, H.no: 869; Mâlik, Taharet, 53; Buharı, İlim, 51; Müslim, Hayz, 17-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 207; Tirmizî, Taharet, 83, H.no: 114 (hasen-sahih); îbn Mâce, Taharet, 70, H.no: 505; Bennâ hadi­sin senedinin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l~emânî, 1/249.

373 Metindeki "hayat suyu" lafzından kastedilen menidir. Çünkü ondan bir hayat meydana gelmektedir. Anlaşılması için meni olarak terceme edildi.

İdrar, Mezİ ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü___________________________________145

'Ey Allah'ın Rasûlü! Adam eşiyle oynaşırken meni değil de mezi gel­se, (ne olur?)* Dedi ki:

"Cinsel organını yıkar ve namaz (için gerekli olan) abdesti alır."

§ Mikdad b. el-Esved'den gelen ikinci rivayette benzeri zikredildi: Hz. Peygamber (Sailallahu aleyhi ve seiiem) dedi ki:

"Sizden biri bunu (yani mezi) görürse, cinsel organına su serpsin/. döksün ve namaz (İçin gerekli olan) abdesti alsın! "

§ Mikdad b. el-Esved'den gelen üçüncü rivayette benzeri zikredildi: Hz. Peygamber (Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Sizctşn biri bunu (yani mezi) görürse, cinsel organına su serpsin (yani onu yıkasın) ve namaz (için gerekli olan) abdesti alsın!"

84/392-Âiş b. Enes el-Bekrî'den (Radıyaliahu anh)

374

Seiıed: t

Sahih: Müsned, VI/5, H.no: 23715; Benîer rivayet için bk. IV/320-32L, H.no: 38794; İbn Mâce, Tgjh%el:, 70, H.no: 505; Bennâ hadisi İbn Hıbbân ve Nesâî'ye nisbet ederek senedinin ceyyid olduğunu jfade eder. Bk-Bülûğu''l-etnânî, 1/249.

Kadİsiyye ve Yermûk sayaşl^ına katılan Abdullah b. Sa'd el-Ensârî"den (Radıyaliahu. anh) şahidi:

Ljj>'Jl Jlİ J^ill ^Jİ lİTj İJİT iâo lilî lif Üfj ^Jl 3> yj>£4 Û illi öl JLÜ >JWl

146________________________________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

Hz. Ali, Ammar ve Mikdad (Radıyaiiaha ahhüm) mezi hakkında konuşu­yorlardı. Hz. Ali:

'Ben mezi akıntısı çok olan bir kişiyim ve lazmın nikahımda bulun­ması (eşim olması) sebebiyle bunu Rasûlullah'a (Saiiaiiaku aleyhi ve seiiem) sor­maktan utanıyorum' dedi ve onlardan birine dedi ki (Ammar ya da Mikdad'a, Râvi Atâ; Bu kişinin ismini Âiş bana söylemişti, ama unuttum, dedi):

'Bunu Rasûlullah'a sor!' Ben de bunu sorunca Rasûlullah dedi ki:

"Bu mezidir, onu yıkasın! "

'Neresini yıkasın?'

"(Bulaşan) cinsel organını, (sonra) güzelce abdest alır."

{Râvi dedi ki: ya da namaz için aldığı abdest gibi abdest alır ve cin­sel organına su serper.)"

Abdullah b. Sa'd (Radiyaua.hu anlı), Rasûlullah'a (SallaÜahU aleyhi ve sellem), gusül ge­rektiren hal ve sudan sonraki suyun durumu, evde namaz kılmanın ve mescidde namaz kılma­nın, ayrıca hayız gören kadınla yemek yemenin hükmünü sordu. Rasûlullah şöyle buyurdu:

"Allah doğruyu ifade etmekten çekinmez. Bana gelince, eğer şöyle şöyle yapar­sam..." yani gusül gerektiren hali zikretti ve dedi kî:

"Namaz için gereken abdestten alırım, fercimi yıkarım" dedi ve guslün (nasıl alınacağım)

anlattı.

"Sudan sonra suya gelince, o mezidir ve her erkekten mezi gelir. Ben bundan do­layı fercimi yıkar ve abdest alırım.

Mescidde ve evimde namaz kılma durumu ise gördüğün gibi evim mescide ne ka­dar yakın ve benim için farz namazlar dışında evimde namaz kılmam, mescidde kılmam­dan daha iyidir.

Hayızlı kadınla yemek yemeye gelince, ben yemek yiyorum."

(Bk. Müsned, IV/342, H.no: 18908; EbÛ Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 211-212; Tirmizî, Taharet, 100, H.no; 133 (Tirmizî, "hasen-garib" olduğunu belirtir. Ahmed Muhammed Şâkir haşiyesinde Haram b. Hakîm hakkında şunları ifâde eder: "Haram b. Muâviye bazı senedlerde Haram b. Hakîm olarak zikredilir. Bu zat aynı şahıstır. Adı: Harara b. Hakîm b. Hâüd b. Sa'd b. el-Hakîm el-Ensârî'dir. Buhârî -Hatîb el-Bağdâdî'nİn de söylediği gibi- bu şahsı farklı iki kişi oiarak değerlendirdiği İçin hata etmiştir. Iclî ve Dârekutnî bu zatı sika; bazıları da -İbn Hazm Muhallâ'sinda 260.meselede- mesnedsiz olarak zayıf saymıştır. İbn Hıbbân Sikât'ında zikreder. İbn Asâkir'in Târihu'd-Dımaşk isimli eserinde -IV/104- bu râvi hakkında bilgi bulunmaktadır. Hadisin derecesi hasen değil sahihtir. Ayrıca Bk. Tirmizî, Taharet, 83, H.no; 114.hadisin haşiyesi); İbn Mâce, Taharet, 130, H.no: 651; İkâme, 186, H.no: 1378 (Bûsırî Zevâid'inde isnadının sahih, râvİIerinin sika olduklarını söyler); Dârimî, Vudû\ 108, H.no: 1078, 1080; İbn Sa'd, Tabakât, VII/193;

Haram b. Hakîm'in, Tirmizî ve Nesâî birer, Ebû Dâvûd, İbn Mâce ve Dârimî ikişer, Ahmed b. Hanbel ise üç rivayetini nakleder. Haram b. Hakîm'in ismi Tirmizî, Dârimî ve İbn Mâce'nin bir rivayetinde Ahmed b. Hanbel ise İki rivayetinde Haram b. Muâviye olarak zikredilir.

Bu hadis için bk.427/735.hadis. Hadisin hayızla ilgili kısmı için bk. 23/827.hadis

Übey b. Ka'b'dan (Radıyaltahü anh) şahidi:

Bk. Müsned, V/117, H.no: 21009.

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________147

NOT: Mezi akıntısı sadece abdesti bozar, gusül gerektirmez. Mezinin de id­rar gibi yıkanması gerekir, zira o da necistir. Bazı rivayetlerde geçen su serpilmesin­den kasıt diğer rivayetlerden anlaşıldığı gibi yıkamaktır.

* Meninin Hükmü

Allah Teâlâ buyurdu:

"İnsan neden yaratıldı, bir baksın! (İnsan) bel ile kaburgalar arasından çıkan o atılan/tazyikli sudan yaratıldı.' (Târik sûresi 86/5-7)

85/393-Hz. Âişe annemizden {RadıyaîiaM ankâj;375

Ben Rasûlullah'ın (Sallailahu aleyhi ve seitem) elbisesindeki (kuruyan) meni­yi çitiyerek (çıkartır, temizlerdim), sonra Rasûlullah bu elbiseyle gider ve namaz kılardı.

§Hz. Âişe'den (Radıyallahâanhâ) diğer rivayet:

"Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) elbisesinden (kurumuş) meniyi kazıma/çitileme halimi hâlâ görür gibiyim. "

Sened:

Sahih; Müsned, VI/132, H.no: 24889; VI/125, H.no: 24817; Benzer rivayet için bk. VI/2I3, H.no: 25654; VI/239, H.no: 25902; Buhârî, Vudû', 64; Müslim, Taharet, 107-108; Ebû Dâvûd, Taharet, 134, H.no: 372-373; Tirmizî, Taharet, 86, H.no: 116 (hasen-sahih); îbn Mâce, Taharet, 82, H.no: 539

148________________________________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

86/394-Hz. Âişe annemizden (Radtyailahü ântiâ)i?n

Rasûlullah (Saüaüahû aleyhi ve seiiem) elbisesindeki meniyi, izhir (denilen kokulu bitkinin) köküyle/çubuğuyla sürterek çıkartır, temizler ve o elbiseyle namaz kılardı. Meni kuru olduğunda bunu çitileyerek çıkartır, temizler ve onunla namaz kılardı.

87/395-Esved b. Yezid'den:377

Elbiseme bulaşan cenabet eserini (yani meniyi) yıkarken, beni mü'min-lerin annesi Hz. Âişe (Radıyaiiaha anhâ) gördü ve dedi ki:

ıBuneT                                                               . -

'Cenabet eseri.'

'Rasûlullah 'in (Saüallahü aleyhi ve seücm) elbisesine bulaştığında... (yukarı­daki sözü zikretti ve Mehdi, bir eliyle diğerine sürterek, çitileyerek nasıl ol­duğunu anlattı.)'

J   Sened: J^~* J> îlş- y, Jjı

Sahih: Müsned, VI/243, H.no: 25937; İbn Huzeyme, 1/149, H.no: 294; İshâk b. Râhûye, Müsned, m/612, H.no: 1185; Beyhakî, 11/418; Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk. el-Çâmiu's-sağîr, H.no: 7050. İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) (mevkûfen) şahidi için bk. Taberânî, et-Mu'cemü'l-kebîr, H/SI, H.no: 11013:

Heysemî, râvileriniu sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/280.

Sahih: Müsned^ VI/101, H.no: 24583; (İkinci rivayet): VI/35, H.no: 23946; (Üçüncü rivayet): VI/98, H.no: 24541; Müslim, Taharet, 105-108

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________149

§(Esved'den gelen diğer rivayette), Hz. Âişe annemiz dedi ki: 'Ben Rasûlullah'ın (SaUaliuhâ aleyhi, ve seiiem) elbisesini sürter, çitilerdim. Onu görürsen yıka, değilse üzerine su serp!'

(Bir başka rivayette; "...Görülmezse üzerine su serp!')

88/396-Hemmam'dan:378

Hz. Âişe'ye (Radıyaiiahu mhâ) bir misafir gelmişti. Ona, içinde uyuyacağı san bir yorgan/battaniye verilmesini söyledi. Bu kişi uyurken ihtilâm olmuş­tu, yorganda/battaniyede ihtilâm eseri olduğu halde göndermekten utandı ve suya batırarak yıkadı, sonra gönderdi. Hz. Âişe dedi ki:

'Kumaşımızı niye bozdu, değiştirdi. Parmaklarla kazıma yeterliydi. Ben Rasûlullah'ın elbisesini parmaklarımla kazıyarak temizlemiştim.'

89/397-Kays b. Vehb,379 Sevâe (b. Âmir)380 kabilesinden bir kişi aracı­lığıyla nakleder:

378Sened:

Sahih: Müsned, VI/43, H.no: 24040; Hadiste zikredilen misafirin, bir başka rivayetten, Nehâlı biri veya Hemmâm b. Haris olduğunu öğreniyoruz. Bk. Müsned, VI/125, H.no; 24820-24821; Benzer rivayetler için bk. Müsned, VI/235, H.no: 25861; VI/142, H.no; 24978; VI/135, H.no: 24915-14916; VI/125, H.no: 24820-24821; VI/193, H.no: 25488; VI/I93, H.no: 25490; Müs­lim, Taharet, 45, 105-106; Ebû Dâvûd, Taharet, 134, H.no; 371; Tirmizu Taharet, 85, H.no: 116 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 187; îbn Mâce, Taharet, 82, H.no: 538

Zayıf: Müsned, VI/153, H.no: 25079; Senedde müphem (bilinmeyen) bir râvi bulunduğu için zayıftır. Benzer rivayet için bk. VI/70, H.no: 24292;

 a-jû Û15" Jj' LJli kJ^'j Ji cLUl 'ja-£_

(Bu rivayetin senedinde ise Ahmed b. Hanbel'in hocası Hüseyin b. Hasan el-Fezârî (v.208/823) bulunmaktadır. Bu zât hakkında Zehebî, Buhârî'nin "fîhi nazar" görüşünü nakle-

150__________________________________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

Hz. Âişe annemiz (Radıyaiiaha anhâ) kadm-erkek ilişkisinden gelen su (meni) hakkında şöyle dedi:

'Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve sellem), o su (meni) üzerine su dökerek yı­kar, temizlerdi.'

90/398-Süleyman b. Yesar'dan:381

Hz. Aİşe annemiz (Radıyallahü anhâ)   Rasûlullah'in (Sailallahü aleyhi ve sellem)

elbisesindeki meniyi yıkardı.

AÇIKLAMA

Bu rivayetlerde, meninin temizlenmesi için iki farklı işlemin yapıldığı görül­mektedir.

1-Meni kurumuş ise; katı kısım yaş kısmı içine çekerek kumaşta bırakmadığı için katılaşan kısmı kazıyarak çıkartmak yeterlidir. Ancak yıkamak daha güzeldir. Suyun az olduğu yerlerde yıkamadan, çitİleyerek çıkartmak yeterlidir.

2-Meni yaş ise yıkamak dışında temizlenmez.

Meninin necis olup olmadığı konusunda ihtilaf edildi:

a-İmam Ebû Hanife ve Mâlik; meninin necis olduğunu ve temizlenmesi ge­rektiğini, belirtirler.

b-İmam Şafii ve Ahmed; meninin temiz olduğunu ve çıkarılmasının vacip değil, müstehap olduğunu belirttiler.

İhtiyatlı olan temizlemenin vacip olmasıdır. Doğrusunu Allah bilir.382

* Müslümamn Cesedi (Hayatında ve Ölümünde) Temizdir

derek "vâhî" hükmünü verir. Bk.Kâşif, Trc. no: 1085; İbn Hacer ise "sadûktur, hata yapar, Şiilikte aşın gitmiştir" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 1318. Ahmed b. Hanbel bu hocasından sadece yedi rivayet nakleder. Kütüb-ü sitte musannifleri rivayette bulunmamıştır); Ebû Dâvûd, Taha­ret, 101,H.no:257 380 Ebû Dâvûd, Taharet, 101, H.no: 257

Sened: o^ J o^- 'Ji /J-i- i£Ş*-f £_/'} 'J> ^ İ3S5-

Sahih: Müsned, VI/162, H.no: 25169; Benzer rivayet için bk. VI/47, H.no: 14089; Buharı, Vudû', 65; Müslim, Taharet, 108; Ebû Dâvûd, Taharet, 134, H.no: 373; Tirmizî, Taharet, 85, H.no: 117 (hasen-sahİh); İbn Mâce, Taharet, 81, H.no: 536 382 İmam Muhammed, el-Camiu's-sağîr, s.80-81; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/59

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü                                                           ____     151

91/399-Ebû Hüreyre'den (Radtyaliahu anh);m

Cünüp olduğum bir sırada Hz. Peygamber'le (Saliaiidha aleyhi ve karşılaştım, Onunla biraz yürüdüm, sonra gizlice kaçtım/kayboldum ve ko­nakladığım yere gelip gusül aldım ve geri geldim, (baktım ki) Hz. Peygam­ber oturuyor. Bana dedi ki:

"Neredeydin?" Ben:

'Seninle karşılaştığımda cünüptüm ve bu halimle yanında oturmayı çirkin gördüm, gittim, gusül alıp (geldim)' deyince buyurdu ki:

"Sübhanaliah, mü'min necis olmaz ki."

§ Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anhj gelen başka rivayet:

Medine yollarının birinde Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) benimle

karşılaştı, ben hemen gözden kayboldum, gittim ve gusül alıp geldim...384

(sonra hadisin kalan kısmını zikretti.)

■ Sened: ^'j J^'J^ ^.'J^ •

Sahih: Müsned, 11/235, H.no: 7210; (Benzer rivayet: 11/382, H.no: 8947;) (İkinci rivayet): H/47J, H.no: 1041; Buharı, Gusl, 23-24; Cenâiz, 8; Müslim, Hayz, 115-116; Ebû Dâvûd, Ta­haret, 91, H.no: 65-67, 230-231; Tirmizî, Taharet, 89, H.no: 121 (hasen-sahih); MesM, Taha­ret, 171, H.no: 267-269; İbn Mâce, Taharet, 80, H.no: 534-535 384 Bu rivayetteki farlılık; 'Müslüman necis olmaz' şeklindedir.

152                                                                İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

9 2/400-Huzeyfe b. el-Yeman'dan ( Medine yollarının birinde Hz.  Peygamber (Saiiaüaha aleyhi ve seiiem) Huzeyfe ile karşılaştı.

(Huzeyfe) Rasûlullah'a:

'Ben cünübüm1 deyince, o buyurdu ki:

"Mü'min necis olmaz."

§ İkinci rivâyet,İbn Sîrîn'den (Radıyaiiahii anhy.

Peygamberimiz (Sallalldha aleyhi ve seiiem) dışarı çıktı ve Huzeyfe b. el-Yemân (Radıyaiiahu anh) ile karşılaştı. Huzeyfe hemen uzaklaştı, gusül aldı ve döndü. Peygamberimiz dedi ki:

"Sana ne oldu?"

'Ey Allah'ın Rasûlü! Ben cünüptüm.'

"Mü'min necis olmaz ki."

* Akıcı Kam Bulunmayan Hayvan (Ölü ya da Diri Olsun)

Temizdir

385 Sened: Jjı j ^f '&■ J-ç ^ j^^

Sahih: Müsned, V/384, H.nö: 23157; (İkinci rivayet): V/402, H.no: 23309; Benzer rivayet için bk.V/402, H.no: 23310; Buharı, Gusl, 23-24; Müslim, Hayz, 115-116; Ebû Dâvûd, Taha­ret, 91, H.no: 65-67, 230-231; Tirmizî, Taharet, 89, H.no: 121 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 171, H.no: 267-269; İbn Mâce, Taharet, 80, H.no: 534-535

İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü                                                                153

93/401-Ebû Hüreyre.'den (Radıyaiiahüanhy. m

Rasûlullah {Sailailahü-aieyfrive seüem) buyurdu ki:

"Birinizin kabına sinek düşerse, bilin ki onun kanadının birinde zehir, Öbüründe panzehir vardır. O, zehirli kanadıyla kendisini korur, onu bütü­nüyle tekrar suya daldırsın! "

§ Ebû Hiireyre'den (Radıyallahu anh) gelen ikinci rivayet: Hz. Peygamber (Saiiaiiahü aleyhi ve settem) dedj ki:

"Birinizin içeceğine sinek düşerse, onu bütünüyle o içeceğe daldırsın ve atsın. (Bilin ki onun) kanadının birinde zehir, öbüründe panzehir vardır."

94/402-Ebû Said el-Hudrî'den (Radıyaiiahü mıhy. m Hz. Peygamber (Saiialiahu aleyhi ve seiiem) dedi ki:

"Birinizin yemeğine sinek düşerse, onu bütünüyle o yemeğe daldır­sın (ve atsın.)"

m Sened;

Sahih: Müsned, H/229, H.no: 7141; (ikinci rivayet); 11/398, H.no: 9141; Benzer rivayetleri için bk.II/246, H.no: 7353; 11/263, H.no: 7562 (Bu rivayetin senedinde Süinâme b. Abdullah b. Enes b, Mâlik bulunmaktadır. Basra kadısı olan bu râvî, tabiînden sika biridir. Dedesi Enes'ten (Radıyallahu anh) duyduğu kesindir. Ancak Ebû Hiireyre'den (Radıyallahu anh) nakille­ri mürsel sayılmıştır. Dolayısıyla, senedi zayıf bir rivayettir); 11/340, H.no: 8466; 11/355, H.no: 8642; 11/388, H.no: 9013; 11/443, H.no: 9682; Buhârî, Bed'üTl-halk, 17; Tıb, 58; Ebû Dâvûd, Taharet, 48, H.no; 3844; Nesâî, Fer', 11, H.no: 4262; îbn Mâce, Tıb, 31, H.no: 3505; Dârimi, Et'ime, 12, H.no: 2038-2039; îbn Huzeyme, 1/56, H.no: 105; Beyhakt, 1/252 weanaA.w-   i*- .m- "'. -   ■'.- v   :■   )",,a-   "-,«,'

Sahih: Afttoıa/, IH/24, H.no: 11232; Bir diğer rivayet: IH/67, H.no: 11586;

:;•-'.',*.';./<      ,'.,    .....(•   -,-.':.-   ■:-";,    ;.    ;,','....     it.'a   .,:         /•   -,'tr'üt ■    \-

/i« Mâce, Tıb, 31, H.no: 3504; Beyhakt, 1/252; Heysemî, hadisin Enes'ten (Radıyallahu anh) şahidi bulunduğunu, Bezzâr ve Taberânî tarafından sahih hadis ricâliyle nakledildiğini belirtir. Bk.Mecma\ V/38

154                          ________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

AÇIKLAMA

Bu rivayetlerde geçen tavsiye, içine sinek düşen yemeğini veya suyunu at­mak istemeyenler için geçerlidir. Ayrıca bir mucizeye de şahit olunmaktadır. Zira asırlar sonra yapılan ilmî araştırmalar ve lâboratuvar deneyleri sonucunda anlaşıl­mıştır ki sineğin bir kanadında zehir öbür kanadında da panzehir bulunmaktadır.388

Akıcı kanı olmayan sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi küçük hayvan­lar/böcekler az bir suya da düşse, suyu necis kılmazlar. O su, ibadet için temizlikte (abdest ve gusüi almada) kullanılır, bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır.389

95/403-AbdulIah b. Ömer'den

388  Bu konuda yapılan Ümî araştırmalar ve raporlar için bk. Halil İbrahim Molla Hatır, el-İsabe fi sıhhati hadîsi'z-zübâbe, 149-186

389 İmam Şâfit Ümm,    1/18; Nevevî, Mecmu', 1/128-129; Mevsılî, İhtiyar, 1/15; Sadi Ebû Ceyb, Mevsûatü'l-icmâ', ü/719

390Sened:

Merfû olarak zayıf/Mevkûf olarak sahih: Müsned, ü/97, H.no: 5723; İbn Mâce, Et'ıme, 31, H.no: 3314; Say'd, 9, H.no: 3218; Şafiî, Müsned, s.340; Ümm, ü/197; Abd b. Humeyd, Müsned, s.260, H.no: 820; Beyhakî, 1/254 (Mevkuf olarak sahihtir. Bu rivayet ise hükmen merfûdur. Çünkü sahabenin: "Bize helâl kılındı" demesi, hadisi hükmen merfû yapar. Zira sahabenin helâl ve haramlarla ilgili hükümleri sadece Allah Rasûlü'nden (Sallallahii aleyhi ve sellem) alması mümkündür. Hükmen merfû bir rivayet ile delil getirilebilir); Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiıt's-sağîr, H.no: 273. Münâvî de Beyhakî, Irâkî ve Nevevî'nin kanaatlerini vererek hadisin merfû hükmünde mevkuf bir sahih rivayet olduğu görüşünü benimser. Bk.Feyzu'1-Kadîr, 1/258-259. San'ânî de "Ebû Zür'a ve Ebû Hâtim'in dediği gibi hadis mevkûf/sahabi sözü olarak sahihtir. Bk.Sübülü's-selâm, 1/58. Beyhakî de "Süleyman b. Büal'in Zeyd b. Eşlem kanalı ile İbn Ömer'in sözü olarak nakli sahihtir" der, BeyhaU, DC/257; X/7;

Hadis hakkındaki diğer değerlendirmeler için bk.İbn Ebî Hâîim er-Râzİ, Ilel, ü/17, Mesele no: 1524; İbn Hacer, ed-Dirâye, 11/212; Telhis, 1/25-26; İbnü'I-Mülakkin, Hulâsatü'l-Bedri'l-münîr, I/İl; İbnü'l-Cevzî, et-Tahkik fi ehâdîsi'l-hılâf, ü/361-362; Zeylaî, Nasbu'r-râye,IV/2Ql.

Ahmed b. Hanbel'in hocası Süreye b. Numân ei-Cevherî el-Lü'lüî sika biridir. Ancak Abdurrahman b. Zeyd b. Eşlem zayıftır. 56/253 ve 66/263, hadi si erde de geçtiği üzere: Heysemî, Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem'in zayıf olduğunu söyler. Bk. Mecma', I/138;150-151. Zehebî, "zayıf saydılar" derken (bk.Kâşif, Trc. no: 3196); îbn Hacer İse "zayıftır" der. (Bk.Takrîb, Trc. no: 3865) Tirmizî ise Ahmed b. Hanbel (bk.el-lle! ve ma'rifetü'r-ricâl, 11/136; ÜI/271) ve Ali b. el-Medînî'nin bu râviyi zayıf saydıklarını, hatasının çok olduğunu söylediklerini; Buhârî'nin de "Ben ondan hiç hadis almadım" dediğini nakletti. Tirmizî, Ebû Dâvûd'dan şöyle bir nakilde bulunur: "(Hocam) Ahmed b. Hanbel'e Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem'i sordum: "Kardeşi Abdullah'ta bir beis yoktur" diye karşılık verdi." (Tirmizî'nin bü-

jdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü____________________                        155

 (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Bize İki ölü ve iki kan helâl kılındı. İki ölü; balık ve çekirgedir. İki kan ise; ciğer ve dalaktır."

AÇIKLAMA

Bazı maddelerin necis olmasında ihtilâf edildi:   

1-Suda yaşayan hayvanların ölüsü/leşi Hanefî, Mâliki ve Hanbelî mezhebine göre suyu necis kılmaz. İmam Şafiî'ye göre ise balık ve çekirge dışındaki Ölüler su­yu necis kılar.391

2-Akıcı kanı olmayan sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi küçük hayvan­lar/böcekler az bir suya da düşse, suyu necis kılmazlar. O su, ibadet için temizlikte (abdest ve gusül almada) kullanılır, bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır.392

3-Leşİn yün, kıl, boynuz ve tırnak gibi kam olmayan sert parçalarının düştü­ğü su Hanefîlere göre temiz, Şafiî ve Hanbelîlere göre necis, Mâlikîlere göre ise kemik düşen su temiz, kıl/tüy düşen su ise necistir.393

4-Katir ve eşeğin artığı cumhura göre temizdir,394 ancak İmam Ebû Hanife'ye göre bunlar şüpheli sulardır, çünkü sahabe meşruluğunda ihtilâf etmişlerdir. Başka su yoksa, onunla abdest alınır, ayrıca teyemmüm yapılır.395

5-Eti yenen hayvanların artıkları ittifakla temizdir,396 ancak gezinen ya da pislik yeme ihtimâli olan tavukların, ayrıca yırtıcı kuşların, evde bulunan fare ve yılan gibi haşerelerin hayvanların artığını kullanmak İmam Ebû Hanîfe'ye göre mekmhtur.39?

6-Eti yenen hayvanların bevli ve dışkısı İmam Mâlik ve Ahmed'e göre te­mizdir. İmam Ebû Hanife'ye göre güvercin ve serçe dışındakilerin bevli ve dışkısı necistir, Şafiî'ye göre hepsi necistir. m

tün bu değerlendirmeleri için bk.Tirmizt, Vitir, 11, H.no: 465-466; Zekât, 10, H.no: 632; Hac, 29, H.no: 852; Savm, 24, H.no: 719). İbn Mâce'deki rivayetlerini de Bûsirî zayıf sayar: Bkibn Mâce, Mukaddime, 19, H.no: 238; Ruhun, 4, H.no: 2443; Sayd, 9, H.no: 3218; Fiten, 29, H.no: 4060; Taharet, 76, H.no: 519 (Hâkİm'in: "Babasından mevzu rivayetler nakleder" sözü İle, İbnü'l-Cevzî'nin zayıflığı hakkında hadis âlimleri icma ettiîer" sözünü nakleder. SkMisbâhu'z-zUcÛce, İV/21); Cihâd, 7, H.no: 2766 (Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Main'in zayıf saydığını söyler); Busırî'nin sükût ettiği hadisler de vardır: Bk.Jbn Mâce, İkâme, 122, H.no: 1188; Et'ıme, 31, H.no: 3314; Abdurrahman b. Zeyd b. Esîem'in rivayetlerinden dör­dünü Tirmizî, sekizer tanesini de Ahmed b. Hanbel ve îbn Mâce nakletmiştir.

Ebû Saîd'den (Radıyaliahü anh) şahidi için bk.Hatîb el-Bağdâdî, Târihu Bağdâd, XIII/245 (Fakat bu da Misver sebebiyle zayıftır. Bk. Zeylaî, Nasbu'r-râye, EV/201).

îbn Abbas'tan şahidi;

Ezdî, Müsnedü'r-RabV, s.243, H.no: 618. 302 ?mam ^âfiî' a?e-ı I/i8; 5îrâ2Î' a£e-> y47; Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/62; İbn Rüşd, age., T/55

İmam Şâfıî, Ümm,   r/18; Nevevî, Mecmu', 1/129; Mevsılî, ihtiyar, 1/15; Sadi Ebû Ceyb, Mevsûatü 'l-icmâ', U/719

394 Kâsânî> aSe- yfö'ıîbn Rü§d- age., 1/56; İbn Kudâme, age., 1/61; Şirbînî, Muğni 'l-muhtâc, 1/78 '    Sehnûn, age., 1/5; İbn Kudâme, age., 1/43; Nevevî, age., 1/173

95 Merğınânî, age,, 1/25

395 îbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/20

398

Merğınânî, age., 1/23-24

 İmam Sâfiî, Ümm. 1/18: İbn Kudâme. aee.. L732; Kâsânî, aee.. T/67:

156                                                          İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü

7-Yırtıcı hayvanların artığı konusunda müctehidler ihtilâf ettiler; İmam Ebû Hanife ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre necistir. îmam Mâlik, Şafiî ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre ise temizdir. 3W

8-Köpek ve domuzun artığı İmam Ebû Hanife, Şafiî ve Ahmed'e göre necistir.400 İmam Mâlik'e göre köpeğin artığı temizdir, zira avda kullanılmaktadır. Köpeğin artığı/yaladığı kabı ise yedi kere yıkamak necis olduğu için değil de taabbüden emredilmiştir. Domuzun kendisi necistir, ama artığı konusunda ondan iki

rivayet vardır.'401

9-KÖpeğin kılı ve tüyü İmam Ebû Hanife ve Mâlik'e göre temiz, diğer İmam­lara göre necistir.402

10-Ölü insan, İbn Abbas ve İbn Zübeyr gibi bazı sahabilerin fetvalarından dolayı Hanefîlere göre necis, ancak kuyuya düşen bir zenciden dolayı suyun boşal-tılmamasma ilişkin sahabe fetvası nedeniyle cumhura göre temizdir.403

11-İnsanın menisi, İmam Ebû Hanife ve Mâlik'e göre necistir ve temizlen­mesi vaciptir. îmam Şafiî ve Ahmed'e göre ise; meni temizdir ve çıkarılması vacip değil, müstehaptır.404

12-Süt emen erkek çocuğun bevli; Şafiî ve Hanbelîlere göre necaset-i hafife­dir, üzerine sadece su dökülür/serpilir. Hanefî ve Mâlikîlere göre necistir, çünkü bevlin kabir azabına sebep olması ile ilgili hadis umûmî hüküm ifade eder.405

13-Hanefi mezhebine göre; insan ve domuz derisi dışında kalan bütün deriler, hayvanın kesilmesiyle ya da leş ise tabaklanmasıyla temizlenir. Bu deri üzerinde veya içinde namaz (alınabilir, satışı da caizdir. Ancak bunun yenmesi haram kılın­mıştır.406 Cumhur ise kesilsin ya da leş olsun bu derilerin ancak tabaklanma ile temiz hale geleceğini belirtmişlerdir.407

[4-Müstamel su, Hanefî, Şafiî ve Hanbelîlere göre sadece temizdir. İmam Malik ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre ise hem temiz, hem de temizleyici­dir.408

15-Yırtıct kuşların artığı İmam Ebû Hanîfe, Şafiî ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre temizdir. Ancak Ebû Hanîfe kullanılmasını mekruh görmüştür.409

399 Sehnûn, Müdevvene, 1/5; İbn Kudâme, age., 1/43; Nevevî, Mecmu', 1/172,11/589

400 Merğmânî, age., 1/24; İbn Kudâme, age., 1/41; Nevevî, age., 1/172-173

401  Sehnûn, age., 1/5; Desûkî, Haşiye, T/83

402 Merğmânî, age., 1/21-22; Kâsânî, age., 1/63

403  Îbnü'l-Hümâm, age., 1/72; Şîrâzî, Mühezzeb, 1/47

404 İmam Muhammed, el-Camiu 's-sağîr, s.80-81; îbn Rüşd, age., 1/59

405 İbnü'l-Hümâm, age., 1/140; İbn Rüşd, age., 1/58; Şirbînî, Muğni'l-muhtac, 1/84

406 Kâsânî, age., 1/86

407  Şîrâzî, age., 1/245; İbn Kudâme, age., 1/59

408  Merğmânî, age., 1/20; İbn Rüşd, age., 1/20; İbn Kudâme, age., 1/18; Nevevî, age., 1/153

409 Kâsânî, age., T/64; İbn Kudâme, age., 1/42; Nevevî age., 1/172

d)- TUVALET ÂDABI (TEHALLÎ)

   Tuvalet İçin Uygun Yer Aramak

  İdrar Yapılması Yasaklanan Yerler

   Ayakta İdrar Yapmanın Hükmü

   Açık Arazideki Tuvalet İhtiyacı Anında Gözden Uzaklaşmak ve Gizlenmek

  Tuvalet Anında Selâm Almanın ve Abdestsiz Olarak Allah'ı Zikirle Meşgul Olmanın Hükmü

   Tuvalete Girerken ve Çıkarken Yapılan Duâ

   Tuvaletteki İnsanın Kabe'ye ve Mescid-i Aksâ'ya

  Önünü ya da Arkasını Dönmesinin Yasaklanması

  Evlerdeki (ya da Kapalı Mekanlardaki) Tuvaletlerde Kıbleye Dönme Ruhsatı

158__________                                                                                         Tuvaiet Âdabı

d)- TUVALET ÂDABI (TEHALLÎ) * Tuvalet İçin Uygun Yer Aramak

96/404-Ebû Mûsâ el-Eş'ârî'den (Radıyaiiahü onftj:410

Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seltem) yürüyordu, bahçe kenarında yumuşak bir yere yöneldi ve oraya bevl etti. Sonra şöyle dedi:

"İsrail oğullarından biri bevl eder ve İdrarı elbisesine bulaşırsa, (ku­maşın) o bölümünü makaslarla keserdi.4" Sizden biri de bevl etmek istedi­ğinde, idrarı için uygun (sıçramayan/yumuşak) bir yer arasın!"412

Sened: £• f-ü iı ül' t-Qi J\ j

J~J. jil 4j C_Sj ^^ yjî Jl Li5o İ^U?I ^Ğ Jl

Hasen: Müsned, IV/396, H.no: 19429; Benzer rivayet için bk. IV/399, H.no: 19460 0 çZ 'J>)\ IV/414, H.no: 19602 Ç-ıİ ^ ç h& Sır iîv, üU'j L^.); (Her üç senedde de müphem bir râvî bulunması sebebiyle hadis zayıftır.) Son rivayetin metni ise şöyledir:

J Bj JUJj jj jli ^5 olfci ^jj ö^S jü ^ pij 4^ «Ül Jt* *İİI Jj^-j Ölj ^jliÜu Ü>: J^j

£ö(î Dâvûd, Taharet, 2, H.no: 3; Benzer sahih rivayetler için bk, Buhârî, Vudû', 62; Müslim, Taharet, 74; An Mâce, Taharet, 23, H.no: 346;

Abdurrahman b. Hasene'den şahidi: Hâkim, 1/294, H.no: 657-658 (Hâkim, isnadının sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise Buhârî ve Müslim'in şaıtma/râvisine uygun olduğunu söylemiştir); Zayıf olan bu hadis, sahih rivayetlerle desteklenerek hasen li gayrini seviyesine yükselir.

(Dedi ve şöyle devam etti;) 412 Benzer rivayetler için bk. Müsned (re., H.no. 102/410, 107/415

Tuvalet Âdabı____________________________________________________159.

97/405-İbn Abbas'tan (Ra<tjyallahÜanhQmây*n

Rasûlullah'ın (Saliaiiahu aleyhi ve seüem) şöyle dediğini işittim: "Lanet sebebi üç şeyden sakının!"

'Ey Allah'ın Rasûlü! Lanet sebepleri nelerdir?' denilince: "İnsanların gölgelendiği yere veya   gelip geçtikleri yola  ya da su a-[ınan yere (menbaına) birinizin oturup (tuvaletini) yapmasıdır" buyurdu.

98/406-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh):AU

Hz. Peygamber (Şallallahü aleyhi ve sellem):

' Sened: ^/İ '$ <•-— 'J- j'^ Jü e^* ^ y-^ JM **?£ î? ıfj?1' Jü ^ '■£*■ &'■£■ ^j j> v1^ ^'^ Hasen: Müsned, 1/299, H.no: 2715; (Hadisin senedinde müphem bir râvî bulunması sebebiyle hadis zayıftır.) Ayrıca senedinde îbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Heysemî, senedinde müphem bir râvî ile zayıf kabul ettiği İbn Lehîâ'nın bu­lunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/204.

Hadisin şâhidleri olduğu için hadis kuvvet kazanır.

a-Muâz b. Cebel'den (Radıyallahü anhj şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 14, H.no: 26: jlslij jjjtJı sijüj Sjijiİl ^ yj\ Sîüîİı ^-lUİı ı^İfı :"f£*j Oi »Ilı ^ Jlı j^j Jiî Jıi Ji J. >£■ 'j*

Ebû Davud'un rivayetine benzer bir nakil de İbn Mâce'den mervîdir. Bk.Ib?ı Mâce, Taharet, 21, H.no: 328;

b-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anhiimâ) gelen rivayet ise şöyledir: ıjjjL_W LJj tyıİA LjIS^İi IjâSÖ t_J*»Jl ^ J^-j lil : jjt-j 4Li 4)ı J^ -İli j/-j JIJ Jü *W JÛ» ^ ■$*■ j*

JffLJlj üüÖb ijiG ÎÜJÜI ^3' Lİ^İ lîlj jJjb t/fîıî |y»jSl ^ rJİJv Jt^-j Iji^İAÎ v'-1^'1 y* Îh't" ıiÜ Jj^*11

Müsned, HI/305, H.no: 14211; 1H/38I-382, H.no: 15030; Müslim, İmaret, 178; Ebû Dâvûd, Cihâd, 57, H.no: 2569; Tirmizî, Edeb, 75, H.no: 2858 (hasen-sahih); İbn Mâce, Taha­ret, 21, H.no: 329; Lafzı:

Bu rivayetin tercemesi için bk.l 155/2025.hadis.

414 c         ,        ,,•"           ,'              ,  , '      -,      -

Şahih: Mz/merf, 11/372, H.no: 8839; Müslim, Taharet, 68; £Z>« Dâvûd, Taharet, 14, H.no: 25; Ibnü'l-Cârûd, H.no: 33; Hâkim, 1/296, H.no: 664 (Hâkim, hadisin Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söyler. Zehebî de bunu onaylar); Beyhakî, 1191.

160______________________________   Tuvalet Âdabı

"Lanet sebebi iki şeyden sakının!"buyurdu. (Orada) bulunanlar: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Lanet sebebi iki şey nedir?' denilince buyurdu ki: "İnsanların geçtiği yola ya da gölgelendiklere yere birinizin oturup (tu­valetini) yapmasıdır."

* İdrar Yapılması Yasaklanan Yerler

99/407-AbdulIah b. Sercis'ten                              ,

Hz. Peygamber (Saiiattahu aleyhi ve seiiem) buyurdu ki;

"Sizden biri kovuklara idrarını yapmasın, uyuduğunuz zaman kandili söndürün, şüphesiz fare fitili alıp ev halkının yanmasına sebep olabilir,

Gece su/süt tulumlarını bağlayın, su kabının üstünü örtün ve kapıları kilitleyin!"

§(Râvilerden) Katâde'ye:

Sened: «û

Sahih: Müsned, V/82, H.no: 20654; Ebû Dâvûd, Taharet, 16, H.no: 29; Nesâî, Taharet, 30, H.no: 34; İbnü'l-Cârûd, H.no: 34; Hâkim, 1/297, H.no: 666-667 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartma/râvisine uygun olarak sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bunu onaylamış­tır); Beyhakî, 1/99; Bennâ, İbn Huzeyme ve İbn Seken'in bu hadisi sahih saydıklarını ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/257.

a-Hadisin bir benzeri Câbİr b. Abdullah'tan (Radıyaliahü anh) da rivayet edilmiştir:

X£-'j IjtiJl 'jstli İlli eCJl ÜP Jr^İC-î Ijsifîj c3 CJ'Jrîî îLÂ\ c/£-l **<J İ5_j^İJl ty JÜ^ll ilft J^CaJi

Müsned, 107388, H.no: 15105; m/312, H.no: 14278; III/374, H.no: 14955; m/301, H.no: 14162; m/386, H.no: 15083; III/362, H.no: 14834-14835; Buhârî, Bed'ü'1-halk, 16;

İsti'zân, 49; Müslim, Eşribe, 96-98; Ebû Dâvûd, Eşribe, 22, H.no: 3731-3733; Cihâd, 76, H.no2604; Tirmizî, Edeb, 74, H.no: 2857 (hasen-sahih); Beyhakî, V/256; Bu rivayet 58/8628 ve 114/4843.hadiste zikredilecektir.

b-İbn Abbas'tan (Radıyaliahü anhiimâ) da rivayet edilmiştir:

.İlli" ^Jl 5^Jjl .jİp iLıj -ûii 4Jl ^a "İli J^-j l^Jj ^ l^iâili l^ CJtl^J »LıiJl j*İ cjJ^li l'jii '& tli- Jl» ^Li- ^yl j^-^ 1JLÂ J* t

 , Edeb, 161, H.no: 5247.

Tuvalet Âdabı_____________________________                                                    161

"Kovuklara bevletmenin mekruh olmasının sebebi nedir?" diye soru­lunca dedi ki:

"(Çünkü) oralar cinlerin meskenleridir, denilir."

100/408-AbdulIah b. Muğaffel'den (Radıyaliahü

Rasûlullah (Saüaiiaha aleyhi ve setim) dedi ki:

"Biriniz gusül alacağı yere idrarını yapmasın, sonra orada abdest almak zorunda kahr. Vesvesenin büyük bir bölümü bundan (idrara dikkat etmemekten) kaynaklanır.1'

§ İbn Muğaffel'den ikinci yolla gelen rivayet:

Rasûlullah (SaUaüdhû aleyhi ve sellem) bir kişinin gusül alacağı yere idrarını yapmasını yasakladı. Vesvesenin büyük bir bölümü bundan (idrara dikkat etmemekten) kaynaklanır.

Sened: J J ^^ J Sahih: Müsned, V/56, H.no: 20447; İkinci rivayet: V/56, H.no: 20441; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 27 (Hocası Alımed b. Hanbel'den naklettiği bir hadistir); Nesâî, Taharet, 32, H.no: 36; İbn Mâce, Taharet, 12, H.no: 304; Tirmizî, Taharet, 17, H.no: 21 (garib). Tirmizî, bazı âlimlerin bu yasağı mekruh olarak telakki ettiklerini, bazılarının ise (İbn Şîrîn ve IbnÜ'l-Mübârek gibi âlimlerin) banyo yapılan yerde su akıntısı gerçekleşiyorsa buna ruhsat verdikle­rini beyan etti. Ahmed Muhammed Şâkir Tirmizfye yaptığı haşiyesinde Eş'as'm sika, hadisin senedinin de sahih olduğunu söyler.

Ayrıca hamama İdrar yapmanın yasaklanışını ifâde eden 20/328. ve bir sonraki 101/409.badise bk. Müsned, IV/İ11, H.no: 16949; IV/110-111, H.no: 16948; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 28; 40, H.no: 81; Nesâî,_Taharet, 147, H.no: 238; Zinet, 6, H.no: 5051; İbnü'l-Cârûd, H.no: 35; Hâkim, 1/273, H.no: 595 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartı-na/râvisine uygun olarak sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bunu onaylamıştır).

Ebû Hüreyre'den şahidi için bk. Hâkim, 1/273, H.no: 595.

162

—^=---------------------------.________________                                               Tuvalet Adabı

101/409-Humeyd b. Abdurrahnıan el-Hımyerî'den:417

Ebû Hüreyre'nin Hz. Peygamber'in (SaUaiiaM aleyhi ve seium) yanındaki

sohbet süresi gibi, Rasûlullah'ın yanında dört sene kalarak sohbetine katılan

bir başka kişiye rastladım. Bu kişi dedi ki:

'RaSÛlullah (Saîlallahü aleyhi ve sellem) bize:

Her gün sürekli taranmayı (yâni aşırı süslenmeyi),

Gusül aldığı (su birikintisine) idrar yapmayı,

Bir kadının erkeğinden kalan su ile erkeğin de karısından kalan su ile gusül yapmasını yasakladı, birlikte avuç avuç (ya da bir kapla) alsınlar!' buyurdu.

§Bir rivayette; 'ikisi beraber, o kaptan avuçla alsınlar,' diye emretti.

NOT: Hadis metni lafız olarak 'her gün sürekli taranmayı' şeklindedir. An­cak Rasûlullah (Saiiaüahü aleyhi ve sellem) her gün saçını taradığı418 için buradaki mânâ, aşırı olarak makyajın/süslenmenin yasaklanması dır. Bir Müslüman, insanların ara­sında saçı ve sakalı düzgün olarak dolaşmahdır. Zira Hz. Peygamber saçı, sakalı karışmış ve pejmürde olarak dolaşan bir kişiyi tenkit etmiştir.419

417 Sened: Ç^jöı -Jü> SŞ ^ sjıs ^ jjiy. Jt oii- ıfiî dû^j '^JJ ıS5>.

Sahih: Müsned, TV/111, H.no: 16949; Benzer rivayetler için bk. IV/110-11I, H.no: 16948; V/369, H.no: 23026; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 28; 40, H.no: 81; Nesâî, Taharet, 147, H.no: 238; Zinet, 6, H.no: 5051;

Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü mıh) şahidi: Hâkim, 1/273, H.no: 596 (Hâkim bu rivayeti Abdullah b. MuğaffeFİn hadisine şâhid olarak verir).

Abdullah b. Muğaffel'den (Radıyallahü anh) şahidi İçin bk.I00/408.hadis.

Banyoya bevletmenin yasaklanışı İle ilgili Abdullah b. Muğaffel'in (Radıyallahü anh) rivayetleri için bk. Müsned, \/56, H.no: 20441; 20447; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 27 (Hocası Alımed b. Hanbel'den naklettiği bir hadistir); Nesâî, Taharet, 32, H.no: 36; İbn Mâce, Taharet, 12, H.no: 304; Tinnizî, Taharet, 17, H.no; 21 (garib). Tirmizî, bazı âlimlerin bu ya­sağı mekruh olarak telakkî ettiklerini, bazılarının ise (İbn Şîrîn ve İbnü'l-Miibârek gibi âlimle­rin) banyo yapılan yerde su akıntısı gerçekleşiyorsa buna ruhsat verdiklerini beyan etti.

Aynca hamama idrar yapmanın yasaklanışını ifâde eden 20/328 (ki bu hadisin aynısı­dır) ve bir önceki 100/408.hadise bk.

'"Müsned, IV/111; Ebû Dâvûd, Taharet, 15; Nesâi, Taharet, 146,Zinet6. Mâlik, Şa'r, 7. Hadisin metni şöyledir:

4 İS 419

Tuvalet Âdabı                                                                      ____________________163

* Ayakta İdrar Yapmanın Hükmü

102/410-Huzeyfe b. el-Yemân'dan (Radıyallahüanh):420

Kendisine Ebû Musa'nın (Radtyaliaha anh) (üstüne sıçramasın diye titiz davranıp) şişeye idrarını yaptığı ve:

'İsrail oğullarından birisinin üstüne, idrar bulaşırsa orayı (kumaşı) kesmek zorunda kalırdı'*21 dediği haberi ulaşınca, o (Huzeyfe ) şöyle dedi:

(Atâ' b. Yesâr'dan mürsel olarak nakledilmiştir. İbn Abdilber, Câbir vd. sahâbilerden (Radıyallahü anhüm) mevsûl olarak nakledildiğini söyler.) Saç bakımını tavsiye eden Örnek bir rivayet:

Mâlik, Şa'r, 6. 420 Sened:

Sahih: Müsned, V/382, H.no: 23141; (Diğer rivayet): V/402, H.no: 23307; Benzer rivayet için bk. V/382, H.no: 23134, 23139; V/402, H.no: 23315; V/394, H.no: 23238; Buhâri, Vudû', 60-62; Mezâlim, 27; Müslim, Taharet, 73-74; Müsâfırûn, 187; Ebû Dâvûd, Taharet, 12, H.no: 23; Tirmizî, Taharet, 9, H.no: 13; Nesâî, Taharet, 16, 23, H.no: 18-28; İbn Mâce, Taharet, 13, H.no: 305; Dârimi, Vudû', 9, H.no: 674; Humeydî, 1/210, H.no: 1442.

Muğîre b. Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. IV/246, H.no: 18068 (Bir sonraki 103/411.hadisebt);

Abdurrahman b. Hasene'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 26, H.no: 30; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 346

164                                                                                             ________Tuvalet Âdabı

'Arkadaşınızın (Ebû Musa'nın) bu şekilde aşın davranmamasını iste­rim. Ben hatırlarım ki Rasûlullah'la (Saiiaiiakü aleyhi ve sellem) beraber yürüyorduk, bir topluluğun çer çöp attığı yere ulaşınca O, ayakta bevletti, tıpkı sizden birinin yaptığı gibi. Ben oradan uzaklaşmak için yürüdüğümde, işaretle durdurdu ve (kendisine siper olmam için) yaklaşmamı emretti. Ben de geri gelip sırtına kadar yaklaştım (ve ona siper oldum.)'

§Diğer rivayette; Huzeyfe (Radıyallahü anh) dedi ki:

'Hz. Peygamberle (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) yoldaydık, benden ayrıldı ve bir topluluğun çer çöp attığı yere ulaştı. Ben de kendisinden uzaklaşmak is­tediğimde, yaklaşıp (siper olmam için) bana işaret etti. Geri gelip sırtına ka­dar yaklaştım (ve ona siper oldum.) O ayakta bevletti. Sonra benden su istedi ve abdest aldı. Mestleri üzerine de mesh etti.'

103/411-Muğîre b. Şu'be'den (Radıyallahü anh):'

421 Benzer rivayetler için bk. Müsned Trc, H.no. 96/404, 107/415

Sened: Jflj ^ "J? =ıü-j aXû, y '^Aî- u^Uı ci- 'J> îCi- u>jJ» ö-i- l3ji.

Sahih: Müsned, TV/246, H.no: 18068; Tinnizî, Taharet, 9, H.no: 13; îbnMâce, Taharet, 13, H.no: 306; Bennâ, hadisin senedinde hafızaları sebebiyle tenkid edilen Asım b. Behdele ve Hammâd b. Ebî Süleyman Müslim'in bulunduğunu, dolayısıyla senedinde A'meş ve Mansûr'un bulunduğu f 02/410.hadisin bu rivayete tercih edildiğini ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/260.

Hammâd b. Ebî Süleyman Müslim el-Eş'arî el-Kûfî (v.120/738), Ebû Hanîfe ve Şu'be'nin hocasıdır. Sika, fakih, müetehid bir imamdır. Ebû İshâk eş-Şeybânî'nin: "Şa'bî'den daha fakih biridir" dediği bîr zâttır. Zehebî İse Şa'bî'nin hafızasının daha sağlam olduğunu belirtir. Hk.Kâşif, Trc. no: 1221; Hammâd b. Ebî Süleyman'ın bir rivayetini Müslim, (Eşrİbe, 35, mutâbî olarak), iki rivayetini Tirmizî (Taharet, H.no: 13, Fiten, 71, H.no: 2258 (sahih), mutâbî olarak), on birini Nesâî, dördünü Ebû Dâvûd, ikisini İbn Mâce, 56 rivayetini Ahmed b. Hanbel ve 30 rivayetini de Dârimî nakleder. Tirmizî, aynı Müsned'İn senedinde olduğu gibi Âsim b. Ebi'n-Necûd Behdele ile birlikte, birbirlerinin destekçisi olarak naklettikleri bîr hadis için sahih hükmü verir. Bk.Sü?ıen, Fiten, 71, H.no: 2258.

Asım b. Ebi'n-Necûd Behdele el-Esedî ise sika sayılmıştır. Hafızası hakkında konu­şan ise Dârekutnî'dir. Buhârî ve Müslim'in mutâbî râvilerindendir. Bk.Kâşif, Trc. no: 2496; Abde b. Ebî Lübâbe'ye mutâbî olarak kullanıldığı hadisler İçin bk.Buhân, Tefsir, 113, 114; Müslim, Sıyâm, 220; Âsim b. Behdele el-Esedî el-Kûfı'nin (v.128/746) Buhârî dört, Müslim bir, Tirmizî 32, Nesâî 29, Ebû Dâvûd 21, İbn Mâce 29, Ahmed b. Hanbel 246, Dârimî 23 rivayetini nakleder. Tirmİzî'nin, hadislerini "hasen-sahih" saydığı rivayetler için bk. Sünen, Cum'a, 63, H.no: 593; Savm, 72, H.no: 793; Buyu', 4, H.no: 1208; Fiten, 24, 52, 71, H.no: 2188, 2230-2231, 2258; Zühd, 50, 57, H.no: 2387, 2398; îmân, 8, H.no: 2616; Fezâilü'l-Kur'ân, 18, H.no: 2914-2915; Kırâât, 9, H.no: 2944; Tefsîr, 8/1, 17/17, 97/2, H.no: 3079, 3147, 3351; Deavât, 98, H.no: 3535-3536; Menâkıb, 23, 64, H.no: 3744, 3898.

Tuvalet Âdabı______________________                                          165

Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve sellem) bir topluluğun çer çöp attığı yere gel­di ve ayakta idrarını yaptı.                                        .

§Hammad b. Ebî Süleyman (rivayetinde); 'O anda (idrar sıçramaması için) ayaklarını açmıştı'dedi.

104/412-Hz. Âişe annemiz (Radıyaiiahu anhâ) dedi ki:423 'Sana, Rasûlullah'm (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) ayakta bevlettiğine dair bir hadis rivayet edilirse onu doğrulama! Zira Rasûlullah, Kur'ân kendisine na­zil olmasından bu yana, ayakta idrarını hiç yapmadı.'

AÇIKLAMA

Hz. Âişe'den gelen son rivayet, Rasûlullah'm (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) evdeki durumu ile ilgilidir. Ama ev dışındaki durumu konusunda, Huzeyfe'nin rivayeti ya­nında Hz.Ali, Muğîre b. Şu'be, Zeyd b. Sabit ve benzeri kişilerden (RadtyaiiaM anhüm) gelen haberler bulunmaktadır ve bunlar da makbuldür. İbn Ömer gibi bazı sahabilerin de ayakta beviettikleri mervidir.

423 Sened: *J '^ f»jijı ^ c _ Sahih: Müsned, VI/136, H.no: 24926; Benzer rivayet için bk. VI/213, H.no: 25663; VI/192, H.no: 25472; Tirmizî, Taharet, 8, H.no: 12; Nesâî, Taharet, 24, H.no: 29; İbn Mâce, Taharet, 14, H.no: 307; Mikdâm'ın babası Şurayh b. Hânî, muhadram ve tabiînin büyüklerinden sika biridir. Tirmİzî'nin metni:

Rivayeti hakkındaki değerlendirmesi: "Bu babda Hz. Ömer, Biireyde ve Abdurrahman b. Hasene'den (Radıyallahü anhüm) de nakiller vardır. Hz.Âişe'nin hadisi bu konudaki en hasen-sahih bir rivayettir. Hz. Ömer'in hadisi, Abdülkerim b. Ebu'l-Mehârik - Nâfî' ve İbn Ömer kanalı İle nakledilir.

jX' lljli oi; d Sİfli jŞ Ü ^ip L' JUi llîli Jy Ulj '~C.'j <Xs- »İl J-? ^Jl ^î, Jli 'J-^ 'J*

"Hz.ömer (Radıyallahü anh): Hz. Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem) beni ayakta bevkederken gördü ve şöyle buyurdu: Ey Ömer! (Böyle) bevletme! Bundan sonra bir daha ayakta bevletmedim" dedi. (Bk./M Mâce, Taharet, 14, H.no: 308) Tirmizî sözlerine devam ederek şöyle söyler: "Abdülkerim b. Ebu'l-Mehârik, hadis âlimierince zayıf olduğu halde bu hadisi merfû yaptı. Eyyûb es-Sahtiyânî kendisini zayıf saymış ve hakkında tenkidlerde bu­lunmuştur. Ubeydullah - Nâfî' ve İbn Ömer kanalı ile mevkuf olarak da nakledilir ki bu riva­yet Abdülkerim'in rivayetinden daha sahihtir: (oJj_J-i xü &ıi i_l' o -.<*■ 4iı ^j ^£ Jıi) "Hz. Ömer (Radıyallahü anh): "Müslüman olduğum günden beri hiç ayakta bevletmedim" dedi.

Büreyde'den gelen rivayet ise mahfuz değildir. Hadisteki nehyin anlamı, te'dîb/ edeblendirme içindir; tahrim/haram kılma değildir. İbn Mes'ûd'un (Radıyallahü anh): (*ı£Ji ^ o\ JjlJ _—îf, j^j jf) "Senin ayakta bevletmen, (kendine) cefâdır/ zulüm ve kötülüktür" dediği de rivayet olunur." Bk. Tirmizî, Taharet, 8, H.no: 12.

166_______________________________                                              Tuvalet Âdabı

Bu rivayetlerden, ihtiyaç anında bir kişinin üstüne sıçratmaması şartıyla a-yakta bevl edebileceği anlaşılmaktadır. Ancak, Rasûlullah'tan ve sahabeden bize gelen rivayetlerin büyük bir bölümünde, oturarak idrar yapıldığı/yapılması gerektiği nakledilir.

Hz. Huzeyfe rivayetinden anlaşılan;

1-Tuvalet esnasında konuşarak değil, bilakis işaret ederek ya da öksürerek bir şey istenebilir. Zaruret olmadıkça konuşmak doğru değildir ve yasaklanmıştır..

2-Gelen rivayetlerde, tuvalet ihtiyacı sırasında insanın gizlenmesi emredil-mektedir. Bu da bir duvarla, açık arazide ise (siper bulunmazsa) bir insanı siper ede­rek diğer kişilerin gözlerinden korunmak şeklinde olabilir.

3-Dinde aşırı gidilmemeli ve emredilen şeyler normal olarak yerine getiril­melidir. Bu şekilde sahabenin birbirlerine yaptıkları tenkitlere şahit olmaktayız. Bu titiz davranışlar, o kişilerin kendi tercihleri de olsa lider konumundaki insanların aşırı gitmemeleri gerekir. Doğrusunu Allah bilir.

* Açık Arazideki Tuvalet İhtiyacı Anında Gözden Uzaklaşmak ve Gizlenmek

105/413-Abdurrahman b. Ebû Gurad/dan (Radıyallahü anh):

Sahih: Müsned, ITI/443, H.no: 15597; Benzer rivayet için bk. m/443, H.no: 15598; IV/224, H.no: 17894; IV/237, H.no: 17993 (229/537.hadise bk); Nesâî, Taharet, 16, H.no: 16; İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 334; Heysemî, ricalinin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma\ 1/230. Hadisin şâhidleri:

a-Muğîre b. Şu'be (Radtyalîahü anlı): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 1; Tirmizî, Taharet, 16, H.no: 20 (Tirmizî, bu konuda Abdurrahman b. Ebî Kurâd, Ebû Katâde, Câbir, Yahya b. Ubeyd babasından, Ebû Mûsâ, İbn Abbas ve Bilâl b. Hâris'ten (Radıyallahü arihitm) de rivayet­lerin bulunduğunu, hadisin İse "hasen-sahih" olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 16, H.no: 17; İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 331:

jİ^I i__âJlÜI ı_jıj ISI lll,j fllü 411 lJ^!     îjl jlj" Jlj Çti, ^ i'jJ^J\ J&

Dârimi, Vudû', 4, H.no: 666; Dârimî'nin metni ise şöyledir:

( iŞÎ iiıkiı J\ ljû ii| p^j 4*- 4İ1 Jb. 4iı jjLj ö\s"j »jXJ jaZ <j 'fk-'j Jt 4iı Jt» Jiı J^-j« ^.ir)

Dârimî'nin bir diğer rivayet (Vudû', 4, H.no: 667) metni ise şöyledir:

L-itlı y. jii ^f Jıi j>lj 'fj ıîj jX*} ^£ M Jt» ^ât c0~ Jtî iŞijjî î^iifl £

b-Enes (Radıyallahü anlı): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 332 (Bûsirî, zayıf olduğunu i-fade eder):

c-Ya'lâ b. Mürre (Radıyallahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 333; d-Câbir (Radıyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 2;

Tuvalet Âdabı

Peygamberimizle (Sallallahü aleyhi ve sellem) birlikte hac için yola çıkmıştık. Yolda onun tuvalet ihtiyacı için ayrıldığını gördüm ve kendisini bir su kabı ile takip edip (kabı yerdim). Sonra başkası (oraya) gitmesin diye de   yola

oturdum.

Peygamberimiz ihtiyacını 'gidermek için iyice uzaklaşır (ve gözden

uzakta bir yer seçerdi.)425

106/414-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh):'

İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 335; Dârimi, Mukaddime, 4, H.no: 17;

e-Bilâl b. Haris el-Müzenî (Radıyallahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 336 (Bûsirî, Kesir b. Abdullah sebebiyle isnadının zayıf olduğunu İfade etti.):

425 Burada hadisin ilgili kısmı terceme edildi, kalan kısmı için bk. Müsned Ter., H.no. 229/537

Hasen: Müsned, n/371, H.no: 8824. Hadisin senedindeki Husayn (b. Abdullah el-Hımyerî el-Hubrânî) hakkında Zehebî, bir eserinde herhangi bir hüküm vermemiş (Bk.Kâşif, Trc. no: 1136); diğer bir eserinde ise "tanınmıyor" demiştir. BkMîzân, Trc. no: 2105; İbn Hıbbân sika râviler arasında zikreder. Bk.Sikât, Vl/211; Ebû Sa'd (Saîd) el-Hayr el-Hubrânî el-Hımyerî el-Hımsî hakkında ise Ebû Hatim "mechûl" oiduğunu söyler. Bk.el-Cerhu ve't-ta'dîl, 1X7378. Ahmed b. Hanbel rivayetinde (senedde de görüldüğü gibi) bu zatın Hz. Ömer'in arkadaşların­dan biri oiduğunu belirtir. Dârimî'nin tahkik ve tahricinİ yapan Abdullah Hâşim Yemânî, bu râvinin isminin Ziyâd, Âmir veya Ömer b. Sa'd olabileceğini belirtir. El-Hayr olarak bilinen kişinin sahabî olduğunu, el-Hubrânî olarak bilinenin ise tabiînden olduğunu ve tbn Hıbbân'ın sika râviler arasında zikrettiğini, dolayısıyla bu iki ayrı şahsiyetin karıştırılmaması gerektiğini belirtir. (Bk.Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668); Bennâ da Ebû Saîd el-Hayr'm sahâbî; Ebû Sa'd el-Hayr'ın ise tabiînden bir râvî olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/262. Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; İbn Mâce, Taharet, 23, H.no: 337-338; Bennâ bu rivayeti dört ayn konuda ele alır:

a-Hadisin ilk bölümü "Edeb, mev'ıze, hikmetler ve özlü sözler" kısmının 56/8626. hadisinde zikredilecektir:

168________,_______________________________________Tuvalet Âdabı

Hz. Peygamber (ShîhUahû aleyhi ve seiiem) dedi ki:

"Gözüne sürme çeken tek sayıda çeksin. Kim buna dikkat ederse güzel olur, yapmayana bir zorluk yoktur.

İstincâda taş kullanacak kişi, tek427 sayıda kullansın. Kim buna dik­kat ederse güzel olur, yapmayana bir zorluk yoktur.

Bir şey yiyen, eğer diş kovuğundan bir şey çıkarsa onu atsın, (an­cak) diliyle bulduğu şeyi yutabilir. Kim buna dikkat ederse güzel olur, yapmayana bir zorluk yoktur.

Tuvalet ihtiyacı için ayrılan kendisini gizlesin. Sadece kumdan bir tepe bile bulsa, ona sırtını dönerek (gizlensin). Şeytan, Âdem oğlunun a-çıktaki makatıyia alay eder (ettirir). Kim bu konuda titiz davranırsa gü­zel/karakterli hareket etmiş olur. Kim de titiz davranmazsa (sadece ayrılır giderse) ona da zorluk yoktur."

Hadisin bu kısmı Müsned'de Ebû Hüreyre'den (Radtyaltahü anh) farklı senedlerle riva­yet edildiği gibi Ukbe b. Âmir'den (Radıyallahü anh) de nakledimiştir:

Bk. îbn Mâce, Tıb, 26, H.no: 3498;

b-îkinci kısım: 128/436. hadiste zikredilecektir.

Müsned, 11/360, H.no: 8710; 11/463, H.no: 9931; 11/387, H.no: 9006; 11/315, H.no: 8150 (Hemmâm, Sahîfe, H.no: 50); ü/245, H.no: 7340; ü/482, H.no: 10201; 11/236, H.no: 7220; ü/308, H.no; 8063; ü/278, H.no: 7732; ü/254, H.no: 7445; 11/277, H.no: 7716; Mâlik, Taharet, 33-34; Buhân, Vudû', 25; Müslim, Taharet, 20-23; Nesâî, Taharet, 72, H.no: 88; îbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 409; Dârimi, Vudû', 32, H.no: 709;

Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, Taharet, 24;

Seleme b. Kays'tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Nesât, Taharet, 72, H.no: 89; îbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 406;

c-Üçüncü bölümü ileriki konularda zikredilecektir. Ayrıca bk. Dârimi, Et'ıme, 42, H.no: 2093

d-Son bölümünü ise burada zikretti.

427 Tek sayıdan murad çift olmayandır; 1, 3, 5... gibi. Sürmede bu konuda bir sınırlama yok­tur, ancak istincâda üç ile sınırlıdır.

Tuvalet Adabı

107/415-Abdurrahman b. Hasene'den

Ben, Arar b. Âs ile oturuyordum. Rasûlullah (Saüaüahu aleyhi ve sellem) yanımıza geldi ve yanında deriden mâmül bir zırh ya da benzeri bir aleti var­dı. Sonra bizden ayrıldı ve ileride o zırhı kendisine siper yapıp, oturarak id­rarını yaptı. Biz:

'Rasûlullah bir kadın gibi oturarak bevl ediyor,'diye konuştuk. Sonra

yanımıza geldi ve dedi ki:

"İsrail oğullarından bir kişinin, başına gelenlerden haberiniz yok mu? Onlardan bir kişiye idrar bulaşsa (kumaşın) o kısmını kesmek zorundaydı. Bu kişi onları bundan men etti de kabirde (büyük bir) azaba uğradı."

§ Abdurrahman b. Hasene'den (Radıyallahü anh) başka yolla gelen rivayet: Bir kişi yanındakilere, Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) için: 'Bakın, bir kadın gibi oturarak bevl ediyor' dedi. Peygamberimiz bunu işitti ve yanlarına gelince dedi ki:

"Yazık sana, İsrail oğullarından bir kişinin, başına gelenlerden habe­rin yok mu?., (ve hadisin devamını nakletti.)"

"429

Sened: ±J>j J,

Sahih: Müsned, IV/196, H.no: 17689; (İkinci rivayet): IV/196, H.no: 17687 (Hocası Ebû Muâviye kanalı ile yine Â'meş'den nakleder); Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 22 (Bennâ, hadisi Taberânî, Beyhakî, Nesâî ve Ebû Davud'a nisbet ettikten sonra "Münzirî sükût ettiğine göre, hadisin delil olmaya müsait olduğu anlaşılır" der. Bk.Bülûğu'l-merâm, 1/263); Nesâî, Taharet, 25, H.no: 30; îbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 346. İbn Mâce'nin Câbir'den naklettiği bir rivayetinde ayakta bevletmenin erkeklere, oturarak bevletmenin ise kadınlara has bir Arap âdeti olduğunu hatırlatılıyor:

Caâ jji üt '<x-j 4û Jjı J!u jjı ı

l£. û^ fâ ji.^ı jıi ûcâ jj: üjj d ■

BkJbn Mâce, Taharet, 14, H.no: 309 (Senedindeki Adiy b. Fadl zayıftır). 429 Benzer rivayetler için bk. Müsned Trc. H.no. 96/404, 102/410

170                                                                                                            Tuvalet Âdabı

108/416-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anhy.430 Rasûluîlah'm (SailallâM aleyhi ye sellem) şöyle dediğini işittim: "İki kişi tuvalet ihtiyaçları için gidip avret yerlerini açarak ve konuşa­rak İhtiyaçların! gidermesinler! (Zira) Allah onların bu hareketine şiddetle buğzeder."

NOT: Bit rivayette, töhmet/dedikodu sebebi hareketlerden kaçınılması gerek­tiği bize hatırlatılıyor. Tuvalet sırasında (su istemek gibi) bir İhtiyaç hariç dışarıdaki insanla konuşmak doğru değildir.

* Tuvalet Anında Selâm Almanın ve Abdestsiz Olarak Allah'ı Zikirle Meşgul Olmanın Hükmü

4

 Sened: U

Hasen: Mümed, 111/36, H.no: 11249; Ebû Dâvûd, Taharet, 7, H.no: 15; îbn Mâce, Taharet, 24, H.no: 342; İbn Hacer, hadisin illetli olmasına rağmen (Ebû Ali Saîd b. Osman) îbnü's-Seken (v.353/964) ve (Ebu'l-Hasen Ali b. Muhammed) İbnü'l-Kattân (v.628/1231) tarafın­dan sahih sayıldığını söyler. Bk.Bülûğu'l-merâm, H.no: 85; San'ânî, İbn Huzeyme'nin de Sahih'iııde bu hadise yer verdiğini ekleyerek hadisin bütün rivayetlerinde lyâz b. Hilâl / Hilâl b. Iyâz'ın bulunduğunu söyleyerek Münzirî'nİn: "Bu râvî hakkında ne bir cerh ne de bir ta'dîl biliyorum, meçhullerden biridir" dediğini nakleder. Bk.Sübülü's-selâm, 1/159-160.

îkrime b. Ammâr ei-Hanefî el-Iclî el-Yemâmî, duaları kabul edilen, sika biridir. İkrime b. Ammâr'm Buhârî bir, Müslim 38, Tirmizî 15, Nesâî altı, Ebû Dâvûd 20, İbn Mâce 12, Ahmed b. Hanbel 58, Dârimî beş rivayetini nakleder. Ancak "Yahya b. Ebî Kesir'den rivayetleri muzdariptir" denilmiştir. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 3866; Tirmizî de Sünen'inde bu zât İçin: "Bazen Yahya b. Ebî Kesir'den rivayetinde hata yapar"der. Bk.Cenâiz, 38, H.no: 1024; Fakat eserinin bir başka yerinde bu silsile için herhangi bir tenkidde bulunmadan "Iıasen-garib" hükmü vermiştir. Bk.Sayd, 11, H.no: 1478; Deavât, 31, H.no: 3420; İbn Hacer ise ek olarak "sadûktur, hata yapar"der. Bk.Takrib, Trc. no: 4672; Müslim Sahih'İnde İkrime b. Ammâr'm rivayetini birçok yerde zikreder. Bk. Müslim, îmân, 52; Yahya b. Ebî Kesir'den rivayetine de yer verir. Bk. Müslim, îmân, 215; Taharet, 25; Müsâfırûn, 200; Sıyârn, 182; Eşribe, 26; Ancak bir yerde İkrime'nin diğer hocası ile birlikte zikreder: Ebû Ammâr Şeddâd b. Abdullah. Bk.Müslim, Müsâfirûn, 294; Buhârî de bir hadisin hemen akabinde bir nakilde bulunmak İçin Yahya b. Ebî Kesir'den rivayetine yer verir. Bk.Buhârî, Edeb, 73.

Hilâl b. îyâz (asıl ismi lyâz b. Hilâl'dir kalb yapılmıştır,) hakkında İbn Hacer "mechûl" ifadesini kullanırken (Bk.Takrib, Trc. no: 5281); İbn Hıbbân sika râviler arasında saymıştır. Bk.Sikât, V/265; Zehebî ise herhangi bir hükümde bulunmaz. Bk. Kâşif, Trc. no: 4361. Tirmizî bir, Ebû Dâvûd ve îbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel yedi rivayetini nakleder. Tirmizî rivayetinde "hasen" hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, 174, H.no: 396 (Ahmed Muham­med Şâkir ise haşiyesinde "Hayır bilâkis sahihtir" der.

Tuvalet Âdabı__________________                                                                       171

109/417-Muhammed b. Ca'fer'e,431

Abdestsiz olan bir kişiye selâm vermenin hükmü soruldu. O da sene­diyle Muhacir b. Gunfüz'den (Raâtyaiiahamh) şunları nakletti:

Kendisi (Muhacir b. Gunfüz) Rasûlutiah'a (Satiaiiahü aleyhi ve sellem) abâest alırken, selâm verdi. O da abdestini bitirinceye kadar selâmı almadı, daha sonra selâmını aldı ve buyurdu ki:

"Senin selâmını almama mani olan şey, sadece temiz olmadan Al­lah'ı zikretmeyi kerih görmemdir."

Muhammed b. Ca'fer ekledi:

'Bu hadisten dolayı, Hasan Basrî temizlenmeden Kur'ân okumayı ve­ya aziz ve celîl olan Allah'ı zikretmeyi kerih görürdü/hoş karşüamazdı.'

Sened: a

Sahih: Müsned, IV/435, H.no: 18935; Benzer rivayet için bk. V/8O-8I, H.no: 20639-20641; Ebû Dâvûd, Taharet, 8, H.no: 17; Nesâî, Taharet, 34, H.no: 38; İbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 350; Dârimi, İsti'zân, 13, H.no: 2644;

Hadisi destekleyen rivayetler:

a-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhümâ): Müslim, Hayz, 1İ5; Ebû Dâvûd, Taharet, 8, H.no: 16; Taharet, 122, H.no: 330-331; Tirmizî, Taharet, 67, H.no: 90 (Tirmizî, hadisin Mu­hacir b. Gunfîiz, Abdullah b. Hanzale, Alkame b. Fağvâ', Câbir ve Berâ'dan -Radıyallahü anhüm- da nakledildiğini ve "hasen-sahih" olduğunu belirtir); İsti'zân, 27, H.no: 2720; Nesâî, Taharet, 33, H.no: 37; îbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 353; İbnü'l-Cârûd, H.no: 37-38;

*2li. j^j' İl» '~£~i J_w U^-j £& Jiı (jC= *U' Jj-jj "-* ^j ^' vJ~c ö*1 J*

Ayrıca benzer bir rivayet yine îbn Ömer'den (Radıyaltahü anhümâ) nakledilir. Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 122, H.no: 330; Hadisin metni için bk.

b-EbûHüreyre'den (Radıyallahüanhy.lbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 351 (isnadı zayıf);

c-Câbir'den (Radıyallahü anh): îbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 352 (isnadı zayıf);

il 1J——j <& JJl (J1*> -JJl Jj-j "J JUi «il'1 jX-i Jjri j*j '^-'i "^ *^' lj^ ij^1 (J* j* Û*j ûl *ü' -4*

İ0İ ijl 'J İLli öJİi ö\ ClAil» ^li- |U.J Ut «iliJi iİÂ Jİ> Ji- ^

İZ?__________^______^__                                Tuvaiet Âdabı

110/418-Muhacirb. Gunfüz'den (Radıyaiiahü anh):432

Rasûlullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest alırken, selâm verdim. O (abdestini bitirinceye kadar) selâmı almadı ve abdestini bitirince buyurdu ki:

"Senin selâmını almama mani olan şey, sadece abdestsiz olarak Al­lah'ı zikretmeyi kerih görmemdir."

§ Bir rivayette; 'Sadece temiz olmadan Allah'ı zikretmeyi kerih gör­memdir,' şeklinde geçmektedir.

§ Muhacir b. Gunfüz'den (Radıyallahü anh) gelen ikinci rivayet: Peygamberimiz (SaUallahü aleyhi ve seiiem) bevlediyordu, kendisine selâm verdim. (Ancak) O, abdest'alıncaya kadar selâmı almadı, daha sonra aldı.

aened: ^MJ\ oCC ^1 J^£- 'ji- jl^Ji Jr- ;îi3 ^i- İ^ ıSü t j^

Sahih: Müsned, V/80, H.no: 20639; (Diğer rivayet): V/80, H.no: 20640; (İkinci rivayet): V/80-81, H.no: 20641; Benzer rivayet için bk.IV/435, H.no: 18935; Ebû DâvÛd, Taharet, 8, H.no: 17; Nesâî, Taharet, 34, H.no; 38; İbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 350; Dârimi, İsti'zân, 13, H.no: 2644. Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'1-emânî, 1/266. Ayrıca bir önceki 109/417. hadisin tahririne bk.

Tuvalet Âdâbi_________________________________________________________173

111/419-Abdullah b. Hanzale İbnü'r-Râhib'den (Radıyaiiaha anh):433 Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) bevlederken bir kişi (geldi,) se­lâm verdi. (Ancak) O, selâmı almadı. Daha sonra   elini bahçeye vurup te­yemmüm yaptı (ve selâmını aldı).434

112/420-Ebû Sellâm'dan:'

Hasen: Müsned, V/225, H.no: 21856; Heysemî, müphem bir râvî bulunduğu için senedinin zayıf olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/276. Fakat biraz önce zikredilen benzer sahih rivâyet-ler/şâhidîer bu hadisi kuvvetlendirir. Ayrıca şu hadis de bu rivayeti destekler:

Ebû Cüheym b. el-Hâris el-Ensârî'den (Radıyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 122, H.no: 329;

1_İİİ '__D* ^Jİb 4İ31 Jj^j   iji   JhÜ "İÜ- jULj J=*-_.   ajli Jlir      jki (Xj   *J#   **3l ^J^   "Ü1 dyj Jj'   ^&*^   J^1 ^

fliUi ili- ij »! ijJj j «^vjı r<—j jIJ-*- l^ ı^ı ^r^" fUUl »jl* *J--j

"Allah Rasûlü (SaUallahü aleyhi ve sellem) Cemel kuyusuna doğru gidiyordu. Kendisiyle birisi karşılaştı ve selâm verdi. Rasûlullah selâmını almadı, Bir duvarın yanma geidi. Yüz ve kollarına meshetti. Sonra da verilen selâmı aldı." Ayrıca Bk.Buhâri; Teyemmüm, 3; Müslim, Hayz, 114; Nesâî, Taharet, 195, H.no: 310;

Abdullah b. Hanzaîe b. Ebû Âmir er-Râhib el-Ensârî el-Evsî (v.63/682) (Radıyallahü anhümâ), Uhud Savaşı'na cünüp olarak katılıp şehid düşen ve bu sebeple de meleklerin yıka­dığı (bk.Hâkim, IH/204; Ebû Nuaym, Hılye, 1/357; Beyhakî, Delâil, IH/246) Hanzale b. Ebû Âmir Amr er-Râhib'İn (Radıyallahü anh) oğludur. Abdullah b. Hanzale, Allah Rasûlü (SaUallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken doğdu. Peygamberimizin vefatında yedi yaşında idi. Ebû Abdurrahman veya Ebû Bekir künyesi İle tanınırdı. Annesi Abdullah b. Übey b. SelüTün kızı Cemüe'dir. Hanzale ile Cemile'nin Uhud Savaşı gecesindeki birlikte!iklerinden Cemile Abdullah'a gebe kalmıştır. Hanzaİe ise ise gusletmeden bu savaşa katılmış ve şehid düşmüş­tür. Abdullah da sekiz oğlu ile birlikte Harre'de şehid oldu. Bk.îbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe. III/219-220, Trc.no: 2908.

Hanzale'nin (Radıyallahü anh) babası Ebû Âmir Amr ise câhİliye döneminde râhib ola­rak tanınırdı. Abdullah b. Übey b. Selül ile Allah Rasûlü;ne (Sallallahu aleyhi ve sellem) hased etmişlerdir. Biri münafıkların ele başı idi. Diğeri de Peygamberimiz tarafından fâsık olarak nitelendirilmiş ve kâfir olarak ölmüştür. Babası Hanzale için bk. İbnü'1-Esîr, age., 11/85-87, Trc.no: 1281.

434 Bu açıklama için bk. H.no. 109/417, 110/418

435  Sened: fit. J tâ&- Jıî }J^- 'J- >'/> ır^-* jU^* ı35â-

Sahih: Müsned, IV/237, H.no: 17992; Heysemî, râvilerin sika olduklannı belirtir. Bk. Mecma', 1/276; Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/267. Bu konuyu destekleyen hadisler:

a-Hz.Âİşe'nin (Radıyallahü anhâ) rivayeti: Müslim, Hayz, 117; Tirmizî, Deavât, 9, H.no: 3384; Ebû Dâvûd, Taharet, 9, H.no: 18; İbn Mâce, Taharet, 11, H.no: 302;

174_______                                                                                            Tuvalet Âdabı

Bana, Hz. Peygamber'i (Saiiaiiahu aleyhi ve selim) bevlederken gören kişi anlattı:

'Rasûlullah bundan sonra daha suya dokunmadan/abdest almadan (ez­berinden) Kur'ân okudu,'

§(Râvüerden) Hüşeym bir seferinde de şöyle nakletti: "...Suya dokunmadan/abdest almadan (ezberinden) Kur'ân âyetleri okudu."

AÇIKLAMA

Abdestsiz olarak Allah'ın adı zikredilir ve ezberden Kur'ân okunabilir. An­cak Rasûllahm hayatında görülen uygulama, bunların çoğunlukla abdest alındıktan sonra yapılmasıdır. Aynca abdestsiz olarak bazı şeylerin yapılması yasaktır; Namaz ve tavaf gibi... Abdestsiz olarak Kur'ân'a dokunmak da çoğunluğun görüşüne göre yasaktır; Bu müctehidler arasında İbn Ömer, Hasan el-Basrî, Ata, Tâvûs, Şâbî, İmam

b-Hz.Ali'nin (Radıyallahü anh) rivayeti: Müsned, 1/84, H.no: 639; 1/124, H.no: 1011; 1/107, H.no: 840 (435/743.hadise bk); 1/90, H.no: 686 (Haris b. A'ver sebebiyle zayıftır); 1/83, H.no: 627; I/İ34, H.no: 1123 (436/744.hadise bk); Fİ 10, H.no: 872 (437/745.hadise bk); Ebû Dâvûd, Taharet, 90, H.no: 229; Tirmizî, Taharet, 111, H.no: 146 (hasen-sahih); Nesâî, Taha­ret, 171, H.no: 265; İbn Mâce, Taharet, 105, H.no: 594; Ebû Davud'un metni:

a- «ı â^ii sil, ıijj i-^İ J r-^CJı J^-" r^ P 1^ij ^ UJüi jiiJp lÜj; JUj ı^-j ü. *i]ı

c-Buhârî'nin bab başlıkları:

âjlüjl |\~J t,*S Üljîll ^i 3JJ!t-vi   Jl»      V^

 İl^iîl ^Ç ü 11^! ^      ^

ILj LU Ülj 1X~İ jOi it Şjl.» üif l)} (fs^^S j^ '*&>-

Bk. S«ftâ;ı, Vudû', 36;

JU-İj OjiJj'j Lsj>io ^^V 'j^^ k'J^i öl ^*y LT ajai- ^1 cJlij <;li-î JS" ı_sli- illi jCJJ lOj aIii- <Iil ıJla ^1 û\S"j

 

Bk. Buhârî, Hayz, 7;

|X-J 4^ *"' ij^5 ı_îr;il ûli" i-'üli. oltij iil,} Jİ- tji^ll (Ilıt Jlij fjij jLi Ji ûjjj Jl ^.t U jl~sly*; Jlij |ÇŞ| ^ V~^!

Bk. Buhârî, Ezan, 19;

Mâ//fc Taharet, 13; Abdürrezzâk, 1/84, H.no: 278; B«/*ârf, Vudû', 58; Müslim, Taha­ret, 48; EfeÖ DâvMrf, Taharet, 37, H.no: 74; 7>rmiz£, Taharet, 69, H.no: 92; Wfijâf, Taharet, 53, H.no: 67; Miyâh, 7

Tuvglet_Âdâbı                     ________                                                                                 175

Ebû Hanîfe, Mâlik, Şafiî, Ahmed b. Hanbel gibi önemli kişiler bulunmaktadır. Sade­ce Davûd ez-Zâhirî buna cevaz vermektedir.436

Mendûb olan yukarıdaki uygulamadır. Cünüp olan kişi Kur'ân'ı ezber ya da yüzünden okuyamaz. Söz konusu rivayetler ilgili konuda gelecektir.

* Tuvalete Girerken ve Çıkarken Yapılan Duâ

113/421-EneS b. Mâtİk'ten (Radıyallahü

436îbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 30-31; İbn Kudâme, Muğnî, 1/137-139 437 Sened: ^ 4* ^> jU^â <â%-

Sahih: Müsned, m/99, H.no: Iİ886; Benzer rivayet için bk. m/101, H.no: 11922 Buhâri, Vudû', 9; Deavât, 14; Müslim, Hayz, 122-123; Ebû Dâvûd, Taharet, 3, H.no: 4; Tirmizî, Taha­ret, 4, H.no: 5-6 (Tirmizî, hadisin Hz. Ali, Zeyd b. Erkam, Câbir ve İbn Mes'ûd'dan (Radıyallûhü anhüm) da nakledildiğini ve "hasen-sahih" olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 18, H.no: 19; İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 298; Dârimi, Vudû', 10, H.no: 675;

Zeyd b. Erkam'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 3, H.no: 6; İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 296;

Ebû Ümâme'den {Radıyallahü anh) zayıf da olsa bir rivayet bulunmaktadır. Bk. İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 299;

Bennâ, bu hadisin Said b. Mansur'un Süneninde de nakledildiğini ve başında "Bismil­lah" ziyâdesinin bulunduğunu söyler. Bk. Bülûğu'l-emânî, 1/268. Bu hususu pekiştiren rivayet Hz. Ali ve Enes'ten (Radıyallahü anhümâ) nakledilen şu hadistir:

i *^_j

"Cinlerin gözleri ile İnsanoğlunun avreti arasındaki perde onlardan birinin helaya girdiği zaman "Bismillah" demesidir." Tirmizî. bu hadisin garib olduğunu, isnadının ise pek kuvvetli olmadığını belirtir. Bk. Tirmizî, Cum'a, 73, H.no: 606; İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 297; Ahmed Muhammed Şâkir Sünen'e yaptığı haşiyede Tirmizî'nin bu değerlendirmesine katılmayıp şöyle der: "Bu hadis sahih olmasa bile en azından hasendir. Çünkü râvilerinin hepsi sikadır. Suyûtî de bu hadisi zikreder ve Ahmed b. Hanbel, Tirmizî ve İbn Mâce'ye isnâd ederek hasen olduğuna işaret eder. Münâvî ise İsnadının sahih olduğunu ifâde eder. Bk. Suyûtî, el-Câmiu's-sağîr, H.no: 4662; Münâvî, Feyzu'l-Kadîr, İV/127.

Hadîsin Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi vardır. Suyûtî Enes'ten rivayet edilen hadisi de zikreder ve Taberânî'nin el-Mu'cemü'l-evsat isimli eserine nisbet ederek bunun da hasen olduğuna işaret eder. Münâvî de Heysemrnin Taberânî tarafından İki isnadla naklettiğini, isnadlanndan birinde Saîd b. Seleme'nin bulunduğunu, bu râvîyi Buhari'nin zayıf, İbn Hibbân'm sika saydığını diğer râvilerinin ise sika kabul edildiklerini söylediğini nakleder. Bk. Suyûtî, el-Câmiu's-sağîr, H.no: 4663; Münâvî, Feyzu'l-Kadîr, IV/128

176______________________________                                                 Tuvalet Âdabı

Rasûlullah (Saiiaüahu aleyhi ve seiiem) tuvalete girerken şöyle derdi: "Allahümme,  innî e'ûzü  bike mine'l-hubsi ve'l-habâis."

(Duanın Trc. 'Allahım, şeytan ve yardımcılarının şerrinden sana sığınırım.')

NOT: Hadiste geçen hubs (t—Aj) kelimesi, (c—*&) habisim çoğuludur. Habâis (^M-0 kelimesi de, (*—^-ı) habîse'nin çoğuludur. Bu kelimelerin manaları ile ilgili çeşitli açıklamalar/yorumlar bulunmaktadır. Hattâbi ve İbn Hıbbân gibi bazı âlimler; şeytanla­rın erkek ve dişileri olarak ifade etmişlerdir. Bu nedenle 'Allahım, erkek ve dişi şey­tanların şerrinden sana sığınırım' şeklinde terceme edildiği gibi, ı Allahım, şeytan ve yardımcılarının şerrinden sana sığınırım' şeklinde de ifâde edilebilir.'438

114/422-Enes b. Mâlik'ten Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) tuvalete girerken şöyle derdi: "Allahümme,  innî e'ûzü  bike mine'l-hubsi ve'l-habîs", "(ya da ve'l-habâis)."

§Râvi Şube: Burada (ve'l-habîs ve'l-habâis) şeklinde ikisi de söylendi, şeklinde nakletti.

115/423-Zeyd b Erkam'dan (Radıyallahü mh): 44°

438 Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, 1/12; Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, 1/37

439 Senedi

Sahih: Müsned, III/282, H.no: 13934; Benzer rivayet için bk. m/101, H.no: 11922; m/99, H.no: 11886; Geniş bir tahriç için bir önceki 113/421.hadİsin tahricine bk.

Sened: ^ı & J^ü ^ ;iı5 'jt -Ji j^- Jı* r.'^-j v^ &>*■ j^* # -ı*^-"^^

Sahih: Müsned, IV/369, H.no: 19182; Benzer rivayet için bk. IV/373, H.no: 19227-19228; Ebû Dâvûd, Taharet, 3, H.no:  6; İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 296; Enes b. Mâlik'ten

Tuvalet Âdabı  ________                                                                                        177

Rasûlullah (Sattitiiaks aleyhi ve seiiem) dedi ki:

"Şu bitki örtüsü (şeytanların/pisliklerin) bulunduğu yerlerdir, sizden biri oraya tuvalet için girdiğinde şöyle desin:

'Allahümme,  innî  e'ûzü  bike mine'l-hubsi ve'l-habâis.1 "

116/424-Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiahu anhây.441

Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) tuvaletten çıkarken:

"Gufrânek" derdi.

(Duânm trc. (Allahım!) Senin affetmeni isterim.)

NOT: Tuvaletten çıkarken, Rasûlullah'ın (Saiuaühû aleyhi ve senem) istiğfar etmesi, af dilemesinin sebebi şunlar olabilir:

(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 4, H.no: 5 (Tirmizî, hadisin Hz. Alî, Zeyd b. Erkam, Câbir ve îbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü.anhüm) da nakledildiğini Enes'in hadisinin bu bâbda en sağlam ve kuvvetli bir rivayet olduğunu. Zeyd b. Erkam'm hadisinin ise senedinde ızdırâbın bulunduğunu belirtir. Tirmizî, bu durumu hocası Buhârİ'ye sorduğunda şu cevâbı alır: "Muhtemeldir ki Katâde bu hadisi Zeyd b. Erkam'dan, hem Nadr b. Enes kanalıyla, hem de Kasım b. Avf eş-Şeybânî kanalıyla nakleder. Gerçekten de gerek Müsned'de ve gerekse tbn Mâce'nin senedinde her ikisinden aldığı görülmektedir. Dolayısıyla izdırab da ortadan kalkmış olur.

Sahih: Müsned, VI/155, H.no: 25098; Buhârî, el-Edebü'l-müfred, s.240-241, H.no: 694; Dârimî, Vudû', 17, H.no: 686; Ebû Dâvûd, Taharet, 17, H.no: 30; Tirmizî, Taharet, 5, H.no: 7 (hasen-garib); İbn Mâce, Taharet, 10, H.no: 300; İbnü'l-Cârûd, H.no: 42; Îbnü's-Sünnî, Amelü'l-yevm ve'l-leyle, s.23; Hâkim, 1/261-262, H.no: 562-563 (Hâkim ve Zehebî hadisin "sahih" olduğunu belirtirler); Beyhakî, 11/207. Suyûtî hadisi, Ahmed b. Hanbe!, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, îbn Hıbbân ve Hâkim'e nİsbet ettikten sonra sıhhati hakkında her­hangi bir işarette bulunmamıştır. Bk.el-Câmiu 's-sağîr, H.no: 6648; Münâvî, ise İbn Huzeyme, İbnü'l-Cârûd, îbn Hıbbân, Hâkim ve Nevevî tarafından sahih sayıldığını, Beyhakî'nin ise rivayetinde j>w&Â iLJj'O lJJj) "Rabbena ve ileyke 1-masîr" ziyâdesinin bulunduğunu, fakat bu ziyâdenin aslının olmadığını belirtir. Bk. Feyzu'l-Kadîr, V/155 Bazı rivayetlerde ise şu duaya rastlanır:

"el-Hamdü lillâhi'l-lezt ezhebe anni'l-ezâ ve âfânV Duanın tercemesi: "Benden ezayı gideren ve bana afiyet bahşeden Allah'a hamdolsun," Bk.İbn Mâce, Taharet, 10, H.no: 301 (Bu rivayet ise senedindeki İsmail b. Müslim sebebiyle zayıftır); Suyûtî, Nesâî tarafından Ebû Zer'den nakledilen hadis için sahih işareti koymuştur. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 6649; Münâvî hadisi zayıf olarak değerlendirir. Bk. Feyzu'l-Kadîr, V/156

Jl78__________________________________________                         Tuvalet Âdabı

*  Allah'ı tuvalet gibi bazı Özel ihtiyaçları dışında, her zaman zikreder ve a-nardı. İhtiyaç anında zikri terk etmeyi, kendisi için kusur ve günah olarak görebilir,

*  Ya da nimetlerin şükrünü eda edemediğini düşünüp böyle dua etmiş olabi­lir. Doğrusunu Allah bilir.442

* Tuvaletteki İnsanın Kabe'ye ve Mescid-i Aksâ'ya Önünü ya da Arkasını Dönmesinin Yasaklanması

117/425-Abdullah b. Haris ez-Zübeydî'den (Radıyallahü mky.w Rasûlullah'in (SaUaiiahu aleyhi ve seiiem) şu sözünü ilk duyan benim: "Sizden biri kıbleye dönerek sakın bevl etmesin!"

442 Bu konudaki farklı dualar için bk. Nevevî, Ezkâr, 67-69

Sahih: Müsned, İV/190, H.no: 17630; Benzer rivayet için bk. IV/191,'H.no: 17645, 17638-17639; IV/190, H.no: 17633 (iS^&'^JLJ^.ı&_J-fJ^âfj&j^**" Jz»&J£j&# " Rasûlullah (Sallaliahü aleyhi ve sellem) bizden birinin kıbleye yönelerek bevleîmesini bize yasakladı" ziya­desiyle; IV/190, H.no: 17631

ÇpfJzA—i ^j-ıSı jı LX'jki iiUiı Jr-îU J--ı Jjİ ol J£i 'pX-'j j_-t *üı (_5ij> ^31 gû o_-C~--iı Jj1 ti) "Birinin kıbleye yönelerek bevletmesİni yasakladığını Hz.Peygamber'den duyan ilk müslüman benim. Hemen çıkıp İnsanlara (bu yasağı) haber verdim" ziyadesiyle nakledilir. İbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 317.

Ebû Saîd «I-Hudri"den (Radıyallahü anh) şahidi:

 «ilt ^jİ^ -tİJl Jj-*j j' -li^l i^jaİJı A-tl Li «-J- ÂjI 'ji^r jJ^i' _^j)l _>;i t2jj-

Bk. Müsned, Tîl/12, 15. H.no; 11030, 11059; İbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 320-321 (Her iki senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır). Hadis iki yasağa işaret ediyor: Biri, ayakta iç­me; diğeri, kıbleye karşı bevletme. Müslim de hadisin ayakta içmenin yasaklanışı ile ilgili kısmını nakJetmİştir:

 ' J*

Bk. Müslim, Eşribe, 114.

Bu şâhid Eşribe bölümünde 22-23/6600-6601.hadislerde zikredilecektir. Abdullah b. el-Hâris b. Cez' ez-Zübeydî (Radıyallahü anh) Mekke'nin fethinden önce müslüman oldu. Mısır fethinde bulundu. 85/704'te Mısır'da en son vefat eden sahâbîdir.

TuvaletÂdâbı_______________________________________________________179

(Râvi der ki): "Bunu insanlara ilk nakleden kişi benim."444

118/426-Ma'kıl b. Ebû Ma'kıl el-Esedî el-Ensârî'den (Radıyallahüanh): m Rasûlullah (Sallaliahü aieyiu ve sellem), büyük ve küçük tuvalet ihtiyacı a-nında iki kıbleye (yani Kabe ve Mescid-i Aksâ'ya)446 dönmeyi yasakladı.

119/427-(Ebû Talha'nm azatlısı) Râfîb. İshâk'tan:447

444 Bu kısım râvinin sözüdür. Bk. İbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 317

445 Sened: îi-i ^ Jy j.j ^f '£■ ^ŞJ ^ }J~^ 'Jc- jiİ_iiı ^ .ji. ı_Si pâ\ J, ıİji-

Hasen: Müsned, IV/210, H.no: 17765; Benzer rivayet için bk. IV/210, H.no: 17765; VI/406, H.no: 27167; Sa'lebe oğullannın (Sa'lebİyyûn) azadlığı Ebû Zeyd'in meçhul olması sebebiyle hadis zayıftır. Zehebî, râvi hakkında herhangi bir hüküm vermezken, İbn Hacer "meçhul" demekle yetinir. Bk.Kâşif, Trc. no: 6632; Taknb, Trc. no: 8109; Fakat hadis, şâhidleri ile kuvvet bulur. Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 10; ibn Mâce, Taharet, 17, H.no: 319. Müsned'de geçtiği halde Bennâ'nın burada yer vermediği benzer bir rivayet de şudur:

Bk. Müsned, V/430, H.no: 23536. Fakat bu rivayette müphem râviler bulunmaktadır. Tabiinden Nâfî'nin hocası ve onun da babası sahâbîden biri ise senede zarar vermez. Bu riva­yet Ebû Eyyûb el-Ensârî'den nakledilmiş olabilir. Müsned'dekİ senedlerden biri Eyyûb b. Hâlid b. Ebû Eyyûb el-Ensârî, babası Hâlid b. Ebû Eyyûb el-Ensârî'den o da babası Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) nakleder. Ebû Eyyûb el-Ensâri'nin oğlu ve torunu sikadır. Fakat burada metnini verdiğimiz Eyyûb, Eyyûb b. Ebû Temîme'dir.

Ebû Eyyûb el-Ensârî'den benzer rivayet:

fj__ili ı_i__Ş t£jJ__i C Jlî *jl '<—■>jjl ^1 ji- jIÎt_.J ^y >

Bk. Müsned, V/415, H.no: 2341İ 44(1 Bennâ, age., 1/270,271

447 n               *                                            *          j                't

Sened: *uı j_^ ^ 'jıi_ı ^ ^ul. ır^ı ıs__> ^ oik_-ı l3jj-Sahih: Müsned, V/4I4, H.no: 23406; Benzer rivayet için bk. V/415, H.no: 23411:

 -J> UjJ>-

180                                                            ________                                Tuvalet Âdabı

Kendisi, Ebû Eyyüb el-Ensârî'nin (Radıyaiiahu atıh) Mısır'da bulunduğu dönemde şu sözünü duymuştu:

'Vallahi, bu tuvaletleri ne yapacağımı448 bilmiyorum. Rasûlullah (Saiialm

hü aleyhi ve sellem) ŞÖyle buyurmuştu:

"Biriniz tuvalete, büyük ya da küçük ihtiyacı için gittiğinde Kabe'ye önünü ve arkasını dönmesin!'"

120/428-Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):449

Rasûlullah (SatlallahU aleyhi ve seüem) dedi ki:

"Biriniz tuvalete gittiğinde, Kabe'ye önünü ve arkasını dönmesin! Ancak doğuya ya da batıya dönsün!"

Ebû Eyyûb el-Ensârî şöyle devam etti:

'Şam bölgesine geldiğimizde kıbleye doğru yapılmış tuvaletler bul­duk. (Tuvalet sırasında) başka tarafa yönelmeye çalışıyor, sonra da istiğfar ediyorduk.'

Mâlik,   Kıble, 1; Buharı, Vudû', 11; Müslim, Taharet, 59; Dârimi, Vudû', 6, H.no: 671; Nesâî, Taharet, 18-19; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/141

Yani, nasıl düzelteceğimi

Sened: 1J J aki ^ ^>^ L;>î ^ıj 'j, '^U, "ji, j.\ jû ^ 'j, ^ ı2j^

Sahih: Müsned, V/416, H.no: 23416; Benzer rivayet için bk. V/421, H.no: 23467, 23469; V/417, H.no: 23427; V/419, H.no: 23449 ( &^£j ıîj '^/J. &â ı#£j ü ) "tenasül uzuvlarınızı kıbleye döndürmeyin" lafzı ile; Mâlik, Kıble, \;Buhân, Vudû', 11; Müslim, Taharet, 59; Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 9; Tirmizî, Taharet, 6, H.no: 8; Dârimi, Vudû', 6, H.no: 671; Nesâî, Taharet, 18-20; îbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 318; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/141. Bu hususta Ebû Saîd el-Hudrî, Ebû Hüreyre, ve Sehl b. Huneyf ve Selman'dan da (Radıyaiiahu anhüm) şâhid hadisler nakledilir. Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 7-8; îbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 320-321; Dârimi, Vudû', 6, H.no: 670; Tirmizî bunlara ek olarak Ebû Ümâme'yi de (Radıyallahü anh) zikreder. Ve bu konudaki en sahih rivayetin Ebû Eyyûb (Hâlid b. Zeyd) el-Ensârî'nin hadisi olduğunu belirtir. Bk. Tirmizî, Taharet, 6, H.no: 8

TuyalgtÂdâbı                                                                                 _____,______181.

121/429-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):450

Hz. Peygamber (Saiiatiahu aleyhi ve seitem) şöyle dedi:

"Ben sizin için bir baba gibiyim, (faydalı şeyleri öğretirim). Biriniz tuvalete gittiğinde, Kabe'ye önünü ve arkasını dönmesin!"

Rasûluîlah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) bize tezek ve kemik ile istincâyı (tu­valette temizlenmeyi), ayrıca birinin istincâda451 sağ elini kullanmasını ya­sakladı.

,.452

122/430-Selman el-Fârisî'den (Radıyallahü anhy'

Müşrikler Rasûlullah (SaiMiaM aleyhi ve sellem) ile alay ederken onlardan

birisi şöyle dedi:

'Arkadaşınızın size tuvalet (adabına) varıncaya kadar her şeyi öğretti­ğini düşünüyorum.' Selman şöyle cevap verdi:

'Evet, O bize tuvalet (ihtiyacı) sırasında kıbleye dönmemeyi emretti"

450 Sened: g

Sahih: Müsned, 11/247, H.no: 7362. Benzer rivayet için bk. 11/250, H.no: 7403. Mâlik, Kıble,

1-2; Buhârî, Vudû', 11; Salât, 26, 29; Müslim, Taharet, 59-60; Ebû Dâvûd, Taharet, 4, H.no:

8; Sefer, 15, H.no: 1241; Tirmizî, Taharet, 6, H.no: 8; Nesâî, Taharet, 35; İbn Mâce, Taharet,

16, H.no: 313; Dûrimî, Vudû', 14, H.no: 680.

Ayrıca 135/443.hadise bk.

431 Istitâbe, istİncâ manasındadır. Bk. Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 402

452 o         ,......',    .........'   '■fî|i£"'  * <— i-'*-

Sahih: Müsned, Y/431, H.no: 23593; Diğer rivayet için bk. V/438, H.no: 23603; Benzer riva­yet için bk. V/437, H.no: 23595 (bu rivayette sahâbî müphem); V/437-43S, H.no: 23598-23599; V/439, H.no: 23609; Müslim, Taharet, 57; Ebû Dâvûd, Taharet, 4, H.no: 7; Tirmizî, Taharet, 12, H.no: 16 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 36, H.no: 41, 49; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 316; İbn Huzeyme, 1/41, H.no: 74;

Müsned'de  geçtiği halde Bennâ'nm  burada yer vermediği  Sehl  b.  Huneyften (Radıyallahü anh) nakledilen benzer bir rivayet de şudur:

Müsned, m/101, H.no: 11922. Ayrıca 131/439.hadise bk.

182________Tuvalet Âdâfr

§(Bir rivayette; 'arkamızı da dönmemeyi emretti.*) Rasûlullah (SaUaüaha aleyhi ve seiiem) bize; istincâda sağ eli, üçten az taşı, ayrıca tezek ve kemiği de kullanmayı yasakladı.

NOT: Yeryüzünün mübarek bölgelerinden Kudüs'teki Mescid-i Aksa Müs­lümanların ilk kıblesi ve Mekke'deki Kabe ise sonraki kıbleleridir. Bu nedenle çölde ya da açık arazide bulunanların tuvalet ihtiyacı sırasında Kabe'ye veya Mescid-i Aksâ'ya arkalarını ve Önlerini dönmeleri yasaklanmıştır. Zira bu kutsal mekânlara ibadet için dönülür.

Zaruret halinde ya da kapalı mekânlarda, bu yönlere dönme ruhsatı verilmiş­tir. Fakat tuvalet yapımında kıbleye doğru olmamasına dikkat edilmelidir.453

* Evlerdeki (ya da Kapalı Mekanlardaki) Tuvaletlerde Kıbleye Dönme Ruhsatı

123/431-Câbirb. Abdullah'tan (RadıyaiiaM anh):454

Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) bize bevl ederken avret mahallimiz (açık olarak) kıbleye dönmemizi yasakladı. Sonra onu, vefat etmeden bir yıl önce kıbleye dönmüş bir şekilde bevlederken gördüm.

453 San'ânî, Sübütü's-selâm, 1/135-137

Sahih: Mü'sned, III/360, H.no: 14808; Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 10; Tirmizî, Taharet, 7, H.no: 9 (hasen-garib. Tirmizî, hocası Buhârî'nin bu hadisi sahih saydığını nakleder); İbn Mâce, Taharet, 18, H.no: 325; Dârekutnî, 1/58-59; Hâkim, 1/257, H.no: 552 (Hâkim, hadisin Müslim'in şartına göre sahih olduğunu söyler. Zehebî de bunu onaylamıştır); Beyhakî, 1/92. Bennâ, hadisin Bezzâr, îbn Hıbbân ve İbn Huzeyme tarafından nakledildiğini, İbn Huzeyme'nİn hadisi sahih saydığını söyler. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/274.

Tuyale^Adâbı

124/432-Abdullah b. Ömer'den (Radıyaiiahaanhümây.455

Bir gün (kız kardeşim) Hz. Hafsa'nın (RadıyaiiaM anhâ) odasının damına çıktım ve (tesadüfen) Rasülullah'ı (Saiiaiiahu aleyhi ve seium) tuvalet ihtiyacı için oturmuş gördüm; yüzü Şam bölgesine ve sırtı da Kabe'ye dönüktü.

§ İbn Ömer'den ikinci tarikle gelen rivayet:

Bir gün evimizin damına çıktım ve (etrafa bakarken tesadüfen) Rasûl­ullah'ı (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) iki kerpiç üzerine tuvalet ihtiyacı için oturmuş gördüm, yüzü de Mescid-i Aksa tarafına dönüktü.

125/433-Abdullah b. Ömer'den (Radıyaiiahu anhü

Sahih: Müsned, 11/12, H.no: 4606; (ikinci rivayet): 11/41, H.no: 4991; Benzer rivayet için bk. 11/13, H.no: 4617; Buharı, Vudû', 12, 14, Humus, 4; Müslim, Taharet, 61-62; Ebû Dâvûd, Taharet, 5; Tirmizî, Taharet, 7, H.no: 11 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 21; îbn Mâce, Taharet. 18, H.no: 322-323; Dârimi, Vudû', 8, H.no: 673

Sened: «^ j* j^ ^ ^ ^ ^^i ^ "**■ ry) (^«4 •^•^ Ui-6- jl—>■ £■&■

Hasen: Müsned, 11/99, H.no: 5747. Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VI/75, H.no: 5838; Tarsûsî, Müsnedü Abdillah b. Ömer, 39, H.no: 64;

Hadis, Yemâme kadısı Ebû Yahya Eyyûb b. Utbe el-Yemâmî sebebiyle zayıftır. Zehebî bu râvî hakkında şu bilgileri verir: Buhârî: "Kendisinden hadis alanlar Ieyyin olarak telakki ederler"; Ebû Hatim: "Yahya b. Ebî Kesîr'den yazdığı hadisler sahihtir. Fakat o hafı­zasından hadis nakleder ve hata yapardı" dediler. Bk.Kâşif, Trc. no: 521; İbn Hacer ise zayıf olduğunu ifâde eder. Bk. Takrîb, Trc. no: 619. Eyyûb b. Utbe el-Yemâmî'nin (v.160/777) rivayetlerinden birini Tirmizî ve İbn Mâce, on yedisini de Ahmed b. Hanbel nakleder. Bennâ, Fellas'ın "Önceleri sadûk idi, ancak daha sonra hafızası kötüleşti"; İbn Adiy'in "zayıf olmak­la birlikte hadisleri yazılır" dediklerini nakleder. Yik.Bülûğu'1-emânî, 1/274-275. Tirmizî riva­yetine işaret ettikten sonra hakkında bazı ilim adamlarının tenkidde bulunduklarını ifade eder. Bk. Sünen, Taharet, 62, H.no: 85; Bûsirî ise İbn Mâce'nin rivayetini değerlendirirken bu râvinin zayıf olduğunu söyler. Bk. Sünen, Ticârât, 23, H.no: 2195: Ahmed b. Hanbel, îbn Ebî Ke­sîr'den rivayetlerinin muzdarip olduğunu, bunun dışındaki rivayetlerinde âlimlerin sika saydıklarını belirtir. Müsned'deki bir rivayetinde ise bu râvi hakkındaki değerlendirmeleri şöyledir:

: JUi ? a^i- Vi- Jji tjt'j fk/ •&■ JJl    İrf     3' Ij'^i»' Jjij lj- £i-ı^ J: «Jlj ıijsIS-1 Jji- ^ ı^JCj : *JJl Xj- Jü

"Rivayetlerin  hepsi  sahihtir.  Bana göre  en  iyi rivayet de Eyyûb'un  naklidir." BkMüsned, IV/143.

Hadisin mütâbii vardır:

 \ tiji *Jl cJ>-3 l-ii 4j^U- j   (J—j kŞı- «İl J—j   jJl c

TZk.Dârekutnî, 1/60 (îsâ b. Ebû îsâ el-Hannât zayıftır);

Müsned'de îbn Ömer'den (Radıyallaha anhümâ) nakledilen benzer bir hadis de şöyledir:

184______________________________________________________Tuvalet Âdâbı^

Rasûlullah'ı (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem)  iki kerpiç üzerine tuvalet ihtiyacı için oturmuş gördüm, yüzü de kıbleye dönüktü.

126/434-Ebû Katâde'den (Radıyaiumanh):4"

Rasûlullah'ı (Saiiaîiahu aleyhi ve seiiem) kıbleye dönük olarak bevlettiğini gördüm.

Müsned, n/99, H.no: 5741; 11/97, H.no: 5715.

Şu rivayetlere göre yöneldiği kıblenin Beytü'l-Makdis olduğu anlaşılmaktadır:

jj-UUl iJj" IL£_Î ıjl£ü ^ IJjili LC-j 4^ 4İJI ,jC» Jil J j—^ ıi^V

MöMerf, ü/41, H.no: 4991 (birinci rivayet); Mâlik, Kıble, 2; Şafiî, Müsned, 183; rz, Vudû'. 12 (ikinci rivayet), 14; Müslim, Taharet, 61; Ebû Dâvûd, Taharet, 5, H.no: 12; Nesâî, Taharet, 22, H.no: 23; İbn Mâce, Taharet, 18, H.no: 322; Dârimî, Vudû', 8, H.no: 673; Dârekutnî, 1/61; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, IV/233.

Peygamber efendimizin bulunduğu evin ise Hafsa annemize ait olduğunu gösteren ri­vayet için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, Xll/349, H.no: 13312; 457 Sened: ^ıi- ^ _^Ji $ i3Sb- ilJ '£ ı3ji- üıi s"

Hasen: Müsned, V/300, H.no: 22459. Tirmizî, Taharet, 7, H.no: 10 (Tirmizî Câbir'den (Radıyallahii anh) naklettiği bir önceki 9.hadisinde bu hususta Ebû Katâde, Âişe ve Ammar b. Yâsir'den (Radıyallahü anhüm) nakillerin bulunduğunu, Câbir'in (Radıyallahü anh) hadisinin hasen-garib ve Ebû Katâde (Radıyallahü anh) hadisinden daha kuvvetli olduğunu ifade eder); Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk. 22/64. hadi s. Ayrıca Ebu'z-Zübeyr Muhammed b. Müslim sika-müdellistir. An'ane yaptığı için hadisi za­yıftır. Ancak hadis şâhid ve mütâbileriyle kuvvetlenir.

Tuvalet Âdabı ______________                    _____________________________185

127/435-Ömerb. Abdülazîz'den:'

458 Sened: Ji-j 'J* jiü ıS

Hasen: Müsned, VI/183, H.no: 25376 (Bennâ burada senedi müphem olan rivayeti tercih etmiştir. Hangi sebeple tercih ettiğini de tesbit etmiş değiliz. Halbuki muttasıl senedle nakle­dilen rivayetler de bulunmaktadır. Bu senedde ismi zikredilen Hâlid, Hâlid el-Hazzâ'dır. Müphem râvinin ismi de Hâiid b. Ebi's-Salt'dır. Diğer rivayetlerin senedlerinde bu durum açıkça görülmektedir); (İkinci rivayet): VI/137, H.no: 24944

(Senedi: "4i> ^> oJİJi ^î J jJıi ^* eUSJı oJii- ^ ix 'J, l€s- £%- ^rj u&- ");

Benzer rivayetler:

Jji-j üı üjıi ıj£&- Üı> Jıü i-ü"j i-is" xi jqjvi Uj J^ı li^|!ı£-i il} s&Ji eJj^-ı ıi ^i jûî ^hjı; ^ iı^ Jiltj

uUiı ı^. Jİİ.U *:ji^ ^ı iui ^i ^ıfiı jy ^L; di ıi-j 4* isi ^u ili Bk. Mömerf, Vyi84, H.no: 25388;

Müsned, VT/239, H.no: 25905;

J__J ıjJİîi l_jl_j^- lîjüi Jİ jl JUİ »4«-jji iilîil Ij1_s£-j O' öyz'J^î L-U l)1 -f^-j V^ *^J' ls^-3 *W Jj—j^ j^^ Î^Jü b

Müsned, VI/227, H.no: 25775 (Buradaki sened munkatıdır. Çünkü Ömer b. Abdülaziz Hz.Âişe'den (Radıyallahü anhâ) hadis almamıştır. Diğer senedlerde görüldüğü gibi aralarında Irak b. Mâlik vardır);

4__Ul Ö__ls-j jjpı jli ^ ^li jle- IjjTj JU ta.ltrtB ,jÎ & jJi>- ^ »üSJl JİVİ- ıSji- iX- ^J illi- 13Ü- Ju j^j (3jS-

J—İ JUİ Jlİ jJJi ^jÂ'^' l^y dî ^İ-j 4* «Ül Jto JJl Jj^-j Jİt Ij^Ti ÛJVe LJü tilllS y İJf^ j

Müsned, VI/219, H.no: 25713; /ön Mâce, Taharet, 18, H.no: 324 (Ricali sikadır); Beyhakî, 1/207.

San'ânî, hadisin isnadının hasen olduğunu söyler ve Zehebî'nin Mîzân'mdan (bk.II/414, Trc. no: 2435) Hâlid b. Ebî's-Salt'm biyografisinde "bu hadis münkerdir" denildi­ğini nakleder. Ek.Siibülü's-selâm, 1/162. Hâlid b. Ebî's-Salt'm rivayetlerinden birini İbn Mâce, beşini Ahmed b. Hanbel nakleder. Bu rivayetlerin hepsi de aynı. hadistir. Zehebî sika olduğunu söyler. Bk.Kâşif, Ter.no: 1329 (Burhânüddîn Ebu'l-VefâT Kaşifin Hâşiye'sinde, Zehebî'nin Mîzân'mda şu sözlerini nakleder: "Ben zayıflığını ortaya koyan birini bilmiyorum. Ayrıca Buhâri'nin et-Târîhu'l-kebîr'inde "fîhi nazar/tartışılır" der, ancak Dwa/û'sında böyle bir ibare yok. Abdülhak Vustâ'da "zayıf hükmü verir) ve der ki

"Buhârî'nin sözünü ne et-Târihu'l-kebîr'inde ne Sağir'de ne de bu iki esere yazılan Tehzîb-de bulamadım. Ne Ufcaylî'nin ûwq/a'sında ne de İbn Adiy'in Kâmil'İnde biyografisi bile yok. Ki her iki eser de Buhârî'nin cerh ve ta'dildeki sözlerini naklederler. Abdülhak'm onu zayıf zayması Zahirî İbn Hazm'a uymaktan başka bir şey değildir {Bk.Muhallâ, 1/196). Bu konuda îbn Hacer'in Tehzîbü't-Tehzîb'ine (bk.IÜ/84, Trc. no: 183;) ve Bâğandfnin "Müsnedü Ömer b. Abdilaziz" isimli eserine ta'likime bakabilirsiniz. Ömer b. Abdülaziz'in görevli olarak atadığı kimseler sikadırlar. Bu da Vâsit'a atadığı biridir (bk.Eslem el-Vâsıtî -

186______________________________________________________Tuvalet Âdabı

Şu kadar süreden beri, tuvalette kıbleye dönmedim. Bana Irak b. Mâ­lik, Hz. Âişe'den (RadıyaitahUatthâ) rivayet etti:

'İnsanların bundan (tuvalet sırasında kıbleye dönme yasağından) hoş­lanmadı klan/zorlandıkları haberi Hz. Peygamber' e (SattaifaM aleyhi ve seiiem) ula­şınca, kıbleye dönme izni (ruhsatı) verdi.'

§ Hz. Âişe'den (Radıyaiiahümhâ) gelen başka rivayette:

RaSÛİUİlah (Sallaliahü aleyhi ve seliem) dedi İd:

"Böyle yapıyorlar ha, oturağımın yönünü kıbleye çevirebilirsiniz."^ NOT: Bu konuda bilgi için bk. 122/430 nolu hadisin açıklaması

v.292/905-, Târihu Vâsıt, s.128)." Bk.Hâşiyeîü'l-Kâşif, Trc. no: 1329. Buhârî, Irak'tan riva­yetlerinin miirsel, şu rivayetin ise daha sahih olduğunu söyler:

Bk.et-Târîhu'1-kebîr, IH/155, Trc. no: 535; Mizzî, Tehzîbü'l-Kemâl, VIII/92, Trc. no:

21; İbn Hacer, Tehzîb, m/84, Trc. no: 183; İbn Hıbbân'ın S/jfrâf'mda da yer aldığı belirtilmek­tedir. Bk.Mizzî, Tehzîbü'l-Kemâl, VUI/92, Trc. no: 21; Zehebî, Mîzân, ü/414, Trc. no: 2435; İbn Hacer, Tehzîb, IH/84, Trc. no: 183;

İbn Hacer Irak b. Mâlik el-Ğifârî'nin biyografisinden İbn Ebî Hâtim'in MerâsiV'mdtr) Ahmed b. Hanbel'in şunları söylediğini nakleder: "Irak, Hz.Aişe'den duymadı, rivayeti mür-seldir. O Urve'den, Urve de Âişe'den duydu. (Eserinin bir başka yerinde) Kıbleye yönelme ruhsatı ile ilgili rivayette rivayet edilenlerin en iyisi, miirsel de olsa Irak'ın hadisidir. Çünkü senedi hasendir" İbn Hacer, Tehzîb, VH/156, Trc. no: 340

Bennâ, Nevevî'nin Mecnıû'da hasen hükmünü verdiğini nakleder. Bk.Bülûğu'l-emânî, V276. 459 Bk. San'ânî, Sübülü's-selâm, î/162

e)- SUYUN AZ OLDUĞU YERLERDE TAŞLA TEMİZLENMEK

  Taşla tstincâ (Temizlenme) Âdabı

   İstincâda Üçten Aşağı Taş Kullanmak Yasaklanmıştır

   İstincâda Yasaklanan Malzemeler

   Tuvalette Su İle Temizlenmenin (İstincanın) Önemi, Avret Mahalline Sağ Elle Değmenin ve Yıkamanın Yasaklanması

   İdrar Sıçrantısından Kaçınmanın/Dikkatli Olmanın Önemi

   İstincâdan Sonra (Vesveseden Korunmak İçin) Avret Mahalline Su Serpmek

 İstincâ-İstismâr

e)- SUYUN ÂZ OLDUĞU YERLERDE

TAŞLA TEMİZLENMEK

(İSTİNCÂ-İSTİCMÂR)

İstincâ, tuvalette yapılan temizliktir ve hükmü dört kısımda incelenir:

1-Vâcib: Cünüplük, hayız ve nifâs durumunda necaset çıkan mahallin temiz­lenmesi, ayrıca bunların başka yerlere dağılması durumunda da yıkanması gerekir.

2-Sünnet: Necaset çıktığı yerden dışarıya taşmazsa, o kısım da yıkanmalıdır.

3-Müstehab: Sadece bevlettiğinde temizlenmesidir.

4-Bid'at: yellenmeden dolayı temizlik yapmaktır.460

Temizlik su ile yapılır, ancak su bulunmazsa taşla da temizlik caizdir. Ancak burada üç taşla sınırlama getirilmesi İslâm'ın temizlik yanında çevre temizliğine verdiği önemi göstermektedir. Aynca kemik ve tezekle temizlik yapılmaz; tezek necis olduğu ve kemik de cinlerin azığı olduğu için yasaktır. Yiyecekle de istincâ yapılamaz, zira bu israftır.461

* Taşla İstincâ (Temizlenme) Âdabı

128/436-Ebû Hüreyre'den (RadıyaUahü

460  Şîrâzî, Mühezzeb, 1/27; Mevsılî, İhtiyar, 1/36; İbn Kudâme, Muğnî, 1/141

461  Şîrâzî, age., 1/28; Merğınânî, Hidâye, 1/37-38; İbn Kudâme, age., 1/148; San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/137, 140-141

- Sened: ^li ^ı^J ^ cı\k"j JQ\ jX* ^ [/■ Jiî üs" J^s\ J- j) 'j. '^JJ! 'J, tp_* isli. jıî '^'J, ■&%.

Hasen: Mümed, 11/371, H.no: 8824. Hadisin senedindeki Husayn (b. Abdullah el-Hmıyerî el-Hubrânî) hakkında Zehebî, bir eserinde herhangi bir hüküm vermemiş (Bk.Kâşif, Trc. no: 1136); diğer bir eserinde ise "tanınmıyor" demiştir. Bk.Mîzân, Trc. no: 2105; İbn Hıbbân sika râviler arasında zikreder. Bk.Sikât, VI/211; Ebû Sa'd (Saîd) el-Hayr el-Hubrânî el-Hımyerî el-Hımsi hakkında ise Ebû Hatim "mechûl" olduğunu söyler. Bk.el-Cerhu ve't-ta'dîl, K/378. Alımed b. Hanbel rivayetinde (senedde de görüldüğü gibi) bu zatın Hz. Ömer'in arkadaşların­dan biri olduğunu belirtir. Dârimî'nin tahkik ve tahricini yapan Abdullah Hâşİm Yemânî, bu

tç-tincâjstismâr______________ 189

Hz. Peygamber (Saiiaitaha aleyhi ve seitem) dedi ki:

"Gözüne sürme çeken tek sayıda çeksin. Kim buna dikkat ederse qüze! olur, yapmayana bir zorluk yoktur.

İstincâda taş kullanacak kişi, tek sayıda kullansın. Kim buna dikkat ederse güzel olur, yapmayana bir zorluk yoktur.

Bir şey yiyen, eğer diş kovuğundan bir şey çıkarsa onu atsın, (an­cak) diliyle bulduğu şeyi yutabilir. Kim buna dikkat ederse güze! olur, yapmayana bir zorluk yoktur.

Tuvalet ihtiyacı için ayrılan kendisini gizlesin. Sadece kumdan bir tepe bile bulsa, ona sırtını dönerek (gizlensin). Şeytan, Âdem oğlunun a-çıktaki makatiarıyla alay eder, (ettirir). Kim bu konuda titiz davranırsa, güzel/karakterli hareket etmiş olur. Kim de titiz davranmazsa, (sadece ayrılır giderse,) ona da zorluk yoktur."

129/437-Ebû Hüreyre'den (RadıyaUahü

râvinin isminin Ziyâd, Âmir veya Ömer b. Sa'd olabileceğini belirtir. El-Hayr olarak bilinen kişinin sahabî olduğunu, el-Hubrânî olarak bilinenin ise tabiînden olduğunu ve İbn Hibbân'm sika râviler arasında zikrettiğini, dolayısıyla bu iki ayrı şahsiyetin karıştırıl maması gerektiğini belirtir. {Bk.Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668); Bennâ da Ebû Saîd el-Hayr'ın sahâbî; Ebû Sa'd el-Hayr'ın ise tabiînden bir râvî olduğunu belirtir. Bk.Biilûğu'l-emânî, T/262. Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; İbn Mâce, Taharet, 23? H.no: 337-338; Bennâ bu rivayeti dört ayn konuda ele alır:

a-Hadisin ilk bölümü "Edeb, mev'ıze, hikmetler ve özlü sözler" kısmının 56/8626. hadisinde zikredilecektir:

Hadisin bu kısmı Müsned'de Ebû Hüreyre'den (RadıyaUahü anh) farklı senedlerle riva­yet edildiği gibi Ukbe b. Âmir'den (RadıyaUahü anh) de nakledimİştİr:

Bk. İbn Mâce, Tıb, 26, H.no: 3498;

b-İkinci kısmı burada zikrettiği bölümüdür:

Müsned, H/360, H.no: 8710; 11/463, H.no: 9931; n/387, H.no: 9006; 11/315, H.no: 8150 (Hemmâm, Sahîfe, H.no: 50); n/245, H.no: 7340; 11/482, H.no: 10201; U/236, H.no: 7220; H/308, H.no: 8063; 11/278, H.no: 7732; n/254, H.no: 7445; n/277, H.no: 7716; Mâlik, Taharet, 33-34; Buhârî, Vudû', 25; Müslim, Taharet, 20-23; Nesâî, Taharet, 72, H.no: 88; İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 409; Dârimi, Vudû', 32, H.no: 709;

Câbir b. Abdullah'tan (RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Müslim, Taharet, 24;

Seleme b, Kays'tan (RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 72, H.no: 89; İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 406;

c-Üçüncü bölümü üeriki konularda zikredilecektir. Aynca bk. Dârimi, Et'ıme, 42, H.no: 2093

d-Son bölümünü ise 106/414.hadiste zikretti.

"İsticmâr" ile ilgili rivayetler için bk.129-130/437-438 463 Sened: ^jiı ,            ^           ^             &

190                                                                                                        Îstincâ-İstismâr

HZ. Peygamber (Sallaliahü aleyhi ve sellem) Ğ&Ğ\ ki:

"Kim abdest alırsa sümkürsün (burnunu iyice temizlesin), istincâda ise taşı tek sayıda kullansın! "

130/438-Câbir b. Abdullah'tan (RadıyaiiaM anh):46*

RaSUİUİlah (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Kim istincâda taş kullanırsa tek sayıda kullansın!"

* istincâda Üçten Aşağı Taş Kullanmak Yasaklanmıştır

Sahih: Müsned, 11/236, H.no: 7220; Benzer rivayet için bk. 11/401, H.no: 9182; n/518, H.no: 10666; E/242, H.no: 7298; Mâlik, Taharet, 13; Buhârî, Vudû', 25-26; Müslim, Taharet, 20-22; Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; Nesâi, Taharet, 72, H.no: 88; İbn Mâce, Taharet, 23, H.no: 337-338; Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668; Seleme b. Kays'tan (Radıyallahu anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 72, H.no: 89; Hadisin ikinci bölümü için bk.106/414 ve 128/437. hadi s. Sened: aijuIî- ^ 'j^ '^L. 'S Jjj\ J j^l ^'J J £   £ i     i

Sahih: Müsned, m/294, H.no: 14060. Müslim, Taharet, 20-22; Ayrıca 128-129/436-437 ve 132/440.hadise bk. Hadisin Ahmed b. Hanbel'in Müsned'İnde Ukbe b. Âmir'den (Radıyallahu anh) şahidi de nakledilir. Bu rivayet için bk. ÎV/156, H.no: 17358-17359:

J—-= 4)1 dj->j Jli '-Ojit y& ,j. «^ £*-" *•* ys*

Heysemî,  senedindeki  İbn Lehîâ sebebiyle bu rivayetin "hasen" olduğunu belirtir. Bk. Mecma', V/97.

1Q1

ktincâ-İstismar_____________________________________--------------------1±±-

,.4fi5

131/439-Selman el-Fârisi'den (Radıyallahuanh):' Müşrikler kendisine (Rasûlullah'la alay etmek için) dediler ki: "Arkadaşınızın size tuvalet (adabına) varıncaya kadar her şeyi öğret­tiğini düşünüyorum.' Selman şöyle cevap verdi:

'Evet, Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) bize; istincâda sağ eli kullan­mayı, (bu durumda) kıbleye dönmeyi, ayrıca tezek ve kemiği de kullanmayı yasakladı ve buyurdu ki:

"Biriniz istincâda  üçten az taş kullanmasın!" '

§(Râvi) Abdurrahman b. Yezid'den diğer rivayet:

"Müşriklerden birisi, Hz. Peygamber'in sahabesinden birisine dedi ki:

'Bu kişi size (galiba) her şeyi öğretti...' (ve hadisin kalanım zikretti)."

132/440-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahu anhy,Am

Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem)   dedi ki:

"Kim istincâda taş kullanmak isterse üç tane ile temizlensin!"

Sened: o^jî J ,^ ^ J Sahih: Müsned, V/437, H.no: 23593; Diğer rivayet için bk. V/438, H.no: 23603; Benzer riva­yet için bk. V/437, H.no: 23595 (bu rivayette sahâbî müphem); V/437-438, H.no: 23598-23599; V/439, H.no: 23609; Müslim, Taharet, 57; Ebû Dâvûd, Taharet, 4, H.no: 7; Tirmizî, Taharet, 12, H.no: 16 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 36, H.no: 41, 49; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 316; İbn Huzeyme, 1/41, H.no: 74;

Müsned'de  geçtiği  halde Bennâ'nın  burada  yer vermediği  Sehl b.  Huneyften (Radıyallahu anh) nakledilen benzer bîr rivayet de şudur:

ijJ-kj iÜ J^iİU: ı'iij s ıi]ı ^ ijiUj Ü : iiib *S™^tj ^£jı Jİİ* ''A' ^jî j^-j 4i 4!ı Ju 4Ji Jjl-j 01 Jî ^ İS^.

SjSû; Üj »İ*j \y*£Jİ Uj (üij^JÜJ Üj *O)1

"Hz.Peygamber (Sallallahü aleyhi ve se/tem) Sehl b. Huneyf I (Radıyallahu anh) Mekke halkına elçi olarak görevlendirdiğinde kendisine şöyie buyurdu: Sen Mekkelİler İçin gönder­diğim elçimsin. Oniara şöyle de: Rasûlullah beni size gönderdi, selâm söyledi. Sizlere Uç şeyi emrediyor: Allah hâricinde kimseye yemin etmeyin, abdest bozarken ön ve ardınızı kıbleye döndürmeyin, kemik veya tezekle istincâ yapmayın/temizlenmeyin." Bk. Müsned, III/487, H.no: 15926 (Senedinde Abdülkerim b. Ebi'l-Mehârik var); Dârimi, Vudû', 12, H.no: 678. Ayrıca 122/430 ve 138/446. hadislere bk.

Sened: oÇîl- ^\ j* jCiıiı ^ [jJJ 'j_ ^s £ü- ^_ 'J> ^i- \ZjS~

Sahih: Müsned, III/400, H.no: 15233. İbn Ebî Şeybe, Musannef, î/143, H.no: 1644; İbn Huzeyme, 1/42, H.no: 76; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/103; Heysemî, senedindeki râvİlerin sıka olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/211. Ayrıca 130/438.hadise bk.

İstincâ-İstismâr

133/441-Huzeyme b" Sâbİt el-Ensârî'den (Radıyaıiahü anhy.™ dedi ki           ygamber (Sallalîahü ofcWW ve setiem) istincâ468 konusunu anlattı ve

"İçinde tezek bulunmayan üç taş yeterlidir."

h*** m!îafm benzeri Huzeyme »>. Sâbit el-Ensârî'den fa^B^ «ij başka senedle de nvâyet edildi.

134/442'Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiahu anhây.469 Rasûlullah (Sattaiiakn aleyhi ve seiiem) dedi ki:

"Biriniz tuvalet ihtiyacı için gittiğinde  üç taş kullanarak istincâ etsin, bu kendisine yeterlidir."

Sahih:

Sahih: MiK/uatf, V/213, H.no: 21753; İkinci rivayet; V/213, H.no: 21758; V/215, H.no: 21776 (Bu rivayet Urve'den mürsel olarak nakledilmiştir. Çünkü Urve, Hz.Peygamber'den hadis işitmedi); Benzer rivayet için bk. V/214, H.no: 21769; Ibn Ebî Şeybe, Musannef, 1/142-143, H.no: 1638, 1652; Ebû Dâvûd, Taharet, 21, H.no: 41; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 315; Dârimi, Vudû', 11, H.no: 677; Tahâvî, Şerhu meâni'I-âsâr, 1/121; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/86, H.no: 3723-3727; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/103;

Bennâ'nm verdiği munkatı sayılan senedi tercih etmedik. Bunun sebebi ise şudur: Amr b. Huzeyme, Huzeyme'den hadis işitmedi diyenlere göre hadis munkatıdır. Ancak hadis, Müsned'de muttasıl olarak da nakledilir. Amr b. Huzeyme, babası Umara b. Huzeyme'den, o da babası Huzeyme b. Sâbit'ten (Radıyallahü anh) nakleder. Yâni birinci rivayette (21753.hadiste) isnad munkatı, aynı sayfadaki ikinci rivayette (21758.hadiste) isnad muttasıl­dır. Bİz de bu rivayetin senedini verdik.

Metindeki istitâbe, istincâ manasındadır.

Sencd: *ü£ L^* Ju ^.)\ J ı'J^ 'ji fy J. çJJ. '^ aJ'j^- rjU. ^1 "J\ i3jt- ^'^. iSİ^ Sahih: Müsned, VI/108, H.no: 24652; Benzer rivayet İçin bk. VI/133, H.no: 24893; Ebû Dâvûd, Taharet, 21, H.no: 40; Nesâî, Taharet, 39, H.no: 44; Dârimi, Vudû', 11, H.no: 676; Ebû Y-ı'lâ, VII/340, H.no: 4376; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/207; İbn Ebî Hâzim'in ismi, Abdülaziz; Ebû Hâzim'in ismi ise Seleme b. Dinar'dır. Dârekutnî isnadının sahih olduğunu söylr-   Stz.Sünen. T/54

İstincâ-Istisnw

135/443-Ebû Hüreyre'den (Radtyaiiahüanh):410

RaSÛlullah (Sallaltahü aleyhi ve sellemjdedİ ki:

"Ben sizin için bir baba gibiyim (faydalı şeyleri Öğretirim). Biriniz tu­valete gittiğinde kıbleye önünü ve arkasını dönmesin, sağ eliyle de istincâ yapmasın!"

Ayrıca Rasûlullah (taş ile istincâ yapılacaksa) üç taş kullanmayı em­reder, tezek ve kemik ile (istincâyı da) nehyederdi.

* İstincâda Yasaklanan Malzemeler

Sened; ^iCa ^ı J ^     J         j

Sahih: Müsned, 11/250, H.no: 7403; Benzer rivayet için bk. n/247, H.no: 7362. Mâlik, Kıble, 1-2; Buhâri, Vudû', 11; Salât, 26, 29; Müslim, Taharet, 59-60; Ebû Dâvûd, Taharet, 4, H.no: 8; Sefer, 15, H.no: 1241; Tirmizî, Taharet, 6, H.no: 8; Nesâî, Taharet, 35; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 313; Dârimî, Vudû', 14, H.no: 680. Ayrıca 121/429.hadisebk.

 İstincâ-İstismâr

136/444-Abdullah b. Mes'ûd'dan (Radıyaiiahaanh):47' Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) tuvalet ihtiyacı için çıktığında: "Bana üç taş getir!" dedi. Ona İki taş ve bir tezek getirdiğimde, taşlan aldı, ama tezeği attı ve dedi ki:

"Bu necistîr (kullanılmaz)."

ŞAbdullah b. Mes'ûd'dan ikinci tarikle gelen rivayet:

Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Bana  istincâ yapabileceğim  bir şey getir, ancak kemik ve tezek yaklaştırma."

Sonra Rasûlullah'a su götürdüm ve abdest aldı. Kalkıp namaza durdu, sonra eğildi ve rukûda ellerini birleştirdi, dizlerinin arasına koydu.

AÇIKLAMA

Taîbîk, rukûda iki elin içini birbirine bitiştirip, dizlerinin arasına koymaktır. Ancak Abdullah b. Mes'ûd'un bu rivayeti Sa'd b. Ebî Vakkas'a ulaşınca; "Kardeşim

471

 Sened: iri ^'j* '■J^-\J'c

Sahih: Müsned, T/388, H.no: 3685; İkinci rivayet: 1/426, H.no: 4053; Benzer rivayet için bk. 1/418, H.no: 3966-3967; 1/450, H.no: 4299; 1/427, H.no: 4056;

Müsned'in, 1/388, H.no:  3685.rivayeti  inkıta sebebiyle zayıftır.  Sebebi ise Ebû Ubeyde'nin babası îbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) hadis işitmemiş olmasıdır. Fakat diğer rivayetlerde bu kopukluk ortadan kaldırılmıştır.  İ2         i

 LJ-

 ^j         j  |j    J   j! _« i5j^ ^*j û-ü- îjij ^ 0llX- Cİİ-

Aynca Buhârî'nin Sahİh'indeki rivayette de "Ebû Ubeyde değil, Abdurrahman b. el-Esved babası Esved b. Yezid'den, o da İbn Mes'ûd'dan nakleder" şeklindedir. Bk.Buhârt, Vudû', 21; İbn Hacer de bu hususa dikkat çeker. Bk.Fethu'l-Bârî, î/341; Nesâî ve İbn Mâce de Buhârî'ninki gibi bir düzeltmede bulunurlar. Nesâî, Taharet, 53, H.no: 67; îbn Mâce, Taha­ret, 16, H.no: 314; Bk. Tirmizt, Taharet, 38, H.no: 42 (Tirmizî, İbn Mes'ûd'dan nakledilen rivayetleri verir, -hattâ bu rivayetler arasında Buhârî'nin isnadı da zikredilmektedir- bu riva­yetler arasında Kays destekli İsrail'in senedinin kendi kanaatine göre en kuvvetlisi olduğunu İfade eder); Ahmed Muhammed Şâkir İse Tinnizî'nin isnadının değil, Buhârî'nin isnadının tercih edilebileceğini belirtir.

Senedde yer alan İsrâîl, İbn Yûnus b. Ebû İshâk'tır. Dedesinden rivayetleri bir hayli fazladır.. Ebû İshâk, Amr b. Abdullah es-Sebîî el-Hemdânî'dir.

Hadiste zikredilen "riks" kelimesi "rics" anlamındadır. İbn Mâce ve îbn Huzeyme'nin rivayetleri de "rics" lafzıyla nakledilmiştir. Bk. Fethu'l-Bârî, 1/342; Cim ve kâf harfinin lehçe farkından dolayı ("cullü" "küllü" yerine kullanılması gibi) birbirinin yerinde kullanılabildiği görülmektedir. Bu kelimeler de bunlardan biridir. Nesâî de "Riks" kelimesini cin yiyeceği olarak tanımlar.

Bu hadisin bir başka rivayeti namazda rükû7 konusunda 621-622/1491-1492. hadis­lerde zikredilecektir.

Ktincâ-İstismâr                                                                                               ______195_

doğru söylemiş, biz önceden böyle yapardık, sonra sununla emrolunduk" dedi ve diz kapaklarını kavrayıp avuçlamaya işaret etti."472

Tatbik uygulamasının mensûh olduğu, birkaç sahabeye ulaşmamış olacak ki onlar bunu uygulamışlar, ancak sahabenin çoğunluğu rukûda tatbikin mensûh oldu­ğunu, onun yerine elleri dizlere koymanın gerektiğini söylemişlerdir.

Tatbik, Yahudilerin âdetiydi ve Rasûlullah ilk dönemlerde Ehl-i kitabın yap­tıklarını yapardı. Daha sonra onlara muhalefetle emrolununca, tatbiki yasakladı ve elleri dizlere koymayı emretti.473

137/445-AbduIlah b. Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh):414

Rasûlullah (Saliaiiaha aleyhi ve settem) cinlere (tebliğ ettiği) gece, Abdullah b. Mes'ûd'un yanına gelmişti, elinde kurumuş bir kemikle birlikte tezek ve kömür vardı. Buyurdu ki:

"Bundan sonra, tuvalete gittiğinde şunlarla istincâ (temizlik) yapma!"

138/446-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anh):"

■-■:

Ebû Dâvûd, Salât, 150; Nesâî, İftitah, 90.

473 İbn   Hacer,   Fethu'l-Bârî,   ü/274;   Azîmâbâdî,   Avnü'l-Ma'bûd,   Ü/315;   Mubârekfûrî, Tuhveîü'l-ahvezî, H/115

Sened: ^j üî *J* 'J> J-*- ı^-î «w '■& ^'^ Ju îîi^j ^ ^ı*j *uı '■&■ ı3^- 1j& ı3j& Sahih: Müsned, 1/457, H.no: 4375; Benzer rivayetler için bk. 1/458-459, H.no: 4381; Müslim, Salât, 150; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 39; Tirmizî, Taharet, 14, H.no: 18; Tefsir, 46/3, H.no: 3258.

Bu rivayet İçin 139/447.hadise de Bk. Ayrıca, cin gecesinde İbn Mes'ûd'un bulunup bulun­madığı ile ilgili değerlendirmeler için bk.6/314.hadis.

Sened: jijJi y £^- üLfi ^Jı ıSü- 'js~ £ji-

Sahih: Müsned, m/336, H.no: 14548; Benzer rivayet için bk. 111/343, H.no: 14634; III/384, H.no: 15061; Bu iki rivayetin lafzı şöyiedir:

ş

Müslim, Taharet, 59; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 38 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir); Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.

196                                                                                               İstincâ-İstismâr

'Rasûlullah (Saiiaüahu aleyhi ve seiiem) istincâda tezek veya kemikle yap­mayı yasakladı.'

139/447-Alkame'den:476

Ben Abdullah b. Mes'ûd'a (Radıyaiiahu anh):

'Rasûlullah'ın (SaikdUıim aleyhi ve seiiem) cinlere tebliğ ettiği gece, sizden biri Onunla beraber miydi, yanında mıydı?' diye sorunca şöyle dedi:

'O vakitte bizden kimse Rasûlullah'ın yanında değildi. Hattâ onun kaybolduğunu zannettik ve dedik ki: 'Rasûlullah suikaste uğradı ya da kaçı­rıldı da bir şey yapamadı.' Bu endişe ile geceyi geçirdik. Gün ağarırken (ya

Bu hususta Sehl b. Huneyf ten (Radıyallahü anhj nakledilen rivayet içiçn bk.131/439. hadisin tahrici. 476 Sened:

Sahih: Mûsneâ, 1/436, H.no: 4149. Müslim, Salât, 150; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 39; Tirmizî, Taharet, 14, H.no: 18; Tefsîr, 46/3, H.no: 3258. Bennâ, hadisi Dârekutnî, Nesâî ve Hâkim'e nisbet eder. Buhârî'nİn de Ebû Hüreyre'den rivayeti olduğunu belirtir. Bk.Biilûğu'l-e?nânî, 1/281. Ayrıca 137/445.hadise de bk.

Cin gecesinde İbn Mes'ûd'un bulunup bulunmadığı ile ilgili değerlendirmeler için bk. 6/314. hadis.

1 Q7

İstincâ-lstismar_____________________________________________________

da seher vaktinde) biz bu haldeyken Hıra tarafından Rasûlullah (Saiiaûahü aley-

'Ey Allah'ın Rasûlü!' dedik, kendisi hakkında endişe duyduğumuzu (gece yaşadıklarımızı) anlattık.'

"Bana cinlerin bir davetçisi geldi ve ben (onunla) diğerlerinin yanına gittim, kendilerine Kur'ân okudum" dedi ve bizi oraya götürdü, onların ve ateşlerinin yerde bıraktığı izleri gösterdi.'

§Şa'bî dedi ki:

O gece cinler Rasûlullah'tan, kendilerine (helâl olan) azık istediler, on­lar Arap yarımadasının cinlerindendi. Peygamberimiz (Salialiaha aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:

"Allah'ın ismi zikredilerek (kesilen her hayvanın) size ulaşan etli ke­miği sizin azığınızdır. Hayvanlarınızın yeminden oluşan tezeği/gübreyi istincâda kullanmayın. (Zira) bu iki madde cinlerden (Müslüman) kardeşle­rinizin azığıdır."

* Tuvalette Su İle Temizlenmenin (îstincanın) Önemi, Avret Mahalline Sağ Elle Değmenin ve Yıkamanın Yasaklanması

Allah Teâlâ buyurdu:

\.Orada öyle kişiler var ki temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri sever.' (Tevbe sûresi 9/108)

140/448-Ebû Katâde'den (Radıyallahü anh):

Sened; *J '&■ Sıâ J\

Sahih: Miİsned, V/295, H.no: 22421; Benzer rivayet için bk. V/296, H.no: 22433; V/300, H.no: 22464; V/309-310, H.no: 22537; V/309, H.no: 22533; V/310, H.no: 22546; V/311, H.no: 22554; IV7383, H.no: 19313; Buhâri, Vudû', 18-19; Eşribe, 25; Müslim, Taharet, 58, 63-65; Ebû Dâvûd, Taharet, 18, H.no: 31; Nesâî, Taharet, 23, H.no: 24-25; 42, H.no: 47-48; TirmizU Taharet, 11, H.no: 15; İbn Mâce, Taharet, 15, H.no: 31; Dârimî, Vudû', 13, H.no: 679; Eşribe, 21, H.no: 2128.

Sağ elle taharetin yasaklanışı ile ilgili Selman'dan (Radıyallahü anh) nakledilen için bk. 122/430, 131/439 ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) nakledilen 121/429,135/443. hadislere bk.

198______________________________^__                                    İstincâ-İstismâr

Hz. Peygamber (Satlrilldhü aleyhi ve sellem); su içerken kaba nefes vermeyi, avret mahalline sağ elle değmeyi ve sağ elle istincâyı yasakladı.

141/449-Hz. Âişe annemizden

Sened:

Sahih: Müsned, VI/265, H.no: 26163; Benzer rivayet için bk. VI/265, H.no: 26161 (Maklûb metinle:

İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/140, H.no: 1615; V/224, H.no: 25469; Ebû Dâvûd, Taha­ret, 18, H.no: 33-34; Bennâ hadisin İsnadının "ceyyid" olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/282.

Müsned'de benzer lafızla rivayet edilen hadisler:

M«me</, Vİ/170, H.no: 25249;

illi iS'j- UJ tiC-i- Ljli"j 4j"UIa} oliki ICj 4^ *-W ^s*-3 -M Jj—J '■J'.'^i ^^ Ci—ÎL- ÜJİ

Müsned, VI/165, H.no: 25197 (Senedinde müphem bir râvî vardır.). Ahmed b. Hanbei'in Müsned'inde Hafsa annemizden (Radıyaüahü anhâ) bu hususta benzer bir hadis nakledilir:

"Rasûlullah (Saliallahü aleyhi ve sellem) yatacağı zaman sağ elini sağ yanağının altına koyardı. O sağını, yemesinde, temizliğinde, namazında ve elbise (giyiminde); solunu ise bu­nun dışındaki işlerinde kullanırdı. Pazartesi ve perşembe günü oruç tutardı."

"Rasûlullah (Saliallahü aleyhi ve sellem) yatacağı zaman sağ elini sağ yanağının altına koyar ve üç kere şu duayı okurdu: "AHâhümme kînî azâbeke yevme teb'asü ibâdek" (Allah'ım! Kullarını dirilteceğin gün beni azâbmdan koru!) O sağ elini, yemesinde, İçmesinde; sol elini İse diğer ihtiyaçları için kullanırdı." Bk. Müsned, VI/287-288; Ebû Davud'un Sünen'inde ise sadece konu i!e ilgili kısmı benzer lafızla nakledilir. Bk.Ebû Dâvûd, Taharet, 18, H.no: 32; Abd b. Humeyd, Müsned, s.446, H.no: 1545; Hâkim, IV/122, H.no: 7091 (Hâkim, isnadının sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise Telhîs'inde senendinde mechûl bir râvinin varlığına işaret etmiştir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/112, H.no: 546; Ebû Ya'lâ, T/191, H.no: 222; XII/470, H.no: 7042; XII/484, H.no: 7060; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIII/203, H.no: 346-347.

Sağ elle İstincânm yasaklanışı ile ÜgİH rivayetler için bk. 140/448.hadis ve İbn Mâce, Taharet, 15, H.no: 362 (Ebû Hüreyre'den nakledilmiştir).

İstincâ-İstismâr______________________                             199

Rasûlullah (Saliallahü aleyhi ve sellem) sol elini tuvalette ya da herhangi bir pisliği gidermede, sağ elini ise abdest alma ve yemek yemede kullanırdı.

142/450-İmrân b. Husayn'dan ( Rasûlullah' a (Saliallahü aleyhi ve sellem) sağ elimle biat ettikten sonra onunla tenasül uzvuma hiç değmedim.

143/451-Enes b. Mâîik'ten ( Rasûlullah (Sailaiiaha aleyhi ve sellem) tuvalete gideceğinde ben ve benim gibi bir çocuk, kendisine su dolu kap ile sütre481 götürürdük. (Dikkat edin!) O, su ile istincâ yapardı.

144/452-Enes b. Mâîik'ten (y Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve sellem)  tuvalet ihtiyacı için çıktığında ben hemen su götürürdüm ve onunla istincâ yapar/temizlenirdi.

Sened: r/dı j |

Sahih: Müsned, IV/439, H.no: 19828; Hâkim, HI/536-537, H.no: 5995 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartlarına/ricaline göre sahih olduğunu belirtir. Zehebî ise bu görüşe muvafakat eder); Bennâ bu eserin isnadının "ceyyid" olduğunu ifade eder. Bk.Büîûğu'1-emânî, 1/282.

Sened:   JJL* ^î ^-Sî '^- '<a iîj*? ^J # sûai ^* vi ii'ji- jiÜ '^ Jü^l ınii-

Sahih: Müsned, IH/171, H.no: 12690; Benzer rivayet için bk. m/203; H.no: 13043; 111/284, H.no: 13959; m/259, H.no.: 13652; Buhârî, Vudû', 15-17; Salât, 93; Müslim, Taharet, 69-71; Ebû Dâvûd, Taharet, 23, H.no: 43; Nesâî, Taharet, 41, H.no: 45; İbn Mâce, Taharet, 28, H.no: 365; Dârimî, Vudû', 15, H.no: 681-682.

Lafız manası "küçük baston/sopa' dır ki Rasûlullah namaz kılarken önünden geçmeye engel olsun diye, ön tarafa sütre olarak koyardı, bu nedenle sütre şeklinde terceme edildi.

Sened: ~<-^> j\ J? ^—^ ^ ^uüı 'j, '^'/j _*_- '^'j\ y j^C-j ıL'Âi.

Sahih: Müsned, m/112, H.no: 12039; Buhârî, Vudû', 56; Müslim, Taharet, 71; Ebû Dâvûd, Taharet, 23, H.no: 43; Dârimî, Vudû', 15, H.no: 681-682,

200                                                                                                          İstin câ-İstismâr

145/453-Ebû Hüreyre'den (Radıyaliahüanh):4*3

Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde kendisine su do­lu bir kap götürdüm, onunla istincâ yaptı/temizlendi.

(Dışarda İse) elini toprağa buladı, sonra ellerini yıkadı.

Kendisine ayrı bir su kabı484 daha götürdüm ve onunla abdest aldı.485

Hasen: Müsned, 11/311, H.no: 8090; Benzer rivayet için bk. D/454, H.no: 9823; Ebû Dâvûd, Taharet, 24, H.no: 45; Nesât, Taharet, 43, H.no: 50; İbn Mâce, Taharet, 29, 61, H.no: 358, 473; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 684; Cerir b. Abdullah el-Becelî'den (Radıyallahü anh) şahidi:

oj^ jıij s.CAı ^L.ü sCJl î^ni ijj^L ^ ^j* •*' Ju p «>-i»Ji u^a «û^1 ^ f^-j 4& «-W J^* *-& li '^jk Jıi

Bk. Nesât, Taharet, 43, H.no: 51 (Nesâî, Şerik'in rivayetine göre doğruya en yakın ci­lanın bu rivayet olduğunu söyler); İbn Mâce, Taharet, 29, H.no: 359; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 685.

Bennâ bu hadis hakkında şunları söyler: "Bazıları bu hadis için tenkidde bulundular. Halbuki Ebû Dâvûd ve Münzİrî sükût etmiştir ki onların sükûtu hadisin salâhiyetine işarettir; yani ihtîcâca uygundur." Bk. Bülûğu'l-emânî, 1/283.

Şerîk b. Abdullah b. Ebû Şerîk en-Nehaî (v. 177/793) hakkında Zehebî şöyle bir de­ğerlendirmede bulunur: "İbn Maîn sika saymış, diğerleri ise hafızasının iyi olmadığını belirtmişlerdir. Nesâî, bir beis olmadığını ifâde eder. 82 yaşında vefat etti." Zehebî "Müslim, mütâbaat hadisi olarak Sahih'inde kendisine yer verir" der, (Bk.Kâşif, Trc. no: 2276) ancak bu kısmen doğrudur. Çünkü Buhârî bir (mütâbî olarak), Müslim yedi, Tirmizî 64, Nesâî 38, Ebû Dâvûd 58, İbn Mâce 76, Ahmed b. Hanbel 435 ve Dârimî 57 rivayetini nakleder. Müs­lim'in rivayetlerinden mütâbî olarak nakledilenler için bk. Sahih, Salât, 166; Radâ', 48; Buyu', 121; Selâm, 126; Mütâbaat açısından nakledilmeyen!er de vardır. Bk. Sahîh, Hac, 451; Şi'r, 2; Birr, 3; İbn Hibbân sika râviler arasında addeder. Bk.Sikât, VI/444. îbn Hacer ise hak­kında şu bilgileri verir: "Önce Vâsıt, sonra Küfe kadılığı yaptı. Sadûktur, çok hata yapar. Ha­fızası Küfe kadılığına getirildikten sonra değişti. Adaletli, fazilet sahibi ve ibâdete düşkün, bid'atçilere karşı sert tavır aîan bir zâttı. Bk.Takrîb, Trc. no: 2787.

İbrahim b. Cerir b. Abdullah el-Becelî ise "sadük" sayılır. Bk.îbn Hacer, Takrib, Trc. no: 158; İbn Hibbân sıka râviler arasında addeder. Bk.Sikât, IV/6. İbn Adiy, hadislerinin müstakîm olduğunu belirtir. Bk.Kâmil, 1/258. Nesâî iki, Ahmed b. Hanbel ve İbn Mâce üçer, Ebû Dâvûd ve Dârimî birer rivayetini nakleder.

Hadis Şerîk ve İbrahim b. Cerir sebebiyle hasendir.

Aynca bir sonraki 146/454. ve 334/642.hadise bk.

Hadis metninde geçen Tevr (jJi) ve Rakve («/"Jı): o dönemde yaygın su kablandır ki içmek veya abdest almak için kullanılır. Bk.Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 80, 256. Metinde şöyle bir ziyâde de vardır:

İstincâ-İstismâr                                                                                                          201

146/454-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh):4S6

Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde su dolu bir kap istedi. Onunla istincâ yaptı/temizlendi.

(Dışarıda ise) elini toprağa buladı, sonra abdest aldı.

147/455-Muhammed b. Abdullah b. Selâm (Radtyaüahû anh):4S1 Rasûlullah (Saiiaüahü aleyhi ve sellem) yanımıza, yani Küba'ya geldiğinde şöyle dedi:

Bu ziyâdenin trc: Babam Esved'in bu hadiste iki farklı şey ifade ettiğini söyledi; Bu da; "Rasûlullah (Sallahü aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde kendisine tevr (kırba) ya da rakve (bakır kap) ile su götürdüm..." diyerek söz konusu hadisi zikretti.

' Seııed : ^jj ,J< j* ^ J, '^ı'}\ '^-1^ 'C^1 Ju }r&*- £-^

Hasen: Müsned, 11/454, H.no: 9823; Ebû Dâvûd, Taharet, 24, H.no: 45; Nesâî, Taharet, 42; İbn Mâce, Taharet, 29, H.no: 358; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 684;

Cerir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârimî, Vudû1, 16, H.no: 685; Bennâ, hadisi İbn Mâce ve Ebû Davud'a nisbet etmiş, Nevevî'nin Mühezzeb'in şerhinde (Mecmu' isimli eserinde) hadisi hasen saydığını söylemiştir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/284.

Ayrıca bir önceki 145/453. ve 334/642.hadise bk. 487 Sened: ±S£- J J^- 'J- '•£& ;y j£ J^ $ 0C- ^— '^ JJ^ $ J?- ^ ^         £   ^

Sahih: Müsned, VI/6, H.no: 23723-23724; Heysemî hadisin Taberânî tarafından rivayet edil­diğini belirttikten sonra râvilerinden Şehr b. Havşeb hakkında ihtilâfın bulunduğunu fakat Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Maîn, Ebû Zür'a ve Ya'kûb b. Şeybe'nin bu zâtı sika saydıklarını ifâde eder. Bk. Mecma', 1/212-213; Şehr b. Havşeb ile ilgili olarak geniş bilgi için bk.4/4. hadis. Şehr b. Havşeb için Heysemî'nin eserinde sika sayıldığını söylediği yerler: Mecma7, 1/32, 54, 184; 11/22, 117, 130 (Burada kendi kanaatini belirterek "İnşallah sikadır" der), 203, 306; HI/125; IV/217 (hasen), 271, 294 (hasen), 311; V/69 (hasen), 71 (hasen), 130 (hasen) 148-149, 229 (hadisi yazılır)...

Muhammed b. Abdullah b. Selâm'in sâhâbîliğinde ihtilâf vardır. İbn Hibbân tabiînin sikaları arasında saydıktan sonra, sahâbîden olduğu da söylenir, der. İbn AbdİIber ile ibn Mende de sahâbî olduğunu savunanlar arasındadır. Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/284.

202      _____■____________________^_____                          İstincâ-İstismâr

"İzzet ve celâl sahibi Allah (Kur'ân'da) sizin temizlik hâlinizi hayırla överek konuştu. Bunun sebebini bana haber verir misiniz (biraz açıklar mısınız)?"

Rasûlullah \,,Orada öyle kişiler var ki temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri sever'âyetini kastediyordu.

Dediler ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Tevrat'ta su ile istincâmn/ temizlenmenin bize em-redildiğini gördük (ve bunu uyguladık).'

148/456-Uveym b. Sâide el-Ensârî'den (RadtyaUahûmh):'

Hasen: Müsjıed., III/422, H.no: 15424; îbn Huzeyme, 1/45, H.no: 83; Hâkim, 1/258, H.no: 555 (sahih İsnadla bir şahid olarak rivayet eder); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XVII/140, H.no: 348. Heysemî, "Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Taberânî üç Mu'cem'inde de rivayet etti. Sene­dinde yer alan Şürahbîl'i Îbn Hıbbân sika; Mâlik, İbn Maîn ve Ebû Zür'a zayıf saydılar" der. Bk. Mecma', 1/212;

Şürahbîl b. Sa'd el-Ensârî el-Hâcib (v. 123/741), Ebû Hüreyre, Câbir, İbn Abbas ve Ebû Katâde (Radıyallahü anhüm) gibi sahabeden hadis işitmiş bir tabiîdir. İmam Mâlik'in de hocasıdır. Zehebî, Dârekutnî'nin "zayıftır" dediğini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 2256. İbn Hacer ise "sadûkttır, son döneminde ihtilât etti" der. Bk.Takrib, Trc. no: 2764. Ebû Davud'un Sünen'İnde rivayet edilen bir hadisin senedinde Umara b. Gaziyye tarafından ismi müphem olarak (y^ i—- Ji-j ^'^) "Kavmimden adamın biri bana nakletti" şeklinde zikretmesini Ebû Dâvûd şöyle değerlendirir: "Onun kavminden olan kimseler, sanki onu beğenmedikleri ve hoş karşılamadiklan için ismini vermediler." Bk. Ebû Dâvûd, Edeb, 11, H.no: 4813; Benzer bir İbhâm İbn Mâce'nin Sünen'İnde dikkatimizi çeker: "ü-ûiı jif "^ d^j ^ \f\ L^Z." Bk. İbn Mâce,

ikâme, 67, H.no: 1042; Müsned'dekİ bir rivayette ise Şürahbil'in sözü, kendisini olumsuz değerlendirenlere karşı bir tavır gibi görülüyor:

v*-1—H : Jl_i                    j

"Şayet ben bu hadisi işitmemişsem, Allah beni cehenneme koysun." Bk.Müsned, nU58, H.no: 11494 (Bu rivayet için bk.244/5268.hadis).

Ebû Dâvûd üç, İbn Mâce dört, Dârimî bir, Ahmed b. Hanbel 19 rivayetini nakleder. İbn Mâce'nin bir hadisinde Bûsırî Şürahbîl için şunları dile getirir: "Zayıftır. Birçok kimse zayıf saydı, hattâ bazıları onu yalanla itham ettiler. Fakat İbn Hıbbân onu Sikât'mda zikretti ve (Sünen'de zikredilen hadisi) Sahih'inde nakletti. Aynı şekilde İbn Huzeyme de Sahih'ine aldı." Bk.Sünm, İkâme, 44, H.no: 974.

İstincâ-İstismâr

Rasûlullah ısaitaiiahü aleyhi ve sellem) Küba mescidinde onların yanma geldi

ve dedi ki:

"Yüce Allah (Kur'ân'da), mescid olayındaki temizliğinizden dolayı si­zi överek lütufta bulundu. Bu uyguladığınız temizlik nedir? " Dediler ki:

'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz temizlik konusunda fazla bir şey bilmiyor­duk, ancak Yahudilerden komşularımız vardı ve tuvalette avret mahallerini yıkarlardı, biz de onlardan öğrenip su ile yıkamaya/temizlemeye başladık.'

149/457-Hz. Âişe annemizden (Radıyallahü

Hâkim, üç ensardan (Ebû Eyyûb, Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâtik'ten tek senedle merfû olarak nakleder ve sahih olduğunu söyler. Zehebî de sahih olduğunu ifade eder. Bk. Müstedrek, 1/257, H.no: 554)

489 Sened: jili ^1 jixi ^%- jıî ^Oj^ ıT>* Jü -Ilı '-&■ ti'^J Jıi jüU.ı 'J ^ £fe

Sahih: Müsned, VI/93, H.no: 25404; (İkinci rivayet): Vl/95, H.no: 25420; Benzer rivayet için bk. VÎ/113, H.no: 24707; VI/114, H.no: 24717; VI/120, H.no: 24771; VI/130, H.no: 24865; VI/171, H.no: 25254; VT/236, H.no: 25872; Tirnıizî, Taharet, 15, H.no: 19 (Tirmizî "hasen-sahih" hükmü verir ve hadisin Cerir b. Abdullah el-Becelî, Enes ve Ebû Hüreyre'den de nak­ledildiğini söyler); Nesâî, Taharet, 41, H.no: 46; İbn Mâce, Taharet, 28, H.no: 354.

Ebû Ammâr Şeddâd b. Abdullah ed-Dımeşkî (eş-Şâmî) hakkında Zehebî: "Sika biri­dir. Ancak irsali çoktur" der. Bk.Kâjif, Trc. no: 2250. Bu zatm Müslim yedi, Tirmizî beş, Nesâî ve İbn Mâce iki, Ebû Dâvûd dört, Dârimî bir ve Ahmed b. Hanbel 24 rivayetini nakleder. Müslim'in rivayetlerinden sadece biri mutâbaat için verilmiştir. Müslim in Sahih'inde Ebû Ümâme'den ve Vasile b. el-Eska'dan bizzat kendisinin naklettiği görülmektedir. Tİrmizî'nin hadisleri hakkında "hasen-sahîh" hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, H.no: 300; Zühd, H.no: 2343; Menâkıb, H.no: 3605-3606;

Ahmed b. Hanbel'in de bu zat hakkında Müsned'inde iki yerde Hz.Peygamber'in (Sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından bir kısmına yetiştiğini vurguladığını görüyoruz:

Ancak Bennâ, Ahmed b. Hanbel'in birinci rivayet hakkında "mürseldir" dediğini, zîrâ Şeddâd b. Abdullah Ebû Ammâr'm Hz. Âİşe'ye yetişemediğini belirtir. İkinci rivayet ise Tirmizî ve Nesâî tarafından da nakledildiğini ve Tİrmizî'nin hadis hakkında "hasen-sahîh" hükmünü verdiğini söyler. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/285.

Ahmed b. Hanbel bu hadisi benzer rivayetlerinde hocaları Behz, Yûnus, Süveyd b. Amr, Affân, Muhammed b. Ca'fer ve Yezid kanalıyla muttasıl isnadlarla rivayet etmiştir.

 İsti ncâ-İstismar

Basralı kadınlar yanma geldiğinde, onlara tuvalette su kullanmalarını emretti ve dedi ki:

'Bunu kocalarınıza da   bildirin. Zira Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve  böyle temizlenirdi.

(Hz. Âişe ya da Ebû Ammar ekledi:)490 Su ile temizlenmek basur hastalığı için de şifâdır.'

§ (Hz. Âişe annemizden gelen başka rivayet:

'Bunu kocalarınıza da bildirin, büyük ve küçük ihtiyaçlarında temizlik için su kullansınlar. Biz bunu onlara direk söylemekten haya ederiz, Rasûlullah (Saliaiiaha aleyhi ve seüem) böyle (su ile) temizlenirdi.')

150/458-Hz. Âişe annemizden (Radıyallahu mhâ)

.,.491

490 Bu   bölüm   Hz.   Âişe'nin      sözüdür.   Zira   Beyhakî  rivayetinde   (oJts)   (dedi   ki)   lafzı bulunmaktadır. Bk. Beyhakî, 1/106 (Babü'l-İstinca ve bi'l-ma)

491 Sened: J&Ji J>'J* 'J>^ 4'j 'J* /

Zayıf: Müsned, VI/210, H.no: 25638; İbn Mâce, Taharet, 28, H.no: 356; Hadis Câbir el-Cu'fî ve Zeyd b. el-Havâri el-Ammî el-Basrî Ebu'l-Havârî sebebiyle zayıftır.

Herât kadısı oian Zeyd b. e]-Havârî e!-Ammî el-Basrî Ebu'l-Havârî hakkında Zehebî zayıflık bulunduğunu belirtir. 'Bk.Kâşif, Trc. no: 1732; İbn Adİy ise: "Şu'be ondan daha zayıf birinden beHd rivayette bulunmadı" der. Bk.Kâmil, III/1058. Tirmizî altı, Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce on, Dârimî bir, Alımed b. Hanbel ise 17 rivayetini nakleder. Tirmizî, bu râvinin bir yerde hadisini naklettikten sonra "hasen-sahib" olarak değerlendirmiştir. Bk.Tirmizt, Salât, 44, H.no: 212; Bir başka yerde "hasen" olarak telakki etmiştir. Bk.Hudûd, 14, H.no: 1442; Fiten, 53, H.no: 2232; Deavât, 128, H.no: 3594.

Zehebî, Câbir b. Yezîd e!-Cu'fî el-Hâris (v. 128/746) hakkında Şîa âlimlerinin ileri ge­lenlerinden biri olduğunu, sadece Şu'be'nin sika saydığım, hadis hafızlarının bu zâtı terk et­tiklerini söyler ve Ebû Davud'un: "Bu râvînİn benîm kitabımda sehv hadisinden başka hadisi yoktur (Ebû Dâvûd, Salât, 195, H.no: 1036 -Münzİrî de bu zâtın hadisleri ile delil getirileme­yeceğini belirtir.-)" dediğini nakieder. Bk.Kâşif, Trc. no: 739. Fakat Ebû Dâvûd, diyet bahsin­de (H.no: 4580) mütâbaat olarak da olsa bu râvinin hadisine yer vermiştir. Tirmizî, Câbir el-Cu'fî hakkında "Âlimler hadisini zayıf saydılar. Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdî bu râviyi terk ettiler. Hocam Cârûd Vekt'in şöyle dediğini nakleder: "Şayet Câbir el-Cu'fî olma­saydı, Kûfeliier hadissiz kalırlardı..." Bk.Sünen, Salât, 38, 152, H.no: 206, 364; İbn Sa'd da çok zayıf biri olduğunu söyler. BkTabakât, VI/240; Heysemî, Müsned'in bir hadisi için (314/622) Şu'be ve Süfyân sika, ekseriyet zayıf saydı. Bk.Mecma', 1/241. Bir başka (63/260.) hadiste de Câbir b. Yezid el-Cu'fî'nin zayıf olduğunu açıklar. Bk. Mecma', 1/173. Ahmed b. Hanbel ise Câbir b. Yezîd'in birçok hadisini nakletmİştir. Tirmizî altı, Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce 16, Dârimî üç ve Ahmed b. Hanbel 97 rivayetini nakleder. (Bu râvî için bk. 150/458. hadis)

*İstİncâ konusuna eklenebilecek Müsned hadislerinden biri de şudur:

İstincâ-îstismâr_____________________________________________                205

Rasûlullah (Satlatiaha aleyhi ve seüem) (tuvaletteki büyük ihtiyacından sonra) avret mahallini üç kere yıkardı.

NOT: Bu hadislerden anlaşılan, tuvalette su kullanmanın efda! olmasıdır. Su bulunmadığında taş ile de temizlik yapılabilir. Ancak Rasûlullah çevrenin fazla kir-letilmemesi için en fazla üç taş kullanılmasını emrediyor/tavsiye ediyor.

* İdrar Sıçrantısmdan Kaçınmanın/Dikkatli Olmanın Önemi

Hz. Âişe'den (Radıyallahu anhâ):

Aliah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve seüem) buyurdu ki:

ııOn şey fıtrattandır: Bıyığı kısaltmak, sakal bırakmak, misvak/diş fırçası kullanmak, burnuna su çekmek/burun temizliği yapmak, tırnakları kısaltmak, parmak aralarını yıkamak, koltuk altını temizlemek, etek tıraşı olmak, istincâ (abdest bozumundan sonra Ön ve arkayı su ile yıkamak). Zekeriya, Mus'ab'ın onuncuyu unuttuğunu, fakat "mazmaza /ağzı temizlemek" olabileceğini belirtti."

Bk.Müsned, VI/137, H.no: 24941; Müslim, Taharet, 56; Ebû Dâvûd, Taharet, 29, H.no: 53 (Ebû Dâvûd, Ammâr b. Yâsİr, Ebû Hüreyre ve İbn Abbas'tan (Radıyaliahü anhiim) da nakillerde bulunur. İbn Abbas'ın şu sözünü de ilâve eder. "Bunların beş tanesi baş ile ilgili­dir."); Tirmizî, Edeb, 14, H.no: 2757 (Tirmizî hadisin hasen olduğunu, bu hususta Ammar b, Yâsir, İbn Ömer ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anhiim) de rivayetlerin bulunduğunu İfade eder); Nesâî, Zînet, I, H.no; 5037; İbn Mâce, Taharet, 8, H.no: 293; îbn Huzeyme, 1/47, H.no: 88; Dârekutnî, 1/94; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/52; Ebû Ya'lâ, VIII/14, H.no: 4517; Ebû Avâne, 1/163, H.no: 472. Bu rivayet Edeb bölümünde l/7278.hadiste zikredilecektir.

2Q6____________________„__________                              İstincâ-İstismâr

151/459-Abdullah b. Abbas'tan (Radıyallahü anhumay.491 Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seüem) iki kabrin yanma geldi ve buyur­du ki:

"Bu ikisi azap görüyor, bu azabın sebebi de büyük günah değil. On­lardan biri, idrar sıçrantısından kaçınmaz/dikkatli olmazdı, diğeri İse söz taşırdı (koğuculuk yapardı)."

Sonra Rasûlullah bîr hurma dalı aldı, ikiye böldü ve her bir kabre dik­ti. Kendisine:

"Ey Allah'ın Rasûlü! Niye böyle yaptın?" diye sorulunca buyurdu ki: "O iki dal kuruyuncaya kadar, umulur ki onların azabları biraz hafifler."

§İbn Abbas'tan gelen diğer rivayet:

Rasûlullah Medîne bahçelerinden birine uğradı ve kabirlerinde azap gören iki kişinin sesini işitti... (hadisin devamını zikretti Rasûlullah'ın şu sözünü ekledi:

"...bunlar kuruyuncaya kadar ya da kurumadan...")

152/460- Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):'

Sened:

Sahih: Müsned, V225, H.no: 1980; Benzer rivayet için bk. 1/225, H.no: 1981; Buhârf, Vudû', 55-56; Cenâiz, 81, 88, 89; Edeb, 46, 49, 117; Müslim, Taharet, 111; Zühd, 74; Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 20; Tinnizî, Taharet, 53, H.no: 70 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu belirtip, bu hususta Ebû HUreyre, Ebû Mûsâ, Abdurrahman b. Hasene, Zeyd b. Sabit ve Ebû Bekre Nüfey' b. el-Hâris'ten (Radıyallahü anhüm) şahidi olduğunu söylemiştir); Nesâî, Taharet, 26, H.no: 31; Cenâiz, 116, H.no: 2066-2067; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 347; Dârimi, Vudû', 61, H.no: 745.

Hadisin tamamı Cenâiz bahsinin kabir azabı bölümünde 308/2927.hadisinde zikredilecektir. Şâhidler:

a-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/266, H.no: 22193 (Bu hadis Cenâiz bahsinin 313/2932.hadisi olarak zikredilecektir).

b-Ebû Bekre Nüfey' b. el-Hâris'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/39, H.no: 20290; V/35-36, H.no: 20252; (Bu hadis Cenâiz bahsinin 310/2929.hadisi olarak zikredilecektir.)

c-Ya'lâ b. Siyâbe (MUrre) es-Sekafî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/172, H.no: 17489-İ7490; (Bu hadisler de Cenâiz bahsinin 309/2928.hadisi olarak zikredilecektir.)

d-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi aynı bölümde 314/2933.hadis olarak gelecektir.

Sened: ^JO> ^.ı 'je- ^tütiı J^ &'£ y ıSâi- adi- 'j, j^j üii-

Sahih: Müsned, 11/326, H.no: 8313; Benzer rivayet için bk. 11/388, H.no: 9010; n/389, H.no: 9036; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 348 (Bûsirî, isnadının sahih olduğunu ve şâhidlerinin de bulunduğunu İfade etti. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/51); Dârekuînî, 1/128 (sahihtir, der.

207

İsti nca-Istısmar___________________________^__—_________            ■■

Hz. Peygamber (Saîlaiiaha aleyhi ve seüem) dedi ki:

"Kabir azabının çoğu, (üzerine) idrar sıçramasına (dikkat etmemek­ten) kaynaklanır."

153/461-Yezdâd b. Fesâe'den (itadtyaUaha anh):

.494

lafzıyla rivayet edilen için ise: "doğrusu mürseldir" der); İbn Ebî Şeybe, 1/115, H.no: 1306; Hâkim, 1/293, H.no: 653. Ayrıca: "Bu hadis Buhârî ve Müslim'in şartına/râvilerine göre sa­hihtir. Hadisin hiçbir illetini bilmiyorum ama her ikisi de bunu sahihlerine almamıştır" diye­rek buna bir de şâhid getirir (ki Zehebî de bu görüşü onaylar):

a-İbn Abbas'ın (Radıyallahü anhümâ) bu şahidi için bk. Taberânî, eî-Mu'cemü'1-kebîr, XI/84, H.no: 11120; Deylemî, 11/54, H.no: 2305; Dârekutnî, 1/128

b-Muâz b. Cebel'den (Radıyallahü anh) (mevkuf olarak) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemii'l-kebîr, XX/124, H.no: 248 (Heysemi, senedinde Rişdîn b. Sa'd var, bu zatı çoğu kimse zayıf saymıştır. Ahmed ise hadisleri rikak hadislerine yorumlar. Ayrıca senedinde Abdullah b. Cüzeym var, hakkında olumlu veya olumsuz görüş beyan eden olmamıştır. Bk. Mecma', 1/209);

oEbû Ümâme'den (Radryaiîahü anh) şahidi için bk.

Heysemî, Taberânî'nin hadisi Kebîr'inde naklettiğini ve râvilerinİn de sika sayıldıklarını söyler. Bk.Mecma', 1/209);

d-Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, 1/127 (mahfuz olan mürsel oluşudur):

 j

Bu rivayet 71/379.hadiste zikredildi. Ayrıca Cenâiz bölümünde 312/2931 hadiste tek­rar edilecektir.

Sened: <?) °j& u^-j ^İ iıîjî jj <J-z? [/■ li^'l 'c}. ^.fj ^"j^- 'r jj £^-

Zayıf: Müsned, IV/347, H.no: 18955; (İkinci rivayet): IV/347, H.no: 18954; İbn Mâce, Taha­ret, 31, H.no: 326 (Bûsirî hadîsi zayıf saymıştır);

îsâ b. Yezdâd'm babası Yezdâd/Yezdâz (Ezdâd/Ezdâz) b. Fesâe el-Fârisî el-Yemânî'nin sahâbiliğinde İhtilaf vardır. Buhâri, sahâbî olmadığını ifâde eder, Ebû Dâvûd da bu kanaatte­dir. Dolayısıyla bunlar hadisi mürsel olarak kabul ederler. Ebû Hâtİm ise "meçhuldür" der.

İstincâ-İsti

RaSÛllllIah (SallallahU aleyhi \>e settem) buyurdu ki:

"Biriniz bevlettikten sonra, avret mahallini üç kere çekiştirsin (ki ka­lan idrar da çıksın)."

§(Başka tarikten benzeri nakledildi ve Zem'a şunu ekledi: "Bu ona (istincâda) yeterlidir.")

154/462-Ebû Hüreyre'den

Miisned'de iki isnadla gelen bu hadisten başka bir rivayeti de yoktur. Buhârî, sahâbî oimadı-ğını İfade ettiği için hadislerini mürsel sayar. Diğer bir kısım âlimler de sahâbî olduğunu söy­lemişlerdir. Bk.İbnü'I-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, 1/191, Trc. no: 75; V/440, Trc. no: 5521; İbn Mâce'de bir, Miisned'de iki rivayeti var ki bunların her biri aynı hadistir. Zehebî de sahih olmadığını belirtir. Bk.Kâşif, Trc. no: 250 (Ebu'I-Vefâ bu eserin haşiyesinde Buhârî, Ebû Hatim, Ebû Hâtim'in oğlu Abdurrahman, Ebû Dâvûd, Ebû Ahmed İbn Adiy gibi âlimlerden oluşan çoğunluğun, bu zatın sahâbî olmadığı görüşünde olduğunu, Yahya b. Main'in ise Yezdâd'ın mechûl sayıldığını belirttiğini ifâde eder);

îsâ b. Yezdâd el-Yemânî ise Buhârî ve Ebû Hatim tarafından meçhul, İbn Hıbbân tarafından sika kabul edilmiştir, ibn Hıbbân'in tek başına görüş beyân ettiği durumlarda tercih edilir. Ancak başkasına muhalefet ettiği durumlarda mütâsâhil sayıldığı için tercih edilmez. Zehebî de Buhârî'nin "Hadisi sahih değildir" dediğini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 4406. İbn Hacer: "mechûlü'l-hâl" İfâdesini kullanır. Bk. Takrib, Trc. no: 5338;

Heysemî ise herhangi bir tercihte bulunmamıştır. Bk.Mecma', 1/207.

Nevevî, hadisin Ahmed b. Hanbef'in Miisned'inde, Ebû Davud'un Merâsil'inde, İbn Mâce ve Beyhakî'nin Sünen'lerinde nakledildiğini, ve âlimlerin bu hadisin zayıf olduğunda ittifakının bulunduğunu, ekseriyetin bunu mürsel olarak kabul ettiğini İfâde eder. Bk.Mecmû', H/110

Hasen: Müsned, 11/471, H.no: 10050; Benzer rivayet için bk. 11/442, H.no: 9658; İbn Mâce, Taharet, 114, H.no: 618 (Bûsirî hadisin isnadının sika râvilerden oluştuğunu söyler); Senedde yer alan Dâvûd b. Yezîd b. (Abdullah) Abdurrahman ez-Zeğâfirî el-Evdî'yi (Abdullah b. İdris'in amcası) bazıları sika, bazıları da zayıf saymışlar. Meselâ Ebû Dâvûd bu râviyi zayıf olarak kabul etmiş (Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 1467) ve Sünen'inde hiçbir rivayetini naklet-memiştir. Bununla birlikte Tirmizî beş, İbn Mâce İki, Ahmed b. Hanbel ise on dokuz rivayeti­ni eserine almıştır. Hattâ Tirmizî rivayet ettiği hadislerin üçünde hasen, birinde hasen-sahih hükmü verirken birinde herhangi bir değerlendirmede bulunmamıştır. Bk.Sünen, Menâkıb, 15, H.no: 3661 (hasen); Sünen, Tefsîr, 46/3, H.no: 3258 (hasen-sahih); Sünen, Tefsir, 17/7, H.no: 3137 (hasen); Sünen, Menâkıb, 6/7, H.no: 3070 (hasen); İbn Adiy: "Kendisinden sıka biri nakletmişse, o hadis makbuldür" der. Ki bu rivayette de Vekî' sika biri olduğuna göre bu hadis makbul kabul edilmelidir. Ayrıca hadisin şâhidleri de vardır:

a-Abdurrahmân b. Eslem'den (Radtyallahü anh) şahidi için bk. ibn Mâce, Taharet, 114, H.no: 616;

b-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 114, H.no: 617; c-Sevbân'dan {Radıyallahü anh) şahidi için bk. ibn Mâce, Taharet, 114, H.no: 619. Bu şâhidlere göre hadis zayıflıktan kurtulmuş olur.

İstincâ-İstismâr_____________________________________________           209

Rasûlullah (Saiıâltahü aleyhi ve settem) buyurdu ki:

"Sizden biri, büyük ya da küçük ihtiyacının kalıntısı olduğu, (yani tam temizlenmediği halde) hemen namaza durmasın, (acele etmesin!)."

* İstincâdan Sonra (Vesveseden Korunmak İçin) Avret Mahalline Su Serpmek

Ailah Teâlâ buyurdu:

İnsanı biz yarattık ve ona neyin vesvese verdiğini biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.' (Kaf 50/16)

155/463-Hakem b. Süfyan (ya da Süiyan b. Hakem)'den (Radtyaüahaanh):*

Hasen: Müsned, V/408, H.no; 23361; (İkinci rivayet): IV/69, H.no: 16594; Benzer rivayet için bk. V/409, H.no: 23364-23365; V/408, H.no: 23362; V/408-409, H.no: 23363 (Bu riva­yette râvilerden Şerik: "Hakem b. Süfyan'm ailesine Hakem hakkında sordum. Onlar da Al­lah Rasûlü'ne yetişemediğini söylediler" der. İkrime bir tarikte, "Mücâhid, Hakem b. Süfyân'dan, o da babası Süfyân'dan nakleder. Kendisi Rasûlullah'ı gördü" der. Bir başka rivayette ise Hakem b. Süfyân: "Ben Rasûİullah'ı gördüm" diyerek hadisin diğer bölümünü zikretmiştir); ITT/410, H.no: 15320-15322 (Ya'lâ b. Ubeyd sebebiyle hasendir. Çünkü bu râvinİn Süfyân es-Sevrî'den rivayetinde tenkidde bulunulmuştur. Mücâhid bu rivayetin mütâbiidir); IV/212, H.no: 17779-17782; V/380, H.no: 23119; IV/179, H.no: 17552-17553.

Ebû Dâvûd. Taharet, 64, H.no: 166-168; Tirmizî, Taharet, 38, H.no: 50 (Tİrmizî'nin rivayeti Ebû Hüreyre'dendir (Radtyallahü anh). Fakat bu rivayet zayıftır. Tirmizî bu hususta nakilde bulunan sahabeyi şöyle sıralar: Ebu'l-Hakem b. Süfyân, İbn Abbas, Zeyd b. Harise ve Ebû Saîd el-Hudrî -Radıyallahü anhüm-); Nesâî, Taharet, 102, H.no: 134-135; İbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 461.

a-Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 81/389.hadis

b-Zeyd b. Harise Ebû Hüreyre, ve Câbir'den -Radıyallahü anhüm- şâhidleri nakleder. Bk. İbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 462-464);

c-îbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk.Dârimi, Vudû', 39, H.no: 717.

210                                           _____________                   _______İstincâ-İstismâr

Abdurrahman b. Mehdi497 naklettiği rivayette dedi ki: Rasûlullah'ı (Saiiaitahu aleyhi ve seiiem) gördüm, bevletti, sonra abdest aldı ve (vesveseden kurtulmak için) Önüne su serpti.

§Yahya b. Saîd498 rivayetinde; 'Hz. Peygamber (Sallandın aleyhi ve seihm) bevl etti, sonra (vesveseden kurtulmak için) önüne su serpti,1 şeklinde geçmektedir.

AÇIKLAMA

Fakihlerin çoğunluğuna göre tuvalet âdabı konusunda bazı şeylere uymak menduptur ve bunlar sünnetle sabittir. Bunların bir kısmında ittifak vardır:

1-Açık arazide ya da sahrada tuvalet ihtiyacı için insanlardan uzaklaşmak,

2-TuvaIet ihtiyacı sırasında konuşmamak,

3-Sağ elle istincâ (temizlik) yapmamak,

4-Cinsel organına sağ elle dokunmamak,

5-Temizliği su ile yapmak esastır, su yoksa taşla temizlik yapılabilir,

6-İdrardan korunmak,

7-Ağaçların altına, piknik yerlerine tuvalet yapmamak.499

§İhtilâf edilen konulardan biri kıbleye dönmenin hükmüdür:

Tuvalet sırasında, kişinin ön ya da arkasının kıbleye dönmesi konusunda üç görüş vardır ve bunlar da farklı naslardan kaynaklanır:

a-Hanefî mezhebi ve îbn Hazm: Kıbleye dönmek kesinlikle yasaktır; naslar tearuz ettiğinde asıl hükme dönülür, o da yasaktık yönüdür.

b-Dâvud ez-Zâhirî: Mutlak olarak caizdir, naslar tearuz ettiğinde asla (temel hükümlere) dönülür, o da yasaklanmayan her şeyin mubah olmasıdır.

c-Mâlikî, Şafiî ve Hanbelîler: Naslar tearuz ettiğinde cem etmek/hepsiyle amel etmek efdaldir. Bu nedenle kapalı yerlerde dönülebilir, ancak açık arazide dönmek yasaktır.500

Hadis, muzdarip görülmektedir. Hadisi, Hakem b. Süfyân b. Osman es-Sekafî babası Ebu'l-Hakem Süfyân b. Osman es-Sekafî'den nakleder. Bu râviierle ilgili olarak BY.Üsdü'l-ğâbe, 11/46-47, Trc. no: 1214; 11/494, Trc. no: 2110; VI/73, Trc. no: 5822.

Suyûtî, hadisi Ahmed b. Hanbei, Ebû Dâvûd, Tbn Mâce ve Hâkim'in Müstedrek'ine nisbet ederek sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 145; Miinâvî de Hakem b. Süfyân'm Hz.Peygamber'den (Saüallahü aleyhi ve sellem) semâmda İhtilâfın bulunduğunu belir­terek İbn Abdilber'in: "Bu zâtın abdest konusunda bir hadisi vardır, onun da senedi muzdarip-tir, o da bu hadistir" dediğini bakleder. Bk. Feyzu'l-Kadîr, V/145-146

Bennâ, Abdürrezzak'ın Câmi'inde İbn Abbas'tan; Tİrmizî ve İbn Mâce'de Ebû Hüreyre'den; İbn Mâce'de Câbîr'den gelen rivayetlere değinerek her birinin tenkide maruz kaldı­ğını belirtir. Ahmed b. Hanbei ve İbn Mâce'deki Üsâme b. Zeyd hadisi İçin: "Heysemî, hadisin senedinde Rİşdîn b. Sa'd'm varlığına dikkat çektiğini, bu zâtı Heysem b. Hârice ve bir rivayete göre Ahmed b. Hanbei sika, diğerleri zayıf saydı" dediğini (Bk. Mecma\ 1/241-242) nakleder.

(Zeyd b. Harise ve Üsâme b. Zeyd hadisleri için bk. 308~309/616-617.hadisler) Bütün bu tarikler birbirini destekler ve hadis kendisi ile delil getirilmeye uygun hâle gelir. Bk. Bulûğu 'Ümerâm, 1/289.

497  Ahrried b. Hanbel'in hocası

498 Ahmed b. Hanbel'in diğer hocası

499Merğmânî, Hidâye, 1/37; Şîrâzî, Mühezzeb, 1/25-26; İbn Rüşd, Bidayetti 'l-müctehid, 1/63; İbn Kudâme, Muğnî, 1/141-148; San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/132-134

500 Şîrâzî, age., 1/26; Mevsılî, İhtiyar, 1/37; İbn Rüşd, age., 1/63-64; İbn Kudâme, age., 1/143-144; San'ânî, age., 1/135-137

Misvak ile Ağız Temizliği

f)- MİSVAK İLE AĞIZ TEMİZLİĞİ

  Misvak Kullanmanın Önemi/Fazileti

   Namaz Kılmaya Başlamadan Misvak Kullanmak

   Mazmaza Anında Misvakla ya da Parmakla Dişlerin Temizlenmesi

   Uykudan Uyandığında, Teheccüd Namazına Kalktığında ve Eve Girerken Misvak Kullanmak

212

—-------—-------------——-------------—_-----.—_____                  Misvak ile Ağız Temizliği

f>- MİSVAK İLE AĞIZ TEMİZLİĞİ * Misvak Kullanmanın Önemi/Fazileti

156/464-Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk'tan (Radıyaiiahu emh):m

RasÛlllllah (SallctÜahö aleyhi ye setlem)  dedİ ki.

"Misvak, ağzı temizleyici olup Rabb'in de  rızasını kazanma sebebidir."

Sahih: Müsned, I/1O, H.no: 62; Benzer'rivayet için bk. 1/3, H.no: 7. EM Fü'/â, 1/103-104, H.no: 109-110; Ahmed Muhammed Şâkir hadis hakkında şunları söyler: "İsnadı munkatıdır. îbn Ebî Atik; Muhammed b. Abdullah b. Ebî Atik Muhammed b. Abdurrahman b. Ebû Be­kir'dir (Radıyallahü anhüm). Ebû Atİk dedesidir. Babası Abdullah da İbn Ebî Atik diye bilinir. Babası Hz.Âişe, İbn Ömer ve diğer sahâbilerden (Radıyallahü anhüm) nakillerde bulunur. An­cak Hz.Ebû Bekir'e yetişip yetişmediği tam olarak bilinememektedir. Bu hadisi Hz. Aişe'den de nakleder (Bk. Müsned. VI/47, H.no: 24085). Nesâî'nin Siinen'indeki rivayette Muham-med'in yerine kardeşi Abdurrahman vardır. İki kardeş de bu hadisi babalarından nakleder. Rivayetlerin biri Hz.Ebû Bekir'den, diğeri Hz. Aişe'den nakledilir. Hz.Aişe'nin hadisi sahih­tir. Hz.Ebû Bekir de Hz. Aişe'den bu hadisi almıştır."

İbn Hacer Hz.Aişe'nin hadisini muallak olarak bab başlığında alan Buhârî hadisi için şunları dile getirir: "Bu hadisi Ahrned b. Hanbel, Nesâî, İbn Huzeyme ve İbn Hıbbân Abdurrahman b. Abdullah b. Ebî Atik Muhammed b. Abdurrahman b. Ebû Bekir, babasından, o da Hz. Aişe'den nakleder. Bu kanalla rivayet edenler: Yezîd, Dirâverdî, Süleyman b. Bilâl ve daha birçok muhaddis. Ancak Hammad b. Seleme bu isnadla Hz. Aişe'ye değil, Hz.Ebû Bekir'e ulaştırır. Ebû Ya'lâ ve Serrâc Müsned M erin de Abdula'lâ b. Hammad, onun da Hammad b. Seleme kanalıyla naklettiği rivayeti naklederler. Ebû Ya'Iâ'nın rivayetinde Abdula'Iâ: "Bu bir hatadır. Aslında bu rivayet Aişe'den mervîdir" der. Bk.İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, IV/199 {Buhârî, Savm, 27'nin şerhi)

İbn Hıbbân İse hadisi Hz. Âİşe'ye dayandırmış ve hadisin sonunda şunları söylemiştir: "Aynı nesilden dört kişinin birden Hz.Peygamber'i görme şerefi bu ümmetin içinde sadece Hz.Ebû Bekir ve nesline nasip olmuştur: Ebû Bekir, babası Ebû Kuhâfe, oğlu Abdurrahman, torunu Ebû Atik Muhammed. Bk.îbn Hıbbân, İÜ/348, H.no: 1067

Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini, râvilerinin sika olduklarını, fakat İbn Ebî Atik (Abdullah b. Muhammed)'in Hz.Ebû Bekir'den hadis işitmediğini ifâde eder. Bk.Mecma', 1/220

Senedi munkatı olan bir rivayetin zayıf olması gerekir. Fakat hadisin metni sahih rivayetlerle destek bulmakladır. Hz.Âişe, Ebû Hüreyre ve İbn Ömer (Radıyallahü anhüm} gibi birçok şahidi bulunmaktadır.

Misvak ile Ağız Temizliği                                   _________________________      213

157/465-Hz. Âişe annemizden (Radıyallahü anhâ);502

Hz. Peygamber buyurdu ki:

"Misvak, ağzı temizleme ve Rabb'in rızasını kazanma sebebidir."

158/466-Abdullah b. Ömer'den < Radıyallahü anhumây,

bUZ Sened:    ^jü <^£ ç~» $ <J ^ ^ ^

Sahih: Müsned, VI/124, H.no: 24806; Benzer rivayet için bk. VI/238, H.no: 25892; VI/62, H.no: 24213; VI/47, H.no: 24085 (Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Ebû Bekir kanalıyla); VI/146, H.no: 25013 (Bu rivayetin senedinde İbrahim b. İsmail b. Ebî Habîbe el-Eşhelî var ki bu zâtı birçok kimse zayıf-meselâ Dârekutnî "metruk"- saymış, İbn Adiy zayıf­lığına rağmen hadislerinin yazılabileceğini belirtmiş, İbn Maîn "sâlih", Ahmed b. Hanbel "sika" saymış, İbn Sa'd da Övmüştür. Gece kâim, gündüz sâim (gecelerini namaz, gündüzleri­ni oruç ibâdeti ile geçiren) bir zattır. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 114; İbn Hacer de zayıf sayan­lar arasındadır. Bk.Takrib, Trc. no: 146);

Şafiî, Müsned, s.14; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/156, H.no: 1792; Buhârî, Savm, 27 (Muallak olarak cezm siğasıyla kullanmıştır); Dârimi, Vudû', 19, H.no: 690; Humeydî, 1/87, H.no: 162; İbn Huzeyme, 1/70, H.no: 135; İbn Hıbbân, m/348, H.no: 1067; Ebû Ya'lâ, VITI/51, 73, 315, H.no: 4569, 4598, 4915-4916; Nesâî, Taharet, 4, H.no: 5; es-Sünenü'l-kübrâ, 1164 H.no: 4; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 1/91, H.no: 276; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/34 H.no: 134-138; es-Sünenü's-suğrâ, s.75, H.no: 79; Şuabü'l-îmân, 11/382, H.no: 2118; 111/27-28, H.no: 2777; Heysemî, Ebû Ya'lâ tarafından iki isnadla nakledildiğini ve isnadlardan birinde sika müdellis olan İbn İshâk'ın bulunduğunu belirtir. Bk.Mecma', 1/220 Sened: ^sıi ^£ >Ü ^ı ^ Jiı -£i 'j* si^j 'J,\ &%- j^l ^ «3 £ji-

Sahih: Müsned, îl/108, H.no: 5865; Taberân'î, el-Mu'cemü'l-evsat, DH/270, H.no: 3113; Ha­disin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Heysemî de bu hususa dikkatleri çeker. Bk.Mecma', 1/220. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk. 22/64.hadi s. Suyûtî, hadisin sahih ol­duğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 4832;

a-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Hıbbân, III/352, H.no: 1070 b-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi (j—aJJ rWj ^Ji iu^. ^iü ı^ i)!j_Ji) için bk.

Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VII/278, H.no: 7496; Beyhakî, Şuabü'l-îmân, 111/27, H.no: 2776; Heysemî, Taberânî'nİn Kebîr ve Evsafında zikredilen hadisin senedinde zayıflığında icmâ edilen Bahr b. Kenîz (Küneyz) es-Sekkâ'nm bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/282; Zehebî, Kâşif, Trc. no: 537

c-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 7, H.no: 289 (Bûsırî, isnadının zayıf olduğunu, bu hususta Hz. Ebû Bekir, Âişe, Ali, İbn Abbas, Huzeyfe, Yezid b. Hâlid, Enes, İbn Ömer, Ümmü Habîbe ve Ebû Eyyûb'dan (Radıyallahü anhüm) da

214                                                                                                    Misvak ile Ağız Temizliği

Hz. Peygamber (Saüallahu aleyhi ve seltem) dedi ki:

"Misvak  kullanmaya  devam  edin.   Zira     o,  ağzı  temizleyici  olup Rabb'in de  rızasını kazanma sebebidir."

159/467-AbduIlah b. Abbas'tan (Radıyallahü anhiimây.m

RüSÛlUİlah (Sallallahü aleyhi ve sellem)   dedi ki:

"Misvak kullanmakla o kadar çok emrolundum ki neredeyse hakkın­da âyet™5 inecek zannettim."

160/468-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ):

...506

rivayetlerin bulunduğunu ifâde eder. Bk. Bk.Misbâhu'z-ZMcâce, J/43); Taberânî, eî-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/179, 209, 220, H.no: 7744, 7846, 7876; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 11/43, H.no: 888. d-Enes b. Mâiİk'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk.Deylemî, Firdevs, IH/137, H.no: 4369

Benzer bir rivayet İbn Abbas'tan (Radıyallahü anh) nakledilmiştir. Bk. Dârekutnî, Sü­ne?!, 1/58 (zayıf):

e-Ubeyd b. Umeyr'den (nıürsel olarak): Ma'mer b. Râşid, X/430 (senedinde de müp­hem bîr râvi bulunduğu için zayıftır) 504 Sened: J

Hasen: Müsned, 1/237, H.no: 2125; Benzer rivayet için bk. 1/307, H.no: 2799; 1/339-340, H.no: 3152; 1/337, H.no: 3122; 1/315, H.no: 2895; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/156-157, H.no: 1793,  1809 (mevkûf-hükmen merfû); Ebû  Ya'lâ, IV/218, H.no: 2330; Deylemî, Firdevs, 1/397, H.no: 1606; Heysemî, hadisin Ahıned b. Hanbel ve Ebû Ya'lâ tarafından nakledildiğini ve senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/221; 11/98. Fakat Erbede et-Temîî ve Şerik sadûktur. Ebû İshâk Anır b. Abdullah b. Ubeyd el-Hemdânî (v.128/746) sika­dır, son zamanlarında İhtilât etmiştir. 5tb Diğer rivayette; "...vahy inecek zannettim". Sened: '

Hasen: Müsned, 1/285, H.no; 2573; Ebû Ya'lâ, V/94, H.no: 2702; Makdisî, Muhtara, K/494, H.no: 481; Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emâm, 1/290. Fakat Erbede et-Temîî ve Şerik sadûktur.

Misvak ile Ağız Temizliği____________________________________                           215

Rasûlullah bize misvak kullanmayı o kadar çok emretti ki neredeyse

hakkında âyet inecek zannettik.507

161/469-Vâsİle b. el-Eska'dan (Radıyallahü anh):50* RaSÛlullah (SallallahU aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Misvak kullanmakla o kadar çok emrolundum ki bana farz kılınacak diye endişe ettim."

162/470-Enes b. Mâlik'ten fRadıyallahü anh):™ Rasûlullah (SaiiattaMialeyhive setiem) şöyle dedi: "Misvak kullanmayı size sürekli tavsiye ettim. "

163/471-Ebû Ümâme'den (Rad^aiiahaanhyr

'07 Ya da; "... diye düşündük". 30S Sened: şîC.f Ji ^U J< 'j. *>'J J\ Hasen: Müsned, m/490, H.no: 15949; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXÜ/76, H.no: 189. Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından nakledildiğini, senedindeki Leys b. Ebî Süleym'in sika-müdellis olduğunu ve an'ane yaptığını ("an fiilân" şeklinde naklettiği­ni) belirtir. Bk. Mecma', 11/98; Leys b. Ebî Süleym hakkında geniş bilgi için bk.18/215.hadis. Hadis, İbn Abbas (159-60/467-468) ve Ebû Ümâme'den (163/471) (Radıyallahü anhüm) şâhidleri ile kuvvetlenir.

Sened: ^ıiJiji 'J>\ ^^ <~r^^ uîü- ijjijJi j4^ ^'^- cıû^-j ^ ıSai- >' -ı> JIc ı3ji-

Sahih: Müsned, III/143, H.no: 12398; Benzer rivayet için bk. m/249, H.no: 13532; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/157, H.no: 1811; Buhâıî, Cum'a, 8; Nesâî, Taharet, 5, H.no: 6; Dârimi, Vudû', 18, H.no: 687-688; Beyhakî, es-Sünenü'Uübrâ, 1/35; Ebû Ya'lâ, VII/186, H.no: 4171

Sened: ^-UJi £ '^^ ^ ^ ^-j Jı Jiı alî- '& ^ı J.

216___________________________^______^^_____________Misvak ile Ağız Temizliği

RüSÛlUİlah (SüllatlöhU aleyhi ve sellem)   dedi ki:

"Cebrail bana her geldiğinde misvak kullanmayı tavsiye ediyordu, ağzımın ön tarafının/diş etlerinin (misvak kullanmaktan dolayı) aşınmasın­dan endişe etmeye başladım."

164/472-Abdullah b. Ömer'den (RadyatkıMmhsmâ):5u

Hasen: Müsned, V/263, H.no: 22170; İbn Mâce, Taharet, 7, H.no: 289; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIU/210, 220, H.no: 7847, 7876; İbn Mâce'nin Sünen'indeki metin şöyledir:

Hadis Ubeydullah b. Zahr ve Ali b. Yezîd el-Elhânî sebebiyle zayıftır. Çünkü, Ubeydullab b. Zatır e!-İfrîkî, Ahmed b. Hanbel tarafından zayıf kabul edilmiştir. Nesâî ise "bir beis yoktur" der. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 3544; Tirmizî ise hocası Buhârî'nin bu zat hakkında "sika" dediğini nakleder. Bk.Sünen, Isti'zân, 31, H.no: 2731; İbn Hacer ise "sadûktur, bazen hata yapar" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 4290; Ubeydullah'ın Tirmizî'de dokuz, Nesâî, Dârimî ve Ebû Dâvûd'da bir, İbn Mâce'de üç, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde ise 35 rivayeti bulunmaktadır. Fakat İbn Mâce'nin Sünen'indeki rivayette bu zâtın yerinde mütâbî olarak Osman b. Ebu'l-Atike bulunmaktadır.

Ali b. Yezîd hakkında Tirmizî "zayıftır" der. Bk.Sünen, Isti'zân, 31, H.no: 2731; Bûsirî, cumhurun A1İ b. Yezid'in zayıflığını belirttiğini İfade eder. Bk. îbn Mâce, Mukaddi­me, 17, H.no: 228; İbn Hacer ve Zehebî de zayıf sayanlardandır. Bk.Takrîb, Trc. no: 4817; Kâşif, Trc. no: 3983. Heysemî, bir başka hadiste (81/278.Hadis) "Ahmed b. Hanbel'in isna­dında çok zayıf sayılan Ali b. Yezİd var" der. BkMecma', 1/199-200. Ali b. Yezîd'in Tirmizî'de yedi, Dârimî'de bir, İbn Mâce'de yedi, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde ise 40 rivayeti bulunmaktadır.

Fakat Vasile (161/469) ve İbn Abbas (RadıyallaM anhüm) (159-160/467-468) tarafın­dan nakledilen şâhid hadisler ile kuvvet kazanır. Tirmizî her iki râvinin de yer aldığı hadisler­de "hasen" hükmünü vermiştir, örnek olarak Bk. Sünen, Zuhd, 61, H.no: 2406 Sened: 'J** ^Jı of -jl; ^'Ji- -Ç; y fc*

Sahih: Müsned, 1/138, H.no: 6226; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, III/300, H.no: 3218; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrû, 1/40. Buharı ve Müslim'de îbn Ömer'den (Radıyaliahü anhümâ) nakledilen hadiste bunun bir rüyada olduğu kayıtlıdır:

_^İ)ı J\ ^iji 'Jk J JJi ıl^* ^sîjı '6fJLl\ ij^ıli jiTİl '^- 'JŞ\ llÂİİ-f Jiiirj ^'jij A\'j~! İJ^jf fCJı ,J ^'J Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Uykuda iken bir misvakla

misvaklandığımı gördüm. Biri diğerinden büyük olan iki adam beni çekti. Ben de misvağı

küçük  olanına   verdim.   Bana:   "Büyüğe  ver!"  denildi.   Ben  de  büyük  olana  verdim,"

Bk.Müslim, Rü'yâ, 19; Zühd, 70; Buhârî, Vudû', 74;

Hz.Âişe'den (Radıyaliahü anhj nakledilen hadiste ise bunun gerçek hayatta olduğu

İfâde edilmektedir:

Misvak ile Ağız Temizliği                   _______                                                                   217

Rasûlullah'ın (Saitaliahü aleyhi ve seiiem), misvak kullanmayı âdet edindiğini gördüm. Misvağı kavmin en büyüğüne verdi ve şöyle dedi:

"Cebrail bana (her işte) büyükten başlamamı tavsiye etti."

165/473-Temmâmb. Abbas'tan (Radıydıiaha anhüınâ):512 Rasülullah'ın (SnlMiaku aleyhi ve sellem) yanma bazı kişiler geldi (ya da ge­tirildi). Onlara dedi ki:

Ebû Dâvûd, Taharet, 27, H.no: 50; Bu rivayetlerin arasını İbn Hacer şöyle bulur: "Bu hâdise uyanıkken vuku bulmuş, bunun üzerine de Allah Rasûlü bunun önceden bir vahiyle bildirildiğini muhataplarına tenbih etmek üzere gördüğü rüyayı anlatmış olabilir. Bk.Fethu'l-Barî, 1/470 (Buhârî, Vudû', 74)

'   Sened: *j< '^ ^0- J fâ 'Jt 'j*^ ,*&»- jı* iijjiı ^ıi- Js 'J& öÇL. ıs'ji- ju _,jüji J- 'JS y j*?ci*\ üii-Hasen: Müsned, 1/214, H.no: 1835; Makdisî, Muhtara, VITI/394, H.no: 486; Beyhakî, e's-Sünenü'l-kübrâ, 1/36, H.no: 150; Taberânî, eUMu'cemü'Ukebîr, 11/64, H.no: 1301-1303; Hâ­kim, 11/245, H.no: 5İ7 (şâhid olarak nakleder).

Ca'fer b. Ebû Tâlİb'den (Radıyaliahü anh) şahidi için bk. Ebû Yûsuf, Kitâbü'l-Âsâr, s.28-29, H.no; 138; Ebû Nuaym, Müsnedü EbîHanîfe, s.205-206;

Abbas'tan (Radıyaliahü anh) şahidi için bk.Bezzâr, IV/129-130, H.no: 1302; Ebû Ya'lâ, XII/71, H.no: 6710; Deylemî, Firdevs, 11/62, H.no: 2349;

Hadis mürsel olduğu için zayıftır. Heysemî, hadisin senedinde mechûl olan Ebû Ali ez-Zerrâd (Saykal) bulunmaktadır. Bk. Mecma', 1/221; n/97-98; İbn Hacer de Lisânü'l-Mîzân'fa senedde Süfyân ile Ebû Ali ez-Zerrâd arasında Mansûr'un bulunduğunu, fakat bu râvînin Müsned'de düştüğünü iddia eder. Bk.VI/414; Ahmed Muhammed Şâkir bu görüşün hatalı olduğunu belirtir. Zira hem Süfyân, hem de Mansûr ez-Zerrâd'dan hadis işitmiştir. Elbânî de hadisi zayıf saymıştır. Bk.Daîfe, H.no: 1748; Fakat hadis şâhidleri ile kuvvet kaza­nır. Ahmed Muhammed Şâkir rivayetleri birleştirerek hadisin sahih olduğuna hükmeder. Temmâm'm da babası Abbas'tan duyduğunu belirtir.

Bu hadis Müsned'de (ÜT/442, H.no: 15593) Kuşem b. Temmâm veya Temmâm b. Kusem'İn babasından naklettiği hadis başlığı altında tekrar edilmiş. Bu sahâbİnin ismi Temmâm b. Abbas b. Abdulmuttalib'dir (Radıyaliahü anhüm). Fakat hadisin senedi muzdarip-tir. Çünkü 1/214, H.no: 1835.hadiste Süfyân, Ebû Ali ez-Zerrâd'dan, o Ca'fer'den, o da babası Temmâm b. Abbas'tan nakletmiş; III/442, H.no: 15593.hadiste ise Süfyân, Ebû Ali ez-Zerrâd (Saykal)'dan, o Kuşem b. Temmâm'dan veya Temmâm b. Kusem'den, o da babası Temmâm b. Abbas'tan nakletmiştİr. Saykal (Ebu'l-Hasen ez-Zerrâd): Ali b. Ca'fer b. Muhammed b. Abdullah b. Alî, Ebû Hanife'nîn hocalarından biridir. Ebû Hanife de hadisi bu hocasından almıştır. Müsned'de ise sadece buradaki rivayeti verilmiştir.

218

Misvak ile Ağız Temizliği

"Bana ne okıyor,sizin kirli/sararmış dişlerle geldiğinizi görüyorum. Misvak kuüanın! Eğer ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım tıpkı abdesti farz kıldığım gibi misvağı da farz kılardım."

NOT: Hadiste geçen farz kılma fiili, bazı rivayetlerde emrederdim şeklinde nakledilir. Buradaki anlam, bağlayıcı emirdir. Tevbe sûresi 9/292da geçtiği gibi Rasûluliah îeşrî yetkisine sahiptir ve bazı şeyleri haram kılabilir. Bunlar Allah'ın emriyle (vahyle) olduğu için farz ve haram Iafızlarıyla ifade edilebilir.

AÇIKLAMA

İslâm ağız sağlığına/temizliğine önem verir. Temizlemenin en pratik ve en müessir yolu misvaktır. Sünnet'e uygun olan misvak, erâk ya da zeytin ağacının513 dalıdır; onların ince lifleri, kendine has kokusu vardır. Müstehab olan, misvağı abdest  alırken,   yatarken   ve  yataktan   kalkınca  kullanmaktır.   Misvağın  birçok

faydalan vardır, bunlardan bazılar şöyle zikredilir;

Rasûlullah'm sünnetine uyulmuş olur,

Ağız temizliğini sağlar,

Ağız kokusunu giderir,

Diş etlerini kuvvetlendirir,

Diş çürümelerini engeller,

Gözü kuvvetlendirir,

İşlerinde başarı sağlar,

Zekâyı artırır,

Konuşmayı güzel leştirir,

Hazmı kolaylaştırır,

Ömrü bereketlendirir,

Sünnet'e uyulduğu için mii'min olarak irtihale sebep olur ki aslında bütün bunlar Rabbimizin rızasını kazanmaya ve mü'min olarak irtihale açılan yollardır.

Misvak, erak ağacı yanında   zeytin ağacından da olur. Bu konuda Rasûluliah (Sallallaha aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:

"Mübarek bir ağaç olan zeytinden yapılan misvak ne güzeldir, o ağız kokusunu güzel]eştirir ve çürümeyi önler. O, benim ve benden önceki peygamberlerin misvağıdır." (Taberânî , el-Mûcemu'l-evsât I, 210, H.no: 678; Deylemî, Firdevs, IV, 260, H.no: 6767) Muâz b. Cebel'den (Radıyallahâ anh) nakledilen bu hadis için Heysemî şöyle der: "Hadisi Taberânî Evsafında zikreder. Senedinde Muallil b. Muhammed var. Hakkında bilgi veren birini tanımıyorum" BkMecma', 11/100. Taberânî'nin senedinde bu isimde bir râvi de görülmemektedir. Fakat Taberânî'nin bir başka eserinde sened şu şekildedir:

Bk.Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, H.no: 46 (Burada ise ismini Muallil b. Nüfeyl ola­rak görüyoruz); Aclûnî, Ebû Nuaym'in de Kitâbü's-Sivâk isimli eserinde bu hadisi naklettiği­ni belirttikten sonra: "En iyi misvak ağacı Erâktir, Daha sonra sırası ile hurma ve zeytin ağaç­lan gelir" der. Bk.Keşfu'l-hafâ, H.no: 1439, 2814; îbn Hacer de senedindeki Ahmed b. Muhammed'e dikkat çeker. Bk.Telhîs, 1/72.

Misvak ile Ağız Temizliği                                                                                                    219

§Eğer misvak bulunmazsa dişlerin parmaklarla ovulması tavsiye edilmektedir. (Bu konu için ayrıca bk. 173/480 nolu hadis ve devamı.)

* Namaz Kılmaya Başlamadan Misvak Kullanmak

166/474-Ebû Hüreyre'den Rasûlullah'm (Şâünttaha aleyhi ve seüem) şöyle dediğini işittim: "Eğer ümmetime ağır geleceğinden  korkmasaydım,  her namazda misvak kullanmayı emreder, son namaz olan yatsıyı gecenin ilk üçte birine tehir ederdim. Zira Allah Teâlâ gecenin ilk üçte birinde dünya semâsına te­celli eder, fecrin doğuşuna kadar bu hal devam eder ve biri şöyle nida eder:

514 Sened: v/ ^f 'J* O fi jy t&* i* yo-i^' -^ Jt 'J-- -

Sahih: Müsned,V 120, H.no: 967; Benzer rivayet için bk. 1/120, H.no: 968 (Ebû Hüreyre'nin hadisi Hz. Ali'nin müsnedi içinde yer almıştır. Bunun sebebi de aynı hadisin Hz. Ali tarafın­dan da rivayet edilmesidir.) Ahmed Muhammed Şâkir hadisin Ebû Hüreyre'den nakledildiği­ni, Hz. Aîi'nin ziyâde edilmesinin bir hata olduğunu iddia eder. Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma\ 1/221; X/154. Eserinin bir başka yerinde "Hz.Ali'nin bu rivayeti Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya'lâ tarafından nakledilmiş olup râvileri sikadır. İbn îshâkda semâmı açıklamıştır"der. Bk.Mecma', X/154

Dârimî, Saiât, 168, H.no: 1493; Tahâvî, Şerhti meânil-âsâr, 1/43; Taberânî, el-Mu'cemül-evsat, 11/57, H.no: 1238; Bezzâr, 11/121, H.no: 478; Heysemî, Taberânî'nin sene­dinde sika-müdellis olan İbn İshâk'm bulunduğunu tahdis siğasıyla naklettiğinden dolayı isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/22i; Eserinin bir başka yerinde: "Ebû Hüreyre'nin Hz.Ali'den aldığı bu hadis için, Ebû Hüreyre'nin hadisi sahih kaynaklarda zikre­dilir. Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah Müsned'in ziyâdelerinde bu hadise yer verir. Bezzâr da hadisi nakleder. Hz. Ali'nin ziyâdeli olarak naklettiği hadis ise râvileri sikadır. Ancak Müsned'de İbn İshâk, Ubeydullah b. Ebî Râfi'den an'ane ile nakleder. Bezzâr ise İbn İshâk'ın tahdis yolu ile Abdurrahman b. Yesâr kanalıyla Ubeydullah b. Ebî Râfi'den naklini verir ki Abdurrahman'İ da îbn Maîn sika saymıştır" der. Bk.Meana', 11/96-97

220_____________________________________          Misvak ile Ağız Temizliği

"Yok mu isteyen, (kendisine) verilsin,

Yok mu dua eden, icabet edilsin,

Yok mu hasta olup şifa isteyen, şifa verilsin,

Yok mu günahkâr olup af dileyen, affedilsin.'"

§Hz. Ali'den de benzer hadis rivayet edildi.

167/475-Zeyd b. Hâlid'den (Radıyaiiahu anh):515

RaSUİUİlah (Sailallahü aleyhi ve sellem)  dedi ki:

"Eğer ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım, onlara her na­maz kılacaklarında misvak kullanmayı emrederdim."

(Râvi) Zeyd misvağı katibin kulağına kalem koyduğu yerde olduğu hâlde mescide giderdi. Her namaz kılınacağında namazdan önce ağzını mis­vaklardı.

168/476-(z.) Hz. Ali'den (Radtyaiiaha anh):5i6

Sened: ^> £ pSj\ x± J İx J\

Sahih: Müsned, V/193, H.no: 21580; Benzer rivayet için bk. IV/114, H.no: 16969;IV/115, H.no: 16985; Buhârî, Savm, 27; Ebû Dâvûd, Taharet, 25, H.no: 47; Tirmizî, Taharet, 18, H.no: 22, 23 (hasen-sahih); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/155, H.no: 1786; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/197, H.no: 3041; Bezzâr, 1X1222, H.no: 3767; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, V/243-244, H.no: 5223-5224; Beyhakî, es-Sünenü'l-kührâ, 1/37, H.no: 155 Sened: ^-üı ^^j-<^

Sahih: Müsned, 1/80, H.no: 607; Dârimî, Salât, 168, H.no: 1493; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/43; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/57, H.no: 1238; flezflîr, U/121, H.no: 478; Heysemî, Taberânî'nin senedinde sika-müdeilis olan İbn îshâk'm bulunduğunu tahdis siğasıyla naklet­tiğinden dolayı isnadının basen olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/271;

Amir Hasan Sabri Zevâidü Abdillah fi'l-Müsned isimli eserde şunları söyler: "Hem Ebû Hüreyre hem de Hz. Ali'den nakledilen bu hadis sahihtir. Ancak Hz.Ali'nin hadisinde

Misvak ile Ağız Temizliği         ______           ___^____^____—_______221

Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Eğer ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım her namaz kıla­caklarında  misvak kullanmayı emrederdim."

169/477-Hz. Âişe annemizden (Radıyaiiaha

inkıta bulunmaktadır. Çünkü Sbn İshâk Ubeydullah b. Ebû RâfT İle mülâki olmamıştır. Ancak amcası Abdurrahman b. İshâk kanalı ile ondan nakleder. Bu râvi ise Ta'cil'de (s.259) belirtil­diği gibi sikadır. Her halükarda hadis sahihtir. Ebû Hüreyre hadisini İbn Hıbbân (111/40-41), Hâkim (1/245, H.no: 516. Hâkim Buhârî ve Müslim'in şartına/râviierine göre sahih olduğunu ilâve eder), Hatîb el-Bağdâdî Tarih'inde (DC/346) el-Makburî tarikiyle naklederler. Ebû Hüreyre hadisini Makburî tariki dışında Buhârî (Cum'a, 8), Müslim (Taharet, 42), Ebû Dâvûd (Taharet, 46), Tirmizî (Taharet, 22), Nesâî (Taharet, 7; Mevâkît, 20), Ahmed b. Hanbcl (11/245, 187, 399), Mâİik (Taharet, 114-115) rivayet ederler. Hz.Ali'nin hadisini ise Ahmed b. Hanbel (1/120), Bezzâr {Keşfii'l-estâr, 1/240) Hatîb el-Bağdâdî Tarih'inde (IV/255).İbn İshâk'ın amcası Abdurrahman kanalı ile Ubeydullah b. Ebû Râfi'den nakleder. Heysemî, Ebû Hüreyre'nin hadisinin Sahih'te olduğunu Müsnedin ziyâdelerinde Abdullah'ın naklettiğini; Hz.AH'nin hadisini ise Bezzâr'ın naklettiğini ve râvİlerinîn de sika olduklarını söyler {Mecma', 11/96-97). Bk. Zevâidü Abdillah fi'l-Müsned, s.157-158, H.no: 10. Ayrıca 165/474.hadİsİn tahricinebk.

Sened: jjjjı ^ *yj> '£ tşj*$ ^jLf^ & ^-- ^ Â**-* '/"*j J1* 'Ji^! ^ ci* ^ ^-^ Jü vj^ ^'■^~ Hasen: Müsned, VI/272, H.no': 26218; İbn Huzeyme, 1/71; Hâkim, 1/244-245, H.no: 515 (Müslim'in şartına göre sahihtir. Zehebî de bunu onaylar); Beyhakî, Şuabii'l-fmân, 111/26, H.no: 2773; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/38; Münzİrî hadisin Ahmed b. Hanbel, Bezzâr, Ebû Ya'lâ ve İbn Huzeyme tarafından nakledildiğini, Muhammed b. İshâk'ın İbn Şihâb'dan hadis işit­mediğini belirtir. BLTerğîb, 1/102, H.no: 334; Nevevî Hz.Âişe'nin rivayet ettiği bu hadis için şunları söyler: "Beyhakî bu hadisi birçok tarikle nakletti ve tariklerinin her birinin zayıf oldu­ğunu belirtti. Hâkim'in bu hususta sözüne itibâr olunmaz. Çünkü kendisi hadisleri sahih say­ma hususunda mütâsâhil olduğu gibi, hadis Müslim'in şartına/râvisine de uygun değildir. Müslim, İbn İshâk'ın hadislerine sadece mutâbaatta yer verir, tbn İshâk müdellis olduğu ve semâmı da beyân etmediği İçin hadis zayıftır. Beyhakî, hocası Hâkim'den hadîs usûlünde daha sağlamdır. Beyhakî İse bu hadisi zayıf saymıştır. Bk.Mecmû', 1/335; Suyûtî, hadisi İbn Zencûye'ye (Kitâbü't-Terğîb fi fedâili'l-a'mâl) nisbet ederek zayıf olduğuna işaret etmiştir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 5100; Münâvî ise Suyûtî'nin bu davranışını garipseyerek, Ahmed b. Hanbel, Hâkim, İbn Huzeyme ve Beyhakî'ye nisbet etmeyişini tenkid eder. O da Beyhakî, Nevevî ve İbn Salah gibi âlimlerin "zayıftır" görüşünü benimser. Bk. Feyzu 'l-Kadîr, IV/296.

Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel, Bezzâr, Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini, Bezzâr'ın râvilerinin sika olduğunu, Hâkim'in de hadisi sahih saydığını ifâde etmekle yetinir. Bk.Mecma', ü/98; Endelüsî, hadisi Ebû Nuaym'ın da rivayet ettiğini belirterek râvilerinin sika olduğunu belirtti. Jik.Tuhfetü'l-muhtâc ilâ edilleti'l-Minhâc, 1/176-177, H.no: 63; Hadi­sin Ebû Hüreyre'den (Radtyattahü anh) şahidi: (i-^Tj a»-— ü~• J—^ ^M1* ^^j) Bk.Deylemî, Firdevs, 11/265, H.no: 3236. Mübârekfûrî hadisin iki şahidini daha dile getirir:

a-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi:

(iiı^ j^u ^j j^~- ^^1 öî tf, Jı .j-' Jij—»ü£*fj ı/-°' i&)

222                        ______________^__                                    Misvak ile Ağız Temizliği

Hz. Peygamber (Saîlallaha aleyhi ve seiîem) dedi ki:

"Misvak kullanarak kılınan namaz, misvak kullanmadan kılınan na­mazdan yetmiş kat daha faziletlidir."

anhâ):51s

170/478-Hz. Peygamber'in eşi Ümmü Habîbe annemizden (Radıyallahü

RasûTulIah'ın (Saifaliaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Eğer ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım her namaz sırasın­da/kılacaklarında misvak kullanmayı emrederdim, tıpkı abdest aldıkları gibi."

§ Başka tarikten gelen rivayette:

Ümmü Habîbe annemiz, benzerini Zeyneb annemiz vasıtasıyla (Kadıya-

llahü anhüınâ) nakletti.

Ebû Nuaym'ın Kitâbü's-Sivâk'ında ceyyid bir isnadla rivayet ettiğini belirtir. b-Câbir'den (Roekyattohû anh) şahidi:

Yine Ebû Nuaym'ın Kitâbü's-Sivâk'ında sahih bir isnadla rivayet ettiğini söyler. Bk. Tuhfetü'l-ahvezî, 1/86.

Sehâvî, hadisin Enes, Câbir, İbn Ömer, Ümmü'd-Derdâ ve Ciibeyr b. Nüfeyr'den (Radıyallahü anhüm) (mürseJ olarak) şâhidlerinin bulunduğunu ve bunların birbirini destekledi­ğini söyler. Bk.Makâsıdu'l-hasene, s.313-314, H.no: 625; Aclûnî de Haris b. Ebû Üsâme'nin Müsned'inde Ebu'l-Esved'den nakledilen rivayete değinir. Sözlerini Sehâvî'nin görüşlerini nakle­derek Îbntrl-Ğars'in şu sözü ile noktalar: "Benim âlimlerin değerlendirmelerinden anladığım ka­darıyla hadis zayıftır veya hasen li gayrihidir." Bk.Kesfu 'l-hofâ, 11/33-34, H.no: 1604.

îbnü'l'Kayyim el-Cevziyye "Bu hadis nasıl zayıf olur?" sorusuna, rivayetleri tek tek değerlendirdikten sonra: "j,—*- *~} 4i ^J o\j o.-U-ı u» ju» u^i" "İşte hadisin durumu böyle. Şayet hadis sâbitse hasen hükmündedir" cevabını verir. Bk.el-Menâru'l-münîf, s. 19-23 Sened:       'J 'J^ £

Sahih: Müsned, VI/325, H.no: 26642; Ümmü Habîbe annemiz bu hadisi Zeyneb bt. Cahş validemiz aracılığıyla da nakletmiştir. Bk. VI/429, H.no: 27288 (Tbn İshâk tahdis siğası ile nakletti); Ümmü Habîbe'nin aynı sened ve metinle Zeyneb bt. Cahş'tan rivayeti Ümmü Habîbe'nin müstakil rivayetinin sahabe mürselînden olduğuna işaret ediyor. Sahabe mürseli ise kabul edilir. Ebû Ya'lâ, XIII/48, 64. H.no: 7127, 7143; Heysemî, râvilerinin sika oldukla­rını İfade eder. BkMecma', 11/97; Zeyneb bt. Cahş'tan nakledilen hadis için de râvilerinin sika olduklarını belirtir. Bk.Mecma', 11/97

Misvak ile Ağız Temizliği                                                                          _____________223

* Abdest Alırken Misvak Kullanmanın Önemi

171/479-Ebû Hüreyre (Radıyaüahu

519 Sened: -v^ ^.'^ı ^°jS- alı i^. a^i-î JU; ıİji

Sahih: Müsned, 11/250, H.no: 7406; İkinci rivayet): 11/259, H.no: 7504 (315/623.hadis); Ben­zer rivayet için bk. 11/287, H.no: 7840-7841; Ü/245, H.no: 7335, 7338; 11/531, H.no: 10812; 11/509, H.no: 10566; 11/460, H.no: 9890; 11/517, H.no: 10644; 11/433, H.no: 9557; ü/429, H.no: 9513; n/399, H.no: 9152; Mâlik, Taharet, 114-115; BhhâH, Cum'a, 8; Savm, 27; Te-mennî, 9; Müslim, Taharet, 42; Ebû Dâvûd, Taharet, 25, H.no: 46; Tİnnizî, Taharet, 18, H.no: 22; Dârimî, Salât, 168, H.no: 1492; Vudû', 18, H.no: 689; Nesâî, Taharet, 6, H.no: 7; Abdiirrezzâk, 1/555-556, H.no: 2106-2107; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/155, H.no: 1787; İbnü'l-Cârûd, s.27, H.no: 63; İbn Huzeyme, 1/73, H.no: 140; Tahâvî, Şerhti meâni't-asûr, T/43-44; İbn Hıbbân, III/351, H.no: 1068; IV/399, H.no: 1531; IV/406, H.no: 1540; Ebû Avâne, T/163, H.no: 474; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/35, 37, H.no: 144, 153-154; Nesâî, es-Sünenü'l-kUbrâ, 1/64, H.no: 6; 11/196, H.no: 3035; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VH/253, H.no: 7424; Ebû Ya'lâ, XI/229, H.no: 6343; Heysemî, senedinde Muhammed b. Ömer b. Alkame bulunmaktadır. Bu râvi sika olup hadisleri hasendir. Bk, Mecma', 1/221.

Ebû Hüreyre'nin Hz.Ali'den aldığı hadis için, Ebû Hüreyre'nin hadisi sahih kaynak­larda zikredilir. Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah Müsned'in ziyâdelerinde bu hadise yer verir. Bezzâr da hadisi nakleder. Hz. Ali'nin ziyâdeli olarak naklettiği hadisin râvileri sikadır. Ancak Müsned'de İbn İshâk, Ubeydullah b. Ebî Râfı'den an'ane ile nakleder. Bezzâr ise İbn Ishâk'm tahdis yolu İle Abdurrahman b. Yesâr kanalıyla Ubeydullah b. Ebî Râfı'den naklini verir ki Abdurrahman'ı da İbn Maîn sika saymıştır. Bk.Mecma', 11/96-97

Bu konuda rivayette buîunan sahabe (Hadisin şâhidleri):

a-Ebû Saîd el-Hudrî (Radıyaliahüanh): Bk. Nesâî, es-Sünenü'l-kührâ, İT/196, H.no: 3030;

b-Abduilah b. ez-Zübeyr (Radıyallahü anhümâ): Bk.îbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/156, H.no: 1795;

c-Ca' fer b. Ebû Tâlib (Radıyatlalm anh): Bk.Ebû Nuaym, Müsnedü Ebî Hanîfe, s.205-206;

d-İbn Ömer (Radıyallahü anhümâ): Bk.Taberânî, el-Mu'cemü'Ukebîr, XlI/375, 435, H.no: 13389, 13592; el-Mu'cemü'l-evsat, VIII/217-218, H.no: 8448; Heysemî, Taberânî'nin Kebîr ve Evsat'ındaki hadisin senedinde Saîd b. Râşid vardır, o da zayıftır. Evsat'mdaki bir diğer hadiste ise Ertât var, bu zât hakkında cerh ta'dilde bulunan birini bulamadım, ancak diğer râvileri sikadır" der. Bk. Mecma', 11/98;

e-İbn Abbas (Radıyaltahü anhümâ): Bk.Taberânî, eUMu'cemü'l-kebîr, XI/87, H.no: 11133; Heysemî, Taberânî'nin Kebîr'inde ve Bezzâr'm Müsned'inde rivayet edildiğini, hadi­sin senedinde Müslim b. Keysân'ın bulunduğunu, onun da zayıf olduğunu belirtir. Bezzâr bu ravîde herhangi bir beis görmez. Bk. Mecma', 11/97;

f-Abbas (Radıyallahü anh): Bk. Makdisî, Muhtara, VITI/394-395, H.no: 487; Heysemî, hadisin Bezzâr. Taberânî ve Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini, senedinde mechûl olan Ebû Ali Saykal'in bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', H/97-98

Misvak ile Ağız Temizliği

RaSÛlullah (SaîlallahÛ aleyhi ve seÜem) buyurdu ki:

"Eğer ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım, onlara abdest a-lırken misvak kullanmayı emrederdim,

(Onlara her namazda (ya da vaktinde) abdest almayı emrederdim.) Ayrıca (son namaz olan) yatsıyı da gecenin üçte birine ya da yarısı-

ıir prİprHim "                                                                           '         '

na tehir ederdim."

1 ///4ÖÜ-ÜDU HÜreyre'den (Radıyallahtianh):52"

Rasûlullah dedi ki:

"Eğer ona; ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım, onlara abdest alırken misvak kullanmayı emrederdim, sözünü söyleseydi (faydalı olurdu)."

(Râvi) Ebû HÜreyre ekledi:

'Ben Rasûlullah'in (Saiuaiaha aleyhi ve seitem), (misvakla ilgili) hadisini duyduğum andan itibaren; uykudan önce, uyandıktan sonra ve yemekten ön­ce, yemekten sonra sürekli misvak kullanmaya başladım.'

* Maznıaza Anında Misvakla ya da Parmakla Dişlerin Temizlenmesi

g-Câbir (Radıyallahü anh): Bk. Buhârî, Savm, 27;

b-Vâsıle (Radıyallahü anh); Bk. Heysemî, Ahmd b. Hanbel ve Taberânî tarafından nakledilen hadisin senedinde sika-müde]lİs olan Leys b. Ebû Süleym'in bulunduğunu, bu râvinin de an'ane yaptığını ifade eder. Bk.Mecma', ü/98

ı-Hz.Âİşe (Radıyallahü anhâ): Bk.Heysemî, hadisin Bezzâr tarafından rivayet olunduğunu, senedinde zayıf olan Muâvİye b. Yahya'nın bulunduğunu ifade eder. BkMecnıa', ü/97

i-Müphem sahâbi (Radıyallahü anh): Müsneâ, V/410; Heysemî, râvilerinin sika olduk­larını ifade eder. Bk.Mecma', 11/97

j-Diğer şâhidier: Tirmİzî, hadisin Hz.Ebû Bekir, A1İ, Huzeyfe, Zeyd b. Hâlİd, Enes, Abdullah b. Arnr, Ümmü Habibe, Ebû Ümâme, Ebû Eyyûb, Temmâm b. Abbas, Abdullah b. Hanzale, Ümmü Seleme, Vasile b. el-Eska' ve Ebû Musa'dan (Radıyallahü anhüm) da nakledil­diğini dile getirir. Bk. Tirmizî, Taharet, 18, H.no: 22 520 Sened: « >& £>-*$ ■#■ â* Jii* ,J J J^- '& mi A -d£- '& U & jıi jp # 'sish *ıU J 4%.

 

Sahih: Müsned, 11/400, H.no: 9166; Heysemî, hadis için "râvileri sikadır" ifadesini kullanır. Bk.Mecma', 1/221.

173/481-Ebû Mûsâ el-Eş'arî'den (Radıyallahüanhy.m Rasûlullah (Saitaiiaim aleyhi ve seiiem) misvak kullanırken yanma geldim. O, misvağın bir ucunu dilinin üzerine koyup, dişlerinin üstüne doğru misvaklardı. Râvi Hammâd, sanki misvağı yukarıya kaldırıyormuş gibi eliyle tarif etti ve 'Bize de Gaylan tarif etti ve şöyle dedi: 'Dişlerini boylamasına misvaklardı."

174/482-Ebü Matar'dan:

Sahih: Müsned, IV/417, H.no: 19625; Buhârî, Vudû', 73; Müslim, Taharet, 45; Ebû Dâvûd, Taharet, 26, H.no: 49; Nesâî, Taharet, 3, H.no: 3; Ebû Avâne, 1/165, H.no: 479; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/35

Sened: jiü cii- £j- 'J,_ i^i ısü.

Zayıf: Müsned, 1/158, H.no: 1355; Senedindeki Muhtar b. Nâfî et-Temmâr el-Kûfî zayıftır. Buhârî eserinin birinde bu râviyi cerh etmezken (Bk.et-Târîhu'1-kebîr, IV/I/386), bir diğer eserinde "miinkeru'l-hadis" hükmünü verir (Ek.et-Tâfîhu's-sağtr, s. 173). Heysemî de zayıf sayanlardan biridir. Bk.Mecma', V/118-119. Zehebî "zayıf saydılar" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 5332. Tirmizî bir, Ahmed b. Hanbel üç rivayetini nakleder. Tirmizî rivayetinden sonra: "Bas-ralı bir şeyhtir. Garib rivayetleri çoktur" der. Bk. Sünen, Menâkıb, H.no: 3714. Bu hadis 225/533.hadiste tekrar edilecektir.

Parmakların misvak yerine kullanılıp kullanılamayacığına dâir bazı rivayetler: Enes'ten (Radıyallahü anh) rivayet edilen hadis (^ı—"H\ '%—u o—- c^j—*^>. (Bk.Makdİsî, Muhtara, VII/252, H.no: 2699; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/40-41, H.no: 176-177, 180 (zayıf);  Deylemî,  Firdevs,  V/503,  H.no:  8891) İbn Hacer hadisin  isnadının tartışmalı olduğunu, fakat kendisinin herhangi bir beis görmediğini belirtir (Hasen).

_____Misvak ile Ağız Temizliği

Mescidin giriş kapısında mü'minlerin emîri Hz. Ali (Radtyailahü anh) ile oturuyorduk, bir kişi geldi ve Hz. Ali'ye:

"Bana Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) abdest alışını göster!" dedi

(güneş de) tam tepedeydi.

Hz. Ali, Kanber'i çağırdı ve:

'Bana su dolu bir kap getir!' dedi.'

Su ile önce ellerini ve yüzünü üçer kere yıkadı, üç kere ağzına su aldı, parmaklarıyla ağzının içini oval adı/mi s vakladi. Üç kere burnuna su çekti, kollarını üç kere yıkadı. Başını da bir kere mesh edip şöyle dedi:

'Bu ikisinin (yani kulakların) iç tarafı yüzden, dış tarafı ise baştan sayılır.'

Sonra ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar üç kere yıkadı. Sakalla­rı göğsüne uzanıyordu/gürdü. Abdesti bitirdikten sonra kalan sudan birkaç yudum aldı ve dedi ki:

'Rasûlullah'in (Sailattahü aleyhi ve seîlem) abdest şeklini soran kişi nerede? Hz. Peygamber'in abdest alışı işte böyleydi.'

NOT: Kâ'b (4—•&&) kelimesi, Türkçeye 'topuk' kemiği olarak geçmiştir. An­cak abdest âyetinde ve burada geçen hadislerdeki ilgili kelime (<jl_slJı oukJi) şeklinde tefsir edilmektedir, yani ayağın iki kenarındaki şişkin kısımlar/kemikler anlamında­dır. Klasik Türkçe sözlüklerde bu kısım; topuk ve aşık kemiği olarak terceme edil­miştir. Meallerde ve terceme kitaplarda 'topuk1 olarak terceme edildiği için, bu ça­lışmada da kâ'b (v-^1); topuk (aşık kemiği) şeklinde açıklamalı terceme edildi.523

* Uykudan Uyandığında, Teheccüd Namazına Kalktığında ve Eve Girerken Misvak Kullanmak

Hz.Âişe'den (Radıyaîlahü anhâ) nakledilen rivayetin İse senedinde Müsennâ b. es-Sabbâh bulunmaktadır.

Amr b. Avf tan (Radtyallahu anh) gelen nakilde ise (dtj~ ^ / Bj -i)ı>-!i ısja yyî guv'). Kesir b. Abdullah b. Amr b. Avf bulunmaktadır. (Bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VI/288, H. no: 6437). Suyûtî, bu hadisin zayıf olduğuna işaret eder. Bk.el-Câmîu's-sağîr, H.no: 3068; Hey-semî ise Tirmizî'nin bu râvinin hadislerini hasen saydığını belirtir, BkMecma', n/100-101

Müsned'deki Hz.Ali'den (Radıyallahil anh) nakledilen bu hadis için ise İbn Hacer bu zayıf rivayetlerin içinde en iyisi olduğunu belirtir. Geniş bügi için bk.Şevkânî, Neylü'l-evtâr, J/119;Bennâ,age., 1/296.

Bk. Karahİsârî, Mustafa b. Şemseddin, Ahter-i kebîr, 874; Şemseddİn Sami, Kâmûs-u Türkî, 1170; Muallim Naci, Lügat-i Naci, 630

ğız Temizliği

175/483-AbdulIah b. Ömer'den (Radıyaiiahu anhümâ):524 Rasûlullah (Sailallahu aleyhi ve seliem) yanında misvak bulunmadan uyu­mazdı, (zira) uyandığı zaman hemen misvak kullanırdı.

176/484-Hz. Âişe annemizden

524 Sened: &j&4 \ş-^ '<^^-Hasen: Müsned, 11/117, H.no: 5979 (Hocası Ebû Dâvûd et-Tayâlisî'den naklettiği hadislerden biridir); Buhârî de bu hadise işaret etmiştir (Bk.et-Târîhu'l-kebîr, IV/I/386). Tayâlisî'yi Buhâri'nin senedinde hocasının hocası olarak görüyoruz. Zeylaî de Tayâlisî'nin bu hadisi naklettiğini söylüyor, (Bk.Nasbu'r-râye, 1/8) Biz bunu Tayâlisî'nin Miisned'inde bulamadık. Bu da ası! nüshada eksik olan hadislerden biri olabilir. Ebû Ya'lâ, X/I21, H.no: 5749; Heysemî, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini; Taberânî tarafından rivayet edilen hadisin isnadının zayıf olduğunu belirtir ve bunun sebebini "tariklerden bir kısmında müphem bir râvinin bulunmuş olması, bir kısmında ise Husâm b. Misak el-Ezdî'nin (v.163/779) bulunmuş olması" olarak açıklar. BkMecma', 11/98-99, 263; Suyûtî, hadisin zayıf olduğuna işaret eder. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 6919

Hadisin senedinde yer alan Muhammed b. Müslim b. Mihrân: Ebû Ca'fer Muhammed b. İbrahim b. Müslim b. Mihrân'dır. Dedesi Ebu'l-Müsennâ Müslim b. el-Müsennâ'dır. Dede­si İbn Ömer'den nakillerde bulunur. Daha çok ezanla ilgili rivayetlerin bu kanalla nakledildi­ğini görüyoruz. Çünkü Ebû Ca'fer Muhammed b. İbrahim b. Müslim Hilal oğullarının Uryân Mescidinde, dedesi de Mescidü'1-Câmî (veya Mescidü'î-Ekber'de) müezzinlik yaptılar. Bk.Nesâî, Ezan, H.no: 668; Ebû Dâvûd, Salât, H.no: 510. Muhammed b. Müslim b. Mihrân'm Tirmizî ve Dârimî bir, Ebû Dâvûd ve Nesâî iki, Ahmed b. Hanbel de dört rivayetini nakleder. Tirmizî rivayeti için hasen hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, H.no: 430. Zehebî bu zât İçin "zayıf sayılmadı" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 4702. İbn Hacer ise: "sadûktur, bazen hata yapar" der. Bk. Takrib, Trc.no: 5701.

Müslim b. Müsennâ Ebu'l-Müsennâ ise sika biridir. Bk. Zehebî, Kâşif, Trc. no: 5427. Sened: -ûiJ ^ ^ji- Jıi jjj 'J ^£ lSj^ Jıi fdi ı3İ&. ju ou* Cji-

Hasen: Müsned, VI/121,' H.no: 24781. Benzer rivayet için bk. VI/160, H.no: 25149; Ebû Dâvûd, Taharet, 30, H.no: 57 (Münzirî, isnadında Ali b. Zeyd b. Cüd'ân bulunduğunu ve bu râvi ile delil getirilemeyeceğini ifâde eder); Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, IV/40, H.no: 3557; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/39;

Heysemî, senedindeki Ali b. Zeyd'in zayıf olduğunu, kendisiyle delil getirilip getirilmeyeceğinde İhtilafın varlığını ifade eder. BkMecma', 1/128; Bûsirî de aynı şeyleri söyler. Bk. Misbâhu'z-zücâce, IV/228. Buhârî bu zat hakkında herhangi bir değerlendirme yapmamıştır. Bk.et-Tânhu'l-kebîr, VI/275, Trc. no: 2389; İbn Hacer, bu râvi hakkında "zayıftır" derken (Bk.Takrîb, Trc. no: 4734); Zehebî: "Hadis hafızlarından biridir; fakat sebt/hafızası kuvvetli değildir" der ve Dârekutnî'nin bu zat hakkındaki şu görüşünü nakleder: "O, benim nazarımda leyyin/zayif olarak kalacaktır." Bk.Kâşif, Trc. no: 3916. İmam Müslim, bu râviyi (Sabit el-Bünâni ile birlikte) mütâbaat açısından eserine almıştır. Bk.Sahih, Cihâd, 100; Tirmizî ise: "Saduktur; ancak bir başkasının mevkuf yaptığı haberleri merfû yapar" diyerek sadece zaptını tenkid etmiştir. İşte bu sebeble de bazı âlimler, bu râvinin hadislerini hasen olarak telakki etmişlerdir. Fakat Tirmizî, bu râvinin de yer aldığı hadislere "hasen-sahîh" hükmü de verir. Bk.Sünen, Taharet, 80, H.no: 109 (Ahmed Muhammed Şâkir, sika olduğunu; hakkında tenkidde bulunanların ise delilsiz hareket ettiklerini ifade eder); Radâ, H.no: 1146; Fiten, H.no: 2192; Zühd, H.no: 2330; İsti'zân, H.no: 2698; Edeb, H.no: 2829;

228                                                                                        ______Misvak ile Ağız Temizliği

Hz. Peygamber (SaÛMiahû aleyhi ve sinem) gece ya da gündüz yatıp, sonra uykudan uyandığında mutlaka misvak kullanırdı.

177/485-Huzeyfe b. el Yemân'dan (Radyaitahüanh):526 Hz. Peygamber (Sailaüahü aleyhi ve sellem)  gece namaz kılmaya (bir riva­yette; teheccüde) kalktığında.ağzını misvakla temizlerdi.

Fiten, H.no: 2192; Zühd, H.no: 2330; İsti'zân, H.no: 2698; Edeb, H.no: 2829; Tefsir, H.no: 3168; Menâkıb, H.no: 3615, 3753, 3902; Sadece sahih dediği de olur: Cuma, 39, H.no: 545; Yalnızca hasen hükmü verdiği hadisler için bk. Cuma, H.no: 589; Savm, H.no: 764; Fiten, H.no: 2248, 2254; İlim, H.no: 2678; Tefsir, H.no: 2991, 3107, 3142, 3148, 3187, 3206; Deavât, H.no: 3455; Menâkıb, H.no: 3854; Müslim bir, Tirmizî 26, Nesâî iki, Ebû Dâvûd 12, İbn Mâce 23, Ahmed b. Hanbel 258 ve Dârimî de on rivayetini nakleder. Bu râvi için bk. 29/18O.hadis.

Ümmü Muhammed Ümeyye bt. Abdullah meçhuldür. AH b. Zeyd'in babasının eşidir. Bu durum rivayetlerde şu şekilde zikredilir: "«—-ı £y> -£^> f» ££ ->o es. ^*" Tirmizî, Dârimî ve İbn Mâce bir, Ebû Dâvûd iki, Ahmed b. Hanbel dokuz rivayetini nakleder. Tirmizî hadisi hakkın­da hasen hükmü verir. Bk.Sünen, Tefsir, H.no: 2991. İbn Hacer ve Zehebî bu hanım hakkında herhangi bir hüküm vermezler. Bk.Takrîb, Trc. no: 8539; Kâşif, Trc. no: 6955. Şu hadis bu rivayeti kuvvetlendirir:

"Hz.Aİşe'den (Radıyallahü anhâ): Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) yatar, u-yandiğı zaman ağzını misvaklar, sonra abdest alır ve sekiz rekat namaz kılardı. Her iki rekatta bir oturur ve selâm verirdi..." Bk. Müsned, VI/123; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III/2S 52 Sened: jjı} ^o* jjUS '&■ *£££> üii. £ji.

Sahih: Müsned, V/382, H.no: 23135; (İkinci rivayet): V/402, H.no: 23308; Benzer rivayet için bk. V/407, H.no: 23350; V/390, H.no: 23206; V/397, H.no: 23259; V/407, H.no: 23353; Buhân, Vudû', 73; Cum'a, 8; Teheccüd, 9; Müslim, Taharet, 46-48; Ebû Dâvûd, Taharet, 30, H.no: 55; Nesâî, Taharet, 1, H.no: 2; İbn Mâce, Taharet, 7, H.no: 286; Dârimi, Vudû', 20, H.no: 691.

Misvak ile Ağız Temizliği                      __________                                                          229

527

178/486-Hz. Âişe annemizden (Radtyattahu anhây.

Hz. Peygamber (Sallallahü aleyhi ve seiiem) yağmuru gördüğünde:

"Allahım, faydalı/bol yağmur istiyoruz" derdi.

(Râvi Şureyh) şöyle dedi:

Ben, Âişe annemize:

'Rasûlullah eve girdiğinde önce ne yapardı,' diye sordum.

'Önce misvak kullanırdı'1 dedi.

179/487-Amir b. Rabîa'dan (Radıyallahü anhy.

Sened:

Sahih: Müsned, VI/41-42, H.no: 24026.

Hadis iki bölümden oluşmaktadır:

a-Birinci bölüm yağmur ile ilgilidir ki bu da 1729/2599.hadiste zikredilecektir.

b-îkinci böİüm ise misvak ile İlgilidir. İkinci bölümüne benzer bir rivayet İse şu şekildedir:

Müsned, VI/254, H.no: 26046. Bir diğer rivayet:

 J    ^    ui' 015" c^i ^l ^1 li' *ii^i oli Jİ ^i "j*

 ti^ cJli

Müsned, VI/237, H.no: 25875; VI/182, H.no: 25363; VF192, H.no: 25468; VI/188, H.no: 25430; VI/110, H.no: 24676; A/its/rm, Taharet, 43; İbn Mâce, Taharet, 7, H.no: 290; Humeydî, 1/131, H.no: 270

Sened* -^İ j& '^'j ^ y\i- Jl Jjı jI* ö* -ûj* -C& ^ »-a^ jf üÇii ^i o^J1 -^j ^C4- ı^j»- ^"j ^j^-Haseıı: Müsned, İÜ/445, H.no: 15618; Benzer rivayet için bk. m/446, H.no: 15628; Buhân, Savm, 27 (muallak olarak); Ebû Dâvûd, Savm, 27, H.no: 2364; Tirmizî, Savm, 29, H.no: 725 (hasen); Heysemî, "Âsim b. Ubeydullah'm zayıflığı sebebiyle hadis zayıftır" der. Bk. Mecma', V/223-224. Mizzî: "Hafızası hakkında tenkidler yapılmıştır. Mâlik ve Şu'be başta olmak üzere birçok alim kendisini tenkid eder" der ve İbn Adiy'in "zayıf olmakla birlikte âlimler hadisini almıştır" sözünü nakleder. Bk.Tehzîbü'l-Kemâl, XIII/500; İbn Hacer, bu zâtın zayıf olduğunu söyler. Bk. Taknb, Trc. no: 3065. Zehebî ise İbn Maîn'in "zayıf, Buhârî ve diğer âlimlerin "münkeru'l-hadis" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 2506. Tirmizî se­kiz, Nesâî bir, Ebû Dâvûd altı, İbn Mâce on, Ahmed b. Hanbel ise 47 yerde Âsım'm rivayetini verir. Tirmizî hadislerini hasen veya hasen-sahih olarak değerlendirir. Bk.Sünen, Savm, 29, H.no: 725 (hasen); Cenâiz, 14, H.no: 989 (hasen-sahih); Nikâh, 22, H.no: 1113 (hasen-sahih); Edâhî, 16/2, H.no: 1514 (hasen-sahih); Kader, 3, H.no: 2135 (hasen-sahih); Deavât, 109, H.no: 3562 (hasen-sahih). Bu râvî için 34/76.hadise bk. Bennâ da hadisin hasen olduğunu isbât eder. Bk.BüIûğiı 'l-emânî, 1/298.

230_________________________________^_^           Misvak ile Ağız Temizliği

Rasülullah'm (Sallallahü aleyhi ve seitem), oruçluyken sayamayacağım ve hesap edemeyeceğim kadar çok misvak kullandığım gördüm.529

180/488-Abdullah b. Abbas'tan (Radıyaiiahamhûmâ):530

Rasûlullah'a (SaiMiahu aleyhi ve seilem) ihtiyaçları aynı olan iki kişi geldi ve

birisi RasûluIIah'la konuştu:

Peygamberimiz, konuşan kişinin ağzından kötü koku gelince: "Misvak kullanmıyor musun?" dedi. O da şöyle cevap verdi: "Ben misvak kullanıyorum, ancak üç gündür hiçbir şey yemedim." Bunun üzerine Peygamberimiz orada bulunan bir, sahabiye, bu

kişiyi misafir etmesini emretti ve onun ihtiyacını da giderdi.

AÇIKLAMA

Misvak kullanmak sünnettir.531 Ancak burada unutulmaması gereken ağız temizliği ve sağlığıdır. Bunları sağlamada bir yöntem de erak ağacından yapılan misvakla temizlik yapılmasıdır. Rasûlullah'a benzeme konusunda her ne kadar şe­kilcilik de olsa misvak ağacı ile temizlemek efdaldir. Misvak denildiğinde kavram mânâsı ile erak ağacı anlaşılmaktadır. Ancak diş fırçasıyla, o olmadığında parmaklar­la da temizlik yapılabilir.Misvak konusunda yüzden fazla hadis bulunmaktadır.332 Misvak kullanmak bazı vakitlerde özellikle tavsiye edilmiştir;

529 Metindeki  ek:   (Râvilerden)  Abdurrahman'dan  gelen  diğer rivayette;   "Rasûlullah'ın (Sallallahü aleyhi ve seilem), oruçluyken hesap edemeyeceğim kadar çok misvak kullandığını

gördüm" şeklinde nakletti. 530

Sahih: Müsned, 1/267, H.no: 2409; Taberânî, el-Mu'cemü'1-kebîr, XÜ7107, H.no:  12611; Makdisî, Muhtara, IX/548-549, H.no: 541; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/39; Heysemî, hadi­sin Ahmed b. Hanbel ve Bezzâr tarafından nakledildiğini, Ahmed b. Hanbel'in senedinin cey-yid olduğunu belirtir. Bk. Mecma', X/321 331 Mevsılî, İhtiyar, 1/8 532 San'ânî, Siibülü's-selâm, 1/63

Misvakile Ağız Temizliği

1-Abdest alırken,

2-Namaz kılmaya başlarken, (Ancak Hanefi âlimleri, diş etlerini kanatabilir endi­şesiyle namaza başlarken misvak kullanmayı tavsiye etmemektedir.) 3-Kur'ân okurken, 4-Uykudan uyandığında, 5-Ağız kokusu değiştiğinde...533

533 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/13; Nevevî, Mecmu', 1/271; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1/25; İbn Kudâme, Muğnî, 1/78-79; San'ânî, age., 1/64

Abdest

g)- ABDEST

   Abdest Almanın Fazileti ve Bu Konuda Titizlik

   Abdest Alıp Camiye Gitmek ve Namaz Kılmanın Fazileti

   Abdest Alıp, Peşinden Namaz Kılmanın Fazileti (1)- ABDEST ÂDABI

»  Abdest Sırasında Vesvesenin ve Su İsrafının Terki

   Abdest ve Gusülde Kullanılan Su Miktarı

   Her İşte Sağ ile Başlamanın Önemi

(2)- HZ. PEYGAMBERİN ABDEST ALIŞ ŞEKLİ

   Hz, Osman'dan Gelen Rivayetler

   Hz. Ali'den Gelen Rivayetler

   Diğer Sahabîlerden Gelen Rivayetler

(3)-   ABDEST ALIRKEN NİYET VE BESMELENİN HÜKMÜ

(4)-   ABDEST ALIRKEN MAZMAZADAN ÖNCE ELLERİ YIKAMAK

(5)-   ABDEST ALIRKEN AĞZA VE BURNA SU VERMEK, SONRA SÜMKÜRMEK

   Abdestte Tertip; Yüz ve Kolların Yıkanmasından Sonra Ağız ve Burna Su Çekmek

(6)-   ABDESTTE YÜZÜ YIKAMAK, SAKALIN ARASINA SUYUN GEÇMESİ VE GÖZ PINARINI MESH ETMEK

(7)-   ABDESTTE KOLLARI DİRSEKLERE KADAR YIKAMAK, ALNIN ÜST TARAFINA SUYU ULAŞTIRMAK VE PARMAKLARIN ARASINI OVMAK

(8)-   ABDESTTE BAŞ, KULAKLAR VE ŞAKAK/ZÜLÜF KISMINI MESH ETMEK

(9)-   ABDESTTE SARIĞA, BAŞ ÖRTÜSÜNE VE MESTLERE MESH ETMEK

233

(10)- ABDEST ALIRKEN AYAKLARIN YIKANMASI

    Ayakların Yıkanma Şekli

   Ayak Parmaklarının Arasım Ovalamak

   Ayakta Kuru Yer Bırakmamak, Uzuvları Peş Peşe Yıka­mak (Muvâlât) ve Abdesti Tam Almaya Teşvik

(11)- AZALARI İKİ YA DA ÜÇ KERE YIKAMAK GEREKİR, FAZLASI MEKRUHTUR

(12)- ABDESTTEN SONRAKİ DUA VE ZİKİRLER (13)- ABDESTTEN SONRA ÖNÜNE SU SERPMEK

(14)- HER (FARZ) NAMAZ İÇİN ABDEST ALMA YANINDA, BİR ABDESTLE BİRDEN FAZLA NAMAZ KILMANIN CEVAZI

(15)- MESCİDDE ABDEST ALMANIN CEVAZI VE UYUMAK İSTEYENE ABDEST ALMANIN MÜSTEHAB OLUŞU

234                          ___________                  ___^_^_^__         Abdest

g)- ABDEST

Abdest G^jJi) lügatte; temizlik, parlaklık ve güzellik demektir.534 Istılahta ise; ibadet niyetiyle su ile temizlik yapmak/belirli âzâlan yıkamaktır.535 Bazı ibadetlerde abdest şartı bulunmaktadır ve bu temizlik Muhammed ümmetinin en önemli özelli­ğidir. Abdestin aşağıdaki âyette zikredilen dört farzında ittifak vardır.

Allah Teâlâ buyurdu:

Ey iman edenler, namaz kılmaya kalktığınızda (abdestiniz yoksa), yüzünüzü ve ellerinizi dirseklere kadar yıkayın, başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklara (aşık kemiklerine) kadar yıkayın..,' (Mâide 5/6)

* Abdest Almanın Fazileti ve Bu Konuda Titizlik

181/489-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahu anhy:

514 Fîruzâbâdî, el-Kâmıısu 1-muhît, 1/32

13  Şirbînî, Muğni'l-muhtâc, 1/47; Molla Hüsrev, Gurer, 1/6

Sened: j^UJ 'Jt- oAüJi ^ŞJ ^\ 'J* fj 'J, jıX u.j*- ~û^i 'j. jlü- ^3jJ-

Hasen: Miisned, HI/340, H.no: 14597; Tirmizi, Taharet, 3, H.no: 4; Taberânî, el-Mu'cemü's-sağîr, H.no: 596; Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr. H.no: 8192; Bu rivayet 24/894.hadiste tekrar edilecektir.

Hadisin şâhidleri:

a-Müsned'de Hz.Ali'den (Radıyallahu anh) benzer bir rivayet nakledilir:

Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Namazın anahtarı abdest, talırimesİ/namaza giriş tekbîr, tahlili/çıkışı ise selâmdır." Bk. Müsned, 1/123, H.no: 1006; 1/129, H.no: 1072; EbÛ DâvÛd, Taharet 31, H.no: 61; Salât, 73, H.no: 618; Tirmm, Taharet, 3, H.no: 3; Dârimi, Vudû', 22, H.no: 693; îbn Mâce, Taharet, 3, H.no: 275; Dârekutnî, 1/360, 379; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/15, 173, 253, 379; Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir. Bk. el-Câmiu's-sağîr, H.no: 8193. Bu rivayet 483/1353 ve 760/163O.hadislerde zikredilecektir.

Rasûlullah dedi ki:

"Cennetin anahtarı namazdır, namazın anahtarı da  temizliktir."

182/490-Mus'âb b. Sa'd'dan:537

İnsanlar, ölüm hastalığındayken îbn Âmir'in yanma girdiler ve onu övmeye başladılar. İbn Ömer (Radıyallahuanhnmâ) dedi ki:

'Ben Rasûlullah'tan (Sattattaha aleyhi ve senem) duyduklarım konusunda senin için onları kandırmam. O şöyle buyurdu:

"Allah halkın malından (ya da ganimetten) haksız yere alanın verdiği sadakayı ve temizlik olmadan (abdestsiz) kılınan namazı kabul etmez."

b-Ebû Saîd'den (Radıyallahu anh) şahidi için bk. Tirrn'm, Salât, 62, H.no: 238 (hasen); İbn Mâce, Taharet, 3, H.no: 276; Dârekutnî, 1/359, 365; Hâkim, 1/223-224, H.no: 457 (Hâkim, Müslim'in şartma/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de onaylamıştır); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/379-380;

c-İbn Abbas'tan (Radıyallahu anhümâ) şâhİdİ için bk.Heyscmî hadisin Taberânî tarafın­dan nakledildiğini, senedinin zayıf olduğunu belirtir. Bk. Mecma', U/104

d-Abdullah b. Zeyd'den (Radıyallahu anh) şahidi için bk.Heysemî hadisin Taberânî tarafından nakledildiğini, senedinin zayıf olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 11/104

e-İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahu anh) şahidi için bk. Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/15; Sened: ^Şj- 'J> îivl- ^'-^ v^1 ö* J^"- ^-^

Sahih: Mü'sned, 11/19-20, H.no: 1700; Benzer rivayetler için bk. 11/73, H.no: 5419; 11/57, H.no: 5205; n/51, H.no: 5123; 11/39, H.no: 4969; Müslim. Taharet, 2; Tirmizî, Taharet, 1, H.no: I; An Mâce, Taharet, 2, H.no: 272; İbnü'l-Cârüd, H.no: 65; İbn Huzeyme, 1/8, H.no: 8; Bu rivayet bir başka isnâdla i28/3087.hadiste zikredilecektir.

Hadİsin.'şâhİdleri:

a-Ebu'1-Melîh'in babasından (Üsâme b. Umeyr b. Âmir el-Hüzelî) (Radıyallahu anh) rivayeti:         S   -;■ *—M *—Ui j^> jjjtii ijli İii 4^ 'Jt ijj™ kJlJı y JrJı*Z» Ju âiıS ^i- ÇÜ t/'-^" 'f^-'j v^ ^j*" j*^* İj- -1*™ *3sâ"

Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Şanı yüce olan Allah abdestsiz namazı ve haksız yere alınan sadakayı kabul etmez." Bk. Müsned, V/75, H.no: 20592; Ebû Dâvûd, Taharet, 31, H.no: 59; İbn Mâce, Taharet, 2, H.no: 271; Bu rivayet 84/3043.hadiste zikredilecektir.

b-Enes b. Mâlik'ten (Radıyallahu anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 2, H.no: 273 (zayıf); Heysemî, Mecma', T/227-228;

c-Ebû Bekre'den (Radıyallahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 2, H.no: 274.

d-Ebû Saîd el-Hudrî, İbn Mes'ûd, İmrân b. Husayn ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anhüm) şâhidleri için bk. Heysemî, Mecma', 1/227-228;

236

Abdest

AÇIKLAMA

Bu gibi rivayetlerde Abdullah b. Ömer'in yüksek şahsiyeti göze çarpmakta babası Hz. Ömer'deki aynı duruş onda da görülmektedir. Herkesin bilerek ya da bilmeyerek övdüğü bir kişi konusunda İbn Ömer burada dua etmedi,538 övgülü sözler söylemedi. Aslında başarılı bir yönetici olan Abdullah b. Âmir539 Basra'da vali iken herhalde ganimetler konusunda titiz değildi ve tenkid ediliyordu. Böyle olan birisine edilen dua kabul edilmez endişesi bulunmaktadır. Tıpkı haksız olarak kazanılan maldan sadakanın kabul edilmediği gibi. Sanki Abdullah b. Ömer onu biraz düşün­dürüp/daraltıp tevbe etmesini sağlamak istedi ve in.ce bir şekilde konuyu bir hadisle hatırlattı. Ayrıca hadiste temizlik olmadan namaz kabul edilmez vurgusu ile tevbe olmadan dualar kabul edilmez, bağlantısına dikkat çekildi. Doğrusunu Allah bilir.5n

Başka rivayette; İbn Âmir şöyle dedi: 'Ey İbn Ömer! Benîm için Allah'a dua etmez mi­sin?' Bk. Müslim, Taharet 2

Abdullah b. Amir'in siyasî ve sosyal başarılan İçin bk. DİA. Abdullah b. Âmir md. 54ONevevi, Şerhu Müslim, m/103-104; Bennâ, age., K/88

183/491-Ebû Ümâme, Amr b. Abese'den (Radiyattaha anhamâ) nakleder:51"

RasÛlllllah' a (Sallallahü aleyhi ve seltem):

'Ey Allah'ın Rasûlü! Bana abdesti anlat!' dedim, O da şöyle buyurdu: "Sizden biri abdeste başlar542; ağzına, burnuna su alır ve sümkürerek (burnunu da) temizlerse, ağzında ve genzindeki günahlar akan su ile birlikte dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği gibi yüzünü yıkarsa, yüzündeki günahlar sakalının uçlarından dökülür, gider. Kollarını dirseklerine kadar yıkarsa, (kollarındaki) günahlar parmak uçlarından dökülür. Başını mesh ederse, başındaki günahlar saçlarından dökülen su ile akar, gider. Aliah'ın emretti­ği gibi ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar yıkarsa, topukların-daki günahlar parmak uçlarından akan su ile dökülür. Sonra kalkar, aziz ve celîl olan Allah'a hamd eder, O'nu lâyık olduğu şekilde över ve iki rekât

541 Sened: ^i^jJi *uı jJ* & îfts l2j_- jiii 'Ja J^. i.j>^- ı2

Sahih: Müsned, IV/112, H.no: 16956; Benzer rivayetler için bk. F//113-114, H.no: 16963;

Müslim, Salâtü'î-müsâfirîn, 294;

Hadis Ebû  Ümârae'nin  (Radıyallahü anh) Müsned'inde kısaca şu  şekilde rivayet olunmuştur:

ZClt p y Jıi £XA J\ 'Ji- v-^j=- J>. j*^ ö* ij^S1 </.' cf. rf^ y^" ;'^'j L^ tâ •>*-" Jj J& tj 'es t*?"- ^'-^~

 lij : Jü o öjj- \j j\y fa* U[ -ijl» jjI Jü u!l« Ut ^-L^j vi M   ila   J-}\ "^

Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Bir kimse emrolunduğu gibi abdest alırsa, günahlar kulağından, gözünden, el ve ayaklarından çıkar gider." Bk. Müsned, V/264, H.no: 22176, 22182; Ebû Ümâme'nin benzer rivayetleri için bk.184-186/491-493 .hadisler.

Hz. Ali'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Abdürrezzâk, 1/51-52, H.no: 153; Bu ha­dis, uzunca bir rivayetin son bölümüdür. Hadisin orta bölümü 178/1048.hadiste, tamamı ise Menâkıb bahsinde Amr b. Abese bölümünde 324/İO75O.hadiste zikredilecektir. Hadisin tam metni:

Hadisin kalan son kısmı ise yukarıdaki metindir. Lafız olarak, abdest suyunu hazırlar, şeklindedir.

238________________________________________________________Abdest

namaz kılarsa    (kalan) günahları dökülür, annesinden yeni doğmuş gjbj tertemiz olur."

(Sahâbî) Ebû Ümâme, Amr'adediki:

'Ey Amr b. Abese, konuşmanı dikkatli yap!543 Rasûlullah'tan bunları gerçekten işittin mi? Bulunduğu yerde kişiye bu ecirlerin hepsi gerçekten verilecek mı?'

Amr b. Abese şöyle cevap verdi:

'Ey Ebû Ümâme! Benim yaşım ilerledi, kemiklerim zayıfladı, ecelim yaklaştı, Allah ve Rasûlü adına yalan söylemeye ihtiyacım yok. Bu sözleri, RasûluUah'tan birden ya da ikiden yahut da üçten fazla işitmesem tamam. (Ama) ben bunları Rasûlullah'tan yedi kere hattâ daha da fazla, defalarca işittim.'

184/492-Ebû Ümâme'den

543 Lafız olarak; 'Ne dediğine bir bak!' şeklindedir.

Hasen: Müsned, V/263, H.no: 22168; Taberânî, eî-Mu'cemü'1-kebîr, VIII/276, H.no: 8061; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından nakledildiğini, Ahmed b. Hanbel'in isnâdındaki Abdülhamİd b. Behram el-Fezârî ve Şehr b. Havşeb isimli iki râvi ile ihticacda İhtilâf edildiğini, sahih görüşün her İkisinin de sika olduğunu, haklarındaki tenkidlerin onları yaralayıcı bir şekilde olmadığını ifâde etti. Bk.Mecma', 1/222. Şehr b. Havşeb hakkında geniş bilgi için bk.4/4.hadis.

Abdülhamİd b. Behrâm'ın Tirmizî, Dârimî ve İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel ise 48 rivayetini nakleder. Tİrmizî hadisini hasen sayar ve Ahmed b. Hanbel'in: "Abdtiîhamid b. Behrâm'ın Şehr b. Havşeb'den naklinde herhangi bir beis yoktur'^dediğini nakleder. Ayrıca Tirmizî: "Buhârî Şehr'İn hadisini hasen görür ve onu kuvvetlendirir" der. Bk. Sünen, îsti'zân, H.no: 2697;Tefsîr, H.no: 3215. Münzirî hadisin mü tabaatlarla hasen olduğunu ifâde eder. Bk.Terğîb, 1/94, H.no: 295.

Ayrıca 185-186/493-494.hadislere bk.

239

.--------------------------------------------—                '

 İSaUallahü aleyhi ve seltem)   dedi ki:

«Hprhanal bir kişi namaz kılma isteği ile, abdest alacağı suya yone-TPİlPrirv vıkarsa ellerindeki günahları ilk damla ile birlikte dökülür; llrî sonrahl,'n ' su alır ve (burnunu) sümkürerek temizlerse ilk dökülen ağZ'?a'.ip hirlikte dilindeki ve dudaklarındaki günahlar dökülür. Yüzünü yı-damla "e o                p dam|g jle biriikte ku|ak|arı ve gözlerindeki günahlar

kaWr Kollarını dirseklere kadar ve ayaklarını topuklara (aşık kemikleri-d0^Har vıkadıöında bütün günahlarından, hatalarından kurtulur, gider «nnpsinin doğurduğu günkü gibi tertemiz olur. Bundan sonra namaz Smaya kalkarsa Allah onun derecesini daha da yükseltir. Yerinde kalır, oturursa huzurla oturur."

545

185/493-Ebû Ümâme'den (Radtyatiaha anhy.

RaSÛlullah (SallallahU aleyhi ve sellem)  dedi ki:

"Müslüman bir kişi abdest aldığında kulağından, gözünden, ellerin­den ve ayaklarından günahları dökülür. Bu şekilde oturursa affedilmiş ola­rak oturur."

msZ-lûZd^lsl Rn^lO~7; Benzer rivayet için bk 7ff2 Rno: 2207MV/386; V/255- Tayâlisî, s.155, H.no: 1135; Taberânî, el-Mu'cemu'l-kebır, VIII/123, H.no.  i3W, Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından nakledildiğini, ısnadınır olduğunu ifâde etti. Bk.Mecma', 1/223. Şehr b. Havşeb hakkında geniş bilgi .çın bk_4 '   Ebû Hüreyre ve Osman b. Affân'dan (Radıyallahü anhünıâ) şahidi için dk.

Taharet, 32-33 (188/496.hadis)

Ayrıca 184/492 ve 186/494.hadislere bk.

,.546

186/494-Şehrb. Havşeb'den:'

Ebû Ümâme'nin (Radıyaiiahu anh) yanma geldik, baktık mescidte otur­muş, üstündeki biti/böceği alıyordu. BizeRasûlullah'm (Saliaiiahu aleyhi ve sellem) şu sözünü nakletti:

"Müslüman bir kişi abdest aldığında kulağından, gözünden, ellerin­den ve ayaklarından günahları dökülür."

O sırada yanımıza, bize hadis nakleden Ebû Zabye geldi ve 'bu kişi si­ze ne nakletti?' dedi. Biz de kendisine, Ebû Ümâme'den duyduğumuzu zik­rettik. Bunun üzerine Ebû Zabye:

'Evet, ben de (sahabeden) Amr b. Abese'nin, Rasûlullah'tan bu hadisi naklettiğini işittim,' dedi ve ekledi:

'Rasûlullah (ayrıca) buyurdu ki:

"Bir kişi bu temiz haliyle geceye ulaşır ve gece ibadet için kalkar, zikreder, aziz ve celîl olan Allah'tan dünya ve âhiret hayrını isterse, aziz ve celîl olan Allah ona istediğini verir."'

Sensd: •~^-zy~ jj jfi j£ ^li jy* ^lâ jjı J>j ^ $ £jJ- Jı*

Hasen: Müsned, IV/113,' H.no:'l6958; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, VI/201, H.no: 10643; tbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 283; Taberânî, el-Mu'cemii'l-evsat, 11/140, H.no: 1505 (Amr b. Abe-se'den); IV/362, H.no: 4439; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından nak­ledildiğini, isnadının hasen olduğunu ifâde etti. Bk.Mecma', 1/223. Şehr b. Havşeb hakkında geniş bilgi için bk.4/4.hadis.

Bu rivayet için 208/516.hadise bk. Ayrıca 184-185/492-493.hadislere bk.

187/495-Abdullah es-Sunâbihî'den547 (Radıyanahaanh);'

147 Abdullah es-Sunâbihî (Radıyallahü anh) Müsned'de bu isimle (künyesiz olarak) nakledildiği gibi ikinci ve üçüncü rivâyetlerdeki şekliyle de (künyeli olarak "Ebû Abdillah") vârid olmuş­tur. Mülik'in Muvatta'mda İmam Mâlik'ten bir çokları künyesiz rivayet ettiler. İbn Hacer, bu zâtın sahâbiliğinde ihtilâfın bulunduğunu söyler. İbnü's-Seken: "Sahâbiliği ihtilaflıdır. Medİ-nelİdir. Kendisinden Atâ' b. Yesâr rivayette bulunmuştur"der. Yahya b. Main de: "Medineli-lerin kendisinden rivayette bulundukları Abdullah es-Sunâbihî sahâbi oima ihtimali çok yük­sektir. Ebû Abdillah es-Sunâbihî ise Hz.Ebû Bekir ve Ubâde'den rivayet eden şahıstır ve sahâbî değildir" der. Zürkânî Muvatta şerhinde bu görüşlere yer verir. Bennâ üç ayrı Sunâbihî'den bahseder: a-Sunâbihî b. el-A'ser: Sahâbî oluşunda ittifak vardır.

b-Abdullah es-Sunlbihî: Ebû Abdillah es-Sunâbihî de denilir. İhtilâfa rağmen tercih edilen görüş sahâbî oluşudur. (Bu hadiste geçen zât da budur. İkinci ve üçüncü rivayette kün­yesi ile nakledildiği görülmektedir.)

c-Ebû Abdillah es-Sunâbihî: Sadece künyesi İle meşhur olup asıl adı: Abdurrahman b. Useyle'dir. Sahâbî değildir. Hz.Peygamber'den rivayetleri mürseldir. Hz.Ebû Bekir'den na­killerde bulunur. Bk. Bulûğu'I-emânî, 1/302-303.

Sened: jCJ Ji fdı£ ■£ l£.f J, 4'j 'J* iu^ J1'^ '&^~\ ^~j Jtf iu^ '■J^-)'[ -m1 J* ^v Ju Sahih: Milmed, IV/349, H.no: 18969, (İkinci rivayet): IV/348-349, H.no: 18965, (Üçüncü rivayet): IV/349, H.no: 18966; Mâlik, Taharet, 30:

-'f. ı^.\'ji kl-İ lil» "jJÎ jLi»1 >^J" Cr" C-^" <■**

Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Kul abdeste başlar ve mazmaza ederse (ağzına su alır, çalkalarsa) ağzındaki günahlar dökülür. (Burnuna su çekerek) sümkürürse, bur­nundaki günahlar dökülür.519 Yüzünü yıkadığında, göz kirpiklerinin altlarına kadar yüzünün her tarafından günahlar dökülür. Ellerini (kollarıyla beraber) yıkadığında tırnak altlarına kadar ellerinin her tarafından günahlar dökülür. Başını (ve kulaklarını)550 mesh ettiğinde kulaklarına kadar başının her tara­fından günahlar dökülür. Ayaklarını yıkadığında tırnaklarına kadar ayakla­rının her tarafından günahlar dökülür. Sonra mescide doğru yürümesi ve namaz kılması da  kendisi için nafile (fazladan sevap) sayılır."

§ Ebû Abdillah es-Sunâbihî'den (Radıyaliahüanh) gelen başka rivayette:

Rasûlullah (SattattaMi aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Kim (abdestte) ağzına ve burnuna su alır da temizlerse ağzındaki ve burnundaki günahları dökülür. Kim yüzünü yıkarsa göz kirpiklerinin alt­larına kadar yüzünün her tarafından günahları dökülür. Ellerini kim (kolla­rıyla beraber) yıkarsa tırnak altlarına kadar ellerinin her tarafından günah­ları dökülür. Kim başını ve kulaklarını mesh ederse başından ya da kulak­larının tüylerinden günahları dökülür. Kim de ayaklarını yıkarsa tırnakları­na ya da tırnak altlarına kadar ayaklarının her tarafından günahları dökü­lür. Sonra mescide (giderken) attığı adımlar da kendisine nafile (fazladan sevap) sayılır."

îbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 282:

■1____JJ

__JU «J—j *J-f *U' jj-rf1 r^îll t)i ^a*jl:«aJl £& 3-p Jli

(Müsned'de hazfolan kısım tamamlansın diye burada Mâlik, Nesâî ve îbn Mâce'nin rivayetlerini verdik.) Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, III/159, H.no: 2794; Hâkim, 1/220, H.no: 446 (Hâkim, "Buharı ve Müslim'in şartına uygun olarak sahihtir" derken, Zehebî sahih olma­dığını söyler.)

71   M

 y)

 Metinde parantez içindeki cümle: (yani «îf^    (Uıki

 ^—. (U^ıkiı c—*->^ j^—>ı ûy <-M d*) ^^ ^^ ^'-V~j ^ E^ ıÎ!)   Müsned'in 6 ciltlik nüshası yanında tahkikli baskısında da bulunmamaktadır. Ancak el-Bennâ'nın tertibinde bu cümle bulunmaktadır. Bu cümle nüshalardan hazfolmuş olabilir. Çünkü cümle eksik kalmaktadır. 550 Bir rivayetteki ziyade

243

§ Ebû Abdillah es-Sunâbihî'den (RadıyaiiaManh) gelen üçüncü rivayette: Rasûlullah (Sailaliahü aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Kim (abdestte) ağzına ve burnuna su alır da temizlerse ağzındaki ve  burnundaki  günahları  dökülür....(yukarıdaki rivayetin aynı mânâdaki

benzerini zikretti."

188/496- Osman b. Affân'dan (Radıyaiiaha anhy.551 Rasûlullah (Saihiiahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

"Kim abdest alır, abdestini de güzelce tamamlarsa tırnak altlarına kadar bütün vücûdundan günahları dökülür."

Sened: ö^J^~ '^i- jjüJi ?j -üJ>-j iüjj- *-5-j- Ji jLLi- '-i-

Sahih: Müsned, 1/66, H.no: 476; Şâfıî, Müsned, s.16; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/15, H.no: 49; Müslim, Taharet, 33; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/307, H.no: 576; Ebû Avâne, 1/194, H.no: 615; Taberânî, el-Mu 'cemü'l-evsat, m/99, H.no: 302; Beyhakî, Şuabü'l-îmân, m/12, H.no: 2731

244                                                                                              ___________Abdest

189/497-Ukbe b. Âmir'den (Radıyaiiaha anhy.552

Ben, Rasûluîlah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) demediğini bugün de aktara­cak değilim. Rasûluîlah'ın şöyle dediğini duydum:

"Kim bana söylemediğim bir sözü bile bile isnad ederse, cehennem­deki evine (şimdiden) hazırlansın."

Rasûluîlah'ın (Saiialidha aleyhi ve seiiem) yine şöyle dediğini duydum: "Ümmetimden iki kişi olsa, bunlardan birisi üzerinde (şeytanın) dü­ğümleri (bağları) bulunduğu bir halde gece kalkıp temizliğe yönelerek nef­sini tedavi/terbiye etse ve abdest alsa; ellerini yıkadığında bir düğüm çö­zülür"3; yüzünü yıkadığında bir düğüm çözülür, başını mesh ettiğinde bir düğüm daha çözülür, ayağını yıkadığında da bir düğüm çözülür ve aziz-celîl olan Rabbimiz perde arkasındaki kulları (meleklere) hitaben der ki: Şu kuluma bakın, nefsini nasıl tedavi/terbiye ediyor, artık kuluma istediği verilir (duası kabul edilmiştir).'"

Scned: j*û- 'J> <iii *-»!-

Sahih: Müsned, IV/159, H.no: 17388; Benzer rivayet için bk. IV/201, H.no: 17718; Heysemî, senedinde îbn Lehîâ bulunduğu için hadisin hasen olduğunu belirtir. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk. 22/64. hadis. Ayrıca hadîsi Taberâni'ye de nisbet ederek iki isnadından birinin râvilerinin sika olduğunu ifâde eder. Bk. Mecma\ 1/264. Bennâ hadisin Buhârî ve Müslim'in Sahih'inde, înıam Mâlik'in Muvatta'ında ve Ebû Davud'un Siinen'inde Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi bulunduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/305. '5' Müsned nüshalarında; "Başını mesh elliğinde bir düğüm çözülür" cümlesi bulunmaktadır. Ancak bu cümle tekrar geleceği için burada terceme edildi. Acaba bu cümle râvinin ya da yazanın hatası mı, yoksa tekrar mı ediliyor ya da takdim ve tehir mi var? Bennâ tertibinde bu cümle bulunmamaktadır. Doğrusunu Allah bilir.

Abdest

 ;554

190/498- Osman   b. Affan (Radıyallahü anh);5

Abdest almak için su istedi; ağzına ve burnuna su aldı, (temizledi), sonra yüzünü üç kere ve kollarım üç kere yıkadı, başını ve ayaklarının (mes­tinin) üstünü mesh etti, ardından gülümseyip yanındakilere şöyle dedi: 'Beni gülümseten şeyin ne olduğunu sormuyor musunuz?' Onlar: 'Ey Mü'minlerin Emiri! Neden gülümsedin?' diye sorunca dedi ki: 'Rasûlullah'ı (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem), buraya yakın bir bölgede şimdi benim abdest aldığım gibi abdest almak için su isterken görmüştüm. O gün Rasûlullah (abdest aldıktan sonra) gülümsedi ve dedi ki:

"Beni gülümseten şeyin ne olduğunu sormuyor musunuz?" Onlar da: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Seni gülümseten nedir?' diye sorunca buyurdu ki: "Bir kul abdest suyu isteyip   onunla yüzünü yıkadığında Allah onun yüzündeki günahları siler,  kollarını yıkadığında yine böyle,  başını mesh ettiğinde yine böyle ve ayaklarını (topuklarla  beraber) yıkadığında yine böyle (günahlarını siler)." '

191/499-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):555

Rasûlullah (SallallaM aleyhi ve sdlem) dedi kî:

"Müslüman ya da mü'min bir kul abdest alırken yüzünü yıkadığında gözüyle kazandığı her günah o su ile ya da son damla ile556 dökülür, ellerini yıkadığında dökülen su ile ya da son damla ile de elleriyle işlediği günahla­rı dökülür ve bu durum (diğer azalarını yıkamakla) diğer günahları da tamamiyle dökülünceye kadar devam eder,"

554 Sened:

Sahih: Müsned, 1/58-59, H.no: 415; Heysemî, hadisi Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya'iâ'mn Müsned'lerinde rivayet ettiklerini ve senedindeki râvilerin sika olduklarım belirtir. Bk. Mecma', 1/224. Bennâ Münzirî'den şunları nakleder: "Hadisi Ahmed b. Hanbel ceyyİd isnadla, Ebû Ya'lâ ve Bezzâr ise sahih isnadla naklettiler." Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/305. Benzer bir rivayet için bk.l99/507.hadis.

555 Sened: yj&g* Jj fr cf &%• '•&¥} ■& J* M2 '^

Sahih: Müsned, 11/303, H.no: 8007; Mâlik,  Taharet, 31; Müslim, Taharet, 32; Tirmizî, Taha­ret, 2, H.no: 2

556  ...veya benzeri ile dökülür.

192/500-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahü anhy.551

RaSÛlllllah (ShUaİtahU aleyhi ve settem) dedi ki:

"Bir kişi abdest alıp abdestini güzelce ve eksiksiz olarak tamamlar, sonra da sadece namaz kılmak için mescide giderse Allah öyle razı olur ki bu, malını/yakınını kaybedenin onu tekrar bulduğu zamanki sevincine benzer."

193/501-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyaiiahu anh):55S

Sened: ı'Jî'J*-

Sahih: Müsned, 11/307,' H.no: 8051; Benzer rivayet için bk, 11/340, H.no: 8468; 11/328, H.no: 8332; U/453, H.no: 9802; İbn Mâce, Mesâcid, 19, H.no: 800; İbn Huzeyme, 11/379, H.no: 1503; Hâkim, 1/332-333, H.no: 771 (Hâkim, Buhârî ve Müslim'in şartı na/râvîl eri ne uygun olarak sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır). Bennâ, hadisin İbn Huzeyme tarafından nakledilmesi sebebiyle hadisi sahih olarak değerlendirir ve şunları ekier: "İbn Huzeyme kitabında sahih hadisleri toplamayı hedeflemiştir. Sehâvî der ki: 'Buharı ve Müslim'in Sahihlerinden sonra en sahih eser, İbn Huzeyme'nin, daha sonra da İbn Hibbân'ın Sahih'leridir.' " BkBüliîğu'l-emânî 1/306

 sonra en sahih e Sahih'leridir.' " Bk.Büliîğu'l-emânî, 1/306.

Sened: ^.:.~'jı Jj -u«~- 'Jt- jji- J> jSS ^ *uı xi

 ^ ^ ( ^j £jJ JyLt ^J iiiJı ile jjıi j?\ ıiji-Hasen: Müsned, 111/3, H.no: 10936; Dâritni, Vudû', 30, H.no: 704-705; İbn Mâce, Taharet, 49, H.no: 426 (İbn Abbas), 427 (Ebû Said), 428 (EbÛ Hüreyre); Ebû Ya'lâ, 11/507, H.no: 1355; ibn Hıbbân, ÎI/127-128, H.no: 402; Hâkim, 1/305, H.no: 689 (Hâkim, Buhârî ve Müs­lim'in şartına/râvîlerine uygun olarak sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onayla­mıştır). Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/16;

Senedde yer alan Abdullah b. Muhammed b. Akîl sika biri olmasına rağmen hafıza­sından dolayı tenkide maruz kalmıştır. Heysemî kendisiyle delil getirilip getirilemeyeceği

AbdeşL

Rasûlullah (SaiMiahu aleyhi ve setiem) dedi ki:

"Allah'ın kendisiyle günahları sileceği ve sevapları çoğaltacağı şey hakkında size rehberlik edeyim mı?" Orada bulunanlar:

'Evet, (buyur) ey Allah'ın Rasûlü!' deyince şöyle buyurdu:

"Sıkıntılar karşısında güzelce abdest almak, şu mescidlere çokça aitmek/adımları çoğaltmak ve namazdan sonra diğer namazı beklemektir."

194/502-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):*59

Rasûlullah (SatlattahU aleyhi ve seilem) dedi ki:

"Allah'ın kendisiyle günahları sileceği ve sevapları çoğaltacağı şey hakkında size rehberlik edeyim mi?

O, mescidlere çokça gitmek, sıkıntılar sırasında güzelce abdest almak ve namazdan sonra diğer namazı beklemektir ki bunlar irtibat/güvenlik noktasıdır."

hususunda ihtilâfın varlığına dikkat çekerek bu râvinin birçok kimse tarafından da sika sayıl­dığını belirtir. BkMecma\ U/93;

Burada zikredilen hadis, uzun bir hadisin baş tarafıdır. Hadisin metni:

*£ ^^^k; ^  '  jj^ t î£3i âx; »&jı jıkJi oıiıİı »ji J\ ıîJJı ı'^"} »iiu'ı Ji- *£>'£ j^Ç-ı :jü «ısı dj-'j ü

 ^  & j                                                   J\ ıîJJı ı'^"} »jiiuı Ji- *£>'£ j^Ç-ı :jü «ısı

j-1. Jlî lîl} ljiî~jb ^ lifj ^"î iîît \JJB 'j£\ ilil ji^üj JÛ lî\î ^^ L»j—ij j^-j   '- Ij si_^İ!ı ıjjiia ^s-j ^>Jl ûjij fjîUl Jli-^Jl oyi

Hadisin  tamamı  cemaatle namazda safların düzgün  tutulması  ile ilgili  başlıkta 1454/2324. hadiste zikredilecektir. Ayrıca 39/909. hadiste aynı senedle tekrar edilecektir. 559 Sened: *J "fr J^y & J sû & luu $&- jı^jı x* \2&

Sahih: Müsned, E/278, H.no: 7715; Benzer rivayet için bk. ü/438, H.no: 9610; 11/301, H.no: 7982; 11/235, H.no: 7208; Mâlik, Taharet, 161; Müslim, Taharet, 49; Tirmizî, Taharet, 39, H.no: 51 (hasen-sahih); İbn Mâce, Taharet, 49, H.no: 428; İbn Huzeyme, 1/6, H.no: 5. Bu rivayet 35/905. hadiste bir başka sened ve benzer lafızlarla tekrar edilecektir.

195/503-Ukbe b. Âmir'den Rasûlullah'ın (SaiMiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Bir kişi abdest alıp mescide giderse aziz ve ceiil olan Allah ona, at­tığı her adımda on sevap verir. Mescidde namaz kılıp orada oturduğunda da   dua eden/itaatkâr oruçlu gibi (sevap kazanır) ve bu durum (evine) dö-nünceye kadar devam eder."

196/504-Ka'b b. Ucre'den (Raâıyaiiahü anh):5

360 Sened:

Sahih: Müsned, İV/ 159, H.no: 17387 (Buradaki senedde İbn Lehîa'mn hocasının ismi belirli değildir. Ancak Müsned'de İV/ 157, H.no: 17371'de hocasının Ebû Üşâne olduğu tesbit edil­miştir); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XVII/301, H.no: 831; el-Mu'cemü'l-evsat, 1/66, H.no: 185; İbn Hıbbân, V/393, H.no: 2045; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.

Heysemî de hadisin Ahmed b. Hanbel, Ebû Ya'Iâ ve Taberânî tarafından rivayet edildiğini, bunların bazılarının tarikinde ibn Hibbân'ın bulunduğunu, diğerlerinin ise sadece sahih râvilerle nakledildiğini ifade eder. Bk.Mecma', 11/29. Bennâ hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/307

Hasen: Müsned, IV/241, H.no: 18021; Müsned'dekİ benzer rivayetlere iki örnek:

îlU ^İ diîlî Jlİ ^Ijf ül^î Jü iijuI^Î '£ l^iS Ûî ^>!Uİl Jl £Uİ cJî-^- ^J ^JfrjJ'j Cİ^J-Ö t&e'j Si)

rf, IV/243-244, H.no: 18048; IV/242, H.no: 18030, 18032-18033 (Bu rivayet 317/1187 ve 822/1692.hadislerde zikredilecektir); Mâlik, Taharet, 33; AbdürrezzâL Ü/271, H.no: 3331; Ebû Dâvûd, Salât, 50, H.no: 562; Tirmizî, Salât, 167, H.no: 386; Dârimi, Salât, 121, H.no: 1411; İbn Huzeyme, 1/227, H.no: 441; Hâkim, 1/324-325, H.no: 745 (Hâkim: Şerik b. Abdul­lah, Muhammed b. Aclan'dan rivayet etti" derken. Zehebî ise: "Şerik, İbn Aclan'dan, o baba­sından, babası da Ebû Hüreyre'den nakleder" der); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XIX/146, H.no: 321; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, İÜ/230; Hadis Ebû Üsâme el-Hannât (bazı niishalar-

249

Rasûlullah'ın (Satiatiaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Sizden biri abdest alır ve bunu güzelce tamamlar, sonra da   namaz kılmak niyetiyle mescide giderse ellerinin parmaklarını birbirine geçirme­sin! Şüphesiz o namazda sayılır."

197/505- Osman b. Affan'dan (RadıyaiiaManh):562 Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve setlem) şöyle dediğini duydum: "Kim abdest alır, bunu güzelce tamamlar ve farz namazı kılmaya giderse (önceki) günahları affolur."

daki "Hayyât" hatalıdır.) sebebiyle hasen gösterilmiş. İbn Hıbbân sika, Dârekutnî mechûî saymış, fakat bu râvinin mutâbîleri vardır.

Hadisin Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 1/256, H.no: 838; Hâkim, 1/324-325, H.no: 744, 746 (Hâkim, Buhârî ve Müslim'in şar­tın a/râvîl erine uygun olarak sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır).

Heysemî, Mecma', 1/240;

Teşbîk (parmakların birbirine geçirilmesi) ile ilgili olarak Ebû Saîd el-Hudrî'den

nakledilen hadis;

Müsned, 111/42-43, H.no:  11324; IÜ/54, H.no:  11450 (Heysemî, isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Mecma', ü/25). Bu rivayet 316/1186.hadiste zikredilecektir,

Sened: |—J=^ J>. J^r J> ^»üj si£. ^ı ^ *iii ult ^î l_J- ^.ı y Jjjj' ^'-^- ^^J- Jü iiı v3^- üü ^jij e1*^ ^-^

OL^İİ Jy C\')S- '^ '^J$\ j^-"j\ jŞJ,ş&'j>

Sahih: Müsned, Udi, H.no: 483; Benzer rivayet için bk. 1/71, H.no: 516; Müslim, Taharet, 13; Nesâî, İmamet, 52, H.no: 854

250___________________________________________________________Abdest

198/506-Humran b. Ebân'dan:563

Osman b. Affan'ın (Radıyaiiahu anhüm) yanma geldim, kendisi bir yere o-turmuş abdest alıyordu ve abdestİ çok güzel aldı, sonra dedi ki:

'Rasûlullah'ı (Saüaliahü aleyhi ve seiiem) oturduğum bu yerde abdest alırken görmüştüm, kendisi güzelce abdest aldı ve şöyle buyurdu:

"Kim benim gibi abdest alır, sonra mescide gelir de iki rekât namaz kılarsa geçmiş günahları affolur." Rasûlullah (Saiiatiahu aleyhi ve sdiem) devamla dedi ki:

"Yalnız bu sizi kandırmasın, (abdestle affolur diye başka günahlar iş­lemeyin!)'"

NOT: Abdestle günahların affolması gerçeği, amelin Allah tarafından kabul edilmesine bağlıdır. Affedilen günahlar da sağâir denilen küçük günahlardır. Büyük günahlar (kebâif) için tevbe edilmesi gerekir. Doğrusunu Allah bilir.

* Abdest Alıp, Peşinden Namaz Kılmanın Fazileti

199/507-Humran b. Ebân'dan:564

Sensd: j**-,^' -4*- ıjî it" JS?1' J^ j*=3' ıijj&jı Ji m*C<! jî       j ^^ & oCî ı2-0- ^y Ji J~^~ £■£■ Sahih: Müsned, 1/64, H.no: 459; Benzer rivayet için bk. 1/66, H.no: 478; 1/68, H.no: 493; Buharı, Rikâk, 8; Müslim, Taharet, 9; îbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 285

Sened: ouc Jt jıiic iÜ ur ju m J\ o\'J

Sahih: Müsned, J/61, H.no: 430; Benzer rivayetler için bk. î/59, H.no: 418-419; 1/58-59, H.no: 415; Mâlik, Taharet, 61; Buhârî, Vudû', 28; Müslim, Taharet, 3; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 57; Hz. Osman'dan nakledilen bir başka rivayet ise şöyledir:

klâüJl C!LidÜ Jk' *    ill  $& tâ *>2»jîl pt ji :'£•'} &   İ J

^4; uj tıi^ıa"

Müsned, 1/57, H.no: 406; 1/69, H.no: 503; 1/66, H.ıio: 473 (Bu rivayet Namaz konusunun 13/883.hadisi olarak zikredilecektir); Müslim, Taharet, 5-13; îbn Mâce, Taharet, 57, H.no: 459; Bir başka rivayet:

Abdest^

Osman b. Affan'ın (Radıyaiiahü anh) yamndaydık, abdest almak için su is­tedi, abdest aldı, abdestini bitirince tebessüm etti ve dedi ki:

'Neden gülümsedim, biliyor musunuz?' Sözüne şöyle devam etti: 'Rasûlullah'in (Saiiattahü aleyhi ve seiiem), şimdi benim abdest aldığım gibi abdest aldığını görmüştüm. O gün Rasûlullah (abdest aldıktan sonra) gülüm­sedi ve dedi ki:

"Neden gülümsedim, biliyor musunuz?" Biz de: 'Allah ve Rasûlü daha iyi bilir,' deyince buyurdu ki: "Bir kul abdest alır, abdestini eksiksiz tamamlar, sonra namaza baş­lar ve onu da güzelce tamamlarsa namazını bitirdiğinde annesinden yeni doğmuş gibi günahsız hâle gelir. " '

200/508-Humran b. Ebân'dan:565

Hz. Osman (Radıyaiiaha anh) bir taşa566 oturup abdest aldı ve dedi ki:

lil-j «3i- 4il İJ1& ^—Jı ^ İJJjj il ijljii Jı» lll-j j^c- ■'Ü1 Jrf *Ûı Jj^-j l-jIi^isi ^> iiTji itli ^ j^ÜLü

Müsned, 1/67, H.no: 486 (Bu rivayet müphem bir râvî bulunduğundan dolay! zayıftır); Bu konuda bir diğer rivayet:

^ij Jlî Uj^; CJi İLCaJJ ^jj oti <1 ifjjj cJlJj^İ 1Iİ.I iî. [^- â_^ ^' JS" J—Sj *îi *lli ;^>j üUi*- Olî" Jlî Jijjj- j* L_j' : ^Ull jj' j! jliCkJı Jui İjiİîj^I li of J li' : Jlî lj jjl/j Jİ *Uı Ji^ -tül J^l/, ^> JîU. li^akj JtiC'jJ-i <JI cjjjf

^ ejj>jll İÜ jUI-j "İli- *Üİ ^jLj 4!l Jj^-j Ljs^: i »j liÎJ^J ,Jl> : JUJ Jli . *■«::> l^i jl <; iilli \'J*- jli" OJ Ot^j-^' *"' fî I* tî^Öl îlitall |^jj 14i; ü ««. O^İS" lii^ıt.j ^J^J P^ İVİ-=J| j! f1* jU '^ji'1 2r-^^ »J-^ji1 '■** '&J* û* :^u

İ^i" j^JU ÎSİÂA <-■•/<•

Müsned, 1/67, H.no: 484; Ma'bed el-Cühenî; Basra'da kader konusunda ilk görüş beyân eden kişidir.   Tabiînden   sika  biridir.   Yalanla  itham  edilmedi.   Bk.Buhârî,   et-Târîhu'l-kebîr, IV/I/399-400. Bennâ, bu râvî hakkında Ebû Zür'a'nın zayıf, Yahya b. Maîn'in İse sika dedi­ğini belirtir. Bk,Bülûğu'l-emâm, 1/309. Ayrıca 190/498.hadise bk.

Sened: dÇ^ üı ^ı j-'^ ~*>ij- Ji {&->. 'jc- a^c~ '^ J^> ısii-

Sahih: Müsned, 1/57, H.no: 400. Müslim, Taharet, 5-13. Bu rivayetin tahrici için bir önceki

hadise bk.

566

 Belât (-WJi); evdeki yayvan taş anlamındadır ya da Medine'deki taşlık bir yerdir. Bk. Îbn

Kaccrt Fethu'l-Bâıi, İV/117; ZUrkânî, Şerhu'l-Muvatta', TV/167; Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, n/201; Râzî, Muhtânt's-Sıhâh, 63.

 Abdest

'Size Rasûlullah'tan (Sallaüahu aleyhi ve sellem) duyduğum bir hadisi nakle­deceğim. Allah'ın Kitab'ındaki bir âyet bulunmasaydı onu size nakletmez-dim. Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu işittim:

"Bir kul abdest alır ve bunu güzelce tamamlar, sonra gider ve na­maz kılarsa diğer kılacağı namaza kadarki (küçük) günahları affolun'"

NOT: Bu rivayeti Müslim de nakleder ve Urve'nin söz konusu âyeti ekledi­ğini belirtir:

Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurur:

'İnsanlara (gerçekleri) Kitap'ta açıklamamızdan sonra kim bizim in­dirdiğimiz açıklamaları/delilleri ve rehberliği gizlerse, onlara Allah da lanet eder, bütün lanet edicilerde lanet eder,' (Bakara2/159)

201/509-Zeyd b. Hâlid'den (RMyattaManh):561 Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Kim abdest alır, abdestini güzelce tamamlar ve hatasız iki rekât namaz kılarsa Allah onun geçmiş (küçük) günahlarını affeder."

202/510-Ukbe b. Âmir el-Cühenî'den (RadıyaiiaM anh):

Sened:

 Ji

iahih: Müsned, IV/117, H.no: 16991; Ebû Dâvû'd, Salât, 158, H.no: 905 (Hocası Ahmed b. lanbei'den naklettiği hadislerden biridir); Taberânî, ei-Mu'cemü'l-kebîr, XVII/327, H.no: '02; Hâkim, 1/222, H.no: 451 (Hâkim, Müslim'in şartına/râvisİne uygun olduğunu, hadisin erhangi bir illetinin bulunmadığını söyler. Zehebî de Zeyl'inde buna muvafakat eder), lennâ, Münzirî'nin bu hadis hakkında herhangi bir hüküm-vermediğini dolayısıyla hadisin enedinİn ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/310.

_Abdest__________________________________________253

Rasûlullah'ın (Saiiaiiam aleyhi ve sellem) şöyle dediğini işittim: "Kim abdest alır, abdestini güzelce tamamlar, hatasız olarak ve ciddi­ye alarak iki rekât da namaz kılarsa onun geçmiş (küçük) günahları affolun" Râvilerden Yahya ayrıca şöyle nakletti: ".....onun geçmişte olan (küçük) günahları affolur."559

Sened:

Hasen: Müsned, IV/158, H.no: 17379; Benzer rivayet için bk. IV/158, H.no: 17380 (Müphem bir râvî bulunması sebebiyie her iki rivayet de zayıftır); Hâkim, 1/222, H.no: 453 (Hâkim, hadisi Muhammed b. Ebân - Zeyd b. Eşlem - Atâ' b. Yesâr - Ukbe b. Âmir senediyle merfû olarak nakleder ve Muhammed b. Ebân'm hata yaptığını, hadîsin de vâhî/zayıf olduğunu, kendisi ile delil getirilemeyeceğini belirtir. Ayrıca önceki rivayette verdiği isnadda yer alan Hişam b. Sa'd ile Müslim'in delil getirdiğini ilâve eder. Zehebî ise sükût etmiştir). Hâkim'in işaret ettiği Hişam b. Sa'd bir önceki 201/509.hadisin senedinde yer alan râvidir. Zeyd b. Hâlid kanalı ile rivayet edilen hadis sahihtir. Bu rivayet ise zayıftır.

Heysemî, hadisin Taberânî tarafından iki isnâdla nakledildiğini, birinde İbn Lehîa'nm bulunduğunu, diğerinin senedinin ise tartışmalı olduğunu belirtir. Bk. Mecma', n/278. Müsned'in senedinde de İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî İle ilgili geniş bilgi için bk.22/64. hadis.

Hadis şâhidleri ile hasen ligayrihi seviyesine yükselir. Bennâ, seneddeki İbn Lehîa ve müphemlİğe dikkat çektikten sonra hadisin Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Mâce, İbn Huzeyme ve Hâkim tarafından da nakledildiğini söyler ve Hâkim'in "hadis sahihtir" sözünü aktarır. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/310. Bennâ'nın belirttiği gibi Hâkim'in hadis hakkında sahih hükmü verdiğine dair bir bilgiye rastlayamadığımızı belirtmek isteriz. Ancak hadisin metni sahihtir; bununla birlikte hadisin bu senedi ile müphem râvi bulunduğu için zayıf olduğunu söylememiz gerekir. 569 Bir rivayette de; "Önceki günahlarını örter/siler" şeklinde nakledilmektedir.

203/511-Ükbeb. Âmir'den (Radıyaüahu anhy.510

Biz bazen kendimize zaman ayırır, (bu yüzden) develeri nöbetleşe gü­derdik. Develeri gütme günü/nöbeti bana geldi ve akşam vakti olunca onlan (ağıllarna) getirdim. Sonra Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) yetiştim, in­sanlara ayakta olduğu halde bir konuşma yapıyordu. Yanma geldiğimde şöyle diyordu:

"Sizden biri abdest alır, abdestini güzelce tamamlar, sonra kalkar iki rekât namaz kılar, bu iki rekâta da kalbi ve bütün benliğiyle yönelirse artık onun cennete girmesi gerekli olur ve günahları da  affolun"

O anda; 'bu ne kadar güzel' demişim.

Önümde olan kimse; 'Önceki daha güzeldi, ey UkbeV dedi. Baktım, bir de ne göreyim bu kişi Ömer b. Hattab, dedim ki: 'O nedir, ey Ebû Hafs!'

Hz. Ömer (Raâıyailaha anh) şöyle cevap verdi:

'Sen gelmeden Önce Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle demişti:

"Sizden biri abdest aiır, abdestini güzelce tamamlar ve Eşhedü en lâ ilahe illallah vahdehû lâ şerike feh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh' derse kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır ve dilediğinden içeri girer.'"

Duâmn trc: 'Ben şehâdeî ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, o tektir-benzeri bulunmaz, Hz. Muhammed de O 'nun kulu ve peygamberidir.'

204/512-Amrb. Abese es-Sülemî'den (Radıyaiiakü anh):571

 $ ı£iî

570 Sened: [rtM^Jv

Sahih: Müsned, IV/145-146, H.no: 17247; Müslim, Taharet, 17; Ebû Dâvûd, Taharet, 65, H.no: 169; Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55 (Tirmİzî: "Hadisin senedi muzdariptir. Bu hususta Ukbe'nin hadisi ile beraber Enes'ten de rivayet vardır" der); Nesâî, Taharet, 109, H.no: 148; îbn Mâce, Taharet, 60, H.no: 470;

Hz. Ömer'den şahidi (Radıyallahii anh) için bk. 306/614.hadis.

Enes b. Mâlik'ten şahidi (Radıyallahii anh) İçin bk. 307/615.hadis.

Diğer şâhidleri için bk.306/614.hadİsİn tahriri,

571  Sened:

Abdest___________________________________________________________255

Rasûlullah'ın (Sattaiiahü aleyhi ve sellem) şöyle dediğini işittim: "...Herhangi bir kişi namaz kılmak için abdest almaya kalkar ve ab­destini sonuna kadar eksiksiz tamamlarsa her türlü günahtan ya da hata-

Sahih: Müsned, IV/386, H.no: 19331; Hadis Şehr b. Havşeb sebebiyle basendir (Şehr b. Havşeb hakkında geniş bilgi için bk.4/4.hadis.) Ancak bu isnad ile zikredilen hadisin mülaffak olduğu (birden fazla hadisin birleştirilerek rivayet edildiği) ve bu ayrı rivayetlerin her birinin sahih isnadlarla geldiği dikkate alınırsa bu rivayetin de sahih li gayrîhi seviyesinde olabileceği söylenebilir. Bennâ da hadisin isnadının ceyyid olduğunu ve Taberânî'nİn de riva­yet ettiğini belirtir. Rk.Bülûğu'l-emânî, 1/311. Bennâ, rivayetin tamamını zikrettiği 89/8659. hadiste, Heysemî'nin bu rivayete yer verdiğini, Ahmed ve Taberânî'nİn üç Mu'cem'ine de nisbet ettiğini ve Ahmed b. Hanbel'in ricalinin sika olduklarım söylediğini nakleder. Benzer bilgileri Mtinzİri'den de nakleder. Ayrıca Hâkim'in de "isnadı sahihtir" sözünü ilâve eder. Bk, Bülûğu'l-emânt, XIX/159, 200, Hadisin metni:

Burada rivayetin kudsî hadis kısmı alınmadı. Hadisin tam metni için bk.89/8659. ha­dis. Bennâ hadisi şu bölümlere ayırır:

n-Kudsî hadis bölümü: Bk.38/8492.hadis.

h-Allah yolunda ok atan kişi ile ilgili bölümü: Müsned, IV/386, H.no: 19330; IV/113, H.no: 16957, 16960-16961; IV/384, H.no: 1932149322 (Ebû Nticeyh es-SUlemî'den); IV/235-236, H.no: 17984 (Ka'b b. Mürre es-Sülemî'den). Bk.36/4224.hadis.

c-Allah yolunda saç ve sakalını ağartan kişi ile ilgili bölümü: Müsned, IV/386, H.no: 19330, 19332; IV/113, H.no: 16957,16961; IV/384, H.no: 19321 (Ebû Nüceyh es-Sülemî'den); IV/235-236, H.no: 17984 (Ka'b b. Mürre es-Sülemî'den). Bk.20/7297.hadis.

d-Müs!üman bir köleyi âzâd eden kişi ile İlgili bölümü: Müsned, IV/386, H.no: 19330, 19332-19333; IV/113, H.no: 16957, 16961; IV/384, H.no: 19321 (Ebû Nüceyh es-Sülemî'den); IV/235-236, H.no: 17984; IV/235, H.no: 17983; IV/234-235, H.no: 17981 (Ka'b b. Mürre es-Sülemî'den); IV/321, H.no: 18798 (Ka'b b. Mürre es-Behzî'den); 11/525, H.no: 10747; Ü/525, H.no: 10747 (Ebû Hüreyre'den). Bk.l/4578.hadis.

t-Üç çocuğu da bulûğa/ergenliğe erişmeden ölen kimse ile ilgili bölümü: Müsned, IV/386, H.no: 19330; III/3O6, H.no: 14219, III/303, H.no: 14181 (Câbir'den); E/510, H.no: 10570; 11/479, H.no: 10162 (Ebû Hüreyre'den); 1/451, H.no: 4314; 1/429, H.no: 4077-4079; 1/375, H.no: 3554 (Ebû Hüreyre'den); VI/29, H.no: 23889; VI/27, H.no: 23873 (Avf b. Mâ­lik'ten); 111/156, H.no: 12531 (Enes'ten). Bk.56/8436.hadis.

{-Namaz kılmak için abdest alan kimse ile ilgili bölümü: Burada zikredilen kısmıdır. Aynca bk. Müsned, IV/113-114, H.no: 16963. Ayrıca 183-184/491-492.hadislere bk.

_______________Abdest

dan kurtulur. Peşinden hemen namaza kalkarsa    aziz ve celîl olan   Allah onun derecesini yükseltir. Eğer oturursa kurtulmuş olarak oturur..."

205/513-RasûIullah'm sahabisi Ebû Ümâme el-Hımsî'den Hz. Peygamber (Satiâttahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Abdest geçmiş günahları siler, sonra kıldığı namaz nafile (yani faz­ladan sevap kaynağı) olur."

Kendisine, 'bunları Rasûlullah'tan işittin mi?' diye sorulunca şöyle dedi: 'Evet, birden fazla, hattâ ikiden, üçten, dörtten, beşten... fazla işittim.573'

206/514-Ebû Gâlib er-Râsibî anlatıyor:574

 Sened: £Ji-1,—-tin

Sahih: Müsned, V/251, H.no: 22062; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/148, H.no: 7571; Heysemî, Ahmed b. Hanbel'in sahih tarikle rivayet ettiğini belirtir. Bk. Mecma', 1/223; Bennâ,  benzer bir değerlendirmenin Münzirî tarafından da yapıldığını dile getirir. Bk. Bulûğu 7-emânî, 1/311. Hadisin senedindeki Şehr b. Havşeb İle ilgili bilgi için bk.4/4.hadis. 573 Lafiz anlamı; "Bir değil, iki değil üç değil, dört değil, beş değil dalıa fazla işittim" şeklindedir.

Abdesr

Kendisi Humus'ta (bulunduğu sırada) Ebû Ümâme (RadtyaiiaM anh) ile karşılaşır ve onun kendilerine Rasûlullah'tan (SaiiaiiaM aleyhi ve sellem) duyduğu­nu söyleyerek naklettiği şu hadisleri sorar:

"Müslüman bir kişi namaz ezanını duysa ve kalkıp onun için abdest alsa bu sudan avucuna gelen ilk damlayla günahları affolmaya başlar, dam'lalar adedince bu devam eder ve abdesti bittiğinde geçmiş günahları tümüyle affolmuş olur. Sonra namaz kıldığında bu onun için nafile (yani fazladan sevap kaynağı) olur."

Ebû Gâlib, 'sen bunları Hz. Peygamberden işittin mi?' diye sorunca Ebû Ümâme şöyle der:

'Hz. Peygamber'i müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderen (Allah'a) yemin ederim ki birden fazla, hattâ iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on... on... kere duydum,' dedi ve ellerini birbirine vurdu.

207/515-Ebû Ümâme'nin (Radıyaliaha anh) şöyle dediği nakledilir:575

Ji  V* MJ* y' \?J*- çy Jt J**wi y\ L_pj_ra*JI j&j çy tf JjJSJ jji

t

^-,

Sahih: Müsned, V/254, H.no: 22088; Ebû Gâlib er-Râsibî; hafızasındaki zayıflığa rağmen sika sayılmış ve bu sebeple de kendisiyle delil getirilip getirilemeyeceği hususu tartışılmış bir râvîdir. Heysemî, Ebû Gâlib er-Râsibî'nin dışındaki râvîlerin sika olduklarını ifâde ederek, onun hakkında herhangi bir yorumda bulunmamıştır. Belli başlı hadis kaynaklarındaki rivayet dağılımı şöyledir: Tirmizî üç, Ebû Dâvûd bir, İbn Mâce dört, Ahmed b. Hanbel yirmi hadisini eserine almıştır. Tirmizî, Ebû Gâlib'in ismini Hazevver olarak açıklar, hadislerini ise hasen (EkStinen, Salât, 149, H.no: 360; Tefsîr, 3/8, H.no: 3000) ve hasen-sahih (Bk.Sünen, Tefsîr, 43/1, H.no: 3253) olarak değerlendirir. (Ebû Ümâme'nin ismi ise Suday b. Aclân'dır.) Ahmed Muhammed Şâkir, Tirmizî tahkikinde Ebû Gâlib er-Râsibî'nin sika olduğunu benimser.

Sened: <-J\* y) u.j£- oÇ- 'J>, £j£. ıf£.ı Ojjıi # ij_y £!ü

Sahih: Müsned, V/255, H.no: 22096; Abdürrezzâk, m/71, H.no: 4842; Rûyânî, Müsned, 11/271-272; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIÜ/123, H.no: 7560-7563; Bu rivayet mevkuf bir eserdir. Yânî Ebû Ümâme Suday b. Aclân'ın sözüdür. Fakat ibâdetler konusunda sahabenin fikir beyân etme durumu olmadığı için rivayet hükmen merfûdur. Daha önce zikrettiğimiz hadisler de bunu ispat eder niteliktedir. Heysemî, hadisi Taberânî'nin de rivayet ettiğini ve râvilerinin sika olduğunu, Ahmed b. Hanbel'in de isnadını "Hasâis ve Nübüvvetin alâmetleri" bahsinde {Mecma', VEI/265) zikredeceğini belirtir. Bk. Mecma', 1/223

258_______________________________________________________Abdest

'(Abdestle olan) temizliği eksiksiz yaptığında, yerine affolmuş olarak oturursun. Peşinden kalkıp bir de namaz kılarsa, kendisine fazilet ve ecir yazılır, sadece oturursa affolmuş olarak oturur.'

Birisi ona:

'Ey Ebû Ümâme, o kişi kalkıp namaz kıldığında bu nafile olmaz mı, ne dersin?' diye sorunca şöyle dedi:

'Hayır, nafile olması sadece Rasûlullah'a {Saiiaiiahü aleyhi ve settem) ait ol­sa gerek. Bu kişi günah ve hatalar içinde yaşarken nasıl nafile olur, (bilâkis) fazilet ve ecir olarak yazılır.'

,.576

208/516-Ebû Müslim anlatıyor:;

Ebû Ümâme'nin (Radıyaiiaha anh) yanma girdim, kendisi mescidde üze­rindeki biti/böceği alıp çakılların içine gömüyordu. Ona dedim ki:

'Ey Ebû Ümâme, bir kişi senin Rasûlullah'tan (SallattahU aleyhi ve seiiem) duydum diyerek naklettiğin şu hadisi rivayet etti:

"Kim abdest alır, abdestini güzelce tamamlar; elini, yüzünü yıkar ve başını, kulaklarını mesh eder (ve ayaklarını yıkar), sonra kalkıp farz olan

576 Sened: OU J\ Ji- iuks jıi ^LS j? £

Hasen: MüSned, V/263, H.no: 22173; İbn Ebî Şeybe, Musannef, n/145, H:no: 7490-7491; Taberânî, el-Mu'cemÜl-kebîr, Vm/266, H.no: 8032; Beyhakî, Şuabü'l-îmân, m/14, H.no: 2736 (Ebû Müslim'in nİsbeti "el-Bece)î" olarak veriliyor); Münzirî, Ebû Müslim'in nisbetİni "et-Tağlibî" olarak verir ve isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Terğîb, 1/145; Benzer bir rivayet daha önce zikredilmişti. Bk.l86/494.hadis. Ebû Müslim et-Tağlibî (es-Sa'lebî veya el-Becelî) meçhuldür. Heysemî, senedindeki Ebû Müslim et-Tağlibî hakkında sikalığına dâir bilgi veren birini tanımadığını, diğer râvilerin ise sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/222, 300. Münzirî de benzer şeyler söyler. Bk.Terğîb, 1/155. Ebû Müslim eİ-Becelî Zeyd b. Erkam'dan hadis alan râvîdir. Hadis şâhid ve mütâbileri ile kuvvet kazanır. Bennâ hadisin İsnadının ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bütûğu'l-emânt 1/313.

namazı kılarsa o gün   ayaklarının yürüdüğü, ellerinin tuttuğu, kulaklarının İşittiği ve içinden geçirdiği bütün günahlarını Allah affeder."'

Bunun üzerine Ebû Ümâme şöyle dedi:

'Vallahi, bunu Allah Rasûlü'nden sayamayacağım kadar çok işittim.'

209/517-Âsım b. Süfyân es-Sekafî anlatıyor:"7

Bazı sahabiler ZatÜ's-Selâsil51* gazvesine katıldılar. Fakat savaş bitin­ce (düşman kaçınca)579 bir müddet beklediler. Sonra Hz. Muâvİye'nin yanma

Sened: JJ J j ^ Sahih: Müsned, V/423, H.no: 23486; Nesâî, Taharet, 108, H.no: 144; İbn Mâce, İkâme, 193, H.no: 1396; Dârimî, Vudû', 45, H.no: 723; Şâşî, Müsned, 111/75, H.no: 1131; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/156-157, H.no: 3994-3995;İbn Hıbbân, 11/189, H.no: 1039;

Süfyan b. Abdurrahman sebebiyle hadis tenkide maruz kalmıştır. Fakat bu râvinİn Alkame b. Süfyan b. Abdullah es-Sekafî et-Tâifî isimli mütâbii vardır. Bk. Taberânî, eî-Mu'cemü'l-kebîr, IV/156-157, H.no: 3995. Süfyan b. Abdurrahman'in ismi bazı senedlerde Süfyan b. Abdullah olarak da zikredilir. Bk.Üânmf, Vudû', 45, H.no: 723; İbn Hacer bu râvinin {Süfyan b. Abdurrahman veya Süfyan b. Abdullah es-Sekâfî el-Mekkî) saduk olduğu­nu belirtir. Bk.Takrib, Trc.no: 244;

Ayrıca Ebu'z-Zübeyr Muhammed b. Müslim b. Tedriis el-Mekkî'nin an'anesİ de tenkid edilmiştir. İbn Hacer bu râvinin saduk olduğunu, fakat tedlis yaptığını ifade eder. BkTakrîb, Trc.no: 506;

Hz.Osman'dan (Radıyallahii anh) şahidi için bk,220/528.hadis.

Hadis şâhid ve mütâbii ile sahih ligayrihî seviyesine yükselir.

378Zatü's-Selâsil Gazvesi: H.8. yılı cemaziyülevvel ayında yapılan Mu'te savaşından bir ay sonra, cemazİyiilâhir ayında Şam'ın bir bölgesi olan Benî Cüzam sulağında yapılan savaştır. Ordu kumandanlığını Amr b. Âs yapmıştı. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahihi Müslim, XV/125 (FadâilüVSahâbe, 8); İbnü'1-Esîr, Nihâye, ü/379)

(İbnü'1-Esîr sülâsil şeklinde harekelemiştir. Ancak Nevevî bunun yanlış olduğunu, doğru teleffuzun selâsil şeklinde olduğunu belirtiyor.)

 Abdest;

döndüler ki onun yanında Ebû Eyyûb ve Ukbe b. Âmir (Radıyaiiaha ankum) var­dı. Asım dedi ki:

'Ey Ebû Eyyûb, bu yılki savaşı kaçırdık, şöyle bir rivayet bize ulaştı, 'Kim mescidde (Huceyn'in rivayetinde; dört mescidde)580 namaz kılarsa günahı affolun'

Bunun üzerine; 'Ey Kardeşimin oğlu! Bundan daha kolayına rehberlik edeyim mi? Rasûlullah'm (Sallaliahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini duydum:

"Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namaz kı­larsa, işlediği günahları affolur" dedi, öyle değil mi? ey Ukbe!..'

Ukbe; 'Evet' dedi (bunu doğruladı).

210/518-AbduIlah b. Selâm'm oğlu Yusuf anlatıyor:581

l/y Başka rivayette (jjiii) yerine G-uJi) kelimesi bulunmaktadır. Bk. Tbn Hıbbân, Sahîh U/189 H.no. 1039

58 Bu dört mescid; Mescid-i Haram, Mescid-İ Nebî, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Küba'dır. Bk. Haşiyetü's-Sindî alâ Süneni'n-Nesâî (Nesâî, Taharet, 108, H.no: 144; Muhammed Abdübâkî (Jbn Mâce'nİn dipnotunda. Bk. İbn Mâce, İkâme, 193, H.no: 1396)

Sened: ^ Jl *JJi-£p J, IjLJ'ji- jğr J\# J^_û%- ju^Jfı '^'^ -ûii w ^iüfi^ iiji- jn £S'J JliJ i3Ji-Hasen:   Müsned,  VI/442-443H.no:   27370;   Bennâ  hadisin  hasen  olduğunu  ifade  eder. Bk.Bülûğu'I-emânî, 1/314. Eserinin bir başka yerinde ise isnadının ceyyid olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânt, IV/88. Heysemî, Taberânî'nin rivayet ettiği hadisin senedinde zayıf kabul edilen Atâ b. Aclan'in bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 11/80; Bir başka yerde senedinde

Abdest

Bir şeyler öğrenmek için Ebû'd-Derdâ'nın (Radtyailaküanh) yanındaydım. Öleceği vakit bana dedi ki:

'İnsanlara Ölüm anında olduğumu haber eti: Ben de gittim ve insanla­ra bu sahabinin ölüm anında olduğunu haber verdim. Evinin içi ve dışı ziya­retçilerle doldu. Ona:

'Ölüm halinde olduğunu insanlara ulaştırdım, evin içi ve dışı ziyaret­çilerle doldu,' deyince:

"Beni onların yanına götün!' dedi. Kendisim insanların yanma çıkardık,

'Beni oturtun!3 dedi ve kendisini oturttuk. Orada şunları söyledi:

'Ey İnsanlar! Rasûlullah'm (Saltatlâhn aleyhi ve sellem) şöyle dediğini duy­muştum:

"Kim abdest alır, abdestini güzelce tamamlar, sonra iki rekât namaz kılar ve bunu eksiksiz olarak tamamlarsa, Allah ona istediğini hemen (dünyada) ya da daha sonra (âhirette) mutlaka verir,"

Ebû'd-Derdâ sözüne şöyle devam etti:

'Ey İnsanlar! Namazda başka tarafa dönmeyin, zira başka tarafa dö­nenin namazı kabul olmaz. Nafilede bunu yaptıysanız farzda mutlaka dikkat edin/yapmayınV

-.582

211/519-Abdullah b. Selâm'ın oğlu Yusuf anlatıyor:1 Peşinden vefat ettiği ölüm hastalığmdayken Ebû'd-Derdâ'nın  yanındaydım. Bana:

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------1-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------■-------------------------------------------------------------------------------------------------

Meymûn Ebû Muhammed'in bulunduğunu söyleyerek, Zehebî'nin "Bu râvî tanınmıyor" de­diğini nakleder. Bk. Mecma', 11/278;

Bu rivayet namaz 821/1691 ve 368/10794.hadİslerde tekrar edilecektir. Sened: fit- J> •& •&■ ^ 1Cy ^'ji ^jûuı JUÎiı y\ *j£ ^jfe- Jıî $* ^î 'J, «J^> ^%- iiüi j& j! j^-ı k-£ Hasen: Müsned, VI/450, H.no: 27417; Hadisin sonunda Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah babasının hocası Ahmed b. Abdülnıelik'in kendi hocası hakkında sehven kalb yaparak "Sehl b. Ebî Sadaka" dediğine, ismin doğru telaffuzunun "Sadaka b. Ebî Sehl" olacağına dikkat çeker. Bennâ, Münzirî'den naklen isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/314.

J262______________________________________________Abdest

'Ey kardeşimin oğlu! Seni bu bölgeye getiren nedir, (ya da seni bura­ya ne getircliiy deyince şöyle dedim:

'Sadece seninle babam Abdullah b. Selâm arasında olan bağ/ilişki (beni buraya getirdi).' Ebû'd- Derdâ dedi ki:

'£w an yalan söylenecek bir zaman değil, (onun için dediklerimi iyi dinleyin). Ben Rasûlullah'ın (SaiiaüaM aleyhi ve seitem) şöyle dediğini işittim:

"Kim abdest alır ve bunu güzelce tamamlar, kalkar iki (ya da dört) rekât namaz kılar ve bunlarda güzelce zikir yapar, huşu içinde olur, sonra aziz ve celil olan Allah'a istiğfar ederse, Allah da onun (geçmiş) günahlarını affeder."'583

AbdestÂdâbı_______-__-______„_____                                                263

(l)-ABDEST ÂDABI * Abdest Sırasında Vesvesenin ve Su İsrafının Terki

212/520-(z.) Übey b. Ka'b'dan (Radıyaliahü anhy.5*4

 Sened:

Zayıf: Müsned, V/136, H.no: 21136; Tayâlisî, Müsned, s.74, H.no; 547; Tirnıizî, Taharet, 43, H.no: 57 (Tirmizî bu konuda Abdullah b. Amr ve Abdullah b. Muğaffel'den de rivayetin bu­lunduğunu, ancak Übey b. Ka'b'm hadisinin garib olduğunu, isnadının ise hadis âlimlerince sahih olarak değerlendirilmediğini, bunun sebebini İse Hârice b. Mus'ab'ın kuvvetli olmayışı­na bağlar. Abdullah b. Mübârek'in bu râviyi zayıf saydığını söyler); İbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 421. Hâkim, 1/267, H.no: 578 (Hâkim bu rivayeti İbn Ömer'den naklettiği: "Biz Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında kadın-erkek bir/aynı kaptan ellerimizi yıkıyor­duk" hadisine şâhid olarak vermiş ve: "Bundan daha sahih bir isnadla bir başka şahidi daha vardır" demiştir.) Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/197, H.no: 901;

Hârice b. Mus'ab b. el-Haccâc el-Horasanı'nin (v.168/784) bir hadisini Ahmed b. Hanbel ve Tirmizî, dört hadisini ise İbn Mâce eserlerinde rivayet etmiştir. Zehebî bu râvi için "vâhî/zayıf lafzını kullanır. Bk.Kâşif, Trc. no: 1303.

Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 2394; Münâvî, Hârice hakkındaki (çok zayıf olduğuna dair) olumsuz değerlendirmelere değinir ve "Hadis, Ahmed b. Hanbeî'İn Müsned'ine oğlu Abdullah'ın yaptığı ziyâdelerden biridir" der. Feyzu'l-Kadîr, E/638-639. İbnü'l-Cevzî ise Ahmed b. Hanbeî'İn oğlu Abdullah'a "bu zatın hadislerini yazma" dediğini hatırlatır. îik.el-flelU'1-mütenâhiye, 1/345; Abdullah: "Babam Hârice b. Mus'ab'dan herhangi bir hadisi yazmamı yasakladı" der. Bk.îbn Hacer, Tehzîb, 111/76; İbn Hacer de hadisin zayıf olduğu kanaatindedir. Bk.Telhîsul-habîr, 1/101, 144; Irâkî İhya hadis­lerinin tahricinde zayıf olduğunu belirtir. BkJthâf, VTI/268.

Hadisin İmrân b. Husayn'dan (Radıyaliahü anh) şahidi: (ui^. uij-j fuü üi> *slı ^j-j >>'O

Bunun için bk. Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V191, H.no: 904 (zayıf);

Mübârekfûrî, hadisin abdest alırken su kullanımında israfa kaçmanın mekruh olduğu­na delil olduğunu hatta nehir kıyısında bile olsa israf yapılmaması gerektiğini belirterek Tirmizî'nin şâhid olarak ileri sürdüğü râvilerİn hadislerini vermiştir.

Abdullah b. Amr'm rivayeti: (jû&j u&üj tCÎ âîî ı'ü Ji. S13 ^l> tJb'jA ıii)

(Bk. Müsned, 11/180, H.no: 6684 (305/613.hadis); Ebû Dâvûd, Taharet, 52, H.no: 135; Nesâî, Taharet, 105, H.no: 140; îbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 422;)

Abdullah b. Muğaffel'm rivayeti: GjjÜO »ıijJi j> hj&l aiGı SJ> ^ '^ ^jiı öjO)

(Bk. Müsned, IIV/86, 87; V/55; Ebû Dâvûd, Taharet, 45, H.no: 96; İbn Mâce, Duâ, 12, H.no: 3864) Bk.Tuhfetü'I-ahvezî, 1/157. Bu rivayet için bk. 201/4930.hadis.

264                                                                                                            Abdest Âdabı

Hz. Peygamber (Satlaiiahu aleyhi ve setiem) şöyle buyurdu: "Abdestin   Velehan  isimli   (vesvese  veren)  şeytanı  vardır.  Ondan

(vesvesesinden)585 kendinizi koruyun ya da sakının!"

213/521-Abdullah b. Amr b. Âs'tan (Rodiyaiiahum/amâ):

Bennâ Hz.Peygamber'in "bir müd" ile abdest aldığını, gereğinden fazla su kullananın haddi aşacağı ve kötü bir iş (zulüm) yapacağı hadislerinin Kur'an-i Kerim'deki "tebzîr" (tsrâ, 17/27) (jiÇAjı !a^J*j ı/l_s"^jXİJı jj) " Saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir" âyetini hatırlattığını belirterek hadisin manasının kuvvetİenebilecegini dile getirir. Bk.Bülûğu 'l-emânî, U/3.

Bazı nüshalarda bu hadis Ahmed b. Hanbel'den nakledilmiş görülüyor. Aslında bu hadis Abdullah'ın ziyadelerinden biridir. Bennâ ziyade olduğunu belirtmemiş. Diğer nüshaları esas aldığı anlaşılıyor. Âmir Hasan Sabri bu hadisi zevâidinde zikreder. Bk. Zevâidü Abdillah, s,I59,H.no: 12

585 Vesvese ziyadesi için bk. Tirmizî, Taharet, 43 5S6Sened: ^ıSJı ^)\ jŞ- J, ^ <î)ı x* j: *J~ 'j^ 'cj$ i£& jui & iğ lâi

Hasen: Müsned, 11/221, H.no: 7065; İbn Mâce, Taharet, 48, H,no: 425 (Büsırî, Huyey b. Ab­dullah ve İbn Lehîa sebebiyle isnadının zayıf olduğunu belirtir); Ahmed Muhammed Şâkir İbn Lehîa'nın zayıf olduğunu kabul etmediği gibi (İbn Lehîa ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis), Huyey'in de sika oluşunu tercih ederek hadisin sahih olduğuna hükmeder. Bunun sebebinin ise Huyey hakkındaki değerlendirmeler olduğunu ileri sürer: îbn Hıbbân Sikât'ta zikretti; İbn Maîn'in "bir beis yoktur", Ahmed b. Hanbel'in "hadisleri münkerdir", Buhârî'nin "hakkında tartışma bulunan biridir", Nesâî'nin ise "kuvvetli değildir" dediklerini nakleder. Heysemî de bu görüşleri nakletmekle yetinir. Bk.Mecma' IV/23-24; Zehebî, Kâşif, Trc. no: 1296; İbn Hacer "sadûktur, bazen hata yapar" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 1605. Huyey b. Abdullah el-Meâfirî'nin (v. 143/760) Tirmizî ve Ebû Dâvûd üç, Nesâî dört, İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel ise 23 rivayetini nakleder. Tİrmizî hadisleri hakkında hasen hükmünü verir. Bk.Sünen, Bııyû\ 52, H.no: 1283; Siyer, 17, H.no: 1566; Tefsîr, 5/23, H.no: 3063; Huyey ile Ügiîİ bilgi için bk.92/134.hadis.

Bennâ Tenkîh ve Mirkât'ta hadisin hasen olduğunun söylendiğini belirtir. Daha sonra senedindeki İbn Lehîa'ya işaret ederek Ebû Hâtim'in: "İtibâr için hadisi yazılabilir" dediğini nakleder. Ayrıca Abdullah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen 305/613. hadisin de bu rivayeti desteklediğini söyler.

-İ Jjî \jj> Ji- i\'j '^â fr>?jfl lü : Jü Ü10 lîÜf iljîi (ji^'l j. İJlLj' '£SS

(Müsned, 11/180, H.no: 6684; Ebû Dâvûd, Taharet, 52, H.no: 135; Nesâî, Taharet, 105, H.no: 140; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/82, H.no: 89; İbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 422) BkMlûğu'l-emânî, II/3.

AbdestÂdâbı

Hz.   Peygamber (SattaltahU aleyhi ve seltem)  Sa'd'llî  (Radıyallahü anh) yanma

geldi, o abdest alıyordu. Ona:

"Bu ne israf, ey Sa'd!" dedi. Sa'd:

'Abdestte de israf olur mu?' diye sorunca Rasûlullah şöyle buyurdu:

"Evet, akan bir nehirde/kenarında olsan bile (israf olur)."

* Abdest ve Gusülde Kullanılan Su Miktarı

.587

214/522-Abdullah b. Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ)-}

Biri kendisine: 'Abdest için bana ne kadar su yeterli?'diye sorunca: 'Bir müd' dedi. O kişi tekrar: 'Gusûl için ne kadar su yeterli?' diye sorunca: "Bir sa' dedi. Adam, 'bu miktar bana yetmez' deyince: 'Ey annesiz kalasıca, senden daha hayırlı insan Rasûlullah'a (Sallallaha

aleyhi ve sellem) bile bu yetmişti1 diye cevap verdi.

Sahih: Müsned, 1/289, H.no: 2628; Heysemî, Ahmed b. Hanbel, Bezzâr ve Taberânî tarafın­dan rivayet edilen bu hadisin râvilerinİn sika olduklarını belirtir. Bk.Mecma\ 1/218-219, 270. Ayrıca 445/753. hadiste tekrar edilecektir.

Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. ;Üü_a

(447/755.hadis) Müsned, m/303, H.no: 14184; Benzer rivayet için bk.III/370, H.no: 14916; Buharı, Gusl, 3; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 93 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir); Nesâî, Taharet, 144, H.no: 230; İbn Mâce, Taharet, 1, H.no: 269 (İbn Mâce bu babda Sefine, Âişe ve Akil b. Ebû Tâlİb'den (Radıyallahü anhüm) de nakilde bulunur). Hâkim, 1/161 (Buhârî ve Müslim'in şartına uygundur. Zehebî buna muvafakat eder.)

Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi için 217/525.hadise bk.

Ayrıca hadisleri karşılaştırmak için bk. 445-450/753-758. (Câbir, Sefine ve Âişe (Radıyallahü anhüm) hadisleri)

215/523-Enes b. Mâlik'ten (RadıyaiiaM anhy.™8 Hz. Peygamber (SaiMiahü aleyhi ve seiiem) şöyle dedi: "Abdeste iki ntıl su yeter. "

AÇIKLAMA

Bu hadislerden, Rasûlullah'm iktisatlı olarak su kullandığını ve israftan ka­çınma noktasında çok titiz olduğunu anlıyoruz.

Müd ve sa' hacim ölçü birimidir. Bir sa' dört müd olup bir müd ise bir ko­çandır. 1 Rıtıl = 12 Ukıyye = (Her ukıyye 40 dirhem x 12 = ) 480 dirhemdir.

Rıtıl; o dönemde Bağdadî (İran ölçüsü) ve Şâmî (Roma ölçüsü) olarak iki kısma ayrılırdı. Bu açıdan müctehidler sa' ve müddün hacminde ihtilaf ettiler;

*İmam Ebû Hanife ve Irak fakihlerine göre:

1 Müd: 2 rıtıl

Müd: 1,06 litre

Sa' (4 müd, 4x106): 4,240 litre

*İmam Şafiî ve Hicaz fakihlerine göre:

1 Müd: 0,530 litre

Sa' (4 müd 4x 0,530): 2,120 litre589

Sened:                                                   ^

Hasen: Müsned, İÜ/179, H.no: 12775; Benzer rivayet için bk. İÜ/179, H.no: 12779; Tirmizî, Cum'a, 76, H.no: 609; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 85.

Şerîk b. Abdullah Ebû Abdillah en-Nehaî (v. 177/793) hakkında Zehebî şöyle bir de­ğerlendirmede bulunur: "İbn Maîn sika saymıştır. Diğerleri ise hafızasının iyi olmadığını belirtmişlerdir. Nesâî, bir beis olmadığını ifâde eder. 82 yaşında vefat etti." Bk.Kâşif, Trc. no: 2276. İbn Hacer ise hakkında şu bilgileri verir: "önce Vâsıt, sonra Küfe kadılığı yaptı. Sadûktur, çok hata yapar. Hafızası Küfe kadılığına getirildikten sonra değişti. Adaletli, fazilet sahibi ve ibâdete düşkün, bid'atçilere karşı sert tavır alan bir zâttı. Bk.Takrîb, Trc. no: 2787; İbn Hıbbân sika râviler arasında addeder. Bk.Sikât, VI/444. Bilgi için bk. 145/453.hadis. Bennâ 145/453.hadiste "Ebû Dâvûd ve Münziri sükût etmiştir ki (Sünen, Taharet, 24, H.no: 45) onların sükûtu hadisin ceyyid, hasen veya zayıf olup da yükselmeye açık, yahut İhticâca uygun oiduğu anlamına gelir" der. Bk. Bulûğu'l-emânî, 1/283. Bu zâtın Buhârî'de bir, Müs­lim'de yedi, Tirmizî'de 64, Nesâî'de 38, Ebû Dâvûd'da 58, İbn Mâce'de 76, Dârimi'de 56, Ahmed b. Hanbel'de ise 435 rivayeti bulunmaktadır.

5S9Nevevî, Şerhu Müslim, VÜ/49; Zurkânî, Şerhu'l-Muvatta', ü/200, IV/286; İbnü'1-Esîr, Nihâye HI/60, IV/308; Azîmâbâdî, Avnü'lMa'bûd, I/114-116; Ahmed Nâim, Tecrid-i Sarih Tercemesi, I/İ66-167

Bazı kitaplarda hacim ölçülerinin tartı (gr. ya da kg.) olarak değerleri verilmiş, ancak bu doğ­ru değildir, çünkü her maddenin hacmi ve ağırlığı farklıdır. Her maddenin hacim ve tartısı ayn ayrı zikredilirse doğru olur. örnek için bk. Muhammed Necmüddin, el-Mekâdîrü'ş-şer'ıyye, 227

Abdest Âdabı                                                                                        ___________267

Bu rivayetlerden anlaşılan Rasûlullah'm gusül için kullandığı su, dörtten beş müdde kadar değişmektedir ki Hicaz fakihlerine göre bu miktar yaklaşık olarak 9 120 İtile 2,650 İt. arasında değişmekte, Irak fakihlerine göre ise 4,240 İt. ile 5,300 İt', arasında değişmektedir.590

216/524-Enes b. Mâlik'ten (Radıyallahü anh)\m

Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) iki ntıl su alan bir kap ile abdest ve bir sa' ile de gusül alırdı.

590 Ahmed Nâim, age., 1/166-167 Sened: ^li- ^ Jjı jis ^i ^~ş- Jı «Ilı Sahih: Müsned, ID7179, H.no: 12779; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 95; Tirmizî, Cum'a, 76, H.no: 609 (garib);

Abdullah b. îsâ İsimli iki farklı râvî vardır. Biri: İbn Abdurrâhman b. Ebî Leylâ (v. 135/752) ki bu râvi sahih hadis ricâlindendir. Diğeri: İbn Hâlid el-Hazzâr el-Basrî'dir ki bu râvi zayıftır. Fakat Tirmizî hadisini hasen olarak değerlendirir. (Bk. Tirmizî, Zekât, 28, H.no: 664) Şayet bu zat sebebiyle "hadis zayıftır" denilecek olursa, şâhidleri İle kuvvet kazanır:

a-Enes'ten (Radıyaüahü anh) nakledilen bir hadiste: "(Ölçüsü) beş müde ulaşan bir sa' ile guslediyor, bir müd ile abdest alıyordu" Duyurulmuştur. Bk. Buhârî, Vudû', 47; Müslim, Hayz, 51; Tirmizî, Cum'a, 76, H.no: 609 (Tirmizî: "Şerik'in hadisinden daha sahihtir' derken; Ahmed Muhammed Şâkİr hadisin sahih olduğunu ifâde eder.

Senedde yer alan Abdullah b. Cebr ise Abdullah b. Abdullah b. Cebr b. Atîk'tir. De­desine nisbet edilmiştir. Sika bir râvîdir).

b-Sefîne'den (Radıyallahü anh) de benzer rivayet (448/756.hadis) nakledilir. Bk. Müs­lim, Hayz, 52-53; Dârimî, Vudû', 23, H.no: 694; Tinnizî, Taharet, 42, H.no: 56 (Tirmizî "hasen-sahİh" hükmünü verir ve bu konuda Hz.Âİşe, Câbir ve Enes'ten (Radıyallahü anhüm) nakillerin bulunduğunu belirtir);

c-Ebû Dâvûd Hz.Âİşe (449-45 0/757-75 8.hadi s) ve Câbifden (447/755.hadis) (Radıyallahü anhümâ) nakledilen rivayetleri verir. Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 92-93; Nesâî, Miyâh, 59, H.no: 345-346; Câbir'den gelen nakil, hocası Ahmed b. HanbeFden rivayet ettiği hadislerden biridir.

d-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen hadiste: "Allah Rasûlü'ne (Sallaüahü aleyhi ve seilem) bu miktarların yeterli olduğu ifâde edilmiştir." Bk.445/753.hadis.

e-Enes'ten (Radtyallahü anh) nakledilen bir başka (14/322.) hadiste ise: "Beş mekkûk ile guslediyor, bir mekkûk ile abdest alıyordu" buyurulur. Bk. Müslim, Hayz, 50; Tinnizî, Cum'a, 76, H.no: 609; Nesâî, Taharet, 59, H.no: 73;

Ümmü Umâra'dan (Radıyallahü anhâ) nakledilen rivayette ise: "Hz.Peygamber'e (Sallallahü aleyhi ve seilem) abdest alması İçin getirilen kabın üçte İkilik müd miktarında oldu­ğu" belirtilir. Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 94; Nesâî, Taharet, 59, H.no: 73;

Ayrıca 446/754.hadiste tekrar edilecektir.

268_____________________________________                                          Abdest Adatıp

217/525-Enes b. Mâlik'ten (Radıyaiiahü anky.592 Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) dedi ki: "Sizden birine abdestte bir müd su yeter."

* Her İşte Sağ ile Başlamanın Önemi

218/526-Hz. Âişe annemizden (Raâıyatiahü anhâ):m Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) her işinde; temizlik sırasında, taranır­ken ve terlik giyerken gücü yettiğince sağ ile başlamayı severdi.

§   (Kavilerden)  Eş'âs  (b.  Süleym)  de     Kûfe'ye gelince dedi  ki: "Rasûlullah gücü yettiğince sağ ile başlamayı severdi."

Sened: 43ı xi 'J, 'J^- ^'jS~ Ju

Sahih: Müsned, UI/264, H.no: 13723; Ebû Avâne, 1/233; Ayrıca 14/322, 214/522-216/524 ve 447/755.hadise bk.

*Bu konuya Enes'ten (Radıyallahü anh) nakledilen ek bir hadis:

li^>_»j L&JZ3J iiJLî bj <-_^*^ej A**"*! -ı^-"3 ^^ *^ ls^3       vy~*j ^^ :dJJU /j <j-jl -&

"Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) beş mekkûk ile guslediyor, bir mekkûk ile de abdest alıyordu."

Sened: J^- jı *uı xj> 'j, siiı ili \zx- âii £ji- '££ \ZjS~

Sahih: Müsned, IÜ/290, H.no: 14026; Benzer rivayet için bk. III/112, H.no: 12044 (14/322.hadiste zikredildi); III/l 16, H.no: 12095; ffl/259, H.no: 13651; III/282, H.no: 13935; Buhârî, Gusl, 9; Müslim, Hayz, 50; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 95 (Hadisin sonunda hoca-si Ahmed b. Hanbel'den bir sa'nm 5 rıtl olduğunu duyduğunu, bu da İbn Ebî Zi'b'İn kullan­dığı ve aynı zamanda Allah Rasûlü'nün (Sallallahü aleyhi ve sellem) tercih ettiği bir ölçü oldu­ğunu nakleder); Nesâİ, Taharet, 59, H.no: 73; 144, H.no: 229; Miyâh, 13, H.no: 344; Tirmizı, Cum'a, 76; Taharet, 609; Dârimî, Vudû', 23, H.no: 695; Beyhakî, es-Sünenul-kübrâ, 1/194

593 £,            ,         i,.,,1  t ^ r f j *   ,   *  '     , „ i   ,'t   ,. '   ,> i ■*. * '^ ,    ^;     -  ' J(,  ,;*,

Sahih: M«.m^, VI/94, H.no: 24508; Benzer rivayet için bk. VI/130, H.ııo: 24871; VI/147, H.no; 25024; VI/187-188, H.no: 25422; VI/202, H.no: 25540; VI/210, H.no: 25639; Buhârî, Vudû', 31; Salât, 47; Et'ıme, 5; Libâs, 37, 77; Müslim, Taharet, 66-67; Ebû Dâvûd, Libâs, 41, H.no: 4140; Tirmizî, Cum'a, 75, H.no; 608 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 89, H.no: 112; Gusl, 17, H.no: 419; Zînet, 8, H.no: 5056; İbn Mâce, Taharet, 42, H.no: 401

219/527-Ebû Hüreyre'den

Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem)   dedi ki:

"Elbise giyerken ve abdest alırken sağ (uzvunuz) ile595 başlayın!"

'94 Sened: ?JC= ^î ^ ı>^üı jk "Jkj dli. üıi

Sahih: Müsned, 11/354, H.no: 8637; Ebû Dâvûd, Taharet, 41, H.no: 4141; ibn Mâce, Taharet, 42, H.no: 402; Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 843; Münâvî ise hasen hükmü verir. Bk. Feyzu'l-Kadîr, 1/558-559. Suyûtî "İzâ Sebistüm" kjsrnj bulunmayan rivayetin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 539; Münâvî ise hadisin İbn Huzeyme, îbn Hıbbân, Taberânî ve diğerleri tarafından da nakledildiğini ve İbn Dakîk el-Id'in sahih sayılmasına değer bir hadis olduğunu, İbn Huzeyme'nin de sahih kabul ettiğini, İbn Hacer'in de bu görüşü onayladığını belirtir. Aynca İbnü'l-Kattân'm "sahihtir", Mo-ğultay'ın da İbn Mâce'nİn şerhinde: "sahihtir, müellif zayıflığına işâref etmiştir, ancak bunun herhangi bir dayanağı ve delili yoktur" dediklerini nakleder. Bk. Feyzu'l-Kadîr, 1/414-415

Rivayetteki ÇJOlİ) lafzı Ahmed b. Abdülmelİk'ten gelen nakilde Ç^-Ç^) şeklinde aynı manadaki farklı bir lafızla zikredildi İkisinin de manası 'sağ (uzvunuz) ile' şeklindedir.

(2)- HZ. PEYGAMBERİN ABDEST ALIŞ ŞEKLİ * Hz. Osman'dan Gelen Rivayetler

220/528-Humran b. Ebân'dan:596

Hz. Osman (Radtyaliaha anh) bir yerde otururken su istedi. Sağ eline dö­küp onu yıkadı. (Bir rivayette; üç kere ellerine döküp yıkadı.) Sonra sağ elini kaba daldırıp su aldı ve (aldığı su ile) ellerini üçer kere yıkadı, her defasında bu şekilde su alıp yüzünü üç kere yıkadı, ağzına, burnuna su aldı, burnunu temizledi. Kollarını dirseklerine kadar üç kere yıkadı. Sonra başını mesh etti. (Bir rivayette; ellerini kulaklarının dış yüzeyinde597 gezdirdi, sonra sakalını sıvazladı.) Üç kere ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar yıkadı ve dedi ki:  'Rasûlullah'm (Saiiaiiahu aleyhi ve selim) şöyle dediğini işittim:

"Kim benim şu aldığım abdest gibi abdest alır, sonra içinden farklı bir şey geçirmeksizin iki rekât namaz kılarsa geçmiş günahları affolur.

Sened: \y £. siki- ^î v1*^ i? ^"-^ -1*-" S*' ^ r^'^1 ^ J-u fi' Sahih: Müsned, 1/59, H.no: 418-419; 1/68, H.no: 489; Benzer rivayet için bk. 1/67-68, H.no: 488; 1/67, H.no: 487; 1/74, H.no: 553 (z.); Buharı, Vudû', 24, 28; Müslim, Taharet, 3-4; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 106; Nesfit, Taharet, 68-69, H.no: 84-85; Ibn Mâce, Taharet, 6, H.no: 285; Dârimi, Vudû', 27, H.no: 699; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/92, H.no: 149; Heysemî, sahih hadis ricâlîyle'nakledildiğini belirtir. Bk. Mecma', 1/228-229.

Ebû Eyyûb ei-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.209/517.hadis.

Ayrıca 250/558.hadiste tekrar edilecektir.

'97 Diğer rivayette; "...şehâdet parmaklarını kulaklarına soktu, baş parmaklarıyla kulaklarının dışını ve şehâdet parmaklarıyla kulaklarının İçini mesh etti..." Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51

271

Hz. Peygamberin Abdest Alış Şekli_________-—-—-------------------------

(Bir rivayette ise;...b\r gün önceki aynı vakitten bu vakte kadar işle­nen (yani bir günlük) günahları affolur, şeklinde geçer)r

,.598

221/529-(z.) Osman b. Affan'dan (Radıyallahü anhy} Rasûlullah'ı (Saliaiiaha aleyhi ve seiiem)  abdest alırken gördüm; yüzünü ve ellerini üçer kere yıkadı, başım mesh etti. Sonra ayaklarını güzelce yıkadı.

* Hz. Ali'den Gelen Rivayetler

Sened;

Hasen: Müsned, 1/66, H.no: 472 (Ata b. Rabah'ın Hz. Osman'dan rivayeti mürseldir. Ancak hadisin mütâbİ ve şâhİdleri bu hadisi kuvvetlendirmektedir. Ayrıca Haccâc b. Ertâd sika müdellistir. Bu rivayette tahdis siğasi kullanmamıştır); Benzer rivayet İçin bk. 1/72, H.no: 527 (İnkıtaı/sened kopukluğu sebebiyle zayıftır); 1/61, H.no: 436 (sahih); İbn Mâce, Taharet, 51, H.no: 435; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/62-63;

Âmir Hasan Sabrı zevâidden olan bu hadisin 1/72, H.no: 527 rivayetini zikrederek isnadının zayıf olduğunu, bunun sebebinin ise Atâ b. Ebû Rabah'ın Hz.Osman'a yetişme­mesini ve Haccâc b. Ertât'm birçok hata ve tedlis yaptığını dile getirir. Bk. Zevâidü Abdİlloh, H.no: 133ennâ hadisin isnadının ceyyid oiduğunu ifade eder ve şunları ekler: "Abdullah b. Ahmed b. Hanbel'in Miisned'e yaptığı ilâvelerden biri olan bu hadis, abdest âyetinin çizdiği sınırlan zikretmekle yetinir. Ayrıca bu rivayet, Şia'nın îmâmiye kolunun iddia ettiği gibi âyet­ten ayakların mesh edilmeyeceği, bilâkis yıkanacağı gibi bir hükmü açıklamış oluyor." Bk. Bülûğu'l-emânî, II/7.

.599

222/530-Abdühayr'dan:-

Hz. Ali (Radıyaiiahu anh) mescid avlusunda600 sabah namazını kılıp otur­du. Sonra hizmet eden kişiye; "Bana abdest suyu getir!" dedi. O kişi içinde su olan bir kap ve leğen601 getirdi.602

599

Sened:

Sahih: Müsned, 1/135, H.no: 1133; Hz. Ali'den abdeslle ilgili nakledilen diğer rivayetler İçin bk. 1/160, H.no: 1380 (z.) (Süfyân b. Vekf sebebiyle zayıf); T/158, H.no: 1359 (z.) (el-Alâ' b. Hilâl el-Bahilî sebebiyle çok zayıf. Amr b. Muhammed'in bu râviden mevzu rivayetler naklet­tiği ifâde edilmektedir. Ebû Hatim: "münkeru'l-hadîs, daîfii'l-hadîs" olan bu zâtın, Yezid b. Zürey'den naklettiği mevzu rivayetleri vardır" der); 1/157, H.no: 1353 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1351 (z.) (sahih); I/I23, H.no: 998 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1350 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1349 (z.) (sahih); 1/156, H.no: 1344 (z.) (sahih); 1/154, H.no: 1323 (sahih); T/153, H.no; 1315 (sahih); 1/148-149, H.no: 1270 (sahih); 1/144, H.no: 1222 (sahih); 1/141, H.no: 1198 (z.) (sahih); 1/141, H.no: 1197 (z.) (sahih); 1/139, H.no: 1178 (sahih); 1/139, H.no: 1173 (sahih); 1/139, H.no: 1174; 1/135, H.no: 1133 (sahih); 1/127, H.no: 1050 (sahih); 1/127, H.no: 1047 (z.) (sahih); 1/227, H.no: 1046 (z.) (sahih); 1/125, H.no: 1027 (z.) (sahih, 242/550.hadis); 1/122, H.no: 989 (sahih); 1/120, H.no: 971 (sahih); 1/116, H.no: 943 (sahih); 1/115-116, H.no: 936 (sahih, abdestten sonra suya bereket duası); 1/113, H.no: 910 (z.) (sahih); 1/110, H.no: 873 (sahih); Ebû Dâvûd, Taharet, 30, H.no: 111-113; Tirmizî, Taharet, 37, H.no: 48-49 (Tirmizî, hadisin "hasen-sahih" olduğunu söyler ve bu konuda hadis rivayet eden diğer sahabenin de adını zikreder: Hz.Osman, Abdullah b. Zeyd, İbn Abbas, Abdullah b. Amr, Rubeyyİ', Abdul­lah b. Üneys ve Hz.Âişe - Radtyallahn anhüm -); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92; Dârimî, Taharet, 31, H.no: 707-708;

Bu hadis 238/546.hadiste tekrar edilecektir. Rahabe (~<?*-Jı): Geniş alan, mescid avlusu (Fethu'l-Kadîr, XIII/155); Kûfe'de bir yer. (Bk.

İbn Hacer, Fethu 'Î-Bârî, X/81; Azîmâbâdî, Avıu'i 'l-Ma 'bûd, 1/332) manalarına gelmektedir. 601 Bennâ, age. n/7-8

600

60::

(Bir rivayette; Hz. Ali'nin yanındaydım, kendisine bir sandalye ve içi su bulunan bir de kap getirildi.)

j-|Z, Pm/aamber'in Abdest Alış Şekli

(Râvi) Abdühayr anlatıyor: 'Biz oturmuş, Hz. Ali'ye bakıyorduk, sağ eline kabı aldı, sol eline döktü ve avuçlarını yıkadı, sonra sağ eline kabı aldı, sol eline döktü ve avuçlarım yıkadı, bunu üç kere tekrarladı.'

Abdühayr dedi ki: 'Hz. Ali her seferinde elini kaba daldırıp, azalarını üç kere yıkıyordu; kaba sağ elini daldırıp sudan avuçladı ve ağzına, burnuna su aldı, burnunu temizledi, sol eliyle sümkürmüştü ve bunu üç kere tekrarla­dı. (Bir rivayette, aldığı bir avuç su ile üç kere ağzına, üç kere de burnuna su aldı.) Sonra sağ elini kaba daldırdı ve (aldığı su ile) yüzünü üç kere yıkadı, sağ kolunu dirseklere kadar üç kere ve sol kolunu dirseklere kadar üç kere yıkadı. Sağ elini kaba daldırdı, hattâ su biraz taştı ve aldığı su ile sol elini mesnetti ve iki eliyle beraber bir kere başını mesh etti. (Bir rivayette, başının ön tarafından başlayıp arka tarafına kadar mesh etti, (râvi dedi ki:) ellerini geri getirdi mi, getirmedi mi, tam olarak hatırlamıyorum.) Sonra sağ eliyle üç kere sağ ayağına su döktü ve sol eliyle yıkadı, sağ eliyle sol ayağına su döktü ve sol eliyle (aynı şekilde ayağını) üç kere yıkadı. Sonra sağ elini kaba daldırdı, bir avuç su aldı ve ondan içip (bir rivayette, kalan sudan içip) şöyle dedi:

'Bu, Rasûlullah'ın (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) (namaz öncesi) temizlik şek­lidir. Kim Rasûlullah'ın temizlik şeklini görmek isterse, işte bu onun temiz­liğidir."

..603

223/53I-(z.) Abdülmelik b. Sel"den:<

Abdühayr sabah namazında bize imam oldu sonra şöyle anlattı:

'Bir sabah namazını Hz. Ali'nin (Radıyallahü anh) arkasında (imamlığın­da) kılmıştım. Selâm verince kalktı, biz de kendisiyle beraber kalktık. Geniş bir alana kadar yürüdü, geldi ve oraya oturdu, sırtını bir bahçeye dayadı, son­ra başını kaldırdı ve (hizmet eden kişiye) dedi ki:

'Ey Kanber, bana bir su kabı ve leğen getir!'

Kanber bunları getirince, 'bana dokV dedi ve avuçlarını üç kere yıka­dı, (önceki hadisin benzerini ya da son kısmını zikretti)... sonra dedi ki:

'İşte bu, Rasûlullah 'in (Sailaiiahu aleyhi ve sellem) abdest alma şeklidir,''

§ Abdühayr'dan ikinci tarikle gelen rivayet:

Hz. Alî (Radıyallahü anh) bize RasÛluIlah'm İSatlallahü aleyhi ve sellem) abdest

alış şeklini öğretmişti:

Hizmet eden kişi onun ellerine su döktü, o da ellerini yıkadı... (ve Rasûlullah'm abdest alış şeklini anlattı.) Sonra elini kaba daldırdı ve dibine ulaştı, oradan bir avuç su aldı, diğer elini mesh etti ve iki eliyle başını mesh etti. Ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar üçer kere yıkadı, sonra eliyle az bir su avuçlayıp ondan içti ve dedi ki:

'işte Rasûlullah böyle abdest alırdı?

Sahih: Müsned, 1/123-124, H.no: 1008; İkinci rivayet: 1/110, H.no: 876; Ebû Dâvüd, Taharet, 30, H.no: 111-113; Tirmizî, Taharet, 37, H.no: 48-49 (Tirmizî, hadisin "hasen-sahih" olduğu­nu söyler ve bu konuda hadis rivayet eden diğer sahabenin de adını zikreder: Hz.Osman. Abdullah b. Zeyd, İbn Abbas, Abdullah b. Amr, Rubeyyi', Abdullah b, Üneys ve Hz.Âişe - Radıyallahü anhum -); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92; Dârimî, Taharet, 31, H.no: 707-708

Amir Hasan Sabri zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde zikretmez.

224/532-Abdullah b. Abbas'tan:604

Hz. Ali (Radıyallahü anh) evime geldi, abdest almak için su istedi. Biz ona bir müd ya da ona yakın su alan bir kap getirdik ve yanma bıraktık, o da tu­valete gidip bevletti. Sonra:

Hasen: Müsned, 1/82-83, H.no: 625; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/32; İbn Huzeyme, 1/79, H.no: 153; İbn Hıbbân, m/362, H.no: 1080; Ebû Ya 'la, 1/448, H.no; 600; Ebû Dâvüd, Taha­ret, 51, H.no: 117 (Münzirî: "Âlimler bu hadis hakkında ihtilâfa düştüler. Tirmizî hocası Buhârî'ye bu hadis hakkında soru yönelttiğinde "zayıftır" cevabı almıştır" der.) Beyhakî, es~ Sünenü'l-kübrâ, 1/53, H.no: 248; 1/74, H.no: 355 (Beyhakî de Tirmİzî'nin hocası Buhârî'ye bu hadisi sorduğunu, onun da: "Bu hadisin ne olduğunu bilmiyorum" şeklinde cevap verdiğini an­latarak şu yorumda bulunur: "Buhârî, Ata b. Yesâr'ın rivayetini daha sahih buldu" Bu rivayet:

ijJ-Jl (^ '^U-j J—t 4JI ^ Jjj İJ^İ ,4jJ *Jjj <-Urj J_s f ly U=ja   »J--J »J* «İl ,J-o   *âl J_)--J «J-^J ^J1 "^' ' t/^*1

Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/73, H.no: 353); Şemsülhak Azîmâbâdî de Ebû Davud'un şerhinde: "Her ne kadar râvileri sika olsa da Buhârî'nin vâkıf olduğu hadiste gizli bir illet bulunmaktadır. Buhârî de bu sebeple hadisi zayıf saymıştır. Bu gizli illet de Bezzâr'm zikrettiği mesele olabilir. (Yâni Bezzâr'ın hadisi verdikten sonra: "Bu hadisi (Meymûne validemizin üvey oğlu) Ubeydullah b. Esved el-Havlânî'den, onun da Muhammed b. Talha b. Yezid b. Rukâne'den başka rivayet edeni biz bilmiyoruz" demesidir.) İbn İshâk'tan kaynakla­nan tedlis zannı Bezzâr'ın rivayeti ile ortadan kalkar." Bk. Avnu'l-Ma'bûd, 1/138-139; Fakat buradaki rivayette de tahdis sığası görülmektedir. Çünkü sika-müdellis olan Muhammed b. İshâk tahdîs siğası ile rivayette bulunmuştur. Bennâ benzer görüşleri nakletmekle yetinir. Bk. Bulûğu'l-emânî, 11/10.

276                                                                              Hz. peygamber'in Abdest Alış Şekli

'Ey İbn Abbasi Sana Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve seBem} abdest alış şeklim göstereyim mi?' dedi, ben:

'Tabi, annem babam sana feda olsun, (anlat!)' dedim.

Kap yanına konuldu, ellerini yıkadı, ağzına-burnuna su aldı, sümkürüp (burnunu) temizledi. Tekrar iki eliyle su alıp yüzünü yıkadı, baş parmağım da kulağına gelen'kısımda gezdirdi ve bu şekilde üç kere yüzünü yıkadı. Sağ eliyle su alıp perçemine605 döktü ve bu su yüzüne kadar aktı. Sonra sağ kolu­nu dirseğe kadar üç kere yıkadı, diğer kolunu da bu şekilde yıkadı. Başını ve kulakların dış kısmını mesh etti, iki eliyle tekrar su alıp terlik içindeki sağ ayağına döktü, onu hareket ettirerek yıkadı, sonra diğer ayağını da bu şekil­de yıkadı.

İbn Abbas'a; 'Terlik içindeyken mi yıkadı?' diye sorunca:

'Terlik içindeyken yıkadı' dedi. Tekrar kendisine:

'Terlik içindeyken mi yıkadı?'diye sorunca:

'Terlik içindeyken yıkadı' dedi.'

Tekrar kendisine:

'Terlik içindeyken mi yıkadı?'diye sorunca:

'Terlik içindeyken yıkadı' dedi.'

605 v         ,

Yanı alnın ust kısmına

Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli                                                                             277

225/533-Ebû Matar'dan:606

Mü'minlerin emîri Hz. Ali (Rakıyailahaanh) ile mescidin avlu kapısında607 oturuyorduk. Bir kişi geldi ve:

'Bana Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) abdest alma şeklini göster!' dedi. Hz. Ali de Kanberi çağırdı ve ona:

'Bana su dolu bir kap getir!' dedi. Sonra ellerini ve yüzünü üçer kere yıkadı, ağzını üç kere yıkadı ve parmaklan ile de dişlerini sürttü608. Burnuna üç kere su çekti, kollarını üç kere yıkadı, bir kere başını mesh etti ve dedi ki:

'Kulakların iç tarafı yüzden ve dış tarafı da baştan sayılır.'

Sonra ayaklarını topuklara (aşık kemiklerine) kadar üç kere yıkadı, sakallan göğsüne uzanıyordu/gürdü. Abdestten sonra kalan sudan da bir yu­dum içti ve dedi ki:

1 Rasûlullah'ın abdest alma şeklini soran kişi nerede? Hz. Peygamber'in abdest şekli işte böyleydi.'609

NOT: Kâ'b (s-«&0 kelimesi, Türkçeye 'topuk' olarak geçmiştir. Ancak abdest âyetinde ve burada geçen hadislerdeki ilgili kelime (ûl-suji ol_JiJi) şeklinde tefsir

edilmektedir, yani ayağın iki kenarındaki şişkin kısımlar/kemikler anlamındadtr. Kiasik Türkçe sözlüklerde bu kısım; topuk ve aşık kemiği olarak terceme edilmiştir.

606 Sened: "&& t&i. j£î 'J, ilk^ £^~

Zayıf: Müsned,. 1/158, H.no: 1355; Senedindeki Muhtar b. Nâfî et-Temmâr el-Kûfî zayıftır. Buhârî eserinin birinde bu râviyi cerh etmezken (Bk.et-Târîhu'l-kebîr, IV/I/386), bir diğer eserinde "münkeru'l-hadİs" hükmünü verir (Bk.et-Târîhu's-sağîr, s.173). Heysemî de zayıf sayanlardan biridir. Bk.Mecma', V/118-119. Zehebî "zayıf saydılar" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 5332. Tirmizî bir, Ahmed b. Hanbel üç rivayetini nakleder. Tirmizî rivayetinden sonra: "Bas-ralı bir şeyhtir. Garib rivayetleri çoktur" der. Bk. Sünen, Menâkıb, H.no: 3714.

Bu hadis 174/482.hadiste zikredildi.

Parmakların misvak yerine kullanılıp kullanılamayacağına dâir bazı rivayetler:

a-Enes'ten (Radıyallahü anh) rivayet edilen hadis: (^u^ı iJij—Ji & isy&). (Bk. Makdİsî, Muhtara, VII/252, H.no: 2699; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/40-41, H.no: 176-177, 180 (zayıf); Deylemî, Firdevs, V/5.03, H.no: 8891). İbn Hacer hadisin isnadının tartışmalı olduğu­nu, fakat kendisinin herhangi bir beis görmediğini belirtir (Hasen).

b-Hz.Aişe'den (Radıyallahü anhâ) nakledilen rivayetin ise senedinde Müsennâ b. es-Sabbâh bulunmaktadır.

c-Amr b. Avf tan (Radıyallahü anh) gelen nakilde (dtj—- j& { ıa dij-Ji <Sj£ tSjĞ ^U=V') ise: Kesir b. Abdullah b. Amr b. Avf bulunmaktadır. (Bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsaî, VI/288, H.no: 6437). Suyûtî, bu hadisin zayıf olduğuna işaret eder. Bk.el-Câmîu's-sağîr, H.no: 3068; Heysemî ise Tirmizî'nin bu râvİnİn hadislerini hasen saydığını belirtir. Bk.Mecma', ü/100-101.

Müsned'deki Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) nakledilen bu hadis için ise İbn Hacer bu zayıf rivayetlerin içinde en iyisi olduğunu belirtir. Geniş bilgi için bk.Şevkânî, Neylü'î-evtâr, 1/119; Bennâ, age., 1/296. Ayrıca bk. 174/482.hadis.

Bennâ buradaki hadisin isnadının ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, TUH. 007 Rahabe'nİn tanımı için bk.222/530.hadisin dipnotu.

Lafız olarak, 'bir kaç parmağını ağzına sokarak ağzını üç kere yıkadı' şeklindedir. Ancak doğru anlaşılması için 'ağzını üç kere yıkadı ve parmaklan ile de dişlerini sürttü' şeklinde terceme edildi. 609 Aynı hadis için bk. Müsned Trc. no. 174/482

278      ____________________^____________Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli

Meallerde ve terceme kitaplarında da 'topuk1 olarak terceme edildiği için, bu çalış­mada kâ'b (v-&0; topuk (aşık kemiği) şeklinde açıklamalı terceme edildi.610

226/534- Nezzal b. Sebra'dan:6"

Hz. Ali'ye (Radıyaüahu anh) su dolu bir kap getirildi, kendisi mescidin av-lusundaydı. O, sudan bir avuç aldı, ağzına su çekti, burnuna su çekti, aynca yüzünü, kollarını dirseklerle beraber (yıkadı)612 ve başım mesh etti, sonra da ayakta olduğu halde kalan sudan içti ve şöyle dedi:

'İşte bu, abdesti bozulmayan kişinin (tekrar) abdest alma şeklidir. Rasûlullah 'in (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) böyle yaptığını gördüm.'

AÇIKLAMA

Bu rivayette, abdest alırken baş dışında bazı azalara da mesh yapıldığı gö­rülmektedir. Ancak Hz. Ali'nin abdest almayı bitirince; 'işte bu, abdesti bozulmayan kişinin abdest alma şeklidir,''diyerek açıklama yapması konuyu aydınlatmaktadır. Yani abdestli kişi tekrar abdest almak isterse, işte böyle hafif bir abdest alabilir. Sin-dî (v.1138/1725) Nesâi Haşiyesinde şöyle der: 'Bu rivayetten, abdesti olan kişilerin bazı azalarını mesh ederek abdest alabilecekleri anlaşılmaktadır. Bazı sahabîlerden

610  Bk. Karahisârî, Mustafa b. Şemseddin, Ahter-i Kebîr, 874; Şemseddin Sami, Kâmûs-ıı Türkî, 1170; Muallim Naci, Lügat-i Naci, 630

611  Sened: s^4-,v' liUiJı ■&■ j*- j^-& ^ S^ h* -1-™ ^~

Sahih: Müsned, 1/78, H.no: 583; Benzer rivayet için bk. 1/123, H.no: 1005;

^ t& Ö-" jjİN t*5 J$& J^ ili «İÂ *1JI ^>'j Lü öl l'^~-           S                                                ^

Bir başka benzer rivayet: 1/139, H.no: 1173;

Diğer benzer rivayetler için bk. 1/113, H.no: 910; 1/120, H.no: 970; 1/125, H.no: 1027; 1/127, H.no: 1050; 1/144, H.no: 1222; 1/153, H.no: 1315; 1/159, H.no: 1366; Buhâri, Eşribe, 16; Ebû Dâvûd, Eşribe, 13, H.no: 3717; Tirmizu Taharet, 37, H.no: 48; Nesâî, Taharet, 100, H.no: 130.

612 Tirmizî, Nesâi ve Ebû Davûd et-Tay âlisi'de bu rivayet: "Yüzünü ve kollarım yıkadı, başını ve ayaklarını mesh etti,' şeklinde geçmektedir."

Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli____________________279

gelen ayağa mesh etme ruhsatının sebebini de bu rivayet açıklamaktadır.' Ayrıca buradaki mesh; hafifçe yıkama ve su serpme anlamlarına da gelebilir. Ancak en gü­zeli Hz. Ali'nin yukarıdaki sözü ile konunun aydınlanmasıdır.6n

227/535-(z.) Rıb'î b. Hıraş'tan:614

Hz. Ali (Radıyaiiahü anh) mescid avlusunda konuşma yapmak için ayağa kalktı; önce Allah'a hamd edip sonra senada bulundu ve Allah'ın dilediği kadar konuştu. Ardından su dolu bir kap istedi; ağzına su aldı, (azalarını) mesh etti ve kalan sudan ayakta olduğu halde içip şöyle dedi:

'Bana sizden birinin ayakta su içmeyi kerih gördüğü haberi ulaştı. İşte bu abdesti bozulmayan kişinin abdest alma şeklidir. Rasûlullah'in (Satlallahu aleyhi ve setlem) böyle yaptığını gördüm.'

613 İbn Kudâme, Muğnî, 1/120-124; Sindî, Haşiye, 1/85

 JîİJJli tijj- ,jZsj ls"' j* J Jüi J^-& jl>'

i LL'Öi-

Sahih: Müsned, 1/102, H.no: 797; Benzer rivayetler için bk. 1/113, H.no: 910; 1/120, H.no: 970; 1/125, H.no: 1027; 1/127, H.no: 1050; 1/144, H.no: 1222; 1/153, H.no: 1315; 1/159, H.no:

1366; Buhâri, Eşribe, 16; Ebû Dâvûd, Eşribe, 13, H.no: 3717; Tirmizî, Taharet, 37, H.no: 48; Nesâî, Taharet, 78-79, 100, H.no: 95-96, 130; DârimU Vudû', 31, H.no: 707; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, IV/273; İbn Huzeyme, 1/11, H.no: 16; 1/101, H.no: 202; Bezzâr, DT/30, H.no: 780; Ebû Ubeyde b. Fudayl b. Iyâz'ı Zehebî "fîhi lîn", İbnü'l-Cevzî "zayıf, DârekuEnî "sika" ola­rak değerlendirir. İbn Hıbbân "Sikât"'mda zikrederek Sahih'inde, aynı şekilde Hâkim Sa-hih'inde bu râvînİn hadislerini naklederler.

Âmir Hasan  Sabri  zevâidden  olan bu hadisi Zevâidii Abdillah isimli  eserinde zikretmez. Aynca bir önceki (226/534) ve 242/550.hadise bk.

280                                                                   _________Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli

228/536-Abdühayr'dan:615

Hz. Âli (Radıyaliahü anh) bir keresinde su dolu bir kap istedi ve: 'Ayakta su içmenin kerih(kötü) olduğunu iddia eden kişiler neredeV dedi. Sonra Hz. Ali su kabım aldı ve ayaktayken içti. Sonra da hafif bir abdest aldı, terliklerine mesh etti ve şöyle dedi:

'İşte  bu,   abdestli  olanın,  abdestini  bozmadıkça  uygulayabileceği Rasûlullah 'a (SalUdlahü aleyhi ve settem) ait abdest alma şeklidir:

* Diğer Sahabîlerden Gelen Rivayetler

229/537-Abdurrahman b. Ebû Gurad'dan (Radıyaliahü anhy.1

6ı5Sened:

Sahih: Müsned, 1/120, H.no: 970; Buhâri, Eşribe, 16; Ebû Dâvûd, Eşribe, 13, H.no: 3717; Bezzâr, ni/30, H.no: 780; Ebû Ya'lâ, 1/262, H.no: 309; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/75; Ayrıca 344/652.hadise bk.

Evs b. Ebû Evs'ten (Radıyaliahü anh) de rivayet edüen hadis için bk. 347/655.hadis, Bu zat Evr b. Huzayfe'dir. Bir diğer rivayeti için bk. 239/547. hadîs.

Sened: cjU J> cj^i 'j. s'jiiij j^i 'j,_ ^j6J>\ ^'ji- jii i.^' 'J.: 'J^S j^ y\ j£h~ jıs ±^- ^ ^ÂJ £ji- jl£ ı*j>.

Sahih: Müsned, IV/237, H.no: 17993; Benzer rivayet için bk. m/443, H.no: 15598 (105/413.hadis); III/443, H.no: 15598; IV/224, H.no: 17894; Heysemî, ricalinin sika oldukla­rını belirtir. Bk. Mecma', 1/230. Benzer bir rivayet 105/413.hadiste geçti. (Bk. Müsned, m/443, H.no: 15597; Benzer rivayet için bk. İÜ/443, H.no: 15598; IV/224, H.no: 17894; IV/237, H.no: 17993 (229/537.hadise bk); Nesâî, Taharet, 16, H.no: 16; îbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 334; Heysemî, ricalinin sika olduklarım belirtir. Bk. Mecma \ 1/230.

Hadisin şâhidleri:

a-Muğîre b. Şu'be (Radtyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 1; Tirmizî, Taharet, 16, H.no: 20 (Tirmizî, bu konuda Abdurrahman b. Ebî Kurâd, Ebû Katâde, Câbir, Yahya b. Ubeyd babasından, Ebû Mûsâ, İbn Abbas ve Bilâl b. Hâris'ten (Radıyaliahü anhüm) de rivayet­lerin bulunduğunu, hadisin ise "hasen-sahih" olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 16, H.no: 17; İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 331:

Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli            ___________^_______________                 281

Rasûlullah'la (Sailaiiaha aleyhi ve sellem) beraber hac için yolculuğa çıkmış­tım. Yolculukta Rasûlullah hacetinden sonra tuvaletten çıktı, ben kendisini bir su kabı ile takip ettim. Rasûlullah haceti olduğunda çok uzaklaşırdı. Ben de Rasûlullah dönünceye kadar yoluna oturdum, bekledim ve gelince:

tEy Allah'ın Rasûlü! Abdest (alacak mısın?)' dedim. Rasûlullah ya­nıma geldi. Kabı alıp eline su döktü, yıkadı, sonra avucunu kaba daldırıp su aldı ve diğer eline su döktü... Sonra başına mesh etti, tekrar su alıp başına mesh etti. Sonra da su alıp ayaklarının üstüne döktü ve eliyle ayaklarını sı­vazladı ve gelip bize öğle namazını kıldırdı.

Dârimi, Vudû', 4, H.no: 666; Dârimî'nin metni şöyledir: -UJi î^UJı J\ LSi ii) jX-j 4* «Uı Jk*.-»M Jj^-j CjLS"j iJJlA j^S ^ jj Dârimî'nin bir diğer rivayet (Vudû', 4, H.no: 667) metni şöyledir: Lj'm\ ^»: ji> y\ Ju i jîıj ~j'jj ıi[ 'çL.j <&. jjı ^jL- _j5ı üis*

b-Enes (Radıyaliahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 332 (Bûsirî, zayıf olduğunu ifade etti):

c-Ya'lâ b. Mürre (Radıyaliahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 333;

d-Câbir (Radıyaliahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 2;

Ü-f ICJ U ^ jîÎJı )Qı Sijf lîı öıf jXj <£t Jİl Jt*. ^JJl î)( ili x* j' j.U- ^ ftn Mâce, Taharet, 22, H.no: 335; Dârimi, Mukaddime, 4, H.no: 17; ıs'j ılî Lİ5 ^- jQı y$ U ^T,j 4i -İli J^ *ûı j^,j ölSj ji. ^ |Û^j <t «M J^= <Ûı J_^j ^ ıi> JÛ ^li >

e-Bilâl b. Haris el-Müzenî (Radıyaliahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 336 (Bûsirî, Kesir b. Abdullah sebebiyle isnadının zayıf olduğunu ifade etti.):

230/538-Abdullah b. Muhamraed b. Akîl b. Ebû Talib'den:6'7

Beni Ali b. Hüseyin, Muavviz b. Afrâ'nm kızı Rubeyyi'a anhüm) gönderdi. Ona Rasûlullah'ın abdest alma şeklini sordum. Hacmi bir müd ya da bir ve çeyrek müd kadar olan su kabı getirdi.618

Rubeyyi' şöyle dedi:

'Bu kapla Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve seitem) su getirirdim ve kendisi öncelikle ellerine üç kere su dökerdi. (Bir rivayette; ellerini bir kaba daldır­madan önce yıkardı.) Sonra yüzünü üç kere yıkar, ağzına üç kere alır, burnu­na üç kere su çeker, sağ kolunu üç kere, sol kolunu üç kere yıkar ve başına mesh ederdi. Başını da bir ya da iki kere öne doğru ve arkaya doğru mesh eder, sonra da üç kere ayaklarım yıkardı.

(Senden önce) bana amca oğlun İbn Abbas geldi ve bunu naklettim, bana: "Allah'ın Kitab'ında (farz olarak) İki yıkama ve İki mesh emri dışında bir hüküm bulamıyorum" dedi.

§(Başka tarikten gelen benzer rivayet:)

Abdullah b. Muhammed b. Akîl b. Ebû Talib'den:

Muavviz b. Afra'nm kızı Rubeyyi' anlattı:

'Rasûlullah (Sallaiiahu aleyhi ve seüem) çokça bize gelirdi. Bir keresinde yi­ne geldi ve kendisine abdest kabı getirdik, abdest aldı; ellerini üç kere yıka­dı, ağzına ve burnuna birer kere su çekti, yüzünü ve kollarım üçer kere yıka­dı, elinde kalan su ile başını iki kere mesh etti. Mesh etmeye başının arka­sından başladı ve elini alnına kadar geri getirdi. Sonra ayaklarını üçer kere yıkadı, kulaklarının ön ve arkasını da mesh etti.'

Sened: v-11^ ^ & J^ j- £*■* ö* ■djl ^ &"'■** Jü *£* cf Hasen: Müsned, VI/358, H.no: 26894; İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; Benzer rivayetler için bk. VI/359, H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Tayâlisî, s.226, H.no: 1624; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/28, H.no: 211; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126, 128-131; Tirmizî, Taharet, 25-26, H.no: 33 (hasen) - 34 (hasen-sahih); Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; İbn Mâce, Taharet, 39, 46, H.no: 390,418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696; Taberânî, el-Mu'cemU'l-kebfr, XXTV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, W169, H.no: 6100; Bu hadis 249/557.hadiste tekrar edilecektir. Aynca 243/551,271/579 ve 272/580. hadislere bk. 618 Metinde bulunan râvinin şekki/şüphesi ile ilgili cümle; (Râvilerden Süfyan dedi ki: Sanki o (Ali b. Muhammed) Rubeyyi'a değil de Haşİmî'ye gitti.)

231/539-RasûlulIah'ın sahabisi Abdullah b. Zeyd b. Âsim'dan (Radtytdia-

hüanh)]619

Kendisine, 'Rasûlullah 'in (SnUallahû aleyhi ve seiiem) abdesti gibi bir abdest al, (bize göster,)' denilince su kabı istedi. Ellerine üç kere su döktü, onları yıkadı, sonra elini kaba daldırıp su aldı ve bu su ile ağzına, burnuna su çekti,

Sened: \i%- jıi xi')\ y uij J, jıi UjCJÜ\ ijıii

Sahih: Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV/38, H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV739, H.no: 16395, 16393* (Bu rivayet 260/568.hadiste tekrar edilecektir); IV/40, H.no: 16408, 16406; IV/42, H.no: 16425; Buhârî, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92 (Hz.AIi'den); İbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.AIi'den), Taharet, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/299, H.no: 556;

Bu hadisin bir bölümü 279/587.hadiste tekrar edilecektir. Ayrıca 264/572, 265/573 ve 270/578. hadislere bk.

284__________________________________________Hz, Peygamber'in Abdest Alış Şekli

bunu üç kere tekrar etti. Yine su alıp yüzünü yıkadı, su alıp kollarını dirsek­lerine kadar ikişer kere yıkadı, tekrar su alıp başını mesh etti; bu meshi, elini başın ön tarafına ve arka tarafına götürerek yaptı. Ayaklarını topuklarına Ca­cık kemiklerine) kadar yıkadı ve şöyle dedi:

'Rasûlullah'm abdest alma şekli işte böyleydi.'

§ İmam Mâlik'in hocalarından biri olan Amr b. Yahya b. Umara el-Ensârî babası kanalı ile naklettiği rivayet:

Dedesi, Umara el-Ensârî Allah Rasûlü'nün ashabından biri olan Ab­dullah b. Zeyd b. Âsim'a:

'Rasûlullah'in (Sallailahü aleyhi ve selîem) nasıl abdest aldığını gösterir mi­sin?' deyince Abdullah, 'Evet^dedi ve abdest suyu istedi, sonra elini iki kere yıkadı, ağzına ve burnuna üç kere su çekti, yüzünü üç kere yıkadı, sonra iki kere dirseklerine kadar kollarını yıkadı, ellerine su döküp başını mesh etti; mesh sırasında ellerini öne ve arkaya görürdü; yani başının ön tarafından başladı ve arka tarafına ensesine kadar götürdü, ardından ellerini başladığı yere (başın ön tarafına) geri getirdi. Sonra da ayaklarını yıkadı.620

Metindeki muhtelif rivayetlerin tercemesi:

Diğer rivayette de Abdullah b.Zçyd dedi ki; "Rasûlullah abdest aldı..." Süfyan,  Amr b. Yahya'dan nakleder ki ondan üç hadis almıştı: "Ellerini iki kere ve yüzünü üç kere yıkadı, sonra da başını iki kere mesh etti."

Babam (Ahmed b. Hanbel) dedi ki: " Süfyan'dan üç kere 'Ayağını iki kere yıkadı' şeklindeki rivayeti dinledim, bir keresinde şöyle dedi 'Başını bir kere mesh etti,' ve iki kere de şöyle dedi: 'Başını iki kere mesh etti'."

Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli__________________________________________285

232/540-Yezid b. Berâ b. Âzib'den, ki kendisi Uman emiriydi ve e-mirlerin en hayırlı 1 anndandi.621

Babam (Berâ) (KââtyaOahü anh) dedi ki: 'Etrafıma toplanın da Rasûlullah'm (SaiiailaM aleyhi ve sellem) nasıl abdest aldığını ve nasıl namaz kıldığım size gös­tereyim, sizinle beraber ne kadar daha yaşayacağımı bilemiyorum' Oğulla­rını ve ailesini topladı, abdest suyu istedi ve ağzına, burnuna su çekti, yüzü­nü üç kere yıkadı, sağ kolunu ve sol kolunu622 üçer kere yıkadı, sonra başım mesh etti, kulaklarının da dışını ve içini mesh etti. Ardından şu (sağ) ayanını ve bu (sol) ayağını üçer kere yıkadı, sonra da,

'Rasûlullah 'in nasıl abdest aldığını gösterdim, hiçbir şey eksiltme­dim,' dedi.

Tekrar evine girdi, ne olduğunu bilemediğimiz bir namaz kıldı, sonra çıktı, namaz kılınacağım belirtti ve kamet getirildi, bize öğle namazını kıl­dırdı. Namazda Yasin sûresinden bazı âyetleri okuduğunu duyduğumu zan­nediyorum. Sonra bize ikindi namazını kıldırdı, ardından akşam namazını kıldırdı ve yatsı namazını da kıldırınca şöyle dedi:

'Rasûlullah'in nasıl abdest aldığım ve nasıl namaz kıldığını 'göster­dim, hiçbir şeyi eksiltmedim'

1 Sened: ^jii J tQı J \$ 'i£fJ*.& J^ &•

Sahih: Müsned, IV/288, H.no: 18446; Rûyânî, 1/234, H.no: 333; Heysemî, râvilerinin sika olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/230; H/116 Lafız manası: "bu kolunu (yani sol kolunu)"

233/541-Muğîre b. Şu'be'ye (Radıyaliahü anhy.™

'' 'Acaba bu ümmetten Hz. Ebû Bekir dışında birisi Rasûlullah'a (Sattâiiuhü aleyhi ve sellem) imamlık yâpti mı/namaz kıldırdı mı?' diye sorulunca dedi ki:

'''^Evet; biz filan (Bir rivayette, Tebûk savaşı için) yolculuğa çıkmıştık, Rasûlullah seher vaktinde bineğinin boynuna vurup oturttu ve ayrıldı, ben de kendisini takip ettim. Ancak uzun024 bir müddet uzaklaştı, gözden kayboldu ve geri geldi. Benîm beklediğimi görünce:

^'Senin de ihtiyacın var mı?" diye sordu. Ben de: 'Benim bir İhtiyâcım yok' dedim. .    "Peki yanında su var mı?"

'Evet, dedim ve kendisine abdest suyu döktüm; (önce) ellerini yıkadı, sonra yüzünü yıkadı ve kollarını sıvamaya çalıştı, üzerinde Şam bölgesi ya­pımı bir cübbe vardı ve biraz daralmıştı. Ellerini geri çekti ve cübbenin al­tından dışarı çıkardı. Sonra yüzünü ve kollarını yıkadı, perçemine (başının ön tarafına) mesh etti, ayrıca sangına ve mestlerine de mesh etti. Ardından insanların geldiği yere ulaştık ki (sabah) namazına durulmuş, onlara Abdurrahman b. Avf namaz kıldırıyordu ve bir rekâtını tamamlamıştı. Rasû-

Sened:

Sahih: Müsned, IV/427-428, H.no: 18082; (Tebük'te olduğunu ifade eden rivayet: IV/248, H.no: 18090;.IV/247, H.no:  18078; IV/249, H.no:  18092; IV/251, H.no:  18109-18112; IV/248,   H.no:   18088-18089;)   Diğer  Benzer  rivayet   rivayetler:   IV/255,   H.no:   18151 (278/586.hadiste tekrar edilecektir); IV/255, H.no:  18151-18152,  18158; TV/254, H.no: 18146; IV/247, H.no: 18075; IV/245, H.no: 18059; IV/254, H.no: 18142; IV/250, H.no: 18106; IV/249-250, H.no: 18099; IV/247, H.no: 18077; IV/244, H.no: 18052; Baharı, Vudû', 35, 48, 49; Salât, 7, 25; Müslim, Jahâret, 75-81; Tirmizî, Taharet, 72-75, H.no; 97-100; İbn Huzeyme, H/I35, H.no: 140; Konu bütünlüğü açısından 54/362.hadise bk. Ayrıca 332-333/640-641 ve 278/586.hadislere bk. 624 Bk. MüsnedlV/250, H.no.18099

Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli_______________________________________    287

lullah'm geldiğini haber vermek için yanına gidecektim, Peygamberimiz mani oldu ve yetiştiğimiz rekattan itibaren ona uyduk, kaçırdığımızı da ken­dimiz kaza ettik.'

§(Diğer rivayette;) Abdurrahman selâm verince Rasûlullah namazını tamamlamak için ayağa kalktı. Oradaki Müslümanlar da namazı bitirince Allah'ı bol bol teşbih ettiler. Rasûlullah da namazı bitirince onlara yöneldi ve şöyle dedi:

"İnsanları, namazı vaktinde kılmaya özendirmekle çok güzel yaptınız ve isabet ettiniz."625

625 Bu rivayet için bk. Müsned, IV/245, H.no: 18059; ve IV/251, H.no: 18109-18112.

(3)- ABDEST ALIRKEN NİYET VE BESMELENİN HÜKMÜ

İbadetlerde niyet yanında Allah'ı zikir ûe. başlamak da önemlidir; bunlar namazda tek­bir, hacda telbiye, abdest ve kurban kesiminde besmele ile tezahür eder. Ancak ibadetlerde niyet mutlak şart olduğu halde besmele ile başlamanın vücûbiyetİ tartışılmıştır.

234/542-Hz. Ömer'den (Radıyaiiam anhy.626 Rasûlullah'ın (SaUallahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Ameller niyete göre değer kazanır. Her kişiye niyetinin karşılığı ve­rilir. Kim Allah ve Rasûlü'ne hicret niyeti taşırsa hicreti sonuçta Allah ve Rasûlü içindir. Ancak kim de dünyalık bir şeye ulaşmak ya da   bir kadınla evlenmek niyetiyle hicret ederse hicreti hicret ettiği şeyler için olur."

NOT: Cumhura göre abdest veya gusülde niyet farzdır. Çünkü bunlar birer ibadettir. İmam Ebû Hanîfe'ye göre farz değil, sünnettir. Zira abdest ya da gusül müstakil birer ibadet olmayıp ibadetin parçalandır.627

235/543-Ebû Hüreyre'den (Radıyaıiahü anh):62S

Sahih: Müsned, 1/25, H.no: 168; Benzer rivayet için bk. 1/43, H.no: 300; Buhâri, Bed'ü'l-vahy, I; îmân, 41; Itk, 6; Menâkıbü'l-ensâr, 45; Nikâh, 5; Eymân, 23; Hıyel.l; Müslim, İma­ret, 155; Ebû Dâvûd, Talâk, 11, H.no: 2201; Tirmiij, Fezâilü'l-cihâd, 16, H.no: 1647; Nesât, Taharet, 60, H.no: 75; İbn Mâce, Zühd, 26, H.no: 4227

27 îmam Şâfıî,  Ümm, 1/25; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-mücîehid, 1/6; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1732; İbn Kudâme, Muğnî, 1/91; Desûkî, Haşiye, 1/93 628 Sened:

289

RaSÛİUİlah (SaUallahu aleyhi ve sellcm) dedi kî:

"Abdesti olmayanın namazı geçersizdir. Başında besmele çekmeye­nin (Allah'ın ismini anmayanın)  abdesti yoktur/eksiktir."

236/544-Ebû Said el-Hudrî'den (Radıyaitahu mhy.629

Hasen: Müsned, ü/418, H.no: 9382; Ebû Dâvûd, Taharet, 48, H.no: 101; İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 399; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/26-27; Ebû Ya'lâ, XI/293, H.no: 6409; Dârekumî, Sünen, 1/79, H.no: 1; Hâkitn, 1/245-246, H.no: 518-519 (Hâkim isnadının sahih olduğunu söyler. Buna sebep olarak da senedinde yer alan Ya'kub b. (Dînâr) Ebû Seleme el-Mâcişûn ile Müslim'in delil getirdiğini gösterir. Zehebî İse bu râvinin Yakub b. Seleme eS-Leysî ve isnadının da leyyin olduğunu belirtir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/41,43, H.no: 183,195;

İbn Hacer hadisin zayıf isnadla nakledildiğini söyler. Tirmizî'de Said b. Zeyd ve Ebû Saîd'den benzerinin nakledildiğini belirterek Ahmed b. Hanbel'İn "Bu konuda sabit olan bir hadis yok" dediğini nakleder. Bk.Bülûğu'l-merâm, H.no: 46. San'ânî de Buhâri'nin Yakub b. Seleme el-Leysî hakkında şu sözünü nakleder: "Ne kendisinin babasından ne de babasının Ebû Hüreyre'den semai yoktur." Beyhakî ve Dârekutnî her ne kadar başka tariklerden naklet-seler de bu rivayetlerin her biri zayıftır. Taberânî'nin Ebû Hüreyre hadisi (az önce metnini verdiğimiz hadisi) zayıftır. TSk.Sübülü's-selâm, I/l 10.

Yakub b. Seleme el-Leysî sebebiyle hadisin isnadı zayıftır, ancak hadis şâhidleri ile

kuvvet kazanır:

a-Ebû Saîd'den {Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 397

(Ayrıca bir sonraki hadisin tahricine bk.236/544);

b-Saîd b. Zeyd'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 398

(Aynca 237/545.hadİsin tahricine bkz);

c-Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.  İbn Mâce, Taharet, 41,

H.no: 400;

Heysemî, Taberânî'nin (Bk. el-Mu'cemü's-sağîr, 1/131, H.no:  196) Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şu rivayeti naklettiğini ve isnadının hasen olduğunu söyler:

Bk. Heysemî, Mecma', 1/220; Deylemî,.Firdevs, V/349, H.no: 8396. Aynca bk.236/544 ve 237/545.hadisler.

Hasen: Müsned, 111/41, H.no: 11309; Benzer rivayet için bk. İÜ/41, H.no: 11310; Dârimi, Vudû', 25, H.no: 697; İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 397;

Rubeyh b. Abdurrahman b. Ebû Saîd el-Hudrî sebebiyle hadis zayıftır, ancak hadis şâhidleri ile kuvvet kazanır ve hasen olur: 235/543, ve 237/545.hadis.

Rubeyh b. Abdurrahman b. Ebû Saîd el-Hudrî'nin Ebû Dâvûd ve Dârimi'de birer, İbn Mâce'de iki, Ahmed b. Hanbel'İn Müsned'inde altı rivayeti vardır. Zehebî, Ebû Zür'a'nın: "şeyhtir", îbn Adiy'in de "Bir beis olmamasını dilerim" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 1523; İbn Hacer de makbul olduğunu söyler. Bk.Takrîb, Trc. no: 1881.

Kesir b. Zeyd el-Leysî de aynca tenkide tâbi tutulanlardan biridir. Zehebî, Ebû Zür'a'mn: "saduktur, ama zayıflığı vardır" dediğini nakleder. Hk.Kâ$if, Trc. no: 4631; Tirmizî dört, Ebû Dâvûd beş, Dârimi bir, İbn Mâce altı, Ahmed b. HanbeS Müsned'inde 24 rivayetini nakleder. Tirmizî Kesifin hadislerine hasen hükmü verir. Buhârî'den de onun "mukâribü'l-

290________________________________Abdest Alırken Niyet ve Besmelenin Hükmü

RasÛlllllah (Sallattahü aleyhi yâ settüm) dedi ki:

"Başında besmele çekmeyenenin (Allah'ın ismini anmayanın) abdesti yoktur/eksiktir."

237/545-Rabah b. Abdurrahman b. Huveytıb ninesinden, o da babası

Saİd b. Zeyd'den (Radıyallahüanh):630

hadis" olduğunu nakleder. Bk. Tinnizî, Siyer, H.no: 1579; Birr, H.no: 2019; Deavât, H.no: 3393; Bir yerde de "hasen-sahih" hükmü verir. Bk. Tinnizî, Menâkib, H.no: 3916.

Sened: ^3-J' J1^' ^ 'J* *&?*■ oî' o* '/-^ y- u^~ ^-^ '**£*■ 1$ ^w ^ &*■

Sahih: Müsned,VU382, H.no: 27023; Benzer rivayet için bk. VI/382, H.no: 27024-27025; V/381, H.no: 232129; IV/70, H.no: 16604-16605; Tirmizî, Taharet, 20, H.no: 25-26 (Tirmizî, bu konuda Hz.Aişe, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre, Sehl b. Sa'd ve Enes'ten -Radıyallahü anhüm-rivâyetlerin bulunduğunu belirttikten sonra şunları söyler: "Ahmed b. Hanbel bu hususta se­nedi ceyyid bir rivayet bilmediğini beyan ediyor. Buhârî de bu hususta en iyi rivayetin Rabah'm nakli olduğunu ifâde eder. Ahmed Muhammed Şâkir de isnadı için "ceyyid-hasen" tabirini kullanır. San'ânî, Hz.Ali, Ebû Sebre ve Ümmü Sebre'den de nakillerin bulunduğunu ilâve eder ve her birinde tenkidlerin bulunduğunu ifâde ederek rivayetlerin birbirini destekle­yerek kuvvetlendirdiğini söyler. Bk.Sübülü's-selâm, 1/111); İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 398; İbn EbîŞeybe, 1/12, 14, H.no: 15. 28; Makdisî, Muhtara, III/3O3, H.no: 1104; Şâfî, 1/257-258, H.no: 228; Dârekutnî, Sönen, 1/72-73, H.no: 5-10; Ebû Yala, 1/212, H.no: 255; Rûyânî, II/22S, H.no: 1098; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/43, H.no: 193-194; İbn Hacer, Bezzâr, Dârekutnî, Ukaylî ve Hâkim'e de nisbet eder. Bk.Telhîs, 1/27;

Heysemî, senedinde Ebû Sifâl'İn bulunduğunu Buhârî bu zatın hadisi hakkında bir ta­kım görüşlerin varlığını ifâde eder, diğer râvîlerin ise sika olduklarını söyler. Bk.Mecma', 1/228. Eserinin bir başka yerinde Ebû Sifâl el-Mürrî'nin zayıf olduğunu beyân etti. 'Bk.Mecma', X/39. Ebû Sifâl el-Mürrî (Sümâme b. Vâil b. Husayn): İbn Hacer "makbul" ol­duğunu belirtir. Bk.Takr1b, Trc. no: 856. Zehebî ise Buhârî'nin "fîhi nazar" dediğini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 719. Buhârî'nİn bu sözü râvinİn adaleti ile değil, zaptıyla ilgilidir.

Rabah b. Abdurrahman el-Âmirî el-Huvaytıbî hakkında Zehebî herhangi bir şey söy­lememiş, İbn Hacer makbul olduğunu belirtmiştir. Bk. Kâşif, Trc. no: 1516; Takrib, Trc. no: 1874. İbn Hacer bir diğer eserinde ise meçhul olduğunu söyler. Bk.Telhîs, 1/74. İbn Hıbbân Sikât'ta kendisine yer verir (VI/307).

Bu senedi ile hasen olan hadis, şâhîd ve mütâbileri ile kuvvet kazanarak sahih Ii gayrini seviyesine yükselir.

a-Esmâ bt. Saîd b. Zeyd b. Amr'dan (Radıyallahü atıhâ) şahidi için Bk. Hâkim, IV/66-67, H.no: 6899 (Hâkim, hadis hakkında herhangi bir hüküm vermemiş, Zehebî ise Telhîs'inde sükût etmiştir); Heysemî, Mecma', 1/228. Müsned'de bu hanım, Rabah b. Abdurrahman'm ninesi olarak zikredilmektedir. Bk. Müsned, VI/382, H.no: 27024. Dolayısıyla ninenin isminin

Abdest Alırken Niyet ve Besmelenin Hükmü                                    _______   ______291

Rasûlullah'm (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Abdesti olmayanın namazı geçersizdir- Başında besmele çekmeye­nin (Allah'ın ismini anmayanın) abdesti yoktur/eksiktir.

Bana inanmayan Allaha inanmamıştır. Ensarı sevmeyen de bana i-nanmamıştır."63i

NOT: Cumhura göre, abdestte besmele müstehabdır. Rivâyetlerdeki lafızlar abdesti tam olmaz şeklinde anlaşılmaktadır. Çünkü abdestin tarifi ile ilgili bir çok rivayette besmele geçmemektedir.

İmam Ahmed b. Hanbel de cumhur gibi düşünmekte, ancak kendisinden ge­len diğer rivayete göre besmele vaciptir.632

Esma olduğunu öğreniyoruz. İbn Hıbbân Sikâfmda Saîd b. Zeyd'in kızı başlığı altında zikre­der ve ismini bilmiyoruz, der. Bk. Sikât, V/594. Zehebî ise bu hanıma Esma bt. Saîd b. Zeyd başlığı altında yer vererek babasından nakillerde bulunduğunu, kendisinden de torunu Rabah'm naklettiğini belirtir. Bk.Kâşif< Trc. no: 6945. İbn Hacer de Esma bt. Saîd b. Zeyd başlığı altında yer vererek Tirmizî ve İbn Mâce'nİn eserlerinde müphem olarak bu hanıma yer verdiklerini, Beyhakî'nin ise ismini Esma olarak açıkladığını, hatta sahabeden olduğunu söy­leyenlerin bile varlığını ifade etti. Bk.Takrîb, Trc. no: 8527. Sahabeden oluşu kesin olmamak­la birlikte, İbn Hacer İsâbe'sinde bu hanıma yer verir. Bk.İsâbe, VIÜ/6-7. Buna göre Es-mâ'nın sahabeden oluşu doğru ise bu rivayet merfû, değilse, mevkuftur.

b-Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den (Radıyallahü anh) şahidi İçin bk. İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 400 (Bûsırî, Abdu'l-Müheymin'in zayıflığında ittifak bulunduğundan dolayı hadisin senedinin zayıf olduğunu belirtmiştir. Bk. Misbâhu'z-zücâce, 1/59-60); Ancak Sindî, Abdülmüheymin'in tek kalmadığı, kendisini kardeşinin oğlunun desteklediğini ifâde eder.); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/121, H.no: 5699;

c-Ebû Sebre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Heysemî, Mecma', 1/228;

d-îsâ b. Sebre babası ve dedesi kanalıyla: Heysemî, Mecma', 1/228,

Hadisin ilk bölümünün şâhidleri için bk.

a-Ebû Hüreyre - Radıyallahü anh -: Müsned, 11/418, H.no: 9382; Ebû Dâvûd, Taharet, 48, H.no: 101; İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 399; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/26-27; Hâ­kim, 1/245-246, H.no: 518-519; Ebû Ya'lâ, XI/293, H.no: 6409; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, I/4I, 43, H.no: 183, 195; Dârekutnî, Sünen, 1/79, H.no: 1

b-Ebû Saîd el-Hudrî - Radıyallahü anh -: îbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 397 ( Bûsırî, hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.); Hâkim, 1/246, H.no: 520 (Hâkim İsnadı ile verdiği Ahmed b. Hanbel'e yöneltilen: "Besmelesiz olarak abdest alan kimsenin durumu ne olur?" sorusuna, "Bu konuda rivayet edilen nakillerin en iyisi Kesir b. Zeyd'İn hadisidir" cevabını verdi­ğini nakleder. Zehebî ise Kesir b. Zeyd el-Eslemî el-Medenî'nin Ebû Zür'a'ya göre: "saduktur, ama zayıflığı vardır", NesâTye göre: "zayıftır", Yahya b. Main'den nakledilen bir rivayete göre: "kendi­sinde bir beis yoktur", diğer rivayete göre: "sikadır, Îbnü'l-Medînî'ye göre: "sâlihtir, pek kuvvetli değildir", İbn Adiy ise Kesir'İn hadisinde bir beis görmez. (Aynca bk. Mîzân, m/405); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/43, H.no: 192; îbn EbîŞeybe, 1/12 H.no: 14;

c-Sehl b. Sa'd es-Sâidî - Radıyallahü anh -; îbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 400; Hâkim, 1/402, H.no: 992 (Hâkim bu rivayeti şâhid olarak verir ve Buhârî ve Müslim'in şartı-na/râvisine Abdülmüheymİn sebebiyle uygun olmadığını söyler. Zehebî de bu zatın vâhî/zayıf olduğunu belirtir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/379 H.no: 3781;

d-Ebu'd-Derdâ'dan - Radıyallahü anh -: Lâlkâî, İ'tikâdü ehli's-sünne, IV/828, H.no: 1536; Heysemî, ricalinin sika olduğunu söyler. Bk. Mecma', 1/228.

Bu hadis daha önce geçti. Bk. 74/1 lö.hadis: IV/70, H.no: 16604; Rabah'm ninesi Es­ma bt. Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl'dir (Radıyallahü anhiim),

631  Bk. Müsned Trc.no. 747116

632 Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/20; Nevevî, Mecmu', 1/346; İbn Kudâme, age., 1/84-85

(4)- ABDEST ALIRKEN MAZMAZADAN ÖNCE ELLERİ YIKAMAK

238/546-Abdühayr:(

Sencd: £■ i^ ıDji- *Xı&

Sahih: Müsned, 1/135, H.no: 1133; Hz. Ali'den abdestle İlgili nakledilen diğer rivayetler için bk. 1/160, H.no: 1380 (z.) (Süfyân b. Vekî' sebebiyle zayıf); 1/158, H.no: 1359 (z.) (el-Alâ* b. Hilâl el-Bâhilî sebebiyle çok zayıf. Amr b. Muhammed'in bu râviden mevzu rivayetler naklet­tiği İfâde edilmektedir. Ebû Hatim: "Münkeru'l-hadîs, daîfü'l-hadîs" olan bu zâtın, Yezid b. Zürey'den naklettiği mevzu rivayetleri vardır" der); 1/157, H.no: 1353 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1351 (z.) (sahih); 1/123, H.no: 998 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1350 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1349 (z.) (sahih); 1/156, H.no: 1344 (z.) (sahih); 1/154, H.no: 1323 (sahih); 1/153, H.no: 1315 (sahih); 1/148-149, H.no: 1270 (sahih); 1/144, H.no: 1222 (sahih); 1/141, H.no: 1198 (z.) (sahih); 1/141, H.no: 1197 (z.) (sahih); 1/139, H.no: 1178 (sahih); 1/139, H.no: 1173 (sahih); 1/139, H.no: 1174; 1/135, H.no: 3133 (sahih); 1/127, H.no: 1050 (sahih); 1/127, H.no: 1047 (z.) (sahih); 1/227, H.no: 1046 (z.) (sahih); 1/125, H.no: 1027 (z.) (sahih, 242/550.hadis); 1/122, H.no: 989 (sahih); 1/120, H.no: 971 (sahih); 1/116, H.no: 943 (sahih); 1/115-116, H.no: 936 (sahih, abdestten sonra suya bereket duası); 1/113, H.no: 910 (z.) (sahih); 1/110, H.no: 873 (sahih); Ebû Dâvûd, Taharet, 30, H.no: 111-113; Tirmizî, Taharet, 37, H.no: 48-49 (Tirmizî, hadîsin "hasen-sahih" olduğunu söyler ve bu konuda hadis rivayet eden diğer sahabenin de adını zikreder: Hz.Osman, Abdullah b. Zeyd, İbn Abbas, Abdullah b. Amr, Rubeyyi', Abdul­lah b. Üneys ve Hz.Âişe -Radıyallahü anhüm-); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92; Dârimî, Vudû', 31, H.no: 707-708;

Buradaki hadis, 222/53O.hadisin tekrarıdır.

Abdest Alırken Mazmazadan Önce Elleri Yıkamak                   _________                         293

(Bir keresinde Hz. Ali'nin (Radıyailaha anh) abdest alışını anlatıyordu ve dedi ki;)634

'...Sonra Hz. Ali, kabı sağ eline aldı ve sol eline döktü, avuçlarını yı­kadı. Tekrar kabı sağ eline aldı ve sol eline döktü, avuçlarını yıkadı, bunu üç kere tekrarladı.'

Abdühayrdedi ki:

'Her seferinde elini üç kere yıkamadan bir kaba daldirmazdı' (ve ha­disin kalanını zikretti,) sonra Hz. Ali'nin şu sözünü nakletti:

'işte bu, Rasûlullah'ın (Saliaüahu aleyhi ve sellem) abdest alış şeklidir, kim Rasûlullah 'in abdest alış şeklini görmek isterse işte O 'nun abdest şekli.'

239/547-İbn Ebî Evs dedesi Evs b. Huzeyfe'den (RadıyaiiaM anhy,635

Rasûlullah'ı (SaUaliahü aleyhi ve seiiem) abdest alırken gördüm; avuçlarını üç kere yıkadı. (Başka yoldan gelen rivayetteki ziyade;) ellerini üç kere yı­kadı. (Râvi;) Şu'be'ye dedim ki:

'Ellerini kabın içine daldırdı mı yoksa dışarda mı yıkadı?'

'Bilmiyorum,' dedi.

134 Hadisin terceme edilmeyen baş tarafı şöyledir:

 y

<—11; j£ ^-jiir 'J^j J^- 'Xj- jlİ ^uLij tli -J t% fliîil olitî jj^ ^1 oÜİ JÜ p ~£^)\ ^ '^ıJİ\ J^= lÜi; Ji- y-ii

Bu bölümün tercemesi için bk. 222/530.hadis. ^ J^i p ıj'J^\ ^ Ji- °tiH: tu;u'ı *^ i^fî

Sened: jJL- jJ jUiüı ji- v^ Lüiî- >w» '^ •uîJ i3Â>-

Sahih: Müsned, IV/9, H.no: 16115; Diğer rivayet: İV/9, H.no: 16116; Benzer rivayet için bk. IV/10, H.no: 16124; Tayâlisî, s.151, H.no: 1111; lbnü'1-Ca'd, Müsned, s.256, H.no: 1700; Dârimî, Vudû', 26, H.no: 698; Nesâî, Taharet, 67, H.no: 83; es-Sünenü'1-kübrâ, 1/81, H.no: 87; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/221, H.no: 602; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/46; Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/22.

Evs b. (Ebî Evs) Huzeyfe'nin benzer bir rivayeti için bk. 347/655. hadis.

,.636

240/548-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anhy.1

RaSÛlullah (SattaltahU aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

"Biriniz gece uykudan uyandığında elini üç kere yıkamadan bir kaba daldırmasın. Zira o kişi, gece elinin nerede dolaştığını/gecelediğini637 bilemez."

§Ebû Hüreyre' den (Radıyaiiahu anh) başka yolla gelen rivayette Rasûlullah: "...bir ya da  iki kere yıkamadan bir kaba daldırmasın!" dedi.

636 Sened: -JU* J '&> jSÜS\ \Z%- î^

Sahih: Müsned, 11/253, H.no: 7432; Diğer rivayet: 11/253, H.no: 7433; Benzer rivayet için bk. 11/259, H.no: 7508; 11/265, H.no: 7590; ü/271, H.no: 7660; ü/284, H.no: 7802; 11/316, H.no: 8167 (Hemmâm, H.no: 69); 11/348, H.no: 8570; 11/382, H.no: 8944; ü/395, H.no: 9113; ü/403, H.no: 9210; ü/455, H.no: 9830; 11/465, H.no: 9954; H/471, H.no: 10047; ü/500, H.no: 10445; 11/507, H.no: 10537;

Mâlik, Taharet, 21; Şafiî, Müsned, 8,10-11, 14; Buhâri, Vudû', 26; Müslim, Taharet, 87; Ebû Dâvûd, Taharet, 49, H.no: 103-105; Tirmizî, Taharet, 19, H.no: 24 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu ve bu konuda İbn Ömer, Câbir ve Âişe'den (Radıyaiiahu anhüm) de nakillerin bulunduğunu ifâde eder); Nesâî, Taharet, 116, H.no: 161; İbn Mâce, Taharet, 40, H.no: 393; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/94, H.no: 1047-1048rVÜ/297, H.no: 36238-36239; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/22; İbnü'l-Cârûd, H.no: 9; İbn Huzeyme, 1/52, H.no: 99-100;

a-İbn Ömer'den (Radıyaiiahu anhümâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 40, H.no: 394; İbn Huzeyme, 1/75, H.no: 146;

b-Câbîr'den (Radıyaiiahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 40, H.no: 395;

c-Hz.Âli'den (Radıyaiiahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 40, H.no: 396 " 637 Lafız olarak mânâsı; 'elinin nerede gecelediğini bilemez, şeklindedir.

(5)- ABDEST ALIRKEN AĞZA VE BURNA SU VERMEK, SONRA SÜMKÜRMEK

241/549-Ebû Gatafan'dan:638

İbn Abbas'm (Radıyaiiahu anhümâ) yanına girdim, abdest alıyordu; ağzına, burnuna su çekti ve dedi ki:

RaSÛlullah (Sallallahü aleyhive sellem):

"(Abdestte) genize ulaşacak şekilde/iyice639 iki ya da üç kere sümkü-rün!" dedi.

§(Bir rivayette;) "İki kere ya da üç kere..." dedi.

Sahih: Müsned, 1/352, H.no: 3296; İkinci rivayet: 1/228, H.no; 2011; Benzer rivayet için bk. 1/315, H.no: 2889; Ebû Dâvûd, Taharet, 56, H.no: 141; İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 408; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/33, H.no: 277; İbnü'l-Cârûd, H.no: 77; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/83, H.no: 97; Hâkim, 1/249, H.no: 526 (Hâkim bu hadisi şâhid olarak verir. Zehebî de Lakît b. Sebira rivayetinin şahidi olduğunu tekid eder); Deylemî, Firdevs, 1/84, H.no: 266; Bennâ Hâkim'in rivayet ettiği hadisi Zehebî'nin onayladığını, Ebû Davud'un rivayetinde kendisinin ve Münzirî'nİn sükût ettiğini (ki sükûtları hadisin sıhhatine delildir), İbnü'l-Kattân'ın ise ha­disi sahih saydığını ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, ü/23. 639 Bk. Müsned trc. No 247/555

296               ______________                              Abdest Alırken Ağza ve Burna Su Vermek

242/550-(z.) Abdühayrdan:640

Sabah namazını kıldık, Hz. Ali'nin (Radıyaiidhamh) yanma geldik ve o-turduk. Bir abdest suyu istedi, kendisine su dolu bir kap ve leğen getirildi. Su kabını sağ eline döktü ve ellerini üç kere yıkadı, ağzına ve burnuna üç kere avuç avuç su çekti, üç kere de sümkürdü. (Bir rivayette; bir avuç su ile ağzı­na ve burnunu üç kere su çekti.) Sonra yüzünü ve kollarını üçer kere yıkadı, elini tekrar kaba daldırdı, iki avucunun tamamıyla başını bir kere mesh etti, ardından ayaklarını üç kere yıkadı ve dedi ki:

'İşte bu, Peygamberimizin (Sallallahn aleyhi ve seüem) abdest alış şeklidir, bunu (böyle) bilinV

243/551-Muavviz'inkızı Rubeyyi' (Radıyaltahüanh),641 Hz. Peygamber'in (SaiMiahü aleyhi ve sellem) abdest alış şeklini anlattı ve dedi ki:

640 Sened: j^Üi- ^ jiıU v* il^i \fç' ^ıfj^Ji yü 'J> Jl^ ı2j^ *üı -ûi £Âi-(j)

Sahih: Miisned, I/İ25, H.no: 1027;

Mazmaza ve istinşakın üçer kez olduğunu ifade eden rivayetler: 1/127, H.no: 1050; 1/113, H.no: 910;

Mazmaza ve istinşakın bir avuçtan yapıldığını gösteren rivayetler: IV/42, H.no: 16424 (Abdullah b. Zeyd b. Âsim'dan nakledilen bu rivayet için bk.231/539.hadis);

Müslim, Taharet, 18; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, H.no: 55; Tinnizî, Taharet, 22, H.no: 28 (Tinnizî, Abdullah b. Zeyd'den nakledilen bu hadisin akabinde hadisin "hasen-garib" okluğunu İbn Abbas'tan da bir rivayetin bulunduğunu belirtir); İbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 404 (403.hadis İbn Abbas'tan şahididir. 405.hadis ise Abdullah b. Yezîd el-Ensârî'den şahididir); Hâkim, J/291, H.no: 646 (Hâkim, Abdullah b. Zeyd'den nakledilen hadis için Buhâri ve Müslim'in şartına uygun olarak sahih olduğunu söyler); Makdisî, Muhtara, 11/284, H.no: 664;

Aynca bk.227/535.hadis: Miisned, 1/102, H.no: 797; Ebû Ubeyde b. Fudayl b. Iyâz'i Zehebî "fîhi lîn", İbniTİ-Cevzî '"zayıf. Dârekutni "sika" oiarak değerlendirir. İbn Hıbbân "Sikât'"ında zikrederek Sahih'inde. aynı şekilde Hâkim Sahih'inde bu râvînin hadislerini naklederler.)

Amir Hasan Sabri zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde zikretmez.

Aynca 222/530 ve 266/574.hadislere bk.

Sened;

Sahih: Miisned, VI/358, H.no: 26855; Aynca 230/538 (Miisned, VI/358, H.no: 26894; İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; benzer rivayetler için bk. VI/359, H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Tayâlisî, s.226, H.no: 1624; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, H.no: 59; 1/23, H.no: 153; 1/28, H.no: 211; Dârimi, Taharet, 24, H.no: 696; Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, VI/169, H.no: 6100);

Bu rivayet 249/557.hadiste tekrar edilecektir. Aynca 249/557. 271/579 ve 272/580. I . fişlere bk.

Abdest Alırken Ağza ve Burna Su Vermek              '                                                ______297

'...(Rasûlullah) ağzına ve burnuna birer kere su çekti...'642

244/552-Ebû Hüreyre'den Hz. Peygamber (SaiMiahu aleyhi ve sellem) burnuna su çektiğinde genzine suyu ulaştırırdı.

,.644

245/553-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anhy.1

Rasûlullah (Saüallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Biriniz abdest alırken, burnuna su çeksin, sonra da sümkürsün!"

246/554-Ebû Hüreyre'den

Rasûlullah (Sattaiiahü aleyhi ve seiiem) dedi ki:

642

Sened: 4^ Ji fili ^ "^ ıT^Î â'jZ 'J, ai\ İU- ı3ji jüj '■£

 Bu hadisin tam metni İçin bk. Müsned Trc. no. 230/538

Sahih: Müsned, ü/289, H.no: 7875; Benzer rivayet için bk. 11/316, H.no: 8179 (Hemmâm, H.no: 81); (*—,_,**. j_j^~Ji) Buhâri, Vudû', 28; Müslim, Taharet, 21; Bennâ hadisin isnadının

ceyyid olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'1-emânî, 11/24. 4 Sened: r->tîı Jc- aüjjı J \İ%. ûii. iİji

Sahih: Müsned, 11/242, H.no: 7298; Benzer rivayet için bk.II/278, H.no: 7732; Mâlik, Taha­ret, 34; Buhâri, Vudû', 25; Müslim, Taharet, 20-24; Nesâî, Taharet, 70, H.no: 86; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/84, H.no: 98; İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 409; Dârimi, Vudû', 32, H.no: 709; Ebû Nuaym, Müsîahrec, r/301, H.no: 561; Ebû Ya'lâ, 30/129, H.no: 6255 Sened: M-Çs, ^ tuî. J j^ '£■ '^Q J jiki ^i »ı^'ı ^ı c%. î^î 'J\ ı&i ^J- ıâi

Sahih: Müsned, n/352, H.no: 8607; Buhâri, Bed'ü'1-halk, 11; Müslim, Taharet, 23; Nesâî, Taharet, 73, H.no: 90; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.

2qo                                                                         Abdest Alırken Ağza ve Burna Su Vermek

"Biriniz abdest alırken mutlaka sümkürsün! Zira şeytan, kişinin gen­zinde geceler."

247/555-Miintefık oğullarının elçisi Lakît b. Sabira (Radıyaiiaha anh):(

646 Sened: y >i> J -Mo^ ,    _ ,.....

Sahih: Müsned, IV/3:3,~H.no: 16336; EM Dâvûd, Taharet, 56, H.no: 142; Savm, 28, H.no: 3366; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 38 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu, aynca İbn Abbas, Müstevrid b. Şeddâd el-Fihri ve Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (RadıyaUahü anhüm) de nak­ledildiğini söyler); Savm, 69, H.no: 788 (Hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 71, 92, H.no: 87, 114; İbn Mâce, Taharet, 44, 54, H.no: 407, 448; Hâkim, 1/247-248, H.no: 522 (Hâkim ve Zehebî sahih olduğunu söylemişlerdir); 1/248-249, H.no: 524-525; Lakît b. Sabira Müntefik oğulları­nın elçisi olarak Allah Rasûlii'ne (Sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve namaz hakkında bilgi isteyerek bu hadisi sorduğu sorunun cevabında işitrniştir:

Jj   »L-j jJc il L5La il Jj~j OLİkı «J t_-^Ljjj j» k£l\j- ^1 *;! : jid.1 ^, Jjlj Oli'j <ri' cf ~*j!*° Ji J*?^

Ol "i! jSLJ C.JJ.-.--.I Ü]j ç

 : Jü S î"*uJı û* ıij^i İl Jj-j li: ciî

Benü'l-Müntefık'in elçisi oian Lakît b. Sabira bir arkadaşı ile Aliah Rasûlü'nü ile görüşme talebi için Hz.Âişe'ye geldiler ancak O'nu (evde) bulamadılar. Hz.Âişe (bu misafirleri) hurma ve asîd/bulamaç aşı ile doyurdu. Fazla kalmadılar ki Allah Rasûlü ayağını kaldırmış ve (kapıdan İçeri) eğilmiş olarak çıkageldi ve "sizi biri doyurdu mu?" diye sordu. Lakît: "Evet, ey Allah'ın Rasûlü! cevabını verdi ve Rasûlullah'a: "Bize namazdan bahset? dedi. O da cevaben: "İyice abdest al, parmaklarının arasını oğuştur. Oruçlu olmadığın müddetçe burna suyu bolca çek!" buyurdu. Bk. Hâkim, 1/248, H.no: 523.

tbn Mâce Tirmİzî'nin değindiği şâhİdlere yer verir:

Müstevrid b. Şeddâd'dan (Radtyalfahü anlı) şahidi için bk. fbn Mâce, Taharet, 54, H.no: 446;

İbn Abbas'tan (RadıyaUahü anhümâ) şâhid için bk. İbn Mâce, Taharet, 54, H.no: 447); Dârimi, Vudû', 34, H.no: 711; Beyhakî, es-Sünenii'l-kübrâ, 1/51, 76; (24]/549.hadis).

Buradaki rivayet uzun bir hadisin bir bölümüdür. Aslında konu ile alâkalı bölümü yansıtan rivayetler de bulunmaktadır. Ahmed el-Bennâ bunları tercih edebilirdi. Bu rivayetler:

"Burnuna su çektiğinde iyice çek. Fakat, oruçlu isen fazla çekme!" Bk. Müsned, IV/33, H.no; 16332.

'—İU 4İİI lJl^, ^3l Je Jjl 'jî. İ'^s J, Jjj) ^3 j^oli ^t pili ^>' jjS~ qı JjilH-l ^e Olli-- j* ^7*^*"^' -^ 'ijJ*1

"Abdest   aldığın   zaman   oruçlu   olmadığın   sürece  burnuna  suyu   fazlaca   çek!" ÜkMüsned, IV/33, H.no: 16335. Aynca 258/566.hadise bk. Siyer bölümünde 708/10117-hadis uzun şekli ile ve Nikâh bölümünde 262/6301.hadis

ilgili kısmı ile zikredilecektir. Hadisin tam metni;

Abdest Alırken Ağza ve Burna Su Vermek__________                                      299

...'Ey Allah'ın Rasûlü bana abdesti göster,' deyince Peygamberimi;

(Sallallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle buyurdu:

"Abdest aldığında güzelce al, parmaklarının arasını oğuştur, oruçluy­ken hariç burnuna iyice su çek (genzin de temizlensin)!"

Mazmaza (ağza su vermek) ve istinşâk (burna su çekmek):

İmam Ebû Hanîfe'ye göre, abdestte sünnet, gusülde farzdır, (zira gusülle iJgi-

âyette; 'iyice temizlenin!' buyurulmaktadir, bu da vücûdun rahatlıkla su giren

jtün yerlerini kapsar; ağız ve burun bunlardandır.)

İmam Mâlik ve Şafiî'ye göre iki durumda da sünnettir, (zira Rasûlullah bun-

rı yapmıştır.)

İmam Ahmed b. Hanbel'e göre ise her iki durumda da farzdır, (zira Rasûlullah ınları sürekli yapmıştır.)647

* Abdestte Tertip; Yüz ve Kolların Yıkanmasından Sonra Ağız ve Burna Su Çekmek

248/556-Mikdâm b. Ma'dîkerib'den

 ~ lİ jl' p'j ^l^J lİ: JÜÎ Ûi. jif Jİ îıi d £&ü : Jıi ,^iî Jlîf ^İİj ji : Jiî =İkL

ı ^ ^'jA »İli j_^.j u':jtiî ;ıi ~i îıi^l C4i ^ty jÎj lîıî ıyt- jjjf öi!_/ lî «u ^î ü ıl^

 ! ıiı :

647 İmam Şafiî, Ümm, 1/21; Merğmânî, Hidâye, 1/13; İbn Rüşd, Bidâyetü'î-müctehid, 1/7; Nevevî, Mecmu', 1/363; îbn Kudâme, Muğ?»*, 1/102-103.

Sened: Js^KJi L>J~ ^jü ^ fû*J) L.U1. jıî f^^ss^iı ;^14^ ^' ^Ü-^ii ip- £^- jıi j^j=- ^*" ^u 'j^' -^ ^*" Sahih: Müsned, IV/I32, H.no: 17122; E&ö Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 121 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir), 122-123; Kulakların içi ve dışının meshedileceğini ifâde eden hadisler için bk. Tirmizî, Taharet, 28, H.no: 36 (Tirmizî, İbn Abbas'tan nakledilen bu hadisin "hasen-sahih" oluğunu ve Rubeyyi'den de rivayetin bulunduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 59, H.no: 74 (Ümmü Umara bt. Ka'b'dan); İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 442 (İbn Mâce Tirmİzî'nin değindiği şahide yer verir: Rubeyyi'den şâhid için bk. îbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 440-441; İbn Abbas'tan da şâhid gösterir. Bk. İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 439); Dârimi, Vudû', 36, H.no: 714 (Hz.Osman'dan); Bennâ hadisin İsnadının sâlih olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, U/26.

 Abdest Alırken Ağza ve Burna Su Vermek

Rasûlullah'a (Saiialiahü aleyhi ve seiiem) abdest suyu getirildi ve abdest aldı; önce ellerini üç kere yıkadı, sonra yüzünü ve kollarını üçer kere yıkadı, ağ­zına ve burnuna üçer kere su aldı, başını ve kulaklarını -içiyle, dışıyla-mesh etti, ardından da ayaklarını üç kere yıkadı.

.,.649

249/557-Muavviz'in kızı Rubeyyî'den (Jtadtyattahu mhâ);' Ben burada Hz. Peygamber'e (Saiiaiiahn aleyhi ve settem) abdest suyu geti­rirdim; ellerine üç kere su döker, (bir rivayette; bir kaba ellerini daldırmadan önce yıkar,) üç kere yüzünü yıkar, ağzına ve burnuna üç kere su çeker, sonra sağ kolunu üç kere ve sol kolunu da üç kere yıkardı, (dedi ve hadisin deva­mını zikretti).

Ayrıca 268/576.hadiste tekrar edilecektir.

Sened: >£ oî ^)\ j\ £*L 'J, ^ ^-') Jıi v1^ J Hasen: Müsned, VI/358, H.no: 26894; İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; benzer rivayetler için bk. VI/359, H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Tayâlist, s.226, H.no: 1624; İbn Ebî Şeybe, Musannef, T/28, H.no: 211; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126, 128-131; Tirmizî, Taharet, 25-26. H.no: 33 (hasen) - 34 (hasen-sahih); Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; İbn Mâce, Taharet, 39, 46, H.no: 390, 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696; Taberânî, el-Mu'cemU'l-kebîr, XXIV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, VI/169, H.no: 6100;

Bu rivayet 230/538.hadiste zikredildi. Ayrıca 243/551, 271/579 ve 272/580.hadislere bk.

250/558-Humran b. Eban"dan:6511

Hz. Osman (Radiyaiiaha anh) bir yerde otururken su istedi. Sağ eline dö­küp onu yıkadı. (Bir rivayette; üç kere ellerine döküp yıkadı.) Sonra sağ elini kaba daldırıp su aldı ve (aldığı su ile) ellerini üçer kere yıkadı, her defasında bu şekilde su alıp yüzünü üç kere yıkadı, ağzına, burnuna su aldı. burnunu temizledi. Kollarını dirseklerine kadar üç kere yıkadı. Sonra başını mesh et-ti.(Bir rivayette: ellerini kulaklarının dış yüzeyinde6* gezdirdi, sonra sakalı­nı sıvazladı.) Üç kere ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar yıkadı ve dedi ki:  'Rasûluliah'm (Sattaitahû aleyhi w srfiemışöyle dediğim işittim

"Kim, benim şu aldığım abdest gibi abdest alır, sonra içinden farkiı bir şey geçirmeksizin iki rekât namaz kılarsa geçmiş günahları affolur.

NOT: Bazı müctehidler, (Mikdâm rivayeti ve daha sonraki İki rivayetten do­layı) abdest alırken tertibe riâyet farz değil, sünnettir derler. Bu kişiler sahabeden İbn Mes'ûd, tâbiûndan Mekhûl ve İmamlardan Ebû Hanife ve Mâlik gibi zatlardır. Ancak İmam Şafii ve Alımed tertibin farz olduğunu belirttiler/

652

Sened: '^.y. & t^ 'J*

Sahih: Müsned, 1/59, H.no: 418-419; 1/68, H.no: 489; Benzer rivayet için bk. 1/67-68, H.no: 488; 1/67, H.no: 487; 1/74, H.no: 553 (z.); Buhârî, Vudû', 24, 28; Müslim, Taharet, 3-4; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 106; Nesâî, Taharet, 68-69, H.no: 84-85; İbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 285; Dârimi, Vudû', 27, H.no: 699; Heysemî, sahih hadis ricâliyle nakledildiğini belir­tir. Bk. Mecma ',1/228-229. Ayrıca bu rivayet 220/528.hadiste zikredilmişti.

651  Diğer rivayette; "...şehâdet parmaklarını kulaklarına soktu, baş parmaklarıyla kulaklarının dışını ve şehâdet parmaklarıyla kulaklarının içini mesh etti..." Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51

652  İmam Şafiî, Ümm, 1/25-26; Sehnûn, Müdevvene, 1/14-15; Kâsânî, BedâV, 1/21-22; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-mücîehid, 1/12

ffiV ABDESTTE YÜZÜ YIKAMAK, SAKALIN ARASINA SUYUN GEÇMESİ VE GÖZ PINARINI MESH ETMEK

Yüzün sının, boylamasına saç bitiminden çene altma kadar ve enlemesine iki kulak yumuşağ. arasındaki kısımdır. Çünkü insanın bir tarafa yönelmesi, bu kısımla-nn o tarafa dönmesi ile olur.

251/559-Hz. Âişe annemizden (y Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest alırken sakalını hilâllerdi (ya­ni, arasına suyun girmesini sağlardı).

653 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/16; İbn Kudâme, Muğnı, 1/97; İbnü'I-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1/15 65"1 Sened: J^jSJı £f $ «5ı ■& J siit ^ J-y Ji%~ jıî ^>âı v*j ^ # 's* ı££* "& y^ c* %'j ^ Salıih: Müsned, VI/234, H.no: 25846; Benzer rivayet için bk. VI/234, H.no: 25847; İshâk b. Râhûye, Müsned, IH/757, H.no: 1371; Hâkim, 1/249-250, H.no: 531 (Hâkim, sakalı hilâlleme ile ilgili olarak Şakîk b. Seleme'den nakledilen Hz. Osman'ın abdestini naklettikten sonra: "Sakalın hilâ'lenmesi hususunda Ammar b. Yâsîr (H.no: 528), Enes b. Mâlik (H.no: 529-530) ve Hz. Âişe'den (H.no: 531) sahih şâhidler vardır" der ve Hz.Aişe'nİn bu hadîsini şâhid ola­rak verir); Heysemî, senedindeki râvİlerin sika olduklannı belirtir. Bk. Mecma', 1/235; Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir ve diğer şâhidlerini gösterir. Bu şâhidlerden biri de Bilâl Ha­beşî'dir. Hâkim'in Müstedrek'inde nakledildiğine işaret eder. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 6624; Münâvî, Suyûtî'nin bu kadar şâhid getirmesini, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Zür'a'nin "Sakalın hİlâlienmesi konusunda sahih hadis yoktur" demelerine bağlar. Bir sonraki hadisin şerhinde de onların bu görüşlerinden kastolunanın "Bu konuda nakledilen hadislerin her bîri tek başlarına "sahih li zâtini" seviyesinde değildir" anlamında olduğunu açıklar. Bk.Feyzu'l-Kadîr,VI\Af.

Hadisin şâhidleri İçin bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 57, H.no: 145 (Enes'ten); Tirmizî, Ta­haret, 23, H.no; 29-30 (Ammâr'dan (Radıyallahü anlı) nakledilen hadisin netni:

l—'/j : Jö î ilŞJ JJİji : ( i) cJÎi : Jli jl) : li Jj> «iJJ Jl*i &J j-\Ş 'J. jlls cjj : Jli JıL J> üLJ- ji-

iİİJ JÜu   llij *3* *^ lj'-D -"JJI Jj—J   lİJİj Âli j çjr^l

Hassan b. Bilâl: "Amnıâr b. Yâsİr'i abdest alırken gördüm, sakalını hilâlledİ. Kendisine "Sakalını mı hilâlliyorsun?" denildi/dedim. Bunun üzerine "Buna engel ne ki? Ben Allah Rasûlü'nü sakalını hilâllerken gördüm" dedi. Tinnİzî bu rivayetin Hz.Osman, Âişe, Ümmü Seleme, Enes, İbn Ebî Evfâ ve Ebû Eyyûb'dan (Radıyallahü anhiim) da nakledildiğini belirtir.), 31 (Osman b. Affân'dan) (Tirmizî bu hadisin "hasen-sahih" olduğunu belirttikten sonra, hocası Buhâri'nin şu sözünü nakleder: "Bu .konuda en sahih rivayet Hz.Osman'm naklettiği hadistir."); İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 429 (Ammâr'dan), 430 (Osman b. Affân'dan), 431 (Enes'ten), 432 (İbn Ömer'den), 433 (Ebû Eyyûb'dan); Dârimi, Vudû', 33, H.no: 710 (Osman b. Affân'dan nakledilmiştir.)

Bu hususta daha fazla şâhid için bir sonraki 252/560.hadise bk.

252/560-Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):

655 Sened: ı'jj- J)

Sahih: Müsned, V/417, H.no: 23431; İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 433 (Bûsırî, senedindeki Ebû Sevre ve Vâsıl sebebiyle zayıf saydı. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/64); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/178, H.no: 4068; Heysemî, Vâsıl b. es-Sâib ve Ebû Sevre zayıf oldukla­nnı İfâde eder. Bk.Mecma', 11/271; 1/230 (burada ise sadece Vâsü'm zayıf olduğunu söyler.)

Bu râvilerle ilgili 259/567.hadisin tahricîne bk.

Hadis sakalın hilâllenmesi İle ilgili şu şâhidlerle kuvvet kazanarak sahih li gayrihi seviyesine yükselir:

a-Hz.Osman'dan (Radıyallahü anh): Müsned, 1/68, H.no: 489, Abdürrezzâk, 1/41, H.no: 125; Tirmizî, Taharet, 23, H.no: 31; Dârimi, Vudû', 33, H.no: 710; İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 430; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/20, H.no: 113; Abd b. Humeyd, Müsned, s.50, H.no: 62; İbnü'l-Cârûd, H.no: 72; İbn Huzeyme, 1/78, 86, H.no: 151-152, 167; İbn Htbbân, III/362, H.no: 1081; Dârekutnî, 1/86; 1/91; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VI/226, H.no: 6253; Hâkim, 1/249, H.no: 527 (Hâkim, isnadının sahih olduğunu söylemiş ve Ammar, Enes ve Hz.Aişe hadislerini de sahih şâhid olarak İlâve etmiştir. Zehebî ise Yahya b. Maİn'in zayıf saydığını be­lirtir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/54; 1/63; es-Sünenü's-suğrâ, s.84, H.no: 95; Makdİsî, Muh­tara, 1/469-471, H.no: 343-346; Heysemî, Mecma', 1/229 (râvilerinin sika olduğunu belirtir);

b-Ammâr b. Yâsir'den (Radıyallahü anh): Tirmizî, Taharet, 23, H.no: 29-30; İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 429; Tayâîisî, s.89, H.no: 645; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/19-20, H.no: 98; Humeydî, 1/81, H.no: 146; Hâkim, 1/250, H.no: 528 (Sahih bir şâhid olarak verir); Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 111/37, H.no: 2395; Ebû Ya'lâ, IH/180, H.no: 1604;

c-Enes b. Mâlik'ten (Radıyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 57, H.no: 145; İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 431 (Bûsırî, senedindeki Yahya b. Kesîr sebebiyle zayıf saydı. BkMisbâhu'z-zücâce, 1/63); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/20, H.no: 101 (mevkuf), 106, 114 (d^J- jl*i cuUjî fy Ju* jjj^r jut) "Bana Cebrail geldi ve: "Abdest aldığın zaman sakalını hilâlle!" dedi." lafzı ile nakledildi. Ebû Ya'lâ, VI/204, H.no: 3487; VII/259, H.no: 4269; Dârekutnî, 1/106; Hâkim, 1/250, H.no: 529-530 (Sahih bir şâhid olarak verir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/54; Makdisî, Muhtara, V/241, H.no: 1866; VI/106-107, H.no: 2096; VH/260-261, H.no: 2708-2710; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 1/143, 166, H.no: 452, 520; IH/221, H.no: 2976; IV/371, H.no: 4465; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Evsafında nakledildiğini ve râvilerinin sika olduğunu belirtir. BkMecma', 1/235;

d-Âişe'den (Radıyallahü anhâ): 251/559.hadisin tahricİne bk.

e-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhümâ): Abdürrezzâk, 1/259, H.no: 991-992 (gusulde hilâlleme); İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 432 (Bûsırî, senedindeki Abdulvâhİd'in hakkında ihtilâf bulunduğunu belirtir. BkMisbâhu'z-zücâce, 1/63); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/20, H.no: 100, 102 (mevkuf); Dârekutnî, 1/106, 152; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/55; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/94, H.no: 1363; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Evsafında nakledildi­ğini fakat senedinde mechûl olan Ahmed b. Muhammed b. Ebî Bezze'nİn bulunduğunu söy­ler. Bk.Mecma', 1/235-236;

304___________________________________________         Abdestte Yüzü Yıkamak

Rasûlullah (SaUaiiahu aleyhi ve seiiem) gece iki ya da üç kere dişlerini mis­vaklar, gece namaza kalktığında konuşmaksızm ve bir şey emretmeksizin dört rekât namaz kılardı ve her iki rekâtta656 selâm verirdi.

Rasûlullah (SailnttaM aleyhi ve seiiem) abdest alırken de ağzına su alır, ayrı­ca sakalının içine/dibine kadar suyun girmesini sağlardı.

NOT: Sakalı abdestte hilâllemek cumhura göre sünnettir. Sakalın uçlarını yıkamak/su ulaştırmak ise İmam Mâlik'e göre farz, ama İmam Ebû Hanîfe ve Şafi­î'ye göre farz değil, sünnettir. İmam Ahmed'e göre ise sakalın dış tarafını yıkamak farz, içini yıkamak sünnettir. Bu ihtilâf, sakalın yüzden bir parça olup olmaması konusundaki farklı değerlendirmelerden kaynaklanmaktadır.6^7

f-tbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ): İbn Ebî Şeybe, Musannef 1/20, H.no: 99 (mev­kuf); Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/377, H.no: 2277; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Evsafında nakledildiğini fakat senedinde çok zayıf olan Nâfi' Ebû Hürmüz'ün bulunduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/231-232;

g-Vâil b. Hucr'dan (Radıyallahü anh): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXII/50, H.no: 118; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde ve Bezzâr'm Müsned'inde nakledildiğini fakat senedinde Saîd b. Abdülcebbâr ve Muhammed b. Hucr'un bulunduğunu söyler. Bk.Mecma M/232;

h-Ebû Bekre'den (Radıyallahü anh): Bezzâr, K/133-134, H.no: 3687; Heysemî, hadisin Bezzâr tarafından nakledildiğini fakat senedindeki Bezzâr'ın hocasının mechûl olduğunu belirtir. Bk.Mecma', 1/232-233;

i-Temîm b. Zeyd Ebû Abbâd el-Ensârî'den fRadıyallahü anh): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 11/60, H.no: 1286; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde nakledildiğini ve râvİlerinin sika olduğunu belirtir. BkMecma', 1/234;

İ-Ümmü Seleme'den (Radıyallahü anhâ): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIII/298, H.no: 664; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde nakledildiğini fakat senedinde mechûl olan Hâlid b. İlyâs'm bulunduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/235;

j-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anh): İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/20, H.no: 112; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/278, H.no: 8070; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Ke­bir'inde nakledildiğini fakat senedinde metruk olan Salt b. Dînâr'ın bulunduğunu dile getirir. Bk.Mecma', 1/235;

k-Ebu'd-Derdâ'dan (Radıyallahü anh): Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde nakledildiğini fakat senedinde ihtilaflı olan Temmâm b. Nüceyh'in bulunduğunu söyler. ', 1/235

Yani ikişer ikişer kılarak

057 İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/8; Merğmânî, Hidâye, 1/13; Nevevî, Mecmu', 1/369, 379; İbn Kudâme, Muğnî, I/100-I01

Abdestte Yüzü Yıkamak                                                                                              305

,.659

253/561-Ebû Ümâme'den658 (Radıyallahü an)

Hz. Peygamber (Saiiailahü aleyhi ve seilem) abdest alırken üç kere ağzına ve burnuna su alır, yüzünü üç kere yıkar, göz pınarlarını da mesh ederdi. Rasûlullah başını bir kere mesh eder ve:

"Kulaklar baştan sayılır" derdi, (yani kulaklarını da mesh ederdi).

AÇIKLAMA

Kulakların içini mesh etmek cumhura göre sünnettir, zira baştaki mesh emri­ne dahil değildir, ayrıca 'kulaklar baştan sayılır' hadisi hüküm beyanı içindir, yaratı­lıştan bir parça olduğunu göstermek için söylenmemiştir. İmam Ahmed ve bazı Mâ-likîlere göre ise farzdır, zira baştaki mesh hükmüne dahildir. Oğlu Salih'ten gelen diğer rivayette ise İmam Ahmed sünnet olduğunu belirtmektedir.660

658 Ebû Ümâme'nin ismi ise Suday b. Aclân'dir.

Hasen: Müsned, V/268, H.no: 22211; Benzer rivayet için bk. V/264, H.no: 22183 (Heysemî, senedindeki râvilerin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk. Mecma\ 1/229); V/258, H.no: 22124 (Senedinde Şehr b. Havşeb ve Sinan b. Rebîa bulunmaktadır. Şehr b. Havşeb ile ilgili bk.4/4.hadisin tahrici. Ebû Rabîa Sinan b. Rebîa el-Bâhilî hakkında Zehebî "Sadûk" olduğunu söyler ve Yahya b. Main'in: "Kuvvetli değil" görüşünü nakleder. Bk.Kâşif Trc.no: 2154; Buhârî bu zâtı bir rivayetinde mütâbî olarak almış, Tirmizî, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce de birer rivayetini nakletmişlerdir. Ahmed b. Hanbel ise on rivayetini eserine almıştır. Tirmizî bu zâtın bulunduğu hadisin isnadı için: "isnadı sağlam değildir" der. Bk. Tirmizî, Taharet, 29, H.no: 37); V/258, H.no: 22125 (senedindeki Sümey' isimli râvi meçhuldür. Ahmed b. Hanbel sade­ce iki rivayetini nakletmiştir); Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 134; Tirmizî, Taharet, 29, H.no: 37 (Tirmizî, "isnadı sağlam değildir" der. Hammâd b. Zeyd'İn bu hadisin merfû mu mevkuf mu olduğunu bilemediğini söylediğini belirterek bu konuda Enes'ten de bir rivayetin bulun­duğunu İfade eder. Ahmed Muhammed Şâkir Sünen'in tahkikinde hadisin sahih oluşunu ter­cih ettiğini söyler); {"Kulakların başın bir parçası olduğunu" kısmından dolayı hadisin merfu veya mevkuf oluşu tartışılmış ve mevkuf olduğunu iddia edenlere göre bu kısım müdrectir. Bk.Zeyiaî, Nasbu'r-râye, 1/10-12) İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 444; Taberâni, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/121, H.no: 7554; Dârekutnî, 1/103 (Senedindeki Şehr b. Havşeb'in kuvvetli olma­dığını belirtir); Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/33; Rûyânî, Müsned, 11/301, H.no: 1247; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/66-67.

Hadisin son bölümü {"Kulakların başın bir parçası olduğunu" vurgulayan kısmı) Ebû Musa'dan da nakledilir. Bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 158; Heysemî, Mecma\ 1/234 (Heysemî, hadisin Taberânî'nin Evsat'ında nakledildiğini senedinde zayıf sayılan Eş'as b. Sevvâr'ın bulunduğunu söyler.)

a-Abdulİah b. Zeyd'den (Radıyallahü anh) rivayet edilen hadis için bk. İbn Mâce, Taha­ret, 53, H.no: 443 (Bûsırî isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/65);

b-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) nakledilen hadis İçin bk. İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 445;

c-îbn Ömer'den (Radıyallahü anhümâ) rivayet edilen hadis için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 163-164; Dârekutnî, 1/97-98;

d-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen hadis için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 160; Dârekutnî, 1/98;

e-Osman'dan (Radıyallahü anh) nakledilen hadis için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 169;

Ayrıca 261/569.hadise bk. 660 İbn Rüşd, age., 1/10; İbn Kudâme, Muğnî, 1/119; İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/27

306_______________________________________________Abdestte Yüzü Yıkamak

Kulakların meshinde, baştan kalan su yeterli mi, yoksa yeni su alınmalı mı? İmam Ebû Hanîfe ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre yeterlidir. İmam Şafiî ve Mâlikîlere göre ise yeni su alınmalıdır.

Kulakları meshte tekrar, tıpkı başı meshteki tekrar gibi İmam Şafiî'ye göre müstehabdır.662

661  İmam Şâfıî, Ümm, 1/23; Kâsânî, Bedâîu's-sanâi', 1/23; İbn Rüşd, age., 1/10; Nevevî, age., 1/413,416; îb Kudâme, age., 1/87-88

662 İbn Rüşd, age., 1/10

(7)- ABDESTTE KOLLARI DİRSEKLERE KADAR

YIKAMAK, ALNIN ÜST TARAFINA SUYU ULAŞTIRMAK

VE PARMAKLARIN ARASINI OVMAK

254/562-Ebû Zür'a'dan:663

Ebû Hüreyre (Radtyaiiahü <mh) ile birlikte Mervân b. Hakem'in evine gir­dik, Ebû Hüreyre orada konulmuş/dikilmiş birtakım resimler görünce dedi ki:

Rasûlullah'tan (Satiaiiahu aleyhi ve setiem) işittim, izzet ve celâl sahibi olan Allah'ın şu sözünü nakletti:

Benim yarattığım (canlılara) benzer yaratıklar yapmaya çalı­şanlardan daha zalim kim olabilir, haydi onlar bir zerreyi, bir tane­yi yaratsınlar, ya da bir arpa tanesini664 yaratsınlar'

Sonra (Ebû Hüreyre) abdest suyu istedi ve abdest aldı; kollarını yıkar­ken dirseklerini geçti, ayaklarını yıkarken topuklarını (aşık kemiklerini) geç­ti, yukarısını da yıkadı. Kendisine sordum:

'Bu ne? (Niye fazla yıkadın?)' Dedi ki:

"" Sened: ft

Sahih: Müsned, 11/232, H.no: 7166; Buharı, Libâs, 90; Müslim, Taharet, 40; Libâs, 101;

Nesm, Taharet, 110, H.no: 149; Hadisin ilk bölümü "Libâs ve Ziynet" bahsinde 153/7176.

hadiste tekrar edilecektir.

Ayrıca 257/565.hadise bk. .

ı64Şaîra (ı#S), arpa tanesi manasındadır. (Bk. tbn Hacer, Fetku'l-Bârî, vni/304; Mübârek-

fûrî, Tuhfetü'I-ahvezî, VIT1/234;)

308                                   ___________              Abdestte Kollan Dirseklere Kadar Yıkamak

'Bu ziynetin zirvesidir.'

NOT: Ebû Hüreyre (Radtyaüaha anh) âhirette daha çok yer (uzuv) parlasın diye abdestte fazla yer yıkadı. İleride gelecek olan; "Mü'minin ziyneti abdest suyunun ulaştığı yere kadar ulaşır (oralar nurlamr)"66' hadisi de bunu açıklamaktadır."

255/563-AbduIlah el-Mücmir'in oğlu Nuaym'dan666: Kendisi, mescidin üstünde567 bulunan Ebû Hüreyre'nin (Radıyaüahu anh) yanına çıktı, o da abdest alıyordu, kollarıyla doğrulup kalktı, (Nuaym anlat­maya şöyle devam etti;) Ebû Hüreyre bana yöneldi ve dedi ki: 'Rasûlullah'ın (Saiiaüahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim: "Kıyamet günü ümmetim, abdest almaları sonucu yüzleri nurlu ve uzuvları (kollan ve ayaklan) parlak kişiler063 olarak (haşr olacaklar)."

nArtık yüzünün  daha çok parlamasına gücü yeten,  bunu yapsın, (abdestte fazla yer yıkasın!)" Râvİ Nuaym:

665  Bk. Müsned Trc. no. 257/565

666  Sened: ü0L 'J,_ '^S *&•■ yi* fi &&-

Sahih: Müsned, 11/334, H.no: 8394; Benzer rivayet için bk. 11/253, H.no: 10724; 11/400, H.no: 9167; 11/362, H.no: 8726; Benzer rivayetler İçin bk.II/408, H.no: 9263; 11/300, H.no: 7980; Mâlik, Taharet, 28, 60; Buhâri, Vudû', 3; Müslim, Taharet, 34-39; Tirmizî, Cum'a, 74, H.no: 607 (Abdullah b. Büsr'den nakledilen bu hadis "hasen-sahih"'tir); Nesâî, Taharet, 110, H.no: 150; İbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 284 (İbn Mes'ûd'dan nakledilir); Zühd, 34, 36, H.no: 4282, 4302 (Huzeyfe'den nakledilmiştir).

İbn Hacer hadisin: "Artık alnının daha çok/geniş parlamasına gücü yeten, bunu yapsın, (yani abdest alsın)" kısmının sadece Nuaym'm rivayetinde bulunduğunu, dolayısıyla bu bölümün müdrec olduğunu ifade eder. Bk. Fethu'l-Bârî, 1/314 (Buhâri Vudû', 3 şerhi)

667  Yani tavanında. Bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî 1/237, 486 (Babü Cevâzi'1-Vudû alâ Zahri'l-Mescid)

668  Bk. İbnü'I-Esîr, Nihaye, III/354

Abdestte Kollan Dirseklere Kadar Yıkamak______________________________309

'Buradaki "Artık yüzünün daha çok/geniş parlamasına gücü yeten, bunu yapsın, (abdestte fazla yer yıkasın!)" sözünün Rasûlullah'a mı, yoksa Ebû Hüreyre'ye mi ait olduğunu tam bilemiyorum' dedi.

256/564-İbn Mes'ûd'dan

Sened: jj j* ^u jt- il» l.j»-

Sahih: Müsned, 1/403, H.no: 3820; Benzer rivayet İçin bk. 1/453, H.no: 4329; 1/451-452, H.no: 4317; İbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 284; İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Müsned, 1/281-282, H.no: 2546; 1/295-296, H.no: 2692;

*Bu konuya ekler: (Metnini vereceğimiz hadisler yeri gelince terceme edilecektir.)

Zikirler ve Dualar bahsinin 217/4946.hadisi:

: Jl_J . alt   Sjl 0İ}İl j^kJl 'Jİ\ û^iSİİl BjÇp ly l2U*l J^ÎJI :

H*XJ* i*4^ ö^a İi^1 :3ıi î ûj)»S<iil jül llî : ijlıi . ü^iJlIaJı alı İÇc : jıi ? j^kÜ3ı Jjı İÇ= U âlı JjLj ı': ijj'liî

Bk. Müsned, III/431, H.no: 15491 (sahih); IV/207, H.no: 17759 (sahih); Heysemî, se­nedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecmu', X/174

İmaret ve Hilâfet bahsinin faziletler bölümünün 456/11345.hadisi (Abdullah b. Büsr el-Mâzinî rivayeti);

 J    4Jl Jj^j *^ ^jCJl jW J *liı aU- ^i ^-S" jâ^ ûî ^ ı^"'^" J1* Oi}i^ l^i^ Jli i>lil fi £j^- Jlİ î jilİiJl ;X ^ *l)l Jjl^ l; ^J> Liİ"j : Ijîlî s ÎiÇiİi ^' iİy^i lif) Jı ^-f "^ ^sjf ^ ti :Jli İif jİj

Bk. Müsned, IV/189, H.no: 17623 (sahih); 7/rm^î, Cum'a, 74, H.no; 607; Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/225; Aynı bölümün 457/11346.hadisi (Ebû Ümâme rivayeti):

Müsned, V/261-262, H.no: 22158 (sahih); Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduk­larım belirtir. Bk. Mecma', 1/225;

Yine aynı bölümün 458/11347.hadisi (Ebu'd-Derdâ rivayeti):

 î 'J- JX J j^-^iı -Ç^ ^i s-ti- ^f ^ l_ji ıİîU ^ ^|ı 135i- ^li- ıfe.

 

310____________________________________Abdestte Kolları Dirseklere Kadar Yıkamak

Rasûlullah'a (Satiaiiahâ aleyhi ve seiiem), 'Ümmetinden seni görmeyeni (Kı­yamette) nasıl tanırsın?' denildi. Rasûlullah şöyle buyurdu:

"Onlar abdest izlerinden dolayı nurlu yüzleriyle parlak uzuvları olan kişilerdir."

257/565-Ebû Hâzim'den670:

Ebû Hüreyre'nin (Radyattafia ahh) abdest alırken gerisinde duruyordum. Abdest suyunu koltuk altına ulaştırıyordu, ona:

'Ey Ebû Hüreyre! Bu nasıl abdest alma?671' deyince şöyle cevap verdi:

'Ey Ferrûh Oğullan! Siz buradayımşmız, eğer burada olduğunuzu bil­seydim böyle abdest almazdım.Ancak dostum Rasûlullah (SaiialiaKü aleyhi ve

seiiemfm şöyle dediğini İşittim:

"Mü'minin ziyneti/nûru, abdestin ulaştığı yerlere (uzuvlara) kadar yayılır.'"

NOT: Kollar yıkanırken dirseklerin farza dahil olması konusunda, mücte-hidler ihtilaf ettiler; Cumhura göre dahildir, çünkü âyetteki (JQ cer harfi gaye/sınır belirlemek için değil, bilakis (*.-) manasında beraberlik mânâsı ifade etmektedir. Zira el (-»—J») kelimesi Arapçada avuçtan omuz köküne kadar olan kısımdır. Bir uzuv için­deki sınırlama gaye değil, beraberlik İfade eder.672

Ek.Müsned, V/199, H.no: 21634 (sahih); Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği Ibn Lehîâ'mn bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/225.

Sened: ^üfJııüJC J>'Jt '•^ j!ı j^iijÜ-uîSi- jû-&^'Ji 'J^- £-*>■

Sahih: Müsned, 11/371, H.no: 8826; Buhâri, Libâs, 90; Müslim, Taharet, 40; Libâs, 101; Nesâî, Taharet, 109, H.no: 149; Ayrıca 254/562.hadise bk. 671 Lafız anlamı; "Bu abdest de ne böyle?"

672Şîrâzî, Mühezzeb, 1/107; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/8; İbn Kudâme, Muğnî, 1/107; Îbnü'l-Hiimam, Feîhu'l-Kadîr, 1/15-17

258/566-Lakît b. Sabira'dan (Radıyaiiahu anhy.673

Hz. Peygamber'in (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:

"Abdest alırken parmaklarını hilâlle, (arasına suyu ulaştır!)" '

259/567-Ebû Eyyûb el-Ensarî ve Atâ'dan (Radıyaiiahu anhumâ):6

tili Sened: <J 'j- ı'J* j. j*jJ o! ?-*& j* ^

Sahih:  Müsned, IV/33, H.no:   16333; Aynca 247/555.hadise bk. {Müsned, IV/33, H.no:

16336; EM £>âv«</, Taharet, 56, H.no: 142; Savm, 28, H.no: 3366; Tirmizî, Taharet, 30, H.no:

38 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu, ayrıca İbn Abbas, Müstevrid b. Şeddâd el-Fihrî

ve Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyallahü anhüm) de nakledildiğini söyler); Savm, 69, H.no:

788 (Hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 71, 92, H.no: 87, 114; İbn Mâce, Taharet, 44, 54, H.no:

407, 448 (İbn Mâce Tirmizî'nİn değindiği şâhidlere yer verir: Müstevrid b. Şeddâd'dan şâhid

için bk. İbn Mâce, Taharet, 54, H.no: 446; İbn Abbas'tan şâhid için bk. İbn Mâce, Taharet,

54, H.no: 447 ); Dârimi, Vudû', 34, H.no: 711; Hâkim, 1/247-248, H.no: 522 (Hâkim ve

Zehebî sahih olduğunu söylemişlerdir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/51, 76)

Ayrıca 247/555.hadise bk.

Siyer bölümünde uzun şekli ile 708/10117.hadiste zikredilecektir.

674 Sened: ;£- J\ > ^iıî> j-ıj > '^fj 4%.

Hasen: Müsned, V/416, H.no: 23419; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/19, H.no: 97; Abd b.

Humeyd, Müsned,   s.102, H.no: 217; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/I77, H.no: 4062;

Deylemî, Firdevs, 11/138-139, H.no: 2704; V/300, H.no: 8248; Heysemî, Vâsıl b. es-Sâib ve

Ebû Sevre zayıf olduklarını ifâde eder. Bk.Mecma', 11/271; 1/235, V/29 (son iki yerde sadece

Vâsıl'm zayıf olduğunu söyler.)

Vâsıl b. es-Sâib er-Rakâşî (v. 144/761): Zehebî "vâhî" olarak değerlendirir. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 6028; Tirmizî bir, İbn Mâce İki, Ahmed b. Hanbel de üç rivayetini eserlerinde nakletmişlerdİr.

Ebû Sevre: Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin kardeşinin oğludur. Hadiste zayıf sayılmıştır. Yahya b. Maîn çok zayıf saymıştır. Tirmizî'nİn hocası Muhammed b. İsmail bu zat hakkında şunları söyler: "Münkeru'l-hadîs biridir. Ebû Eyyûb el-Ensârî'den münker hadisler rivayet eder. Dolayısıyla mutâbaat yapılmaz." Bk. Tirmizî, Sıfatü'l-cenne, 11, H.no: 2544; Zehebî, Kâşif Trc. no: 6671; Ebû Sevre'nin rivayetlerinin Ebû Dâvûd ve Tirmizî birer, İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel de dördünü nakleder.

312                                                                  Abdestte Kolları Dirseklere Kadar Yıkamak

RasÛlullah (Sallatiaha aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Hilâlleme yapanlara (uzuvlarını ovanlara) ne mutlu!" Kendisine, '(Uzuvlarını) ovanlardan kasıt nedir?' diye sorulunca: "Abdest ve yemek yeme sebebiyle yıkarken (uzuvlarını ovarak yıka­yanlardır) buyurdu."

NOT: Bu hadisi Taberânî'nin rivayeti açıklamaktadır:

EbÛ Eyyilb'tan (RadiyaUahü anh)[

RasÛlullah {saiiaiiahu akyhi ve sellem) bir gün yanımıza geldi ve : "Ümmetimden hilâlieme yapanlara (uzuvlarını ovanlara) ne mutlu!" dedi.

Ashab:

'Neden hilâlleme yapanlar?' diye soranca:

"Abdest ve yemekten sonra hilâlleme yapanlar. Abdestte hilâlleme ağza su verme, burna su çekme ve parmak aralarında olur. Yemekten sonraki hilâiieme İse; bir kul namaz kılarken iki meleğe dişlerinde yemek artığı görmelerinden daha ağır bir şey gelmemesi, sebebiyledir."

260/568-Abdullah b. Zeyd (Radıyaiiahü anhy.(

Tİrmizî bu iki râvinin geçtiği hadis İçin isnadının kuvvetli olmadığını ifade eder. Bk. Tirmizî, Sıfatü'I-cenne, 11, H.no: 2544; Bûsırî de İbıı Mâce'de bu İki râvinin geçtiği bir hadis için "isnadı zayıftır" der. Bk. İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 433;

Elbânî "ğ,—■' j—• ctjiUıiı  lL=-" kısmının sahih, diğer kısımlarının zayıf olduğunu söyler.

BkJrvâü't-ğalil, H.no: 19*75-1976.

Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 3672; Münâvî de hadisin Kudâî'nin "Sevabımda naklettiğini, sarihinin de hasen dediğini, Münzirî'nin (Terğîb, T/103) ise senedinde hakkında ihtilâf bulunan (Şu'be ve diğerlerinin sika saydığı) Vâsıl er-Rakâşî'nin varlığına dikkat çektiğini nakleder, Feyzu'l-Kadîr, İÜ/492.

Suyûtî, İbn Asâkir'in (Bk.Târihu'd-Dımeşk, 53/375) Enes'tcn nakline yer verir, bu rivayetin de zayıflığına İşaret eder. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 367İ; Fakat Münâvî Suyûtrnin bu tür tahricini tasvip etmez. Feyzu'l-Kadîr, 111/491. (Ebû Ya'lâ, 1/76, H.no: 59; Kudâî, Müsnedü'ş-şihâb, 11/267, H.no: 1333; Taberânî, eî-Mu'cemii'l-evsat, 11/159, H.no: 1573; Heysemî, hadisin râvilerinden Muhammed b. Ebû Hafs el-Ensârî hakkında bilgi veren birini bilmediğini belirtir. BkMecma', 1/235)

*Aynca bk. 252/560.hadis 75 Hadisin metni:

Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/159, H.no: 1573;

Abdestte Kolları Dirseklere Kadar Yıkamak___________________________________313

Hz. Peygamber (Sattaiiaha ateyht ve sellem) abdest alıyor ve bir taraftan da şöyle diyordu:

"Uzuvlar işte böyle ovulur."

NOT: Abdest alırken parmaklan ovalamak/hİIâllemek sünnettir. Çünkü sün­net farzı kendi mahallinde tamamlama manasına gelir.677

Sahih: Müsned, IV/39, H.no: 16393 (Hocası Ebû Dâvûd et-Tayâlisî'den naklettiği hadisler­den biridir); İbn Huzeyme, 1/62, H.no: 118; İbn Hıbbân, m/363-364, H.no: 1082-1083; Hâ­kim, 1/243, H.no: 509; 1/266, H.no: 576: (**■!> iiU, j«j U^i su ^ x. jk, ji ^j *J± j>ı ^u ^ı oi)

(Hâkim, Buhârî ve Müslim'in şartma/râvisine göre sahih olduğurtu söyler. Zehebî de bunu onaylar); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/196; Rûyânî, Müsned, 11/181, H.no: 1009; Makdisî, Muhtara, IX/368-369, H.no: 337, 339;

Müstevrid b. Şeddâd'dan (RadiyaUahü arth) benzer bir rivayet için bk.Ebû Dâvûd, Ta­haret, 59, H.no: 148; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 40 (hasen-garib); İbn Mâce, Taharet, 54,. H.no: 446; Ayrıca 231/539.hadise bk. Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV738, H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16425; IV/40, H.no: 16408; IV/40, H.no: 16406; IV/39, H.no: 16395; IV/39, H.no: 16393 (Bu rivayet 260/568.hadiste tekrar edilecektir); Buhârî, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib); Nesâî, Taha­ret, 75, H.no: 92 (Hz.Ali'den); ibn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Taharet, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/299, H.no: 556;

Bu hadisin bir bölümü 279/587.hadiste tekrar edilecektir. Ayrıca 264/572, 265/573 ve 270/578.hadislerebk. 077 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/15, 18; İbn Kudâme, Muğnî, 1/89; İbnü'I-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/30-31

(8)- ÂBDESTTE BAŞ, KULAKLAR VE ŞAKAK/ZÜLÜF KISMINI MESH ETMEK

Yıkamak (J „.->"); suyun uzuvdan dökülüp akması, mesh f^-—n) İse; eldeki su­yu/ıslaklığı bir uzva sürmek manasına gelmektedir.6

.678

261/569-Urve b. Kabîsa, Ensar'dan bir kişiden, o da babasından:679

678 İbnü'l-Hümam, age., 1/15

679

Sened: *

Hasen: Müsned, T/60-60, H.no: 429; Benzer rivayet için bk. 1/74, H.no: 554; Hadis aslında ensardan olan zât ve onun babası müphem olduğu için zayıftır. Bk.Heysemî, Mecma', 1/234; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 169;

Ayrıca 220/528 ve 250/558.hadislerle karşılaştırınız.

"Kulakların başın bir parçası olduğunu" vurgulayan kısmı şu sâhâbilerden de nakledilir:

a-Ebû Ümâme'den (Radıyaltahü anlı): Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 134; Tirtnm, Taharet, 29, H.no: 37; İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 444; Ayrıca 253/561.hadise bk.

b-Ebû Musa'dan (Radıyallahü anh): Bk. îbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 158; Heysemî, Mecma', 1/234 (Heysemî, hadisin Taberânî'nin Evsat'ında nakledildiğini senedinde zayıf sayılan Eş'as b. Sevvâr'ın bulunduğunu söyler.)

c-Abdullah b. Zeyd'den (Radıyaltahü anh): İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 443 (Bûsırî isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Misbâhu 'z-zücâce, 1/65);

d-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh): İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 445;

e-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhümâ): İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 163-164; Dârekutnî, 1/97-98;

Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek______________________315

Hz. Osman (Radıyallahü anh):

'Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) nasıl abdest aldı, size göstereyim mi? ' deyince:

'Evet, (göster!)' dediler.

Hz. Osman su istedi (ve getirilince), üç kere ağzına ve burnuna su al­dı/temizledi, üçer kere yüzünü ve kollarını yıkadı, başını mesh etti, ayakları­nı da üç kere yıkadı ve şöyle dedi:

'Kulaklar da baştan sayılır (mesh edilmeli). îşte size Rasûlullah'ın ab­dest alış şeklini gösterdim.'

Ebû Ümâme'den (diğer rivayet):680

...Hz. Peygamber (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) başını bir kere mesh eder ve şöyle derdi:

"Kulaklar da  baştan sayılır (mesh edilmeli)."681

AÇIKLAMA

Kulakların içini mesh etmek cumhura göre sünnettir, zira baştaki mesh emri­ne dahil değildir, ayrıca 'kulaklar baştan sayılır' hadisi hüküm beyanı içindir, yaratı­lıştan bir parça olduğunu göstermek için söylenmemiştir. İmam Ahmed ve bazı Mâ-likîlere göre ise farzdır, zira baştaki mesh hükmüne dahildir. Oğlu Salih'ten gelen diğer rivayette ise îmam Ahmed sünnet olduğunu belirtmektedir.052

Kulakların meshinde, başlan kalan su yeterli mi, yoksa yeni su alınmalı mı? İmam Ebû Hanîfe ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre yeterlidir. İmam Şafiî ve Mâlikîlere göre ise yeni su alınmalıdır.683

Kulakları meshte tekrar, tıpkı başı meshteki tekrar gibi İmam Şafiî'ye göre müstehabdır.584

f-lbn  Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ):  İbn  Ebî Şeybe, Musannef, 1/24,  H.no:   160; Dârekutnî, 1/98;

Bennâ bu şâhidlere Hz.Âişe ve Enes'İn (Radıyallahü anhümâ) rivayetlerini de İlâve eder. Hadis hakkında İbn Dakik'İn hasen hükmü verdiğini belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/32-33. 680 Bk. Müsned Trc.no.253/561

1 Aynı rivayet için bk. Müsned Trc.no.253/56l 582 îbn Rüşd, age., 1/10; İbn Kudâme, Muğnî, 1/119; İbnü'l-Hümam, Fethu 'l-Kadîr, 1/27

683  İmam Şâfıi, Ümm, 1/23; Kâsânî, Bedâîu's-sanâi', 1/23; îbn Rüşd, age., 1/10; Nevevî, age., 1/413, 416; İb Kudâme, age., 1/87-88

684  İbn Rüşd, age., 1/10

316                                            Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek

262/570-Büsrb. Saîd'den:685

Hz. Osman (RadıyaiiaM anh) oturulan yere686 geldi ve su istedi; ağzına, burnuna su aldı, sonra yüzünü ve kollarını üçer kere yıkadı, sonra başını ve ayaklarını üçer kere sıvazlayınca şöyle dedi:

'Rasûluttahı (Sattattahü aleyhi ve selîem), işte böyle abdest alırken gördüm. Ey burada bulunanlar, öyle değil mil'

Orda bulunan Rasûlullah'm sahabileri:

'Evet' dediler.

685 Sened: ^A J jc '#■ âı& y» Jy ı     ^

Sahih: Müsned, 1/67, H.no: 487; Müslim, Taharet, 9; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 110; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413;

*Abdest azalarının üçer kez yıkandığını gösteren şâhidler:

a-Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 116; Tirmizî, Taharet, 34, H.no: 44 (Tirmİzî, bu konuda rivayette bulunan sahabeyi şöyle sıralar: Hz.Osman, Âişe, Rubeyyi', İbn Ömer, Ebû Ümâme, Ebû Rafı', Abdullah b. Amr, Muâviye, Ebû Hüreyre, Câbir, Abdullah b. Zeycl ve Übey b. Ka'b -Radıyaîlahü anhüm-); 37, H.no: 48; Nesâî, Taharet, 76-77,79,93,103, H.no: 93-94, 96, 115, 136; îbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413;

b-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bkz Müsned, ü/348, H.no: 8560; Tirmizî, Taharet, 33, H.no: 43; îbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 415;

c-Câbir'den (Radıyaîlahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 35, H.no: 46; İbn Mâce, Taharet, 45, H.no: 410;

d-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhümâ) şahidi İçin bk. Nesâî, Taharet, 65, H.no: 81; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 414;

e-Abduîlah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 1.35; Nesâî, Taharet, 105, H.no: 140; îbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 422;

f-îbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 117, 133;

g-Mikdâm b. Ma'dîkerib'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: \2\;İbn Mâce, Taharet, 56, H.no: 457;

h-Muâviye'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. EbûDâvâd, Taharet, 51, H.no: 124-125;

ı-Rubeyyi'den (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126; İbn Mâce, Taharet, 39, 46, H.no: 390, 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696;

i-Abdullah b. Ebî Evfâ'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 416;

j-Ebû Mâlik el-Eş'arî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 417;

k-Übey b. Ka'b'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 47, H.no: 420

686 Metinde geçen el-Mekâid ı>uu)' in çeşitli manaları bulunmaktadır; Hz. Osman'ın evinin yanındaki dükkânlar, merdivenler veya mescidin yanında insanların oturduğu yerler...gibi (Bk. İbn Abdilber, Temhîd, XXII,/213; Nevevî, Şerhu Müslim, IU/1I4; Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bÛd,im;)

Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek__________________         317

263/571-Zirr b. Hubeyş'ten:687

Hz. Ali (Radıyallahü anh) abdestte başını öyle mesh etti ki neredeyse (ba­şından su damlayacaktı)688 ve şöyle dedi:

iRasûlullah'ı (Sattallahü aleyhi ve selîem) abdest alırken, böyle gördüm,''

264/572-Amr b. Haris b. Yâkûb el-Ensârî'den:689 Habban b. Vâsî el-Ensârî:

Abdullah b. Zeyd b. Âsim el-Mâzinî'nin (Radıyallahü anh): 'Rasûlullab'ı (SaiiaiiaM aleyhi ve selîem) abdest alırken gördüğünü; Onun ağzına ve burnuna su aldığım, sonra yüzünü üç kere, sağ ve sol kolunu üçer

687 Sened:

Sahih: Müsned, 1/110, H.no: 873; Beyhakî, es-Sünenul-kübrâ, 1/74; Bezzâr, ü/184, H.no: 561;

Muâviye'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemiiî-kebîr, XlX/384, H.no:

900; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/450, H.no: 792;

Bennâ, Hafız îbn Hacer'in Telhîs'inden naklederek Ebû Zilr'a'nm hadisi illetli gösterdiğini

söyier.  İbnü'I-Kattân'ın  ise:  "Bu hadisin hiçbir illetini bilmiyorum" dediğini  nakleder.

Bk.Bülûğu'l-emâtn, H/33.

Ayrıca 222/530 ve 269/577. hadise bk.

Ahmed el-Bennâ bu cümleyi, daha önce geçen Muâviye hadisinden dolayı («ılı >l sW ^î) şeklinde açıkladı. {Bennâ, age., 11/33)

689 ç               .   (   ,          .-.,*,„   ,ii,         ,, l  ,.,.,,    ^s,

Sahih: Müsned, İV/41, H.no: 16419; Benzer rivayet için bk. IV/41, H.no: 16411; IV/41-42, H.no: 16421 (Bu iki rivayette "Cuhfe'de abdest alırken gördüm" şeklindedir); IV/40, H.no: 16409; IV/39, H.no: 16392 (Bu rivayette İbn Lehîa ve Hibbân b. Vâsi' b. Hıbbân bulunmak­tadır); Müslim, Taharet, 19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 120; Tirmizî, Taharet, 27, H.no: 35 (hasen-sahih); İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 443 {Bûsırî isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/65); Dârimi, Vudû', 37, H.no: 715;

Ayrıca 231/539.hadisin tahririne bk. (Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV/38, H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16425; IV/40, H.no: 16408; TV/40, H.no: 16406; IV/39, H.no: 16395; IV/39, H.no: 16393 (Bu rivayet 260/568.hadiste tekrar edilecektir); Buhârî, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizû Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib); Nesâî, Taha­ret, 75, H.no: 92 (Hz.Ali'den); îbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Taharet, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/299, H.no: 556)

318                     ______           Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek

kere yıkadığını, başını elinde kalan suyun dışında (yeni bir su ile) mesh etti­ğini ve ayaklarını da yıkayıp tertemiz yaptığım naklettiğini belirtti.

265/573-Amr b. Yahya el-Mâzinî'nin babasından nakline göre dede­si,690 Rasûlullah'ın sahabesinden Abdullah b. Zeyd b. Âsim'a (Radtyaliaha anhj dedi ki:

'Rasûlullah'ın (Saiiailaha aleyhi ve seiiem) nasıl abdest aldığını gösterebilir misin?' Abdullah:

'Evet'dedi ve su istedi; ellerine döktü ve elini iki kere yıkadı, sonra ağzına ve burnuna su aldı, yüzünü üç kere yıkadı, kollarını dirseklere kadar iki kere yıkadı, başını iki eliyle mesh etti; meshe başının ön tarafından başla­yıp ensesine kadar götürdü, sonra başladığı yere geri getirdi, ardından da ayaklarını yıkadı.

AÇIKLAMA

Başın mesh edilmesinde farz miktarın ne kadar olduğu müctehidler arasında ihtilaf konusu olmuştur:

690 Sened: ^-i 'J İJJO Ûş^- J £^}\ .& J* 'Jcj ju

Sahih: Mü'sned, IV/38, H.no: 16383; Benzer rivayet için bk. IV/39, H.no: 16390; Muâviye b. Ebû Süfyân'dan (Radıyallahii anhümâ) şahidi İçin bk.269/577.hadis. Ayrıca 231/539 (Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV/38, H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16425; IV/40, H.no: 16408; IV/40, H.no: 16406; IV/39, H.no: 16395; IV/39, H.no: 16393 (Bu rivayet 260/568.hadiste tekrar edilecektir); Mâ­lik, Taharet, 32; Şâfıî, Müsned, s.14, 16; Abdürrezzâk, 1/6, 44, H.no: 5, 138; Buhâri, Vudû\ 38; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 24, H.no: 32; İbn Mâce, Taharet, 51, H.no: 434; Nesâî, Taharet, 80, H.no: 97; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/85, H.no: 103; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/30; İbn Huzeyme, 1/81, 88, H.no: 157, 173; İbnü'l-Cârûd, H.no: 73; Ebû Avâne, 1/203, 209, H.no: 658, 678; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/59; İbn Htbbân, İÜ/365, H.no: 1084; Bu hadisin bir bölümü 279/587.hadiste tekrar edilecektir. Aynca 264/572 ve 270/578.hadislere bk.

Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek______________________319

İmam Âzam Ebû Hanîfe; Âyetin başı mesh ile ilgili kısmı mücmeldir (sınırla­rı belirsizdir). Bu nedenle hadislere bakarız; Başın dörtte birini mesh etmek farz, hepsini mesh etmek sünnettir. Zira Peygamberimiz sadece başın ön/üst tarafını (^_uı) mesh ettiği gibi tümünü de mesh etmiştir. En azı ile farz, fazlası ile de sünnet tesbit edilir.

Arapçada başın arka tarafına kazal (Jıiıiı)691 ve iki yan tarafına da fevd (^ ;n) 692 denir.

İmam Mâlik ve Ahmed'e göre, kaplama mesh (yi.,- .^Q farzdır. Naslar tearuz ettiğinde asla dönülür ve başın tümü mesh edilir.

Şafıîlere göre ise en az mesh miktarı farzdır. Bu üç kıl kadar, hattâ bir kıl ka­dar yer bile olabilir.693

§Kaplama meshin yapılışı: İki el birleştirilerek baş, ön tarafından başlayıp enseye kadar mesh edilir, sonra enseden başlayıp ön tarafa kadar mesh edilir. Bu meshin (baş ve şehadet parmaklan hariç) elin üç parmağı ile yapılması, herhangi bir yere değmeyen baş ve şehadet parmaklarıyla da kulakların mesh edilmesi tavsiye edilir.694

1 Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/30; Râzi, Muhtâru's-Sıhâh 526; Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, 1/152 692Râzî, age.,514

3 İmam Şâfıî, Ümm, 1/22; Merğınânî, Hidâye, î/12; İbn Rüşd, BidâyeîU'l-müctehid, 1/8; Nevevî, Mecmu', 1/398; İbn Kudârne, Mıtğnî, 1/111; İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/16; Desûkî, Haşiye, 1/88 694 İbn Rüşd, age., 1/9; İbn Kudâme, age., 1/113

320______________________Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/zülüf Kısmını Mesh Etmek

266/574-Abdühayr'dan:695

Sabah namazını kılıp Hz. Ali'nin (RaaıyaiiaRn anftjyamna geldik. O da su istedi ve kendisine su kabı ve leğen getirildi. Kabdan sağ eline su döktü, ve ellerini üç kere yıkadı, sonra avuç avuç ağzına ve burnuna su aldı, yüzünü ve kollarını üçer kere yıkadı, sonra elini su kabına daldırıp (çıkarttı ve) iki eliyle başının her tarafım bir kere mesh etti, ayaklarını da üç kere yıkayıp şöyle dedi:

'İşte bu, Peygamberinizin (Saiiatlaha aleyhi ve sellem) abdest alış şeklidir, bunu bilini"

§ (Diğer rivayette Abdühayr şöyle dedi:)

Hz. Ali'nin (Radtyailahaanh)yatımdaydım, kendisine sandalye ve su kabı getirildi696, ellerini üç kere yıkadı, sonra yüzünü ve kollarını üçer kere yıkadı, başını mesh etti;6*7 (mesh ederken ellerini) başının ön tarafından başlayıp arka tarafına götürdü, ancak elini geri getirdi mi tam bilemiyorum, sonra ayaklarını yıkadı ve şöyle dedi:

'Kim Rasûlullah 'in (Saüaiiahü aleyhi ve sellem) abdest alış şeklini görmek is­terse, işte Rasûlullah'in abdest alış şekli...'

267/575-Talha babası kanalıyla dedesinin (RadıyaOahüanhum)m, Rasûlullah'ı (Saiiariaha aleyhi ve sellem) başını mesh ederken gördüğü; başı­nın arkasına kadar (ellerini) götürdüğü, boğazın başlangıç kısmı dahil olmak üzere bir kere mesh ettiği, rivayetini bildirir ve der ki:

'Buradaki kazalm kelimesi, boğazın arka tarafıdır/ensedir.'

Sened: Cjip Ji oJü 'jc il^i ıîui

Sahih: Müsned, 1/125, H.no: 1027; Diğer rivayet için bk. 1/122. H.no: 989; Makdisî, Muhtara.

11/281, H.no: 660;

Ayrıca 242/550 ve 222/530. hadislere bk.

m Tevr Oy), Bakır ve benzeri madenden mamul su kabı anlamındadır. (İbn Hacer, Fethu 7-

Bârt, K/251; Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, X/119; Ayrıca bk. Müsned trc. 26/334 nolu hadisin

açıklaması.)

697 Burada Râvİ Yahya şöyle vasfetti;

Sened: oj 135». jıi ^f J&. jû             ^

Zayıf: Müsned, III/481, H.no: 15893; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 132; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/30; Taberânî, eİ-Mu'cemit'l kebîr, XIX/180, H.no: 407; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/60;

Babası mechûl, dedesi sahâbîdir. Talha'nm dedesi Ka'b b. Amr el-Eyyâmî; babası İse Musarrif b. Ka'b b. Amr el-Eyyâmî1 dİr.

Kazal (JiJûiı);Başın bittiği ve boğazın/ensenin başladığı yerdir. (Bk. Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/30; Râzi, Muhtâru''s-Sıhâh 526; Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, 1/152)

Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek                          ________ 321

NOT: Boynu mesh; İmam Ebû Hanife'ye göre abdestin âdabından, İmam Ahmed ve bazı Şafiî âlimlerine göre (meshi uzatmak) sünnetlerindendir. İmam Mâ­lik \c bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre ise sünnet değildir. İhtilafın sebebi rivâ-vettekı belirsizliktir.700

268/576-Mikdâm b. Ma'dîkerib el-Kindî'den (Radiyaiiahu anh):101 Rasûlullah' a (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) abdest suyu getirildi ve abdest aldı; önce ellerini üç kere yıkadı, sonra yüzünü ve kollarım üçer kere yıkadı, ağ­zına ve burnuna üçer kere su aldı, başını ve kulaklarını -içiyle, dışıyla- mesh etti, ardından da ayaklarını üç kere yıkadı.

269/577-Ebu'l-Ezher'den:702

700 Kâsânî, Bedâi', 1/23; Desûkî, Haşiye, 1/103; Şirbînî, Muğni'l-muhtac 1/61

701  Sened: U-tâı U>f e-w ^ f1^1 ^^ Jö ^'J^ '^ '6>- o1^1 ^ ^ '$> i> ^ > »i^1 & ^ Sahih: Müsned, IV/132, H.no: 17122; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 121 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir), 122-123; Kulaklann içi ve dışının meshedileceğini ifâde eden hadisler için bk. Tirmizî, Taharet, 28, H.no: 36 (Tirmizî, İbn Abbas'tan nakledilen bu hadisin "hasen-sahih" oluğunu ve Rubeyyi'den de rivayetin bulunduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 59, H.no: 74 (Ümmü Umara bt. Ka'b'dan); İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 442 (İbn Mâce Tirmizî'nİn değindiği şahide yer verir; Rubeyyi'den şâhid için bk. İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 440-441; İbn Abbas'tan da şâhid gösterir. Bk. îbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 439); Dârimi, Vudû', 36, H.no: 714 (Hz.Osman'dan);

Bennâ hadisin isnadının sâlih olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, ü/26. Ayrıca 248/556.hadiste zikredildi.

702 Sened: *ıü3ı 'Jj «üı i# >2Σ- jıi JLİ 'J, jjyı isSi >J ^ 'j& cii-

322_____________________Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek

Rasûlullah'ın (SaiiaiiaM aleyhi vesellem) abdest alış şeklini Muâviye b. Ebî Süfyan (RadıyaiiaM anhüm) anlatırken dedi ki:

'Rasûlullah bir avuç su ile başım mesh etti, neredeyse başından su damlayacakti.'

Sonra onlara Peygamberimizin abdest alış şeklini gösterdi; Abdest a-lırken sıra başı mesh etmeye gelince, ellerini başının ön tarafına koyup geri­ye doğru götürdü ve ensesine vardırdı, sonra ellerini başladığı yere (yani ön tarafa) geri getirdi.

270/578-Abdullah b. Zeyd'den (Radıyaiiahü <mhy.ım

"Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aidi..."

Sahih: Müsned, IV/94, H.no: 16797; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 124 (Ebû Dâvûd ve Münzirî sükût etmiştir); Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/450, H.no: 794; Beyhakî, es-Sünenü'l-kiibrâ, 1/59;

Abdullah b. Zeyd'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.265/573.hadîs.

Ebu'l-Ezher eş-Şâmî sahâbîdir. Ebu'z-Zübeyr el-Enmârî de denilir. Fakat İsminde ihtilâf edildi. Bennâ hadisin senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk.Bülûğu 'l-emânî, n/36.

Ayrıca 263/57 i .hadise bk.

Sahih: Müsned, IV/40, H.no: 16404; Nesâî, Taharet, 82, H.no: 99; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/63; Heysemî, senedindeki râvilerin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/229-230; Ayrıca 231/539.hadise bk. (Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV/38, H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16425; IV/40, H.no: 16408; IV/40, H.no: 16406; IV/39, H.no: 16395; IV/39, H.no: 16393 (Bu rivayet 260/568.hadiste tekrar edilecektir); Buhâri, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib); İVesâî, Taha­ret, 75, H.no: 92 (Hz.AIi'den); İbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Taharet, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/299, H.no: 556; Bu hadisin bir bölümü 279/587.hadiste tekrar edilecektir. Ayrıca 264/572 ve 265/573.hadislere bk.

Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek                                            323

RâvîJerden Süfyan dedi ki:

'Bunu bize Yahya b. Saîd yetmiş dört sene önce Amr b. Yahya yoluy­la nakletmişti.

Ben (Abdullah) ondan bazı hadislerin rivayetini istedim ki Yahya on­dan büyüktü.

Süfyan dedi ki:

'Ondan üç hadis işittim....

"Rasûlullah ellerini iki kere, yüzünü üç kere yıkadı ve başını da iki ke­re mesh etti."

Babam (Ahmed b, Hanbel) dedi ki:

'Ben Süfyan'dan üç kere işittim; Rasûlullah ayaklarını iki kere yıkadı;

Süfyan birinde:

'Rasûlullah başım bir kere mesh ettfdiyt,

İki kere de:

'Rasûlullah başım iki kere mesh em"diye rivayet etti.

271/579-Muavviz b. Afrâ'nın kızı Rubeyyî'den (RadıyaiiaM anhây:

Sened: <_Jii -ı J> j^ J- -ûiJ J- «uı jii- 'Jt- <juk£ 'J, ^Ûki ı3ji- jıi iL$J '^\ \2*jJ~ ju 'JJ=- ı2ji-

Sahih: Müsned, VI/359, H.no: 26901; İkinci rivayet: VI/359, H.no: 26897; Diğer rivayet: VI/359, H.no: 26898; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Ahdürrezzâk, 1/37, H.no: 119; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126; Tirmizî, Taharet, 25, H.no: 33 (Tirmizî hadisin "hasen" olduğunu söylemiş ve Abdullah b. Zeyd'in rivayetinin daha sahih olacağını belirtmiştir); İbn Ebî Şeyhe, Musannef, 1/23, H.no: 145; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/266, 270-271, H.no: 673, 686-687; el-Mu'cemü'l-evsat, 1/288, H.no: 939; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/64;

Abdestle ilgili Rubeyyi'in diğer rivayetleri için bk. 230/538, 243/551, 249/557 ve 272/580.hadisler. Bu rivayetlerden 230/538: (Müsned, VI/358, H.no: 26894; İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; Benzer rivayetler için bk. VI/359, H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Tayâlisî, s.226, H.no: 1624; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/28, H.no: 211; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126, 128-131; Tirmizî, Taharet, 25-26, H.no: 33 (hasen) - 34 (hasen-sahih); Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; İbn Mâce, Taharet, 39, 46, H.no: 390, 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, VI/169, H.no: 6100;

324                                            Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh btmek

Rasûlullah'ı (Sattaiiahu aleyhi ve settem) abdest alırken görmüştüm; başım, saç başlangıcı yerlere kadar ellerini öne ve arkaya götürerek mesh etti, zü­lüf/favori yerlerini, ayrıca kulaklarım dışı ve içiyle beraber mesh etti.

§Rubeyyî'den (Radıyaliahü anhâ) ikinci tarikle gelen rivayet: Rasûlullah bizim yanımıza gelmişti, kendisine su kabı getirdik ve abdest aldı, (her uzvunu) üçer kere yıkadı, başını arka tarafından başlayarak iki kere mesh etti ve parmaklarını kulaklarına soktu, (bir rivayette, kulakla­rının içine soktu).

AÇIKLAMA

Başı meshte tekrar etmenin (iki ya da üç kere mesh etmenin) hükmü İmam Ebû Hanife, Mâlik ve Ahmed'e göre müstehab değildir ve gerek yoktur. Zira iki ya da üç kere mesh yıkamak anlamına gelir, Kur'ân ve Sünnet'te emredilen ise başın mesh edilmesidir. Rivayetlerdeki bilgiler ravinin kendi uygulaması ya da aynı suyla üç kere mesh olabilir. İmam Şafiî'ye göre ise müstehabdır.705

Kulak ile favori arasındaki boşluğu yıkamak İmam Ebû Hanife, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre farzdır, zira yüzden bir parçadır, İmam Mâlik'e göre ise farz değildir, zira yüze dahil değildir.705

272/580-Muavviz b. Afrâ'mn kızı Rubeyyî'den (Radıyaliahü anhâ) diğer rivayet:707

Ayrıca 249/557, 243/551, ve 272/580.hadislere bk.

705 İmam Şafiî, Ümm, 1/23; Merğınânî, Hidâye, 1/14; İb Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/9; İbn Kudâme, Muğtıî, 1/114

706 İbn Rüşd, age., 1/7; İbn Kudâme, age., 1/98; Meydânı, LUbâb, 1/31 Scııcd; fijit

Sahih: Müsned, VI/358, H.no: 26895; Hadisin baş tarafı 230/538. hadisin ikinci rivayetinde zikredildi. İkinci rivayet: VI/359, H.no: 26903. Benzer rivayet için bk. VI/360, H.no: 26907; Abdestle ilgili Rubeyyi'in diğer rivayetleri için bk. 230/538, 243/551, 249/557, 271/579 ve 272/58O.hadisler. Bu rivayetlerden: 230/538 {Müsned, VI/358, H.no: 26894; İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; benzer rivayetler için bk. VI/359, H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 128; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/60; Ayrıca 243/551, 249/557, 271/579.hadislerebk.

Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek______________________325

Sonra Rasûlullah (SaiiaüaM aleyhi ve seiiem) ellerinde kalan su ile başını mesh etti; başının gerisinden başlayıp alnına/perçemine getirdi.

§ Rubeyyî'den (Radıyaliahü anhâ) gelen başka rivayet:

Rasûlullah (SaîiaiiaM aleyhi ve seiiem) abdest alırken o yanındaydı; başını, ön tarafından itibaren saç biten yerlerden başlayarak tümünü mesh etti, saçlarının şeklini bozmadı.

Seneddekİ râvilerden biri olan Abdullah b. Muhammed b. Akıl b. Ebî Tâlib (v. 142/759) hakkında bir takım eleştiride bulunulmuştur. Tirmizî bu zât hakkında şunları söy­ler: "Abdullah b. Muhammed sadûk biridir. Hafızasından dolayı bâzı âlimler tenkit ettiler. Hocam Buhârî şöyle diyordu: "Ahmed b. Hanbel, İshâk b. İbrahim ve Humeydî Abdullah b. Muhammed b. Akîl'in hadisi ile delil getirdiler. O mukâribiTl-hadis (mukârabü'l-hadis) biri di." Bk. Tirmizî, Taharet, 3, H.no: 3 (Ahmed Muhammed Şâkir bu hadîsin tahricinde: "İbn Abdilber'in de dediği gibi bu zât kendisini eleştirenlerden daha sika biridir" der); Tirmizî 17, Ebû Dâvûd 10, İbn Mâce 28, Ahmed b. Hanbel 125 ve Dârimî 5 hadisini nakletmiştir. Tirmizî hadisleri hakkında hasen-sahih hükmünü verir. Bk. Tirmizî, Taharet, 26, H.no: 34

(9)- ABDESTTE SARIĞA, BAŞ ÖRTÜSÜNE VE MESTLERE MESH ETMEK

273/581-(Rasûlullah'm azatlısı) Sevbân'dan

Rasûlullah (SaiMiaM aleyhi ve seiiem) bir keresinde seriyye gönderdi, ordu yolda soğuk bir havayla karşılaştı. Hz. Peygamber'in yanma döndüklerinde soğuk havadan dolayı sıkıntı çektiklerini belirtiler, Rasûlullah da sarık ve mestlerine mesh etmelerine izin verdi.

NOT; Bazı hadislerde sarığa mesh konusu açıklanmaktadır ve sarıkla birlikte alına/perçeme mesh etmek gerektiği de anlaşılmaktadır. Doğrusunu Allah bilir. (Bk, 276/584, 278/586.hadisler.)

274/582-Sevban'dan (Radıyallahümh):709

Sahih: Müsned, V/277, H.no; 22283; Ebû Dâvûd, Taharet, 58, H.no: 146 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir); Rûyânî, Müsned, 1/420, H.no: 642; Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/274, H.no: 477; Hâkim, 1/275, H.no: 602 (Hâkim, hadisin Müslim'in şartma/râvisine göre sahih olduğunu söyler. Zehebî de bunu onaylar); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/62; Bennâ, Ebû Dâvûd ve Münzirî'nin sükût etmesi sebebiyle hadisin delil getiril­meye uygun olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu 'l-emânî, 11/38.

Sened: s'^m\ çüi. ^i 'jt ^j^jjı ç.ı ^ı £&. 'jf. ojiü 'jt £L. 'J,\ jj ^ iSS*. /^- 'J, 'j-^>\ ii'ji-

Hasen: Müsned, V/281, H.no: 22318; Taberânî, 'el-Mu'cemü'l-kebîr, 11/91, H.no: 1409; Utbe Ebû Ümeyye ed-Dımeşkî'yi aşırı hatası sebebiyle zayıf saydılar. Heysemî, adı geçen bu zatı İbn Hıbbân'ın Sikât'mda zikrettiğini, bu zâtın maktu rivayetlerde bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/255. Fakat hadisin mütâbî ve şahidi vardır.

a-Bilâl'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Abdürrezzâk, 1/188, H.no: 735-737; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/28, H.no: 219; Tirmizî, Taharet, 75, H.no: 101; Şâşî, Müsned, 11/359, 362, H.no: 962, 966; Nesâî, Taharet, 86, H.no: 104-106; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/91, H.no: 125; İbn Mâce, Taharet, 89, H.no: 561; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/359, H.no: 1100;

b-Muğîre b. Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, Taharet, 75-84;

Abdestte Sarığa, Baş Örtüsüne ve Mestlere Mesh Etmek_________________________327

Rasûlullah'ı (Saiiaiiaha aleyhi ve seîiem) abdest alırken gördüm; mestlere ve başındaki örtüye710 sonra da sarığa mesh etti.

275/583-Amr b. Ümeyye ed-Damrî'den (Radıyallahü anh):7" Kendisi Rasûlullah'ı (Saiidılahu aleyhi ve seiiem) mestlere ve sarığa mesh e-derken gördü.

§Diğer rivayette; 'Rasûlullah 'ı (Saiuaiahu aleyhi ve seiiem) mestlere ve ba­şındaki örtüye112 mesh ederken gördüm' şeklinde geçmektedir.

276/584-Zeyd b. Sûhân el-Abdî'nin azatlısı Ebû Müslim'den:713

Tirmizî, Taharet, 75, H.no: 100 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu belirttikten sonra, bu konuda hadis nakleden sahâbilerin Amr b. Ümeyye, Selman, Sevban ve Ebû Ümâme olduklarım söyler); Nesâî, Taharet, 87-88, H.no: 107-109;

c-Selman'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 89, H.no: 563;

d-Enes b. Mâlik'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 89, H.no: 564 710 Bu örtü, sangın örtüsü olsa gerek, Bk. 277/585 Sened:

Sahih: Müsned, V/288, H.no: 22380. Diğer rivayet: V/288, H.no: 22381; Benzer rivayet için

bk. IV/179, H.no: 17548; IV/139, H.no: 17179; Benzer rivayetler için bk. IV/139, H.no:

17180; IV/139, H.no: 17181; IV/139, H.no: 17178; IV/179, H.no: 17547; IV/179, H.no:

17551; V/287, H.no: 22377; V/288, H.no: 22385; V/288, H.no: 22382; Buhâıi, Vudû', 48;

İbn Mâce, Taharet, 89, H.no: 562; Dârimi, Vudû', 38, H.no: 716;

Ayrıca 326/634.hadise bk.

712 Bu örtü, sarığın örtüsü olsa gerek. Bk. 277/585

Sened: ^J^ ^'c/- -kj'J: ^-* *&• ^C^1 ^' i!' J*i "/> &'■>*■ J^~ai] -m- ^^=-

Hasen: Müsned, V/439, H.no: 23607; Benzer rivayet için bk. V/440, H.no: 23614; İbn Mâce, Taharet, 89, H.no: 563;

Ebû Şurayh'ı İbn Hıbbân ve Zehebî sika, tbn Hacer makbul, diğerleri ise mechûl saydılar. İbn Hıbbân Sikât'mda zikreder. Bk. Sikât, VU/660; Tabîb, Trc. no: 8159; Kâşif, Trc. no: 6675;

Zeyd b. Sûhân el-Abdî'nin azadlısı Ebû Müslim el-Abdî'yi İbn Hacer makbul, diğer­leri İse mechûf saydılar. İbn Hıbbân Sikât'mda zikreder. Zehebî de sika sayıldığını söyler. Bk. Sikât, V/584; Takrîb, Trc. no: 8368; Kâşif, Trc. no: 6836; Bu iki râvinin Ahmed b. Hanbel'in

328_______________________Abdestte Sarığa, Baş Örtüsüne ve Mestlere Mesh Etmek

Selman el-Fârisi (Radıyaiiahu anh> ile birlikteydim, Selman abdesti bozulan {ve abdest almak isteyen) birini gördü, bu kişi mestlerini çıkarıyordu. Selman el-Fârisi ona, mestlerine ve sangına mesh etmesini, perçemine mesh etmesini tavsiye etti ve:

1 Rasûlullah'ı (Saiiallaku aleyhi ve sellem) mestlerine ve başındaki örtüye11* mesh ederken gördüm,'' dedi.

NOT: Hz. Peygamber'in (Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) kullandığı mest ve terlikler: 1-Necâşî'nin kendisine hediye ettiği bir çift siyah mest,7'5 2-Hayber ganimetlerinden hissesine düşen dört mest,716 3-Sığır köselesinden terliği,717 4-Tüyü dökülmüş meşin terliği,718 5-Çift kayışlı terliği719...

§RasûlulIah'm terlikleri dikişli, ökçeli ve ölçüleri dengeliydi, terliklerini sağ­dan başlayarak giyer ve soldan başlayarak çıkartırdı.720

Müsned'inde ve İbn Mace'nin Sünen'indeki bu rivayetinden başka herhangi bir rivayetine rastlayamadık.

Muhammed b. Zeyd b. Ali el-Kindî'yİ ise İbn Hacer makbul, Zehebî saduk, diğerleri ise mechûl saydılar. îbn Hıbbân Sikat'ında zikreder. Bk. Sikât, WW424;Takrib, Trc. no: 5893; Kâşif, Trc. no: 4858; Bu râvinin, Tirmizî bir, İbn Mâce ve Dârimî üç, Ahmed b. Hanbel ise dokuz rivayetini nakleder.

Bu örtü, sarığın örtüsü olsa gerek, Bk. 277/585 115 İbn Sa'd, Tabakât, 1/482

716 Ebu'1-Fedâ, Uyûnü'l-eser, IV/710

717 İbnü'l-Cevzî, age., 585

Buhârî, Vudû', 30; Müslim, Hac, 25; ibn Sa'd, age., 1/478

719 îbn Sa'd, age., 1/478; İbn Ebî Şeybe, XII/231

720 Baharı, Libâs, 37; İbn Sa'd, age., 1/478

Abdestte Sarığa, Baş Örtüsüne ve Mestlere Mesh Etmek_______________________329_

277/585~Ebû Abdillah'tan:721

Abdurahman b. Avf, Rasûlullah'm mestlere nasıl mesh ettiğini Bilâl'e

(Radıyallahü anhüm) sorunca, O dedi ki:

'Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) tuvalete gitti, sonra su kabı istedi ve yüzünü, ellerini (kollarını) yıkadı, sonra da mestlerine ve sarığının örtüsüne

mesh etti.'722

NOT: Hz. Peygamber'in (SaiiaiiaM aleyhiveseüem) kullandığı bazı sarıklar: 1-Fetihten sonra Mekke'ye girerken başında siyah bir sarık vardı,723 2-Kül renginde sangı,724 3-Sarığını sarıya boyatmıştı,725 4-Rasûlullah siyah sarıkla hutbe vermişti,726 5-Rasûlullah sarığının ucunu omuzlarına indirirdi,727 6-Sanklarmm birinin ismi Sehab'di.12S

721   Sened:

Sahih: Müshed, VI/12, H.no: 23776; İkinci rivayet: VI/15, H.no: 23802; (323/631.hadiste tekrar edilecektir); Üçüncü rivayet: VI/12, H.no: 23777; Benzer rivayet için bk. VI/12, H.no: 23779; VI/13, H.no: 23781; VT/13, H.no: 23783; VI/13-14, H.no: 23788; VI/14, H.no: 23789; VI/14, H.no: 23793; VI/14, H.no: 23796; VI/15, H.no: 23800-23803; Aynca (ikinci rivayet için) bk. 323/63l.hadis. Üçüncü rivayetin tekrarı için debk.327/635.hadis.

İUtıJl -Uy' ö\ tJ^ Jİ 0\S~ ü(j *v\j> Ç^i ül u'J : Jli   1 Uyi>'} Oür J^- *-'j tji- ^-i ^ \f&                           7

Müslim, Taharet, 84; Tirmizî, Taharet, 75, H.no: 101; Nesâî, Taharet, 86, H.no: 104-106; İbn Mâce, Taharet, 89, H.no: 561; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/61

722 Metinde bulunan muhtelif rivayetlerin tercemesi: Râvilerden Abdurrezzak dedi ki: " (Rasûlullah) su kabı istedi..."

§Ondan ikinci yolla gelen rivayet: "Rasûlullah'm mestlerine ve sangına mesh ettiğini gördüm." §Yine ondan üçüncü yolla gelen rivayet: "Rasûlullah şöyle dedi: 'Mestlere ve sarığa mesh edebilirsiniz.'"

723  Ebû Dâvûd, Libâs, 21; İbn Sa'd, age., 1/425

724 Nesâî, Zînet, 108

725 Ebû Dâvûd, Libâs, 15; İbn Sa'd, age., 1/452

726 İbn Sa 'd, age., 1/475

727  Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI/148; Ebû Dâvûd, Libâs, 21

728 İbn Esîr, Bidâye, 11/345

■729 Sened:  £î3ü ^Üı s^.ı3i ^ j^s jî ^n ^ ^; /Jj, ıîjî ^.ı^İı i«U iii-S jıi                        '    &

APaestre barıga, baş urtusune ve Mestlere Mesh Hmek

Rasûlullah'm (SailaUahü aleyhi ve seiiem) abdest alış şeklini şöyle vasfetti: Yüzünü ve kollarını yıkadı, ayrıca perçemine, sarığa ve mestlere mesh

etti... (Rasûlullah'ın abdestinin vasfı   bölümünde geçen hadisin tamamını

zikretti.)730

AÇIKLAMA

Sarığa mesh etmek cumhura göre yeterli değildir. Başa da mesh edilmesi ge­rekir. Zira hadislerde farklılık vardır, genel kabul görmemiştir/meşhur olmamıştır ve ihtiyatlı olmak gerekir.

İmam Ahmed'e göre ise sarığa mesh yeterlidir, ancak abdestli giyilmesi ge­rekir. Sangın hükmü, ayağa giyilen mest gibidir; çıkarılınca hükmü sona erer ve vakti de mesh gibidir; mukîm için 1 gün ve yolcu için 3 gündür. Ayrıca Hanbelîlere göre, sarık dışında takkeye de mesh edilmez. Kadınların, baş örtülerine mesh etme­lerinde aynı ihtilaf geçerlidir. Ancak Ahmed b. Hanbel'in iki farklı içtihadı nakle­dilmiştir: 'Ümmü Seleme (Radıyaifahü anhâ) validemizin baş Örtüsüne mesh etmesi' rivayeti nedeniyle caizdir, görüşü ve diğer rivayettte ise bunda sarık gibi meşakkat olmadığı için caiz değildir, görüşü nakledilmiştir. Bu konularda dikkatli olmak ve ihtiyatlı olan fetvalarla/ictihadlarla amel etmek gerekir. Ancak (erkeklerin kalabalık olduğu yerde abdest almak zorunda kalması gibi) sıkıntı anında abdestli giyilmek şartıyla üzerine mesh edilme görüşü alınabilir.731

Sahih: Müsned, IV/255, H.no: 18151; (Tebük'te olduğunu ifade eden rivayet: IV/248, H.no: 18090; IV/247, H.no: 18078; IV/249, H.no: 18092; IV/251, H.no: 18109-18112; IV/248, H.no:  18088-18089;) Diğer Benzer rivayet rivayetler: IV/427-428, H.no: 18082; IV7255, H.no: 18151-18152, 18158; IV/254, H.no: 18146; IV/247, H.no: 18075; IV/245, H.no: 18059; IV/254, H.no: 18142; IV/250, H.no: 18106; IV/249-250, H.no: 18099; IV/247, H.no: 18077; IV/244, H.no: 18052; Buharı, Vudû', 35, 48, 49; Salât, 7, 25; Müslim, Taharet, 75-81; Tirmizî, Taharet, 72-75, H.no: 97-100; îbn Huzeyme, Ü/135, H.no: 140; Konu bütünlüğü açısından 54/362.hadise bk. Ayrıca 332-333/640-641 hadislere bk. Bu hadisin tamamı 233/541.hadiste zikredildi.

730 Bk. 233/541  

731 îbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, I/9-I0; Mevsılî, ihtiyar, 1/25; İbn Kudâme, Muğnî, i/307-313

(İO)-ABDEST ALIRKEN AYAKLARIN YIKANMASI

Abdest alırken ayakların yıkanması asıldır ve Şia dışında İslâm âlimlerinin bu konuda ittifakı vardır. Zira âyetteki ayak kelimesine (Jı) harf-i cerri geldiği için, elin yıkanmasına benzer ve nasb kıraati (,*£Wj) ile de yıkamaya atıf bulunmaktadır. Cer kıraati (f—Sk-jîj) ise civardan dolayıdır ve bunun benzerine Arap Edebiyatında sıkça rastlanır. Ayrıca ayaklan yıkama ile ilgili hadislerin çokluğu ve aklî olarak ayağın daha fazla kirlenmesi ihtimalinden dolayı ayakların yıkanması gerekir,732

* Ayakların Yıkanma Şekli

279/587-Abdullah b. Zeyd b. Âsim (Radryatiahu anh):133 Rasûlullah'm (SailaUahü aleyhi ve seitem)    abdest alış şeklini734 şöyle vasfetti:

.... sonra topukları ile beraber (aşık kemiklerine) ayaklarını yıkadı ve şöyle dedi:

'İşte Rasûlullah'm abdest alış şekli böyleydi.'

§Diğer rivayette; '.., sonra ayaklarını temizleyinceye kadar yıkadı' şeklinde geçmektedir.

732 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/18; İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid, 1/10-11; İbn Kudâme, Muğnî, 1/120-124

733 Sened:  ı&- Jıi aJ^îı £î litj Ji Jtî

Sahih: Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; Diğer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16410; Benzer rivayet için bk. IV/38, H.no: 16383; IV/39, H.no: 16393, 16395; IV/40, H.no: 16404, 16406, 16408; IV/42, H.no: 16425; Buhân, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92 (Hz.AH'den); İbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Ta­haret, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/299, H.no: 556; Bu hadisin tamamı 231/539.hadİste zikredildi. Ayrıca 260/568, 264/572, 265/573 ve 270/578.hadislere bk. 734Bk.231/539.hadis

280/588-Yezid b. Ebû Mâlik ve Ebû'l-Ezher Hz. Muaviye'nin (Radıyaiiahü anh) abdestini anlatıyordu. (Râvi sözlerine devam ederek dedi ki):735

Muâviye Rasûlullah'm (Saihiiahü aleyhi ve seiiem) abdest alış şeklini gös­terdi:

Abdest alırken azalarını üçer kere yıkadı, ayağını ise (temizleninceye

kadar) sayısız şekilde yıkadı.'

281/589- Devs'in azatlısı Salim Sebelân'dan:736

735   Sened:

Sahih: Müsned, İV/94, H.no: 16798; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 125 (Ebû Dâvûd ve Münzirî sükût etti); Velid b. Müslim sika müdellİs biridir. Fakat burada tahdis siğası ile nakil­de bulunmuştur. Bennâ, hadisin Ebû Dâvûd ve Tahâvî tarafından da nakledildiğini ve senedi­nin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/41.

736 Sened: ^ J. or> > <Jf J $ ıî*>! '^ 'J^~ &*-

Sahih: Müsned, VI/112, H.no: 24694; İkinci rivayet: VI/40, H.no: 24005; Benzer rivayet için bk. VI/99, H.no: 24559; VI/S4, H.no: 24424; VI/81, H.no: 24397; VI/191-192, H.no: 25465; VI/258, H.no: 26092; Mâlik, Taharet, 5; Müslim, Taharet, 25; İbn Mâce, Taharet, 55, H.no: 451-452

Abdest Alırken Ayakların Yıkanması__________________________333

■A

Hz. Aişe (Radıyaiiahü anhâ) annemizin bulunduğu bir grupla Mekke'ye doğru yola çıktık. Hz. Âişe, kendisine namaz kıldıracak Ebû Yahya et-Teymî ile yolculuğa çıkardı. Biz Abdurrahman b. Ebû Bekir es-Sıddîk'a ulaştık, Abdurrahman abdest alırken hata yapıyordu. Hz. Âişe ona dedi ki:

'Ey Abdurrahman, abdesti güzel al, ben Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiemfm şöyle dediğini işittim:

"Vay o topukların (aşık kemiklerinin) kıyamet gününde ateşten çe­keceği (ızdıraba)!.."'

§Ebû Seleme'den gelen diğer rivayette de yukardaki hadisinin benzeri nakledildi.

:A\i

282/590-Câbir b. Abdullah'tan (üadıyaiiahümh):1

Sened: 00^ d'J* ^r-*^1 |3Si. Syiü J< \^~

Sahih: Müsned, in/316, H.no: 14329; İkinci rivayet: III/393, H.no: 15164; ffl/369, H.no: 14906; Benzer rivayet İçin bk.

ji3ı ^ y£& £} jûî iLi; p ^ijiji ji. it jij j^j ^ ji-j

Müsned, m/390, H.no: 15133; ftn Mâce, Taharet, 55, H.no: 454; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/38; Bennâ râvilerinin sika olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/42. Ahmed b. Hanbel'İn Müsned'indeki şu rivayeti de burada zikredilebilir:

JLJ 'fS—^'j 4* -JJ' (J^= -JJk J^j ^> lî">ü- Jü "ili J^ jj'

Jlî rJÎ ^ <Lâ> Jü i^lS] ^ *!l^L jirj (lii jü j^Js ^. f.\ij|    i o] İCj jÎp +Ü1 ^^C. «JJl J_^,j Jlü Jli İlCılI cj'Jj^

 ^i3ı ^ ;ı; jij <İ iı J^ âlı J_^3 L,>î jü ^SX,j Ji-

 iı ^jfj ia ;^j ^_ii jî öıs'j jû ij^; cji*i( t?iiı3 <^ ■v 'Ji 'J^

334                  ____________________                 Abdest Alırken Ayakların Yıkanması

Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem)  bir topluluğu abdest alırken gördü; ayak topuklarına suyu tam götürmüyorlar ve topukları kuru kalıyordu, şöyle

buyurdu:

"Vay o topukların ateşten çekeceği (ızdıraba)!.."

§Câbir'den (Radıyaiiahüanh) ikinci tarikle gelen rivayette de benzeri zikredildi.

283/591-Abdullah b. Amr b. Âs'tan (Radıyallahü anhümay?

Müsned, m/358, H.no: 14796;

Parmaklarından su çıkarıp herkese abdest aldırması mucizesi Enes'teıı (Radıyallahü anh) de nakledildi:

1   /> Ûu\     --?-—    -.A*   rtU" ^ 11   l_^j

Bk. Mhot^, İÜ/216, H.no: 13199

Sened: ^^^ ^ı j* oCJ ^J ju* ]^p j,*-*^* î* oÇi-- ^t j-^-^iı -Ce-j oCi- ıSji- «^j Uîji-Sahih: Müsned, 11/193, H.no: 6809; ü/164, H.no: 6528; 11/205, H.no: 6911; ü/201, H.no: 6883; 11/226, H.no: 7103; 11/211, H.no: 6976; Buhâri, İlim, 3, 30; Vudû', 27; Müslim, Taha­ret, 26-27; Nesâî, Taharet, 89, H.no: 111; EbÛ Dâvûd, Taharet, 46, H.no: 97; İbn Mâce, Taha­ret, 55, H.no; 450; DârimU Vudû', 35, H.no: 712

Abdest Alırken Ayakların Yıkanması                                                                                   335

Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) bazı kişileri abdest alırken gördü; on­ların topukları kuru kalıyordu (bir rivayette; abdesti tam almıyorlardı). Bu­nun üzerine şöyle buyurdu:

"Vay o topukların ateşten çekeceği (ızdıraba), abdesti güzel alın!.."

§Abdullah'tan <Radıyallahü anh) ikinci tarikle gelen rivayet: Birlikte bulunduğumuz bir yolculukta Rasûlullah (SaiMiaha aleyhi ve senem) geri kalmıştı ve bize yetişti, biz abdest alırken ikindi namazı vakti girdi, a-yaklanmıza mesh etmeye başladık. Rasûlullah yüksek sesle iki ya da üç kere şöyle nida etti:

"Vay o topukların ateşten çekeceği (ızdıraba)!.."

§Abdullah'tan (Radıyallahü anh) üçüncü tarikle gelen rivayet: Rasûlullah (Satlaüaha aleyhi ve seiiem) bazı kişileri abdest alırken gördü; abdesti tam almıyorlardı, onlara şöyle dedi:

"Abdesti güzel alın, vay o topukların ateşten çekeceği (ızdıraba)!.."

,.739

284/592-Ebû Hüreyre (Radıyaiiaha anh):'

Bazı kişiler (bir rivayette; su kabından) abdest alırken yanlarına geldi; onlar abdesti tam almıyordu, şöyle dedi:

"Abdesti güzel alın, ben Ebû'l Kasım (Rasûlullah)ın (Saiuaiahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini duydum. (Bir rivayette; 'Abdesti güzel alın ki Allah size merhamet etsin, Rasûlullah'ın şu sözünü duymadınız mı?')

"Vay o topukların (kıyamet gününde ateşten) çekeceği (ızdıraba) L"740

§Aynı hadis Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh) değişik tariklerle naklo­lundu.

739 Sened:

Sahih: Müsned, ü/228, H.no: 7122; Benzer rivayet için bk. Ü/498, H.no: 10407; 11/482, H.no: 10199; 11/471, H.no: 10048; n/467, H.no: 9981; 11/430, H.no: 9518; n/407, H.no: 9254; 11/406, H.no: 9237 (şu lafızla rivayet edildi: ÇjS$ ı/-^f Jıa j&> ^ ıkj ^ ;^> gf ûî); H/409, H.no: 9275; ü/389, H.no; 9023; 11/284, H.no: 7803: (&£&£«>;iı ijiif); ü/282, H.no: 7778; M«2Hfc Taharet, 20; Müslim, Taharet, 28-30; Tirmizî, Taharet, 31, H.no: 41 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu ve Abdullah b. Amr, Âişe, Câbir, Abdullah b.el-Hâris b. Cez' ez-Zübeydî, Muaykîb, Hâlİd b. el-Velîd, Şurahbîl b. Hasene, Amr b. el-Âs ve Yezîd b. Ebî Süfyân'dan da rivayet edildiğini söyler); Nesâî, Taharet, 89, H.no: 110; İbn Mâce, Taharet, 55, H.no; 453; Dârimi, Vudû', 35, H.no: 713; İbn Huzeyme, 1/84, H.no: 162

Bu konuda Hz.Ali'den nakledilen rivayet "Dilin âfetleri" konusunda 124/8983. hadis­te zikredilecektir ki bu hadis de Abdullah'ın ziyadelerinden biridir.

Bk. Müsned, 1/78, H.no: 583 (zayıf); Heysemî, Kasım b. Abdurrahman'ın zayıf oldu­ğunu söyler. Bk. Mecma', 1/236; V/l 16; Âmir Hasen, Zevâiclü Abdilîah, H.no: 11. 40 Metinde geçen son söz ile ilgili muhtelif rivayetlerin tercemesi;

§Haccac; "Vay o topuğun ateşten çekeceği (ızdıraba)" şeklinde müfret (tekil) olarak rivayet etti.

§Vekî; rivayetteki topuklar kelimesini ifade eden lafzın (v1—^) yerine (^—jijJi) şeklinde olduğunu rivayet etti, İki kelime de aynı manadadır.

337

Abdest Alırken Ayakların Yıkanması______________________—   - —

.741

285/593-Abdullah b. Haris b. Cez'i ez-Zübeydî'den (Radtyattahüanh): Rasûlullah'ın (SaUaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle dediğini duydum: "Vay o topukların ve ayakların altının742 (kıyamet gününde) ateşten çekeceği (ızdıraba)!.."

286/594-(z.) Abîde b. Amr el-Kilâbi'den (Radtyaliahümh):

741 Sened: *£■ & ^j^ 'J â\ jŞ cZ** jvi ^XJ. j,          ^

Sahih: Müsned, IV/191, H.no: 17641; Benzer rivayet için bk. IV/191, H.no: 17637; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî İle ilgili geniş bilgi İçin bk.22/64.hadis. Mevkuf rivayette ise İbn Lehîa bulunmamaktadır: IV/190-191, H.no: 17636 (â_.üüı^') ziyâdesi ile rivayet edilen bu nakil hakkında Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah şöyle der: "(Babamın hocası) Hânın bu rivayeti Allah Rasûlii'ne ulaştırmadı (Buna göre hadis merfû değil, mevkuftur).. Ben de bu hadisi (hocam) Harun'dan işittim"; İbn Huzeyme, 1/84, H.no: 163; Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, IV/431, H.no: 2484; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/38; Dârekutnî, 1/95; Hâkim, 1/267, H.no: 580 (Hâkim sahih olduğunu söylemiş, Zehebî onaylamıştır); Makdisî, Muhtara, K/214, H.no: 203; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V70;

Heysemî hadisi Taberânî'ye merfû', Ahmed b. Hanbel'e ise hem mevkuf hem de merfû' olarak nisbet eder ve ricalinin İse sika olduğunu belirtir. Hk.Mecma', 1/240. Fakat Ahmed b. Hanbel'in senedlerinden biri merfûdur. Ahmed Muhammed Şâkir Tirmizî'nin Sü-nen'ine yaptığı tahkikte İbn Abdi'1-Hakem'in "Fütûhu Mısr" isimli eserinde (s.299) rivayet ettiğini belirterek nakledilenlerin hepsinin senedinin sahih olduğunu ifâde eder. Bk.Tİrmizî,

Taharet, 31, H.no: 41.

'42 (Bir rivayette; Kıyamet gününde) ateşten çekeceği ızdıraba,) şeklinde geçmektedir.

743 Sened: *J^ *&■ & V^ &&- \p& j** J\ '^Q. 'J J^^-! ^*-&- J^ ^ -v ^-ü) Hasen: Müsned, IV/79, H.no: 16667; Benzer rivayet için bk. in/481, H.no: 15892; IV/79, H.no: 16668-16669; Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, III/177, H.no: 1507; Heysemî, hadisin Ahmed, Bezzâr ve Taberânî tarafından rivayet edildiğini Ahmed b. Hanbel'in senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk, Mecma', 1/236; Heysemî'nin "Ahmed b. Hanbel'in senedindeki râvİler" sözünden kastı, oğlu Abdullah'ın yaptığı ilâvenin râvileri demektir.

Saîd b. Huseym'ı Yahya b. Main sika sayar. &k.Kâşif, Trc. no: 1877; İbn Hacer ise "saduktur, Şiilikle suçlanmıştır hataları vardır" der. hk.Takrîb, Trc. no: 2295; Tirmizî bir, Ahmed b. Hanbel yedi rivayetini nakleder. Tirmizî bir hadisi için "hasen-sahih" hükmü ver­miştir. Bk.Sünen, Deavât, H.no: 3443.

Amir Hasan  Sabrİ  zevâidden olan bu  hadisi Zevâidü Abdilîah  İsimli  eserinde

zikretmez.

Ek: Muaykıb b. Ebû Fatma ed-Devsî el-Mekkî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.

Hasen: Müsned, V/425, H.no: 23502; İÜ/426, H.no: 15449 (Eyyûb b. Utbe (v.160/777) sebebiyle zayıftır. Fakat hadis şâhidleri ile hasene yükselir);

Heysemî, Taberânî tarafından da nakledilen hadisin senedinde ekseriyetin zayıf kabul ettiği Eyyûb b. Utbe'nin bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/240. Heysemî bu râvininîbnü'l-Medînî, Buhârî, Müslim ve bir topluluk tarafından zayıf sayıldığını, Ahmed b. Hanbel, Amr

338__________________________________________Abdest Alırken Ayakların Yıkanması

'Rasûlullah'ı (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest alırken gördüm, (her uzvun) temizliğini tam yapıyordu.'

Râvi (Ümmü Ebî Rabîa) kendisi de abdest aldığında (her uzvun) te­mizliğini tam yapar, hattâ başındaki örtüyü kaldırıp başını mesh ederdi.

* Ayak Parmaklarının Arasını Ovalamak

287/595-Rasûlullah'm sahabisi Müstevridb. Şeddâd''dan (Radıyatiahüanhy.4 Rasûlullah'ı (Sattaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest alırken gördüm, ayak par­maklarının arasını serçe parmağıyla ovalıyordu.

b. Ali ve Yahya b. Maîn'in'in bir rivayete göre sika, diğer rivayetlere göre zayıf saydıklarını, Nesâî'nin zayıftır dediğini belirtir. Bk. Mecma', 1/305, II/9, 46, 92, 264; IV/100. Tirmizî, Eyyûb b. Utbe hakkında badis âlimlerinin bir kısmının tenkidde bulunduğunu söyler, Bk. Tirmizî, Taharet, 62, H.no: 85; Eyyûb b. Utbe'nin İbn Mâce'nin Sünen'inde bir, Ahmed b. Hanbel'İn Müsned'inde ise on yedi rivayeti bulunmaktadır. Zehebî bu zât hakkında şunları söyler: "Buhârî "leyyin" olduğunu belirtti. Ebû Hatim de: ''Yahya b. Ebî Kesîr'den yazdıkları sahihtir. Fakat hafızasından hadis naklettiğinde hata yapar" dedi." Bk.Kâşif, Trc. no: 521; İbn Hacer "zayıftır" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 619

Sened: ^Ji ^)\ ^ J\ 'j- }£* J \y_ "<£ İ^J ^ı ti'jJ jıî Sjıi 'J, j,y £İi-

Sahİh: Müsned, IV/229, H.no: 17933; Benzer rivayet için bk. IV/229, H.no: 17939; Ebû Dâvûd, Taharet, 59, H.no: 148; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 40 (Tirmizî hadisin "hasen-garib" olduğunu ve sadece İbn Lehîa tariki ile rivayet edildiğini belirtmiş, Ahmed Muhammed Şâkir ise Sünen'in tahkik ve tahricinde bunun böyle olmadığını, İbn Hacer'den (Bk.Telhîs, s.34) naklen Leys b. Sa'd ve Amr b. el-Hâris'in mürâbî-olduğunu söylemiştir. Ayrıca Beyhakî, Ebû Bişr ed-Dûlâbî'nin de rivayet ettiğini ve Dârekutnf nin Garâibii Mâlİk'inde de naklolunduğu­nu zikrederek, İbnü'l-Kattân'm sahih saydığını, buna İlâveten İbn Abdİlhakem'in (Bk.Fütûhu Mısr, s.261) İbn Lehîa kanalıyla naklettiğini ifade etmiştir); (Şevkânî ve Bennâ da aynı bilgi­leri verir. Bk. Neylü'l-evtâr, 1/169; Bülûğu'l-emânî, 11/44.) İbn Mâce, Taharet, 54, H.no: 446; Hadisin senedindeki İbn Lehîa ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadîs.

Lakît b. Sabira'dan (Radıyaliahii anh) şahidi İçin bk. (247/555.hadis) Müsned, IV/33, H.no: 16335, 16336; Ebû Dâvûd, Taharet, 56, H.no: 142; Savm, 28, H.no: 3366; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 38 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu, ayrıca İbn Abbas, Müstevrid b. Şeddâd el-Fihrî ve Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyaliahii anhüm) de nakledildiğini söyler); Nesâî, Taharet, 71, 92, H,no: 87, 114; İbn Mâce, Taharet, 44, 54, H.no: 407, 448; Dârimi, Vudû', 34, H.no: 711; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/51, 76.

İbn Abbas'tan (Radtyatlahii anhümâ) şahidi için bir sonraki hadise bk. (288/596. hadis)

288/596-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümây.li5

Bir kişi Hz. Peygamber'e (Saitaitahü aleyhi ve sellem) namazla ilgili bir şey sordu. Rasûlullah şöyle buyurdu:

"El ve ayaklarının parmak aralarını ov yani abdesti güzelce al!"

Ona söylediği sözlerden biri de şuydu:

"Rukûya eğildiğinde ellerini dizlerine koy ve hareketsiz kal ki sırtın tam düz olsun secde yaptığında da yerin sertliğini hissedinceye kadar alnı­nı yere (iyice) yerleştir!.."

* Ayakta Kuru Yer Bırakmamak, Uzuvları Peş Peşe Yıkamak (Muvâlât) ve Abdesti Tam Almaya Teşvik

289/597-EneS b. Mâlİk'ten (Radıyaltahüanh):746

Sened: <

Hasen: Müsned, 1/287, H.no; 2604; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 39 (hasen-garib); İbn Mâce, Taharet, 54, H.no: 447; Ahmed Muhammed Şâkir, Tev'eme'nin azadlığı Salih'i zayıf sayan­ların varlığını, bunun sebebi olarak da ömrünün son döneminde ihtilâf ettiğinin/bunadığının gösterildiğini belirtmiş, fakat Mûsâ b. Ukbe'nin hocası Salih'ten ihtilâtından önce hadis aldı­ğını ve bu sebeple tbn Hacer'in de (Bk.Telhîs, s.34) naklettiği gibi Buhârî'nin hadisi hasen saydığını söylemiştir. Mûsâ b.TJkbe Salih'ten ihtilâtından önce hadis almıştır. Ek.Sünen, Taha­ret, 30, H.no: 39; Şevkânî de aynı bilgileri verir. Bk. Neylü'l-evtâr, 1/169; Bennâ, age., n/44.

 

Sahih: Müsned, UI/146, H.no: 12426; Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no: 173; İbn Mâce, Taharet, 139, H.no: 665; İbn Huzeyme, 1/84, H.no: 164;

Hz.Ömer'den (Radıyallahü anh) şahidi için bir sonraki hadise (290/598) bk. Müsned, 1/21, H.no: 134; Müslim, Taharet, 31; Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no: 173; İbn Mâce, Taharet, 139, H.no: 666

340                                                                                  Abdest Alırken Ayakların Yıkanması

Rasûlullah'a (Saîialidhn aleyhi ve sellem) bir kişi geldi, abdest almış, ancak ayağında tırnak büyüklüğündeki yer kuru kalmıştı. Rasülullah ona (kuru yeri kastederek) şöyle dedi:

"Dön ve abdestini güzelce al!.."

290/598-Câbir b. Abdullah'tan (Rad,yaiiaha anh):141

Hz. Ömer (Radıyallahü anh) şu hâdiseyi haber verdi:

Kendisi748 abdest alan ancak ayağının arka tarafında tırnak büyüklü­ğünde kuru yer kalan birini gördü, Rasülullah da (Saîlaiiaha aleyhi ve sellem) aynı kişiyi görünce şöyle buyurdu:

"Dön ve abdestini tamamla!.."

O kişi geri döndü ve abdestini tamamladı, sonra namazını kıldı.

AÇIKLAMA

Abdestte tertip ve peşpeşe yıkamak (muvâlât) İmam Azam Ebû Hanîfe'ye göre farz değil, sünnettir. Zira âyetteki atıflar vav (j) ile yapılmıştır ve vav harfi ter­tip ifade etmez. Tertip ve peş peşe yıkamayı Rasûlullah'ın fiillerinde görmekteyiz, o halde bunlar sünnettir.

İmam Şafiî'ye göre tertip farz, ancak peş peşe yıkama konusunda iki görüşü nakledilmiştir; mezheb-i kadîmine (önceki içtihadına) göre farz ve mezheb-i cedîdi-ne (sonraki içtihadına) göre sünnettir.

Sahih: Müsned, 1/21, H.no: 134; Diğer rivayet: 1/23, H.no: 153 (Jü nU) ziyadesiyle; Hadisin

senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Müslim, Taharet, 31 Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no: 173; (Müslim ve Ebû Davud'un bu rivayetinde Ebu'z-Zübeyr'den nakleden Ma'kıl b. Ubeydullah el-Cezerî'dir ki bu zât İbn Lehîa'nın mütâbii olmuş olur); İbn Mâce, Taharet, 139, H.no: 666; Dârekutnî, 1/109; Beyhakî, es-Sünenü 'l-kübrâ, 1/84;                                                                           ,                         .

Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi İçin bir önceki 289/597. hadise bk. 748 (Bir rivayette; Öğle namazı kılmak için )

Abdest Alırken Ayakların Yıkanması      ______________________________________341

İmam Ahmed'den gelen meşhur rivayete göre ise İkisi de farzdır, diğer riva­yette peş peşe yıkamak farz değildir, çok ara verilmedikçe caizdir. Tertip farzdır diyenler âyetteki tertibin leffi neşr-i mürettep (düzenli tertip)749 olduğu görüşün­dedirler. 15°

291/599-Hâlid b. Mâ'dân Rasûlullah'ın ashabından olan birisinden (Radıyallahü anh) nakleder:

Rasülullah (Saüattdha aleyhi ve sellem) birini namaz kılarken gördü; ayağının üst kısmına su ulaşmadığı için bir dirhem büyüklüğünde yer kuru kalmıştı. Rasülullah ona, abdesti iade etmesini emretti.

Edebiyatta iki türlü tertip vardır; Düzenli ve düzensiz:

a-Leff ü neşr-i mürettep: İlk söylenenle İkinci grupta söylenenlerin sıralı olmasıdır. b-Leff ü neşr-i müşevveş: Bu sıraya uymayan tertiptir. (Doğan, Mehmet, Büyük Türkçe Söz­lük, 637)

750 İmam Şafiî, Ümm, 1/25-26; Sehnûn, Müdevvene, 1/14-15; Kâsânî, BedâV, 1/21-22; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/12; İbn Kudâme, Muğnî, 1/125, 128

Sened: -j^- 'J-. jp*î £3^- *^' ıs*S- y»wı ^ı 'J^ l~*v^) Cii-

Sahih: Müsned, İn/424, H.no: 15434; Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no: 175; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/83; es-Sünenü's-suğrâ, s.97, H.no: 120; Müdellis Bakıyye b. el-Velîd tahdîs sığası ile nakletmiştir. Müslim bu zâtın an'anesini de kabul eder. Bennâ, ibn Hacer'in Tel-hîs'inden Esrem ile Ahmed b. Hanbel arasında geçen bir konuşmayı nakleder:

"Esrem: Bu hadisin isnadı ceyyİd midir?

Ahmed b. Hanbel: Evet, ceyyiddir.

-Peki tabiînden biri İşitmediği halde: " jX.^j «£■ & J^ ^—3' <v&Zd '& jij ^'^-" "Allah Rasûlü'nün ashabından biri bana hadis nakletti" derse bu hadis sahih olur mu?

-Evet, sahih olur, dedi. Bk.Bülûğu 'l-emânî, ü/46.

Cünüp bir kimse guslettiğinde su ulaşmayan yer kalması ile ilgili rivayetler:

a-Hz.Ali'den (Radıyallahü anh): Bk. İbn Mâce, Taharet, 138, H.no: 664 (İsnadı zayıfnr);

b-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ): Bk. İbn Mâce, Taharet, 138, H.no: 663 (İsnadı zayıftır).

292/600- Zü'1-Kelâ'dan olan Şebîb Ebû Ravh (RadıyaHahaanh):752 anlatıyor: Kendisi Hz. Peygamber'le (SaiMiahu aleyhi ve settem) sabah namazını kıldı, Rasûlullah namazda Rûm sûresini okudu ve bir âyette yanıldı. Namazı biti­rince dedi ki:

"Biz Kurâ'n okurken biri karıştırmamıza sebep oluyor, (zira) sizden bazı kişiler güzel abdest almadıkları halde bizimle namaz kılıyorlar. Bizimle namazda hazır bulunanlar abdesti güzel alsınlar!.."

§(Şebîb Ebû Ravh el-Kelâî'den (Radtyaiiahu anh) ikinci tarikle gelen riva­yet;) Rasûlullah (SalMiahu aleyhi ve seiiem) bize namaz kıldırdı ve Rûm sûresini okudu, bir âyeti karıştırınca,753 şöyle dedi:

   "Abdestsiz olarak namaza gelen bazı kişiler sebebiyle şeytan oku­yuşumuzda bizi yanıltıyor. Namaza geleceğinizde abdestinizi güzel alın!.."

Sened:

Sahih: Müsned, Ilİ/471-472,H.no: 15818; İkinci rivayet: m/471, H.no: 15816 (Heysemî, bu ikinci rivayetin senedindeki râvilerin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/241); III/471, H.no: 15817 (Şebib Ebû Ravh buradaki senede göre ashâbdan birinden nakle­diyor); Benzer rivayet için bk.V/363, H.no: 22967: (»f>]ı j u* ^u) İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/14, H.no: 34; Münzirî de Ahmed b. Hanbel'in râvilerinin kendileri ile delil getirilen kişiler olduğunu, Nesâî'nin de bu konuda bir naklinin bulunduğunu belirtir. Bk.Terğîb, 1/104-105. Ebû Ravh Şebîb (Zilkelâ1) el-Kelâî için bk.İbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, ü/609, Trc. no: 2381. 753 (Bir rivayette; sabah namazını kıldırdı, oradaRûm sûresini okudu ve yamhnca...)

(11)- AZALARI İKİ YA DA ÜÇ KERE YIKAMAK GEREKİR, FAZLASI MEKRUHTUR

293/601-Atâ1 b. Yesâr'dan:754

İbn Abbas (Radıyallahü anhümâ) abdest aldı, ve her uzvunu birer kere yıka­dı, sonra Rasûlullah'in (Saüaiiahu aleyhi ve seitem) böyle yaptığını zikretti.

294/602-İbn Abbas'tan (RadtyaUahuanhümâ):'

754 Sened: pU & j£j "^ '^C ıSii. j\'fj Sahih: Müsned, 1/336, H.no: 3113; Abdürrezzâk, 1/41, H.no: 126; Bennâ hadisin râvilerinin Buhâri ve Müslim'in ricalinden olduklarını ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/47. Ayrıca 294/602.hadisin tahricinebk.

Hz.Ömer'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.295/603.hadis. ' ■ Sened: jCJ J> tüai '£ x.l Ji ^ '£■ $QL \2jS~ '^ş"} c%-

Sahih: Müsned, 1/233, H.no: 2072; Benzer rivayet için bk. 1/332, H.no: 3073; 1/219, H.no: 1889; İbn Abbas'tan abdest alış şekli ile ilgili rivayet: 1/268, H.no: 2416 (& i,—-j ^—h U-^*- ■ ■ »> **0î Abdürrezzâk, 1/42, H.no: 127, 131; Buhârî, Vudû', 22 (Buhârî, muallak olarak da rivayet et­miştir. Bk. Vudû', 1); Ebû Dâvûd, Taharet, 54, H.no: 138; Tinnizî, Taharet, 32, H.no: 42 (Tirmizî, Hz. Ömer, Câbir, Büreyde, Ebû RâfT ve Îbnü'l-Fâkih'ten de rivayetin bulunduğunu, İbn Abbas'ın naklinin bu husutaki en sahih rivayet olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 64, H.no: 80; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/81, H.no: 85; İbn Mâce, Taharet, 45, H.no: 411; Dârimi, Vudû', 29, 39, H.no: 702-703, 717; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/18, H.no: 74-75; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/29; İbnü'l-Cârûd, H.no: 69; îbn Huzeyme, 1/77, 88, H.no: 148, 171; îbn Hıbbân, m/357, 374, H.no: 1076, 1095; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, K/163, H.no: 9429; Ebû Ya'lâ, X/156, H.no: 5777; Ebû Nuaym, Müsnedü EbîHanîfe, s.123; Hâkim, 1/247, 251, H.no: 521 (Hâkim, Müslim'in şartına/râvisine uygun olarak sahih olduğunu söy­ler. Zehebî de aynı görüştedir), 534 (şâhid olarak nakleder); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/50, 67, 73, 80, 162, 286;

a-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/29; Ebû Ya'lâ, K/448, H.no: 5598; Hâkim, 1/251, H.no: 533 (Hâkim, Müslim'in şartma/râvisine uygun olarak sahih olduğunu söyler. Zehebî de aynı görüştedir); Beyhakî, es-Sünenü 'l-kübrâ, 1/80;

b-Abdullah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Bezzâr, VI/368, H.no: 2385; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VII/228, H.no: 7346; Heysemî, senedinde Mendel b. Ali'nin

344                       __________^______________Azaları İki Yada Üç Kere Yıkamak

Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve settem) abdestte uzuvlarım birer kere yıkadı.

295/603-Ömer b. Hattab'dan (RadıyaiiaManhy. Rasûlullah'ı (SaUaüaM aleyhi ve seiiem) abdestte uzuvlarım birer kere yıkar­ken gördüm.

296/604-Muttalib b. Abdullah'tan:757

bulunduğunu, bu râviyi Ahmed b. Hanbel, İbnü'l-Medînî ve bir rivayette Yahya b. Maîn'İn zayıf saydığım, bir rivayette ise sika saydığını belirtir. Bk.Mecma', 1/232;

c-Büreyde'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Rûyânî, Müsned, 1/65, H.no: 9; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/271;

d-Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 45, H.no: 410; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/17, H.no: 66;

e-Enes'teıı (Radıyallahii anh) şahidi için bk. Nesâî, es-Sünenii'l-lcübrâ, 1/81, H.no: 84;

f-Kaysî'den (Radıyallahii anh) şahidi için 297/6O5.hadİse bk. Müsned, V/368, H.no: 23012; Nesâî, Taharet, 91, H.no: 113; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/89, H.no: 115;

g-Übey b. Ka'b'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 47, H.no: 420 (Bûsırî, senedindeki Zeyd b. el-Havârî el-Ammî sebebiyle zayıf olduğunu belirtir. Bk. Misbâhu'z-zücâce, 1/62);

h-Ebû Râfı'den (Radıyallahii anh) şahidi için bk. Rûyânî, Müsned, 1/478, H.no: 727; Bezzâr, IX/316, H.no: 3864; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evmt, 1/278, H.no: 907;

ı-Hz.Ömer'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. (Bir sonraki 295/603.hadis)

Hasen: Müsned, 1/23, H.no: 149; Benzer rivayet için bk. 1/23, H.no: 151 ( (Bu rivayet Rişdîıı b. Sa'd sebebiyle zayıftır. Fakat diğer rivayetle hasen li gayrihi mertebesi­ne yükselir); Tirmizî, Taharet, 32, H.no: 42; İbn Mâce, Taharet, 45, H.no: 412 (Tebük Sava­şında olduğu belirtilmektedir.). (Bûsırî, senedindeki Rişdîn b. Sa'd sebebiyle zayıf olduğunu belirtir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/60); Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/29; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi İçin bk.22/64.hadis. tbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için önceki 2293-294/601-602.hadislere bk. 757 Sened: JJı &■ J '^üHM "£■ ^Oj'15'1 £■**■ ç. jj ^

Hasen: Müsned, 11/28, H.no: 4818; Benzer rivayet için bk. 1/372, H.no: 3526 (Sened ve metni ile aynı olan bu rivayet İbn Abbas'ın müsnedİnde yer almıştır); II/8, H.no: 4534; 11/132, H.no:

6158; n/38-39, H.no: 4966 (...t-ŞBü*.....î^i^U*); 1/219, H.no: 1889; Nesâî, Taharet, 65,

H.no: 81; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/81, H.no: 88; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 414; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XII/386, H.no: 13430; İbn Hıbbân, İÜ/372, H.no: 1092; Ebû Ya'lâ, X/156, H.no: 5777;

Azaları İki Yada Üç Kere Yıkamak_______________345

Abdullah b. Ömer (Radtyaiiahu anhümâ) abdestte uzuvlarını üçer kere yıka­dı ve bunu Rasûlullah'a (Saliaüaha aleyhi ve settem) isnad etti.

Abdullah b. Abbas da (Radıyallahü anhümâ) abdestte uzuvlarını birer kere yıkadı ve bunu Rasûlullah'a (Saiiaiiahü aleyhi ve settem) isnad etti.

297/605-Umâre b. Osman b. Huneyf ten:758

el-Kaysî (Radtyaiiahüanhüm) şöyle anlattı:

Kendisi bir yolculuk sırasında Rasûlullah'la (Saiîaiiahu aleyhi ve seiiem) be­raberdi. Rasûlullah bevl etti, sonra kendisine su getirdi, kaptan eline su döktü ve bir kere yıkadı, yüzünü, kollarını ve ayaklarını birer kere iki eliyle yıkadı.

Konuşmasını şöyle tamamladı: Baş parmağı sarmaladı.

298/606-Abdullah b. Zeyd el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):

Heysemî, Abdulmuttalib b. Abdullah b. Hantab el-Mahzûmî hakkında "sikadır, zafi­yeti de vardır" der. Bk.Mecma', VIII/165, 207;

Bennâ Ebû Zür'a ve Dârekutnî'nin sika saydıklarım, İbn Sa'd'm: "Çok hadis rivayet eden biridir. Hadisi ile delil getirilmez. Çünkü (sahâbî olmadığı halde) Hz.Peygamber'den bizzat hadis nakletmiş/irsâl yapmıştır" dediğini nakleder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/48. sened: ^^~ ^ oıiit ^ ijCe- ^j—. ju ^jj-Uı ^i** yji 'jc- çi i2ü- ^iü '^1ÜJ-J ıi'ji-

Sahih: Müsned, V/368, H.no: 23012; Nesâî, Taharet, 91, H.no: 113; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/89, H.no: 115;

Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu belirtir. Senedinde yer alan Ebû Ca'fer ei-Medînî'nin Ebû Ca'fer el-Kârî' diye de tanındığını, asıl isminin Yezid b. el-Ka'kâ' olduğunu, İbn Sa'd'ın bu zat hakkında: "Sikadır, az hadis rivayet etmiştir. Kırâatta Medineliierin imamı­dır"; Zehebî'nİn ise: "İbn Maîn ve Nesâî "sika", Ebû Hatim "sâlihu'l-hadis" saydı" dedikleri­ni nakleder. Bk.Bülûğu'1-emânı, n/48.

Senedinde yer alan Umara b. Osman b. Huneyf e!-Ensârî İse İbn Hacer'e göre makbul sayılmıştır. Bk.Takrîb, Trc.no: 4854.

346__________________________________________Âzâlan iki Yada Üç Kere Yıkamak

Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) abdestte uzuvlarım ikişer kere yıkadı.

299/607-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh):160

Rasûlullah'ı (Saiiallahu aleyhi ve sellem) Abdestte uzuvlannı ikişer kere yı­karken gördüm.

300/608- Osman b. Affân'dah (RadtyaOahüahh)'?

Sahih: Müsned, TV/41, H.no: 16416; Buhârİ, Vudû', 23, 38, 41-42, 45-46; Müslim, Taharet, 18; Dârimi, Vudû', 28, H.no: 700-701; İbn Huzeyme, 1/87, H.no: 170; Ebû Hüreyre'den (Radıyallahii anlı) şahidi için bir sonraki 299/607.hadise bk. 760 Scned: £

Sahih: Müsned n/364, H.no: 8747; ££« Öâvûrf, Taharet, 53, H.no: 136; Tirmizl Taharet, 33, H.no: 43 (Tirmizî, hadisin "hasen-garib" olduğunu ve Câbir'den de nakledildiğini söyler); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/18, H.no: 81; Hâkim, 1/251, H.no: 533 (Hâkim: "Müslim'in şartı-na/râvisine göre sahihtir" demiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/79;

Abdullah b. Zeyd el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bir önceki 298/606.hadise bk. 701 Sened: jrç rf(&jA'J'jix»'Cf J#£[£i "ç/'i &^

Sahih: Müsned, 1/57, H.no: 403; Şâfıî, Müsned, s.16; Abdürrezzâk, 1/41, H.no: 125; Buhârî, Vudû', 24; Müslim, Taharet, 9; îbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/17, H.no: 62-63; İbnü'l-Cârûd, H.no: 72; İbn Huzeyme, 1/4, H.no: 3; Ebû Avâne, 1/203, H.no: 657; Bezzâr, II/7, 11, H.no: 343, 349; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, IV/148, H.no: 3836; VII/38, H.no: 6783; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/107, H.no: 161; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/62, 78; Makdisî, Muhtara, VMI-A12, H.no: 345, 347; 11/119, H.no: 492; Heysemî, senedindeki râvilerin sahih hadis ricali olduklarım ve Sahİh'te de geçtiğini söyler. Bk. Mecma', 1/228-229; 11/277-278;

Abdest azalarının üçer kez yıkandığım bildiren hadisler:

a-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 33, H.no: 43; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 415;

b-Muğîre b. Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi İçin bk. Hâkim, UI/510, H.no: 5899 (Hâkim: "Garib ve isnadı sahihtir" der. Zehebî ise isnadının zayıflığı sebebiyle Telhîs'ten hazfetmiştir);

c-Rubeyyi' bt. Muavviz b. Afrâ'dan (Radıyallahü anhâ) şahidi İçin bk. Müsned, V/359; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VII/215, H.no: 7309;

d-Abdullah b. Ebî Evfâ'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 416 (Bûsırî: "Fâid b. Abdurrahman sebebiyle çok zayıftır" der. Buhârî bu zat hakkında

Âzâlan İki Yada Üç Kere Yikamak__________________________________________347

Rasûlullah (Sediattahu aleyhi ve sellem) abdestte uzuvlarını üçer kere yıkadı.

301/609-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anhy.162

Rasûlullah (SaliaiiaTm aleyhi ve sellem) abdest aldı; ellerini üçer kere yıkadı, ağzına ve burnuna üçer kere su aldı ve diğer azalarını da üçer kere yıkadı.

302/610-îbn Ömer'den (RaâtyâıiahüanMmâ);

.763

"münkeru'l-hadis", Hâkim de: "Abdullah b. Ebî Evfâ'dan mevzu hadisler nakleder" der. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/61);

e-Ebû Mâlik el-Eş'arî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 417 (Bûsırî, "Senedindeki Leys sebebiyle zayıftır" der. BkMisbâhu 'z-zücâce, 1/61);

f-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 414;

g-Aişe'den (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk.   İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, m/120, H.no: 2669;

h-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/17, H.no: 61; VII/318, H.no: 36464;

ı-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk, Müsned, 1/369, H.no: 3490;

i-Muâvİye'den (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Müsned, IV/94;

j-Mikdâm b. Ma'dîkerib'den (Radıyallahii anh) şahidi için bk. Müsned, IV/132;

k-Enes'ten (Radıyallahüanh) şahidi için bk. Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/28, H.no: 9;

1-Ebû Râfî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/317, H.no: 937.

Sened: *^- jc- j^> Ji jj-^ 'J* i&* 'J- >c^ ıf^-ı Sjjî ıl*ii-

Hasen: Müsned, V/257, H.no: 22118; Benzer rivayet için bk. V/258, H.no: 22125; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/17, H.no: 61; VII/318, H.no: 36464; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/121, 254, H.no: 7555, 7990 (U%' ^^-ij iftfc j^-i^j M aj£ j_> Uj; ^} Uc iı ^ âı J^-j ül

Ayrıca 253/561.hadisebk.

Abdullah b. Zeyd'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. IV/40, H.no: 16404

763 Sened: ğü 'j. 'j£İ\                                  ^ ^

348                                                                                     Azaları İki Yada Üç Kere Yıkamak

Hz. Feygamber (Satiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle dedi:

"Kim Abdestte birer kere yıkarsa, bu onun mutlaka yapması lazım gelen abdest görevidir,

Ve kim Abdestte ikişer kere yıkarsa, ona iki kat nasip (ecir) verilir,

Kim de Abdestte üçer kere yıkarsa, bu benim ve önceki Peygamber­lerin abdest alma şeklidir."

Hasen: Müsned, 11/98, H.no: 5735; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 419:

 ^Şj C=ji

(Bûsirî, Zevâid'iiıde: "İsnâdındaki Zeyd el-Ammî zayıftır. Abdurrahîm metruk hattâ kezzâbdır. Muâviye b. Kurra ise İbn Ömer'e mülâki olmamıştır. İnb Ebî Hâtİm Ilel'inde bu kannati belirtmiştir. Hâkim de bu görüşü Müstedrek'te açığa kavuşturdu" der.);

Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği, bazılarınca da sika sayılan Zeyd el-Ammî'nin bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/230. Ahmed Muhammed Şâkir, Heysemî'nin büyük bir hataya düştüğünü, Zeyd'İn sika olduğunu, Ebû İsrail'in ise sahih hadis ricalinden olmadığını belirtir. Hâkim İse bu hadîsi mürsel olarak gösterir. (Ebû İsrâîl hakkında bk.2/280.hadisin tahrici) 3u rivayeti de Ebû Hüreyre'nin hadisine (299/607,hadi s) şâhid olarak getirir. Hâkim, 1/251, H.no: 533 (Zehebî, Zeyd el-Ammî'nin vâhî olması sebebiyle hadisi zayıf sayar). Beyhald, es-SUnenü'l-kübrâ, 1/80-81;

Zeyd el-Ammî (Zeyd b. el-Havârî) Herât kadısıdır. Ebû Dâvûd bu zât İçin "Zeyd b. Mürre'dir" der. Şu'be ve Süfyân es-Sevrî, bu zâttan hadis almıştır. Buharı herhangi bir cerhte bulunmamıştır. Bk.et-Tânhu'l-kebîr, III/I/358; Tirmizî hadislerini sahih saymıştır (Bk. Sünen, Salât, 44, H.no: 212). Ahmed Muhammed Şâkİr, 11/18, H.no: 4683.hadisin tahricinde "sika­dır" der. Ahmed Muhammed Şâkir senedindeki Zeyd el-Ammî İçin "saduktur" der. Bk. Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55'in tahricinde). Bûsirî ise (ibn Mâce, Taharet, 60, H.no: 469) Zevâid'de Zeyd el-Ammî'nin zayıf, olduğunu bildirir. BkMisbâhu'z-zücâce, 1/68. Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği, bazılarınca da sika sayılan Zeyd el-Ammî'nin bulunduğunu belir­tir. Bk. Mecma', 1/230. Ahmed Muhammed Şâkir, Heysemî'nin büyük bir hataya düştüğünü, Zeyd'in sika olduğunu, Ebû İsrail'in ise sahih hadis ricalinden olmadığını belirtir.

Übey b. Ka'b'dan şahidi:

 : <Jı_î> CUÎ tâ &j p . yrüi 'j* $k İÜi ilLi-İ î£*y ^i tJİdj I.İİ : Jıi p ^J. Jfj. 'C'j p . i\Lp iİ illi J^j JJ

İbn Mâce, Taharet, 47, H.no: 420 (Bu rivayet için: "Zeyd el-Ammî ve ondan rivayet eden Abdullah b, Arâde zayıftır" der ve Ahmed b. Hanbel'in bu isnadına işaret eder).

Hadis zayıf olmakla birlikte şahid ve mütâbileri ile hasen li gayrihi seviyesine yükse­lir. Ayrıca 307/6l5.hadise bk.

303/611-EbûEnes'ten:764

764

Sened:

Sahih: Müsned, 1/57, H.no: 404; Mâlik, Taharet, 29; Buhârî, Rikâk, 8; Müslim, Taharet, 9; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/159, H.no: 1571; Heysemî, Taberânî'nin Evsat ve Sağîr'inde ve Bezzâr'm Müsned'inde Enes'ten nakledilen şu hadis için de ricalinin sika olduklarını belirtir.

BkMecma', 1/231.

350___________________________________________Azaları İki Yada Üç Kere Yıkamak

Hz. Osman (Radıyallahü anh) bir yerde oturarak abdest alıp765 (azalarını) üçer kere yıkadı, yanında Rasûlullah'ın ashabından birçok kişi vardı. Hz. Osman onlara dedi ki:

'Rasûlullah'ı bu şekilde (abdest alırken) gördünüz, öyle değil mı?'

Onlar da:

'Evet' dediler, (kendisini tasdik ettiler.)

§ İkinci tarikle gelen rivayette benzeri zikredildi: Hz. Osman'ın azatlısı Humran'dan:

"Hz. Osman (Radıyaltahü anh) bir yerde oturarak abdest aldı ve uzuvlarım üçer üçer yıkadı, sonra dedi ki: Rasûlullah'ın (SailaliaM aleyhi ve seiiem) şu sözünü

işittim:

"Kim benim aldığım şu abdest gibi abdest alır, sonra namaza kal­karsa bütün hataları dökülür, yani yüzünden, ellerinden, ayaklarından ve başından..."

§ Üçüncü tarikle gelen rivayette de benzeri zikredildi:

Muhammed b. Abdullah b. Ebû Meryem'den:

Hz. Osman'ın azatlısı İbn Dâre'nin yanma geldim, benim mazmaza yaptığımı (abdest aldığımı) işitince; 'Ey Muhammedi' dedi. Ben de; 'Bu­yur!' deyince sözüne şöyle devam etti: 'Rasûlullah'ın abdest alış şeklini sana haber vereyim mi? Hz. Osman'ı (Radiyaiiaha anh) bir yerde otururken gördüm, abdest suyu istedi ve üç kere ağzına, üç kere burnuna su çekti, yüzünü üç kere ve kollarını üçer kere yıkadı, başını üç kere mesh etti ve ayaklarını yı­kadı, sonra şöyle dedi:

'Kim Rasûlullah 'in (SailaliaM aleyhi ve sellem) abdest alış (şeklini) görmek isterse, işte Rasûlullah'ın abdesti (böyleydi)."166

Bir rivayette; bîr yerde otururken abdest için su istedi ve abdest aldı, geçmektedir.

İkinci ve üçüncü gelen rivayetler Müsned'de geçtiği halde el-Fethu'r-Rabbânî'de herhalde benzer olduğu için alınmamıştır. Bk. Bennâ, 11/49 (Bu rivayetler Hz. Osman abdest alırken etrafında bulunan kişilerin nakilleridir.)

Azaları İki Yada Üç Kere Yıkamak                        _____________________________    351

304/612-(z.) Abdühayr'dan:767

Hz. Ali (Radıyaüahu anh)\

'İşte bu Rasûlullah 'in (Saliaiiahü aleyhi ve sellem) abdest alış şeklidir' dedi ve azalarım üçer kere yıkadı.

§İkinci tarikle gelen rivayette benzeri zikredildi:

Hz. Ali (Radıyaüahü anh) abdestte azalarını üçer kere yıkadı, başını mesh etti, sonra kalan suyu içip şöyle dedi:

'Rasûlullah 'in (Saftallahâ aleyhi ve sellem) abdest alîş (şekline) bakmak kimi mutlu ederse işte buna baksınl...'

305/613-Amr b. Şuayb babası yoluyla dedesinden768 (Radıyaiiaha nakleder:769

Sened: oı^s" Ji <^i

Sahih: Müsned, 1/114, H.no: 919; Benzer rivayet için bk.I/124, H.no: 1016; 1/157, H.no: 1350 (...ı_Wîı_WîUy) 1/142, H.no: 1204; 1/125, H.no: 1025; 1/123, H.no: 1007; 1/115, H.no: 928;

1/116, H.no: 945; Ebû Yûsuf, Kitâbü'l-Âsâr, s.2; Abdürrezzâk, 1/38, H.no: 120; Tinnizî, Taha­ret, 34, H.no: 44 (Tirmizî bu konuda Hz.Osman, Âişe, Rubeyyi', İbn Ömer, Ebû Ümâme, Ebû Rafı', Abdullah b. Amr, Muâviye, Ebû Hüreyre, Câbir, Abdullah b. Zeyd ve Übey b. Ka'b'dan rivayetlerin bulunduğunu ve Hz.AJi'nin rivayetinin bu hususta en kuvvetli rivayet olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 103, H.no: 136; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, 22, H.no: 60, 135; Bezzâr, ü/7, 309, H.no: 148, 734; İÜ/54, H.no: 809; Makdisî, Muhtara, D/77, 118, 119, 285, H.no: 455, 491,492, 665-667; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/63

768 Yani Abdullah b. Amr b. As'tan (Radıyallahü anhümâ) 169 Sened: &sı£ ,J ^ J*y ^ <jQİ Cji- j£ £!£-

Sahih: Müsned, 11/180, H.no: 6684; Ebû Dâvûd, Taharet, 52, H.no: 135; Nesâî, Taharet, 105, H.no: 140; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/82, H.no: 89; İbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 422; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, H.no: 58; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/22; İbnü'l-Cârûd, H.no: 45; İbn Huzeyme, 1/89, H.no: 174; Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 11/162, H.no: 1111; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/79; Heysemî, Taberânî'nin Kebîr'inde İbn Abbas'tan nakledilen şu hadis için: "Senedinde Süveyd b. Abdülaziz var, bu zatı Ahmed ve Yahya zayıf, Duhaym sika say­mıştır" der:

Bk.Mecma', 1/231.

Üçer kez yıkadığına dair daha önce zikredilen hadisler için bk.

Rubeyyi' bt. Muavviz'den (Radıyallahü anhâ): 271/579;

352

Âzâlan İki Yada Üç Kere Yıkamak

Hz. Peygamber'e (Saiiattahu aleyhi ve seiiem) abdesti sormak Üzere bir bede-vî geldi. Peygamberimiz ona azalarını üçer kere yıkayarak (abdesti gösterdi) ve şöyle dedi:

"İşte abdest budur, kim bundan fazla yıkarsa günaha girmiş, haddini aşmış ve haksızlık yapmış olur."

NOT: Bu hadiste, Rasûlullah üçten fazla yıkamanın israf olması konusuna

dikkat çekmektedir.

Muâviye'den (Radıyallahü anh) nakledilen: 280/588.hadis ve diğer şâhidler için 300/608, hadi­sin tahricine bk. Abdestte israf ile ilgili hadisler için bk.212-213/520-521.hadisler.

(12)- ABDESTTEN SONRAKİ DUA VE ZİKİRLER

306/614-Hz. Ömer'den (Radıyallahü anh):1

Hasen: Müsned, 1/19, H.no: 121 (Ebû Akil'in amcasının oğlu meçhuldür, hadis bu sebeple zayıftır. Ancak hadis sahih şahidi ile hasen li gayrini seviyesine yükselir); Müslim, Taharet, 17; Ebû Dâvûd, Taharet, 65, H.no: 169; Tinnizî, Taharet, 41, H.no: 55:

lafzı ile rivayet edildi. Tinnizî, Enes ve Ukbe b. Amir'den (Radıyallahü anhümâ) de nakledil­diğini belirtir. Senedinde ızdırabın bulunduğunu belirten Tirmİzî'ye Ahmed Muhammed Şâkİr şu cevabı verir: "Tirmisî hata etmiştir. Hadisin aslı sahihtir. Senedi doğrudur. Izdırab sadece Tirmizî'nİn kendi senedinde vardır. Ahmed b. Hanbel'in senedlerinde böyle bir ızdırab yok­tur." Nesâî, Taharet, 109, H.no: 148; es-Siinenü'l-kübrâ, 1/94, H.no: 141; îbn Mâce, Taharet, 60, H.no: 470; Taberânî, Misnedü'ş-Şâmiyyîn, I/l 15, H.no: 176;

Hadisin şâhidleri:

a-Ukbe b. Âmir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. (203/511.hadis): Müsned, IV/150-151, H.no: 17296 (^ü & f); IV/145-146, H.no: 17247; Abdürrezzâk, 1/45-46, H.no: 142; Dârimi, Vudû', 44, H.no: 722; îbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/13, H.no: 21, 24; VI/113, H.no: 29896; Ebû Avâne, 1/190-191, H.no: 604-605; Bezzâr, 1/361, H.no: 242; Ebû Ya'lâ, 1/162, 213, H.no: 180,249; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XVÜ/331, H.no: 916; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/298, H.no: 554-; Hâkim, 11/433, H.no: 3508; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/78;

b-Enes'ten (Radı-}alla.hü anh) şahidi için bir sonraki 317/615.hadise bk.

c-İbn Ömer'den (Radtyattahü anhümâ) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 47, H.no: 419. Metni:

O &

 j ClL' Üli' tVjT, (ji^Jl ^. jlîil Sji.j Üi JUi ^

/ön Mâce, Tahâiet, 47, H.no: 419 (Bûsırî Zevâid'de Zeyd el-Ammî'nin zayıf, Abdurrahim'in ise metruk, hattâ kezzâb olduğunu, MOâviye b. Kurra'nın, İbn Ömer'e mülâkî olmadığını belirtir. BYMisbâhu'z-ziicâce, 1/61); Beyhakî, es-Siinenü'l-kübrâ, 1/80, H.no: 385; es-Sünenü's-suğrâ, s.94, H.no: 112; Ebû Ya'lâ, IX/448, H.no: 5598; Heysemî ise Müâviye b. Kurra'nın babası ve dedesi aracılığıyla naklettiği hadîs diye verir ve Taberânî'nİn Evsat'ında (Bk. el-Mu'cemü'l-evsat, IY/78, H.no: 3661; VI/239, H.no: 6288) zikredildiğini söyleyerek

354_________________________________________Abdestten Sonra Dua ve Zikirler

RaSÛlUİlah (Sallattahü aleyhi ve sellem) dedi ki:

"Kim abdest alır, abdestini güzelce tamamlar da sonra göğe bakarak: 'Eşhedü en lâ ilahe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh ve Eşhedü enne

Muhammeden abdühû ve rasûlüh'111 derse kendisine cennetin sekiz kapısı

açılır ve dilediği kapıdan içeri girer."

307/615-Enes b. Mâlik'ten (Raâtyaiiohuanh):'

Abdurrahim b. Zeyd el-Ammî'nin metruk, babasının ise ihtilaflı olduğunu ifade eder. Bk. Mecma', T/239.

d-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/13, H.no: 19; VI/113, H.no; 29893:

Heysemî: 'Taberânî'nİn Evsat'ında sahih hadis ricali İle nakledilir" der. Bk.Mecma\ 1/239. e-Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/13, H.no: 20; VI/113, H.no: 29894:

f-Huzeyfe'den (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/13, H.no: 25; VI/114, H.no: 29897:

0oo*Wi

Heysemî: 'Taberânî'nİn Kebir ve Evsat'ında Huzeyfe'den merfû olarak da nakledilir" der. Bk.Mecma', T/239.

g-Hz.Osman'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk.

Heysemî, hadisin Ebû Ya'lâ tarafından nakledildiğini, senedinde zayıflığında icma olan Muhammed b. AbdurrahmarTın bulunduğunu belirtir. BkMecma', 1/238-239. 71 Trc. 'Ben şahidim ki tek olup ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilâh yoktur ve yine şahi­dim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür.'

Senet!: ı-»i)ı j^'j k»a». ^J»} J> 4JJ1 xş- 'Jl j'J^- ıl'-ıi- ı'jû\'j \2%- jj^i- 'J\ Cjii- ıî'jö-

Hasen: Müsned, III/265, H.no: 13727; Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55 (Ahmed Muhammed Şâkir senedindeki Zeyd el-Ammî için "saduktur" der. Bk. Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55'in tahricinde) İbn Ebî Şeybe, Musannef 1/13, H.no: 22; VI/113, H.no: 29895; İbn Mâce, Taha­ret, 60, H.no: 469 (Bûsırî Zevâid'de Zeyd el-Ammî'nin zayıf, olduğunu, Hz.Ömer'den şahi­dinin ise Tirmizî'nin de belirttiği gibi ızdıraplı olduğunu bildirir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/68) Fakat Sindî haşiyesinde Hz.Ömer'den nakledilen hadisin sahih olduğunu, Müslim, Ebû Dâvûd

Abdestten Sonra Dua ve Zikirler                                                                                 355

RaSÛlUİlah (Saîlallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:

"Kim abdest alır, abdestini güzelce tamamlar da sonra üç kere: ^Eşhedü en lâ ilahe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh ve Eşhedü enne

Muhammeden abdühû ve rasûlüh'113 derse cennetin sekiz kapısı açılır ve

dilediği kapıdan içeri girer."

NOT: Rasûlullah'in abdestten sonra yaptığı dualarla ilgili çeşitli rivayetler vardır ve bunlar dışında sünnette dua geçmemektedir yani her abdest uzvu için nak­ledilen dua sünnet değildir, âdabtan sayılır.'774

Subhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilahe illâ Ente, esteğfiruke ve etûbü ileyk775

Allahümmec'alnî mine't-Tevvâbîne vec'alnî mine'l-Mütetahhirîn;116

(Duanın Trc. 'Kudret sahibi/eşsiz olan Allahim! Seni hamd ile tazim ederim.

Ben şahidim ki tek olup ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilâh yoktur ve yine şahidim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür.' Allahım beni tevbe eden­lerden kıl, Allahım beni temizlenenlerden kıl!')

§Hadiste geçen cennete girme durumu, bu halde/temiz olarak ölürse şeklinde anlaşılabilir. Doğrusunu Allah bilir.

ve Tirmizî'nin naklettiğini, bu hususta Tirmİzî'ye itibâr edilmeyeceğini belirtir); Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği, bazılarınca da sika sayılan Zeyd el-Ammî'nin bulunduğunu belir­tir. Bk. Mecma1, 1/230. Ahmed Muhammed Şâkir, Heysemî'nin büyük bir hataya düştüğünü, Zeyd'in sika olduğunu, Ebû İsrail'in ise sahih hadis ricalinden olmadığını belirtir. Zeyd el-Ammî (Zeyd b. el-Havârî) Herât kadısıdır, Ebû Dâvûd bu zât İçin "Zeyd b. Mürre'dİr" der. Şu'be ve Süfyân es-Sevrî, bu zâttan hadis almıştır. Buharı herhangi bir cerhte bulunmamıştır. Bk.et-Târthu'l-kebîr, IH/I/358; Tirmizî hadislerini sahih saymıştır (Bk. Sünen, Salât, 44, H.no: 212) Ahmed Muhammed Şâkir 11/18, H.no: 4683.hadisin tahricinde "sikadır" der.

Hadis zayıf olmakla birlikte şahîd ve mütâbileri ile hasen 1İ gayrihi seviyesine yükse­lir. Aynca 302/610.hadise bk.

' Trc. 'Ben şahidim ki tek olup ortağı bulunmayan Allah 'tan başka ilâh yoktur ve yine şahi­dim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür.' 774 Bennâ, age., 11/52 77:1 Aynca bk.Nesâî, Amelü 7- yevmi ve 'l-leyle, 173

 y ^ Jiî

San'ânî, Nesâî'nin rivayet ettiği bu hadis İçin "mevkuf olarak sahih" dediğini nakleder. 776

776

(Bk.Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55; Beyhakî, es-Sünenü's-Suğrâ, 1/94, es-Sünenü'l-Kübrâ, 1/78; Heysemî, Mecmeu'z-zevâid (Taberânî'^nin"el-Mûcemu'l-kebîr ile Evsafından nakil), 1/243-244 )

(13)- ÂBDESTTEN SONRA ÖNÜNE SU SERPMEK

.777

308/616-Zeyd b. Hârise'den (Radıyallahü mh):1

Hz. Peygamber (SaUattahÜ aleyhi ve setlemy.

"Vahyin indiği ilk dönemde Cebrail'in kendisine geldiğini ve abdestle namazı öğrettiğini" anlattı, abdestten sonra da bir avuç su alıp (şeytanın ves­vesesinden kurtulmak için) ferci tarafına serpti.

777 Sened: %J>- J> Â'j <J 'J* 4'j &

Sahih: Müsned, IV/161, H.no: 17410; Abd b. Humeyd, Müsned, s.l 18, H.no: 283; İbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 462; Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, 1/201, H.no: 258; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Hadisin şâhidleri:

a-Hakem b. Süfyân es-Sekafî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 461; Suyûtî, hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd, İbn Mâce ve Hâkİm'in Müstedrek'ine nisbet ederek sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiıt's-sağîr, H.no: 145; Münâvî de Hakem b. Süfyân'm Hz.Peygamber'den (Sallallahü aleyhi ve sellem) semâmda ihtilâfın bu­lunduğunu belirterek İbn Abdilber'in: "Bu zâtın abdest konusunda bir hadisi vardır, onun da senedi muzdariptir, o da bu hadistir" dediğini nakleder. Bk. Feyzu'l-Kadîr, V/145-146. Bu rivayet 155/463.hadiste zikredildi.

b-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 463;

c-Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 464 (Kays b. Asım sebebiyle zayıftır);

Ayrıca bir sonraki 309/617. hadisin tahricine bk.

Abdestten Sonra Önüne Su Serpmek___________________________357

309/617-Üsâme b. Zeyd'den (RadıyaiiaM anhy™

'Hz. Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem):

"Cebrâîl indiğinde kendisine abdesti öğrettiğini, abdesti bitirince su­dan bir avuç alıp elbisesinin ferci tarafına serptiğini" anlattı.' Râvi şöyle dedi, 'Rasûlullah abdestten sonra (üstüne) su serperdi.'

Sened: ^

Hasen: Müsned, V/203, H.no: 21668; Haris b.Ebî Üsâme, Müsned (Zevâidü'l-Heysemî), 1/210, H.no: 72; Dârekuînî, 1/111; Heysemî, hadisin senedinde Rişdîn b. Sa'd'm bulunduğu­nu, bu zâtı Heysem b. Hârice ve bir rivayete göre Ahmed b. Hanbel'in sika, diğerlerinin zayıf saydığını belirtir. Bk. Mecma', 1/241-242; İbn Hacer, Rişdîn'in zayıf olduğunu söyler ve Ebû Hâtim'in "İbn Lehîa'yı Rişdîn'e tercih ettiği" görüşünü nakleder. İbn Yûnus'un da şöyle de-diğİnİ kaydetmiştir: "Dininde sağlam biri idi. Sonradan gaflete düştü ve ihtilât etti." Bk. Takrib, Trc. no: 1942. Zehebî ise Ebû Zür'a'nın "zayıftır" dediğini naklederek hafızasının kötü olduğunu hatırlatmıştır. Bk.Kâşif, Trc. no: 1575. Tirmizî, hafızasından dolayı âlimlerin bu zatı zayıf saydığını söyler. Bk.Tirmizî, Salât, 17, H.no: 513; Taharet, 40, H.no: 54. (Ahmed Muhammed Şâkir ise Tirmizî'nin bu hadisinin haşiyesinde zayıflığının tartışılabile­ceğini ifade etmiştir.)

Bennâ hadisin Tirmizî'nin Ebû Hüreyre'den, Abdürrezzak'm İbn Abbas'tan, İbn Mâce'nin de Câbir'den şâhidlerinin bulunduğunu söyler. Bk.Bülûğu'l-emânî, ü/53.

Ayrıca bir önceki 308/616. hadisin tahricine bk.

(14)- HER (FARZ) NAMAZ İÇİN ABDEST ALMA

YANINDA, BİR ABDESTLE BİRDEN FAZLA NAMAZ

KILMANIN CEVAZI

310/618-Muhammed b. Yahya b. Hıbbân el-Ensârî'den ™:

Abdullah b. Ömer'in oğlu Ubeydullah'a (Radıyaiiaku mhsmy.

'Abdullah b. Ömer'in abdesti hakkında ne dersin; her namaz için ab-destli olsun ya da olmasın (yeniden) abdest alır mıydı?' deyince şunları anlattı:

'Zeyd b. Hattab'm kızı Esma,

Abdullah b. Hanzale b. Ebî Âmir (yani İbnü'l-GasîI)780den nakletti:

'Rasûlullah (Saiiatiaha aleyhi ve seiiem) her (farz) namaz için abdestli olsun ya da olmasın abdest almakla emrolundu. Bu durum Rasûlullah'a ağır ge­lince her namazda misvak kullanmakla emrolundu. Abdesîsiz olması dışında, abdest alma zorunluluğu kendisinden kaldırıldı.'"

Devamla (Ubeydullah) şöyle dedi:

'Abdullah (İbn Ömer) bu görüşü781 kuvvetli görüp ölünceye kadar o-nunla amel etmişti.'

Sened:

Sahih: Müsned, V/225, H.no: 21857; Sika müdellis İbn İshâk tahdis siğası ile naklettiğinden dolayı îıadis makbuldür. Ebû Dâvûd, Taharet, 25, H.no: 48; Dârimu Vudû', 3, H.no: 664; İbn Huzeyme, 1/71, H.no: 138; Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, IV/244, H.no: 2247; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/43; Hâkim, 1/258, H.no: 556 (Hâkim: "Müslim'in şartma/râvisine göre sahih­tir" demiş, Zehebî de bunu onaylamıştır); Makdisî, Muhtara, IX/265-266, H.no: 227-228; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VTI/49; Misvak ile ilgili hadisler için bk. 166/474, 172/4S0.hadisler

'80 Abdullah'a İbnü'l-Gasîl denirdi, zira babası Hanzale melekler tarafından yıkandı. (Bk. İbn Abdilber, İsîîâb, III/892). Bu zât için bk. 11 l/419.hadisin dipnotu.

 

Yâni abdest bozul madiği nda diğer vaktin namazı kılmabilir görüşü

311/619-Amrb. Âmir'den782:

Hz. Enes'İn (Radıyallahü anh)\

"Rasûlullah (Saiiallaha aleyhi ve sellem) her (farz) namaz için abdest alırdı,' dediğini duyunca kendisine sordum:

'Ya siz nasıl yapardınız?' O:

'Biz abdestimiz bozulmadığı sürece bir abdestle birden fazla namaz kılardık* dedi.

312/620-Süleyman b. Büreyde babasından nakleder (Radıyallahü anhy.''

Sahih: Müsned, 111/132, H.no: 12286; Benzer rivayet için bk. III/26O, H.no: 13669; III/154, H.no: 12503; ÜI/133, H.no: 12305; m/194, H.no: 12951; Buhârî, Vudû', 54; Müslim, Taha­ret, 86; Ebû Dâvûd, Taharet, 112, H.no: 171; Tirmizî, Taharet, 44, H.no: 58 (hasen-garib); NesâÛ Taharet, 101, H.no: 131; İbn Mâce, Taharet, 72, H.no: 509; Dârimi, Vudû', 46, H.no: 726; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/42; Suyûti, hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 6979;

Hadisin şâhidleri:

a-Câbir'den (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 72, H.no: 511 (Bûsırî, senedindeki Fadl b. Mübeşşir sebebiyle zayıf saydı. Bk.Misbâhu 'z-zücâce, 1/73);

b-Sa'd'dan (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. Dârimi, Vudû', 3, H.no: 663; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/33, H.no: 286;

c-Seleme'den (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/33, H.no: 287

Sened: ^'J- 'J> *1sji J&- isCiL. 'j& j_»i. 'J, j^4 £j^-

Sahih: Miİsned, V/350, H.no: 22862; Benzer rivayet için bk. V/351, H.no: 22869; V/358, H.no: 22925; Metni için bk.

 >y »Jiil ç'j! ö\i~ LJj îLLU JT Âlt U>^ fX~'j Sİ* JJ' jjC' ,Jti 015" : Jü *-A

360                                                                                      Her Namaz İçin Abdest Alma

Hz.  Peygamber (SatiallaM aleyhi ve scUem) Mekke'nin  fethi günü  bir abdestie birden fazla namaz kılınca kendisine Hz. Ömer sordu:

'(Ey Allah'ın Rasûlü!) Sen (önceden) yapmadığın bir şeyi bugün yaptın?'

Rasûlullah şöyle buyurdu:

■■Bilerek (öğretmek ya da caiz olduğunu bildirmek için) yaptım."

■784.

313/621-Mü'minlerin annesi Hz. Âişe'den (Radıyaiiahnanhâ

Rasülullah bevl edip gelince Hz. Ömer kendisine bir su kabı getirdi.

RaSÛlullah (Sallallaltü aleyhi ve selîem)'.

-Bu ne, ey Ömer!"

'Kendisiyle abdest alabileceğin su, Ya RasûlallahV "Her bevlden sonra abdest almakla emrolunmadım. Eğer bunu de­vamlı yapsaydım o sünnet olurdu."

Müslim, Taharet, 86; Ebû Dâvûd, Taharet, 65, H.no: 172; Tirmizî, Taharet, 45, H.no: 61 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 101, H.no: 133; es-Sünenü'l-kiibrâ, 1/93, H.no: 134; İbn Mâce, Taharet, 72, H.no: 510; Dârimi, Vudû', 3, H.no: 665; Tayâlisl s.108, H.no: 805; İbn Ebî Şeybe, Mustınnef, 1/34, H.no: 298; Ebû Avâne, 1/200, H.no: 646; İbn Huzeyme, 1/9, H.no: 12; İbnü'l-Cârûd, H.no: 1; Tahâvi, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/41; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, İV/221, H.no: 4032; Beyhakî, es-Siinenü'l-kübrâ. T/162; Aynca 328/636 ve 331/639.h;ıdislere bk.

784 Sened: ^' [/■ ~&£- J\ 'j. *îiı '-^ ^■'■^ jü ^Ji Jj*i 'J- •& i^ ^j^- Jtf oui- ıjji-

Hasen: Müsned, VI/95, H.no: 24524; Ebû Dâvûd, Taharet,, H.no: 42; İbn Mâce, Taharet, 20, H.no: 327 (Bûsırî, Ahmed b. Hatibe!'in Müsned'inde İbn Ebî Müleyke'nin Hz.Âişe'den nak­lettiğine değinir. BkMİsbâhu'z-Zâcâce, 1/53); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/56, H.no: 592; İshâk b. Râhûye, Müsned, III/667, H.no: 1262; Ebû Ya'lâ, VIII/262, H.no: 4850 (İbn Ebî Müleyke'nin babasından naklettiği kayıtlıdır); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/113;

Ebû Ya'kûb Abdullah b. Yahya (et-Tev'em) ed-Dabbî zayıftır. Bk.İbn Hacer, Takrib, Trc. no: 3698; İbn Maîn zayıf saymış, İbn Hıbbân kuvvetlendirmiştir. Bk.Sikât, VII/57; Zehebî, Kâşif, Trc. no: 3050; İbn Ebî Müleyke'nin annesi ise müphemdir, meçhuldür. Heysemî, senedindeki râvilerden İbn Ebî Müleyke ve annesi hakkında cerh ta'dîl açısından bilgi veren birini tanımadığını belirtir. Bk. Mecma', 1/241; Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir. Bk.el-Cûmiu's-sağîr, H.no: 7836; Münâvî ise Nevevî'nin Hulâsa'da bu hadisi zayıf bahsinde zikrettiğini, Ebû Davud'un Şerhinde Abdullah b. Yahya et-Tev'em sebebiyle zayıf olduğunu, fakat Trâkî'nin Muhtar'da hasen olduğunu söylediğini nakleder. Bk.Feyzu'l-Kadîr, V/545; Hüseynî, el-Beyân ve't-ta'nf, 11/188.

314/622-Hz. Âişe' den (Radıyaiiahü anh) diğer rivayet:7^

Rasülullah (Saliaiiaha aleyhi ve seiiem) tuvaletten çıktıktan sonra abdest alırdı.

315/623-Ebû Hüreyre'den (Radıyatlahfianhy.m

Rasülullah (Saiiattahn aleyhi ve selîem) buyurdu ki:

"Eğer ümmetime ağır gelmeyeceğini bilseydim onlara her namaz için abdest almayı, her abdestie birlikte misvak kullanmayı emreder ve son namaz yatsıyı gecenin üçte birine kadar geciktirirdim."

NOT: Abdest bozulmaksızın her namaz vaktinde abdest afmak şart değildir ve bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır. Sadece İbn Hazm her namaz vaktinde abdest alınmalıdır der.787

Zayif: Müsned, VT/189, H.no: 25437; Câbir el-Cu'fî (v. 128/746) sebebiyle zayıftır. Şu"be ve Süfyâıı sika, ekseriyet zayıf saydı. Bk.Mecma', 1/241. Bir başka (63/260.) hadiste de Câbİr b. Yezid el-Cu'fî'nin zayıf olduğunu açıklar. Bk. Mecma', 1/173. Zehebî, Câbir b. Yezîd el-Cu'fî hakkında Şîa âlimlerinin ileri gelenlerinden biri olduğunu, sadece Şu'be'nİn sika saydığını, hadis hafızlarının buzâtı terk ettiklerini söyler ve Ebû Davud'un: "Bu râvînin benim kitabım­da sehv hadisinden başka hadisi yoktur (Ebû Dâvûd, Salât, 195, H.no: 1036 -Miinzirî de bu zâtın hadisleri İle deli! getirilemeyeceğini belirtir.-)" dediğini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 739. Fakat Ebû Dâvûd, Diyet bahsinde (H.no: 4580) mütâbaat olarak da olsa bu râvinin hadisine yer vermiştir. Tİrmizî, Câbir el-Cu'fî hakkında "Âlimler hadisini zayıf saydılar. Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdi bu râviyi terk ettiler. Hocam Câmd Vckî'İn şöyle dediğini nakleder: "Şayet Câbir el-Cu'fî olmasaydı, Kûfeliler hadissiz kalırlardı..." Bk.Sünen, Salât, 38, 152, H.no: 206, 364; İbn Sa'd da çok zayıf biri olduğunu söyler. İSkJabakât, VI/240; Ahmed b. Hanbe! İse Câbir b. Yezîd el-Cu'fî'nin birçok hadisini nakletmiştir. (Bu râvî için bk. 150/458.hadis) 'Sened: U£- ,J 'jt. }^j. _J aiiJ '_£ «; ,jf iiiijı uli Ş\ CjS~

Hasen: Müsned, 11/258-259, H.no: 7504; Nesâî, es-Simenü'l-kübrâ, ü/197, H.no: 3039; Hcysemi, senedindeki râvilerinden Muhammed b. Amr b. Alkame'nin sika olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/221; MüntekaH-ahbâf'da: "Ahmed b. Hanbel sahih bir isnadla nakletti" der. Şevkânî ise Nesâî, İbn Huzeyme, muallak olarak Buhârî bu hadisin bir benzerini naklettiler. İbn Hıbbân da Salıih'inde Hz.Âişe'den rivayet etti" der. Bk.Neylü'l-evtâr, 1/228; Bennâ, age., 11/56. Münzirî isnadının hasen olduğunu söyler. Bk.Terğîb, 1/98, H.no: 313; Ayrıca benzer rivayet İçin 171/479.hadisin tahricine bk, 78Î İbn Hazm, Muhatta, 1/75-76; Mevsılî, İhtiyar, 1/7; İb Kudâme, Muğnî, 1/132

(15)- MESCİDDE ABDEST ALMANIN CEVAZI VE

UYUMAK İSTEYENE ABDEST ALMANIN

MÜSTEHAB OLUŞU

316/624-Ebu'l-Âliye, Rasûlullah'm sahabesinden birinin (  şöyle dediğini nakletti:788

Rasûlullah'm (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) mescidde abdest aldığını senin (gi­bilerin sorusu) için aklımda tuttum.

317/625-Hz. Âişe annemizdenden (îtadtyallahüanhây.

.789

78 Senedi Jit-

Hasen: Müsned, V/364, H.no: 22983; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/41, H.no: 393; Beyhakî, es-

Sünenü'l-kübrâ, IV/322, H.no: 8382:

 ^j           g  (j        iıl J_*> ,^Jl U>y : Jü  ^J—j *J* il ^jUa ^Jı ^a>i ^ *JU)l ^î jp jLji ^j jJU-

Beyhakî'nin bu rivayetinden hadisi rivayet eden sahâbînin Hz.Peygamber'e (Satlallahü aleyhi ve sellem) hizmet edenlerden biri olduğu anlaşılıyor. Heysemî, isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk. Mecma', ü/21; Bennâ hadisin senedinde zikredilen EbûHâSid'in isminin Muhacir b. Mahled olduğunu, bu râviyi İbn Hıbbân'm sika, Ebû Hâtim'in leyyin, İbn Maîn'in ise sâlih olarak değerlendirdiğini ifade eder. Bk.Bülûğıı 'l-emânî, Ü756.

Sahabenin de mescidde abdest aldığı görülmüştür. Örnek olarak bk.

Atıyye'den: "İbn Ömer mescidin dışında bevlettikten sonra mescidde abdest aldı" de­diği nakledilir. Bk.İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/41, H.no: 387 Sened: j^jlı                               ^'   '    '   [^    ^ '  ^J   ^

Mescidde Abdest Almanın Cevazı                                                                                       363

Rasûlullah (Satiaiiahu aleyhi ve sellem) uyumak istediğinde (bir rivayette; cünüp olduğu halde) namaz için aldığı abdest gibi abdest alırdı.

§ Hz. Âişe'den başka yolla gelen rivayet:

Rasûlullah yatmak istediğinde namaz için aldığı abdest gibi abdest alır sonra yatardı.

318/626-Berâb. Âzib'den (Radıyatiahu anh)7

Sahih: Müsned, VI/85, H.no: 24436; İkinci rivayet: VI/121, H.no: 24783; Buhâii, Gusl, 25-26; Müslim, Hayz, 23; Ebû Dâvûd, Taharet, 87-88, H.no: 222, 224; İbn Mâce, Taharet, 99, H.no: 584; Dârimi, Vudû', 36, H.no: 2084; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/62, H.no: 658-659; Dârekutnî, 1/125; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/360, H.no: 696; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/200, 202; Benzer bir rivayet için bk. 478/786.hadis (Mâlik, Taharet, 110; Buharı, Gusl, 286, 288; Müslim, Hayz, 305; Ebû Dâvûd, Taharet, 87, H.no: 222; Nesâı, es-Sünenü'l-kübrâ, V/331, H.no: 9045; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.)

Hadisin şâhidleri:

a-Hz. Ömer'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.474/782; Tirmizî, Taharet, 88, H.no: 120 (Tirmizî, bu konuda Ammâr, Âişe, Câbir, Ebû Saîd ve Ümmü Seleme'den rivayetlerin bulunduğunu, Hz.ömer'İn rivayetinin ise bu konunun en sahih rivayeti olduğunu belirtir);

b-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhiimâ) şahidi için bk.475/783; İbn Mâce, Taharet, 99, H.no; 585;

c-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.476/784; Heysemî isnadının hasen olduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/274.

d-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.477/785.hadis; İbnMâce, Ta­haret, 99, H.no: 586;

Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/57.

Sahih: Müsned, IV/292-293, H.no: 18495; Benzer rivayet için bk. IV/301-302', H.no: 18586; IV/300, H.no: 18561; IV/299, H.no: 18558; IV/296, H.no: 18524; IV/293, H.no: 18496; IV/290, H.no: 18469; IV/285, H.no: 18424; Müslim, Zikir, 56-57; Ebû Dâvûd, Edeb, 98, H.no: 5046; Tirmizî, Deavât, 16, H.no: 3394; İbn Mâce, Duâ, 15, H.no: 3876; Dârimi, İs-ti'zân, 51, H.no: 2686; Bu hadis "ezkâr" (dualar ve zikirler) bölümünde 131/4860.hadiste tekrar edilecektir.

364___________________„______Mescidde Abdest Almanın Cevazı

H/. Peygamber ısaUalhthu uu-yin ve scih m) şöyle buyurdu:

-Yatağına uzanacağında abdest al, sağ tarafına dönerek uyumadan

(önce) şunları söyle:

'Allahümme eslemtü vechî ileyke ve fevvadtü emrî ileyke ve elce'tü zahrî ileyke rahbeten ve rağbeten ileyke, lâ melce'e ve lâ mencâ   minke

illâ ileyke,

Âmentü bi kitâbik ellezî enzelte ve bi nebiyyik ellezî erselte.' Eğer (o gece) ölürsen, fıtrat (yani iman) üzere Ölmüş olursun."

(Duanın Trc. 'Allahım! Özümü sana teslim ettim, işlerimi sana bıraktım, korku ve ümit arasındaki duygularla canımı sana emânet ettim, senden başka sığı­nak ve korunacak yer yoktur. İndirdiğin Kitabına ve ayrıca gönderdiğin Peygambe­rine iman ettim.")

AÇIKLAMA

Abdestin ittifak edilen dört farzı, âyette açıkça geçtiği için önceden zikredil­di. Ancak bazı konuların farz ya da sünnet oluşunda ihtilâf edildi:

|-Abdestc niyet etmek: Hanefîlere göre sünnet, cumhura göre farzdır. İhtilâf abdestin müstakil bir ibâdet olup olmaması konusundaki anlayış farkından kaynak­lanmaktadır.

2-Tertip: Hanefi ve Mâlikîlere göre sünnet, diğerlerine göre farzdır, İhtilâf, âyetteki tertibin anlaşılması yanında, Rasûiullah'm abdest alıştaki tertibinin beyan gücünden kaynaklanmaktadır.

3-Peş peşe yapmak: Hanefî ve Şâfrîlere göre sünnet, diğerlerine göre farzdır. İhtilâfın sebebi bir önceki maddede zikredildi.

4-Uzuvian elle ovmak; Mâlikîlere göre farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf, ovmak yıkamanın bir parçası olup olmamasmdaki anlayış farkından kaynaklanmak­tadır.

5-Besmele ile başlamak: Hanbclîlerde farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf,

konuyla ilgili hadislerin beyan gücünden kaynaklanmaktadır.

6-Mazmaza ve istinşâk: Hanbclîlerde farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf; ağız ve bumun içinin yüzden bir parça olup olması konusundaki anlayış farkından kaynaklanmaktadır.

7-Başın hepsini mesh etmek: Mâlikilerdc ve Hanbelîlerde farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf, konuyla ilgili hadislerin âyetteki baş kelimesinin beyan gücündeki farklı anlayıştan kaynaklanmaktadır.

S-Kulakları mesh: Hanbelılere göre farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf, ku­lakların başla ilgili âyetteki mesh emrine dahil olup olmaması ile ilgili anlayış far­kından kaynaklanmaktadır.

§ Abdestin İttifak Edilen Sünnetleri: I-Abdcstle misvak kullanmak, ■  2-Sakaiları hilâllemek/sıvazlamak.

Yalağa girince okunacak duaya bir örnek de Ebıı Hüreyre'dcn nakledilmiştir: Miisned, 11/432, H.no: 9555-9556; 11/295. H.no: 7925; Dârhni, îsti'zân, 51, H.no: 2687. Bu ve diğer dualar için bk, l27/4856.h'adis vd,

Mescidde Abdest Alman in Cevazı                                                                                       365

3-Uzuvları üçer kere yıkamak (Şâfİîlere göre, başı Üç kere mesh etmek de sünnettir, cumhura göre bir kere mesh edilmeli, birden fazla mesh yıkamak olur, âyette emredilen mesh etmektir, yıkamak değil.)

4-Yıkarken sağdan başlamak.

§Abdestte Edeb/FazÜet Sayılan Bazı Hususlar:

1-Abdesti yüksek bir yere oturarak almak,(üzerine su sıçramaması için)

2-Başkasından yardım istememek,

3-Abdest alırken insanlarla konuşmamak,

4-Kibleye dönmek,

5- Suyun altına geçmesi için yüzüğü oynatmak, (ancak yüzük dar ise mutlaka oynatılmalıdır, suyun altına geçmesi farzdır.)

6-Mazmaza ve istinşakta sağ eli kullanmak,

7-Sol elle sümkürmek, burnu lemizlemek,

8-Boynu mesh, (bazı müctehidlcre göre sünnettir.)

9-Abdestten sonra kelimc-i şehâdclİ söylemek,

10-Suyu az/iktisatlı kullanmak,

1 i-Yıkanılan azaları belirtilen sınırdan daha fazlasıyla yıkamak, (hadiste geç­tiği gibi âhirette azalardan daha fazla yer parlak/nuriu görünsün diye,)

12-Havlu vb. şeyle kurulanmayı terk, (ancak kurulanmak da caizdir.)

13-Abdestten artan sudan ayakta içip (^^-^ı j_. ı>-i**-ij öaV-^1 û—■ û^*-1 r*1") Allahım, beni tevbe edenlerden kıl, beni temizlenenlerden kıl, diye dua etmek.791

" Konuyla ilgili kaynaklar, yerlerinde tafsilatlı olarak zikredildi. (Ayrıca bk. Şîrâzî. Mühezzeb, 1/21; Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/19,24.35; İbn Rüşd, Bklâyetü'l miictchid, 1/6-7, 9 10, 12; İbn Kudâme, Mıığnî, 1/78. 90-91, 102, 113, 126).

366

Mescidde Abdest Almanın Cevazı

Tablo I (Abdest)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AMEL

tLGtLİ HÜKÜMLER

GENEL

ÖZEL

HANEFÎ

MALİKİ

ŞAFİÎ

HANBELI

 

 

 

Sünnet

Fare

Farz

Farz

 

Besmele

Sünnet

Sünnet

Sünnet

Farz

Temizlik

Şekli

Yıkama

Mazmaza,

Silnnct

Sünnet

Sünnet

Farz

Misvak

Sünnet

Sünnet

Sünnet

Sünnet

Yüz

Farz

Farz

Farz

Farz

Dirsekler dahil

Farz

Farz

Farz

Farz

 

Farz

Farz

Farz

Farz

Mesh

Etme

Baş

Vt 'ünü mesh farz

Tümünü mesh fara

Üç ya da bİT kıl kadarı mesh farz

Tümünü mesh farz (kulaklar dahii)

Sank ya da baş örtüsü

Yeterli değil, başa mesh edilmeli

Yeterli değil, başa mesh edilmeli

Yeterli değil, başa mesh edilmeli

Abdestli giyilmesi şartıyla yeterli

Çorap

üzerine mesh olabilmesi için deri kaplama ya da kaim olmalı

Üzerine mesh olabilmesi için deri kaplama olmalı

Üzerine mesh olabilmesi için deri kaplama olmah

Kalın olması yeteTİi (yün çorap gibi)"

Mestler

Üzerine mesh caiz

Cteerine mesh caiz

Üzerine mesh caiz

Üzerine mesh caiz

Düzen

Tertip

Sünnet

Sünnet

Farz

Farz

Muvâlâl

Sünnet

Farz

Sünnet

Farz

Üç kere yıkmak

Sünnet

Sünnet

Sünnet, ayrıca başı üç kere mesh etmek de sünnet

Sünnei

Azalan ovmak

Sünnet

Farz

Sünnet

Sünnet

Çoraba ve mestlere mesh konusundaki hadisler el-Müsned tercemesinin İÜ. Cildinde geçecektir. Ancak abdest konusu ile alâkalı olduğu için tabloya alındı.

İndeks                                                                                                                       367

İNDEKS

KONULAR                                                                  HADİS NO

Abdest affedilme sebebidir                                                                         493

Abdest alana selam vermek                                                                       417

Abdest alıp farz namazı mescidde kılmak günahları siler                          505

Abdest alıp dua ederek uyumak                                                                 626

Abdest alıp mescide gitmenin fazileti                                                        495

Abdest alıp mescidde namazı beklemenin sevabı                                      503

Abdest alırken vesvese veren şeytan                                                         520 Abdest azalarını birer defa yıkamak                          601. 602. 603. 604. 605

Abdest azalan ikişer defa yıkamak                                                    606. 607 Abdest azalarını üçer defa yıkamak                 530. 538. 556. 570. 576. 578

604. 608. 609. 610. 611

Abdest azalarını yıkarken duaların hükmü                                                 615

Abdest bozulmadığı sürece namaz kılınabilir mi?                                      623

Abdest bütün günahları döker                                                                   496

Abdest geçmiş günahları siler                                                                    513

Abdest günahları yok eder                                                                 491. 513

Abdest insanın içini ve dışını tertemiz yapar                                             516

Abdest organların işlediği günahları siler                                                   498

Abdest suyu temiz ve temizleyicidir (şartlı olarak)                                    327

Abdest şeytanın düğümlerini çözer                                                            497

Abdest ve gusülde kullanılan su miktarı                                            522. 524

Abdeste başlamadan önce elleri yıkamak                                                  547

Abdesti alıp namazı güzel kılmak                                                               515

Abdesti güzel almak                                                                                   504

Abdesti ve namazı güzel eda etmek                                                          596

Abdestle Allah katında ulaşılan hayırlar                                                     494

Abdestsiz Kur'an okuyup, zikir yapmak                                                     420

Abdestsiz namaz geçersizdir                                                                      543

Abdestte ağza su vermek                                                                           549

Abdestte ayak parmaklarını hilallemek                                                      595 Abdestte ayakları iyice yıkamak                                587. 588. 589. 590. 591

592. 593.954.595

Abdestte ayakları meshedenleri Rasûlullah'ın ikazı                                   591

Abdestte ayakları ve topukları yıkamak                                                     593

Abdestte ayakları yıkamayanların âhiretteki durumu                                590

Abdestte ayakları yıkamayanlara Rasûlullah'ın ikazı                                 589

Abdestte azalardan fazla yer yıkamak                                               562. 565

Abdestte baş ve kulakları meshetmek                                                       569

Abdestte başı meshedip, ayakları yıkamak                                                572

Abdestte başı meshetmek                                                                          571

Abdestte besmele çekmek                                                                 544. 545

Abdestte burnu sümkürmek                                                                       438

Abdestte buruna su verip iyice temizlemek                                               553 Abdestte buruna su vermek                                                        552. 553. 554

Abdestte burunu temizleme sebebi                                                            554

Abdestte her uzvun temizliğini tam yapmak                                             594

368______'                       _________                                                İndeks

Abdestte hilalleme yapanların övülme sebebi                                            567

Abdestte kulakları meshetmek                                                                    561

Abdestte kullanılan su miktarı                                                             523, 525

Abdestte kuru yer bırakmamak                                                                   597

Abdestte kuru yer kalırsa namaz kılınmaz                                                  599

Abdestte organların yıkanma ve mesh miktarı                                           578

Abdestte önce elleri yıkamak                                                                      546

Abdestte parmakları hiiailemek                                                          566. 567

Abdestte sağdan başlamak                                                                 526. 527

Abdestte sakallan hilaliemek                                                                       559

Abdestte sakallan hilaliemenin hükmü                                                       560

Abdestte sırayı takip etmek                                                                557. 558

Abdestte son damlayla günahlar dökülür                                                   499

Abdestte suyu israf etmemek                                                                      521

Abdestte tertib                                                                                     557. 558

Abdestte tertibin hükmü                                                                              598

Abdestte topukları yıkamak                                                                592. 593

Abdestte uzuvları ovmak                                                                             568

Abdestte vesveseden korunmak                                                                 617

Abdestten sonra dua etmek                                                                        614

Abdestten sonra su içmek                                                                            612

Açık arazide tuvalet                                                                             413. 414

Açık arazide tuvalette kendini gizlemek                                                     414

Ağız, diş temizliğine önem vermek                                                             466

Ağıza ve buruna birer kez su vermek                                                         551

Ahirette abdest azaları nurlanır                                                          563. 564 Ahkâmı değiştirmek Kevser Havuzu'ndan

kovulma sebebidir                                                     296. 297. 298. 299. 300

Hz, Âişe'nin temizlik konusunda Basralı kadınları eğitmesi                       457

Hz. Ali'nin mezinin hükmünü Rasülullah'a sordurması                               391 Hz. Ali'nin Rasüiullah'm abdest şeklini anlatması                        531. 550. 553

Allah, abdest alıp mescide giden kimseyi sever                                         500

Allah temizlenenleri sever                                                                           455

Allah'ın yoiu                                                                                                  283

Allah'tan gecenin son bölümünde istemek                                                 474

Ameller niyetlere göredir                                                                             542

Amellere güvenip günah işlememek                                                           506

Ashabın abdest alınışını aile efradına öğretmesi                                        540

Ashabın abdest alınışını halka öğretmesi                                                    539

Ashabın, Rasûluüah'ın asarına teberrükü                                                    326

Ayaklar meshedilebilir mi?                                                                  534. 536

Ayakta idrar yapmak                                                                                    410

Ayakta su içmek                                                                                           535

Başa meshin farz olan miktarı                                                                     573

Başı birkaç kez meshetmek                                                                         575

Başı kaplama mesh ile meshetmek                                                    579. 580 Bebek idrarının hükmü ve temizlenmesi 380. 381. 382. 383. 384. 385. 386

Bebeğin idrarının su dökerek temizlenmesi                                                383

(Her) bid'at bir sünneti kaldırır                                                                   294

(Her) bid'at sapıklıktır                                                                                  292

(Hiçbir) bid'at kabul edilmez                                                                        295

İndeks                                                            ________„_____________369

Bir abdestie birden çok namaz kılmak                                       619. 620. 623

Büyük ve küçük tuvalet esnasında kıbleye dönmemek                             427

Camilerin temiz tutulması                                                                            345

Cebrail'in misvağı tavsiye etmesi                                                                471

Cebrail'in Rasûiullah'a abdest ve namazı öğretmesi                                  616

Cennetin kapılarını açtıran ameller                                                             511

Cünüp olarak uyumak isteyen nasıl davranır?                                            625

Çitileyerek meninin temizlenmesi                                                                394

Çömlekteki yağın içine fare düşmesi durumunda ne yapılır?            375. 376

Deniz suyu ile abdest alınabilinir mi?                                                 310, 312

Denizin suyu temizleyici ve öiüsü helaldir                        309. 310. 311. 312

Derinin temizlenmesi                                357. 358. 359. 360. 361. 362. 363

364. 365. 366. 367. 368

Deve idrarının hükmü ve tedavi                                                                  387

Durgun suya idrar yapmak                                                                          338

Ebu'd-Derda'nın abdest ve namaz konusunda halkı eğitmesi                   518

Ebu Hüreyre'nin abdestte fazla yer yıkaması                                             565

Edeb ve özlü sözler                                                                                      437

Eğitimle ilgili hadisler:

- Cebrail'in Rasülullah'ı eğitmesi                                                471- 616. 617

-  Rasûlullah'ın cinleri eğitmesi                                                                     447

-  Rasûlullah'ın sahabeyi eğitmesi                     430. 439. 472. 541. 555. 596

-  Sahabenin birbirini eğitmesi                                                    490. 517. 532

- Sahabenin halkı eğitmesi                      475. 480. 482. 498. 518. 550. 584

- Sahabenin Rasûiullah'a sorarak öğrenmesi                                             391

-  Sahabe kadınlarının kadınları eğitmesi                                            457. 589 Ehl-i Beyt                                                                                                      279 (Her) farz namaz için abdest almak                                                            618 Gece ibadete kalkınca misvak kullanmak                                                   485 Gusül aldığı yere idrar yapmamak                                                              409 Gusül alınacak kabın hacmi                                                                         316 Gusü! ve abdestte kullanılacak suyun miktarı                                            322 Gusül yapılan yere idrar yapma yasağı                                                   328. 409 Gusülde önce elleri yıkamak                                                                        321 Günahları sildirip, sevapları artıran ameller                       501. 507. 512. 513 (Her türlü) günah ve hatadan kurtaran ameller                                        512 Güzel abdest alıp namaz kılmanın karşılığı: Cennet                                  489 Güzel abdest ve güzel kılınan namazın sonucu                                          519 Halkın kullandığı yollara ve piknik alanlarına tuvalet yapmamak             406 Hayız kanının temizlenmesi                                                                       349. 350 Hayız kanının temizlendikten sonra elbisede izinin kalmaması                 351 Hayvan leşinin derisi ve sinirinden yararlanmamak                                   370 Hayvanların içtiği suyun artığı                                               337. 346. 347. 348 îdrar yaparken sıçratmamak için tedbir almak                                           411 İdrardan sakınmamak kabir azabı sebebidir                     379. 415. 459. 460 İdrarın ibadete engel olan miktarı                                                               378 İdrarın iyice kesilmesi için tedbir almak                                                     461 İki emanet: Kur'an-ı Kerim ve Ehl-i beyt                                                    280 İki ölü ve iki kanın helal kılınması                                                                 403 İmamın namazda yanılma sebebi                                                                600 İnsan abdestie günahlarından temizlenir                                                    492

370_________________________________________________           İndeks

İnsan idrarının hükmü                                                                                  377

İnsanı günahsız yapan ameller                                                                   507

İrbad b. Sariye hakkında inen âyet                                                            285

İstincada sağ eli kullanmamak                                          429. 448. 459. 460

İstincada taşı tek kullanmak                                                                       439

İstincada tezek ve kemik kullanmamak                   441. 444. 445. 446. 447

İstincada üçten az taş kullanmamak                                                  440. 442

İstincayı su ile yapmak                                                                                451

İyi ve kötü çığır açmanın sonucu                                                                 293

Kabir azabı haktır                                                               379. 415. 459. 460

Kapalı mekanlardaki tuvaletlerde kıbleye dönmek                            412. 431

Kapiama mesh nasıl yapılır                                                                          580 Kan-kocanın aynı kaptan sıra iie su alarak yıkanması     315. 317. 319. 323

Kedinin içtiği sudan abdest almak                                             346. 347. 348

Kan-kocanın aynı kaptan su alarak gusletmesi (yıkanması)             315. 319

Kelâle âyetinin nüzul sebebi                      .                                                  325

Kevser Havuzu'ndan kovulanlar                               296. 297. 298. 299. 300 Kevser Havuzu'ndan kovulma sebepleri:

-  Bid'atlere uymak                                                                                       292

-  Ehl-i beyte sahip çıkmamak                                                             279. 280

-  Hak cemaatten ayrılmak                                                                           286

-  İbadetleri ihmal edip, geciktirmek                                                            306

-  Kur'an-ı Kerim'e tabi olmamak                                                                 280

-  Önceki dinlere tabi olanlara tabi olmak                 301. 302. 303. 304. 305

- Sadece Kur'an ile yetinmek                                                                      288

- Sünnet'e uyan âlim ve önderlere tabi olmamak                                      285

-  Sünnet'i terk edip uzaklaşmak                                                                 286

- Şeytanın yoluna uymak                                                                             283 Kıbleye dönük bevletmek                                                                    434, 435 Kız ve erkek çocuklarının idrarının temizlenmesi                               384. 385 Kıyamete kadar hak yolda bulunacak bir grup                                           284 Kur'an-ı Kerim ihtilaflardan kurtuluş kaynağıdır                                        281 Kur'an-! Kerim'e ve Rasülullah'ın Ehl-i beytine sahip çıkmak                    279 Köpeğin yaladığı kabın temizlenmesi                        340. 341. 342. 343. 344 Köpekleri Öldürmemek                                                                                 342 Kürk ile namaz kılmak                                                                                 369 Laneti celbedici ameller                                                                               405 Leş derisinden faydalanmak                                      358. 364. 365. 366. 367 Leş derisinin hükmü                                                                                     359 Leş derisinin tabaklandıktan sonra kullanılması                                         360 Menide gusül gerekir                                                                                    390 Meninin hükmü                                                                                             393 Meninin yıkanarak temizlenmesi                                                                 397 (Kuruyan) meniyi çitileyerek temizlemek                                                   395 Mescidde abdest almak                                                                                624 Mesciddeki idrarın temizlenmesi                                                         355. 356 Mestlere meshetmek                                                 581. 582. 583. 584. 585 Mestlere ve sarığa meshetmek                         581. 582. 583. 584. 585. 586 Mezi abdesti bozar                                                                                       392 Mezi akıntısından sonra ibadet için abdest almak                                      390 Mezi gusül gerektirmez                                                                                392

İndeks                                                                                                 ______371

Mezi nasıl temizlenir                                                                                    389

Mezinin hükmü                                                                                             338

Misvak ile ağzı temizlemek                                                                          455

Misvak hakkında neredeyse âyet inecekti                                                  457

(Abdestte) misvak kullanmak                                                                     479

Misvak kullanmanın fazileti                                                                          454

Misvak kullanmanın hükmü                                                                         438

Misvak kullanarak kılınan namazın fazileti                                                  477

Misvak nasıl kullanılır                                                                                  431

Misvak neredeyse farz kılınacaktı                                                                459

Misvağı büyüğe vermek                                                                               472

Mü'mİnin âhirette abdest azaları nurlanır                                          563, 554

Mü'min cünüp olmakla necis olmaz                                                    399. 400

Müslüman olmayanların kaplarını kullanmak                                             371

Müşriklerin kaplarını kullanmak                                                                  372 Namazdan önce misvak kullanmak                                            474. 476. 478

Namazı güzelce kılmak küçük günahları affettirir                             509. 510

Oruçlu iken hanımını öpmek                                                                        320

Oruçlu iken misvak kullanmak                                                                    487

Ölü koyunun derisinden faydalanmak                                                         364 Önceki dinlere tabi olanların yoluna uymak                      301, 302. 303. 305

Rasûiullah dönemindeki hanımların hassasiyetleri                                     353

Rasûlullah döneminde kullanılan su kaplan                                                334

Rasûiullah döneminde kullanılan su kuyuları                                              336

Rasûluilah elbisede ve abdestte sağdan başlardı.                                      527

Rasûlullah gusülde suyu önce alırdı                                                            318 Rasülullah'ın abdest alış şekli                    482. 528. 529. 531. 533. 537. 574

Rasülullah'ın abdest suyundan hastaya serpmesi                                      325

Rasülullah'ın abdestte ayaklarını sürekli yıkaması                                     588

Rasülullah'ın arkasında namaz kıldığı sahabiler                                         541

Rasülullah'ın ashabına her âdabı öğretmesi                                      430. 443

Rasululah'ın başını meshetmesi                                                                  577

Rasülullah'ın bir abdestle birden çok namaz kılması                                  620

Rasülullah'ın birsahabiye abdesti öğretmesi                                     555. 613

Rasülullah'ın bir yahudinin davetine gitmesi                                              373

Rasülullah'ın çocuklara dua edip tahnik yapması                                       382

Rasûlullah'ın Ehl-i beyti kimdir?                                                                  279

Rasûlullah'ın hareketleri Allah'ın kontrolündedir                                        354

Rasülullah'ın ısrarla teşvik ettiği ameller                                           470. 541

Rasûlullah'ın mescide bevlini yapan bedeviyi eğitmesi                              355 Rasûlullah'ın sürekli misvak kullanmayı tavsiye etmesi               .     468. 470

Ribatlar (güvenlik noktaları) nelerdir?                                                        502

Sağ elin kullanılacağı yerler                                                                        449

Sağ elle tenasül uzvuna dokunmamak                                                       450

Sahabe dönemi ve günümüz                                                                       307

Sahabenin abdest konusunda birbirini eğitmesi                                         532

Sahabenin abdest konusunda halkı eğitmesi                                             518

Sahabenin birbirini eğitmesi                                                                        517

Sahabenin hadis konusunda titiz davranması                                            508

Sahabenin irşad yöntemi                                                                             490

Sahabe kulağının arkasında misvakla mescide gelmesi                            475

372                                                                              ___________                      İndeks

Sadece Kur'an-ı Kerim'le yetinmek doğru mudur?                                     289

Sahabenin misvakla ilgili sünnete uymadaki titizliği                                  480

Sahabenin namazı geciktirenlere kızması                                                   306 Sahabenin "Rasûlullah döneminden bir şey kalmadı" diye üzülmesi        308

Sahabenin Sünnet'i uygulama titizliği                                                         287

Sarığa meshin hükmü                                                                                  586

Sineğin kanatlarında zehir ve panzehirin bulunduğu                         401. 402

Su kaynaklarının korunması                                                                339. 406

Sünnet en güzel rehberdir                                                                           292

Sünnete tabi olmayan sapıtır                                                                      282

Sünnete sarılarak İslâm'a sahip çıkmak                                                     285 Sünnete sarılmamanın âhiretteki sonucu                  296. 297. 298. 299. 300

Sünnetten uzaklaşan nesiller                                                                      286

Sünnetin hüküm koyma yetkisi                                                                   288

Sünneti reddetmenin gerekçesi yoktur                                              290. 291

Süt emen çocukların idrarının temizlenmesi                                               386

Şeytanın yolu                                                                                                283

Şıra ile abdest almak                                                                                   314 Tabaklama ile temizlik             357. 358. 359. 360. 361. 362. 363. 364. 365

Tabaklanmış deriden abdest almak                                                    361. 362

Tabaklanmış deriden su kırbası yapmak                                                     368

Tabiunun duyduğu hadisi sahabeye arz etmesi                                          514

Tahnik                                                                                                           382

Taşla temizlik âdabı                                                                                      436

Temiz bir madde karışmış su ile gusletmek                                               333

Temiz suyun özellikleri                                                                                 335 Temizlik çeşitleri

- Abdestte manevi temizlik                                                                          496

-  Misvak ile ağız ve dişleri temizlemek                                                       465

-  Çitileyerek temizlemek                                                                              395

-  Su ile temizlemek                                                                     309. 349. 452

-  Şıra ile temizlemek                                                                                    314

- Tabaklama ile temizlemek   357. 358..359. 360. 361. 362. 363. 364. 365

- Taşla temizlemek                                                                                       436

- Toprakla temizlemek                                                                                 341 Temizleyici suyun kalanı ile temizlenmek                         329. 330. 331. 332 Temizlik konusunda başkaları örnek alınabilir                                            456 Tuvalet âdabını Rasûiullah'ın ashabına öğretmesi                      .      430. 443 Tuvalet esnasında konuşmak                                                                      416 Tuvalet için uygun yer aramak                                                                    404 Tuvaletler kıbleye dönük yapılmışsa                                                           428 Tuvalet temizliğinde su kullanmak                                                              452 Tuvalet temizliği yapılması yasaklanan maddeler                                      446 Tuvalet yapana selam vermek                                                                    418 Tuvalet yaparken selam alınır mı?                                                              419 Tuvalete girerken okunacak dua                                                421. 422. 423 Tuvalete sıkışık iken namaz kılmamak                                                       462 Tuvalette kıbleye dönmek                                                                   433. 434 Tuvalette kıbleye dönmemek                                                 425. 426. 427. 428 Tuvalette sırtını kıbleye dönmek                                                                 432 Tuvaletten çıktıktan sonra okunacak dua                                                   424

İndeks                                                                                                             373

Tuvaletten sonra abdest almak                                                                   622

Tuvaletten sonra abdest almamak                                                              621

Tuvaletten sonra avret mahallini iyice temizlemek                                   458 Tuvaletten sonra elleri yıkamak                                                      452. 453. 454

Tuvaletten sonra vesveseden kurtulma tedbiri                                          463

Uyandıktan sonra dişleri misvaklamak                                                       484

Uyanınca misvak kullanmak                                                                        483

Uykudan uyandıktan sonra elleri yıkamak                                                  548

Uzun eteğe yerden necaset bulaşması                                                       352

"Ümmete ağır gelmeseydi her abdestte misvağı farz kılardım"                473

Ümmetin en kötüleri                                                                                    304

Vesvese kaynağı olan davranış                                                                   408

Yemeğe düşen sineğin durumu                                                                   402

Yenebilen maddelerin içine düşen necasetlerin temizliği                           374

Yerdeki hayvan kovuklarına idrar yapmamak                                            407

Yorgana bulaşarak kuruyan meninin temizlenmesi                                    396

Zarurette kıbleye dönük idrar yapma ruhsatı                                             435

Zemzemle abdest almak                                                                             313

374_____________________________________________________İndeks

ŞAHIS VE YER

Abbas, 5, 217, 223

Abdullah b. Abbas, 25, 31, 40, 41, 62, 64, 65, 67, 71, 82, 83, 87, 92, 109, 111, 112, 115, 116, 117, 118, 122, 123, 128, 131, 133, 138, 139, 148, 155, 156, 159, 160, 166, 202, 205, 206, 207, 209, 210, 213, 214, 215, 216, 221, 223, 230, 235, 246, 265, 267, 272, 274, 275, 276, 280, 282, 283, 292, 295, 296, 298, 299, 304, 305, 309, 311, 313, 315, 316, 317, 321, 322, 331, 338, 339, 341, 343, 344, 345, 347, 351, 357

Abdullah b. Amr, 30, 62, 109, 125, 138, 139, 224, 226, 263, 264, 272, 274, 277, 292, 316, 334, 336, 343, 351

Abdullah b. Büsr, 308, 309

Abdullah b. Ebû Katâde, 96, 97, 98

Abdullah b. Hanzale, 171, 173, 224, 358

Abdullah b. Haris b. Cez'i ez-Zübeydi, 178, 336, 337

Abdullah b. Muğaffel, 80, 93, 161, 162, 263

Abdullah b. Muğire b. Ebû Bürde el-Kİnânî, 63

Abdullah b. Muhammed b. Akîl b. Ebû Tâlib, 246, 282, 325

Abdullah b. Ömer, 17, 22, 39, 46, 62, 73, 76, 89, 91, 92, 94, 95, 154, 165, 171, 174, 183, 205, 212, 213, 216, 222, 223, 227, 235, 236, 263, 294, 302, 303, 305, 314, 316, 343, 345, 347, 348, 351, 353, 358, 362, 363

Abdullah b. Râfi', 28

Abdullah b. Sa'd el-Ensârî, 145, 146

Abdullah b. Selâm, 260, 262

Abdullah b. Sercis, 81, 160

Abdullah b. Ukaym el-Cühenî, 122, 123

Abdullah b. Übey es-SelüI, 173

Abdullah b. Üneys, 272, 274, 292

Abdullah b. Vehb, 53

Abdullah b. Zeyd, 235, 272, 274, 283, 284, 292, 296, 305, 312, 314, 316, 317, 318, 322, 323, 331, 345, 346, 347, 351

Abdullah b. Zübeyr, 156

Abdullah el-MÜdlİcî, 62

Abdullah es-Sunâbihî, 26, 241, 242, 243

Abdurrahman b. Amr es-Sülemî, 13

Abdurrahman b. Avf, 39, 114, 286

Abdurrahman b. Ebî Leylâ, 15, 40, 54, 120, 121, 122, 135

Abdurrahman b. Ebû Bekir es-Siddîk, 333

Abdurrahman b. Ebû Gurad, 166, 280

Abdurrahman b. Eşlem, 208

Abdurrahman b. Hasene, 158, 163, 165, 169, 206

Abdurrahman b. Mehdi, 210

Abdurrahman b, Va'le, 111

Abdurrahman b. Yezid, 191

Abdühayr, 272, 273, 274, 280, 292, 293, 296, 320, 351

Abdülmelik b. Mervân, 23

Abdülmelik b. Sel' 274

Âbide b. Amr el-Kilâbî, 337

İndeks______                              ^_________                              375

Âdem (a.s.), 29, 139, 168, 189

Ahmed b. Hanbel, II, IX, 5, 6, 7, 8, 10, 13, 16, 20, 23, 24, 26, 41, 45, 46, 50,

51, 53, 57, 63, 65, 70, 71, 73, 74, 75, 77, 79, 80, 81, 83, 87, 89, 92, 93, 94, 95, 96, 107, 113, 114, 116, 120, 122, 126, 128, 135, 136, 139, 146, 149, 154 156, 161, 162, 164, 167, 170, 175, 177, 183, 185, 186, 188, 190, 195, 198, 200, 201, 202, 203, 204, 208, 210, 212, 213, 214, 215, 216, 219, 221, 223, 224, 225, 227, 228, 229, 230, 238, 239, 240, 245, 248, 252, 255, 256, 257, 261, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 271, 277, 284, 289, 290, 291, 299, 302, 305, 306, 311, 315, 321, 323, 324, 325, 326, 327, 328, 329, 330, 333, 337, 341, 342, 344, 348, 353, 356, 357, 360, 361

Ahmed Nâim, 71, 85, 266, 267

Âiş b. Enes el-Bekrî, 145

Âişe (r.anh.), 25, 26, 28, 39, 40, 45, 70, 71, 72, 73, 75, 87, 96, 107, 108, 111 112, 122, 136, 137, 138, 147, 148, 149, 150, 165, 173, 177, 184, 185, 186, 192, 203, 204, 205, 212, 213, 216, 221, 224, 226, 227, 228, 229, 265, 267, 268, 272, 274, 277, 290, 292, 294, 298, 302, 303, 315, 316, 333, 336, 347, 351, 360, 361, 362, 363, 384

Akil b. Ebû Tâlib, 265 Ali b. Hüseyin, 21, 282

Ali (r.a.), VI, 5, 7, 8, 9, 11, 21, 25, 26, 39, 40, 41, 48, 62, 65, 67, 73, 81, 113, 114, 122, 126, 135, 137, 138, 139, 142, 143, 144, 146, 154, 165, 170, 174, 175, 177, 209, 213, 216, 217, 219, 220, 223, 224, 226, 227, 228, 232, 234, 237, 271, 272, 273, 274, 275, 277, 278, 279, 280, 282, 283, 290, 292, 293, 294, 296, 313, 316, 317, 320, 322, 328, 331, 336, 338, 341, 343, 351, 354, 368, 383, 386

Alkame, 196

Alkame b. Fağvâ', 171

Alkame b. Kays, 40, 41

Alkame b. Süfyan, 259

A'meş, 53

Âmir Hasan Sabri, 65, 142, 220, 264, 271, 274, 279, 296, 337

Ammar b. Yâsir, 84, 205, 302

Amr b. Abese, 237, 238, 240, 254

Amr b. Âs, 169, 259, 336

Amr b, Avf, 22, 30, 226, 277

Amr b. Haris, 317

Amr b. Hazm, 43

Amr b. Şuayb, 138, 351

Amr b, Ümeyye, 327

Amr b, Yahya el-Mâzinî, 318

Âsim b. Süfyân es-Sekafî, 259

Atâ1 b, Yesâr, 30, 80, 163, 241, 253, 275, 343

Avf b. Mâlik, 255

Basra, 39, 40, 126, 153, 236, 251

Berâ b. Âzib, 363

Beyhakî, 3, 75, 78, 85, 87, 90, 91, 99, 104, 115, 119, 122, 148, 153, 154, 159, 160, 169, 173, 177, 182, 185, 191, 192, 198, 204, 205, 208, 213, 215, 216, 217, 220, 221, 223, 225, 227, 228, 230, 234, 235, 243, 246, 248, 258, 263, 268, 271, 275, 277, 280, 289, 290, 291, 293, 298, 303, 305, 311, 313, 317, 318, 320, 322, 323, 324, 326, 329, 337, 338, 340, 341, 343, 344, 346, 348, 351, 353, 355, 358, 360, 362, 363

Bilâl b. Haris, 166, 167, 280, 281

376______________________________________________İndeks

Bilâl Habeşî, 302, 326

Buhârî, 3, 6, 7, 10, 11, 15, 20, 21, 24, 25, 26, 27, 32, 34, 35, 38, 42, 43, 44, 47, 49, 62, 65, 68, 71, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 81, 84, 85, 86, 87, 88, 91, 94, 95, 103, 107, 109, 110, 112, 114, 115, 116, 120, 122, 125, 127, 128, 130, 131, 133, 136, 138, 139, 140, 142, 143, 144, 146, 147, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 158, 160, 161, 163, 164, 168, 170, 173, 174, 175, 177, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 189, 190, 193, 194, 196, 197, 199, 200, 206, 207, 208, 212, 213, 215, 216, 217, 220, 221, 223, 224, 225, 227, 228, 229, 238, 242, 244, 246, 249, 250, 251, 264, 265, 266, 267, 268, 270, 275, 277, 278, 279, 280, 283, 286, 288, 289, 290, 291, 294, 297, 301, 302, 305, 307, 308, 310, 313, 317, 318, 322, 325, 327, 328, 330, 331, 334, 337, 339, 343, 346, 348, 349, 355, 359, 361, 363

Büreyde, 165, 343, 344

Büsr b, Saîd, 316

Câbir b. Abdullah, 6, 9, 11, 21, 39, 62, 63, 91, 126, 159, 160, 168, 182, 189, 190, 191, 195, 203, 234, 333, 340

Câbir b. Semure, 11

Ca'fer b. Ebû Tâlib, 217, 223

Ca'fer es-Sâdık, 21

Cebrail, 8, 369, 384, 387

Cebriye, 15

Ceme! Vak'ası, 112

Cemile bt. Abdullah b. Übey es-Selül, 173

Cerir b. Abdullah el-Becelî, 200, 203

Cevn b. Katâde et-Temimî, 112, 113

Cinler, 69, 161, 175, 188, 195, 196, 197

Cübeyr b. Nüfeyr, 222

Cündüb, 26, 109

Dahhâk b. Süfyân, 43

Dârimî, 3, 6, 8, 10, 13, 17, 18, 21, 22, 23, 46, 62, 65, 70, 71, 73, 74, 75, 77, 83, 87, 89, 91, 93, 95, 96, 103, 104, 111, 113, 117, 120, 126, 128, 135, 139, 146, 164, 166, 167, 170, 177, 181, 184, 188, 193, 197, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 216, 219, 220, 223, 227, 228, 238, 259, 267, 268, 272, 274, 281, 292, 293, 325, 328

Dımeşk, 114, 312

Ebû Âmir er-Râhib, 173

Ebû Bekir (r.a.), 5, 6, 39, 40, 62, 77, 103, 114, 173, 212, 213, 224, 241, 286

Ebû Bekre, 25, 43, 206, 235, 304

Ebû Cühayfe, 22, 78

Ebû Cüheym b, el-Hâris el-Ensârî, 173

Ebû Dâvûd, 6, 10, 11, 13, 17, 18, 20, 23, 24, 39, 45, 46, 62, 63, 65, 68, 70, 71, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 99, 103, 104, 105, 106, 107, 109, 111, 112, 116, 117, 120, 122, 125, 126, 127, 128, 133, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 146, 147, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 166, 167, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 189, 190, 191, 192, 193, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 216, 217, 220, 221, 223, 225, 227, 228, 229, 234, 235, 244, 248, 250, 252, 253, 254, 257, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 272, 274, 275, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 288, 289, 291, 292, 294, 295, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 305, 311, 313, 314, 316, 317, 318, 320,

İndeks_____________________________                           377

321, 322, 323, 324, 325, 326, 329, 331, 332, 334, 338, 339, 340, 341, 343,

346, 348, 351, 353, 354, 356, 358, 359, 360, 361, 363 Ebû Enes, 88, 349

Ebû Eyyûb el-Ensârî, 179, 180, 270, 298, 303, 311, 338 Ebû Gâlib er-Râsibî, 256, 257 Ebû Hâcib, 82 Ebû Hanife, 50, 52, 68, 69, 79, 95, 98, 123, 150, 155, 156, 217, 266, 301, 321,

324

Ebû Hâzim, 27, 192, 310 Ebû Hüreyre, 7, 10, 20, 22, 25, 30, 31, 33, 39, 45, 62, 76, 80, 91, 92, 93, 94, 95,

96, 104, 107, 109, 127, 131, 151, 153, 159, 161, 162, 167, 168, 171, 180, 181,

188,  189, 193, 196, 197, 198, 200, 201, 202, 203, 205, 206, 208, 209, 210, 212, 213, 219, 220, 221, 223, 224, 235, 239, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 255, 269, 288, 289, 290, 291, 294, 297, 305, 307, 308, 309, 310, 314, 316, 336, 346, 348, 351, 356, 357, 361, 363, 364

Ebû Katâde, 96, 97, 98, 166, 184, 197, 202, 280

Ebû Leylâ, 120, 135, 138

Ebû Matar,225, 277

Ebû Mûsâ, 26, 39, 44, 158, 163, 164, 166, 206, 224, 225, 280, 305, 314

Ebû Müslim, 258, 327

Ebû Nüceyh es-Sülemî, 255

Ebû Râfî, 17, 20, 67, 347

Ebû Saîd el-Hudrî, 3, 4, 5, 6, 7, 27, 30, 33, 39, 107, 155, 167, 170, 178, 180,

189,  209, 223, 235, 246, 249, 289, 290, 291, 354, 363 Ebû Sa'lebe el-Huşenî, 125

Ebû Sebre, 290, 291

Ebû Seleme, 70, 289, 333

Ebû Sellâm, 173

Ebû Talha, 179

Ebû Utbe el-Havlânî, 11

Ebû Ümâme, 11, 114, 122, 131, 139, 175, 180, 203, 206, 207, 208, 213, 215,

224, 237, 238, 239, 240, 256, 257, 258, 259, 304, 305, 309, 314, 315, 316,

327, 347, 351 Ebû Vâkıd el-Leysî, 33 Ebû Yusuf, 41, 50, 56, 70 Ebû Zabye, 240

Ebû Zer el-Gıfâri, 6, 39, 84, 177

Ebû Zür'a, 6, 20, 139, 154, 201, 202, 251, 289, 291, 302, 307, 317, 345, 357 Ebû'd-Derdâ, 26, 35, 39, 261, 262, 291, 304, 309 Ebu'l-ÂHye, 362 Ebu'l-Ezher, 321, 322, 332 Ebu'l-İmrân el-Cevnî, 34 Ebu'z-Zübeyr, 128 Ehl-i Sünnet, 15 el-Arakî, 62 Enes b. Mâlik, 19, 34, 35, 39, 75, 86, 88, 126, 130, 139, 140, 153, 175, 176,

199, 203, 214, 215, 235, 254, 266, 267, 268, 302, 303, 327, 339, 354, 359 Esma bt. Ebû Bekir, 26, 103 Esma bt. Sâid b. Zeyd b. Amr, 290, 291 Esma bt. Zeyd b. Hattab, 358

378________________________'_______İndeks

Esved b. Yezid, 148, 194

Eş'as b. Sevvâr, 305, 314

Evs b. Ebû Evs, 280, 282, 295

Evs b. Huzeyfe, 293

Evzaî, 54

Fâtima (r.a.), 133

Fâtıma bt. el-Münzir, 103

Gaylan, 225

Gazzalî, 43, 44, 48, 50, 51, 57

Gudayf b. Haris es-Sümâlî, 23

Habbâb, 24

Habban b. Vâsî el-Ensâri, 317

Hafsa (r.anh.), 183, 184, 198

Hakem b. Amr el-Gıfâri, 81, 82

Hakem b. Süfyan, 209

Hâkim, 3, 13, 17, 20, 30, 31, 32, 51, 62, 80, 107, 115, 131, 138, 155, 158, 159, 160, 161, 162, 173, 177, 182, 196, 198, 199, 202, 203, 207, 210, 217, 221, 235, 242, 246, 248, 249, 252, 253, 255, 263, 265, 279, 289, 290, 291, 295, 296, 298, 302, 303, 311, 313, 326, 337, 343, 346, 347, 348, 353, 356, 358

Hâlİd b. Ma'dân, 342

Hâlid b. Velid, 17

Hammad b. Ebî Süleyman, 67, 130, 165, 212

Hamza (r.a.), 75

Hamza Ahmed Zeyn, 63, 75, 87

Hanzaie b. Ebû Âmir, 173

Hariciler, 15

Haris b. Abdullah el-A'ver, 8, 174

Hasan (r.a.), 133, 134, 135, 139

Hasan b. Câbir, 17

Hasan el-Basrî, 40, 171, 174

Havle bt, Hakîm, 104

Havle bt. Kays, 75

Havle bt. Yesâr, 105

Havva,139

Hayber, 18, 328

Hemmâm, 91, 94, 149, 168, 189, 294, 297

Heysemî, 4, 5, 6, 7, 9, 10, 17, 20, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 31, 32, 45, 62, 63,

64, 68, 76, 83, 85, 92, 93, 97, 98, 104, 105, 109, 113, 114, 120, 122, 126, 128,

131, 135, 138, 139, 148, 153, 154, 161, 168, 175, 177, 192, 193, 203, 204, 206,

209, 210, 212, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226,

227, 228, 229, 231, 232, 237, 240, 241, 242, 246, 247, 248, 250, 251, 255, 257,

258, 259, 260, 262, 266, 267, 272, 279, 282, 287, 291, 292, 293, 303, 304, 305,

306, 307, 311, 312, 313, 314, 316, 324, 328, 338, 339, 344, 345, 347, 348, 350,

351, 353, 355, 356, 357, 359, 362, 363, 364, 365

Hıra, 199

Hicaz Ekolü, 40

Hucr b. Hucr el-Kelâî, 13

Hudeybiye, 78, 88

Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî, 80, 164

Humran b. Eban, 250, 251, 270, 301, 350

îndeks                                                                                            _____________379^

Humus, 183, 257

Huneyn, 33

Husayn b. Abdurrahman es-SüIemî, 24

Husayn b. Sebra, 4

Huzeyfe b. Esîd el-Gıfâri, 4, 6, 26

Huzeyfe, 4, 6, 22, 26, 27, 32, 39, 152, 163, 164, 165, 166, 213, 224, 228, 293,

308, 354

Huzeyme b. Sabit el-Ensârî, 192 Hüseyin (r.a.), 134, 139 Hüşeym, 6, 9, 174 Irak b. Mâlik, 187, 188 Irak Ekolü, 41 Iraklılar, 71, 85

İbn Âbidîn, 38, 50, 53, 54, 56, 57 İbn Âmir, 235, 236 İbn Cüreyc, 45

İbn EbîŞeybe, 5, 24, 26, 28, 52, 62, 87, 119, 120, 131, 191, 192, 198, 207, 213, 214, 215, 220, 223, 243, 258, 282, 290, 291, 294, 295, 296, 300, 303, 304, 305, 311, 314, 315, 323, 326, 328, 342, 343, 344, 346, 347, 351, 353, 354, 359, 360, 362, 363

İbn EbîTalha, 97

İbn Hacer, 5, 6, 8, 9, 10, 20, 23, 39, 45, 46, 62, 64, 65, 73, 85, 86, 112, 113, 122, 125, 126, 138, 140, 150, 154, 170, 179, 183, 185, 186, 194, 195, 200, 202, 208, 212, 213, 216, 217, 218, 225, 226, 227, 228, 229, 241, 251, 259, 263, 264, 266, 269, 272, 277, 289, 290, 291, 307, 308, 317, 320, 327, 328, 337, 338, 339, 341, 345, 357, 360

İbn Hazm, 16, 40, 42, 43, 44, 57, 146, 185, 210, 361

İbn Hlbbân, 6, 26, 28, 47, 53, 97, 114, 122, 128, 138, 145, 146, 167, 170, 175, 176, 177, 182, 186, 188, 200, 201, 202, 208, 212, 213, 221, 223, 246, 248, 249, 259, 260, 264, 266, 269, 275, 279, 290, 291, 296, 303, 313, 318, 326, 327, 328, 343, 344, 360, 361, 362

İbn Kayyım, 16

İbn Lehîa, 20, 31, 69, 91, 159, 178, 184, 195, 213, 248, 253, 264, 297, 317, 323, 337, 338, 340, 344, 356, 357, 363

İbn Mâce, 6, 9, 10, 11, 13, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 25, 31, 38, 62, 63, 65, 67, 68, 69, 70, 71, 73, 74, 75, 76, 77, 80, 81, 82, 83, 85, 86, 87, 88, 89, 91, 92, 93, 95, 96, 103, 104, 105, İ06, 107, 109, 110, 111, 113, 115, 116, 120, 122, 125, 126, 130, 131, 133, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 143, 144, 145, 146, 147, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 158, 159, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 213, 216, 228, 229, 234, 235, 238, 240, 242, 246, 247, 250, 253, 254, 257, 259, 260, 263, 264, 265, 266, 268, 269, 270, 271, 280, 281, 282, 283, 288, 289, 290, 291, 294, 295, 296, 297, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 305, 308, 309, 311, 312, 313, 314, 316, 317, 318, 321, 322, 323, 325, 326, 327, 328, 329, 331, 332, 333, 334, 336, 338, 339, 340, 341, 343, 344, 346, 347, 348, 351, 353, 354, 356, 357, 359, 360, 363

İbn Şîrîn, 80, 152, 161, 162 İbnü'l-Firâsî, 62 İbnü'l-Münkedîr, 77 İbrahim b. Abdurrahman b. Avf, 105

380

İndeks

İmâra b. Ruveybe, 24

İncil, 2, 34, 36

İrbâd b. Sâriye, 13, 14, 17

Ka'b b. Mürre, 257

Ka'b b. Ücre, 250

Kanber, 226, 274

Karafi, 57

Kasım b. Muhammed, 25, 39, 40

Katâde, 40, 133, 160

Kays b. Vehb, 149

Kebşe bt. Ka'b b. Mâlik, 96, 97

Küba, 88, 201, 203, 260

Kudüs, 182

Küfe, 39, 40, 120, 200, 266, 268, 272

Kur'ân-ı Kerîm, ıx, x, 2, 5, 9, 11, 14, 20, 33, 36, 38, 43, 45, 50, 52, 53, 55, 68,

102, 106, 119, 166, 67, 73, 76, 77, 99, 204, 205, 213, 326

Kurre b. İyâs el-Müzenî,

Lakît b. Sabira, 298, 311, 338

Leys b. Sa'd, 40, 53, 115, 340, 349

Lübâbe bt. el-Hâris, 133, 138

Mâbed el-Cühenî, 253

Ma'kıl b. Ebû Ma'kıl el-Esedî, 181

Mâlik b. Enes, 15, 40, 41, 51, 53, 56, 68, 76, 79, 84, 95, 98, 100, 111, 118, 123,

124, 131, 155, 156, 202, 241, 244, 284, 299, 304, 319, 321, 324 Medine, 4, 39, 52, 68, 88, 93, 137, 140, 151, 152 Mekhûl, 40, 301

Mekke, 4, 33, 39, 40, 68, 75, 84, 133, 178, 182, 191, 329, 333, 360 Mervân b. ei-Hakem, 78, 307

Meymûne (r.anh,), 73, 82, 83, 85, 115, 116, 117, 122, 127, 128, 133, 275 Mısır, 39, 40, 178, 180 Mikdad b. el-Esved, 144, 145 Misvâr b. Mahrame, 78 Muâviye, 11, 39, 114, 133, 146, 169, 224, 259, 316, 317, 318, 322, 332, 347,

348, 351, 352 Muavviz b. Afra, 282 Muâz b. Cebel, 39, 131, 159, 207, 218 Muâz b. Enes el-Cühenî, 11 Muâze b, Adeviyye, 72

Muğire b. Şu'be, 11, 113, 114, 163, 164, 165, 166, 281, 287, 294, 327, 330, 347, 349

Muhacir b. Gunfüz, 171

Muhammed b. Abdullah b. Ebû Meryem, 350 Muhammed b. Abdullah b. Selâm, 201 Muhammed b. Ca'fer, 173, 205 Muhammed b. Mesleme, 44 Muhammed b, Ömer b.'Alkame, 223 Muhammed Hamîdullah, 42 Muhammed Zâhid el-Kevserî, 44, 46, 50, 52 Mûsâ (a.s.), 2, 30, 33

İndeks_______________                                       381

Mûsâ b. Abdullah, 106 Mûsâ b. Seleme, 64 Mus'âb b, Sa'd, 235 Muttalib b. Abdullah, 344 Mücâhid, 19, 40, 209 Müntefik oğullan, 298

Müslim, 3, 6, 9, 10, 11, 15, 16, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 38, 45, 46, 62, 65, 71, 72, 73, 74, 75, 77, 79, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 91, 92, 93, 94, 95, 103, 107, 110, 111, 115, 116, 120, 122, 125, 130, 131, 133, 135, 136, 138, 140, 142, 143, 144, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 158, 159, 160, 161, 163, 164, 168, 170, 171, 173, 174, 175, 177, 178, 180, 181, 182, 183, 184. 189, 190, 191, 193, 195, 196, 197, 199, 200, 203, 205, 206, 207, 216, 221^ 223, 225, 227, 228, 229, 235, 236, 237, 239, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 258, 259, 265, 266, 267, 268, 270, 283, 286, 288, 289, 291, 294, 296, 297, 301, 307, 308, 310, 313, 316, 317, 318, 322, 326, 328, 329, 330, 331, 332, 334, 336, 337, 339, 340, 341, 343, 346, 349, 353, 354, 358, 359, 360, 363

Müstevrid b. Şeddâd, 298, 311, 313, 338

Nâim Mevla Ümmü Seleme, 74

Necâşî, 328

Nezzal b. Sebra, 278

Nuaym b. Abdullah el-Mücmir, 308

Numan b. Ayyaş, 27

Osman (r.a.), VI, 232, 249, 250, 251, 270, 271, 301, 302, 315, 316, 350

Ömer (r.a.), 25, 39, 40, 44, 165, 167, 188, 236, 254, 288, 340, 343, 344, 345,

353, 355, 360, 363, 364 Ömer b. Abdüfaziz, 40, 185 Ömer b. Müslim, 4

Rabah b. Abdurrahman b. Huveytıb, 290 Rıb'î b. Hıraş, 279 Rubeyy bt. Muavviz b. Afra, 283 Sabit b. Eşlem, 119 Sabit el-Bünânî, 35 Sa'd b. Ebî Vakkâs, 194, 265 Sa'd b. İbrahim, 24 Sa'd b. Ubade, 88 Saîd b. Zeyd, 289, 290, 291 Salim b. Sebelân, 333 Salim b. Sere, 75

Sehl b. Huneyf, 141, 180, 181, 191, 196 Seleme b. Kays, 168, 189, 190 Seleme b. Muhabbik, 112, 113

Selman el-Fârisi, 115, 180, 181, 191, 197, 327, 328 Semure b. Cündüb, 26 Sevbân, 10, 11, 208, 326

Suyûtî, 7, 16, 23, 42, 43, 44, 57, 141, 148, 154, 175, 177, 210, 213, 221, 226,

227, 234, 263, 269, 277, 302, 312, 356, 359, 360 Süfyan b. Uyeyne, 40, 53 Süfyan es-Sevrî, 53, 54 Süleyman b. Büreyde, 359

382____________________________________________________________İndeks

Süleyman b. Yesar, 150

Şafiî, 15, 16, 20, 41, 42, 45, 50, 51, 62, 65, 68, 84, 89, 90, 92, 93, 98, 99, 122, 123, 124, 139, 154, 155, 156, 184, 213, 243, 266, 288, 294, 299, 301, 306, 315, 318, 319, 324, 340, 341, 346

Şam, 39, 40, 88, 114, 115, 180, 183, 259, 286

Şebîb Ebû Ravh, 342

Şeddâd b. Evs, 32

Şehr b. Havşeb, 32, 115, 201, 238, 239, 240, 255, 256, 305

Şevkânî, 48, 57, 107, 226, 277, 338, 339, 361

Şeytan, 168, 189

Şiâ, 15

Şureyh, 229

Taberânî, 3, 4, 5, 7, 13, 16, 18, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 62, 85, 88, 92, 97, 103, 104, 105, 109, 122, 125, 128, 131, 135, 138, 148, 153, 169, 175, 180, 183, 184, 192, 198, 201, 202, 207, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 223, 224, 226, 227, 230, 234, 235, 238, 239, 240, 242, 243, 248, 249, 252, 253, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 265, 269, 270, 277, 282, 289, 291, 293, 296, 300, 303, 304, 305, 311, 312, 314, 317, 320, 322, 323, 326, 337, 343, 344, 346, 347, 349, 351, 353, 354, 355, 360

Tâbiûn, IV, 1, 33, 38, 39

Tahâvî, 50, 68, 69, 73, 91, 95, 184, 192, 219, 220, 223, 275, 279, 289, 291, 294, 305, 318, 319, 320, 332, 333, 337, 343, 344, 351, 358, 359, 360

Tâhir b. Âşûr, 49

Talha b. Musarrif b. Ka'b, 321

Talha, 5, 6, 39, 97, 112, 275, 320

Tebük Savaşı, 344

Temim b. Zeyd Ebû Abbad el-Ensâri, 305

Temmâm b. Abbas, 217, 224

Tevrat, 2, 34, 36, 202

Tirmizî, 3, 4, 6, 8, 9, 10, 13, 14, 17, 18, 19, 20, 22, 23, 25, 33, 34, 38, 39, 45, 51, 53, 62, 65, 67, 68, 70, 71, 73, 75, 77, 80, 81, 82, 83, 85, 87, 89, 90, 91, 93, 95, 96, 99, 103, 105, 109, 110, 111, 113, 114, 115, 120, 122, 125, 126, 127, 128, 130, 133, 136, 137, 138, 140, 141, 143, 144, 146, 147, 149, 150, 151, 152, 154, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 170, 171, 173, 174, 175, 177, 180, 181, 182, 183, 184, 191, 193, 194, 195, 196, 197, 200, 203, 204, 205, 206, 208, 209, 210, 216, 220, 221, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 234, 235, 238, 245, 247, 248, 254, 257, 263, 264, 266, 267, 268, 272, 274, 275, 277, 278, 279, 280, 282, 283, 286, 288, 289, 290, 291, 292, 294, 296, 298, 299, 300, 302, 303, 305, 308, 309, 311, 312, 313, 314, 316, 317, 318, 321, 322, 323, 325, 326, 327, 328, 329, 330, 331, 336, 337, 338, 339, 343, 344, 346, 348, 351, 353, 354, 355, 357, 359, 360, 361, 363

Ubâde b. Sâmit, 39

Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer, 39, 40, 359

Ukbe b. Âmir, 11, 168, 189, 190, 244, 248, 252, 253, 254, 260, 353

Ukkaşe b. M ihsan   136

Umara b. Osman b. Huneyf, 345

Urve, 39, 40, 45, 73, 186, 192, 252, 314

Uveym b. Sâide el-Ensârî, 202

Ümmü Habibe (r.anh.), 139

Ümmü Habibe bt. Abbas, 139

Ümmü Hânî, 73, 85

İndeks______________________^_______________    383

Ümmü Kays bt. Mihsan, 136, 137, 138 Ümmü Kürz el-Huzâiyye, 138 Ümmü Sebre, 290

Ümmü Seleme (r.anh.), 26, 29, 39, 73, 74, 105, 106, 122, 138, 139, 224, 302, 304, 330, 363

Ümmü Subeyye el-Cüheni, 73

Ümmü Umara, 267, 299, 321

Ümmü'd-Derdâ, 35

Ümmü'l-Fadl, 133, 134, 139

Üsame b. Zeyd, 75, 87, 210, 357

Üveys el-Karni, 124

Vâil b. Hucr, 304

Vasile b. el-Eska, 215

Vekî1, 71, 204, 208, 272, 292, 361

Velehan, 264

Yahya b, Hayyân et-Teymî, 3, 333

Ya'lâ b. Mürre, 166, 206, 281

Ya'ta b. Siyâbe es-Sekafi, 206

Yemâme, 183

Yemen, 39

Yezdâd b. Fesâe, 207

Yezid b. Ebû Mâlik, 332

Yezid b. Hâlid, 213

Yusuf b. Abdullah b. Selâm, 260, 261

Zatü's-Selâsil Gazvesi, 259

Zebur, 2

Zehebî, 3, 5, 6, 8, 9, 13, 17, 20, 23, 31, 32, 64, 65, 70, 73, 87, 97, 107, 112, 113, 114, 115, 120, 126, 131, 138, 139, 141, 149, 154, 158, 159, 160, 161, 164, 167, 170, 177, 179, 182, 183, 185, 186, 188, 198, 199, 200, 202, 203, 204, 207, 208, 213, 216, 221, 225, 227, 228, 229, 235, 242, 246, 248, 249, 252, 253, 261, 263, 264, 265, 266, 277, 279, 289, 290, 291, 295, 296, 298, 303, 305, 311, 313, 326, 327, 328, 337, 338, 343, 345, 346, 348, 357, 358, 360, 361

Zeyd b. Erkâm, 4

Zeyd b. Hâlid, 220, 224, 252, 253

Zeyd b. Harise, 209, 210, 356

Zeyd b. Hattab, 358

Zeyd b. Sabit, 6, 7, 39, 40, 165, 206

Zeyd b. Sûhân el-Abdî, 327

Zeyneb bt. Cahş (r.anh.), 138, 222

Zirr b. Hubeyş, 317

Zübeyr, 39, 40, 73, 103, 112, 128, 156, 184, 223, 259, 322, 340

Zührî, 39,40,45, 123, 137

384                                                                                                                       İndeks

HAPİS NO                           HADİS KONUSU                             SAYFA NO

279-  Kur'an-i Kerim'e ve Rasûlullah'ın Ehl-i beytine sahip çıkmak...........3

280-  İki emanet: Kur'an-ı Kerim ve Ehl-i beyt.............,............,...........5

281-  Kur'an-ı Kerim ihtilaflardan kurtuluş kaynağıdır.............................8

282-  Sünnet'e tabi olmayan sapıtır,...........................,,,.......,.............. 9

283- Allah'ın ve şeytanın yolunun temsili anlatımı................................. 9

284-  Kıyamet'e kadar hak yolda bulunacak bir grup.............................10

285-  Sünnet'e sarılarak İslâm'a sahip çıkmak......................................13

286-  Sünnet'ten uzaklaşan nesiller....................................................16

287- Sahabenin Sünnet'i uygulama titizliği.........................................17

288-  Sünnet'in hüküm koyma yetkisi.................................................17

289-  Sadece Kur'an-ı Kerim'le yetinmek doğru mudur?........................18

290-  Sünnet'i reddetmenin gerekçesi yoktur.......................................20

291-  Sünnet'i reddetmenin gerekçesi yoktur.......................................20

292-  Sünnet en güzel rehberdir.........................................................21

293-  İyi ve kötü çığır açmanın sonucu................................................22

294-  Her bid'at bir sünneti kaldırır.....................................................23

295-  Hiçbir bid'at kabul edilmez........................................................24

296-  Kevser Havuzu'ndan kovulanlar.................................................25

297-  Kevser Havuzu'ndan kovulma sebebi:

Sünnet'e aykırı hareket etmek...................................................27

298-  Kevser Havuzu'ndan kovulma sebebi..........................................27

299-  Kevser Havuzu'ndan kovulma sebebi..........................................28

300- Ahkâmı değiştirmek Kevser Havuzu'ndan kovulma sebebidir..........28

301-  Önceki dinlere tabi olanların yoluna uymak.................................30

302-  Önceki dinlere tabi olanların yoluna uymak.................................31

303- Önceki dinlere tabi olanlara tamamen uymak............................,.31

304-  Ümmetin en kötüleri.................................................................32

305- Önceki dinlere tabi olanların yoluna yavaş yavaş uymak...............33

306-  Sahabenin namazı geciktirenlere kızması....................................34

307-  Sahabe dönemi ve günümüz.....................................................35

308-  Sahabenin "Rasûlullah döneminden bir şey kalmadı"

diye üzülmesi..........................................................................35

309-  Deniz suyu temizleyici, ölüsü helaldir..........................................62

310-  Deniz suyu ile abdest alınabilinir mi?..........................................63

311-  Denizin suy temiz, ölüsü helaldir................................................63

312-  Denizin suyu temizleyicidir........................................................64

313- Zemzemle abdest almak......,....................................................65

314-  Su bulunmadığında şıra ile abdest almak....................................67

315-  Karı-kocanın aynı kaptan su alarak gusletmesi (yıkanması)...........70

316-  Gusül alınacak kabın hacmi.......................................................71

317-  Rasûlullah ve ailesi aynı kaptan su alarak yıkanırdı.......................72

318-  Rasûlullah suyu önce alırdı........................................................73

319-  Karı-kocanın aynı kaptan su alarak yıkanması..............................73

320-  Oruçlu iken hanımını öpmek......................................................74

321- Aynı kaptan su almadan önce elleri temizlemek...........................74

322-  Gusül ve abdestte kullanılacak suyun miktarı...............................75

323-  Karı-kocanın aynı kaptan sıra ile su alarak yıkanması ...................75

indeks

385

324-  Kadın ve erkeklerin aynı kaptan abdest almaları ..........................76

325-  Kelâle âyetinin nüzul sebebi......................................................77

326-  Ashabın, Rasûlullah'ın asarına teberrükü.....................................78

327-  Abdest suyu temiz ve temizleyicidir (şartlı olarak)........................78

328-  Gusül yapılan yere idrar yapma yasağı........................................80

329- Temizleyici suyun kalanı ile temizlenmenin yasaklanması..............81

330- Temizleyici suyun kalanı ile temizlenmenin yasaklanması..............82

331-  Temizleyici suyun kalanı ile temizlenme yasağının kalkması...........83

332- Temizleyici suyun kalanı ile temizlenme yasağının kalkması...........83

333- Temiz bir madde karışmış su ile gusül.........................................84

334-  Rasûlullah döneminde kullanılan su kapları..................................85

335-  Temiz suyun özellikleri..............................................................86

336-  Rasûlullah döneminde su kuyuları...............................................87

337-  Hayvanların içtiği su,.........................■-■■...................................89

338-  Durgun suya idrar yapmak........................................................91

339-  Su kaynaklarının korunması......................................................91

340-  Köpeğin yaladığı kabın temizlenmesi..........................................92

341- Toprakla temizleme......................................................-■-.........93

342-  Köpekleri öldürmemek..............................................................93

343-  Köpeğin yaladığı kabın temizlenmesi..........................................94

344-  Köpeğin yaladığı kabın temizlenmesi..........................................94

345-  Camilerin temiz tutulması..................................................■......94

346-  Kedinin artığı...........................................................................96

347-  Evcil hayvanların artığı..............................................................97

348-  Kedinin içtiği sudan abdest almak..............................................98

349-  Hayız kanının temizlenmesi.........................................■.....-.....103

350-  Elbesiye bulaşan hayız kanının temizlenmesi.............................104

351-  Elbiseye bulaşan hayız kanının yıkandıktan sonra izi kalması.......104

352-  Uzun eteğe yerden necaset bulaşması......................................105

353-  Rasûlullah dönemindeki hanımların hassasiyetleri......................106

354-  Rasûlullah'ın hareketleri Allah'ın kontrolündedir.........................107

355-  Rasûlullah'ın mescide idrarını yapan bedeviyi eğitmesi................109

356-  Mescidde idrar nasıl temizlenir.......................................■■........110

357-  Derinin temizlenmesi..............................................................m

358-  Leş derisinden faydalanmak....................................................111

359-  Leş derisinin hükmü..........................................-■........■..........112

360-  Leş derisinin tabaklandıktan sonra kullanılması..........................112

361- Tabaklanmış deriden abdest almak...........................................112

362- Tabaklanmış tulumdan abdest almak........................................113

363- Tabaklama ile temizlik............................................................115

364-  Ölü koyunun derisinden faydalanmak.......................................H5

365-  Leş derisinden faydalanmak....................................................116

366-  Leş derisinden faydalanmak....................................................117

367-  Su ve tabaklama ile temizlik....................................................117

368- Tabaklanmış deriden su kırbası yapmak...................,................

369-  Kürk ile namaz kılmak............................................................

370-  Hayvan leşinin derisi ve sinirinden yararlanmamak.....................122

371-  Müslüman olmayanların kaplarını kullanmak..............................125

372-  Müşriklerin kaplarını kullanmak................................................126

373-  Rasûlullah'ın bir yahudinin davetine gitmesi..............................126

374- Yenebilen maddelerin içine düşen necasetlerin temizliği..............127

386________________________________________İndeks

375- Çömlekteki yağın içine fare düşmesi durumunda ne yapılır?........128

376- İçine fare düşen katı yağın temizliği.........................................128

377- İnsan idrarının hükmü............................................................130

378-  İdrarın ibadete engel olan miktarı............................................130

379-  İdrardan sakınmamak kabir azabı sebebidir...............................130

380-  Bebek idrarının hükmü............................................................133

381-  Bebek idrarının temizlenmesi...................................................135

382-  RasûluHan'ın çocuklara dua edip tahnik yapması........................136

383-  Bebeğin idrarını su dökerek temizlemek....................................136

384-  Kız ve erkek çocuklarının idrarı farklı temizlenir.........................137

385-  Erkek ve kız çocukların idrarı elbiseye bulaşırsa nasıl temizlenir ...138

386- Süt emen çocukların idrarının temizlenmesi...............................139

387-  Deve idrarının hükmü.............................................................140

388-  Mezinin hükmü......................................................................141

389-  Mezi nasıl temizlenir...............................................................142

390-  Mezi akıntısında abdest; menide gusül almak............................143

391-  Hz. Ali'nin mezinin hükmünü Rasûlullah'a sordurması.................144

392-  Mezi abdesti bozar; guslü gerektirmez......................................145

393-  Meninin hükmü......................................................................147

394-  Çitileyerek meninin temizlenmesi..................._..........................148

395-  Kuruyan meniyi çitileyerek temizlemek.....................................148

396- Yorgana bulaşarak kuruyan meninin temizlenmesi.....................149

397-  Meninin yıkanarak temizlenmesi..............................................149

398-  Elbisedeki meninin temizlenmesi..............................................150

399-  Mü'min cünüp olmakla necis oimaz...........................................151

400- Mü'min cünüp olmakla necis olmaz...........................................152

401-  Sineğin kanatlarında zehir ve panzehir vardır............................153

402- Yemeğe ya da içilecek suya sinek düşerse.................................153

403-  İki ölü ve iki kanın helal kılınması.............................................154

404- Tuvalet için uygun yer aramak.................................................158

405- Laneti çeken şeyler................................................................159

406-  Halkın kullandığı yollara ve piknik alanlarına tuvalet yapmak.......159

407- Yerdeki kovuklara idrar yapmak...............................................160

408- Vesvese kaynağı olan davranış................................................161

409- Gusül aldığı yere idrar yapmak................................................162

410- Ayakta idrar yapmak..............................................................163

411- İdrar yaparken sıçratmamak için tedbir almak...........................164

412-  Evde iken ayakta bevletmek....................................................165

413- Açık arazide tuvalet................................................................166

414- Açık arazide tuvalette kendini gizlemek.....................................167

415-  Kabir azabının sebepleri..........................................................169

416- Tuvalet esnasında konuşmak...................................................170

417- Abdest alana selam vermek.....................................................171

418- Tuvalet yapana selam vermek.................................................172

419- Tuvalet yaparken selam alınır mı?............................................173

420- Abdestsiz Kur'an okuyup, zikir yapmak.....................................173

421- Tuvalete girerken okunacak dua..............................................175

422- Tuvalete girerken okunacak dua..............................................176

423- Tuvalete girerken okunacak dua..............................................176

424- Tuvaletten çıktıktan sonra okunacak dua...................................177

425- Tuvalette kıbleye dönmemek...................................................178

jndeks___________________^___________                                             387

426- Tuvalette kıbleye dönmemek...................................................179

427-  Büyük ve küçük tuvalet esnasında kıbfeye dönmemek................179

428- Tuvaletler kıbleye dönük yapılmışsa.........................................180

429-  İstincada sağ eli kullanmamak.................................................181

430-  Rasûlullah'ın ashabına her âdabı öğretmesi...........................,...181

431-  Kapalı mekanlardaki tuvaletlerde kıbleye dönmek...................,..182

432- Tuvalette sırtını kıbleye dönmek...............................................183

433- Tuvalette yüzünü kıbleye dönmek............................................183

434-  Kıbleye dönük bevletmek.,...................................................,.. 184

435-  Zarurette kıbleye dönük tuvalet ihtiyacını giderme,

suyun az olduğu yerlerde taşla temizlenmek.....................,.......185

436- Taşla temizlenme âdabı..........................................................188

437-  Edep ve özlü sözler................................................................189

438-  Abdestte burnu sümkürmek....................................................190

439- İstincada taşı tek kullanmak....................................................191

440- İstincada üçten az taş kullanmamak.........................................191

441-  istincada tezek kullanmamak..................................................192

442-  İstincada üçten az kaş kullanmamak........................................ 192

443- Tuvalet âdabını Rasûlullah'ın ashabına öğretmesi.......................193

444-  İstincada tezek ve kemik kullanmamak.....................................194

445- Tuvalet temizliği yapılmayan maddeler.....................................195

446-  İstincada tezek ve kemik kullanmamak.....................................195

447- Tezek ve kemik cinlerin yiyeceğidir.......................................... 196

448-  Sağ elle istinca yapmamak......................................................197

449-  Sağ elin kullanılacağı yerler.....................................................198

450- Sağ elle tenasül uzvuna dokunmamak......................................199

451-  İstincayı su ile yapmak.......................................,...................199

452- Tuvalet temizliğinde su kullanmak............................................199

453- Tuvaletten sonra elleri yıkamak...............................................200

454- Tuvaletten sonra elleri yıkamak.............................................,.201

455- Allah temizlenenleri sever.......................................................201

456- Temizlik konusunda başkaları Örnek alınabilir............................202

457-  Hz. Âişe'nin temizlik konusunda Basralılar'ı eğitmesi...................203

458- Tuvaletten sonra avret mahallini iyice yıkamak..........................204

459- Kabir azabının sebebi.............................................,................206

460- Kabir azabının sebebi..............................................................206

461-  İdrarın iyice kesilmesi için tedbir almak.....................................207

462- Tuvalete sıkışık iken namaz kılmak..........................................-208

463- Tuvaletten sonra vesveseden kurtulma tedbiri...........................209

464-  Misvak kullanmanın fazileti......................................................212

465-  Misvak ile ağzı temizlemek......................................................213

466- Ağız diş temizliğine önem vermek............................................213

467-  Misvak hakkında neredeyse âyet inecekti..................................214

468-  Rasûlullah'ın sürekli misvak kullanmayı emretmesi.....................214

469-  Misvak neredeyse farz kılınacaktı.............................................215

470-  Rasûlullah'ın sürekli misvak kullanmayı tavsiye etmesi...............215

471- Cebrail'in misvağı tavsiye etmesi.............................................215

472-  Misvağı büyüğe vermek..........................................................216

473-  Ümmete ağır gelmeseydi her abdestte misvağı farz kılardım........ 217

474-  Namazdan önce misvak kullanmak...........................................219

475- Sahabe kulağının arkasında misvağıyla mescide gelirdi...............220

388______________________________________________________İndeks

476-  Namazdan önce misvak kullanmak...................,.......................220

477-  Misvak kullanarak kılınan namazın fazileti.................................221

478-  Namazdan önce misvak kullanmak...........................................222

479-  (Abdestte) misvak kullanmak..................................................223

480-  Sahabenin misvakla ilgili sünnete uymadaki titizliği....................224

481-  Misvak nasıl kullanılır..............................................................225

482-  Rasûlullah'ın abdest alış şekli...................................................225

483-  Uyanınca misvak kullanmak..........,,........................................227

484- Uyandıktan sonra dişleri misvaklamak......................................227

485- Gece ibadete kalkınca misvak kullanmak...................................228

486-  Evde misvak kullanmak..........................................................229

487-  Oruçlu iken misvak kullanmak.................................................229

488-  Misvak kullanmanın hükmü.....................................................230

489-  Güzel abdest alıp namaz kılmanın karşılığı: Cennet.....................234

490-  Sahabenin irşad yöntemi....,....................................................235

491- Abdest günahları yok eder,......................................................237

492-  İnsan abdestle günahlarından temizlenir...................................238

493- Abdest affedilme sebebidir......................................................239

494- Abdestle Allah katında ulaşılan hayırlar.....................................240

495- Abdest alıp mescide gitmenin fazileti........................................241

496- Abdest bütün günahları döker..................................................243

497- Abdest, şeytanın düğümlerini çözer..........................................244

498- Abdest, organların İşlediği günahları siler..................................245

499- Abdestte son damlayla günahlar dökülür...................................245

500- Allah, abdest alıp mescide giden kimseyi sever..........................246

501- Günahları sildirip, sevapları artıran ameller................................246

502-  Ribatlar (güvenlik noktalan) nelerdir?.......................................247

503- Abdest alıp mescidde namazı beklemenin sevabı........................248

504- Abdesti güzel almak..........,....................................................248

505- Abdest alıp farz namazı mescidde kılmak günahları siler.............249

506- Amellere güvenip günah işlememek.........................................250

507- İnsanı günahsız yapan ameller.................................................250

508- Sahabenin hadis konusunda titiz davranması.............................251

509-  Namazı güzelce kılmak küçük günahları affettirir........................252

510-  Namazı güzelce kılmak geçmiş küçük günahları affettirir.............252

511-  Cennetin kapılarını açtıran ameller...........................................254

512-  Her türlü günah ve hatadan kurtaran ameller............................254

513- Abdest, geçmiş günahları siler.........................,.......................256

514- Tabiunun duyduğu hadisi sahabeye arz etmesi................:.........256

515- Abdesti ve namazı güzel kılmak...............................................257

516- Abdest insanın içini ve dışını tertemiz yapar..............................258

517-  Sahabenin birbirini eğitmesi............,.......................................259

518- Sahabenin abdest konusunda halkı eğitmesi..............................260

519-  Güzel abdest ve güzel kılınan namazın sonucu...........................261

520- Abdestte vesvese veren şeytan................................................263

521- Abdestte suyu israf etmemek..................................................264

522- Abdest ve gusülde kullanılan su miktarı....................................265

523- Abdestte kullanılan su miktarı..................................................266

524- Abdest ve gusüide kullanılan su miktarı....................................267

525- Abdestte kullanılan su miktarı..................................................268

526- Abdestte sağdan başlamak......................................................268

İndeks_______________________________________________389

527-  Rasûlullah elbisede ve abdestte sağdan başlardı........................269

528-  Rasûlullah'ın abdest şekli........................................................270

529-  Rasûlullah'ın abdest şekli........................................................271

530- Abdest azalarını üçer defa yıkamak..........................................272

531-  Hz. Ali'nin Rasûlullah'm abdest şeklini anlatması........................274

532-  Sahabenin abdest konusunda birbirini eğitmesi..........................275

533-  Hz. Ali'nin Rasûlullah'ın abdest şeklini anlatması........................277

534- Ayaklar meshedilebilir mi?.......................................................278

535- Ayakta su içmek....................................................................279

536- Ayakları meshetmek...............................................................280

537-  Rasûlullah'ın abdest alış şekli...................................................280

538- Abdest azalarını üçer defa yıkamak..........................................282

539- Ashabın abdest alınışını halka öğretmesi...................................283

540- Ashabın abdest alınışını aile efradına öğretmesi.........................285

541-  Rasûlullah'ın arkasında namaz kıldığı sahabiler..........................286

542- Ameller niyetlere göredir.............................,...........................288

543- Abdestsiz namaz geçersizdir....................................................288

544- Abdestte besmele çekmek...............................................,.......289

545- Abdestte besmele çekmek.......................................................290

546- Abdestte önce elleri yıkamak...,...............................................292

547- Abdeste başlamadan önce elleri yıkamak..................................293

548-  Uykudan uyandıktan sonra elleri yıkamak.................................294

549- Abdestte ağza su vermek........................................................295

550-  Hz. Ali'nin halka Rasûlullah'ın abdest şeklini öğretmesi...............296

551- Ağıza ve buruna birer kez su vermek........................................296

552- Abdestte buruna su vermek.....................................................297

553- Abdestte buruna su verip iyice temizlemek................................297

554- Abdestte burunu temizleme sebebi...........................................297

555-  Rasûlullah'ın birsahabiye abdesti öğretmesi..............................298

556- Abdestte azaları üçer kez yıkamak ,..........................................299

557- Abdestte sırayı takip etmek.....................................................300

558- Abdestte tertib.......................................................................301

559- Abdestte sakallan hilallemek...................................................302

560- Abdestte sakallan hilallemenin hükmü......................................303

561- Abdestte kulakları meshetmek.................................................305

562- Abdestte azalardan fazla yer yıkamak.......................................307

563- Abdest uzuvları âhirette nurlanır..............................................308

564-  Mü'min âhirette abdest uzuvlarındaki nurdan tanınır...................309

565-  Ebu Hüreyre'nin abdestte fazla yer yıkaması..............................310

566- Abdestte parmakları hij^llemek,...............................................311

567- Abdestte hilalleme yapanların övülme sebebi.............................311

568- Abdestte uzuvları ovmak.........................................................312

569- Abdestte baş ve kulakları meshetmek.......................................314

570- Abdest uzuvlarını üçer kez yıkamak..........................................316

571-  Abdestte başı meshetmek.......................................................317

572- Abdestte başı meshedip, ayakları yıkamak................................317

573-  Başa meshin farz olan miktarı..................................................318

574-  Rasûlullah'ın abdest alış şekli...................................................320

575-  Başı bir kez meshetmek..........................................................320

576- Abdestte azaları üçer kez yıkamak...........................................321

577-  Rasululah'ın başını meshetmesi................................................321

390_____________________________________________________İndeks

578- Abdestte organların yıkanma ve mesh miktarı...........................322

579-  Başı kaplama mesh................................................................323

580-  Kaplama mesh nasıl yapılır......................................................324

581-  Mestlere ve sarığa meshetmek................................................326

582-  Mestlere meshetmek..............................................................326

583-  Mestlere ve sarığa meshetmek................................................327

584-  Mestlere ve sarğıa meshetmek................................................327

585-  Mest üzerine meshetmek........................................................329

586- Sarığa meshin hükmü.............................................................329

587- Abdestte ayaklan iyice yıkamak...............................................331

588-  Rasülullah abdestte sürekli ayaklarını yıkardı.............................332

589- Abdestte ayaklan yıkamayanlara Rasülullah'ın ikazı....................332

590- Abdestte ayaklan yıkamayanların âhiretteki durumu...................333

591- Abdestte ayakları meshedenleri Rasülullah'ın ikazı......................334

592- Abdestte topukları yıkamak.....................................................336

593- Abdestte ayaklan ve topukları yıkamak.....................'................337

594- Abdestte her uzvun temizliğini tam yapmak..............................337

595- Abdestte ayak parmaklarını hilallemek...................,..................338

596- Abdesti ve namazı güzel eda etmek..........................................339

597- Abdestte kuru yer bırakmamak................................................339

598- Abdestte tertibin hükmü.........................................................340

599- Abdestte kuru yer kalırsa namaz kılınmaz.................................341

600-  İmamın namazda yanılma sebebi.............................................342

601- Abdest azalarını birer defa yıkamak..........................................343

602- Abdest azalarını birer defa yıkamak..........................................343

603- Abdest azalarını birer defa yıkamak..........................................344

604-  Rasülullah azaları bir veya üçer defa yıkardı..............................344

605- Abdestte azaları birer defa yıkamak..........................................345

606-  Rasülullah azaları ikişer kere yıkardı.........................................345

607- Abdest azaları ikişer kere yıkamak...........................................346

608-  Rasülullah azaları üçer defa yıkardı ..........................................346

609- Abdest azalan üçer defa yıkamak.............................................347

610- Abdest azalarını üçer defa yıkamanın önemi..............................347

611- Abdest azalarını üçer defa yıkamak..........................................349

612- Abdestten sonra su içmek......................,................................351

613-  Rasülullah'ın bir bedeviye abdest alınışını öğretmesi...................351

614- Abdestten sonra dua etmek.....................................................353

615- Abdest azalarını yıkarken duaların hükmü.................................354

616-  Cebrail'in Rasûlullah'a abdest ve namazı öğretmesi....................356

617- Abdestte vesveseden korunmak...............................................357

618-  Her farz namaz için abdest almak............................................358

619-  Bir abdestle birden çok namaz kılmak.......................................359

620-  Rasülullah'ın bir abdestle birden çok namaz kılması....................359

621- Tuvaletten sonra abdest almamak............................................360

622- Tuvaletten sonra abdest almak................................................361

623- Abdest bozulmadığı sürece namaz kılınabilir mi?........................361

624-  Mescide abdest almak.............................................................362

625- Cünüp olarak uyumak isteyen nasıl davranır?............................362

626- Abdest alıp dua ederek uyumak...............................................363