(el-Fethu'r-Rabbânî Tertibi)
2
Kur'ân ve Sünnet'e Dönüş
H.no.279-308
İslâm Fıkhı (İbâdet Öncesi Temizlik) H.no.309-626
Terceme ve Açıklama RIFAT ORAL
Selçuk Eğitim Merkezi Arapça-Fıkıh Öğrt.Görv.
Tahkik ve Tahric SÜLEYMAN SARI
Selçuk Eğitim Merkezi Arapça-Hadis Öğrt.Görv.
© Copyright Mustafa Kenan CANDAN - Mayıs 2003 / KONYA
Ensar Yayıncılık-Konya
ISBN 975-92563-0-4
Konu
Eserin Orijinal İsmi
Editör
Hadis Redaksiyon
Genel Redaksiyon
Tashih
İndeks
Dizgi iç düzen
Kapak Tasarım
Baskı
E-Posta
Genel Dağıtım
Abone Hattı
Hadis-i Şerif
Müsnedü Ahmed b. Hanbel
Mustafa Kenan CANDAN
Dr. Nurettin BOYACILAR
Prof. Dr. Orhan ÇEKER
İbrahim DEMİRCİ - Ahmet ÇELİK
Ahmet ÇELİK
Yelken Ajans
Fatih Mehmet ÜNEL
Kelebek Basım - Konya
ensaryayincilik@hotmail.com
rifatoral@mynet.com
sul ey sar @ mynet. com
: Ensar Yayıncılık
Abdüleze.1 Paşa Cd. Özcan Çimi işhanı No:l Kat:2/203 KONYA
: 0332. 353 35 18 - 353 29 61 - 353 34 39 GSM 0542. 841 39 53
Üzerimizde haklan bulunan değerli hocaefendilerimizin aziz ruhlarına...
IV___________________.__________________
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR................................................
ÖNSÖZ...........................................................
Sayfa No:
E-KUR'AN VE SÜNNET'E DÖNÜŞ...................................................................2
* Allah'ın Kitab'ından Ayrılmamak.....................................................................2
* Rasûlullah'ın (Sallallahü aleyhi ve sellem) Sünnetinden/
Kurallarından Ayrılmamak....................................................,......................11
* Bid'atın (Dinde Aykırı Şeyler Uydurmanın/Türetmenin) ve
İnsanları Dalâlete Çağırmanın Sorumluluğu...................................................21
* Rasûluüah'tan (SaÜallahü aleyhi ve sellem) Sonra Dini Tahrif
Etmeye Çalışanlara İlâhî Tehdit...................................................................25
* Önceki Dinlere Tâbi Olanları Taklid Etmenin Yasaklanması..............................29
* Tâbiûn Dönemindeki Bazı Değişiklikler..........................................................33
r-îsLÂM fıkhı:...........................................................................................38
İSLÂM FIKHINDA SÜNNETİN BELİRLEYİCİ ROLÜ -Rıfat ORAL............................38
İBÂDET FIKHINDA SÜNNETİN ROLÜ-Rıfat ORAL.............................................55
A. İBÂDET FIKHI..........................................................................................60
1. İBÂDET ÖNCESİ TEMİZLİK......................................................................60
a)-SULAR VE İLGİLİ HÜKÜMLER.................................................................61
* Suiarın Temizleyici Özelliği; Deniz ve Kuyu Suları..........................................61
* Su Bulunmadığında Şıra İle Temizlik.............................................................66
* Karı ve Kocanın Aynı Kaptan Gusül Alması ve Kabın Temiz Kalması.................70
* Kendisiyle Abdest Alınan Suyun Temizleyici Değil de Sadece
Temiz Kalması...........................................................................................77
* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenmenin Yasaklanması.............................79
* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenme Yasağının Kalkması..........................82
* Temiz Bir Madde İle Karışmış Suyun Hükmü.................................................84
* Kendisine Necaset Bulaşmış Su ve Büdâa Kuyusunun Durumu........................86
* Yırtıcı Olan ve Olmayan Hayvanların İçtiği Sular, Kulleteyn
(Bir Varillik Su) Hadisi.................................................................................89
* Durgun Suya İdrar Yapmak, Bundan Alınan Abdest ve
Gusfün Hükmü............................................................................................91
* Köpeğin Artığı Olan Su ve Hükmü................................................................92
* Kedinin Artığı ve Hükmü..............................................................................96
V
b)- NECASET VE TEMİZLİĞİ...................................-...................................102
* Hayız Kanının Temizlenmesi......................................................................103
* Bir Kadının Eteğine Necaset Bulaşması ve Onun Temizlenmesi......................105
* Altına Necaset Bulaşan Terliğin Temizlenmesi............................................. 107
* Topraktaki İdrar Necasetinin Temizlenmesi.................................................108
* Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanarak Temizlenir...........................................110
* Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanma ile Temizlense de
Yenmesi Haramdır....................................................................................118
* Derinin Tabaklanması Sonucunda, Kılının da Temizlenmesi..........................119
* Hayvan Leşinin Derisi ve Sinirinden Faydalanmanın
Haramlığı ile Tabaklanarak Kullanmanın Cevazı...........................................121
* Kâfirlerin Kapları Temizdir ve Yıkandıktan Sonra Kullanılabilir........................124
* Yenebilen Maddenin İçine Düşen Necasetin Temizliği...................................127
c)- İDRAR, MEZİ VE MENİ GİBİ MADDELERİN HÜKMÜ............................130
* İnsan İdrarının Hükmü..............................,...............................................130
* Çocuk İdrarının Hükmü.............................................................................132
* Deve İdran ve Hükmü...............................................................................140
* Mezinin Hükmü........................................................................................ 141
* Meninin Hükmü........................................................................................147
* Müslümanın Cesedi (Hayatında ve Ölümünde) Temizdir...............................150
* Akıcı Kanı Bulunmayan Hayvan (Ölü ya da Diri Olsun) Temizdir....................152
d)-TUVALET ÂDABI (TEHALLÎ).................................................................. 158
* Tuvalet İçin Uygun Yer Aramak.................................................................158
* İdrar Yapılması Yasaklanan Yerler.............................................................160
* Ayakta İdrar Yapmanın Hükmü.................................................................. 163
* Açık Arazideki Tuvalet İhtiyacı Anında Gözden Uzaklaşmak ve
Gizlenmek.......:....................................................................,...................166
* Tuvalet Anında Selâm Almanın ve Abdestsiz Olarak Allah'ı
Zikirle Meşgul Olmanın Hükmü..................................................................170
* Tuvalete Girerken ve Çıkarken Yapılan Duâ.................................................175
* Tuvaletteki İnsanın Kabe'ye ve Mescid-i Aksâ'ya.........................................178
Önünü ya,da Arkasını Dönmesinin Yasaklanması.........................................178
* Evlerdeki (ya da Kapalı Mekanlardaki) Tuvaletlerde Kıbleye
Dönme Ruhsatı........................................................................................182
VI
eMŞUYUN AZ OLDUĞU YERLERDE) TAŞLA TEMİZLENMEK
(İSTİNCÂ-İSTİCMÂR) ...........................................................................188
* Taşla İstincâ (Temizlenme) Âdabı.............................................................188
* İstincâda Üçten Aşağı Taş Kullanmak Yasaklanmıştır....................................190
* İstincâda Yasaklanan Malzemeler...............................................................193
* Tuvalette Su İle Temizlenmenin (İstincanın) Önemi, Avret
Mahalline Sağ Elle Değmenin ve Yıkamanın Yasaklanması............................197
* İdrar Sıçrantısından Kaçınmanın/Dikkatli Olmanın Önemi..............................205
* İstincâdan Sonra (Vesveseden Korunmak İçin) Avret Mahalline
Su Serpmek.............................................................................................209
O- MİSVAK İLE AĞIZ TEMİZLİĞİ...............................................................212
* Misvak Kullanmanın Önemi/Fazileti............................................................212
* Namaz Kılmaya Başlamadan Misvak Kullanmak...........................................219
* Abdest Alırken Misvak Kullanmanın Önemi..................................................223
* Mazmaza Anında Misvakla ya da Parmakla Dişlerin Temizlenmesi..................224
* Uykudan Uyandığında, Teheccüd Namazına Kalktığında ve
Eve Girerken Misvak Kullanmak................................................................226
g)-ABDEST..................................................................................................234
* Abdest Almanın Fazileti ve Bu Konuda Titizlik..............................................234
* Abdest Alıp Camiye Gitmek ve Namaz Kılmanın Fazileti................................246
* Abdest Alıp, Peşinden Namaz Kılmanın Fazileti............................................250
(1)-ABDEST ÂDABI....................................................................................263
* Abdest Sırasında Vesvesenin ve Su İsrafının Terki.......................................263
* Abdest ve Gusülde Kullanılan Su Miktarı.....................................................265
* Her İşte Sağ ile Başlamanın Önemi............................................................268
(2)- HZ. PEYGAMBERİN ABDEST ALIŞ ŞEKLİ............................................270
* Hz. Osman'dan Gelen Rivayetler................................................................270
* Hz. Ali'den Gelen Rivayetler.......................................................................271
* Diğer Sahabîlerden Gelen Rivayetler...........................................................280
(3)- ABDEST ALIRKEN NİYET VE BESMELENİN HÜKMÜ...........................288
(4)- ABDEST ALIRKEN MAZMAZADAN ÖNCE ELLERİ YIKAMAK...............292
(5)- ABDEST ALIRKEN AĞZA VE BURNA SU VERMEK,
SONRA SÜMKÜRMEK..........................................................................295
* Abdestte Tertip; Yüz ve Kolların Yıkanmasından Sonra Ağız ve
Burna Su Çekmek....................................................................................299
________________________________________________vn
(6)- ABDESTTE YÜZÜ YIKAMAK, SAKALIN ARASINA SUYUN
GEÇMESİ VE GÖZ PINARINI MESH ETMEK........................................ 302
(7)- ABDESTTE KOLLARI DİRSEKLERE KADAR YIKAMAK,
ALNIN ÜST TARAFINA SUYU ULAŞTIRMAK VE PARMAKLARIN ARASINI OVMAK.................................................................................307
(8)- ABDESTTE BAŞ, KULAKLAR VE ŞAKAK/ZÜLÜF KISMINI
MESH ETMEK......................................................................................314
(9)- ABDESTTE SARIĞA, BAŞ ÖRTÜSÜNE VE MESTLERE MESH ETMEK... 326 (10)- ABDEST ALIRKEN AYAKLARIN YIKANMASI....................................331
* Ayakların Yıkanma Şekli.....................................................................,......331
* Ayak Parmaklarının Arasını Ovalamak.........................................................338
* Ayakta Kuru Yer Bırakmamak, Uzuvları Peş Peşe Yıkamak
(Muvâlât) ve AbdestiTam Almaya Teşvik...................................................339
(11)- AZALARI İKİ YA DA ÜÇ KERE YIKAMAK GEREKİR,
FAZ LASI MEKRUHTUR......................................................................343
(12)- ABDESTTEN SONRAKİ DUA VE ZİKİRLER....................................... 353
(13)- ABDESTTEN SONRA ÖNÜNE SU SERPMEK......................................3S6
(14)- HER (FARZ) NAMAZ İÇİN ABDEST ALMA YANINDA,
BİR ABDESTLE BİRDEN FAZLA NAMAZ KILMANIN CEVAZI..........358
(15)- MESCİDDE ABDEST ALMANIN CEVAZI VE UYUMAK İSTEYENE
ABDEST ALMANIN MÜSTEHAB OLUŞU.............................................362
IX
ONSOZ
Müsned tercemesinİri II. Cildine başlama imkânı veren Rabbimize hamd, O'nun yüce Rasûlü Hz. Muhammed'e, Ehl-i beytine ve ashabına salât ve selâm ederiz.
Neşredilen I. Cild ile ilgili çok sayıda tebrik ve teşekkür aldık. Telefon, fax, e-mail ve gazetede makaleleri ya da yüz yüze görüştüğümüz çok sayıda kişinin olumlu tenkidleri ve takdirleri doğrusu bizi şaşırttı. Böylesine bîr teveccüh beklemiyorduk. Bütün bunlar bize mora] kaynağı oldu. Ayrıca sizlerden gelen olumlu/yapıcı uyarılar dikkate alındı. Mükemmellik sadece Allah'a aittir.
Bozulmuş dinî anlayış yerine İslâm'ı kaynağından öğrenmek, suyu kaynağından içmek gibidir. Bu konudaki naslar (temel metinler) Kur'ân ve hadislerdir. Hadislerin önemi; Kur'ân'ın tefsir ve te'viline yardımcı olması, nebevi programa uygun hayat tarzının (Sünnetin) oluşması, Hz. Peygamber'! daha yakından tanıma gibi bir takım imkânlar vermektedir. Selef âlimleri her konuda olduğu gibi hadislerin tesbitinde de çok gayret sarfettiler, hadislerin tenkidi ve anlaşılmasında, dolayısıyla Sünnet'in oluşmasında azamî çaba gösterdiler. Bu âlimlerden birisi de hiç şüphesiz İmam Ahmed b. Hanbel'dir. Onun hadisteki devasa gücü dost-düşman tarafından kabul edilmiştir. Bu İmamın hadis rivayetlerini Türkçe'ye terceme etme İmkânı bizim için büyük bir şereftir.
Bu çalışmada Rabbimizin yardımını sürekli müşahede ettik, ummadığımız bilgilere kolaylıkla ulaştık. Her seferinde şu âyeti hatırladık: "Eğer siz Allah'a (yani dinine) yardım ederseniz Allah da size yardım eder..,"
Tahriç çalışmasında istifade ederiz düşüncesiyle Şuayb el-Arnavud'un başkanlığındaki heyetin hazırladığı Müsned tahricini de bu arada elde etlik. Bu ciltten itibaren ondan da faydalanıyoruz. Ancak çok fazla emek verilerek hazırlanan bu çalışmada maalesef tahriç teknikleri dikkate alınmamış, temel hadis kaynakları cilt ve numarası ile verilmiş, ama bab ve hadis numaralarına yer verilmemiştir. Müsned tercemesin.de biz bunları da dikkate aldık ve daha çok kaynağa ulaşmak için azami gayret gösterdik.
Müsned tercemesinin I. Cildinde okuyucuya yardımcı olması için konulan "Hadis Okumada Yöntem" ve İslâm Akaidi ile ilgili hadislere ait "İslâm Akaidinde Hadislerin Belirleyici Rolü" isimli iki makale büyük takdir aldı. II. Ciltten itibaren İslâm Fıkhı bölümü başlamaktadır. Bu bölüme giriş olarak "İslâm Fık- ■ hında Sünnet'in Bağlayıcı Rolü" ve "İbadet Fıkhında Sünnet'in Rolü" isimli iki makale eklendi.
Ahkâm konusundaki farklı rivayetler sebebiyle müctehid imamların söz konusu hadisleri anlayışı, mezheplerin bakış açıları İncelendi, analiz edildi; ittifak ve ihtilaf edilen meseleler ayrıca konu sonlarına eklendi.
X_____________________________________________________________________
Bu ciltte; Kur'ân ve Sünnet'e Dönüş, İslâm fıkhının ibadet bölümüne başlangıç olarak İbadet Öncesi Temizlik, Sular ve İlgili Hükümler, Necaset ve Temizliği, Abdesî ile İlgili Hükümler gibi ana başlıklar altında konular toplandı.
Çalışmamızın yeryüzü toplumlarına faydalı olması temennisiyle dua ve desteklerinizi bekleriz.
Terceme Heyeti
E- KUR'AN ve SÜNNETE DÖNÜŞ
• Allah'ın Kitabından Ayrılmak
• Rasûlullah'in {Sallallahü aleyhi ve sellem) Sünnetinden/Kurallarından Ayrılmamak
• Dinde Aykırı Şeyler Uydurmanın/Türetmenin ve İnsanları Dalâlete Çağırmanın Sorumluluğu
• Râsûlullah'tan {Sallallahü aleyhi ve sellem) Sonra Dini Tahrif Etmeye Çalışanlara İlâhi Tehdit
• Önceki Dinlere Tâbi Olanları Taklid Etmenin Yasaklanması
• Tâbiûn Dönemindeki Bazı Değişiklikler
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
E-KUR'ÂN VE SÜNNET'E DÖNÜŞ
* Allah'ın Kitab'ından Ayrılmamak
Şu anda elimizde orijinal tek Kutsal Kitap Kur'ân'dır. Kur'ân; insan ve yaşadığı toplumla ilgili mükemmel hükümler ihtiva eden Allah'ın kelâmıdır. Hz. Mû-sâ'ya verilen Tevrat'tan günümüze kadar komple hayat tarzını açıklayan, Kur'ân dışında ikinci bir Kitap göremiyoruz. İncil'de Peygamberlerin hayatı ve Zebur'da hikmetli sözler bulunmaktadır.
Kur'ân'ın farkı; çok değişik olarak dizayn edilmesi, hayatın bütün yönlerini ihtiva etmesi ve kıyamete kaöar taklid edilemez ve değişmez/son Kitap olması. Müslümanlar Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) döneminde olduğu gibi onu anlayarak o-kumalı, üzerinde konuşmalı ve hayata hakim kılmalıdırlar.
Allah Teâlâ buyurdu:
"Allah'ın size ulaşan (kurtarıcı) ipine/Kur'ân'a sımsıkı yapışın ve parçalanıp bölünmeyin! Allah'ın verdiği (her türlü) nimeti hatırlayın;
Hani siz birbirinizin düşmanlarıydınız da Allah kalplerinizi uzlaştırdı ve O'nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz.
Ateş çukurunun kıyısındaydınız da Allah sizi oradan kurtardı.
Hidâyeti bulaşınız diye Allah size âyetlerini böyle açıklar..."
(ÂIü İmrân 3/103)
Sünnet'e Dönüş
1/279-Yezid b. Hayyân et-Teymî anlatıyor:'
: Misned, IV/366-367, H.no: 19162; Benzer rivayet için bk. IV/371, H.no: 19209:
ıiBteısMt Pczâilü's-sahâbe, 36-37; Timıizî, Menâkıb, 31, H.no: 3788 (Tirmizî, hadisin "hasen-g0t&r oUağunu belirtti: (>lJı ^-- f—ti' UiJ—iı) ziyadesi ile hem Zeyd hem de Ebû Saîd el-lhin*den (Kadiyallahü anh) nakledilmiştir); Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân, 1, H.no: 3319; Nesâî, «mmumm-l-kübrâ, V/45, 51, 130, H.no: 8148, 8175, 8464; İbn Huzeyme, IV/62, H.no: 2357; ..İfctffc Hmmeyd, s.114, H.no: 265; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 111/66, H.no: 2681; V/166, 182-183, 186, H.no: 4969, 4980-4981, 5025, 5027, 5040; Hâkim, III/118, 160-161, 4S76 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartına/râvisine uygun olarak sahih olduğu-■■ iefa&nş. Zehebî ise sükût etmiştir), 4711 (Hâkim, bu rivayetin ise Buhârî ve Müslim'in pHBMftâvisine uygun olarak isnadının sahih olduğunu belirtmiş. Zehebî ise muvafakat etmiş-■Btkyfcakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII/30; X/113.
ji JU f dp ^\j il .u^j ^Ull Jf-^f "~Ll |JUj «J* Âl JU. İl J^.j J> :Jli ^jî ^ -bj jp
 ı <JJ V ji Jjj+i; ^-Jî Jıi o~^ ijJu o^L-ıs ^i ui ^^-ij ^jî ol iLijî ^!j *M y;jJı ^o
Kur'an ve Sünnete Dönüş
(Arkadaşlarımdan) Husayn b. Sebra ve Ömer b. Müslim ile birlikte Zeyd b. Erkam'a (Radıyaiiaha anh) gittik. Yanına oturur oturmaz Husayn şöyle dedi:
ıEy Zeyd! Sen gerçekten büyük hayırlara nail oldun; Rasûlullah'ı (Saiialiaha aleyhi ve seiiem) gördün, hadisini {yani sözlerini) dinledin, onun safında (kâfirlere karışı) savaştın ve onunla birlikte namaz kıldın. Sen gerçekten büyük hayırlara nail oldun. Ey Zeyd, bize Rasûlullah'tan (Saiialiaha aleyhi ve seüem) duyduğun şeyleri naklet!..'' Zeyd b. Erkâm (Radıyaiiahuanh) dedi ki:
'Ey Kardeşimin oğlu, vallahi yaşım ilerledi, vaktim geldi ve Rasûlullah'tan duyup ezberlediğim bazı şeyleri unuttum. Size anlattığım kadarıyla kabul edin, bunun dışında beni fazla zorlamayın!
Bir gün Rasûlullah bize, Mekke ile Medine arasındaki Hum denilen su kenarında konuşma yaptı. Sözlerine Allah'a hamd ve sena ederek başladı, nasihat etti, bazı şeyleri hatırlattı ve sonra şöyle buyurdu:
"Ey insanlar, dikkat edin! Ben, kendisine neredeyse aziz ve celil olan Allah'ın elçisi (yani ölüm meleği) gelecek ve onu kabul edecek yaşta bir kişiyim. Size iki sorumluluk bırakıyorum;
Birincisi, içinde hidayet ve nûr olan Allah'ın Kitab'ıdır. Allah Teâlâ'nın Kitab'ına tutunun, iyi yapışın!" dedi, ona sahip olmaya teşvik etti ve sözlerine şöyle devam etti:
"İkinci olarak da Ehl-i beytime sahip çıkın! Ehl-i beytimin hakları konusunda size Allah'ı hatırlatırım... Ehl-i beytimin hakları konusunda size
Heysemî hadisin bir kısmının Sahih'te, («^j—•^—ı»» >V c-s" ^) kısmının da Tirmizî de nakledildiğini, senedlerinde zayıf olan Hakîm b. Cübeyr'in bulunduğunu söyler. Mecma', K/163-164;
Hadisin şâhidleri:
a-Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî'den (Radıyallahü anh) nakledilen hadis biraz önce metnine verdiğimiz rivayet gibidir. Bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 111/67, 180, H.no: 2683, 3052; Heysemî, hadisi Taberânî'nin naklettiğini, senedinde Zeyd b. Hasan el-Enmâtî'nin bulunduğunu, Ebû Hâtim'in bu râvi hakkında "münkeru'l-hadis" dediğini, İbn Hıbban'ın sika saydığını, diğer râvilerinin ise sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', K/164-165;
b-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anh) müstakil rivayeti için bir sonraki 2/280. hadise bk.
c-Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Menâkıb, 31, H.no: 3786 (Fakat bu rivayette Veda Haccında arefe gününde Kasvâ isimli devesinin üzerinde insanlara hitap ederken söylediği ifade ediliyor).
Bu hadis 904/10313.hadisiıı ekinde tekrar edilecektir.
ve Sünnet'e Dönüş
JUbh'ı hatırlatırım... Ehl-i beytimin hakları konusunda size Allah'ı hatırlatı-
Husayn, Zeyd b. Erkam'a dedi ki:
'Ey Zeyd' Rasûlullah'ın Ehl-d beyti kimdir, onun hamsindeki eşleri nü?' Zeyd: 'Eşleri Ehl-i beyttendir, fakat (onlarla birlikte) kendisine sadaka/zekât
;i haram olan diğer akrabaları da Ehl-i beyttendir.' 'Onlar kim?'
'Ali, Akîl, Ca'fer ve Abbas soyundan gelenler...' "Onların pepsine mi sadaka/zekât vermek haram kılındıT 'Evet...'
2/280-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyaiiahu anhy.
d, HI/14, H.no: 11046 Benzer rivayet için bk. 111/26, H.no: 11154; 111/59, H.no: , H.no: 11073 Hadisin lafzı şöyledir:
ij&i fi «İl vüf Jft-i JSrj > «İli VÖ" jâîîll j&j Sjli ^)3 L-^S jfcjf j( İLijl ,/j
^ylkî ^ yjj^ü »Jı y* uy jS- ıî>fe ji v^Sf ^t i^jı 'uyjiı i»! j ^ j»( y!>)
(Allah katına) çağrılma ve ona icabet etme vaktim yaklaştı. Size iki ağır (e-•mâmmşı tanıtıyorum. (Biri) aziz ve celil olan Allah'ın Kitab'ı (Kur'ân), (diğeri de) neslim. 'MtâCm Btab'ı semadan yeryüzüne uzatılmış/sarkıtılmış bir (kurtuluş) urganıdır. Neslim ise aül■kammdir. Latif ve Habîr olan (Allah) bana haber verdi ki: "Bu ikisi Havz'da bana ula-.p—p» hmdar birbirinden asla ayrılmayacaklar. " Bu ikisi hakkında ümmetimin ardımdan ne .liUfcmsfaf edeceklerine bir bakın!"
A* EbîŞeybe, VI/133, H.no: 30081; İbnü'1-Ca'd, Müsned, s.397, H.no: 2711; Ebû ■«m »292, 303, 376, H.no: 1021, 1027, 1140; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 111/65, H.no: JKHfe S-Mu'cemü'l-evsat, IH/374, H.no: 3439; IV/33, H.no: 3542; el-Mu'cemü's-sağîr, P"*"» 232, H.no: 363, 376; Heysernî: "Taberânî Evsafında rivayet etti. İsnadında hakkında liillüüif aâflen râviler bulunmaktadır" der. Bk. Mecma', IX/163.
Hafis, Atıyye el-Avtî ve Ebû İsrâîl İsmail b. Ebû İshâk el-Mülâî sebebiyle hasendir. IMnkı» rivayetlerinin senedinde Muhammed b. Talha da vardır.
Anyye b. Sa'd b. Cünâde Ebu'l-Hasen el-Avfî el-Cedelî el-Kûfî (v. 111/729) hakkında İm Ifaoer "Saduktur, çok hata yapar, Şîî ve miidellisti" der. Bk.Takrîb, Trc.no: 4616; Zehebî ıık: "Jayıf saydılar" der. Bk.Kâşif, Trc.no: 3820. Onun Şîî oluşu Hz.Ali sevgisinden başka bir p» ârgfldir. Ahmed b. Hanbel'in Fezâilü's-sahâbe isimli eserinde Hz.Ebû Bekir ve Ömer'in
ri ile ilgili Atıyye'nin rivayetlerini görmek mümkündür.
\~- J_L »1 . r. .'\\ .
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
"Her peygamberin gökyüzü ehli ve yeryüzü halkı için ikişer veziri vardır. Benim semadaki vezirlerim Cebrail ve Mikâil (Aleyhimesselâm), yeryüzündeki vezirlerim ise Ebû Bekir ve Ömer'dir (Radtyallahü anhiimâ)"
"Yüksek derece sahibi (cennetlikler) onları (ılliyyîni) hemen altlarında görecekler. Tıpkı semânın ufuklarında doğan yıldızları gördüğünüz gibi. Ebû Bekir ve Ömer de onlardandır ve nimete nail olacaktır."
Bk. Fezâilü's-sahâbe, İlk hadis: 1/164, H.no: 152; İkinci hadis: 1/168-171, H.no: 162, 164, 166-169; Dârimî bir, Tirmizî otuz iki, Ebû Dâvûd on üç, İbn Mâce yirmi dört ve Ahmed b. Hanbel seksen rivayetini nakleder. Tirmizî hadislerinin bir kısmını "hasen", bir kısmını da "hasen-sahih" saymıştır. "Hasen" saydığı rivayetler için bk. Sünen, Salât, H.no: 477; Cum'a, H.no: 551-552; Ahkâm, H.no: 1329; Fiten, H.no: 2174; Zühd, H.no: 2351; Sıfatü'l-kıyâme, H.no: 2431, 2440; Sıfatü'l-cenne, H.no: 2523; Sıfatü cehennem, H.no: 2590... "Hasen-sahih" saydığı rivayetler için bk. Sünen, Birr, H.no: 1955; Zühd, H.no: 2381; Sıfatü'l-cenne, H.no: 2524-2535, 2558; Sıfatü cehennem, H.no: 2574... Heysemî, Atıyye'nin Yahya b. Maîn tarafından sika, diğer âlimlerce de az bir zafiyetle zayıf sayıldığım belirtir. Bk. Mecma', 1/270. Bennâ da Atıyye hakkındaşunları nakleder. Hulâsa'da: "Sevrî, Hüşeym ve İbn Adiy zayıf; Tirmizî ise hadislerini hasen sayar" denilirken Tehzîb'de: "Ebû Hatim ve İbn Sa'd: "Zayıflığına rağmen hadisleri yazılır" dedikleri" kayıtlıdır." Bk.Bülûğu'l-emânî, XXII/105.
Ebû İsrâîl İsmail b. Ebû İshâk Halîfe el-Mülâî el-Absî (v. 169/785) ise zayıftır. Bu zât için Ahmed Muhammed Şâkir 1/120, H.no: 974.hadisin tahricinde "zayıftır" der. Heysemî'nin bu râviye değinmediğini (bk. Mecma', 1/230), bu sebeple de büyük bir hataya düştüğünü, Ebû İsrail'in sahih hadis ricalinden olmadığını belirtir. İbn Hacer: "Saduktur, hafızası/ezberi kötüdür, Şiîlikte aşırı gittiği iddia edilir (gulat-ı şia)" der. Bk.Takrîb, Trc.no: 440; Zehebî ise: "zayıf sayıldı" der. Bk.Kâşif, Trc.no: 370. Tirmizî ve Dârimî bir, İbn Mâce üç, Ahmed b. Hanbel ise on üç rivayetini nakleder. Tirmizî bu zât hakkında: "Hadis âlimlerine göre kuvvetli biri değildir" der. Bk.Sünen, Salât, H.no: 198;
Muhammed b. Talha b. Musarrif (v. 167/783) hakkında ise İbn Hacer: "Saduktur, hataları vardır.Yaşının küçüklüğü sebebiyle babasından duyduğu hadisleri münker saydılar" der. Bk.Takrîb, Trc.no: 5982; Zehebî ise: "Nesâî'nin kuvvetli değildir", İbn Maîn'in "hadisinden sakınılır, (bir keresinde de "zayıftır")", Ebû Zür'a ve diğer âlimlerin ise "saduktur" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif, Trc.no: 4925. Bu râvinin rivayetlerinden dördünü Buhârî, üçer tanesini Müslim, Tirmizî, İbn Mâce ve Dârimî, birini Ebû Dâvûd, yirmisini Ahmed b. Hanbel nakleder. Tirmizî hadisi için "hasen-sahih" hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, H.no: 181;
Fakat hadis şâhidleri ile sahih li gayrihi olur.
a-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anh) şahidi:
Tirmizî, Menâkıbj 31, H.no: 3786 (Tirmizî, hadisin "hasen-garib" olduğunu belirttikten sonra bu konuda Ebû Zer, Ebû Saîd, Zeyd b. Erkam ve Huzeyfe b. Esîd'den (Radıyallahü anh) de rivayetlerin bulunduğunu ifade eder.)
b-Zeyd b. Erkam'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bir önceki 1/279.hadise bk.
c-Zeyd b. Sâbit'ten (Radıyallahü anh) şahidi:
Bk. Müsned, V/181-182, H.no: 21470; V/189-190, H.no: 21547 (Bu rivayetler de hasendir. Çünkü, Şerîk ve Kasım b. Hassan el-Âmirî isimli râviler, İclî, İbn Hıbbân ve İbn
«Uırai «e Sûrmef e Dönüş
Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seikm) şöyle buyurdu:
"Sîze iki ağır (emânet) bırakıyorum; Onlardan biri diğerinden daha
-. O da gökten yere uzanmış bir ip (kurtarıcı) olan Allah'ın Kitab'ıdır.
(İkincisi,) Ehl-i beytimden yakın akrabalarıma karşı (sorumluluk-
--.)
î _ ikisi benimle (cennetteki) havzın başında buluşuncaya kadar hiç
= ■ acaklardır."
Şahin tarafından sika, Buhârî tarafından da meçhul addedilmiştir); Taberânî, el-Mu'cemü'l-iebîr, V/154, H.no: 4923; Suyûtî, Taberânî'ye nisbet ettiği Zeyd b. Sâbit'in (Radıyallahu anh) naklettiği hadis için "sahih" işareti koymuştur. Bk.el-Câmiu's-sağir, H.no: 2631. Münâvî ise Heysemî'nin "hadisin ricalinin sika olduklarını" söylediğini naklettikten sonra, Ebû Ya'lâ tarafından da beis bulunmayan bir isnadla nakledildiğini, Hafız Abdülaziz b. el-Ahdar'ın "Bu hâdisenin Veda Haccında gerçekleştiğini, İbnü'l-Cevzî gibi bunun mevzu olduğunu iddia edenlerin hataya düştüğünü"; Semhûdî'nin "bu hususta hadis rivayet edenlerin sayısının yirmiyi aştığını" söylediğini belirtir. Bk.Feyzu'l-Kadîr, 111/19-20. Heysem! hadisi Ahmed b. HanbePe nisbet ederek isnâdımn ceyyid olduğunu söyler. Mecma', IX/162-163; Bennâ hadisi Taberânî ve Ebû Ya'lâ'nm da naklettiğine işaret eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, XXII/104-105.
Zeyd b. Sâbit'ten (Radıyallahu anh) gelen bu rivayet 906/10315.hadiste zikredilecektir.
d-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anh) şahidi:
J*^ J*- bjt &- ^j^- J] ^) Ü ^13" Uj! \SA~ \^& J Ojit j! Ipl-j <J* il ^b Al Sf^j JU : Jl» ijtS ^î je-
Heysemî hadisi Bezzar'a nisbet ederek isnadında zayıf olan Salih b. Mûsâ et-Talhî'nin bulunduğunu söyler. Mecma', IX/163; d-Hz.Ali'den (Radıyallahu anh) şahidi:
Bezzâr, ffl/89, H.no: 864; Heysemî isnadında zayıf olan Hâris'in bulunduğunu söyler. Mecma \IX/163;
Ebû Saîd el-Hudrf nin (Radıyallahu anh) bu rivayeti 907/1031 ö.hadiste tekrar edilecektir.
8_______________________________________________Kur'an ve Sünnete Dönüş
3/281-Haris b. Abdullah el-A'ver'den:3
Mü'minlerin emîrine gidip, akşam4 duyduğumu/duyduklanmı5 sormayı tasarladım ve yatsıdan sonra gidip yanma girdim. (Rivayetin devamını zikretti...)
Sonra Mü'minlerin Emîri (Hz. Ali)6 (RadıyaiiaManh) dedi ki:
Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiemj şöyle dediğini işittim:
"Bana Cibril geldi ve:
'Ey Muhammed, senden sonra ümmetin ihtilâfa düşecektir' deyince sordum:
"Ey Cibril, kurtuluş nerede?" Cibril (Aieyhisseiâmy.
'(Kurtuluş) Allah Teâlâ'nın Kitab'ıdır, ki Allah onunla her zorbanın belini kırar, kim ona yapışırsa kurtulur ve kim de onu terk ederse iki kere 7 helak olur. Onun kelâmı (ihtilâflar için) çözümdür. O kendisiyle eğlence yapılan bir kitap değildir. İnsan dilleri onun gibisini tasarlayamaz, yapamaz ve onun enterasan (tavsiyeleri) tükenmez. Onda sizden öncekilerin haberleri bulunur, o aranızdaki ihtilaflar için kesin çözümdür. Sizden sonra olacak haberler de onda bulunur...'
Haris b. Abdullah el-A'ver: " Bir gün mescide girdim. Bir de baktım ki insanlar bir takım sözlere/hikâyelere dalmışlar. Bunun üzerine Hz.Ali'nin huzuruna çıkıp: "Ey mü'minlerin emîri! Halk bazı sözlere/hikâyelere dalmışlar, ne dersin/buyurursun? dedim. "Gerçekten böyle mi yapmışlar?" deyince ben de "evet" cevabını verdim. O da: "Allah Rasûlü'nün şöyle buyurduğunu işittim: "Dikkât edin! Yakında bazı fitneler olacak" dedi. "Peki, bundan kurtuluş yolu nedir?" soruma ise şu cevabı verdi: ... Hadisin benzerini rivayet etti." Ayrıca bk. Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân, 1, H.no: 3334-3335.
Zehebî, "Haris b. Abdullah el-A'ver el-Hemdânî, şîîdir. Hadiste "leyyin" sayılır. Nesâî, kuvvetli olmadığını söyledi" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 859; İbn Hacer ise "Şa'bi, bu râvinin görüşünü yalanlamıştır, Rafızî olmakla suçlanmıştır. Hadisinde zayıflık vardır" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 1029.
4 "<^s- akşam, akşamın geç vakti. Bk.Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 435.
5 Yani insanların tartıştıkları konuları
6 Bu zatın Hz.Ali (Radıyallaha anh) olduğu Tirmizî'deki rivayetten anlaşılıyor. Ayrıca Ahmed b. Hanbel bu hadisi Hz.Ali'nin (Radıyallahü anh) müsnedi/hadisleri içinde naklediyor.
7 Yani dünya ve âhirette zarar görür
Zayıf: Müsned, 1/91, H.no: 704; Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'ân, 14, H.no: 2906 (Tirmizî, hadisin isnadının meçhul olduğunu Haris hakkında bazı tenkidlerin bulunduğunu belirtir); Tirmizî'deki lafız şöyledir:
t m Sumefe Dönüş
40282-Imrân b. Husayn (RadıyaiiaM anh) anlattı:8 Esr ân nazil olurken Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) bazı sünnetler/ «■al» ortaya koydu. Sonra dedi ki:
'Bize/bizipı bu sünnetimize tâbi olun, vallahi böyle yapmazsanız
»9
5/283-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiahu anhy.
: Müsned, IV/445, H.no: 883; Zehebî, "Senedindeki Ali b. Zeyd b. Cüd'ân hadis hafiz-ı biridir. Ancak kuvvetli bir hafız değildir" demiş ve Dârekutnî'nin, "Benim nazanm-leyyinlik vasfı hâlâ sürüyor" dediğini nakletmiştir. Bk.Kâşif, Trc. no: 3916. İbn ' zayıf olduğunu ifade eder. Bk.Takrîb, Trc. no: 4734. Müslim mutâbaat hadisleri arasında fan râviye yer verir. Bk. Sahîh, Cihâd, 146. Tirmizî ise sadûk olduğunu (bk. H.no: 2680), si hatasının başkasının mevkuf olarak rivayet ettiği bir hadisi merfû yapması olduğunu belirtik. Bu durum onun sadece zaptını zedelemektedir. Bezzar ve Heysemî (Bk.Mecma', 1/172-113) bu zâtın hadislerini hasen saymışlardır. Tirmizî de bazı hadisleri için "hasen-sahih" tabi-ââ İde kullanır. Bk. H.no: 109, 545, 764. Ali b. Zeyd için 29/180.hadisin tahririne bk. *Bfc Müsned, Thr. Şuayb el-Arnavûd, XXXIII/203 m Seoed: ^J&jı J* jJUJ '^ ^i-Gı oJii y\ ıSİi- jûiJ 'J. <İ)ı xi ıi'İi-
Basen: Müsned, III/397, H.no: 15213; İbn Mâce, Mukaddime, 1, H.no: 11. Seneddeki Möcâlid sebebiyle hadis hasen kabul edilmiştir. Mücâlid b. Saîd hakkında bilgi 61-62/258-259.hadiste genişçe zikredildi. Mücâlid b. Saîd el-Hemdânî hakkında Zehebî, İbn Maîn'nin "iayıf'; Nesâî'nin de bir keresinde "kuvvetli değildir", diğer bir seferde ise "sikadır" dediklerini belirtir. Bk.Kâşif, Trc. no: 5286. Müslim ise mütâbaat/destekçi râvi yolu ile bu râviye eserinde yer verir. (Bk.Müslim, Talâk, 42: Bu rivayette Hüşeym, hocaları Seyyar, Husayn, Muğîre, Eş'as, Mücâlid, İsmail b. Ebî Hâlid ve Dâvûd'dan nakleder. Bütün bu hocaları ise Şa'bî'den hadis almışlardır.) Tirmizî, bu râvinin çok hata yaptığını, bâzı âlimlerin de zayıf
10______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) ile birlikte otururken yere şu şekilde çizgi çizdi ve buyurdu ki:
"Bu, izzet ve celâl sahibi olan Allah'ın yoludur."
Onun. sağına iki çizgi, soluna iki çizgi çizdi ve:
"Bu da şeytanın yoludur"*buyurdu.
Sonra elini orta çizgiye koydu ve şu âyeti okudu: * 'İşte bu, doğru (hareket edilecek) benim yolumdur, ona tâbi olun ve başka yollara gitmeyin, (çünkü) onlar sizi Allah yolundan uzaklaştırır. Allah size bunu emreder ki takvaya ulaşasınız' (En'âm sûresi 6/153)
6/284-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu <mhy.
.11
saydığını ifade eder. Bk.Tirmizî, Zekât, 20, H.no: 647-648; Nikâh, 28, H.no: 1119. İbn Hacer ise "kuvvetli değildir, ömrünün son döneminde değişti/ihtilât etti" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 6478. Heysemî, Mücâlid b. Saîd'in Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Saîd tarafından zayıf sayıldığını ifade eder. Bk. Mecma', 1/173-174; VIII/262. İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) şahidi:
Bk. Müsned, 1/435, H.no: 4142; 1/465, H.no: 4437 (Bu rivayetlerin senedinde ise A-sım b. Ebu'n-Necûd vardır ki bu zât da sadûktur); Dârimî, Mukaddime, 23, H.no: 208. 11 Sened: p)C» J^ 'j. çJ^ J. ç_uiüı y- öıiü Ja j- li liii. *3 &-
Sahih: Müsned, D7379, H.no: 8914; Benzer rivayet için bk. 11/340, H.no: 8465; Buhârî, İlim, 13; Menâkıb, 28; Farzu'l-humus, 7; Tevhîd, 29; Müslim, İmâre, 170; İbn Mâce, Mukaddime, 1, H.no: 7; Bu hadis Hilâfet-lmâret/Yöneticilik konusunda 449/11338.hadis olarak tekrar edilecektir.
Hadisin şâhidleri (Bunlar eserin son bölümlerinde "Hilâfet-İmâret/Yöneticilik konusunda" 442-450/11331-11339. hadislerde zikredilecektir):
a-Sevbân'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V7278, H.no: 22294; V/279, H.no: 22302; Müslim, İmâre, 170; Ebû Dâvûd, Fiten, 1, H.no: 4252; Tirmizî, Fiten, 51, H.no: 2229; İbn Mâce, Fiten, 9, H.no: 3952; Mukaddime, 1, H.no: 10;
b-Kurre b. İyâs el-Müzenî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/34, H.no: 20240; V/35, H.no: 20246; III/436, H.no: 15533-15534; Tirmizî, Fiten, 27, H.no: 2192
<■"» *e Smnef e Dönüş
Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini nakletti: "Ümmetimden her dönemde hak yolda olan bir grup bulunacak, on- naahalefet edenlerin ayrılığı zarar vermeyecek ve onlar bu durumda hakle Allah'ın hazırladığı soîı/kıyâmet insanlara ulaşacak."
* Rasûlullah'ın (Sallallahü aleyhi ve sellem)
Sünnetinden/Kurallarından
Ayrılmamak
ve se
ldafâı'i en güzel ve doğru beyan eden Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ne takkedendir. Bunlardan çıkan ve Müslümanların uyması gereken hü-aiıınıııımJiİMiKf denir. Sünnet, Rasûlullah'ın Kur'ân'ı yaşama tarzıdır.
, Ksr'ân ve Sünnet ışığında oluşan bir dünya görüşüdür. Bu dinin teori , pratik bölümünü Sünnet oluşturmaktadır. Ashab-ı Kiram Rasûlullah-
.....»«!■■»# jikpii -m leOanj sünnetine bağlı kalmış, Kur'ân'ın nasıl yaşanacağını ondan
■—■ '«kendilerine bir şey emrettiği zaman bu Kur'ân'da var mı, değilse kabul ". gibi saçma/inkârcı bir mantıkla Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) kar-jarnaişierdir. SUnnet'i inkâr eden grupların İslâm'dan nasıl uzaklaştıkları-Jmmk. Hadislerin toplanmasında ve sünnet/kurallar olarak insanlığa su- em mükemmel hizmeti gerçekleştiren Ehl-i sünnet mezhebidir. İslâmî ııliıiBiiEr:- KşonL bazı konular hariç, bu âlimler tedvin etmiş, belli bir disiplin altına
:ııi!i!!iıııı;;;£ nsaıdk Serhan'dan (Radıyallahü anh) gelen rivayet ve gerekse buradaki rivayette hoca-ooun da hocası olan Ali b. el-Medînî'nin "Bu taife hadisçilerdir" dediğini . Mukaddime, 1, H.no: 6; (Hilâfet: 443/11332. hadis).
b. Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/244, 248; Buhârî, . .m, 3fc Jürfîm, İmâre, 171;
■§43tm il Semure'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/87, H.no: 20693, ~-CB.Hjk>: 20701; V/88, H.no: 20710; V/90, H.no: 20733; V/93, H.no: 20769-" VLmiK. 20819; V/86, H.no: 20684; V/92, H.no: 20749; V/89, H.no: 20722; V/96, 3ME-3IM03; Y799, H.no: 20833-20835; V/105, H.no: 20909: V/İ06, H.no: 20912; '»""'■«t JEanc 30943; Müslim, İmâre, 172;
ıvOhkh. «rfullah'tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, İÜ/384, H.no: 15065; 14655; Müslim, İmâre, 173; îmân, 247; (Hilâfet: 448/11337.hadis)
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, İV/93, H.no: 16792; İV/97, '«t TO99, H.no: 16852; IV/10İ, H.no: 16870-16871; Müslim, İmâre, 174-175; İbn 1. H.no: 9; Ayrıca 8/205.hadise bk. (Hilâfet: 444-445/11333-11334. ha-
Enes el-Cühenî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, III/439; Omâme'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/269, H.no: 22220; ^C11331.hadis)
......nsâm b. Husayn'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/437, H.no: 19806;
»Miiift, lac 19781; IV/429, H.no: 19737; Ebû Dâvûd, Cihâd, 4, H.no: 2484; (Hilâfet:
Amir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, İmâre, 176; Ebî Vakkâs'tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, İmâre, 177; HSeşdb. Erkam'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/369;
~m ütbe el-Havlânî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, İV/200; (Hilâfet:
8)
12 Kur'an ve Sünnete Dönüş
almış ve ictihad farklılıkları birer güçlü mektep/ekol olarak ortaya konmuştur. Bu da onların Sünnet'e bağlılıkları yanında, istikrarlı olmaları ve tavizsiz bir îslâmî hayat yaşamalarından .kaynaklanmaktadır.
Bugün Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhime seiiem) bedenen yanımızda değilse de hadis-leriyle manen aramızda yaşamaktadır. Hadislerden ortaya çıkan Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve &ıiem)'m İslâm'ı yaşama tarzının/Sünnet'in mutlaka İslâm toplumunda yaygınlaştırılması gerekir...
Allah Teâlâ buyurdu:
"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tâbi olun ki Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın.
De ki: Allah'a ve Rasûlü'ne itaat edin, eğer bu (itaati) terk ederseniz bilin ki Allah kâfirleri sevmez." (Âlülmrân 3/31-32)
Allah Teâlâ buyurdu:
"Size Allah'ın âyetleri okunduğu ve içinizde O'nun Rasûlü bulunduğu halde Allah'ı nasıl inkâr edersiniz? Kim Allah'ın (dinine) tutunursa mutlaka doğru yola yöneltilir (Âlü imrân 3/101)
ve Sünnet'e Dönüş . 13
7/285-Abdurrahman b. Amr es-Sülemî ve Hucr b. Hucr el-Kelâî'den:12
İrbâd b. Sâriye'nin (Radıyaiiahu anh) yanına geldik, kendisi hakkında şu %ct inmişti:
'Bir de bineğe bindirmen13 için sana geldiklerinde, "size bindirecek şey bulamıyorum" dediğin zaman, infak edecekleri bir şey bulamadıkları için göz yaşı içinde geri dönenlere sorumluluk yoktur' (Tevbe 9/92)
Bu sahabiye selâm verdik ve dedik ki:
'Biz seni ziyarete geldik, senden istifade edeceğiz ve tekrar dönüp (duyduklarımızı) nakledeceğiz.'
Bunun üzerine İrbâd bize şunları anlattı:
; Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) bir gün sabah namazını kıldırdı ve mübarek yüzünü bize döndürdü. Sonra gözleri yaşartan ve kalpleri titreten mükemmel bir nasihatte bulundu.
Biri dedi ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Sanki veda konuşması yaptın, bize ne tavsiye edersin?'
11 Sened: ûıüi 'J ini- tiii- x.^ 'J yj &&. ^ 'j jJ'J\ ı&-
Sahih: Müsned, IV/126-127, H.no: 17080-17082; Benzer rivayet için bk. IV/126. H.no: 17079; İkinci tarik için bk. IV/126, H.no: 17077; Tirmizî, İlim, 16, H.no: 2676 (hasen-sahih); Ebû Dâvûd, Sünnet^ 5, H.no: 4607 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den nakleder); İbn Mâce, Mukaddime, 6, H.no: 42-44; Dârimî, Mukaddime, 16, H.no: 96; Hâkim, 1/174-177, H.no: 329-332 (Sahih saymış, Zehebî onaylamıştır); Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/36-37, H.no: 3; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/257, H.no: 642; XVIII/247, H.no: 619. 13 Lafiz olarak, bineğe bindirmen, şeklindedir.
_14______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e -Dönüş
Rasûlullah:
"Allah'a karşı takva sahibi olmanızı, başınızdaki Habeşli bir zenci köle de olsa (âdiL olduğu sürece emirlerine) kulak verip itaat etmenizi isterim. Benden sonra sizden yaşayan.kişi birçok ihtilâflar görecek. Bu durumda benim sünnetime ve hidâyette olan üstün önderlerin sünnetine sarılın, onlara yapışın", (hattâ öyle ki) azı dişlerinizle (tutar gibi) onlara sıkıca tutunun. Yeni çıkan görüşler/icraatlar hakkında dikkatli olun! Her yeni şey bid'at (yani İslâm'a aykırı) olabilir. Her bid'at ise sapıklıktır."
§ İrbâd'ın (Radıyaiiahuanh) rivayeti, başka tarikten de benzer şekilde bize ulaştı. Oradaki'farklılık şöyledir:
Dedik ki:
Ey Allah'ın Rasûlü! Sanki veda konuşması yaptın, bize ne tavsiye e-dersin?'
RaSÜlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem)'.
"Size aydınlık bir din bıraktım. Onun gecesi bile gündüzü gibidir. Benden sonra ondan sapan, ancak helak olur. Sizden kim yaşarsa... (yukardaki rivayetin aynısını zikretti.)
Benim sünnetimden bildiklerinize yapışın, (öyleki) azı dişlerinizle (tutar gibi) onlara sıkıca tutunun. Mü'min kontrol edilebilen bir deve gibidir, (uysaldır,) nereye yönlendirilirse oraya gider."
AÇIKLAMA
Bid' at sözlükte; icad etmek ve bulmak manalarına gelir.14 Ka'vram manası ise; Hz.Peygamber'den sonra ortaya çıkan ve İslâm'ın temel esaslarına uygun olmadığı halde dinmiş gibi sunulan şeylerdir.15
RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurur kil
"(Dinde olmayan), sonradan türetilen/uydurulan şeylerden kaçının! Zira işlerin en kötüsü bu uydurmalardır, (dinde olmadığı halde) uydurulan her şey bid'attir ve her bid'at dalâlettir."16
Bunlar inanç, amel ve ahlâkî konularda ortaya çıkar. Çıkış sebepleri şunlardır:
l-Naslann terk edilmesidir ki iki şekilde olur:
a-Nasları inkâr; Kur'ân ve Sünnet'in çağa uymaz veya tarihseldir gibi bahanelerle reddedilmesi,
b-Naslan te'vil; Kur'ân ve Sünnet'in çağa uymaz veya tarihseldir gibi bahanelerle te'vil edilmesi/yanlış şekillerde yorumlanmasıdır.
2-Selefin yolundan ayrılmak,
3-Dış etkiler, Yabancı düşünceler yanında müsteşriklerden etkilenme şeklinde olur,
A-Müteşâbihâtla uğraşmak; Sürekli karışık/anlaşılmaz konulan gündeme getirmektir ki Mutezile'nin Allah'ın sıfatlarını inkâr etmesi ve Kur'ân'ın yaratılmış olduğunu iddia etmesi bunun en tipik örneklerindendir.
14Cevherî, Sıhâh, m/1184
15 Cürcânî, Ta'rifât, 33; Şâtıbî, Muvafakat, IV/3
Bid'at; Kitap, Sünnet ya da sahabe uygulamalarına ters düşen (dînî) konulardır, şeklinde de tarif edilebilir.
16 Tirmizî, İlim, 16, H.no: 2676; Ebu Dâvud, Sünnet 6. H.no: 4607
Maraır te Sünnet'e Dönüş______________________________________________15
Bazı âlimler, bid'atm hasene ve seyyie şeklinde iki kışıma ayrıldığını zikre--iamdaki kavramları hadis ve eserlerde bulmak mümkündür ki çığır açık manalarına gelir. Bu önderlik de iyi/faydalı şeylerde olursa bid'at-ı .ırak isimlendirilir.17 Bu önderlik ilgi/faydalı şeylerde olursa hasene diye
■ılir.
•
TARİHTE BİD'ATEHLİ
Bid'at taraftarları/akımları, h.l asırdan itibaren dinin tahrifi ve yozlaştınlması ııpn çalıştılar Tarihte bid'at ehli kavramı, daha çok itikâdî konularda sapmaları olan
kullanıldı ve bunlar genelde iki ayrı yelpazede göründü: a-Düşünce alanında; Mutezile ve Cebriye gibi, b-Siyâsî alanda; Hariciler ve Şiâ gibi... Bid'atçılar kendilerine has itikâdî görüşleri olmamasına rağmen fıkıhta ço-
Hanefi mezhebi gibi Bhl-i sünnet yoluna tâbi oldular.18 İslâm'a en büyük hizmeti Ehl-i sünnet âlimleri yaptı; zira onların İslâmî cem, tedvin, onların ilmî tenkidi, belli kurallar altında disipline edilmesi ve rreıodoloji) geliştirilmesi gibi çalışmalarını kimse inkâr edemez. Bid"at fırkalarının ilim adamları, mezheplerinin tipik özellikleri ile ilgili cüz'î ön plâna çıkmışlar ve bunların tartışmaları ile uğraşmışlardır. Bu âlimle-m fetûnî ilimlerdeki etkisi çok az olduğu gibi sayılan da parmakla sayılacak kadar
BİD'ATÇILARIN HÜKMÜ
Bid'atçılar, kat'î delillerle sabit olan dinin temel esaslarını inkâr etmedikçe ■düfir edilmezler. Ehl-i Sünnet ulemâsı bid'at fırkalarını genel olarak tekfir etmemiş, aacak küfre ve büyük günâha varan sapmaları hatırlatılmış ve bu tartışmalar daha ■asfc görüşlerin parçaları üzerinde yapılmıştır.
BİD'AT EHLİNDEN HADİS RİVAYETİ PROBLEMİ
Hadis ehli, bid'atçılann hadis rivayetini kabul konusunda ihtilâf etmişlerdir, tu konudaki görüşler:
a-Hiçbir bid'atçıdan hadis alınmaz, çünkü o kişi, en azından fâsıktır ve bu hâ-I adaletine zarar verir. Bu görüş İmam Mâlik'e (v. 179/795) nisbet edilir.
b-Yalancılığı sabit olan bazı bid'atçılardan alınmaz, Şiâ gibi... Ama Hâriciler nbi yalan söylemedikleri bilinenlerden rivayet kabul edilir. Çünkü bid'at ehlinin şahitliği kabul edilmektedir. İbn Ebî Leylâ (v. 148/765), Sevrî (v.161/777), Ebû Yûsuf (v. 182/798) ve Şafiî (v.204/820) gibi âlimler bu görüştedir.
c-Sika (dürüst) oldukları sürece bütün bid'at ehlinden hadis rivayeti kabul e-dilir, ancak kendi fırkasını destekleyen rivayetler ihtiyaten kabul edilmez. Ulemânın çoğunluğu bu görüştedir. Zira İmam Buhârî (v.256/870) ve Müslim (v.261/871) gibi
17 Bk. 15/293. hadis
18 Bk. Zemahşerî, Ruûsu'l-mesâil, vb.
° BM'at -fırkalarının ilim adamları; daha çok Akâid, Tefsir ve Arap dili konularında sayı-limanTÎ çalışmalar yaptılar, diğer İslâmî ilimlerde ise varlıkları görülmemektedir.
_16____________________________________________ Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
muhaddisler onların rivayetlerini almışlardır.20 İmam Suyûtî (v.911/1505) rivayetleri kabul edilen bid'atçı ravilerin listesini verir.21
•BİD'AT KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALAR
Bid'afla ilgili çok sayıda eser yazılmıştır, bunlardan bazıları: ' -Şafiî (v.204/820), er-Reddü ala ehli 'l-ehvâ,
-Ahmed b. Hanbel (v.241/855), er-Reddü ale'z-zenâdika ve'l-Cehmiyye, -Muhammed b. Vaddâh el-Kurtubî (v.286/899), el-Bida' ve'n-Nehyü anhâ, -İbn Hazm (v.456/1063), en-Nesâihu'l-münciye mine'l-Fedâihi'l-Mufdiye, -İbn Ebû Rendekâ et-Turtûşî (v.520/1126), Kitabü'I-havadis ve'l-bida', -İbn Kayyim (v.751/1350), Muhtasaru's-Savâık el-Mürsele ale'l-Cehmiyye
ve 'l-Muattda
-İbrahim b. Musa es-Şâtıbî (v.790/1388), el-İ'tisâm,
-Suyûtî (v.911/1505), el-Emm bi'l-ittibâ ve'n-Nehyü ani'l-lbtidâ,
-Muhammed Bahît, Ahsenü'l-Kelâm fimâ Yetealleku bi's-Sünneti ve'l-Bida'
mine 'I-Ahkâm,
-Abdullah es-Sıddîk el-Gumârî, İtkânü's-San'a fi Tahkiki Ma'ne'l-Bid'a...
8/286-Abdullah b. Mes'ûd'dan (Radıyaiiahu anhy.22
Rasûlullah (SallallahU aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:
"Benden önce Allah'ın gönderdiği her Peygamberin yanında, onun sünnetine yapışan ve emrine itaat eden havarileri ve ashabı bulunurdu. Onlardan sonra gelen nesiller, (bu yoldan tamamiyle döndüler/saptılar ve) yapmadıklarını söylemeye, emrolunmadıkları şeyi yapmaya başladılar."
20 Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâisül-Hasîs, 84; Suyûtî, Tedribu'r-râvî, 214-215
21 Bk. Suyûtî, age., 217-218
22 Sened: ■&■ 'j- ,i^i J «in xi J '&*■ 'j- S^ 'J* Jy- ^' ^j^ ü* ^^ J ^ i» J &■ vA &*■
Sahih: Müsned, 1/458, H.no: 4379; Benzer rivayet için bk. 1/461-462, H.no: 4402; Müslim, îmân, 80; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, X/13, H.no: 9784.
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş 17
9/287-Mücâhid'den:23
Bir yolculukta Abdullah b. Ömer (Radıyallahu anhamâ) ile birlikteydik. Bir yere gelince oradan başka tarafa saptı. Kendisine sorduk:
'Niçin böyle yaptın?' İbn Ömer (Radıyallahu anhümây.
'Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) böyle yaptığını gördüm ve ben de i aynısını) yaptım,' diye cevap verdi.
10/288-Hasan b. Câbir'den:24
Mikdâm b. Ma'dîkerib'in (Radıyallahu anh) şöyle dediğini duydum:
3 Sened: ,J^Ji j- ,^-i- '$ JJi oıi- ır^-t Ojjii 'J, l.i ıİSi-
Sahih: Müsned, 11/32, H.no: 4870; Heysemî, bu eserin Bezzâr tarafından da rivayet edildiğini, râvilerinin sika olduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/174. M Sened: jJC 'J kj& ıâa- u'ıî ^Ç- 'J, jiy} ^')\ ii üii.
Sahih: Müsned, İV/132, H.no: 17128; Benzer rivayet için bk. IV/130-131, H.no: 17108 (Bir sonraki hadise bk); Tirmizî, İlim, 10, H.no: 2664 (hasen-garib); Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 3604; İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 12; Dârimî, Mukaddime, 49, H.no: 586; Hâkim, 1/191-192, H.no: 371 (Hâkim, Ebû Râfî'nin hadisini verdikten sonra iki şâhid getirir ve her ikisinin de sahih olduğunu söyler. Bu şâhidlerden biri Mikdam'ın, diğeri İmrân b. Husayn'ın hadisidir. Zehebî Telhîs'te sükût eder); Dârekutnî, IV/286, H.no: 58. Heysemî, Hâlid b. Velid ve Câbir (Radıyallahu anhümâ) tarafından nakledilen rivayetlere değinerek zayıf olduğunu belirtir. Bk.Mecma', 1/155.
İrbâd b. Sâriye'den (Radıyallahu anh) şahidi:
Ebû Dâvûd, Haraç, 31, H.no: 3050.
18______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
Hayber'in fethi günü, Peygamberimiz (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) birçok şeyi haram kıldı ve şöyle buyurdu:
"(İleride) sizden birine, benim hadisim ulaştığında, o koltuğuna kurulmuş olarak; "Bizimle sizin aranızda Allah'ın Kitab'ı vardır; (sadece) onda bulduğumuz helâli helâl ve haramı da haram kabul ederiz,' diyerek- neredeyse beni inkâr etme noktasına gelecektir.
Dikkat edin! Allah Rasûlü'nün haram kılması, Allah'ın haram kılması gibidir."
11/289-Mikdâm b. Ma'dîkerib'den (Radıyaiiaha anhyP
RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Bana Kutsal Kitap ve onunla birlikte benzeri/sünnet verildi. (Gelecekte) bir kişi karnı tok olarak koltuğuna kurulup diyecek ki: 'Allah'ın Kitab'ına yapışın; (sadece) onda bulduğunuz helâli helâl ve haramı da haram kabul edin!'
Dikkat edin, evcil eşeğin ve köpek dişi olan yırtıcı hayvanların eti size helâl değildir. Dikkat edin, emân ile gezen yabancının26 buluntu malını (sahibinin işine yaramayıp atılması dışında) sahiplenmeniz helâl değildir. Kim bir toplumun bölgesine gelirse, yöre sâkinlerinin onu ağırlaması gerekir. Eğer ağırlamazlarsa, bu misafirlerin yöre sakinlerinden ceza olarak (konaklama, yeme ve içme gibi) ağırlanma masraflarını alma hakları vardır."
25 Sened: ^i o> ^.i J J^-')\ ^ 'j- i> lî'^i' jû ö_>> 'J i^' ıâi.
Sahih: Müsned,IV/130-131, H.no: 17108; Tirmizî, İlim, 10, H.no: 2664; Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 4604; İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 12; Dârimî, Mukaddime, 49, H.no: 586; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XX/282-283, H.no: 668-670; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 11/137-138, H.no: 1061, 1063
26 Yani İslâm ülkesinde bulunan pasaportlu yabancılar/turistler. Zira onların malını almak normal sanılabilir. Peygamberimiz bundan sakındırıyor.
ir*an ve Sünnet'e Dönüş_______________________________________________ 19
AÇIKLAMA
"(Ey Muhammedi) Allah'a tevbe eden, kullukta bulunan, O'nu seven, O'nun uğrun-seyâhat eden, rükû ve secde eden, doğruyu emreden, kötüyü yasaklayan ve Allah'n
arına riâyet eden mü'minlere (sayısız nimetleri) müjdele!" (Tevbe 9/112).27 Seyahat etmek önemli insan haklarındandır. Hukukî olarak cezalandırılması28 İşında kimse seyahat hakkından men edilemez. Seyahat etmenin birtakım sebepleri irdir:'
1-İlmî seyahatler (Hadis toplama gibi)29,
2-İbadet seyahatleri (Hac ve üç mescide seyahat gibi),
3-Gezmek (ibret almak ve sıhhat) için yapılan seyahatler,
4-Ticânî seyahatler,
5-Tebliğ seyahatleri...
Seyahatlerin faydalı olabilmesi için bir gayeye matuf olması gerekir.
EllCS b. Mâlİk'ten (Radıyallahü anhy. "ReSUİUİlah (Sallallahtt aleyhi ve sellemj buyurdu ki:
"İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır."30 Seyahat edene dinî yönden birtakım kolaylıklar sağlanmıştır; namazların kı-
laiiiması ve cem'i, Ramazan orucunun tehiri gibi...
Bu nedenle, seyahat eden insanlara Müslümanların da yardımcı olması ve ağır- gerekir. Atalarımızın konaklama yerlerinde yaptıkları han ve kervansaraylar bu-. an sözel örnekleridir. Turizmle ilgili çalışmalarda, seyahat eden kişilerin suç ve
'İBMMbUıiâksızlık amaçları engellenmeli, konuya salt ekonomik açıdan bakılmama-
::... inağne ve güzel şeyleri aksettirecek projeler geliştirilmelidir.
âyet ve hadis seyahate teşvik eder: Yeryüzünün dolaşılıp, geçmiş insanların bırak-ı eserlere bakarak ibret alınması, yaratılanların nasıl olduğunun görülmesi vs. pek çok i kerîmenin emridir. Bk.Âlü İmrân 3/137, En'âm 6/11, Nahl 16/36, Nemi 27/69, Ankebut ara», Rûm 30/9, 42, Yusuf 12/109, Hac 22/45-46, Fâtır 35/44, Muhammed 47/10.
Allah Teâlâ buyurur: "Onlar yeryüzünde gezip, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin \ olduğunu görmezler mi? Öncekiler, kendilerinden daha kuvvetliydi..." (Fâtır 35/44).
"De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın ve yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir ■!"(En'am6/ll).
■"Hapis, sürgün ve zorunlu ikâmet gibi...
3B« seyahatin sebebi; a-Yeni hadisler öğrenmek, b-Duyduğu hadisin sıhhatini tahkik, c-Bildiği hadiste düştüğü tereddüdü izâle, d-Uluvvü isnâd (yani kendine ulaşan bir hadîsi rivayet edeninden dinlemek) için olabilir.
n Tirmizî, İlim, 2; İbn Mâce, Mukaddime, 17
Kur'an ve Sünnete Dönüş
12/290-EbÛ Râfî'den (RadıyallahU anh):iı
Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seüem) şöyle buyurdu: "Şunu biliyorum ki (gelecekte) sizden birine benim hadisim ulaştığında, o koltuğuna kurulmuş olarak; 'Bunu Allah Teâlâ'nın Kitab'ında bulamıyorum,' diyecek (ve hadisi reddedecek.)"
13/291-Ebû Hüre'yre'den (Radıyaüahu anhy?1
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu:
"Şunu biliyorum ki (gelecekte) sizden birine benim hadisim ulaştığında, o koltuğuna kurulmuş olarak; Bana Kur'ân okuyun diyecek, (yani hadisi reddedecek.)
Size, benim söylediğim ya da söylemediğim bir hayır ulaşırsa (bilin ki) ben onu söylüyorum/kabul ediyorum. Ama size şer ulaşırsa ben onu söylemiyorum/kabul etmiyorum."
31 Senedi *J 'j- «Ai. gO J) 'J «îiı ili of >3ı J j&>- î^i ^'ı lî'çf <uı xi d$ 'juj.j 'J 'j* uAi-
Sahih: Müsned, VI/8, H.no: 23751; Şafiî, Müsned, s.151, 233; Tirmizî, İlim, 10, H.no: 2663 (hasen-sahih); Humeydî, 1/252, H.no: 551; Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 4605; İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 13; Hâkim, 1/190-191, H.no: 368-370 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır); Heysemî, Mevârid, 1/200, H.no: 98. İbn Lehîa hakkındaki değerlendirmelerimiz için bk.22/64. hadis. Ebû Hüreyre'den (Radıyaüahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 21
32 Sened: j^- ^ >ü y\ dii- jıi g'J. ısii-
Hasen: MUsned,'u/4&3, H.no: 10218; 11/367, H.no: 8787; İbn Mâce, Mukaddime, 2, H.no: 21; Heysemî, sika kabul edilmekle birlikte Ebû Ma'şer Necîh b. Abdurrahman es-Sindî'nin (v. 170/786) Ahmed b. Hanbel tarafından zayıf sayıldığını belirtir. Bk.Mecma', 1/154. Tirmizî, bazı ilim sahiplerinin Ebû Ma'şer'in hafızası hakkında tenkitte bulunduklarını belirterek, Buhârî'nin: "Âlimler bu râviden nakletmiş olsalar bile ben hiçbir şey nakletmem" dediğini nakleder. Bk.Sünen, Salât, 139, H.no: 343; Ahmed Muhammed Şâkir Sünen'in tahricinde Buhârî'nin "münkeru'l-hadis" diyerek aşın gittiğini, zayıf sayanların karşısında olanların da bulunduğunu belirterek şöyle demiştir: "Ebû Zür'a ed-Dımeşkî, Nuaym'dan "zeki, hafız biri idi" dedi. Yezid b. Harun, Ahmed b. Hanbel'in "Sadûktur, isnadın tam hakkını vermez" sözünü hatırlatarak bunun böyle olmadığım belirtti. Ebû Hatim de: "Ahmed b. Hanbel ondan hoşnut olmuştu"der. Bu hususta söylenenlerin en doğrusu da onun "sadûk" olmasıdır. Zehebî, bu zât hakkında Ahmed b. Hanbel'in "Sadûktur, isnadın tam hakkını vermez"; Yahya b. Maîn'in "Kuvvetli değildir" ve tbn Adiy'in "Zayıf olması ile birlikte hadisleri yazılabilir" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 5802; tbn Hacer ise: "Zayıftır, yaşlandı ve ihtilât etti/bunadı" der. Bk.Takrib, Trc. no: 7100; Bu râvinin Tirmizî iki, Ebû Dâvûd bir, İbn Mâce üç ve Ahmed b. Hanbel ise 27 hadisini nakleder. İbnü'l-Kattân hadislerini hasen saydı. Bk.Zeylaî, Nasbu'r-râye, IV/121.
Ayrıca önce zikredilen üç hadisle de bu rivayet kuvvet kazanır.
'iBiraırıgSunnefe Dönüş
* Bid'atin (Dinde Aykırı Şeyler Uydurmanın/Türetmenin) ve İnsanları Dalâlete Çağırmanın Sorumluluğu
14/292-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiahu anh>:33
Rasûlullah (SaiMiaha aleyhi ve seiiem) bize bir konuşma yaptı.
Önce Allah'a hamd ve (lâyık olduğu vasıflarla) sena etti, sonra dedi ki:
"Sözün en doğrusu Allah'ın Kitab'ıdır ve rehberliğin en güzeli de Hz.
—led'in rehberliğidir. İşlerin en kötüsü ise yeni uydurulan (dine ay-
i.ierdir. (Bu şekildeki) her bid'at dalâlettir."
Sonra sesini yükseltti, yanaldan kızardı ve kıyametten bahsederken
. daha da arttı, sanki o, orduyu uyaran bir kişiydi ve:
-Kıyamet vakti yaklaştı, ki ben kıyametin böyle yaklaştığı bir anda
im" deyip işaret ve orta parmağını birleştirdi, sonra ilâve etti: Neredeyse kıyamet gerçekleşecek, çok yaklaştı.34
KAc Müsned, III/310, H.no: 14270; Benzer rivayet için bk. III/319, H.no: 14368; m/371, Jüıarc 14924 (Bu rivayetin baş kısmı şöyledir:)
Müslim, Cum'a, 867; Nesâî, Salâtii'l-îdeyn, 22, H.no: 1576; İbn Mâce, Mukaddime, 7,
-...-«: 45, Dârimî, Mukaddime, 23, H.no: 212; Ebû Yala, IV/90, H.no: 2119; IV/85, H.no:
- îbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Buhâri, İ'tisâm, 2; İbn Mâce, Mukad-
ı.....ıbb. r. H.no: 46, Dârimî, Mukaddime, 23, H.no: 213; Senedde yer alan Ca'fer, İbn Mu-
ıııınaHed b. Ali b. Hüseyin b. Ali'dir. Meşhur fakih ve imam; Hz. Peygamber'in (Sallallahü .mrtmtrsellem) torunu Ca'fer-i Sâdık'tır.
22_______________________________________ Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
Kim mal bırakırsa ailesine kalır. Ancak borç ve korunmaya muhtaçlar bırakır da (malı borcu karşılamazsa) ödenmesi bana (yani devlete) aittir, muhtaçların (fakir çocuklarının korunması) sorumluluğu da bana/devlete aittir."
15/293-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh):35
RaSÛlUİlah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Kim kötü bir çığır açar ve kendisine uyulursa, tâbi olanlara verilen günâhın bir benzeri hiç eksiltilmeksizin ona da verilir. Kim de iyi bir çığır
34 Münâvî der ki: "Yani onun oluşuna hazır olun/bekleyin! Sabah ya da akşam hemen gerçekleşecek, Tevbeye koşun günahlarınız şilinsin, dünyayı biraz terk edin hesabınız hafiflesin, Âhireti hiç unutmayın..." Bk. Feyzu'l-Kadîr, 11/172
Şahih: Müsned, 11/504-505, H.no: 10504; Benzer rivayet için bk. 11/520-521, H.no: 10696; İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 204 (isnadı sahih). Müslim, Tirmizî, İbn Mâce ve Dârimî'de "senne" lafzı yerine "deâ ilâ hüden" lafzı bulunmaktadır. (Bk. Müslim, İlim, 16; Tirmizî, İlim, 15, H.no: 2674; İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 206 (bu lafızla Enes'ten (Radıyallahü anh) de rivayet bulunmaktadır. İbn Mâce< Mukaddime, 14, H.no: 205); Dârimî, Mukaddime, 44, H.no: 519) Heysemî, Taberâni'ye'nisbet ettiği benzer İbn Ömer (Radıyallahü anhümâ) hadisi için zayıf hükmünü verir. Bk.Mecmç', 1/168;
Ebû Hüreyre'nin bu hadisi Birr konusunda 128/8189.hadiste tekrar edilecektir. _,,. a-Cerir b.Abdullah'tan (Radıyallahü anh) şâhid: Müsned, IV/360, H.no: 19083; IV/362, H.no: 19106; IV/358-359, H.no:':il9074; IV/361-362, H.no: 19102; IV/361, H.no: 19100; IV/357, H.no: 19057; Nesâî, Zekât, 64, H.no: 2552; Ma'mer, XI/466; Müslim, Zekât, 69; İlim, 15; Tirmizî, İlim, 15, H.no: 2675; İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 203; Dârimî, Mukaddime, 44, H.no: 518-520; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 11/344, H.no: 2439; Cerir'in bu hadisi Zekât konusunda 219/3178., Birr konusunda ise 129/8190.hadiste zikredilecektir.
b-Huzeyfe'den (Radıyallahü anh) şâhid: Müsned, V/387, H.no: 23182; Birr konusunda 130/8191.hadiste zikredilecektir.
c-Ebû Cühayfe'den (Radıyallahü anh) şâhid: İbn Mâce, Mukaddime, 14, H.no: 203;
d-İbn Mâce'de Amr b. Avf tan (Radıyallahü anh) benzer bir şâhid daha vardır ki bu hadis Ebû Hüreyre (Radıyallahü anh) hadisini açıklar mahiyettedir:
BkJbn Mâce, Mukaddime, 15, H.no: 209-210
e-Ebû Mesûd el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 131/8192.hadis
*fcmr"ar ve Sünnet'e Dönüş__________________________________________• 23
ağar ve kendisine uyulursa, tâbi olanlara verilen sevabın benzeri hiç eksil-
■"Ineteizin ona da verilir. "
lS294-Gudayf b. Haris es-Sümâlî'den (Radıyaiiaha anh):36 Hidife) Abdülraelik b. Mervân bana haber gönderdi ve dedi ki: E;. Ebû Esma! İnsanları iki konu üzerinde topladık.37' j~ûar nedirT
"Cuma günü minberde (dua için) elleri kaldırmak, sabah ve ikindi
ndan) sonra insanlara kıssa anlatmak...' - .ı ikisi, benim kabul etmediğim tipik bid'atlanmzdandır.' Niçin?'
"Çünkü Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Bir topluluğun uydurduğu bid'at, Sünnetten bir hükmün kalkmasına ı ohır. Sünnet'e bağlı kalmak bid'at uydurmaktan daha hayırlıdır."'
rf. IV/105, H.no: 16907; Heysemî, Bezzar tarafından da rivayet edilen hadisin
\isi Ebûbekir b. Abdullah b. Ebû Meryem'in "miinkeru'l-hadis" olduğunu söy-
.;'. 1/188. Suyûtî, "hasen" işareti koymuş (Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 7790);
'•lünzirî ve Heysemî'nin "zayıftır" dediklerini nakletmiştir. Bk.Feyzu'l-Kadîr,
... İbn Hacer'in hadisin isnadının ceyyid olduğunu söylediğini nakleder. Bk.
>ıânî, 1/194. Ebûbekir b. Abdullah b. Ebû Meryem el-Gassânî (v. 156/773): İbn
.nin Biikeyr veya Abdüsselâm, rivayetinin ise "zayıf olduğunu, evinde hıreızlık yapıl-
"- ihtilat ettiğini söyler. Bk.Takrîb, Trc. no: 7974. Zehebî ise ilim-diyânet sahibi olan bu
t sayıldığını belirtir. Bk.Kâşif, Trc. no: 6526. Bu râvinin Tirmizî ve Dârimî dört, Ebû
_ İbn Mâce üç ve Ahmed b. Hanbel ise 35 rivayetini nakleder. Tirmizî rivayet ettiği
.in hasen hükmünü verir. Bk.Sünen, H.no: 1012, 2238, 2459, 3066.
İnsanlar arasında iki konuda fikir birliği sağladık.'
24______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
AÇIKLAMA
Bu iki bid'atın sakıncası:
1-Rivayette zikredildiği gibi, Peygamberimiz hutbe esnasında dua ederken ellerini kaldırmazdı. Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde;
Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî anlatıyor:
İmâra b. Ruveybe'nin (Radıyaiiahu anh) (cuma günü cuma namazında) yanında oturuyordum, Bişr (b. Meryân) da bize hutbe irad ediyordu. Dua ettiği sırada da ellerini kaldırdı. İmâra (Radnaimha anh):
'Allah bu ellere bereket vermesin! Ben Rasûlullah'ı (SaiMiaha aieyu ve seiiem) hutbede dua ederken gördüm, yalnız şehâdet parmağını kaldırırdı.38
2-İnsanlara kıssa anlatmak onları Kur'an ve Sünnet'ten uzaklaştırmaktadır. Rasûlullah (SaiMiahu aieyM ve seiiem) döneminde bunlar yoktu, bilakis kıssalarla meşgul olmaktan sakındıran rivayetler bulunmaktadır. Taberâni'nin Habbâb'dan anh) gelen rivayetinde,
Hz.Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "İsrail oğulları perişan olduklarında (ne yazık ki) kıssalara dalmışlardı."39
17/295-Sa'd b. İbrahim'den:40
38 Müsned, IV/136, H.no: 17158; 17155; IV/135-136, H.no: 17153
39 Taberânî, el-Mucemü'l-kebîr, IV/80, H.no: 3705; Heysemî, râvilerinin sika olduklarını, sadece senedindeki râvilerden Eclah'ta ihtilafın bulunduğunu söylemiştir. Bk. Mecma', 1/189
40 Sened: il/)^ £~ 'j. <uı '■£* &&■ '£* y» 'J. '^~^ &*-
Sahih: Müsned, VI/146, H.no: 25008; Benzer rivayet için bk. VI/73, H.no: 24331; VI/180, H.no: 25348; VI/256, H.no: 26069; VI/240, H.no: 25911; VI/270, H.no: 26207; Buhârî, İ'tisâm, 20; Müslim, Akdıye, 17-18, Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, H.no: 4606; İbn EM Şeybe, VI/307, H.no: 31673.
24______________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dögüş
AÇIKLAMA
Bu iki bid'atın sakıncası:
1-Rivayette zikredildiği gibi, Peygamberimiz hutbe esnasında dua ederken ellerini kaldırmazdı. Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde;
Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî anlatıyor:
İmâra b. Ruveybe'nin (Radtyaiiahu anh) (cuma günü cuma namazında) yanında oturuyordum, Bişr (b. Mervân) da bize hutbe irad ediyordu. Dua ettiği sırada da ellerini kaldirdl. İmâra (RadıyallahU anhf.
'Allah bu ellere bereket vermesin! Ben Rasûlullah'ı (SaiMiaM aleyhi ve seiiem) hutbede dua ederken gördüm, yalnız şehâdet parmağını kaldırırdı.38
2-İnsanlara kıssa anlatmak onları Kur'an ve Sünnet'ten uzaklaştırmaktadır. Rasûlullah (Saiiaiiahu aieyH ve seiiem) döneminde bunlar yoktu, bilakis kıssalarla meşgul olmaktan sakındıran rivayetler bulunmaktadır. Taberâni'nin Habbâb'dan anh) gelen rivayetinde,
Hz.Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "îsrâil oğulları perişan olduklarında (ne yazık ki) kıssalara dalmışlardı."39
17/295-Sa'd b. İbrahim'den:40
38 Müsned, IV/136, H.no: 17158; 17155; IV/135-136, H.no: 17153
39 Taberânî, el-Mucemü'l-kebîr, IV/80, H.no: 3705; Heysemî, râvilerinin sika olduklarını, sadece senedindeki râvilerden Eclah'ta ihtilafın bulunduğunu söylemiştir. Bk. Mecma', 1/189
40 Sened: '^/j^A _£** 'j. *üı i£ £ÎU- ji» s*~ 'J -*-~ •=**-
Sahih: Müsned, VI/146, H.no: 25008; Benzer rivayet için bk. W73, H.no: 24331; VI/180, H.no: 25348; VI/256, H.no: 26069; VI/240, H.no: 25911; VI/270, H.no: 26207; Buhâri, İ'tisâm, 20; Müslim, Akdıye, 17-18, Ebû Dâvûd, Sünnet, 5, Hjjo: 4606; tbn Ebî Şeybe, VI/307,H.no: 31673.
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
Bir kişi bütün meskenlerinin üçte birini, bir kişiye vasiyet etti. Durumu Kasım b. Muhammed'e sordum, şöyle dedi:
'Her üç hisseyi bir meskende topla! Ben Hz. Âişe'den (Radıyuiiahu -'";. Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şu sözünü duydum:
"Kim bizim dinimize uymayan bir şey yaparsa, o hareketi kab_: edilmez,, (kendisine iade edilir.)" '
* Rasûlullah'tan (Sallallahü aleyhi ve sellem) Sonns Dini Tahrif Etmeye Çalışanlara İlâhî Tehdit
18/296-Ebû Bekre'den (Radıyallahü anhy.4
41 Sened:
Sahih: Müsned, V/48, H.no: 20373; Benzer rivayet için bk. V/50, H.no: 20387; V/41, H.no: 20300; Havz hadisi tevatür seviyesine ulaşan hadislerden biridir. Senedinde Ali b. Zeyd bulunmaktadır. Bu râvi için bk. 29/180.hadis. Şâhidleri için bk.
a-Hz.Ömer (Radıyallahü anlı): Bezzâr, 1/314, H.no: 204; Taberânî ve Bezzar tarafından rivayet edildiğini söyleyen Heysetnî, râvilerinin sika olduğunu belirtir. Bk.Mecma', 111/85;
b-Ebû Hüreyre (Radıyallahü anhy. Müsned, 11/300, H.no: 7980; 11/408, H.no: 9263; Ma'mer b. Râşid, XI/406, Buhârî, Rikak, 53; Müslim, Taharet, 34-37, 39; Bu hadis Fiten bölümünde 339-340/11929-1193O.hadislerde zikredilecektir.
c-İbn Mes'ûd (Radıyallahü anh): Müsned, 1/384, H.no: 3639; 1/402, H.no: 3812; 1/406, H.no: 3850; 1/407, H.no: 3866; 1/425, H.no: 4042; 1/439, H.no: 4180; 1/453, H.no: 433.2; 1/455, H.no: 4351; Buhârî, Fiten, 1; Rikak, 53; Müslim, Fezâil, 32; İbn Mâce'deki rivayetten bu hadisin veda Haccında Kurban Bayramı günündeki hutbede irad buyurulduğu anlaşılıyor. Bk.İbn Mâce, Menâsik, 76, H.no: 3057; Busırî, isnadının sahih olduğunu ifade eder. Bk.Misbâhu'z-zücâce, III/206-207; Benzer bir rivayet Müsned'de de bulunmaktadır. Fakat sahabinin ismi müphemdir. Bk. Müsned, V/412, H.no: 23389; Bezzâr, V/106, H.no: 1685; V/124, H.no: 1709; V/164, H.no: 1757; Ebû Ya'lâ, K/102, H.no: 5168; K/126, H.no: 5199; Taberânî tarafından rivayet edildiğini söyleyen Heysemî, râvilerinin sahih hadis ricali olduğunu belirtir. Bk.Mecma', X/365; Bu hadis Fiten bölümünde 337/11927.hadiste zikredilecektir.
d-Enes (Radıyallahü anh): Müsned, III/102, H.no: 11935; III/140, H.no: 12358; m/281, H.no: 13926; Müslim, Salât, 53; Fezâil, 40; Buhârî, Rikak, 53; Nesâî, iftitah, 21, H.no: 902; Ebû Ya'lâ, VII/34, H.no: 3942; VII/40, H.no: 3951; Bu hadis Fiten bölümünde 341/11931. hadiste zikredilecektir.
e-İbn Abbas (Radıyallahü anhtimâ): Müsned, 1/223, H.no: 1950; 1/229, H.no: 2027; 1/235, H.no: 2096; 1/253, H.no: 2281-2282; 1/257, H.no: 2327; Müslim, Cennet, 59; Tirmizî, Sıfatü'l-kıyâme, 3, H.no: 2423; Tefsir, 21/4, H.no: 3167; Nesâî, Cenâiz, 119, H.no: 2085; es-
26 Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
RaSÛlUİlah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Benimle sohbet eden ve beni gören bazı kişiler, havzın başına gelirler. Onlar yanıma getirildiklerinde, sıkıntı çektiklerini görür ve:
vYa Rabbi! Şunlar benim ashabım, ashabım derim. (Ama) bana: 'Onlar senden sonra neler yapü/türetti, sen bilmiyorsun' denir."
Sünenü'l-kübrâ, 1/668, H.no: 2214; VI/339, H.no: 11160; VI/408, H.no: 11337; İbn Ebî Şeybe, VII/86-87, H.no: 34397; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XII/71, H.no: 12508; Taberânî, Bezzar ve Ahmed b. Hanbel tarafından da rivayet edildiğini söyler. Bk.Mecma', X/364; Bu hadis Fiten bölümünde 336/11926.hadiste zikredilecektir.
f-Ebû Said (Radıyallahü anh): Müsned, 111/28, H.no: 11163; Buhâri, Rikak, 53; Heysemî, Ebû Ya'lâ tarafından da rivayet edildiğini ifade eder. Bk.Mecma', X/364;
g-Ümmü Seleme (Radıyallahü anhâ): Müsned, VI/297, H.no: 26425; Müslim, Fezâil, 29; Taberânî, elMu'cemü'l-kebîr, XXIII/297, H.no: 661; İshâk b. Râhûye, 1/200, H.no: 21; Ayrıca 22/300.hadise bk.
h-Ebu'd-Derdâ (Radıyallahü anh): Taberânî ve Bezzar tarafından rivayet edildiğini söyleyen Heysemî, râvilerinin sika olduğunu belirtir. Bk.Mecma', IX/367; X/365;
i-Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî (Radıyallahü anh): Müsned, V/388, H.no: 23183; V/393, H.no: 23230; V/400, H.no: 23285; İbn Ebî Şeybe, VII/455, H.no: 37177; Heysemî 'Taberânî iki senedle nakletmiş, her ikisinde de Zeyd b. Hasan el-Enmâtî var, bu zâtı İbn Hıbbân sika, Ebû Hatim zayıf saymış, diğer râvileri ise sikadır" der. BkMecma', X/363; Ayrıca 20/298. hadise bk.
k-Câbir (Radıyallahü anh): Müsned, III/384, H.no: 15059; Heysemî: "Ahmed b. Hanbel tarafından rivayet edilen hadisin râvileri sahih hadis ricalidir. Bezzar'm naklettiği ise zayıftır" der. BkMecma', X/364; Bu hadis Fiten bölümünde 338/11928.hadiste zikredilecektir.
I-Semure b. Cündüb (Radıyallahü anh): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VH/207, H.no: 6856; Heysemî: "Ahmed b. Hanbel tarafından iki isnadla rivayet edilen hadisin senedinin birin-<de Ali b. Zeyd vardır. Bu zat zayıf olmakla birlikte sika kabul edilmiştir. Taberânî'nin râvileri de Ahmed b. Hanbel'in râvileri gibidir" der. Bk.Mecma', X/364-365: Ali b. Zeyd için 29/180. hadisin tahririne bk.
m-Ebû Mûsâ (Radıyallahü anh): Bezzar, VIII/149, H.no: 3168;
n-Sehl b. Sa'd (Radıyallahü anh): Müsned, V/333, H.no: 22720; V/339, ttno: 22771; Buhâri, Rikak, 53; Müslim, Fezâil, 26; Heysemî, Taberânî tarafindae da rivayet edildiğini ricalinin sahih hadis râvileri olduğunu söyler. BkMecma', X/363. Bir sonraki hadise bk. 19/297.
o-Hz.Âişe (Radıyallahü anhâ): Müsned, VI/121, Hjmc 24782; Mislim, Fezâil, 28; Ebû Ya'lâ, VII/433, H.no: 4455; Ayrıca2l/299.hadise bk.
ö-Esmâ bt. Ebû Bekr: (Radıyallahü anhâ): DmHvf. Uak. 53;
p-Ebû Abdillah es-Sunâbihî (Radıynilaks m+K Bk. MBıııırf. İV/349,351, H.no: 18970, 18984-18987;
r-Cündüb'den (Radıyallahü anh): Bk. ffiimrrf IVÖ13, ILmk 18712;
s-Müphem bir sahâbî (Radıyallahü ımkn Mimi VMIZ Hjmk 23389
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş ____27
19/297-Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den (Radıyaiiahu anhy.42
Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Ben Havza ilk uğrayan kişiyim. Oraya uğrayan mutlaka içer, içen de ebediyyen bir daha susamaz. Oraya bazı kişiler gelecek ki ben onları tanıyorum, onlar da beni tanıyorlar. Sonra onlarla benim aram ayrılır."
Râvilerden Ebû Hâzini der ki:
Ben hadisi onlara naklederken Numan b. Ayyaş da işitti ve dedi ki:
'SehPden bunu gerçekten duydun mu?'
Ben 'Evet' deyince o şöyle dedi:
'Ben de Ebû Saîd el-Hudrî'nin (doğruluğuna) şahidim, onu ben de i-şittim ve ilâve olarak şunu dedi:'
'Rasûlullah: ıOnlar bendendir' deyince,
Onlar senden sonra neler yaptı/türetti, sen bilmiyorsun' denir.
(İşte o zaman;)
Benden sonra (ahkâmı) değiştiren sizler, buradan (hemen) uzaklasın, uzaklasın!' diyeceğim."
NOT: Bu hadisten, bazı bid'at sahiplerinin cennete gireceği, ancak Sünnet'e aykırı hareket ettikleri için Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) yanında bulunma ve Havz gibi birtakım nimetlerden mahrum olacakları anlaşılmaktadır.
20/298-Huzeyfe'den (Radıyaiiahü anh) benzeri rivayet edildi:43
42 Sened:
Sahih: Müsned, V/333, H.no: 22720; Benzer rivayet için bk.V/339, H.no: 22771: Buhârî, Rikak, 53; Müslim, Fezâil, 26; Heysemî, Taberânî tarafından da rivayet edildiğini, ricalinin sahih hadis râvileri olduğunu söyler. Bk.Mecma', X/363. Bir önceki hadise bk.18/296
28 Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
21/299-Hz. Âişe annemizden (RadıyaüaM anhâ) benzeri rivayet edildi:44
22/300-Abdullah b. Rafı' el-Mahzûmî'den
Sahih: Müsned, V/388, H.no: 23183; Benzer rivayet için bk.V/393, H.no: 23230; V/400, H.no: 23285; İbn Ebî Şeybe, VII/455, H.no: 37177; Heysemî Taberânî iki senedle nakletmiş, her ikisinde de Zeyd b. Hasan el-Enmâtî var, bu zâtı İbn Hıbbân sika, Ebû Hatim zayıf saymış, diğer râvileri ise sikadır" der. Bk.Mecma', X/363; (bu rivayetteki hadis aynı zamanda İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) da nakledilmiştir); Ayrıca 18/296.hadise hk.
Sahih: Müsned, VI/121, H.no: 24782; Afus/im, FteriH, 2*. ~ ~ .- - 4455-Ay-
rıca 18/296.hadise bk.
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş • 29
Ümmü Seleme (Radıyaiiahu anhâ) annemiz naklediyor:
'Ben odamda saçlarımı düzelttirirken, Hz. Peygamber'in (Saiiaiiaha aleyhi ve sillem) minberde söylemediğini işittim: "Ey İnsanlar!.."
Ümmü Seleme kadın berberine dedi ki: ' 'Saçımı ayır/düzelt!' Oda:
'Ben sana feda olayım, Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem), "Ey İnsanlar!.." diyor. Bunun üzerine ben:
'Yazıklar olsun, biz insanlardan değil miyiz?' dedim ve saçımı düzeltir düzeltmez kalkıp dinlemeye başladım, şöyle diyordu:
"Ey İnsanlar!.. Ben Havzın başındayken bazı gruplar getirilir ve yolları sizden ayrılır. Onlara derim ki:
'Bu yola gelin!..'Arkamdan birisi de bana seslenir:
'Onlar senden sonra (ahkâmı) değiştirdiler.' O zaman ben de:
'O halde (şimdi de siz) benden uzaklasın, benden uzaklasın!' derim."
* Önceki Dinlere Tâbi Olanları Taklid Etmenin Yasaklanması
Hz. Muhammed'in (SaMiahu aleyhi ve seiiem) getirdiği din, Hz. Âdem'den itibaren devam eden İslâm sürecinin son halkasıdır. Bu sürecin en büyük özelliği tevhid ve risâlet temelli olmasıdır. Bu iki özellik kaybolduğu zaman, o din İslâm olmaktan çıkar ve Yahudilik, Hrıstiyanhk ya da Budizm gibi isimler alır. İslâm son kez Hz. Muhammed'in (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) risâletinde, yeniden ve kıyamete kadar hiç bozulmama garantisiyle yeryüzü gündemine gelmiştir. Bu din, inananlara güç ve kuvvet vermektedir. Bu ümmetin en büyük felâketi, İslâm'ı terk edip diğer dinlerin müntesiplerine tâbi olmak ve onları taklid etmektir. Bundan kurtuluş ise yeniden İslâm'ın tevhid ve risâlet inancına dönmekle olur.
Allah Teâlâ buyurur:
Sahih: Müsned, VI/297, H.no: 26425; Müslim, Fezâil, 29; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kelnr, XXIII/297, H.no: 661; İshâk b. Râhûye, 1/200, H.no: 21; Ayrıca 18/296.hadisebfc
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
'Yahudi ya da Hrıstiyan olun ki doğruyu bulaşınız, derler. Onlara de ki:
Bilakis, siz muvahhid olarak İbrahim'in dinine gelin! O, müşriklerden değildi.
De ki: 'Biz; Allah'a, bize indirilene ve (ayrıca) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, Onların torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya verilene ve Rableri Allah'tan bütün Peygamberlere gelen şeylere iman ettik. Hiçbirini diğerinden ayırmayız ve biz sadece Allah için Müslüman olduk.'
Eğer sizin gibi iman ederlerse, doğru yolu bulurlar. (Ama) ay-rılırlarsa, onlara karşı Allah size yeter. O her şeyi işiten ve bilendir'(Bakara 2/135-137)
23/301-Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü anhy.46
Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:
"Önceki dinlere tâbi olanların yollarına karış karış, arşın arşın47 gireceksiniz, hattâ onlar keler (büyük kertenkele) deliğine girseler, siz de peşlerinden gireceksiniz."
46 Sened: jC4 j c
Sahih: Müsned, 111/84, H.no: 11739; Benzer rivayet için bk.III/89, H.no: 11782; 111/94, H.no: 11836 (Meçhul bir râvi bulunduğundan dolayı bu rivayetin senedi zayıftır. Fakat 11739. hadisten de anlaşıldığı gibi Zeyd b. Eslem'in meçhul hocası: Atâ' b. Yesâr'dır); Buharı, İ'tisâm, 14; Enbiyâ, 50; Müslim, İlim, 6.
Hadisin şâhidleri:
a-Sehl b. Sa'd'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/186, H.no: 5943;
b-Kesir b. Abdullah dedesi Amr b. Avf tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/186, H.no: 5943; Hâkim, 1/219, H.no: 445 (Hâkim şâhid olarak verir);
c-Abdullah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hâkim, 1/218, H.no: 444 (Hâkim şâhid olarak verir);
d-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bir sonraki 24/302.hadise bk.
47 Zira' (^ijjjt), dirsekten orta parmak ucuna kadar olan mesafedir, bu da bir arşın olup yaklaşık bir adımdır. Anlaşılması için adım olarak terceme edildi, çünkü Türkçe'de arşınlan açmak a-dımlan açmak anlamına gelmektedir. (Bk. Sami, Şemseddin, Kamûs-u Türlâ 1/29, 648)
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş ■ . ' 31
'Ey Allah'ın Rasûlü! Sen Yahudi ve Hnstiyanları mı kastediyorsun?' "Başka kim olabilir?..."
24/302-Ebû Hüreyre'den (Radiyaiia.hu anh):4S
"Canımı elinde tutan Allah'a yemin olsun ki sizden önceki dinlere tâbi olanların yollarına karış karış, kulaç kulaç49, arşın arşın tâbi olacaksınız, hattâ onlar keler (büyük kertenkele) deliğine girseler, peşlerinden siz de gireceksiniz."
'Ey Allah'ın Rasûlü! Kim bunlar, sen Ehl-i kitabı mı kastediyorsun?'
"Başka kim olabilir?..."
25/303-Sehl b. Sa'd el-Ensârî'den (Radıyaiiaha anhy.50
RaSÛlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Sizden önceki dinlere tâbi olanların yollarına tamamen girececeksiniz."
Sahih: Müsned, 11/327, H.no: 8322; Benzer rivayet için bk. 11/450, H.no: 9781 (8322. hadisteki "Ehl-i kitap" lafzı yerine burada "Yahûdî ve Hristiyanlar" lafzı zikredilmiştir); 11/511, H.no: 10589 (Meçhul bir râvi bulunduğundan dolayı bu rivayetin senedi zayıftır); 11/527, H.no: 10767; İbn Mâce, Fiten, 17, H.no: 3994 (isnadı sahih, ricali sikadır); Ebû Ya'lâ, XI/182, H.no: 6292; Hâkim, 1/83, H.no: 106 (Hâkim, hadisin Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır). Şâhidleri için bir önceki 23/301.hadise bk.
49 Bk. 23/301. hadisin ilgili dipnotu
50 Sened: isı^ J /ş > '^J ^ı b>J jii^.; 'J J~i ı&-
Sahih: Müsned, V/340, H.no: 22776; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/204. H.no: 6017; İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hâkim, IV/502, H.no: 8404 (Hâkim, hadisin sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de sahih olduğunu tekid etmiştir); Heysemî hadisin râvileri arasında bulunan İbn Lehîa'mn zayıf olduğunu söyler. Bk. Mecma', VII/261. İbn Lehîa ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.
32____________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
26/304-Şeddâd b. Evs'ten (Radıyallahü anh):51
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu:
"Bu ümmetin kötüleri, önceki dinlere tâbi olanların yollarına tıpa tıp/tamamen girececekler."
51 Sened:
Hasen: Müsned, IV/125, H.no: 17070; Taberânî, el-Mu'carai'l-kettr, VII/281, Rno: 7140:
İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'catml-kebir, X/39, H.no: 9882;
Huzeyfe'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Hâkim, U/342, H.no: 3218 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır); IV/516, H.no: 8448 (Hâkim, bu hadisin de sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise sahih olduğunu tekid etmiştir);
Heysemî hadisin râvileri (Şehr b. Havşeb gibi ki bu râvi hakkında geniş bilgi için bk.4/4. hadis) hakkında ihtilaf edildiğini söyler. Bk. Mecma', VII/261.
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş . 33
27/305-Ebû Vâkıd el-Leysî'den (Radıyaiiahaanhy.52
Ashab-ı Kiram Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) ile birlikte Mekke'den Huneyn'e doğru yola çıktılar. Kâfirlerin ZâtU Envât (Uğurlu Askı) denilen sedir ağacı vardı ve onun yanında dururlar, silâhlarını asarlardı. Biz de yemyeşil, büyük bir sedir ağacına rastladık ve dedik ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! (Kâfirlerin olduğu gibi,) bunu da bize Zâtü Envât (Uğurlu Askı) kıl!' Bunun üzerine Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dedi:
"Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki sizler Musa'nın ümmeti gibi; 'Bize de onların ilâhlarına benzer bir ilâh (put) yap,' diyorsu-nuzj (ki bunlar bazı (yanlış) davranışlardır) ve Mûsâ onlara şöyle demişti: 'Şüphesiz siz cahillik yapan bir kavimsiniz'.
(Dikkat edin!) Sizden önceki dinlere tâbi olanların yollarına bir âdeti, (ardından) başka bir âdeti alarak (yavaş yavaş) girececeksiniz."
§Râvi, bir başka tarikten gelen rivayette benzerini nakletti ve ekledi:
Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:
"Allahü Ekber! Sizler Musa'nın ümmeti gibi; 'Bize de onların ilâhlarına benzer bir ilâh (put) yap,' diyorsunuz,
(Dikkat edin!) Sizden önceki dinlere tâbi olanların yollarına gireceksiniz."
* Tâbiûn Dönemindeki Bazı Değişiklikler
Ashab-ı Kiram, Tâbiûn dönemindeki bazı şeyleri tenkid etmekte ve Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) dönemindeki insanları, İslâmî heyecanı görememekten şikâyet etmektedirler. Asr-ı Saadet samimiyetinden ve şuurundan uzaklaşmak, felâket demektir. Bu yüzden yeniden Kur'ân ve Sünnet'e dönmek gerekir.
52 Sened: '^»jSJı Jj 'jj^ oıL. J, J..
Sahih: Müsned, V/218, H.no: 21794;'Benzer rivayet için bk.V/218, H.no: 21797; Tirmiâ, Fiten, 18, H.no: 2180 (Tirmizî, "hasen-sahih" hükmünü verdikten sonra Ebû Vâkid'in ismini verir: "Haris b. Avf".
Ayrıca bu konuda Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre'den - Radıyallahü anhüma- de nakillerin bulunduğunu ifade eder); Humeydî, 11/375, H.no: 848; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, m/244, H.no: 3291
34____________________________________________________Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
Allah Teâlâ buyurdu ki:
Muhammed Allah'ın Rasûlüdür. Onunla birlikte olanlar kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında ise merhametlidir. Onları Allah'ın fazlını ve rızasını umarak, hep rükû ve secde halinde görürsün, yüzlerindeki iz ise secdenin aydınlığıdır. Bu onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları ise filizi büyümüş bir ekin gibidir, derken büyür kuvvetlenir ve sapı üzerinde doğrulup boy atar da çiftçilerin çok hoşuna gider. (İşte bu vasıflar) kâfirlerin kinini artırmak için (zikredilmiştir.) Allah onlardan iman eden ve güzel ameller işleyenlere mağfiret ve büyük ecir vaad etmektedir' (Fetih 48/29)
28/306-Ebû İmrân el-Cevnî'den:53
Enes b. Mâlik'in (Radıyaiiahu anh) şöyle dediğini duydum:
'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) döneminde olan bir şey bugün (kaldı mı), bilmiyorum.'1 Denildi ki:
'Namaz nerde (duruyor?)'
'Namazda bildiğiniz şeyleri yapmıyor musunuz, {namazınız o dönem-dekine benziyor mu?)'
NOT: Sahabe tarafından sonraki nesHler, bazı olumsuz davranışları sebebiyle tenkid edildi. Namazı, vaktin sonlarına kadar geciktirmek bunun en tipik örneğidir.
53 Sened:
Sahih: Müsned, Ilİ/100-101, H.no: 11916; Buharı, Mevâkît, 7; Tirmizî, Sıfatu'l-kıyâme, 17, H.no: 2447 (hasen-garib); Ebû Ya'lâ, VII/197, H.no: 4184.
Kur'an ve Sünnet'e Dönüş 35
29/307-Sâbit el-Bünânî,54 Enes b. Mâlik'in (RadıyaiiaM anh) şöyle dediğini nakletti:
'Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) döneminde olan bir şey bugün (kaldı mı), bilmiyorum, Lâilâhe illallah demeniz dışında..' Denildi ki:
'Ey*Ebû Hamza! Namaz nerde (duruyor?)'
'Güneş batarken namaz kılınıyor, bu mu Rasûlullah'in (Saiiaiiaha aleyhi ve xUemj namazı^.'
Devamla şöyle* dedi:
'Bununla birlikte, bir peygamberle beraber olma hariç, amel eden kişi için içinde bulunduğunuz dönemden daha hayırlı bir dönem göremiyorum.'
30/308-Ümmü'd-Derdâ'dan (Radıyaiiahaanuy. K
Yanıma Ebû'd-Derdâ (Radıyaiiaha anh) kızgın olarak geldi. Dedim ki:
'Seni kim kızdırdı?'
'Vallahi, (İnsanların) cemaatle namaz kılmaları dışında, bugün HzMuhammed'in (SaiMiaha aleyhi ve sellem) döneminden bir şey (kaldı mı), bilmiyorum...'
§Bir rivayette; (sadece namaz dışında) denilmektedir.
54 Sened: ;>lit 'Jt oıii-1&- oıi* ıL'ii-
Sahih: Müsned, III/270, H.no: 13795; Benzer bir rivayet için bk. Buhâft, Mevâkît, 7; Makdisî, Muhtara, V/102, H.no: 1723 (sahih isnadla)
55 Sened: oUİı J J ^c. 'j- ^iîiı ıiâi jıi jli 'J, xSJ. ıiii
Sahih: Müsned, VI/443, H.no: 27373-27374; Benzer rivayet için bk. V/195, H.no: 21597; Buhârî, Ezan, 31.
36 Kur'an ve Sünnet'e Dönüş
AÇIKLAMA
Sahabe, Rasûlullah döneminde İslâm için canlarını ve mallarını feda edebilme şuuruna sahip insanlardı. Bu şuur, onların kuvvetli imanları, kayıtsız itaatleri ve sağlam karakterlerinden oluşmuştu. Kur'ân'da sahabenin vasıfları:
1-Hata ettiklerinde istiğfar ve günah işlediklerinde hemen tevbe ederler.56
2-Allah Rasûlü'nü, ölümüne de olsa korumak için biat ederler.57
3-(Sahabenin Tevrat'taki vasfı) Allah Rasûlü ile beraber hareket ederler, kâfirlere karşı zorlu, ama kendi aralarında merhametlidirler, onlar sürekli namaz kılmaya gayret ederfer ve yüzlerinde secdenin aydınlığı görünür.
(Sahabenin İncil'deki vasfı:) Filizlenmiş güzel bitkilere benzer ki onlar kuvvetlenir ve kalınlaşır, sonra saplan üzerinde doğrulup boy atarlar ve bu hal onlara bakanların çok hoşuna gider.5^
4-Allah'in fazlını ve hoşnutluğunu ararlar, Allah ve O'nun Rasûlü yolunda çalıştıkları için yurtlarından sürülürler.
Kalplerine iman yerleştirilmiş olup kendilerine hicret edenleri sever ve başkalarına verilen şeylere kalplerinde bir ihtiyaç/sıkıntı hissetmezler, kendileri muhtaç olsa da Müslüman kardeşlerini tercih ederler.59
5-Kur'ân dinlerken kalpleri ürperir, kalpleri yumuşar ve Allah'ı ciddi olarak hatırlarlar.60
6-Kur'ân dinlerken yüzüstü secdeye giderler, Rablerini hamd ile teşbih ve tenzih ederler.
Gece yataklardan uzaklaşır ve korku ile ümit arasında Allah'a dua ederler.
Ellerindeki malı hayır yolunda harcarlar.61
7-Gecenin geç saatlerinde sürekli secdeye kapanır ve ibâdet ederler.62
8-Allah'a verdikleri şehâdet sözünde dururlar.63
9-Allah onların amellerinden razı olmuş ve onlar da Allah'tan razı olmuşlardır.64
56 Bk.Tevbe 9/117-118
57 Fetih 48/18-19
58 Fetih 48/29. Ayrıca bk. Kitâb-ı Mukaddes, Ahd-i atîk, Tesniye, bab: 33, âyet, 2-3; Markos, bab: 4, âyet, 26-32
59 Haşr 59/8-9
60 Zümer 39/23
61 Secde 32/15-17
62 Zümer 39/9
63 Ahzâb 33/33-34
64 Tevbe 9/100
D-İSLÂM FIKHI
• İslâm Fıkhında Sünnetin Belirleyici Rolü
• İslâm Fıkhının Oluşumunda Emeği Geçen Önemli Şahsiyetler
• Fakihlerin Hadislere Bakışı
• Fakihlerin Sünnet Anlayışı
• İbâdet Fıkhında Sünnetin Rolü
• İslâm Fıkhında İbâdet
• İbâdet Sınırları ve Şekillerini Tesbitte Nasların Bağlayıcılığı
• İbâdet Fıkhında Sünnet ve İctihad
38 İslim Fıkhı
I-İSLÂM FIKHI
(Bu bölüm dört kısımdır; ibâdet, muamelât, el-ahvâlü" ş-şahsiyye ve ukûbâtfıkhı)
İSLÂM FIKHINDA SÜNNETİN BELİRLEYİCİ ROLÜ
GtRİŞ-İSLÂM FIKHININ OLUŞUMUNDA EMEĞİ GEÇEN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER (A-Sahabe dönemi, B-Tâbiûn dönemi, C-Tebeu't-tâbiîn (ekolleşme/fıkhî mezheplerin doğuşu) dönemi, D-Sonraki nesiller dönemi)-FAKİHLERİN HADİSLERE BAKIŞI (A-Hadislerin taksimi, B-Âhâd haberin bağlayıcılık sınırı, C-Sahih hadisler ve amel şartları, D-Zayıf hadisler ve amel şartları, E-Hz. Peygamber'in fiilleri ve bağlayıcılık sınırı)-FAKİHLERİN SÜNNET ANLAYIŞI (A-Metin tahlil ve tenkidi, B-Hz.Peyganıber'in hadislerinin bağlayıcılık sınırı, C-Fıkhî nasları doğru anlama sonuçları, D-Hadisleri farklı anlamanın sebepleri, E-Farklı hadislerin birleştirilmesi, tercih ve nesh, F-Müctehidlerin bazı hadislerle ameli terk etmelerinin sebepleri, G-'Sahih hadis benim mezhebim-dir' sözünün anlamı, H-İslâm fıkhında mezhepler)
GİRİŞ
Konu İslâm Fıkhında Sünnet'in Belirleyici Rolü olduğu için başlangıçta fıkhın oluşumu ve fakihlerin Sünnet'e bakış açısının bilinmesi gerekir. İslâm Fıkhı; ibâdet ve hukuktan oluşan bilim dalıdır. Kaynağı naslar (temel metinler) ve ictihaddır. Oluşum süreci Rasûlullah döneminde başlar ve günümüze kadar uzanır. Bu süreçteki oluşum;
a-Kavramlar. Hz. Peygamber (SaiMiaM aleyhi ve seiiem) döneminde Kur'ân âyetlerinin nüzulü ve bunların Rasûlullah tarafından açıklanıp öğretilmesi anında fıkhın önemli kavramları doğmuş ve yerleşmişti. Bunları Kur'ân ve hadislerde görmek mümkündür. Meselâ helâl, haram, farz, vacib, sünnet, mubah, satış akdi, meclis muhayyerliği, evlilik, boşanma, kısas, hadler, tazir ve azınlıklar (zimmîler) bu konuda en tipik örneklerdir.65 Rasûlullah'tan sonra bu süreç devam etti; tenzihen mekruh ve tahrimen mekruh kavramlarında olduğu gibi...66
b-Genel ilkeler. Asr-ı Saadette bu ilkelerin bir kısmı oluştu; delil iddia sahibine ve yemin inkâr edene gerekir, gibi...67
c-Furû konuları: İslâm'ın ilk döneminde farklı konularla ilgili âyetler ve Hz. Peygamber'in açıklamaları, önemli ölçüde furû konularının oluşumunu hazırladı; namaz, oruç, akitler, evlilik, miras ve ceza hukuku gibi...68
65 Kur'ân'daki bazı kavramlar için bk. Nahl 16/116, Ahzab 33/50, Bakara 2/227; Hadislerde ise bu kavramlar daha geniş/fazla görülür. Bk.Buharî, Menâkıbü'l-Ensâr, 42; Müslim, Müsâfirûn, 139, Fiten 19; Tirmizî, Mevâkît, 188; Nesâî, Nikâh, 17... Ayrıca bk. İbnü'l-Kayyim, Fetâva 'r-Rasûl
66 Mevsılî, İhtiyar, IV/679; İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-muvakkıîn, 1/39-43; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/48,89
67 Buharı, Relin, 6; Tirmizî, Ahkâm, 12; İbn Mâce, Ahkâm, 7
68 Hz. Peygamber'in yargı ve fetvalarını toplayan müstakil kitaplar için bk. Muhammed b. el-Ferec el-Kurtubî, Akdıyetü Rasûlillâh; İbnü'l-Kayyim, Fetâva'r-Rasûl...
İslâm Fıkhı__________________________________._____________;__________39
d-Usûl konulan : Rasûlullah'tan itibaren temel metinleri doğru anlama metodlan geliştirildi, meselâ Rasûlullah'ın Muâz b. Cebel'i Yemen'e gönderirken tavsiyesi69, Hz. Ömer'in Ebû Mûsâ el-Eş'ârî'ye (v.44/655) mektubu70...
İSLÂM FIKHININ OLUŞUMUNDA EMEĞİ GEÇEN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER
Rasûlullah'tan sonra bazı önemli şahsiyetlerin çalışmaları ve ictihad-ları fıkha yön vermiş ve doğru ivme kazandırmıştır. Bunlar:
A-Sahabe dönemi:
Ashabın £ı*khı şu kişilerde toplandı: Hz. Ömer (v.23/644), Ali (v.40/661), İbn Mes'ûd (v.32/652), Übey b. Ka'b (v.21/642), Muaz b. Cebel (v. 18/639), Zeyd b. Sabit (y.45/655), Abdullah b. Abbâs (v.68/687), Abdullah b. Ömer (v.131692) ve Âişe annemiz (v.58/678) (Radıyaiiaha anhum).11
Bu sahabîler dışında ictihad edenler vardı, ancak ictihadlan çok azdı: Hz.Ebû Bekir (v. 13/634), Osman (v.35/656), Ebû Mûsâ el-Eş'arî (v.44/665), Selmân el-Fârisî (v.36/656), Ebû Saîd el-Hudrî (v.74/693), Talha b. Ubeydullah (v.36/656), Zübeyr b. Avvâm (v.36/656)^ Abdurrahman b. Avf (v.32/652), İmrân b. Husayn (v.52/672), Ubâde b. Sâmit (v.34/654), Ebu'd-Derdâ (v.32/652), Huzeyfe b. el-Yemân (v.36/565), Ebû Zer el-Gıfârî (v.32/652), Ebû Ubeyde (v. 18/639), Muâviye b. Ebû Süfyân (v.60/680), Câbir b. Abdullah (v.79/700) ve Ümmü Seleme annemiz (v.62/681).72
Sahabeden en çok rivayet altı kişiden nakledildi: Ebû Hüreyre (v.69/679), Enes b. Mâlik (93/712), Câbir b. Abdullah (v.79/700), İbn Ömer (v.73/692), Ebû Saîd el-Hudrî ve Âişe annemiz (v.58/678).
Sahabenin kadıları beş kişidir: Hz. Ömer, Ali, Abdullah b. Mes'ûd
Zeyd b. Sabit, Übey b. Ka'b (Radıyallahüanhüm).
B-Tâbiûn dönemi:
Bu dönemde İslâm dünyasının bazı merkezlerinde büyük fakihler görülmektedir: Medine, Mekke, Küfe, Basra, Şam, Mısır...
Medîne: Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ûd (v.98/716), Urve b. Zübeyr (v.94/713), Kasım b. Muhammed (v.102/720) Said b. Müseyyib (v.94/712), Süleyman b. Yesâr (v. 107/725), Hârice b. Zeyd b. Sabit (v.100/718), Nâfî (v.l 17/735), Ebû Bekir b. Hazm (v.120/728), Muhammed b. Şihâb ez-Zührî (v.124/742), Ebu'z-Zinâd (v.131/748), Rabîatü'r-Rey (v.l 36/753)
69 Ebû Dâvûd, Akdıye, l\Tirmizu Ahkâm, 3
70 Bu mektubun şerhi ve değerlendirilmesi için bk. İbnü'l-Kayyim, age., 1/86
71 İbn Hacer, İsâbe, 1/19; İbnü'l-Kayyim, age., 1/12
72 Hacvî, el-Fikru's-sâmî, 11/339-342,349-351; İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-muvakıîn, 1/14 vd.
40________________________________________________._________İslâm Fıkhı
Mekke: Atâ (v.l 15-713), Mücâhid (v. 100/718), îkrime (v. 150/767), Süfyan b. Uyeyne (v. 198/813)
Küfe: Alk-ame b. Kays (v.62/682), Mesrûk b. Ecdâ' (63/683), Amr b. Şurahbîl (63/683), Şurayh (v.78/697*), Şâbî (Âmir b. Şurahbîl) (v. 104/722), İbrahim en-Nehâî (v.96/714), Hammâd b. Süleyman (v.l20/738), İmam Ebû Hanîfe (Nûmân b. Sabit) (v.l50/767), Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 148/765)
Basra: Hasan el-Basrî (v.l 10/728), Muhammed b. Şîrîn (v.l 10/728), Katâde (v.l 18/736)
Şam: Mekhûl (v.l 16/734), Ömer b. Abdülaziz (v.101/720)
Mısır: Leys b. Sa'd (v. 175/791)...
C-Tebeu't-Tâbiîn (ejcolleşme/fıkhî mezheplerin doğuşu) dönemi: Bu dönemde iki ilim merkezinin İslâm dünyasına hakim olduğu görülmektedir: Medîne merkezli Hicaz ekolü ve Küfe merkezli Irak ekolü.73
(I) Hicaz Ekolü
Hz. Ömer (v.23/644), Osman (v.35/656), Abdullah b. Ömer (v.73/692), Hz. Âişe (v.58/678), İbn Abbas (v.68/687), Zeyd b. Sabit
(v.45/655)
J
(Yedi Fakîh)
Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ûd (v.98/716), Urve b. Zübeyr (v.94/713), Kasım b. Muhammed (v. 102/720), Said b. Müseyyib (v.94/712), Süleyman b. Yesâr (v. 107/725), Hârice b. Zeyd b. Sabit (v. 100/718), Ebû Bekir b. Abdurrahman (v.94/713)
Muhamed b. Şihâb ez-Zührî (v. 124/742), Nâfî (v.l 17/735), Ebu'z-Zinâd (v. 131/748), Rabîatü'r-Rey (v.l36/753),Yahya b. Saîd b. Kays
(v. 143/760)
İmam Mâlik b. Enes (v. 179/795)
73 Bu konudaki geniş bilgi için bk. Ali b. Medînî, Ilelü'l-hadis ve mârifetü'r-ricâl; İbn Hazm, Ashâbü 'l-Jütyâ mine 's-sahâbe ve 't-tâbiîn ve men bâ 'dehüm
Mâm Fıkhı . ' 41
(II) Irak Ekolü
Hz. Ali (v.40/661*), Abdullah b. Mes'ûd (v.32/653), Abdullah b. Abbas (v.68/687)
'Alkame b. Kays (v.62/682), Mesrûk b. Ecdâ' (63/683), Amr b. Şurahbîl (63/683), Şurayh (v.78/697)
Şâ'bî (Âmir b. Şurahbîl) (v. 104/722) İbrahim en-Nehâî (v.96/714)
Hammâd b. Süleyman (v. 120/738)
İmam Ebû Hanîfe (Nûmân b. Sabit) (v. 150/767)
İmam Züfer (v.158/775), İmam Ebû Yûsuf (v. 182/798), İmam Mu-hammed b. Hasen (v. 189/805)
İmam Şafiî'nin Hocaları
İmam Mâlik b. Enes (v. 179/795) <— İmam Muhammed b. Hasen
T
İmam Şafiî (Muhamed b. İdris) (v.204/819) İmam Ahmed b. Hanbel'in Hocaları
İmam Ebû Yûsuf_______İmam Şafiî (Muhamed b. İdris) (v.204/819)
İmam Ahmed b. Hanbel (v.241/855)
42_____________________________________________.____________İslâm Fıkhı
D-Sonraki nesiller dönemi:
İslâm fıkhı yaklaşık 300 yıl gibi kısa/mucizevî bir sürede tedvin edilip ekolleşmesinden sonra yapılan çalışmalar genelde tenkid, şerh ve haşiye niteliğinde olmuştur. Yeni bir ekol'çıkmamış ve ümmet çoğunlukla söz konusu dört ekolü/rnezhebi benimsemiştir. Zira onların ortaya koyduğu esaslar ve deliller çok kuvvetlidir, onların aktif ve başarılı çalışmalarıyla uluslararası-âdil hukuk normları yakalanmış ve bu alana birçok yenilikler getirilmiştir. Roma hukukunun 900 senede tedvin edildiğini düşünecek olursak, İslâm hukukunun ne kadar kısa sürede tedvin edildiği ve dünya standartlarının çok ilerisinde olduğu anlaşılır.74
FAKİHLERİN HADİSLERE BAKIŞI
•
Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) bir insandı ve normal konuşmalarında günlük dil kullandı, ama hutbelerinde, mektuplarında ve hüküm ifade eden hukukî konularda yüksek bir dil kullandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bazı konulan kısa ve özlü cümlelerle ifade etmişti ki bu yönü cevâmiu'l-kelîm olarak anılmaktadır. Rasûlullah'ın sözleri yanında fiil ve takrirleri de hadis olarak kabul edilmiştir. Fakihler bu hadisleri öncelikle sened ve metin yoluyla değerlendirdiler:
A-Hadislerin taksimi:
Hadisler sened yönünden üç kısma ayrılmaktadır; mütevâtir, meşhur ve âhâd hadisler:
1-Mütevâtir hadis: Rasûlullah'tan bize, her dönemde yalan haber üzere birleşmeleri imkânsız olan bir topluluk ile nesilden nesile nakledilen hadislerdir; namazların rekâtları, sayılan, zekât miktân, diyetler vb...75
2-Meşhûr hadis: Sahabeden âhâd yolla gelen ancak tâbiûndan itibaren mütevâtir derecesine ulaşan hadisler.
3-Âhâd hadisler: Sahabe ve tâbiûn döneminde mütevâtir ve meşhur derecesine ulaşamamış hadislerdir ve üç kısma ayrılır;76
74 Bu konudaki geniş bir değerlendirme için bk. Hamîdullah, Muhammed, İslâm Hukuku Etütleri (trc. Kemal Kuşçu)
75 Serahsî, Usûl, 1/282; Ebû Yâ'lâ el-Ferrâ, el-Uddefî usûli'l-fıkh, 1II/845; Süleyman et-Tûfî, Şerhu Muhtasarı 'r-Ravda, 11/74
Fakihler ve usûlcüler arasında var olan mütevâtir ve âhâd ayırımı, hadisçiler arasında Hatîb el-Bağdâdî (v.463/1071) ile başladı. Önceki hadis âlimleri bu kavramları kullanmadılar. Daha sonra İbnu's-Salâh (v.643/1245) bu ayırımı Mukaddime'sine aldı.
76 Cassâs, el-Fusûlfi'l-usûl, 111/37; İbn Hazm, İhkâm, 1/100; Âmidî, age., 11/31; Abdülaziz el-Buhârî, age., 11/658-660; Suyûtî, Tedrîbu'r-râvî, 30;
İmam Şâfıî, bu ayırımda haber-i âmme ve hâssa terimlerini kullanır. Haber-i âmme; genelin kabul ettiği haber, (mütevâtir hadis,) Haber-i hâssa ise, yaygın olmayan haberlerdir, bunlar tevatür derecesine çıkmamış olup en az bir kişi tarafından rivayet edilirler. Haber-i vâhid ise, bir kişinin rivayetidir. (Bk.İmam Şâfıî, Ümm, V/588, Risale, 369, 461) Her ne kadar haber-i vâhid, bir kişinin ve âhâd haber de birden fazla kişinin rivayetleri olsa da daha sonra birbirle-
a-Sahih hadisler, b-Hasen hadisler, c-Zayıf hadisler.77
B-Âhâd haberin bağlayıcılık sınırı :
Âhâd haberlerle ilgili tartışmalar h. 2. asırdan itibaren başladı ve daha çok atâad konusuna odaklandı. Fıkhî konularda ise âhâd haberin delil olmayacağını .■»■seven yok gibidir, hattâ İbn Hazm (v. 456/1063) bu konuda icma'ın varlığın-jsn bahseder.78 Âhâd haberin bağlayıcı olması ve fıkıhta delil olarak alınması n;;«ci3sında Ehl-i Sünnet, Mutezile ve Şia âlimleri aynı görüştedir.
Ancak âhâd haberlerin nass kuvvetinde ihtilaf edildi; bu konuda iki ?■:rJş vardır:
1-İlim değil zan ifade*eder, ancak amel edilmesi gerekir.
2-Sıhhatine delâlet eden başka karineler bulunduğunda zann-ı galib
fyı ilim ifade eder.79 Zira Hz. Peygamber bazı kişileri elçi, zekât memuru,
IğjECnen, haberci ve casus olarak göndermiş, onlardan bilgi alıp, bilgi naklet-
anştir ki bunlar tevatür derecesinde bilinen gerçeklerdir. Sahabenin hadisleri
ı»!!!*irierine nakletmesinde tevatür şartı yoktu, tâbiûn ve etbâ döneminde de aynı
«i-* kr geçerliydi, ancak seneddeki ricale (râvilere) ve ittisale bakılmaktaydı.80
C-Sahih hadisler ve amel şartları:
Hadislerin sahih olabilmesi için usûl kitaplarında bazı şartlar bulunmak-«Mİr.I! Sahih hadis kavramı, âhâd hadislerin bir bölümü için kullanıldığından dnfayi. fukahâ metin tenkidinde bazı yöntemler geliştirdiler. Meselâ;
1-Kur'ân'a ve meşhur sünnete/Medînelilerin ameline aykırı olmama-Mhr, değilse;
a-Bütünü ilgilendiren konularda sadece bir kişiden/senedden gelen ri-iriıct alınmaz. Ancak bu konu tartışmalıdır; çünkü Rasûluilah'm (Saiıaıiahu seiiem) Amr b. Hazm'a, Ebû Bekre'ye, Dahhâk b. Süfyan'a ve civar-
: yerine, yani mütevâtir olmayan hadisler için aynı mânâda kullanılır oldular. Hadisçilere «t tazı usûlü fıkh âlimlerine göre, âhâd haberler seneddeki râvi sayısına göre üç kısma ayrılır. .-Garib hadis, râvi sayısı tabakalardan birinde teke düşmüş, 2-Aziz hadis, iki veya üç kişiye '""■y"^. 3-Meşhûr hadis ise, üçten fazla kişiden bize ulaşmış rivayetlerin adıdır. (Bk. Cassâs, apt, D/37; Suyûtî, age., 355)
imam Ebû Hanîfe'nin (v.150/767) öğrencilerinden İsâ b. Eban (v.221/835), haberleri üçe ayırır: 1-İnkârı küfür olmadığı halde dalâlet sayılan haberler, recm olayı gibi, 2-İnkârı dalâlet p, hatalı ve günahkâr olmasından korkulan haberler, mest üzerine mesh gibi, 3-İnkârı olmayıp, tercih edilmesi gereken haberler, Fukahânın ihtilâf ettikleri rivayetler gibi. , age., 111/49; Serahsî, age., 1/293 "İtaHazm, age., 1/114; Gazzâlî, Müstesfa, 1/148; Abdüaziz el-Buhârî, age., 11/693 *Ossâs, age., 111/63; Ebû Yâ'lâ, age., III/869
lî, İhkâm 1/106-107; Buhârî, Sahîhindeki Ahbâru'l-âhâd babında bu rivayetlerin bağlayı-ı dan bahseder ve ezan, namaz, oruç, ferâiz, ahkâm konularındaki rivayetleri zikreder. " Sahih hadis, Usûlü hadis kitaplarında; senedinde kopukluk olmayan, râvileri âdil, zabtı tli, her türlü şâz ve illetten salim olan hadis, olarak tarif edilir. (Bk. Suyûtî, age., 31)
44 İslâm Fıkhı
daki krallara yazdığı mektuplarda şahit yoktur ve bir kişi onu almakta ya da ulaştırmaktadır. İsbatı şahitle değil, güvenilir haberledir/haberciyledir.
b-Aded şartı; en az iki kişi olmalıdır. Ancak sahabe bir kişinin de haberini kabul ediyordu. İnsanların* inkâr ya da istismar edeceği konularda iki kişinin haberi şart koşulabilir. Tıpkı Hz. Ömer'in Ebû Mûsâ el-Eş'arî'den isti'zan konusundaki rivayeti için şahit istemesi, onun da hadisi duyan Mu-hammed b. Mesleme'yi getirmesi, yine Hz. Ömer'in Muğîre'yi dedenin mirası konusunda reddedip, şahit istemesi gibi...82 Hz. Ömer'in (Radıyaiiaha anh) şahit isteme olayları nadirdir, belki de insanların hadis rivayetinde daha dikkatli olmalarını sağlamak için böyle davranmış olabilir.
c-Bu rivayeti sahabe, tâbiûn ve etba kabul etmişse amel edilir. Bu rivayetin söz konusu kişilerden alınmasında ihtilaf edilmişse yine problem yoktur. Ancak bütün ^Timler tarafından reddedilmişse terk edilir, bir kısım ulemâ tarafından reddedilmişse araştırılır.
2-Akla ve mantığa uygun olmalıdır,
3-Örfe uygun olmalıdır,
4-İcmâ'a aykırı olmamalıdır...83
^Hadisleri âhâd haber bahanesiyle ya da ilmî olmayan başka sebeplerle reddetmek tehlikelidir. Zira bütün haberlerin tevatür derecesine ulaşması imkânsızdır. Sahih olan âhâd hadislerle amel edilmesi konusunda bütün âlimler ittifak ettiler. Yapılması gereken; sahih hadisleri anlama, hükümlerini, derecelerini bilme ve gücünden istifâde etme yollarına yönelmektir. Sahih hadisle amel ilmî bir sebep olmadan terk edilmezi
D-Zayıf hadisler ve amel şartlan:
Hadisin zayıflığı sened ya da metin tenkidiyle ortaya çıkar. Öncelikle rivayetin senedine bakılır, sahih ve hasen hadislerdeki şartlar yoksa85 ve senedde yalancı (vaddâ'/hadis uyduran) bulunmuyorsa o rivayet zayıftır. Bazı hadisler ise senedleri sahih olduğu halde metin tenkidi ile zayıf hale gele-
82 Cassâs, age., III/102, 107, 118
83 Kevserî, bu şartlan 14 kısımda nakletti (Bk. Te'nîbü'l-Hatîb 153-154); Bu konuda geniş açıklama için bk. Makaledeki Fakihlerin Sünnet Anlayışı bölümü
84 Âmidî, age., 11/48,64
85 Sahih hadisin tarifinde geçen şartlar; rivayet senedinde kopukluk olmaması, râvilerin âdil, zabtı kuvvetli, her türlü şâz ve illetten salim olması gerekir. (Bk. Suyûtî, age., 31) Senetteki ittisal yönünden Ehl-i hadis mükemmel kavramlar geliştirdiler. Fakihler ise daha çok metin tenkidi üzerinde durduklarından dolayı sened tenkidine yüzeysel olarak baktılar, müsned, mürsel ve munkatı olarak üçe ayırdılar. İmam Ahmed'in Müsned'inde mürsel hadis bulunmamaktadır. Fakihlerin mürsel hadislerle ilgili görüşü;
1-Sahabe mürseli çoğunluğa göre tereddütsüz kabul edilir.
2-Sahabe dışındakilerin mürselinde ihtilâf edildi;
a-Hanefî, Mâlikî, Mutezile ve Hanbelîlerden bir kısmına göre, râvi sika ise kabul edilir,
b-Şâfiîler, Ehl-i hadis, bazı Hanbelî ve Zahirîlere göre, Said b. Müseyyib gibi bazı kişiler dışındakilerin mürseli kabul edilmez. (Bk. Ebu'1-Alâ, age., m/906-917; Ebu'l-Hüseyin el-Basrî, age., n/143-152; İbn Hazm, age., 1/135,143; Gazzâlî, age., 1/170; Abdülaziz el-Buhârî, age., m/5)
İslâm Fıkhı______________________________________._____________ 45
bilir. Metin tenkidini, o konuyu ictihad/fetva seviyesinde bilen uzman kişiler yapabilir. İlimsiz yapılan/ilmî olmayan tenkid, heva ve hevese uymak demektir ki İslâm'da bu yasaklamakta ve konunun bilenlere sorulması gerektiği hatırlatılmaktadır.
§ Metin tenkidiyle hadisin zayıflaması:
Fakihlere göre bir hadisin zayıf olma sebebi iki tür inkıtâya bağlıdır:
1-Maddî inkıta: Seneddeki kopukluktan kaynaklanır, munkatı ve ■firsel hadisler gibi.
2-Mânevî inkıta: Anlamdaki kopukluk, râvideki eksiklik (çocuk, mestur olması gibi)*ya da daha kuvvetli bir delile muânz olması ile meydana gelir.
Anlamdaki kopukluğun sebepleri:
a-Rivâyetin Kur'ân, meşhur sünnet ve icmâa aykırı olması, te'vil im-ftamııın da bulunmaması,
b-Rivâyeti râvinin inkâr etmesi: Rivayet eden kişi daha sonra böyle bir batfisi bilmediğini söylemesi gibi. Meselâ;
Süleyman <— Mûsâ <— Zührî <— Urve *— Hz. Âişe yoluyla gelen rivâ-jctte Hz. Peygamber şöyle dedi: "Hangi kadın velisinin izni olmadan nikâh-Jararsa, onun nikâhı batıldır (geçersizdir)." Bir rivayette îbn Cüreyc (t. 150/767), bu hadisi Zührî'ye sordu, o böyle bir hadis bilmiyordu. Ancak îmanı Muhammed (v. 189/805) ve Şafiî (v.204/820) râvinin inkârına rağmen ta hadisle amel ettiler.86
c-Rivâyetten sonra (veya tarihi bilinmese) râvinin söz ya da fiil açısından rivayetine muhalefet etmesi. Eğer râvi önceki bir tarihte farklı fetva verdiyse, bu durum zarar vermez, ancak sonraki muhalefeti zarar verir, çünkü rivayet edenin bizzat kendisi onunla amel etmemiş ve terk etmiştir. Meseli, Ebû Hüreyre'den (Rodıyaiiam anhum),S7 gelen rivayette Rasûlullah {Sallallahü aieyki ve sellem) şöyle buyurdu:
"(Birinizin kabından köpek su içerse/yalarsa,) ilki toprakla olmak ü-zere, kabı yedi kere yıkanır, (yıkasın!)"
Ancak rivayet eden Ebû Hüreyre bununla amel etmeyip, üç kere yıkamıştır ki onun bu muhalefeti hadisi zayıflatır.88
™* Saahsî, age., 11/ 3
" Ataed b. Hanbel, Müsned, 11/489, H.no: 10290; Benzer rivayet için bk.II/427, H.no: 9479; ,H.no: 10544; Müslim, Taharet, 91; İbnü'l-Cârûd, H.no: 52; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, ; 71; Tirmizî, Taharet, 68, H.no: 91 (Tirmizî, hasen-sahih hükmünü belirttikten sonra, ı Şafiî, İshak ve Ahmed b. Hanbel'in kavlinin de bu hadis olduğunu söyler.); Heysemî, r'ın bu hadisin (^'Jiı IfiJ) lafzını (v^1* S*1^!) şeklinde (yani, "ilkini toprakla yıkayın" "onlardan biri toprakla olsun") rivayet ettiğini, Bezzâr'ın hocası hâricinde kalan tüm
râvilerin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk.Mecma', 1/287.
88 Hanelilerde kural, (&» u y J\j u. SjvJi) Önemli olan râvinin görülen muhalefetidir, yaptığı
rivayet değil; diğer âlimlere göre ise kural, (ıstj u. y isv u. ;^ı) Önemli olan râvinin rivayetidir,
görülen muhalefeti değil şeklindedir. Bk.İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 11/176; Zurkânî, Şerhu'l-
Muvatta', IV/75
46__________________________________________________________İslâm Fıkhı
d-Haberle ilgili râviden te'vil ya da tahsisle ilgili bir görüşün bulunması...89
§Sehâvî (v.902/1496), el-Kavlü'l-bedVdt şunları der: Şeyhim İbn Hacer'den (v.852/1448) şunları duydum: "Zayıf hadisle amel etmenin şartı üçtür: .
1-Hadis, çok zayıf (şedîdü'z-zâ'f) olmamalı,
2-Temel kaidelere/esaslara uygun olmalı,
3-Amel sırasında zayıf olduğu bilinerek amel edilmeli."90
•
E-Hz. Peygamberdin (SaiMiaha aleyhi ve sellem) fiilleri ve bağlayıcılık sınırı: Hz. Peygamber'in hareketlerini dört kısma ayırmak mümkündür:
1-Doğal hareketleri; Kalkmak, oturmak ve uyumak gibi...Bunlara tâbi olmak mubahtır ya da Abdullah b. Ömer'in yaptığı/anladığı gibi menduptur.
2-Doğal hareketlerinden bazılarının tavsiye edilmesi: Suyu üç kerede içmek ve uyurken sağ tarafa yatmak gibi...Bu hareketlere tâbi olmak ittifakla menduptur.
3-Kendisine has hareketleri: Bazı fiiller Rasûlullah'ın şahsına özel o-larak serbest bırakılmıştır ve ümmetin onları yapması caiz değildir; dörtten fazla evlenmek, savm-ı visal (hiç iftar etmeden bir kaç gün üst üste oruç tutmak) gibi...
4-Beyan niteliğindeki fiilleri: Hükümlerin uygulanma şeklini Rasûlullah bizzat kendisi uygulamış ve bunlara dikkat çekmiştir. Ashabı ise İslâm'ı o-nun gibi yaşamaya çalışmış ve hareketlerini sürekli gözlemişlerdir. Meselâ, bazı sahabiler abdest alınmasını gösterip, Rasûlullah'ın böyle abdest aldığını belirtiyorlardı.91 Ayrıca "beni namaz kılarken gördüğünüz şekilde namaz kılın!"92, "ibadet şekillerini benden alın/öğrenin!"93 emirleri bunu açıkça ifade etmektedir. Bu fiillere uymanın hükmü, genelde asıl hükmün farz, men-dup veya mubah olmasına göre değişir ve asıl hükme tâbi olur.94
§ Hz. Peygamber'in fiillerinin hükümleri nasıl bilinir? 1-Hükmü belli olanların hükmüne tâbidir, 2-Hz.Peygamber'in açıklaması ile bilinir,
3-Âyetlerin mücmelini (kapalı lafzını/mânâsını) tefsir, umûmî kısmını tahsis ve mutlak olanı kayıtlama şeklinde olur...95
89 Serahsî, Usûl, 1/359, 364-370, W 3
90 M.Zahid el-Kevserî, Makâlât (Havle'1-hadîseyn), 44-45
91 Bk. Müsned trc. H.no. 220/528 vd.
92 Buhâri, Ezan, 18; Edeb, 627; Âhâd, 1; Dârimî, Salât, 42; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V/53
93 Müslim, Hac, 310, Ebû Dâvûd, Menâsik, 77, Nesâi, Menâsik, 220; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111/318,366
94 Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, Mu'temed, 1/355-357; Âmidî, age., 1/174
95 Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/343-353; Rasûlullah'ın fiilleri ile ilgili geniş bilgi için bk. Süleyman el-Eşkar, Ef'âlü'r-Rasûl
47
FAKİHLERİN SÜNNET ANLAYIŞI
Sünnet, hadislerden ortaya çıkan hayat biçimi ya da Rasûlullah'ın İs-Bm'ı yaşama şekli olarak anlaşıldığı için96 bunun tesbiti ayrı bir çalışma ge-iBönr. Bu bağlamda fakihlerin geliştirdiği mükemmel metin tenkid ve tahlil nnnodianna, naslardaki bağlayıcılık ve sınırına, farklı hadislerin birleştirilmesi ya da tercih yollarına bakılır.
A-Metin tahlili ve tenkidi:
Ehl-i hadisin geliştirdiği sened tenkidi yanında, fakihler de metin tah-iinade/ıenkidinde mükemmel usûl ve metodlar geliştirdiler. Bu çalışmaların anaya koyduğu gerçek şudur ki nasları anlama ve hukukî anlamını anlama jctsında fark vardır;
Naslan işiten kişinin anladığı mânâ onun emredilmesi, yasaklanması ya da bir şeyi haber vermesi şeklinde olabilir.97 Ancak fakih olan kişi, nassın bağlayıcılık sınırını, ahkâm içindeki yerini araştırır ve detaylara iner:
1-Dil/Gramer açısından:
a-Nasdaki isim, fiil ve (cer, atıf) harflerin mânâlarını göz önünde bulundurur.
b-Edatlar ve cümlenin irabı fetvada/ietihadda önemlidir.98
2-Lafız tahlili açısından:
a-Lafzı, kendisi için konulduğu mânâ yani âmm, hass, mutlak, mukayyed ve müşterek olma yönünden inceler,99
b-Lafzı, kullanım yönüyle yani hakikat (sarih ve kinaye), mecaz bakımından inceler,
c-Lafzı, mânâya delâleti yani ibare, işare, delâle ve iktizâ yönüyle ya da mantûkun delâleti ve mefhûmun delâleti, mefhûmu muvafakat ve mefhûmu muhalefet (sıfat, aded, gaye, şart, hasr)) yönüyle ya da mütâbaka, tazammun ve lüzum yönüyle inceler,
d-Lafızlann ifade ettikleri mânâların adedleri bakımından; müteradife, mütebâyine, müvâtıe ve müşterek yönüyle inceler,
96 Bk. Âmidî, age., 1/156; Abdülaziz el-Buhârî, age., 11/653
97 İbn Hıbbân (v.354/965) bunları beş başlık halinde topladı:
1-Rasûlullah'ın emirleri (110 bölüm),
2-Rasûlullah'ın yasakları (110 bölüm),
3-Rasûlullah'ın verdiği haberler (80 bölüm),
4-Rasûlullah'ın mubah kıldıkları (50 bölüm),
5-Rasûlullah'ın fiilleri (50 bölüm) olmak üzere toplam 400 bölümdür. (Bk. İbn Belebân, el-İhsân bi tertibi Sahihi İbn Hıbbân, 1/38-82)
98Bk. Sa'dî, Abdülkadir Abdürrahman, Eserü'd-delâle en-nahviyye el-lügaviyye; Abdül-vehhab Abdüsselâm, Eseru'l-lüga fi'htilâfi'l-müctehidîn
99 Bu konudaki müstakil çalışma için bk. Şihâbüddin el-Karâfi, el-Ikdü'l-manzûm fi'l-husûs ve'l-umûm
48__________________________________________________________İslâm Fıkhı
e-Lafızlar karşılığında zihinde oluşan mânâlar yönünden; mahsûs, mütehayyel ve ma'kûl olarak inceler. ı0°
3-Bağlayıcılık açısından,
4-Örfe uygunluk açısından^
5-Söz/Fiil açısından "6-Azimet/Ruhsat açısından,101
7-İstihsan/İstishâb açısından;bütüncül kasd ile parçacı kasd çatıştığında bazen kıyas (genel hükümler), bazen de istihsan (yeni/sıradışı hüküm) tercih edilir.
8-Zarûrî/Hâcî/Tahsînî olma açısından,102
9- Nüzûl/Vürûd açısından,
10-Usûl/Furû açısından: Usûl konulan pasif (durağan), furû konulan ise aktif (hareketlidir)..Usûl ile furû çelişirse furû tercih edilir, çünkü furûda uygulama yanında istisnalar da dikkate alınmıştır.103
11-Selefin amel etmesi açısından: Sahabe ve sonraki nesil fakihlerin ictihadlan/hadise bakış açılan değerlendirilir.104
Bu noktadan baktığımızda Müslüman âlimler, metinleri anlamada ortaya koydukları metodlar/esaslar ile hukuk dünyasında mükemmelliği yakaladılar ve konuyu çok yönlü olarak incelediler: .•
^Hadislerin bir kısmı mânâ rivayeti olduğu için bu ince kurallar onlara uygulanabilir mi? sorusu akla gelebilir. Hadislerde önemli olan lafız rivayetidir. Sahabeden itibaren râviler lafız rivayetine önem vermişlerdir. Bu insanların lafız ezberlemedeki maharetlerine/güçlerine (nakledilen şiirlerdeki vezin/kafiye uygunluğu sebebiyle) tarih şahittir. Ancak uzun hadislerde mânâ rivayeti normaldir. Hadisleri değerlendirirken tek rivayeti ele alarak hüküm verilmemekte, bilakis diğer tarikler-deki rivayetler toplanmakta, benzer ve farklı noktalar ayrıştırılmakta, selefin hadisle ilgili uygulamaları göz önüne alınmakta ve duruma göre bu kurallar işletilmektedir. Şunu kabul etmek gerekir ki selef âlimleri Islâmî ilimlerde yapılabilecek çalışmanın en mükemmelini yapmışlardır, onların bıraktığı ciltler dolusu çalışma ve literatürü göz önüne alırsak bu gün bile onlara ulaşmanın zor olduğunu kabul etmemiz gerekir..
ı00Cassâs, age., 1/400-419; Serahsî, age., 11/11-99, 124-279; Gazzâlî, age., 1/30; Âmidî, age., 1/15, 154; Tûfî, age., 11/448, 552-553, 630, 702
101 Bk. Muhammed eş-Şerif er-Rahmûnî, er-Ruhasü'l-fıkhiyye mine'l-Kur'ân ve's-Sünne; Abdülkerim b. Ali b. Muhammed en-Nemle, er-Ruhas eş-Şer'iyye
102 Bk. Izz b. Abdüsselâm, Kavâidü'l-ahkâmfi mesâlihi'l-enâm; Şâübî, Muvafakat n.cild; Tahir b. Âşûr, Makâsidü'ş-şeria; Ahmed Raysûnî, Namriyyetü'l-makasıd ınde'l-îmam eş-Şâtıbî
103 Örnek için bk. Hamevî, Gamzu uyûni'l-besâir (Eşbâh şerhi), 1/82
104 Gazzâli, age., 1/177 vd.; Ebu'l-Hüseyin el-Basrî, age., 1/14 vd.; Nesefî, Keşfü'l-esrâr, 1/26 vd.; Şevkânî, İrşâdü'l-fuhûl, 38 vd.
Bu konudaki müstakil çalışmalar için bk. Esnevî, Ebû Muhammed b. Hasen, et-Temhîd fi tahrîri'l-fiırû ale'l-usûl; Yâkub b. Abdülvehhâb, et-Tahrîc mde'l-fukahâ ve 7-usûliyyîn...
iMi» fite__________________________________________________,________49_
B-Hz.Peygamber'in (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) hadislerinin bağlayıcılık sınırı:
Fakihler hadislerin bağlayıcılık sınırını tesbit edici çalışmalar yaptılar, Kaifî (v.684/1285) dağınık bilgileri topladı,105 daha sonra Tahir b. Âşûr ""»'. 1879/1973) bu konulan on«iki başlık altında inceledi:
1-Yasama 2-Fetvâ 3-Yargı 4-Devlet Yöneticiliği 5-Doğruya Yönlen-ar-se 6-Sulh (Anlaşma) 7-İstişâre ve Yol Gösterme 8-Nasihat 9-En Müftümde Yönlendirme 10-Yüce Hakikatlerin Öğretimi/Eğitimi 11-Edeb 12-îcçad Dışındaki Doğal Fiiller.106
Hz, Peygamber'in söz ve fiillerinin bağlayıcığını bir piramit olarak düşü-mmsA, üstten alta doğru bağlayıcılık sınırının hafiflediğini ve ictihad sahasının genişlediğini görürüz. Bu öğeler yukardan aşağı doğru şöyle sıralanabilir:
•
Akâid İbâdetler
Aile ve Miras Hukuku Borçlar Hukuku
Ticâret Hukuku
Ceza Hukuku
Uluslar arası Hukuk
Anayasa Hukuku
C-Ahkâmla ilgili nasları doğru anlama ve sonuçları: Bu ince anlama metodları ile vücûb (görev), nedb (tavsiye), ibâha (mutlak serbestlik), hürmet (yasak) ve kerâhiyet (sakındırma) sınırları tesbit edilmeye çalışıldı. Söz konusu konular usûl ve furû kitaplarında tafsilatlı olarak açıklanmıştır, özet olarak:
Hükümlerdeki vücûb (görev) ve hürmet (yasak):
1-Naslardaki emir ve nehy ile,
2-Rasûlullah'ın sürekli yapması/terketmesi ile,
3-Vücûb ifade eden bir emri ya da yasağı beyan/tahsis/takyid ile.
Hükümlerdeki nedb (tavsiye) ve kerâhiyet (sakındırma): 1-Yukarıdakiler dışında, ibadet şeklinde olan haller, 2-Tavsiye/Sakındırma niteliği bilinen haller, 3-Tavsiye/Sakındırma niteliği açıklanan haller, 4-Korkutma niteliğinde olup hüküm ifade etmeyen haller; namaz için mescide gelmeyenlerin evinin yakılması tehdidi gibi.107
105 Karâfî, Furûk, 1/205-209
106 Tâhir b. Âşûr, Makâsıdü'ş-şeria, 30
107 Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/343-353; Âmidî, age., 1/158-171; Abdülaziz el-Buhârî, age., 1/253-258, III/374-382
j>0__________________________________________________________İslâm Fıkhı
D-Hadisleri farklı anlamanın sebepleri:
Mezhep İmamları ictihadlannda bazı metodlar izlemişlerdir ki bunlar birbirlerinden farklılık arz eder:
1-Kur'ân'a ve meşhur sünnete uygunluk/uygun yorum,108
2-Akla uygunluk/uygun yorum,109
3*İnsana verilen önem/güven,110
4-Maslahata/Maksada uygun olanı tercih (gâî yorum),"1
5-Örfe uygunluk,112
6-Yeni gelişmelere uygunluk,113
7-Farklı Rivayetlerin ulaşması,114
8-Umûm ifade eden âyetlerin âhâd haberle tahsis edilmesi,115
9-Mutlak olan âyetlerin âhâd haberle takyid edilmesi,116
10-Mücmel âyetlerin âhâd haberle beyan edilmesi,
11-Âyetin hadisle nesh edilmesi,117
12-Âhâd haberle kıyas (genel kurallar) çatışmasında tercih problemi,118
108 İmam Ebû Hanîfe, el-Âlim ve'l-müteallim, 26-27; İmam Şafiî, Risale, 22, 30, 40; Serahsî, Usûl, 1/364; Sehnûn, Müdevvene, 1/5; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/10; Desûkî, Haşiye, 1/83
109 İmam Şafiî, Risale, 22; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/184-186
110 İmam Ebû Yûsuf, Harâc, 49; İhtilâftı Ebî Hanîfe ve'bni Ebî Leylâ, 155-157; İmam Şafiî, Risale, 300
111 İmam Muhammed, Âsâr, 18, Asi, 1/489-491; Gazzâlî, age., 1/287-288
112 İmam Ebû Hanife, Âlim, 11; İmam Ebû Yûsuf, İhtilâf, 34; Ebu'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/301; Gazzâli, age., 11/111-1113; Karâfî, Furûk, 1/176; İbnü'l-Kayyim, İ'lâm, 111/17-70
113 İmam Ebû Hanîfe, Âlim, 11; İbnü'l-Kayyim, age., IV/228; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/49; Kevserî, Nuket, 19-21,45-47
114 Şartlı satış konusundaki ihtilaf için bk. Zeylaî, Nasbür'râye, IV/17
115 Hanefîlere göre, umûm ifade eden âyetler ancak âyet, mütevâtir ya da meşhur hadisle tahsis edilirler, zira ânım lafızlar kesinlik ifade ederler ve zan ifade eden âhâd haberlerin ziyadesi ile daraltılmazlar, sınırlandırılmazlar. Meselâ, '(Nanıazda) kolayınıza geleni okuyun!' âyeti, Kur'ân'ın her hangi bir yerinden kıraatin farz olduğunu gösterir. 'Fatihasız namaz olmaz' hadisi bunu sınırlandırmaktadır, ancak söz konusu rivayet âhâd haber olduğu için sınırlandırma farz değil, vacibtir dendi.Hanefilerde mutlak nassın takyidinde aynı şart aranır. Ancak
J mücmel lafızda âhâd haber müfessir(açıklayıcı) olarak alınır; abdestte 'Başınızı mesh edin!' emri mücmeldir, âhâd haberlerdeki perçemin mesh edilmesi kapalılığı açıkladığı için alındı. Şâfiîlerde ise âmm lafzı zan ifade ettiği için, âhâd haber onu sınırlandırabilir, dolayısıyla namazda Fatiha okumak onlara göre farzdır. (Bk. İmam Şafiî, Risale, 58; Serahsî, Usûl, 1/132). Hanbelîler de aynı görüştedir. (Bk. Ebû Yâ'lâ, age., 11/550-551)
116 Serahsî, age., 1/26; 11/26
117 Hanefîlere göre, âyetler mütevâtir veya meşhur hadislerle nesh edilebilir, ama İmam Şafiî bunu reddeder ve Kur'ân'ın ancak Kur'ân'la nesh edilebileceğini savunur. (Bk. İmam Şâfıî, age., 113-114; Serahsî, age., 11/66 vd. ) Hanbelîlerin çoğunluğu da aynı görüştedir. (Bk. İbnü'l-Kayyim, age., 1/322)
118 Kıyas (genel kurallar) âhâd haberle çatıştığında tercih konusunda İmamlar ihtilâf etti; 1-İmam Ebû Hanîfe, Şâfıî ve Ahmed b. Hanbel'e göre genellikle haber tercih edilir. Ancak Hanefi'ler bu konuda râvinin fakih olma şartını koşarlar, eğer râvi fakih değilse kıyas tercih edilir. Kerhî ve Serahsî gibi bazı âlimler, râvinin zabt ve adaleti yanında Kur'ân ve Sünnet'e aykırı olmamasını yeterli görürler. Şurası açık ki bu konuda net bir şey söylemek doğru değildir ve konuya göre durum değişebilir.
Mân Fıkhı__________________________________._____________[__________51^
13-Selefe bağlılık."9
ErFarklı hadislerin birleştirilmesi, tercih ve nesh:
Naslardaki tearuz iki fiil/söz ya da söz ve fiil arasında olabilir:
1-İki fiil/söz arasındaki tearuz:
a-Benzer iki fiil/söz arasındaki tearuz; öğle namazının iki farklı vaktinin olması gibi,120
b-Farklı iki fiil/söz arasındaki tearuz; Rasûlullah'ın bazen oruç tutması ve bazen de tutmaması gibi; biri vücûb diğeri de cevaz ifade eder ki nedb hükmü ortaya çıkar.
2-Söz ve fiil arasında tearuz; bu durumda:
a-İki nassın tarihlerine bakılır,
b-Râvilerine bakılır,
c-Sahabe ameline bakılır,
d-Umum/Husus, Mutlak/Mukayyed durumlarına bakılır...121
§Aslında bir konuda iki zıt şey söylenmez/nas bulunmaz, naslar arasında zıtlık gözüküyorsa bunun sebebi:
a-Râvilerin hatasından kaynaklanabilir,
b-Haberlerin biri mensuhtur,
c-Eğer cem etmek mümkünse iki ayrı konuda delil olabilir.122
Bu nedenle aynı konudaki farklı hadislerin öncelikle birleştirilmesi (cem'i) gerekir. Bu mümkün değilse tercih yollarına gidilir. Söz konusu rivayetlerde tercih yolları:
1-İsbat (olumlu) ve nefy (olumsuz) mânâlar karşılaştığında isbat tercih edilir.
2-Rivâyetlerin tariklerinin sayısına bakılır; iki yoldan gelen bir yoldan gelene tercih edilir ve alınır,
3-Ziyade haber tercih edilir, çünkü sika (güvenilir) râvinin rivâyetin-deki fazlalık makbuldür,
4-Tarihi sonra olan tercih edilir,
5-Râvisi fakih olan tercih edilir,
6-Olayı gören ya da olayın kahramanı olan râvinin haberi tercih edilir,
7-Mevki olarak Rasûlullah'a daha yakın olanın rivayeti tercih edilir,
8-Büyüğün rivayeti küçüğün rivayetine tercih edilir,
9-Müsned rivayetler sahih olduğu sürece mürsellere tercih edilir,
10-Haram genellikle mubaha tercih edilir,
2-İmam Mâlik'e göre ise, kıyas tercih edilir. (Bk. Gazzâli, age., 1/171; Ebû Yâ'lâ, age., III/889, 893-894; Serahsî, age., 1/340; Âmidî, age., ü/94 )
119 İmam Ebû Hanîfe, er-Risâle ilâ Osman el-Bettî, 66; İmam Şafiî, age.,387, 453
120 Ebû Davûd, Salât, 2; Tirmizî, Salât, 113; Ahmed b. Hanbel, 1/333; Tahâvi, 1/147; Dârakutnî, 1/147; Hâkim, 1/193
121 Cüveynî, Telhis, 11/927-929; Ebû'l-Hüseyin el-Basrî, age., 11/359; Tûfî, age., III/687-689
122 Cassas, Fusûl, III/161
_52______________________________________________.___________İslâm Fıkhı
11-Rivayetlerden kıyasa (genel kurallara) uygun olan tercih edilir, 12-İhtiyaten had ve cezalarda en hafifi alınır, 13-Müctehidlerin tercih ettiği alınır.123
ŞFarklı rivayetlerde tahsis, takyid gibi konular yoksa ve farklı zamanlarda söylenmiş, olup vurûd tarihleri (ö'ncelik-sonralık açısından) biliniyorsa sonraki öncekini nesh etti (hükmünü kaldırdı) denebilir.124
F-Müctehidlerin bazı hadislerle ameli terk etmelerinin sebepleri:
Selefimiz olan müctehid imamlar bazı hadislerle amel etmediler, bunun sebebi keyfîlik ya da hevâ ve hevese tâbi olmak şeklinde anlaşılması yanlıştır, bu konuda mezhep taasubuna kapılarak o temiz insanları karalamak doğru değildir.125 Bunun sebeplerini İbn Teymiyye (v.728/1327) (naslarla amel konusunda çok hassas olmasına rağmen) şöyle sıralar:
Genel olarak:
1-Hz. Peygamber'in bunu söylememiş, râvi hata etmiş ya da unutmuştur,
2-Bu sözle böyle bir mânâ kastedilmemiştir,
3-Bu hüküm mensuhtur, inancı etkili olmuştur.
Özel olarak bakıldığında:
1-Hadis, o müctehide ulaşmamıştır, zira bir müctehide bütün hadislerin ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle mezhep imamlarının noksanlıkları sonraki müctehidlerce tamamlanmış, bazen de tenkid edilmiştir.
2-Hadis ulaşmış olabilir, ancak sıhhatinde şüphe etmiştir,
3-Bâşka hadisleri ya da hadisi tercih etmiştir,
4-Haber-i vahid ile amel şartlan bulunmamış olabilir; meselâ, râvi-lerin adil, hafız, sika olması yanında, hadisin Kur'ân ve meşhur sünnete126 arz edilmesi/uygunluğu, râvinin fakih olması, umûmî belvâ (genelin problemi) cinsinden konularda Haber-i vahidle iktifa edilmemesi gibi,
5-Hadis kendisine ulaşmış, ancak unutmuş olabilir,
123 Tercih konusunda Fıkıh ve Hadis usûlü kitaplarında geniş bilgi bulunmaktadır. Bu konuda müstakil bir çalışma için bk. Abdüllatif Abdullah Azizülberzencî, et-Teâruz ve't-Tercîh beyne 'l-edilleti 'ş-şer 'iyye
124 Bk. Serahsî, Usûl, 12-26
125 Bu konuda maalesef bazı âlimler mezhep taassubu ile büyük İmamlara saldırmışlardır. Meselâ, İbn Ebî Şeybe Musannef'inde Kitabu'r-red alâ EbîHanîfe {Haza ma halefe bihi Ebû Hanîfe el-eser ellezî câe an Rasûlillah sallallahü aleyhi ve sellem) başlığı altında İmam Ebû Hanife'nin terk ettiği hadisleri toplamıştır, (bk. Musannef, VII/277 vd.) Buna değerli alim M.Zahid el-Kevserî en-Nüketü't-tarife fı't-tehaddüs an vürûdi İbn Ebî Şeybe ala Ebî Hanîfe adlı kitabında cevap vermekte ve amel etmemesinin sebeplerini zikretmektedir. Diğer İmamların da terk ettiği hadisler vardır, ancak hepsi bunu keyfilikten dolayı değil de bir takım tenkid/ictihad sebeplerinden dolayı terk etmişlerdir. Onların ilmî üstünlükleri ve ahlâkî güvenilirlikleri konusunda ümmetin ittifakı vardır.
126 Hanefîlerin meşhur sünnet dediği herkesin kabul ettiği haberlerdir. Mâlikîlerde bu durum, Kur'ân'a ve Medine ehlinin ameline uygun olması olarak gözükür. (Geniş bilgi için bk. Ahmed Muhammed Nurseyf, Amelü ehli'l-Medîne); Aslında umûmi belvâ ile Medînelilerin ameli aynı anlamlan ifade eder. (Örnek için bk. İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid, 1/137, 190)
M&nRkhı
6-Hadisin delâletini/işaretini anlamamış olabilir, 7-Hadisin bu konuya delâlet etmediğine inanması, 8-ŞariİH nastaki muradının bu olmadığına dair başka bir delil bulması; lafzın tahsisi ve mutlakın tâkyîdi gibi, 9-NasJardan çıkan temel kaidelere/kurallara aykırı olması, 10-Haber-i vahidin Kur'ân'ın umûm lafzını tahsis edemez inancı,127 11-Haber-i vahid ne zaman zan, zann-ı galib ya da ilim ifade eder ko-i ihtilaf bu konuda etkili olmuş olabilir.128
G-'Saffih hadis benim mezhebimdir' sözünün anlamı:
Bu söz bütün müctehid İmamlardan nakledilmiş ve bazı mutaasıplar Hariç sonraki tabileri tarafından kabul edilmiştir:
Sahih bir hadis oÇır da mezhebin görüşüne aykırı olursa, (te 'vil, nesh we tercih ihtimali olmadığında) o hadisle amel edilir ve mezhep bu olur.129
Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, bu şekilde amel fet-'waHctihad derecesinde olan kişiler için geçerli olmasıdır:
A'meş (v. 148/765), Ebû Hanîfe'nin yarımdayken birisi geldi ve soru sor-da. A'meş, "Ey Nûmân, bu konuda konuşl" deyince o da cevap verdi. A'meş,
"Bunu nerden bildin!" diye sorunca o: "senin rivayet ettiğin hadisten" dedi. Bunun üzerine A'meş, "bizler eczacı, sizler doktorsunuz" dedi.130
Süfyan es-Sevrî (v. 161/777) dedi ki: "Öyle hadisler var ki onunla a-
Süfyan b. Uyeyne (v.198/813) dedi ki: "Alim her hadise hakkını ve-rrndir/doğru istinbat edendir."132
Abdullah b. Vehb (v.197/812) dedi ki: "Üçyüz altmış alimle karşılaş-am. Mâlik b. Enes (v. 179/795) ve Ley s b. Sa'd (v. 175/791) olmasaydı ilimde yolumu şaşırırdım." Ona: "Bu nasıl olur?" denilince şöyle cevap verdi: ""Birçok hadis topladım ve hangisiyle amel edeceğimi şaşırdım. Onları İmam Mâlik'e ve Leys b. Sa'd'a arzedince, onlar da bana, "Bunu al, bunu bırak" dıyorlardu" m
Vekf (v. 196/811) dedi ki: "Ey gençler, hadisin fıkhını anlayınl"™
Ahmed b. Hanbel dedi ki: "Bir kimsenin elinde, içinde Rasûlullah'ın hadisleriyle, sahabe ve tâbiûnun ihtilafları bulunan bir kitap varsa, ilim ehline bunlardan hangisinin kabul edileceğini sorup da, böylece sahih bir hü-
127 Zira Hanefîlere göre umum lafız kat'îlik ifade eder, tahsis olması için kuvvet yönünden daha üstün ya da benzer başka bir nas bulunması lazım. Ancak Şâfiîlere göre umum lafız zan ifade eder. (Bk. İmam Şafiî, Risale 58-61; Cessas, el-Fusûlfi'l-usûl 1/111; Serahsî, Usûl 1/132)
128 Bk. İbn Teymiyye, Refu'l-Melâm an Eimmeti'l-A 'lam, 11-138
129 Kerhî, Usûl, md.29; Nevevî, Mecmu', 1/63-64; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1/46
130 Hatîb el-Bağdâdî, el-Fakîh ve'l-Mütefakkih, 11/163
131 İbn Receb, Şerhu İleli't-Tirmizî, 1/29
132 İbn Abdilber, Câmiu Beyânı'l-İlm, 11/816
133 İbn Hıbbân, Mecrûhîn, 1/42; Kâdi Iyaz, Tertîbü'l-Medârik, U/427
134 Hatîb el-Bağdâdî, age., 11/161-162
_54_______________________________________________.___________İslâm Fıkhı
kümle amel etmedikçe, o kimsenin istediğiyle amel etmesi, dilediğini tecih edip onunla hüküm vermesi ve amel etmesi caiz değildir."135
H-İslâm fıkhında mezhepler*.
Mezhepler, İslâm Hukuk Tarihinin tedvin döneminde doğmuştur. Aralarındaki İhtilâf, genellikle sahabe arasındaki ihtilâftan kaynaklanmaktadır:
1-Zira sahabeden biri Rasûlullah'tan (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) bir hüküm dinler, ama bir başkası duymadığı için ictihadla amel eder. Bu ictihad hadise uygun olabilir veya hadisi duyunca görüşünden döner ya da (hadisin ona sağlam yoldan ulaşmaması gibi sebeplerle) görüşüyle amel etmeye devam eder, bu ihtimaller yanında ona söz konusu hadis hiç ulaşmayabilir,
2-Sahabe Rasûlullah'ın bir amelini görür; bazısı ibadet olmasına, diğerleri de mübahlılığına^hamledebilirler,
3-Râvi haberi unutabilir,
4-Ezberde farklılık olabilir,
5-İlletini anlamada farklılık olabilir,
6-İki farklı hükmü cem ya da tercihdeki farklılıklar gibi ihtilaflardan mezheplerin(ekollerin) görüşleri doğdu.
Onların farklı görüşleri tâbiûna geçti, onlar da bu sözleri ezberlediler ve uygun olanlarla amel ettiler. Tedvin döneminde ise mezhep imamları; müsned ve mürsel hadisler yoksa ya da rivayetler muhtelif ise sahabe kavli ile amel ettiler, sahabe ve tâbiûn kavli farklı olduğunda ise kendi hocalarının görüşünü tercih ettiler.'36
Görüşlerin mezhep haline gelmesi kolay değildir, bunun için:
1-Çok sağlam metodlar/esaslar olmalıdır,
2-Ulemâ tarafından kabul edilmelidir,
3-Kendisinden sonra güçlü talebeleri bulunmalıdır,
4-Belli bir tenkid süzgecinden geçmelidir,
5-Ümmet tarafından kabul edilmelidir.
Mezhep İmamları dışında Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 148/765), Süfyan es-Sevrî (v. 161/777), Evzaî (v. 157/774) gibi yüzlerce müctehid bulunmaktaydı. Ancak bu âlimler görüşlerini bir mezhep disiplini altında top-lamadılar.
Müctehid seviyesinde olmayan kişi, mezheplerden birisine tâbi olmalı ve mezhebin delillerim incelemelidir. Diğer mezheplerin görüşlerini ise zaruret halinde ya da bir bütün olarak bir ameli alarak veya görüşlerin delillerini inceleyerek birini taklit edebilir, ama bunlar bir mezhep olarak yayılmaz.137
Rıfat ORAL
135 İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-Muvakkıîn, 1/44
136 Dehlevî, el-İnsâffi beyânı esbâbi'l-ihtilûf, 15-36
137
İbn Âbidîn, age., 1/51-53
İslâm Fıkhı_____________________________________•_____________'_______5İ5
İBÂDET FIKHINDA SÜNNETİN ROLÜ İSLÂM FIKHINDA İBÂDET
İbadet kavramını, Allah'a kulluk olarak düşünürsek bir Müslümanın ioğumundan ölümüne kadar bütün hayatını kapsadığı görülür. Ancak bazı .İBadetlerin özel şekilleri vardır. Bu yönüyle ibadetler iki kısma ayrılır:
a-Genel İbâdet: Allah için yapılan İslâm'a uygun her hareket (sevap uzandıran herşey),
b-Özel İbâdet: Kur'ân ve Sünnet'te şekli/sınırlan açıklanan uygulamalar; namaz, oruç vb.
İBÂDET SINIRLARI VE ŞEKİLLERİNİ TESBİTTE NASLARIN BAĞLAYICILIĞI
İbadet konusu özelde taabbudî konulardan olduğu için akılla tesbit edilemez, mutlaka Allah ve Rasûlü'nden açıklama bulunmalıdır. Zira bu bölüm kıyas/ictihad sahasının en dar olduğu konulardır. Ancak naslan anlamada ietihad kaideleri işletilir. Naslann büyük çoğunluğu ibadetler konusunda görülür.
İBÂDET FIKHINDA SÜNNET VE İCTİHAD
Özelde ibadet fıkhının konulan: |
|
1-Temizlik, |
6-Oruç, |
2-Abdest, |
7-Zekât, |
3-Gusül, |
8-Hac, |
4-Teyemmüm, |
9-Kurban... |
5-Namaz, |
|
Müctehid İmamlarımız naslan anlama konusunda mükemmel çalışmalar yaptılar ve usûller geliştirdiler. Onlann naslan anlama ve hayata aksettirmelerinde iki çalışma görülür:
1-Bütüncül (küllî) bakış: Bu bakış açısıyla söz konusu ibadetin İslâm İbadet Fıkhındaki yeri ya da ibadetin bir parçasının söz konusu ibadetteki yeri tesbit edilir.
2-Parçacı (cüz'î) bakış: Bununla söz konusu ibadet ya da ibadetin bir parçası ile ilgili naslar tek tek incelenir ve anlamı doğru tesbit edilmeye çalışılır.
§Bu çalışmalar belli metodlar/esaslar işletilerek yapılır ki bunlar önceki makalede anlatıldı. Meselâ, Allah Teâlâ abdestle ilgili âyette buyurur ki:
'Ey iman edenler, namaz kılmaya kalktığınızda (abdestiniz yoksa), yüzünüzü ve ellerinizi dirseklere kadar yıkayınız, başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklara (aşık kemik/erine) kadar yıkayınız...' (Mâide sûresi 5/6)
Burada dört emir vardır: Ellerin dirseklere kadar ve yüzün yıkanması, başın mesh edilmesi ve ayaklann yıkanması.
56 . İslâm'Fıkhı
Bu âyetin anlamından Sünnet'ten138 de yararlanarak şu sorular akla gelebilir:
1-Abdest müstakil bir ibadet mi yoksa başka ibadetlerin olmazsa olmaz bir parçası mı?
2-&ollan yıkamada dirsekler emre dahil mi?
3-Ağzın ve burnun içi yüzün yıkanması emrine dahil mi?
3-Sakallann üzerini yıkamak yeterli mi yoksa su, altındaki deriye geçmeli mi?
4-Başın neresi ve ne kadarı mesh edilmeli?
5-Kulaklar başın meshi emrine dahil mi?
6-Ayaklardaki topuk (aşık) kemikleri yıkamaya dahil mi?
7-Âyetteki tertip farz mı?
8-Abdest alırken peş peşe olması şart mı, aralık vermek caiz mi?..
Söz konusu sorulara Allah ve Rasûlü'nün muradına uygun cevap vermek gerekir. Bu da ictihad denilen titiz/sistemli hukukî çalışmalar ister. Hadisleri okurken müctehid imamların görüşlerine müracaat edildi, çünkü selefimiz bu konuda çok başarılı olmuş ve güçlü eserler vermiştir.139 n^ QRAL
138 İslâm fıkhında sünnet, hem hadislerden çıkan İslâmî hayat tarzının adıdır. Hem de farz ve vâcib emirler yanında Rasûlullah'ın tavsiyelerini içeren hükümlerdir. Bu bağlamda Sünnet iki kısımda incelenir:
1-Sünnet-i hüdâ: Terki günah/hata ve mekruhtur; cemâatle namaz, ezan ve kamet gibi...
2-Sünnet-i zevâid: Terki günah/hata değildir, ancak tabi olmak efdaldir; Rasûlullah'ın giymesi, yemesi ve oturması gibi tabiî hareketleridir.
Kuvvetli sünnet, Rasûlullah'ın hareketlerinde süreklilik arz edenlerdir ve bunlar vacibe yakındır. Sürekli olmayanlar ise mendûb ve müstehab olarak isimlendirilirler. (Bk. İbn Âbidîn, age., 1/70)
139 Mezheplerin doğuşu ile İslâm fıkhında tedvin dönemi başlamış ve temel esaslarla birlikte fer'î konularda teknik ve metodolojik bir disiplin sağlanmıştır. Fıkıh mezheplerinin temel eserlerini bilmek ve onlara ulaşmak bu çalışmada bize doğru bilgi kazandıracaktır.
♦Hanefî Mezhebi: Bu mezhep İmam Ebû Hanîfe (v. 150/767) ile birlikte İmam Ebû Yûsuf (v.182/798) ve Muhammed'in (v.189/805) görüşlerinden oluşmaktadır. Üç İmamın ilk dönem ictihadlannın çoğunu bize İmam Muhammed aktarmıştır. Mezhebin tedvini yönüyle onun yeri tartışılmaz ve eserlerinin bir kısmı da bize tevatür yoluyla ulaşmıştır ki bunlara Zahiru 'r-Rivaye denilir; üç İmamın görüşlerini ihtiva eden bu içtihatlar altı eserde toplanmıştır: el-Asl (el-Mebsût); el-Camiu's-Sağîr; el-Camiu'l-Kebîr; es-Styeru's-Sağîr; es-Siyeru'l-Kebîrve Ziyâdat
§ Bunlar dışında İmam Ebû Hanîfe ve öğrencilerinin diğer görüşleri bize tevatür yoluyla ulaşmamıştır ki bunlara Nadiru'r-Rivaye denmektedir imam Ebû Yusuf un eserleri; el-Âsar; Kitabü'l-Harac; İhtilâfu Ebî Hanife ve'bni Ebî Leylâ... İmam Muhammed'in eserleri; Ziyâdatü'z-Ziyâdat; el-Âsar; el-Hücce alâ Ehli'l-MaEne: Bu konuda başka çalışmalar da vardır, meselâ Keysaniyyat, Harûniyyat, Cürcaruyyat gibi ...
§İmam Ebû Hanîfe'nin öğrencilerinden sonra gelen fakihlerin görüşleri de Vâkıat, Nevazil veya Fetava adı altında toplanmıştır. (Bk. Serahsî , Şerhu's-Siyeri'l-Kebîr, 1/3; İbn Abidîn; Ukûdu resmi'I müftil6-17)
* Mâliki Mezhebi: Temel eserleri iki kısımdır:
A-Rivâyetler: Bunlar İmam Mâlik'in (v. 175/795) kendi rivayet ve görüşleridir; Muvatta; el-Müdevvene, (Bu eserde Sehnûn b. Saîd (v.240/854) İmam Mâlik'in görüşlerini Abdurrahman b. el-Kasım (v. 191/807) yoluyla zikretmektedir), bu eserde 26.000 mesele vardır.
B--Kaviller. Mezhepte İmam Mâlik dışında diğer fakihlerin görüşleridir ki bunların ba-
Fıkhı • ' 57
landa İbnu'l-Kasım gelmektedir. (Bk. Muhammed el-Hudarî, Tarîhu't-Teşrîi'l-İslâmî, 205, 207)
* Şafiî Mezhebi: Temel eserleri üç kısımdır:
A-Kaville'r. İmam Şafiî'nin (v.2Q4/820) rivayet ve görüşleri; el-Müsned (Rabî b. Süleyman) (v.270/883) rivayetleri); es-Sünenü'1-Me'sûra (Müzenî) (v.246/877) rivayetleri); d-Ümm, (Rabî b, Süleyman, İbn Carûd ve Buveytî rivayetleri )...
B-Vecihler. Mezhepteki diğer fakihlerin tahric ettiği görüşler.
C-Tarikler. Mezhepteki diğer fakihlerin ihtilaflı olan rivayetleri ve fetvaları , *U—lı d) tJ**. j ovy gibi ... (Bk. Nevevî, Mecmu', II65-66)
* Hanbelî Mezhebi: Temel eserleri üç kısımdır:
A-Rivâyetler: İmam Ahmed b. Hanbel'e (v.241/855) ait rivayet ve görüşler; Müsned we Mesâilü'1-İmam Ahmed b. Hanbel (Oğlu Ebü'1-Fazl Salih (v.266/879) rivayetleri)...
B-Tenbihler. Açıkça Ahmed b. Hanbel'e nisbet edilmeyen görüşler. Bu görüşler üzerine yeni hükümler bina edilmiştir.
C-Vecihler: Mezhepteki diğer fakihlerin görüşleridir. (Bk. İbnü'l-Kayyim , age., 1/39; O» Kudame el-Makdisi, eş-Şerhu'l-Kebîr (el-Muğnî ile birlikte), 1/4)
§ Temel eserlerden sonra yapılan bazı çalışmalar.
*Hanefî Mezhebi: el-Mebsût - İmam Serahsî (v.483/1090) (Zahiru'r-rivâye kitapları fabul edilen İmam Muhammed'in altı kitabını el-Hakimü'ş-şehîd el-Kâfi adlı eserinde muh-ttoar olarak birleştirdi ve Serahsî de bunu el-Mebsût adıyla şerhetti.); Bedaiu's-Sanaî -Kâsanî (v.587/1191); el-Hidâye -Merğınanî (v.593/1197); el-Muhtasar-(Kudûn (v.428/1037) bcüii ve bazı konularda el-Camiu's-Sağîr şerhi); el-lhtiyar - Mevsılî (v.683/1284) (Muhtar ■cini şerhi); Tebyînü'l-Hakâık - Zeylaî (v.743/1343) (Kenz metni şerhi); Nasbu'r-Râye -Zeylaî (el-Hidâye Hadislerinin tahrîri); Fethu'l- Kadîr - İbnü'l-Hümam (v.861/1457) (el-Hidâye şerhi); el-Bahru'r-Raik - İbn Nüceym (v.970/1562) (Kenz metni şerhi); Fethu Babi'l-
butye- Aliyyü'l Kârî(v. 1041/1605) (Nukaye metni şerhi); Reddü'l-Muhtar ale'dDürri'l-Muhtar-lbn Âbidîn (v.1252/1836) (Timurtaşî'nin (v.1004/1595)Tenvîru'l-ebsar kitabına
Alââddîn Haskefî'nin (v. 1058/1677) yazdığı ed-Dürrü'1-muhtar şerhine İbn Âbidîn haşiyesi); el-Lübab - Meydanı (v.1289/1881) (Kudûrî metni şerhi)...
*Mâlikî Mezhebi: el-îstizkâr - İbn Abdilber (v.463/1081) (Muvatta'ın fıkhî açıdan şerhi); Ayrıca İbn Abdilbberr'in Muvatta'ın Hadis yönünü inceleyen et-Temhîd isimli bir çalışması da vardır; el-Beyan ve't-Tahsîl - Ebu Velîd İbn Rüşd (v.520/1126) (Fetva kitabı); Bidayetü'l-Müctehid - İbn Rüşd (el-Hafid) (v.595/1119) (En kısa mukayeseli kitabı); Haşiyetü'd-Desûkî ale'ş-Şerhi'l-Kebîr - Desûkı (v.1230/1815) (Muhtasara'1-Halîl şerhine haşiye çalışması); el-Furûk - Karafi (v.684/1285) (Fıkhî ıstılahlar arasındaki farklı mânâlar ansiklopedisi)...
*Şâfiî Mezhebi: el-Havi'l-Kebîr - İbn Habîb el-Maverdî (v.450/1058) (Ahkâmü's-Sultaniye sahibinin Muhtasara'1-Müzenî şerhi); el-Vasît - İmam Gazzalî (v.505/1111); eş-Şerhu'l-Kebîr -İmam Rafiî (v.623/1226) (Bir diğer adı el-Fethu'l Aziz fi Şerhi'l- vecîz li'l-Gazzalî'dir.); Mecmu', - İmam Nevevî (v.679/1277) (el-Mühezzeb şerhi); Ravzatü't-Talibîn -Nevevi (Rafiî'nin eş-Şerhu'1-Kebir kitabının hülasası); Tashîhu't-tenbîh - Nevevi (et-Tenbîh metnindeki bazı görüşlerin tashihi); el-Bedru'l-Münîr fi Tahrîci'ş-Şerhi'l-Kebîr li'r-Rafiî -İbn MUlakkın (v.804/1401); Şerhu't-tenbîh li'ş-Şirazî- Suyûtî (v.911/1505); Muğni'l-muhtac
- Şirbînî (v.977/11570) (Şerhu'l-Minhac li'1-Nevevî); Nihayetü'l-muhtac-Şemsü'd-dîn er-Ramlî (v.1004/1595) (Şerhu'l-Minhac li'n-Nevevî)...
*Hanbelî Mezhebi: el-Muğnî - Ebû Muhammed İbn Kudame el-Makdisî (v.620/1223) (el-Hırakî (v.324/936) metni şerhi); eş-Şerhu'l-kebîr - Şemsüddîn İbn Kudame el-Makdisî (v.682/1283) el-Muğnî sahibinin talebesinin el-Muknî şerhi); Mecmûu'l -Fetâva - İbn Teymiyye (v.728/1328); el-Furû - Şemsüddîn İbn Müflıh (v.763/1362); Şerh alâ Metni'l-Hırakî- Zerkeşî (v.772/1370); el-Mübdî- Ebû İshak İbn Müflıh (v.884/1479)...
*Zahirî Mezhebi: el-Muhallâ - İbn Hazm (v.456/1062)
*Zeydî Mezhebi: Sübülü's-selâm - San'ânî (v.l 182/1768); es-Seylü'l-cerrar -Şevkânî(v.l250/1832)...
58 İslâm Fıkhı
*Yeni Eserler. Hukuku İslâmiye Kamusu- Ömer Marta iihek lamm ümkuku ve Fıkıh ıstılahları Kamusu - Elmalılı Hamdı Yazır; lfınfîrtfTM IhııiMıııî mf fMfaf fıflıııfjî sevbihi'l-cedîd - Mustafa Zerka; Buhûsün mukaranetmm JFpHıtıÛaMf — Fc*i Düreynî; Yes'elûnekefi'd-dîn - Ahmed eş-Şerabâsî...
İBADET FIKHI
1. İBÂDET ÖNCESİ TEMİZLİK
a)- SULAR VE İLGİLİ HÜKÜMLER
• Suların Temizleyici Özelliği: Deniz ve Kuyu Suları
• Su Bulunmadığında Şıra İle Temizlik
• Karı ve Kocanın Aynı Kaptan Gusül Alması ve Kabın Temiz Kalması
• Kendisiyle Abdest Alman Suyun Temizleyici Değil de SadeceTemiz Kalması
• Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenmenin Yasaklanması
• Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenme Yasağının Kalkması
• Temiz Bir Madde İle Karışmış Suyun Hükmü
• Kendisine Necaset Bulaşmış Su ve Büdâa Kuyusunun Durumu
• Yırtıcı Olan ve Olmayan Hayvanların İçtiği Sular, Kulleteyn (Bir Varillik Su) Hadisi
• Durgun Suya İdrar Yapmak, Bundan Alman Abdest ve Guslün Hükmü
• Köpeğin Artığı Olan Su ve Hükmü
• Kedinin Artığı ve Hükmü
60_________________________________________________________İbâdet Fıkhı
A. İBÂDET FIKHI ' 1.İBÂDET ÖNCESİ TEMİZLİK
Allah Teâlâ buyurdu:
'....Şüphesiz Allah; tevbe edenleri sever, (ayrıca) temizlenenleri de sever.' (Bakara 2/222)
(İslâm'da temizlik önemlidir ve bu konuda temel kaynak sudur. Suyu yarattığı için Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Çünkü o, temizlik ve hayat kaynağımızdır. İnsanlar su ihtiyacını hem karadaki ve hem de denizdeki sulardan giderirler. İslâm'da temizlik ve içmek için kulandan kuyu, kaynak, nehir, göl ve deniz suları hakkında çeşiti düzenlemeler bulunmaktadır.
İbadet öncesi temizlik, su ile yapılır, ancak su bulunmazsa toprakla yapılır.)
Allah Teâlâ buyurdu:
"Ey İman edenler! Namaz kılmaya kalktığınızda (abdestiniz yoksa); yüzünüzü, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklara (aşık kemiklerine) kadar yıkayın. Eğer cünüp olduysanız iyice temizlenin/yıkanın. (Ancak) siz hasta ya da yolculukta veya sizden biri hacet yerinden gelmiş yahut da kadınlara dokunmuşsanız/beraber olmuşsanız ve su da bulamadıysanız, bu durumda temiz toprağa yönelin/teyemmüm yapın; (onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi mesh edin. Allah size zorluk çıkartmak istemez, ancak sizi temizlemek ve nimetini tamamlamak ister ki siz de belki şükredersiniz." (Mâide 5/6)
a)- SULAR VE İLGİLİ HÜKÜMLER * Suların Temizleyici Özelliği: Deniz ve Kuyu Suları
Allah Teâlâ buyurdu:
'O (Allah), kendi rahmeti ile birlikte rüzgârı (yağmuru) müjdeci olarak gönderendir. Biz gökten (sizin için böyle) temiz/temizleyici su indirdik.' (Furkan 25/48)
Allah Teâlâ buyurdu:
'Deniz avı ve oradan elde edilen diğer yiyecekler hem size, hem de yolculara helâl kılındı. (Ancak) îhramlı olduğunuzda, kara avı size haram kılındı. Huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı dürüst/takva sahibi olun.' (Mâide 5/96)
62________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
1/309-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahuanh>:m
(Müdlic kabilesinden)141 biri Rasûlullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) sordu:
'Biz denizde yolculuk yapıyor ve yanımıza az miktarda su alıyoruz. Eğer onunla ab'dest alsak susuz kalırız. Deniz suyuyla abdest alabilir miyiz?' Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Dçniz; suyu temizleyici ve ölüsü helâl olan (mekân)dır."
§Aynı sahabiden başka tarikle gelen rivayet:
Bazı kişiler Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) yanına geldiler ve dediler ki:
'Biz denizde çok uzaklara gidiyor ve yanımıza ancak bir ya da iki kova su alıyoruz. Yakınlarda av bulamadığımız için uzaklara yolculuk yapıyo-
J ö>'j^> 'j- iuc cii- üL y\ £%■
Sahih: Müsned, 11/361, H.no:8720; İkinci rivayet: 11/378, H.no:8898; Benzer rivayetler için bk.II/237, H.no:7232; 11/392-393, H.no:9075; Mâlik, Taharet, 12; Sayd, 12; Ebû Dâvûd, Taharet, 41, H.no:83; Tirmizî, Taharet, 52, H.no:69 (Tirmizî, hadis hakkında "hasen-sahih" hükmünü verdikten sonra "Deniz suyu ile abdest almayı mekruh gören sahabeye örnek verir: Abdullah b. Ömer ve Abdullah b.Amr (Radıyallahü anhiimâ); Nesâî, Taharet, 47, H.no:59; Miyâh, 4, H.no:331; Sayd, 35, H.no:4347; İbn Mâce, Taharet, 38, H.no:386; Sayd, 18, H.no:3246; İbn Huzeyme, 1/59, H.no:lll; Dârimî, Vudû', 53, H.no:734-735; Sayd, 6, H.no:2017.
İbn Hacer ahkâm hadislerini derlediği eserinde İbn Ebî Şeybe'nin lafzı ile verdiği hadisi İbn Huzeyme ve Tirmizî'nin sahih saydıklarını söyler. Eserini şerh eden San'ânî ise İbn Hacer'in Telhîs'ta dokuz tarikle bu hadise yer verdiğini ve her birinin de eleştiriden payını aldığını fakat hadislerin sahih olarak âlimler tarafından kabul gördüğünü belirtir. İbn Abdilber, İbn Mende, İbnü'l-Münzir ve Beğavî hadisi sahih saymışlardır. Bk. Sübülü's-selâm, 1/35-37; Abdullah b. Muğîre. Câbir b. Abdullah ve İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhüm) şahidi ^
için bk. 2-4/310-312.hadisler.
Ayrıca Heysemî, hadisin Taberânî tarafından Abdullah el-Müdlicî ve el-Arakî'den j*
(Radıyallahü anhiimâ) nakledilen rivayetlere yer vermiştir. Bk.Mecma', 1/215. Bennâ, Humeydî'nin, imam Şafiî'den "Bu hadis Taharet ilminin yarısıdır" sözünü naklettiğini ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/202.
Hadisin şâhidleri:
a-Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 3/311.hadis
b-İbnü'1-Firâsî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 38, H.no:387;
c-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hâkim, 17237, H.no:490 (Müslim'in şartına/râvisine göre sahihtir); Dârekutnî, "doğrusu, mevkuf oluşunudur" der. Bk. Sünen, 1/35.
d-Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Hâkim, 1/240, H.no:499; Dârekutnî, Sü- f
nen, 1/35. _ '
e-Abdullah b. Amr b. Âs'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Hakim, 1/240, H.no: 501; Dârekutnî, Sünen, 1/35, 37.
f-Hz.Ebû Bekir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, Sünen, 1/34.
g-Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, Sünen, 1/35.
h-Abdullah el-Müdlicî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Heysemî, hadisi Taberânî'nin Kebir'ine nisbet eder ve senedindeki Abdulcebbâr b. Ömer'e dikkât çekerek 1
Buhârî ve Nesâî'nin zayıf, İbn Sa'd'ın sika saydığını söyler. Bk. Mecma', 1/215.
i-el-Arakî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Heysemî, hadisi Taberânî'nin Kebir'ine nisbet eder ve isnadının hasen olduğunu söyler. Bk. Mecma', 1/215. u
141 Bu sahabînin kabilesi ile ilgili bk. H.no: 2/310
i
■ıjııar ■■■-. : z" Hükümler • 63
:z suyuyla abdest alabilir miyiz?' Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) . :rdu: E. e:, (çünkü) deniz, suyu temizleyici ve ölüsü helâl olan (mekân) dır."
2/310-Abdullah b. Muğîre b. Ebû Bürde el-Kinânî'den:142
Müdlic kabilesinden bazıları (Radıyaliahü anhum); avlanmak için denizde layıklanyla yolculuk yaptıklarını, yanlarına çok az içme suyu aldıklarını ve iradileri denizdeyken namaz vaktinin de girdiğini anlatıyorlardı. Bu durumu Rjsolullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) arz ettiler ve dediler ki:
'Eğer (içme) suyumuzla abdest alırsak susuz kalırız, ama deniz suyuyla abdest alırsak, bu abdest hakkında da (tuzlu ve kötü kokulu olduğu için) içimize şüphe giriyor.' Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) onlara şöyle dedi:
"Deniz; suyu temizleyici ve ölüsü helâl olan (mekân)dır."
3/311-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaliahü anhy.143
Sened:
Sahih: Müsned, V/365, H.no:22990; Heysemî râvilerinin sika olduğunu belirtmiştir. Bk.Mecma', 1/215. Hadisin şâhidleri için l/309.hadise bk.
143
143
Sened: p—i. 'J> «in '■£* ^i J) jıi fj* ^ Js. ^ 'j '&*L\ ^i-f ji£ıı J
ı J
t üii.
Sahih: Müsned, III/373, H.no: 14952; İbn Mâce, Taharet, 38, H.no:388; İbn Mâce hadisi iki isnadla verir. Birincisinde Ahmed b. Hanbel hocasının hocası; ikinci senedinde ise hocasının hocasının hocası olarak görülmektedir.
İSİ J»Jl Y4f- j^U\ y. JÛî J*3\ s&'j-'yL. 'fX,j üj. *Ul ji* 'Ji\ 01 ^ Jji- 'J, ili-î 13İİ- ^J 'J, ili^ 13İİ-
;^ -jr'jl 'fLj 4i. Jiı J^ ^Sı öf«, jş- 'j iı^f ıâi- ^ü^iiı ^üjı ^ ^ oâi. ix ^ ^jjı ^ jıî
İshâk b. Hâzım'ın hadislerinden birer tane Ahmed b. Hanbel ve Ebû Dâvûd, ikisini de İbn Mâce rivayet eder. Ebu'l-Kâsım b. Ebi'z-Zinâd'ın ise İbn Mâce bir, Ahmed b. Hanbel yedi hadisini nakleder. "Hadis, İshâk b. Hazım ve Ebu'l-Kâsım b. Ebi'z-Zinâd sebebiyle hasendir" diyen Müsned muharrici Hamza Ahmed ez-Zeyn'in delili yoktur. Râvilerin her ikisi de sika-
j64________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
Hz. Peygamber'in (Sqiiaiiaha aleyhi ve seiiem) deniz hakkındaki şu sözü nakledildi:
"Deniz; suyu temizleyici ve ölüsü helâl olan bir (mekândır.)"
4/312-Mûsâb. Seleme'den:144
Sinan b. Seleme, İbn Abbas'a (Radıyaiiaha anhamâ) ''deniz suyunun' hükmünü sordu, o da şöyle dedi:
'Deniz; suyu temizleyici olan (mekân)dır.'
dır. İshâk b. Hazım için bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no:293; 6785; Ebu'l-Kâsım b. Ebi'z-Zinâd için İbn Hacer "bir beis yok" der. Zehebî ise sika sayıldığını söyler. Bk.Takrtb, Trc. no:8310; Kâşif, Trc. no:6785; İbnü's-Seken: "Câbir'in (Radıyallahü anh) hadisi bu konudaki rivayetlerin en kuvvetlisi, delil getirilmeye daha uygun olanıdır" der. Bk. Bülûğu'l-emânî, 1/203;
Ayrıca hadisin şâhidleri için de bk. l/309.hadis. ı44Sened: fı3ı J X~A LL 'J, SıÜ-u&i. oıii tiii
Sahih: Müsned, 1/279, H.no:2518. Heysemî, râvilerinin sahih hadis ricali olduğunu belirtir. BkMecma', 1/215-216. Heysemî, hadisin Bezzâr tarafından naklini de verdikten sonra râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını ifade eder. Bk.Mecma', 1/216. Hadisin şâhidleri için l/309.hadise bk.
Bennâ hadisin şerhinde: "Bu hadis menâkıb bahsinin İbn Abbas'ın (Radıyallahü anhümâ) tercüme-i hâlinde tekrar edilecektir" demiştir. Ancak tasarladığı/düşündüğü gibi bu gerçekleşmemiş. Çünkü Bennâ uzun olan bu hadisi konulara göre bölmüş ve tertibinde sadece hadisin baş kısmını almış, hadisin ortasını ise şerhinde (bk.Bülûğu 'l-emânî, Xm/46-47) ihmâl ettiğini farkederek bu kısmın da metnini vermiş ve ilgili bölümlere göndermede bulunmuştur:
a-Hadisin baş tarafı: Hedy ve Kurban bahsinde 28/405O_hadiste, b-Hadisin ortası: Hac konusu 22/3587, 26/3591-hadislerde ve Cenâiz bölümü 278/2897, 285/2904. hadislerde zikredilecektir. c-Son bölümü ise bu hadiste verildi. İbn Abbas'ın diğer fetvaları için bk. Menâkıb bölta* 265-266/10691-10692.hadisler.
juiıııar * İgü Hükümler ________________________________•________65
5/313-(z.) Hz. Ali (RadıyallaM anh)H5 RaSÛlullah'in (Sallallahii aleyhi ve sellem)
.-.::p. haccın vasfını146 anlattıktan sonra dedi ki:
'Rasûlullah (SaiiaUaha aleyhi ve sellem) ifâda tavafı147 yaptı ve içi zemzem siyayla dolu bir kap-istedi. Ondan içti, abdest aldı. Sonra:
îUk Müsned, 1/76, H.no:564; Benzer rivayetler için bk. 1/75-76, H.no:562; 1/157, «■Um: 1347; 1/72, H.no:525; Tirmizî, Hac, 54, H.no:885;
İbo Abbas'tan (Radıyallahü anhUmâ) şahidi için bk. Müsned, 1/372, H.no:3527; 1/248, «JBE2227;
CSbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.Müslim, Hac, 147; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56, mMw:1905: İbn Mâce, Menâsik, 84, H.no:3074; Dârimî, Menâsik, 34, H.no:1857;
Amir Hasan Sabri zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde aitaamez. Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu, bu anlamda Buhârî ve Müslim'in Sa-tait Terinde rivayetlerinin bulunduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu 'l-emânî, XI/86.
Bu hadisin tamamı hac bahsinin Allah Rasûlü'nün (Sallallahii aleyhi ve sellem) haccı MifiiinBode 65/3630.hadiste zikredilecektir. Ayrıca benzer bir metin için bir sonraki hadise bk. """ Jjaccı vasfettiği rivayet:
VkMüsned, 1/81, H.no:613 (Bu rivayet Müslim b. Hâlid ez-Zencî (v.180/796)
leıkefciyle zayıftır. Bu zat Şafiî'nin fıkıh hocalarından biridir. Saduktur. Rivâyetlerindeki hata
"» ıslatın çokluğu sebebiyle Ebû Dâvûd zayıf sayar. Şâfı, Müsedded ve Humeydî gibi âlimler
..aticisinden hadis almıştır. Bk. Zehebî, Kâşif, Trc. no:5413; İbn Hacer, Takrîb, Trc. no:6625;
~rnİ7Î ve Dârimî bir, Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce yedi, Ahmed b. Hanbel ise 14 rivayetini
■aueder. Ebû Dâvûd, Müslim b. Hâlid ez-Zencî'nin adı geçen iki hadisinin bu râvinin
-=«:ilığı sebebiyle kuvvetli olmadığını söyler. Bk.Sünen, Şehru Ramazân, 1, H.no:1377;
■taya', 71, H.no:3510; Ancak diğer rivayetler bu senedi kuvvetlendirmektedir).
66 Sular ve İlgili Hükümler
"Ey Abdülmuttalip oğulları, zemzem suyunu (kuyudan) siz çekin ve getirin. Eğer insanların kuyuya üşüşüp (zemzem dağıtmayı elinizden alacaklarından) korkmasam bizzat kendim (gider ve) kuyudan alırdım" dedi.
AÇIKLAMA
Sır ile ilgili farklı hükümler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:
1-Mutlak sular; deniz, göl, ırmak, pınar, kuyu ve yağmur sulan temizdir ve temizleyicidir.
2-Sadece suda yaşayan hayvanların ölüsü helâldir. Ancak Hanefi mezhebine göre, denizde yaşayanlardan balık dışındakiler helâl değildir ve balıklar da ancak dış bir etkiyle ölürse yenebilir. Mâlikilere göre denizde yaşayanlar, kara hayvanlarına benzesinler ya da benzemesinler yenir. Şafiî ve Hanbelilere göre ise kurbağa ve timsah gibi karada dolaşabilenler dışındaki deniz hayvanları yenir.
3-İhramda sadece dentz avı helâldir.I48
•
* Su Bulunmadığında Şıra İle Temizlik
147 İfâda; taşmak anlmındadır. Müslümanların Arafat ıe Mtadefife «kfefcrinden ayrılmaları/çıkmaları kalabalıkların taşması anlamında bdtaHdHyac Baltadan sonra yapılan farz tavafa bu nedenle ifâda tavafı denir. İfâda tavafı ile bOgj tacfc—iıgrirrHmr.
148 İbnü'l-Münzir, İcmâ, 18; Şîrâzî, Mühezzeb, 1/250; JbaMjt,KfarT mmctrhid, 1/24; İbn Kudâme, Muğnî, 8/606, Meydânî, Lübâbfi şerhi'l-M
Sular ve İlgili Hükümler . '67
6/314-İbn Mes'ûd (RadıyaiiaM anh) anlatıyor:1
Sened: ^}- J
Sahih: Müs'ned, 1/449, H.no: 4296; İkinci rivayet: 1/402, H.no: 3810; 1/450, H.no: 4301 (Bu rivayetlerde Ebû Zeyd var ki bu râvi meçhuldür); Üçüncü rivayet: 1/398, H.no: 3782 (Sahihtir. Çünkü bu rivayet Haneş es-San'ânî'nin İbn Abbas kanalı ile naklettiği bir rivayettir. Haneş ise sika biridir. İbn Mâce'nin senedlerinden biri de böyledir. Bk.Sünen, Taharet, 37, H.no: 385); Benzer rivayetler için bk.
^Jl İÜ 'çL.'} <IÜ 4)1 jie *l)l Jji.3 Ol lyLl. J,\ jn çj\'j ^\ ^i jjj J,'j*'ji. IX. 'Ji illi- 13İİ-
îir i l ( jıî
1/455, H.no: 4353 (Ali b. Zeyd, Ebû Râfi' kanalıyla sahih bir senedle İbn Mes'ûd'dan nakleder); Dârekutnî de bu hadisi zikrettikten sonra: "Ali b. Zeyd zayıftır. Ebû Râfi'in İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) semâı gerçekleşmemiştir. Ayrıca bu hadis, Hammâd b. Sele-me'nin rivayetlerinden biri değildir" der. (Bk.Sünen, 1/75-79; tenkidler 14.hadiste) Ahmed Muhammed Şâkir bu değerlendirmeyi uygun bulmamaktadır. Zira, Ali b. Zeyd b. Cüd'ân el-Kuraşî'nin sika olduğunu tercih etmiştir. (Bk.I/100, H.no: 783; 1/7, H.no: 26.hadislerin tahricinde) Nitekim Tirmizî de bu zatın hadislerini hasen-sahih addeder. (Bk.Tirmizî, Taharet, 80, H.no: 109; Cum'a, 39, H.no: 545)
Ebû Râfî' es-Sâiğ'e gelince; muhadram tâbiîndendir. Câhiliye dönemini görmüş, meşhur, sika bir râvidir. Sahabenin ileri gelenlerinden ve dört büyük halifeden nakillerde bulunmuştur. İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) semâmda ise bir şüphe yoktur. Ahmed Muhammed Şâkir, Dârekutnî'nin bu hadisi Hammad b. Seleme'nin rivayetleri arasında görmeyi-şini çok zayıf bir tenkid olarak kabul eder.
Bir başka rivayet:
68 , Sular ve İlgili Hükümler
1/458, H.no: 4381; Ebû Dâvûd, Taharet, 42, H.no: 84; Tirmizî, Taharet, 65, H.no: 88 (Râvilerden Ebû Zeyd meçhuldür. Bu hadisten başka bir rivayeti de bulunmamaktadır. Tirmizî sened açısından bu değerlendirmeyi ifade ettikten sonra şunları söyler: "Nebizle abdesti uygun görenler vardır, bunlardan biri de Süfyân es-Sevrî'dir. Bazıları da bunu caiz görmezler: Şafiî, Ahmed ve İshâk gibi. Tirmizî, Kur'ân'a (Nisa, 43; Mâide, 6 -teyemmüm âyetine-) daha uygun bulduğu için, cevaz vermeyenlerin görüşünü tercih eder); İbn Mâce, Taharet, 37, H.no: 384-385; Heysemî, Ebû Ya'lâ'dan İkrime'nin "Abdest için sudan başka bir şey bulamayan nebizi abdest suyu olarak kullanabilir"; Evzâî'nin de "Şayet sarhoş yapıyorsa nebizle abdest alma" dediğini naklettiğini kaydeder. Bk.Mecma', 1/215.
Müsned'in 4381, 3810, 4296 ve 4301.hadisleri, senedlerinde hadis âlimlerince mechûl kabul edilen Amr b. Hureys'in azadlığı Ebû Zeyd'in bulunması sebebiyle zayıftır. Bk. Mecma', VIII/313-314. Buhârî, hadisin sahih olmadığını bilinir. (Tirmizî'nin 88.hadisinin haşiyesinde Ahmed Muhammed Şâkir, İbn Adiy'in Buhârî'den şöyle bir nakilde bulunduğunu anlatır: "Ebû Zeyd meçhuldür, İbn Mes'ûd'la (Radıyallahü anh) hoca-talebe ilişkisi bilinmemektedir. Bu rivayet Kur'ân'a muhalif olduğu için sahih değildir"). İbn Abdilber ise münker olduğunu söyler.
İbnü'l-Arabî, seneddeki râvilerden Ebû Fezâre"nin nebbâz (nebiz satıcısı) olduğunu, malını satabilmek için "onunla abdest aldı" cümlesini ilave ettiğini iddia eder. (Bk.Ârızatü'1-ahvezî, 1/128) Hadisin diğer senedlerinde Ebû Fezâre olmadığı halde bu ilâvenin varlığına şâhid oluyoruz. Bu da iddianın ne kadar çürük ve yersiz olduğunun ispatıdır. (Bk.Tahâvî, Şerhu meûni'l-âsâr, 1/95)
İbn Mes'ûd'un (Radıyallahü anh) cin gecesinde Albh Rasölö (Sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bulunup bulunmadığına dair farklı ve f*Tirai rivayetlere gelince; cinne dair haberlere göre Rasûlullah'a (Sallallahü aleyhi ve stSam) Mlcaddb defalar cin heyeti gelmişti. Mekke'de, Medine haricinde, Bakî'de, H<"-a-»«i» yfr -!■ ■ «^aw|fffr«ıHir Bunların dördünde İbn Mes'ûd (Radıyallahü anh) bizzat buluam^Br. Bfltt rivayetlerin bir kısmında İbn Mes'ûd'un (Radıyallahü anh) onlara Kur'ân ülâveüde fcataadq^ da sabittir. (Bk.Ahmet Nâinı, Tecrid-i sarih tercemesi, X/48; n/756-767; 4OM06 w EM Dmmt, TAâret, 42, H.no: 84. hadisin haşiyesi -Tirmizî'nin Sünen'inin şerhi olan d-KakekS'4*Mm inarii eserden naklen-)
Nevevî, nebizle abdesti caiz görmeyenler mtamâm İmam Mâlik. Ebû Yûsuf, Şafiî ve Ahmed'in isimlerini verdikten sonra, İmam EbâHaBifc'"4eB gele» rivayetlere yer verir:
a-Kaynatılmış hurma nebizi ile sefadeyfa» «fcah—tınman abdest caizdir.
b-Teyemmümle beraber caizdir. (İnan M^ammoFm gBiS|g de bodur.)
c-Teyemmümle beraber müstehabdir.
d-"Câizdir" görüşünden dönmüş, "sadece ıncMBMft .soyar" deniştir. Abderî, İmam Ebû Hanife'nin en son görüşünün bu olduğu* i
Siiar ve İlgili Hükümler___________________________;_____________________69
Cinlerin (Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) İslâm'ı öğrenmek için) jprikiği gece, onlardan iki kişi kaldı, gitmedi ve dediler ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz seninle fecre kadar kalmak istiyoruz.'
Peygamberimiz (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) bana dedi ki:
"Yanında su var mı?" Ben:
'Yanımda su yok, ancak içinde şıra bulunan bir kap var' dedim. Rasûlul-
ÜBİE Sallallahü aleyhi ve sellem)'.
"(Şıranın) meyvesi temiz ve (ondan çıkan) temiz(leyici) bir sudur" nüyurdu ve şıradan abdest aldı.
§ Ondan ikinci rivayet:
Rasûlullah (Saüaiiaha aleyhi ve sellem) bana dedi ki: "Yanında su va,*r mı?" Ben: 'Hayır,' dedim. "Bu kaptaki ne?" '(Onda) şıra var.'
"Onu bana getir, (şıranın) meyvesi temiz ve (ondan çıkan) temiz [teyici) bir sudur" buyurdu ve şıradan abdest aldı, sonra namaz kıldı.
§ Ondan üçüncü rivayet:
Cinlerin (Rasûlullah'a (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) İslâm'ı öğrenmek için) geldiği gece, İbn Mes'ûd onunla beraberdi. Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) ona dedi ki:
"Ey Abdullah, yanında su var mı? "
'Yanımda şıra bulunan bir kap var,' deyince:
"Bana dök!" dedi ve abdest aldı.
Rasûlullah (SallallahU aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Ey Abdullah b. Mes'ûd, o temiz bir içecektir ve temizleyicidir."
AÇIKLAMA
Su dışında başka sıvıyla necaset izalesi İmam Ebû Hanife ve Ebû Yûsuf a göre caiz,150 cumhura göre ise caiz değildir.151
Abdestte ise Hanefî İmamlarından Ebû Hanife'ye göre su bulunmadığında söz konusu rivayetlerden dolayı sadece hurma şırası ile abdest alabilir,
î. Muhammed'e göre onunla abdest alır, sonra teyemmüm yapar,
e-Hurma nebiziyle abdest hadisi mensuhtur.
Nevevî, bu hadisin zayıf oluşunda muhaddislerin icmâ'mdan bahseder. Tahâvî'nin de Şerhu meâni'l-âsâr'da (Bk.I/94-96) İmam Ebû Hanife ve Muhammed'in aslı olmadığı halde bu hadisle hüküm verdiklerini ifade eder. (BkMecmû', 1/93)
Müsned'in 3782 ve 4353.hadisleri ile İbn Mâce'nin 385.hadisinde İbn Mes'ud'dan (Radıyallahü anh) rivayet eden Haneş es-San'ânî'dir. Bu rivayetin senedinde ise İbn Lehîa bulunmaktadır. Buna rağmen bu rivayet sahihtir.
150 Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/83
151 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/92; İbn Kudâme, Muğnî, 1/8
Sular ve İlgili Hükümler
İ. Ebû Yusuf ve cumhura göre abdest sadece su ile olur, su bulunmadığında toprakla teyemmüm yapılır, su ile topraktan başka bir alternatif yoktur, Peygambe-rimiz'in su bulamadığında şıra ile abdest alması rivayetine gelince Abdullah b. Mes'ûd'un cin gecesi Rasûlullah'la beraber bulunmaması başka sahih rivayetlerde geçmektedir.
Hanefî âlimleri ise bu rivayetlerin sahih olduğunu, ayrıca cin gecesinin birden fazla olması ile cumhurun belirttiği tenkidin geçersiz olduğunu söylerler. Doğrusunu Allah bilir.152
* Karı ve Kocanın Aynı Kaptan Gusül Alması ve Kabın Temiz Kalması
Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) yaşadığı dönemde/topraklarda büyük su sıkıntısı vardı ve o insanlar için su çok önemliydi. Buna rağmen İslâm, Müslümanlara görünen pislikler yanında, ibadet için abdest almayı ve cünüplükten kurtulmak için de guslü emretti. O dönemdeki Müslümanlar büyük bir özveri ile bu emri yerine getirmeye çalıştılar. Ancak su imkânları az olduğu için, onlar çoğu zaman büyük bir kaptan ya da kazandan avuç avuç veya bir kapla aldıkları su ile abdest ve gusül alıyorlardı. Bazen aynı kaba evde karı-koca abdest veya gusül almak için, dışarda ise erkek ve kadınlar abdest almak için ellerini daldırıp avuç avuç alıyor ve temizliklerini yapıyorlardı. Ama ellerini kaba daldırmadan önce dışarıda üzerine su dökerek temizlenmek zorundaydılar. Uykudan uyandığında kişinin ellerini bir kaba daldırmadan dışarıda yıkaması emri bunun en güzel örneğidir.
7/315-Hz. Âişe annemiz (Radıyaiiaha anM) dedi ki:1
152 İ.Muhammed, el-Câmiu's-sağîr, 74; İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid 1/23-24; Leknevî, en-Nâfiu'l-kebîr (el-Câmiu's-sağîr ile birlikte)74-75 aened: jjj— j- yi* jt- ^u- ^ JJiy-l ı^-^ ^l» t,j>-
Sahih: Mü'sned, VI/157, H.no: 25111; Benzer rivayetleri için bk.VT/103, H.no: 24600; VI/168, H.no: 25229; VI/171, H.no: 25256-25257; VT/172, Hm 2S265; VT/17Z H.no: 25270; VI/189, H.no: 25439; VI/191, H.no: 25459; VI/192, Rno: 25*69; W21Ü. H_no: 25640; VI/30, H.no: 23896 (Bu rivayet Amr b. Ebû Seleme sebebiyle haseafir); W129, ftao: 24859.
Müsned'in VI/157, H.no: 25111 ve VI/129, Hjo: 24859 rivayetleri, Câbirb. Yezid b. el-Hâris el-Cu'fî (v. 128/746) sebebiyle zayıftır. Ba Aârp Ş»T»e ve Süfyân sika, ekseriyet zayıf saydı. Bk.Mecma', 1/241. Tirmizî alü, EbA Dtvid ifa. İbn Mâce 16, Dârimî üç ve Ahmed b. Hanbel 97 rivayetini nakletti. Daha öoce ■»■*■ 63/260. hadiste de Câbir b. Yezid el-Cu'fî'nin zayıf olduğu açıklanmıştı. Bil Meamm". U73L Zefaebî, Câbir b. Yezîd el-Cu'fî hakkında Şîa âlimlerinin ileri gelenlerinden kâri «Mh^bb, sadece Şu'be'nin sika saydığını, hadis hafızlarının bu zâtı terk etliklerini söşfcr «c Ehft Dfemd'm: "Bu râvînin benim kitabımda sehv hadisinden başka hadisi yokmr {EH Dmmâ, S^tt, 19S.H.DO: 1036 -Münzirî de bu zâtın hadisleri ile delil getirilemeyeceği beSHK.-|" ioMğmi aaklcder. Bk.Kâşif, Trc.
Sular ve İlgili Hükümler_________________________________________;_______71_
'Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) cünüp olduğumuz halde aynı kaptan (su alarak) gusül alırdık, (Dikkat edin,) suya cünüplük bulaşmaz, (temiz kalır.)'154
8/316-Hz. Âişe (Radıyaiiaha anhâ) annemizin:155
'Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) aynı kaptan (su alarak) gusül alırdık. O, Fer ak denilen/hacimli bir kaptan gusül alırdı' dediği nakledilmiştir.
NOT: Ferak (J>«Ji); Rasûlullah döneminde yaygın ölçek kaplarından birisidir
ve birçok hadiste geçmektedir.156 Ferak; 16 ntl olup 3 sa'a denktir ki157 cumhura göre yaklaşık 6 litrelik, Iraklılar ve Hanefî fakihlere göre 9 litrelik kaptır.158
no: 739. Fakat Ebû Dâvûd, Diyet bahsinde (H.no: 4580) mütâbaat olarak da olsa bu râvinin hadisine yer vermiştir. Tirmizî, Câbir el-Cu'fî hakkında "Âlimler hadisini zayıf saydılar. Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdî bu râviyi terk ettiler. Hocam Cârûd Vekî'in şöyle dediğini nakleder: "Şayet Câbir el-Cu'fî olmasaydı, Kûfeliler hadissiz kalırlardı..." Bk.Sünen, Saüt, 38, 152, H.no: 206, 364; İbn Sa'd da çok zayıf biri olduğunu söyler. Bk.Tabakât, VH240; Bu râvî için bk.l50/458.hadis.
Diğer rivayetlerin senedleri sahihtir.
Buhârî, Gusl, 9, 15; Hayz, 5; Libâs, 91; Müslim, Hayz, 43-45, 59; Ebû Dâvûd, Tahâ-set, 39, H.no: 77; Tirmizî, Libâs, 21, H.no: 1755 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 146, H.no: 232-235; 58, H.no: 72; Gusl, 9, H.no: 409-410; Miyâh, 12, H.no: 343; İbn Mâce, Taharet, 33, ttao: 370; 35, H.no: 376; 108, H.no: 604; Dârimî, Vudû', 68, H.no: 755;
İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 35, H.no: 38; Immâ, Taharet, 48, H.no: 65
""Rivayette geçen fiil, v* (sülâsî) ya da ._>■( (rubâî) olabilir. Manası; suya cünüplük halinin ■ayeti ve suyun müstamel su hükmünü alması, kirlenmesidir. (Bk. Azimâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, 1/92; Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, 1/167; Münâvî, Feyzu'l-Kadîr, 11/383] ~ Sened: :','}■ "je Ifjty j- oıi. dii-
SrtA: Müsned, VI/37, H.no: 23971; Benzer rivayetler için bk. VI/199, H.no: 25510; VI/230, VLmo: 25801; VI/64, H.no: 24230; VI/43, H.no: 24042; Mâlik, Taharet, 68; Buhârî, Gusl, 2; JÜfton, Hayz, 40-41; Ebû Dâvûd, Taharet, 96, H.no: 338; Nesâî, Taharet, 144-145, H.no: 31,228; Gusl, 8, H.no: 408; Dârimî, Vudû', 68, H.no: 756.
** Müsned, VI/37,199; Buhârî, Gusl, 2; Müslim, Hayz, 40-41; İbnü'1-Esîr, en-Nihâye, ID7391 JB! Vk-Müslim, Hayz, 40-41 (Bu rivayette Süfyan Ferak'ın 3 sa' olduğunu söylediği zikredi-Ik); Ebû Dâvûd, Taharet, 96, H.no: 338 (Hadisin sonunda hocası Ahmed b. Hanbef'n Fcnk'ı 16 ntl kabul ettiğini nakleder.)
İbnü'1-Esîr, Nihâye, III/196; İbn Manzûr, Lisânü'l-Arab, XII/181
'm Ferak'daki farklı ölçeğin çıkma sebebi Iraklı ve Hicazlı fakihlerin ntılı farklı anlamalann-■aadır. Bk. Ahmed Nâim, Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesl, 1/205; Bazı baplarda hacim ölçülerinin tartı (gr. ya da kg.) olarak değerleri verilmiş, ancak bu doğru degjktir, çünkü her maddenin hacmi ve ağırlığı farklıdır. Her maddenin hacim ve tartısı ayn ayrı afaedilirse doğru olur. Örnek için bk. Muhammed Necmüddin, el-Mekâdîru 'ş-şer'iyye, 308
9/317-Muâze el-Adeviyye, Hz. Âişe (RadtyaiiaM anhâ) annemizden nakletti:159
'Ben ve Rasûlullah (Sailallahu aleyhi ve seiiem) bir kaptan (su alarak) gusül alırdık. Ben (bazen); 'bana da bırak, bana da bırak,' derdim.
§ Ondan ikinci rivayette benzeri nakledildi, ancak; (Onunla yarış ederdim ve "bana da bırak, bana da bırak,* derdim, şeklinde) farklılık zikredildi.
»ened: ^ı ^jS- ju ir,çjı l3ji- Jıi
Sahih: Müsned, VÎ/91, H.no: 24480; İkinci rivayet: VI/103, H.no: 24603; Benzer rivayetler için bk. VI/265, H.no: 26166; VI/235, H.no: 25857; VI/193, H.no: 25485; VI/171-172, H.no: 25263; VI/170, H.no: 25245; VT/161, H.no: 25153; VI/123, H.no: 24796; VI/118, H.no: 24747; Müslim, Hayz, 46; Nesâî, Taharet, 148, H.no: 239; Gusl, 10, H.no: 412; Humeydî, 1/90, H.no: 168; İbn Huzeyme, 1/118, H.no: 236
10/3l8-Urve> Hz. Âİşe (Radıyaliahüanhâ) annemizden:100 'Kendisinin ve Rasûlullah'in (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) bir kaptan gusül al-ve bazen Rasûlullah'm, bazen de kendisinin önce suyu kaptan avuçla bir kapla) aldığını, nakletti.' SBir başka lafızda; "O önce başlardı" şeklinde geçmektedir.
11/319-Meymûne annemizin (Radıyatlahâanhây,161
'Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve setiem) bir kaptan gusül alırdık' dediği nakledilmektedir.
,! . ^,w
Sened: <i;ıi. 'y- *jî 'J* ı'jjt- 'j, (ti* u-vs- ^Ci ısfe. ivip ı3iâ Sahih: Müsned, VI/130-131, H.no: 24872; Benzer rivayetleri için bk. VI/231, H.no: 25817; VI/193, H.no: 25484; VI/173, H.no: 25281; V17127, H.no: 24834.
Zayıf rivayetleri:
Müsned, VÎ/281, H.no: 26285 (Buradaki rivayette Âmir b. Salih zayıftır); Âmir b. Salih b. Abdullah b. Urve b. Zübeyr b. Avvâm (v. 182/798): Ahmed b. Hanbel bu râvi hakkında: "Yalan söylemedi, sika biridir" derken Yahya b. Maîn: 'Yalancıdır" der. Yahya b. Maîn'e, Ahmed b. Hanbel'İn Âmir b. Salih'ten hadis rivayet ettiği hatırlatılınca: "O delirdi mi acaba?" cevabını verir. Dârekutnî metruk olarak değerlendirir. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 2535; îbn Hacer İse hadisinin metruk olduğunu, fakat Yahya b. Maîn'jn tenkıdde İleri gittiğini belirtir. RkTahib, Trc. no: 3096; Tirmizî ve Dârimî bir, Ahmed b. Hanbel ise 19 rivayetini nakleder. Müsned, VI/255, H.no: 26055 (Bu rivayette ise Ebân b. Şam'a el-Basrî (v.153/770) sadûküır); Ahmed b. Hanbel: "Sâlihtir" derken diğerleri sika saymışlardır. Ömrünün son dönemlerinde ihtilât etti BkJZehebî, Kâşif, Trc. no: 106; İbn Hacer,Tafcrîfc, Trc. no: 138; Müslim (mütâbî olarak) ve îbn Mâce bir, Nesâî İki, Ahmed b. Hanbel ise beş rivayetini nakleder.
Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu, aynı lafızlarla Tahâvî'nin Şerhu meâni'l-âsâr isimli eserinde de nakledildiğini ifade eder. V>\.Bülûğu'i-emânt, 1/206.
Sahih: Müsned, VI/329, H.no: 26676; Müslim, Hayz, 47; Nesâî, Taharet, 146, H.no: 236; İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 377; Tirmizî, Taharet, 46, H.no: 62 (Tirmizî, haseıı-sahih hükmünü verdikten sonra: "Bu konuda Hz. Ali, Hz. Âişe, Enes, Ümmü Hânî, Ümmü Subeyye el-Cüheniyye, Ümmü Seleme ve îbn Ömer'den (Radıyaltahü anhSm) rivayetler vardır" der,) a-Ümmü Hânî'den (Radıyaliahü anhâ) gelen rivayet için bk. Müsned, VI/342, H.no: 26775 (26/334.hadise bk); İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 378; Nesâî, Taharet, 149, H.no: 240;) b-Hz. Ali'den (Radıyaliahü anh) gelen rivayet için bk. İbn Mâce, Taharet, 34, H.no: 375 (zayıf) c-Câbir'den (Radıyaliahü anh) gelen rivayet için bk. İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 379 (sahih).
74 _______________________________Sular ve İlgili Hükümler
12/320-Ümmü Seleme (Radryallahü anhâ) annemizden:162 'Kendisinin ve Rasûlullah'ın (SattaBahtı aleyhi ve sellem) cünüp oldukları halde bir kaptan (su alarak) gusül aldıklarım (ve suyun temiz kaldığını), (ayrıca) Rasûlullah'ın (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) oruçlu olduğu halde kendisini öptüğünü (ve bunun orucu bozmadığını)' nakletti.
13/321 -Ümmü Seleme annemizin (RadtyaUahü anhâ) azatlısı Nâim anlatıyor:163
Ümmü Seleme annemize; 'Kan ve koca aynı kaptan gusül alabilir mi?' diye sorulunca dedi ki:
'Evet, hanımı bunu usulüyle yapabilirse (olur.) Kendimin Rasûlullah (Saiiatiahü aleyhi ve settem) ile birlikte bir kaptan (su alarak) gusü! aldığımızı bilirim; önce elimize su döker temizlerdik, sonra (avuçla) alır, suyu üstümüze dökerdik.'
162
Sened:
Sahih: Müsned, VI/291, H.no: 26378; Benzer rivayet için bk. VI/3I0, H.no: 26525; VI/319, H.no: 26591; Buhâri, Gusl, 3; Hayz, 4, 21; Savm, 24; Müslim, Hayz, 2, 5, 49; İbn Mâce, Taharet, 35, H.no: 380; Dârimî, Vudü', 107, H.no: 1050.
Bu hadisin Müsned'de zikredilen bîr rivayeti de şöyledir: Müsned, VI/300, H.no: 26445-26446; VI/318, H.no: 26582:
''■N'..Jü < c_Ik=- il ı iL^Jl i ICj «İli. Jll ili jiil J_~j Â* îiaJiial Ul il!.' :cJü illi. »I ^> JuJİ. f
^ Hadiste zikredilen "hamile" siyah kadifeden yapılmış yorgan demektir. Hz. Peygamber m (Sallallahu aleyhi ve sellem) kızı Fâtıma'ya hazırladığı çeyizden biri de bu idi. Ahmed b. Hanbel bu kelimeyi bizzat kendisi tarif etti. Bk.Müsned, 1/84 (İÜ&Üi u0 -M^JCj -.Jt'jfy Ayrıca I9/823.hadise bk. Hadisin oruçla ilgili kısmı için bk.l24-125/3335-3336.hadis.
Sened:
yij
^-î Jii iijıi ^> ,^1^' <Bı j^p ıI'jj- ju
Sahih: Müsned, VI/323. H.nn: ?66?S- rJ**At Tahâr^ m« h
Hükümler
14/322-Enes b. Mâlik1 ten (Radıyaiiahuanhy.m
'Rasûlullah (Sailallaha aleyhi ve sellem) ve hanımlarından biri aynı kaptan (avuçla su alarak) gusül alırlardı. Rasûlullah gusül için beş mekkûk ve abdest için de bir mekkûk su kullanırdı.'
NOT: Mekkûk (4j_&i); su içmede ya da başka yerlerde kullanılan tas olup ağzı dar ve ortası geniştir. Mekkûk 1 Vı sa1 olup Iraklı fatihlere göre 6,36 İt. ve Hicazlılara göre ise 3,181t. ye denktir.165
15/323-Sâlim b. Serc'den:166
Ümmü Subeyye (Havle bt. Kays) el-Cüheniyye'den (Radıyaiiah duydum, şöyle dedi:
Sened: >ı&> 'J-) \#i\ iui^L. Ju J^- Jl Jjı xş- J, <JJi £*■ 'j* s^i u.'ji- j^ 'J,\'} çü ^i xjL. 'J, jyj ıi;ü-Sahih: Müsned, III/112, H.no:'l2044; Benzer rivayet için bk. ÎÜ7116, H.no: 12095; III/259. H.no: 13651; Tu/282, H.no: 13935; ÜT/290, H.no: 14026: (Hadisin "aynı kaptan yıkandıklarını" ifade eden bölümü için bk. Müsned, 1II/I30, H.no: 12255; III/133-134, H.no: 12309; III/209, H.no: 13117; ÎII/249, H.no: 13531;) Buhâri, Gusl, 9; Müslim, Hayz, 50; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 95 (Hadisin sonunda hocası Ahmed b. Hanbel'den bir sa'ın 5 rıtl olduğunu duyduğunu, bu da İbn Ebî Zİ'b'in kullandığı ve aynı zamanda Allah Rasûlü'nün (Saüallahü aleyhi ve sellem) tercih eltiği bir ölçü olduğunu nakleder); Nesâî, Taharet, 59, H.no: 73; 144, H.no: 229; Miyâh, 13, H.no: 344; Tirmizî, Cennet, 76; Taharet, 609; Dârimî, Vudû\ 23; Beyhakî, es-Sünenü'l-kiibrâ, 1/194 ' Sa'ın litre değerindeki ihtilaf için bk. 2)5/523 nolu rivayetin açıklaması.
Sened: ^ 'J, ,X J;^ Jıi J^-jliı ijWi ^ iiji^ ^Ü- jû '^ 'J. ^'}\ i> aSli
Sahih: Müsned, VI/366-367, H.no: 26946; Benzer rivayet için bk. VI/367, H.no: 26947 (Bu rivayet için Müsnedi tahric eden Hamza Ahmed ez-Zeyn: "Üsâme b. Zeyd el-Lcysî sebebiyle hasendir" der. Halbuki bu râvi Buhârî ve Müslim'in ricâlindendir); Buharı, el-Edebü'l-müfred, H.no: 1054; Müslim, Hayz, 45; Ebû Dâvııd, Taharet, 39, H.no: 78 (Haşiyesinde Hindîyye nüshasına göre Ümmü Subeyye'nin (Radıyallahü anhâ) de Hz.Âişe'den (Radıyal-lahü anhâ) naklettiği zikredilmektedir); İbn Mâce, Taharet, 36, H.no: 382;
Hadisi nakleden Ümmü Subeyye Havle bt. Kays el-Cüheniyye (Radıyallahü anhâ) Mekke'nin fethinden önce Müslüman olmuştur. Hicretten sonra Rasûlullah'a biat edenlerdendir. Peygamberimiz'den bir çok rivayetleri bulunmaktadır. (Bk. İbn Sa'd, et-Tabakâîü'l-kübrâ, VIII/295). Bu hanım, Hz.Hamza'nın eşi Havle bt. Kays el-Ensâriyye'den farklı biridir. Ahmed b. Hanbel de bu farklı iki hanıma İşaret olsun diye ayrı başlıklar altında hadislerini verir:
a-Hz.Hamza'nın eşi Havle bt. Kays1 in rivayetleri için bk. Müsned, VI/364
b-Harice b. Hâris'in ninesi Havle bt. Kays'ın rivayetleri için bk. Müsned, VI/366-367.
76________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
'Ben ve Rasûlullah (SalHiahü aleyhi ve seiiem) aynı kaptan bir o, bir ben
(şeklinde) sırayla avuçlayarak abdest almıştık.'
16/324-îbn Ömer'den (Radıyailûha anhümâ):161
Rasûlullah (Salîaüakü aleyhi ve sellem) döneminde (hicâb âyeti inmeden önce) erkeklerin ve kadınların aynı kaptan abdest aldıklarını gördüm.
§ Ondan ikinci rivayet:
'Rasûlullah (Salfoiiahü aleyhi ve sellem) döneminde (hicâb âyeti inmeden önce) erkekler ve kadınlar aynı kaptan beraber abdest alırlardı.'
167 Sened: **tf ^ L>£\ O' J^^-! ^
Sahih: Müsned, II/4, H.no: 4481; İkinci rivayet: ü/103, H.no: 5799; Üçüncü rivayet: H/142, H.no: 6283; Buhârî, Vudû', 43; Ebû Dâvûd, Taharet, 39, H.no: 79-80; Nesâî, Taharet, 57, H.no: 71; Miyâh, 10, H.no: 341; İbn Mâce, Taharet, 36, H.no: 381; Bu konuda dördüncü bir rivayet daha var:
.',__Z : jli î cCJlı^ Jıi^lı :^HJ cJi .lİ-i ti,&ji \jtâ : Jli 'J*s- J>\ y? »Jü 'J* JJ^ 'Ji- j^J-^1 '■£* ISji-
.^' î İlli V jUI«j 4^ *Ui Ji» ^3ı 2r-3 :^-i»
İbn Ömer (Radıyallahü anhümâ): Ashabın hepsi beraberce abdest alıyorlardı. Râvi Abdurrahman: Hocam Mâlik'e: "Erkekler kadınlarla mı?" diye sorunca, "Evet" dedi. "Peki bu uygulama Hz. Peygamber (Sallatlalıü aleyhi ve sellem) zamanında mı gerçekleşti?" deyince, yine "Evet" cevabını verdi. Bk.Müsned, 11/113, H.no: 5928 (Bu rivayet İmam Muhammed'in 1-mam Mâlik'ten rivayet ettiği Muvatta'ın 61.hadisidir.) Bezzâr'da Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) bir nakil daha bulunmaktadır: "Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) ve ailesi aynı kaptan guslediyorlardı." Heysem! râvilerinin sika olduğunu ifade eder. Bk. Mecma', 1/273.
Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________77
§ Ondan üçüncü rivayet:
'Rasûlullah (Saüaiiam aleyhi ve seiiem) döneminde (hicâb âyeti inmeden önce) kadınlar ve erkekler aynı kaptan abdest alır ve (suya) ellerini beraber
daldırırlardı.'
NOT: Hicâb âyeti inmeden önce erkek ve kadınlar birlikte aynı kaptan abdest alırlardı. Ancak daha sonra erkek ile kadının beraber aynı kaptan abdest alması cevazı, yalnız kan-koca ve mahrem (kendisiyle evlenilmcsi ebediyyen haram olan yakın akraba) ile sınırlandı.m
* Kendisiyle Abdest Alınan Suyun Temizleyici Değil de Sadece Temiz Kalması
17/325-İbnü'l-Münkedir'den:169
Câbir'in (Radıyaiiahu anh) şöyle dediğini duydum:
Ben (bir keresinde) hastalanmıştım, Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi w seiiem) ve Hz. Ebû Bekir (Radıyaiiaha anh) yürüyerek ziyaretime geldiler. O anda baygındım ve kendileriyle konuşamadım. Peygamberimiz (SaihUaha aleyhi ve seiiem) abdest almış, onun suyundan benim üzerime serpmiş ve ben de ayılmişım. Dedim ki:
'Ey Allah 'in RasûM Benim kız kardeşlerim var, malımı ne yapmalıyımT
O anda mirasla ilgili şu âyet indi;
m Bk. Ahmet Nâim, Tecrîd-i Sarîh Trc, 1/161 169 Sened: ı^ıi *-i it jjS^İı ^'ı ^ öıi- üîj^
Sahih: Müsned, IH/307, H.no: 14232; Benzer rivayet için bk. IIJ/298, H.no: 14120; Buhârî, Vudû', 44; Merdâ, 5, 21; İ'tisâm, 8; Ferâİz, 1; Müslim, Ferâiz, 5, 8, 6 (Müslim'in bu rivayetinde Nisa 176. âyet değil, Nisa 6.âyetin nazil olduğu; bu olayın ise Benî Seleme'de gerçekleştiği kayıtlıdır); Ebû Dâvûd, Ferâiz, 2, H.no: 2886 (Hocası Anmed b. Hanbel'den naklettiği bir hadistir), H.no: 2887 (Kardeş sayısı 7 olarak zikrediliyor); Tirmizf, Ferâiz, 7, H.no: 2097 (hasen-salıih. Kardeş sayısı 9 olarak zikrediliyor); Tefsir, 4/1, H.no: 3015 (hasen-sahili); Nesâî, Taharet, 103, H,no: 138; İbn Mâce, Ferâiz, 5, H.no: 2728; Dârimî, Vudû', 56, H.no: 739.
_78________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
"Senden açıklama (fetva) istiyorlar. De ki: Allah size Kelâle (yani çocuğu olmayıp da kardeşleri varis olan kişi)170 hakkında (şimdi) açıklama yapıyor..."
Onun da (Câbir'in (Radıyaiiaha anh)) kız kardeşleri dışında kimsesi yoktu ve âyetin devamında şöyle buyuruluyordu:
...Bîr kişi ölür de çocuğu bulunmaz ve geride kız kardeşi varsa, ona malın yarısı verilir. O kız kardeşin de çocuğu bulunmadığında erkek kardeşi kendisine varis olur. Eğer kız kardeşi iki taneyse, malın üçte ikisi onlarındır. Ancak (kardeşleri) hem erkek ve hem de kız kardeş İse bu durumda erkeğe İki kız hissesi verilir. Allah doğruluktan sapmayasmız diye böyle bir açıklamada bulundu. (Unutmayın,) Allah her şeyi en iyi bilendir." (Nisa sûresi 4/176)
18/326-Misvâr b. Mahrame ve Mervân b. el-Hakem'den (BadıydUManhnmâ):m Hudeybiye barışı sırasında Kureyş'in elçisi Rasûlullah'ın (Sattailahü aleyhi ve seiiem) yanında kaldı ve burada gördü ki onun ashabı, (teberrüken) abdestinden kalan suyunu almak için yarışıyor, onun mübarek ağzından çıkan suya üşüşüyor ve yere düşen bir kılını bile almaya çalışıyorlar.
19/327-Ebû Cühayfe'den
.172
17Ü Rizi, Muhtâru's-Sıhâh 576
Sahih: Müsned, IV/323-326, H.no: 18812 (İbıı İshâk sebebiyle hasendir, ancak diğer rivayet bunun mü tabii d ir). Benzer rivayet İçin bk. IV/328-331, H.no: 18830 (sahih). Buharı, Vudû', 40; Şurût, 15; Ebû Dâvûd, Cihâd, 156, H.no: 2765; Abdürrezzâk, Musannef, V/330, H.no: 9720; Beyhakî, IX/218-219 Bu hadis gazveler bölümünün Hudeybiye barışı ile ilgili kısmında 305/9714.hadisin ikinci tarikinde buradaki senedi ve uzunca şekli ile zikredilecektir. 172 Sencd: J&Jı ^'jd && \ğ& *£ c%-
Sular ve İlgili Hükümler____________________________________________________79
Sıcak bir günün ortasında Rasûlullah (Saiiailahu aleyhi ve seliemj çıktı ve abdest aldı. İnsanlar da onun abdest fazlası suyunu (bereketlenmek için) üstlerine sürdüler. Rasûlullah {SaiUdiahü aleyhi ve seiiem) (yolculukta)173 Öğleyi iki rekât olarak kıldı ve önünde kısa baston (dan bir sütre)'74 vardı.
NOT: Bu ve benzeri rivayetlerde, sahabe Rasûlullah'in (Sallallahü aleyhi ve sellem) kullandığı suyu teberrüken üstlerine sürmektedir. İmam Ebû Hanife'den gelen bir rivayetle, Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre müstamel su temizdir, Aynca İmam Mâlik ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel temizleyici olduğunu da belirtmektedir. m
* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenmenin Yasaklanması
Sahih: Müsned, IV/308, H.no: 18663; Benzer rivâyel için bk. IV/307. H.no: 18650; Bir başka rivayette Ebû Cuhayfe'nin (Radıyallahu anh) ismi Vehb b. Abdullah es-Süvâî olarak geçmektedir. Bk. IV/307, H.no: 18658. Diğer rivayetlerde olayın cereyan etliği yerin ismi de telaffuz edilmektedir: 18664. hadis: Minör, 18650. hadis: Bathâ; 18659. ve 18661. hadis: Ebtah. İsmi zikredilen yerler aynı bölgenin sınırları içinde yer alan mahallerdir. Buharı, Salât, 17; Libâs, 42; Müslim, Salât, 250, 253; Ebû Dâvûd, Salât, 10], H.no: 688; Nesât, Salât, 12, H.no: 468; Vudû', 103, H.no: 137. Buhârî'nin metni şöyledir (Salât, 17): ->j ü-i ÜLL ^Ijj t f^l j> frly**-
Buhârî'nin bir diğer metni ise şöyledir (Vudû', 40, hadisin ikinci bölümünün açılımı: Meğâzî, 57):
173 Namazın kısaltılması yolculuk sırasındadır. Bk. Nevevî, Şetim Müslim, IV/194-195
174 Sütre, (kelime olarak) kendisiyle örtü/engel yapılan şey anlamındadır. Bk. Râzi, Muhtâ-ru's-Sıhâh 285;
İbadet ıstılahında ise, namaz kılarken secde mahalline konulan bir parça dal/tahtadır ki o kişinin namaz kılındığı bilinsin ve önünden geçenlerin secde mahalline geçmeleri engellensin. 175Merğmânî, Hidâye, 1/20; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/28; Nevevî, Mecmu', 1/153; İbn Kudâme, Muğnî, 1/18
80 Sular ve İlgili Hükümler
20/328-Humeyd b. Abdurrahman el-Hımyerî'den!7(3:
Ebû Hüreyre'nin Hz. Peygamber'in (Saiiatiahu aleyhi ve settem) yanındaki
sohbet süresi gibi, Rasûlullah'ın yanında dört sene kalarak sohbetine katılan
bir başka kişiye rastladım. Bu kişi dedi ki:
'RasÛlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bize:
Her gün sürekli taranmayı (yâni aşırı süslenmeyi), Gusül alacağı (su topluluğuna/yere) idrar yapmayı, Bir kadının erkeğinden kalan su ile erkeğin de karısından kalan su ile gusül yapmasını yasakladı, birlikte avuç avuç (ya da bir kapla) alsınlar!' buyurdu.
NOT: Hadis metni lafız olarak 'her gün sürekli taranmayı' şeklindedir. Ancak RasÛlullah (Saitaiiaha aleyhi ve sellem) her gün saçını taradığı'77 için buradaki mânâ, aşırı olarak makyajın/süslenmenin yasaklan maşıdır. Bİr Müslüman, insanların arasında saçı ve sakalı düzgün olarak dol aşmalıdır. Zira Hz. Peygamber saçı, sakalı karışmış ve pejmürde olarak dolaşan bir kişiyi tenkit etmiştir.178
176 Sened: lş>$\ «Ilı ±i Jl s'.ıî ^î- iîlyı J\ £&- uû
Sahih: Müsned, IV/11I, H.no: 16949; Benzer rivayetler için bk. IV/110-111, H.no: 16948; VI/369, H.no; 23026; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 28; 40, H.no: 81; Nesâî, Taharet, 147, H.no: 238; Zînet, 6, H.no: 5051;
Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi: Hâkim, 1/273, H.no: 596 (Hâkim bu rivayeti Abdullah b. Muğaffel'in hadisine şâhid olarak verir).
Abdullah b. Muğaffel'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.l00/408.hadis.
Banyoya bevletmenin yasaklanışı ile ilgili Abdullah b. Muğaffel'in (Radıyallahü anh) rivayetleri için bk. Müsned, V/56, H.no: 20441; 20447; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 27 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği bir hadistir); Nesâî, Taharet, 32, H.no: 36; İbn Mâce, Taharet, 12, H.no: 304; Tirmizî, Taharet, 17, H.no: 21 (garib). Tirmizî, bazı âlimlerin bu yasağı mekruh olarak telakki ettiklerini, bazılarının ise (İbn Şîrîn ve İbnü'l-Mübarek gibi âlimlerin) banyo yapılan yerde su akıntısı gerçekleşİyorsa buna ruhsat verdiklerini beyan etti.
Bu hadis 101/409.hadisle tekrar edilecektir.
177 Müsned, IV'/İli; Ebû Dâvûd, Taharet, \5;Nesâi, Taharet, 146,Zinet6.
178 Muvaita', Şa'r, 7. Hadisin metni şöyledir:
(Atâ' b. Yesâr'dan mürsel olarak nakledilmiştir. İbn Abdilber, Câbir vd. sahâbilerden (Radıyallahü anhüm) mevsûl olarak nakledildiğini söyler.) Saç bakımını tavsiye eden örnek bir rivayet:
i Ilı I .'.'. İm * l^lî-'.fjf j* i. I ,'ıi ' I'.'. ,'S'r. A\\ [', jllı I.','\ . lı; ",ı- .ı'.lılı ;îı-ı ı.ı ,'J ı.'. ,'. "~.', '. 'c .-İlli '. 'e. ■'■S'^.
Sular ve İlgili Hükümler 81
21/329-Hakem b. Amr el-Gifârî'den (RadıyatUıhaanh):179 Hz. Peygamber (SaüaiiaM aleyhi ve seiiem), kadının (içmesinden sonra) artan su ile bir erkeğin abdest almasını yasakladı.
§ Ondan ikinci tarikle gelen rivayet:
Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem), kadının abdest aldığı sudan kalan mı yoksa (içmesinden sonra) artan su mu olduğu bilinmediğinde bir erkeğin o su ile abdest almasını yasakladı.
'' Sened: *-*■&■ J] j* J 'y
Sahih: Müsned, IV/213, H.no: 17790; İkinci rivayet: IV/213, H.no: 17792; Üçüncü rivâyel: V/66, H.no: 20535 (Hocası Tayâlisfden nakli); Dördüncü rivayet: V/66, H.no: 20533; Tayâlisî, H.no: 1252 (Sahâbî ismi müphem); Ebû Dâvûd, Taharet, 40, H.no: 82; Tinnizî, Taharet, 47, H.no: 63, 64 (Hasen hükmü veren Tirmizî, bazı âlimlerin kadının abdest suyu artığı ile abdest almanın mekruh oluşunu İfade ettiklerini, Ahmed b. Hanbei ve İshâk gibi âlimlerin kadının artığında ise bir beisin olmadığını belirttiklerini kaydetti); Nesâî, Taharet, 11, H.no: 342-JbnMâce, Taharet, 34, H.no: 373;
Abdullah b. Sercis'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bfc. îbn Mâce, Taharet, 34, H.no: 374;
Hz. Ali'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 34, H.no: 375 (Bûsirî isnadım zayıf görür). îbn Mâce'nin Sindî haşiyesinde Buhârî'nin Hakem b. Amr (Radıyallahü anh) hadisini sahih görmediği, sabit olsa bile mensuh olduğunu kabul etliği belirtilmiştir. İbn Mâce ise Hakem b. Amr (Radıyallahü anh) hadisini Abdullah b. Sercis'in (Radıyallahü anh) hadisine göre sahih bulur.
B2________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
§ Ondan üçüncü tarikle gelen rivayet:
Rasûlullah (Salîaiîahü aleyhi ve sellem), kadından kalan abdest suyu ile bir erkeğin abdest almasını yasakladı.
§ (Ondan) dördüncü tarikle gelen rivayet:
Ebû Hâcib, Rasûlullah'ın sababilerinden olan Gıfar oğullarından (Hakem b. Amr adlı) bir kişiden naklediyor:
Hz. Peygamber (SalMiaha aleyhi ve sellem) erkeğin, kadından kalan abdest suyu ile abdest almasını yasakladı.
NOT: Bu rivayetler arasında tearuz olduğu zannedilebilir, zira yasaklama rivayetleri ile Meymûne validemizden gelen cevaz rivayeti birbirine zıt görünmektedir, Ancak iki kısım rivayet cem edilebilir; Eşinden kalanın yasaklanması, ondan dökülen kullanılmış su ile ilgilidir, cevaz ise kapta kalan su hakkındadır, ondan abdest alınabilir, bunu destekleyen çok sayıda rivayet vardır ya da buradaki nehiy tenzihi (helâle yakın) mekruh olabilir. Doğrusunu Allah bilir.1811
* Temizleyici Suyun Kalanı İle Temizlenme Yasağının Kalkması
22/330-İbn Abbas'tan (Radıyallahüanhümâj:m
Hz. Peygamber'İn (Sallallahü aleyhi ve sellem) eşi Meymûne (Radıyallahü anhâ)
annemiz dedi ki:
Ben ve Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve ,seiiem) cünüp olmuştuk. (Sonra) büyük bir kaptan (su alarak) gusül aldım ve suyun bir kısmı arttı. Rasûlullah, o
kaptaki sudan gusül almak için geldiğinde,
İKÜBk. Bennâ, Bulûğu'l-emânî, 1/211 Sened; CjŞ* '(/■ JU_ j* il^i &j*- Jı* ——lsjı
Sahih: Müsned, VI/330, H.no: 26681; Benzer rivayet için bk. 1/337, H.no: 3120; 1/308, H.no: 2806-2808; Ebû Dâvûd, Taharet, 35, H.no: 68; TirmizU Taharet, 48, H.no: 65 (Hasen-sahih); Nesâî, Mİyâh, 2, H.no: 324; İbn Mâce, Talıâret, 33, H.no: 370-372;
Meymûne annemiz, İbn Abbas'ın (Radıyallahüanhiimâ) teyzesidir.
Ayrıca 23/331 ve 24/332.hadislere bk.
Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________83_
'Ben ondan gusül aldım,' dedim. O da:
"Su cünüp olmaz ya da bu durum onu pisletmez, (temiz kalır,)" buyurdu ve ondan gusül aldı.
23/331-İbn Abbas'tan (RadıyallahUanhUmâ)\ıS2
Rasûlullah'm (Saüaüahualeyhi ve seüem) eşlerinden biri cünüblük sebebiyle, bir kaptan gusül aldı. Sonra Peygamberimiz (Sailaihhü aleyhi ve seiiem) ondan kalan su ile abdest aldı. Peygamberimize bu hatırlatılınca:
"Bu durum suyu pisletmez, (temiz kalır,)'"83 buyurdu.
24/332-İbn Abbas'tan
Hz. Peyganiber'İn (Sallallahü aleyhi ve seüem} eşi MeymÛne {Radıyailahü anhâ)
annemiz:
Kendisinin cünüplüğü sebebiyle gusül aldığı suyun kalanı ile de Rasû-Iullah'm (Saiiaiiahü aleyhi ve seîiem) abdest aldığını nakletti.
Sahih: Müsned, 1/235, H.no: 2102; Benzer rivayet için bk. 1/284, H.no: 2566; 1/337, H.no: 3Î20; 1/308, H.no; 2806-2808; 1/235, H.no: 2100-2101; fbnü'l-Cârûd, H.no; 48; Ebû Dâvûd, Taharet, 35, H.no: 68; Tirmizî, Taharet, 48, H.no: 65 (Hasen-sahih); Nesâî, Miyâh, 2, H.no: 324\İbnMâce, Taharet, 33, H.no: 370-372; Dârimî, Vudû', 57, H.no: 740-741. Ayrıca 22/330 ve 24/332.hadislere bk.
Lafız mânâsı, 'Suyu herhangi bir şey pisletmez' şeklindedir. Ancak diğer naslarla bu hadis tahsis edildiği için 'Bu durum suyu kirletmez' şeklinde terceme edilmiştir.
Sened: OjX& 'jt. iJU— 'jt- Q>js. ti'J>-\ Jiî (~j^Wi Sjis $ îjiS ^' oıii-- |^1^-
Şahih: Müsned, VI/330, H.no: 26680 (Hocası Tayâlisî'den nakli); Müslim, Hayz, 48; Heysemî, Ahmed b. Hanbel'e nisbet ederek sahih hadis ricâliyle nakledildiğini ifade ettiği fikMecma', 1/273):
SjLi>Ji -ja Lfli—A ıL*3-^ '^y-i "i1 -*'_>*tj j^1
şeklindeki hadisi Müsned'de bulamadık. İhtimaldir ki bu yazılım hatasıdır. Doğrusu ise yukarıdaki metindir. Aslında bu hadis, Müslim'de zikredildiği için Mecmau'z-Zevâid'de yer almaması gereken bir hadistir..
Ayrıca 22/330 ve 23/331.hadislerebk.
84 Suiar ve İlgili Hükümler
* Temiz Bir Madde İie Karışmış Suyun Hükmü
25/333-Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hanî'den (Radıyaiiahü anhây.185 Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) büyük fetih günü, Mekke'nin yukarı mahallesine geldi ve ben de yanına vardım. Ebû Zer, kendisine büyük bir kapta!8(i su getirdi, (ama) ben onda hamur kalıntısı gördüm. Hz. Peygamber Ebû Zerr'i kendisine siper yaptı ve gusül aldı, sonra sekiz rekât namaz kıldı. Bu duha (yani kuşluk) vaktindeydi.
NOT: Tekne gibi büyük bir kapla hamur kalıntılarının olması, o dönemdeki eşyanın ya da suyun azlığından olsa gerek. Bu gibi rivayetlerden çıkan hüküm:
Suyun içine temiz bir şey karışıp, üç vasfından birini değiştirse de suyun tab'ını bozmamışsa Hanefî mezhebine göre, o su temiz ve temizleyicidir, iki vasfı da değişse onunla abdest alınmasına fetva verilmiştir. Meselâ, taş, toprak ve ağaç gibi şeyler sürükleyip getiren selin su tab'ı/inceliği bozulmadıkça kendisiyle temizlik yapılabilir. Ayrıca içine sabun, çöven ve zaferan gibi temiz bir madde karışmış ve üç vasfından biri değişmiş su temiz ve temizleyicidir.187 Bu sular İmam Mâlik ve Şafiî'ye göre ise temizdir, ancak temizleyici değildir.'88
185 Sened: J&- J -dJi & y uUİ\ j- J$» $ £■ *pz ıi:fU- Jiî jij^t i^ iSji
Sahih: Miİsned, VI/341, H.no: 26766; Benzer rivayet için bk. VI/341, H.no: 26767; VI/423-424, H.no: 27253; VI/424, H.no: 27259; Buhârî, Taksîru's-Salâl, 12; Müslim, Salâlü'l-müsâfirîn, 80-83; Bazı rivayetlerde sütreyi tutanın Ebû Zer (Radıyaliahü anlı) değü, Rasûİullah'in kızı Fâtıma (Radıyaliahü anhâ) olduğu belirtil mistir. Bk, Müsned, VI/343, H.no: 26786-26787; VI/423-424, H.no: 27252-27253; VI/425, H.no: 27261
186 Cefne denilen bu kap için bk. 26/334 nolu hadisin açıklaması.
187 Merğınânî, Hidâye, 1/19; Meydânî, Lübâb, 1/43-44
188 İmam Şafiî, Ümm, 1/20; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/19
Sular ve İlgili Hükümler
26/334-VmmüHânVden (Radıyallahüanhâ):m
Hz. Peygamber (SaHalfoks aleyhi ve seiiem) ve Meymûne (RadıyallaM anh) aynı büyük kaptan gusül alırlardı ve onda da hamur kalıntısı vardı.
AÇIKLAMA
Peygamberimiz (SaiiaUaka aleyhi ve seitem) döneminde kullanılan bazı su kaplan: \~Cerra (*ı>jLi ;>ı); yeşil testi, küp190
2-Kûz OM: testi'91
3-Kas'a (w)ıj ya da Cefhe (aüı); büyük kap192
A-Kulle (4ş3i) Büyük kap, ancak miktarında farklı görüşler vardır:
Şafiî ve Hanbelîlere göre, bir kullenin miktarı 2,5 Hicaz kırbasıdır193 ki bu duruma göre iki külle (yani beş kırba); beşyüz ya da altiyüz Bağdat rıtlıdır veye seksen dokuz Halep nflma denktir.m Bu da yaklaşık olarak 12 teneke ya da i varil (yaklaşık 200 litre) su demektir.195
5-Kadeh (c-ojı); Bardak'96
6-Ferak (d>^l); RasûluIIah döneminde yaygın ölçek kaplarından birisidir ve birçok hadiste geçmektedir. i97 Ferak; 16 rıtl olup o da 3 sa'a denktir ki198 cumhura göre yaklaşık 6 litrelik, Iraklılar ve Hanefî fakihlere göre 9 litrelik kaptır.199
7-Tevr (jj—&) ve Rakve (ijS'Ji); su kaplarıdır ki içmek veya abdest almak için kullanılır.™
Sened: j*i»i^ç&» jf*
Sahih: Mü'med, VI/342, H.no: 26775; Benzer rivayetler için bk. VI/341, H.no: 26766-26767;
VI/343, H.no: 26786-26787; VI/423-424, H.no: 27252-27253; VI/424, H.no: 27259; İbn
Mâce, Taharet, 35, H.no; 378; Nesâî, Taharet, 149, H.no: 240.
Ümmü Hânî'nin asıl isminin Fâlıile olduğunu belirten rivayet için bk, Müsned, VI/341, H.no:
26771.
Ayrıca ll/319.hadise bk.
190 Müsned, 1/27; Buhâri, Eşribe, S; Müslim, Eşribe, 47; Heysemî, Meanau'z-Zevâid, V/65; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IX/343; lbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, V/172; İbn Hacer, İsâbe, IV/417 (Müslim b. Umeyr'in biyografisinde)
191 Makdisî, Muhtara, V/241
m Müsned, IV/25; Müslim, Müsâfirûn, 187; İbn Huzeyme, î/66
193Müsned, H/23; Ebû Dâvûd, Taharet, 33; Tİrmizî, Taharet, 50; Beynakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/263; Makdisî, Muhtara, V/241
m \bnn\'E$ÎT, Nihâye, ÎV/104; Milnkvî, Feyzu'l-Kadîr, 1/312 m Abdiilfettah Ebû Gudde, Hasiyetli Fethi bâbi'l-İnâye, 1/112;
(Kulle'nin hacmi hakkında değişik görüşler vardır. Bir görüşe göre külle, 250 ntıldır. Bir Bağdadî nth yaklaşık 400 gramdır. (Bk. Ahraed Nâim, Tecrid-i sarih trç., 1/166): Bazı eserlerde hacim ölçülerinin tartj (gr. ya da kg.) olarak değerleri verilmiştir. Ancak bu doğru değildir. Çünkü her maddenin hacmi ve ağırlığı farklıdır. Her maddenin hacim ve tartısı ayrı ayrı zikredilİrse doğru olur. ömek için bk. Muhammed Necmüddin, el-Mekâdîru 'ş-şer'iyye, 308 190 Müsned, V/340; Müslim, Eşribe, 89 197 Müsned, VI/37, 199; Buhâri, Gusl, 2; Müslim, Hayz, 40-41 ı98İbnü'l-Esîr, age., IV/437-438; İbn Manzûr, lisânü'l-Arab, X/305-306 1 Ferak'daki farklı ölçeğin çıkma sebebi Iraklı ve Hicazlı fetihlerin ntıh farklı anlamalann-dandir. (Bk Ahmed Nâim, age., 1/205) 200Müsned TrcH.no. 145/453; İbn Hacer, Fethu'/-Bân'JX/25URâzlMuhtâru's-Sıhâh. sn o«
86 Sular ve İlgili Hükümler
8-Kırba (*o*Jl); deriden yapılmış tulum201
9-Garra (*!>!!); dört kulplu karavana olup dört kişi tarafından taşınırdı.202
10-Demir kadeh/bardak
ll-Zücac (çUjft); cam kadeh/bardak203
YL-Kavârîr (jjyti)\ cam şişeler204
13-fleyyân (üi^ı) adlı bardak205
\A-Mihdab (vİaii); taş tekne, içinde elbise yıkanan kap, leğen206
15-MefcfcHfc(i)JKİi); su içmede ya da başka yerlerde kullanılan tas olup ağzı dar
ve ortası geniştir. Mekkûk 1 Vı sa' olup Iraklı fakihlere göre 6,36 İt. ve Hicazhlara göre ise 3,1 SU. ye denktir.2117
16-Mirken (jfjty, leğen/ geniş kap208
17- Zenûb (^-Ui) veya Seci O—) denilen kova209 18-Sâder (jSuJı) isimli kap210
19-Ahşap kadeh (Gümüşten üç kulpu vardı, bunun demirden olduğu ve etrafında halkalar bulunduğu da söylenir. Bu kadeh kendisinden sonra Enes b. MâHk'in yanında, sonra da onun kızmdaydı.)21'
20-Bakır leğen
21 -Tunçtan tekne212
* Kendisine Necaset Bulaşmış Su ve Büdâa Kuyusunun Durumu
27/335-Ebû Said el-Hudrî'den (Radıyailahü-anhy,
201 Müslim, Müsâfırûn, 181, 187;
202 Âmiri, Behcetü'l-tnehafil, 11/172-173; Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, 1/303
203 îbn Mâce, Eşribe, 27; İbn Sa'd, Tabakât, 1/485; İbnü'1-Esîr, Bidâye, Y/71
204 Hamci, Nesîmu 'r-riyâz, 1/362
205 Haföci, Nesîmu'r-riyâz, 1/362
206 Müsned, Vl/151, 228; Buhârî, Vudû', 54; Tıb, 22
207 Sa'ın litre değerindeki ihtilaf için bk. 215/523 nolu rivayetin açıklaması. 208Bk.l3/321.hadis
209 Bk. 69/377 nolu rivayet
210 İbnü'1-Esîr, Bidâye, 111/16 ıu EbûDâvûd, Et'ime, 17 212 İbn Sa'd, Tabakât, 1/485
Sular ve İlgili Hükümler
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seüem), Büdâa (Benû Sâide214) kuyusundan abdest alırken onun yanma geldim ve dedim ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Bu kuyuya bazı pislikler (rüzgâr veya sel sebebiyle savrulup) düştüğü halde, ondan abdest mi alıyorsun?' Hz. Peygamber buyurdu ki:
(Bu durum) suyu necis yapmaz."
NOT: Büdâa kuyusundaki su fazlaydı, ayrıca bu suyun akıcı olma ihtimâli de var. Fazla ya da akıcı olan suyun Uç vasfından biri (yani kokusu, rengi veya tadı) değişmediği zaman kullanılabilir. Suyun az olduğu bölgelerde insanlar bunları kullanmak zorundadırlar.215
28/336-Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den (Radıyaiiahaanhy}
Sahih: Uüsned, 111/15-16, H.no: 11061; Benzer rivayetler için bk. IH/31, H.no: 11196 (Müsnedi tahric eden Hamza Ahmed "Bu rivayetin senedinde Velid b. Kesir el-Mahzûmî el-Medenî (v.151/768) var. Bu zat haricî görüşleri benimseyen bir râvidir. Bu sebeple basendir" der. Bu râvinin Buhârî dört, Müslim on akı, Tirmizî iki, Ahmed b. Hanbel ve Nesâî sekiz, Ebû Dâvûd yedi, İbn Mâce ve Dârimî dört rivayetini nakleder Zehebî de "sika olduğunu söyler. Bk, Kâşif, Trc. no: 6090); 111/86, H.no: 11754, 11757 (Müsnedi tahric eden Hamza Ahmed, bu iki rivayetin senedinde mestur kabul edilen Ubeydullab b. Abdurrahman b. RâfT el-Ensârî'nin (v.111/729) varlığına dikkat çekmektedir. Fakat Zehebî, Ahmed b. Hanbel'in Büdâa Kuyusu hakkındaki hadisini sahih saydığını, ihyâü'l-mevâî konusunda da bir hadisinin bulunduğunu söyler. Bk. Kâşif, Trc. no: 3566. Ebû Said el-Hudrî (Sa'd b. Mâlik)'den Büdâa Kuyusu hakkındaki hadisini nakledenler: Ahmed b. Hanbel ve Ebû Dâvûd (ikişer rivayetle), Tirmizî ve Nesâî (birer rivayetle). CSbİr'den İhyâü'l-mevât hadisini nakledenler: Ahmed b. Hanbel üç tarikle ve Dârimî. Nesâî de es-Sünenü'I-kübrâ isimli eserinde nakleder.) Metni şöyledir:
İbn EbîŞeybe, 1/131, H.no: 1505; VH/281, H.no: 36092; Ebû Dâvûd, Taharet, 34, H.no; 66-67; Tirmizî, Taharet, 49, H.no: 66 (Hasen hükmünü veren Tirmizî, bu konuda Ebû Üsâme'nin ceyyid olarak naklettiği hadisin en sağlam nakil olduğunu, ayrıca İbn Abbas ve Hz. Aİşe'den (Radtyallahü anhüm) de rivayetlerin bulunduğunu söyler. Tirmizî'nİn işaret ettiği Ebû Üsâme hadisi için bk. Uüsned, M/31, H.no: 11196); Nesâî, Miyâh, 2, H.no: 326-328; İbrıü'l Cörûd, H.no: 47; Dârekumî, 1/29; Beyhakt 1/257, H.no: 1147; Ebû Ya'lâ, H/476, H.no: 1304 214 Müsned, IH/86, H.no: 11754 2l5Bennâ, age,,I/215
Sahih: Miisned, V/337-338, H.no: 22758; £/w Ya'lâ, XIII/511, H.no: 7519; Beyhakî, 1/259, H.no: 1152; Rûyânt, 11/235, H.no: 1121 (Bu üç eserde Sehl (Radıyallahü anh): "Ben sizi Büdâa kuyusundan sulardım ancak siz hoş karşılamıyorsunuz. Halbuki ben şu ellerimle Allah Rasûlü'ne (Salialîahü aleyhi ve sellem) su ikram etmiştim" der.) Dârekutnî, 1/32 (Burada ise
_88________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
Rasûlullah'a (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) Büdâa kuyusundan ellerimle su çektim (ve onu kullandı.)
NOT; Rasûlullah'm (Sallaiiahu aleyhi vesellem) suyunu kullandığı bazı kuyular:
1-Mâlik b. Nadr b. Damdam kuyusu (Ebû Enes kuyusu da denirdi),
2-Benî Hudeyle köşkünün yanındaki kuyu,
3-Casim Ebu'l-Heysem et-Teyyehân kuyusu,
4-Kuba'daki Gars kuyusu,217
5-Benî Ümeyye b. Zeyd kuyusu,
6-Büdâa / Benû Sâide kuyusu,
7-Akik'teki Rûme kuyusu.218
S-Enes b. Mâlik'in kuyusu2I9
9-Hudeybiye Kuyusu 22°
Allah Rasûlü annesi vefat eden ve onun adına hayır yapmak isteyen Sa'd b. Ubâdeye en iyi sadakanın su olduğunu söylemiş ve kuyu/çeşme yapılmasını istemiştir.221
Peygamberimizin kendisinden faydalanılmasını yasakladığı veya suyunu boşalttığı kuyular da vardır:
1-Zervân (Zû Ervân) Kuyusu222
2-(Tebük Seferinde) Semud kavminin meskenlerinin bulunduğu Hıcr'deki kuyu223
"Allah Rasûlii (Saüallahü aleyhi ve sellem) Büdâa kuyusundan su içmişti" lafzı İle rivayet edilir.) Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/207, H.no: 6026
217 Bk. İbn Mâce, Cenâiz, 10, H.no: 1468
218 İbn Sa'd, Tabakât, 1/503-506
1 Bu kuyu hakkında Buhârî'de şu rivayet nakledilir:
Bk. Buhân, Müsâkât, 1; Hibe, 4; Eşribe, 14; Müslim, Eşribe, 124-125. ' Bu kuyu hakkındaki rivayet:
ji <_jlljjlj 3jU i'j^s- «jjI ÎijJjJi fû US" Jü <£ jJjI ^'j cicili ji- jliJ>l ıg) j& J^''^-"! kj
ji—' lijiû 'Jş- üîîCi jLlI ^ ^ij ^aZili (Ll; tpjj JJ\ jJûi Js- jX.j İŞs- dil jla ^1 ^-i>o i'jai
Ljü 1 lVjA_iî ji O'JJJ ^JJ ,A*~ UjİU-1
Bk. Buhâri, Menâkıb, 25; Meğâzî, 36,
221 Ebû Dâvûd, Zekât, 41, H.no: 1681; Nesâî, Vasayâ, 9, H.no: 3664; İbn Mâce, Edeb, 8,
H.no: 3684 (Hadis munkatı olduğu için zayıftır.)
2 Bu kuyu Hz.Peygamber'e yapılan sihirde kullanılan Benû ZÜrayk'takİ kuyudur. Bk. Buhârî, Tıb, 49, Edeb, 56, Deavât, 57; Müslim, Selâm, 43.
u Bk. Buhârî, Enbiyâ, 17; Müslim, Zühd, 40. Bu sudan yasaklanmalarının sebebi şehrin tarihinden kaynaklanmaktadır. Hz.Peygamber sadece Salih peygamberin dişi devesinin sulandığı kuyudan su almalarını emretti. Hıcr, Medine ve Şam arasında Âd ve Semûd kavminin merkezi olan şehirdir. Kur'an'da da bu şehrin adını taşıyan bir sure vardır. Bu sûre adını peygamberlerini yalanlayan Hıcr halkından bahseden 80-84.âyetIerinden almıştır.
Sular ve İlgili Hükümler
* Yırtıcı Olan ve Olmayan Hayvanların İçtiği Sular, Kulleteyn (Bir Varillik Su) Hadisi
29/337-İbn Ömer'den (Radıyaüahü anhiimâ)'224
Rasülullah'a (Saüaiiahü aleyhi ve sdiem), sahralarda bulunan ve yırtıcı olan, olmayan hayvanların içtikleri suların hükmünün sorulduğunu duydum. Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Su iki külle325 miktarına ulaştığında necaset tutmaz."
§ Ondan ikinci rivayet:
İtm Ömer (Radıyallahü anhümâ) RaSÛlullah'tan (Sallallahü aleyhi ve sellemj ŞUnlan
da nakletti:
"Su miktarı iki ya da üç külle miktarına ulaştığında necaset tutmaz." Vekî' dedi ki: Külle ile cerre kastedilmektedir.
2MSened:
Sahih: Müsned, 11/38, H.no: 4961; İkinci rivayet için bk. 11/23, H.no: 4753; Benzer rivayet için bk. n/12, H.no: 4605; 11/26-27, H.no: 4803; 11/107, H.no: 5855; Bu son rivayetin metni şöyledir:
:JIÜ |? ÜaJl lü *jj V U>j3İ :iüü t jj w?^î' Jpji jı«J 1U- «J OlÜJı ı^^âi J| -dil
^iö' U İJii LU jl j^Ü iLlîl ûB* lîj : jli (-Lj ^ -İl Jt» «öl J_^-j aü :^ı
£&« Dâvûd, Taharet, 33, H,no: 63-65; Tirmizî, Taharet, 50, H.no: 67 (Tirmizî, İmanı Şafiî, İshâk ve Ahmed b. Hanbel'in kavlinin de bu hadis olduğunu söyler); Nesâî, Taharet, 44, H.no: 52; Miyâh, 2, H.no: 327; îbn Mâce, Taharet, 75, H.no: 517-518 (Bûsirî, râvilerinin sika olduğunu belirtir); Dârimî, Vııdû', 55, H.no: 737-738; İbnü'l-Cârûd, H.no: 44-46; Ebû Ya'lâ, IX/439. H.no: 5590.
225 Külle, varil mânâsındadır ve yaklaşık 200 İl. su alır. Bununla ilgili ölçü birimleri için bk. 29/337 no. lu rivayetin notu.
90 Sular ve İlgili Hükümler
AÇIKLAMA
Peygamberimiz suyun az olduğu bölgeleri baz alarak asgari iki külle (bir varil) hacmindeki durgun suyu, çok suyun en az miktarı olarak kabul etmiştir. Bu miktardaki bir suya necaset düşse de suyun üç vasfından birisi değişmedikçe temiz ve temizleyicidir.
Bu ve benzeri rivayetlerde geçen külle (aülı) miktarında farklı görüşler vardır;
Kulleteyn görüşünü alan Şafiî ve Hanbelîlere göre, bir kullcnin miktarı 2,5 Hicaz kırbasıdır226 ki bu duruma göre iki külle (yani beş kırba); beşyüz ya da aitıyüz Bağdat ntlıdır veye seksen dokuz Halep rıtlına denktir.227 Bu da yaklaşık olarak 12 teneke ya da 1 varil (yaklaşık 200 litre) su demektir.228
Çok suyun en az miktarı ile ilgili farklı rivayetler olduğu için müctehidler ihtilâf etmişlerdir:
Hanefîlere göre kulleteyn. miktarında ihtilaf bulunup, kesinlik olmadığı için bu rivayetlerde ızdırab vardır ve durgun suyun bulunduğu havuz/kap hacmi 10x10 zira' (yaklaşık 48 m2) olunca ya da bir kenarında oluşan dalganın öbür kıyıya varmadan kaybolacağı genişlikteki havuz olunca çok su kabul edilir ve suyun üç vasfından biri bozulmadıkça su pislenmez, kullanılabilir, Hanefî müctehidleri çok su miktarında dalganın öbür tarafa ulaşmaması şartını denize kıyas ederek kabul ettiler, zira Peygamberimiz "Deniz suyu temizleyici ve Ölüsü helâl olan (bir yerdir)" buyurdu. Ayrıca uykudan uyananan kişinin dışarıda elini yıkamadan su kabına daldırması ve durgun suya bevletmenin yasaklanması gibi rivayetlerde bu görüşün tesbitinde etkili olmuştur.320
Mâlikîler çok su için bir sınır belirtmediler, ancak az suya necaset düşüp vasıflarını değiştirmese de necis olur, dediler.230
Şafiîler en az iki külle hacmindeki suyu çok su kabul eltiler.231
Hanbelîler ise İmam Ahmed'den iki farklı görüş zikrederler; birine göre en az iki külle olması lâzım, diğerine göre ise su az da olsa üç vasfından biri bozulmazsa temiz ve temizleyicidir, dediler. Doğrusunu Allah bilir.232
226 Müsned, 11/23; Ebû Dâvûd, Taharet, 33; Tirmizî, Taharet, 50; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/263; Ebû Abdillalı el-Makdisî, Muhtara, V/241
227 Münâvî, Feyzu'l-Kadtr, 1/312
228 Abdülfetlah Ebû Gudde, Hâşiyetü Fethi bâbi'l-lnâye, I/İ12;
(KuIIe'nİn hacmi hakkında değişik görüşier vardır. Bir görüşe göre kuile, 250 ntıldır. Bir Bağdadî ntls yaklaşık 401 gramdır. (Bk.Tecifd.-i Sarih Tercemesi, 1/166)
229 Mevsılî, İhtiyar, 1/14
230 İbn Rüşd, age. 1/3 7
23İ İmam Şâfıî, age. 1/18,28; Nevevî, Mecmu', 1/112 232 İbn Kudâme, age. 1/24
Sular ve İlgili Hükümler ___________91_
* Durgun Suya İdrar Yapmak, Bundan Alınan Abdest ve Guslün Hükmü
30/338-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiahu anh):233
RasÛluJlah (Saitaiiahü aleyhi ve seiiem) durgun suya idrar yapmayı yasakladı.
31/339-Ebü Hüreyre'den (Radıyaiiahu anhyrM Rasûlullah {Saîialtahu aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:
"Sizden biri kesinlikle durgun suya idrar yapmasın, sonra ondan abdest almak zorunda kalabilir!.." 235
233 Sencd: $\ / Eji '£*£$ û5i "j~^ 13Üİ-
Sahih: Müsned, 111/341, H.no: 14603; Benzer rivayet için bk. 111/350, H.no: 14713; Müslim, Taharet, 94 f*y_4î " lafzı ile); İbn Mâce, Taharet, 25, H.no: 343 (İbn Mâce'nin İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhîimâ) nakleüiği zayıf rivayet için bk. Taharet, 25, H.no: 345); Talıâvî, Şerhu meânVl-âsâr, 1/15; Dârekutnî, 1/13-27; Beyhakî, 1/262. Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.
234 Sened: ^ıl*- ^* ^S^- j/- jf-fji j£ i3İî-
Sahih: Mî^nk, 11/259, H.no: 7517-7518; Benzer rivayet için bk.II/394, H.no: 9090; 117362, H.no: 8725; H/346, 8539; U/529, H.no: 10785; 11/492, H.no: 10334; Iİ/464, 9946 (Abdullah b. Velîd b. Meymûn el-Emevî sebebiyle bu rivayet hasendir); 11/316, H.no: 8171 (Hemmâm, Sahîfe, H.no: 73); 11/265, H.no: 7592; H/288, H.no: 7855; H/532, H.no: 10836; Buharı, Vudû', 8; Müslim, Taharet, 95-96; Ebü Dâvûd, Taharet, 36, H.no: 69-70; TirmızL Taharet, 51, H.no: 68 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 46, H.no: 57-58; Gusİ, 1, H.no: 394-398; Miyâh, 6, H.no: 334; İbn Mâce, Taharet, 25, H.no: 344; Dâıimî, Vudû', 54, H.no: 736; İbnü'l-Cârûd, H.no: 54
135 Lafız olarak 'abdest alır' şeklindedir. Ancak burada cümle akışına uygun olarak 'abdest almak zorunda kalırV diye terceme edildi.
92 Sular ve İlgili Hükümler
§Aynı sahabiden, başka tarikle gelen rivayette; Abdest kelimesi yerine, "Sonra ondan gusül almak zorunda kalabilir" şeklinde geçmektedir.
§ Aynı sahabiden, başka tarikle gelen rivayette:
RasÛlullah (SallaUahü aleyhi ve seUem) buyurdu kî:
"Akıcı olmayan durgun suya idrar yapma, sonra ondan gusül almak zorunda kalabilirsin!.."
NOT: Bu ve benzer rivayetlerden durgun suya bevletmenin haram olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu durum suyu necis kılıp kullanılmaz hale getirmektedir.
* Köpeğin Artığı Olan Su ve Hükmü
32/340-Ebû Hüreyre'den (Radıyaüahu anh):236 Rasûlullah'm (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle buyurduğunu işittim: "Birinizin kabını köpek yalarsa (bir rivayette; su İçerse), kabını yedi kere yıkasın!"
' Sened: //.jj J>\ piC= J
Sahih: Müsned, İT/253, H.no: 7440 (hadisin birinci bölümü); Benzer rivayet İçin bk. 11/460, H.no: 9891 ("izâ şeribe" lafzı ile rivayet edilmiştir); 11/398, H.no: 9142; 11/245, H.no: 7341 (36/344.hadise bk); 11/265, H.no: 7593; 11/271, H.no: 7659; 11/360, H.no: 8710; 11/424, H.no: 9451; 11/480, H.no: 10172; 11/482, H.no: 10201; Muvatta', Taharet, 35; Müslim, Taharet, 90 (Bu iki eserde "izâ şeribe" lafzı ile rivayet edilmiştir); Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 73; İbn Mâce, Taharet, 31, H.no: 363-364; Şâlîî, Müsned, s.7-8; Îbnü'l-Cârûd, H.no: 50; Dârekutnî, 1/63-64; 11/253;
İbn Ömer'den (Radıyaüahu anhiimâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 31, H.no: 366;
Heysernî, hadisin İbn Abbas'tan {Radıyaüahu anhiimâ) da şahidinin bulunduğunu, Taberânî ve Bezzâr tarafından rivayet edildiğini, senedindeki râvüerden İbrahim b. İsmail'in Ahmed b. Hanbel'in sika olarak kabul etmesine rağmen kendisiyle ihtıcacda ihtilafın varlığını ifade etti. BkMecma', 1/287.
Hadisin bazı. rivayetlerinde şu ziyade vardır: (Jy '£* -Li3 p &Jİ) Bk.Müslİm, Taharet,
89; İbnü'l-Cârûd, H.no: 51
Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________93
33/341-Ebû Hüreyre'den (Raciıyatiahüank):2Zı Rasûlullah (Saihiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "(Birinizin kabından köpek su içerse/yalarsa) İlki toprakla olmak Çizere kabı yedi kere yıkanır, (yıkasın!)"
34/342-Abdullah b. Muğaffel'den (Radıyaliahüanh)r3S
Rasûlullah (Saiiaiiahü aieyM ve sciiem) (bir zamanlar) köpeklerin Öldürülmesini emrettti. Sonra:
"Artık köpeklerden size ne, onları bırakın"23y dedi. Peygamberimiz, av köpeği ile çoban köpeğinin bulundurulmasına/beslenmesine izin verdi ve buyurdu ki:
"Birinizin kabını köpek yalarsa, o kabı yedi kere yıkasın, sekizincide toprağa bulasın.240"
NOT: Peygamberimiz (Saihi/ahu ahyid ve sciiem), Medine'de köpeklerin oldukça çoğaldığı ve zararlı olduğu bir dönemde öldürülmelerini emretti. Daha sonra sayılarının azalması ve soylarının kesilmesHehlikesine karşı bu emri durdurdu.
Sened: î'^'J*
Sahih: Müsned, 11/489, H.no: 10290; Benzer rivayet için bk.İl/427, H.no: 9479; U/508, H.no; 10544; Müslim, Taharet, 91; İbnü'l-Cârûd, H.no: 52; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 71; Tirmizî, Taharet. 68, H.no: 91 (Tİrmizî, basen-sahih hükmünü belirttikten sonra, İmam Şafiî, İshâk ve Alımed b. Hanbel'in kavlinin de bu hadis olduğunu söyler); Heysemî, Bezzâr'ın bu hadisin (vrÂ_io—*V) lafzını (^ı^u, y.ıi-J-ı) şeklinde (yani, "ilkini toprakla yıkayın" yerine
"onlardan biri toprakla olsun") rivayet etliğini, Bezzâr'm hocası hâricinde kalan tüm râvilerin sahih hadis ricali olduklarım belirtir. Bk.Mecma', 1/287. 23E Sened: -î'p- *$■ ^ûı Jf \2& jlî çi 'j? ^ e5i
Sahih:-Müsned, IV/86, H.no: 16736. Benzer rivayet için bk.V/56, H.no: 20444. Müslim, Taharet. 93; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 74 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir); Nesâî, Taharet, 53, H.no: 67; Miyâh, 7, H.no: 335-336; Dârimî, Vudû', 59, H.no: 743; İbnü'l-Cârûd, H.no: 53; îbn Mâce, Taharet, 31, H.no: 365; Hadisin birinci bölümü için bk. Müslim, Müsâkât, 48; îbn Mâce, Sayd, 1, H.no: 3200-3201; Dârekutnî, 1/65 23 Bir rivayette: ^\—iiır, f—ÎJ uJ şeklinde zikredilmektedir. Onun için tercemeye bu cümleyi yansıttık.
Î40 Bk. Nevevî, Şerhu Sahîhi Müslim III/184-185; Azimâbâdî, Avnü'l-Mâbûd, 1/97; Mubarekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, 1/256
94 Sular ve İlgili Hükümler
35/343-Ebû Hüreyre'den (Radıyaliahü anhy.241 Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "Birinizin kabını köpek yalarsa, kabının temizliği onu yedi kere yıkamakla olur."
36/344-Ebû Hüreyre'den242 (Radıyaiiahü anhy.2A-Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu; "Birinizin kabını köpek yalarsa, kabının temizliği onu yedi kere yıkamakla olur."
37/345 jbn Ömer'den (Raâıyattahu anh)V
[JIÎİJIİU, û fV _flı *Jİ flj UjwL?- L* 1J_* jjj *-^* '_' *L*^ '.£ r*-*-" l^-^1"" f"J° nıJ L?l
Sahih: Müsned, 11/314, H.no; 8J33 (Hemmâm, Sahîfe, H.no: 73); Benzer rivayet için bk. 11/427, H.no: 9479 ("^" lafzı ile); MüsUni, Taharet, 92 ("l^i" lafzı ile)
Sahih: Müsned, 11/245, H.no: 7341. Araştırmamız neticesinde Alımed b. Hanbel'in bu lafzı
ile rivayet eden bir başka musannife rastlayamadık.
'' Râvilerden Süfyân, bu rivayetin Ebû Hiireyre'nin (Radıyaliahü anhUm) sözü değil de Allah
Rasûlü'nden (Sallallahü aleyhi ve sellem) nakledilmiş olabileceğini belirtti.
244c___*a. ;■- m.....• ■-• >j~* ■ -•■<;, f'-'t,- ı-*.- "i t'^ı,-;, ■,<>•>>- ,-:<-
Sahih: Müsned, 11/70-71, H.no: 5389; fî«/îtîrf, VudÛ', 33; £ö(î Dâvörf, Taharet, 137, H.no: 382 (Buhârî ve Ebû Davud'un senedinde İbn Ömer'in (Radıyaliahü anlı) oğlu Salim'İn yerinde diğer oğlu Hamza bulunmaktadır.) Bu hadis aslında iki bölümden ibarettir: İlk kısmı şöyle rivayet edilir:
Sular ve İlgili Hükümler
Ben Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) döneminde, mescidde yatan genç bir bekârdım. (İlk zamanlarda) köpekler oradan gelip geçerdi, (ama) kimse onların gezindiği yere su serpmez (ve dökmezlerdi.)
AÇIKLAMA
İlk dönemlerde 'Eşyada temel kural, mubah olmasıdır!serbestliktir kaidesin-ce, köpeklerin mescidlere girmesine müdâhele edilmezdi. Ancak daha sonra mescidlerin temiz tutulması emredilince, kapılar yapıldı ve köpekler dahil bütün varlıklara karşı titiz davramldı.
Yırtıcı hayvanların artığı konusunda miictehidler ihtliiâf ettiler; İmam Ebû Hanife ve bir rivayette Ahmed b. Hanbei'e göre necistir. İmam Mâlik, Şafiî ve bir rivayette Ahmed b. Hanbei'e göre ise temizdir.245
Köpek ve domuzun artığı İmam Ebû Hanife, Şafiî ve Ahmed'e göre necistir.246 İmam Mâlik'e göre 'köpeğin artığı temizdir, zira avda kullanılmaktadır. Köpeğin arüği/yaladığı kabı ise yedi kere yıkamak necis olduğu için değil de taabbüden emredilmiştir ve yıkanması menduptur. Domuzun kendisi necistir, ama artığı konusunda ondan İki rivayet vardır.'247
Köpeğin kılı ve tüyü İmam Ebû Hanife ve Mâlik'e göre temiz, diğer İmamlara göre necistir.248
§Köpeğin yaladığı kabın temizlenmesi ile igjli farklı rivayetler bulunmaktadır, ancak bu rivayetler arasında ızdırap var, iddiası doğru değildir. Çünkü ızdırap eşit kuvvetteki rivayetler arasında olur. Ama bu konuda Ebû Hüreyre rivayetleri diğerlerinden daha kuvvetlidir.249
Müctehidler rivayetlerin farklılığı sebebiyle köpeğin yaladığı bir kabın yıkanması ve sayısı hakkında ihtilaf ettiler:
1-Hanefî mezhebine göre; yedi kere yıkamak nedben emredildi. Zira bu rivayetleri nakleden Ebu Hüreyre köpek ve kedi yalamasında üç kere yıkamakla fetva verdi.250 Diğer necasetler de Uç kere yıkama emri bulunmaktadır ve bu necasetlerin
İbn Ömer (RâdıyaÜâhü anhiimâ): "Bİz gençken Allah Rasûlü (Satlallnhü aleyhi ve seîiem) zamanında mescidde kaylûle yapardık/öğle uykusu uyurduk" demiştir. Bk. Müsned, 11/70-71, H.no: 5389.
Diğer rivayet:
İbn Ömer (Radıyallahü anhiimâ): "Allah Rasûlü (Salhliahü aleyhi ve seîiem) zamanında mescidden başka geceleyecek ve sığınacak bir yerim yoktu" dedi. Bk. Müstıed, 11/70-71, H.no: 5389. Hadisin bu bölümü, Buhârî'nin Salâl, Cum'a, Menâkıb, Ta'bİr; Müslim'in Fezâilü's-salıâbe; Ebû Davud'un Taharet; Tirmizî'nin Salât; Nesâî'nin Mesâcid; İbn Mâce'nİn Ta'bİr, Mesâcid; ve Dârİmî'nin Salât, Rü'yâ bablannda "genç ve evli değilken mescidde gecelerdim", "eşi-âilesİ olmayan bir bekârken mescidde uyurdum", "evlenmeden Önce evim mesciddi" gibi sadece İbn Öiner'e âit cümlelerle değii; diğer genç bekâr sahabenin gecelediği ve sığındığı yerin mescid olduğunu ifade eden ibarelerle de karşılaşıyoruz.
245 Sehnûn. Müdevvene, 1/5; İbn Kudâme, Muğnî, 1/43; Nevevî, Mecmu', 1/172,11/589
246 Merğınânî, Hİdâye, 1/24; İbn Kudüme,Muğnî, 1/41; Nevevî, Mecmu', 1/172-173 347 Sehnûn, Müdevvene, 1/5; Desûkî, Haşiye, 1/83
248 Merğınânî, Hidâye, 1/21-22; Kâsânî, BedâV, 1763 m San'ânî, Sübidü's-selâm, 1/28-29 25 Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/23
96________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
bir kısmı köpek yalamasından daha necistir, o halde üç kere yıkamak temel esastır, daha fazla yıkamak mendupfur.251
2-MalikîIere göre; köpek remizdir, Çünkü av köpeğinin yakaladığı av temizdir. Köpeğin yaladığı kabın yıkanması ile ilgili sayılar nedben emredildi, vacip de-gıldır.
3-Şafnlere göre; ilkini toprakla ovalayarak yedi kere bu kabı yıkamak vacip-tir.253
4'Ahmed b. Hanbel'den nakledilen iki görüşü vardır: Biri Şafiîler gibi ilkini toprakla ovalayarak yedi kere bu kabı yıkamanın vücûbiyeti, nakledilen diğer görüşü de sekiz kere yıkamaktır, ancak sekizincisini toprağa bulayarak yıkamak gerekir, şeklindedir.254
* Kedinin Artığı ve Hükmü
38/346- (Abdullah) b. EbîKatâde'nin karısı,
Ka'b b. Mâlik'in kızı Kebşe (itadıyaiiaM anhum) anlatıyor:235
251 İbnü'J-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/109
252 İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/20-22
253 Nevevî, Mecmu', VI72-173
254 İbn Kudânıe, Muğnî, 1/45
Sahih: Müsned, V/303, H.no: 22479; Mâlik, Taharet, 13; Ebû Dâvüd, Taharet, 38, H.no: 75; Nesâî, Taharet, 54, H.no: 68; Miyâh, 8, H.no: 339; Dârimî, VudÛ', 58, H.no: 742; İbn Mâce, Taharet, 32, H.no: 367; TirmizU Taharet, 69, H.no: 92 (Tirmizî, hasen-sahih hükmünü belirttikten sonra, hadisin Hz, Aişe ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahüanhümâ) nakledildiğini söyler); Hz. Aişe'den (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 38. H.no: 76 (Bu rivayette artığı ile abdest aldığı da kayıtlıdır.) Hadisin metni:
Sular ve İlgili Hükümler________________________________________________97_
Ebû Katâde (Radıyaiiaha anh), Kebşe'nin yanma geldi ve o, Ebû Katâ-de'ye abdest suyu döktü. Bu sırada bir kedi geldi ve o sudan içti. Ebû Katâde de kabı biraz eğdi ki kedi (rahat) içsin... (Kebşe devamla şöyle dedi:)
Kendisine baktığım] görünce dedi ki:
'Ey Kardeşimin kızı, şaşrrdm mı?'
'Evet:
'(Bu konuda) Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu:
"Kedi necis değildir, o sîzin etrafınızda dolaşan/size hizmet eden erkek ve dişi varlıklardandır.'"
§ Râvilerden İshak dedi ki: Hadiste "ve" yerine "veya" geçmektedir:
"...Ya da etrafınızda dolaşan/size hi2met eden dişi varlıklardandır."
39/347- Abdullah b. İbn Ebî Talha'nın256 karısı anlatıyor:257 (Bir keresinde) Ebû Katâde (Radıyaiiaha anhâ) su kabını kediye eğdi ve o da içti, sonra şöyle dedi:
Rasûlullah (Saiiaîlahü aleyhi ve seiiem) bize şöyle buyurdu: "Kedi necis değildir, o sizin etrafınızda dolaşan/size hizmet eden erkek ve dişi varlıklardandır."
01 ^_İl OjlilJ .iXa3 Ljîjjry t 1+^ "M lT^J ÖJÛ J] '~-iÂ'. l^-j1 CjfÜ^İ of *■*! 'j& jUi)I
_î jUl-j iŞi- *Î1ı j^a JJI J_j1.j 01 :cJU» .îV °-^"111-^- !>* "^1 cJ^Ju! illi ,1
Dârekutni, 1/66; Heysemî, bu hadisin Taberânî ve Bezzâr tarafından da rivayet edildiğini, ricalinin sika râviierden oluştuğunu belirtir. Bk.Mecma', 1/216. Ayrıca, Hz. Enes'ten (Radıyallahii anh) de şahidinin Taberânî tarafından nakledildiğini, senedinde Ömer b. Hafs el-Mekkî'nin bulunduğunu, İbn Hibbân'ın sika, Zehebî'nin de mechûl saydığını söyler. Bu rivayette Allah Rasûlü'nün (Saüallahü aleyhi ve sellem) Hz. Enes'e (Radıyallahii anh) hitabı şöyledir:
"Ey Enes! Kedi evin bir eşyası (gibi)dir, Hiçbir şeyi kirletmez ve necis hâle getirmez." 256 38/346. hadiste Abdullah b. Ebû Katâde'nin karısı Kebşe bt. Ka'b b. Mâlik olarak geçmişti. İbn Ebİ Talha yanlışlıkla İbn Ebİ Katâde ismi yerine geçmiş olabilir. Çünkü hadiste aynı hâdise, olayın kahramanı ise Ebu Talha'dır. Zaten hadis de Ebu Talha Müsnedi'nde zikredilmiştir. 2 7 Sened: **«Ü> ^ J ■dJI -M1 ~fy J*&- **&• <J J> ^ -m- !y. li^Â tjfe- ^^ ı3j* Sahih: Müsned, V/296, H.no: 22427; Benzer rivayet için bk. V/309, H.no: 22535; Humeydî, 1/205, H.no: 430; Ayrıca bir önceki 38/346. ve 40/348. hadislere bk.
_98________________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
AÇIKLAMA
Evcil hayvanların artıkları temizdir.
1-Kedi ve daha küçük hayvanların artığı temizdir. Ancak İmam Ebû Hanife kullanılmasını mekruh görmüştür. Zira o da eti yenmeyen hayvanlardandır.258
2-Katır ve eşeğin artığı cumhura göre temizdir,259 ancak îmanı Ebû Hanife'ye göre bunlar şüpheli sulardır, çünkü sahabe meşruluğunda ihtilâf etmişlerdir. Başka su yoksa onunla abdest alır, aynca teyemmüm yapar.260
3-Eti yenen hayvanların artıkları ittifakla temizdir,261 ancak gezinen ya da pislik yeme ihtimâli olan tavukların, ayrıca yırtıcı kuşların, evde bulunan iare ve yılan gibi haşere hayvanların artığım kullanmak İmam Ebû Hanîfe'ye göre mekruhtur.362
4-Eti yenen hayvanların bevli ve dışkısı İmam Mâlik ve Ahmed'e göre temizdir. İmam Ebû Hanife'ye göre güvercin ve serçe dışındakilerin bevli ve dışkısı necistir, Şafiî'ye göre de hepsi necistir.263
40/348-Abdullah, babası Ebû Katâde'den (Râdtyaüahuanh) naklediyor:264 Kendisi için abdest suyu hazırlandı, o sırada bir kedi geldi ve kabı yaladı. Ebû Katâde ondan abdest almaya başladı ve kendisine:
'Ey Ebû Katâde, onu kedi yalamıştı' denilince o şöyle dedi: Rasûlullah'ın (SaiiattaM aleyhi ve seiiem) şöyle buyurduğunu duydum: "Kedi ev sakinlerinden sayılır, o sizin etrafınızda dolaşan/size hizmet eden erkek ve dişi varlıklardandır."
158 Sehnûn, Müdevvene, 1/4-5; Merğınânî, Hidâye, 1/25; Nevevî, Mecmu', 1/173; İbn Kudâme. Muğnt, 1/25
259 Sehnûn, age. 1/5; Nevevî, age. 1/173; İbn Kudâme, age. 1/43
260 Merğınânî, age. 1/25
201 İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/20
262 Merğınânî, age. 1/23-24
263 İmam Şafiî, Ümm, 1/18; Kâsânî, BedâV, 1/62; Nevevî, age. 11/173; İbn Kudâme, age. 1/732 Sened: »il3 ^
Sahih: Müsned, V/309, H.no: 22536 (Bu rivayet Haccâc b. Ertâd sebebiyle basendir. Ancak hadis şâhid ve mülâbileri ile kuvvetlenmektedir); Heysemî de râvilerinin sika olduğunu, Haccâc'ın da sika olmakla birlikte müdellis olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/216-217. Ayrıca 38/346. ve 39/347. hadislerin lahricine bk.
Sular ve İlgili Hükümler 99
AÇIKLAMA
İslâm'da ibadet öncesi temizlik su İle, su yoksa toprakla (teyemmüm şeklinde) yapılır. Sular üç kısma ayrılır; Temiz ve temizleyici sular, sadece temiz olan sular ve necis sular
A-TEMİZ VE TEMİZLEYİCİ SULAR:
I -Mutlak sular; deniz, göl, ırmak, pınar, kuyu ve yağmur suları,265
2-Uzun süre kalmakla rengi, tadı ya da kokusu değişen sular,260
3-İçine necaset düştüğü halde rengi, kokusu ya da tadı gibi üç vasfından biri değişmeyen çok su. Ancak çok suyun Ölçüsünde ihtilâf edilmiştir:
a-Haneffler; bir tarafından hareket ettirildiğinde bu dalga diğer tarafa varmaz ve 10x10 zira' (yaklaşık 48 m2) büyüklüğünde bir havuz ise onu çok su ya da büyük havuz kabul etmişlerdir.267
b-Mâlikîler; çok su için bir sınır belirtmediler, ancak az suya necaset düşüp, vasıflanın değiştirmese de necis olur, dediler.3fiS
c-Şafiîler; en az iki külle hacmindeki suyu çok su kabul etmişlerdir.209 Bir külle 2,5 Hicaz kırbasıdır270 ki bu duruma göre iki külle (yani beş kırba); beşyüz ya da altiyüz Bağdat rıtlıdir veye seksen dokuz Halep ntlına denktir.271 Bu da yaklaşık olarak 12 teneke ya da 1 varil (yaklaşık 200 litre) su demektir.372
d-Hanbelîler; İmam Ahmed'den iki farklı görüş zikrederler; birine göre en az iki külle olması lâzım, diğerine göre ise su az da olsa üç vasfından biri bozulmazsa temiz ve temizleyicidir, derler.273
4-Akan suya necaset düşse ve üç vasfından biri değişmese temiz ve temizleyicidir.274
5-Suda yaşayan hayvanların ölüsü/leşi suyu Hanefî, Mâliki ve Hanbeli mezhebine göre necis kılmaz. İmam Şafiî'ye göre ise balık ve çekirge dışındaki ölüler suyu necis kılar.275
6-Akıcı kanı olmayan sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi küçük hayvanlar/böcekler az bir suya da düşse, suyu necis kılmazlar. O su, ibadet için temizlikte (yani abdest ve gusül almada) kullanılır, bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır.276
7-Leşin yün, kıl, boynuz ve tırnak gibi kanı olmayan sert parçalarının düştüğü su Hanefîlere göre temiz, Şafiî ve Hanbelîlere göre necis, Mâh'kîlere göre ise kemik düşen su temiz, kıl/tüy düşen su necistir.277
265 İbn Miinzir, îcmâ', 18; İbn Rüşd, age. 1/16-17 265 İbn Münzir, age. 19, İbn Kudâme, age. 1/11 207 Merğınânî, age. 1/19-20
268 İbn Rüşd, age. 1/17
269 İmam Şafiî, age. 1718,28; Nevevî, Mecmu', VI12
27 Müsned, 11/23; Ebû Dâvûd, Taharet, 33; Tirmizî, Taharet, 50; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ. J/263; Makdisî, Muhtara, V/241
271 Miinâvî, Feyzu'l-Kadîr, 1/312
272 Abdülfettah Ebû Gudde, Hâşiyetü Fethi bâbi'l-İnâye, 1/112
273 İbn Kudâme, age. 1/24
274 İmam Şafiî, Ümm, illi; Merğınânî, age. I/İS;
375 İmam Şafiî, age. J/18; Şîrâzî, age. 1/47; Kâsânî, Bedâiu's-sanâî, 1/62; İbn Rüşd, age. 1/18,55
270 İmam Şafiî, Ümm, 1/18; Nevevî, Mecmu', 1/129; Mevsılî, İhtiyar, 1/15; Sadi Ebû Ceyb, Mevsûatü'l-icmâ', 11/719
100_______________________________________________Sular ve İlgili Hükümler
B-TEMİZ OLDUĞU HALDE TEMİZLEYİCİ OLMAYAN SULAR
1-Müstamel su temizdir, ancak temizleyici değildir. Bu, cumhurun görüşüdür. İmam Mâlik ise aynı zamanda temizleyici olduğunu da ifade eder.
Müstamel su; kendisiyle bir hadesin (yani abdestsizlik, cünüplük gibi manevî kirin) giderildiği ya da ibadet niyetiyle bedene dökülen/değen ve bir yerde toplanan sudur.278
2-Suyun içine başka bir madde karışır ve kaynatmakla suyun tab'ı (niteliği) değişirse, o su temizdir, ancak temizleyici değildir. Bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır. Ancak suyun temizleyici özelliğini artırmak için sabun, çöğen gibi bir şey karıştırıp kaynatılırsa temizleyici kalır, tıpkı cenaze yıkamada olduğu gibi.2793-Suyun içine (meşrubat, sirke ve gül suyu gibi) bir başka temiz madde karışır ve ona galip gelir, tab'ını (niteliğini) bozarsa temizdir, ancak temizleyici değildir.Çünkü bu su, mutlak su olma vasfını kaybetmiştir.280
C-TEMİZ OLMAYAN SULAR
1-Az ya da çok olsun bir suya necaset düşer ve üç vasfından birini değiştirirse, o su icmâ ile necislir.281
2-Az suya necaset düşerse, üç vasfından birini değiştirmese de o su necistir.282
277 Kâsânî, age. 1/63; İbn Rüşd, age. 1/56; îbn Kudüme, age. 1/61; ŞirbM, Muğni'l-muhtâc, 1/78
278 Merğınânî, age. 1/19,20; İbn Rüşd, age. 1/20; Nevevî, Mecmu', 1/151; İbn Kudâme, age. 1/8
279 Merğınânî, age. 1/18; İbn Rüşd, age. 1/18
280 Mevsilî, İhtiyar, 1/14; İbn Rüşd, age. J/19
2S1
İbn Münzir, icmâ 19; Merğınânî, age. 1/19 282 Mevsilî, age. 1/14; İbn Rüşd, age. 1/17
b)- NECASET ve TEMİZLİĞİ
• Hayız Kanının Temizlenmesi
• Bir Kadının Eteğine Necaset Bulaşması ve Onun Temizlenmesi
• Topraktaki İdrar Necasetinin Temizlenmesi
• Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanarak Temizlenir
• Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanma ile Temizlense de Yenmesi Haramdır
• Derinin Tabaklanması Sonucunda, Kılının da Temizlenmesi
• Hayvan Leşinin Derisi ve Sinirinden Faydalanmanın Haramlığı ile Tabaklanarak Kullanmanın Cevazı
• Kâfirlerin Kapları Temizdir ve Yıkandıktan Sonra Kullanılabilir
102 Necaset ve Temizliği
b)-NECÂSET VE TEMİZLİĞİ
Necaset (lügatte); temiz olmayan, pis ve iğrenç olan, anlamındadır.283 Istalahta ise; namaz gibi bazı ibadetleri engelleyen/mani olan pisliklerdir.284
Necis ve rics kelimeleri birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.285
Kur'ân'da neces (ı_r^—i\) kelimesi, manevî pislik ve rics (^-^Jı) ise her türlü
pislik için kullanılmaktadsr.
"Ey İman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytanın işlerinden sayılan pisliklerdir, onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz." (Mâide 5/90)
"De ki: Bana vahyolunan (şu Kur'ân'da) yiyecek olarak kişiye haram olan bir şey bulamıyorum, ancak leş, akan kan, pislik olan domuz ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş günah sebebi kurban müstesnadır, (yani haramdır). Kim zor durumda kalır da ileri gitmemek ve haddi aşmamak şartıyla bunlardan yerse (bilin ki) senin Rabbîn (bunları) affeden ve bağışlayandır." (Enam 6/145)
(İslâm fıkhında necis olan şeyler Kur'ân ve Sünnet'ten yola çıkarak müclehidler tarafından belirlenmiştir. Ancak baix konularda naslann farklılığı, kat'î olmaması ya da nas bulunmaması sebebiyle ihtilâf edildiği de olmuştur. Bu açıdan baktığımızda necaset konusu ittifak edilen ve edilmeyen şeklinde iki kısımda incelenebilir;
§Necis olduğunda ittifak edilenler: 1-îçki ve benzeri sarhoş edici maddeler,™ 2-Leş eli ve yağı,2*1 3-İnsan ya da hayvandan akan kan,™
283 Cevherî, S(M/*, III/981
' Feyyûmî, el-Misbâhu 'l-münîr, 227
285 Cevherî, age., III/973; Feyyûmî, age., 83
286 Bk. Mâide 5/90
287 Bk. En'âm 6/145; ayrıca 49/357 vd. hadisler
288 Bk. 41/309 vd. hadisler
Necaset ve Temizliği 103
4-Domuz eti ve yağı,2S9
5-İnsan ve eti yenmeyen hayvanların idrar ve dışkısı,290
6-Karadakiyırtıcı hayvanların eti ve yağı,291
7-İnsanın vedî ve mezisi,292
8-Eti yenen diri bîr hayvandan kesilen parça,293
9-Eü yenmeyen (evcil eşek vb.) hayvanların eti ve yağı294)
* Hayız Kanının Temizlenmesi
Allah Teâlâ buyurdu:
'Sana hayız konusunu sorarlar. De ki: O, bîr hastalık/ kirlenme dönemidir. Bu dönemde temizleninceye kadar eşlerinizle cinsel ilişkiye girmeyin. Temizlendiklerinde ise Allah'ın size belirttiği kurallara uyarak onlarla beraber olabilirsiniz. Şüphesiz Allah tevbe e-denleri seven, (ayrıca) temizlenenleri de sevendir,'(Bakara2/222)
41/349- (Hz. Ebû Bekir'in kızı) Esmâ'dan (Radıyaiiahu anhümay.
.,.295
2S9Bk. En'Sm 6/145
290 Bk. 69/377 vd. hadisler
29iBk. Mevsılî, age.,IV/719
192 Bk. 81/389 vd. hadisler; Mezi, kişinin eşiyle oynaşması anında çıkan beyaz ve ince sudur,
Vedi, idrardan sonra ya da ağır bir şey taşırken gelen beyaz bir sudur. Mezi veya vedi abdest
alınmasını gerektirir. (Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 715; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1/61)
293 Bk. San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/36
294 Bk. San'ânî, age., 1/50-51
Sahih: Müsned, VI/346, H.no: 26811; Benzer rivayet için bk.Vl/345, H.no: 26799; VI/353, H.no: 26860; Mâlik, Taharet, 103; Buhârî, Hayz, 9; Vudû', 63; Müslim, Taharet, 110; Ebû Dâvûd, Taharet, 130, H.no: 360-362; Tirmizî, Taharet, 104, H.no: 138 (hasen-sahih); Humeydi 1/152, H.no: 320; Nesâî, Taharet, 185, H.no: 292; Hayz, 26, H.no: 392; İbn Mâce, Taharet, 118, H.no: 629; Dârimî, Vudû', 105, H.no; 1021, 1023 (Dârimî'nin bir rivayetinde Falıma bt. el-Münzir b. ez-Zübeyr'in ninesi Esma bt. Ebû Bekir (Radıyallahü anhâ) olduğu belirtiliyor. Bk. Dârimî, Vudû', 83, H.no: 778); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/109-110, H.no: 289-293.
104 Necaset ve Temizliği
RsL$ü\ü\\ah*m (Satiatiahu aleyhi ve seiiem) yanma bir kadın geldi ve dedi ki: 'Ey Allah'ın Rasûlü! bir kadının elbisesine hayız kanı bulaşsa, (ne o-
lur?)' Rasûlullah:
"Onu çitüesin, su ile yıkayıp sıksın, sonra bununla namazını kılsın!"
buyurdu.
42/350-Mihsan kızı Ümmü Kays'tan
Elbiseye bulaşan hayız kanının durumunu Rasûlullah'a (Sattaiiahu aleyhi ve seiiem) sordum. O da:
"Bu elbiseyi su ve sidr ('kir sökücü bir bitki/sabuna benzer madde) ile yıka, (önceden de)297 dal parçasıyla çitile!"buyurdu.
43/351-Ebû Hüreyre'den (Radıyattahaanh)V
1 Sened:
Sahih: Müsned, VI/356^ H.no: 26881; Benzer rivayet için bk. VI/356, H.no: 26880; VI/355,
H.no: 26877; Ebâ Dâvûd, Taharet, 130, H.no: 363; Nesâî, Tahâret: 185, H.no: 291; Hayz, 25,
H.no: 393; Dârimî, VudÛ\ 105, H.no: 1024; İbn Mâce, Taharet, 118, H.no: 628; Beyhakî,
11/207
297 Önceki rivayetlerde çitilemek önce zikredildiği için burada da açıklama yapıldı.
" Sened: '<*&> J> ^~? 'Ji- />^> ,Jı ^î 4)ı jii ^* u^ j^ît boi- j^Ji S^ıî ^J ^p^ lji-
Hasen: İVfifenei 11/364, H.no: 8752; Benzer rivayet için bk. 11/380, H.no: 8919; £&h Dâv(Ü,
Taharet, 130, H.no: 365; Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği İbn Lehîâ'nın bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/282. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.
Ayrıca Heysemî, Taberânî'nin Havle bt. Hakim'den (Radıyallahü anhâ) benzer bir rivayet naklettiğini (Bk. el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/241) fakat senedinde bir başka zayıf râvinin bulunduğunu ifade eder. Bk. Mecma', 1/282.
Bennâ hadisin hasen olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/225.
Necaset ve Temizliği_______________________________________________105
Yesâr'ın kızı Havle (Radıyatiahü anhâ), hac ya da umre yaparken Hz. Peygamber'in (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) yanma geldi ve dedi ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Benim tek elbisem var ve onu hayız gördüğümde de giyiyorum, (ne yapmalıyım?)' Rasûlullah buyurdu ki:
"(Hayızdan) temizlendiğin zaman, elbisede kanın bulaştığı yerleri yıka, sonra da onunla namazını kıl! "
'Ey Allah'ın Rasûlü! Ya izi çıkmazsa?..'
"Su ile temizlemen senin için yeterlidir, izinin kalması zarar vermez."
* Bir Kadının Eteğine Necaset Bulaşması ve Onun Temizlenmesi
44/352-İbrahim b. Abdurrahman b. Avf in ümmü veledi299 şunları anlattı:300
Benim eteklerim yerde sürünürdü, (bir rivayette; uzun etekli (elbise giyen) bir kadındım.) Mescide gelirken de, temiz olan ve olmayan yerlerden
299 İslâm geldiği dönemde cahiliyyenin problemi olan köleliği kaldırmaya çalışmış; keffaret-lerde önce köle azat etmeyi emretmiş, kölelere efendisiyle anlaşma (mükâlebe) imkânı sağlamış ve bu durumdaki kölelere maddi yardım fonu ayırmıştı. İşte bu yollardan birisi de cariyesinden efendisinin çocuğu olduğu zaman, çocuk hemen hür olur ve annesi de efendisi ölünce hür olur, böyle cariyeye ümmü veled denir.
Hasen: Müsned, VI/290, H.no: 26368 (Bu rivayet, İbrahim b. Abdurrahman b. Avf m ümmü veledinin mechûl olması sebebiyle zayıf sayılmıştır. Ancak hadisin şâhid ve mütâbileri bulunmaktadır. Bu senediyle zayıf da olsa kuvvet kazandığını söyleyebiliriz); Benzer rivayet için bk. VI/316, H.no: 26565 (Hasendir. Bu rivayetin metninde şöyle bir ziyade bulunmaktadır:
Ümmü Seleme validemiz (Radıyallahü anhâ), Ailah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem): "Pis bir yere uğradıktan sonra güzel bir yere uğrarsa, bu (iyi yer) temizleyicidir" buyurdu, demiştir. Mâlik, Taharet, 16 (Zürkânî şerhinde bu kadının İsminin Hamide olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Bk.İbn Abdilber, İsüzkâr, 11/131); Ebû Dâvûd, Taharet, 137, H.no: 383; Tİnnizî, Taharet, 109, H.no: 143 (Tirmizî, hadisin benzerini İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) da nakletti. Heysemî ise bu rivayetin Taberânî tarafından da nakledildiğini ve râvilerinin de sika olduklarını belirtmiştir. Bk.Mecma', 1/285); İbn Mâce, Taharet, 79, H.no: 531; Ebû Ya'lâ, XII/356, H.no: 6925
106_________________________________________________Necaset ve Temizliği
geçerdim. Ümmü Seleme annemizin (itadıyattahü anhâ) yanına geldim ve bu durumu sordum. O da dedi ki:
'Ben Rasûlullah'ın (Saiiaiiahtı aleyhi ve seiiem) şöyle buyurduğunu duydum: "Daha sonraki (temiz yer), bir önceki (kirli kısmı) temizler.'"
45/353-Mûsâ b. Abdullah, Abdüleşhel kabilesine müntesip bir hanım sahâbiden şunları nakleder:3"1
Ben RaSÛlUİlall'a (Sallallahü aleyhi ve selleın):
"Ey Allah'ın Rasûlü! (Evimizden) mescide giden, (bazen de) pislenen yoldan (gelip geçiyoruz.) Yağmur yağdığında ne yapmalıyız?' deyince Rasû-lullah şöyle buyurdu:
"Daha sonra o pisliği temizleyici bir yol yok mu?"
'Evet, (var.)'
"İşte bu yer, öncekinin (kirliliğine) yeterlidir, (onu temizler.)"
AÇIKLAMA
Kadınların eteklerinin uzun olması tesettür emrinden dolayı güzeldir ve uzun olduğu için de zaman zaman yerde sürünebilir. Rasûlullah (SaMiahü aleyhi ve setlem) döneminde, dış elbiseleri ya da mantoları ile kadınlar mescide geliyorlardı ve bazen elekler yerde süründüğü için, yoldaki şeyler acaba namaza mani midir, diye Rasûluüah'a soruyorlardı. İslâm'ın kolaylık dini olmasından da kaynaklansa gerek, Peygamberimiz onlara bazı kolaylıkları -kendilerini de ikna ederek- bildiriyordu. Ancak Kur'ân ve Sünnet'te, her İnsanın bulunduğu toplumsal gerçeklere ve şartlara uygun olarak gücünün yettiği kadar temiz olması emrediimektedir.
Günümüzde de kadınların etekleri bazen yerle temas edip kirlenmektedir. Ancak bu konuda, endişe ifade eden herhangi bir soruya rastlanmamaktadır. Bu da Rasûlullab dönemindeki kadın sahabilerin hassasiyetini bize göstermektedir.
301 Sened; jj-o ji-j ü>ts*j Jıî «Ilı
Salıih: Miisned, VI/435, H.no: 27325; Diğer rivayet için bk. VI/435, H.no: 27326; Ebû Dâvûd, Taharet, 137, H.no: 384; îbn Mâce, Taharet, 79, H.no: 533; Allah Rasûlü'ne (Saliallahü aleyhi ve sellemj soru soran Abdüleşhe] oğullarından olan kadının kim olduğu belli olmadığı İçin rivayeti zayıf sayanlar var; halbuki usul kuralı olarak sahâbînin bilinmezliği sened için zararlı değildir.
Necaset ve Temizliği_______________________________________________ 107
* Altına Necaset Bulaşan Terliğin Temizlenmesi
46/354-Ebû Saîd el-Hudrî'den
Sened: Sahih: Müsned, III/2O, H.no; 11096; Benzer rivayet için bk. IIJ/92, H.no: 11816 (Bu rivayetin
akabinde Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah şöyie der: (J&j'tâC ic^jÜ Uî j\j^_'j\J\ jıî)
"Babam: "Bu hadiste terlikte bulunun maddenin ne olduğuna dair bir açıklama yapılmamıştır" dedi." Ebû Dâvûd, Salât, 88, H.no: 650-651; İbn Huzeyme, 1/384, H.no: 786; 11/107, H.no: 1017; Hâkim, 1/391, H.no; 955 (Hâkim, Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise bunu onaylamıştır).
a-Hz. Enes'ten (RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Hâkim, 1/235, H.no: 4S6 (Hâkim, Buharı'nin şartma/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise bunu onaylamıştır).
b-İbn Mes'ûd'dan (RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Hâkim, 1/236, H.no: 487 (Hâkim, bu rivayeti şâhid olarak verir).
Bennâ, hadis hakkında şöyle demektedir: "Şevkânî, bu konuda tek başına zayıf bir hadisin delil olarak alınamayacağını, ancak yine bu hususta vârid olan diğer rivayetler esas kabul edileceğini ifade eder. Halbuki burada verilen hadisin isnadı ceyyiddir ve tek başına da delildir. Hattâ Hâkim'in rivayet ettiği Enes (RadıyaUahü anlı) hadisi de tek başına delîI getirilebilecek sahih rivayetlerden biridir." Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/225.
Toprağın temizleyici olduğunu ifade eden hadisler:
Ebû Hüreyre (RadıyaUahü anh) hadisi: İbn Mâce, Taharet, 79, H.no: 532 (Bûsirî, zayıf olduğunu ifade etti.):
1^__J3^ 'j$û ^ijUl :'J^~') ■ûii -ÜJl yC» -dil J>-j JÜi .îC.*w*ll jd^kil üui JjvUUl J4J l'l [«JJ! Jj^-j L' J^î :Jlî İ'J'Ji yJİ jj#
Ebû Davud'un da hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği hadis şöyledir: Bir diğer rivayetinde ise:
Ebû Dâvûd bu rivayetlerin peşinden Hz. Aişe'den (RadıyaUahü anhâ) de bu manada bir nakle yer verir, Bk. Taharet, 137, H.no: 385-387; İbn Huzeyme, 1/148, H.no: 292; Hâkim, 1/271-272, H.no: 590-591 (Ebû Hiireyre'den nakledilen bu hadis için Hâkim, Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise sükût eörrîstiri
108_______________________________________________Necaset ve Temizliği
Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve.seilem) (namazda) terliğini çıkarınca ashab da terliklerini çıkarttılar. Namaz bitince Peygamberimiz:
"Terliklerinizi niçin çıkardınız?" diye sordu. Onlar da:
"Ey Allah'ın Rasûlü! Senin terliklerini çıkardığını görünce biz de terliklerimizi çıkardık" dediler. Bunu üzerine Peygamberimiz buyurdu ki:
"Bana Cebrail geldi ve terliklerimin altında pislik olduğunu bildirdi. Biriniz mescide geldiğinde terliklerinin altına baksın. Eğer onlarda bir pislik görürse yere sürtüp temizlesin, sonra namazını kılsın!"303
NOT: Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve seUemj döneminde mescid kumluk olduğundan, insanlar terlikleriyle namaz kılarlardı. Ancak terliğin altının temiz olması gerekmektedir.
Rasûlullah'ın hareketleri Allah'ın kontrolü altındadır. İfk hadisesi ile İlgili olarak bazıları bu olayı örnek göstererek:
'Allah onun terliğindeki bir necaseti bile haber veriyor, buna razı olmuyor. Eğer Âişe annemiz yanlış bir hareket yapsaydı mutlaka haber verilirdi' dediler. Daha sonra inen âyetler de Hz. Âişe'nin suçsuz olduğunu beyan etti. m
* Topraktaki İdrar Necasetinin Temizlenmesi
303 Diğer bir rivayet:
304 Nesefî, Ebü'l-Berekât, Med'arikü't-Tenzîl ve hakâiku't-te'vîl IH/134-135
Necaset ve Temizliği 109
47/355-Ebû Hüreyre'den
Mescide bir bedevî girdi ve iki rekât namaz kildi, sonra:
'Allahım, bana ve Muhammed'e rahmet et, bizimle birlikte başkasına rahmet etme,' dedi. Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve settim) ona döndü ve buyurdu ki:
"Sen, geniş olan (rahmeti) daralttın."
Kısa bir süre sonra, bedevî mescide idrarını yapmaya başladı. İnsanlar mâni olmak için ona doğru koştular, ama Peygamberimiz şöyle buyurdu:
"(Bırakın onu,) sizler kolaylaştırmak için varsınız, göreviniz zorlaştırmak değil. İdrarın üzerine bir kova306 su dökün!"
305 Sened; v^ y> ^jlı j- d\İC il*
Sahih: Müsned, 11/239, H.no: 7254; İkinci rivayet: H/503, H.no: 10481; Benzer rivayetleri: Bevl bölümü için bk. ü/282, H.no: 7786-7787; Duâ bölümü İçin bk. 11/283, H.no: 7789; Humeydî, 11/419, H.no: 938; (Bu bölüm, Abdullah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümû) da rivayet edilmiştir. Bk. 11/170-171, H.no: 6590; 11/196, H.no: 6849; 11/221, H.no: 7059; Heysemî, Ahmed ve Taberânî tarafından rivayet edilen bu hadisin isnadının basen olduğunu ifade etti. Bk.Mecma', X/150. Cündüb b. Abdullah el-Becelfdea (Radıyaliahüiznh) bu hâdiseyi destekleyen bir başka rivayet de şöyledir:
<—Uı J^a «İJı iİjL'j jjû» Cji .*İ«j "İİ- ••Ilı ^~* -JJı J_r-j '•-^ ıJ-*y "y ı«^ P w-lj ^Cu s (jl>w ci>- iîijÜ JU <—Uı ıjla «uı J^-j Jui ,ü»J vüU-3 ^* y_^sj Uj ûÜİj ı^-^j' r*^1 :<-^L' î^ 'ÎS'j r' ^^ 3^ *^-0 t/1 r^-j *^
öj^is- Âii :JU .Jj :1_jJij î Jü l^ ijİHj liı îj^f iı J>l Ui lijJji*i :|X-j 4^ jJ^Jl
Bk.IV/312, H.no: 18703. Senedinde bulunan Ebû Abdillaiı Abbas el-Cüşemî meçhul biridir. Heysemî, Ebû Abdillah haricinde râvilerinİn sahih hadis ricalinden olduklarını, onun ise hiç kimse tarafından zayıf sayılmadığını ifade etti. Bk.Mecma', X/214; Ebû Dâvûd, Edeb, 36, H.no: 4885) Buhâri, Vudû', 58; Ebû Dâvûd, Taharet, 136, H.no: 380; Salât, 149, H.no: 882 (Sünen'de Ma'kil b. Mukarrin'den mürsel olarak da nakledilmiştir. Bk. Taharet, 136, H.no: 381;); Tirmizî, Taharet, I i 2, H.no: 147 (TirmizT, bu konuda İbn Mes'ûd, İbn Abbas ve Vâsile'den (Radıyallahü anlı) de nakillerin bulunduğuna temas etti); Nesâî, Taharet, 45, H.no: 56; sehv, 20, H.no: 1214-1215; İbn Mâce, Taharet, 78, H.no: 529 306 ya da büyük bir kova
110_________________________________________________Necaset ve Temizliği
§Aynı sahabiden (itadıyaiiahu anh) başka yolla gelen rivayet:
Mescide, Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) orada iken bir bedevî geldi ve dedi ki:
'Allahım' bana ve Muhammed'e rahmet et, bizimle birlikte başkasına rahmet etme,' dedi. Hz. Peygamber onun bu sözüne güldü ve şöyle buyurdu:
"Sen, geniş olan (rahmeti) daralttın."
Bedevi bir müddet sonra kalktı, mescidin bir köşesine gitti, ayaklarını açtı ve oraya idrarını yapmaya başladı. İşini bitirince Peygamberimiz yanma gitti ve kendisini şöyle uyardı:
"Bu mâbed, ancak Allah'ı zikir ve namaz kılmak İçin inşâ edildi. Buraya idrar yapılmaz."
Ashabından bir kova su getirmelerini istedi ve oraya kovayı boşalttı. Bedevî hatasını anlayınca şöyle dedi:
'Annem babam feda olsun, Hz. Peygamber yanıma geldi, bana ne sövdü, ne azarladı ve ne de dövdü, (güzelce açıkladı).'
48/356-Enes (b. Mâlik)'ten (Radıyaiiahaanh);201
Bir bedevî mescide geldi ve oraya bevletti. Bunun üzerine Rasûluliah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle buyurdu:
"İdrarın üzerine bir kova su dökün!"
* Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanarak Temizlenir
307 Sened:
Sahih: Müsned, IH/110-111, H.no: 12021 (Hadis, sülâsiyyâttan biridir.). Benzer rivayet için bk. m/167, H.no: 12645 (sülâsiyyâttan biridir); 111/114, H.no: 12071; Malik, Taharet, 111 (mürsel olarak); Mân, Vudû', 57-58; Edeb, 80; Müslim, Taharet, 98-100; Tirmizî, Taharet, 112, H.no: 148 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 45, H.no: 53-55; İbn Mâce, Taharet, 78, H.no: 528 (İbn Mâce, Vasile b. el-Eska'dan (Radıyallahü anh) şâhid getirmiştir. Fakat senedinde bulunan Ubeydullan el-Hüzelî zayıf bir râvidir. Bk. Taharet, 78, H.no: 530); Bu hadis 69/377.hadiste tekrar edilecektir.
Necaset ve Temizliği 111
49/357-Abdurrahman b. Va'le naklediyor:m
İbn Abbas'a (RadtyaltahaankBmâ):
'Biz savaşıyor, (bundan) leş derisi ve çeşitli tulumlar (alıp) getiriyoruz,309 (bunların durumu nedir?)' diye sordum, İbn Abbas da dedi ki:
'Sana ne diyeceğimi bilemiyorum, ancak ben Rasûlullah'm (SaiiaiiaMa-leyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu duydum:
"Herhangi bir (hayvan) leşinin310 derisi tabaklanırsa3" kesinlikle temizlenmiş olur."'
50/358-Âişe annemiz (Radıyaitahü anhû) bildirdi:312
RasÛlullah (Satlallahü aleyhi ve sellem),
Tabaklandığı zaman leşin derisinden faylamlmasım emretti
313
308 Sened: &j 'J ^S~')\ ai- jfe- jıi ^İ-f
Sahih: Müsned, 1/270, H.no: 2435; Benzer rivayet için bk.I/219, H.no: 1895; 1/227, H.no: 2003; 1/237, H.no: 2117; 1/261-262, H.no: 2369; 1/279, H.no: 2522; 1/280, H.no: 2038; 1/314, H.no: 2880; 1/327, H.no; 3018; 1/327-328, H.no: 3027-3028 (Bu rivayet miirseldir. Çünkü İkrime, Şevde bt. Zem'a'dan (Radıyallahü anhâj nakletmiş, halbuki İkrime, İbn Abbas'tan, O da Sevde'den (Radıyallahü anhüm) rivayet eder. Fakat burada müstcnsih veya matbaa hatasının da olabileceği akla gelebilir); 1/329-330, H.no: 3052; 1/343, H.no: 3198; 1/365, H.no: 3452; 1/366, H.no: 3461; 1/372, H.no: 3521; Mâlik, Sayd, 17; Müslim, Hayz, 105; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4123; Nesâî, Fer', 5, H.no: 4238; Tirmizî, Libâs, 7, H.no: 1728 (hasen-sahih); Dârant, Edâhî, 20, H.no: 1991-1992; İbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3609 9 Bir rivayette ise şöyledir: ( O îjii- ^X-' ^sij v^1 ^ /£ A :*?jj ^3)
10 uLj.ı; kelime manası, tabaklanmamış deridir. Burada leş derisi diye belirlenmesi, kesilen
hayvanın derisinin tabaklanmasa da temiz olmasındandır.fBk. Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 31; Şafiî, Ümın, 1/18; Merğınânî, Hidâye, 1/21; İbn Kudüme, Muğııî, 1/55)
311 Derinin tabaklanması, belirli işlemlerden sonra kurutulmasi-kulianılır hale getirilmesidir. Önceleri toprak ve nar kabuğu gibi maddelerle yapılan tabaklama işlemi günümüzde birtakım kimyasa] ilaçlarla yapılmaktadır. " Sened: -^ j* aıîjî Ji S^-*^ 4* J J^-- i* ^~* JiıJJ| -M1 Ji '-^i 'J* ^^ J"j$
Sahih: Müsned, VI/73, H.no: 24328; Benzer rivayetler için bk. VI/104, H.no: 24611; VI/148, H.no: 25035; VI/153, H.no: 25074; Mâlik, Sayd, 18; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4124; Nesâî, Fer', 6, H.no: 4249; İbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3612; Dârimî, Edâhî, 20, H.no: 1993. Hadislerin isnadının her biri İmam Mâlik'ten geçmektedir. 313 Bir rivayette ise emirden değil, ruhsatlan bahsedilmektedir: < ^JL*' oî ^İj :Çı}» )
112 Necaset ve Temizliği
51/359-Âişe annemizden (
Rasûlullah'a (Sailallahü aleyhi ve seitem) leş derisinin (hükmü) soruldu da
şöyle buyurdu:
"Onun tabaklanması temizlenmesidir."
52/360- Peygamberimizin (Sailallahü aleyhi ve settem) eşi Şevde annemizden
(Radıyallahü anhâ)'.315
Bir koyunumuz (kesilmeden) ölmüştü. Biz derisini tabaklayıp şıra için (devamlı) kullandık ve (şu an) eskimiş bir kap haline geldi.
53/361-Seleme b. Muhabbik'tenm(Radıyaitahüanhy,:'
Sened: i^i-uı J* ^S J, »jiü *Jt- oıllii. j£Jj&\ Jr- il^i ıl'ii- j^~j bkji- l£|W 'r^- £j>*-Hasen: Müsned, VI/154-155, H.no; 25092; NesâU Fer', 4, Rno: 4241-4242
315 Sened: J&- $&■<*'£*'j- j**^!^ ^^ıtsf^-
Salıih: Müsned, VI/429, H.no: 27291; Benzer rivayet için bk. 1/328, H.no: 3028 (İbn Abbas (Radıyallahü anhümâ) hadisieri içinde yer almış ve "fezekera'l-hadîs" lafzı ile kısaltma yapılmıştır); Buhâri, Eymân, 2\\Nesâî, Fer', 4, H.no: 4237
316 Asıl ismi Ebû Sinan Seleme b. Sahr b. Utbe'dir. Bk.İbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, U/526, Trc. no:2177
Sened: siû jj û
Sahih: Müsned, 111/476, H.no: 15851; Diğer lafız: m/476, H.no: 15852; Benzer rivayet İçin bk. V/6, H.no: 19950-19951; V/7, H.no: 19954; V/6, H.no: 19944,19945 (Buradaki rivayette Seleme b. eİ-Muhabbik'ten (Radıyallahü anh) rivayet eden râvi meçhul olduğu İçin senedi zayıftır. Ancak 15851 ve 19944. hadi si erde bu mechûl râvinin Cevn b. Katâde et-Temîmî (Radıyallahü anh) olduğu anlaşılıyor ki bu râvinin de sahâbîlİğinde İhtilaf vardır. Sahâbî olduğunu kabul etliğimizde (kabul edilmediğini düşünsek bile makbul sayılan bir râvidir) senedin zayıflığı da ortadan kalkar. Çünkü sahâbînin bilinmemesi zararlı değildir. Hepsi âdil kabul edilmişlerdir. İbnü'1-Esîr, Cevn b. Kalâde'ye sahabeyi derlemek niyeti ile yazdığı eserinde yer verir ve Cemel Vak'ası'nda Talha ve Zübeyr ile birlikte olduğunu söyler. Bk. Üsdü'l-ğâbe, 1/580-581, Trc. no: 831; İbn Hacer, Isâbe, fi ma'rifeti's-sahâbe, Trc. no: 1263. Zehebî "sahâbî olduğu söyleniyor" derken, İbn Hacer sahâbiliğinin doğru olmadığını fakat makbul biri olduğunu söyler. Bk.Kâşif, Trc. no: 825; Takrîb, Trc. no: 986 ) Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4125;
Necaset ve Temizliği_________________________________________________113
Rasûlullah (Satımâhtt ateyhı ve seitem) bir keresinde, avlusunda kırba (tulum) asılı bir eve geldi ve su istedi. Kendisine, bu kırbanın leş derisinden yapıldığı bildirilince şöyle buyurdu:
"Derinin tabaklanması temizlenmesidir."
§ Bir başka lafızda:
"Derinin tabaklanması temizlenmesi ya da normal kesilmesi (boğazlanması) hükmündedir."
54/362-Muğîre b. Şu'be'den İRadıyaUaM<mh):m
Nesâî, Fer', 4, H.no: 4240; İbn Asâkir, III/41S. Cevn b. Katâde sadece Seleme b. Muhabbik'ten yalnızca bu hadisi rivayet eder. Rivayetlerini ise Nesâî, Ebû Dâvûd ve (altı tarikle) Ahmed b. Hanbel nakleder.
■ Sened: ^ı*üı im ^\ 'Jz ^j-^ı xj- ^ ^ıüı ^ x.j, 'Jl jj. ^îjj- «iı>j ^ olii ıi'ii- i'jJ^Si jJİ iL'li-
Sahih; Mümed, IV/254, H.no: 18141; Benzer rivayet için bk. IV/254, H.no: 1S052; Nesâî, Taharet, 66, H.no: 82; Heysemî, Ahmed b. HanbeFin 18141.hadis için "Senedinde Ali b. Yezîd b. Ebû Hilâl ve Kasım Ebû Abdurrahman bulunmaktadır, bu zatlar hakkında lenkidler bulunmakla birlikte sika kabul edilmişlerdir" der. Bk. Mecma', 1/217. Daha Önce 81/278. hadiste de zikredildİği üzere (Miisned, V/266, H.no: 21191; îbn Mâce, Mukaddime, 17, H.no: 228) Bûsirî, cumhurun Ali b. Yezid'in zayıf oluşunu belirttiğini ifade eder; İbn Hacer ve Zehebî de zayıf sayanlardandır. Bk.Tabib, Trc. no: 4817; Kâşf, Trc. no; 3983. Heysemî, Ahmed b. Hanbel'in isnadında çok zayıf sayılan Ali b. Yezid var" der. BkMecma', 1/199-200. Tirmİzî ve İbn Mâce yedi, Dârimî bir ve Ahmed b. Hanbel 40 rivayetini nakleder.
114 Necaset ve Temizliği
Rasûlullah jSalMlakü aleyhi ve seiiem) benden su istemişti. Orada bulunan bir çadıra gittim ve baktım ki bir bedevî kadın oturuyor. Ona:
'Bu kişi Allah Rasûlü'dür ve abdest almak için su istiyor. Senin yanında su var mı?' deyince kadın şöyle dedi:
'Annem ve babam Allah Rasûlü'ne feda olsun ,
Vallâhî, göğün gölgelendirdiği ve yeryüzünün taşıdığı kişiler arasında, benim için ondan daha sevgili ve daha aziz bir kişi yoktur. Ancak bu kırba leş derisinden yapılmıştır ve bununla Rasûlullah'ı kirletmek istemiyorum.'
Bunun üzerine Rasûlullah'm yanına döndüm ve durumu haber verdim. Rasûlullah Efendimiz buyurdu ki:
"Onun yanın dön ve (sor,) eğer deriyi tabaklamışsa, bu onun temizlenmesidir."
Kadının yanma geldim ve duyduklarımı anlattım. Kadın:
'Vallahi ben onu tabaklamıştım' dedi ve ben ondaki suyu alıp Rasûlullah'a getirdim.
O vakitlerde Rasûlullah'm üzerinde Şam bölgesi yapımı bir cübbe, mestleri ve bir de sarık vardı.
Abdest alırken, cübbenin altından ellerini/kollarını uzattı ki (onları yıkayabilsin.) Böyle yapmasının sebebi de cübbenin yenlerinin biraz dar olma-
Tirmizî hadisleri için: "Âlimler zayıf saydılar" Buyu', 51, H.no: 1282; "hasen" Zühd, 35, H.no: 2347; Zühd, 61, 2406; "isnadı kuvvetli değildir" İsti'zân, 31, H.no: 2731; "Buhârî hadiste zayıf sayıldığını söyledi" Tefsîr, 31/1, H.no: 3195.
Kasım (Ebû Abdurrahman veya Ebû Abdülmelik) b. Abdurrahman ed-Dımeşkî (v.112/730) ise sika biridir. Heysemî, 54/96.hadİsin senedinde de zikredilen Kasım Ebû Abdumıhman'm Aiımed b. Hanbel ve diğer âlimlerce zayıf sayıldığını zikretti. Bk. Mecma', 1/93. Ukaylî, Duafâ, III/476, Trc. no: 1533; Buhârî, bu zât hakkında "İbn Abdurrahmân eş-Şâmî diye bilinir. Abdurrahmân b. Hâlid b, Yezîd b. Muâviye el-Emevî'nin âzadlığıdır. Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anlı) hadis rivayet etmiştir. İstanbul muhasarasına katıldığı zaman, başkaları her gün ikişer ekmek yerken, o birini tasadduk etmiş, diğeri ile de oruç tutup iftar etmiştir. Dımeşk fakihleriildendir. Kırk kadar muhacir (bir rivayette Bedir'e katılan) sahâbîyi görme şerefine ulaştı" şeklinde olumlu bilgiler verdi. Bk.el-Târihu'l-kebîr, VII/159, Trc. no: 712; Iclî ise tabiînden olan bu râvînin sika olduğunu, kuvvetli olmamakla birlikte hadisinin yazılabileceğini belirtti. Bk.Ma'rifelü's-sikât, 11/212, Trc. no: 1505; Heysemî'nin iddia ettiği Ahmed b. Hanbel'in tenkidi, sadece Ali b. Yezîd'in, Kasım Ebû Abdurrahman'dan nakilleridir. İbn Hıbbân bu zâtı mu'dal ve maklûb rivayet ile suçlar. İbn Main, Cüzcânî ve Tirmizî ise sika olarak addederler. Bk.Zehebî, Mîzâri, V/453, Trc. no: 6823;
Tirmizî'nin hocası Buhârî'den naklen bu iki râvî hakkındaki yorumu: "Kasım, Şamlı ve sika biridir. Ali b. Yezid ise zayıftır (Bk. H.no: 2731, 3195, 3980). Fakat diğer rivayet bunu kuvvetlendirmektedir. Bk. IV/244, H.no: 18052; IV/245, H.no: 18059; IV/246, H.no: 18063; IV/246-247, H.no: 18074; IV/247, H.no: 18075; IV/247, H.no: 18077; IV/247, H.no: 18078-18079. Muğîre b. Şu'be hadislerinin (ki hepsi de Tcbük'te bir sabah namazı sırasında cereyan etmiştir; deri kaplar hakkındaki hadisi, abdest tazelemek için gözlerden ırak bir yere gitmesi, sarık ve mestlere mesti etmesi, Hz. Ebû Bekir'in hâricinde Abdurrahman b. Avf in İmamlığında namaz kılması ve yetişemediği rekatları tamamlaması gibi rivayetler) birlikte mütâlâa edildiği takdirde hadisin sıhhati ortaya çıkacaktır. Aslında birbirleriyle birleştirilme/ telfik İhtimâli olan bütün rivayetler bir arada değerlendin lebi ise Hz.Peygamber döneminin ruh ve heyecanı okuyuculara bir film şeridi gibi sunulmuş olur.
Necaset ve Temizliği______________________________________________________115
Siydi.319 Rasûlullah bu şekilde abdestini aldı, sarığının ve mestlerinin üzerine de mesnetti.
55/363-îbn Abbas (Radıyallahü anhümâ), leşin derisinin temizlenmesi konusunda Peygamberimizden (SaBalldhü aleyhi ve seüem) şunu nakletti:32" "Onun tabaklanması tüm pisliğini (necasetini) giderir."
56/364-îbn Abbas'tan:321
Meymûne annemizin (Radıyallahü anim) koyunu ölünce Rasûlullah (Saüallahü aleyhi ve selim) şöyle buyurdu:
"Onun derisinden faydalanmıyor musunuz, onu tabaklasanız! Zira bu onun kesilmesi (temizlenmesi) demektir."
319 (Diğer rivayette, "Rasûlullah abdest alıyordu ve üzerinde yenleri dar olan bir Şam cübbesi vardı. Elini ondan çıkartmak istedi, ancak kol dar gelince, bedenin altından onu çıkardı ve İki elini yıkadı." (Bk.Tirmizf, Libas 30; Müsned Trc. no. 233/541) Sened: v1' j* -^' ^ cü r^ ^* *f
Sahih: Müsned, İ/237, H.no: 2117; İbn Hıİzeyme, 1/60, H.no: 114; Beyhakî, 11/207; Hâkim, i/265, H.no; 574 (Hâkim, hadisin sahih olduğunu, herhangi bir illetinin bulunmamasına rağmen Buhârî ve Müslim'in eserlerine almadığı bir hadistir, der. Hadisin sıhhati Zehebî tararından o-naylanmıştır). Bennâ, Beyhakî'nin de sahih saydığını ifade eder. Ek.Bülûğu'1-ernânî, 1/232. j2' Sened: (ıÛ £&- ~'J* ^|ı \2%. ıipv' \2%.
Sahih: Müsned, 1/227, H.no: 2003; Benzer rivayet için bk. 1/372, H.no: 3521; 1/366, H.no: 3461; Müslim, Hayz, 101-105. Tirmitf, Libâs, 7, H.no: 1727;
Selman'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3611 (Bûsirî, senedinde Leys olduğu için zayıf saymış, senedindeki Şehr b. Havşeb İçin İse herhangi bir şey söylememiştir.)
İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen bu rivayetler aslında sahabe mürseli sayılır. Çünkü bütün bunlar İbn Abbas'ın, teyzesi Meymûne validemizden (Radıyallahü anhâ) naklettikleridir. Örnek için bk. Müsned, VI/336, H.no: 26731. Müslim'deki rivayet de bu hususu doğrular: i—') ı^'Jf" Jü
Müslim, Hayz, 103.
116 Necaset ve Temizliği
57/365-İbn Abbas (Radıyallahü anhümâ):322
Peygamberimizin eşi Meymûne annemizden (RadıyaüaManhâ) naklediyor: Hz. Peygamber (Saüallahü aleyhi ve seüem), Meymûne annemizin azatlısına ait ölmüş bir koyunun yanına gelince şöyle buyurdu:
"Onun derisini alsaydılar, tabaklayıp kullansaydılar ya!" 'Ey Allah'ın Rasûlü! O hayvan leştir' dediler. O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Onun ancak yenmesi haram kılındı."
§Râvilerden Süfyan burada;.'"Yenmesi haramdır" sözünü ancak Zührî-
den duydum' dedi.
Abdullah dedi ki: Babam Ahmed b. Hanbel de şunu ekledi:
'Süfyan söz konusu hadisi, Meymûne annemiz yoluyla iki defa rivayet
etmiştir.'
NOT: Bu rivayet Meymûne annemizden nakledildiği için Ahmed b. Hanbel Müsned'inde bu hadisi, İbn Abbas müsnedinde değil de, Meymûne annemize ait müsnedde zikretmiştir.
322 Sened: JJı j£ J, J)ı jlİ ^ ^>^ı Ji. £i Ji
Sahih: Müsned, VI/329, H.no: 26674; Mâlik, Sayd, 16; Buhârî, Zebâih, 30; Zekât, 61; Müslim, Hayz, 100-104; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4120; Nesâî, Fer', 4, H.no: 4231, 4234; İbn Mâce, Libâs, 25, H.no: 3610
Necaset ve Temizliği 117
58/366-İbll Abbas'tan (Radıyallahüanhümâ):323
üz. Peygamber (Saliallahü aleyhi ve seilem), Ölmüş bir koyunun yanına gelince şöyle buyurdu:
"Onun derisinden faydalanmaz mısınız?" 'Ey Allah'ın Rasûlü! O hayvan leştir ' dediler. O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu; "Onun ancak yenmesi haram kılındı." m
59/367- Peygamberimizin eşi Meymûne annemizden (RadtyattaMajM),325 Rasûlullah (SaiMiahu aleyhi ve seiiem), ölmüş bir koyunu eşek gibi sürükleyen Kureyş'ten bazı kişilerin yanına geldi ve onlara şöyle dedi: "Kegke onun derisini alsaydımz!"
Senet): ^-ıi İ*ı ûl Vj^\ Jlı jJi ^J 4iı jIi ö* v^ y -^^-j J1* r^^> 'J* ^' ^^ '^y**. 2İ»-Sahih: MüW, 1/261-262, H.no: 2369;'^^", Fer', 4, ti.no: 4232-4233, 4235-4236;
Edâijî,20,H.no:1994
324 Bu konudaki bir rivayet de şöyledir:
^»u»I tiîî :JÛ .İÎjİIJ âyttî V 3lifi eJA 'c&'fö :jLİi iÇ SLİj °J> iL^ ^ 'dil
Hascn: Müsned, VI/334, H.no: 26712 (Senedinde bulunan Rişdîn sebebiyle hasendir. Rişdîn için bk.31/73.hadis); Benzer rivayet için bk. VI/329, H.no: 26674 (57/365.badis); Nesâî, Fer', 5, H.no: 4245; Ebû Dâvûd, Libâs, 38, H.no: 4126 (Buradaki rivayeti, hadisimizin mukaddimesi olması sebebiyle kaydediyoruz:)
118______________________________________________Necaset ve Temizliği
'Ey Allah'ın Rasûlü! O hayvan leştir, ' dediler.
O zaman Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Onu su ve tabaklama maddesi32'1 temizler."
AÇIKLAMA
Hanefi mezhebine göre; insan ve domuz derisi dışında kalan bütün deriler, hayvanın kesilmesiyle ya da leş ise tabaklanmasıyia temizlenir. Bu deri üzerinde veya içinde namaz kılınabilir, satışı da caizdir. Ancak bunun yenmesi haram kılınmıştır.327 Cumhur ise kesilsin ya da leş olsun bu derilerin ancak tabaklanma ile temiz hale geleceğini belirtmişlerdir.Ancak İmam Mâlik'ten gelen bir rivayete göre domuz derisi tabaklanmakla dışı temizlenir ve kuru olan şeylerde kullanılabilir, içi necis kaldığı için su kırbası/kabı olarak kullanılmaz. Üzerinde namaz kılınır, içinde (yani elbise olarak) namaz kılınmaz.328
* Hayvan Leşinin Derisi Tabaklanma ile Temizlense de Yenmesi Haramdır
60/368-İbn Abbas'tan (RadıyallahU anhümâ)'.229
Şevde annemize ait bir koyun ölmüştü ve o dedi ki: 'Ey Allah'ın Rasûlü! (Koyunu kastederek) filân öldü.' Peygamberimiz (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle dedi:
326 (i/iı) Karaz, selem ağacının meyvesi oİup deri tabaklamakta kullanılır. Bk.Râzî, Muhtar, 530
327 Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/86
328 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/245; İbn Kudâme, Muğnî, 1/59; İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid, 1/57; Sanânî, Sübülü's-selâm, 1/42-43
329 Sened: "J^ -^ îlC— ^* îît^t $ £j^- oui &X-
Sahih: Müsned, 1/327-328, H.no: 3027; Benzer rivayet için bk. 1/277, H.no: 2504
Necaset ve Temizliği_________________________________________________________119
"Onun derisini alsaydınız ya!" 'Ölmüş bir hayvanın derisini alabilir miyiz?' "İzzet ve celâl sahibi olan Allah (Kur'ân'da) şöyle buyurur: De ki: Bana vahyedîlende, yeneceklerden leş veya akıcı kan ya da domuz eti dışında başka bîr haram bulamıyorum.'"0
Siz onu yermiyorsunuz ki...Eğer onu tabaklarsanız, faydalanabilirsiniz." Bunun üzerine Şevde annemiz birini o leşin yanma gönderdi ve getirtti, sonra onun derisini yüzdü, tabakladı ve ondan bir kırba yaptı, yanında delininceye kadar da kaldı.
* Derinin Tabaklanması Sonucunda, Kılının da Temizlenmesi
6i/369-Sâbit (b. Elsem)'den:331 Âyetin tam metni:
"De ki: Bana vahyolunanda leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya
da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir." Bk, En'âm, 6/Î45
Sahih: M«j«erf, IV/348, H.no: 18960; îbn Ebî Şeybe, V/161, H.no: 24766; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/421; Ahmed eş-Şeybânî, i/iâJ, IV/169, H.no: 2150. İbn Ebî Şeybe'nin lafzı (parentez içi Beyhakî ve Ahmed eş-Şeybânî'den alındı):
120_________________________________________________Necaset ve Temizliği
Ben Abdurrahman b. Ebî Leylâ ile Mescidde oturuyordum. Şişman bir adam geldi ve ona dedi ki:
'Ey Ebû İsa!'332
'Evet, buyurV
'Bize Rasûlullah'tan sana ulaşan, kürk hakkında bir hadis naklet!'
'Babamın™ şöyle dediğini duydum: Rasûlullah'ın (Saüaüaha aleyhi ve seiiem) yanında oturuyordum. Bir adam geldi ve dedi ki:
'Ey Allanın Rasûlü! Ben kürk giyerek334 namaz kılıyorum, (olur mu?)' Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Tabaklamanın (faydası) nerede kaldı? "
Heysemî, senedinde Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın bulunduğunu, bu râvinin hafızasının/ezber kabiliyetinin kuvvetli olmadığını, ancak Ebû Hâtim'in sika saydığını ifade etti. Bk. Mecma', 1/218.
Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın Buhârî'de 38, Müslim'de 32 rivayeti bulunmaktadır. Fakat bu zatın oğullan da İbn Ebî Leylâ olarak biliniyor. Meselâ Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ hakkında Tirmizî: "Babasından hiçbir hadis işitmemiştir. Onun babasının rivayetleri mutlaka bir aracı vâsıtasıyladır" der. Bk.Tirmizî, Salât, 28, H.no: 194; Kardeşi îsâ b. Abdurrahman vasıtasıyla da hadis almıştır. Bk.Tirmizî, Edeb, 3, H.no: 2741. Kardeşi İsa vasıtasıyla aldığı örnek için bk.73/381. hadis
Tirmizî diyor ki; "Biz onu hafızası sebebiyle zayıf sayıyoruz. Ahmed b. Hanbel'in bu zatla delil getirilemeyeceğini söylediğini Hocam Ahmed b. el-Hasan nakletti." BkJlel, s. 745-746 (Sünen'İn sonunda) Tirmizî, Cum'a, 76, H.no: 609 (garib); Abdullah b. îsâ isimli iki farklı râvi vardır. Biri: îbn Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 135/752) ki bu râvi sahih hadis ricâlindendir.
Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ (v. 148/765) hakkında Zehebî de şunları söyler: Ahmed b, Hanbel hafızasının kötü olduğunu söyledi. Ebû Hâtİm de sıdk mahallinde olduğunu belirtti. Bk.Kâşif, Trc. no: 5000; Tirmizî 22, Ebû Dâvûd ve Nesâî 8, İbn Mâce 27, Ahmed b. Hanbei, 64 ve Dârimî 13 rivayetini nakleder. Tirmizî'nİn hakkındaki verdiği hükümler: "hasen-sahih" bk.Sünen, Taharet, H.no: 146; Hac, H.no: 919; Birr, H.no: 1955; "hasen" bkSünen, Cum'a, H.no: 552; Cenâiz, H.no: 1005; Sayd, H.no: 1485; Fezâilü'l-cihâd, H.no: 1629; Cihâd, H.no: 1715; Fezîlü'l-Kur'ân, H.no: 2880; Tefsir, H.no: 3071; Menâkib, H.no: 3658. Ebû Dâvûd ise bir rivayeti için: "hadis sahih değildir" (bk.Sünen, Salât, H.no: 752) derken diğerlerinde herhangi bir hüküm vermemiştir.
132 Ebû İsa, Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın künyesidİr. Bk. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, IV/262
333 Babası Ebû Leylâ Yesâr el-Evsî el-Ensârî'dir (Radıyallahü anh). Bk. Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, İV/169, H.no: 2150. Tirmizî bir, Ebû Dâvûd, Dârimî ve İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel ise dokuz rivayetini nakleder. Zehebî, Ebû Leylâ'nın Uhud Savaşında bulunduğunu, Sıffîn'de şehid edildiğini, Kûfe'de bir evinin bulunduğunu, isminin Bilâl veya Evs olduğuna dair bir bilginin de olduğunu söyler. Bk.Kâşif, Trc. no: 6803. İbnü'1-Esîr ise isminin Yesâr b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, V/478, Trc. no: 5625), Evs b. Haviî (bk.Üsdü'l-ğâbe, 1/320, Trc. no: 302), Dâvûd b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, 11/197, Trc. no: 1506) veya Büleyl b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, 1/420, Trc. no: 498) olarak ihtilaflı olduğunu söyler. İbnü'l-Kelbî'den de Ebû Leylâ'nın isminin Dâvûd b. Büleyl b. Bilâl (bk.Üsdü'l-ğâbe, n/197, Trc. no: 1506) olduğunu nakleder. Bk.Üsdü'l-ğâbe, VI/264, Trc. no: 6211)
334 Giymekle ilgili mana İçin bk. îbn EbîŞeybe, V/161
Necaset ve Temizliği_______________________________________________________121
O şişman kişi, bunu dinledikten sonra oradan ayrıldı. İbn Ebî Leylâ'ya sordum:
'Bu kim?'
'BuSüveydb. Gafele'dir.'
* Hayvan Leşinin Derisi ve Sinirinden Faydalanmanın Haramlığı ile Tabaklanarak Kullanmanın Cevazı
122_________________________________________________Necaset ve Temizliği
62/370-(Muhadramûndan olan) Abdullah b. Ukeym el-Cühenî (Radıya-ıiahü anh) anlatıyor:335
"^Sened: J*t$#İzl~J&#J»JV. Hasen: Müsned, IV/310, H.no: 18684; İkinci rivayet: IV/31O, H.no: 18686; Üçüncü rivayet: İV/310, H.no: J8687; Dördüncü rivayet: 1V/310-311, H.no; 18688 (Bu rivayet Şerik sebebiyle hasendir); Beşinci rivayet: IV/310-311, H.no: 18689; Ebû Dâvûd, Libâs, 39, H.no: 4127-4128; Tirmizî, Libâs, 7, H.no: 1729 (Tirmizî "hasen" hükmünü verdikten sonra hocası Ahmed b. Hasan'dan, Ahmed b. Hanbel'in önceleri bu hadisle amel ettiğini, zira Allah Rasûlü'nün (Sallallahü aleyhi ve seliem) vefatından hemen önce bir mektupla bu hükmün bildirildiğini, fakat daha sonra bu hadisin muzdarip olduğuna kanaat getirince, bu hadisle ameli bıraktığını nakletti); Nesâî, Fer', 5, H.no: 4246, 4248 (Nesâî, bu rivayetleri verdikten sunra İbn Abbas'ın Meymûne validemizden naklettiklerinin daha sahih olduklarını söyler); îbn Mâce, Libâs, 26, H.no: 3613. Heysemî, hadisin Taberânî'nİn el-Mu'cemü'l-evsat'inde de nakledildiğini, senedinde zayıflığında icma edilen Ebeyde b. el-Mualtib'in bulunduğunu belirtir. Bk. Meana', 1/218. Aynı râvi hakkında "metruk" dediği de vakittir. Bk. Mecma', FV7134.
Emir San'ânî (v.l 182/1768) İbn Hacer'in Bülûğu'l-merûm'ına yazdığı şerhte derilerin tabaklanması hususunda yedi görüşün bulunduğunu söyleyerek delil ve cevaplan ile şöyle yorumlar:
'"1-Tabaklama leş derisinin içini ve dışını temizler. Buna İbn Abbas'ın ( j—ü^i v&l £? 'j-&) (bk.Miisned Trc. H.no: 49/357) hadisi delildir. Aynı zamanda Hz.Alİ ve İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahii anhiiın) da nakledilir.
2-TabakIamanın temizlikte hiçbir faydası yoklur. Hâdevîlerin geneli bu kanaatledir. Sahabenin bir çoğundan da bu hususta nakil vardır. Delilleri ise Şâllî hadisidir ki Ahmed b. Hanbel, Buhârî (et-Târihu'l-kebtr'de), Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, Dârekutnî, Beyhakî ve İbn Hıbbân'ın Abdullah b. Ukeym'den (Radıyallahii anh) naklettiği (bk.Miisned Trc. H.no: 62/370) hadistir. Şâfi, Ahmed (yukarıda beş farklı rivayetle metni verilen hadis) ve Ebû Dâvûd bir rivayetle "vefatından bir ay önce", bir rivayette de "bir veya iki ay önce" denilmektedir. Tirmizî de hasen hükmü vererek Ahmed b. Hanbel'in önceleri bu görüşle olduğunu, daha sonra bu görüşünü bıraktığını söyler. Hâdevîler, bu rivayetin İbn Abbas'ın (Radtyaîiahü anhilmâ) hadisini neshettiğini iddia ederler. Bu iddiaya verilen cevaplar:
a-İbn Ukeym hadisinin senedi muzdariptir. Bir keresinde mektubun bizzat kendilerine geldiğinden, bir keresinde de Cüheync şeyhlerine geldiğinden ve o topraklarda okunduğundan bahsedilir. Ayrıca hadisin metni de muzdariptir. Çünkü bazı rivayetlerde mutlak olarak "vefalından Önce", bazı rivayetlerde ise "bir ay önce", "bir veya iki ay Önce", "kırk gün önce", "üç gün önce'' gibi değişik lafızlarla mukayyed olarak rivâyel edilmekledir.
b-Hadis mürsel oîuşu ile illetlidir. Çünkü İbn Ukeym (Radıyallahii anh) hadisi Hz.Peygamber'den (Sallallahü aleyhi ve seliem) duymamıştır. Ayrıca hadis munkatıdır. Çünkü Abdurrahman b. Ebî Leylâ, îbn Ukeym'den işitmemiştir. Ahmed b. Hanbel'in bu görüşten ayrılmasının sebebi de budur.
c-Nesh görüşü kuvvetli değildir. Çünkü Buhârî ve Müslim'in ittifak ettikleri tabaklama hadisi sahihtir. Ayrıca Müslim birçok sahâbî kanalı ile çokça tarikten bu hadisi nakleder. Meselâ: ibn Abbas'tan iki, Ümmü Seleme'den üç, Enes'ten iki, Seleme b. el-Muhabbik, Aişe, Muğîre, Ebû Ümâme ve İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahii anhUm) birer rivayet nakletmıştir. Şu da bir gerçektir ki nesheden hadisin tarihinin en son olduğuna dair kesinlik esastır. İbn Ukeym hadisinde de böyle bir kesinliği görmek mümkün değildir. Biraz önce de belirtildiği gibi tarihlerin farklı oluşu neshe delil olamaz. Tarihli rivayetler sahih olmuş olsa bile iki farklı rivayetin hangisinin sonra olduğuna dair bir kesinlik yoktur. Bu da delil olamayacağının bir ispatıdır. Bu takdirde şöyle de denilmez: "Mademki nesh mümkün değildir, o zaman İbn Abbas ve İbn Ukeym (Radıyallahii anhümâ) hadisleri birbiriyle çelişir. Çelişki durumunda "tercih" veya "vakf yoluna gitmek gerekir." Bu görüşe şöyle demeliyiz: "Çelişki sadece hadislerin hükümlerinin eşit olması durumunda söz konusudur Rn i'
Necaset ve Temizliği______________________________________ 123
Ben, Cüheyne topraklarında yaşayan genç bir delikanlıyken, Hz. Peygamber'in (Sallatlahü aleyhi ve sellem) mektubu bize UİaştK
"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"
§ Abdullah b. Ukeym'den ikinci senedle rivayet: Vefatından bir ay önce Rasûîullah'in (Saiiaiiaku aleyhi ve seUem) şu mektubu bize ulaştı:
"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"
§ Aynı râviden üçüncü senedle şöyle nakledildi:
Vefatından bir ya da iki ay önce, ki o sıralarda ben Cüheyne topraklarında yaşayan genç bir delikanlıydım, Rasûîullah'in (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) şu mektubu bize ulaştı:
"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"
§ Aynı râviden dördüncü senedle şöyle nakledildi: Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) bize şu mektubu göndermişti: "Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"
§ Aynı râviden beşinci senedle şöyle nakledildi:
Bize Rasûîullah'in (SaihıiiaM aleyhi ve sellem) şu mektubu okundu:
"Hayvan leşinin derisi ve sinirini kullanmayın!"
İbn Abbas ve onun rivayeti doğrultusundaki rivayetler sahihtir. İbn Ukeym'in hadisi İse böyle değildir.
d-"lhâb" Kâmûs ve Nihâye'dc bilindiği üzere iki görüşten birine göre: "tabak!amna-mış derinin adıdır". Nadr b. Şümeyl de: "Ihâb", tabaklanmamış, "kırba" ve "şenn" tabaklanmış deriye verilen isimdir. Cevheri* de bu görüşü tekîd eder. Bu keiime farkından hareketle şöyle bir yorum da dile getirilir: "İki hadisin çelişkili olduğunu kabul etliğimizde aralarını cem ederiz. Deri kullanımını yasaklayan hadis tabaklanmamış deri "Ihâb" ile ilgilidir. Tabaklandıktan sonra "İhâb" demlemeyeceğine göre yasağın sınırlan dışına çıkar ki bu güzel bir görüştür.
3-Eti yenen hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir, diğerleri temizlenmez. Fakat bu görüş umum ifâde eden İbn Abbas'ın (^—4^ j—ü H* •j&i £$) (bk.Müsned Trc. H.no: 49/357)
hadisi ile çürütülür.
4-Domuzun dışında bütün hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir. Çünkü domuzun derisi yoktur. (Ebû Hanife'nin görüşü)
5-Domuzun dışında bütün hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir. Ancak gerekçe, derisinin olmaması değil, (a—^j, *—$) "o bizatihi neci sti r/p istir" (En'âm, 6/145) âyetidir. Çünkü zamir, domuza gitmektedir, bu İse onun tamamının necis olduğunu belirtir. Köpek de bu hükme kıyas edilir. (Şafiî'nin görüşü)
6-Bütün hayvanların derisi tabaklanmakla temizlenir. Fakat içi değil, sadece dışı temiz sayılır ve bu deri akıcı/sıvı işlerde değil, kuru işlerde kullanılmalıdır. Üzerinde/dış yüzünde namaz kılınır, fakat İç yüzeyinde namaz kılınmaz. (İmam Mâlik'in görüşü)
7-Tabaklanmasa biîe derinin hem iç hem de dış yüzeyi kullanılabilir. Çünkü Buhâri'nin "leşin sadece yenilmesi haramdır" (Bk.Müsned Trc.li.no: 57-58/365-366) hadisi buna delildir. Zührî'nin bu görüşüne şu şekilde cevap verilir: "Bu rivayet mutlaktır. Tabaklama hadisleri İse bu mutlak hükmü takyİd eder." Bk.Sübülü's-selârn, 1/65-67.
124_________________________________________________Necaset ve Temizliği
AÇIKLAMA
Muhadramûn: Hz. Peygamber (Saiiaiiakaaleyhi ve sellem) döneminde yaşayan ancak onu görmeyen MüslÜmanlardır. Üveys el-Karnî de bu zâtlardan birisidir.
*Leş derisinin kullanımı hakkında, iki farklı rivayet bulunmaktadır: Bir rivayette kullanımı yasaklanmış ve diğerinde de serbest bırakılmıştır. Bu hadislerden anlaşılan;
Leş derisinin kullanımı yasaktır, ancak tabaklandığı zaman caizdir ve kullanılabilir:
1-İmam Ebû Hanîfe'ye göre domuz dışında bütün leşlerin derisi tabaklanmakla temiz hale gelir,
2-İmam Şafiî'ye göre domuz ve köpek dışında bütün leşlerin derisi tabaklanmakla temiz hale gelir,
3-İmam Mâlik ve Ahmed'den bu konuda iki rivayet vardır.336
4-Leş ve filin kemiği cumhura göre necistir, çünkü etine tâbidir, ancak İmam Ebû Hanîfe ve bir rivayette Mâlik'e göre temizdir, çünkü kemikte hakiki hayat yoktur ve cansız varlıklar gibi temizdir.337
* Kâfirlerin Kapları Temizdir ve Yıkandıktan Sonra Kullanılabilir
Allah Teâlâ buyurdu;
'Bugün size temiz olan şeyler helâl kılındı. Ayrıca Ehl-i kitabın yiyeceklerinden yemek size helâl kılındığı gibi, sizin yiyeceklerinizden yemek de onlara helâl kılındı...' (Mâide 5/5)
336 İmam Şafiî, Ümm, 1/18; Merğmânî, age., 1/21; İbn Kudâme, age., 155
337 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/236; Kâsânî, age., V63\ İbn Kudâme, age., 1/60; DesÛkî, Haşiye, 1/54-55
Necaset ve Temizliği_________________________________________________125_
63/371-Ebû Sâ'lebe el-Huşenî'den (8adiyaiiaHUanh);in
Rasûlullah'a (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) dedim ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz gittiğimiz yerde Yahudi, Hnstiyan ve Mecû-si toplulukların yanına uğrayan göçebe bir toplumuz, (oralarda) bu kişilerin kaplarından başkasını da bulamıyoruz, (ne yapalım?)'
Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Eğer başka kap bulamazsanız bunları su ile yıkayın, sonra o kaplardan yeyin ve içini"
§ Ebû Sa'lebe'den gelen diğer rivayet:
Rasûlullah'a (SaUaitahu aleyhi ve seiiem) dedim ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz Ehl-i kitaba ait topraklarda yaşıyoruz ve onlar da domuz eti yiyor, şarap içiyorlar. Onların kaplan ve tencerelerinden nasıl faydalanabiliriz?'
Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Eğer başka kap bulamazsanız onları yıkayın, sonra içinde (yemek) pişirin ve ondan (su) için!"
AÇIKLAMA
Rasûlullah, kâfirlerin davetlerine gider ve kaplarından onlarla birlikte yemek yerdi. Zira O bir peygamberdi ve sosyal yönü çok güçlü olmalıydı, kendisi insanî ilişkilere çok önem verir, her düşünceden insanlarla oturur, konuşur ve onlarla yemek yerdi. Onun hayatı, tüm Müslümanlar ve özellikle davetçiler için önemlidir. Dünya toplumları da, değişik kesimlerden insanlarla olan medenî ilişkilerini devam ettirmelidirler.
Ancak kâfirlerin kapları Müslümalarm eline geçtiğinde, yıkamadan kullanılmaması tavsiye edilir. Çünkü bu insanlar kaplarım domuz eti ve şarap gibi şeylerde kullanmış olabilirler. İslâm'a göre bunlar pistir, haramdır ve ihtiyaten kaplan yıkanmalıdır.339
338 Sened:
Sahih: Müsned, IV/193, H.no: 17662 (Bu senedi, Haccâc sebebiyle basendir); İkinci rivayet; IV/193-194,H.no: 17666; Benzer rivayet için bk. ÎV/193, H.no: 17660; İV/] 95, H.no: 17679, 17681. Buharı, Zebâih, 4; Müslim, Sayd, 8; Ebû Dâvûd, Sayd, 23. H.no: 2857; Et'ıme, 45, H.no: 3839; Tirmizi, Sayd, 1, H.no: 1464 (Tirmizî, hasen-sahih hükmünü belirttikten sonra, Ebû Sa'lebe'nin (Radıyallahü anlı) İsminin Cürsünı (Cürhüm) b. Nâşib veya Cürsüm (Cürhüm) b. Kays olabileceğini söyler); Et'ıme, 7, H.no; 1796-1797; Tayâlisî, s.136, H.no; 1014; îbn Mâce, Sayd, 3, H.no: 3207; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXII/217, H.no: 580; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/444, H.no: 783.
Müsned'in bazı nüshalarda senedde kalb bulunmaktadır, yani Yezid ile Haccac İsimleri yer değiştirmiştir. Yezid b. Ertâd isminde bir râvi yoktur. Haccâc b. Ertâd ise İbn Hacer'in ifadesiyle saduktur, hata ve tedlisleri çoktur. (Bk.Takrtb, Trc. no: 1119) Ancak hadis diğer rivayetlerle kuvvetlenmiştir. Hadisin avlanma ile ilgili bölümü Sayd konusunda 2/6726. hadiste zikredilecektir.
Abdullah b. Amr'dan şahidi için bk. l/6725.hadis. 339San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/69-70
126 Necaset ve Temizliği
64/372-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyaiiaha anhy.M0
Biz Hz. Peygamber' le (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) birlikte müşriklerden bazı su ve yemek kaplarını ganimet olarak aldık ve onlar leş derisinden yapıldığı halde, aramızda taksim ettik.
NOT: Bu kapların ana maddesi olan derinin, tabaklanması halinde leş derisi de olsa kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Ayrıca Ehl-i Kitâb yanında müşriklerin de kaplarını kullanma ruhsatı verilmektedir.
65/373-Enes b. Mâlik'ten
340 Sened:
Hasen: Müsned, III/326, H.no: 14438; Benzer rivayet için bk. IIJ/343, H.no: 14633; III/389, H.no: 15126 Bu rivayetler Muhammed b. Râşid el-Huzâî sebebiyle basendir. Çünkü bu râvinin hafızası hakkında tenkidler vardır. Kaderî olduğu da iddia edilir, fakat bu doğru değildir. En azından makbul sayılır. Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarını dile getirmiş-^ tir. Bk. Meana\I/218.
Muhammed b. Râşid el-Huzâî el-Mekhûlî Dımeşklidir. Basra'ya yerleşmiştir. Ahmed b. Hanbel ve birçok kimse sika saymıştır. Dühaym: "Kaderî görüşieriyle hatırlanırdı" der. Ebû Müshir de: "Haricî görüşleri benimserdi, verâ sahibi biriydi" der. Bk.Zehebî, Kâşif Trc. no: 4842; Bu zatın, Tirmizî bir, Nesâî iki, Ebû Dâvûd sekiz, İbn Mâce ve Dârimî dört, Ahmed b. Hanbel ise 40 rivayetini nakleder. Tirmizî hadisini "hasen" sayar. Bk.Sünen, Diyât, H.no: 1387. Ebû Dâvûd ise Dımeşkii olan bu râvinin kati/ adam öidürme sebebiyle Basra'ya kaçtığını söyler. Bk.Sünen, Diyât, H.no: 4564. Ahmed b. Hanbel ise hocası Abdürrezzak'tan: "Muhammed b. Râşid'den hadiste daha verâ sahibi birini ben görmedim" dediğini nakleder. Bk.MUshed, D/182.
Müsned'deki benzer bir rivayet için bk. III/379, H.no: 14993 (Senedindeki Bürd b. Sinan eş-Şâmî (v. 135/752) Ali (İbnü'l-Medînî) zayıf, bunun dışındaki âlimler sika saymışlardır. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 550; İbn Hacer İse "saduktur, kaderî olmakla suçlandı" der. Bk. Takrîb, Trc. no: 653; Bu zatın, Tirmizî iki, Nesâî altı, Ebû Dâvûd beş, İbn Mâce üç, Dârimî dört ve Ahmed b. Hanbel on bir rivayetini nakleder. Tirmizî hadisini "hasen" sayar. Bk.Sünen, Cum'a, H.no: 601; Sıfatü'l-kıyâme, H.no: 2506. Hadisin metni ise şöyledir:
Ebû Dâvûd, Et'ime, 45, H.no: 3838.
341 c_______■. '..,■:,4fi- '■,■!,■■■-■ '.,'-,-'',-
OenCG. «Ut UjJj- Jbl LjJj- lJIoS Uı*>-
Sahih: Müsned, IH/270, H.no: 13794; Benzer rivayet için bk. 111/133, H.no: 12301; m/180, H.no: 12797; III/208, H.no: 13103; 111/210-211, H.no: 13134; 111/232, H.no: 13369; III/238, H.no: 13431; IH/252, H.no: 13577, 13580; IH/288, H.no: 14001; III/289-290, H.no: 14018;
Necaset ve Temizliği
Bir Yahûdî342 Peygamberimizi (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) arpa ekmeği ve kokusu biraz değişmiş et yağı yemeye davet etti, o da bunu kabul etti.
* Yenebilen Maddenin İçine Düşen Necasetin Temizliği
66/374-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh):m
Rasûlullah'a (Saüattuhüaleyhivesdlemj, bir kere yağın içine düşüp ölen farenin (hükmü) sorulunca şöyle buyurdu:
"Eğer yağ katıysa, o fare ölüsü ve etrafındaki (bir kısım yağı) alıp atarak kalanını yiyebilirsiniz, ama yağ sıvıysa o yağı yemeyin!"
NOT: Sıvı yiyeceklerin içine düşen necaset her tarafa yayılır, ancak katı maddelere düşen necaset sadece düştüğü yeri kirletir ve o kısmın etrafından da biraz alınarak atılması yeterlidir, sıvılar gibi tümünün dökülmesi şart değildir. Bu, insanlar için bir ruhsattır/kolaylıktır.
Buhârİ, Buyu', 14; Rehn, 1; Meğâzî, 29; Nesâî, Buyu', 59, H.no: 4607; Tinnizî, Buyu', 7, H.no: 1215 (hasen-sahih); Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-etnânî, 1/239. Rivayetlerin hepsi Enes (Radıyallahü anlı) kanalıyla nakledilmiştir. 342 Rivayetin devamından bu Yahûdînin terzi olduğunu anlıyoruz.: ıi>&- İf-Ciy'fûtf jıi'oij
Sahih: Müsned, 11/232-233, H.no: 7177; Benzer rivayet için bk. 11/265, H.no: 7591 {ıtt ÖlT jij £_£if lJi); 11/490, H.no: 10304; Abdürrezzâk, 1/84, H.no: 278; Ebû Dâvûd, Et'ıme, 47, H.no:
3842; Tinnizî, Et'ıme, 8, H.no: 1798 (Tircnizî, Ma'mer'in hata yaptığını, sahih olanın Meymûne'nin (Radıyallahü anhâ) rivayeti olduğunu söyler.) Meymûne'nin (Radıyallahü anhâ) rivayeti için bk.68/376.hadis. Bennâ hadisin râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânt, 1/240.
128_________________________________________________Necaset ve Temizliği
67/375-Ebû'z-Zübeyr'den (Radıyaiiaha anh):344
Câbir'e (Radıyaiiahu anh) bir yiyecek ve içeceğe fare düşüp ölse, (fare çıkarıldıktan sonra) onlar yenir mi? diye sordum. Şöyle dedi:
'Hayır, Rasûlullah (Saiiaitaha aleyhi ve seüem) bunu bize yasakladı. Biz, yağı çömleklere korduk. Peygamberimiz şöyle buyurdu:
"Çömleğin içine fare düşüp öldüğünde, o yağı yemeyin!'"
376-İbn Abbas (Radıyallahü anhümâ), Peygamberimizin (Sallallafıü aleyhi ve sellem) eşi Meymûne annemizden naklediyor:345
Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem), yağa (bir rivayette, katı yağa) düşüp ölen farenin (bulunduğu yağın) hükmü sorulunca, şöyle buyurdu:
"Fare ölüsü ve etrafındaki (bir kısım yağı) alıp atarak kalanını yiyebilirsiniz!"
344 Sened: jijlı Jl ç
Sahih: Müsned, 111/142, H.no: I46I8; Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği îbn Lehîâ'nın bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/287. Bu râvî ve rivayetinin kabul edildiğine dâir geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Aynca bir önceki (66/374) ve bir sonraki (68/376) hadisler bu rivayeti destekler.
345 Sened: *ûı -lİ ö* foSyl! j- ^£~ &*■
Sahih: Müsned, VI/329, H.no: 26675; Benzer rivayet için bk. VI/330, H.no: 26682 VI/335, H.no: 26726; (Heysemî, "j—.ü," ziyadesinin bulunduğu bu rivayetin senedinde hocası
Muhammed b. Mus'ab el-Karkasânî'nin bulunduğunu, bu zatı Ahmed b. Hanbel'in sika kabul edip kendisinden rivayetlerde bulunduğunu; Yahya b. Main ve cemaatin zayıf saydığını belirtir. Bk. Mecma', 1/287. Fakat diğer rivayetlerin senedlerinde bu zat yer almıyor); Bennâ, Şevkâni'den naklen İbn Hıbbân'ın bu ziyâdeyi sahih saydığını söylüyor. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/240. Mâlik, İsti'zân, 20; Buhâri, VudÛ', 67; Zebâih, 34; Ebû Dâvûd, Et'ıme, 47, H.no: 3841, 3843; Tirmizî, Et'ıme, 8, H.no: 1798 (hasen-sahih); Nesâî, Fer', 10, H.no: 4255-4257; Dârimî, Vudû', 60, H.no: 744; Et'ıme, 41, H.no: 2089-2092;
Aynca Heysemî, Taberânî tarafından nakledilen benzer rivayetleri verir. Fakat "bunlar zayıf rivayetlerdir", der. Bk. Mecma', 1/287.
e)- İDRAR, MEZİ ve MENİ GİBİ MADDELERİN HÜKMÜ
İnsan İdrarının Hükmü Çocuk İdrarının Hükmü Deve İdrarı ve Hükmü Mezinin Hükmü Meninin Hükmü
Müslümanm Cesedi (Hayatında ve Ölümünde) Temizdir
Akıcı Kanı Bulunmayan Hayvan (Ölü ya da Diri Olsun) Temizdir
130 İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
c)-İDRAR, MEZİ VE MENİ GİBİ MADDELERİN HÜKMÜ
Allah Teâlâ buyurdu:
"İnsan neden yaratıldı, bir baksın! (İnsan) bel ile kaburgalar arasından çıkan o atılan/tazyikli sudan yaratıldı." (Tank 86/5-7)
* İnsan İdrarının Hükmü
69/377-EneS b. Mâlİk'ten (Radıyallahü anh):U6
Bir bedevi mescide geldi ve idrarını yaptı. Bunun üzerine Peygamberimiz (Sailatlahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:
"Üzerine bir kova su dökün! "
70/378- (Tâbiûndan) Hammad dedi ki:347
İdrar bize göre kan hükmündedir, (necistir,) ancak bir dirhem miktarına ulaşmadığı sürece (ibâdete) zarar vermez.
m Sened: £
Sahih: Müsned, III/110-111, H.no: 12021 (Hadis, sülâsiyyâltan biridir). Benzer rivayet için bk. in/167, H.no: 12645 (sülâsiyyâttan biridir); III/114, H.no: 12071; Mâlik, Taharet, 111 (miirsel olarak); Buhârî, Vudû', 57-58; Edeb, 80; Müslim, Taharet, 98-100; Tirmizî, Taharet, 112, H.no: 148 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 45, H.no: 53-55; İbn Mâce, Taharet, 78, H.no: 528 (İbn Mâce, Vasile b. el-Eska'dan (Radıyallahü anlı) şâhid getirmiştir. Fakat senedinde bulunan Ubeydullah el-Hüzelî zayıf bir râvidir. Bk. Taharet, 78, H.no: 530); Bu rivayet daha önce 48/356.hadiste geçti. 347 Sened: '^— ıf£î iljı^jı 'J,\ ıSji- j;ûi 'J, iJUJ ıSii.
Sahih: Müsned, IV/391, H.no: 19376; Bennâ, bu eserin senedinin ceyyid, râvilerinin de Buhârî ve Müslim'in ricali olduğunu İfade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/241. Tâbiûndan olan Hammâd'm bu görüşü fukahâ arasında deül getirilen bir kaynak olmuştur. Bu rivayet bize, Müsned'de maktu rivayetlerin (tâbîûn sözlerinin) bulunduğunu gösterir.
İdrar, Mezİ ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________131
AÇIKLAMA
Burada dirhemden; eğer sıvı ise onun yayıldığı saha, katı ise ağırlığı (yaklaşık 2,8 gr.)348 kastedilmektedir. Ağır necasetten sayılan kan, idrar gibi şeyler elbise üzerinde bulunur ve söz konusu ölçülere ulaşır ya da geçerse namaza mani olur. Hanefî mezhebinde dirhemin ölçü olması:
a-İstincâ mahalli yaklaşık bir dirhem kadardır, görüşünden ya da, b-Avuç içi yaklaşık bir dirhem kadardır, görüşünden alınmıştır.349 Sonuç olarak, bu konuda her insanın kendi el ayası Ölçü olarak alınabilir. Kan ya da İdrar el ayası mesafesine varmışsa namaza manidir. İmam Mâlik, Şafiî ve Ahmed'e göre az ya da çok necaset namaza manidir, ancak İmam Mâlik kanı istisna etmiş ve dirhem sınırını almıştır. Ayrıca İmamlar meşakkat kuralını işletmiş ve korunması zor olan durumlarda az necaset zarar vermez demişlerdir.350
71/379-Ebû Hüreyre'den /n
MS Muhamed Necmüddin. el-Mekâdîrü'ş-şer'ıyye, 135
349 İbnii '1-Hümam, Fethu 'l-Kadîr, 1/202-203
350 İbn Rüşd, Bidâyeiü 'l-müctehid, 1/59; Ibn Kudâme, Muğnî, 1/30,11/78-83; Nevevî, Mecmu', 1/260; Muhamed Necmüddin, el-Mekâdîrü'ş-şer'ıyye, 139
351 Sened: gJG ^f ^ j^&\ j. tity J ı3İs >&- 'J J-4 ıüfc.
Sahih: Müsned, 11/326,33.no: 8313; Benzer rivayet için bk. 11/388, H.no: 90] 0; ü/389, H.no: 9036; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 348 (Bûsirî, isnadının salıİh olduğunu ve sahicilerinin de bulunduğunu ifade etti. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/51); Dârekutnî, 1/128 (sahihtir, der.
lafzıyla rivayet edilen için İse: '"doğrusu mürseldir" der); İbn EM Şeybe, 1/115, H.no: 1306; Hâkim, 1/293, H.no: 653. Ayrıca: "Bu hadis Buharı ve Müslim'in şamna/râvilerine göre sahihtir, Hadisin hiçbir illetini bilmiyorum ama her ikisi de bunu sahihlerine almamıştır" diyerek buna bir de şâhid getirir (ki Zehebî de bu görüşü onaylar):
a-İbn Abbas'ın (Radıyallahü anhümâ) bu şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cetnü'l-kebîr, XI/84, H.no: 11120; Deylemî, 11/54, H.no: 2305; Dârekutnî, 1/128
b-Muâz b. Cebel'den (Radtyallahu anh) (mevkuf olarak) şahidi için bk. Taberânî, el-Mucemul-kebîr, XX/124, H.no: 248 (Heysemî, senedinde Rişdîn b. Sa'd var, bu zaiı çoğu kimse zayıf saymıştır. Alımed ise hadisleri rikak hadislerine yorumlar. Ayrıca senedinde Abdullah b. Ciizeym var, hakkında olumlu veya olumsuz görüş beyan eden olmamıştır. Bk. Mecma', 1/209);
c-Ebû Ümâme'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.
j^l\ J J^Jl i, ^-l*: L- J_j! tip J_jJl Iji;] : Jli JL»j *Ji 4ıl lJ-e ,~JI jc i*UÎ ^i j_^-
Heysemî, Taberânî'nin hadisi Kebîr'İnde naklettiğini ve râvilerinin de sika sayıldıklarını söyler. Bk.Mecma', 1/209);
132 ___________________________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
Hz. Peygamber (SaUallahu aleyhi w selimi dedi ki:
"Kabir azabının çoğu, (üzerine) idrar sıçramasına (dikkat etmemekten) kaynaklanır."
* Çocuk İdrarının Hükmü
d-Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, 11121 (mahfuz olan mürsel oluşudur):
Aynca 152/460. ve 312/2931 hadislerde tekrar edilecektir.
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü 133
72/380-Ümmü'l-Fadl'dan (RadıyallakUanhâ):352
Hz. Peygamber'in (Sallallaku aleyhi ve sellem) yanına geldim ve dedim ki:
Ben rüyamda, senden bir parçayı evimde ya da odamda gördüm. (Bir rivayette: "ve bundan endişelendim.") Hz. Peygamber şöyle dedi:
"İnşallah Fatıma'nın bir oğlu olacak ve sen ona güzelce bakacaksın/büyüteceksin. "353
(Bir müddet sonra) Hz. Fâtıma Hasan'ı doğurdu ve çocuğu Kuşem (yani İbn Abbas) ile beraber emzirmesi için onu Ümmü'l-Fadl'a verdi.
(Ümmü'1-Fadl anlatmaya devam etti;)
Peygamberimizi ziyaret ettiğim gün, yanma bebeği (Hasan'ı) götürdüm. Hz. Peygamber onu aldı ve göğsüne oturttu, (ancak) bebek idrarını
352 Sened: ii»jiSÎı jî «üt -j*p-^i jjiİı ^f «JC 'j- işjl ı-S&J. ju Ç4*j ı£U- Sû* ısii
Sahih: Müsned, Vİ/340, H.no: 26757, İkinci rivayet: VI/339, H.no: 26753 (Bu rivayet Kâbus b. el-Muhârik sebebiyle hasendir. Hadis âlimleri bu râviyî kabul etmişler ancak Ümmü'l-Fadl'dan semâmda tenkid bulunmaktadır. Doğrusu şudur: O, babasından, babası da Ümmti'l-Fadl'dan hadis işitmiştir.), Üçüncü rivayet: VI/339, H.no: 26755; Mâlik, Taharet, 109-110; Buharı, Vudû', 59; Tib, 10; Deavât, 30; Edeb, 21; Müslim, Taharet, 101, 104; Selâm, 86-87; Ebû Dâvûd, Taharet, 135, H.no: 375; Tirmizî, Taharet, 154; Cum'â, 78; Nesâî, Taharet, 188; İbn Mâce, Taharet, 76-77; İbn Huzeyme, 1/143, H.no: 282
Ümmü'1-Fadl bt. el-Hâris: Hz. Peygamber'in amcası Abbas'ın eşi ve Meymûne validemizin kızkardeşi olan Lübâbe bt. el-Hâris'tir (Radtyallahü anhüm). Lübâbetü'l-kübrâ diye de bilinir. Hz, Hatice annemizden sonra ilk müslüman olan hanımlardan biridir. Çocukları; Fadl, Abdullah, Ubeydullah, Kuşem, Ma'bed, Abdurrahman ve Temmâm'dır. Temmâm tamam olsun niyeti ile isimlendirilen en son dünyaya gelen küçük çocuklarıdır. Terceme-mizdeki I65/473.hadiste bu sahâbînin hadisini görebilirsiniz. Kuşem b. Abbas ise Allah Rasûlü'nün çok sevdiği ve terkisine bindirdiği kendisine çok benzeyen amcaoğullanndan biridir. Mekke'de valilik yapmış ve Muâviye zamanında da şehid olmuştur. (Müsnedde yer alan rivayetlerden biri için bk.I/101, H.no: 787.) Ümmü'1-Fadl künyesi ile tanınanlardan biri de Abbas'm kızıdır. Anne ile kızın karıştırılmaması gerekir. Bk.İbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, VII/246-247, Trc. no: 7252-7253; VII/366-367, Trc. no: 7566, 7568
353 Ümmü'-I-Fadrm bebeği emzirme ve terbiyesi kastedilmektedir.
134 İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
yaptı, idrar da Peygamberimizin izarına (elbisesine) bulaştı. (Bunun üzerine) elimle bebeğin omzuna vurdum. Peygamberimiz:
"Allah seni ıslah etsin, (ya da Allah sana rahmet etsin,) oğlumun canını acıttın" dedi.
Ben:
'İzarını (elbisesini) ver de yıkayayım' dedim.
O da şöyle buyurdu:
"Kız çocuğunun idrar bulaşığı yıkanır, oğlanın idrar bulaşığı üzerine ise su dökmek yeterlidir."
§ Ümmü'l-Fadl'dan (Radıyoilahaanhâ) gelen ikinci rivayette benzeri zikredildi:
Fatıma Hasan' ı doğurunca bana verdi, ben de onu yürüyünceye ya da sütten kesinceye kadar emzirdim. Sonra Rasûlullah'm (SaiMiahu aleyhi ve seüern) yanına getirdim ve kucağına oturttum. (Ancak) bebek Onun kucağına bevletti, ben de bebeğin omuzuna vurdum. (Bunu üzerine) Peygamberimiz dedi kİ:
"Allah sana rahmet etsin, oğluma yumuşak davran!"
Ayrıca buyurdu ki:
"Kız çocuğunun idrar bulaşığı yıkanır, oğlanın idrar bulaşığı üzerine ise su dökmek yeterlidir."
§ Ümmü'-Fadl'dan (Radıyaiiahuanhâ) gelen üçüncü rivayette: Kendisi Hz. Hasan veya Hüseyin'i emzirmişti. (Şöyle anlatır;) (Bir gün) Rasûlullah (Saliaiiahu aleyhi ve settem) geldi ve nemli bir yere u-zandı. Ben de bebeği onun üstüne koydum. Ancak bebek bevletti ve idrar üstünden aşağı aktı. Ben Rasûlullah'm üstünü yıkamak için hemen su kırbasını almaya yöneldim. Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Ey Ümmü'l-Fadl! Oğlan çocuğunun idrar bulaşığı üzerine su dökülür, kız çocuğunun idrarını ise yıkamak gerekir."
Behz bir rivayette, 'iyice yıkanır' diye nakletti.
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü__________________________________135
73/381-Ebû Leylâ'dan:354
Hz. P&ygambef in (Saitaiiahu aleyhi veseiiem) yalımdaydık, Hz. Ali'nin oğlu Hasan (Radıyaiiahu anhümâ) emekleyerek geldi ve Rasûlullah'ın göğsünün üstüne çıktı, ancak oraya bevletti, (bir rivayette, ve onun bevlini Rasûlullah'ın karnı üstünde gördüm.) Onu almak için hemen yanına koştuk. Hz. Peygamber şöyle dedi:
"(Aman) oğluma, oğluma (dikkat edin!),
{Bir rivayette) Oğlumu bırakın, korkutmayın ki bevlini tamamlasın.)"
Sonra su istedi ve izarımn üzerine döktü.
354 Sened:
Sahih: Müsned, IV/347-348, H.no: 18957. Diğer rivayet için bk. fv/348, H.no: 18958 Lafzı şöyledir: (^ji—'JJ&/J & Jlı J^ âis J^tj Jj Ji Jl^f Ljfj Ji. JÇİ) "öyleki bevünin Allah Rasûlü'nün
(Sallallahü aleyhi ve selle/n} kanımda yol yol aktığını gördüm." Ahmed eş-Şeybânî, Ahâd, IV/170, H.no: 2151.
Şâlıidleri için bk. Müslim, Taharet, 101-102 (Hz.îşe'den nakledilir); 103-104 (Ümrnü Kays bt. Mıhsan'dan nakledilir); Senedinde bulunan İbn EM Leylâ'nın hafızasının zayıf olduğu ifâde edilmiştir. Diğer rivayetler ise sahihtir. Heysemî de Ahmed b. Hanbel ve Taberânî'nİn rivayet ettiği hadisin râvîlerinin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma \ 1/284.
Dârimî'nin rivayetinde İse Hz. Peygamberce ve Ehl~i beyte zekat mallarının helâl olmadığına dair rivayet var ki aynı senedle zikredilen bu hadisin aynı yerde gerçekleşmesi mümkün bir hâdise olduğunu hatırımıza getirmektedir.
Bk. Dârimî, Zekât, J6, H.no: 1650; Ahmed b. Hanbel bu iki rivayeti birleştirerek de nakleder:
.11.'. jic- ;tâ if\ î'.l J'-i £f J .'. ■ il'iı .üt .; :_**..» ' =. .j .m j"c '-.i 'ü': ıff.i. .12 ': î'.'.f i'Sl
BkMüsned, IV/348, H.no; 18958.
Ebû Leylâ ve İbn Ebî Leylâ'lar hakkında bilgi için bk.61/369.hadıs
136 İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
74/382-Hz. Âİşe'den (Radıyallahü anhâ):355
Rasûlullah'a çocuklar getirilir ve o da çocuklara dua ederdi. Bir keresinde kendisine yine çocuk getirildi ve o da Rasûlullah'm üstüne bevletti. Rasûlullah şöyle dedi:
"İdrarın üzerine fazlaca su dökün, (yeterlidir.)"
§(Hz. Âİşe'den (Radıyallahüanhâ) gelen başka rivayet:
Hz. Peygamber' e (SaiMiaha aleyhi ve seiiem), damağına tatlı sürülmesi için356 bir çocuk getirildi. Rasûlullah onu kucağına oturttu ve çocuk bevletti. Bunun üzerine Peygamberimiz su istedi ve onu idrarın üzerine döktü, serpti.)
Vekî' dedi ki: Üzerine su döktü, (ancak) yıkamadı.
75/383-Ükkâşe'nin kız kardeşi Ümmü Kays bt. Mihsan el-Esediyye-
(Radıyallahü anhüm):351
355 Sened: *J '^
Sahih: Müsned, VI/46, H.no: 24074. Diğer rivayet için bk. Vl/52, H.no: 24137; Benzer rivayet için bk. VÎ/210, H.no: 25644; Bir başka rivayet ise şöyledir:
"Rasûlullah'a (Sallallahü aleyhi ve sellem) (yeni doğan) çocuklar getirilir, onların damağına tatlı şeyler sürer ve bereket duası yapardı. Bîr çocuk kucağındayken bevletmişti de su getirilmesini ve bu suyun idrarın üzerine dökülmesini emretmişti." Bk. VI/2I2, H.no: 25647; Mâlik, Taharet, 142; Buhârî, Vudû', 222; Müslim, Taharet, 101402; Ebû Dâvûd, Taharet, 37, H.no: 74; Tirmizİ Taharet, 54, H.no: 71; Nesâî, Taharet, 189, H.no: 302; İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 523
356 (Bir rivayetle tahnikin bereket için yapıldığını gösteren bir ziyade bulunmaktadır: ^ü îi^Tj)
Tahntk; bebeğin damağına doğduğu zaman hurma gibi bir tatlı sürmektir ki bu uygulama sünnettir. (Bk. Müslim, Âdâb, 25; Ahmed b, Hanbel, Müsned, VI/52)
Sened: Jıı -ûi ^£ '^^-^ J* <4^ 'J> ^^ £li=-
Sahih: Müsned, VI/355, H.no: 26875; İkinci rivayet için bk. VI/356, H.no: 26879. Bu hadisin bazı rivayetleri iki ayrı hadisi içermektedir. Bu rivayetler için bk. VI/355, H.no: 26876; VI/356, H.no: 26882-26883. Mâlik, Taharet, 110; Buhârî, Vudû', 59; Tıb, 10; Müslim, Taharet, 103-104; Ebû Dâvûd, Taharet, 135, H.no: 374; Tirmizî, Taharet, 54, H.no: 71; Nesâî, Taharet, 188, H.no: 302; İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 524; Dârimi, Vudû', 63, H.no: 747; İbn Huzeyme, 1/144, H.no: 285;
Ümmü Kays bt. Mihsân (Radıyallahü anhâ) hesapsız Cennet'e girenlerden olmasını Hz. Peygamber'den (Sallallahü aleyhi ve sellem) isteyen Ükkâşe b. Mihsân'ın (Radıyallahü anh)
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Haddelerin Hükmü________________________________137
Daha yemeğe başlamayan çocuğumla beraber Hz. Peygamber'in (Saüaiiahü aleyhi ve seiiem) yanına girdim, (çocuğu verdim.) Bebek (kucağına) bevl edince, Peygamberimiz su istedi ve onu idrarın üstüne döktü.
§ Hz. Âişe'den.(Radıyaltahü anhâ) gelen başka rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiioiiahü aleyhi ve seiiem) çocuğu kucağına oturttu. (Bebek
kucağına) bevl edince su istedi ve idrarın üstüne döktü, çocuk daha yeme-
içme çağına ulaşmamıştı.
Zührî dedi ki: Oğlan çocuğunun idrarına su dökmek ve kız çocuğunun
idrarını yıkamak sünnetin getirdiği bir hükümdür.358
76/384-Hz. Ali'den (Radıyaliahü anh)l
.359
kızkardeşidir. İik müslümanlardan biri olup Medine'ye hicret etmiş ve uzun bir ömür sürmüş en son vefat eden hanım sahâbilerden biridir. İsmi Amine veya Cüzâme'dir. İsminin zikre-dildiği rivayetlerde hakkında şu ifadeler kullanılır:
"Ümmü Kays bt. Mihsan, Esed b. Huzeyme oğullarından biridir, Allah Rasûlü'ne (Sallallahü aleyhi ve seilem) biat eden ilk hanım muhacirlerden biriydi." Bk. Müsned, VI/356, H.no: 26882;
"Onun gibi uzun ömür bahşedilen hiçbir kadın bilmiyorum" Bk. Müsned, VI/355-356, H.no:
26878
358 Bu ikinci rivayet tıb bahsinde asıl metni ile tekrar edilecektir. Hadisin metni:
Bu rivayet için bk. Sayd konusu 102/6 8 26. hadi s.
Sahih: Müsned, 1/76, H.no: 563; Benzer rivayetler için bk. 1/137, H.no: 1149; 1/97, H.no: 757; 1/137, H.no: 1148 (Bu son rivayette iki sened bulunmaktadır. Senedlerden biri muttasıl, diğeri de munkatıdır. Munkatı olan rivayetin senedinde Katâde senedden düşmüştür. Çünkü Hişâm ed-Destuvâî, Ebû Harb'e yetişmemiştir); Ebû Dâvûd, Taharet, 135, H.no: 377; Tirmizî, Cum'a, 77, H.no: 610 ("hasen-sahih" Ahmed Muhammed Şâkir, İbn Teymiye'nin Müntekâ'da Münzirî'nin Muhtasaru Ebi "Dâv&f da sadece "hasen" kaydını koyduklarını, Neylü'l-evtâr (1/55) ve Avnu'l-Ma'bûd'da (1/145) da böyle kayıtlı olduğunu belirterek "sahih" lafzının diğer mahtûta nüshalarda buluduğunu söyler, Bennâ da sadece "hasen" olduğunu söyleyenlerdendir. Bk.Bülûğu'l-emânt 1/244.); İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 525.
138________________________________İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
RaSÛlUİlah (Saltallahü aleyhi ve sellem) buyurdu kî:
"Oğlan çocuğunun İdrar bulaşığına su dökülür, kızın idrarını ise yıkamak gerekir."
Katâde: 'Her iki çocuk için zikredilen şeyler, yemeğe başlamadan önceki dönem için geçerlidir. Ama yemeğe başladıktan sonra ikisinin de idrar bulaşığını yıkamak gerekir' dedi.
77/385-Ümmü Kürz el-Huzâiyye''den (Radıyaitahü anhû):m Peygamberimize (Sattaüahu aleyhi ve seiiem) bir oğlan çocuğu getirildi, (bebek) Onun kucağına bevl edince su getirilmesini istedi ve üzerine döküldü.
Ümmii Kays bt. Mihsan'dan (Radıyallahü anhâj şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 54, H.no: 71; Katâde'nin sözünün Ümmü Seleme'den (Radıyallahü arihâ) merfû olarak gelen rivayet şöyledir:
ai-j- SjjlA-l ıUIS" liij aJjj J* <_—» aUkJl »diu i flUll dlS* IJ) : *L.j *J* h J-* il jj-j Jü ^Jü iJ- fî ^
Heysemî, bu rivayetin Taberânî'nin el-Mucemü'l-evsa? mda nakledildiğini ancak senedinde zayıf olan İsmail b. Müslim el-Mekkî'nin bulunduğunu; Ebû Dâvûd tarafından da yine Ümmü Seleme'den (Radıyallahü aııhâ) fakat mevkuf olarak rivayet edildiğini belirtir. Bk. Mecma', 1/285. Taberânî, merfû olarak benzer bir lafızla diğer eserinde de nakleder. Bk. el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIII/366, H.no: 866.
İbn Hacer, isnadının sahih olduğunu belirtir. Bk.Teîhîs, 14; Bennâ, hadisi İbn Huzeymel İbn Hıbbân ve Bâkim'e de nisbet ederek isnadının sahih olduğunu, Hâkim'in: "sahihtir, fakat Buharı ve Müslim Safci/t'lerine almadı" dediğini naklederek, Zehebî'nin bunu onayladığını ifade eder. RkMülûğu 'l-eınânî, 1/244. Seııed; •—*>£ Jî j_A^ j» -C3 ^î £Cı &'->i- Jii jjoJi j>i ^ ı2-iî-
Hasen: Müsned, VI/422, H.no: 27243; Benzer rivayet için bk. VI/440, H.no: 27350; VI/464, H.no: 27504; İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 527; Dârekutnî, 1/129.
a-Hz.AIi'den (Raüıyallahü anh) şahidi için bk.Tirmizf, Cum'a, 77, H.no: 610 (Hasen-sabilı); İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 525;
b-Ebu's-Semh'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 526;
c-Uibâbe bt. el-Hâris'ten (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet 77 H.no: 522;
d-Hz.Âişe'den (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 523;
e-Ümmü Kays bl. Mihsan'dan (Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 524; Tirmizî, Taharet, 54, H.no; 71 (Tirmizî, Ümmü Kays'ın hadisini verdikten sonra bu konuda hadis nakleden sahabenin isimlerini vermekle yetinir: Hz.Ali, Âişe, Zeyneb, Lübâbe bt. el-Hârİs (Fadl b. Abbas b. Abdulmuttalib'in annesidir.) EbuVSemh, Abdullah b. Amr, Ebû Leylâ, İbn Abbas -Radıyallahü anhünı-);
İbn Hacer, Taberânî'nin el-Mucemü'1-evsat'ında da nakledildiğini, Amr b Şuayb hakkında ihtilâfın bulunduğunu, Amr b. Şuayb'in Ümmü Kürz'e yetişmediği için senedinde ınkıtaın bulunduğunu ve onun daima babası kanalıyla hadis naklettiğini belirtmiştir. Bk. Telhîsu 'l-habîr, 1/38. Hadis munkatı olduğu için zayıftır. Ancak şâhidleriyle kuvvetlenir.
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Haddelerin Hükmü________________________________139
Bir keresinde de kendisine kız çocuğu getirilmişti ve kucağına bevlet-ti, Peygamberimiz de bunun yıkanmasını emretti.
78/386-İbn Abbas'tan (RadıyallahU anhümâ)'. m
Hâris'in kızı Ümmü'1-Fadl {Radtyattahü ar&â), (çocuğu) Ümmü Habibe bt. Abbas'ı, Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) yanına getirdi ve kucağına oturt-
Hasen; Müsned, 1/302, H.no: 2750; Heysemî: "Senedindeki Hüseyin b. Abdullah zayıf olduğu için hadis zayıftır. Ahraed b. Han bel, Ebû Zür'a, Ebü Hâlim, Nesâî ve İbn Maîn zayıf-bir rivayete göre İbn Maîn sika- saymıştır" der. Bk, Meana', 1/284. Hüseyin b. Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas el-Kuraşî el-Hâşimî (v.141/755): Zehebî, hadis âlimlerinin zayıf saydığını söyler. Bk. Kâşif, Trc. no: 1091; Bûsirî, senedinde Hüseyin b. Abdullah'ın da bulunduğu İbn Mâce'nin bir hadisinde: "Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medînî ve Nesâî hadisini metruk saydı. Buhârî: "Zındıklıkla itham ediidi" dedi, İbn Adiy ise bu zâtı/dolayısıyla hadisini kuvvetlendirdi" der. Bk. İbn Mâce, Cenâİz, 65, H.no: 1628. Bir başka hadiste: "Ebû Hatim hadisini zayıf saydı" der. Bk. İbn Mâce, Itk, 2, H.no: 2515-2516. Hüseyin b. Abdullah'ın Ebû Dâvûd bir, Dârimî iki, İbn Mâce üç, Ahmed b. Hanbel ise 27 rivayetini nakleder.
Hz.Hasan, Hüseyin ve diğer kız ve erkek çocukların Allah Rasûlü'ne (Sallallahü aleyhi ve sellem) getirilmesi ve kucağına bevletmesİ ile ilgili benzer rivayetler: Enes b. Mâlik, Ebû Ümânıe, Zeynep bt. Cahş, Abdullah b. Amr ve Ümmü Seleme'den (Ra&yallaM anhUm) nakledilir. İlgili rivayetler için bk, Mecma', 1/284-285. Dolayısıyla hadis şâhidleriyle kuvvet kazanır,
Konu ile İlgili bir rivayet:
(*î îîiı iUÎî iyi Jıs << '^ -xJî_ î cJi^i :^l Jıi: jıi i fSjıj ^ı 3^ j^ıâiı jy jı^3 ûjü^ (di ^ rıÜİı jy jluî j
Hz.AIi'den: "Hz. Peygamber süt emen bebeğin bevli hakkında şöyle buyurdu: "Erkek çocuğununu bevline su serpilir, kız çocuğunun bevli ise yıkanır."
Ebu'l-Yemân el-Mısrî: Her iki su da bir olduğu halde Hz.Peygamber'in bu hadisinin ne anlama geldiğini İmam Şafiî'ye sordum. O da: "Erkek çocuğunun bevli su ve çamurdandır. Kız çocuğunun bevli et ve kandandır. Anladın mı, ikna oldun mu?" dedi. Ben "hayır" deyince: "Allah Teâlâ Adem'i yarattığı zaman Havva'yı da kısa eğe kemiğinden yarallı. Buna göre erkek çocuğunun bevli su ve çamurdan, kız çocuğunun bevli ise et ve kandan olmuş olur. Şimdi anladın mı?" diye sorunca ben "evet" dedim, Bunun üzerine "Allah bu bilgi ile seni faydalandırsın" dedi. Bk.İbn Mâce, Taharet, 77, H.no: 525
140 İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
tu. (Bebek) Rasûlullah'ın üstüne bevl edince onu hemen aldı ve sırtına vurdu, sonra sarstı. Peygamberimiz:
"Bana bir bardak su getirin!" dedi ve onu idrar yapılan yere döktü. Sonra dedi ki:
"Suyu, idrarın aktığı yere dökün!"362
NOT: Süt emen erkek ve kız çocuğun idrarları hakkındaki hüküm farklılığı onların biyolojik yapılarından kaynaklanmaktadır. Suyun az olduğu yerlerde belki böyle bir ruhsat verilmiştir. (Bunlarla ilgili fıkhî hükümler için bk. 95/403. hadisin açıklaması rnd. 12)
* Deve İdrarı ve Hükmü
79/387-Enes b. Mâlik'ten (Radıyatiahu onftj:363
Ukl\denm bazı kişiler Peygamberimizin (Saiiallaha aleyhi ve seiiem) yanına geldiler. (Ancak hastalıklardan dolayı) Medine'de kalmayı istemediler. Rasûlullah da bunlar için süt sağılan develerin hazırlanmasını emretti ve onlara develerin sütlerini, idrarlarını içmelerini tavsiye etti.
NOT: İdrardan sakınılması ile develerin idrarının bazı hastalıklara tavsiye edilmesi hükümleri ilk anda çelişiyor gibi görünmektedir. Ancak idrar ile ilgili ha-ramlılık hükmü geneldir ve kuvvetlidir, deve idrarı ise zaruret anında tıbbî tedavi için kullanılabilir; burada genel bir hükmün tahsis edilmesi ya da zaruret anında bazı
302 Bennâ, age., 1/245.
Sened: ijIÜ ^ı 'Jt- L^ı ^* oOL ıT^i-f jlj^lı ili ıSjö-
Sahih: Müsned, 111/161, H.no: 12576; Hadisin benzer rivayetleri: "TJkl" kabilesi oiduğunu belirten rivayetler: m/186, H.no: 12871; m/198, H.no: 12979; "Ureyne" kabilesi olduğunu belirten rivayetler: III/107, H.no: 11981; m/205, H.no: 13061-13062; 111/287, H.no: 13994-13995; "Ukl ve Ureyne" kabilesi olduğunu belirten rivayetler: 01/163, H.no: 12605; III/170, H.no: 12673; m/233, H.no: 13377; "Bazı insanlar" diye zikredilen rivayet: m/177, H.no: 12755; "Ureyne" kabilesinden bir grup olduğunu belirten rivayet III/290, H.no: 14019.
Buhârî, Vudû', 66; Zekât, 8, 9, 68; Meğâzî, 36; Cihâd, 152; Diyât, 22; Tıb, 6, 29; Tef-sîr, 5/5; Hudûd, 15; Müslim, Kasâme, 9-14; Ebû Dâvûd, Hudûd, 3, H.no: 4364; Tirmizî, Taharet, 55, H.no: 72 (hasen-sahih); Et'ıme, 38, H.no: 1845 (hasen-sahih-garib); Tıb, 6, H.no: 2042; Nesâî, Taharet, 190, H.no: 305-306; Tahrîmü'd-dem, 7-9» H.no: 4024-4035; İbn Mâce, Hudûd, 20, H.no: 2578; Tıb, 30, H.no: 3503
364 Ukl, Teym'in bîr kabilesidir/koludur. Bk. Bennâ, age., 1/246. Bazı rivayetlerde "ya da Ureyne 'den" şeklinde ziyâde vardır. Bk. Buhâri, Tıb 66; İbn Hacer el-Askalânî, Felhu 'l-Bâıi 1/336
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________141
şeyler helâl olabilir kaidesi, işletilebilir.365 Deve idrarı ile bazı hastalıkların tedavisi önceden beri yaygındı. Bu olayda da hasta kişiler iyi oldular, hastalıktan kurtuldular.366 (Bu konudaki tıbbî hükümler için bk. 95/403. hadisin açıklaması md. 6)
* Mezinin Hükmü
80/388-Sehl b. Huneyf ten (Radıyaiiahu anh):261
Ben çoğu zaman mezi368 akıntısıyla karşılaşırdım ve çok gusl ederdim. Durumu Rasûlullah' a (Saiiaiiaka aleyhi ve seiiem) sordum. O da buyurdu ki:
"Senin abdest alman yeterlidir."
'Elbiseme bulaşan yeri ne yapayım?'
"Sudan bir avuç alıp mezinin bulaştığı yeri mesh etmen/serpmen369 kâfidir."
365 Serahsî, Usûl, 1/151; Kâkî, Camiü'l-esrâr, 1/269
m Bk. Muvaffıkuddin Abdüllatif el-Bağdâdî, et-Tıbbun'-Nebevi 46; Tıbb-ı Nebevî ile ilgili bazı kitaplar: Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed ez-Zebebî, et-Tıbbun'-Nebevî; Abdülmelik b. Habib el-EndüIİsî, et-Tıbbun'-Nebevi; Suyûtî, et-Tıbbun'-Nebevî...
Sahih: Müsned, İli/485, H.no: 15915; Ebû Dâvûd, Taiıâret, 82, H.no: 210; Tirmizî, Taharet, 84, H.no: 115 (hasen-sahih); İbn Mâce, Talıâret, 70, H.no: 506; Dârimi, Vudû', 49, H.no: 729
Mezi, kişinin eşiyle oynaşması anında çıkan beyaz ve ince sudur, Vedi, idrardan sonra ya da ağır bir şey taşırken gelen beyaz bir sudur. Mezi veya vedi abdesv alınmasını gerektirir. (Râzî, Muhîâru's-Sıhâh, 715; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1/61)
Bir rivayette, («<ui *ii lsj c~^ <*^ıi (l. ^ Ur i^ : Jü) 'Bir avuç su al ve onu mezi bulaşan yerin üzerine değdiğini görene dek serp!' şeklinde geçmektedir. Bk. Dârimi, Vudû', 49, H.no: 729
142 İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
81/389-HZ. Ali'den (Radıyallahüanh):™
Ben mezi akıntısı çok olan bir erkektim ve kızının yanımdaki konumu (yani eşirn olması) nedeniyle bunu Rasûlullah'a (SaüaUahu aleyhi ve settem) sormaktan utanıyordum.
Mikdad'dan sormasını istedim. Peygamberimiz şöyle dedi:
"O kişi cinsel organı ve hayalanndaki (bulaşığı) yıkar, sonra abdest alır."
§ (z.) Hz. Ali'den gelen ikinci rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saüallahüaleyhi vesdtem) şöyle dedi: "Abdest al ve cinsel organına su serp, dök! "
§ Hz. Ali'den gelen üçüncü rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) şöyle dedi: "Bu durumda abdest almalıdır."
§ Hz. Ali'den gelen dördüncü rivayette benzeri zikredildi: Ben birinden bu durumu sormasını istedim.
370 Sened: [^ jıi Jıî «J ^ ı'i}- & fiÂ
Sahih: Müsned, 1/124, H.no: 1009; (İkinci rivayet (z.)): 1/104, H.no: 823; (Üçüncü rivayet): 1/82, H.no: 618; (Dördüncü rivayet): 1/125, H.no: 1026; Benzer rivayet için bk. 1/140, H.no: 1182; 1/145, H.no: 1237; 1/129, H.no: 1071; 1/126, H.no: 1035 (z.); UlU, H.no: 890 (z.); 1/80, H.no: 606 (z.); 1/124, H.no: 1010; 1/110, H.no: 870; Buhân, İlim, 51; Vudû', 34; Gusl, 13; Müslim, Hayz, 17-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 207; Nesâî, Taharet, 111, 129; Gusl, 28. Âmir Hasan Sabri zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde zikretmez. Hadisin şâhidleri için 155/463.hadise bk.
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü____________________________________143
Peygamberimiz (Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Abdest al, orayı yıka!"
82/390-Hz. Ali'den (Radıyallahüanh):371
Ben mezi akıntısı çok olan bir erkektim ve bu durumu Rasûlullah'a
(Saüaüahü aleyhi ve sellem) SOrdum, buyurdu ki;
"Tazyikle meni geldiğinde cünüplükten dolayı gusül al, (mezi gibi) tazyiksiz gelende ise gusül almana gerek yok (abdest yeterlidir)/'
§ Hz. Ali'den gelen ikinci rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Mezi geldiğinde cinsel organını yıkaman (yeterlidir), (ama) meni attığında gusül al! "
§ (z.) Hz. Ali'den gelen üçüncü rivayette benzeri zikredildi: Peygamberimiz (Saiiaitahü aleyhi ve seiiem) şöyle dedi: "Mezi İçin abdest, meni için gusül gerekir."
Sahih: Müsned, r/107, H.no: 847; (İkinci rivayet): 1/125, H.no: 1028; (Üçüncü rivayet (z.)): 1/111, H.no: 891; Benzer rivayet için bk. 1/125, H.no: 1029; 1/121, H.no: 977; 1/111-112, H.no: 893 (z.); 1/109, H.no: 868 («^-^ j^ J>- ^' J j^f '^4) ziyadesiyle; 1/87, H.no: 662; 1/108, H.no: 856; î/103, H.no: 811 (z.) O-U,ıî jjj ^ \\^l\) ziyadesiyle; 1/109-110, H.no: 869; Mâlik, Taharet, 86; Buhârî, İlim, 132; Gusl, 269; Vudû', 178; Müslim, Hayz, 303; Ebû Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 206-207; Tirmizî, Taharet, 83, H.no: 114 (hasen-sahih); İbn Mâce, Taharet, 70, H.no: 504; Ayrıca 3 54/662.hadi sin tahricine bk.
144
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
83/391-Mikdad b.
el-Esved'den (Radıyaiiahu anh)?11
Hz. Ali bana:
'Eşiyle
oynaştığı için meni373 değil de mezi gelen
kişinin durumunu Rasûlullah'a (SaiiaUâhu aleyhi ve seikm) bir sorsan,
eğer kızı benim eşim olmasaydı kendim sorardım,'
dedi.
Ben de Rasûlullah'a
gittim ve sordum:
Sened: *^ı 'Jt
i'/J^ ^
Sahih: Müsned,
VI/2, H.no: 23698; (İkinci rivayet): VI/5, H.no: 23719; (Üçüncü rivayet):
VI/4, H.no: 23709; Benzer rivayet için bk. IV/79, H.no: 16671; 1/109-110, H.no:
869; Mâlik, Taharet, 53; Buharı, İlim, 51; Müslim, Hayz, 17-19; Ebû
Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 207; Tirmizî, Taharet, 83, H.no: 114 (hasen-sahih);
îbn Mâce, Taharet, 70, H.no: 505; Bennâ hadisin senedinin ceyyid olduğunu
ifade eder. Bk.Bülûğu'l~emânî, 1/249.
373 Metindeki
"hayat suyu" lafzından kastedilen menidir. Çünkü ondan bir hayat
meydana gelmektedir. Anlaşılması için meni olarak terceme
edildi.
İdrar,
Mezİ ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü___________________________________145
'Ey Allah'ın
Rasûlü! Adam eşiyle oynaşırken meni değil de mezi gelse,
(ne olur?)* Dedi ki:
"Cinsel
organını yıkar ve namaz (için gerekli olan) abdesti
alır."
§ Mikdad b.
el-Esved'den gelen ikinci rivayette benzeri zikredildi: Hz. Peygamber
(Sailallahu aleyhi ve seiiem) dedi ki:
"Sizden biri
bunu (yani mezi) görürse, cinsel organına su serpsin/. döksün ve namaz
(İçin gerekli olan) abdesti alsın! "
§ Mikdad b.
el-Esved'den gelen üçüncü rivayette benzeri zikredildi: Hz. Peygamber
(Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Sizctşn
biri bunu (yani mezi) görürse, cinsel organına su serpsin (yani onu
yıkasın) ve namaz (için gerekli olan) abdesti alsın!"
84/392-Âiş b.
Enes el-Bekrî'den (Radıyaliahu anh)
374
Seiıed: t
Sahih: Müsned,
VI/5, H.no: 23715; Benîer rivayet için bk. IV/320-32L, H.no: 38794; İbn
Mâce, Tgjh%el:, 70, H.no: 505; Bennâ hadisi İbn Hıbbân ve Nesâî'ye
nisbet ederek senedinin ceyyid olduğunu jfade eder.
Bk-Bülûğu''l-etnânî, 1/249.
Kadİsiyye ve
Yermûk sayaşl^ına katılan Abdullah b. Sa'd el-Ensârî"den
(Radıyaliahu. anh) şahidi:
Ljj>'Jl Jlİ
J^ill ^Jİ lİTj İJİT iâo lilî lif Üfj ^Jl 3> yj>£4 Û
illi öl JLÜ >JWl
146________________________________İdrar,
Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
Hz. Ali, Ammar ve
Mikdad (Radıyaiiaha ahhüm) mezi hakkında konuşuyorlardı.
Hz. Ali:
'Ben mezi
akıntısı çok olan bir kişiyim ve lazmın nikahımda
bulunması (eşim olması) sebebiyle bunu Rasûlullah'a (Saiiaiiaku
aleyhi ve seiiem) sormaktan utanıyorum' dedi ve onlardan birine dedi ki
(Ammar ya da Mikdad'a, Râvi Atâ; Bu kişinin ismini Âiş bana
söylemişti, ama unuttum, dedi):
'Bunu Rasûlullah'a
sor!' Ben de bunu sorunca Rasûlullah dedi ki:
"Bu mezidir,
onu yıkasın! "
'Neresini
yıkasın?'
"(Bulaşan)
cinsel organını, (sonra) güzelce abdest alır."
{Râvi dedi ki: ya
da namaz için aldığı abdest gibi abdest alır ve cinsel
organına su serper.)"
Abdullah b. Sa'd (Radiyaua.hu anlı), Rasûlullah'a (SallaÜahU aleyhi ve
sellem), gusül gerektiren hal ve sudan sonraki suyun durumu, evde namaz
kılmanın ve mescidde namaz kılmanın, ayrıca
hayız gören kadınla yemek yemenin hükmünü sordu. Rasûlullah
şöyle buyurdu:
"Allah
doğruyu ifade etmekten çekinmez. Bana gelince, eğer şöyle
şöyle yaparsam..." yani gusül gerektiren hali zikretti ve dedi kî:
"Namaz için
gereken abdestten alırım, fercimi yıkarım" dedi ve
guslün (nasıl alınacağım)
anlattı.
"Sudan sonra
suya gelince, o mezidir ve her erkekten mezi gelir. Ben bundan dolayı
fercimi yıkar ve abdest alırım.
Mescidde ve evimde
namaz kılma durumu ise gördüğün gibi evim mescide ne kadar
yakın ve benim için farz namazlar dışında evimde namaz
kılmam, mescidde kılmamdan daha iyidir.
Hayızlı
kadınla yemek yemeye gelince, ben yemek yiyorum."
(Bk. Müsned,
IV/342, H.no: 18908; EbÛ Dâvûd, Taharet, 82, H.no: 211-212; Tirmizî, Taharet,
100, H.no; 133 (Tirmizî, "hasen-garib" olduğunu belirtir. Ahmed
Muhammed Şâkir haşiyesinde Haram b. Hakîm hakkında
şunları ifâde eder: "Haram b. Muâviye bazı senedlerde Haram
b. Hakîm olarak zikredilir. Bu zat aynı şahıstır. Adı:
Harara b. Hakîm b. Hâüd b. Sa'd b. el-Hakîm el-Ensârî'dir. Buhârî -Hatîb
el-Bağdâdî'nİn de söylediği gibi- bu şahsı farklı
iki kişi oiarak değerlendirdiği İçin hata etmiştir.
Iclî ve Dârekutnî bu zatı sika; bazıları da -İbn Hazm
Muhallâ'sinda 260.meselede- mesnedsiz olarak zayıf
saymıştır. İbn Hıbbân Sikât'ında zikreder.
İbn Asâkir'in Târihu'd-Dımaşk isimli eserinde -IV/104- bu râvi
hakkında bilgi bulunmaktadır. Hadisin derecesi hasen değil
sahihtir. Ayrıca Bk. Tirmizî, Taharet, 83, H.no; 114.hadisin
haşiyesi); İbn Mâce, Taharet, 130, H.no: 651; İkâme, 186, H.no:
1378 (Bûsırî Zevâid'inde isnadının sahih, râvİIerinin sika
olduklarını söyler); Dârimî, Vudû\ 108, H.no: 1078, 1080; İbn
Sa'd, Tabakât, VII/193;
Haram b. Hakîm'in,
Tirmizî ve Nesâî birer, Ebû Dâvûd, İbn Mâce ve Dârimî ikişer, Ahmed
b. Hanbel ise üç rivayetini nakleder. Haram b. Hakîm'in ismi Tirmizî, Dârimî ve
İbn Mâce'nin bir rivayetinde Ahmed b. Hanbel ise İki rivayetinde
Haram b. Muâviye olarak zikredilir.
Bu hadis için
bk.427/735.hadis. Hadisin hayızla ilgili kısmı için bk.
23/827.hadis
Übey b. Ka'b'dan
(Radıyaltahü anh) şahidi:
Bk. Müsned, V/117,
H.no: 21009.
İdrar, Mezi ve
Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________147
NOT: Mezi
akıntısı sadece abdesti bozar, gusül gerektirmez. Mezinin de idrar
gibi yıkanması gerekir, zira o da necistir. Bazı rivayetlerde
geçen su serpilmesinden kasıt diğer rivayetlerden
anlaşıldığı gibi yıkamaktır.
* Meninin Hükmü
Allah Teâlâ
buyurdu:
"İnsan
neden yaratıldı, bir baksın! (İnsan) bel ile kaburgalar
arasından çıkan o atılan/tazyikli sudan yaratıldı.'
(Târik sûresi 86/5-7)
85/393-Hz.
Âişe annemizden {RadıyaîiaM ankâj;375
Ben
Rasûlullah'ın (Sallailahu aleyhi ve seitem) elbisesindeki (kuruyan) meniyi
çitiyerek (çıkartır, temizlerdim), sonra Rasûlullah bu elbiseyle
gider ve namaz kılardı.
§Hz. Âişe'den
(Radıyallahâanhâ) diğer rivayet:
"Rasûlullah'ın
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) elbisesinden (kurumuş) meniyi
kazıma/çitileme halimi hâlâ görür gibiyim. "
Sened:
Sahih; Müsned,
VI/132, H.no: 24889; VI/125, H.no: 24817; Benzer rivayet için bk. VI/2I3, H.no:
25654; VI/239, H.no: 25902; Buhârî, Vudû', 64; Müslim, Taharet, 107-108; Ebû
Dâvûd, Taharet, 134, H.no: 372-373; Tirmizî, Taharet, 86, H.no: 116
(hasen-sahih); îbn Mâce, Taharet, 82, H.no: 539
148________________________________İdrar,
Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
86/394-Hz.
Âişe annemizden (Radtyailahü ântiâ)i?n
Rasûlullah
(Saüaüahû aleyhi ve seiiem) elbisesindeki meniyi, izhir (denilen kokulu
bitkinin) köküyle/çubuğuyla sürterek çıkartır, temizler ve o
elbiseyle namaz kılardı. Meni kuru olduğunda bunu çitileyerek
çıkartır, temizler ve onunla namaz kılardı.
87/395-Esved b.
Yezid'den:377
Elbiseme
bulaşan cenabet eserini (yani meniyi) yıkarken, beni mü'min-lerin
annesi Hz. Âişe (Radıyaiiaha anhâ) gördü ve dedi ki:
ıBuneT .
-
'Cenabet eseri.'
'Rasûlullah 'in
(Saüallahü aleyhi ve seücm) elbisesine bulaştığında...
(yukarıdaki sözü zikretti ve Mehdi, bir eliyle diğerine sürterek,
çitileyerek nasıl olduğunu anlattı.)'
J Sened: J^~* J> îlş- y, Jjı
Sahih: Müsned,
VI/243, H.no: 25937; İbn Huzeyme, 1/149, H.no: 294; İshâk b. Râhûye,
Müsned, m/612, H.no: 1185; Beyhakî, 11/418; Suyûtî, hadisin sahih olduğunu
belirtir. Bk. el-Çâmiu's-sağîr, H.no: 7050. İbn Abbas'tan (Radıyallahü
anhümâ) (mevkûfen) şahidi için bk. Taberânî, et-Mu'cemü'l-kebîr, H/SI,
H.no: 11013:
Heysemî,
râvileriniu sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/280.
Sahih: Müsned^
VI/101, H.no: 24583; (İkinci rivayet): VI/35, H.no: 23946; (Üçüncü
rivayet): VI/98, H.no: 24541; Müslim, Taharet, 105-108
İdrar, Mezi ve
Meni Gibi Maddelerin Hükmü________________________________149
§(Esved'den gelen
diğer rivayette), Hz. Âişe annemiz dedi ki: 'Ben Rasûlullah'ın
(SaUaliuhâ aleyhi, ve seiiem) elbisesini sürter, çitilerdim. Onu görürsen
yıka, değilse üzerine su serp!'
(Bir başka
rivayette; "...Görülmezse üzerine su serp!')
88/396-Hemmam'dan:378
Hz. Âişe'ye
(Radıyaiiahu mhâ) bir misafir gelmişti. Ona, içinde
uyuyacağı san bir yorgan/battaniye verilmesini söyledi. Bu kişi
uyurken ihtilâm olmuştu, yorganda/battaniyede ihtilâm eseri olduğu
halde göndermekten utandı ve suya batırarak yıkadı, sonra
gönderdi. Hz. Âişe dedi ki:
'Kumaşımızı
niye bozdu, değiştirdi. Parmaklarla kazıma yeterliydi. Ben
Rasûlullah'ın elbisesini parmaklarımla kazıyarak
temizlemiştim.'
89/397-Kays b.
Vehb,379 Sevâe (b. Âmir)380 kabilesinden bir kişi aracılığıyla
nakleder:
378Sened:
Sahih: Müsned,
VI/43, H.no: 24040; Hadiste zikredilen misafirin, bir başka rivayetten,
Nehâlı biri veya Hemmâm b. Haris olduğunu öğreniyoruz. Bk.
Müsned, VI/125, H.no; 24820-24821; Benzer rivayetler için bk. Müsned, VI/235,
H.no: 25861; VI/142, H.no; 24978; VI/135, H.no: 24915-14916; VI/125, H.no:
24820-24821; VI/193, H.no: 25488; VI/I93, H.no: 25490; Müslim, Taharet, 45,
105-106; Ebû Dâvûd, Taharet, 134, H.no; 371; Tirmizu Taharet, 85, H.no: 116
(hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 187; îbn Mâce, Taharet, 82, H.no: 538
Zayıf: Müsned,
VI/153, H.no: 25079; Senedde müphem (bilinmeyen) bir râvi bulunduğu için
zayıftır. Benzer rivayet için bk. VI/70, H.no: 24292;
a-jû Û15" Jj' LJli kJ^'j Ji cLUl 'ja-£_
(Bu rivayetin
senedinde ise Ahmed b. Hanbel'in hocası Hüseyin b. Hasan el-Fezârî
(v.208/823) bulunmaktadır. Bu zât hakkında Zehebî, Buhârî'nin
"fîhi nazar" görüşünü nakle-
150__________________________________İdrar,
Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
Hz. Âişe
annemiz (Radıyaiiaha anhâ) kadm-erkek ilişkisinden gelen su (meni)
hakkında şöyle dedi:
'Rasûlullah
(SaiiaiiaM aleyhi ve sellem), o su (meni) üzerine su dökerek yıkar,
temizlerdi.'
90/398-Süleyman b.
Yesar'dan:381
Hz. Aİşe
annemiz (Radıyallahü anhâ)
Rasûlullah'in (Sailallahü aleyhi ve sellem)
elbisesindeki
meniyi yıkardı.
AÇIKLAMA
Bu rivayetlerde,
meninin temizlenmesi için iki farklı işlemin
yapıldığı görülmektedir.
1-Meni kurumuş
ise; katı kısım yaş kısmı içine çekerek
kumaşta bırakmadığı için katılaşan
kısmı kazıyarak çıkartmak yeterlidir. Ancak yıkamak
daha güzeldir. Suyun az olduğu yerlerde yıkamadan, çitİleyerek
çıkartmak yeterlidir.
2-Meni yaş ise
yıkamak dışında temizlenmez.
Meninin necis olup
olmadığı konusunda ihtilaf edildi:
a-İmam Ebû
Hanife ve Mâlik; meninin necis olduğunu ve temizlenmesi gerektiğini,
belirtirler.
b-İmam
Şafii ve Ahmed; meninin temiz olduğunu ve
çıkarılmasının vacip değil, müstehap olduğunu
belirttiler.
İhtiyatlı
olan temizlemenin vacip olmasıdır. Doğrusunu Allah bilir.382
* Müslümamn Cesedi
(Hayatında ve Ölümünde) Temizdir
derek
"vâhî" hükmünü verir. Bk.Kâşif, Trc. no: 1085; İbn Hacer
ise "sadûktur, hata yapar, Şiilikte aşın
gitmiştir" der. Bk.Takrîb, Trc. no: 1318. Ahmed b. Hanbel bu
hocasından sadece yedi rivayet nakleder. Kütüb-ü sitte musannifleri
rivayette bulunmamıştır); Ebû Dâvûd, Taharet, 101,H.no:257 380
Ebû Dâvûd, Taharet, 101, H.no: 257
Sened: o^ J o^- 'Ji
/J-i- i£Ş*-f £_/'} 'J> ^ İ3S5-
Sahih: Müsned,
VI/162, H.no: 25169; Benzer rivayet için bk. VI/47, H.no: 14089; Buharı,
Vudû', 65; Müslim, Taharet, 108; Ebû Dâvûd, Taharet, 134, H.no: 373; Tirmizî,
Taharet, 85, H.no: 117 (hasen-sahİh); İbn Mâce, Taharet, 81, H.no:
536 382 İmam Muhammed, el-Camiu's-sağîr, s.80-81; İbn Rüşd,
Bidâyetü'l-müctehid, 1/59
İdrar, Mezi ve
Meni Gibi Maddelerin Hükmü
____ 151
91/399-Ebû
Hüreyre'den (Radtyaliahu anh);m
Cünüp olduğum
bir sırada Hz. Peygamber'le (Saliaiidha aleyhi ve
karşılaştım, Onunla biraz yürüdüm, sonra gizlice
kaçtım/kayboldum ve konakladığım yere gelip gusül
aldım ve geri geldim, (baktım ki) Hz. Peygamber oturuyor. Bana dedi
ki:
"Neredeydin?"
Ben:
'Seninle
karşılaştığımda cünüptüm ve bu halimle
yanında oturmayı çirkin gördüm, gittim, gusül alıp (geldim)'
deyince buyurdu ki:
"Sübhanaliah,
mü'min necis olmaz ki."
§ Ebû Hüreyre'den
(Radıyaiiahu anhj gelen başka rivayet:
Medine
yollarının birinde Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) benimle
karşılaştı,
ben hemen gözden kayboldum, gittim ve gusül alıp geldim...384
(sonra hadisin
kalan kısmını zikretti.)
■ Sened: ^'j
J^'J^ ^.'J^ •
Sahih: Müsned,
11/235, H.no: 7210; (Benzer rivayet: 11/382, H.no: 8947;) (İkinci
rivayet): H/47J, H.no: 1041; Buharı, Gusl, 23-24; Cenâiz, 8; Müslim, Hayz,
115-116; Ebû Dâvûd, Taharet, 91, H.no: 65-67, 230-231; Tirmizî, Taharet, 89,
H.no: 121 (hasen-sahih); MesM, Taharet, 171, H.no: 267-269; İbn Mâce,
Taharet, 80, H.no: 534-535 384 Bu rivayetteki farlılık; 'Müslüman necis
olmaz' şeklindedir.
152
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
9 2/400-Huzeyfe b.
el-Yeman'dan ( Medine yollarının birinde Hz. Peygamber (Saiiaüaha aleyhi ve seiiem)
Huzeyfe ile karşılaştı.
(Huzeyfe)
Rasûlullah'a:
'Ben cünübüm1
deyince, o buyurdu ki:
"Mü'min necis
olmaz."
§ İkinci
rivâyet,İbn Sîrîn'den (Radıyaiiahii anhy.
Peygamberimiz
(Sallalldha aleyhi ve seiiem) dışarı çıktı ve Huzeyfe
b. el-Yemân (Radıyaiiahu anh) ile karşılaştı. Huzeyfe
hemen uzaklaştı, gusül aldı ve döndü. Peygamberimiz dedi ki:
"Sana ne
oldu?"
'Ey Allah'ın
Rasûlü! Ben cünüptüm.'
"Mü'min necis
olmaz ki."
* Akıcı
Kam Bulunmayan Hayvan (Ölü ya da Diri Olsun)
Temizdir
385 Sened: Jjı
j ^f '&■ J-ç ^ j^^
Sahih: Müsned, V/384,
H.nö: 23157; (İkinci rivayet): V/402, H.no: 23309; Benzer rivayet için
bk.V/402, H.no: 23310; Buharı, Gusl, 23-24; Müslim, Hayz, 115-116; Ebû
Dâvûd, Taharet, 91, H.no: 65-67, 230-231; Tirmizî, Taharet, 89, H.no: 121
(hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 171, H.no: 267-269; İbn Mâce, Taharet, 80,
H.no: 534-535
İdrar, Mezi ve
Meni Gibi Maddelerin Hükmü
153
93/401-Ebû
Hüreyre.'den (Radıyaiiahüanhy. m
Rasûlullah
{Sailailahü-aieyfrive seüem) buyurdu ki:
"Birinizin
kabına sinek düşerse, bilin ki onun kanadının birinde
zehir, Öbüründe panzehir vardır. O, zehirli kanadıyla kendisini
korur, onu bütünüyle tekrar suya daldırsın! "
§ Ebû Hiireyre'den
(Radıyallahu anh) gelen ikinci rivayet: Hz. Peygamber (Saiiaiiahü aleyhi
ve settem) dedj ki:
"Birinizin
içeceğine sinek düşerse, onu bütünüyle o içeceğe
daldırsın ve atsın. (Bilin ki onun) kanadının birinde
zehir, öbüründe panzehir vardır."
94/402-Ebû Said
el-Hudrî'den (Radıyaiiahü mıhy. m Hz. Peygamber (Saiialiahu aleyhi ve
seiiem) dedi ki:
"Birinizin
yemeğine sinek düşerse, onu bütünüyle o yemeğe daldırsın
(ve atsın.)"
m Sened;
Sahih: Müsned,
H/229, H.no: 7141; (ikinci rivayet); 11/398, H.no: 9141; Benzer rivayetleri
için bk.II/246, H.no: 7353; 11/263, H.no: 7562 (Bu rivayetin senedinde Süinâme
b. Abdullah b. Enes b, Mâlik bulunmaktadır. Basra kadısı olan bu
râvî, tabiînden sika biridir. Dedesi Enes'ten (Radıyallahu anh)
duyduğu kesindir. Ancak Ebû Hiireyre'den (Radıyallahu anh) nakilleri
mürsel sayılmıştır. Dolayısıyla, senedi
zayıf bir rivayettir); 11/340, H.no: 8466; 11/355, H.no: 8642; 11/388,
H.no: 9013; 11/443, H.no: 9682; Buhârî, Bed'üTl-halk, 17; Tıb, 58; Ebû
Dâvûd, Taharet, 48, H.no; 3844; Nesâî, Fer', 11, H.no: 4262; îbn Mâce, Tıb,
31, H.no: 3505; Dârimi, Et'ime, 12, H.no: 2038-2039; îbn Huzeyme, 1/56, H.no:
105; Beyhakt, 1/252 weanaA.w- i*- .m-
"'. - ■'.- v :■
)",,a- "-,«,'
Sahih:
Afttoıa/, IH/24, H.no: 11232; Bir diğer rivayet: IH/67, H.no: 11586;
:;•-'.',*.';./< ,'.,
.....(• -,-.':.- ■:-";, ;.
;,','.... it.'a .,:
■ /• -,'tr'üt ■ \-
/i« Mâce, Tıb,
31, H.no: 3504; Beyhakt, 1/252; Heysemî, hadisin Enes'ten (Radıyallahu
anh) şahidi bulunduğunu, Bezzâr ve Taberânî tarafından sahih
hadis ricâliyle nakledildiğini belirtir. Bk.Mecma\ V/38
154 ________İdrar,
Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
AÇIKLAMA
Bu rivayetlerde
geçen tavsiye, içine sinek düşen yemeğini veya suyunu atmak
istemeyenler için geçerlidir. Ayrıca bir mucizeye de şahit olunmaktadır.
Zira asırlar sonra yapılan ilmî araştırmalar ve lâboratuvar
deneyleri sonucunda anlaşılmıştır ki sineğin bir
kanadında zehir öbür kanadında da panzehir bulunmaktadır.388
Akıcı
kanı olmayan sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi küçük hayvanlar/böcekler
az bir suya da düşse, suyu necis kılmazlar. O su, ibadet için
temizlikte (abdest ve gusüi almada) kullanılır, bu konuda
müctehidlerin ittifakı vardır.389
95/403-AbdulIah b.
Ömer'den
388 Bu konuda yapılan Ümî
araştırmalar ve raporlar için bk. Halil İbrahim Molla
Hatır, el-İsabe fi sıhhati hadîsi'z-zübâbe, 149-186
389 İmam
Şâfit Ümm, 1/18; Nevevî, Mecmu',
1/128-129; Mevsılî, İhtiyar, 1/15; Sadi Ebû Ceyb, Mevsûatü'l-icmâ',
ü/719
390Sened:
Merfû olarak
zayıf/Mevkûf olarak sahih: Müsned, ü/97, H.no: 5723; İbn Mâce,
Et'ıme, 31, H.no: 3314; Say'd, 9, H.no: 3218; Şafiî, Müsned, s.340;
Ümm, ü/197; Abd b. Humeyd, Müsned, s.260, H.no: 820; Beyhakî, 1/254 (Mevkuf
olarak sahihtir. Bu rivayet ise hükmen merfûdur. Çünkü sahabenin: "Bize
helâl kılındı" demesi, hadisi hükmen merfû yapar. Zira
sahabenin helâl ve haramlarla ilgili hükümleri sadece Allah Rasûlü'nden
(Sallallahii aleyhi ve sellem) alması mümkündür. Hükmen merfû bir rivayet
ile delil getirilebilir); Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiıt's-sağîr,
H.no: 273. Münâvî de Beyhakî, Irâkî ve Nevevî'nin kanaatlerini vererek hadisin
merfû hükmünde mevkuf bir sahih rivayet olduğu görüşünü benimser.
Bk.Feyzu'1-Kadîr, 1/258-259. San'ânî de "Ebû Zür'a ve Ebû Hâtim'in
dediği gibi hadis mevkûf/sahabi sözü olarak sahihtir. Bk.Sübülü's-selâm,
1/58. Beyhakî de "Süleyman b. Büal'in Zeyd b. Eşlem kanalı ile
İbn Ömer'in sözü olarak nakli sahihtir" der, BeyhaU, DC/257; X/7;
Hadis
hakkındaki diğer değerlendirmeler için bk.İbn Ebî Hâîim
er-Râzİ, Ilel, ü/17, Mesele no: 1524; İbn Hacer, ed-Dirâye, 11/212;
Telhis, 1/25-26; İbnü'I-Mülakkin, Hulâsatü'l-Bedri'l-münîr, I/İl;
İbnü'l-Cevzî, et-Tahkik fi ehâdîsi'l-hılâf, ü/361-362; Zeylaî,
Nasbu'r-râye,IV/2Ql.
Ahmed b. Hanbel'in
hocası Süreye b. Numân ei-Cevherî el-Lü'lüî sika biridir. Ancak
Abdurrahman b. Zeyd b. Eşlem zayıftır. 56/253 ve 66/263, hadi si
erde de geçtiği üzere: Heysemî, Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem'in zayıf
olduğunu söyler. Bk. Mecma', I/138;150-151. Zehebî, "zayıf saydılar"
derken (bk.Kâşif, Trc. no: 3196); îbn Hacer İse
"zayıftır" der. (Bk.Takrîb, Trc. no: 3865) Tirmizî ise
Ahmed b. Hanbel (bk.el-lle! ve ma'rifetü'r-ricâl, 11/136; ÜI/271) ve Ali b.
el-Medînî'nin bu râviyi zayıf saydıklarını,
hatasının çok olduğunu söylediklerini; Buhârî'nin de "Ben
ondan hiç hadis almadım" dediğini nakletti. Tirmizî, Ebû
Dâvûd'dan şöyle bir nakilde bulunur: "(Hocam) Ahmed b. Hanbel'e
Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem'i sordum: "Kardeşi Abdullah'ta bir beis
yoktur" diye karşılık verdi." (Tirmizî'nin bü-
jdrar, Mezi ve Meni
Gibi Maddelerin Hükmü____________________ 155
(Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Bize İki
ölü ve iki kan helâl kılındı. İki ölü; balık ve
çekirgedir. İki kan ise; ciğer ve dalaktır."
AÇIKLAMA
Bazı
maddelerin necis olmasında ihtilâf edildi: ■
1-Suda yaşayan
hayvanların ölüsü/leşi Hanefî, Mâliki ve Hanbelî mezhebine göre suyu
necis kılmaz. İmam Şafiî'ye göre ise balık ve çekirge
dışındaki Ölüler suyu necis kılar.391
2-Akıcı
kanı olmayan sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi küçük hayvanlar/böcekler
az bir suya da düşse, suyu necis kılmazlar. O su, ibadet için
temizlikte (abdest ve gusül almada) kullanılır, bu konuda
müctehidlerin ittifakı vardır.392
3-Leşİn
yün, kıl, boynuz ve tırnak gibi kam olmayan sert
parçalarının düştüğü su Hanefîlere göre temiz, Şafiî
ve Hanbelîlere göre necis, Mâlikîlere göre ise kemik düşen su temiz,
kıl/tüy düşen su ise necistir.393
4-Katir ve
eşeğin artığı cumhura göre temizdir,394 ancak
İmam Ebû Hanife'ye göre bunlar şüpheli sulardır, çünkü sahabe
meşruluğunda ihtilâf etmişlerdir. Başka su yoksa, onunla
abdest alınır, ayrıca teyemmüm yapılır.395
5-Eti yenen
hayvanların artıkları ittifakla temizdir,396 ancak gezinen ya da
pislik yeme ihtimâli olan tavukların, ayrıca yırtıcı
kuşların, evde bulunan fare ve yılan gibi haşerelerin
hayvanların artığını kullanmak İmam Ebû Hanîfe'ye
göre mekmhtur.39?
6-Eti yenen
hayvanların bevli ve dışkısı İmam Mâlik ve
Ahmed'e göre temizdir. İmam Ebû Hanife'ye göre güvercin ve serçe
dışındakilerin bevli ve dışkısı necistir,
Şafiî'ye göre hepsi necistir. m
tün bu
değerlendirmeleri için bk.Tirmizt, Vitir, 11, H.no: 465-466; Zekât, 10,
H.no: 632; Hac, 29, H.no: 852; Savm, 24, H.no: 719). İbn Mâce'deki
rivayetlerini de Bûsirî zayıf sayar: Bkibn Mâce, Mukaddime, 19, H.no: 238;
Ruhun, 4, H.no: 2443; Sayd, 9, H.no: 3218; Fiten, 29, H.no: 4060; Taharet, 76,
H.no: 519 (Hâkİm'in: "Babasından mevzu rivayetler nakleder"
sözü İle, İbnü'l-Cevzî'nin zayıflığı
hakkında hadis âlimleri icma ettiîer" sözünü nakleder.
SkMisbâhu'z-zUcÛce, İV/21); Cihâd, 7, H.no: 2766 (Ahmed b. Hanbel ve Yahya
b. Main'in zayıf saydığını söyler); Busırî'nin
sükût ettiği hadisler de vardır: Bk.Jbn Mâce, İkâme, 122, H.no:
1188; Et'ıme, 31, H.no: 3314; Abdurrahman b. Zeyd b. Esîem'in
rivayetlerinden dördünü Tirmizî, sekizer tanesini de Ahmed b. Hanbel ve îbn
Mâce nakletmiştir.
Ebû Saîd'den
(Radıyaliahü anh) şahidi için bk.Hatîb el-Bağdâdî, Târihu
Bağdâd, XIII/245 (Fakat bu da Misver sebebiyle zayıftır. Bk.
Zeylaî, Nasbu'r-râye, EV/201).
îbn Abbas'tan
şahidi;
Ezdî, Müsnedü'r-RabV,
s.243, H.no: 618. 302 ?mam ^âfiî' a?e-ı I/i8; 5îrâ2Î' a£e-> y47;
Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/62; İbn Rüşd, age., T/55
İmam
Şâfıî, Ümm, r/18; Nevevî,
Mecmu', 1/129; Mevsılî, ihtiyar, 1/15; Sadi Ebû Ceyb, Mevsûatü 'l-icmâ',
U/719
394 Kâsânî> aSe-
yfö'ıîbn Rü§d- age., 1/56; İbn Kudâme, age., 1/61; Şirbînî,
Muğni 'l-muhtâc, 1/78 ' Sehnûn,
age., 1/5; İbn Kudâme, age., 1/43; Nevevî, age., 1/173
95
Merğınânî, age,, 1/25
395 îbn Rüşd,
Bidâyetü'l-müctehid, 1/20
398
Merğınânî,
age., 1/23-24
İmam Sâfiî, Ümm. 1/18: İbn Kudâme.
aee.. L732; Kâsânî, aee.. T/67:
156
İdrar, Mezi ve Meni Gibi Maddelerin Hükmü
7-Yırtıcı
hayvanların artığı konusunda müctehidler ihtilâf ettiler;
İmam Ebû Hanife ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre necistir. îmam
Mâlik, Şafiî ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre ise temizdir. 3W
8-Köpek ve domuzun
artığı İmam Ebû Hanife, Şafiî ve Ahmed'e göre
necistir.400 İmam Mâlik'e göre köpeğin artığı
temizdir, zira avda kullanılmaktadır. Köpeğin
artığı/yaladığı kabı ise yedi kere
yıkamak necis olduğu için değil de taabbüden emredilmiştir.
Domuzun kendisi necistir, ama artığı konusunda ondan iki
rivayet
vardır.'401
9-KÖpeğin
kılı ve tüyü İmam Ebû Hanife ve Mâlik'e göre temiz, diğer
İmamlara göre necistir.402
10-Ölü insan,
İbn Abbas ve İbn Zübeyr gibi bazı sahabilerin fetvalarından
dolayı Hanefîlere göre necis, ancak kuyuya düşen bir zenciden
dolayı suyun boşal-tılmamasma ilişkin sahabe fetvası
nedeniyle cumhura göre temizdir.403
11-İnsanın
menisi, İmam Ebû Hanife ve Mâlik'e göre necistir ve temizlenmesi
vaciptir. îmam Şafiî ve Ahmed'e göre ise; meni temizdir ve
çıkarılması vacip değil, müstehaptır.404
12-Süt emen erkek
çocuğun bevli; Şafiî ve Hanbelîlere göre necaset-i hafifedir,
üzerine sadece su dökülür/serpilir. Hanefî ve Mâlikîlere göre necistir, çünkü
bevlin kabir azabına sebep olması ile ilgili hadis umûmî hüküm ifade
eder.405
13-Hanefi mezhebine
göre; insan ve domuz derisi dışında kalan bütün deriler,
hayvanın kesilmesiyle ya da leş ise tabaklanmasıyla temizlenir.
Bu deri üzerinde veya içinde namaz (alınabilir, satışı da
caizdir. Ancak bunun yenmesi haram kılınmıştır.406
Cumhur ise kesilsin ya da leş olsun bu derilerin ancak tabaklanma ile
temiz hale geleceğini belirtmişlerdir.407
[4-Müstamel su,
Hanefî, Şafiî ve Hanbelîlere göre sadece temizdir. İmam Malik ve bir
rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre ise hem temiz, hem de temizleyicidir.408
15-Yırtıct
kuşların artığı İmam Ebû Hanîfe, Şafiî ve
bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre temizdir. Ancak Ebû Hanîfe
kullanılmasını mekruh görmüştür.409
399 Sehnûn,
Müdevvene, 1/5; İbn Kudâme, age., 1/43; Nevevî, Mecmu', 1/172,11/589
400 Merğmânî,
age., 1/24; İbn Kudâme, age., 1/41; Nevevî, age., 1/172-173
401 Sehnûn, age., 1/5; Desûkî, Haşiye, T/83
402 Merğmânî,
age., 1/21-22; Kâsânî, age., 1/63
403 Îbnü'l-Hümâm, age., 1/72; Şîrâzî,
Mühezzeb, 1/47
404 İmam
Muhammed, el-Camiu 's-sağîr, s.80-81; îbn Rüşd, age., 1/59
405
İbnü'l-Hümâm, age., 1/140; İbn Rüşd, age., 1/58; Şirbînî,
Muğni'l-muhtac, 1/84
406 Kâsânî, age.,
1/86
407 Şîrâzî, age., 1/245; İbn Kudâme,
age., 1/59
408 Merğmânî, age., 1/20; İbn
Rüşd, age., 1/20; İbn Kudâme, age., 1/18; Nevevî, age., 1/153
409 Kâsânî, age.,
T/64; İbn Kudâme, age., 1/42; Nevevî age., 1/172
d)- TUVALET ÂDABI
(TEHALLÎ)
• Tuvalet İçin Uygun Yer Aramak
• İdrar Yapılması Yasaklanan
Yerler
• Ayakta İdrar Yapmanın Hükmü
• Açık Arazideki Tuvalet
İhtiyacı Anında Gözden Uzaklaşmak ve Gizlenmek
• Tuvalet Anında Selâm Almanın ve
Abdestsiz Olarak Allah'ı Zikirle Meşgul Olmanın Hükmü
• Tuvalete Girerken ve Çıkarken
Yapılan Duâ
• Tuvaletteki İnsanın Kabe'ye ve
Mescid-i Aksâ'ya
• Önünü ya da Arkasını Dönmesinin
Yasaklanması
• Evlerdeki (ya da Kapalı Mekanlardaki)
Tuvaletlerde Kıbleye Dönme Ruhsatı
158__________ Tuvaiet
Âdabı
d)- TUVALET ÂDABI
(TEHALLÎ) * Tuvalet İçin Uygun Yer Aramak
96/404-Ebû Mûsâ
el-Eş'ârî'den (Radıyaiiahü onftj:410
Rasûlullah
(Saiiaiiaha aleyhi ve seltem) yürüyordu, bahçe kenarında yumuşak bir
yere yöneldi ve oraya bevl etti. Sonra şöyle dedi:
"İsrail
oğullarından biri bevl eder ve İdrarı elbisesine
bulaşırsa, (kumaşın) o bölümünü makaslarla keserdi.4"
Sizden biri de bevl etmek istediğinde, idrarı için uygun
(sıçramayan/yumuşak) bir yer arasın!"412
Sened: £• f-ü
iı ül' t-Qi J\ j
J~J. jil 4j C_Sj ^^
yjî Jl Li5o İ^U?I ^Ğ Jl
Hasen: Müsned,
IV/396, H.no: 19429; Benzer rivayet için bk. IV/399, H.no: 19460 0 çZ 'J>)\
IV/414, H.no: 19602 Ç-ıİ ^ ç h& Sır iîv, üU'j L^.); (Her üç
senedde de müphem bir râvî bulunması sebebiyle hadis zayıftır.)
Son rivayetin metni ise şöyledir:
J Bj JUJj jj jli ^5
olfci ^jj ö^S jü ^ pij 4^ «Ül Jt* *İİI Jj^-j Ölj ^jliÜu Ü>: J^j
£ö(î Dâvûd,
Taharet, 2, H.no: 3; Benzer sahih rivayetler için bk, Buhârî, Vudû', 62;
Müslim, Taharet, 74; An Mâce, Taharet, 23, H.no: 346;
Abdurrahman b.
Hasene'den şahidi: Hâkim, 1/294, H.no: 657-658 (Hâkim, isnadının
sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise Buhârî ve Müslim'in
şaıtma/râvisine uygun olduğunu söylemiştir); Zayıf olan
bu hadis, sahih rivayetlerle desteklenerek hasen li gayrini seviyesine
yükselir.
(Dedi ve şöyle
devam etti;) 412 Benzer rivayetler için bk. Müsned (re., H.no. 102/410, 107/415
Tuvalet
Âdabı____________________________________________________159.
97/405-İbn
Abbas'tan (Ra<tjyallahÜanhQmây*n
Rasûlullah'ın
(Saliaiiahu aleyhi ve seüem) şöyle dediğini işittim: "Lanet
sebebi üç şeyden sakının!"
'Ey Allah'ın
Rasûlü! Lanet sebepleri nelerdir?' denilince: "İnsanların
gölgelendiği yere veya gelip
geçtikleri yola ya da su a-[ınan
yere (menbaına) birinizin oturup (tuvaletini) yapmasıdır"
buyurdu.
98/406-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh):AU
Hz. Peygamber
(Şallallahü aleyhi ve sellem):
' Sened: ^/İ
'$ <•-— 'J- j'^ Jü e^* ^ y-^ JM **?£ î? ıfj?1' Jü ^ '■£*■
&'■£■ ^j j> v1^ ^'^ Hasen: Müsned, 1/299, H.no: 2715;
(Hadisin senedinde müphem bir râvî bulunması sebebiyle hadis
zayıftır.) Ayrıca senedinde îbn Lehîa bulunmaktadır. Bu
râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Heysemî, senedinde müphem
bir râvî ile zayıf kabul ettiği İbn Lehîâ'nın bulunduğunu
belirtir. Bk. Mecma', 1/204.
Hadisin
şâhidleri olduğu için hadis kuvvet kazanır.
a-Muâz b. Cebel'den
(Radıyallahü anhj şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 14, H.no: 26:
jlslij jjjtJı sijüj Sjijiİl ^ yj\ Sîüîİı ^-lUİı
ı^İfı :"f£*j Oi »Ilı ^ Jlı j^j Jiî Jıi Ji J.
>£■ 'j*
Ebû Davud'un
rivayetine benzer bir nakil de İbn Mâce'den mervîdir. Bk.Ib?ı Mâce,
Taharet, 21, H.no: 328;
b-Câbir b.
Abdullah'tan (Radıyallahü anhiimâ) gelen rivayet ise şöyledir:
ıjjjL_W LJj tyıİA LjIS^İi IjâSÖ t_J*»Jl ^ J^-j lil : jjt-j
4Li 4)ı J^ -İli j/-j JIJ Jü *W JÛ» ^ ■$*■ j*
JffLJlj üüÖb ijiG
ÎÜJÜI ^3' Lİ^İ lîlj jJjb t/fîıî |y»jSl ^ rJİJv Jt^-j
Iji^İAÎ v'-1^'1 y* Îh't" ıiÜ Jj^*11
Müsned, HI/305,
H.no: 14211; 1H/38I-382, H.no: 15030; Müslim, İmaret, 178; Ebû Dâvûd,
Cihâd, 57, H.no: 2569; Tirmizî, Edeb, 75, H.no: 2858 (hasen-sahih); İbn
Mâce, Taharet, 21, H.no: 329; Lafzı:
Bu rivayetin
tercemesi için bk.l 155/2025.hadis.
414 c , ,,•" ,' ,
, ' -, -
Şahih:
Mz/merf, 11/372, H.no: 8839; Müslim, Taharet, 68; £Z>« Dâvûd, Taharet, 14,
H.no: 25; Ibnü'l-Cârûd, H.no: 33; Hâkim, 1/296, H.no: 664 (Hâkim, hadisin
Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söyler. Zehebî de
bunu onaylar); Beyhakî, 1191.
160______________________________ Tuvalet Âdabı
"Lanet sebebi
iki şeyden sakının!"buyurdu. (Orada) bulunanlar: 'Ey
Allah'ın Rasûlü! Lanet sebebi iki şey nedir?' denilince buyurdu ki:
"İnsanların geçtiği yola ya da gölgelendiklere yere
birinizin oturup (tuvaletini) yapmasıdır."
* İdrar
Yapılması Yasaklanan Yerler
99/407-AbdulIah b.
Sercis'ten ,
Hz. Peygamber
(Saiiattahu aleyhi ve seiiem) buyurdu ki;
"Sizden biri
kovuklara idrarını yapmasın, uyuduğunuz zaman kandili
söndürün, şüphesiz fare fitili alıp ev halkının
yanmasına sebep olabilir,
Gece su/süt
tulumlarını bağlayın, su kabının üstünü örtün ve
kapıları kilitleyin!"
§(Râvilerden)
Katâde'ye:
Sened: «û
Sahih: Müsned,
V/82, H.no: 20654; Ebû Dâvûd, Taharet, 16, H.no: 29; Nesâî, Taharet, 30, H.no:
34; İbnü'l-Cârûd, H.no: 34; Hâkim, 1/297, H.no: 666-667 (Hâkim, hadisin
Buhârî ve Müslim'in şartma/râvisine uygun olarak sahih olduğunu
söylemiş, Zehebî de bunu onaylamıştır); Beyhakî, 1/99;
Bennâ, İbn Huzeyme ve İbn Seken'in bu hadisi sahih saydıklarını
ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/257.
a-Hadisin bir
benzeri Câbİr b. Abdullah'tan (Radıyaliahü anh) da rivayet
edilmiştir:
X£-'j IjtiJl
'jstli İlli eCJl ÜP Jr^İC-î Ijsifîj c3 CJ'Jrîî îLÂ\ c/£-l **<J
İ5_j^İJl ty JÜ^ll ilft J^CaJi
Müsned, 107388,
H.no: 15105; m/312, H.no: 14278; III/374, H.no: 14955; m/301, H.no: 14162;
m/386, H.no: 15083; III/362, H.no: 14834-14835; Buhârî, Bed'ü'1-halk, 16;
İsti'zân, 49;
Müslim, Eşribe, 96-98; Ebû Dâvûd, Eşribe, 22, H.no: 3731-3733; Cihâd,
76, H.no2604; Tirmizî, Edeb, 74, H.no: 2857 (hasen-sahih); Beyhakî, V/256; Bu
rivayet 58/8628 ve 114/4843.hadiste zikredilecektir.
b-İbn
Abbas'tan (Radıyaliahü anhiimâ) da rivayet edilmiştir:
.İlli"
^Jl 5^Jjl .jİp iLıj -ûii 4Jl ^a "İli J^-j l^Jj ^ l^iâili l^
CJtl^J »LıiJl j*İ cjJ^li l'jii '& tli- Jl» ^Li- ^yl j^-^ 1JLÂ J*
t
, Edeb, 161, H.no: 5247.
Tuvalet
Âdabı_____________________________
161
"Kovuklara
bevletmenin mekruh olmasının sebebi nedir?" diye sorulunca dedi
ki:
"(Çünkü)
oralar cinlerin meskenleridir, denilir."
100/408-AbdulIah b.
Muğaffel'den (Radıyaliahü
Rasûlullah
(Saüaiiaha aleyhi ve setim) dedi ki:
"Biriniz gusül
alacağı yere idrarını yapmasın, sonra orada abdest
almak zorunda kahr. Vesvesenin büyük bir bölümü bundan (idrara dikkat
etmemekten) kaynaklanır.1'
§ İbn
Muğaffel'den ikinci yolla gelen rivayet:
Rasûlullah
(SaUaüdhû aleyhi ve sellem) bir kişinin gusül alacağı yere
idrarını yapmasını yasakladı. Vesvesenin büyük bir
bölümü bundan (idrara dikkat etmemekten) kaynaklanır.
Sened: J J ^^ J
Sahih: Müsned, V/56, H.no: 20447; İkinci rivayet: V/56, H.no: 20441; Ebû
Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 27 (Hocası Alımed b. Hanbel'den
naklettiği bir hadistir); Nesâî, Taharet, 32, H.no: 36; İbn Mâce,
Taharet, 12, H.no: 304; Tirmizî, Taharet, 17, H.no: 21 (garib). Tirmizî,
bazı âlimlerin bu yasağı mekruh olarak telakki ettiklerini,
bazılarının ise (İbn Şîrîn ve IbnÜ'l-Mübârek gibi
âlimlerin) banyo yapılan yerde su akıntısı
gerçekleşiyorsa buna ruhsat verdiklerini beyan etti. Ahmed Muhammed
Şâkir Tirmizfye yaptığı haşiyesinde Eş'as'm sika,
hadisin senedinin de sahih olduğunu söyler.
Ayrıca hamama
İdrar yapmanın yasaklanışını ifâde eden 20/328.
ve bir sonraki 101/409.badise bk. Müsned, IV/İ11, H.no: 16949; IV/110-111,
H.no: 16948; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 28; 40, H.no: 81; Nesâî,_Taharet,
147, H.no: 238; Zinet, 6, H.no: 5051; İbnü'l-Cârûd, H.no: 35; Hâkim,
1/273, H.no: 595 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in
şartı-na/râvisine uygun olarak sahih olduğunu söylemiş,
Zehebî de bunu onaylamıştır).
Ebû Hüreyre'den
şahidi için bk. Hâkim, 1/273, H.no: 595.
162
—^=---------------------------.________________
Tuvalet Adabı
101/409-Humeyd b.
Abdurrahnıan el-Hımyerî'den:417
Ebû Hüreyre'nin Hz.
Peygamber'in (SaUaiiaM aleyhi ve seium) yanındaki
sohbet süresi gibi,
Rasûlullah'ın yanında dört sene kalarak sohbetine katılan
bir başka
kişiye rastladım. Bu kişi dedi ki:
'RaSÛlullah
(Saîlallahü aleyhi ve sellem) bize:
Her gün sürekli
taranmayı (yâni aşırı süslenmeyi),
Gusül
aldığı (su birikintisine) idrar yapmayı,
Bir
kadının erkeğinden kalan su ile erkeğin de
karısından kalan su ile gusül yapmasını yasakladı,
birlikte avuç avuç (ya da bir kapla) alsınlar!' buyurdu.
§Bir rivayette;
'ikisi beraber, o kaptan avuçla alsınlar,' diye emretti.
NOT: Hadis metni
lafız olarak 'her gün sürekli taranmayı' şeklindedir. Ancak
Rasûlullah (Saiiaüahü aleyhi ve sellem) her gün saçını
taradığı418 için buradaki mânâ, aşırı olarak
makyajın/süslenmenin yasaklanması dır. Bir Müslüman,
insanların arasında saçı ve sakalı düzgün olarak
dolaşmahdır. Zira Hz. Peygamber saçı, sakalı
karışmış ve pejmürde olarak dolaşan bir kişiyi
tenkit etmiştir.419
417 Sened:
Ç^jöı -Jü> SŞ ^ sjıs ^ jjiy. Jt oii- ıfiî dû^j '^JJ
ıS5>.
Sahih: Müsned, TV/111,
H.no: 16949; Benzer rivayetler için bk. IV/110-11I, H.no: 16948; V/369, H.no:
23026; Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 28; 40, H.no: 81; Nesâî, Taharet, 147,
H.no: 238; Zinet, 6, H.no: 5051;
Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü mıh) şahidi: Hâkim, 1/273, H.no: 596 (Hâkim bu
rivayeti Abdullah b. MuğaffeFİn hadisine şâhid olarak verir).
Abdullah b.
Muğaffel'den (Radıyallahü anh) şahidi İçin
bk.I00/408.hadis.
Banyoya bevletmenin
yasaklanışı İle ilgili Abdullah b. Muğaffel'in
(Radıyallahü anh) rivayetleri için bk. Müsned, \/56, H.no: 20441; 20447;
Ebû Dâvûd, Taharet, 15, H.no: 27 (Hocası Alımed b. Hanbel'den
naklettiği bir hadistir); Nesâî, Taharet, 32, H.no: 36; İbn Mâce,
Taharet, 12, H.no: 304; Tinnizî, Taharet, 17, H.no; 21 (garib). Tirmizî, bazı
âlimlerin bu yasağı mekruh olarak telakkî ettiklerini,
bazılarının ise (İbn Şîrîn ve İbnü'l-Miibârek
gibi âlimlerin) banyo yapılan yerde su akıntısı
gerçekleşiyorsa buna ruhsat verdiklerini beyan etti.
Aynca hamama idrar
yapmanın yasaklanışını ifâde eden 20/328 (ki bu hadisin
aynısıdır) ve bir önceki 100/408.hadise bk.
'"Müsned,
IV/111; Ebû Dâvûd, Taharet, 15; Nesâi, Taharet, 146,Zinet6. Mâlik, Şa'r,
7. Hadisin metni şöyledir:
4 İS 419
Tuvalet
Âdabı
____________________163
* Ayakta İdrar
Yapmanın Hükmü
102/410-Huzeyfe b.
el-Yemân'dan (Radıyallahüanh):420
Kendisine Ebû
Musa'nın (Radtyaliaha anh) (üstüne sıçramasın diye titiz
davranıp) şişeye idrarını yaptığı ve:
'İsrail
oğullarından birisinin üstüne, idrar bulaşırsa orayı
(kumaşı) kesmek zorunda kalırdı'*21 dediği haberi
ulaşınca, o (Huzeyfe ) şöyle dedi:
(Atâ' b. Yesâr'dan
mürsel olarak nakledilmiştir. İbn Abdilber, Câbir vd. sahâbilerden
(Radıyallahü anhüm) mevsûl olarak nakledildiğini söyler.) Saç
bakımını tavsiye eden Örnek bir rivayet:
Mâlik, Şa'r,
6. 420 Sened:
Sahih: Müsned,
V/382, H.no: 23141; (Diğer rivayet): V/402, H.no: 23307; Benzer rivayet
için bk. V/382, H.no: 23134, 23139; V/402, H.no: 23315; V/394, H.no: 23238;
Buhâri, Vudû', 60-62; Mezâlim, 27; Müslim, Taharet, 73-74; Müsâfırûn, 187;
Ebû Dâvûd, Taharet, 12, H.no: 23; Tirmizî, Taharet, 9, H.no: 13; Nesâî,
Taharet, 16, 23, H.no: 18-28; İbn Mâce, Taharet, 13, H.no: 305; Dârimi,
Vudû', 9, H.no: 674; Humeydî, 1/210, H.no: 1442.
Muğîre b.
Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. IV/246, H.no: 18068
(Bir sonraki 103/411.hadisebt);
Abdurrahman b.
Hasene'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 26,
H.no: 30; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 346
164 ________Tuvalet
Âdabı
'Arkadaşınızın
(Ebû Musa'nın) bu şekilde aşın davranmamasını
isterim. Ben hatırlarım ki Rasûlullah'la (Saiiaiiakü aleyhi ve
sellem) beraber yürüyorduk, bir topluluğun çer çöp attığı
yere ulaşınca O, ayakta bevletti, tıpkı sizden birinin
yaptığı gibi. Ben oradan uzaklaşmak için yürüdüğümde,
işaretle durdurdu ve (kendisine siper olmam için) yaklaşmamı
emretti. Ben de geri gelip sırtına kadar yaklaştım (ve ona
siper oldum.)'
§Diğer
rivayette; Huzeyfe (Radıyallahü anh) dedi ki:
'Hz. Peygamberle
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) yoldaydık, benden ayrıldı ve bir
topluluğun çer çöp attığı yere ulaştı. Ben de
kendisinden uzaklaşmak istediğimde, yaklaşıp (siper olmam
için) bana işaret etti. Geri gelip sırtına kadar
yaklaştım (ve ona siper oldum.) O ayakta bevletti. Sonra benden su
istedi ve abdest aldı. Mestleri üzerine de mesh etti.'
103/411-Muğîre
b. Şu'be'den (Radıyallahü anh):'
421 Benzer
rivayetler için bk. Müsned Trc, H.no. 96/404, 107/415
Sened: Jflj ^
"J? =ıü-j aXû, y '^Aî- u^Uı ci- 'J> îCi- u>jJ» ö-i- l3ji.
Sahih: Müsned,
TV/246, H.no: 18068; Tinnizî, Taharet, 9, H.no: 13; îbnMâce, Taharet, 13, H.no:
306; Bennâ, hadisin senedinde hafızaları sebebiyle tenkid edilen
Asım b. Behdele ve Hammâd b. Ebî Süleyman Müslim'in bulunduğunu,
dolayısıyla senedinde A'meş ve Mansûr'un bulunduğu f
02/410.hadisin bu rivayete tercih edildiğini ifade eder.
Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/260.
Hammâd b. Ebî
Süleyman Müslim el-Eş'arî el-Kûfî (v.120/738), Ebû Hanîfe ve Şu'be'nin
hocasıdır. Sika, fakih, müetehid bir imamdır. Ebû İshâk
eş-Şeybânî'nin: "Şa'bî'den daha fakih biridir"
dediği bîr zâttır. Zehebî İse Şa'bî'nin
hafızasının daha sağlam olduğunu belirtir.
Hk.Kâşif, Trc. no: 1221; Hammâd b. Ebî Süleyman'ın bir rivayetini Müslim,
(Eşrİbe, 35, mutâbî olarak), iki rivayetini Tirmizî (Taharet, H.no:
13, Fiten, 71, H.no: 2258 (sahih), mutâbî olarak), on birini Nesâî, dördünü Ebû
Dâvûd, ikisini İbn Mâce, 56 rivayetini Ahmed b. Hanbel ve 30 rivayetini de
Dârimî nakleder. Tirmizî, aynı Müsned'İn senedinde olduğu gibi
Âsim b. Ebi'n-Necûd Behdele ile birlikte, birbirlerinin destekçisi olarak
naklettikleri bîr hadis için sahih hükmü verir. Bk.Sü?ıen, Fiten, 71,
H.no: 2258.
Asım b.
Ebi'n-Necûd Behdele el-Esedî ise sika sayılmıştır.
Hafızası hakkında konuşan ise Dârekutnî'dir. Buhârî ve
Müslim'in mutâbî râvilerindendir. Bk.Kâşif, Trc. no: 2496; Abde b. Ebî
Lübâbe'ye mutâbî olarak kullanıldığı hadisler İçin
bk.Buhân, Tefsir, 113, 114; Müslim, Sıyâm, 220; Âsim b. Behdele el-Esedî
el-Kûfı'nin (v.128/746) Buhârî dört, Müslim bir, Tirmizî 32, Nesâî 29, Ebû
Dâvûd 21, İbn Mâce 29, Ahmed b. Hanbel 246, Dârimî 23 rivayetini nakleder.
Tirmİzî'nin, hadislerini "hasen-sahih" saydığı
rivayetler için bk. Sünen, Cum'a, 63, H.no: 593; Savm, 72, H.no: 793; Buyu', 4,
H.no: 1208; Fiten, 24, 52, 71, H.no: 2188, 2230-2231, 2258; Zühd, 50, 57, H.no:
2387, 2398; îmân, 8, H.no: 2616; Fezâilü'l-Kur'ân, 18, H.no: 2914-2915;
Kırâât, 9, H.no: 2944; Tefsîr, 8/1, 17/17, 97/2, H.no: 3079, 3147, 3351;
Deavât, 98, H.no: 3535-3536; Menâkıb, 23, 64, H.no: 3744, 3898.
Tuvalet
Âdabı______________________ 165
Rasûlullah
(SaiiaiiaM aleyhi ve sellem) bir topluluğun çer çöp attığı
yere geldi ve ayakta idrarını yaptı. .
§Hammad b. Ebî
Süleyman (rivayetinde); 'O anda (idrar sıçramaması için)
ayaklarını açmıştı'dedi.
104/412-Hz.
Âişe annemiz (Radıyaiiahu anhâ) dedi ki:423 'Sana, Rasûlullah'm
(Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) ayakta bevlettiğine dair bir hadis rivayet
edilirse onu doğrulama! Zira Rasûlullah, Kur'ân kendisine nazil
olmasından bu yana, ayakta idrarını hiç yapmadı.'
AÇIKLAMA
Hz. Âişe'den
gelen son rivayet, Rasûlullah'm (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) evdeki durumu ile
ilgilidir. Ama ev dışındaki durumu konusunda, Huzeyfe'nin
rivayeti yanında Hz.Ali, Muğîre b. Şu'be, Zeyd b. Sabit ve
benzeri kişilerden (RadtyaiiaM anhüm) gelen haberler bulunmaktadır ve
bunlar da makbuldür. İbn Ömer gibi bazı sahabilerin de ayakta
beviettikleri mervidir.
423 Sened: *J '^
f»jijı ^ c _ Sahih: Müsned, VI/136, H.no: 24926; Benzer rivayet için bk.
VI/213, H.no: 25663; VI/192, H.no: 25472; Tirmizî, Taharet, 8, H.no: 12; Nesâî,
Taharet, 24, H.no: 29; İbn Mâce, Taharet, 14, H.no: 307; Mikdâm'ın
babası Şurayh b. Hânî, muhadram ve tabiînin büyüklerinden sika
biridir. Tirmİzî'nin metni:
Rivayeti
hakkındaki değerlendirmesi: "Bu babda Hz. Ömer, Biireyde ve
Abdurrahman b. Hasene'den (Radıyallahü anhüm) de nakiller vardır.
Hz.Âişe'nin hadisi bu konudaki en hasen-sahih bir rivayettir. Hz. Ömer'in
hadisi, Abdülkerim b. Ebu'l-Mehârik - Nâfî' ve İbn Ömer kanalı
İle nakledilir.
jX' lljli oi; d
Sİfli jŞ Ü ^ip L' JUi llîli Jy Ulj '~C.'j <Xs- »İl J-? ^Jl
^î, Jli 'J-^ 'J*
"Hz.ömer
(Radıyallahü anh): Hz. Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem) beni ayakta
bevkederken gördü ve şöyle buyurdu: Ey Ömer! (Böyle) bevletme! Bundan
sonra bir daha ayakta bevletmedim" dedi. (Bk./M Mâce, Taharet, 14, H.no:
308) Tirmizî sözlerine devam ederek şöyle söyler: "Abdülkerim b.
Ebu'l-Mehârik, hadis âlimierince zayıf olduğu halde bu hadisi merfû
yaptı. Eyyûb es-Sahtiyânî kendisini zayıf saymış ve
hakkında tenkidlerde bulunmuştur. Ubeydullah - Nâfî' ve İbn
Ömer kanalı ile mevkuf olarak da nakledilir ki bu rivayet Abdülkerim'in
rivayetinden daha sahihtir: (oJj_J-i xü &ıi i_l' o -.<*■
4iı ^j ^£ Jıi) "Hz. Ömer (Radıyallahü anh): "Müslüman
olduğum günden beri hiç ayakta bevletmedim" dedi.
Büreyde'den gelen
rivayet ise mahfuz değildir. Hadisteki nehyin anlamı, te'dîb/
edeblendirme içindir; tahrim/haram kılma değildir. İbn Mes'ûd'un
(Radıyallahü anh): (*ı£Ji ^ o\ JjlJ _—îf, j^j jf) "Senin ayakta
bevletmen, (kendine) cefâdır/ zulüm ve kötülüktür" dediği de
rivayet olunur." Bk. Tirmizî, Taharet, 8, H.no: 12.
166_______________________________ Tuvalet Âdabı
Bu rivayetlerden,
ihtiyaç anında bir kişinin üstüne sıçratmaması
şartıyla a-yakta bevl edebileceği
anlaşılmaktadır. Ancak, Rasûlullah'tan ve sahabeden bize gelen
rivayetlerin büyük bir bölümünde, oturarak idrar
yapıldığı/yapılması gerektiği nakledilir.
Hz. Huzeyfe
rivayetinden anlaşılan;
1-Tuvalet
esnasında konuşarak değil, bilakis işaret ederek ya da
öksürerek bir şey istenebilir. Zaruret olmadıkça konuşmak
doğru değildir ve yasaklanmıştır..
2-Gelen
rivayetlerde, tuvalet ihtiyacı sırasında insanın gizlenmesi
emredil-mektedir. Bu da bir duvarla, açık arazide ise (siper bulunmazsa)
bir insanı siper ederek diğer kişilerin gözlerinden korunmak
şeklinde olabilir.
3-Dinde
aşırı gidilmemeli ve emredilen şeyler normal olarak yerine
getirilmelidir. Bu şekilde sahabenin birbirlerine yaptıkları
tenkitlere şahit olmaktayız. Bu titiz davranışlar, o
kişilerin kendi tercihleri de olsa lider konumundaki insanların
aşırı gitmemeleri gerekir. Doğrusunu Allah bilir.
* Açık
Arazideki Tuvalet İhtiyacı Anında Gözden Uzaklaşmak ve
Gizlenmek
105/413-Abdurrahman
b. Ebû Gurad/dan (Radıyallahü anh):
Sahih: Müsned,
ITI/443, H.no: 15597; Benzer rivayet için bk. m/443, H.no: 15598; IV/224, H.no:
17894; IV/237, H.no: 17993 (229/537.hadise bk); Nesâî, Taharet, 16, H.no: 16;
İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 334; Heysemî, ricalinin sika
olduklarını belirtir. Bk. Mecma\ 1/230. Hadisin şâhidleri:
a-Muğîre b.
Şu'be (Radtyalîahü anlı): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 1; Tirmizî,
Taharet, 16, H.no: 20 (Tirmizî, bu konuda Abdurrahman b. Ebî Kurâd, Ebû Katâde,
Câbir, Yahya b. Ubeyd babasından, Ebû Mûsâ, İbn Abbas ve Bilâl b.
Hâris'ten (Radıyallahü arihitm) de rivayetlerin bulunduğunu, hadisin
İse "hasen-sahih" olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 16,
H.no: 17; İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 331:
jİ^I i__âJlÜI
ı_jıj ISI lll,j fllü 411 lJ^!
îjl jlj" Jlj Çti, ^ i'jJ^J\ J&
Dârimi, Vudû', 4,
H.no: 666; Dârimî'nin metni ise şöyledir:
( iŞÎ
iiıkiı J\ ljû ii| p^j 4*- 4İ1 Jb. 4iı jjLj ö\s"j »jXJ
jaZ <j 'fk-'j Jt 4iı Jt» Jiı J^-j« ^.ir)
Dârimî'nin bir
diğer rivayet (Vudû', 4, H.no: 667) metni ise şöyledir:
L-itlı y. jii
^f Jıi j>lj 'fj ıîj jX*} ^£ M Jt» ^ât c0~ Jtî iŞijjî î^iifl £
b-Enes
(Radıyallahü anlı): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 332 (Bûsirî,
zayıf olduğunu i-fade eder):
c-Ya'lâ b. Mürre
(Radıyallahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 333; d-Câbir
(Radıyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 2;
Tuvalet Âdabı
Peygamberimizle
(Sallallahü aleyhi ve sellem) birlikte hac için yola
çıkmıştık. Yolda onun tuvalet ihtiyacı için
ayrıldığını gördüm ve kendisini bir su kabı ile
takip edip (kabı yerdim). Sonra başkası (oraya) gitmesin diye
de yola
oturdum.
Peygamberimiz
ihtiyacını 'gidermek için iyice uzaklaşır (ve gözden
uzakta bir yer
seçerdi.)425
106/414-Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahü anh):'
İbn Mâce,
Taharet, 22, H.no: 335; Dârimi, Mukaddime, 4, H.no: 17;
e-Bilâl b. Haris
el-Müzenî (Radıyallahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 336
(Bûsirî, Kesir b. Abdullah sebebiyle isnadının zayıf
olduğunu İfade etti.):
425 Burada hadisin
ilgili kısmı terceme edildi, kalan kısmı için bk. Müsned
Ter., H.no. 229/537
Hasen: Müsned,
n/371, H.no: 8824. Hadisin senedindeki Husayn (b. Abdullah el-Hımyerî
el-Hubrânî) hakkında Zehebî, bir eserinde herhangi bir hüküm vermemiş
(Bk.Kâşif, Trc. no: 1136); diğer bir eserinde ise
"tanınmıyor" demiştir. BkMîzân, Trc. no: 2105;
İbn Hıbbân sika râviler arasında zikreder. Bk.Sikât, Vl/211; Ebû
Sa'd (Saîd) el-Hayr el-Hubrânî el-Hımyerî el-Hımsî hakkında ise
Ebû Hatim "mechûl" oiduğunu söyler. Bk.el-Cerhu ve't-ta'dîl,
1X7378. Ahmed b. Hanbel rivayetinde (senedde de görüldüğü gibi) bu
zatın Hz. Ömer'in arkadaşlarından biri oiduğunu belirtir.
Dârimî'nin tahkik ve tahricinİ yapan Abdullah Hâşim Yemânî, bu
râvinin isminin Ziyâd, Âmir veya Ömer b. Sa'd olabileceğini belirtir.
El-Hayr olarak bilinen kişinin sahabî olduğunu, el-Hubrânî olarak
bilinenin ise tabiînden olduğunu ve tbn Hıbbân'ın sika râviler
arasında zikrettiğini, dolayısıyla bu iki ayrı
şahsiyetin karıştırılmaması gerektiğini
belirtir. (Bk.Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668); Bennâ da Ebû Saîd el-Hayr'm sahâbî;
Ebû Sa'd el-Hayr'ın ise tabiînden bir râvî olduğunu belirtir.
Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/262. Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; İbn Mâce,
Taharet, 23, H.no: 337-338; Bennâ bu rivayeti dört ayn konuda ele alır:
a-Hadisin ilk bölümü
"Edeb, mev'ıze, hikmetler ve özlü sözler"
kısmının 56/8626. hadisinde zikredilecektir:
168________,_______________________________________Tuvalet
Âdabı
Hz. Peygamber
(ShîhUahû aleyhi ve seiiem) dedi ki:
"Gözüne sürme
çeken tek sayıda çeksin. Kim buna dikkat ederse güzel olur, yapmayana bir
zorluk yoktur.
İstincâda
taş kullanacak kişi, tek427 sayıda kullansın. Kim buna dikkat
ederse güzel olur, yapmayana bir zorluk yoktur.
Bir şey yiyen,
eğer diş kovuğundan bir şey çıkarsa onu atsın,
(ancak) diliyle bulduğu şeyi yutabilir. Kim buna dikkat ederse güzel
olur, yapmayana bir zorluk yoktur.
Tuvalet
ihtiyacı için ayrılan kendisini gizlesin. Sadece kumdan bir tepe bile
bulsa, ona sırtını dönerek (gizlensin). Şeytan, Âdem
oğlunun a-çıktaki makatıyia alay eder (ettirir). Kim bu konuda
titiz davranırsa güzel/karakterli hareket etmiş olur. Kim de titiz
davranmazsa (sadece ayrılır giderse) ona da zorluk yoktur."
Hadisin bu
kısmı Müsned'de Ebû Hüreyre'den (Radtyaltahü anh) farklı
senedlerle rivayet edildiği gibi Ukbe b. Âmir'den (Radıyallahü anh)
de nakledimiştir:
Bk. îbn Mâce,
Tıb, 26, H.no: 3498;
b-îkinci
kısım: 128/436. hadiste zikredilecektir.
Müsned, 11/360,
H.no: 8710; 11/463, H.no: 9931; 11/387, H.no: 9006; 11/315, H.no: 8150 (Hemmâm,
Sahîfe, H.no: 50); ü/245, H.no: 7340; ü/482, H.no: 10201; 11/236, H.no: 7220;
ü/308, H.no; 8063; ü/278, H.no: 7732; ü/254, H.no: 7445; 11/277, H.no: 7716;
Mâlik, Taharet, 33-34; Buhân, Vudû', 25; Müslim, Taharet, 20-23; Nesâî,
Taharet, 72, H.no: 88; îbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 409; Dârimi, Vudû', 32,
H.no: 709;
Câbir b. Abdullah'tan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, Taharet, 24;
Seleme b. Kays'tan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Nesât, Taharet, 72, H.no: 89; îbn
Mâce, Taharet, 44, H.no: 406;
c-Üçüncü bölümü
ileriki konularda zikredilecektir. Ayrıca bk. Dârimi, Et'ıme, 42,
H.no: 2093
d-Son bölümünü ise
burada zikretti.
427 Tek
sayıdan murad çift olmayandır; 1, 3, 5... gibi. Sürmede bu konuda bir
sınırlama yoktur, ancak istincâda üç ile
sınırlıdır.
Tuvalet Adabı
107/415-Abdurrahman
b. Hasene'den
Ben, Arar b. Âs ile
oturuyordum. Rasûlullah (Saüaüahu aleyhi ve sellem) yanımıza geldi ve
yanında deriden mâmül bir zırh ya da benzeri bir aleti vardı.
Sonra bizden ayrıldı ve ileride o zırhı kendisine siper
yapıp, oturarak idrarını yaptı. Biz:
'Rasûlullah bir
kadın gibi oturarak bevl ediyor,'diye konuştuk. Sonra
yanımıza
geldi ve dedi ki:
"İsrail
oğullarından bir kişinin, başına gelenlerden haberiniz
yok mu? Onlardan bir kişiye idrar bulaşsa (kumaşın) o
kısmını kesmek zorundaydı. Bu kişi onları bundan
men etti de kabirde (büyük bir) azaba uğradı."
§ Abdurrahman b.
Hasene'den (Radıyallahü anh) başka yolla gelen rivayet: Bir kişi
yanındakilere, Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) için: 'Bakın,
bir kadın gibi oturarak bevl ediyor' dedi. Peygamberimiz bunu işitti
ve yanlarına gelince dedi ki:
"Yazık
sana, İsrail oğullarından bir kişinin, başına
gelenlerden haberin yok mu?., (ve hadisin devamını nakletti.)"
"429
Sened: ±J>j J,
Sahih: Müsned,
IV/196, H.no: 17689; (İkinci rivayet): IV/196, H.no: 17687 (Hocası
Ebû Muâviye kanalı ile yine Â'meş'den nakleder); Ebû Dâvûd, Taharet,
11, H.no: 22 (Bennâ, hadisi Taberânî, Beyhakî, Nesâî ve Ebû Davud'a nisbet
ettikten sonra "Münzirî sükût ettiğine göre, hadisin delil olmaya
müsait olduğu anlaşılır" der. Bk.Bülûğu'l-merâm,
1/263); Nesâî, Taharet, 25, H.no: 30; îbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 346.
İbn Mâce'nin Câbir'den naklettiği bir rivayetinde ayakta bevletmenin
erkeklere, oturarak bevletmenin ise kadınlara has bir Arap âdeti
olduğunu hatırlatılıyor:
Caâ jji üt '<x-j
4û Jjı J!u jjı ı
l£. û^ fâ
ji.^ı jıi ûcâ jj: üjj d ■
BkJbn Mâce,
Taharet, 14, H.no: 309 (Senedindeki Adiy b. Fadl zayıftır). 429
Benzer rivayetler için bk. Müsned Trc. H.no. 96/404, 102/410
170
Tuvalet
Âdabı
108/416-Ebû Saîd
el-Hudrî'den (Radıyallahü anhy.430 Rasûluîlah'm (SailallâM aleyhi ye
sellem) şöyle dediğini işittim: "İki kişi tuvalet
ihtiyaçları için gidip avret yerlerini açarak ve konuşarak
İhtiyaçların! gidermesinler! (Zira) Allah onların bu hareketine
şiddetle buğzeder."
NOT: Bit rivayette,
töhmet/dedikodu sebebi hareketlerden kaçınılması gerektiği
bize hatırlatılıyor. Tuvalet sırasında (su istemek
gibi) bir İhtiyaç hariç dışarıdaki insanla konuşmak
doğru değildir.
* Tuvalet
Anında Selâm Almanın ve Abdestsiz Olarak Allah'ı Zikirle
Meşgul Olmanın Hükmü
4
Sened: U
Hasen: Mümed,
111/36, H.no: 11249; Ebû Dâvûd, Taharet, 7, H.no: 15; îbn Mâce, Taharet, 24,
H.no: 342; İbn Hacer, hadisin illetli olmasına rağmen (Ebû Ali
Saîd b. Osman) îbnü's-Seken (v.353/964) ve (Ebu'l-Hasen Ali b. Muhammed)
İbnü'l-Kattân (v.628/1231) tarafından sahih
sayıldığını söyler. Bk.Bülûğu'l-merâm, H.no: 85;
San'ânî, İbn Huzeyme'nin de Sahih'iııde bu hadise yer
verdiğini ekleyerek hadisin bütün rivayetlerinde lyâz b. Hilâl / Hilâl b.
Iyâz'ın bulunduğunu söyleyerek Münzirî'nİn: "Bu râvî
hakkında ne bir cerh ne de bir ta'dîl biliyorum, meçhullerden
biridir" dediğini nakleder. Bk.Sübülü's-selâm, 1/159-160.
îkrime b. Ammâr
ei-Hanefî el-Iclî el-Yemâmî, duaları kabul edilen, sika biridir.
İkrime b. Ammâr'm Buhârî bir, Müslim 38, Tirmizî 15, Nesâî altı, Ebû
Dâvûd 20, İbn Mâce 12, Ahmed b. Hanbel 58, Dârimî beş rivayetini
nakleder. Ancak "Yahya b. Ebî Kesir'den rivayetleri muzdariptir"
denilmiştir. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 3866; Tirmizî de Sünen'inde
bu zât İçin: "Bazen Yahya b. Ebî Kesir'den rivayetinde hata
yapar"der. Bk.Cenâiz, 38, H.no: 1024; Fakat eserinin bir başka
yerinde bu silsile için herhangi bir tenkidde bulunmadan
"Iıasen-garib" hükmü vermiştir. Bk.Sayd, 11, H.no: 1478;
Deavât, 31, H.no: 3420; İbn Hacer ise ek olarak "sadûktur, hata
yapar"der. Bk.Takrib, Trc. no: 4672; Müslim Sahih'İnde İkrime b.
Ammâr'm rivayetini birçok yerde zikreder. Bk. Müslim, îmân, 52; Yahya b. Ebî
Kesir'den rivayetine de yer verir. Bk. Müslim, îmân, 215; Taharet, 25;
Müsâfırûn, 200; Sıyârn, 182; Eşribe, 26; Ancak bir yerde
İkrime'nin diğer hocası ile birlikte zikreder: Ebû Ammâr
Şeddâd b. Abdullah. Bk.Müslim, Müsâfirûn, 294; Buhârî de bir hadisin hemen
akabinde bir nakilde bulunmak İçin Yahya b. Ebî Kesir'den rivayetine yer
verir. Bk.Buhârî, Edeb, 73.
Hilâl b. îyâz
(asıl ismi lyâz b. Hilâl'dir kalb yapılmıştır,)
hakkında İbn Hacer "mechûl" ifadesini kullanırken
(Bk.Takrib, Trc. no: 5281); İbn Hıbbân sika râviler arasında
saymıştır. Bk.Sikât, V/265; Zehebî ise herhangi bir hükümde
bulunmaz. Bk. Kâşif, Trc. no: 4361. Tirmizî bir, Ebû Dâvûd ve îbn Mâce
iki, Ahmed b. Hanbel yedi rivayetini nakleder. Tirmizî rivayetinde
"hasen" hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, 174, H.no: 396 (Ahmed Muhammed
Şâkir ise haşiyesinde "Hayır bilâkis sahihtir" der.
Tuvalet
Âdabı__________________
171
109/417-Muhammed b.
Ca'fer'e,431
Abdestsiz olan bir
kişiye selâm vermenin hükmü soruldu. O da senediyle Muhacir b. Gunfüz'den
(Raâtyaiiahamh) şunları nakletti:
Kendisi (Muhacir b.
Gunfüz) Rasûlutiah'a (Satiaiiahü aleyhi ve sellem) abâest alırken, selâm
verdi. O da abdestini bitirinceye kadar selâmı almadı, daha sonra
selâmını aldı ve buyurdu ki:
"Senin
selâmını almama mani olan şey, sadece temiz olmadan Allah'ı
zikretmeyi kerih görmemdir."
Muhammed b. Ca'fer
ekledi:
'Bu hadisten
dolayı, Hasan Basrî temizlenmeden Kur'ân okumayı veya aziz ve celîl
olan Allah'ı zikretmeyi kerih görürdü/hoş karşüamazdı.'
Sened: a
Sahih: Müsned,
IV/435, H.no: 18935; Benzer rivayet için bk. V/8O-8I, H.no: 20639-20641; Ebû
Dâvûd, Taharet, 8, H.no: 17; Nesâî, Taharet, 34, H.no: 38; İbn Mâce,
Taharet, 27, H.no: 350; Dârimi, İsti'zân, 13, H.no: 2644;
Hadisi destekleyen
rivayetler:
a-İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ): Müslim, Hayz, 1İ5; Ebû Dâvûd, Taharet, 8, H.no:
16; Taharet, 122, H.no: 330-331; Tirmizî, Taharet, 67, H.no: 90 (Tirmizî,
hadisin Muhacir b. Gunfîiz, Abdullah b. Hanzale, Alkame b. Fağvâ', Câbir
ve Berâ'dan -Radıyallahü anhüm- da nakledildiğini ve
"hasen-sahih" olduğunu belirtir); İsti'zân, 27, H.no: 2720;
Nesâî, Taharet, 33, H.no: 37; îbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 353;
İbnü'l-Cârûd, H.no: 37-38;
*2li. j^j' İl»
'~£~i J_w U^-j £& Jiı (jC= *U' Jj-jj "-* ^j ^' vJ~c ö*1 J*
Ayrıca benzer
bir rivayet yine îbn Ömer'den (Radıyaltahü anhümâ) nakledilir. Bk. Ebû
Dâvûd, Taharet, 122, H.no: 330; Hadisin metni için bk.
b-EbûHüreyre'den
(Radıyallahüanhy.lbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 351 (isnadı
zayıf);
c-Câbir'den (Radıyallahü
anh): îbn Mâce, Taharet, 27, H.no: 352 (isnadı zayıf);
il 1J——j <&
JJl (J1*> -JJl Jj-j "J JUi «il'1 jX-i Jjri j*j '^-'i "^ *^' lj^
ij^1 (J* j* Û*j ûl *ü' -4*
İ0İ ijl
'J İLli öJİi ö\ ClAil» ^li- |U.J Ut «iliJi iİÂ Jİ> Ji- ^
İZ?__________^______^__ Tuvaiet
Âdabı
110/418-Muhacirb.
Gunfüz'den (Radıyaiiahü anh):432
Rasûlullah'a
(Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest alırken, selâm verdim. O (abdestini
bitirinceye kadar) selâmı almadı ve abdestini bitirince buyurdu ki:
"Senin
selâmını almama mani olan şey, sadece abdestsiz olarak Allah'ı
zikretmeyi kerih görmemdir."
§ Bir rivayette;
'Sadece temiz olmadan Allah'ı zikretmeyi kerih görmemdir,' şeklinde
geçmektedir.
§ Muhacir b.
Gunfüz'den (Radıyallahü anh) gelen ikinci rivayet: Peygamberimiz
(SaUallahü aleyhi ve seiiem) bevlediyordu, kendisine selâm verdim. (Ancak) O,
abdest'alıncaya kadar selâmı almadı, daha sonra aldı.
aened: ^MJ\ oCC ^1
J^£- 'ji- jl^Ji Jr- ;îi3 ^i- İ^ ıSü t j^
Sahih: Müsned,
V/80, H.no: 20639; (Diğer rivayet): V/80, H.no: 20640; (İkinci
rivayet): V/80-81, H.no: 20641; Benzer rivayet için bk.IV/435, H.no: 18935; Ebû
DâvÛd, Taharet, 8, H.no: 17; Nesâî, Taharet, 34, H.no; 38; İbn Mâce,
Taharet, 27, H.no: 350; Dârimi, İsti'zân, 13, H.no: 2644. Bennâ hadisin
senedinin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'1-emânî, 1/266.
Ayrıca bir önceki 109/417. hadisin tahririne bk.
Tuvalet
Âdâbi_________________________________________________________173
111/419-Abdullah b.
Hanzale İbnü'r-Râhib'den (Radıyaiiaha anh):433 Peygamberimiz
(Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) bevlederken bir kişi (geldi,) selâm verdi.
(Ancak) O, selâmı almadı. Daha sonra
elini bahçeye vurup teyemmüm yaptı (ve selâmını
aldı).434
112/420-Ebû
Sellâm'dan:'
Hasen: Müsned,
V/225, H.no: 21856; Heysemî, müphem bir râvî bulunduğu için senedinin
zayıf olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/276. Fakat biraz önce
zikredilen benzer sahih rivâyet-ler/şâhidîer bu hadisi kuvvetlendirir.
Ayrıca şu hadis de bu rivayeti destekler:
Ebû Cüheym b.
el-Hâris el-Ensârî'den (Radıyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 122, H.no:
329;
1_İİİ
'__D* ^Jİb 4İ31 Jj^j iji JhÜ "İÜ- jULj J=*-_. ajli Jlir
Jı jki (Xj *J#
**3l ^J^ "Ü1 dyj Jj' ^&*^
J^1 ^
fliUi ili- ij »!
ijJj j «^vjı r<—j jIJ-*- l^ ı^ı ^r^" fUUl »jl* *J--j
"Allah Rasûlü
(SaUallahü aleyhi ve sellem) Cemel kuyusuna doğru gidiyordu. Kendisiyle
birisi karşılaştı ve selâm verdi. Rasûlullah
selâmını almadı, Bir duvarın yanma geidi. Yüz ve
kollarına meshetti. Sonra da verilen selâmı aldı."
Ayrıca Bk.Buhâri; Teyemmüm, 3; Müslim, Hayz, 114; Nesâî, Taharet, 195,
H.no: 310;
Abdullah b. Hanzaîe
b. Ebû Âmir er-Râhib el-Ensârî el-Evsî (v.63/682) (Radıyallahü anhümâ),
Uhud Savaşı'na cünüp olarak katılıp şehid düşen
ve bu sebeple de meleklerin yıkadığı (bk.Hâkim, IH/204;
Ebû Nuaym, Hılye, 1/357; Beyhakî, Delâil, IH/246) Hanzale b. Ebû Âmir Amr
er-Râhib'İn (Radıyallahü anh) oğludur. Abdullah b. Hanzale,
Allah Rasûlü (SaUallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken doğdu.
Peygamberimizin vefatında yedi yaşında idi. Ebû Abdurrahman veya
Ebû Bekir künyesi İle tanınırdı. Annesi Abdullah b. Übey b.
SelüTün kızı Cemüe'dir. Hanzale ile Cemile'nin Uhud Savaşı
gecesindeki birlikte!iklerinden Cemile Abdullah'a gebe
kalmıştır. Hanzaİe ise ise gusletmeden bu savaşa
katılmış ve şehid düşmüştür. Abdullah da sekiz
oğlu ile birlikte Harre'de şehid oldu. Bk.îbnü'1-Esîr,
Üsdü'l-ğâbe. III/219-220, Trc.no: 2908.
Hanzale'nin
(Radıyallahü anh) babası Ebû Âmir Amr ise câhİliye döneminde
râhib olarak tanınırdı. Abdullah b. Übey b. Selül ile Allah
Rasûlü;ne (Sallallahu aleyhi ve sellem) hased etmişlerdir. Biri
münafıkların ele başı idi. Diğeri de Peygamberimiz
tarafından fâsık olarak nitelendirilmiş ve kâfir olarak
ölmüştür. Babası Hanzale için bk. İbnü'1-Esîr, age., 11/85-87, Trc.no: 1281.
434 Bu
açıklama için bk. H.no. 109/417, 110/418
435 Sened: fit. J tâ&- Jıî }J^- 'J-
>'/> ır^-* jU^* ı35â-
Sahih: Müsned,
IV/237, H.no: 17992; Heysemî, râvilerin sika olduklannı belirtir. Bk.
Mecma', 1/276; Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu ifade
eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/267. Bu konuyu destekleyen hadisler:
a-Hz.Âİşe'nin
(Radıyallahü anhâ) rivayeti: Müslim, Hayz, 117; Tirmizî, Deavât, 9, H.no:
3384; Ebû Dâvûd, Taharet, 9, H.no: 18; İbn Mâce, Taharet, 11, H.no: 302;
174_______
Tuvalet
Âdabı
Bana, Hz.
Peygamber'i (Saiiaiiahu aleyhi ve selim) bevlederken gören kişi
anlattı:
'Rasûlullah bundan
sonra daha suya dokunmadan/abdest almadan (ezberinden) Kur'ân okudu,'
§(Râvüerden)
Hüşeym bir seferinde de şöyle nakletti: "...Suya
dokunmadan/abdest almadan (ezberinden) Kur'ân âyetleri okudu."
AÇIKLAMA
Abdestsiz olarak
Allah'ın adı zikredilir ve ezberden Kur'ân okunabilir. Ancak
Rasûllahm hayatında görülen uygulama, bunların çoğunlukla abdest
alındıktan sonra yapılmasıdır. Aynca abdestsiz olarak
bazı şeylerin yapılması yasaktır; Namaz ve tavaf
gibi... Abdestsiz olarak Kur'ân'a dokunmak da çoğunluğun
görüşüne göre yasaktır; Bu müctehidler arasında İbn Ömer,
Hasan el-Basrî, Ata, Tâvûs, Şâbî, İmam
b-Hz.Ali'nin
(Radıyallahü anh) rivayeti: Müsned, 1/84, H.no: 639; 1/124, H.no: 1011;
1/107, H.no: 840 (435/743.hadise bk); 1/90, H.no: 686 (Haris b. A'ver sebebiyle
zayıftır); 1/83, H.no: 627; I/İ34, H.no: 1123 (436/744.hadise
bk); Fİ 10, H.no: 872 (437/745.hadise bk); Ebû Dâvûd, Taharet, 90, H.no:
229; Tirmizî, Taharet, 111, H.no: 146 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 171,
H.no: 265; İbn Mâce, Taharet, 105, H.no: 594; Ebû Davud'un metni:
a- «ı â^ii
sil, ıijj i-^İ J r-^CJı J^-" r^ P 1^ij ^ UJüi jiiJp lÜj;
JUj ı^-j ü. *i]ı
c-Buhârî'nin bab
başlıkları:
âjlüjl |\~J t,*S
Üljîll ^i 3JJ!t-vi Jl» Jİ
V^
İl^iîl ^Ç ü 11^! ^ ^
ILj LU Ülj
1X~İ jOi it Şjl.» üif l)} (fs^^S j^ '*&>-
Bk. S«ftâ;ı,
Vudû', 36;
JU-İj OjiJj'j
Lsj>io ^^V 'j^^ k'J^i öl ^*y LT ajai- ^1 cJlij <;li-î JS"
ı_sli- illi jCJJ lOj aIii- <Iil ıJla ^1 û\S"j
Bk. Buhârî, Hayz,
7;
|X-J 4^ *"'
ij^5 ı_îr;il ûli" i-'üli. oltij iil,} Jİ- tji^ll (Ilıt Jlij
fjij jLi Ji ûjjj Jl ^.t U jl~sly*; Jlij |ÇŞ| ^ V~^!
Bk. Buhârî, Ezan,
19;
Mâ//fc Taharet, 13;
Abdürrezzâk, 1/84, H.no: 278; B«/*ârf, Vudû', 58; Müslim, Taharet, 48; EfeÖ
DâvMrf, Taharet, 37, H.no: 74; 7>rmiz£, Taharet, 69, H.no: 92; Wfijâf,
Taharet, 53, H.no: 67; Miyâh, 7
Tuvglet_Âdâbı ________
175
Ebû Hanîfe, Mâlik,
Şafiî, Ahmed b. Hanbel gibi önemli kişiler bulunmaktadır. Sadece
Davûd ez-Zâhirî buna cevaz vermektedir.436
Mendûb olan
yukarıdaki uygulamadır. Cünüp olan kişi Kur'ân'ı ezber ya
da yüzünden okuyamaz. Söz konusu rivayetler ilgili konuda gelecektir.
* Tuvalete Girerken
ve Çıkarken Yapılan Duâ
113/421-EneS b.
Mâtİk'ten (Radıyallahü
436îbn Rüşd,
Bidâyetü'l-müctehid, 30-31; İbn Kudâme, Muğnî, 1/137-139 437 Sened: ^
4* ^> jU^â <â%-
Sahih: Müsned,
m/99, H.no: Iİ886; Benzer rivayet için bk. m/101, H.no: 11922 Buhâri,
Vudû', 9; Deavât, 14; Müslim, Hayz, 122-123; Ebû Dâvûd, Taharet, 3, H.no: 4;
Tirmizî, Taharet, 4, H.no: 5-6 (Tirmizî, hadisin Hz. Ali, Zeyd b. Erkam, Câbir
ve İbn Mes'ûd'dan (Radıyallûhü anhüm) da nakledildiğini ve
"hasen-sahih" olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 18, H.no: 19;
İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 298; Dârimi, Vudû', 10, H.no: 675;
Zeyd b. Erkam'dan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 3, H.no: 6;
İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 296;
Ebû Ümâme'den
{Radıyallahü anh) zayıf da olsa bir rivayet bulunmaktadır. Bk.
İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 299;
Bennâ, bu hadisin
Said b. Mansur'un Süneninde de nakledildiğini ve başında
"Bismillah" ziyâdesinin bulunduğunu söyler. Bk.
Bülûğu'l-emânî, 1/268. Bu hususu pekiştiren rivayet Hz. Ali ve
Enes'ten (Radıyallahü anhümâ) nakledilen şu hadistir:
i *^_j
"Cinlerin
gözleri ile İnsanoğlunun avreti arasındaki perde onlardan
birinin helaya girdiği zaman "Bismillah" demesidir."
Tirmizî. bu hadisin garib olduğunu, isnadının ise pek kuvvetli
olmadığını belirtir. Bk. Tirmizî, Cum'a, 73, H.no: 606;
İbn Mâce, Taharet, 9, H.no: 297; Ahmed Muhammed Şâkir Sünen'e
yaptığı haşiyede Tirmizî'nin bu değerlendirmesine
katılmayıp şöyle der: "Bu hadis sahih olmasa bile en
azından hasendir. Çünkü râvilerinin hepsi sikadır. Suyûtî de bu
hadisi zikreder ve Ahmed b. Hanbel, Tirmizî ve İbn Mâce'ye isnâd ederek
hasen olduğuna işaret eder. Münâvî ise İsnadının sahih
olduğunu ifâde eder. Bk. Suyûtî, el-Câmiu's-sağîr, H.no: 4662; Münâvî,
Feyzu'l-Kadîr, İV/127.
Hadîsin Enes'ten
(Radıyallahü anh) şahidi vardır. Suyûtî Enes'ten rivayet edilen
hadisi de zikreder ve Taberânî'nin el-Mu'cemü'l-evsat isimli eserine nisbet
ederek bunun da hasen olduğuna işaret eder. Münâvî de Heysemrnin Taberânî
tarafından İki isnadla naklettiğini, isnadlanndan birinde Saîd
b. Seleme'nin bulunduğunu, bu râvîyi Buhari'nin zayıf, İbn
Hibbân'm sika saydığını diğer râvilerinin ise sika
kabul edildiklerini söylediğini nakleder. Bk. Suyûtî,
el-Câmiu's-sağîr, H.no: 4663; Münâvî, Feyzu'l-Kadîr, IV/128
176______________________________
Tuvalet Âdabı
Rasûlullah
(Saiiaüahu aleyhi ve seiiem) tuvalete girerken şöyle derdi:
"Allahümme, innî e'ûzü bike mine'l-hubsi ve'l-habâis."
(Duanın Trc.
'Allahım, şeytan ve yardımcılarının
şerrinden sana sığınırım.')
NOT: Hadiste geçen
hubs (t—Aj) kelimesi, (c—*&) habisim çoğuludur. Habâis (^M-0 kelimesi
de, (*—^-ı) habîse'nin çoğuludur. Bu kelimelerin manaları ile
ilgili çeşitli açıklamalar/yorumlar bulunmaktadır. Hattâbi ve
İbn Hıbbân gibi bazı âlimler; şeytanların erkek ve
dişileri olarak ifade etmişlerdir. Bu nedenle 'Allahım, erkek ve
dişi şeytanların şerrinden sana
sığınırım' şeklinde terceme edildiği gibi,
ı Allahım, şeytan ve yardımcılarının
şerrinden sana sığınırım' şeklinde de ifâde
edilebilir.'438
114/422-Enes b.
Mâlik'ten Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) tuvalete girerken şöyle
derdi: "Allahümme, innî e'ûzü bike mine'l-hubsi ve'l-habîs", "(ya
da ve'l-habâis)."
§Râvi Şube:
Burada (ve'l-habîs ve'l-habâis) şeklinde ikisi de söylendi, şeklinde
nakletti.
115/423-Zeyd b
Erkam'dan (Radıyallahü mh): 44°
438 Azîmâbâdî,
Avnü'l-Ma'bûd, 1/12; Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, 1/37
439 Senedi
Sahih: Müsned,
III/282, H.no: 13934; Benzer rivayet için bk. m/101, H.no: 11922; m/99, H.no:
11886; Geniş bir tahriç için bir önceki 113/421.hadİsin tahricine bk.
Sened: ^ı
& J^ü ^ ;iı5 'jt -Ji j^- Jı* r.'^-j v^ &>*■ j^* #
-ı*^-"^^
Sahih: Müsned,
IV/369, H.no: 19182; Benzer rivayet için bk. IV/373, H.no: 19227-19228; Ebû
Dâvûd, Taharet, 3, H.no: 6; İbn
Mâce, Taharet, 9, H.no: 296; Enes b. Mâlik'ten
Tuvalet
Âdabı ________
177
Rasûlullah
(Sattitiiaks aleyhi ve seiiem) dedi ki:
"Şu bitki
örtüsü (şeytanların/pisliklerin) bulunduğu yerlerdir, sizden
biri oraya tuvalet için girdiğinde şöyle desin:
'Allahümme, innî
e'ûzü bike mine'l-hubsi
ve'l-habâis.1 "
116/424-Hz.
Âişe annemizden (Radıyaiiahu anhây.441
Hz. Peygamber
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) tuvaletten çıkarken:
"Gufrânek"
derdi.
(Duânm trc.
(Allahım!) Senin affetmeni isterim.)
NOT: Tuvaletten
çıkarken, Rasûlullah'ın (Saiuaühû aleyhi ve senem) istiğfar
etmesi, af dilemesinin sebebi şunlar olabilir:
(Radıyallahü
anh) şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 4, H.no: 5 (Tirmizî, hadisin Hz.
Alî, Zeyd b. Erkam, Câbir ve îbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü.anhüm) da
nakledildiğini Enes'in hadisinin bu bâbda en sağlam ve kuvvetli bir
rivayet olduğunu. Zeyd b. Erkam'm hadisinin ise senedinde
ızdırâbın bulunduğunu belirtir. Tirmizî, bu durumu
hocası Buhârİ'ye sorduğunda şu cevâbı alır:
"Muhtemeldir ki Katâde bu hadisi Zeyd b. Erkam'dan, hem Nadr b. Enes
kanalıyla, hem de Kasım b. Avf eş-Şeybânî kanalıyla
nakleder. Gerçekten de gerek Müsned'de ve gerekse tbn Mâce'nin senedinde her
ikisinden aldığı görülmektedir. Dolayısıyla
izdırab da ortadan kalkmış olur.
Sahih: Müsned,
VI/155, H.no: 25098; Buhârî, el-Edebü'l-müfred, s.240-241, H.no: 694; Dârimî,
Vudû', 17, H.no: 686; Ebû Dâvûd, Taharet, 17, H.no: 30; Tirmizî, Taharet, 5,
H.no: 7 (hasen-garib); İbn Mâce, Taharet, 10, H.no: 300;
İbnü'l-Cârûd, H.no: 42; Îbnü's-Sünnî, Amelü'l-yevm ve'l-leyle, s.23;
Hâkim, 1/261-262, H.no: 562-563 (Hâkim ve Zehebî hadisin "sahih" olduğunu
belirtirler); Beyhakî, 11/207. Suyûtî hadisi, Ahmed b. Hanbe!, Ebû Dâvûd,
Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, îbn Hıbbân ve Hâkim'e nİsbet ettikten
sonra sıhhati hakkında herhangi bir işarette
bulunmamıştır. Bk.el-Câmiu 's-sağîr, H.no: 6648; Münâvî,
ise İbn Huzeyme, İbnü'l-Cârûd, îbn Hıbbân, Hâkim ve Nevevî
tarafından sahih sayıldığını, Beyhakî'nin ise
rivayetinde j>w&Â iLJj'O lJJj) "Rabbena ve ileyke 1-masîr"
ziyâdesinin bulunduğunu, fakat bu ziyâdenin aslının olmadığını
belirtir. Bk. Feyzu'l-Kadîr, V/155 Bazı rivayetlerde ise şu duaya
rastlanır:
"el-Hamdü
lillâhi'l-lezt ezhebe anni'l-ezâ ve âfânV Duanın tercemesi: "Benden
ezayı gideren ve bana afiyet bahşeden Allah'a hamdolsun,"
Bk.İbn Mâce, Taharet, 10, H.no: 301 (Bu rivayet ise senedindeki
İsmail b. Müslim sebebiyle zayıftır); Suyûtî, Nesâî
tarafından Ebû Zer'den nakledilen hadis için sahih işareti
koymuştur. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 6649; Münâvî hadisi zayıf
olarak değerlendirir. Bk. Feyzu'l-Kadîr, V/156
Jl78__________________________________________ Tuvalet Âdabı
* Allah'ı tuvalet gibi bazı Özel
ihtiyaçları dışında, her zaman zikreder ve a-nardı.
İhtiyaç anında zikri terk etmeyi, kendisi için kusur ve günah olarak
görebilir,
* Ya da nimetlerin şükrünü eda
edemediğini düşünüp böyle dua etmiş olabilir. Doğrusunu
Allah bilir.442
* Tuvaletteki
İnsanın Kabe'ye ve Mescid-i Aksâ'ya Önünü ya da Arkasını
Dönmesinin Yasaklanması
117/425-Abdullah b.
Haris ez-Zübeydî'den (Radıyallahü mky.w Rasûlullah'in (SaUaiiahu aleyhi ve
seiiem) şu sözünü ilk duyan benim: "Sizden biri kıbleye dönerek
sakın bevl etmesin!"
442 Bu konudaki
farklı dualar için bk. Nevevî, Ezkâr, 67-69
Sahih: Müsned,
İV/190, H.no: 17630; Benzer rivayet için bk. IV/191,'H.no: 17645,
17638-17639; IV/190, H.no: 17633
(iS^&'^JLJ^.ı&_J-fJ^âfj&j^**" Jz»&J£j&# "
Rasûlullah (Sallaliahü aleyhi ve sellem) bizden birinin kıbleye yönelerek
bevleîmesini bize yasakladı" ziyadesiyle; IV/190, H.no: 17631
ÇpfJzA—i
^j-ıSı jı LX'jki iiUiı Jr-îU J--ı Jjİ ol J£i
'pX-'j j_-t *üı (_5ij> ^31 gû o_-C~--iı Jj1 ti) "Birinin
kıbleye yönelerek bevletmesİni yasakladığını
Hz.Peygamber'den duyan ilk müslüman benim. Hemen çıkıp İnsanlara
(bu yasağı) haber verdim" ziyadesiyle nakledilir. İbn Mâce,
Taharet, 17, H.no: 317.
Ebû Saîd
«I-Hudri"den (Radıyallahü anh) şahidi:
«ilt ^jİ^ -tİJl Jj-*j j' -li^l
i^jaİJı A-tl Li «-J- ÂjI 'ji^r jJ^i' _^j)l _>;i t2jj-
Bk. Müsned, Tîl/12,
15. H.no; 11030, 11059; İbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 320-321 (Her iki
senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır). Hadis iki yasağa işaret
ediyor: Biri, ayakta içme; diğeri, kıbleye karşı bevletme.
Müslim de hadisin ayakta içmenin yasaklanışı ile ilgili
kısmını nakJetmİştir:
' J*
Bk. Müslim,
Eşribe, 114.
Bu şâhid
Eşribe bölümünde 22-23/6600-6601.hadislerde zikredilecektir. Abdullah b.
el-Hâris b. Cez' ez-Zübeydî (Radıyallahü anh) Mekke'nin fethinden önce
müslüman oldu. Mısır fethinde bulundu. 85/704'te Mısır'da
en son vefat eden sahâbîdir.
TuvaletÂdâbı_______________________________________________________179
(Râvi der ki):
"Bunu insanlara ilk nakleden kişi benim."444
118/426-Ma'kıl
b. Ebû Ma'kıl el-Esedî el-Ensârî'den (Radıyallahüanh): m Rasûlullah
(Sallaliahü aieyiu ve sellem), büyük ve küçük tuvalet ihtiyacı
a-nında iki kıbleye (yani Kabe ve Mescid-i Aksâ'ya)446 dönmeyi
yasakladı.
119/427-(Ebû
Talha'nm azatlısı) Râfîb. İshâk'tan:447
444 Bu
kısım râvinin sözüdür. Bk. İbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 317
445 Sened: îi-i ^
Jy j.j ^f '£■ ^ŞJ ^ }J~^ 'Jc- jiİ_iiı ^ .ji. ı_Si pâ\
J, ıİji-
Hasen: Müsned,
IV/210, H.no: 17765; Benzer rivayet için bk. IV/210, H.no: 17765; VI/406, H.no:
27167; Sa'lebe oğullannın (Sa'lebİyyûn) azadlığı
Ebû Zeyd'in meçhul olması sebebiyle hadis zayıftır. Zehebî, râvi
hakkında herhangi bir hüküm vermezken, İbn Hacer "meçhul"
demekle yetinir. Bk.Kâşif, Trc. no: 6632; Taknb, Trc. no: 8109; Fakat
hadis, şâhidleri ile kuvvet bulur. Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 10; ibn
Mâce, Taharet, 17, H.no: 319. Müsned'de geçtiği halde Bennâ'nın
burada yer vermediği benzer bir rivayet de şudur:
Bk. Müsned, V/430,
H.no: 23536. Fakat bu rivayette müphem râviler bulunmaktadır. Tabiinden
Nâfî'nin hocası ve onun da babası sahâbîden biri ise senede zarar
vermez. Bu rivayet Ebû Eyyûb el-Ensârî'den nakledilmiş olabilir.
Müsned'dekİ senedlerden biri Eyyûb b. Hâlid b. Ebû Eyyûb el-Ensârî,
babası Hâlid b. Ebû Eyyûb el-Ensârî'den o da babası Ebû Eyyûb
el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) nakleder. Ebû Eyyûb el-Ensâri'nin
oğlu ve torunu sikadır. Fakat burada metnini verdiğimiz Eyyûb,
Eyyûb b. Ebû Temîme'dir.
Ebû Eyyûb
el-Ensârî'den benzer rivayet:
fj__ili
ı_i__Ş t£jJ__i C Jlî *jl '<—■>jjl ^1 ji- jIÎt_.J ^y >
Bk. Müsned, V/415,
H.no: 2341İ 44(1 Bennâ, age., 1/270,271
447 n *
* j 't
Sened: *uı j_^
^ 'jıi_ı ^ ^ul. ır^ı ıs__> ^ oik_-ı
l3jj-Sahih: Müsned, V/4I4, H.no: 23406; Benzer rivayet için bk. V/415, H.no:
23411:
-J> UjJ>-
180
________
Tuvalet Âdabı
Kendisi, Ebû Eyyüb
el-Ensârî'nin (Radıyaiiahu atıh) Mısır'da bulunduğu
dönemde şu sözünü duymuştu:
'Vallahi, bu
tuvaletleri ne yapacağımı448 bilmiyorum. Rasûlullah (Saiialm
hü aleyhi ve
sellem) ŞÖyle buyurmuştu:
"Biriniz
tuvalete, büyük ya da küçük ihtiyacı için gittiğinde Kabe'ye önünü ve
arkasını dönmesin!'"
120/428-Ebû Eyyûb
el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):449
Rasûlullah
(SatlallahU aleyhi ve seüem) dedi ki:
"Biriniz
tuvalete gittiğinde, Kabe'ye önünü ve arkasını dönmesin! Ancak
doğuya ya da batıya dönsün!"
Ebû Eyyûb el-Ensârî
şöyle devam etti:
'Şam bölgesine
geldiğimizde kıbleye doğru yapılmış tuvaletler
bulduk. (Tuvalet sırasında) başka tarafa yönelmeye
çalışıyor, sonra da istiğfar ediyorduk.'
Mâlik, Kıble, 1; Buharı, Vudû', 11;
Müslim, Taharet, 59; Dârimi, Vudû', 6, H.no: 671; Nesâî, Taharet, 18-19;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/141
Yani, nasıl
düzelteceğimi
Sened: 1J J aki ^
^>^ L;>î ^ıj 'j, '^U, "ji, j.\ jû ^ 'j, ^ ı2j^
Sahih: Müsned,
V/416, H.no: 23416; Benzer rivayet için bk. V/421, H.no: 23467, 23469; V/417,
H.no: 23427; V/419, H.no: 23449 ( &^£j ıîj '^/J. &â ı#£j ü )
"tenasül uzuvlarınızı kıbleye döndürmeyin"
lafzı ile; Mâlik, Kıble, \;Buhân, Vudû', 11; Müslim, Taharet, 59; Ebû
Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 9; Tirmizî, Taharet, 6, H.no: 8; Dârimi, Vudû', 6,
H.no: 671; Nesâî, Taharet, 18-20; îbn Mâce, Taharet, 17, H.no: 318; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/141. Bu hususta Ebû Saîd el-Hudrî, Ebû Hüreyre, ve Sehl
b. Huneyf ve Selman'dan da (Radıyaiiahu anhüm) şâhid hadisler
nakledilir. Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 7-8; îbn Mâce, Taharet, 17, H.no:
320-321; Dârimi, Vudû', 6, H.no: 670; Tirmizî bunlara ek olarak Ebû Ümâme'yi de
(Radıyallahü anh) zikreder. Ve bu konudaki en sahih rivayetin Ebû Eyyûb
(Hâlid b. Zeyd) el-Ensârî'nin hadisi olduğunu belirtir. Bk. Tirmizî,
Taharet, 6, H.no: 8
TuyalgtÂdâbı _____,______181.
121/429-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):450
Hz. Peygamber
(Saiiatiahu aleyhi ve seitem) şöyle dedi:
"Ben sizin
için bir baba gibiyim, (faydalı şeyleri öğretirim). Biriniz
tuvalete gittiğinde, Kabe'ye önünü ve arkasını dönmesin!"
Rasûluîlah
(Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) bize tezek ve kemik ile istincâyı (tuvalette
temizlenmeyi), ayrıca birinin istincâda451 sağ elini
kullanmasını yasakladı.
,.452
122/430-Selman
el-Fârisî'den (Radıyallahü anhy'
Müşrikler
Rasûlullah (SaiMiaM aleyhi ve sellem) ile alay ederken onlardan
birisi şöyle
dedi:
'Arkadaşınızın
size tuvalet (adabına) varıncaya kadar her şeyi öğrettiğini
düşünüyorum.' Selman şöyle cevap verdi:
'Evet, O bize
tuvalet (ihtiyacı) sırasında kıbleye dönmemeyi
emretti"
450 Sened: g
Sahih: Müsned,
11/247, H.no: 7362. Benzer rivayet için bk. 11/250, H.no: 7403. Mâlik,
Kıble,
1-2; Buhârî, Vudû',
11; Salât, 26, 29; Müslim, Taharet, 59-60; Ebû Dâvûd, Taharet, 4, H.no:
8; Sefer, 15, H.no:
1241; Tirmizî, Taharet, 6, H.no: 8; Nesâî, Taharet, 35; İbn Mâce, Taharet,
16, H.no: 313;
Dûrimî, Vudû', 14, H.no: 680.
Ayrıca
135/443.hadise bk.
431 Istitâbe,
istİncâ manasındadır. Bk. Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 402
452 o ,......', .........'
'■fî|i£"' * <—
i-'*-
Sahih: Müsned,
Y/431, H.no: 23593; Diğer rivayet için bk. V/438, H.no: 23603; Benzer rivayet
için bk. V/437, H.no: 23595 (bu rivayette sahâbî müphem); V/437-43S, H.no:
23598-23599; V/439, H.no: 23609; Müslim, Taharet, 57; Ebû Dâvûd, Taharet, 4,
H.no: 7; Tirmizî, Taharet, 12, H.no: 16 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 36,
H.no: 41, 49; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 316; İbn Huzeyme, 1/41,
H.no: 74;
Müsned'de geçtiği halde Bennâ'nm burada yer vermediği Sehl
b. Huneyften (Radıyallahü
anh) nakledilen benzer bir rivayet de şudur:
Müsned, m/101,
H.no: 11922. Ayrıca 131/439.hadise bk.
182________Tuvalet
Âdâfr
§(Bir rivayette;
'arkamızı da dönmemeyi emretti.*) Rasûlullah (SaUaüaha aleyhi ve
seiiem) bize; istincâda sağ eli, üçten az taşı, ayrıca
tezek ve kemiği de kullanmayı yasakladı.
NOT: Yeryüzünün
mübarek bölgelerinden Kudüs'teki Mescid-i Aksa Müslümanların ilk
kıblesi ve Mekke'deki Kabe ise sonraki kıbleleridir. Bu nedenle çölde
ya da açık arazide bulunanların tuvalet ihtiyacı
sırasında Kabe'ye veya Mescid-i Aksâ'ya arkalarını ve
Önlerini dönmeleri yasaklanmıştır. Zira bu kutsal mekânlara
ibadet için dönülür.
Zaruret halinde ya
da kapalı mekânlarda, bu yönlere dönme ruhsatı verilmiştir.
Fakat tuvalet yapımında kıbleye doğru olmamasına
dikkat edilmelidir.453
* Evlerdeki (ya da
Kapalı Mekanlardaki) Tuvaletlerde Kıbleye Dönme Ruhsatı
123/431-Câbirb.
Abdullah'tan (RadıyaiiaM anh):454
Rasûlullah
(Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) bize bevl ederken avret mahallimiz (açık
olarak) kıbleye dönmemizi yasakladı. Sonra onu, vefat etmeden bir
yıl önce kıbleye dönmüş bir şekilde bevlederken gördüm.
453 San'ânî,
Sübütü's-selâm, 1/135-137
Sahih: Mü'sned,
III/360, H.no: 14808; Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 10; Tirmizî, Taharet, 7,
H.no: 9 (hasen-garib. Tirmizî, hocası Buhârî'nin bu hadisi sahih
saydığını nakleder); İbn Mâce, Taharet, 18, H.no: 325;
Dârekutnî, 1/58-59; Hâkim, 1/257, H.no: 552 (Hâkim, hadisin Müslim'in
şartına göre sahih olduğunu söyler. Zehebî de bunu
onaylamıştır); Beyhakî, 1/92. Bennâ, hadisin Bezzâr, îbn
Hıbbân ve İbn Huzeyme tarafından nakledildiğini, İbn
Huzeyme'nİn hadisi sahih saydığını söyler.
Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/274.
Tuyale^Adâbı
124/432-Abdullah b.
Ömer'den (Radıyaiiahaanhümây.455
Bir gün (kız
kardeşim) Hz. Hafsa'nın (RadıyaiiaM anhâ) odasının
damına çıktım ve (tesadüfen) Rasülullah'ı (Saiiaiiahu
aleyhi ve seium) tuvalet ihtiyacı için oturmuş gördüm; yüzü Şam
bölgesine ve sırtı da Kabe'ye dönüktü.
§ İbn Ömer'den
ikinci tarikle gelen rivayet:
Bir gün evimizin
damına çıktım ve (etrafa bakarken tesadüfen) Rasûlullah'ı
(Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) iki kerpiç üzerine tuvalet ihtiyacı için
oturmuş gördüm, yüzü de Mescid-i Aksa tarafına dönüktü.
125/433-Abdullah b.
Ömer'den (Radıyaiiahu anhü
Sahih: Müsned,
11/12, H.no: 4606; (ikinci rivayet): 11/41, H.no: 4991; Benzer rivayet için bk.
11/13, H.no: 4617; Buharı, Vudû', 12, 14, Humus, 4; Müslim, Taharet,
61-62; Ebû Dâvûd, Taharet, 5; Tirmizî, Taharet, 7, H.no: 11 (hasen-sahih);
Nesâî, Taharet, 21; îbn Mâce, Taharet. 18, H.no: 322-323; Dârimi, Vudû', 8, H.no:
673
Sened: «^ j* j^ ^ ^
^ ^^i ^ "**■ ry) (^«4 •^•^ Ui-6- jl—>■ £■&■
Hasen: Müsned,
11/99, H.no: 5747. Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VI/75, H.no: 5838; Tarsûsî,
Müsnedü Abdillah b. Ömer, 39, H.no: 64;
Hadis, Yemâme
kadısı Ebû Yahya Eyyûb b. Utbe el-Yemâmî sebebiyle
zayıftır. Zehebî bu râvî hakkında şu bilgileri verir:
Buhârî: "Kendisinden hadis alanlar Ieyyin olarak telakki ederler";
Ebû Hatim: "Yahya b. Ebî Kesîr'den yazdığı hadisler
sahihtir. Fakat o hafızasından hadis nakleder ve hata
yapardı" dediler. Bk.Kâşif, Trc. no: 521; İbn Hacer ise
zayıf olduğunu ifâde eder. Bk. Takrîb, Trc. no: 619. Eyyûb b. Utbe
el-Yemâmî'nin (v.160/777) rivayetlerinden birini Tirmizî ve İbn Mâce, on
yedisini de Ahmed b. Hanbel nakleder. Bennâ, Fellas'ın "Önceleri
sadûk idi, ancak daha sonra hafızası kötüleşti"; İbn
Adiy'in "zayıf olmakla birlikte hadisleri yazılır"
dediklerini nakleder. Yik.Bülûğu'1-emânî, 1/274-275. Tirmizî rivayetine
işaret ettikten sonra hakkında bazı ilim adamlarının
tenkidde bulunduklarını ifade eder. Bk. Sünen, Taharet, 62, H.no: 85;
Bûsirî ise İbn Mâce'nin rivayetini değerlendirirken bu râvinin
zayıf olduğunu söyler. Bk. Sünen, Ticârât, 23, H.no: 2195: Ahmed b.
Hanbel, îbn Ebî Kesîr'den rivayetlerinin muzdarip olduğunu, bunun
dışındaki rivayetlerinde âlimlerin sika
saydıklarını belirtir. Müsned'deki bir rivayetinde ise bu râvi
hakkındaki değerlendirmeleri şöyledir:
: JUi ? a^i- Vi-
Jji tjt'j fk/ •&■ JJl
İrf 3' Ij'^i»' Jjij lj-
£i-ı^ J: «Jlj ıijsIS-1 Jji- ^ ı^JCj : *JJl Xj- Jü
"Rivayetlerin hepsi
sahihtir. Bana göre en iyi
rivayet de Eyyûb'un naklidir."
BkMüsned, IV/143.
Hadisin mütâbii
vardır:
\ tiji *Jl cJ>-3 l-ii 4j^U- j (J—j kŞı- «İl J—j jJl c
TZk.Dârekutnî, 1/60
(îsâ b. Ebû îsâ el-Hannât zayıftır);
Müsned'de îbn
Ömer'den (Radıyallaha anhümâ) nakledilen benzer bir hadis de
şöyledir:
184______________________________________________________Tuvalet
Âdâbı^
Rasûlullah'ı
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) iki kerpiç
üzerine tuvalet ihtiyacı için oturmuş gördüm, yüzü de kıbleye
dönüktü.
126/434-Ebû
Katâde'den (Radıyaiumanh):4"
Rasûlullah'ı
(Saiiaîiahu aleyhi ve seiiem) kıbleye dönük olarak bevlettiğini
gördüm.
Müsned, n/99, H.no:
5741; 11/97, H.no: 5715.
Şu rivayetlere
göre yöneldiği kıblenin Beytü'l-Makdis olduğu
anlaşılmaktadır:
jj-UUl iJj"
IL£_Î ıjl£ü ^ IJjili LC-j 4^ 4İJI ,jC» Jil J j—^ ıi^V
MöMerf, ü/41, H.no:
4991 (birinci rivayet); Mâlik, Kıble, 2; Şafiî, Müsned, 183; rz,
Vudû'. 12 (ikinci rivayet), 14; Müslim, Taharet, 61; Ebû Dâvûd, Taharet, 5,
H.no: 12; Nesâî, Taharet, 22, H.no: 23; İbn Mâce, Taharet, 18, H.no: 322;
Dârimî, Vudû', 8, H.no: 673; Dârekutnî, 1/61; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr,
IV/233.
Peygamber
efendimizin bulunduğu evin ise Hafsa annemize ait olduğunu gösteren
rivayet için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, Xll/349, H.no: 13312; 457
Sened: ^ıi- ^ _^Ji $ i3Sb- ilJ '£ ı3ji- üıi s"
Hasen: Müsned,
V/300, H.no: 22459. Tirmizî, Taharet, 7, H.no: 10 (Tirmizî Câbir'den
(Radıyallahii anh) naklettiği bir önceki 9.hadisinde bu hususta Ebû
Katâde, Âişe ve Ammar b. Yâsir'den (Radıyallahü anhüm) nakillerin
bulunduğunu, Câbir'in (Radıyallahü anh) hadisinin hasen-garib ve Ebû
Katâde (Radıyallahü anh) hadisinden daha kuvvetli olduğunu ifade
eder); Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili
geniş bilgi için bk. 22/64. hadi s. Ayrıca Ebu'z-Zübeyr Muhammed b.
Müslim sika-müdellistir. An'ane yaptığı için hadisi zayıftır.
Ancak hadis şâhid ve mütâbileriyle kuvvetlenir.
Tuvalet Âdabı
______________
_____________________________185
127/435-Ömerb.
Abdülazîz'den:'
458 Sened: Ji-j 'J*
jiü ıS
Hasen: Müsned,
VI/183, H.no: 25376 (Bennâ burada senedi müphem olan rivayeti tercih
etmiştir. Hangi sebeple tercih ettiğini de tesbit etmiş
değiliz. Halbuki muttasıl senedle nakledilen rivayetler de
bulunmaktadır. Bu senedde ismi zikredilen Hâlid, Hâlid el-Hazzâ'dır.
Müphem râvinin ismi de Hâiid b. Ebi's-Salt'dır. Diğer rivayetlerin
senedlerinde bu durum açıkça görülmektedir); (İkinci rivayet):
VI/137, H.no: 24944
(Senedi:
"4i> ^> oJİJi ^î J jJıi ^* eUSJı oJii- ^ ix 'J, l€s-
£%- ^rj u&- ");
Benzer rivayetler:
Jji-j üı
üjıi ıj£&- Üı> Jıü i-ü"j i-is" xi jqjvi Uj
J^ı li^|!ı£-i il} s&Ji eJj^-ı ıi ^i jûî ^hjı; ^
iı^ Jiltj
uUiı ı^.
Jİİ.U *:ji^ ^ı iui ^i ^ıfiı jy ^L; di ıi-j 4* isi
^u ili Bk. Mömerf, Vyi84, H.no: 25388;
Müsned, VT/239,
H.no: 25905;
J__J
ıjJİîi l_jl_j^- lîjüi Jİ jl JUİ »4«-jji iilîil Ij1_s£-j O'
öyz'J^î L-U l)1 -f^-j V^ *^J' ls^-3 *W Jj—j^ j^^ Î^Jü b
Müsned, VI/227,
H.no: 25775 (Buradaki sened munkatıdır. Çünkü Ömer b. Abdülaziz
Hz.Âişe'den (Radıyallahü anhâ) hadis almamıştır.
Diğer senedlerde görüldüğü gibi aralarında Irak b. Mâlik
vardır);
4__Ul Ö__ls-j
jjpı jli ^ ^li jle- IjjTj JU ta.ltrtB ,jÎ & jJi>- ^ »üSJl
JİVİ- ıSji- iX- ^J illi- 13Ü- Ju j^j (3jS-
J—İ JUİ
Jlİ jJJi ^jÂ'^' l^y dî ^İ-j 4* «Ül Jto JJl Jj^-j Jİt Ij^Ti ÛJVe
LJü tilllS y İJf^ j
Müsned, VI/219,
H.no: 25713; /ön Mâce, Taharet, 18, H.no: 324 (Ricali sikadır); Beyhakî,
1/207.
San'ânî, hadisin
isnadının hasen olduğunu söyler ve Zehebî'nin Mîzân'mdan
(bk.II/414, Trc. no: 2435) Hâlid b. Ebî's-Salt'm biyografisinde "bu hadis
münkerdir" denildiğini nakleder. Ek.Siibülü's-selâm, 1/162. Hâlid b.
Ebî's-Salt'm rivayetlerinden birini İbn Mâce, beşini Ahmed b. Hanbel
nakleder. Bu rivayetlerin hepsi de aynı. hadistir. Zehebî sika
olduğunu söyler. Bk.Kâşif, Ter.no: 1329
(Burhânüddîn Ebu'l-VefâT Kaşifin Hâşiye'sinde, Zehebî'nin Mîzân'mda
şu sözlerini nakleder: "Ben zayıflığını
ortaya koyan birini bilmiyorum. Ayrıca Buhâri'nin et-Târîhu'l-kebîr'inde
"fîhi nazar/tartışılır" der, ancak
Dwa/û'sında böyle bir ibare yok. Abdülhak Vustâ'da "zayıf hükmü
verir) ve der ki
"Buhârî'nin
sözünü ne et-Târihu'l-kebîr'inde ne Sağir'de ne de bu iki esere
yazılan Tehzîb-de bulamadım. Ne Ufcaylî'nin ûwq/a'sında ne de
İbn Adiy'in Kâmil'İnde biyografisi bile yok. Ki her iki eser de
Buhârî'nin cerh ve ta'dildeki sözlerini naklederler. Abdülhak'm onu zayıf
zayması Zahirî İbn Hazm'a uymaktan başka bir şey
değildir {Bk.Muhallâ, 1/196). Bu konuda îbn Hacer'in Tehzîbü't-Tehzîb'ine
(bk.IÜ/84, Trc. no: 183;) ve Bâğandfnin "Müsnedü Ömer b.
Abdilaziz" isimli eserine ta'likime bakabilirsiniz. Ömer b. Abdülaziz'in
görevli olarak atadığı kimseler sikadırlar. Bu da Vâsit'a
atadığı biridir (bk.Eslem el-Vâsıtî -
186______________________________________________________Tuvalet
Âdabı
Şu kadar
süreden beri, tuvalette kıbleye dönmedim. Bana Irak b. Mâlik, Hz.
Âişe'den (RadıyaitahUatthâ) rivayet etti:
'İnsanların
bundan (tuvalet sırasında kıbleye dönme yasağından)
hoşlanmadı klan/zorlandıkları haberi Hz. Peygamber' e
(SattaifaM aleyhi ve seiiem) ulaşınca, kıbleye dönme izni
(ruhsatı) verdi.'
§ Hz. Âişe'den
(Radıyaiiahümhâ) gelen başka rivayette:
RaSÛİUİlah
(Sallaliahü aleyhi ve seliem) dedi İd:
"Böyle
yapıyorlar ha, oturağımın yönünü kıbleye
çevirebilirsiniz."^ NOT: Bu konuda bilgi için bk. 122/430 nolu hadisin
açıklaması
v.292/905-, Târihu
Vâsıt, s.128)." Bk.Hâşiyeîü'l-Kâşif, Trc. no: 1329. Buhârî,
Irak'tan rivayetlerinin miirsel, şu rivayetin ise daha sahih
olduğunu söyler:
Bk.et-Târîhu'1-kebîr,
IH/155, Trc. no: 535; Mizzî, Tehzîbü'l-Kemâl, VIII/92, Trc. no:
21; İbn Hacer,
Tehzîb, m/84, Trc. no: 183; İbn Hıbbân'ın S/jfrâf'mda da yer
aldığı belirtilmektedir. Bk.Mizzî, Tehzîbü'l-Kemâl, VUI/92,
Trc. no: 21; Zehebî, Mîzân, ü/414, Trc. no: 2435; İbn Hacer, Tehzîb,
IH/84, Trc. no: 183;
İbn Hacer Irak
b. Mâlik el-Ğifârî'nin biyografisinden İbn Ebî Hâtim'in MerâsiV'mdtr)
Ahmed b. Hanbel'in şunları söylediğini nakleder: "Irak,
Hz.Aişe'den duymadı, rivayeti mür-seldir. O Urve'den, Urve de
Âişe'den duydu. (Eserinin bir başka yerinde) Kıbleye yönelme
ruhsatı ile ilgili rivayette rivayet edilenlerin en iyisi, miirsel de olsa
Irak'ın hadisidir. Çünkü senedi hasendir" İbn Hacer, Tehzîb,
VH/156, Trc. no: 340
Bennâ, Nevevî'nin
Mecnıû'da hasen hükmünü verdiğini nakleder. Bk.Bülûğu'l-emânî,
V276. 459 Bk. San'ânî, Sübülü's-selâm, î/162
e)- SUYUN AZ
OLDUĞU YERLERDE TAŞLA TEMİZLENMEK
• Taşla tstincâ (Temizlenme) Âdabı
• İstincâda Üçten Aşağı
Taş Kullanmak Yasaklanmıştır
• İstincâda Yasaklanan Malzemeler
• Tuvalette Su İle Temizlenmenin
(İstincanın) Önemi, Avret Mahalline Sağ Elle Değmenin ve
Yıkamanın Yasaklanması
• İdrar Sıçrantısından
Kaçınmanın/Dikkatli Olmanın Önemi
• İstincâdan Sonra (Vesveseden Korunmak
İçin) Avret Mahalline Su Serpmek
İstincâ-İstismâr
e)- SUYUN ÂZ
OLDUĞU YERLERDE
TAŞLA
TEMİZLENMEK
(İSTİNCÂ-İSTİCMÂR)
İstincâ, tuvalette
yapılan temizliktir ve hükmü dört kısımda incelenir:
1-Vâcib: Cünüplük,
hayız ve nifâs durumunda necaset çıkan mahallin temizlenmesi,
ayrıca bunların başka yerlere dağılması durumunda
da yıkanması gerekir.
2-Sünnet: Necaset
çıktığı yerden dışarıya taşmazsa, o
kısım da yıkanmalıdır.
3-Müstehab: Sadece
bevlettiğinde temizlenmesidir.
4-Bid'at:
yellenmeden dolayı temizlik yapmaktır.460
Temizlik su ile
yapılır, ancak su bulunmazsa taşla da temizlik caizdir. Ancak
burada üç taşla sınırlama getirilmesi İslâm'ın
temizlik yanında çevre temizliğine verdiği önemi göstermektedir.
Aynca kemik ve tezekle temizlik yapılmaz; tezek necis olduğu ve kemik
de cinlerin azığı olduğu için yasaktır. Yiyecekle de
istincâ yapılamaz, zira bu israftır.461
* Taşla
İstincâ (Temizlenme) Âdabı
128/436-Ebû
Hüreyre'den (RadıyaUahü
460 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/27; Mevsılî,
İhtiyar, 1/36; İbn Kudâme, Muğnî, 1/141
461 Şîrâzî, age., 1/28; Merğınânî,
Hidâye, 1/37-38; İbn Kudâme, age., 1/148; San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/137,
140-141
- Sened: ^li
^ı^J ^ cı\k"j JQ\ jX* ^ [/■ Jiî üs" J^s\ J- j) 'j.
'^JJ! 'J, tp_* isli. jıî '^'J, ■&%.
Hasen: Mümed,
11/371, H.no: 8824. Hadisin senedindeki Husayn (b. Abdullah el-Hmıyerî
el-Hubrânî) hakkında Zehebî, bir eserinde herhangi bir hüküm vermemiş
(Bk.Kâşif, Trc. no: 1136); diğer bir eserinde ise
"tanınmıyor" demiştir. Bk.Mîzân, Trc. no: 2105;
İbn Hıbbân sika râviler arasında zikreder. Bk.Sikât, VI/211; Ebû
Sa'd (Saîd) el-Hayr el-Hubrânî el-Hımyerî el-Hımsi hakkında ise
Ebû Hatim "mechûl" olduğunu söyler. Bk.el-Cerhu ve't-ta'dîl,
K/378. Alımed b. Hanbel rivayetinde (senedde de görüldüğü gibi) bu
zatın Hz. Ömer'in arkadaşlarından biri olduğunu belirtir.
Dârimî'nin tahkik ve tahricini yapan Abdullah Hâşİm Yemânî, bu
tç-tincâjstismâr______________
189
Hz. Peygamber
(Saiiaitaha aleyhi ve seitem) dedi ki:
"Gözüne sürme
çeken tek sayıda çeksin. Kim buna dikkat ederse qüze! olur, yapmayana bir
zorluk yoktur.
İstincâda
taş kullanacak kişi, tek sayıda kullansın. Kim buna dikkat
ederse güzel olur, yapmayana bir zorluk yoktur.
Bir şey yiyen,
eğer diş kovuğundan bir şey çıkarsa onu atsın,
(ancak) diliyle bulduğu şeyi yutabilir. Kim buna dikkat ederse güze!
olur, yapmayana bir zorluk yoktur.
Tuvalet
ihtiyacı için ayrılan kendisini gizlesin. Sadece kumdan bir tepe bile
bulsa, ona sırtını dönerek (gizlensin). Şeytan, Âdem
oğlunun a-çıktaki makatiarıyla alay eder, (ettirir). Kim bu
konuda titiz davranırsa, güzel/karakterli hareket etmiş olur. Kim de
titiz davranmazsa, (sadece ayrılır giderse,) ona da zorluk
yoktur."
129/437-Ebû Hüreyre'den
(RadıyaUahü
râvinin isminin
Ziyâd, Âmir veya Ömer b. Sa'd olabileceğini belirtir. El-Hayr olarak
bilinen kişinin sahabî olduğunu, el-Hubrânî olarak bilinenin ise
tabiînden olduğunu ve İbn Hibbân'm sika râviler arasında
zikrettiğini, dolayısıyla bu iki ayrı şahsiyetin
karıştırıl maması gerektiğini belirtir.
{Bk.Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668); Bennâ da Ebû Saîd el-Hayr'ın sahâbî; Ebû
Sa'd el-Hayr'ın ise tabiînden bir râvî olduğunu belirtir. Bk.Biilûğu'l-emânî,
T/262. Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; İbn Mâce, Taharet, 23? H.no:
337-338; Bennâ bu rivayeti dört ayn konuda ele alır:
a-Hadisin ilk
bölümü "Edeb, mev'ıze, hikmetler ve özlü sözler"
kısmının 56/8626. hadisinde zikredilecektir:
Hadisin bu
kısmı Müsned'de Ebû Hüreyre'den (RadıyaUahü anh) farklı
senedlerle rivayet edildiği gibi Ukbe b. Âmir'den (RadıyaUahü anh)
de nakledimİştİr:
Bk. İbn Mâce,
Tıb, 26, H.no: 3498;
b-İkinci
kısmı burada zikrettiği bölümüdür:
Müsned, H/360,
H.no: 8710; 11/463, H.no: 9931; n/387, H.no: 9006; 11/315, H.no: 8150 (Hemmâm,
Sahîfe, H.no: 50); n/245, H.no: 7340; 11/482, H.no: 10201; U/236, H.no: 7220;
H/308, H.no: 8063; 11/278, H.no: 7732; n/254, H.no: 7445; n/277, H.no: 7716;
Mâlik, Taharet, 33-34; Buhârî, Vudû', 25; Müslim, Taharet, 20-23; Nesâî,
Taharet, 72, H.no: 88; İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 409; Dârimi, Vudû',
32, H.no: 709;
Câbir b.
Abdullah'tan (RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Müslim, Taharet, 24;
Seleme b, Kays'tan
(RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 72, H.no: 89;
İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 406;
c-Üçüncü bölümü
üeriki konularda zikredilecektir. Aynca bk. Dârimi, Et'ıme, 42, H.no: 2093
d-Son bölümünü ise
106/414.hadiste zikretti.
"İsticmâr"
ile ilgili rivayetler için bk.129-130/437-438 463 Sened: ^jiı , ^ ^ &
190 Îstincâ-İstismâr
HZ. Peygamber
(Sallaliahü aleyhi ve sellem) Ğ&Ğ\ ki:
"Kim abdest
alırsa sümkürsün (burnunu iyice temizlesin), istincâda ise taşı
tek sayıda kullansın! "
130/438-Câbir b.
Abdullah'tan (RadıyaiiaM anh):46*
RaSUİUİlah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim istincâda
taş kullanırsa tek sayıda kullansın!"
* istincâda Üçten
Aşağı Taş Kullanmak Yasaklanmıştır
Sahih: Müsned,
11/236, H.no: 7220; Benzer rivayet için bk. 11/401, H.no: 9182; n/518, H.no:
10666; E/242, H.no: 7298; Mâlik, Taharet, 13; Buhârî, Vudû', 25-26; Müslim,
Taharet, 20-22; Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; Nesâi, Taharet, 72, H.no: 88;
İbn Mâce, Taharet, 23, H.no: 337-338; Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668; Seleme
b. Kays'tan (Radıyallahu anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 72,
H.no: 89; Hadisin ikinci bölümü için bk.106/414 ve 128/437. hadi s. Sened:
aijuIî- ^ 'j^ '^L. 'S Jjj\ J j^l ^'J J £
£ i i
Sahih: Müsned,
m/294, H.no: 14060. Müslim, Taharet, 20-22; Ayrıca 128-129/436-437 ve
132/440.hadise bk. Hadisin Ahmed b. Hanbel'in Müsned'İnde Ukbe b. Âmir'den
(Radıyallahu anh) şahidi de nakledilir. Bu rivayet için bk. ÎV/156,
H.no: 17358-17359:
J—-= 4)1 dj->j
Jli '-Ojit y& ,j. «^ £*-" *•* ys*
Heysemî, senedindeki
İbn Lehîâ sebebiyle bu rivayetin "hasen" olduğunu
belirtir. Bk. Mecma', V/97.
1Q1
ktincâ-İstismar_____________________________________--------------------1±±-
,.4fi5
131/439-Selman
el-Fârisi'den (Radıyallahuanh):' Müşrikler kendisine (Rasûlullah'la
alay etmek için) dediler ki: "Arkadaşınızın size
tuvalet (adabına) varıncaya kadar her şeyi öğrettiğini
düşünüyorum.' Selman şöyle cevap verdi:
'Evet, Rasûlullah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) bize; istincâda sağ eli kullanmayı, (bu
durumda) kıbleye dönmeyi, ayrıca tezek ve kemiği de
kullanmayı yasakladı ve buyurdu ki:
"Biriniz
istincâda üçten az taş
kullanmasın!" '
§(Râvi) Abdurrahman
b. Yezid'den diğer rivayet:
"Müşriklerden
birisi, Hz. Peygamber'in sahabesinden birisine dedi ki:
'Bu kişi size
(galiba) her şeyi öğretti...' (ve hadisin kalanım
zikretti)."
132/440-Câbir b.
Abdullah'tan (Radıyallahu anhy,Am
Rasûlullah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim istincâda
taş kullanmak isterse üç tane ile temizlensin!"
Sened: o^jî J ,^ ^
J Sahih: Müsned, V/437, H.no: 23593; Diğer rivayet için bk. V/438, H.no:
23603; Benzer rivayet için bk. V/437, H.no: 23595 (bu rivayette sahâbî
müphem); V/437-438, H.no: 23598-23599; V/439, H.no: 23609; Müslim, Taharet, 57;
Ebû Dâvûd, Taharet, 4, H.no: 7; Tirmizî, Taharet, 12, H.no: 16 (hasen-sahih);
Nesâî, Taharet, 36, H.no: 41, 49; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 316;
İbn Huzeyme, 1/41, H.no: 74;
Müsned'de geçtiği
halde Bennâ'nın burada yer vermediği Sehl b.
Huneyften (Radıyallahu anh) nakledilen benzer bîr rivayet de
şudur:
ijJ-kj iÜ
J^iİU: ı'iij s ıi]ı ^ ijiUj Ü : iiib *S™^tj ^£jı
Jİİ* ''A' ^jî j^-j 4i 4!ı Ju 4Ji Jjl-j 01 Jî ^ İS^.
SjSû; Üj »İ*j
\y*£Jİ Uj (üij^JÜJ Üj *O)1
"Hz.Peygamber
(Sallallahü aleyhi ve se/tem) Sehl b. Huneyf I (Radıyallahu anh) Mekke
halkına elçi olarak görevlendirdiğinde kendisine şöyie buyurdu:
Sen Mekkelİler İçin gönderdiğim elçimsin. Oniara şöyle de:
Rasûlullah beni size gönderdi, selâm söyledi. Sizlere Uç şeyi emrediyor:
Allah hâricinde kimseye yemin etmeyin, abdest bozarken ön ve
ardınızı kıbleye döndürmeyin, kemik veya tezekle istincâ
yapmayın/temizlenmeyin." Bk. Müsned, III/487, H.no: 15926 (Senedinde
Abdülkerim b. Ebi'l-Mehârik var); Dârimi, Vudû', 12, H.no: 678. Ayrıca
122/430 ve 138/446. hadislere bk.
Sened: oÇîl- ^\ j*
jCiıiı ^ [jJJ 'j_ ^s £ü- ^_ 'J> ^i- \ZjS~
Sahih: Müsned,
III/400, H.no: 15233. İbn Ebî Şeybe, Musannef, î/143, H.no: 1644;
İbn Huzeyme, 1/42, H.no: 76; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/103; Heysemî,
senedindeki râvİlerin sıka olduklarını belirtir. Bk.
Mecma', 1/211. Ayrıca 130/438.hadise bk.
İstincâ-İstismâr
133/441-Huzeyme
b" Sâbİt el-Ensârî'den (Radıyaıiahü anhy.™ dedi ki ygamber (Sallalîahü ofcWW ve setiem)
istincâ468 konusunu anlattı ve
"İçinde
tezek bulunmayan üç taş yeterlidir."
h*** m!îafm benzeri
Huzeyme »>. Sâbit el-Ensârî'den fa^B^ «ij başka senedle de nvâyet
edildi.
134/442'Hz.
Âişe annemizden (Radıyaiiahu anhây.469 Rasûlullah (Sattaiiakn aleyhi
ve seiiem) dedi ki:
"Biriniz
tuvalet ihtiyacı için gittiğinde
üç taş kullanarak istincâ etsin, bu kendisine yeterlidir."
Sahih:
Sahih: MiK/uatf,
V/213, H.no: 21753; İkinci rivayet; V/213, H.no: 21758; V/215, H.no: 21776
(Bu rivayet Urve'den mürsel olarak nakledilmiştir. Çünkü Urve,
Hz.Peygamber'den hadis işitmedi); Benzer rivayet için bk. V/214, H.no:
21769; Ibn Ebî Şeybe, Musannef, 1/142-143, H.no: 1638, 1652; Ebû Dâvûd,
Taharet, 21, H.no: 41; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 315; Dârimi, Vudû',
11, H.no: 677; Tahâvî, Şerhu meâni'I-âsâr, 1/121; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/86, H.no: 3723-3727; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/103;
Bennâ'nm
verdiği munkatı sayılan senedi tercih etmedik. Bunun sebebi ise
şudur: Amr b. Huzeyme, Huzeyme'den hadis işitmedi diyenlere göre
hadis munkatıdır. Ancak hadis, Müsned'de muttasıl olarak da
nakledilir. Amr b. Huzeyme, babası Umara b. Huzeyme'den, o da babası
Huzeyme b. Sâbit'ten (Radıyallahü anh) nakleder. Yâni birinci rivayette
(21753.hadiste) isnad munkatı, aynı sayfadaki ikinci rivayette
(21758.hadiste) isnad muttasıldır. Bİz de bu rivayetin senedini
verdik.
Metindeki istitâbe,
istincâ manasındadır.
Sencd: *ü£ L^* Ju
^.)\ J ı'J^ 'ji fy J. çJJ. '^ aJ'j^- rjU. ^1 "J\ i3jt- ^'^. iSİ^
Sahih: Müsned, VI/108, H.no: 24652; Benzer rivayet İçin bk. VI/133, H.no:
24893; Ebû Dâvûd, Taharet, 21, H.no: 40; Nesâî, Taharet, 39, H.no: 44; Dârimi,
Vudû', 11, H.no: 676; Ebû Y-ı'lâ, VII/340, H.no: 4376; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/207; İbn Ebî Hâzim'in ismi, Abdülaziz; Ebû Hâzim'in
ismi ise Seleme b. Dinar'dır. Dârekutnî isnadının sahih
olduğunu söylr- Stz.Sünen. T/54
İstincâ-Istisnw
135/443-Ebû
Hüreyre'den (Radtyaiiahüanh):410
RaSÛlullah
(Sallaltahü aleyhi ve sellemjdedİ ki:
"Ben sizin
için bir baba gibiyim (faydalı şeyleri Öğretirim). Biriniz tuvalete
gittiğinde kıbleye önünü ve arkasını dönmesin, sağ
eliyle de istincâ yapmasın!"
Ayrıca
Rasûlullah (taş ile istincâ yapılacaksa) üç taş kullanmayı
emreder, tezek ve kemik ile (istincâyı da) nehyederdi.
* İstincâda
Yasaklanan Malzemeler
Sened; ^iCa ^ı
J ^ J j
Sahih: Müsned,
11/250, H.no: 7403; Benzer rivayet için bk. n/247, H.no: 7362. Mâlik,
Kıble, 1-2; Buhâri, Vudû', 11; Salât, 26, 29; Müslim, Taharet, 59-60; Ebû
Dâvûd, Taharet, 4, H.no: 8; Sefer, 15, H.no: 1241; Tirmizî, Taharet, 6, H.no:
8; Nesâî, Taharet, 35; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 313; Dârimî, Vudû', 14,
H.no: 680. Ayrıca 121/429.hadisebk.
İstincâ-İstismâr
136/444-Abdullah b.
Mes'ûd'dan (Radıyaiiahaanh):47' Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem)
tuvalet ihtiyacı için çıktığında: "Bana üç
taş getir!" dedi. Ona İki taş ve bir tezek
getirdiğimde, taşlan aldı, ama tezeği attı ve dedi ki:
"Bu necistîr
(kullanılmaz)."
ŞAbdullah b.
Mes'ûd'dan ikinci tarikle gelen rivayet:
Rasûlullah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Bana istincâ yapabileceğim bir şey getir, ancak kemik ve tezek
yaklaştırma."
Sonra Rasûlullah'a
su götürdüm ve abdest aldı. Kalkıp namaza durdu, sonra eğildi ve
rukûda ellerini birleştirdi, dizlerinin arasına koydu.
AÇIKLAMA
Taîbîk, rukûda iki
elin içini birbirine bitiştirip, dizlerinin arasına koymaktır.
Ancak Abdullah b. Mes'ûd'un bu rivayeti Sa'd b. Ebî Vakkas'a
ulaşınca; "Kardeşim
471
Sened: iri ^'j* '■J^-\J'c
Sahih: Müsned,
T/388, H.no: 3685; İkinci rivayet: 1/426, H.no: 4053; Benzer rivayet için
bk. 1/418, H.no: 3966-3967; 1/450, H.no: 4299; 1/427, H.no: 4056;
Müsned'in, 1/388,
H.no: 3685.rivayeti inkıta sebebiyle
zayıftır. Sebebi ise Ebû
Ubeyde'nin babası îbn Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) hadis
işitmemiş olmasıdır. Fakat diğer rivayetlerde bu
kopukluk ortadan kaldırılmıştır. İ2 i
LJ-
^j
j |j J
j! _« i5j^ ^*j û-ü- îjij ^ 0llX- Cİİ-
Aynca Buhârî'nin
Sahİh'indeki rivayette de "Ebû Ubeyde değil, Abdurrahman b.
el-Esved babası Esved b. Yezid'den, o da İbn Mes'ûd'dan
nakleder" şeklindedir. Bk.Buhârt, Vudû', 21; İbn Hacer de bu
hususa dikkat çeker. Bk.Fethu'l-Bârî, î/341; Nesâî ve İbn Mâce de
Buhârî'ninki gibi bir düzeltmede bulunurlar. Nesâî, Taharet, 53, H.no: 67; îbn
Mâce, Taharet, 16, H.no: 314; Bk. Tirmizt, Taharet, 38, H.no: 42 (Tirmizî,
İbn Mes'ûd'dan nakledilen rivayetleri verir, -hattâ bu rivayetler
arasında Buhârî'nin isnadı da zikredilmektedir- bu rivayetler
arasında Kays destekli İsrail'in senedinin kendi kanaatine göre en
kuvvetlisi olduğunu İfade eder); Ahmed Muhammed Şâkir İse
Tinnizî'nin isnadının değil, Buhârî'nin isnadının
tercih edilebileceğini belirtir.
Senedde yer alan
İsrâîl, İbn Yûnus b. Ebû İshâk'tır. Dedesinden rivayetleri
bir hayli fazladır.. Ebû İshâk, Amr b. Abdullah es-Sebîî
el-Hemdânî'dir.
Hadiste zikredilen
"riks" kelimesi "rics" anlamındadır. İbn
Mâce ve îbn Huzeyme'nin rivayetleri de "rics" lafzıyla
nakledilmiştir. Bk. Fethu'l-Bârî, 1/342; Cim ve kâf harfinin lehçe
farkından dolayı ("cullü" "küllü" yerine
kullanılması gibi) birbirinin yerinde kullanılabildiği
görülmektedir. Bu kelimeler de bunlardan biridir. Nesâî de "Riks"
kelimesini cin yiyeceği olarak tanımlar.
Bu hadisin bir
başka rivayeti namazda rükû7 konusunda 621-622/1491-1492. hadislerde
zikredilecektir.
Ktincâ-İstismâr
______195_
doğru
söylemiş, biz önceden böyle yapardık, sonra sununla emrolunduk"
dedi ve diz kapaklarını kavrayıp avuçlamaya işaret
etti."472
Tatbik
uygulamasının mensûh olduğu, birkaç sahabeye
ulaşmamış olacak ki onlar bunu uygulamışlar, ancak
sahabenin çoğunluğu rukûda tatbikin mensûh olduğunu, onun
yerine elleri dizlere koymanın gerektiğini söylemişlerdir.
Tatbik, Yahudilerin
âdetiydi ve Rasûlullah ilk dönemlerde Ehl-i kitabın yaptıklarını
yapardı. Daha sonra onlara muhalefetle emrolununca, tatbiki yasakladı
ve elleri dizlere koymayı emretti.473
137/445-AbduIlah b.
Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh):414
Rasûlullah
(Saliaiiaha aleyhi ve settem) cinlere (tebliğ ettiği) gece, Abdullah
b. Mes'ûd'un yanına gelmişti, elinde kurumuş bir kemikle
birlikte tezek ve kömür vardı. Buyurdu ki:
"Bundan sonra,
tuvalete gittiğinde şunlarla istincâ (temizlik) yapma!"
138/446-Câbir b.
Abdullah'tan (Radıyallahü anh):"
■-■:
Ebû Dâvûd, Salât,
150; Nesâî, İftitah, 90.
473 İbn Hacer,
Fethu'l-Bârî, ü/274; Azîmâbâdî,
Avnü'l-Ma'bûd, Ü/315; Mubârekfûrî, Tuhveîü'l-ahvezî, H/115
Sened: ^j üî *J*
'J> J-*- ı^-î «w '■& ^'^ Ju îîi^j ^ ^ı*j *uı
'■&■ ı3^- 1j& ı3j& Sahih: Müsned, 1/457,
H.no: 4375; Benzer rivayetler için bk. 1/458-459, H.no: 4381; Müslim, Salât,
150; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 39; Tirmizî, Taharet, 14, H.no: 18; Tefsir,
46/3, H.no: 3258.
Bu rivayet
İçin 139/447.hadise de Bk. Ayrıca, cin gecesinde İbn Mes'ûd'un
bulunup bulunmadığı ile ilgili değerlendirmeler için
bk.6/314.hadis.
Sened: jijJi y £^-
üLfi ^Jı ıSü- 'js~ £ji-
Sahih: Müsned,
m/336, H.no: 14548; Benzer rivayet için bk. 111/343, H.no: 14634; III/384,
H.no: 15061; Bu iki rivayetin lafzı şöyiedir:
ş
Müslim, Taharet,
59; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 38 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den
naklettiği hadislerden biridir); Hadisin senedinde İbn Lehîa
bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.
196
İstincâ-İstismâr
'Rasûlullah
(Saiiaüahu aleyhi ve seiiem) istincâda tezek veya kemikle yapmayı
yasakladı.'
139/447-Alkame'den:476
Ben Abdullah b.
Mes'ûd'a (Radıyaiiahu anh):
'Rasûlullah'ın
(SaikdUıim aleyhi ve seiiem) cinlere tebliğ ettiği gece, sizden
biri Onunla beraber miydi, yanında mıydı?' diye sorunca
şöyle dedi:
'O vakitte bizden
kimse Rasûlullah'ın yanında değildi. Hattâ onun
kaybolduğunu zannettik ve dedik ki: 'Rasûlullah suikaste uğradı
ya da kaçırıldı da bir şey yapamadı.' Bu endişe
ile geceyi geçirdik. Gün ağarırken (ya
Bu hususta Sehl b.
Huneyf ten (Radıyallahü anhj nakledilen rivayet içiçn bk.131/439. hadisin
tahrici. 476 Sened:
Sahih: Mûsneâ,
1/436, H.no: 4149. Müslim, Salât, 150; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 39;
Tirmizî, Taharet, 14, H.no: 18; Tefsîr, 46/3, H.no: 3258. Bennâ, hadisi
Dârekutnî, Nesâî ve Hâkim'e nisbet eder. Buhârî'nİn de Ebû Hüreyre'den
rivayeti olduğunu belirtir. Bk.Biilûğu'l-e?nânî, 1/281. Ayrıca
137/445.hadise de bk.
Cin gecesinde
İbn Mes'ûd'un bulunup bulunmadığı ile ilgili
değerlendirmeler için bk. 6/314. hadis.
1 Q7
İstincâ-lstismar_____________________________________________________
da seher vaktinde)
biz bu haldeyken Hıra tarafından Rasûlullah (Saiiaûahü aley-
'Ey Allah'ın
Rasûlü!' dedik, kendisi hakkında endişe duyduğumuzu (gece
yaşadıklarımızı) anlattık.'
"Bana cinlerin
bir davetçisi geldi ve ben (onunla) diğerlerinin yanına gittim,
kendilerine Kur'ân okudum" dedi ve bizi oraya götürdü, onların ve
ateşlerinin yerde bıraktığı izleri gösterdi.'
§Şa'bî dedi
ki:
O gece cinler
Rasûlullah'tan, kendilerine (helâl olan) azık istediler, onlar Arap
yarımadasının cinlerindendi. Peygamberimiz (Salialiaha aleyhi ve
seiiem) buyurdu ki:
"Allah'ın
ismi zikredilerek (kesilen her hayvanın) size ulaşan etli kemiği
sizin azığınızdır. Hayvanlarınızın
yeminden oluşan tezeği/gübreyi istincâda kullanmayın. (Zira) bu
iki madde cinlerden (Müslüman) kardeşlerinizin
azığıdır."
* Tuvalette Su
İle Temizlenmenin (îstincanın) Önemi, Avret Mahalline Sağ Elle
Değmenin ve Yıkamanın Yasaklanması
Allah Teâlâ
buyurdu:
\.Orada öyle
kişiler var ki temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri sever.'
(Tevbe sûresi 9/108)
140/448-Ebû
Katâde'den (Radıyallahü anh):
Sened; *J
'&■ Sıâ J\
Sahih:
Miİsned, V/295, H.no: 22421; Benzer rivayet için bk. V/296, H.no: 22433;
V/300, H.no: 22464; V/309-310, H.no: 22537; V/309, H.no: 22533; V/310, H.no:
22546; V/311, H.no: 22554; IV7383, H.no: 19313; Buhâri, Vudû', 18-19;
Eşribe, 25; Müslim, Taharet, 58, 63-65; Ebû Dâvûd, Taharet, 18, H.no: 31;
Nesâî, Taharet, 23, H.no: 24-25; 42, H.no: 47-48; TirmizU Taharet, 11, H.no:
15; İbn Mâce, Taharet, 15, H.no: 31; Dârimî, Vudû', 13, H.no: 679;
Eşribe, 21, H.no: 2128.
Sağ elle
taharetin yasaklanışı ile ilgili Selman'dan (Radıyallahü
anh) nakledilen için bk. 122/430, 131/439 ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü
anh) nakledilen 121/429,135/443. hadislere bk.
198______________________________^__
İstincâ-İstismâr
Hz. Peygamber
(Satlrilldhü aleyhi ve sellem); su içerken kaba nefes vermeyi, avret mahalline
sağ elle değmeyi ve sağ elle istincâyı yasakladı.
141/449-Hz.
Âişe annemizden
Sened:
Sahih: Müsned,
VI/265, H.no: 26163; Benzer rivayet için bk. VI/265, H.no: 26161 (Maklûb
metinle:
İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/140, H.no: 1615; V/224, H.no: 25469; Ebû Dâvûd, Taharet,
18, H.no: 33-34; Bennâ hadisin İsnadının "ceyyid"
olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/282.
Müsned'de benzer
lafızla rivayet edilen hadisler:
M«me</,
Vİ/170, H.no: 25249;
illi iS'j- UJ
tiC-i- Ljli"j 4j"UIa} oliki ICj 4^ *-W ^s*-3 -M Jj—J '■J'.'^i
^^ Ci—ÎL- ÜJİ
Müsned, VI/165,
H.no: 25197 (Senedinde müphem bir râvî vardır.). Ahmed b. Hanbei'in
Müsned'inde Hafsa annemizden (Radıyaüahü anhâ) bu hususta benzer bir hadis
nakledilir:
"Rasûlullah
(Saliallahü aleyhi ve sellem) yatacağı zaman sağ elini sağ
yanağının altına koyardı. O sağını,
yemesinde, temizliğinde, namazında ve elbise (giyiminde); solunu ise
bunun dışındaki işlerinde kullanırdı. Pazartesi
ve perşembe günü oruç tutardı."
"Rasûlullah
(Saliallahü aleyhi ve sellem) yatacağı zaman sağ elini sağ
yanağının altına koyar ve üç kere şu duayı
okurdu: "AHâhümme kînî azâbeke yevme teb'asü ibâdek" (Allah'ım!
Kullarını dirilteceğin gün beni azâbmdan koru!) O sağ
elini, yemesinde, İçmesinde; sol elini İse diğer
ihtiyaçları için kullanırdı." Bk. Müsned, VI/287-288; Ebû
Davud'un Sünen'inde ise sadece konu i!e ilgili kısmı benzer
lafızla nakledilir. Bk.Ebû Dâvûd, Taharet, 18, H.no: 32; Abd b. Humeyd,
Müsned, s.446, H.no: 1545; Hâkim, IV/122, H.no: 7091 (Hâkim,
isnadının sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise Telhîs'inde
senendinde mechûl bir râvinin varlığına işaret
etmiştir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/112, H.no: 546; Ebû Ya'lâ, T/191,
H.no: 222; XII/470, H.no: 7042; XII/484, H.no: 7060; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIII/203, H.no: 346-347.
Sağ elle
İstincânm yasaklanışı ile ÜgİH rivayetler için bk.
140/448.hadis ve İbn Mâce, Taharet, 15, H.no: 362 (Ebû Hüreyre'den
nakledilmiştir).
İstincâ-İstismâr______________________ 199
Rasûlullah
(Saliallahü aleyhi ve sellem) sol elini tuvalette ya da herhangi bir
pisliği gidermede, sağ elini ise abdest alma ve yemek yemede
kullanırdı.
142/450-İmrân
b. Husayn'dan ( Rasûlullah' a (Saliallahü aleyhi ve sellem) sağ elimle
biat ettikten sonra onunla tenasül uzvuma hiç değmedim.
143/451-Enes b.
Mâîik'ten ( Rasûlullah (Sailaiiaha aleyhi ve sellem) tuvalete gideceğinde
ben ve benim gibi bir çocuk, kendisine su dolu kap ile sütre481 götürürdük.
(Dikkat edin!) O, su ile istincâ yapardı.
144/452-Enes b.
Mâîik'ten (y Rasûlullah (SaiiaiiaM aleyhi ve sellem) tuvalet ihtiyacı için
çıktığında ben hemen su götürürdüm ve onunla istincâ
yapar/temizlenirdi.
Sened: r/dı j
|
Sahih: Müsned,
IV/439, H.no: 19828; Hâkim, HI/536-537, H.no: 5995 (Hâkim, hadisin Buhârî ve
Müslim'in şartlarına/ricaline göre sahih olduğunu belirtir.
Zehebî ise bu görüşe muvafakat eder); Bennâ bu eserin isnadının
"ceyyid" olduğunu ifade eder. Bk.Büîûğu'1-emânî, 1/282.
Sened: JJL* ^î ^-Sî '^- '<a iîj*? ^J # sûai ^*
vi ii'ji- jiÜ '^ Jü^l ınii-
Sahih: Müsned,
IH/171, H.no: 12690; Benzer rivayet için bk. m/203; H.no: 13043; 111/284, H.no:
13959; m/259, H.no.: 13652; Buhârî, Vudû', 15-17; Salât, 93; Müslim, Taharet,
69-71; Ebû Dâvûd, Taharet, 23, H.no: 43; Nesâî, Taharet, 41, H.no: 45; İbn
Mâce, Taharet, 28, H.no: 365; Dârimî, Vudû', 15, H.no: 681-682.
Lafız
manası "küçük baston/sopa' dır ki Rasûlullah namaz kılarken
önünden geçmeye engel olsun diye, ön tarafa sütre olarak koyardı, bu
nedenle sütre şeklinde terceme edildi.
Sened: ~<-^>
j\ J? ^—^ ^ ^uüı 'j, '^'/j _*_- '^'j\ y j^C-j ıL'Âi.
Sahih: Müsned,
m/112, H.no: 12039; Buhârî, Vudû', 56; Müslim, Taharet, 71; Ebû Dâvûd, Taharet,
23, H.no: 43; Dârimî, Vudû', 15, H.no: 681-682,
200
İstin câ-İstismâr
145/453-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaliahüanh):4*3
Rasûlullah (Saiiaiiahü
aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde kendisine su dolu bir kap
götürdüm, onunla istincâ yaptı/temizlendi.
(Dışarda
İse) elini toprağa buladı, sonra ellerini yıkadı.
Kendisine ayrı
bir su kabı484 daha götürdüm ve onunla abdest aldı.485
Hasen: Müsned,
11/311, H.no: 8090; Benzer rivayet için bk. D/454, H.no: 9823; Ebû Dâvûd,
Taharet, 24, H.no: 45; Nesât, Taharet, 43, H.no: 50; İbn Mâce, Taharet,
29, 61, H.no: 358, 473; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 684; Cerir b. Abdullah
el-Becelî'den (Radıyallahü anh) şahidi:
oj^ jıij
s.CAı ^L.ü sCJl î^ni ijj^L ^ ^j* •*' Ju p «>-i»Ji u^a «û^1 ^ f^-j
4& «-W J^* *-& li '^jk Jıi
Bk. Nesât, Taharet,
43, H.no: 51 (Nesâî, Şerik'in rivayetine göre doğruya en yakın
cilanın bu rivayet olduğunu söyler); İbn Mâce, Taharet, 29,
H.no: 359; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 685.
Bennâ bu hadis
hakkında şunları söyler: "Bazıları bu hadis için
tenkidde bulundular. Halbuki Ebû Dâvûd ve Münzİrî sükût etmiştir ki
onların sükûtu hadisin salâhiyetine işarettir; yani ihtîcâca
uygundur." Bk. Bülûğu'l-emânî, 1/283.
Şerîk b.
Abdullah b. Ebû Şerîk en-Nehaî (v. 177/793) hakkında Zehebî
şöyle bir değerlendirmede bulunur: "İbn Maîn sika
saymış, diğerleri ise hafızasının iyi
olmadığını belirtmişlerdir. Nesâî, bir beis
olmadığını ifâde eder. 82 yaşında vefat etti."
Zehebî "Müslim, mütâbaat hadisi olarak Sahih'inde kendisine yer
verir" der, (Bk.Kâşif, Trc. no: 2276) ancak bu kısmen
doğrudur. Çünkü Buhârî bir (mütâbî olarak), Müslim yedi, Tirmizî 64, Nesâî
38, Ebû Dâvûd 58, İbn Mâce 76, Ahmed b. Hanbel 435 ve Dârimî 57 rivayetini
nakleder. Müslim'in rivayetlerinden mütâbî olarak nakledilenler için bk.
Sahih, Salât, 166; Radâ', 48; Buyu', 121; Selâm, 126; Mütâbaat
açısından nakledilmeyen!er de vardır. Bk. Sahîh, Hac, 451;
Şi'r, 2; Birr, 3; İbn Hibbân sika râviler arasında addeder.
Bk.Sikât, VI/444. îbn Hacer ise hakkında şu bilgileri verir:
"Önce Vâsıt, sonra Küfe kadılığı yaptı.
Sadûktur, çok hata yapar. Hafızası Küfe
kadılığına getirildikten sonra değişti. Adaletli,
fazilet sahibi ve ibâdete düşkün, bid'atçilere karşı sert
tavır aîan bir zâttı. Bk.Takrîb, Trc. no: 2787.
İbrahim b.
Cerir b. Abdullah el-Becelî ise "sadük" sayılır. Bk.îbn
Hacer, Takrib, Trc. no: 158; İbn Hibbân sıka râviler arasında
addeder. Bk.Sikât, IV/6. İbn Adiy, hadislerinin müstakîm olduğunu
belirtir. Bk.Kâmil, 1/258. Nesâî iki, Ahmed b. Hanbel ve İbn Mâce üçer,
Ebû Dâvûd ve Dârimî birer rivayetini nakleder.
Hadis Şerîk ve
İbrahim b. Cerir sebebiyle hasendir.
Aynca bir sonraki
146/454. ve 334/642.hadise bk.
Hadis metninde
geçen Tevr (jJi) ve Rakve («/"Jı): o dönemde yaygın su
kablandır ki içmek veya abdest almak için kullanılır. Bk.Râzî,
Muhtâru's-Sıhâh, 80, 256. Metinde şöyle bir ziyâde de vardır:
İstincâ-İstismâr
201
146/454-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh):4S6
Rasûlullah
(Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde su dolu bir kap istedi.
Onunla istincâ yaptı/temizlendi.
(Dışarıda
ise) elini toprağa buladı, sonra abdest aldı.
147/455-Muhammed b.
Abdullah b. Selâm (Radtyaüahû anh):4S1 Rasûlullah (Saiiaüahü aleyhi ve sellem)
yanımıza, yani Küba'ya geldiğinde şöyle dedi:
Bu ziyâdenin trc:
Babam Esved'in bu hadiste iki farklı şey ifade ettiğini söyledi;
Bu da; "Rasûlullah (Sallahü aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde
kendisine tevr (kırba) ya da rakve (bakır kap) ile su
götürdüm..." diyerek söz konusu hadisi zikretti.
' Seııed
: ^jj ,J< j* ^ J, '^ı'}\ '^-1^ 'C^1 Ju }r&*- £-^
Hasen: Müsned,
11/454, H.no: 9823; Ebû Dâvûd, Taharet, 24, H.no: 45; Nesâî, Taharet, 42;
İbn Mâce, Taharet, 29, H.no: 358; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 684;
Cerir'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârimî, Vudû1, 16, H.no: 685;
Bennâ, hadisi İbn Mâce ve Ebû Davud'a nisbet etmiş, Nevevî'nin
Mühezzeb'in şerhinde (Mecmu' isimli eserinde) hadisi hasen
saydığını söylemiştir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/284.
Ayrıca bir
önceki 145/453. ve 334/642.hadise bk. 487 Sened: ±S£- J J^- 'J- '•£& ;y j£
J^ $ 0C- ^— '^ JJ^ $ J?- ^ ^
£ ^
Sahih: Müsned,
VI/6, H.no: 23723-23724; Heysemî hadisin Taberânî tarafından rivayet edildiğini
belirttikten sonra râvilerinden Şehr b. Havşeb hakkında
ihtilâfın bulunduğunu fakat Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Maîn, Ebû Zür'a
ve Ya'kûb b. Şeybe'nin bu zâtı sika saydıklarını ifâde
eder. Bk. Mecma', 1/212-213; Şehr b. Havşeb ile ilgili olarak
geniş bilgi için bk.4/4. hadis. Şehr b. Havşeb için Heysemî'nin
eserinde sika sayıldığını söylediği yerler:
Mecma7, 1/32, 54, 184; 11/22, 117, 130 (Burada kendi kanaatini belirterek
"İnşallah sikadır" der), 203, 306; HI/125; IV/217
(hasen), 271, 294 (hasen), 311; V/69 (hasen), 71 (hasen), 130 (hasen) 148-149,
229 (hadisi yazılır)...
Muhammed b.
Abdullah b. Selâm'in sâhâbîliğinde ihtilâf vardır. İbn Hibbân
tabiînin sikaları arasında saydıktan sonra, sahâbîden
olduğu da söylenir, der. İbn AbdİIber ile ibn Mende de sahâbî
olduğunu savunanlar arasındadır. Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/284.
202
_____■____________________^_____
İstincâ-İstismâr
"İzzet ve
celâl sahibi Allah (Kur'ân'da) sizin temizlik hâlinizi hayırla överek
konuştu. Bunun sebebini bana haber verir misiniz (biraz açıklar
mısınız)?"
Rasûlullah \,,Orada
öyle kişiler var ki temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri
sever'âyetini kastediyordu.
Dediler ki:
'Ey Allah'ın
Rasûlü! Tevrat'ta su ile istincâmn/ temizlenmenin bize em-redildiğini
gördük (ve bunu uyguladık).'
148/456-Uveym b.
Sâide el-Ensârî'den (RadtyaUahûmh):'
Hasen:
Müsjıed., III/422, H.no: 15424; îbn Huzeyme, 1/45, H.no: 83; Hâkim, 1/258,
H.no: 555 (sahih İsnadla bir şahid olarak rivayet eder); Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, XVII/140, H.no: 348. Heysemî, "Hadisi Ahmed b. Hanbel
ve Taberânî üç Mu'cem'inde de rivayet etti. Senedinde yer alan Şürahbîl'i
Îbn Hıbbân sika; Mâlik, İbn Maîn ve Ebû Zür'a zayıf
saydılar" der. Bk. Mecma', 1/212;
Şürahbîl b.
Sa'd el-Ensârî el-Hâcib (v. 123/741), Ebû Hüreyre, Câbir, İbn Abbas ve Ebû
Katâde (Radıyallahü anhüm) gibi sahabeden hadis işitmiş bir
tabiîdir. İmam Mâlik'in de hocasıdır. Zehebî, Dârekutnî'nin
"zayıftır" dediğini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no:
2256. İbn Hacer ise "sadûkttır, son döneminde ihtilât etti"
der. Bk.Takrib, Trc. no: 2764. Ebû Davud'un Sünen'İnde rivayet edilen bir
hadisin senedinde Umara b. Gaziyye tarafından ismi müphem olarak (y^ i—-
Ji-j ^'^) "Kavmimden adamın biri bana nakletti" şeklinde
zikretmesini Ebû Dâvûd şöyle değerlendirir: "Onun kavminden olan
kimseler, sanki onu beğenmedikleri ve hoş karşılamadiklan
için ismini vermediler." Bk. Ebû Dâvûd, Edeb, 11, H.no: 4813; Benzer bir
İbhâm İbn Mâce'nin Sünen'İnde dikkatimizi çeker:
"ü-ûiı jif "^ d^j ^ \f\ L^Z." Bk. İbn Mâce,
ikâme, 67, H.no:
1042; Müsned'dekİ bir rivayette ise Şürahbil'in sözü, kendisini
olumsuz değerlendirenlere karşı bir tavır gibi görülüyor:
v*-1—H : Jl_i j
"Şayet
ben bu hadisi işitmemişsem, Allah beni cehenneme koysun."
Bk.Müsned, nU58, H.no: 11494 (Bu rivayet için bk.244/5268.hadis).
Ebû Dâvûd üç,
İbn Mâce dört, Dârimî bir, Ahmed b. Hanbel 19 rivayetini nakleder.
İbn Mâce'nin bir hadisinde Bûsırî Şürahbîl için
şunları dile getirir: "Zayıftır. Birçok kimse
zayıf saydı, hattâ bazıları onu yalanla itham ettiler.
Fakat İbn Hıbbân onu Sikât'mda zikretti ve (Sünen'de zikredilen
hadisi) Sahih'inde nakletti. Aynı şekilde İbn Huzeyme de
Sahih'ine aldı." Bk.Sünm, İkâme, 44, H.no: 974.
İstincâ-İstismâr
Rasûlullah
ısaitaiiahü aleyhi ve sellem) Küba mescidinde onların yanma geldi
ve dedi ki:
"Yüce Allah
(Kur'ân'da), mescid olayındaki temizliğinizden dolayı sizi
överek lütufta bulundu. Bu uyguladığınız temizlik nedir?
" Dediler ki:
'Ey Allah'ın
Rasûlü! Biz temizlik konusunda fazla bir şey bilmiyorduk, ancak
Yahudilerden komşularımız vardı ve tuvalette avret
mahallerini yıkarlardı, biz de onlardan öğrenip su ile
yıkamaya/temizlemeye başladık.'
149/457-Hz.
Âişe annemizden (Radıyallahü
Hâkim, üç ensardan
(Ebû Eyyûb, Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâtik'ten tek senedle merfû olarak
nakleder ve sahih olduğunu söyler. Zehebî de sahih olduğunu ifade
eder. Bk. Müstedrek, 1/257, H.no: 554)
489 Sened: jili ^1
jixi ^%- jıî ^Oj^ ıT>* Jü -Ilı '-&■ ti'^J Jıi
jüU.ı 'J ^ £fe
Sahih: Müsned,
VI/93, H.no: 25404; (İkinci rivayet): Vl/95, H.no: 25420; Benzer rivayet
için bk. VÎ/113, H.no: 24707; VI/114, H.no: 24717; VI/120, H.no: 24771; VI/130,
H.no: 24865; VI/171, H.no: 25254; VT/236, H.no: 25872; Tirnıizî, Taharet,
15, H.no: 19 (Tirmizî "hasen-sahih" hükmü verir ve hadisin Cerir b.
Abdullah el-Becelî, Enes ve Ebû Hüreyre'den de nakledildiğini söyler);
Nesâî, Taharet, 41, H.no: 46; İbn Mâce, Taharet, 28, H.no: 354.
Ebû Ammâr
Şeddâd b. Abdullah ed-Dımeşkî (eş-Şâmî) hakkında
Zehebî: "Sika biridir. Ancak irsali çoktur" der. Bk.Kâjif, Trc. no:
2250. Bu zatm Müslim yedi, Tirmizî beş, Nesâî ve İbn Mâce iki, Ebû
Dâvûd dört, Dârimî bir ve Ahmed b. Hanbel 24 rivayetini nakleder. Müslim'in
rivayetlerinden sadece biri mutâbaat için verilmiştir. Müslim in
Sahih'inde Ebû Ümâme'den ve Vasile b. el-Eska'dan bizzat kendisinin
naklettiği görülmektedir. Tİrmizî'nin hadisleri hakkında
"hasen-sahîh" hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, H.no: 300; Zühd, H.no:
2343; Menâkıb, H.no: 3605-3606;
Ahmed b. Hanbel'in
de bu zat hakkında Müsned'inde iki yerde Hz.Peygamber'in (Sallallahü
aleyhi ve sellem) ashabından bir kısmına yetiştiğini
vurguladığını görüyoruz:
Ancak Bennâ, Ahmed
b. Hanbel'in birinci rivayet hakkında "mürseldir" dediğini,
zîrâ Şeddâd b. Abdullah Ebû Ammâr'm Hz. Âİşe'ye
yetişemediğini belirtir. İkinci rivayet ise Tirmizî ve Nesâî
tarafından da nakledildiğini ve Tİrmizî'nin hadis hakkında
"hasen-sahîh" hükmünü verdiğini söyler. Bk.Bülûğu'l-emânî,
1/285.
Ahmed b. Hanbel bu
hadisi benzer rivayetlerinde hocaları Behz, Yûnus, Süveyd b. Amr, Affân,
Muhammed b. Ca'fer ve Yezid kanalıyla muttasıl isnadlarla rivayet
etmiştir.
İsti ncâ-İstismar
Basralı
kadınlar yanma geldiğinde, onlara tuvalette su
kullanmalarını emretti ve dedi ki:
'Bunu
kocalarınıza da bildirin.
Zira Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve
böyle temizlenirdi.
(Hz. Âişe ya
da Ebû Ammar ekledi:)490 Su ile temizlenmek basur hastalığı için
de şifâdır.'
§ (Hz. Âişe
annemizden gelen başka rivayet:
'Bunu
kocalarınıza da bildirin, büyük ve küçük ihtiyaçlarında temizlik
için su kullansınlar. Biz bunu onlara direk söylemekten haya ederiz,
Rasûlullah (Saliaiiaha aleyhi ve seüem) böyle (su ile) temizlenirdi.')
150/458-Hz.
Âişe annemizden (Radıyallahu mhâ)
.,.491
490 Bu bölüm
Hz. Âişe'nin sözüdür.
Zira Beyhakî rivayetinde
(oJts) (dedi ki)
lafzı bulunmaktadır. Bk. Beyhakî, 1/106 (Babü'l-İstinca
ve bi'l-ma)
491 Sened: J&Ji
J>'J* 'J>^ 4'j 'J* /
Zayıf: Müsned,
VI/210, H.no: 25638; İbn Mâce, Taharet, 28, H.no: 356; Hadis Câbir
el-Cu'fî ve Zeyd b. el-Havâri el-Ammî el-Basrî Ebu'l-Havârî sebebiyle
zayıftır.
Herât
kadısı oian Zeyd b. e]-Havârî e!-Ammî el-Basrî Ebu'l-Havârî
hakkında Zehebî zayıflık bulunduğunu belirtir.
'Bk.Kâşif, Trc. no: 1732; İbn Adİy ise: "Şu'be ondan
daha zayıf birinden beHd rivayette bulunmadı" der. Bk.Kâmil,
III/1058. Tirmizî altı, Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce on, Dârimî bir,
Alımed b. Hanbel ise 17 rivayetini nakleder. Tirmizî, bu râvinin bir yerde
hadisini naklettikten sonra "hasen-sahib" olarak değerlendirmiştir.
Bk.Tirmizt, Salât, 44, H.no: 212; Bir başka yerde "hasen" olarak
telakki etmiştir. Bk.Hudûd, 14, H.no: 1442; Fiten, 53, H.no: 2232; Deavât,
128, H.no: 3594.
Zehebî, Câbir b.
Yezîd e!-Cu'fî el-Hâris (v. 128/746) hakkında Şîa âlimlerinin ileri
gelenlerinden biri olduğunu, sadece Şu'be'nin sika
saydığım, hadis hafızlarının bu zâtı terk ettiklerini
söyler ve Ebû Davud'un: "Bu râvînİn benîm kitabımda sehv
hadisinden başka hadisi yoktur (Ebû Dâvûd, Salât, 195, H.no: 1036
-Münzİrî de bu zâtın hadisleri ile delil getirilemeyeceğini belirtir.-)"
dediğini nakieder. Bk.Kâşif, Trc. no: 739. Fakat Ebû Dâvûd, diyet
bahsinde (H.no: 4580) mütâbaat olarak da olsa bu râvinin hadisine yer
vermiştir. Tirmizî, Câbir el-Cu'fî hakkında "Âlimler hadisini
zayıf saydılar. Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdî bu râviyi terk
ettiler. Hocam Cârûd Vekt'in şöyle dediğini nakleder:
"Şayet Câbir el-Cu'fî olmasaydı, Kûfeliier hadissiz
kalırlardı..." Bk.Sünen, Salât, 38, 152, H.no: 206, 364;
İbn Sa'd da çok zayıf biri olduğunu söyler. BkTabakât, VI/240;
Heysemî, Müsned'in bir hadisi için (314/622) Şu'be ve Süfyân sika,
ekseriyet zayıf saydı. Bk.Mecma', 1/241. Bir başka (63/260.)
hadiste de Câbir b. Yezid el-Cu'fî'nin zayıf olduğunu açıklar.
Bk. Mecma', 1/173. Ahmed b. Hanbel ise Câbir b. Yezîd'in birçok hadisini
nakletmİştir. Tirmizî altı, Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce 16,
Dârimî üç ve Ahmed b. Hanbel 97 rivayetini nakleder. (Bu râvî için bk. 150/458.
hadis)
*İstİncâ
konusuna eklenebilecek Müsned hadislerinden biri de şudur:
İstincâ-îstismâr_____________________________________________ 205
Rasûlullah
(Satlatiaha aleyhi ve seüem) (tuvaletteki büyük ihtiyacından sonra) avret
mahallini üç kere yıkardı.
NOT: Bu hadislerden
anlaşılan, tuvalette su kullanmanın efda! olmasıdır.
Su bulunmadığında taş ile de temizlik yapılabilir.
Ancak Rasûlullah çevrenin fazla kir-letilmemesi için en fazla üç taş
kullanılmasını emrediyor/tavsiye ediyor.
* İdrar
Sıçrantısmdan Kaçınmanın/Dikkatli Olmanın Önemi
Hz. Âişe'den
(Radıyallahu anhâ):
Aliah Rasûlü
(Sallallahü aleyhi ve seüem) buyurdu ki:
ııOn
şey fıtrattandır: Bıyığı kısaltmak,
sakal bırakmak, misvak/diş fırçası kullanmak, burnuna su
çekmek/burun temizliği yapmak, tırnakları kısaltmak, parmak
aralarını yıkamak, koltuk altını temizlemek, etek
tıraşı olmak, istincâ (abdest bozumundan sonra Ön ve arkayı
su ile yıkamak). Zekeriya, Mus'ab'ın onuncuyu unuttuğunu, fakat
"mazmaza /ağzı temizlemek" olabileceğini
belirtti."
Bk.Müsned, VI/137,
H.no: 24941; Müslim, Taharet, 56; Ebû Dâvûd, Taharet, 29, H.no: 53 (Ebû Dâvûd,
Ammâr b. Yâsİr, Ebû Hüreyre ve İbn Abbas'tan (Radıyaliahü
anhiim) da nakillerde bulunur. İbn Abbas'ın şu sözünü de ilâve
eder. "Bunların beş tanesi baş ile ilgilidir.");
Tirmizî, Edeb, 14, H.no: 2757 (Tirmizî hadisin hasen olduğunu, bu hususta
Ammar b, Yâsir, İbn Ömer ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anhiim) de
rivayetlerin bulunduğunu İfade eder); Nesâî, Zînet, I, H.no; 5037;
İbn Mâce, Taharet, 8, H.no: 293; îbn Huzeyme, 1/47, H.no: 88; Dârekutnî,
1/94; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/52; Ebû Ya'lâ, VIII/14, H.no: 4517; Ebû
Avâne, 1/163, H.no: 472. Bu rivayet Edeb bölümünde l/7278.hadiste
zikredilecektir.
2Q6____________________„__________
İstincâ-İstismâr
151/459-Abdullah b.
Abbas'tan (Radıyallahü anhumay.491 Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve
seüem) iki kabrin yanma geldi ve buyurdu ki:
"Bu ikisi azap
görüyor, bu azabın sebebi de büyük günah değil. Onlardan biri, idrar
sıçrantısından kaçınmaz/dikkatli olmazdı, diğeri
İse söz taşırdı (koğuculuk yapardı)."
Sonra Rasûlullah
bîr hurma dalı aldı, ikiye böldü ve her bir kabre dikti. Kendisine:
"Ey
Allah'ın Rasûlü! Niye böyle yaptın?" diye sorulunca buyurdu ki:
"O iki dal kuruyuncaya kadar, umulur ki onların azabları biraz
hafifler."
§İbn Abbas'tan
gelen diğer rivayet:
Rasûlullah Medîne
bahçelerinden birine uğradı ve kabirlerinde azap gören iki
kişinin sesini işitti... (hadisin devamını zikretti
Rasûlullah'ın şu sözünü ekledi:
"...bunlar
kuruyuncaya kadar ya da kurumadan...")
152/460- Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):'
Sened:
Sahih: Müsned,
V225, H.no: 1980; Benzer rivayet için bk. 1/225, H.no: 1981; Buhârf, Vudû',
55-56; Cenâiz, 81, 88, 89; Edeb, 46, 49, 117; Müslim, Taharet, 111; Zühd, 74;
Ebû Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 20; Tinnizî, Taharet, 53, H.no: 70 (Tirmizî
hadisin "hasen-sahih" olduğunu belirtip, bu hususta Ebû HUreyre,
Ebû Mûsâ, Abdurrahman b. Hasene, Zeyd b. Sabit ve Ebû Bekre Nüfey' b.
el-Hâris'ten (Radıyallahü anhüm) şahidi olduğunu
söylemiştir); Nesâî, Taharet, 26, H.no: 31; Cenâiz, 116, H.no: 2066-2067;
İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 347; Dârimi, Vudû', 61, H.no: 745.
Hadisin tamamı
Cenâiz bahsinin kabir azabı bölümünde 308/2927.hadisinde zikredilecektir.
Şâhidler:
a-Ebû Ümâme'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/266, H.no: 22193 (Bu
hadis Cenâiz bahsinin 313/2932.hadisi olarak zikredilecektir).
b-Ebû Bekre Nüfey'
b. el-Hâris'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/39, H.no:
20290; V/35-36, H.no: 20252; (Bu hadis Cenâiz bahsinin 310/2929.hadisi olarak
zikredilecektir.)
c-Ya'lâ b. Siyâbe
(MUrre) es-Sekafî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned,
IV/172, H.no: 17489-İ7490; (Bu hadisler de Cenâiz bahsinin 309/2928.hadisi
olarak zikredilecektir.)
d-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi aynı bölümde 314/2933.hadis olarak
gelecektir.
Sened: ^JO>
^.ı 'je- ^tütiı J^ &'£ y ıSâi- adi- 'j, j^j üii-
Sahih: Müsned,
11/326, H.no: 8313; Benzer rivayet için bk. 11/388, H.no: 9010; n/389, H.no:
9036; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 348 (Bûsirî, isnadının sahih
olduğunu ve şâhidlerinin de bulunduğunu İfade etti.
Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/51); Dârekuînî, 1/128 (sahihtir, der.
207
İsti
nca-Istısmar___________________________^__—_________ ■■
Hz. Peygamber
(Saîlaiiaha aleyhi ve seüem) dedi ki:
"Kabir
azabının çoğu, (üzerine) idrar sıçramasına (dikkat
etmemekten) kaynaklanır."
153/461-Yezdâd b.
Fesâe'den (itadtyaUaha anh):
.494
lafzıyla
rivayet edilen için ise: "doğrusu mürseldir" der); İbn Ebî
Şeybe, 1/115, H.no: 1306; Hâkim, 1/293, H.no: 653. Ayrıca: "Bu
hadis Buhârî ve Müslim'in şartına/râvilerine göre sahihtir. Hadisin
hiçbir illetini bilmiyorum ama her ikisi de bunu sahihlerine
almamıştır" diyerek buna bir de şâhid getirir (ki
Zehebî de bu görüşü onaylar):
a-İbn
Abbas'ın (Radıyallahü anhümâ) bu şahidi için bk. Taberânî,
eî-Mu'cemü'1-kebîr, XI/84, H.no: 11120; Deylemî, 11/54, H.no: 2305; Dârekutnî,
1/128
b-Muâz b. Cebel'den
(Radıyallahü anh) (mevkuf olarak) şahidi için bk. Taberânî,
el-Mu'cemii'l-kebîr, XX/124, H.no: 248 (Heysemi, senedinde Rişdîn b. Sa'd
var, bu zatı çoğu kimse zayıf saymıştır. Ahmed
ise hadisleri rikak hadislerine yorumlar. Ayrıca senedinde Abdullah b.
Cüzeym var, hakkında olumlu veya olumsuz görüş beyan eden
olmamıştır. Bk. Mecma', 1/209);
oEbû Ümâme'den
(Radryaiîahü anh) şahidi için bk.
Heysemî,
Taberânî'nin hadisi Kebîr'inde naklettiğini ve râvilerinİn de sika
sayıldıklarını söyler. Bk.Mecma', 1/209);
d-Enes'ten
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Dârekutnî, 1/127 (mahfuz olan
mürsel oluşudur):
j
Bu rivayet
71/379.hadiste zikredildi. Ayrıca Cenâiz bölümünde 312/2931 hadiste tekrar
edilecektir.
Sened: <?)
°j& u^-j ^İ iıîjî jj <J-z? [/■ li^'l 'c}. ^.fj
^"j^- 'r jj £^-
Zayıf: Müsned,
IV/347, H.no: 18955; (İkinci rivayet): IV/347, H.no: 18954; İbn Mâce,
Taharet, 31, H.no: 326 (Bûsirî hadîsi zayıf saymıştır);
îsâ b. Yezdâd'm
babası Yezdâd/Yezdâz (Ezdâd/Ezdâz) b. Fesâe el-Fârisî el-Yemânî'nin
sahâbiliğinde İhtilaf vardır. Buhâri, sahâbî
olmadığını ifâde eder, Ebû Dâvûd da bu kanaattedir.
Dolayısıyla bunlar hadisi mürsel olarak kabul ederler. Ebû Hâtİm
ise "meçhuldür" der.
İstincâ-İsti
RaSÛllllIah
(SallallahU aleyhi \>e settem) buyurdu ki:
"Biriniz
bevlettikten sonra, avret mahallini üç kere çekiştirsin (ki kalan idrar
da çıksın)."
§(Başka
tarikten benzeri nakledildi ve Zem'a şunu ekledi: "Bu ona (istincâda)
yeterlidir.")
154/462-Ebû
Hüreyre'den
Miisned'de iki
isnadla gelen bu hadisten başka bir rivayeti de yoktur. Buhârî, sahâbî
oimadı-ğını İfade ettiği için hadislerini mürsel
sayar. Diğer bir kısım âlimler de sahâbî olduğunu söylemişlerdir.
Bk.İbnü'I-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, 1/191, Trc. no: 75; V/440, Trc. no:
5521; İbn Mâce'de bir, Miisned'de iki rivayeti var ki bunların her
biri aynı hadistir. Zehebî de sahih olmadığını
belirtir. Bk.Kâşif, Trc. no: 250 (Ebu'I-Vefâ bu eserin haşiyesinde
Buhârî, Ebû Hatim, Ebû Hâtim'in oğlu Abdurrahman, Ebû Dâvûd, Ebû Ahmed
İbn Adiy gibi âlimlerden oluşan çoğunluğun, bu zatın
sahâbî olmadığı görüşünde olduğunu, Yahya b. Main'in
ise Yezdâd'ın mechûl sayıldığını
belirttiğini ifâde eder);
îsâ b. Yezdâd
el-Yemânî ise Buhârî ve Ebû Hatim tarafından meçhul, İbn Hıbbân
tarafından sika kabul edilmiştir, ibn Hıbbân'in tek
başına görüş beyân ettiği durumlarda tercih edilir. Ancak
başkasına muhalefet ettiği durumlarda mütâsâhil
sayıldığı için tercih edilmez. Zehebî de Buhârî'nin "Hadisi
sahih değildir" dediğini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 4406.
İbn Hacer: "mechûlü'l-hâl" İfâdesini kullanır. Bk.
Takrib, Trc. no: 5338;
Heysemî ise
herhangi bir tercihte bulunmamıştır. Bk.Mecma', 1/207.
Nevevî, hadisin
Ahmed b. Hanbef'in Miisned'inde, Ebû Davud'un Merâsil'inde, İbn Mâce ve
Beyhakî'nin Sünen'lerinde nakledildiğini, ve âlimlerin bu hadisin
zayıf olduğunda ittifakının bulunduğunu, ekseriyetin
bunu mürsel olarak kabul ettiğini İfâde eder. Bk.Mecmû', H/110
Hasen: Müsned,
11/471, H.no: 10050; Benzer rivayet için bk. 11/442, H.no: 9658; İbn Mâce,
Taharet, 114, H.no: 618 (Bûsirî hadisin isnadının sika râvilerden
oluştuğunu söyler); Senedde yer alan Dâvûd b. Yezîd b. (Abdullah)
Abdurrahman ez-Zeğâfirî el-Evdî'yi (Abdullah b. İdris'in amcası)
bazıları sika, bazıları da zayıf saymışlar.
Meselâ Ebû Dâvûd bu râviyi zayıf olarak kabul etmiş (Bk.Zehebî,
Kâşif, Trc. no: 1467) ve Sünen'inde hiçbir rivayetini
naklet-memiştir. Bununla birlikte Tirmizî beş, İbn Mâce
İki, Ahmed b. Hanbel ise on dokuz rivayetini eserine
almıştır. Hattâ Tirmizî rivayet ettiği hadislerin üçünde hasen,
birinde hasen-sahih hükmü verirken birinde herhangi bir değerlendirmede
bulunmamıştır. Bk.Sünen, Menâkıb, 15, H.no: 3661 (hasen);
Sünen, Tefsîr, 46/3, H.no: 3258 (hasen-sahih); Sünen, Tefsir, 17/7, H.no: 3137
(hasen); Sünen, Menâkıb, 6/7, H.no: 3070 (hasen); İbn Adiy:
"Kendisinden sıka biri nakletmişse, o hadis makbuldür" der.
Ki bu rivayette de Vekî' sika biri olduğuna göre bu hadis makbul kabul
edilmelidir. Ayrıca hadisin şâhidleri de vardır:
a-Abdurrahmân b.
Eslem'den (Radtyallahü anh) şahidi için bk. ibn Mâce, Taharet, 114, H.no:
616;
b-Ebû Ümâme'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 114, H.no:
617; c-Sevbân'dan {Radıyallahü anh) şahidi için bk. ibn Mâce,
Taharet, 114, H.no: 619. Bu şâhidlere göre hadis zayıflıktan
kurtulmuş olur.
İstincâ-İstismâr_____________________________________________ 209
Rasûlullah
(Saiıâltahü aleyhi ve settem) buyurdu ki:
"Sizden biri,
büyük ya da küçük ihtiyacının kalıntısı olduğu,
(yani tam temizlenmediği halde) hemen namaza durmasın, (acele etmesin!)."
* İstincâdan
Sonra (Vesveseden Korunmak İçin) Avret Mahalline Su Serpmek
Ailah Teâlâ
buyurdu:
İnsanı
biz yarattık ve ona neyin vesvese verdiğini biliriz. Biz ona şah
damarından daha yakınız.' (Kaf 50/16)
155/463-Hakem b.
Süfyan (ya da Süiyan b. Hakem)'den (Radtyaüahaanh):*
Hasen: Müsned,
V/408, H.no; 23361; (İkinci rivayet): IV/69, H.no: 16594; Benzer rivayet
için bk. V/409, H.no: 23364-23365; V/408, H.no: 23362; V/408-409, H.no: 23363
(Bu rivayette râvilerden Şerik: "Hakem b. Süfyan'm ailesine Hakem
hakkında sordum. Onlar da Allah Rasûlü'ne yetişemediğini
söylediler" der. İkrime bir tarikte, "Mücâhid, Hakem b.
Süfyân'dan, o da babası Süfyân'dan nakleder. Kendisi Rasûlullah'ı
gördü" der. Bir başka rivayette ise Hakem b. Süfyân: "Ben
Rasûİullah'ı gördüm" diyerek hadisin diğer bölümünü
zikretmiştir); ITT/410, H.no: 15320-15322 (Ya'lâ b. Ubeyd sebebiyle
hasendir. Çünkü bu râvinİn Süfyân es-Sevrî'den rivayetinde tenkidde
bulunulmuştur. Mücâhid bu rivayetin mütâbiidir); IV/212, H.no:
17779-17782; V/380, H.no: 23119; IV/179, H.no: 17552-17553.
Ebû Dâvûd. Taharet,
64, H.no: 166-168; Tirmizî, Taharet, 38, H.no: 50 (Tİrmizî'nin rivayeti
Ebû Hüreyre'dendir (Radtyallahü anh). Fakat bu rivayet zayıftır.
Tirmizî bu hususta nakilde bulunan sahabeyi şöyle sıralar:
Ebu'l-Hakem b. Süfyân, İbn Abbas, Zeyd b. Harise ve Ebû Saîd el-Hudrî
-Radıyallahü anhüm-); Nesâî, Taharet, 102, H.no: 134-135; İbn Mâce,
Taharet, 58, H.no: 461.
a-Hz.Ali'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. 81/389.hadis
b-Zeyd b. Harise
Ebû Hüreyre, ve Câbir'den -Radıyallahü anhüm- şâhidleri nakleder. Bk.
İbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 462-464);
c-îbn Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk.Dârimi, Vudû', 39, H.no: 717.
210
_____________ _______İstincâ-İstismâr
Abdurrahman b.
Mehdi497 naklettiği rivayette dedi ki: Rasûlullah'ı (Saiiaitahu
aleyhi ve seiiem) gördüm, bevletti, sonra abdest aldı ve (vesveseden
kurtulmak için) Önüne su serpti.
§Yahya b. Saîd498
rivayetinde; 'Hz. Peygamber (Sallandın aleyhi ve seihm) bevl etti, sonra
(vesveseden kurtulmak için) önüne su serpti,1 şeklinde geçmektedir.
AÇIKLAMA
Fakihlerin
çoğunluğuna göre tuvalet âdabı konusunda bazı şeylere
uymak menduptur ve bunlar sünnetle sabittir. Bunların bir
kısmında ittifak vardır:
1-Açık arazide
ya da sahrada tuvalet ihtiyacı için insanlardan uzaklaşmak,
2-TuvaIet
ihtiyacı sırasında konuşmamak,
3-Sağ elle
istincâ (temizlik) yapmamak,
4-Cinsel
organına sağ elle dokunmamak,
5-Temizliği su
ile yapmak esastır, su yoksa taşla temizlik yapılabilir,
6-İdrardan
korunmak,
7-Ağaçların
altına, piknik yerlerine tuvalet yapmamak.499
§İhtilâf
edilen konulardan biri kıbleye dönmenin hükmüdür:
Tuvalet
sırasında, kişinin ön ya da arkasının kıbleye
dönmesi konusunda üç görüş vardır ve bunlar da farklı naslardan
kaynaklanır:
a-Hanefî mezhebi ve
îbn Hazm: Kıbleye dönmek kesinlikle yasaktır; naslar tearuz
ettiğinde asıl hükme dönülür, o da yasaktık yönüdür.
b-Dâvud ez-Zâhirî:
Mutlak olarak caizdir, naslar tearuz ettiğinde asla (temel hükümlere) dönülür,
o da yasaklanmayan her şeyin mubah olmasıdır.
c-Mâlikî,
Şafiî ve Hanbelîler: Naslar tearuz ettiğinde cem etmek/hepsiyle amel
etmek efdaldir. Bu nedenle kapalı yerlerde dönülebilir, ancak açık
arazide dönmek yasaktır.500
Hadis, muzdarip
görülmektedir. Hadisi, Hakem b. Süfyân b. Osman es-Sekafî babası
Ebu'l-Hakem Süfyân b. Osman es-Sekafî'den nakleder. Bu râviierle ilgili olarak
BY.Üsdü'l-ğâbe, 11/46-47, Trc. no: 1214; 11/494, Trc. no: 2110; VI/73,
Trc. no: 5822.
Suyûtî, hadisi
Ahmed b. Hanbei, Ebû Dâvûd, Tbn Mâce ve Hâkim'in Müstedrek'ine nisbet ederek
sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 145; Miinâvî de
Hakem b. Süfyân'm Hz.Peygamber'den (Saüallahü aleyhi ve sellem) semâmda
İhtilâfın bulunduğunu belirterek İbn Abdilber'in: "Bu
zâtın abdest konusunda bir hadisi vardır, onun da senedi
muzdarip-tir, o da bu hadistir" dediğini bakleder. Bk. Feyzu'l-Kadîr,
V/145-146
Bennâ,
Abdürrezzak'ın Câmi'inde İbn Abbas'tan; Tİrmizî ve İbn
Mâce'de Ebû Hüreyre'den; İbn Mâce'de Câbîr'den gelen rivayetlere değinerek
her birinin tenkide maruz kaldığını belirtir. Ahmed b.
Hanbei ve İbn Mâce'deki Üsâme b. Zeyd hadisi İçin: "Heysemî,
hadisin senedinde Rİşdîn b. Sa'd'm varlığına dikkat
çektiğini, bu zâtı Heysem b. Hârice ve bir rivayete göre Ahmed b.
Hanbei sika, diğerleri zayıf saydı" dediğini (Bk.
Mecma\ 1/241-242) nakleder.
(Zeyd b. Harise ve
Üsâme b. Zeyd hadisleri için bk. 308~309/616-617.hadisler) Bütün bu tarikler
birbirini destekler ve hadis kendisi ile delil getirilmeye uygun hâle gelir.
Bk. Bulûğu 'Ümerâm, 1/289.
497 Ahrried b. Hanbel'in hocası
498 Ahmed b.
Hanbel'in diğer hocası
499Merğmânî,
Hidâye, 1/37; Şîrâzî, Mühezzeb, 1/25-26; İbn Rüşd, Bidayetti
'l-müctehid, 1/63; İbn Kudâme, Muğnî, 1/141-148; San'ânî,
Sübülü's-selâm, 1/132-134
500 Şîrâzî,
age., 1/26; Mevsılî, İhtiyar, 1/37; İbn Rüşd, age.,
1/63-64; İbn Kudâme, age., 1/143-144; San'ânî, age., 1/135-137
Misvak ile
Ağız Temizliği
f)- MİSVAK
İLE AĞIZ TEMİZLİĞİ
• Misvak Kullanmanın Önemi/Fazileti
• Namaz Kılmaya Başlamadan Misvak
Kullanmak
• Mazmaza Anında Misvakla ya da Parmakla
Dişlerin Temizlenmesi
• Uykudan Uyandığında, Teheccüd
Namazına Kalktığında ve Eve Girerken Misvak Kullanmak
212
—-------—-------------——-------------—_-----.—_____ Misvak ile Ağız
Temizliği
f>- MİSVAK
İLE AĞIZ TEMİZLİĞİ * Misvak Kullanmanın
Önemi/Fazileti
156/464-Hz. Ebû
Bekir es-Sıddîk'tan (Radıyaiiahu emh):m
RasÛlllllah
(SallctÜahö aleyhi ye setlem) dedİ
ki.
"Misvak,
ağzı temizleyici olup Rabb'in de
rızasını kazanma sebebidir."
Sahih: Müsned,
I/1O, H.no: 62; Benzer'rivayet için bk. 1/3, H.no: 7. EM Fü'/â, 1/103-104,
H.no: 109-110; Ahmed Muhammed Şâkir hadis hakkında şunları
söyler: "İsnadı munkatıdır. îbn Ebî Atik; Muhammed b.
Abdullah b. Ebî Atik Muhammed b. Abdurrahman b. Ebû Bekir'dir
(Radıyallahü anhüm). Ebû Atİk dedesidir. Babası Abdullah da
İbn Ebî Atik diye bilinir. Babası Hz.Âişe, İbn Ömer ve
diğer sahâbilerden (Radıyallahü anhüm) nakillerde bulunur. Ancak
Hz.Ebû Bekir'e yetişip yetişmediği tam olarak bilinememektedir.
Bu hadisi Hz. Aişe'den de nakleder (Bk. Müsned. VI/47, H.no: 24085).
Nesâî'nin Siinen'indeki rivayette Muham-med'in yerine kardeşi Abdurrahman
vardır. İki kardeş de bu hadisi babalarından nakleder.
Rivayetlerin biri Hz.Ebû Bekir'den, diğeri Hz. Aişe'den nakledilir.
Hz.Aişe'nin hadisi sahihtir. Hz.Ebû Bekir de Hz. Aişe'den bu hadisi
almıştır."
İbn Hacer
Hz.Aişe'nin hadisini muallak olarak bab başlığında
alan Buhârî hadisi için şunları dile getirir: "Bu hadisi Ahrned
b. Hanbel, Nesâî, İbn Huzeyme ve İbn Hıbbân Abdurrahman b. Abdullah
b. Ebî Atik Muhammed b. Abdurrahman b. Ebû Bekir, babasından, o da Hz.
Aişe'den nakleder. Bu kanalla rivayet edenler: Yezîd, Dirâverdî, Süleyman
b. Bilâl ve daha birçok muhaddis. Ancak Hammad b. Seleme bu isnadla Hz.
Aişe'ye değil, Hz.Ebû Bekir'e ulaştırır. Ebû Ya'lâ ve
Serrâc Müsned M erin de Abdula'lâ b. Hammad, onun da Hammad b. Seleme
kanalıyla naklettiği rivayeti naklederler. Ebû Ya'Iâ'nın
rivayetinde Abdula'Iâ: "Bu bir hatadır. Aslında bu rivayet
Aişe'den mervîdir" der. Bk.İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, IV/199
{Buhârî, Savm, 27'nin şerhi)
İbn
Hıbbân İse hadisi Hz. Âİşe'ye dayandırmış ve
hadisin sonunda şunları söylemiştir: "Aynı nesilden
dört kişinin birden Hz.Peygamber'i görme şerefi bu ümmetin içinde
sadece Hz.Ebû Bekir ve nesline nasip olmuştur: Ebû Bekir, babası Ebû
Kuhâfe, oğlu Abdurrahman, torunu Ebû Atik Muhammed. Bk.îbn Hıbbân,
İÜ/348, H.no: 1067
Heysemî, hadisin
Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini,
râvilerinin sika olduklarını, fakat İbn Ebî Atik (Abdullah b.
Muhammed)'in Hz.Ebû Bekir'den hadis işitmediğini ifâde eder.
Bk.Mecma', 1/220
Senedi munkatı
olan bir rivayetin zayıf olması gerekir. Fakat hadisin metni sahih
rivayetlerle destek bulmakladır. Hz.Âişe, Ebû Hüreyre ve İbn
Ömer (Radıyallahü anhüm} gibi birçok şahidi bulunmaktadır.
Misvak ile
Ağız Temizliği
_________________________ 213
157/465-Hz.
Âişe annemizden (Radıyallahü anhâ);502
Hz. Peygamber
buyurdu ki:
"Misvak,
ağzı temizleme ve Rabb'in rızasını kazanma
sebebidir."
158/466-Abdullah b.
Ömer'den < Radıyallahü anhumây,
bUZ Sened: ^jü <^£ ç~» $ <J ^ ^ ^
Sahih: Müsned,
VI/124, H.no: 24806; Benzer rivayet için bk. VI/238, H.no: 25892; VI/62, H.no:
24213; VI/47, H.no: 24085 (Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Ebû Bekir
kanalıyla); VI/146, H.no: 25013 (Bu rivayetin senedinde İbrahim b.
İsmail b. Ebî Habîbe el-Eşhelî var ki bu zâtı birçok kimse
zayıf-meselâ Dârekutnî "metruk"- saymış, İbn Adiy
zayıflığına rağmen hadislerinin
yazılabileceğini belirtmiş, İbn Maîn "sâlih",
Ahmed b. Hanbel "sika" saymış, İbn Sa'd da
Övmüştür. Gece kâim, gündüz sâim (gecelerini namaz, gündüzlerini oruç
ibâdeti ile geçiren) bir zattır. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 114;
İbn Hacer de zayıf sayanlar arasındadır. Bk.Takrib, Trc.
no: 146);
Şafiî, Müsned,
s.14; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/156, H.no: 1792; Buhârî, Savm, 27
(Muallak olarak cezm siğasıyla kullanmıştır); Dârimi,
Vudû', 19, H.no: 690; Humeydî, 1/87, H.no: 162; İbn Huzeyme, 1/70, H.no:
135; İbn Hıbbân, m/348, H.no: 1067; Ebû Ya'lâ, VITI/51, 73, 315,
H.no: 4569, 4598, 4915-4916; Nesâî, Taharet, 4, H.no: 5; es-Sünenü'l-kübrâ,
1164 H.no: 4; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 1/91, H.no: 276; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/34 H.no: 134-138; es-Sünenü's-suğrâ, s.75, H.no: 79;
Şuabü'l-îmân, 11/382, H.no: 2118; 111/27-28, H.no: 2777; Heysemî, Ebû
Ya'lâ tarafından iki isnadla nakledildiğini ve isnadlardan birinde
sika müdellis olan İbn İshâk'ın bulunduğunu belirtir.
Bk.Mecma', 1/220 Sened: ^sıi ^£ >Ü ^ı ^ Jiı -£i 'j* si^j 'J,\
&%- j^l ^ «3 £ji-
Sahih: Müsned,
îl/108, H.no: 5865; Taberân'î, el-Mu'cemü'l-evsat, DH/270, H.no: 3113; Hadisin
senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Heysemî de bu hususa dikkatleri
çeker. Bk.Mecma', 1/220. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.
22/64.hadi s. Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir.
Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 4832;
a-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Hıbbân, III/352,
H.no: 1070 b-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi (j—aJJ
rWj ^Ji iu^. ^iü ı^ i)!j_Ji) için bk.
Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, VII/278, H.no: 7496; Beyhakî, Şuabü'l-îmân, 111/27,
H.no: 2776; Heysemî, Taberânî'nİn Kebîr ve Evsafında zikredilen
hadisin senedinde zayıflığında icmâ edilen Bahr b. Kenîz
(Küneyz) es-Sekkâ'nm bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/282; Zehebî,
Kâşif, Trc. no: 537
c-Ebû Ümâme'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 7, H.no:
289 (Bûsırî, isnadının zayıf olduğunu, bu hususta Hz.
Ebû Bekir, Âişe, Ali, İbn Abbas, Huzeyfe, Yezid b. Hâlid, Enes,
İbn Ömer, Ümmü Habîbe ve Ebû Eyyûb'dan (Radıyallahü anhüm) da
214 Misvak
ile Ağız Temizliği
Hz. Peygamber
(Saüallahu aleyhi ve seltem) dedi ki:
"Misvak kullanmaya
devam edin. Zira
o, ağzı temizleyici
olup Rabb'in de
rızasını kazanma sebebidir."
159/467-AbduIlah b.
Abbas'tan (Radıyallahü anhiimây.m
RüSÛlUİlah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Misvak
kullanmakla o kadar çok emrolundum ki neredeyse hakkında âyet™5 inecek
zannettim."
160/468-İbn
Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ):
...506
rivayetlerin
bulunduğunu ifâde eder. Bk. Bk.Misbâhu'z-ZMcâce, J/43); Taberânî,
eî-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/179, 209, 220, H.no: 7744, 7846, 7876;
Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 11/43, H.no: 888. d-Enes b. Mâiİk'ten
(Radıyallahü anh) şahidi için bk.Deylemî, Firdevs, IH/137, H.no: 4369
Benzer bir rivayet
İbn Abbas'tan (Radıyallahü anh) nakledilmiştir. Bk. Dârekutnî,
Süne?!, 1/58 (zayıf):
e-Ubeyd b.
Umeyr'den (nıürsel olarak): Ma'mer b. Râşid, X/430 (senedinde de müphem
bîr râvi bulunduğu için zayıftır) 504 Sened: J
Hasen: Müsned,
1/237, H.no: 2125; Benzer rivayet için bk. 1/307, H.no: 2799; 1/339-340, H.no:
3152; 1/337, H.no: 3122; 1/315, H.no: 2895; İbn Ebî Şeybe, Musannef,
1/156-157, H.no: 1793, 1809
(mevkûf-hükmen merfû); Ebû Ya'lâ, IV/218,
H.no: 2330; Deylemî, Firdevs, 1/397, H.no: 1606; Heysemî, hadisin Ahıned
b. Hanbel ve Ebû Ya'lâ tarafından nakledildiğini ve senedindeki
râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/221; 11/98. Fakat
Erbede et-Temîî ve Şerik sadûktur. Ebû İshâk Anır b. Abdullah b.
Ubeyd el-Hemdânî (v.128/746) sikadır, son zamanlarında İhtilât
etmiştir. 5tb Diğer rivayette; "...vahy inecek zannettim".
Sened: '
Hasen: Müsned,
1/285, H.no; 2573; Ebû Ya'lâ, V/94, H.no: 2702; Makdisî, Muhtara, K/494, H.no:
481; Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu ifade eder.
Bk.Bülûğu'l-emâm, 1/290. Fakat Erbede et-Temîî ve Şerik sadûktur.
Misvak ile
Ağız Temizliği____________________________________ 215
Rasûlullah bize
misvak kullanmayı o kadar çok emretti ki neredeyse
hakkında âyet
inecek zannettik.507
161/469-Vâsİle
b. el-Eska'dan (Radıyallahü anh):50* RaSÛlullah (SallallahU aleyhi ve
sellem) dedi ki:
"Misvak
kullanmakla o kadar çok emrolundum ki bana farz kılınacak diye
endişe ettim."
162/470-Enes b.
Mâlik'ten fRadıyallahü anh):™ Rasûlullah (SaiiattaMialeyhive setiem)
şöyle dedi: "Misvak kullanmayı size sürekli tavsiye ettim.
"
163/471-Ebû
Ümâme'den (Rad^aiiahaanhyr
'07 Ya da;
"... diye düşündük". 30S Sened: şîC.f Ji ^U J< 'j.
*>'J J\ Hasen: Müsned, m/490, H.no: 15949; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
XXÜ/76, H.no: 189. Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından
nakledildiğini, senedindeki Leys b. Ebî Süleym'in sika-müdellis
olduğunu ve an'ane yaptığını ("an fiilân"
şeklinde naklettiğini) belirtir. Bk. Mecma', 11/98; Leys b. Ebî
Süleym hakkında geniş bilgi için bk.18/215.hadis. Hadis, İbn
Abbas (159-60/467-468) ve Ebû Ümâme'den (163/471) (Radıyallahü anhüm)
şâhidleri ile kuvvetlenir.
Sened: ^ıiJiji
'J>\ ^^ <~r^^ uîü- ijjijJi j4^ ^'^- cıû^-j ^ ıSai- >'
-ı> JIc ı3ji-
Sahih: Müsned,
III/143, H.no: 12398; Benzer rivayet için bk. m/249, H.no: 13532; İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/157, H.no: 1811; Buhâıî, Cum'a, 8; Nesâî, Taharet,
5, H.no: 6; Dârimi, Vudû', 18, H.no: 687-688; Beyhakî, es-Sünenü'Uübrâ, 1/35; Ebû
Ya'lâ, VII/186, H.no: 4171
Sened: ^-UJi £ '^^
^ ^ ^-j Jı Jiı alî- '& ^ı J.
216___________________________^______^^_____________Misvak
ile Ağız Temizliği
RüSÛlUİlah
(SüllatlöhU aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Cebrail bana
her geldiğinde misvak kullanmayı tavsiye ediyordu,
ağzımın ön tarafının/diş etlerinin (misvak
kullanmaktan dolayı) aşınmasından endişe etmeye
başladım."
164/472-Abdullah b.
Ömer'den (RadyatkıMmhsmâ):5u
Hasen: Müsned,
V/263, H.no: 22170; İbn Mâce, Taharet, 7, H.no: 289; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
VIU/210, 220, H.no: 7847, 7876; İbn Mâce'nin Sünen'indeki metin
şöyledir:
Hadis Ubeydullah b.
Zahr ve Ali b. Yezîd el-Elhânî sebebiyle zayıftır. Çünkü, Ubeydullab
b. Zatır e!-İfrîkî, Ahmed b. Hanbel tarafından zayıf kabul
edilmiştir. Nesâî ise "bir beis yoktur" der. Bk.Zehebî,
Kâşif, Trc. no: 3544; Tirmizî ise hocası Buhârî'nin bu zat
hakkında "sika" dediğini nakleder. Bk.Sünen, Isti'zân, 31,
H.no: 2731; İbn Hacer ise "sadûktur, bazen hata yapar" der.
Bk.Takrîb, Trc. no: 4290; Ubeydullah'ın Tirmizî'de dokuz, Nesâî, Dârimî ve
Ebû Dâvûd'da bir, İbn Mâce'de üç, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde ise 35
rivayeti bulunmaktadır. Fakat İbn Mâce'nin Sünen'indeki rivayette bu
zâtın yerinde mütâbî olarak Osman b. Ebu'l-Atike bulunmaktadır.
Ali b. Yezîd
hakkında Tirmizî "zayıftır" der. Bk.Sünen, Isti'zân,
31, H.no: 2731; Bûsirî, cumhurun A1İ b. Yezid'in
zayıflığını belirttiğini İfade eder. Bk. îbn
Mâce, Mukaddime, 17, H.no: 228; İbn Hacer ve Zehebî de zayıf
sayanlardandır. Bk.Takrîb, Trc. no: 4817; Kâşif, Trc. no: 3983.
Heysemî, bir başka hadiste (81/278.Hadis) "Ahmed b. Hanbel'in isnadında
çok zayıf sayılan Ali b. Yezİd var" der. BkMecma',
1/199-200. Ali b. Yezîd'in Tirmizî'de yedi, Dârimî'de bir, İbn Mâce'de
yedi, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde ise 40 rivayeti bulunmaktadır.
Fakat Vasile
(161/469) ve İbn Abbas (RadıyallaM anhüm) (159-160/467-468)
tarafından nakledilen şâhid hadisler ile kuvvet kazanır.
Tirmizî her iki râvinin de yer aldığı hadislerde
"hasen" hükmünü vermiştir, örnek olarak Bk. Sünen, Zuhd, 61,
H.no: 2406 Sened: 'J** ^Jı of -jl; ^'Ji- -Ç; y fc*
Sahih: Müsned,
1/138, H.no: 6226; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, III/300, H.no: 3218; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrû, 1/40. Buharı ve Müslim'de îbn Ömer'den
(Radıyaliahü anhümâ) nakledilen hadiste bunun bir rüyada olduğu
kayıtlıdır:
_^İ)ı J\
^iji 'Jk J JJi ıl^* ^sîjı '6fJLl\ ij^ıli jiTİl '^-
'JŞ\ llÂİİ-f Jiiirj ^'jij A\'j~! İJ^jf fCJı ,J ^'J
Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Uykuda
iken bir misvakla
misvaklandığımı
gördüm. Biri diğerinden büyük olan iki adam beni çekti. Ben de
misvağı
küçük olanına
verdim. Bana: "Büyüğe ver!"
denildi. Ben de
büyük olana verdim,"
Bk.Müslim, Rü'yâ,
19; Zühd, 70; Buhârî, Vudû', 74;
Hz.Âişe'den
(Radıyaliahü anhj nakledilen hadiste ise bunun gerçek hayatta olduğu
İfâde
edilmektedir:
Misvak ile
Ağız Temizliği
_______
217
Rasûlullah'ın
(Saitaliahü aleyhi ve seiiem), misvak kullanmayı âdet edindiğini
gördüm. Misvağı kavmin en büyüğüne verdi ve şöyle dedi:
"Cebrail bana
(her işte) büyükten başlamamı tavsiye etti."
165/473-Temmâmb.
Abbas'tan (Radıydıiaha anhüınâ):512 Rasülullah'ın (SnlMiaku
aleyhi ve sellem) yanma bazı kişiler geldi (ya da getirildi). Onlara
dedi ki:
Ebû Dâvûd, Taharet,
27, H.no: 50; Bu rivayetlerin arasını İbn Hacer şöyle
bulur: "Bu hâdise uyanıkken vuku bulmuş, bunun üzerine de Allah
Rasûlü bunun önceden bir vahiyle bildirildiğini muhataplarına tenbih
etmek üzere gördüğü rüyayı anlatmış olabilir.
Bk.Fethu'l-Barî, 1/470 (Buhârî, Vudû', 74)
' Sened: *j< '^ ^0- J fâ 'Jt 'j*^ ,*&»-
jı* iijjiı ^ıi- Js 'J& öÇL. ıs'ji- ju _,jüji J- 'JS y
j*?ci*\ üii-Hasen: Müsned, 1/214, H.no: 1835; Makdisî, Muhtara, VITI/394, H.no:
486; Beyhakî, e's-Sünenü'l-kübrâ, 1/36, H.no: 150; Taberânî, eUMu'cemü'Ukebîr,
11/64, H.no: 1301-1303; Hâkim, 11/245, H.no: 5İ7 (şâhid olarak
nakleder).
Ca'fer b. Ebû
Tâlİb'den (Radıyaliahü anh) şahidi için bk. Ebû Yûsuf,
Kitâbü'l-Âsâr, s.28-29, H.no; 138; Ebû Nuaym, Müsnedü EbîHanîfe, s.205-206;
Abbas'tan
(Radıyaliahü anh) şahidi için bk.Bezzâr, IV/129-130, H.no: 1302; Ebû
Ya'lâ, XII/71, H.no: 6710; Deylemî, Firdevs, 11/62, H.no: 2349;
Hadis mürsel
olduğu için zayıftır. Heysemî, hadisin senedinde mechûl olan Ebû
Ali ez-Zerrâd (Saykal) bulunmaktadır. Bk. Mecma', 1/221; n/97-98; İbn
Hacer de Lisânü'l-Mîzân'fa senedde Süfyân ile Ebû Ali ez-Zerrâd arasında
Mansûr'un bulunduğunu, fakat bu râvînin Müsned'de düştüğünü
iddia eder. Bk.VI/414; Ahmed Muhammed Şâkir bu görüşün hatalı
olduğunu belirtir. Zira hem Süfyân, hem de Mansûr ez-Zerrâd'dan hadis
işitmiştir. Elbânî de hadisi zayıf saymıştır.
Bk.Daîfe, H.no: 1748; Fakat hadis şâhidleri ile kuvvet kazanır.
Ahmed Muhammed Şâkir rivayetleri birleştirerek hadisin sahih
olduğuna hükmeder. Temmâm'm da babası Abbas'tan duyduğunu
belirtir.
Bu hadis Müsned'de
(ÜT/442, H.no: 15593) Kuşem b. Temmâm veya Temmâm b. Kusem'İn
babasından naklettiği hadis başlığı altında
tekrar edilmiş. Bu sahâbİnin ismi Temmâm b. Abbas b.
Abdulmuttalib'dir (Radıyaliahü anhüm). Fakat hadisin senedi muzdarip-tir.
Çünkü 1/214, H.no: 1835.hadiste Süfyân, Ebû Ali ez-Zerrâd'dan, o Ca'fer'den, o
da babası Temmâm b. Abbas'tan nakletmiş; III/442, H.no: 15593.hadiste
ise Süfyân, Ebû Ali ez-Zerrâd (Saykal)'dan, o Kuşem b. Temmâm'dan veya
Temmâm b. Kusem'den, o da babası Temmâm b. Abbas'tan
nakletmiştİr. Saykal (Ebu'l-Hasen ez-Zerrâd): Ali b. Ca'fer b.
Muhammed b. Abdullah b. Alî, Ebû Hanife'nîn hocalarından biridir. Ebû
Hanife de hadisi bu hocasından almıştır. Müsned'de ise
sadece buradaki rivayeti verilmiştir.
218
Misvak ile
Ağız Temizliği
"Bana ne
okıyor,sizin kirli/sararmış dişlerle geldiğinizi
görüyorum. Misvak kuüanın! Eğer ümmetime ağır
geleceğinden korkmasaydım tıpkı abdesti farz
kıldığım gibi misvağı da farz
kılardım."
NOT: Hadiste geçen
farz kılma fiili, bazı rivayetlerde emrederdim şeklinde
nakledilir. Buradaki anlam, bağlayıcı emirdir. Tevbe sûresi
9/292da geçtiği gibi Rasûluliah îeşrî yetkisine sahiptir ve bazı
şeyleri haram kılabilir. Bunlar Allah'ın emriyle (vahyle)
olduğu için farz ve haram Iafızlarıyla ifade edilebilir.
AÇIKLAMA
İslâm
ağız sağlığına/temizliğine önem verir.
Temizlemenin en pratik ve en müessir yolu misvaktır. Sünnet'e uygun olan
misvak, erâk ya da zeytin ağacının513 dalıdır;
onların ince lifleri, kendine has kokusu vardır. Müstehab olan,
misvağı abdest
alırken, yatarken ve
yataktan kalkınca kullanmaktır. Misvağın birçok
faydalan
vardır, bunlardan bazılar şöyle zikredilir;
Rasûlullah'm
sünnetine uyulmuş olur,
Ağız
temizliğini sağlar,
Ağız
kokusunu giderir,
Diş etlerini
kuvvetlendirir,
Diş
çürümelerini engeller,
Gözü
kuvvetlendirir,
İşlerinde
başarı sağlar,
Zekâyı
artırır,
Konuşmayı
güzel leştirir,
Hazmı
kolaylaştırır,
Ömrü
bereketlendirir,
Sünnet'e
uyulduğu için mii'min olarak irtihale sebep olur ki aslında bütün
bunlar Rabbimizin rızasını kazanmaya ve mü'min olarak irtihale
açılan yollardır.
Misvak, erak
ağacı yanında zeytin
ağacından da olur. Bu konuda Rasûluliah (Sallallaha aleyhi ve sellem)
şöyle buyurur:
"Mübarek bir
ağaç olan zeytinden yapılan misvak ne güzeldir, o ağız
kokusunu güzel]eştirir ve çürümeyi önler. O, benim ve benden önceki
peygamberlerin misvağıdır." (Taberânî , el-Mûcemu'l-evsât
I, 210, H.no: 678; Deylemî, Firdevs, IV, 260,
H.no: 6767) Muâz b. Cebel'den (Radıyallahâ anh) nakledilen bu hadis için
Heysemî şöyle der: "Hadisi Taberânî Evsafında zikreder.
Senedinde Muallil b. Muhammed var. Hakkında bilgi veren birini
tanımıyorum" BkMecma', 11/100. Taberânî'nin senedinde bu isimde
bir râvi de görülmemektedir. Fakat Taberânî'nin bir başka eserinde sened
şu şekildedir:
Bk.Taberânî,
Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, H.no: 46 (Burada ise ismini Muallil b. Nüfeyl olarak
görüyoruz); Aclûnî, Ebû Nuaym'in de Kitâbü's-Sivâk isimli eserinde bu hadisi
naklettiğini belirttikten sonra: "En iyi misvak ağacı
Erâktir, Daha sonra sırası ile hurma ve zeytin ağaçlan
gelir" der. Bk.Keşfu'l-hafâ, H.no: 1439, 2814; îbn Hacer de
senedindeki Ahmed b. Muhammed'e dikkat çeker. Bk.Telhîs, 1/72.
Misvak ile
Ağız Temizliği
219
§Eğer misvak
bulunmazsa dişlerin parmaklarla ovulması tavsiye edilmektedir. (Bu
konu için ayrıca bk. 173/480 nolu hadis ve devamı.)
* Namaz
Kılmaya Başlamadan Misvak Kullanmak
166/474-Ebû
Hüreyre'den Rasûlullah'm (Şâünttaha aleyhi ve seüem) şöyle
dediğini işittim: "Eğer ümmetime ağır
geleceğinden korkmasaydım, her namazda misvak kullanmayı emreder,
son namaz olan yatsıyı gecenin ilk üçte birine tehir ederdim. Zira
Allah Teâlâ gecenin ilk üçte birinde dünya semâsına tecelli eder, fecrin
doğuşuna kadar bu hal devam eder ve biri şöyle nida eder:
514 Sened: v/ ^f
'J* O fi jy t&* i* yo-i^' -^ Jt 'J-- -
Sahih: Müsned,V
120, H.no: 967; Benzer rivayet için bk. 1/120, H.no: 968 (Ebû Hüreyre'nin
hadisi Hz. Ali'nin müsnedi içinde yer almıştır. Bunun sebebi de
aynı hadisin Hz. Ali tarafından da rivayet edilmesidir.) Ahmed
Muhammed Şâkir hadisin Ebû Hüreyre'den nakledildiğini, Hz. Aîi'nin
ziyâde edilmesinin bir hata olduğunu iddia eder. Heysemî, senedindeki
râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma\ 1/221; X/154.
Eserinin bir başka yerinde "Hz.Ali'nin bu rivayeti Ahmed b. Hanbel ve
Ebû Ya'lâ tarafından nakledilmiş olup râvileri sikadır. İbn
îshâkda semâmı açıklamıştır"der. Bk.Mecma', X/154
Dârimî, Saiât, 168,
H.no: 1493; Tahâvî, Şerhti meânil-âsâr, 1/43; Taberânî, el-Mu'cemül-evsat,
11/57, H.no: 1238; Bezzâr, 11/121, H.no: 478; Heysemî, Taberânî'nin senedinde
sika-müdellis olan İbn İshâk'm bulunduğunu tahdis
siğasıyla naklettiğinden dolayı isnadının hasen
olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/22i; Eserinin bir başka yerinde:
"Ebû Hüreyre'nin Hz.Ali'den aldığı bu hadis için, Ebû
Hüreyre'nin hadisi sahih kaynaklarda zikredilir. Ahmed b. Hanbel'in oğlu
Abdullah Müsned'in ziyâdelerinde bu hadise yer verir. Bezzâr da hadisi
nakleder. Hz. Ali'nin ziyâdeli olarak naklettiği hadis ise râvileri
sikadır. Ancak Müsned'de İbn İshâk, Ubeydullah b. Ebî Râfi'den
an'ane ile nakleder. Bezzâr ise İbn İshâk'ın tahdis yolu ile
Abdurrahman b. Yesâr kanalıyla Ubeydullah b. Ebî Râfi'den naklini verir ki
Abdurrahman'İ da îbn Maîn sika saymıştır" der.
Bk.Meana', 11/96-97
220_____________________________________ Misvak ile Ağız
Temizliği
"Yok mu
isteyen, (kendisine) verilsin,
Yok mu dua eden,
icabet edilsin,
Yok mu hasta olup
şifa isteyen, şifa verilsin,
Yok mu günahkâr
olup af dileyen, affedilsin.'"
§Hz. Ali'den de
benzer hadis rivayet edildi.
167/475-Zeyd b.
Hâlid'den (Radıyaiiahu anh):515
RaSUİUİlah
(Sailallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Eğer
ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım, onlara her namaz
kılacaklarında misvak kullanmayı emrederdim."
(Râvi) Zeyd
misvağı katibin kulağına kalem koyduğu yerde
olduğu hâlde mescide giderdi. Her namaz kılınacağında
namazdan önce ağzını misvaklardı.
168/476-(z.) Hz.
Ali'den (Radtyaiiaha anh):5i6
Sened: ^> £ pSj\
x± J İx J\
Sahih: Müsned,
V/193, H.no: 21580; Benzer rivayet için bk. IV/114, H.no: 16969;IV/115, H.no:
16985; Buhârî, Savm, 27; Ebû Dâvûd, Taharet, 25, H.no: 47; Tirmizî, Taharet,
18, H.no: 22, 23 (hasen-sahih); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/155, H.no:
1786; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/197, H.no: 3041; Bezzâr, 1X1222, H.no: 3767;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, V/243-244, H.no: 5223-5224; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kührâ, 1/37, H.no: 155 Sened: ^-üı ^^j-<^
Sahih: Müsned,
1/80, H.no: 607; Dârimî, Salât, 168, H.no: 1493; Tahâvî, Şerhu
meâni'l-âsâr, 1/43; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/57, H.no: 1238; flezflîr,
U/121, H.no: 478; Heysemî, Taberânî'nin senedinde sika-müdeilis olan İbn
îshâk'm bulunduğunu tahdis siğasıyla naklettiğinden
dolayı isnadının basen olduğunu belirtir. Bk. Mecma',
1/271;
Amir Hasan Sabri
Zevâidü Abdillah fi'l-Müsned isimli eserde şunları söyler: "Hem
Ebû Hüreyre hem de Hz. Ali'den nakledilen bu hadis sahihtir. Ancak Hz.Ali'nin
hadisinde
Misvak ile
Ağız Temizliği
______
___^____^____—_______221
Hz. Peygamber
(Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Eğer
ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım her namaz kılacaklarında misvak kullanmayı emrederdim."
169/477-Hz.
Âişe annemizden (Radıyaiiaha
inkıta
bulunmaktadır. Çünkü Sbn İshâk Ubeydullah b. Ebû RâfT İle mülâki
olmamıştır. Ancak amcası Abdurrahman b. İshâk
kanalı ile ondan nakleder. Bu râvi ise Ta'cil'de (s.259) belirtildiği
gibi sikadır. Her halükarda hadis sahihtir. Ebû Hüreyre hadisini İbn
Hıbbân (111/40-41), Hâkim (1/245, H.no: 516. Hâkim Buhârî ve Müslim'in
şartına/râviierine göre sahih olduğunu ilâve eder), Hatîb
el-Bağdâdî Tarih'inde (DC/346) el-Makburî tarikiyle naklederler. Ebû
Hüreyre hadisini Makburî tariki dışında Buhârî (Cum'a, 8),
Müslim (Taharet, 42), Ebû Dâvûd (Taharet, 46), Tirmizî (Taharet, 22), Nesâî
(Taharet, 7; Mevâkît, 20), Ahmed b. Hanbcl (11/245, 187, 399), Mâİik
(Taharet, 114-115) rivayet ederler. Hz.Ali'nin hadisini ise Ahmed b. Hanbel
(1/120), Bezzâr {Keşfii'l-estâr, 1/240) Hatîb el-Bağdâdî Tarih'inde
(IV/255).İbn İshâk'ın amcası Abdurrahman kanalı ile
Ubeydullah b. Ebû Râfi'den nakleder. Heysemî, Ebû Hüreyre'nin hadisinin
Sahih'te olduğunu Müsnedin ziyâdelerinde Abdullah'ın
naklettiğini; Hz.AH'nin hadisini ise Bezzâr'ın naklettiğini ve
râvİlerinîn de sika olduklarını söyler {Mecma', 11/96-97). Bk.
Zevâidü Abdillah fi'l-Müsned, s.157-158, H.no: 10. Ayrıca
165/474.hadİsİn tahricinebk.
Sened: jjjjı ^
*yj> '£ tşj*$ ^jLf^ & ^-- ^ Â**-* '/"*j J1* 'Ji^! ^ ci* ^ ^-^
Jü vj^ ^'■^~ Hasen: Müsned, VI/272, H.no': 26218; İbn Huzeyme, 1/71;
Hâkim, 1/244-245, H.no: 515 (Müslim'in şartına göre sahihtir. Zehebî
de bunu onaylar); Beyhakî, Şuabii'l-fmân, 111/26, H.no: 2773;
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/38; Münzİrî hadisin Ahmed b. Hanbel, Bezzâr, Ebû
Ya'lâ ve İbn Huzeyme tarafından nakledildiğini, Muhammed b.
İshâk'ın İbn Şihâb'dan hadis işitmediğini
belirtir. BLTerğîb, 1/102, H.no: 334; Nevevî Hz.Âişe'nin rivayet
ettiği bu hadis için şunları söyler: "Beyhakî bu hadisi
birçok tarikle nakletti ve tariklerinin her birinin zayıf olduğunu
belirtti. Hâkim'in bu hususta sözüne itibâr olunmaz. Çünkü kendisi hadisleri
sahih sayma hususunda mütâsâhil olduğu gibi, hadis Müslim'in
şartına/râvisine de uygun değildir. Müslim, İbn
İshâk'ın hadislerine sadece mutâbaatta yer verir, tbn İshâk
müdellis olduğu ve semâmı da beyân etmediği İçin hadis
zayıftır. Beyhakî, hocası Hâkim'den hadîs usûlünde daha
sağlamdır. Beyhakî İse bu hadisi zayıf
saymıştır. Bk.Mecmû', 1/335; Suyûtî, hadisi İbn Zencûye'ye
(Kitâbü't-Terğîb fi fedâili'l-a'mâl) nisbet ederek zayıf
olduğuna işaret etmiştir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 5100;
Münâvî ise Suyûtî'nin bu davranışını garipseyerek, Ahmed b.
Hanbel, Hâkim, İbn Huzeyme ve Beyhakî'ye nisbet etmeyişini tenkid
eder. O da Beyhakî, Nevevî ve İbn Salah gibi âlimlerin
"zayıftır" görüşünü benimser. Bk. Feyzu 'l-Kadîr,
IV/296.
Heysemî, hadisin
Ahmed b. Hanbel, Bezzâr, Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini,
Bezzâr'ın râvilerinin sika olduğunu, Hâkim'in de hadisi sahih
saydığını ifâde etmekle yetinir. Bk.Mecma', ü/98; Endelüsî,
hadisi Ebû Nuaym'ın da rivayet ettiğini belirterek râvilerinin sika
olduğunu belirtti. Jik.Tuhfetü'l-muhtâc ilâ edilleti'l-Minhâc, 1/176-177,
H.no: 63; Hadisin Ebû Hüreyre'den (Radtyattahü anh) şahidi: (i-^Tj a»-—
ü~• J—^ ^M1* ^^j) Bk.Deylemî, Firdevs, 11/265, H.no: 3236. Mübârekfûrî hadisin
iki şahidini daha dile getirir:
a-İbn
Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi:
(iiı^ j^u ^j
j^~- ^^1 öî tf, Jı .j-' Jij—»ü£*fj ı/-°' i&)
222 ______________^__ Misvak ile
Ağız Temizliği
Hz. Peygamber
(Saîlallaha aleyhi ve seiîem) dedi ki:
"Misvak
kullanarak kılınan namaz, misvak kullanmadan kılınan namazdan
yetmiş kat daha faziletlidir."
anhâ):51s
170/478-Hz.
Peygamber'in eşi Ümmü Habîbe annemizden (Radıyallahü
RasûTulIah'ın
(Saifaliaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Eğer ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım her
namaz sırasında/kılacaklarında misvak kullanmayı
emrederdim, tıpkı abdest aldıkları gibi."
§ Başka
tarikten gelen rivayette:
Ümmü Habîbe
annemiz, benzerini Zeyneb annemiz vasıtasıyla (Kadıya-
llahü anhüınâ)
nakletti.
Ebû Nuaym'ın
Kitâbü's-Sivâk'ında ceyyid bir isnadla rivayet ettiğini belirtir.
b-Câbir'den (Roekyattohû anh) şahidi:
Yine Ebû
Nuaym'ın Kitâbü's-Sivâk'ında sahih bir isnadla rivayet ettiğini
söyler. Bk. Tuhfetü'l-ahvezî, 1/86.
Sehâvî, hadisin
Enes, Câbir, İbn Ömer, Ümmü'd-Derdâ ve Ciibeyr b. Nüfeyr'den (Radıyallahü
anhüm) (mürseJ olarak) şâhidlerinin bulunduğunu ve bunların
birbirini desteklediğini söyler. Bk.Makâsıdu'l-hasene, s.313-314,
H.no: 625; Aclûnî de Haris b. Ebû Üsâme'nin Müsned'inde Ebu'l-Esved'den
nakledilen rivayete değinir. Sözlerini Sehâvî'nin görüşlerini naklederek
Îbntrl-Ğars'in şu sözü ile noktalar: "Benim âlimlerin
değerlendirmelerinden anladığım kadarıyla hadis
zayıftır veya hasen li gayrihidir." Bk.Kesfu 'l-hofâ, 11/33-34,
H.no: 1604.
îbnü'l'Kayyim
el-Cevziyye "Bu hadis nasıl zayıf olur?" sorusuna,
rivayetleri tek tek değerlendirdikten sonra: "j,—*- *~} 4i ^J o\j
o.-U-ı u» ju» u^i" "İşte hadisin durumu böyle.
Şayet hadis sâbitse hasen hükmündedir" cevabını verir.
Bk.el-Menâru'l-münîf, s. 19-23 Sened:
'J 'J^ £
Sahih: Müsned, VI/325,
H.no: 26642; Ümmü Habîbe annemiz bu hadisi Zeyneb bt. Cahş validemiz
aracılığıyla da nakletmiştir. Bk. VI/429, H.no: 27288
(Tbn İshâk tahdis siğası ile nakletti); Ümmü Habîbe'nin
aynı sened ve metinle Zeyneb bt. Cahş'tan rivayeti Ümmü Habîbe'nin
müstakil rivayetinin sahabe mürselînden olduğuna işaret ediyor.
Sahabe mürseli ise kabul edilir. Ebû Ya'lâ, XIII/48, 64. H.no: 7127, 7143;
Heysemî, râvilerinin sika olduklarını İfade eder. BkMecma',
11/97; Zeyneb bt. Cahş'tan nakledilen hadis için de râvilerinin sika
olduklarını belirtir. Bk.Mecma', 11/97
Misvak ile
Ağız Temizliği
_____________223
* Abdest
Alırken Misvak Kullanmanın Önemi
171/479-Ebû Hüreyre
(Radıyaüahu
519 Sened: -v^
^.'^ı ^°jS- alı i^. a^i-î JU; ıİji
Sahih: Müsned,
11/250, H.no: 7406; İkinci rivayet): 11/259, H.no: 7504 (315/623.hadis);
Benzer rivayet için bk. 11/287, H.no: 7840-7841; Ü/245, H.no: 7335, 7338;
11/531, H.no: 10812; 11/509, H.no: 10566; 11/460, H.no: 9890; 11/517, H.no:
10644; 11/433, H.no: 9557; ü/429, H.no: 9513; n/399, H.no: 9152; Mâlik,
Taharet, 114-115; BhhâH, Cum'a, 8; Savm, 27; Te-mennî, 9; Müslim, Taharet, 42;
Ebû Dâvûd, Taharet, 25, H.no: 46; Tİnnizî, Taharet, 18, H.no: 22; Dârimî,
Salât, 168, H.no: 1492; Vudû', 18, H.no: 689; Nesâî, Taharet, 6, H.no: 7;
Abdiirrezzâk, 1/555-556, H.no: 2106-2107; İbn Ebî Şeybe, Musannef,
1/155, H.no: 1787; İbnü'l-Cârûd, s.27, H.no: 63; İbn Huzeyme, 1/73,
H.no: 140; Tahâvî, Şerhti meâni't-asûr, T/43-44; İbn Hıbbân,
III/351, H.no: 1068; IV/399, H.no: 1531; IV/406, H.no: 1540; Ebû Avâne, T/163,
H.no: 474; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/35, 37, H.no: 144, 153-154; Nesâî,
es-Sünenü'l-kUbrâ, 1/64, H.no: 6; 11/196, H.no: 3035; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, VH/253, H.no: 7424; Ebû Ya'lâ, XI/229, H.no: 6343; Heysemî,
senedinde Muhammed b. Ömer b. Alkame bulunmaktadır. Bu râvi sika olup
hadisleri hasendir. Bk, Mecma', 1/221.
Ebû Hüreyre'nin
Hz.Ali'den aldığı hadis için, Ebû Hüreyre'nin hadisi sahih
kaynaklarda zikredilir. Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah Müsned'in
ziyâdelerinde bu hadise yer verir. Bezzâr da hadisi nakleder. Hz. Ali'nin
ziyâdeli olarak naklettiği hadisin râvileri sikadır. Ancak Müsned'de
İbn İshâk, Ubeydullah b. Ebî Râfı'den an'ane ile nakleder.
Bezzâr ise İbn Ishâk'm tahdis yolu İle Abdurrahman b. Yesâr
kanalıyla Ubeydullah b. Ebî Râfı'den naklini verir ki
Abdurrahman'ı da İbn Maîn sika saymıştır. Bk.Mecma',
11/96-97
Bu konuda rivayette
buîunan sahabe (Hadisin şâhidleri):
a-Ebû Saîd el-Hudrî
(Radıyaliahüanh): Bk. Nesâî, es-Sünenü'l-kührâ, İT/196, H.no: 3030;
b-Abduilah b.
ez-Zübeyr (Radıyallahü anhümâ): Bk.îbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/156,
H.no: 1795;
c-Ca' fer b. Ebû
Tâlib (Radıyatlalm anh): Bk.Ebû Nuaym, Müsnedü Ebî Hanîfe, s.205-206;
d-İbn Ömer
(Radıyallahü anhümâ): Bk.Taberânî, el-Mu'cemü'Ukebîr, XlI/375, 435, H.no:
13389, 13592; el-Mu'cemü'l-evsat, VIII/217-218, H.no: 8448; Heysemî,
Taberânî'nin Kebîr ve Evsat'ındaki hadisin senedinde Saîd b. Râşid
vardır, o da zayıftır. Evsat'mdaki bir diğer hadiste ise
Ertât var, bu zât hakkında cerh ta'dilde bulunan birini bulamadım,
ancak diğer râvileri sikadır" der. Bk. Mecma', 11/98;
e-İbn Abbas
(Radıyaltahü anhümâ): Bk.Taberânî, eUMu'cemü'l-kebîr, XI/87, H.no: 11133;
Heysemî, Taberânî'nin Kebîr'inde ve Bezzâr'm Müsned'inde rivayet
edildiğini, hadisin senedinde Müslim b. Keysân'ın bulunduğunu,
onun da zayıf olduğunu belirtir. Bezzâr bu ravîde herhangi bir beis
görmez. Bk. Mecma', 11/97;
f-Abbas
(Radıyallahü anh): Bk. Makdisî, Muhtara, VITI/394-395, H.no: 487; Heysemî,
hadisin Bezzâr. Taberânî ve Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini,
senedinde mechûl olan Ebû Ali Saykal'in bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma',
H/97-98
Misvak ile
Ağız Temizliği
RaSÛlullah
(SaîlallahÛ aleyhi ve seÜem) buyurdu ki:
"Eğer
ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım, onlara abdest
a-lırken misvak kullanmayı emrederdim,
(Onlara her namazda
(ya da vaktinde) abdest almayı emrederdim.) Ayrıca (son namaz olan)
yatsıyı da gecenin üçte birine ya da yarısı-
ıir
prİprHim " ' '
na tehir
ederdim."
1 ///4ÖÜ-ÜDU
HÜreyre'den (Radıyallahtianh):52"
Rasûlullah dedi ki:
"Eğer
ona; ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım, onlara abdest
alırken misvak kullanmayı emrederdim, sözünü söyleseydi (faydalı
olurdu)."
(Râvi) Ebû HÜreyre
ekledi:
'Ben Rasûlullah'in
(Saiuaiaha aleyhi ve seitem), (misvakla ilgili) hadisini duyduğum andan
itibaren; uykudan önce, uyandıktan sonra ve yemekten önce, yemekten sonra
sürekli misvak kullanmaya başladım.'
* Maznıaza Anında
Misvakla ya da Parmakla Dişlerin Temizlenmesi
g-Câbir
(Radıyallahü anh): Bk. Buhârî, Savm, 27;
b-Vâsıle
(Radıyallahü anh); Bk. Heysemî, Ahmd b. Hanbel ve Taberânî tarafından
nakledilen hadisin senedinde sika-müde]lİs olan Leys b. Ebû Süleym'in
bulunduğunu, bu râvinin de an'ane yaptığını ifade
eder. Bk.Mecma', ü/98
ı-Hz.Âİşe
(Radıyallahü anhâ): Bk.Heysemî, hadisin Bezzâr tarafından rivayet
olunduğunu, senedinde zayıf olan Muâvİye b. Yahya'nın
bulunduğunu ifade eder. BkMecnıa', ü/97
i-Müphem sahâbi (Radıyallahü
anh): Müsneâ, V/410; Heysemî, râvilerinin sika olduklarını ifade
eder. Bk.Mecma', 11/97
j-Diğer
şâhidier: Tirmİzî, hadisin Hz.Ebû Bekir, A1İ, Huzeyfe, Zeyd b.
Hâlİd, Enes, Abdullah b. Arnr, Ümmü Habibe, Ebû Ümâme, Ebû Eyyûb, Temmâm
b. Abbas, Abdullah b. Hanzale, Ümmü Seleme, Vasile b. el-Eska' ve Ebû Musa'dan
(Radıyallahü anhüm) da nakledildiğini dile getirir. Bk. Tirmizî,
Taharet, 18, H.no: 22 520 Sened: « >& £>-*$ ■#■ â* Jii*
,J J J^- '& mi A -d£- '& U & jıi jp # 'sish *ıU J 4%.
Sahih: Müsned,
11/400, H.no: 9166; Heysemî, hadis için "râvileri sikadır"
ifadesini kullanır. Bk.Mecma', 1/221.
173/481-Ebû Mûsâ
el-Eş'arî'den (Radıyallahüanhy.m Rasûlullah (Saitaiiaim aleyhi ve
seiiem) misvak kullanırken yanma geldim. O, misvağın bir ucunu
dilinin üzerine koyup, dişlerinin üstüne doğru misvaklardı. Râvi
Hammâd, sanki misvağı yukarıya kaldırıyormuş gibi
eliyle tarif etti ve 'Bize de Gaylan tarif etti ve şöyle dedi:
'Dişlerini boylamasına misvaklardı."
174/482-Ebü
Matar'dan:
Sahih: Müsned,
IV/417, H.no: 19625; Buhârî, Vudû', 73; Müslim, Taharet, 45; Ebû Dâvûd,
Taharet, 26, H.no: 49; Nesâî, Taharet, 3, H.no: 3; Ebû Avâne, 1/165, H.no: 479;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/35
Sened: jiü cii- £j-
'J,_ i^i ısü.
Zayıf: Müsned,
1/158, H.no: 1355; Senedindeki Muhtar b. Nâfî et-Temmâr el-Kûfî
zayıftır. Buhârî eserinin birinde bu râviyi cerh etmezken
(Bk.et-Târîhu'1-kebîr, IV/I/386), bir diğer eserinde
"miinkeru'l-hadis" hükmünü verir (Ek.et-Tâfîhu's-sağtr, s. 173).
Heysemî de zayıf sayanlardan biridir. Bk.Mecma', V/118-119. Zehebî
"zayıf saydılar" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 5332. Tirmizî
bir, Ahmed b. Hanbel üç rivayetini nakleder. Tirmizî rivayetinden sonra:
"Bas-ralı bir şeyhtir. Garib rivayetleri çoktur" der. Bk.
Sünen, Menâkıb, H.no: 3714. Bu hadis 225/533.hadiste tekrar edilecektir.
Parmakların
misvak yerine kullanılıp kullanılamayacığına dâir
bazı rivayetler: Enes'ten (Radıyallahü anh) rivayet edilen hadis
(^ı—"H\ '%—u o—- c^j—*^>. (Bk.Makdİsî, Muhtara, VII/252,
H.no: 2699; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/40-41, H.no: 176-177, 180
(zayıf); Deylemî, Firdevs,
V/503, H.no: 8891) İbn Hacer hadisin isnadının tartışmalı
olduğunu, fakat kendisinin herhangi bir beis görmediğini belirtir
(Hasen).
_____Misvak ile
Ağız Temizliği
Mescidin giriş
kapısında mü'minlerin emîri Hz. Ali (Radtyailahü anh) ile
oturuyorduk, bir kişi geldi ve Hz. Ali'ye:
"Bana
Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) abdest
alışını göster!" dedi
(güneş de) tam
tepedeydi.
Hz. Ali, Kanber'i
çağırdı ve:
'Bana su dolu bir
kap getir!' dedi.'
Su ile önce ellerini
ve yüzünü üçer kere yıkadı, üç kere ağzına su aldı,
parmaklarıyla ağzının içini oval adı/mi s vakladi. Üç
kere burnuna su çekti, kollarını üç kere yıkadı.
Başını da bir kere mesh edip şöyle dedi:
'Bu ikisinin (yani
kulakların) iç tarafı yüzden, dış tarafı ise
baştan sayılır.'
Sonra
ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar üç
kere yıkadı. Sakalları göğsüne uzanıyordu/gürdü.
Abdesti bitirdikten sonra kalan sudan birkaç yudum aldı ve dedi ki:
'Rasûlullah'in
(Sailattahü aleyhi ve seîlem) abdest şeklini soran kişi nerede? Hz.
Peygamber'in abdest alışı işte böyleydi.'
NOT: Kâ'b
(4—•&&) kelimesi, Türkçeye 'topuk' kemiği olarak geçmiştir.
Ancak abdest âyetinde ve burada geçen hadislerdeki ilgili kelime
(<jl_slJı oukJi) şeklinde tefsir edilmektedir, yani
ayağın iki kenarındaki şişkin
kısımlar/kemikler anlamındadır. Klasik Türkçe sözlüklerde
bu kısım; topuk ve aşık kemiği olarak terceme edilmiştir.
Meallerde ve terceme kitaplarda 'topuk1 olarak terceme edildiği için, bu
çalışmada da kâ'b (v-^1); topuk (aşık kemiği)
şeklinde açıklamalı terceme edildi.523
* Uykudan
Uyandığında, Teheccüd Namazına Kalktığında
ve Eve Girerken Misvak Kullanmak
Hz.Âişe'den
(Radıyaîlahü anhâ) nakledilen rivayetin İse senedinde Müsennâ b.
es-Sabbâh bulunmaktadır.
Amr b. Avf tan
(Radtyallahu anh) gelen nakilde ise (dtj~ ^ / Bj -i)ı>-!i ısja yyî
guv'). Kesir b. Abdullah b. Amr b. Avf bulunmaktadır. (Bk. Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, VI/288, H. no: 6437). Suyûtî, bu hadisin zayıf
olduğuna işaret eder. Bk.el-Câmîu's-sağîr, H.no: 3068; Hey-semî
ise Tirmizî'nin bu râvinin hadislerini hasen saydığını
belirtir, BkMecma', n/100-101
Müsned'deki
Hz.Ali'den (Radıyallahil anh) nakledilen bu hadis için ise İbn Hacer
bu zayıf rivayetlerin içinde en iyisi olduğunu belirtir. Geniş
bügi için bk.Şevkânî, Neylü'l-evtâr, J/119;Bennâ,age., 1/296.
Bk.
Karahİsârî, Mustafa b. Şemseddin, Ahter-i kebîr, 874;
Şemseddİn Sami, Kâmûs-u Türkî, 1170; Muallim Naci, Lügat-i Naci, 630
ğız
Temizliği
175/483-AbdulIah b.
Ömer'den (Radıyaiiahu anhümâ):524 Rasûlullah (Sailallahu aleyhi ve seliem)
yanında misvak bulunmadan uyumazdı, (zira) uyandığı
zaman hemen misvak kullanırdı.
176/484-Hz.
Âişe annemizden
524 Sened:
&j&4 \ş-^ '<^^-Hasen: Müsned, 11/117, H.no: 5979 (Hocası
Ebû Dâvûd et-Tayâlisî'den naklettiği hadislerden biridir); Buhârî de bu
hadise işaret etmiştir (Bk.et-Târîhu'l-kebîr, IV/I/386). Tayâlisî'yi
Buhâri'nin senedinde hocasının hocası olarak görüyoruz. Zeylaî
de Tayâlisî'nin bu hadisi naklettiğini söylüyor, (Bk.Nasbu'r-râye, 1/8)
Biz bunu Tayâlisî'nin Miisned'inde bulamadık. Bu da ası! nüshada
eksik olan hadislerden biri olabilir. Ebû Ya'lâ, X/I21, H.no: 5749; Heysemî,
Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya'lâ tarafından rivayet edildiğini; Taberânî
tarafından rivayet edilen hadisin isnadının zayıf
olduğunu belirtir ve bunun sebebini "tariklerden bir
kısmında müphem bir râvinin bulunmuş olması, bir
kısmında ise Husâm b. Misak el-Ezdî'nin (v.163/779) bulunmuş
olması" olarak açıklar. BkMecma', 11/98-99, 263; Suyûtî, hadisin
zayıf olduğuna işaret eder. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 6919
Hadisin senedinde
yer alan Muhammed b. Müslim b. Mihrân: Ebû Ca'fer Muhammed b. İbrahim b.
Müslim b. Mihrân'dır. Dedesi Ebu'l-Müsennâ Müslim b. el-Müsennâ'dır.
Dedesi İbn Ömer'den nakillerde bulunur. Daha çok ezanla ilgili
rivayetlerin bu kanalla nakledildiğini görüyoruz. Çünkü Ebû Ca'fer
Muhammed b. İbrahim b. Müslim Hilal oğullarının Uryân
Mescidinde, dedesi de Mescidü'1-Câmî (veya Mescidü'î-Ekber'de) müezzinlik
yaptılar. Bk.Nesâî, Ezan, H.no: 668; Ebû Dâvûd, Salât, H.no: 510. Muhammed
b. Müslim b. Mihrân'm Tirmizî ve Dârimî bir, Ebû Dâvûd ve Nesâî iki, Ahmed b.
Hanbel de dört rivayetini nakleder. Tirmizî rivayeti için hasen hükmü verir.
Bk.Sünen, Salât, H.no: 430. Zehebî bu zât İçin "zayıf
sayılmadı" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 4702. İbn Hacer ise:
"sadûktur, bazen hata yapar" der. Bk. Takrib, Trc.no: 5701.
Müslim b. Müsennâ
Ebu'l-Müsennâ ise sika biridir. Bk. Zehebî, Kâşif, Trc. no: 5427. Sened:
-ûiJ ^ ^ji- Jıi jjj 'J ^£ lSj^ Jıi fdi ı3İ&. ju ou*
Cji-
Hasen: Müsned,
VI/121,' H.no: 24781. Benzer rivayet için bk. VI/160, H.no: 25149; Ebû Dâvûd,
Taharet, 30, H.no: 57 (Münzirî, isnadında Ali b. Zeyd b. Cüd'ân
bulunduğunu ve bu râvi ile delil getirilemeyeceğini ifâde eder);
Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, IV/40, H.no: 3557; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
1/39;
Heysemî,
senedindeki Ali b. Zeyd'in zayıf olduğunu, kendisiyle delil getirilip
getirilmeyeceğinde İhtilafın varlığını ifade
eder. BkMecma', 1/128; Bûsirî de aynı şeyleri söyler. Bk.
Misbâhu'z-zücâce, IV/228. Buhârî bu zat hakkında herhangi bir
değerlendirme yapmamıştır. Bk.et-Tânhu'l-kebîr, VI/275,
Trc. no: 2389; İbn Hacer, bu râvi hakkında
"zayıftır" derken (Bk.Takrîb, Trc. no: 4734); Zehebî:
"Hadis hafızlarından biridir; fakat sebt/hafızası
kuvvetli değildir" der ve Dârekutnî'nin bu zat hakkındaki
şu görüşünü nakleder: "O, benim nazarımda leyyin/zayif
olarak kalacaktır." Bk.Kâşif, Trc. no: 3916. İmam Müslim,
bu râviyi (Sabit el-Bünâni ile birlikte) mütâbaat açısından eserine
almıştır. Bk.Sahih, Cihâd, 100; Tirmizî ise: "Saduktur;
ancak bir başkasının mevkuf yaptığı haberleri
merfû yapar" diyerek sadece zaptını tenkid etmiştir.
İşte bu sebeble de bazı âlimler, bu râvinin hadislerini hasen
olarak telakki etmişlerdir. Fakat Tirmizî, bu râvinin de yer aldığı
hadislere "hasen-sahîh" hükmü de verir. Bk.Sünen, Taharet, 80, H.no:
109 (Ahmed Muhammed Şâkir, sika olduğunu; hakkında tenkidde
bulunanların ise delilsiz hareket ettiklerini ifade eder); Radâ, H.no:
1146; Fiten, H.no: 2192; Zühd, H.no: 2330; İsti'zân, H.no: 2698; Edeb,
H.no: 2829;
228 ______Misvak
ile Ağız Temizliği
Hz. Peygamber
(SaÛMiahû aleyhi ve sinem) gece ya da gündüz yatıp, sonra uykudan
uyandığında mutlaka misvak kullanırdı.
177/485-Huzeyfe b.
el Yemân'dan (Radyaitahüanh):526 Hz. Peygamber (Sailaüahü aleyhi ve
sellem) gece namaz kılmaya (bir
rivayette; teheccüde) kalktığında.ağzını
misvakla temizlerdi.
Fiten, H.no: 2192;
Zühd, H.no: 2330; İsti'zân, H.no: 2698; Edeb, H.no: 2829; Tefsir, H.no:
3168; Menâkıb, H.no: 3615, 3753, 3902; Sadece sahih dediği de olur:
Cuma, 39, H.no: 545; Yalnızca hasen hükmü verdiği hadisler için bk.
Cuma, H.no: 589; Savm, H.no: 764; Fiten, H.no: 2248, 2254; İlim, H.no:
2678; Tefsir, H.no: 2991, 3107, 3142, 3148, 3187, 3206; Deavât, H.no: 3455;
Menâkıb, H.no: 3854; Müslim bir, Tirmizî 26, Nesâî iki, Ebû Dâvûd 12,
İbn Mâce 23, Ahmed b. Hanbel 258 ve Dârimî de on rivayetini nakleder. Bu
râvi için bk. 29/18O.hadis.
Ümmü Muhammed
Ümeyye bt. Abdullah meçhuldür. AH b. Zeyd'in babasının eşidir. Bu
durum rivayetlerde şu şekilde zikredilir: "«—-ı £y>
-£^> f» ££ ->o es. ^*" Tirmizî, Dârimî ve İbn Mâce bir, Ebû
Dâvûd iki, Ahmed b. Hanbel dokuz rivayetini nakleder. Tirmizî hadisi
hakkında hasen hükmü verir. Bk.Sünen, Tefsir, H.no: 2991. İbn Hacer
ve Zehebî bu hanım hakkında herhangi bir hüküm vermezler. Bk.Takrîb,
Trc. no: 8539; Kâşif, Trc. no: 6955. Şu hadis bu rivayeti
kuvvetlendirir:
"Hz.Aİşe'den
(Radıyallahü anhâ): Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve sellem) yatar,
u-yandiğı zaman ağzını misvaklar, sonra abdest
alır ve sekiz rekat namaz kılardı. Her iki rekatta bir oturur ve
selâm verirdi..." Bk. Müsned, VI/123; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III/2S
52 Sened: jjı} ^o* jjUS '&■ *£££> üii. £ji.
Sahih: Müsned,
V/382, H.no: 23135; (İkinci rivayet): V/402, H.no: 23308; Benzer rivayet
için bk. V/407, H.no: 23350; V/390, H.no: 23206; V/397, H.no: 23259; V/407,
H.no: 23353; Buhân, Vudû', 73; Cum'a, 8; Teheccüd, 9; Müslim, Taharet, 46-48;
Ebû Dâvûd, Taharet, 30, H.no: 55; Nesâî, Taharet, 1, H.no: 2; İbn Mâce, Taharet,
7, H.no: 286; Dârimi, Vudû', 20, H.no: 691.
Misvak ile
Ağız Temizliği __________
229
527
178/486-Hz.
Âişe annemizden (Radtyattahu anhây.
Hz. Peygamber
(Sallallahü aleyhi ve seiiem) yağmuru gördüğünde:
"Allahım,
faydalı/bol yağmur istiyoruz" derdi.
(Râvi Şureyh)
şöyle dedi:
Ben, Âişe
annemize:
'Rasûlullah eve
girdiğinde önce ne yapardı,' diye sordum.
'Önce misvak
kullanırdı'1 dedi.
179/487-Amir b.
Rabîa'dan (Radıyallahü anhy.
Sened:
Sahih: Müsned,
VI/41-42, H.no: 24026.
Hadis iki bölümden
oluşmaktadır:
a-Birinci bölüm
yağmur ile ilgilidir ki bu da 1729/2599.hadiste zikredilecektir.
b-îkinci böİüm
ise misvak ile İlgilidir. İkinci bölümüne benzer bir rivayet İse
şu şekildedir:
Müsned, VI/254,
H.no: 26046. Bir diğer rivayet:
J
^ ui' 015" c^i ^l ^1 li'
*ii^i oli Jİ ^i "j*
ti^ cJli
Müsned, VI/237,
H.no: 25875; VI/182, H.no: 25363; VF192, H.no: 25468; VI/188, H.no: 25430;
VI/110, H.no: 24676; A/its/rm, Taharet, 43; İbn Mâce, Taharet, 7, H.no:
290; Humeydî, 1/131, H.no: 270
Sened* -^İ
j& '^'j ^ y\i- Jl Jjı jI* ö* -ûj* -C& ^ »-a^ jf üÇii ^i o^J1 -^j
^C4- ı^j»- ^"j ^j^-Haseıı: Müsned, İÜ/445, H.no:
15618; Benzer rivayet için bk. m/446, H.no: 15628; Buhân, Savm, 27 (muallak
olarak); Ebû Dâvûd, Savm, 27, H.no: 2364; Tirmizî, Savm, 29, H.no: 725 (hasen);
Heysemî, "Âsim b. Ubeydullah'm zayıflığı sebebiyle
hadis zayıftır" der. Bk. Mecma', V/223-224. Mizzî:
"Hafızası hakkında tenkidler
yapılmıştır. Mâlik ve Şu'be başta olmak üzere
birçok alim kendisini tenkid eder" der ve İbn Adiy'in
"zayıf olmakla birlikte âlimler hadisini
almıştır" sözünü nakleder. Bk.Tehzîbü'l-Kemâl, XIII/500;
İbn Hacer, bu zâtın zayıf olduğunu söyler. Bk. Taknb, Trc.
no: 3065. Zehebî ise İbn Maîn'in "zayıf, Buhârî ve diğer
âlimlerin "münkeru'l-hadis" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif, Trc.
no: 2506. Tirmizî sekiz, Nesâî bir, Ebû Dâvûd altı, İbn Mâce on,
Ahmed b. Hanbel ise 47 yerde Âsım'm rivayetini verir. Tirmizî hadislerini
hasen veya hasen-sahih olarak değerlendirir. Bk.Sünen, Savm, 29, H.no: 725
(hasen); Cenâiz, 14, H.no: 989 (hasen-sahih); Nikâh, 22, H.no: 1113
(hasen-sahih); Edâhî, 16/2, H.no: 1514 (hasen-sahih); Kader, 3, H.no: 2135
(hasen-sahih); Deavât, 109, H.no: 3562 (hasen-sahih). Bu râvî için 34/76.hadise
bk. Bennâ da hadisin hasen olduğunu isbât eder. Bk.BüIûğiı
'l-emânî, 1/298.
230_________________________________^_^ Misvak ile Ağız
Temizliği
Rasülullah'm
(Sallallahü aleyhi ve seitem), oruçluyken sayamayacağım ve hesap
edemeyeceğim kadar çok misvak kullandığım gördüm.529
180/488-Abdullah b.
Abbas'tan (Radıyaiiahamhûmâ):530
Rasûlullah'a
(SaiMiahu aleyhi ve seilem) ihtiyaçları aynı olan iki kişi geldi
ve
birisi
RasûluIIah'la konuştu:
Peygamberimiz,
konuşan kişinin ağzından kötü koku gelince: "Misvak
kullanmıyor musun?" dedi. O da şöyle cevap verdi: "Ben
misvak kullanıyorum, ancak üç gündür hiçbir şey yemedim." Bunun
üzerine Peygamberimiz orada bulunan bir, sahabiye, bu
kişiyi misafir
etmesini emretti ve onun ihtiyacını da giderdi.
AÇIKLAMA
Misvak kullanmak
sünnettir.531 Ancak burada unutulmaması gereken ağız
temizliği ve sağlığıdır. Bunları
sağlamada bir yöntem de erak ağacından yapılan misvakla
temizlik yapılmasıdır. Rasûlullah'a benzeme konusunda her ne
kadar şekilcilik de olsa misvak ağacı ile temizlemek efdaldir.
Misvak denildiğinde kavram mânâsı ile erak ağacı
anlaşılmaktadır. Ancak diş fırçasıyla, o
olmadığında parmaklarla da temizlik yapılabilir.Misvak
konusunda yüzden fazla hadis bulunmaktadır.332 Misvak kullanmak bazı
vakitlerde özellikle tavsiye edilmiştir;
529 Metindeki ek:
(Râvilerden) Abdurrahman'dan gelen
diğer rivayette;
"Rasûlullah'ın (Sallallahü aleyhi ve seilem), oruçluyken hesap
edemeyeceğim kadar çok misvak kullandığını
gördüm"
şeklinde nakletti. 530
Sahih: Müsned,
1/267, H.no: 2409; Taberânî, el-Mu'cemü'1-kebîr, XÜ7107, H.no: 12611; Makdisî, Muhtara, IX/548-549, H.no:
541; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/39; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve
Bezzâr tarafından nakledildiğini, Ahmed b. Hanbel'in senedinin
cey-yid olduğunu belirtir. Bk. Mecma', X/321 331 Mevsılî,
İhtiyar, 1/8 532 San'ânî, Siibülü's-selâm, 1/63
Misvakile
Ağız Temizliği
1-Abdest
alırken,
2-Namaz
kılmaya başlarken, (Ancak Hanefi âlimleri, diş etlerini
kanatabilir endişesiyle namaza başlarken misvak kullanmayı tavsiye
etmemektedir.) 3-Kur'ân okurken, 4-Uykudan uyandığında,
5-Ağız kokusu değiştiğinde...533
533 Şîrâzî,
Mühezzeb, 1/13; Nevevî, Mecmu', 1/271; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1/25;
İbn Kudâme, Muğnî, 1/78-79; San'ânî, age., 1/64
Abdest
g)- ABDEST
• Abdest Almanın Fazileti ve Bu Konuda
Titizlik
• Abdest Alıp Camiye Gitmek ve Namaz
Kılmanın Fazileti
• Abdest Alıp, Peşinden Namaz
Kılmanın Fazileti (1)- ABDEST ÂDABI
» Abdest Sırasında Vesvesenin ve Su
İsrafının Terki
• Abdest ve Gusülde Kullanılan Su Miktarı
• Her İşte Sağ ile
Başlamanın Önemi
(2)- HZ.
PEYGAMBERİN ABDEST ALIŞ ŞEKLİ
• Hz, Osman'dan Gelen Rivayetler
• Hz. Ali'den Gelen Rivayetler
• Diğer Sahabîlerden Gelen Rivayetler
(3)- ABDEST ALIRKEN NİYET VE BESMELENİN
HÜKMÜ
(4)- ABDEST ALIRKEN MAZMAZADAN ÖNCE ELLERİ
YIKAMAK
(5)- ABDEST ALIRKEN AĞZA VE BURNA SU VERMEK,
SONRA SÜMKÜRMEK
• Abdestte Tertip; Yüz ve Kolların
Yıkanmasından Sonra Ağız ve Burna Su Çekmek
(6)- ABDESTTE YÜZÜ YIKAMAK, SAKALIN ARASINA SUYUN
GEÇMESİ VE GÖZ PINARINI MESH ETMEK
(7)- ABDESTTE KOLLARI DİRSEKLERE KADAR
YIKAMAK, ALNIN ÜST TARAFINA SUYU ULAŞTIRMAK VE PARMAKLARIN ARASINI OVMAK
(8)- ABDESTTE BAŞ, KULAKLAR VE
ŞAKAK/ZÜLÜF KISMINI MESH ETMEK
(9)- ABDESTTE SARIĞA, BAŞ ÖRTÜSÜNE VE
MESTLERE MESH ETMEK
233
(10)- ABDEST
ALIRKEN AYAKLARIN YIKANMASI
• Ayakların Yıkanma Şekli
• Ayak Parmaklarının Arasım
Ovalamak
• Ayakta Kuru Yer Bırakmamak,
Uzuvları Peş Peşe Yıkamak (Muvâlât) ve Abdesti Tam Almaya
Teşvik
(11)- AZALARI
İKİ YA DA ÜÇ KERE YIKAMAK GEREKİR, FAZLASI MEKRUHTUR
(12)- ABDESTTEN
SONRAKİ DUA VE ZİKİRLER (13)- ABDESTTEN SONRA ÖNÜNE SU SERPMEK
(14)- HER (FARZ)
NAMAZ İÇİN ABDEST ALMA YANINDA, BİR ABDESTLE BİRDEN FAZLA
NAMAZ KILMANIN CEVAZI
(15)- MESCİDDE
ABDEST ALMANIN CEVAZI VE UYUMAK İSTEYENE ABDEST ALMANIN MÜSTEHAB
OLUŞU
234 ___________ ___^_^_^__ Abdest
g)- ABDEST
Abdest G^jJi)
lügatte; temizlik, parlaklık ve güzellik demektir.534 Istılahta ise;
ibadet niyetiyle su ile temizlik yapmak/belirli âzâlan yıkamaktır.535
Bazı ibadetlerde abdest şartı bulunmaktadır ve bu temizlik
Muhammed ümmetinin en önemli özelliğidir. Abdestin
aşağıdaki âyette zikredilen dört farzında ittifak
vardır.
Allah Teâlâ
buyurdu:
Ey iman edenler,
namaz kılmaya kalktığınızda (abdestiniz yoksa),
yüzünüzü ve ellerinizi dirseklere kadar yıkayın,
başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da
topuklara (aşık kemiklerine) kadar yıkayın..,' (Mâide 5/6)
* Abdest
Almanın Fazileti ve Bu Konuda Titizlik
181/489-Câbir b.
Abdullah'tan (Radıyallahu anhy:
514 Fîruzâbâdî,
el-Kâmıısu 1-muhît, 1/32
13 Şirbînî, Muğni'l-muhtâc, 1/47;
Molla Hüsrev, Gurer, 1/6
Sened: j^UJ 'Jt-
oAüJi ^ŞJ ^\ 'J* fj 'J, jıX u.j*- ~û^i 'j. jlü- ^3jJ-
Hasen: Miisned,
HI/340, H.no: 14597; Tirmizi, Taharet, 3, H.no: 4; Taberânî, el-Mu'cemü's-sağîr,
H.no: 596; Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir.
Bk.el-Câmiu's-sağîr. H.no: 8192; Bu rivayet 24/894.hadiste tekrar
edilecektir.
Hadisin
şâhidleri:
a-Müsned'de
Hz.Ali'den (Radıyallahu anh) benzer bir rivayet nakledilir:
Allah Rasûlü
(Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Namazın
anahtarı abdest, talırimesİ/namaza giriş tekbîr,
tahlili/çıkışı ise selâmdır." Bk. Müsned, 1/123,
H.no: 1006; 1/129, H.no: 1072; EbÛ DâvÛd, Taharet 31, H.no: 61; Salât, 73,
H.no: 618; Tirmm, Taharet, 3, H.no: 3; Dârimi, Vudû', 22, H.no: 693; îbn Mâce,
Taharet, 3, H.no: 275; Dârekutnî, 1/360, 379; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
11/15, 173, 253, 379; Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir. Bk.
el-Câmiu's-sağîr, H.no: 8193. Bu rivayet 483/1353 ve 760/163O.hadislerde
zikredilecektir.
Rasûlullah dedi ki:
"Cennetin
anahtarı namazdır, namazın anahtarı da temizliktir."
182/490-Mus'âb b.
Sa'd'dan:537
İnsanlar, ölüm
hastalığındayken îbn Âmir'in yanma girdiler ve onu övmeye
başladılar. İbn Ömer (Radıyallahuanhnmâ) dedi ki:
'Ben Rasûlullah'tan
(Sattattaha aleyhi ve senem) duyduklarım konusunda senin için onları
kandırmam. O şöyle buyurdu:
"Allah
halkın malından (ya da ganimetten) haksız yere alanın
verdiği sadakayı ve temizlik olmadan (abdestsiz) kılınan
namazı kabul etmez."
b-Ebû Saîd'den
(Radıyallahu anh) şahidi için bk. Tirrn'm, Salât, 62, H.no: 238
(hasen); İbn Mâce, Taharet, 3, H.no: 276; Dârekutnî, 1/359, 365; Hâkim,
1/223-224, H.no: 457 (Hâkim, Müslim'in şartma/râvisine göre sahih
olduğunu söylemiş, Zehebî de onaylamıştır); Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 11/379-380;
c-İbn
Abbas'tan (Radıyallahu anhümâ) şâhİdİ için bk.Heyscmî
hadisin Taberânî tarafından nakledildiğini, senedinin zayıf
olduğunu belirtir. Bk. Mecma', U/104
d-Abdullah b.
Zeyd'den (Radıyallahu anh) şahidi için bk.Heysemî hadisin Taberânî
tarafından nakledildiğini, senedinin zayıf olduğunu
belirtir. Bk. Mecma', 11/104
e-İbn
Mes'ûd'dan (Radıyallahu anh) şahidi için bk. Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 11/15; Sened: ^Şj- 'J> îivl- ^'-^ v^1 ö* J^"-
^-^
Sahih: Mü'sned, 11/19-20,
H.no: 1700; Benzer rivayetler için bk. 11/73, H.no: 5419; 11/57, H.no: 5205;
n/51, H.no: 5123; 11/39, H.no: 4969; Müslim. Taharet, 2; Tirmizî, Taharet, 1,
H.no: I; An Mâce, Taharet, 2, H.no: 272; İbnü'l-Cârüd, H.no: 65; İbn
Huzeyme, 1/8, H.no: 8; Bu rivayet bir başka isnâdla i28/3087.hadiste
zikredilecektir.
Hadİsin.'şâhİdleri:
a-Ebu'1-Melîh'in
babasından (Üsâme b. Umeyr b. Âmir el-Hüzelî) (Radıyallahu anh)
rivayeti: S -;■ *—M *—Ui j^> jjjtii ijli
İii 4^ 'Jt ijj™ kJlJı y JrJı*Z» Ju âiıS ^i- ÇÜ t/'-^"
'f^-'j v^ ^j*" j*^* İj- -1*™ *3sâ"
Allah Rasûlü
(Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Şanı yüce
olan Allah abdestsiz namazı ve haksız yere alınan sadakayı
kabul etmez." Bk. Müsned, V/75, H.no: 20592; Ebû Dâvûd, Taharet, 31, H.no:
59; İbn Mâce, Taharet, 2, H.no: 271; Bu rivayet 84/3043.hadiste
zikredilecektir.
b-Enes b. Mâlik'ten
(Radıyallahu anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 2, H.no: 273
(zayıf); Heysemî, Mecma', T/227-228;
c-Ebû Bekre'den
(Radıyallahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 2, H.no:
274.
d-Ebû Saîd
el-Hudrî, İbn Mes'ûd, İmrân b. Husayn ve Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahu anhüm) şâhidleri için bk. Heysemî, Mecma', 1/227-228;
236
Abdest
AÇIKLAMA
Bu gibi
rivayetlerde Abdullah b. Ömer'in yüksek şahsiyeti göze çarpmakta babası
Hz. Ömer'deki aynı duruş onda da görülmektedir. Herkesin bilerek ya
da bilmeyerek övdüğü bir kişi konusunda İbn Ömer burada dua
etmedi,538 övgülü sözler söylemedi. Aslında başarılı bir
yönetici olan Abdullah b. Âmir539 Basra'da vali iken herhalde ganimetler
konusunda titiz değildi ve tenkid ediliyordu. Böyle olan birisine edilen
dua kabul edilmez endişesi bulunmaktadır. Tıpkı haksız
olarak kazanılan maldan sadakanın kabul edilmediği gibi. Sanki
Abdullah b. Ömer onu biraz düşündürüp/daraltıp tevbe etmesini
sağlamak istedi ve in.ce bir şekilde
konuyu bir hadisle hatırlattı. Ayrıca hadiste temizlik olmadan
namaz kabul edilmez vurgusu ile tevbe olmadan dualar kabul edilmez,
bağlantısına dikkat çekildi. Doğrusunu Allah bilir.5n
Başka
rivayette; İbn Âmir şöyle dedi: 'Ey İbn Ömer! Benîm için Allah'a
dua etmez misin?' Bk. Müslim, Taharet 2
Abdullah b. Amir'in
siyasî ve sosyal başarılan İçin bk. DİA. Abdullah b. Âmir
md. 54ONevevi, Şerhu Müslim, m/103-104; Bennâ, age., K/88
183/491-Ebû Ümâme,
Amr b. Abese'den (Radiyattaha anhamâ) nakleder:51"
RasÛlllllah' a
(Sallallahü aleyhi ve seltem):
'Ey Allah'ın
Rasûlü! Bana abdesti anlat!' dedim, O da şöyle buyurdu: "Sizden biri
abdeste başlar542; ağzına, burnuna su alır ve sümkürerek
(burnunu da) temizlerse, ağzında ve genzindeki günahlar akan su ile
birlikte dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği gibi yüzünü yıkarsa,
yüzündeki günahlar sakalının uçlarından dökülür, gider.
Kollarını dirseklerine kadar yıkarsa, (kollarındaki) günahlar
parmak uçlarından dökülür. Başını mesh ederse,
başındaki günahlar saçlarından dökülen su ile akar, gider.
Aliah'ın emrettiği gibi ayaklarını topuklarına
(aşık kemiklerine) kadar yıkarsa, topukların-daki günahlar
parmak uçlarından akan su ile dökülür. Sonra kalkar, aziz ve celîl olan
Allah'a hamd eder, O'nu lâyık olduğu şekilde över ve iki rekât
541 Sened: ^i^jJi
*uı jJ* & îfts l2j_- jiii 'Ja J^. i.j>^- ı2
Sahih: Müsned,
IV/112, H.no: 16956; Benzer rivayetler için bk. F//113-114, H.no: 16963;
Müslim,
Salâtü'î-müsâfirîn, 294;
Hadis Ebû Ümârae'nin
(Radıyallahü anh) Müsned'inde kısaca şu şekilde rivayet olunmuştur:
ZClt p y Jıi
£XA J\ 'Ji- v-^j=- J>. j*^ ö* ij^S1 </.' cf. rf^ y^" ;'^'j L^ tâ
•>*-" Jj J& tj 'es t*?"- ^'-^~
lij : Jü o öjj- \j j\y fa* U[ -ijl» jjI Jü
u!l« Ut ^-L^j vi M ila J-}\ "^
Allah Rasûlü
(Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: "Bir kimse
emrolunduğu gibi abdest alırsa, günahlar kulağından,
gözünden, el ve ayaklarından çıkar gider." Bk. Müsned, V/264,
H.no: 22176, 22182; Ebû Ümâme'nin benzer rivayetleri için bk.184-186/491-493
.hadisler.
Hz. Ali'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Abdürrezzâk, 1/51-52, H.no: 153; Bu
hadis, uzunca bir rivayetin son bölümüdür. Hadisin orta bölümü
178/1048.hadiste, tamamı ise Menâkıb bahsinde Amr b. Abese bölümünde
324/İO75O.hadiste zikredilecektir. Hadisin tam metni:
Hadisin kalan son
kısmı ise yukarıdaki metindir. Lafız olarak, abdest suyunu
hazırlar, şeklindedir.
238________________________________________________________Abdest
namaz
kılarsa (kalan) günahları
dökülür, annesinden yeni doğmuş gjbj tertemiz olur."
(Sahâbî) Ebû Ümâme,
Amr'adediki:
'Ey Amr b. Abese,
konuşmanı dikkatli yap!543 Rasûlullah'tan bunları gerçekten
işittin mi? Bulunduğu yerde kişiye bu ecirlerin hepsi gerçekten
verilecek mı?'
Amr b. Abese
şöyle cevap verdi:
'Ey Ebû Ümâme!
Benim yaşım ilerledi, kemiklerim zayıfladı, ecelim
yaklaştı, Allah ve Rasûlü adına yalan söylemeye ihtiyacım
yok. Bu sözleri, RasûluUah'tan birden ya da ikiden yahut da üçten fazla
işitmesem tamam. (Ama) ben bunları Rasûlullah'tan yedi kere hattâ daha
da fazla, defalarca işittim.'
184/492-Ebû
Ümâme'den
543 Lafız
olarak; 'Ne dediğine bir bak!' şeklindedir.
Hasen: Müsned,
V/263, H.no: 22168; Taberânî, eî-Mu'cemü'1-kebîr, VIII/276, H.no: 8061;
Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından nakledildiğini,
Ahmed b. Hanbel'in isnâdındaki Abdülhamİd b. Behram el-Fezârî ve
Şehr b. Havşeb isimli iki râvi ile ihticacda İhtilâf
edildiğini, sahih görüşün her İkisinin de sika olduğunu,
haklarındaki tenkidlerin onları yaralayıcı bir şekilde
olmadığını ifâde etti. Bk.Mecma', 1/222. Şehr b.
Havşeb hakkında geniş bilgi için bk.4/4.hadis.
Abdülhamİd b.
Behrâm'ın Tirmizî, Dârimî ve İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel ise 48
rivayetini nakleder. Tİrmizî hadisini hasen sayar ve Ahmed b. Hanbel'in:
"Abdtiîhamid b. Behrâm'ın Şehr b. Havşeb'den naklinde
herhangi bir beis yoktur'^dediğini nakleder. Ayrıca Tirmizî:
"Buhârî Şehr'İn hadisini hasen görür ve onu kuvvetlendirir"
der. Bk. Sünen, îsti'zân, H.no: 2697;Tefsîr, H.no: 3215. Münzirî hadisin mü
tabaatlarla hasen olduğunu ifâde eder. Bk.Terğîb, 1/94, H.no: 295.
Ayrıca
185-186/493-494.hadislere bk.
239
.--------------------------------------------— '
İSaUallahü aleyhi ve seltem) dedi ki:
«Hprhanal bir
kişi namaz kılma isteği ile, abdest alacağı suya
yone-TPİlPrirv vıkarsa ellerindeki günahları ilk damla ile
birlikte dökülür; llrî sonrahl,'n ' su alır ve (burnunu) sümkürerek
temizlerse ilk dökülen ağZ'?a'.ip hirlikte dilindeki ve
dudaklarındaki günahlar dökülür. Yüzünü yı-damla "e o p dam|g jle biriikte
ku|ak|arı ve gözlerindeki günahlar
kaWr
Kollarını dirseklere kadar ve ayaklarını topuklara
(aşık kemikleri-d0^Har vıkadıöında bütün
günahlarından, hatalarından kurtulur, gider «nnpsinin
doğurduğu günkü gibi tertemiz olur. Bundan sonra namaz Smaya kalkarsa
Allah onun derecesini daha da yükseltir. Yerinde kalır, oturursa huzurla
oturur."
545
185/493-Ebû
Ümâme'den (Radtyatiaha anhy.
RaSÛlullah
(SallallahU aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Müslüman bir
kişi abdest aldığında kulağından, gözünden,
ellerinden ve ayaklarından günahları dökülür. Bu şekilde
oturursa affedilmiş olarak oturur."
msZ-lûZd^lsl
Rn^lO~7; Benzer rivayet için bk 7ff2 Rno: 2207MV/386; V/255- Tayâlisî, s.155,
H.no: 1135; Taberânî, el-Mu'cemu'l-kebır, VIII/123, H.no. i3W, Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve
Taberânî tarafından nakledildiğini, ısnadınır
olduğunu ifâde etti. Bk.Mecma', 1/223. Şehr b. Havşeb
hakkında geniş bilgi .çın bk_4 ' Ebû Hüreyre ve Osman b. Affân'dan
(Radıyallahü anhünıâ) şahidi için dk.
Taharet, 32-33
(188/496.hadis)
Ayrıca 184/492
ve 186/494.hadislere bk.
,.546
186/494-Şehrb.
Havşeb'den:'
Ebû Ümâme'nin
(Radıyaiiahu anh) yanma geldik, baktık mescidte oturmuş,
üstündeki biti/böceği alıyordu. BizeRasûlullah'm (Saliaiiahu aleyhi
ve sellem) şu sözünü nakletti:
"Müslüman bir
kişi abdest aldığında kulağından, gözünden,
ellerinden ve ayaklarından günahları dökülür."
O sırada
yanımıza, bize hadis nakleden Ebû Zabye geldi ve 'bu kişi size
ne nakletti?' dedi. Biz de kendisine, Ebû Ümâme'den duyduğumuzu zikrettik.
Bunun üzerine Ebû Zabye:
'Evet, ben de
(sahabeden) Amr b. Abese'nin, Rasûlullah'tan bu hadisi naklettiğini
işittim,' dedi ve ekledi:
'Rasûlullah
(ayrıca) buyurdu ki:
"Bir kişi
bu temiz haliyle geceye ulaşır ve gece ibadet için kalkar, zikreder,
aziz ve celîl olan Allah'tan dünya ve âhiret hayrını isterse, aziz ve
celîl olan Allah ona istediğini verir."'
Sensd: •~^-zy~ jj
jfi j£ ^li jy* ^lâ jjı J>j ^ $ £jJ- Jı*
Hasen: Müsned,
IV/113,' H.no:'l6958; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, VI/201, H.no: 10643; tbn Mâce,
Taharet, 6, H.no: 283; Taberânî, el-Mu'cemii'l-evsat, 11/140, H.no: 1505 (Amr
b. Abe-se'den); IV/362, H.no: 4439; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve
Taberânî tarafından nakledildiğini, isnadının hasen
olduğunu ifâde etti. Bk.Mecma', 1/223. Şehr b. Havşeb
hakkında geniş bilgi için bk.4/4.hadis.
Bu rivayet için
208/516.hadise bk. Ayrıca 184-185/492-493.hadislere bk.
187/495-Abdullah
es-Sunâbihî'den547 (Radıyanahaanh);'
147 Abdullah
es-Sunâbihî (Radıyallahü anh) Müsned'de bu isimle (künyesiz olarak)
nakledildiği gibi ikinci ve üçüncü rivâyetlerdeki şekliyle de
(künyeli olarak "Ebû Abdillah") vârid olmuştur. Mülik'in
Muvatta'mda İmam Mâlik'ten bir çokları künyesiz rivayet ettiler.
İbn Hacer, bu zâtın sahâbiliğinde ihtilâfın
bulunduğunu söyler. İbnü's-Seken: "Sahâbiliği ihtilaflıdır.
Medİ-nelİdir. Kendisinden Atâ' b. Yesâr rivayette
bulunmuştur"der. Yahya b. Main de: "Medineli-lerin kendisinden
rivayette bulundukları Abdullah es-Sunâbihî sahâbi oima ihtimali çok yüksektir.
Ebû Abdillah es-Sunâbihî ise Hz.Ebû Bekir ve Ubâde'den rivayet eden
şahıstır ve sahâbî değildir" der. Zürkânî Muvatta
şerhinde bu görüşlere yer verir. Bennâ üç ayrı Sunâbihî'den
bahseder: a-Sunâbihî b. el-A'ser: Sahâbî oluşunda ittifak vardır.
b-Abdullah
es-Sunlbihî: Ebû Abdillah es-Sunâbihî de denilir. İhtilâfa rağmen
tercih edilen görüş sahâbî oluşudur. (Bu hadiste geçen zât da budur.
İkinci ve üçüncü rivayette künyesi ile nakledildiği görülmektedir.)
c-Ebû Abdillah
es-Sunâbihî: Sadece künyesi İle meşhur olup asıl adı:
Abdurrahman b. Useyle'dir. Sahâbî değildir. Hz.Peygamber'den rivayetleri
mürseldir. Hz.Ebû Bekir'den nakillerde bulunur. Bk. Bulûğu'I-emânî,
1/302-303.
Sened: jCJ Ji
fdı£ ■£ l£.f J, 4'j 'J* iu^ J1'^ '&^~\ ^~j Jtf iu^
'■J^-)'[ -m1 J* ^v Ju Sahih: Milmed, IV/349, H.no: 18969, (İkinci
rivayet): IV/348-349, H.no: 18965, (Üçüncü rivayet): IV/349, H.no: 18966;
Mâlik, Taharet, 30:
-'f. ı^.\'ji
kl-İ lil» "jJÎ jLi»1 >^J" Cr" C-^" <■**
Rasûlullah
(Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Kul abdeste başlar ve
mazmaza ederse (ağzına su alır, çalkalarsa) ağzındaki
günahlar dökülür. (Burnuna su çekerek) sümkürürse, burnundaki günahlar
dökülür.519 Yüzünü yıkadığında, göz kirpiklerinin
altlarına kadar yüzünün her tarafından günahlar dökülür. Ellerini
(kollarıyla beraber) yıkadığında tırnak
altlarına kadar ellerinin her tarafından günahlar dökülür.
Başını (ve kulaklarını)550 mesh ettiğinde
kulaklarına kadar başının her tarafından günahlar
dökülür. Ayaklarını yıkadığında
tırnaklarına kadar ayaklarının her tarafından
günahlar dökülür. Sonra mescide doğru yürümesi ve namaz kılması
da kendisi için nafile (fazladan sevap)
sayılır."
§ Ebû Abdillah
es-Sunâbihî'den (Radıyaliahüanh) gelen başka rivayette:
Rasûlullah
(SattattaMi aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim
(abdestte) ağzına ve burnuna su alır da temizlerse ağzındaki
ve burnundaki günahları dökülür. Kim yüzünü yıkarsa göz kirpiklerinin
altlarına kadar yüzünün her tarafından günahları dökülür.
Ellerini kim (kollarıyla beraber) yıkarsa tırnak altlarına
kadar ellerinin her tarafından günahları dökülür. Kim
başını ve kulaklarını mesh ederse başından
ya da kulaklarının tüylerinden günahları dökülür. Kim de
ayaklarını yıkarsa tırnaklarına ya da tırnak
altlarına kadar ayaklarının her tarafından günahları
dökülür. Sonra mescide (giderken) attığı adımlar da
kendisine nafile (fazladan sevap) sayılır."
îbn Mâce, Taharet,
6, H.no: 282:
■1____JJ
__JU «J—j *J-f *U'
jj-rf1 r^îll t)i ^a*jl:«aJl £& 3-p Jli
(Müsned'de hazfolan
kısım tamamlansın diye burada Mâlik, Nesâî ve îbn Mâce'nin
rivayetlerini verdik.) Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, III/159, H.no: 2794;
Hâkim, 1/220, H.no: 446 (Hâkim, "Buharı ve Müslim'in
şartına uygun olarak sahihtir" derken, Zehebî sahih olmadığını
söyler.)
71 M
y)
Metinde parantez içindeki cümle: (yani
«îf^ (Uıki
^—. (U^ıkiı c—*->^ j^—>ı
ûy <-M d*) ^^ ^^ ^'-V~j ^ E^ ıÎ!)
Müsned'in 6 ciltlik nüshası yanında tahkikli
baskısında da bulunmamaktadır. Ancak el-Bennâ'nın
tertibinde bu cümle bulunmaktadır. Bu cümle nüshalardan hazfolmuş
olabilir. Çünkü cümle eksik kalmaktadır. 550 Bir rivayetteki ziyade
243
§ Ebû Abdillah
es-Sunâbihî'den (RadıyaiiaManh) gelen üçüncü rivayette: Rasûlullah
(Sailaliahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim
(abdestte) ağzına ve burnuna su alır da temizlerse
ağzındaki ve burnundaki günahları dökülür....(yukarıdaki rivayetin aynı
mânâdaki
benzerini
zikretti."
188/496- Osman b.
Affân'dan (Radıyaiiaha anhy.551 Rasûlullah (Saihiiahu aleyhi ve sellem)
buyurdu ki:
"Kim abdest
alır, abdestini de güzelce tamamlarsa tırnak altlarına kadar
bütün vücûdundan günahları dökülür."
Sened: ö^J^~ '^i-
jjüJi ?j -üJ>-j iüjj- *-5-j- Ji jLLi- '-i-
Sahih: Müsned,
1/66, H.no: 476; Şâfıî, Müsned, s.16; İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/15, H.no: 49; Müslim, Taharet, 33; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/307,
H.no: 576; Ebû Avâne, 1/194, H.no: 615; Taberânî, el-Mu 'cemü'l-evsat, m/99,
H.no: 302; Beyhakî, Şuabü'l-îmân, m/12, H.no: 2731
244
___________Abdest
189/497-Ukbe b.
Âmir'den (Radıyaiiaha anhy.552
Ben,
Rasûluîlah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) demediğini bugün de
aktaracak değilim. Rasûluîlah'ın şöyle dediğini duydum:
"Kim bana
söylemediğim bir sözü bile bile isnad ederse, cehennemdeki evine
(şimdiden) hazırlansın."
Rasûluîlah'ın
(Saiialidha aleyhi ve seiiem) yine şöyle dediğini duydum:
"Ümmetimden iki kişi olsa, bunlardan birisi üzerinde
(şeytanın) düğümleri (bağları) bulunduğu bir
halde gece kalkıp temizliğe yönelerek nefsini tedavi/terbiye etse ve
abdest alsa; ellerini yıkadığında bir düğüm çözülür"3;
yüzünü yıkadığında bir düğüm çözülür,
başını mesh ettiğinde bir düğüm daha çözülür,
ayağını yıkadığında da bir düğüm
çözülür ve aziz-celîl olan Rabbimiz perde arkasındaki kulları
(meleklere) hitaben der ki: Şu kuluma bakın, nefsini nasıl
tedavi/terbiye ediyor, artık kuluma istediği verilir (duası
kabul edilmiştir).'"
Scned: j*û- 'J>
<iii *-»!-
Sahih: Müsned,
IV/159, H.no: 17388; Benzer rivayet için bk. IV/201, H.no: 17718; Heysemî,
senedinde îbn Lehîâ bulunduğu için hadisin hasen olduğunu belirtir.
Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk. 22/64. hadis. Ayrıca hadîsi
Taberâni'ye de nisbet ederek iki isnadından birinin râvilerinin sika
olduğunu ifâde eder. Bk. Mecma\ 1/264. Bennâ hadisin Buhârî ve Müslim'in
Sahih'inde, înıam Mâlik'in Muvatta'ında ve Ebû Davud'un Siinen'inde
Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi bulunduğunu ifade eder.
Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/305. '5' Müsned nüshalarında;
"Başını mesh elliğinde bir düğüm çözülür"
cümlesi bulunmaktadır. Ancak bu cümle tekrar geleceği için burada
terceme edildi. Acaba bu cümle râvinin ya da yazanın hatası mı,
yoksa tekrar mı ediliyor ya da takdim ve tehir mi var? Bennâ tertibinde bu
cümle bulunmamaktadır. Doğrusunu Allah bilir.
Abdest
;554
190/498- Osman b. Affan (Radıyallahü anh);5
Abdest almak için
su istedi; ağzına ve burnuna su aldı, (temizledi), sonra yüzünü
üç kere ve kollarım üç kere yıkadı, başını ve
ayaklarının (mestinin) üstünü mesh etti, ardından gülümseyip
yanındakilere şöyle dedi: 'Beni gülümseten şeyin ne
olduğunu sormuyor musunuz?' Onlar: 'Ey Mü'minlerin Emiri! Neden
gülümsedin?' diye sorunca dedi ki: 'Rasûlullah'ı (Saiiaiiahü aleyhi ve
seiiem), buraya yakın bir bölgede şimdi benim abdest
aldığım gibi abdest almak için su isterken görmüştüm. O gün
Rasûlullah (abdest aldıktan sonra) gülümsedi ve dedi ki:
"Beni gülümseten
şeyin ne olduğunu sormuyor musunuz?" Onlar da: 'Ey Allah'ın
Rasûlü! Seni gülümseten nedir?' diye sorunca buyurdu ki: "Bir kul abdest
suyu isteyip onunla yüzünü
yıkadığında Allah onun yüzündeki günahları siler, kollarını
yıkadığında yine böyle,
başını mesh ettiğinde yine böyle ve
ayaklarını (topuklarla
beraber) yıkadığında yine böyle
(günahlarını siler)." '
191/499-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):555
Rasûlullah
(SallallaM aleyhi ve sdlem) dedi kî:
"Müslüman ya
da mü'min bir kul abdest alırken yüzünü yıkadığında
gözüyle kazandığı her günah o su ile ya da son damla ile556
dökülür, ellerini yıkadığında dökülen su ile ya da son
damla ile de elleriyle işlediği günahları dökülür ve bu durum
(diğer azalarını yıkamakla) diğer günahları da
tamamiyle dökülünceye kadar devam eder,"
554 Sened:
Sahih: Müsned,
1/58-59, H.no: 415; Heysemî, hadisi Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya'iâ'mn
Müsned'lerinde rivayet ettiklerini ve senedindeki râvilerin sika
olduklarım belirtir. Bk. Mecma', 1/224. Bennâ Münzirî'den
şunları nakleder: "Hadisi Ahmed b. Hanbel ceyyİd isnadla,
Ebû Ya'lâ ve Bezzâr ise sahih isnadla naklettiler." Bk.Bülûğu
'l-emânî, 1/305. Benzer bir rivayet için bk.l99/507.hadis.
555 Sened:
yj&g* Jj fr cf &%• '•&¥} ■& J* M2 '^
Sahih: Müsned,
11/303, H.no: 8007; Mâlik, Taharet, 31;
Müslim, Taharet, 32; Tirmizî, Taharet, 2, H.no: 2
556 ...veya benzeri ile dökülür.
192/500-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahü anhy.551
RaSÛlllllah
(ShUaİtahU aleyhi ve settem) dedi ki:
"Bir kişi
abdest alıp abdestini güzelce ve eksiksiz olarak tamamlar, sonra da sadece
namaz kılmak için mescide giderse Allah öyle razı olur ki bu,
malını/yakınını kaybedenin onu tekrar bulduğu
zamanki sevincine benzer."
193/501-Ebû Saîd
el-Hudrî'den (Radıyaiiahu anh):55S
Sened:
ı'Jî'J*-
Sahih: Müsned,
11/307,' H.no: 8051; Benzer rivayet için bk, 11/340, H.no: 8468; 11/328, H.no:
8332; U/453, H.no: 9802; İbn Mâce, Mesâcid, 19, H.no: 800; İbn
Huzeyme, 11/379, H.no: 1503; Hâkim, 1/332-333, H.no: 771 (Hâkim, Buhârî ve
Müslim'in şartı na/râvîl eri ne uygun olarak sahih olduğunu
söylemiş, Zehebî de bu görüşü onaylamıştır). Bennâ,
hadisin İbn Huzeyme tarafından nakledilmesi sebebiyle hadisi sahih
olarak değerlendirir ve şunları ekier: "İbn Huzeyme
kitabında sahih hadisleri toplamayı hedeflemiştir. Sehâvî der
ki: 'Buharı ve Müslim'in Sahihlerinden sonra en sahih eser, İbn
Huzeyme'nin, daha sonra da İbn Hibbân'ın Sahih'leridir.' "
BkBüliîğu'l-emânî 1/306
sonra en sahih e Sahih'leridir.' "
Bk.Büliîğu'l-emânî, 1/306.
Sened:
^.:.~'jı Jj -u«~- 'Jt- jji- J> jSS ^ *uı xi
^ ^ ( ^j £jJ JyLt ^J iiiJı ile jjıi
j?\ ıiji-Hasen: Müsned, 111/3, H.no: 10936; Dâritni, Vudû', 30, H.no:
704-705; İbn Mâce, Taharet, 49, H.no: 426 (İbn Abbas), 427 (Ebû
Said), 428 (EbÛ Hüreyre); Ebû Ya'lâ, 11/507, H.no: 1355; ibn Hıbbân,
ÎI/127-128, H.no: 402; Hâkim, 1/305, H.no: 689 (Hâkim, Buhârî ve Müslim'in
şartına/râvîlerine uygun olarak sahih olduğunu söylemiş,
Zehebî de bu görüşü onaylamıştır). Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 11/16;
Senedde yer alan
Abdullah b. Muhammed b. Akîl sika biri olmasına rağmen hafızasından
dolayı tenkide maruz kalmıştır. Heysemî kendisiyle delil
getirilip getirilemeyeceği
AbdeşL
Rasûlullah
(SaiMiahu aleyhi ve setiem) dedi ki:
"Allah'ın
kendisiyle günahları sileceği ve sevapları
çoğaltacağı şey hakkında size rehberlik edeyim
mı?" Orada bulunanlar:
'Evet, (buyur) ey
Allah'ın Rasûlü!' deyince şöyle buyurdu:
"Sıkıntılar
karşısında güzelce abdest almak, şu mescidlere çokça
aitmek/adımları çoğaltmak ve namazdan sonra diğer
namazı beklemektir."
194/502-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):*59
Rasûlullah
(SatlattahU aleyhi ve seilem) dedi ki:
"Allah'ın
kendisiyle günahları sileceği ve sevapları
çoğaltacağı şey hakkında size rehberlik edeyim mi?
O, mescidlere çokça
gitmek, sıkıntılar sırasında güzelce abdest almak ve
namazdan sonra diğer namazı beklemektir ki bunlar irtibat/güvenlik
noktasıdır."
hususunda
ihtilâfın varlığına dikkat çekerek bu râvinin birçok kimse
tarafından da sika sayıldığını belirtir.
BkMecma\ U/93;
Burada zikredilen
hadis, uzun bir hadisin baş tarafıdır. Hadisin metni:
*£ ^^^k; ^ ' jj^
t î£3i âx; »&jı jıkJi oıiıİı »ji J\
ıîJJı ı'^"} »iiu'ı Ji- *£>'£ j^Ç-ı :jü
«ısı dj-'j ü
^ &
j
J\ ıîJJı ı'^"} »jiiuı Ji- *£>'£ j^Ç-ı
:jü «ısı
j-1. Jlî lîl}
ljiî~jb ^ lifj ^"î iîît \JJB 'j£\ ilil ji^üj JÛ lî\î ^^ L»j—ij j^-j '- Ij si_^İ!ı ıjjiia ^s-j
^>Jl ûjij fjîUl Jli-^Jl oyi
Hadisin tamamı
cemaatle namazda safların düzgün
tutulması ile ilgili başlıkta 1454/2324. hadiste
zikredilecektir. Ayrıca 39/909. hadiste aynı senedle tekrar edilecektir.
559 Sened: *J "fr J^y & J sû & luu $&- jı^jı x*
\2&
Sahih: Müsned,
E/278, H.no: 7715; Benzer rivayet için bk. ü/438, H.no: 9610; 11/301, H.no:
7982; 11/235, H.no: 7208; Mâlik, Taharet, 161; Müslim, Taharet, 49; Tirmizî,
Taharet, 39, H.no: 51 (hasen-sahih); İbn Mâce, Taharet, 49, H.no: 428;
İbn Huzeyme, 1/6, H.no: 5. Bu rivayet 35/905. hadiste bir başka sened
ve benzer lafızlarla tekrar edilecektir.
195/503-Ukbe b.
Âmir'den Rasûlullah'ın (SaiMiahu aleyhi ve seiiem) şöyle
dediğini işittim: "Bir kişi abdest alıp mescide
giderse aziz ve ceiil olan Allah ona, attığı her adımda on
sevap verir. Mescidde namaz kılıp orada oturduğunda da dua eden/itaatkâr oruçlu gibi (sevap
kazanır) ve bu durum (evine) dö-nünceye kadar devam eder."
196/504-Ka'b b.
Ucre'den (Raâıyaiiahü anh):5
360 Sened:
Sahih: Müsned,
İV/ 159, H.no: 17387 (Buradaki senedde İbn Lehîa'mn
hocasının ismi belirli değildir. Ancak Müsned'de İV/ 157,
H.no: 17371'de hocasının Ebû Üşâne olduğu tesbit edilmiştir);
Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XVII/301, H.no: 831; el-Mu'cemü'l-evsat, 1/66,
H.no: 185; İbn Hıbbân, V/393, H.no: 2045; Hadisin senedinde İbn
Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için
bk.22/64.hadis.
Heysemî de hadisin
Ahmed b. Hanbel, Ebû Ya'Iâ ve Taberânî tarafından rivayet edildiğini,
bunların bazılarının tarikinde ibn Hibbân'ın
bulunduğunu, diğerlerinin ise sadece sahih râvilerle
nakledildiğini ifade eder. Bk.Mecma', 11/29. Bennâ hadisin sahih
olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/307
Hasen: Müsned,
IV/241, H.no: 18021; Müsned'dekİ benzer rivayetlere iki örnek:
îlU ^İ diîlî
Jlİ ^Ijf ül^î Jü iijuI^Î '£ l^iS Ûî ^>!Uİl Jl £Uİ cJî-^- ^J
^JfrjJ'j Cİ^J-Ö t&e'j Si)
rf, IV/243-244,
H.no: 18048; IV/242, H.no: 18030, 18032-18033 (Bu rivayet 317/1187 ve
822/1692.hadislerde zikredilecektir); Mâlik, Taharet, 33; AbdürrezzâL Ü/271,
H.no: 3331; Ebû Dâvûd, Salât, 50, H.no: 562; Tirmizî, Salât, 167, H.no: 386;
Dârimi, Salât, 121, H.no: 1411; İbn Huzeyme, 1/227, H.no: 441; Hâkim,
1/324-325, H.no: 745 (Hâkim: Şerik b. Abdullah, Muhammed b. Aclan'dan
rivayet etti" derken. Zehebî ise: "Şerik, İbn Aclan'dan, o
babasından, babası da Ebû Hüreyre'den nakleder" der); Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, XIX/146, H.no: 321; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
İÜ/230; Hadis Ebû Üsâme el-Hannât (bazı niishalar-
249
Rasûlullah'ın
(Satiatiaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Sizden biri abdest alır ve bunu güzelce tamamlar, sonra da namaz kılmak niyetiyle mescide giderse
ellerinin parmaklarını birbirine geçirmesin! Şüphesiz o namazda
sayılır."
197/505- Osman b.
Affan'dan (RadıyaiiaManh):562 Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve
setlem) şöyle dediğini duydum: "Kim abdest alır, bunu
güzelce tamamlar ve farz namazı kılmaya giderse (önceki)
günahları affolur."
daki
"Hayyât" hatalıdır.) sebebiyle hasen gösterilmiş.
İbn Hıbbân sika, Dârekutnî mechûî saymış, fakat bu râvinin
mutâbîleri vardır.
Hadisin Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, 1/256, H.no: 838; Hâkim, 1/324-325, H.no: 744, 746 (Hâkim,
Buhârî ve Müslim'in şartın a/râvîl erine uygun olarak sahih
olduğunu söylemiş, Zehebî de bu görüşü
onaylamıştır).
Heysemî, Mecma',
1/240;
Teşbîk
(parmakların birbirine geçirilmesi) ile ilgili olarak Ebû Saîd
el-Hudrî'den
nakledilen hadis;
Müsned, 111/42-43,
H.no: 11324; IÜ/54, H.no: 11450 (Heysemî, isnadının hasen
olduğunu belirtir. Bk.Mecma', ü/25). Bu rivayet 316/1186.hadiste
zikredilecektir,
Sened: |—J=^ J>.
J^r J> ^»üj si£. ^ı ^ *iii ult ^î l_J- ^.ı y Jjjj' ^'-^- ^^J- Jü
iiı v3^- üü ^jij e1*^ ^-^
OL^İİ Jy
C\')S- '^ '^J$\ j^-"j\ jŞJ,ş&'j>
Sahih: Müsned, Udi,
H.no: 483; Benzer rivayet için bk. 1/71, H.no: 516; Müslim, Taharet, 13; Nesâî,
İmamet, 52, H.no: 854
250___________________________________________________________Abdest
198/506-Humran b.
Ebân'dan:563
Osman b.
Affan'ın (Radıyaiiahu anhüm) yanma geldim, kendisi bir yere
o-turmuş abdest alıyordu ve abdestİ çok güzel aldı, sonra
dedi ki:
'Rasûlullah'ı
(Saüaliahü aleyhi ve seiiem) oturduğum bu yerde abdest alırken
görmüştüm, kendisi güzelce abdest aldı ve şöyle buyurdu:
"Kim benim gibi
abdest alır, sonra mescide gelir de iki rekât namaz kılarsa
geçmiş günahları affolur." Rasûlullah (Saiiatiahu aleyhi ve
sdiem) devamla dedi ki:
"Yalnız
bu sizi kandırmasın, (abdestle affolur diye başka günahlar
işlemeyin!)'"
NOT: Abdestle
günahların affolması gerçeği, amelin Allah tarafından kabul
edilmesine bağlıdır. Affedilen günahlar da sağâir denilen
küçük günahlardır. Büyük günahlar (kebâif) için tevbe edilmesi gerekir.
Doğrusunu Allah bilir.
* Abdest Alıp,
Peşinden Namaz Kılmanın Fazileti
199/507-Humran b.
Ebân'dan:564
Sensd: j**-,^' -4*-
ıjî it" JS?1' J^ j*=3' ıijj&jı Ji m*C<! jî j ^^ & oCî ı2-0- ^y Ji J~^~
£■£■ Sahih: Müsned, 1/64, H.no: 459; Benzer rivayet için bk. 1/66,
H.no: 478; 1/68, H.no: 493; Buharı, Rikâk, 8; Müslim, Taharet, 9; îbn
Mâce, Taharet, 6, H.no: 285
Sened: ouc Jt
jıiic iÜ ur ju m J\ o\'J
Sahih: Müsned,
J/61, H.no: 430; Benzer rivayetler için bk. î/59, H.no: 418-419; 1/58-59, H.no:
415; Mâlik, Taharet, 61; Buhârî, Vudû', 28; Müslim, Taharet, 3; Ebû Dâvûd,
Taharet, 51, H.no: 57; Hz. Osman'dan nakledilen bir başka rivayet ise
şöyledir:
klâüJl C!LidÜ Jk'
* ill
$& tâ *>2»jîl pt ji :'£•'} &
İ J
^4; uj
tıi^ıa"
Müsned, 1/57, H.no:
406; 1/69, H.no: 503; 1/66, H.ıio: 473 (Bu rivayet Namaz konusunun
13/883.hadisi olarak zikredilecektir); Müslim, Taharet, 5-13; îbn Mâce,
Taharet, 57, H.no: 459; Bir başka rivayet:
Abdest^
Osman b.
Affan'ın (Radıyaiiahü anh) yamndaydık, abdest almak için su istedi,
abdest aldı, abdestini bitirince tebessüm etti ve dedi ki:
'Neden gülümsedim,
biliyor musunuz?' Sözüne şöyle devam etti: 'Rasûlullah'in (Saiiattahü
aleyhi ve seiiem), şimdi benim abdest aldığım gibi abdest
aldığını görmüştüm. O gün Rasûlullah (abdest
aldıktan sonra) gülümsedi ve dedi ki:
"Neden
gülümsedim, biliyor musunuz?" Biz de: 'Allah ve Rasûlü daha iyi bilir,'
deyince buyurdu ki: "Bir kul abdest alır, abdestini eksiksiz
tamamlar, sonra namaza başlar ve onu da güzelce tamamlarsa
namazını bitirdiğinde annesinden yeni doğmuş gibi
günahsız hâle gelir. " '
200/508-Humran b.
Ebân'dan:565
Hz. Osman
(Radıyaiiaha anh) bir taşa566 oturup abdest aldı ve dedi ki:
lil-j «3i- 4il
İJ1& ^—Jı ^ İJJjj il ijljii Jı» lll-j j^c- ■'Ü1
Jrf *Ûı Jj^-j l-jIi^isi ^> iiTji itli ^ j^ÜLü
Müsned, 1/67, H.no:
486 (Bu rivayet müphem bir râvî bulunduğundan dolay! zayıftır);
Bu konuda bir diğer rivayet:
^ij Jlî Uj^; CJi
İLCaJJ ^jj oti <1 ifjjj cJlJj^İ 1Iİ.I iî. [^- â_^ ^' JS"
J—Sj *îi *lli ;^>j üUi*- Olî" Jlî Jijjj- j* L_j' : ^Ull jj' j!
jliCkJı Jui İjiİîj^I li of J li' : Jlî lj jjl/j Jİ *Uı
Ji^ -tül J^l/, ^> JîU. li^akj JtiC'jJ-i <JI cjjjf
^ ejj>jll
İÜ jUI-j "İli- *Üİ ^jLj 4!l Jj^-j Ljs^: i »j liÎJ^J ,Jl>
: JUJ Jli . *■«::> l^i jl <; iilli \'J*- jli" OJ Ot^j-^'
*"' fî I* tî^Öl îlitall |^jj 14i; ü ««. O^İS" lii^ıt.j ^J^J
P^ İVİ-=J| j! f1* jU '^ji'1 2r-^^ »J-^ji1 '■** '&J* û* :^u
İ^i" j^JU
ÎSİÂA <-■•/<•
Müsned, 1/67, H.no:
484; Ma'bed el-Cühenî; Basra'da kader konusunda ilk görüş beyân eden
kişidir. Tabiînden sika
biridir. Yalanla itham
edilmedi. Bk.Buhârî, et-Târîhu'l-kebîr, IV/I/399-400. Bennâ, bu
râvî hakkında Ebû Zür'a'nın zayıf, Yahya b. Maîn'in İse
sika dediğini belirtir. Bk,Bülûğu'l-emâm, 1/309. Ayrıca
190/498.hadise bk.
Sened: dÇ^ üı
^ı j-'^ ~*>ij- Ji {&->. 'jc- a^c~ '^ J^> ısii-
Sahih: Müsned,
1/57, H.no: 400. Müslim, Taharet, 5-13. Bu rivayetin tahrici için bir önceki
hadise bk.
566
Belât (-WJi); evdeki yayvan taş
anlamındadır ya da Medine'deki taşlık bir yerdir. Bk. Îbn
Kaccrt
Fethu'l-Bâıi, İV/117; ZUrkânî, Şerhu'l-Muvatta', TV/167;
Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, n/201; Râzî, Muhtânt's-Sıhâh, 63.
Abdest
'Size
Rasûlullah'tan (Sallaüahu aleyhi ve sellem) duyduğum bir hadisi nakledeceğim.
Allah'ın Kitab'ındaki bir âyet bulunmasaydı onu size
nakletmez-dim. Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu işittim:
"Bir kul
abdest alır ve bunu güzelce tamamlar, sonra gider ve namaz kılarsa
diğer kılacağı namaza kadarki (küçük) günahları
affolun'"
NOT: Bu rivayeti
Müslim de nakleder ve Urve'nin söz konusu âyeti eklediğini belirtir:
Allah Teâlâ bu
konuda şöyle buyurur:
'İnsanlara
(gerçekleri) Kitap'ta açıklamamızdan sonra kim bizim indirdiğimiz
açıklamaları/delilleri ve rehberliği gizlerse, onlara Allah da
lanet eder, bütün lanet edicilerde lanet eder,' (Bakara2/159)
201/509-Zeyd b.
Hâlid'den (RMyattaManh):561 Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem)
şöyle dedi: "Kim abdest alır, abdestini güzelce tamamlar ve
hatasız iki rekât namaz kılarsa Allah onun geçmiş (küçük)
günahlarını affeder."
202/510-Ukbe b.
Âmir el-Cühenî'den (RadıyaiiaM anh):
Sened:
Ji
iahih: Müsned,
IV/117, H.no: 16991; Ebû Dâvû'd, Salât, 158, H.no: 905 (Hocası Ahmed b.
lanbei'den naklettiği hadislerden biridir); Taberânî, ei-Mu'cemü'l-kebîr,
XVII/327, H.no: '02; Hâkim, 1/222, H.no: 451 (Hâkim, Müslim'in
şartına/râvisİne uygun olduğunu, hadisin erhangi bir
illetinin bulunmadığını söyler. Zehebî de Zeyl'inde buna
muvafakat eder), lennâ, Münzirî'nin bu hadis hakkında herhangi bir
hüküm-vermediğini dolayısıyla hadisin enedinİn ceyyid
olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/310.
_Abdest__________________________________________253
Rasûlullah'ın
(Saiiaiiam aleyhi ve sellem) şöyle dediğini işittim: "Kim
abdest alır, abdestini güzelce tamamlar, hatasız olarak ve ciddiye
alarak iki rekât da namaz kılarsa onun geçmiş (küçük) günahları
affolun" Râvilerden Yahya ayrıca şöyle nakletti: ".....onun
geçmişte olan (küçük) günahları affolur."559
Sened:
Hasen: Müsned,
IV/158, H.no: 17379; Benzer rivayet için bk. IV/158, H.no: 17380 (Müphem bir
râvî bulunması sebebiyie her iki rivayet de zayıftır); Hâkim,
1/222, H.no: 453 (Hâkim, hadisi Muhammed b. Ebân - Zeyd b. Eşlem - Atâ' b.
Yesâr - Ukbe b. Âmir senediyle merfû olarak nakleder ve Muhammed b. Ebân'm hata
yaptığını, hadîsin de vâhî/zayıf olduğunu,
kendisi ile delil getirilemeyeceğini belirtir. Ayrıca önceki
rivayette verdiği isnadda yer alan Hişam b. Sa'd ile Müslim'in delil
getirdiğini ilâve eder. Zehebî ise sükût etmiştir). Hâkim'in
işaret ettiği Hişam b. Sa'd bir önceki 201/509.hadisin senedinde
yer alan râvidir. Zeyd b. Hâlid kanalı ile rivayet edilen hadis sahihtir.
Bu rivayet ise zayıftır.
Heysemî, hadisin
Taberânî tarafından iki isnâdla nakledildiğini, birinde İbn
Lehîa'nm bulunduğunu, diğerinin senedinin ise
tartışmalı olduğunu belirtir. Bk. Mecma', n/278. Müsned'in
senedinde de İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî İle ilgili
geniş bilgi için bk.22/64. hadis.
Hadis
şâhidleri ile hasen ligayrihi seviyesine yükselir. Bennâ, seneddeki
İbn Lehîa ve müphemlİğe dikkat çektikten sonra hadisin Müslim,
Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Mâce, İbn Huzeyme ve Hâkim tarafından da
nakledildiğini söyler ve Hâkim'in "hadis sahihtir" sözünü
aktarır. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/310. Bennâ'nın belirttiği
gibi Hâkim'in hadis hakkında sahih hükmü verdiğine dair bir bilgiye
rastlayamadığımızı belirtmek isteriz. Ancak hadisin
metni sahihtir; bununla birlikte hadisin bu senedi ile müphem râvi
bulunduğu için zayıf olduğunu söylememiz gerekir. 569 Bir
rivayette de; "Önceki günahlarını örter/siler"
şeklinde nakledilmektedir.
203/511-Ükbeb.
Âmir'den (Radıyaüahu anhy.510
Biz bazen kendimize
zaman ayırır, (bu yüzden) develeri nöbetleşe güderdik. Develeri
gütme günü/nöbeti bana geldi ve akşam vakti olunca onlan
(ağıllarna) getirdim. Sonra Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve
sellem) yetiştim, insanlara ayakta olduğu halde bir konuşma
yapıyordu. Yanma geldiğimde şöyle diyordu:
"Sizden biri
abdest alır, abdestini güzelce tamamlar, sonra kalkar iki rekât namaz
kılar, bu iki rekâta da kalbi ve bütün benliğiyle yönelirse
artık onun cennete girmesi gerekli olur ve günahları da affolun"
O anda; 'bu ne
kadar güzel' demişim.
Önümde olan kimse;
'Önceki daha güzeldi, ey UkbeV dedi. Baktım, bir de ne göreyim bu
kişi Ömer b. Hattab, dedim ki: 'O nedir, ey Ebû Hafs!'
Hz. Ömer
(Raâıyailaha anh) şöyle cevap verdi:
'Sen gelmeden Önce
Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) şöyle demişti:
"Sizden biri
abdest aiır, abdestini güzelce tamamlar ve Eşhedü en lâ ilahe
illallah vahdehû lâ şerike feh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve
rasûlüh' derse kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır ve
dilediğinden içeri girer.'"
Duâmn trc: 'Ben
şehâdeî ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, o tektir-benzeri bulunmaz,
Hz. Muhammed de O 'nun kulu ve peygamberidir.'
204/512-Amrb. Abese
es-Sülemî'den (Radıyaiiakü anh):571
$ ı£iî
570 Sened: [rtM^Jv
Sahih: Müsned,
IV/145-146, H.no: 17247; Müslim, Taharet, 17; Ebû Dâvûd, Taharet, 65, H.no:
169; Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55 (Tirmİzî: "Hadisin senedi
muzdariptir. Bu hususta Ukbe'nin hadisi ile beraber Enes'ten de rivayet
vardır" der); Nesâî, Taharet, 109, H.no: 148; îbn Mâce, Taharet, 60,
H.no: 470;
Hz. Ömer'den
şahidi (Radıyallahii anh) için bk. 306/614.hadis.
Enes b. Mâlik'ten
şahidi (Radıyallahii anh) İçin bk. 307/615.hadis.
Diğer
şâhidleri için bk.306/614.hadİsİn tahriri,
571 Sened:
Abdest___________________________________________________________255
Rasûlullah'ın
(Sattaiiahü aleyhi ve sellem) şöyle dediğini işittim:
"...Herhangi bir kişi namaz kılmak için abdest almaya kalkar ve
abdestini sonuna kadar eksiksiz tamamlarsa her türlü günahtan ya da hata-
Sahih: Müsned,
IV/386, H.no: 19331; Hadis Şehr b. Havşeb sebebiyle basendir
(Şehr b. Havşeb hakkında geniş bilgi için bk.4/4.hadis.)
Ancak bu isnad ile zikredilen hadisin mülaffak olduğu (birden fazla
hadisin birleştirilerek rivayet edildiği) ve bu ayrı
rivayetlerin her birinin sahih isnadlarla geldiği dikkate
alınırsa bu rivayetin de sahih li gayrîhi seviyesinde olabileceği
söylenebilir. Bennâ da hadisin isnadının ceyyid olduğunu ve
Taberânî'nİn de rivayet ettiğini belirtir. Rk.Bülûğu'l-emânî,
1/311. Bennâ, rivayetin tamamını zikrettiği 89/8659. hadiste,
Heysemî'nin bu rivayete yer verdiğini, Ahmed ve Taberânî'nİn üç
Mu'cem'ine de nisbet ettiğini ve Ahmed b. Hanbel'in ricalinin sika
olduklarım söylediğini nakleder. Benzer bilgileri Mtinzİri'den
de nakleder. Ayrıca Hâkim'in de "isnadı sahihtir" sözünü
ilâve eder. Bk, Bülûğu'l-emânt, XIX/159, 200, Hadisin metni:
Burada rivayetin
kudsî hadis kısmı alınmadı. Hadisin tam metni için
bk.89/8659. hadis. Bennâ hadisi şu bölümlere ayırır:
n-Kudsî hadis
bölümü: Bk.38/8492.hadis.
h-Allah yolunda ok
atan kişi ile ilgili bölümü: Müsned, IV/386, H.no: 19330; IV/113, H.no:
16957, 16960-16961; IV/384, H.no: 1932149322 (Ebû Nticeyh es-SUlemî'den);
IV/235-236, H.no: 17984 (Ka'b b. Mürre es-Sülemî'den). Bk.36/4224.hadis.
c-Allah yolunda saç
ve sakalını ağartan kişi ile ilgili bölümü: Müsned, IV/386,
H.no: 19330, 19332; IV/113, H.no: 16957,16961; IV/384, H.no: 19321 (Ebû Nüceyh
es-Sülemî'den); IV/235-236, H.no: 17984 (Ka'b b. Mürre es-Sülemî'den).
Bk.20/7297.hadis.
d-Müs!üman bir
köleyi âzâd eden kişi ile İlgili bölümü: Müsned, IV/386, H.no: 19330,
19332-19333; IV/113, H.no: 16957, 16961; IV/384, H.no: 19321 (Ebû Nüceyh
es-Sülemî'den); IV/235-236, H.no: 17984; IV/235, H.no: 17983; IV/234-235, H.no:
17981 (Ka'b b. Mürre es-Sülemî'den); IV/321, H.no: 18798 (Ka'b b. Mürre
es-Behzî'den); 11/525, H.no: 10747; Ü/525, H.no: 10747 (Ebû Hüreyre'den).
Bk.l/4578.hadis.
t-Üç çocuğu da
bulûğa/ergenliğe erişmeden ölen kimse ile ilgili bölümü: Müsned,
IV/386, H.no: 19330; III/3O6, H.no: 14219, III/303, H.no: 14181 (Câbir'den);
E/510, H.no: 10570; 11/479, H.no: 10162 (Ebû Hüreyre'den); 1/451, H.no: 4314;
1/429, H.no: 4077-4079; 1/375, H.no: 3554 (Ebû Hüreyre'den); VI/29, H.no:
23889; VI/27, H.no: 23873 (Avf b. Mâlik'ten); 111/156, H.no: 12531 (Enes'ten).
Bk.56/8436.hadis.
{-Namaz kılmak
için abdest alan kimse ile ilgili bölümü: Burada zikredilen
kısmıdır. Aynca bk. Müsned, IV/113-114, H.no: 16963. Ayrıca
183-184/491-492.hadislere bk.
_______________Abdest
dan kurtulur.
Peşinden hemen namaza kalkarsa
aziz ve celîl olan Allah onun
derecesini yükseltir. Eğer oturursa kurtulmuş olarak oturur..."
205/513-RasûIullah'm
sahabisi Ebû Ümâme el-Hımsî'den Hz. Peygamber (Satiâttahu aleyhi ve
sellem) şöyle buyurdu:
"Abdest
geçmiş günahları siler, sonra kıldığı namaz
nafile (yani fazladan sevap kaynağı) olur."
Kendisine,
'bunları Rasûlullah'tan işittin mi?' diye sorulunca şöyle dedi:
'Evet, birden fazla, hattâ ikiden, üçten, dörtten, beşten... fazla
işittim.573'
206/514-Ebû Gâlib
er-Râsibî anlatıyor:574
Sened: £Ji-1,—-tin
Sahih: Müsned,
V/251, H.no: 22062; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/148, H.no: 7571;
Heysemî, Ahmed b. Hanbel'in sahih tarikle rivayet ettiğini belirtir. Bk.
Mecma', 1/223; Bennâ, benzer bir
değerlendirmenin Münzirî tarafından da
yapıldığını dile getirir. Bk. Bulûğu 7-emânî,
1/311. Hadisin senedindeki Şehr b. Havşeb İle ilgili bilgi için
bk.4/4.hadis. 573 Lafiz anlamı; "Bir değil, iki değil üç
değil, dört değil, beş değil dalıa fazla
işittim" şeklindedir.
Abdesr
Kendisi Humus'ta
(bulunduğu sırada) Ebû Ümâme (RadtyaiiaM anh) ile
karşılaşır ve onun kendilerine Rasûlullah'tan (SaiiaiiaM
aleyhi ve sellem) duyduğunu söyleyerek naklettiği şu hadisleri
sorar:
"Müslüman bir
kişi namaz ezanını duysa ve kalkıp onun için abdest alsa bu
sudan avucuna gelen ilk damlayla günahları affolmaya başlar,
dam'lalar adedince bu devam eder ve abdesti bittiğinde geçmiş günahları
tümüyle affolmuş olur. Sonra namaz kıldığında bu onun
için nafile (yani fazladan sevap kaynağı) olur."
Ebû Gâlib, 'sen
bunları Hz. Peygamberden işittin mi?' diye sorunca Ebû Ümâme
şöyle der:
'Hz. Peygamber'i
müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderen (Allah'a) yemin ederim ki
birden fazla, hattâ iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on,
on... on... kere duydum,' dedi ve ellerini birbirine vurdu.
207/515-Ebû
Ümâme'nin (Radıyaliaha anh) şöyle dediği nakledilir:575
Ji V* MJ*
y' \?J*- çy Jt J**wi y\ L_pj_ra*JI j&j çy tf JjJSJ jji
t
^-,
Sahih: Müsned,
V/254, H.no: 22088; Ebû Gâlib er-Râsibî; hafızasındaki
zayıflığa rağmen sika sayılmış ve bu sebeple
de kendisiyle delil getirilip getirilemeyeceği hususu
tartışılmış bir râvîdir. Heysemî, Ebû Gâlib er-Râsibî'nin
dışındaki râvîlerin sika olduklarını ifâde ederek,
onun hakkında herhangi bir yorumda bulunmamıştır. Belli
başlı hadis kaynaklarındaki rivayet dağılımı
şöyledir: Tirmizî üç, Ebû Dâvûd bir, İbn Mâce dört, Ahmed b. Hanbel
yirmi hadisini eserine almıştır. Tirmizî, Ebû Gâlib'in ismini
Hazevver olarak açıklar, hadislerini ise hasen (EkStinen, Salât, 149,
H.no: 360; Tefsîr, 3/8, H.no: 3000) ve hasen-sahih (Bk.Sünen, Tefsîr, 43/1,
H.no: 3253) olarak değerlendirir. (Ebû Ümâme'nin ismi ise Suday b.
Aclân'dır.) Ahmed Muhammed Şâkir, Tirmizî tahkikinde Ebû Gâlib
er-Râsibî'nin sika olduğunu benimser.
Sened: <-J\* y)
u.j£- oÇ- 'J>, £j£. ıf£.ı Ojjıi # ij_y £!ü
Sahih: Müsned,
V/255, H.no: 22096; Abdürrezzâk, m/71, H.no: 4842; Rûyânî, Müsned, 11/271-272;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIÜ/123, H.no: 7560-7563; Bu rivayet mevkuf bir
eserdir. Yânî Ebû Ümâme Suday b. Aclân'ın sözüdür. Fakat ibâdetler
konusunda sahabenin fikir beyân etme durumu olmadığı için
rivayet hükmen merfûdur. Daha önce zikrettiğimiz hadisler de bunu ispat
eder niteliktedir. Heysemî, hadisi Taberânî'nin de rivayet ettiğini ve
râvilerinin sika olduğunu, Ahmed b. Hanbel'in de isnadını
"Hasâis ve Nübüvvetin alâmetleri" bahsinde {Mecma', VEI/265)
zikredeceğini belirtir. Bk. Mecma', 1/223
258_______________________________________________________Abdest
'(Abdestle olan)
temizliği eksiksiz yaptığında, yerine affolmuş olarak
oturursun. Peşinden kalkıp bir de namaz kılarsa, kendisine
fazilet ve ecir yazılır, sadece oturursa affolmuş olarak
oturur.'
Birisi ona:
'Ey Ebû Ümâme, o
kişi kalkıp namaz kıldığında bu nafile olmaz
mı, ne dersin?' diye sorunca şöyle dedi:
'Hayır, nafile
olması sadece Rasûlullah'a {Saiiaiiahü aleyhi ve settem) ait olsa gerek.
Bu kişi günah ve hatalar içinde yaşarken nasıl nafile olur, (bilâkis)
fazilet ve ecir olarak yazılır.'
,.576
208/516-Ebû Müslim
anlatıyor:;
Ebû Ümâme'nin
(Radıyaiiaha anh) yanma girdim, kendisi mescidde üzerindeki
biti/böceği alıp çakılların içine gömüyordu. Ona dedim ki:
'Ey Ebû Ümâme, bir
kişi senin Rasûlullah'tan (SallattahU aleyhi ve seiiem) duydum diyerek
naklettiğin şu hadisi rivayet etti:
"Kim abdest
alır, abdestini güzelce tamamlar; elini, yüzünü yıkar ve
başını, kulaklarını mesh eder (ve ayaklarını
yıkar), sonra kalkıp farz olan
576 Sened: OU J\
Ji- iuks jıi ^LS j? £
Hasen: MüSned,
V/263, H.no: 22173; İbn Ebî Şeybe, Musannef, n/145, H:no: 7490-7491;
Taberânî, el-Mu'cemÜl-kebîr, Vm/266, H.no: 8032; Beyhakî, Şuabü'l-îmân,
m/14, H.no: 2736 (Ebû Müslim'in nİsbeti "el-Bece)î" olarak
veriliyor); Münzirî, Ebû Müslim'in nisbetİni "et-Tağlibî"
olarak verir ve isnadının hasen olduğunu belirtir.
Bk.Terğîb, 1/145; Benzer bir rivayet daha önce zikredilmişti.
Bk.l86/494.hadis. Ebû Müslim et-Tağlibî (es-Sa'lebî veya el-Becelî)
meçhuldür. Heysemî, senedindeki Ebû Müslim et-Tağlibî hakkında
sikalığına dâir bilgi veren birini
tanımadığını, diğer râvilerin ise sika
olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/222, 300. Münzirî de benzer
şeyler söyler. Bk.Terğîb, 1/155. Ebû Müslim eİ-Becelî Zeyd b.
Erkam'dan hadis alan râvîdir. Hadis şâhid ve mütâbileri ile kuvvet
kazanır. Bennâ hadisin İsnadının ceyyid olduğunu ifade
eder. Bk.Bütûğu'l-emânt 1/313.
namazı
kılarsa o gün
ayaklarının yürüdüğü, ellerinin tuttuğu,
kulaklarının İşittiği ve içinden geçirdiği bütün
günahlarını Allah affeder."'
Bunun üzerine Ebû
Ümâme şöyle dedi:
'Vallahi, bunu
Allah Rasûlü'nden sayamayacağım kadar çok işittim.'
209/517-Âsım
b. Süfyân es-Sekafî anlatıyor:"7
Bazı sahabiler
ZatÜ's-Selâsil51* gazvesine katıldılar. Fakat savaş bitince
(düşman kaçınca)579 bir müddet beklediler. Sonra Hz. Muâvİye'nin
yanma
Sened: JJ J j ^
Sahih: Müsned, V/423, H.no: 23486; Nesâî, Taharet, 108, H.no: 144; İbn
Mâce, İkâme, 193, H.no: 1396; Dârimî, Vudû', 45, H.no: 723;
Şâşî, Müsned, 111/75, H.no: 1131; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
IV/156-157, H.no: 3994-3995;İbn Hıbbân, 11/189, H.no: 1039;
Süfyan b.
Abdurrahman sebebiyle hadis tenkide maruz kalmıştır. Fakat bu
râvinİn Alkame b. Süfyan b. Abdullah es-Sekafî et-Tâifî isimli mütâbii
vardır. Bk. Taberânî, eî-Mu'cemü'l-kebîr, IV/156-157, H.no: 3995. Süfyan
b. Abdurrahman'in ismi bazı senedlerde Süfyan b. Abdullah olarak da
zikredilir. Bk.Üânmf, Vudû', 45, H.no: 723; İbn Hacer bu râvinin {Süfyan
b. Abdurrahman veya Süfyan b. Abdullah es-Sekâfî el-Mekkî) saduk olduğunu
belirtir. Bk.Takrib, Trc.no: 244;
Ayrıca
Ebu'z-Zübeyr Muhammed b. Müslim b. Tedriis el-Mekkî'nin an'anesİ de tenkid
edilmiştir. İbn Hacer bu râvinin saduk olduğunu, fakat tedlis
yaptığını ifade eder. BkTakrîb, Trc.no: 506;
Hz.Osman'dan
(Radıyallahii anh) şahidi için bk,220/528.hadis.
Hadis şâhid ve
mütâbii ile sahih ligayrihî seviyesine yükselir.
378Zatü's-Selâsil
Gazvesi: H.8. yılı cemaziyülevvel ayında yapılan Mu'te
savaşından bir ay sonra, cemazİyiilâhir ayında
Şam'ın bir bölgesi olan Benî Cüzam sulağında yapılan
savaştır. Ordu kumandanlığını Amr b. Âs
yapmıştı. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahihi Müslim, XV/125
(FadâilüVSahâbe, 8); İbnü'1-Esîr, Nihâye, ü/379)
(İbnü'1-Esîr
sülâsil şeklinde harekelemiştir. Ancak Nevevî bunun yanlış
olduğunu, doğru teleffuzun selâsil şeklinde olduğunu
belirtiyor.)
Abdest;
döndüler ki onun
yanında Ebû Eyyûb ve Ukbe b. Âmir (Radıyaiiaha ankum) vardı.
Asım dedi ki:
'Ey Ebû Eyyûb, bu
yılki savaşı kaçırdık, şöyle bir rivayet bize
ulaştı, 'Kim mescidde (Huceyn'in rivayetinde; dört mescidde)580 namaz
kılarsa günahı affolun'
Bunun üzerine; 'Ey
Kardeşimin oğlu! Bundan daha kolayına rehberlik edeyim mi?
Rasûlullah'm (Sallaliahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini duydum:
"Kim
emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namaz kılarsa,
işlediği günahları affolur" dedi, öyle değil mi? ey
Ukbe!..'
Ukbe; 'Evet' dedi
(bunu doğruladı).
210/518-AbduIlah b.
Selâm'm oğlu Yusuf anlatıyor:581
l/y Başka
rivayette (jjiii) yerine G-uJi) kelimesi bulunmaktadır. Bk. Tbn
Hıbbân, Sahîh U/189 H.no. 1039
58 Bu dört mescid;
Mescid-i Haram, Mescid-İ Nebî, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Küba'dır.
Bk. Haşiyetü's-Sindî alâ Süneni'n-Nesâî (Nesâî, Taharet, 108, H.no: 144;
Muhammed Abdübâkî (Jbn Mâce'nİn dipnotunda. Bk. İbn Mâce, İkâme,
193, H.no: 1396)
Sened: ^ Jl *JJi-£p
J, IjLJ'ji- jğr J\# J^_û%- ju^Jfı '^'^ -ûii w ^iüfi^ iiji- jn £S'J
JliJ i3Ji-Hasen: Müsned, VI/442-443H.no: 27370;
Bennâ hadisin hasen
olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'I-emânî, 1/314. Eserinin
bir başka yerinde ise isnadının ceyyid olduğunu belirtir.
Bk.Bülûğu'l-emânt, IV/88. Heysemî, Taberânî'nin rivayet ettiği
hadisin senedinde zayıf kabul edilen Atâ b. Aclan'in bulunduğunu
belirtir. Bk. Mecma', 11/80; Bir başka yerde senedinde
Abdest
Bir şeyler
öğrenmek için Ebû'd-Derdâ'nın (Radtyailaküanh) yanındaydım.
Öleceği vakit bana dedi ki:
'İnsanlara
Ölüm anında olduğumu haber eti: Ben de gittim ve insanlara bu
sahabinin ölüm anında olduğunu haber verdim. Evinin içi ve
dışı ziyaretçilerle doldu. Ona:
'Ölüm halinde
olduğunu insanlara ulaştırdım, evin içi ve
dışı ziyaretçilerle doldu,' deyince:
"Beni
onların yanına götün!' dedi. Kendisim insanların yanma
çıkardık,
'Beni oturtun!3
dedi ve kendisini oturttuk. Orada şunları söyledi:
'Ey İnsanlar!
Rasûlullah'm (Saltatlâhn aleyhi ve sellem) şöyle dediğini duymuştum:
"Kim abdest
alır, abdestini güzelce tamamlar, sonra iki rekât namaz kılar ve bunu
eksiksiz olarak tamamlarsa, Allah ona istediğini hemen (dünyada) ya da
daha sonra (âhirette) mutlaka verir,"
Ebû'd-Derdâ sözüne
şöyle devam etti:
'Ey İnsanlar!
Namazda başka tarafa dönmeyin, zira başka tarafa dönenin namazı
kabul olmaz. Nafilede bunu yaptıysanız farzda mutlaka dikkat
edin/yapmayınV
-.582
211/519-Abdullah b.
Selâm'ın oğlu Yusuf anlatıyor:1 Peşinden vefat ettiği
ölüm hastalığmdayken Ebû'd-Derdâ'nın yanındaydım. Bana:
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------1-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------■-------------------------------------------------------------------------------------------------
Meymûn Ebû Muhammed'in
bulunduğunu söyleyerek, Zehebî'nin "Bu râvî
tanınmıyor" dediğini nakleder. Bk. Mecma', 11/278;
Bu rivayet namaz
821/1691 ve 368/10794.hadİslerde tekrar edilecektir. Sened: fit- J>
•& •&■ ^ 1Cy ^'ji ^jûuı JUÎiı y\ *j£ ^jfe- Jıî $*
^î 'J, «J^> ^%- iiüi j& j! j^-ı k-£ Hasen: Müsned, VI/450, H.no:
27417; Hadisin sonunda Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah
babasının hocası Ahmed b. Abdülnıelik'in kendi hocası
hakkında sehven kalb yaparak "Sehl b. Ebî Sadaka" dediğine,
ismin doğru telaffuzunun "Sadaka b. Ebî Sehl"
olacağına dikkat çeker. Bennâ, Münzirî'den naklen isnadının
hasen olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/314.
J262______________________________________________Abdest
'Ey kardeşimin
oğlu! Seni bu bölgeye getiren nedir, (ya da seni buraya ne getircliiy
deyince şöyle dedim:
'Sadece seninle
babam Abdullah b. Selâm arasında olan bağ/ilişki (beni buraya
getirdi).' Ebû'd- Derdâ dedi ki:
'£w an yalan
söylenecek bir zaman değil, (onun için dediklerimi iyi dinleyin). Ben
Rasûlullah'ın (SaiiaüaM aleyhi ve seitem) şöyle dediğini
işittim:
"Kim abdest
alır ve bunu güzelce tamamlar, kalkar iki (ya da dört) rekât namaz
kılar ve bunlarda güzelce zikir yapar, huşu içinde olur, sonra aziz
ve celil olan Allah'a istiğfar ederse, Allah da onun (geçmiş)
günahlarını affeder."'583
AbdestÂdâbı_______-__-______„_____
263
(l)-ABDEST ÂDABI *
Abdest Sırasında Vesvesenin ve Su İsrafının Terki
212/520-(z.) Übey
b. Ka'b'dan (Radıyaliahü anhy.5*4
Sened:
Zayıf: Müsned,
V/136, H.no: 21136; Tayâlisî, Müsned, s.74, H.no; 547; Tirnıizî, Taharet,
43, H.no: 57 (Tirmizî bu konuda Abdullah b. Amr ve Abdullah b.
Muğaffel'den de rivayetin bulunduğunu, ancak Übey b. Ka'b'm
hadisinin garib olduğunu, isnadının ise hadis âlimlerince sahih
olarak değerlendirilmediğini, bunun sebebini İse Hârice b.
Mus'ab'ın kuvvetli olmayışına bağlar. Abdullah b.
Mübârek'in bu râviyi zayıf saydığını söyler); İbn
Mâce, Taharet, 48, H.no: 421. Hâkim, 1/267, H.no: 578 (Hâkim bu rivayeti
İbn Ömer'den naklettiği: "Biz Allah Rasûlü (Sallallahü aleyhi ve
sellem) zamanında kadın-erkek bir/aynı kaptan ellerimizi
yıkıyorduk" hadisine şâhid olarak vermiş ve:
"Bundan daha sahih bir isnadla bir başka şahidi daha
vardır" demiştir.) Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/197, H.no: 901;
Hârice b. Mus'ab b.
el-Haccâc el-Horasanı'nin (v.168/784) bir hadisini Ahmed b. Hanbel ve
Tirmizî, dört hadisini ise İbn Mâce eserlerinde rivayet etmiştir.
Zehebî bu râvi için "vâhî/zayıf lafzını kullanır.
Bk.Kâşif, Trc. no: 1303.
Suyûtî, hadisin
sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 2394; Münâvî,
Hârice hakkındaki (çok zayıf olduğuna dair) olumsuz
değerlendirmelere değinir ve "Hadis, Ahmed b. Hanbeî'İn
Müsned'ine oğlu Abdullah'ın yaptığı ziyâdelerden
biridir" der. Feyzu'l-Kadîr, E/638-639. İbnü'l-Cevzî ise Ahmed b.
Hanbeî'İn oğlu Abdullah'a "bu zatın hadislerini yazma"
dediğini hatırlatır. îik.el-flelU'1-mütenâhiye, 1/345; Abdullah:
"Babam Hârice b. Mus'ab'dan herhangi bir hadisi yazmamı yasakladı"
der. Bk.îbn Hacer, Tehzîb, 111/76; İbn Hacer de hadisin zayıf
olduğu kanaatindedir. Bk.Telhîsul-habîr, 1/101, 144; Irâkî İhya hadislerinin
tahricinde zayıf olduğunu belirtir. BkJthâf, VTI/268.
Hadisin İmrân
b. Husayn'dan (Radıyaliahü anh) şahidi: (ui^. uij-j fuü üi>
*slı ^j-j >>'O
Bunun için bk. Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, V191, H.no: 904 (zayıf);
Mübârekfûrî,
hadisin abdest alırken su kullanımında israfa kaçmanın
mekruh olduğuna delil olduğunu hatta nehir kıyısında
bile olsa israf yapılmaması gerektiğini belirterek Tirmizî'nin
şâhid olarak ileri sürdüğü râvilerİn hadislerini vermiştir.
Abdullah b. Amr'm
rivayeti: (jû&j u&üj tCÎ âîî ı'ü Ji. S13 ^l> tJb'jA ıii)
(Bk. Müsned,
11/180, H.no: 6684 (305/613.hadis); Ebû Dâvûd, Taharet, 52, H.no: 135; Nesâî,
Taharet, 105, H.no: 140; îbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 422;)
Abdullah b.
Muğaffel'm rivayeti: GjjÜO »ıijJi j> hj&l aiGı SJ> ^
'^ ^jiı öjO)
(Bk. Müsned,
IIV/86, 87; V/55; Ebû Dâvûd, Taharet, 45, H.no: 96; İbn Mâce, Duâ, 12,
H.no: 3864) Bk.Tuhfetü'I-ahvezî, 1/157. Bu rivayet için bk. 201/4930.hadis.
264 Abdest
Âdabı
Hz. Peygamber
(Satlaiiahu aleyhi ve setiem) şöyle buyurdu: "Abdestin Velehan
isimli (vesvese veren)
şeytanı
vardır. Ondan
(vesvesesinden)585
kendinizi koruyun ya da sakının!"
213/521-Abdullah b.
Amr b. Âs'tan (Rodiyaiiahum/amâ):
Bennâ
Hz.Peygamber'in "bir müd" ile abdest aldığını,
gereğinden fazla su kullananın haddi aşacağı ve kötü
bir iş (zulüm) yapacağı hadislerinin Kur'an-i Kerim'deki
"tebzîr" (tsrâ, 17/27) (jiÇAjı !a^J*j
ı/l_s"^jXİJı jj) " Saçıp savuranlar
şeytanların kardeşleridir" âyetini
hatırlattığını belirterek hadisin manasının
kuvvetİenebilecegini dile getirir. Bk.Bülûğu 'l-emânî, U/3.
Bazı
nüshalarda bu hadis Ahmed b. Hanbel'den nakledilmiş görülüyor.
Aslında bu hadis Abdullah'ın ziyadelerinden biridir. Bennâ ziyade
olduğunu belirtmemiş. Diğer nüshaları esas
aldığı anlaşılıyor. Âmir Hasan Sabri bu hadisi
zevâidinde zikreder. Bk. Zevâidü Abdillah, s,I59,H.no: 12
585 Vesvese ziyadesi
için bk. Tirmizî, Taharet, 43 5S6Sened: ^ıSJı ^)\ jŞ- J, ^
<î)ı x* j: *J~ 'j^ 'cj$ i£& jui & iğ lâi
Hasen: Müsned,
11/221, H.no: 7065; İbn Mâce, Taharet, 48, H,no: 425 (Büsırî, Huyey
b. Abdullah ve İbn Lehîa sebebiyle isnadının zayıf
olduğunu belirtir); Ahmed Muhammed Şâkir İbn Lehîa'nın
zayıf olduğunu kabul etmediği gibi (İbn Lehîa ile ilgili
geniş bilgi için bk.22/64.hadis), Huyey'in de sika oluşunu tercih
ederek hadisin sahih olduğuna hükmeder. Bunun sebebinin ise Huyey
hakkındaki değerlendirmeler olduğunu ileri sürer: îbn
Hıbbân Sikât'ta zikretti; İbn Maîn'in "bir beis yoktur",
Ahmed b. Hanbel'in "hadisleri münkerdir", Buhârî'nin
"hakkında tartışma bulunan biridir", Nesâî'nin ise "kuvvetli
değildir" dediklerini nakleder. Heysemî de bu görüşleri
nakletmekle yetinir. Bk.Mecma' IV/23-24; Zehebî, Kâşif, Trc. no: 1296;
İbn Hacer "sadûktur, bazen hata yapar" der. Bk.Takrîb, Trc. no:
1605. Huyey b. Abdullah el-Meâfirî'nin (v. 143/760) Tirmizî ve Ebû Dâvûd üç,
Nesâî dört, İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel ise 23 rivayetini nakleder.
Tİrmizî hadisleri hakkında hasen hükmünü verir. Bk.Sünen,
Bııyû\ 52, H.no: 1283; Siyer, 17, H.no: 1566; Tefsîr, 5/23, H.no:
3063; Huyey ile Ügiîİ bilgi için bk.92/134.hadis.
Bennâ Tenkîh ve
Mirkât'ta hadisin hasen olduğunun söylendiğini belirtir. Daha sonra
senedindeki İbn Lehîa'ya işaret ederek Ebû Hâtim'in:
"İtibâr için hadisi yazılabilir" dediğini nakleder.
Ayrıca Abdullah b. Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen 305/613.
hadisin de bu rivayeti desteklediğini söyler.
-İ Jjî \jj>
Ji- i\'j '^â fr>?jfl lü : Jü Ü10 lîÜf iljîi (ji^'l j. İJlLj' '£SS
(Müsned, 11/180,
H.no: 6684; Ebû Dâvûd, Taharet, 52, H.no: 135; Nesâî, Taharet, 105, H.no: 140;
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/82, H.no: 89; İbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 422)
BkMlûğu'l-emânî, II/3.
AbdestÂdâbı
Hz. Peygamber (SattaltahU aleyhi ve seltem) Sa'd'llî
(Radıyallahü anh) yanma
geldi, o abdest
alıyordu. Ona:
"Bu ne israf,
ey Sa'd!" dedi. Sa'd:
'Abdestte de israf
olur mu?' diye sorunca Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Evet, akan
bir nehirde/kenarında olsan bile (israf olur)."
* Abdest ve Gusülde
Kullanılan Su Miktarı
.587
214/522-Abdullah b.
Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ)-}
Biri kendisine:
'Abdest için bana ne kadar su yeterli?'diye sorunca: 'Bir müd' dedi. O
kişi tekrar: 'Gusûl için ne kadar su yeterli?' diye sorunca: "Bir sa'
dedi. Adam, 'bu miktar bana yetmez' deyince: 'Ey annesiz kalasıca, senden
daha hayırlı insan Rasûlullah'a (Sallallaha
aleyhi ve sellem)
bile bu yetmişti1 diye cevap verdi.
Sahih: Müsned,
1/289, H.no: 2628; Heysemî, Ahmed b. Hanbel, Bezzâr ve Taberânî tarafından
rivayet edilen bu hadisin râvilerinİn sika olduklarını belirtir.
Bk.Mecma\ 1/218-219, 270. Ayrıca 445/753. hadiste tekrar edilecektir.
Câbir'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. ;Üü_a
(447/755.hadis)
Müsned, m/303, H.no: 14184; Benzer rivayet için bk.III/370, H.no: 14916;
Buharı, Gusl, 3; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 93 (Hocası Ahmed b.
Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir); Nesâî, Taharet, 144, H.no:
230; İbn Mâce, Taharet, 1, H.no: 269 (İbn Mâce bu babda Sefine,
Âişe ve Akil b. Ebû Tâlİb'den (Radıyallahü anhüm) de nakilde
bulunur). Hâkim, 1/161 (Buhârî ve Müslim'in şartına uygundur. Zehebî
buna muvafakat eder.)
Enes'ten
(Radıyallahü anh) şahidi için 217/525.hadise bk.
Ayrıca
hadisleri karşılaştırmak için bk. 445-450/753-758. (Câbir,
Sefine ve Âişe (Radıyallahü anhüm) hadisleri)
215/523-Enes b.
Mâlik'ten (RadıyaiiaM anhy.™8 Hz. Peygamber (SaiMiahü aleyhi ve seiiem)
şöyle dedi: "Abdeste iki ntıl su yeter. "
AÇIKLAMA
Bu hadislerden,
Rasûlullah'm iktisatlı olarak su kullandığını ve
israftan kaçınma noktasında çok titiz olduğunu anlıyoruz.
Müd ve sa' hacim
ölçü birimidir. Bir sa' dört müd olup bir müd ise bir koçandır. 1
Rıtıl = 12 Ukıyye = (Her ukıyye 40 dirhem x 12 = ) 480
dirhemdir.
Rıtıl; o
dönemde Bağdadî (İran ölçüsü) ve Şâmî (Roma ölçüsü) olarak iki
kısma ayrılırdı. Bu açıdan müctehidler sa' ve müddün
hacminde ihtilaf ettiler;
*İmam Ebû
Hanife ve Irak fakihlerine göre:
1 Müd: 2
rıtıl
Müd: 1,06 litre
Sa' (4 müd, 4x106):
4,240 litre
*İmam
Şafiî ve Hicaz fakihlerine göre:
1 Müd: 0,530 litre
Sa' (4 müd 4x
0,530): 2,120 litre589
Sened:
^
Hasen: Müsned,
İÜ/179, H.no: 12775; Benzer rivayet için bk. İÜ/179, H.no: 12779;
Tirmizî, Cum'a, 76, H.no: 609; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 85.
Şerîk b.
Abdullah Ebû Abdillah en-Nehaî (v. 177/793) hakkında Zehebî şöyle bir
değerlendirmede bulunur: "İbn Maîn sika
saymıştır. Diğerleri ise hafızasının iyi
olmadığını belirtmişlerdir. Nesâî, bir beis
olmadığını ifâde eder. 82 yaşında vefat
etti." Bk.Kâşif, Trc. no: 2276. İbn Hacer ise hakkında
şu bilgileri verir: "önce Vâsıt, sonra Küfe
kadılığı yaptı. Sadûktur, çok hata yapar.
Hafızası Küfe kadılığına getirildikten sonra
değişti. Adaletli, fazilet sahibi ve ibâdete düşkün, bid'atçilere
karşı sert tavır alan bir zâttı. Bk.Takrîb, Trc. no: 2787;
İbn Hıbbân sika râviler arasında addeder. Bk.Sikât, VI/444.
Bilgi için bk. 145/453.hadis. Bennâ 145/453.hadiste "Ebû Dâvûd ve Münziri
sükût etmiştir ki (Sünen, Taharet, 24, H.no: 45) onların sükûtu
hadisin ceyyid, hasen veya zayıf olup da yükselmeye açık, yahut
İhticâca uygun oiduğu anlamına gelir" der. Bk.
Bulûğu'l-emânî, 1/283. Bu zâtın Buhârî'de bir, Müslim'de yedi,
Tirmizî'de 64, Nesâî'de 38, Ebû Dâvûd'da 58, İbn Mâce'de 76, Dârimi'de 56,
Ahmed b. Hanbel'de ise 435 rivayeti bulunmaktadır.
5S9Nevevî,
Şerhu Müslim, VÜ/49; Zurkânî, Şerhu'l-Muvatta', ü/200, IV/286;
İbnü'1-Esîr, Nihâye HI/60, IV/308; Azîmâbâdî, Avnü'lMa'bûd, I/114-116;
Ahmed Nâim, Tecrid-i Sarih Tercemesi, I/İ66-167
Bazı kitaplarda
hacim ölçülerinin tartı (gr. ya da kg.) olarak değerleri
verilmiş, ancak bu doğru değildir, çünkü her maddenin hacmi ve
ağırlığı farklıdır. Her maddenin hacim ve
tartısı ayn ayrı zikredilirse doğru olur. örnek için bk.
Muhammed Necmüddin, el-Mekâdîrü'ş-şer'ıyye, 227
Abdest
Âdabı
___________267
Bu rivayetlerden
anlaşılan Rasûlullah'm gusül için kullandığı su,
dörtten beş müdde kadar değişmektedir ki Hicaz fakihlerine göre
bu miktar yaklaşık olarak 9 120 İtile 2,650 İt.
arasında değişmekte, Irak fakihlerine göre ise 4,240 İt.
ile 5,300 İt', arasında değişmektedir.590
216/524-Enes b.
Mâlik'ten (Radıyallahü anh)\m
Hz. Peygamber
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) iki ntıl su alan bir kap ile abdest ve bir
sa' ile de gusül alırdı.
590 Ahmed Nâim,
age., 1/166-167 Sened: ^li- ^ Jjı jis ^i ^~ş- Jı «Ilı
Sahih: Müsned, ID7179, H.no: 12779; Ebû Dâvûd, Taharet, 44, H.no: 95; Tirmizî,
Cum'a, 76, H.no: 609 (garib);
Abdullah b. îsâ
İsimli iki farklı râvî vardır. Biri: İbn Abdurrâhman b. Ebî
Leylâ (v. 135/752) ki bu râvi sahih hadis ricâlindendir. Diğeri: İbn
Hâlid el-Hazzâr el-Basrî'dir ki bu râvi zayıftır. Fakat Tirmizî
hadisini hasen olarak değerlendirir. (Bk. Tirmizî, Zekât, 28, H.no: 664)
Şayet bu zat sebebiyle "hadis zayıftır" denilecek
olursa, şâhidleri İle kuvvet kazanır:
a-Enes'ten
(Radıyaüahü anh) nakledilen bir hadiste: "(Ölçüsü) beş müde
ulaşan bir sa' ile guslediyor, bir müd ile abdest alıyordu"
Duyurulmuştur. Bk. Buhârî, Vudû', 47; Müslim, Hayz, 51; Tirmizî, Cum'a,
76, H.no: 609 (Tirmizî: "Şerik'in hadisinden daha sahihtir' derken;
Ahmed Muhammed Şâkİr hadisin sahih olduğunu ifâde eder.
Senedde yer alan
Abdullah b. Cebr ise Abdullah b. Abdullah b. Cebr b. Atîk'tir. Dedesine nisbet
edilmiştir. Sika bir râvîdir).
b-Sefîne'den
(Radıyallahü anh) de benzer rivayet (448/756.hadis) nakledilir. Bk. Müslim,
Hayz, 52-53; Dârimî, Vudû', 23, H.no: 694; Tinnizî, Taharet, 42, H.no: 56
(Tirmizî "hasen-sahİh" hükmünü verir ve bu konuda
Hz.Âİşe, Câbir ve Enes'ten (Radıyallahü anhüm) nakillerin
bulunduğunu belirtir);
c-Ebû Dâvûd
Hz.Âİşe (449-45 0/757-75 8.hadi s) ve Câbifden (447/755.hadis)
(Radıyallahü anhümâ) nakledilen rivayetleri verir. Bk. Ebû Dâvûd, Taharet,
44, H.no: 92-93; Nesâî, Miyâh, 59, H.no: 345-346; Câbir'den gelen nakil,
hocası Ahmed b. HanbeFden rivayet ettiği hadislerden biridir.
d-İbn
Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen hadiste: "Allah Rasûlü'ne
(Sallaüahü aleyhi ve seilem) bu miktarların yeterli olduğu ifâde
edilmiştir." Bk.445/753.hadis.
e-Enes'ten
(Radtyallahü anh) nakledilen bir başka (14/322.) hadiste ise:
"Beş mekkûk ile guslediyor, bir mekkûk ile abdest alıyordu"
buyurulur. Bk. Müslim, Hayz, 50; Tinnizî, Cum'a, 76, H.no: 609; Nesâî, Taharet,
59, H.no: 73;
Ümmü Umâra'dan (Radıyallahü
anhâ) nakledilen rivayette ise: "Hz.Peygamber'e (Sallallahü aleyhi ve
seilem) abdest alması İçin getirilen kabın üçte İkilik müd
miktarında olduğu" belirtilir. Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 44,
H.no: 94; Nesâî, Taharet, 59, H.no: 73;
Ayrıca 446/754.hadiste
tekrar edilecektir.
268_____________________________________
Abdest Adatıp
217/525-Enes b.
Mâlik'ten (Radıyaiiahü anky.592 Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve
seiiem) dedi ki: "Sizden birine abdestte bir müd su yeter."
* Her
İşte Sağ ile Başlamanın Önemi
218/526-Hz.
Âişe annemizden (Raâıyatiahü anhâ):m Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve
sellem) her işinde; temizlik sırasında, taranırken ve
terlik giyerken gücü yettiğince sağ ile başlamayı severdi.
§ (Kavilerden)
Eş'âs (b. Süleym)
de Kûfe'ye gelince dedi ki: "Rasûlullah gücü yettiğince
sağ ile başlamayı severdi."
Sened: 43ı xi
'J, 'J^- ^'jS~ Ju
Sahih: Müsned,
UI/264, H.no: 13723; Ebû Avâne, 1/233; Ayrıca 14/322, 214/522-216/524 ve
447/755.hadise bk.
*Bu konuya Enes'ten
(Radıyallahü anh) nakledilen ek bir hadis:
li^>_»j
L&JZ3J iiJLî bj <-_^*^ej A**"*! -ı^-"3 ^^ *^ ls^3 vy~*j ^^ :dJJU /j <j-jl -&
"Allah Rasûlü
(Sallallahü aleyhi ve sellem) beş mekkûk ile guslediyor, bir mekkûk ile de
abdest alıyordu."
Sened: J^- jı
*uı xj> 'j, siiı ili \zx- âii £ji- '££ \ZjS~
Sahih: Müsned,
IÜ/290, H.no: 14026; Benzer rivayet için bk. III/112, H.no: 12044
(14/322.hadiste zikredildi); III/l 16, H.no: 12095; ffl/259, H.no: 13651;
III/282, H.no: 13935; Buhârî, Gusl, 9; Müslim, Hayz, 50; Ebû Dâvûd, Taharet,
44, H.no: 95 (Hadisin sonunda hoca-si Ahmed b. Hanbel'den bir sa'nm 5 rıtl
olduğunu duyduğunu, bu da İbn Ebî Zi'b'İn kullandığı
ve aynı zamanda Allah Rasûlü'nün (Sallallahü aleyhi ve sellem) tercih
ettiği bir ölçü olduğunu nakleder); Nesâİ, Taharet, 59, H.no:
73; 144, H.no: 229; Miyâh, 13, H.no: 344; Tirmizı, Cum'a, 76; Taharet,
609; Dârimî, Vudû', 23, H.no: 695; Beyhakî, es-Sünenul-kübrâ, 1/194
593 £, , i,.,,1
t ^ r f j * , *
' , „ i ,'t
,. ' ,> i ■*. * '^
, ^; - '
J(, ,;*,
Sahih: M«.m^,
VI/94, H.no: 24508; Benzer rivayet için bk. VI/130, H.ııo: 24871;
VI/147, H.no; 25024; VI/187-188, H.no: 25422; VI/202, H.no: 25540; VI/210,
H.no: 25639; Buhârî, Vudû', 31; Salât, 47; Et'ıme, 5; Libâs, 37, 77;
Müslim, Taharet, 66-67; Ebû Dâvûd, Libâs, 41, H.no: 4140; Tirmizî, Cum'a, 75,
H.no; 608 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 89, H.no: 112; Gusl, 17, H.no: 419;
Zînet, 8, H.no: 5056; İbn Mâce, Taharet, 42, H.no: 401
219/527-Ebû
Hüreyre'den
Rasûlullah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Elbise
giyerken ve abdest alırken sağ (uzvunuz) ile595
başlayın!"
'94 Sened: ?JC= ^î
^ ı>^üı jk "Jkj dli. üıi
Sahih: Müsned,
11/354, H.no: 8637; Ebû Dâvûd, Taharet, 41, H.no: 4141; ibn Mâce, Taharet, 42,
H.no: 402; Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir.
Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 843; Münâvî ise hasen hükmü verir. Bk.
Feyzu'l-Kadîr, 1/558-559. Suyûtî "İzâ Sebistüm" kjsrnj
bulunmayan rivayetin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr,
H.no: 539; Münâvî ise hadisin İbn Huzeyme, îbn Hıbbân, Taberânî ve
diğerleri tarafından da nakledildiğini ve İbn Dakîk
el-Id'in sahih sayılmasına değer bir hadis olduğunu,
İbn Huzeyme'nin de sahih kabul ettiğini, İbn Hacer'in de bu
görüşü onayladığını belirtir. Aynca İbnü'l-Kattân'm
"sahihtir", Mo-ğultay'ın da İbn Mâce'nİn
şerhinde: "sahihtir, müellif zayıflığına
işâref etmiştir, ancak bunun herhangi bir dayanağı ve
delili yoktur" dediklerini nakleder. Bk. Feyzu'l-Kadîr, 1/414-415
Rivayetteki
ÇJOlİ) lafzı Ahmed b. Abdülmelİk'ten gelen nakilde Ç^-Ç^)
şeklinde aynı manadaki farklı bir lafızla zikredildi
İkisinin de manası 'sağ (uzvunuz) ile' şeklindedir.
(2)- HZ.
PEYGAMBERİN ABDEST ALIŞ ŞEKLİ * Hz. Osman'dan Gelen
Rivayetler
220/528-Humran b.
Ebân'dan:596
Hz. Osman (Radtyaliaha
anh) bir yerde otururken su istedi. Sağ eline döküp onu yıkadı.
(Bir rivayette; üç kere ellerine döküp yıkadı.) Sonra sağ elini
kaba daldırıp su aldı ve (aldığı su ile) ellerini
üçer kere yıkadı, her defasında bu şekilde su alıp
yüzünü üç kere yıkadı, ağzına, burnuna su aldı,
burnunu temizledi. Kollarını dirseklerine kadar üç kere
yıkadı. Sonra başını mesh etti. (Bir rivayette;
ellerini kulaklarının dış yüzeyinde597 gezdirdi, sonra
sakalını sıvazladı.) Üç kere ayaklarını
topuklarına (aşık kemiklerine) kadar yıkadı ve dedi
ki: 'Rasûlullah'm (Saiiaiiahu aleyhi ve
selim) şöyle dediğini işittim:
"Kim benim
şu aldığım abdest gibi abdest alır, sonra içinden
farklı bir şey geçirmeksizin iki rekât namaz kılarsa geçmiş
günahları affolur.
Sened: \y £. siki-
^î v1*^ i? ^"-^ -1*-" S*' ^ r^'^1 ^ J-u fi' Sahih: Müsned, 1/59,
H.no: 418-419; 1/68, H.no: 489; Benzer rivayet için bk. 1/67-68, H.no: 488;
1/67, H.no: 487; 1/74, H.no: 553 (z.); Buharı, Vudû', 24, 28; Müslim,
Taharet, 3-4; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 106; Nesfit, Taharet, 68-69, H.no:
84-85; Ibn Mâce, Taharet, 6, H.no: 285; Dârimi, Vudû', 27, H.no: 699; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/92, H.no: 149; Heysemî, sahih hadis
ricâlîyle'nakledildiğini belirtir. Bk. Mecma', 1/228-229.
Ebû Eyyûb
ei-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.209/517.hadis.
Ayrıca
250/558.hadiste tekrar edilecektir.
'97 Diğer
rivayette; "...şehâdet parmaklarını kulaklarına soktu,
baş parmaklarıyla kulaklarının dışını
ve şehâdet parmaklarıyla kulaklarının İçini mesh
etti..." Bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51
271
Hz. Peygamberin
Abdest Alış Şekli_________-—-—-------------------------
(Bir rivayette
ise;...b\r gün önceki aynı vakitten bu vakte kadar işlenen (yani bir
günlük) günahları affolur, şeklinde geçer)r
,.598
221/529-(z.) Osman
b. Affan'dan (Radıyallahü anhy} Rasûlullah'ı (Saliaiiaha aleyhi ve
seiiem) abdest alırken gördüm;
yüzünü ve ellerini üçer kere yıkadı, başım mesh etti. Sonra
ayaklarını güzelce yıkadı.
* Hz. Ali'den Gelen
Rivayetler
Sened;
Hasen: Müsned,
1/66, H.no: 472 (Ata b. Rabah'ın Hz. Osman'dan rivayeti mürseldir. Ancak
hadisin mütâbİ ve şâhİdleri bu hadisi kuvvetlendirmektedir.
Ayrıca Haccâc b. Ertâd sika müdellistir. Bu rivayette tahdis siğasi
kullanmamıştır); Benzer rivayet İçin bk. 1/72, H.no: 527
(İnkıtaı/sened kopukluğu sebebiyle zayıftır);
1/61, H.no: 436 (sahih); İbn Mâce, Taharet, 51, H.no: 435; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/62-63;
Âmir Hasan
Sabrı zevâidden olan bu hadisin 1/72, H.no: 527 rivayetini zikrederek
isnadının zayıf olduğunu, bunun sebebinin ise Atâ b. Ebû Rabah'ın
Hz.Osman'a yetişmemesini ve Haccâc b. Ertât'm birçok hata ve tedlis
yaptığını dile getirir. Bk. Zevâidü Abdİlloh, H.no:
133ennâ hadisin isnadının ceyyid oiduğunu ifade eder ve
şunları ekler: "Abdullah b. Ahmed b. Hanbel'in Miisned'e
yaptığı ilâvelerden biri olan bu hadis, abdest âyetinin
çizdiği sınırlan zikretmekle yetinir. Ayrıca bu rivayet,
Şia'nın îmâmiye kolunun iddia ettiği gibi âyetten
ayakların mesh edilmeyeceği, bilâkis yıkanacağı gibi
bir hükmü açıklamış oluyor." Bk. Bülûğu'l-emânî, II/7.
.599
222/530-Abdühayr'dan:-
Hz. Ali
(Radıyaiiahu anh) mescid avlusunda600 sabah namazını
kılıp oturdu. Sonra hizmet eden kişiye; "Bana abdest suyu
getir!" dedi. O kişi içinde su olan bir kap ve leğen601
getirdi.602
599
Sened:
Sahih: Müsned,
1/135, H.no: 1133; Hz. Ali'den abdeslle ilgili nakledilen diğer rivayetler
İçin bk. 1/160, H.no: 1380 (z.) (Süfyân b. Vekf sebebiyle zayıf);
T/158, H.no: 1359 (z.) (el-Alâ' b. Hilâl el-Bahilî sebebiyle çok zayıf.
Amr b. Muhammed'in bu râviden mevzu rivayetler naklettiği ifâde
edilmektedir. Ebû Hatim: "münkeru'l-hadîs, daîfii'l-hadîs" olan bu
zâtın, Yezid b. Zürey'den naklettiği mevzu rivayetleri
vardır" der); 1/157, H.no: 1353 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1351 (z.)
(sahih); I/I23, H.no: 998 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1350 (z.) (sahih); 1/157,
H.no: 1349 (z.) (sahih); 1/156, H.no: 1344 (z.) (sahih); 1/154, H.no: 1323
(sahih); T/153, H.no; 1315 (sahih); 1/148-149, H.no: 1270 (sahih); 1/144, H.no:
1222 (sahih); 1/141, H.no: 1198 (z.) (sahih); 1/141, H.no: 1197 (z.) (sahih);
1/139, H.no: 1178 (sahih); 1/139, H.no: 1173 (sahih); 1/139, H.no: 1174; 1/135,
H.no: 1133 (sahih); 1/127, H.no: 1050 (sahih); 1/127, H.no: 1047 (z.) (sahih);
1/227, H.no: 1046 (z.) (sahih); 1/125, H.no: 1027 (z.) (sahih, 242/550.hadis);
1/122, H.no: 989 (sahih); 1/120, H.no: 971 (sahih); 1/116, H.no: 943 (sahih);
1/115-116, H.no: 936 (sahih, abdestten sonra suya bereket duası); 1/113,
H.no: 910 (z.) (sahih); 1/110, H.no: 873 (sahih); Ebû Dâvûd, Taharet, 30, H.no:
111-113; Tirmizî, Taharet, 37, H.no: 48-49 (Tirmizî, hadisin
"hasen-sahih" olduğunu söyler ve bu konuda hadis rivayet eden
diğer sahabenin de adını zikreder: Hz.Osman, Abdullah b. Zeyd,
İbn Abbas, Abdullah b. Amr, Rubeyyİ', Abdullah b. Üneys ve
Hz.Âişe - Radtyallahn anhüm -); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92; Dârimî,
Taharet, 31, H.no: 707-708;
Bu hadis
238/546.hadiste tekrar edilecektir. Rahabe (~<?*-Jı): Geniş alan,
mescid avlusu (Fethu'l-Kadîr, XIII/155); Kûfe'de bir yer. (Bk.
İbn Hacer,
Fethu 'Î-Bârî, X/81; Azîmâbâdî, Avıu'i 'l-Ma 'bûd, 1/332) manalarına
gelmektedir. 601 Bennâ, age. n/7-8
600
60::
(Bir rivayette; Hz.
Ali'nin yanındaydım, kendisine bir sandalye ve içi su bulunan bir de
kap getirildi.)
j-|Z, Pm/aamber'in
Abdest Alış Şekli
(Râvi) Abdühayr
anlatıyor: 'Biz oturmuş, Hz. Ali'ye bakıyorduk, sağ eline
kabı aldı, sol eline döktü ve avuçlarını yıkadı,
sonra sağ eline kabı aldı, sol eline döktü ve avuçlarım
yıkadı, bunu üç kere tekrarladı.'
Abdühayr dedi ki:
'Hz. Ali her seferinde elini kaba daldırıp, azalarını üç
kere yıkıyordu; kaba sağ elini daldırıp sudan
avuçladı ve ağzına, burnuna su aldı, burnunu temizledi, sol
eliyle sümkürmüştü ve bunu üç kere tekrarladı. (Bir rivayette,
aldığı bir avuç su ile üç kere ağzına, üç kere de
burnuna su aldı.) Sonra sağ elini kaba daldırdı ve
(aldığı su ile) yüzünü üç kere yıkadı, sağ kolunu
dirseklere kadar üç kere ve sol kolunu dirseklere kadar üç kere
yıkadı. Sağ elini kaba daldırdı, hattâ su biraz
taştı ve aldığı su ile sol elini mesnetti ve iki
eliyle beraber bir kere başını mesh etti. (Bir rivayette, başının
ön tarafından başlayıp arka tarafına kadar mesh etti, (râvi
dedi ki:) ellerini geri getirdi mi, getirmedi mi, tam olarak
hatırlamıyorum.) Sonra sağ eliyle üç kere sağ
ayağına su döktü ve sol eliyle yıkadı, sağ eliyle sol
ayağına su döktü ve sol eliyle (aynı şekilde
ayağını) üç kere yıkadı. Sonra sağ elini kaba
daldırdı, bir avuç su aldı ve ondan içip (bir rivayette, kalan
sudan içip) şöyle dedi:
'Bu,
Rasûlullah'ın (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) (namaz öncesi) temizlik
şeklidir. Kim Rasûlullah'ın temizlik şeklini görmek isterse,
işte bu onun temizliğidir."
..603
223/53I-(z.)
Abdülmelik b. Sel"den:<
Abdühayr sabah
namazında bize imam oldu sonra şöyle anlattı:
'Bir sabah
namazını Hz. Ali'nin (Radıyallahü anh) arkasında
(imamlığında) kılmıştım. Selâm verince
kalktı, biz de kendisiyle beraber kalktık. Geniş bir alana kadar
yürüdü, geldi ve oraya oturdu, sırtını bir bahçeye dayadı,
sonra başını kaldırdı ve (hizmet eden kişiye)
dedi ki:
'Ey Kanber, bana
bir su kabı ve leğen getir!'
Kanber bunları
getirince, 'bana dokV dedi ve avuçlarını üç kere yıkadı,
(önceki hadisin benzerini ya da son kısmını zikretti)... sonra
dedi ki:
'İşte bu,
Rasûlullah 'in (Sailaiiahu aleyhi ve sellem) abdest alma şeklidir,''
§ Abdühayr'dan
ikinci tarikle gelen rivayet:
Hz. Alî (Radıyallahü
anh) bize RasÛluIlah'm İSatlallahü aleyhi ve sellem) abdest
alış
şeklini öğretmişti:
Hizmet eden
kişi onun ellerine su döktü, o da ellerini yıkadı... (ve
Rasûlullah'm abdest alış şeklini anlattı.) Sonra elini kaba
daldırdı ve dibine ulaştı, oradan bir avuç su aldı,
diğer elini mesh etti ve iki eliyle başını mesh etti.
Ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar üçer
kere yıkadı, sonra eliyle az bir su avuçlayıp ondan içti ve dedi
ki:
'işte
Rasûlullah böyle abdest alırdı?
Sahih: Müsned,
1/123-124, H.no: 1008; İkinci rivayet: 1/110, H.no: 876; Ebû Dâvüd,
Taharet, 30, H.no: 111-113; Tirmizî, Taharet, 37, H.no: 48-49 (Tirmizî, hadisin
"hasen-sahih" olduğunu söyler ve bu konuda hadis rivayet eden
diğer sahabenin de adını zikreder: Hz.Osman. Abdullah b. Zeyd,
İbn Abbas, Abdullah b. Amr, Rubeyyi', Abdullah b, Üneys ve Hz.Âişe -
Radıyallahü anhum -); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92; Dârimî, Taharet, 31,
H.no: 707-708
Amir Hasan Sabri
zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde zikretmez.
224/532-Abdullah b.
Abbas'tan:604
Hz. Ali
(Radıyallahü anh) evime geldi, abdest almak için su istedi. Biz ona bir
müd ya da ona yakın su alan bir kap getirdik ve yanma bıraktık,
o da tuvalete gidip bevletti. Sonra:
Hasen: Müsned,
1/82-83, H.no: 625; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/32; İbn Huzeyme,
1/79, H.no: 153; İbn Hıbbân, m/362, H.no: 1080; Ebû Ya 'la, 1/448,
H.no; 600; Ebû Dâvüd, Taharet, 51, H.no: 117 (Münzirî: "Âlimler bu hadis
hakkında ihtilâfa düştüler. Tirmizî hocası Buhârî'ye bu hadis
hakkında soru yönelttiğinde "zayıftır"
cevabı almıştır" der.) Beyhakî, es~ Sünenü'l-kübrâ,
1/53, H.no: 248; 1/74, H.no: 355 (Beyhakî de Tirmİzî'nin hocası
Buhârî'ye bu hadisi sorduğunu, onun da: "Bu hadisin ne olduğunu
bilmiyorum" şeklinde cevap verdiğini anlatarak şu yorumda
bulunur: "Buhârî, Ata b. Yesâr'ın rivayetini daha sahih buldu"
Bu rivayet:
ijJ-Jl (^ '^U-j J—t
4JI ^ Jjj İJ^İ ,4jJ *Jjj <-Urj J_s f ly U=ja »J--J »J* «İl ,J-o *âl J_)--J «J-^J ^J1 "^' ' t/^*1
Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/73, H.no: 353); Şemsülhak Azîmâbâdî de Ebû Davud'un
şerhinde: "Her ne kadar râvileri sika olsa da Buhârî'nin vâkıf
olduğu hadiste gizli bir illet bulunmaktadır. Buhârî de bu sebeple
hadisi zayıf saymıştır. Bu gizli illet de Bezzâr'm
zikrettiği mesele olabilir. (Yâni Bezzâr'ın hadisi verdikten sonra:
"Bu hadisi (Meymûne validemizin üvey oğlu) Ubeydullah b. Esved
el-Havlânî'den, onun da Muhammed b. Talha b. Yezid b. Rukâne'den başka
rivayet edeni biz bilmiyoruz" demesidir.) İbn İshâk'tan kaynaklanan
tedlis zannı Bezzâr'ın rivayeti ile ortadan kalkar." Bk.
Avnu'l-Ma'bûd, 1/138-139; Fakat buradaki rivayette de tahdis
sığası görülmektedir. Çünkü sika-müdellis olan Muhammed b.
İshâk tahdîs siğası ile rivayette bulunmuştur. Bennâ benzer
görüşleri nakletmekle yetinir. Bk. Bulûğu'l-emânî, 11/10.
276
Hz. peygamber'in Abdest Alış Şekli
'Ey İbn Abbasi
Sana Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve seBem} abdest alış
şeklim göstereyim mi?' dedi, ben:
'Tabi, annem babam
sana feda olsun, (anlat!)' dedim.
Kap yanına
konuldu, ellerini yıkadı, ağzına-burnuna su aldı,
sümkürüp (burnunu) temizledi. Tekrar iki eliyle su alıp yüzünü
yıkadı, baş parmağım da kulağına
gelen'kısımda gezdirdi ve bu şekilde üç kere yüzünü
yıkadı. Sağ eliyle su alıp perçemine605 döktü ve bu su
yüzüne kadar aktı. Sonra sağ kolunu dirseğe kadar üç kere
yıkadı, diğer kolunu da bu şekilde yıkadı.
Başını ve kulakların dış kısmını
mesh etti, iki eliyle tekrar su alıp terlik içindeki sağ ayağına
döktü, onu hareket ettirerek yıkadı, sonra diğer
ayağını da bu şekilde yıkadı.
İbn Abbas'a;
'Terlik içindeyken mi yıkadı?' diye sorunca:
'Terlik içindeyken
yıkadı' dedi. Tekrar kendisine:
'Terlik içindeyken
mi yıkadı?'diye sorunca:
'Terlik içindeyken
yıkadı' dedi.'
Tekrar kendisine:
'Terlik içindeyken
mi yıkadı?'diye sorunca:
'Terlik içindeyken
yıkadı' dedi.'
605 v •
,
Yanı
alnın ust kısmına
Hz. Peygamber'in
Abdest Alış Şekli
277
225/533-Ebû
Matar'dan:606
Mü'minlerin emîri
Hz. Ali (Rakıyailahaanh) ile mescidin avlu kapısında607
oturuyorduk. Bir kişi geldi ve:
'Bana
Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) abdest alma şeklini
göster!' dedi. Hz. Ali de Kanberi çağırdı ve ona:
'Bana su dolu bir
kap getir!' dedi. Sonra ellerini ve yüzünü üçer kere yıkadı,
ağzını üç kere yıkadı ve parmaklan ile de
dişlerini sürttü608. Burnuna üç kere su çekti, kollarını üç kere
yıkadı, bir kere başını mesh etti ve dedi ki:
'Kulakların iç
tarafı yüzden ve dış tarafı da baştan
sayılır.'
Sonra
ayaklarını topuklara (aşık kemiklerine) kadar üç kere
yıkadı, sakallan göğsüne uzanıyordu/gürdü. Abdestten sonra
kalan sudan da bir yudum içti ve dedi ki:
1
Rasûlullah'ın abdest alma şeklini soran kişi nerede? Hz.
Peygamber'in abdest şekli işte böyleydi.'609
NOT: Kâ'b
(s-«&0 kelimesi, Türkçeye 'topuk' olarak geçmiştir. Ancak abdest
âyetinde ve burada geçen hadislerdeki ilgili kelime (ûl-suji ol_JiJi)
şeklinde tefsir
edilmektedir, yani
ayağın iki kenarındaki şişkin kısımlar/kemikler
anlamındadtr. Kiasik Türkçe sözlüklerde bu kısım; topuk ve
aşık kemiği olarak terceme edilmiştir.
606 Sened:
"&& t&i. j£î 'J, ilk^ £^~
Zayıf:
Müsned,. 1/158, H.no: 1355; Senedindeki Muhtar b. Nâfî et-Temmâr el-Kûfî
zayıftır. Buhârî eserinin birinde bu râviyi cerh etmezken
(Bk.et-Târîhu'l-kebîr, IV/I/386), bir diğer eserinde
"münkeru'l-hadİs" hükmünü verir (Bk.et-Târîhu's-sağîr,
s.173). Heysemî de zayıf sayanlardan biridir. Bk.Mecma', V/118-119. Zehebî
"zayıf saydılar" der. Bk.Kâşif, Trc. no: 5332. Tirmizî
bir, Ahmed b. Hanbel üç rivayetini nakleder. Tirmizî rivayetinden sonra:
"Bas-ralı bir şeyhtir. Garib rivayetleri çoktur" der. Bk.
Sünen, Menâkıb, H.no: 3714.
Bu hadis
174/482.hadiste zikredildi.
Parmakların
misvak yerine kullanılıp kullanılamayacağına dâir
bazı rivayetler:
a-Enes'ten
(Radıyallahü anh) rivayet edilen hadis: (^u^ı iJij—Ji &
isy&). (Bk. Makdİsî, Muhtara, VII/252, H.no: 2699; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/40-41, H.no: 176-177, 180 (zayıf); Deylemî, Firdevs,
V/5.03, H.no: 8891). İbn Hacer hadisin isnadının
tartışmalı olduğunu, fakat kendisinin herhangi bir beis
görmediğini belirtir (Hasen).
b-Hz.Aişe'den
(Radıyallahü anhâ) nakledilen rivayetin ise senedinde Müsennâ b. es-Sabbâh
bulunmaktadır.
c-Amr b. Avf tan
(Radıyallahü anh) gelen nakilde (dtj—- j& { ıa dij-Ji <Sj£
tSjĞ ^U=V') ise: Kesir b. Abdullah b. Amr b. Avf bulunmaktadır. (Bk.
Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsaî, VI/288, H.no: 6437). Suyûtî, bu hadisin
zayıf olduğuna işaret eder. Bk.el-Câmîu's-sağîr, H.no:
3068; Heysemî ise Tirmizî'nin bu râvİnİn hadislerini hasen
saydığını belirtir. Bk.Mecma', ü/100-101.
Müsned'deki
Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) nakledilen bu hadis için ise İbn Hacer
bu zayıf rivayetlerin içinde en iyisi olduğunu belirtir. Geniş
bilgi için bk.Şevkânî, Neylü'î-evtâr, 1/119; Bennâ, age., 1/296.
Ayrıca bk. 174/482.hadis.
Bennâ buradaki
hadisin isnadının ceyyid olduğunu ifade eder.
Bk.Bülûğu'l-emânî, TUH. 007 Rahabe'nİn tanımı için
bk.222/530.hadisin dipnotu.
Lafız olarak,
'bir kaç parmağını ağzına sokarak
ağzını üç kere yıkadı' şeklindedir. Ancak
doğru anlaşılması için 'ağzını üç kere
yıkadı ve parmaklan ile de dişlerini sürttü' şeklinde
terceme edildi. 609 Aynı hadis için bk. Müsned Trc. no. 174/482
278 ____________________^____________Hz.
Peygamber'in Abdest Alış Şekli
Meallerde ve
terceme kitaplarında da 'topuk1 olarak terceme edildiği için, bu
çalışmada kâ'b (v-&0; topuk (aşık kemiği)
şeklinde açıklamalı terceme edildi.610
226/534- Nezzal b.
Sebra'dan:6"
Hz. Ali'ye
(Radıyaüahu anh) su dolu bir kap getirildi, kendisi mescidin
av-lusundaydı. O, sudan bir avuç aldı, ağzına su çekti,
burnuna su çekti, aynca yüzünü, kollarını dirseklerle beraber
(yıkadı)612 ve başım mesh etti, sonra da ayakta olduğu
halde kalan sudan içti ve şöyle dedi:
'İşte bu,
abdesti bozulmayan kişinin (tekrar) abdest alma şeklidir. Rasûlullah
'in (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) böyle yaptığını gördüm.'
AÇIKLAMA
Bu rivayette,
abdest alırken baş dışında bazı azalara da mesh
yapıldığı görülmektedir. Ancak Hz. Ali'nin abdest
almayı bitirince; 'işte bu, abdesti bozulmayan kişinin abdest
alma şeklidir,''diyerek açıklama yapması konuyu
aydınlatmaktadır. Yani abdestli kişi tekrar abdest almak
isterse, işte böyle hafif bir abdest alabilir. Sin-dî (v.1138/1725) Nesâi
Haşiyesinde şöyle der: 'Bu rivayetten, abdesti olan kişilerin
bazı azalarını mesh ederek abdest alabilecekleri
anlaşılmaktadır. Bazı sahabîlerden
610 Bk. Karahisârî, Mustafa b. Şemseddin,
Ahter-i Kebîr, 874; Şemseddin Sami, Kâmûs-ıı Türkî, 1170;
Muallim Naci, Lügat-i Naci, 630
611 Sened: s^4-,v' liUiJı ■&■
j*- j^-& ^ S^ h* -1-™ ^~
Sahih: Müsned,
1/78, H.no: 583; Benzer rivayet için bk. 1/123, H.no: 1005;
^ t& Ö-"
jjİN t*5 J$& J^ ili «İÂ *1JI ^>'j Lü öl l'^~- S
^
Bir başka
benzer rivayet: 1/139, H.no: 1173;
Diğer benzer
rivayetler için bk. 1/113, H.no: 910; 1/120, H.no: 970; 1/125, H.no: 1027;
1/127, H.no: 1050; 1/144, H.no: 1222; 1/153, H.no: 1315; 1/159, H.no: 1366;
Buhâri, Eşribe, 16; Ebû Dâvûd, Eşribe, 13, H.no: 3717; Tirmizu
Taharet, 37, H.no: 48; Nesâî, Taharet, 100, H.no: 130.
612 Tirmizî, Nesâi
ve Ebû Davûd et-Tay âlisi'de bu rivayet: "Yüzünü ve kollarım
yıkadı, başını ve ayaklarını mesh etti,'
şeklinde geçmektedir."
Hz. Peygamber'in
Abdest Alış Şekli____________________279
gelen ayağa
mesh etme ruhsatının sebebini de bu rivayet
açıklamaktadır.' Ayrıca buradaki mesh; hafifçe yıkama ve su
serpme anlamlarına da gelebilir. Ancak en güzeli Hz. Ali'nin
yukarıdaki sözü ile konunun aydınlanmasıdır.6n
227/535-(z.)
Rıb'î b. Hıraş'tan:614
Hz. Ali (Radıyaiiahü
anh) mescid avlusunda konuşma yapmak için ayağa kalktı; önce
Allah'a hamd edip sonra senada bulundu ve Allah'ın dilediği kadar
konuştu. Ardından su dolu bir kap istedi; ağzına su
aldı, (azalarını) mesh etti ve kalan sudan ayakta olduğu
halde içip şöyle dedi:
'Bana sizden
birinin ayakta su içmeyi kerih gördüğü haberi ulaştı.
İşte bu abdesti bozulmayan kişinin abdest alma şeklidir.
Rasûlullah'in (Satlallahu aleyhi ve setlem) böyle yaptığını
gördüm.'
613 İbn
Kudâme, Muğnî, 1/120-124; Sindî, Haşiye, 1/85
JîİJJli tijj- ,jZsj ls"' j* J Jüi
J^-& jl>'
i LL'Öi-
Sahih: Müsned,
1/102, H.no: 797; Benzer rivayetler için bk. 1/113, H.no: 910; 1/120, H.no:
970; 1/125, H.no: 1027; 1/127, H.no: 1050; 1/144, H.no: 1222; 1/153, H.no:
1315; 1/159, H.no:
1366; Buhâri,
Eşribe, 16; Ebû Dâvûd, Eşribe, 13, H.no: 3717; Tirmizî, Taharet, 37,
H.no: 48; Nesâî, Taharet, 78-79, 100, H.no: 95-96, 130; DârimU Vudû', 31, H.no:
707; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, IV/273; İbn Huzeyme, 1/11, H.no: 16;
1/101, H.no: 202; Bezzâr, DT/30, H.no: 780; Ebû Ubeyde b. Fudayl b. Iyâz'ı
Zehebî "fîhi lîn", İbnü'l-Cevzî "zayıf, DârekuEnî
"sika" olarak değerlendirir. İbn Hıbbân
"Sikât"'mda zikrederek Sahih'inde, aynı şekilde Hâkim
Sa-hih'inde bu râvînİn hadislerini naklederler.
Âmir Hasan Sabri
zevâidden olan bu hadisi Zevâidii
Abdillah isimli eserinde zikretmez.
Aynca bir önceki (226/534) ve 242/550.hadise bk.
280
_________Hz. Peygamber'in Abdest Alış Şekli
228/536-Abdühayr'dan:615
Hz. Âli
(Radıyaliahü anh) bir keresinde su dolu bir kap istedi ve: 'Ayakta su
içmenin kerih(kötü) olduğunu iddia eden kişiler neredeV dedi. Sonra
Hz. Ali su kabım aldı ve ayaktayken içti. Sonra da hafif bir abdest
aldı, terliklerine mesh etti ve şöyle dedi:
'İşte bu,
abdestli olanın, abdestini
bozmadıkça
uygulayabileceği Rasûlullah 'a (SalUdlahü aleyhi ve settem) ait
abdest alma şeklidir:
* Diğer
Sahabîlerden Gelen Rivayetler
229/537-Abdurrahman
b. Ebû Gurad'dan (Radıyaliahü anhy.1
6ı5Sened:
Sahih: Müsned,
1/120, H.no: 970; Buhâri, Eşribe, 16; Ebû Dâvûd, Eşribe, 13, H.no:
3717; Bezzâr, ni/30, H.no: 780; Ebû Ya'lâ, 1/262, H.no: 309; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/75; Ayrıca 344/652.hadise bk.
Evs b. Ebû Evs'ten
(Radıyaliahü anh) de rivayet edüen hadis için bk. 347/655.hadis, Bu zat
Evr b. Huzayfe'dir. Bir diğer rivayeti için bk. 239/547. hadîs.
Sened: cjU J>
cj^i 'j. s'jiiij j^i 'j,_ ^j6J>\ ^'ji- jii i.^' 'J.: 'J^S j^ y\ j£h~
jıs ±^- ^ ^ÂJ £ji- jl£ ı*j>.
Sahih: Müsned,
IV/237, H.no: 17993; Benzer rivayet için bk. m/443, H.no: 15598
(105/413.hadis); III/443, H.no: 15598; IV/224, H.no: 17894; Heysemî, ricalinin
sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/230. Benzer bir rivayet
105/413.hadiste geçti. (Bk. Müsned, m/443, H.no: 15597; Benzer rivayet için bk.
İÜ/443, H.no: 15598; IV/224, H.no: 17894; IV/237, H.no: 17993
(229/537.hadise bk); Nesâî, Taharet, 16, H.no: 16; îbn Mâce, Taharet, 22, H.no:
334; Heysemî, ricalinin sika olduklarım belirtir. Bk. Mecma \ 1/230.
Hadisin
şâhidleri:
a-Muğîre b.
Şu'be (Radtyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 1; Tirmizî, Taharet,
16, H.no: 20 (Tirmizî, bu konuda Abdurrahman b. Ebî Kurâd, Ebû Katâde, Câbir,
Yahya b. Ubeyd babasından, Ebû Mûsâ, İbn Abbas ve Bilâl b. Hâris'ten
(Radıyaliahü anhüm) de rivayetlerin bulunduğunu, hadisin ise
"hasen-sahih" olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 16, H.no: 17;
İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 331:
Hz. Peygamber'in
Abdest Alış Şekli
___________^_______________ 281
Rasûlullah'la
(Sailaiiaha aleyhi ve sellem) beraber hac için yolculuğa
çıkmıştım. Yolculukta Rasûlullah hacetinden sonra
tuvaletten çıktı, ben kendisini bir su kabı ile takip ettim.
Rasûlullah haceti olduğunda çok uzaklaşırdı. Ben de
Rasûlullah dönünceye kadar yoluna oturdum, bekledim ve gelince:
tEy Allah'ın Rasûlü!
Abdest (alacak mısın?)' dedim. Rasûlullah yanıma geldi.
Kabı alıp eline su döktü, yıkadı, sonra avucunu kaba
daldırıp su aldı ve diğer eline su döktü... Sonra
başına mesh etti, tekrar su alıp başına mesh etti.
Sonra da su alıp ayaklarının üstüne döktü ve eliyle
ayaklarını sıvazladı ve gelip bize öğle
namazını kıldırdı.
Dârimi, Vudû', 4,
H.no: 666; Dârimî'nin metni şöyledir: -UJi î^UJı J\ LSi ii) jX-j 4*
«Uı Jk*.-»M Jj^-j CjLS"j iJJlA j^S ^ jj Dârimî'nin bir diğer
rivayet (Vudû', 4, H.no: 667) metni şöyledir: Lj'm\ ^»: ji> y\ Ju i
jîıj ~j'jj ıi[ 'çL.j <&. jjı ^jL- _j5ı üis*
b-Enes
(Radıyaliahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 332 (Bûsirî,
zayıf olduğunu ifade etti):
c-Ya'lâ b. Mürre
(Radıyaliahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 333;
d-Câbir (Radıyaliahü
anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 1, H.no: 2;
Ü-f ICJ U ^
jîÎJı )Qı Sijf lîı öıf jXj <£t Jİl Jt*. ^JJl î)(
ili x* j' j.U- ^ ftn Mâce, Taharet, 22, H.no: 335; Dârimi, Mukaddime, 4, H.no:
17; ıs'j ılî Lİ5 ^- jQı y$ U ^T,j 4i -İli J^ *ûı
j^,j ölSj ji. ^ |Û^j <t «M J^= <Ûı J_^j ^ ıi> JÛ ^li >
e-Bilâl b. Haris
el-Müzenî (Radıyaliahü anh): İbn Mâce, Taharet, 22, H.no: 336
(Bûsirî, Kesir b. Abdullah sebebiyle isnadının zayıf
olduğunu ifade etti.):
230/538-Abdullah b.
Muhamraed b. Akîl b. Ebû Talib'den:6'7
Beni Ali b.
Hüseyin, Muavviz b. Afrâ'nm kızı Rubeyyi'a anhüm) gönderdi. Ona
Rasûlullah'ın abdest alma şeklini sordum. Hacmi bir müd ya da bir ve
çeyrek müd kadar olan su kabı getirdi.618
Rubeyyi' şöyle
dedi:
'Bu kapla
Rasûlullah'a (Saiiaiiahu aleyhi ve seitem) su getirirdim ve kendisi öncelikle
ellerine üç kere su dökerdi. (Bir rivayette; ellerini bir kaba daldırmadan
önce yıkardı.) Sonra yüzünü üç kere yıkar, ağzına üç
kere alır, burnuna üç kere su çeker, sağ kolunu üç kere, sol kolunu
üç kere yıkar ve başına mesh ederdi. Başını da
bir ya da iki kere öne doğru ve arkaya doğru mesh eder, sonra da üç
kere ayaklarım yıkardı.
(Senden önce) bana
amca oğlun İbn Abbas geldi ve bunu naklettim, bana:
"Allah'ın Kitab'ında (farz olarak) İki yıkama ve
İki mesh emri dışında bir hüküm bulamıyorum"
dedi.
§(Başka
tarikten gelen benzer rivayet:)
Abdullah b.
Muhammed b. Akîl b. Ebû Talib'den:
Muavviz b. Afra'nm
kızı Rubeyyi' anlattı:
'Rasûlullah
(Sallaiiahu aleyhi ve seüem) çokça bize gelirdi. Bir keresinde yine geldi ve
kendisine abdest kabı getirdik, abdest aldı; ellerini üç kere
yıkadı, ağzına ve burnuna birer kere su çekti, yüzünü ve
kollarım üçer kere yıkadı, elinde kalan su ile
başını iki kere mesh etti. Mesh etmeye başının
arkasından başladı ve elini alnına kadar geri getirdi.
Sonra ayaklarını üçer kere yıkadı, kulaklarının
ön ve arkasını da mesh etti.'
Sened: v-11^ ^
& J^ j- £*■* ö* ■djl ^ &"'■** Jü *£* cf Hasen:
Müsned, VI/358, H.no: 26894; İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; Benzer
rivayetler için bk. VI/359, H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no:
26907; Tayâlisî, s.226, H.no: 1624; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/28,
H.no: 211; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126, 128-131; Tirmizî, Taharet, 25-26,
H.no: 33 (hasen) - 34 (hasen-sahih); Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; İbn
Mâce, Taharet, 39, 46, H.no: 390,418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696; Taberânî,
el-Mu'cemU'l-kebfr, XXTV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, W169, H.no:
6100; Bu hadis 249/557.hadiste tekrar edilecektir. Aynca 243/551,271/579 ve
272/580. hadislere bk. 618 Metinde bulunan râvinin şekki/şüphesi ile
ilgili cümle; (Râvilerden Süfyan dedi ki: Sanki o (Ali b. Muhammed) Rubeyyi'a
değil de Haşİmî'ye gitti.)
231/539-RasûlulIah'ın
sahabisi Abdullah b. Zeyd b. Âsim'dan (Radtytdia-
hüanh)]619
Kendisine,
'Rasûlullah 'in (SnUallahû aleyhi ve seiiem) abdesti gibi bir abdest al, (bize
göster,)' denilince su kabı istedi. Ellerine üç kere su döktü, onları
yıkadı, sonra elini kaba daldırıp su aldı ve bu su ile
ağzına, burnuna su çekti,
Sened: \i%-
jıi xi')\ y uij J, jıi UjCJÜ\ ijıii
Sahih: Müsned,
IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV/38, H.no: 16383; Üçüncü rivayet:
IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV739, H.no: 16395, 16393* (Bu
rivayet 260/568.hadiste tekrar edilecektir); IV/40, H.no: 16408, 16406; IV/42,
H.no: 16425; Buhârî, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51,
H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib); Nesâî, Taharet,
75, H.no: 92 (Hz.AIi'den); İbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn
Abbas'tan), 404 (Hz.AIi'den), Taharet, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec,
1/299, H.no: 556;
Bu hadisin bir
bölümü 279/587.hadiste tekrar edilecektir. Ayrıca 264/572, 265/573 ve
270/578. hadislere bk.
284__________________________________________Hz,
Peygamber'in Abdest Alış Şekli
bunu üç kere tekrar
etti. Yine su alıp yüzünü yıkadı, su alıp
kollarını dirseklerine kadar ikişer kere yıkadı,
tekrar su alıp başını mesh etti; bu meshi, elini
başın ön tarafına ve arka tarafına götürerek yaptı.
Ayaklarını topuklarına Cacık kemiklerine) kadar
yıkadı ve şöyle dedi:
'Rasûlullah'm
abdest alma şekli işte böyleydi.'
§ İmam
Mâlik'in hocalarından biri olan Amr b. Yahya b. Umara el-Ensârî
babası kanalı ile naklettiği rivayet:
Dedesi, Umara
el-Ensârî Allah Rasûlü'nün ashabından biri olan Abdullah b. Zeyd b.
Âsim'a:
'Rasûlullah'in
(Sallailahü aleyhi ve selîem) nasıl abdest aldığını
gösterir misin?' deyince Abdullah, 'Evet^dedi ve abdest suyu istedi, sonra
elini iki kere yıkadı, ağzına ve burnuna üç kere su çekti,
yüzünü üç kere yıkadı, sonra iki kere dirseklerine kadar
kollarını yıkadı, ellerine su döküp başını
mesh etti; mesh sırasında ellerini öne ve arkaya görürdü; yani
başının ön tarafından başladı ve arka
tarafına ensesine kadar götürdü, ardından ellerini
başladığı yere (başın ön tarafına) geri getirdi.
Sonra da ayaklarını yıkadı.620
Metindeki muhtelif
rivayetlerin tercemesi:
Diğer
rivayette de Abdullah b.Zçyd dedi ki; "Rasûlullah abdest
aldı..." Süfyan, Amr b.
Yahya'dan nakleder ki ondan üç hadis almıştı: "Ellerini iki
kere ve yüzünü üç kere yıkadı, sonra da başını iki
kere mesh etti."
Babam (Ahmed b.
Hanbel) dedi ki: " Süfyan'dan üç kere 'Ayağını iki kere
yıkadı' şeklindeki rivayeti dinledim, bir keresinde şöyle
dedi 'Başını bir kere mesh etti,' ve iki kere de şöyle
dedi: 'Başını iki kere mesh etti'."
Hz. Peygamber'in
Abdest Alış Şekli__________________________________________285
232/540-Yezid b.
Berâ b. Âzib'den, ki kendisi Uman emiriydi ve e-mirlerin en hayırlı 1
anndandi.621
Babam (Berâ)
(KââtyaOahü anh) dedi ki: 'Etrafıma toplanın da Rasûlullah'm
(SaiiailaM aleyhi ve sellem) nasıl abdest aldığını ve
nasıl namaz kıldığım size göstereyim, sizinle beraber
ne kadar daha yaşayacağımı bilemiyorum' Oğullarını
ve ailesini topladı, abdest suyu istedi ve ağzına, burnuna su
çekti, yüzünü üç kere yıkadı, sağ kolunu ve sol kolunu622 üçer
kere yıkadı, sonra başım mesh etti, kulaklarının
da dışını ve içini mesh etti. Ardından şu
(sağ) ayanını ve bu (sol) ayağını üçer kere
yıkadı, sonra da,
'Rasûlullah 'in
nasıl abdest aldığını gösterdim, hiçbir şey
eksiltmedim,' dedi.
Tekrar evine girdi,
ne olduğunu bilemediğimiz bir namaz kıldı, sonra
çıktı, namaz kılınacağım belirtti ve kamet
getirildi, bize öğle namazını kıldırdı. Namazda
Yasin sûresinden bazı âyetleri okuduğunu duyduğumu zannediyorum.
Sonra bize ikindi namazını kıldırdı, ardından
akşam namazını kıldırdı ve yatsı
namazını da kıldırınca şöyle dedi:
'Rasûlullah'in
nasıl abdest aldığım ve nasıl namaz
kıldığını 'gösterdim, hiçbir şeyi eksiltmedim'
1 Sened: ^jii J
tQı J \$ 'i£fJ*.& J^ &•
Sahih: Müsned, IV/288,
H.no: 18446; Rûyânî, 1/234, H.no: 333; Heysemî, râvilerinin sika olduğunu
belirtir. Bk. Mecma', 1/230; H/116 Lafız manası: "bu kolunu
(yani sol kolunu)"
233/541-Muğîre
b. Şu'be'ye (Radıyaliahü anhy.™
'' 'Acaba bu
ümmetten Hz. Ebû Bekir dışında birisi Rasûlullah'a (Sattâiiuhü
aleyhi ve sellem) imamlık yâpti mı/namaz kıldırdı
mı?' diye sorulunca dedi ki:
'''^Evet; biz filan
(Bir rivayette, Tebûk savaşı için) yolculuğa
çıkmıştık, Rasûlullah seher vaktinde bineğinin boynuna
vurup oturttu ve ayrıldı, ben de kendisini takip ettim. Ancak uzun024
bir müddet uzaklaştı, gözden kayboldu ve geri geldi. Benîm
beklediğimi görünce:
^'Senin de
ihtiyacın var mı?" diye sordu. Ben de: 'Benim bir
İhtiyâcım yok' dedim. .
"Peki yanında su var mı?"
'Evet, dedim ve
kendisine abdest suyu döktüm; (önce) ellerini yıkadı, sonra yüzünü
yıkadı ve kollarını sıvamaya çalıştı,
üzerinde Şam bölgesi yapımı bir cübbe vardı ve biraz
daralmıştı. Ellerini geri çekti ve cübbenin altından
dışarı çıkardı. Sonra yüzünü ve kollarını
yıkadı, perçemine (başının ön tarafına) mesh
etti, ayrıca sangına ve mestlerine de mesh etti. Ardından
insanların geldiği yere ulaştık ki (sabah) namazına
durulmuş, onlara Abdurrahman b. Avf namaz kıldırıyordu ve
bir rekâtını tamamlamıştı. Rasû-
Sened:
Sahih: Müsned,
IV/427-428, H.no: 18082; (Tebük'te olduğunu ifade eden rivayet: IV/248,
H.no: 18090;.IV/247, H.no: 18078;
IV/249, H.no: 18092; IV/251, H.no: 18109-18112; IV/248, H.no:
18088-18089;) Diğer Benzer
rivayet rivayetler: IV/255,
H.no: 18151 (278/586.hadiste
tekrar edilecektir); IV/255, H.no:
18151-18152, 18158; TV/254, H.no:
18146; IV/247, H.no: 18075; IV/245, H.no: 18059; IV/254, H.no: 18142; IV/250,
H.no: 18106; IV/249-250, H.no: 18099; IV/247, H.no: 18077; IV/244, H.no: 18052;
Baharı, Vudû', 35, 48, 49; Salât, 7, 25; Müslim, Jahâret, 75-81; Tirmizî,
Taharet, 72-75, H.no; 97-100; İbn Huzeyme, H/I35, H.no: 140; Konu
bütünlüğü açısından 54/362.hadise bk. Ayrıca
332-333/640-641 ve 278/586.hadislere bk. 624 Bk. MüsnedlV/250, H.no.18099
Hz. Peygamber'in
Abdest Alış Şekli_______________________________________ 287
lullah'm
geldiğini haber vermek için yanına gidecektim, Peygamberimiz mani
oldu ve yetiştiğimiz rekattan itibaren ona uyduk,
kaçırdığımızı da kendimiz kaza ettik.'
§(Diğer
rivayette;) Abdurrahman selâm verince Rasûlullah namazını tamamlamak
için ayağa kalktı. Oradaki Müslümanlar da namazı bitirince
Allah'ı bol bol teşbih ettiler. Rasûlullah da namazı bitirince
onlara yöneldi ve şöyle dedi:
"İnsanları,
namazı vaktinde kılmaya özendirmekle çok güzel yaptınız ve
isabet ettiniz."625
625 Bu rivayet için
bk. Müsned, IV/245, H.no: 18059; ve IV/251, H.no: 18109-18112.
(3)- ABDEST ALIRKEN
NİYET VE BESMELENİN HÜKMÜ
İbadetlerde
niyet yanında Allah'ı zikir ûe. başlamak da önemlidir; bunlar
namazda tekbir, hacda telbiye, abdest ve kurban kesiminde besmele ile tezahür
eder. Ancak ibadetlerde niyet mutlak şart olduğu halde besmele ile
başlamanın vücûbiyetİ
tartışılmıştır.
234/542-Hz.
Ömer'den (Radıyaiiam anhy.626 Rasûlullah'ın (SaUallahu aleyhi ve seiiem)
şöyle dediğini işittim: "Ameller niyete göre değer
kazanır. Her kişiye niyetinin karşılığı verilir.
Kim Allah ve Rasûlü'ne hicret niyeti taşırsa hicreti sonuçta Allah ve
Rasûlü içindir. Ancak kim de dünyalık bir şeye ulaşmak ya
da bir kadınla evlenmek niyetiyle
hicret ederse hicreti hicret ettiği şeyler için olur."
NOT: Cumhura göre
abdest veya gusülde niyet farzdır. Çünkü bunlar birer ibadettir. İmam
Ebû Hanîfe'ye göre farz değil, sünnettir. Zira abdest ya da gusül müstakil
birer ibadet olmayıp ibadetin parçalandır.627
235/543-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaıiahü anh):62S
Sahih: Müsned,
1/25, H.no: 168; Benzer rivayet için bk. 1/43, H.no: 300; Buhâri, Bed'ü'l-vahy,
I; îmân, 41; Itk, 6; Menâkıbü'l-ensâr, 45;
Nikâh, 5; Eymân, 23; Hıyel.l; Müslim, İmaret, 155; Ebû Dâvûd, Talâk,
11, H.no: 2201; Tirmiij, Fezâilü'l-cihâd, 16, H.no: 1647; Nesât, Taharet, 60,
H.no: 75; İbn Mâce, Zühd, 26, H.no: 4227
27 îmam
Şâfıî, Ümm, 1/25; İbn
Rüşd, Bidâyetü'l-mücîehid, 1/6; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, 1732;
İbn Kudâme, Muğnî, 1/91; Desûkî, Haşiye, 1/93 628 Sened:
289
RaSÛİUİlah
(SaUallahu aleyhi ve sellcm) dedi kî:
"Abdesti
olmayanın namazı geçersizdir. Başında besmele çekmeyenin
(Allah'ın ismini anmayanın)
abdesti yoktur/eksiktir."
236/544-Ebû Said
el-Hudrî'den (Radıyaitahu mhy.629
Hasen: Müsned,
ü/418, H.no: 9382; Ebû Dâvûd, Taharet, 48, H.no: 101; İbn Mâce, Taharet,
41, H.no: 399; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/26-27; Ebû Ya'lâ, XI/293,
H.no: 6409; Dârekumî, Sünen, 1/79, H.no: 1; Hâkitn, 1/245-246, H.no: 518-519
(Hâkim isnadının sahih olduğunu söyler. Buna sebep olarak da
senedinde yer alan Ya'kub b. (Dînâr) Ebû Seleme el-Mâcişûn ile Müslim'in
delil getirdiğini gösterir. Zehebî İse bu râvinin Yakub b. Seleme
eS-Leysî ve isnadının da leyyin olduğunu belirtir); Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/41,43, H.no: 183,195;
İbn Hacer
hadisin zayıf isnadla nakledildiğini söyler. Tirmizî'de Said b. Zeyd
ve Ebû Saîd'den benzerinin nakledildiğini belirterek Ahmed b.
Hanbel'İn "Bu konuda sabit olan bir hadis yok" dediğini
nakleder. Bk.Bülûğu'l-merâm, H.no: 46. San'ânî de Buhâri'nin Yakub b.
Seleme el-Leysî hakkında şu sözünü nakleder: "Ne kendisinin
babasından ne de babasının Ebû Hüreyre'den semai yoktur."
Beyhakî ve Dârekutnî her ne kadar başka tariklerden naklet-seler de bu
rivayetlerin her biri zayıftır. Taberânî'nin Ebû Hüreyre hadisi (az
önce metnini verdiğimiz hadisi) zayıftır. TSk.Sübülü's-selâm,
I/l 10.
Yakub b. Seleme
el-Leysî sebebiyle hadisin isnadı zayıftır, ancak hadis
şâhidleri ile
kuvvet
kazanır:
a-Ebû Saîd'den
{Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 41, H.no:
397
(Ayrıca bir
sonraki hadisin tahricine bk.236/544);
b-Saîd b. Zeyd'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 41, H.no:
398
(Aynca
237/545.hadİsin tahricine bkz);
c-Sehl b. Sa'd
es-Sâidî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 41,
H.no: 400;
Heysemî,
Taberânî'nin (Bk. el-Mu'cemü's-sağîr, 1/131, H.no: 196) Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh)
şu rivayeti naklettiğini ve isnadının hasen olduğunu
söyler:
Bk. Heysemî,
Mecma', 1/220; Deylemî,.Firdevs, V/349, H.no: 8396. Aynca bk.236/544 ve
237/545.hadisler.
Hasen: Müsned,
111/41, H.no: 11309; Benzer rivayet için bk. İÜ/41, H.no: 11310; Dârimi,
Vudû', 25, H.no: 697; İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 397;
Rubeyh b.
Abdurrahman b. Ebû Saîd el-Hudrî sebebiyle hadis zayıftır, ancak
hadis şâhidleri ile kuvvet kazanır ve hasen olur: 235/543, ve
237/545.hadis.
Rubeyh b.
Abdurrahman b. Ebû Saîd el-Hudrî'nin Ebû Dâvûd ve Dârimi'de birer, İbn
Mâce'de iki, Ahmed b. Hanbel'İn Müsned'inde altı rivayeti vardır.
Zehebî, Ebû Zür'a'nın: "şeyhtir", îbn Adiy'in de "Bir
beis olmamasını dilerim" dediklerini nakleder. Bk.Kâşif,
Trc. no: 1523; İbn Hacer de makbul olduğunu söyler. Bk.Takrîb, Trc.
no: 1881.
Kesir b. Zeyd
el-Leysî de aynca tenkide tâbi tutulanlardan biridir. Zehebî, Ebû Zür'a'mn:
"saduktur, ama zayıflığı vardır"
dediğini nakleder. Hk.Kâ$if, Trc. no: 4631; Tirmizî dört, Ebû Dâvûd
beş, Dârimi bir, İbn Mâce altı, Ahmed b. HanbeS Müsned'inde 24
rivayetini nakleder. Tirmizî Kesifin hadislerine hasen hükmü verir. Buhârî'den
de onun "mukâribü'l-
290________________________________Abdest
Alırken Niyet ve Besmelenin Hükmü
RasÛlllllah
(Sallattahü aleyhi yâ settüm) dedi ki:
"Başında
besmele çekmeyenenin (Allah'ın ismini anmayanın) abdesti
yoktur/eksiktir."
237/545-Rabah b.
Abdurrahman b. Huveytıb ninesinden, o da babası
Saİd b.
Zeyd'den (Radıyallahüanh):630
hadis"
olduğunu nakleder. Bk. Tinnizî, Siyer, H.no: 1579; Birr, H.no: 2019;
Deavât, H.no: 3393; Bir yerde de "hasen-sahih" hükmü verir. Bk.
Tinnizî, Menâkib, H.no: 3916.
Sened: ^3-J' J1^' ^
'J* *&?*■ oî' o* '/-^ y- u^~ ^-^ '**£*■ 1$ ^w ^ &*■
Sahih:
Müsned,VU382, H.no: 27023; Benzer rivayet için bk. VI/382, H.no: 27024-27025;
V/381, H.no: 232129; IV/70, H.no: 16604-16605; Tirmizî, Taharet, 20, H.no:
25-26 (Tirmizî, bu konuda Hz.Aişe, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre, Sehl b. Sa'd ve
Enes'ten -Radıyallahü anhüm-rivâyetlerin bulunduğunu belirttikten
sonra şunları söyler: "Ahmed b. Hanbel bu hususta senedi ceyyid
bir rivayet bilmediğini beyan ediyor. Buhârî de bu hususta en iyi rivayetin
Rabah'm nakli olduğunu ifâde eder. Ahmed Muhammed Şâkir de
isnadı için "ceyyid-hasen" tabirini kullanır. San'ânî,
Hz.Ali, Ebû Sebre ve Ümmü Sebre'den de nakillerin bulunduğunu ilâve eder
ve her birinde tenkidlerin bulunduğunu ifâde ederek rivayetlerin birbirini
destekleyerek kuvvetlendirdiğini söyler. Bk.Sübülü's-selâm, 1/111);
İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 398; İbn EbîŞeybe, 1/12, 14, H.no:
15. 28; Makdisî, Muhtara, III/3O3, H.no: 1104; Şâfî, 1/257-258, H.no: 228;
Dârekutnî, Sönen, 1/72-73, H.no: 5-10; Ebû Yala, 1/212, H.no: 255; Rûyânî,
II/22S, H.no: 1098; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/43, H.no: 193-194; İbn
Hacer, Bezzâr, Dârekutnî, Ukaylî ve Hâkim'e de nisbet eder. Bk.Telhîs, 1/27;
Heysemî, senedinde
Ebû Sifâl'İn bulunduğunu Buhârî bu zatın hadisi hakkında
bir takım görüşlerin varlığını ifâde eder,
diğer râvîlerin ise sika olduklarını söyler. Bk.Mecma', 1/228.
Eserinin bir başka yerinde Ebû Sifâl el-Mürrî'nin zayıf olduğunu
beyân etti. 'Bk.Mecma', X/39. Ebû Sifâl el-Mürrî (Sümâme b. Vâil b. Husayn):
İbn Hacer "makbul" olduğunu belirtir. Bk.Takr1b, Trc. no:
856. Zehebî ise Buhârî'nin "fîhi nazar" dediğini nakleder.
Bk.Kâşif, Trc. no: 719. Buhârî'nİn bu sözü râvinİn adaleti ile
değil, zaptıyla ilgilidir.
Rabah b.
Abdurrahman el-Âmirî el-Huvaytıbî hakkında Zehebî herhangi bir
şey söylememiş, İbn Hacer makbul olduğunu
belirtmiştir. Bk. Kâşif, Trc. no: 1516; Takrib, Trc. no: 1874.
İbn Hacer bir diğer eserinde ise meçhul olduğunu söyler.
Bk.Telhîs, 1/74. İbn Hıbbân Sikât'ta kendisine yer verir (VI/307).
Bu senedi ile hasen
olan hadis, şâhîd ve mütâbileri ile kuvvet kazanarak sahih Ii gayrini
seviyesine yükselir.
a-Esmâ bt. Saîd b.
Zeyd b. Amr'dan (Radıyallahü atıhâ) şahidi için Bk. Hâkim,
IV/66-67, H.no: 6899 (Hâkim, hadis hakkında herhangi bir hüküm vermemiş,
Zehebî ise Telhîs'inde sükût etmiştir); Heysemî, Mecma', 1/228. Müsned'de
bu hanım, Rabah b. Abdurrahman'm ninesi olarak zikredilmektedir. Bk.
Müsned, VI/382, H.no: 27024. Dolayısıyla ninenin isminin
Abdest Alırken
Niyet ve Besmelenin Hükmü _______ ______291
Rasûlullah'm
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Abdesti olmayanın namazı geçersizdir- Başında besmele
çekmeyenin (Allah'ın ismini anmayanın) abdesti yoktur/eksiktir.
Bana inanmayan
Allaha inanmamıştır. Ensarı sevmeyen de bana
i-nanmamıştır."63i
NOT: Cumhura göre,
abdestte besmele müstehabdır. Rivâyetlerdeki lafızlar abdesti tam
olmaz şeklinde anlaşılmaktadır. Çünkü abdestin tarifi ile
ilgili bir çok rivayette besmele geçmemektedir.
İmam Ahmed b.
Hanbel de cumhur gibi düşünmekte, ancak kendisinden gelen diğer
rivayete göre besmele vaciptir.632
Esma olduğunu
öğreniyoruz. İbn Hıbbân Sikâfmda Saîd b. Zeyd'in kızı
başlığı altında zikreder ve ismini bilmiyoruz, der.
Bk. Sikât, V/594. Zehebî ise bu hanıma Esma bt. Saîd b. Zeyd
başlığı altında yer vererek babasından nakillerde
bulunduğunu, kendisinden de torunu Rabah'm naklettiğini belirtir.
Bk.Kâşif< Trc. no: 6945. İbn Hacer de Esma bt. Saîd b. Zeyd
başlığı altında yer vererek Tirmizî ve İbn Mâce'nİn
eserlerinde müphem olarak bu hanıma yer verdiklerini, Beyhakî'nin ise
ismini Esma olarak açıkladığını, hatta sahabeden
olduğunu söyleyenlerin bile varlığını ifade etti.
Bk.Takrîb, Trc. no: 8527. Sahabeden oluşu kesin olmamakla birlikte,
İbn Hacer İsâbe'sinde bu hanıma yer verir. Bk.İsâbe,
VIÜ/6-7. Buna göre Es-mâ'nın sahabeden oluşu doğru ise bu
rivayet merfû, değilse, mevkuftur.
b-Sehl b. Sa'd
es-Sâidî'den (Radıyallahü anh) şahidi İçin bk. İbn Mâce,
Taharet, 41, H.no: 400 (Bûsırî, Abdu'l-Müheymin'in
zayıflığında ittifak bulunduğundan dolayı hadisin
senedinin zayıf olduğunu belirtmiştir. Bk. Misbâhu'z-zücâce,
1/59-60); Ancak Sindî, Abdülmüheymin'in tek kalmadığı, kendisini
kardeşinin oğlunun desteklediğini ifâde eder.); Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, VI/121, H.no: 5699;
c-Ebû Sebre'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Heysemî, Mecma', 1/228;
d-îsâ b. Sebre
babası ve dedesi kanalıyla: Heysemî, Mecma', 1/228,
Hadisin ilk
bölümünün şâhidleri için bk.
a-Ebû Hüreyre -
Radıyallahü anh -: Müsned, 11/418, H.no: 9382; Ebû Dâvûd, Taharet, 48,
H.no: 101; İbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 399; Tahâvî, Şerhu
meâni'l-âsâr, 1/26-27; Hâkim, 1/245-246, H.no: 518-519; Ebû Ya'lâ, XI/293,
H.no: 6409; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, I/4I, 43, H.no: 183, 195; Dârekutnî,
Sünen, 1/79, H.no: 1
b-Ebû Saîd el-Hudrî
- Radıyallahü anh -: îbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 397 ( Bûsırî,
hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.); Hâkim, 1/246, H.no: 520 (Hâkim
İsnadı ile verdiği Ahmed b. Hanbel'e yöneltilen:
"Besmelesiz olarak abdest alan kimsenin durumu ne olur?" sorusuna,
"Bu konuda rivayet edilen nakillerin en iyisi Kesir b. Zeyd'İn
hadisidir" cevabını verdiğini nakleder. Zehebî ise Kesir
b. Zeyd el-Eslemî el-Medenî'nin Ebû Zür'a'ya göre: "saduktur, ama
zayıflığı vardır", NesâTye göre:
"zayıftır", Yahya b. Main'den nakledilen bir rivayete göre:
"kendisinde bir beis yoktur", diğer rivayete göre:
"sikadır, Îbnü'l-Medînî'ye göre: "sâlihtir, pek kuvvetli
değildir", İbn Adiy ise Kesir'İn hadisinde bir beis görmez.
(Aynca bk. Mîzân, m/405); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/43, H.no: 192; îbn
EbîŞeybe, 1/12 H.no: 14;
c-Sehl b. Sa'd
es-Sâidî - Radıyallahü anh -; îbn Mâce, Taharet, 41, H.no: 400; Hâkim,
1/402, H.no: 992 (Hâkim bu rivayeti şâhid olarak verir ve Buhârî ve
Müslim'in şartı-na/râvisine Abdülmüheymİn sebebiyle uygun
olmadığını söyler. Zehebî de bu zatın vâhî/zayıf
olduğunu belirtir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/379 H.no: 3781;
d-Ebu'd-Derdâ'dan -
Radıyallahü anh -: Lâlkâî, İ'tikâdü ehli's-sünne, IV/828, H.no: 1536;
Heysemî, ricalinin sika olduğunu söyler. Bk. Mecma', 1/228.
Bu hadis daha önce
geçti. Bk. 74/1 lö.hadis: IV/70, H.no: 16604; Rabah'm ninesi Esma bt. Saîd b.
Zeyd b. Amr b. Nüfeyl'dir (Radıyallahü anhiim),
631 Bk. Müsned Trc.no. 747116
632 Kâsânî,
Bedâiu's-sanâi', 1/20; Nevevî, Mecmu', 1/346; İbn Kudâme, age., 1/84-85
(4)- ABDEST ALIRKEN
MAZMAZADAN ÖNCE ELLERİ YIKAMAK
238/546-Abdühayr:(
Sencd: £■ i^
ıDji- *Xı&
Sahih: Müsned,
1/135, H.no: 1133; Hz. Ali'den abdestle İlgili nakledilen diğer
rivayetler için bk. 1/160, H.no: 1380 (z.) (Süfyân b. Vekî' sebebiyle
zayıf); 1/158, H.no: 1359 (z.) (el-Alâ* b. Hilâl el-Bâhilî sebebiyle çok
zayıf. Amr b. Muhammed'in bu râviden mevzu rivayetler naklettiği
İfâde edilmektedir. Ebû Hatim: "Münkeru'l-hadîs, daîfü'l-hadîs"
olan bu zâtın, Yezid b. Zürey'den naklettiği mevzu rivayetleri
vardır" der); 1/157, H.no: 1353 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1351 (z.)
(sahih); 1/123, H.no: 998 (z.) (sahih); 1/157, H.no: 1350 (z.) (sahih); 1/157,
H.no: 1349 (z.) (sahih); 1/156, H.no: 1344 (z.) (sahih); 1/154, H.no: 1323
(sahih); 1/153, H.no: 1315 (sahih); 1/148-149, H.no: 1270 (sahih); 1/144, H.no:
1222 (sahih); 1/141, H.no: 1198 (z.) (sahih); 1/141, H.no: 1197 (z.) (sahih);
1/139, H.no: 1178 (sahih); 1/139, H.no: 1173 (sahih); 1/139, H.no: 1174; 1/135,
H.no: 3133 (sahih); 1/127, H.no: 1050 (sahih); 1/127, H.no: 1047 (z.) (sahih);
1/227, H.no: 1046 (z.) (sahih); 1/125, H.no: 1027 (z.) (sahih, 242/550.hadis);
1/122, H.no: 989 (sahih); 1/120, H.no: 971 (sahih); 1/116, H.no: 943 (sahih);
1/115-116, H.no: 936 (sahih, abdestten sonra suya bereket duası); 1/113,
H.no: 910 (z.) (sahih); 1/110, H.no: 873 (sahih); Ebû Dâvûd, Taharet, 30, H.no:
111-113; Tirmizî, Taharet, 37, H.no: 48-49 (Tirmizî, hadîsin
"hasen-sahih" olduğunu söyler ve bu konuda hadis rivayet eden diğer
sahabenin de adını zikreder: Hz.Osman, Abdullah b. Zeyd, İbn
Abbas, Abdullah b. Amr, Rubeyyi', Abdullah b. Üneys ve Hz.Âişe
-Radıyallahü anhüm-); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92; Dârimî, Vudû', 31,
H.no: 707-708;
Buradaki hadis,
222/53O.hadisin tekrarıdır.
Abdest Alırken
Mazmazadan Önce Elleri Yıkamak _________ 293
(Bir keresinde Hz.
Ali'nin (Radıyailaha anh) abdest alışını
anlatıyordu ve dedi ki;)634
'...Sonra Hz. Ali,
kabı sağ eline aldı ve sol eline döktü, avuçlarını
yıkadı. Tekrar kabı sağ eline aldı ve sol eline
döktü, avuçlarını yıkadı, bunu üç kere tekrarladı.'
Abdühayrdedi ki:
'Her seferinde
elini üç kere yıkamadan bir kaba daldirmazdı' (ve hadisin
kalanını zikretti,) sonra Hz. Ali'nin şu sözünü nakletti:
'işte bu,
Rasûlullah'ın (Saliaüahu aleyhi ve sellem) abdest alış
şeklidir, kim Rasûlullah 'in abdest alış şeklini görmek
isterse işte O 'nun abdest şekli.'
239/547-İbn
Ebî Evs dedesi Evs b. Huzeyfe'den (RadıyaiiaM anhy,635
Rasûlullah'ı
(SaUaliahü aleyhi ve seiiem) abdest alırken gördüm; avuçlarını
üç kere yıkadı. (Başka yoldan gelen rivayetteki ziyade;)
ellerini üç kere yıkadı. (Râvi;) Şu'be'ye dedim ki:
'Ellerini
kabın içine daldırdı mı yoksa dışarda mı
yıkadı?'
'Bilmiyorum,' dedi.
134 Hadisin terceme
edilmeyen baş tarafı şöyledir:
y
<—11; j£ ^-jiir
'J^j J^- 'Xj- jlİ ^uLij tli -J t% fliîil olitî jj^ ^1 oÜİ JÜ p ~£^)\
^ '^ıJİ\ J^= lÜi; Ji- y-ii
Bu bölümün
tercemesi için bk. 222/530.hadis. ^ J^i p ıj'J^\ ^ Ji- °tiH: tu;u'ı
*^ i^fî
Sened: jJL- jJ
jUiüı ji- v^ Lüiî- >w» '^ •uîJ i3Â>-
Sahih: Müsned,
IV/9, H.no: 16115; Diğer rivayet: İV/9, H.no: 16116; Benzer rivayet
için bk. IV/10, H.no: 16124; Tayâlisî, s.151, H.no: 1111; lbnü'1-Ca'd, Müsned,
s.256, H.no: 1700; Dârimî, Vudû', 26, H.no: 698; Nesâî, Taharet, 67, H.no: 83;
es-Sünenü'1-kübrâ, 1/81, H.no: 87; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/221, H.no:
602; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/46; Bennâ hadisin isnadının ceyyid
olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/22.
Evs b. (Ebî Evs)
Huzeyfe'nin benzer bir rivayeti için bk. 347/655. hadis.
,.636
240/548-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anhy.1
RaSÛlullah
(SattaltahU aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Biriniz gece
uykudan uyandığında elini üç kere yıkamadan bir kaba
daldırmasın. Zira o kişi, gece elinin nerede
dolaştığını/gecelediğini637 bilemez."
§Ebû Hüreyre' den
(Radıyaiiahu anh) başka yolla gelen rivayette Rasûlullah:
"...bir ya da iki kere
yıkamadan bir kaba daldırmasın!" dedi.
636 Sened: -JU* J
'&> jSÜS\ \Z%- î^
Sahih: Müsned,
11/253, H.no: 7432; Diğer rivayet: 11/253, H.no: 7433; Benzer rivayet için
bk. 11/259, H.no: 7508; 11/265, H.no: 7590; ü/271, H.no: 7660; ü/284, H.no:
7802; 11/316, H.no: 8167 (Hemmâm, H.no: 69); 11/348, H.no: 8570; 11/382, H.no:
8944; ü/395, H.no: 9113; ü/403, H.no: 9210; ü/455, H.no: 9830; 11/465, H.no:
9954; H/471, H.no: 10047; ü/500, H.no: 10445; 11/507, H.no: 10537;
Mâlik, Taharet, 21;
Şafiî, Müsned, 8,10-11, 14; Buhâri, Vudû', 26; Müslim, Taharet, 87; Ebû
Dâvûd, Taharet, 49, H.no: 103-105; Tirmizî, Taharet, 19, H.no: 24 (Tirmizî
hadisin "hasen-sahih" olduğunu ve bu konuda İbn Ömer, Câbir
ve Âişe'den (Radıyaiiahu anhüm) de nakillerin bulunduğunu ifâde
eder); Nesâî, Taharet, 116, H.no: 161; İbn Mâce, Taharet, 40, H.no: 393;
İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/94, H.no: 1047-1048rVÜ/297, H.no:
36238-36239; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/22; İbnü'l-Cârûd, H.no: 9;
İbn Huzeyme, 1/52, H.no: 99-100;
a-İbn Ömer'den
(Radıyaiiahu anhümâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 40,
H.no: 394; İbn Huzeyme, 1/75, H.no: 146;
b-Câbîr'den
(Radıyaiiahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 40, H.no:
395;
c-Hz.Âli'den
(Radıyaiiahu anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 40, H.no:
396 " 637 Lafız olarak mânâsı; 'elinin nerede gecelediğini
bilemez, şeklindedir.
(5)- ABDEST ALIRKEN
AĞZA VE BURNA SU VERMEK, SONRA SÜMKÜRMEK
241/549-Ebû
Gatafan'dan:638
İbn Abbas'm
(Radıyaiiahu anhümâ) yanına girdim, abdest alıyordu;
ağzına, burnuna su çekti ve dedi ki:
RaSÛlullah
(Sallallahü aleyhive sellem):
"(Abdestte)
genize ulaşacak şekilde/iyice639 iki ya da üç kere sümkü-rün!"
dedi.
§(Bir rivayette;)
"İki kere ya da üç kere..." dedi.
Sahih: Müsned,
1/352, H.no: 3296; İkinci rivayet: 1/228, H.no; 2011; Benzer rivayet için
bk. 1/315, H.no: 2889; Ebû Dâvûd, Taharet, 56, H.no: 141; İbn Mâce,
Taharet, 44, H.no: 408; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/33, H.no: 277;
İbnü'l-Cârûd, H.no: 77; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/83, H.no: 97; Hâkim,
1/249, H.no: 526 (Hâkim bu hadisi şâhid olarak verir. Zehebî de Lakît b.
Sebira rivayetinin şahidi olduğunu tekid eder); Deylemî, Firdevs,
1/84, H.no: 266; Bennâ Hâkim'in rivayet ettiği hadisi Zehebî'nin
onayladığını, Ebû Davud'un rivayetinde kendisinin ve
Münzirî'nİn sükût ettiğini (ki sükûtları hadisin sıhhatine
delildir), İbnü'l-Kattân'ın ise hadisi sahih
saydığını ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, ü/23. 639 Bk.
Müsned trc. No 247/555
296 ______________ Abdest
Alırken Ağza ve Burna Su Vermek
242/550-(z.)
Abdühayrdan:640
Sabah
namazını kıldık, Hz. Ali'nin (Radıyaiidhamh) yanma
geldik ve o-turduk. Bir abdest suyu istedi, kendisine su dolu bir kap ve
leğen getirildi. Su kabını sağ eline döktü ve ellerini üç
kere yıkadı, ağzına ve burnuna üç kere avuç avuç su çekti,
üç kere de sümkürdü. (Bir rivayette; bir avuç su ile ağzına ve
burnunu üç kere su çekti.) Sonra yüzünü ve kollarını üçer kere
yıkadı, elini tekrar kaba daldırdı, iki avucunun
tamamıyla başını bir kere mesh etti, ardından
ayaklarını üç kere yıkadı ve dedi ki:
'İşte bu,
Peygamberimizin (Sallallahn aleyhi ve seüem) abdest alış
şeklidir, bunu (böyle) bilinV
243/551-Muavviz'inkızı
Rubeyyi' (Radıyaltahüanh),641 Hz. Peygamber'in (SaiMiahü aleyhi ve sellem)
abdest alış şeklini anlattı ve dedi ki:
640 Sened: j^Üi- ^
jiıU v* il^i \fç' ^ıfj^Ji yü 'J> Jl^ ı2j^ *üı -ûi
£Âi-(j)
Sahih: Miisned,
I/İ25, H.no: 1027;
Mazmaza ve
istinşakın üçer kez olduğunu ifade eden rivayetler: 1/127, H.no:
1050; 1/113, H.no: 910;
Mazmaza ve
istinşakın bir avuçtan yapıldığını gösteren
rivayetler: IV/42, H.no: 16424 (Abdullah b. Zeyd b. Âsim'dan nakledilen bu
rivayet için bk.231/539.hadis);
Müslim, Taharet,
18; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, H.no: 55; Tinnizî, Taharet, 22,
H.no: 28 (Tinnizî, Abdullah b. Zeyd'den nakledilen bu hadisin akabinde hadisin
"hasen-garib" okluğunu İbn Abbas'tan da bir rivayetin
bulunduğunu belirtir); İbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 404 (403.hadis
İbn Abbas'tan şahididir. 405.hadis ise Abdullah b. Yezîd
el-Ensârî'den şahididir); Hâkim, J/291, H.no: 646 (Hâkim, Abdullah b.
Zeyd'den nakledilen hadis için Buhâri ve Müslim'in şartına uygun
olarak sahih olduğunu söyler); Makdisî, Muhtara, 11/284, H.no: 664;
Aynca
bk.227/535.hadis: Miisned, 1/102, H.no: 797; Ebû Ubeyde b. Fudayl b. Iyâz'i
Zehebî "fîhi lîn", İbniTİ-Cevzî '"zayıf.
Dârekutni "sika" oiarak değerlendirir. İbn Hıbbân
"Sikât'"ında zikrederek Sahih'inde. aynı şekilde Hâkim
Sahih'inde bu râvînin hadislerini naklederler.)
Amir Hasan Sabri
zevâidden olan bu hadisi Zevâidü Abdillah isimli eserinde zikretmez.
Aynca 222/530 ve
266/574.hadislere bk.
Sened;
Sahih: Miisned,
VI/358, H.no: 26855; Aynca 230/538 (Miisned, VI/358, H.no: 26894; İkinci
rivayet: VI/358, H.no: 26895; benzer rivayetler için bk. VI/359, H.no:
26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Tayâlisî, s.226, H.no: 1624;
İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, H.no: 59; 1/23, H.no: 153; 1/28, H.no:
211; Dârimi, Taharet, 24, H.no: 696; Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, VI/169, H.no:
6100);
Bu rivayet
249/557.hadiste tekrar edilecektir. Aynca 249/557. 271/579 ve 272/580. I .
fişlere bk.
Abdest Alırken
Ağza ve Burna Su Vermek
'
______297
'...(Rasûlullah)
ağzına ve burnuna birer kere su çekti...'642
244/552-Ebû
Hüreyre'den Hz. Peygamber (SaiMiahu aleyhi ve sellem) burnuna su
çektiğinde genzine suyu ulaştırırdı.
,.644
245/553-Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anhy.1
Rasûlullah
(Saüallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Biriniz
abdest alırken, burnuna su çeksin, sonra da sümkürsün!"
246/554-Ebû
Hüreyre'den
Rasûlullah
(Sattaiiahü aleyhi ve seiiem) dedi ki:
642
Sened: 4^ Ji fili ^
"^ ıT^Î â'jZ 'J, ai\ İU- ı3ji jüj '■£
Bu hadisin tam metni İçin bk. Müsned Trc.
no. 230/538
Sahih: Müsned,
ü/289, H.no: 7875; Benzer rivayet için bk. 11/316, H.no: 8179 (Hemmâm, H.no:
81); (*—,_,**. j_j^~Ji) Buhâri, Vudû', 28; Müslim, Taharet, 21; Bennâ hadisin
isnadının
ceyyid
olduğunu belirtir. Bk.Bülûğu'1-emânî, 11/24. 4 Sened: r->tîı
Jc- aüjjı J \İ%. ûii. iİji
Sahih: Müsned,
11/242, H.no: 7298; Benzer rivayet için bk.II/278, H.no: 7732; Mâlik, Taharet,
34; Buhâri, Vudû', 25; Müslim, Taharet, 20-24; Nesâî, Taharet, 70, H.no: 86;
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/84, H.no: 98; İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 409;
Dârimi, Vudû', 32, H.no: 709; Ebû Nuaym, Müsîahrec, r/301, H.no: 561; Ebû
Ya'lâ, 30/129, H.no: 6255 Sened: M-Çs, ^ tuî. J j^ '£■ '^Q J jiki ^i
»ı^'ı ^ı c%. î^î 'J\ ı&i ^J- ıâi
Sahih: Müsned,
n/352, H.no: 8607; Buhâri, Bed'ü'1-halk, 11; Müslim, Taharet, 23; Nesâî,
Taharet, 73, H.no: 90; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu
râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.
2qo
Abdest Alırken Ağza ve Burna Su Vermek
"Biriniz
abdest alırken mutlaka sümkürsün! Zira şeytan, kişinin genzinde
geceler."
247/555-Miintefık
oğullarının elçisi Lakît b. Sabira (Radıyaiiaha anh):(
646 Sened: y
>i> J -Mo^ , _ ,.....
Sahih: Müsned,
IV/3:3,~H.no: 16336; EM Dâvûd, Taharet, 56, H.no: 142; Savm, 28, H.no: 3366;
Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 38 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih"
olduğunu, aynca İbn Abbas, Müstevrid b. Şeddâd el-Fihri ve Ebû
Eyyûb el-Ensârî'den (RadıyaUahü anhüm) de nakledildiğini söyler);
Savm, 69, H.no: 788 (Hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 71, 92, H.no: 87, 114;
İbn Mâce, Taharet, 44, 54, H.no: 407, 448; Hâkim, 1/247-248, H.no: 522
(Hâkim ve Zehebî sahih olduğunu söylemişlerdir); 1/248-249, H.no:
524-525; Lakît b. Sabira Müntefik oğullarının elçisi olarak
Allah Rasûlii'ne (Sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve namaz
hakkında bilgi isteyerek bu hadisi sorduğu sorunun cevabında
işitrniştir:
Jj »L-j jJc il L5La il Jj~j OLİkı «J
t_-^Ljjj j» k£l\j- ^1 *;! : jid.1 ^, Jjlj Oli'j <ri' cf ~*j!*° Ji J*?^
Ol "i! jSLJ
C.JJ.-.--.I Ü]j ç
: Jü S î"*uJı û* ıij^i İl
Jj-j li: ciî
Benü'l-Müntefık'in
elçisi oian Lakît b. Sabira bir arkadaşı ile Aliah Rasûlü'nü ile
görüşme talebi için Hz.Âişe'ye geldiler ancak O'nu (evde)
bulamadılar. Hz.Âişe (bu misafirleri) hurma ve asîd/bulamaç
aşı ile doyurdu. Fazla kalmadılar ki Allah Rasûlü
ayağını kaldırmış ve (kapıdan İçeri)
eğilmiş olarak çıkageldi ve "sizi biri doyurdu mu?"
diye sordu. Lakît: "Evet, ey Allah'ın Rasûlü! cevabını
verdi ve Rasûlullah'a: "Bize namazdan bahset? dedi. O da cevaben: "İyice
abdest al, parmaklarının arasını oğuştur. Oruçlu
olmadığın müddetçe burna suyu bolca çek!" buyurdu. Bk.
Hâkim, 1/248, H.no: 523.
tbn Mâce
Tirmİzî'nin değindiği şâhİdlere yer verir:
Müstevrid b.
Şeddâd'dan (Radtyalfahü anlı) şahidi için bk. fbn Mâce, Taharet,
54, H.no: 446;
İbn Abbas'tan
(RadıyaUahü anhümâ) şâhid için bk. İbn Mâce, Taharet, 54, H.no:
447); Dârimi, Vudû', 34, H.no: 711; Beyhakî, es-Sünenii'l-kübrâ, 1/51, 76;
(24]/549.hadis).
Buradaki rivayet
uzun bir hadisin bir bölümüdür. Aslında konu ile alâkalı bölümü
yansıtan rivayetler de bulunmaktadır. Ahmed el-Bennâ bunları
tercih edebilirdi. Bu rivayetler:
"Burnuna su
çektiğinde iyice çek. Fakat, oruçlu isen fazla çekme!" Bk. Müsned,
IV/33, H.no; 16332.
'—İU
4İİI lJl^, ^3l Je Jjl 'jî. İ'^s J, Jjj) ^3 j^oli ^t pili ^>'
jjS~ qı JjilH-l ^e Olli-- j* ^7*^*"^' -^ 'ijJ*1
"Abdest aldığın zaman
oruçlu olmadığın sürece
burnuna suyu fazlaca
çek!" ÜkMüsned, IV/33, H.no: 16335. Aynca 258/566.hadise bk. Siyer
bölümünde 708/10117-hadis uzun şekli ile ve Nikâh bölümünde 262/6301.hadis
ilgili
kısmı ile zikredilecektir. Hadisin tam metni;
Abdest Alırken
Ağza ve Burna Su Vermek__________ 299
...'Ey
Allah'ın Rasûlü bana abdesti göster,' deyince Peygamberimi;
(Sallallahü aleyhi
ve sellem) ŞÖyle buyurdu:
"Abdest
aldığında güzelce al, parmaklarının arasını
oğuştur, oruçluyken hariç burnuna iyice su çek (genzin de
temizlensin)!"
Mazmaza (ağza
su vermek) ve istinşâk (burna su çekmek):
İmam Ebû
Hanîfe'ye göre, abdestte sünnet, gusülde farzdır, (zira gusülle iJgi-
âyette; 'iyice
temizlenin!' buyurulmaktadir, bu da vücûdun rahatlıkla su giren
jtün yerlerini
kapsar; ağız ve burun bunlardandır.)
İmam Mâlik ve
Şafiî'ye göre iki durumda da sünnettir, (zira Rasûlullah bun-
rı yapmıştır.)
İmam Ahmed b.
Hanbel'e göre ise her iki durumda da farzdır, (zira Rasûlullah
ınları sürekli yapmıştır.)647
* Abdestte Tertip;
Yüz ve Kolların Yıkanmasından Sonra Ağız ve Burna Su
Çekmek
248/556-Mikdâm b.
Ma'dîkerib'den
~ lİ jl' p'j ^l^J lİ: JÜÎ Ûi. jif
Jİ îıi d £&ü : Jıi ,^iî Jlîf ^İİj ji : Jiî
=İkL
ı ^ ^'jA
»İli j_^.j u':jtiî ;ıi ~i îıi^l C4i ^ty jÎj lîıî ıyt-
jjjf öi!_/ lî «u ^î ü ıl^
! ıiı :
647 İmam
Şafiî, Ümm, 1/21; Merğmânî, Hidâye, 1/13; İbn Rüşd,
Bidâyetü'î-müctehid, 1/7; Nevevî, Mecmu', 1/363; îbn Kudâme, Muğ?»*,
1/102-103.
Sened: Js^KJi
L>J~ ^jü ^ fû*J) L.U1. jıî f^^ss^iı ;^14^ ^' ^Ü-^ii ip- £^-
jıi j^j=- ^*" ^u 'j^' -^ ^*" Sahih: Müsned, IV/I32, H.no: 17122;
E&ö Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 121 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den
naklettiği hadislerden biridir), 122-123; Kulakların içi ve
dışının meshedileceğini ifâde eden hadisler için bk.
Tirmizî, Taharet, 28, H.no: 36 (Tirmizî, İbn Abbas'tan nakledilen bu
hadisin "hasen-sahih" oluğunu ve Rubeyyi'den de rivayetin
bulunduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 59, H.no: 74 (Ümmü Umara bt.
Ka'b'dan); İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 442 (İbn Mâce
Tirmİzî'nin değindiği şahide yer verir: Rubeyyi'den
şâhid için bk. îbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 440-441; İbn Abbas'tan da
şâhid gösterir. Bk. İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 439); Dârimi, Vudû',
36, H.no: 714 (Hz.Osman'dan); Bennâ hadisin İsnadının sâlih
olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, U/26.
Abdest Alırken Ağza ve Burna Su
Vermek
Rasûlullah'a
(Saiialiahü aleyhi ve seiiem) abdest suyu getirildi ve abdest aldı; önce
ellerini üç kere yıkadı, sonra yüzünü ve kollarını üçer
kere yıkadı, ağzına ve burnuna üçer kere su aldı,
başını ve kulaklarını -içiyle,
dışıyla-mesh etti, ardından da ayaklarını üç kere
yıkadı.
.,.649
249/557-Muavviz'in
kızı Rubeyyî'den (Jtadtyattahu mhâ);' Ben burada Hz. Peygamber'e
(Saiiaiiahn aleyhi ve settem) abdest suyu getirirdim; ellerine üç kere su
döker, (bir rivayette; bir kaba ellerini daldırmadan önce yıkar,) üç
kere yüzünü yıkar, ağzına ve burnuna üç kere su çeker, sonra
sağ kolunu üç kere ve sol kolunu da üç kere yıkardı, (dedi ve
hadisin devamını zikretti).
Ayrıca
268/576.hadiste tekrar edilecektir.
Sened: >£ oî ^)\
j\ £*L 'J, ^ ^-') Jıi v1^ J Hasen: Müsned, VI/358, H.no: 26894;
İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; benzer rivayetler için bk. VI/359,
H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Tayâlist, s.226, H.no:
1624; İbn Ebî Şeybe, Musannef, T/28, H.no: 211; Ebû Dâvûd, Taharet,
51, H.no: 126, 128-131; Tirmizî, Taharet, 25-26. H.no: 33 (hasen) - 34
(hasen-sahih); Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; İbn Mâce, Taharet, 39, 46,
H.no: 390, 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696; Taberânî, el-Mu'cemU'l-kebîr,
XXIV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, VI/169, H.no: 6100;
Bu rivayet
230/538.hadiste zikredildi. Ayrıca 243/551, 271/579 ve 272/580.hadislere
bk.
250/558-Humran b.
Eban"dan:6511
Hz. Osman
(Radiyaiiaha anh) bir yerde otururken su istedi. Sağ eline döküp onu
yıkadı. (Bir rivayette; üç kere ellerine döküp yıkadı.)
Sonra sağ elini kaba daldırıp su aldı ve
(aldığı su ile) ellerini üçer kere yıkadı, her
defasında bu şekilde su alıp yüzünü üç kere yıkadı,
ağzına, burnuna su aldı. burnunu temizledi. Kollarını
dirseklerine kadar üç kere yıkadı. Sonra başını mesh
et-ti.(Bir rivayette: ellerini kulaklarının dış yüzeyinde6*
gezdirdi, sonra sakalını sıvazladı.) Üç kere
ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar
yıkadı ve dedi ki:
'Rasûluliah'm (Sattaitahû aleyhi w srfiemışöyle dediğim işittim
"Kim, benim
şu aldığım abdest gibi abdest alır, sonra içinden
farkiı bir şey geçirmeksizin iki rekât namaz kılarsa geçmiş
günahları affolur.
NOT: Bazı
müctehidler, (Mikdâm rivayeti ve daha sonraki İki rivayetten dolayı)
abdest alırken tertibe riâyet farz değil, sünnettir derler. Bu
kişiler sahabeden İbn Mes'ûd, tâbiûndan Mekhûl ve İmamlardan Ebû
Hanife ve Mâlik gibi zatlardır. Ancak İmam Şafii ve Alımed
tertibin farz olduğunu belirttiler/
652
Sened: '^.y. &
t^ 'J*
Sahih: Müsned,
1/59, H.no: 418-419; 1/68, H.no: 489; Benzer rivayet için bk. 1/67-68, H.no:
488; 1/67, H.no: 487; 1/74, H.no: 553 (z.); Buhârî, Vudû', 24, 28; Müslim,
Taharet, 3-4; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 106; Nesâî, Taharet, 68-69, H.no:
84-85; İbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 285; Dârimi, Vudû', 27, H.no: 699;
Heysemî, sahih hadis ricâliyle nakledildiğini belirtir. Bk. Mecma
',1/228-229. Ayrıca bu rivayet 220/528.hadiste zikredilmişti.
651 Diğer rivayette; "...şehâdet
parmaklarını kulaklarına soktu, baş parmaklarıyla
kulaklarının dışını ve şehâdet
parmaklarıyla kulaklarının içini mesh etti..." Bk. Ebû
Dâvûd, Taharet, 51
652 İmam Şafiî, Ümm, 1/25-26; Sehnûn,
Müdevvene, 1/14-15; Kâsânî, BedâV, 1/21-22; İbn Rüşd,
Bidâyetü'l-mücîehid, 1/12
ffiV ABDESTTE YÜZÜ
YIKAMAK, SAKALIN ARASINA SUYUN GEÇMESİ VE GÖZ PINARINI MESH ETMEK
Yüzün
sının, boylamasına saç bitiminden çene altma kadar ve enlemesine
iki kulak yumuşağ. arasındaki kısımdır. Çünkü
insanın bir tarafa yönelmesi, bu kısımla-nn o tarafa dönmesi ile
olur.
251/559-Hz.
Âişe annemizden (y Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest
alırken sakalını hilâllerdi (yani, arasına suyun girmesini
sağlardı).
653 Şîrâzî,
Mühezzeb, 1/16; İbn Kudâme, Muğnı, 1/97; İbnü'I-Hümâm,
Fethu'l-Kadîr, 1/15 65"1 Sened: J^jSJı £f $ «5ı ■& J
siit ^ J-y Ji%~ jıî ^>âı v*j ^ # 's* ı££* "& y^ c*
%'j ^ Salıih: Müsned, VI/234, H.no: 25846; Benzer rivayet için bk. VI/234,
H.no: 25847; İshâk b. Râhûye, Müsned, IH/757, H.no: 1371; Hâkim,
1/249-250, H.no: 531 (Hâkim, sakalı hilâlleme ile ilgili olarak Şakîk
b. Seleme'den nakledilen Hz. Osman'ın abdestini naklettikten sonra:
"Sakalın hilâ'lenmesi hususunda Ammar b. Yâsîr (H.no: 528), Enes b.
Mâlik (H.no: 529-530) ve Hz. Âişe'den (H.no: 531) sahih şâhidler
vardır" der ve Hz.Aişe'nİn bu hadîsini şâhid olarak
verir); Heysemî, senedindeki râvİlerin sika olduklannı belirtir. Bk.
Mecma', 1/235; Suyûtî, hadisin sahih olduğunu belirtir ve diğer
şâhidlerini gösterir. Bu şâhidlerden biri de Bilâl Habeşî'dir.
Hâkim'in Müstedrek'inde nakledildiğine işaret eder.
Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 6624; Münâvî, Suyûtî'nin bu kadar şâhid
getirmesini, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Zür'a'nin "Sakalın hİlâlienmesi
konusunda sahih hadis yoktur" demelerine bağlar. Bir sonraki hadisin
şerhinde de onların bu görüşlerinden kastolunanın "Bu
konuda nakledilen hadislerin her bîri tek başlarına "sahih li
zâtini" seviyesinde değildir" anlamında olduğunu
açıklar. Bk.Feyzu'l-Kadîr,VI\Af.
Hadisin
şâhidleri İçin bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 57, H.no: 145 (Enes'ten);
Tirmizî, Taharet, 23, H.no; 29-30 (Ammâr'dan (Radıyallahü anlı)
nakledilen hadisin netni:
l—'/j : Jö î
ilŞJ JJİji : ( i) cJÎi : Jli jl) : li Jj> «iJJ Jl*i &J
j-\Ş 'J. jlls cjj : Jli JıL J> üLJ- ji-
iİİJ
JÜu llij *3* *^ lj'-D -"JJI
Jj—J lİJİj Âli j çjr^l
Hassan b. Bilâl:
"Amnıâr b. Yâsİr'i abdest alırken gördüm,
sakalını hilâlledİ. Kendisine "Sakalını mı
hilâlliyorsun?" denildi/dedim. Bunun üzerine "Buna engel ne ki? Ben
Allah Rasûlü'nü sakalını hilâllerken gördüm" dedi. Tinnİzî
bu rivayetin Hz.Osman, Âişe, Ümmü Seleme, Enes, İbn Ebî Evfâ ve Ebû
Eyyûb'dan (Radıyallahü anhiim) da nakledildiğini belirtir.), 31
(Osman b. Affân'dan) (Tirmizî bu hadisin "hasen-sahih" olduğunu
belirttikten sonra, hocası Buhâri'nin şu sözünü nakleder: "Bu
.konuda en sahih rivayet Hz.Osman'm naklettiği hadistir."); İbn
Mâce, Taharet, 50, H.no: 429 (Ammâr'dan), 430 (Osman b. Affân'dan), 431
(Enes'ten), 432 (İbn Ömer'den), 433 (Ebû Eyyûb'dan); Dârimi, Vudû', 33,
H.no: 710 (Osman b. Affân'dan nakledilmiştir.)
Bu hususta daha
fazla şâhid için bir sonraki 252/560.hadise bk.
252/560-Ebû Eyyûb
el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):
655 Sened:
ı'jj- J)
Sahih: Müsned,
V/417, H.no: 23431; İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 433 (Bûsırî,
senedindeki Ebû Sevre ve Vâsıl sebebiyle zayıf saydı.
Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/64); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/178, H.no: 4068;
Heysemî, Vâsıl b. es-Sâib ve Ebû Sevre zayıf olduklannı
İfâde eder. Bk.Mecma', 11/271; 1/230 (burada ise sadece Vâsü'm zayıf
olduğunu söyler.)
Bu râvilerle ilgili
259/567.hadisin tahricîne bk.
Hadis sakalın
hilâllenmesi İle ilgili şu şâhidlerle kuvvet kazanarak sahih li
gayrihi seviyesine yükselir:
a-Hz.Osman'dan
(Radıyallahü anh): Müsned, 1/68, H.no: 489, Abdürrezzâk, 1/41, H.no: 125;
Tirmizî, Taharet, 23, H.no: 31; Dârimi, Vudû', 33, H.no: 710; İbn Mâce,
Taharet, 50, H.no: 430; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/20, H.no: 113; Abd
b. Humeyd, Müsned, s.50, H.no: 62; İbnü'l-Cârûd, H.no: 72; İbn
Huzeyme, 1/78, 86, H.no: 151-152, 167; İbn Htbbân, III/362, H.no: 1081;
Dârekutnî, 1/86; 1/91; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VI/226, H.no: 6253; Hâkim,
1/249, H.no: 527 (Hâkim, isnadının sahih olduğunu söylemiş
ve Ammar, Enes ve Hz.Aişe hadislerini de sahih şâhid olarak İlâve
etmiştir. Zehebî ise Yahya b. Maİn'in zayıf
saydığını belirtir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/54;
1/63; es-Sünenü's-suğrâ, s.84, H.no: 95; Makdİsî, Muhtara,
1/469-471, H.no: 343-346; Heysemî, Mecma', 1/229 (râvilerinin sika
olduğunu belirtir);
b-Ammâr b.
Yâsir'den (Radıyallahü anh): Tirmizî, Taharet, 23, H.no: 29-30; İbn
Mâce, Taharet, 50, H.no: 429; Tayâîisî, s.89, H.no: 645; İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/19-20, H.no: 98; Humeydî, 1/81, H.no: 146; Hâkim,
1/250, H.no: 528 (Sahih bir şâhid olarak verir); Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, 111/37, H.no: 2395; Ebû Ya'lâ, IH/180, H.no: 1604;
c-Enes b. Mâlik'ten
(Radıyallahü anh): Ebû Dâvûd, Taharet, 57, H.no: 145; İbn Mâce,
Taharet, 50, H.no: 431 (Bûsırî, senedindeki Yahya b. Kesîr sebebiyle
zayıf saydı. BkMisbâhu'z-zücâce, 1/63); İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/20, H.no: 101 (mevkuf), 106, 114 (d^J- jl*i cuUjî fy Ju* jjj^r jut)
"Bana Cebrail geldi ve: "Abdest aldığın zaman
sakalını hilâlle!" dedi." lafzı ile nakledildi. Ebû
Ya'lâ, VI/204, H.no: 3487; VII/259, H.no: 4269; Dârekutnî, 1/106; Hâkim, 1/250,
H.no: 529-530 (Sahih bir şâhid olarak verir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
1/54; Makdisî, Muhtara, V/241, H.no: 1866; VI/106-107, H.no: 2096; VH/260-261,
H.no: 2708-2710; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 1/143, 166, H.no: 452, 520;
IH/221, H.no: 2976; IV/371, H.no: 4465; Heysemî, hadisin Taberânî'nin
Evsafında nakledildiğini ve râvilerinin sika olduğunu belirtir.
BkMecma', 1/235;
d-Âişe'den
(Radıyallahü anhâ): 251/559.hadisin tahricİne bk.
e-İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ): Abdürrezzâk, 1/259, H.no: 991-992 (gusulde
hilâlleme); İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 432 (Bûsırî, senedindeki
Abdulvâhİd'in hakkında ihtilâf bulunduğunu belirtir.
BkMisbâhu'z-zücâce, 1/63); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/20, H.no: 100,
102 (mevkuf); Dârekutnî, 1/106, 152; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/55;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/94, H.no: 1363; Heysemî, hadisin Taberânî'nin
Evsafında nakledildiğini fakat senedinde mechûl olan Ahmed b.
Muhammed b. Ebî Bezze'nİn bulunduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/235-236;
304___________________________________________ Abdestte Yüzü Yıkamak
Rasûlullah
(SaUaiiahu aleyhi ve seiiem) gece iki ya da üç kere dişlerini misvaklar,
gece namaza kalktığında konuşmaksızm ve bir şey
emretmeksizin dört rekât namaz kılardı ve her iki rekâtta656 selâm
verirdi.
Rasûlullah
(SailnttaM aleyhi ve seiiem) abdest alırken de ağzına su
alır, ayrıca sakalının içine/dibine kadar suyun girmesini
sağlardı.
NOT: Sakalı
abdestte hilâllemek cumhura göre sünnettir. Sakalın uçlarını
yıkamak/su ulaştırmak ise İmam Mâlik'e göre farz, ama
İmam Ebû Hanîfe ve Şafiî'ye göre farz değil, sünnettir.
İmam Ahmed'e göre ise sakalın dış tarafını
yıkamak farz, içini yıkamak sünnettir. Bu ihtilâf, sakalın
yüzden bir parça olup olmaması konusundaki farklı değerlendirmelerden
kaynaklanmaktadır.6^7
f-tbn Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ): İbn Ebî Şeybe, Musannef 1/20, H.no: 99
(mevkuf); Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/377, H.no: 2277; Heysemî, hadisin
Taberânî'nin Evsafında nakledildiğini fakat senedinde çok zayıf
olan Nâfi' Ebû Hürmüz'ün bulunduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/231-232;
g-Vâil b. Hucr'dan
(Radıyallahü anh): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXII/50, H.no: 118;
Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde ve Bezzâr'm Müsned'inde
nakledildiğini fakat senedinde Saîd b. Abdülcebbâr ve Muhammed b. Hucr'un
bulunduğunu söyler. Bk.Mecma M/232;
h-Ebû Bekre'den
(Radıyallahü anh): Bezzâr, K/133-134, H.no: 3687; Heysemî, hadisin Bezzâr
tarafından nakledildiğini fakat senedindeki Bezzâr'ın
hocasının mechûl olduğunu belirtir. Bk.Mecma', 1/232-233;
i-Temîm b. Zeyd Ebû
Abbâd el-Ensârî'den fRadıyallahü anh): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
11/60, H.no: 1286; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde nakledildiğini
ve râvİlerinin sika olduğunu belirtir. BkMecma', 1/234;
İ-Ümmü
Seleme'den (Radıyallahü anhâ): Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIII/298,
H.no: 664; Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde nakledildiğini fakat
senedinde mechûl olan Hâlid b. İlyâs'm bulunduğunu söyler. Bk.Mecma',
1/235;
j-Ebû Ümâme'den
(Radıyallahü anh): İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/20, H.no: 112;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/278, H.no: 8070; Heysemî, hadisin
Taberânî'nin Kebir'inde nakledildiğini fakat senedinde metruk olan Salt
b. Dînâr'ın bulunduğunu dile getirir. Bk.Mecma', 1/235;
k-Ebu'd-Derdâ'dan
(Radıyallahü anh): Heysemî, hadisin Taberânî'nin Kebir'inde
nakledildiğini fakat senedinde ihtilaflı olan Temmâm b. Nüceyh'in
bulunduğunu söyler. ', 1/235
Yani ikişer
ikişer kılarak
057 İbn
Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/8; Merğmânî, Hidâye, 1/13; Nevevî,
Mecmu', 1/369, 379; İbn Kudâme, Muğnî, I/100-I01
Abdestte Yüzü
Yıkamak
305
,.659
253/561-Ebû
Ümâme'den658 (Radıyallahü an)
Hz. Peygamber
(Saiiailahü aleyhi ve seilem) abdest alırken üç kere ağzına ve
burnuna su alır, yüzünü üç kere yıkar, göz pınarlarını
da mesh ederdi. Rasûlullah başını bir kere mesh eder ve:
"Kulaklar
baştan sayılır" derdi, (yani kulaklarını da mesh
ederdi).
AÇIKLAMA
Kulakların
içini mesh etmek cumhura göre sünnettir, zira baştaki mesh emrine dahil
değildir, ayrıca 'kulaklar baştan sayılır' hadisi
hüküm beyanı içindir, yaratılıştan bir parça olduğunu
göstermek için söylenmemiştir. İmam Ahmed ve bazı Mâ-likîlere
göre ise farzdır, zira baştaki mesh hükmüne dahildir. Oğlu
Salih'ten gelen diğer rivayette ise İmam Ahmed sünnet olduğunu
belirtmektedir.660
658 Ebû Ümâme'nin
ismi ise Suday b. Aclân'dir.
Hasen: Müsned,
V/268, H.no: 22211; Benzer rivayet için bk. V/264, H.no: 22183 (Heysemî,
senedindeki râvilerin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk.
Mecma\ 1/229); V/258, H.no: 22124 (Senedinde Şehr b. Havşeb ve Sinan
b. Rebîa bulunmaktadır. Şehr b. Havşeb ile ilgili bk.4/4.hadisin
tahrici. Ebû Rabîa Sinan b. Rebîa el-Bâhilî hakkında Zehebî
"Sadûk" olduğunu söyler ve Yahya b. Main'in: "Kuvvetli
değil" görüşünü nakleder. Bk.Kâşif Trc.no: 2154; Buhârî bu zâtı bir rivayetinde mütâbî
olarak almış, Tirmizî, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce de birer rivayetini
nakletmişlerdir. Ahmed b. Hanbel ise on rivayetini eserine
almıştır. Tirmizî bu zâtın bulunduğu hadisin
isnadı için: "isnadı sağlam değildir" der. Bk.
Tirmizî, Taharet, 29, H.no: 37); V/258, H.no: 22125 (senedindeki Sümey' isimli
râvi meçhuldür. Ahmed b. Hanbel sadece iki rivayetini nakletmiştir); Ebû
Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 134; Tirmizî, Taharet, 29, H.no: 37 (Tirmizî,
"isnadı sağlam değildir" der. Hammâd b. Zeyd'İn
bu hadisin merfû mu mevkuf mu olduğunu bilemediğini söylediğini
belirterek bu konuda Enes'ten de bir rivayetin bulunduğunu İfade
eder. Ahmed Muhammed Şâkir Sünen'in tahkikinde hadisin sahih oluşunu
tercih ettiğini söyler); {"Kulakların başın bir
parçası olduğunu" kısmından dolayı hadisin merfu
veya mevkuf oluşu tartışılmış ve mevkuf
olduğunu iddia edenlere göre bu kısım müdrectir. Bk.Zeyiaî,
Nasbu'r-râye, 1/10-12) İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 444; Taberâni,
el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/121, H.no: 7554; Dârekutnî, 1/103 (Senedindeki
Şehr b. Havşeb'in kuvvetli olmadığını belirtir);
Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/33; Rûyânî, Müsned, 11/301, H.no: 1247;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/66-67.
Hadisin son bölümü
{"Kulakların başın bir parçası olduğunu"
vurgulayan kısmı) Ebû Musa'dan da nakledilir. Bk. İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 158; Heysemî, Mecma\ 1/234 (Heysemî, hadisin
Taberânî'nin Evsat'ında nakledildiğini senedinde zayıf
sayılan Eş'as b. Sevvâr'ın bulunduğunu söyler.)
a-Abdulİah b.
Zeyd'den (Radıyallahü anh) rivayet edilen hadis için bk. İbn Mâce,
Taharet, 53, H.no: 443 (Bûsırî isnadının hasen olduğunu
belirtir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/65);
b-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) nakledilen hadis İçin bk. İbn Mâce, Taharet,
53, H.no: 445;
c-îbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ) rivayet edilen hadis için bk. İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 163-164; Dârekutnî, 1/97-98;
d-İbn
Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) nakledilen hadis için bk. İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 160; Dârekutnî, 1/98;
e-Osman'dan
(Radıyallahü anh) nakledilen hadis için bk. İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/24, H.no: 169;
Ayrıca
261/569.hadise bk. 660 İbn Rüşd, age., 1/10; İbn Kudâme,
Muğnî, 1/119; İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/27
306_______________________________________________Abdestte
Yüzü Yıkamak
Kulakların
meshinde, baştan kalan su yeterli mi, yoksa yeni su alınmalı
mı? İmam Ebû Hanîfe ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre
yeterlidir. İmam Şafiî ve Mâlikîlere göre ise yeni su
alınmalıdır.
Kulakları
meshte tekrar, tıpkı başı meshteki tekrar gibi İmam
Şafiî'ye göre müstehabdır.662
661 İmam Şâfıî, Ümm, 1/23; Kâsânî,
Bedâîu's-sanâi', 1/23; İbn Rüşd, age., 1/10; Nevevî, age., 1/413,416;
îb Kudâme, age., 1/87-88
662 İbn
Rüşd, age., 1/10
(7)- ABDESTTE
KOLLARI DİRSEKLERE KADAR
YIKAMAK, ALNIN ÜST
TARAFINA SUYU ULAŞTIRMAK
VE PARMAKLARIN
ARASINI OVMAK
254/562-Ebû
Zür'a'dan:663
Ebû Hüreyre
(Radtyaiiahü <mh) ile birlikte Mervân b. Hakem'in evine girdik, Ebû Hüreyre
orada konulmuş/dikilmiş birtakım resimler görünce dedi ki:
Rasûlullah'tan
(Satiaiiahu aleyhi ve setiem) işittim, izzet ve celâl sahibi olan
Allah'ın şu sözünü nakletti:
Benim
yarattığım (canlılara) benzer yaratıklar yapmaya
çalışanlardan daha zalim kim olabilir, haydi onlar bir zerreyi, bir
taneyi yaratsınlar, ya da bir arpa tanesini664 yaratsınlar'
Sonra (Ebû Hüreyre)
abdest suyu istedi ve abdest aldı; kollarını yıkarken
dirseklerini geçti, ayaklarını yıkarken topuklarını
(aşık kemiklerini) geçti, yukarısını da
yıkadı. Kendisine sordum:
'Bu ne? (Niye fazla
yıkadın?)' Dedi ki:
"" Sened:
ft
Sahih: Müsned,
11/232, H.no: 7166; Buharı, Libâs, 90; Müslim, Taharet, 40; Libâs, 101;
Nesm, Taharet, 110,
H.no: 149; Hadisin ilk bölümü "Libâs ve Ziynet" bahsinde 153/7176.
hadiste tekrar
edilecektir.
Ayrıca
257/565.hadise bk. .
ı64Şaîra
(ı#S), arpa tanesi manasındadır. (Bk. tbn Hacer, Fetku'l-Bârî,
vni/304; Mübârek-
fûrî,
Tuhfetü'I-ahvezî, VIT1/234;)
308
___________ Abdestte Kollan Dirseklere Kadar
Yıkamak
'Bu ziynetin
zirvesidir.'
NOT: Ebû Hüreyre
(Radtyaüaha anh) âhirette daha çok yer (uzuv) parlasın diye abdestte fazla
yer yıkadı. İleride gelecek olan; "Mü'minin ziyneti abdest
suyunun ulaştığı yere kadar ulaşır (oralar
nurlamr)"66' hadisi de bunu açıklamaktadır."
255/563-AbduIlah
el-Mücmir'in oğlu Nuaym'dan666: Kendisi, mescidin üstünde567 bulunan Ebû
Hüreyre'nin (Radıyaüahu anh) yanına çıktı, o da abdest
alıyordu, kollarıyla doğrulup kalktı, (Nuaym anlatmaya şöyle
devam etti;) Ebû Hüreyre bana yöneldi ve dedi ki: 'Rasûlullah'ın
(Saiiaüahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Kıyamet günü ümmetim, abdest almaları sonucu yüzleri nurlu ve
uzuvları (kollan ve ayaklan) parlak kişiler063 olarak (haşr
olacaklar)."
nArtık
yüzünün daha çok parlamasına gücü
yeten, bunu yapsın, (abdestte fazla
yer yıkasın!)" Râvİ Nuaym:
665 Bk. Müsned Trc. no. 257/565
666 Sened: ü0L 'J,_ '^S *&•■ yi* fi
&&-
Sahih: Müsned,
11/334, H.no: 8394; Benzer rivayet için bk. 11/253, H.no: 10724; 11/400, H.no:
9167; 11/362, H.no: 8726; Benzer rivayetler İçin bk.II/408, H.no: 9263;
11/300, H.no: 7980; Mâlik, Taharet, 28, 60; Buhâri, Vudû', 3; Müslim, Taharet,
34-39; Tirmizî, Cum'a, 74, H.no: 607 (Abdullah b. Büsr'den nakledilen bu hadis
"hasen-sahih"'tir); Nesâî, Taharet, 110, H.no: 150; İbn Mâce,
Taharet, 6, H.no: 284 (İbn Mes'ûd'dan nakledilir); Zühd, 34, 36, H.no:
4282, 4302 (Huzeyfe'den nakledilmiştir).
İbn Hacer
hadisin: "Artık alnının daha çok/geniş
parlamasına gücü yeten, bunu yapsın, (yani abdest alsın)"
kısmının sadece Nuaym'm rivayetinde bulunduğunu,
dolayısıyla bu bölümün müdrec olduğunu ifade eder. Bk.
Fethu'l-Bârî, 1/314 (Buhâri Vudû', 3 şerhi)
667 Yani tavanında. Bk. İbn Hacer,
Fethu'l-Bârî 1/237, 486 (Babü Cevâzi'1-Vudû alâ Zahri'l-Mescid)
668 Bk. İbnü'I-Esîr, Nihaye, III/354
Abdestte Kollan
Dirseklere Kadar Yıkamak______________________________309
'Buradaki
"Artık yüzünün daha çok/geniş parlamasına gücü yeten, bunu
yapsın, (abdestte fazla yer yıkasın!)" sözünün Rasûlullah'a
mı, yoksa Ebû Hüreyre'ye mi ait olduğunu tam bilemiyorum' dedi.
256/564-İbn
Mes'ûd'dan
Sened: jj j* ^u jt-
il» l.j»-
Sahih: Müsned,
1/403, H.no: 3820; Benzer rivayet İçin bk. 1/453, H.no: 4329; 1/451-452,
H.no: 4317; İbn Mâce, Taharet, 6, H.no: 284; İbn Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Müsned, 1/281-282, H.no: 2546;
1/295-296, H.no: 2692;
*Bu konuya ekler:
(Metnini vereceğimiz hadisler yeri gelince terceme edilecektir.)
Zikirler ve Dualar
bahsinin 217/4946.hadisi:
: Jl_J . alt Sjl 0İ}İl j^kJl 'Jİ\
û^iSİİl BjÇp ly l2U*l J^ÎJI :
H*XJ* i*4^ ö^a
İi^1 :3ıi î ûj)»S<iil jül llî : ijlıi . ü^iJlIaJı
alı İÇc : jıi ? j^kÜ3ı Jjı İÇ= U âlı JjLj
ı': ijj'liî
Bk. Müsned,
III/431, H.no: 15491 (sahih); IV/207, H.no: 17759 (sahih); Heysemî, senedindeki
râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecmu', X/174
İmaret ve
Hilâfet bahsinin faziletler bölümünün 456/11345.hadisi (Abdullah b. Büsr
el-Mâzinî rivayeti);
J 4Jl
Jj^j *^ ^jCJl jW J *liı aU- ^i ^-S" jâ^ ûî ^ ı^"'^"
J1* Oi}i^ l^i^ Jli i>lil fi £j^- Jlİ î jilİiJl ;X ^ *l)l Jjl^ l;
^J> Liİ"j : Ijîlî s ÎiÇiİi ^' iİy^i lif) Jı ^-f
"^ ^sjf ^ ti :Jli İif jİj
Bk. Müsned, IV/189,
H.no: 17623 (sahih); 7/rm^î, Cum'a, 74, H.no; 607; Heysemî, senedindeki
râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/225; Aynı
bölümün 457/11346.hadisi (Ebû Ümâme rivayeti):
Müsned, V/261-262,
H.no: 22158 (sahih); Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarım
belirtir. Bk. Mecma', 1/225;
Yine aynı
bölümün 458/11347.hadisi (Ebu'd-Derdâ rivayeti):
î 'J- JX J j^-^iı -Ç^ ^i s-ti- ^f ^ l_ji
ıİîU ^ ^|ı 135i- ^li- ıfe.
310____________________________________Abdestte
Kolları Dirseklere Kadar Yıkamak
Rasûlullah'a
(Satiaiiahâ aleyhi ve seiiem), 'Ümmetinden seni görmeyeni (Kıyamette)
nasıl tanırsın?' denildi. Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Onlar abdest
izlerinden dolayı nurlu yüzleriyle parlak uzuvları olan
kişilerdir."
257/565-Ebû
Hâzim'den670:
Ebû Hüreyre'nin
(Radyattafia ahh) abdest alırken gerisinde duruyordum. Abdest suyunu
koltuk altına ulaştırıyordu, ona:
'Ey Ebû Hüreyre! Bu
nasıl abdest alma?671' deyince şöyle cevap verdi:
'Ey Ferrûh
Oğullan! Siz buradayımşmız, eğer burada
olduğunuzu bilseydim böyle abdest almazdım.Ancak dostum Rasûlullah
(SaiialiaKü aleyhi ve
seiiemfm şöyle
dediğini İşittim:
"Mü'minin
ziyneti/nûru, abdestin ulaştığı yerlere (uzuvlara) kadar
yayılır.'"
NOT: Kollar
yıkanırken dirseklerin farza dahil olması konusunda,
mücte-hidler ihtilaf ettiler; Cumhura göre dahildir, çünkü âyetteki (JQ cer
harfi gaye/sınır belirlemek için değil, bilakis (*.-)
manasında beraberlik mânâsı ifade etmektedir. Zira el (-»—J»)
kelimesi Arapçada avuçtan omuz köküne kadar olan kısımdır. Bir
uzuv içindeki sınırlama gaye değil, beraberlik İfade
eder.672
Ek.Müsned, V/199,
H.no: 21634 (sahih); Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği Ibn
Lehîâ'mn bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/225.
Sened:
^üfJııüJC J>'Jt '•^ j!ı j^iijÜ-uîSi- jû-&^'Ji 'J^-
£-*>■
Sahih: Müsned,
11/371, H.no: 8826; Buhâri, Libâs, 90; Müslim, Taharet, 40; Libâs, 101; Nesâî,
Taharet, 109, H.no: 149; Ayrıca 254/562.hadise bk. 671 Lafız
anlamı; "Bu abdest de ne böyle?"
672Şîrâzî,
Mühezzeb, 1/107; İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/8; İbn Kudâme,
Muğnî, 1/107; Îbnü'l-Hiimam, Feîhu'l-Kadîr, 1/15-17
258/566-Lakît b.
Sabira'dan (Radıyaiiahu anhy.673
Hz. Peygamber'in
(Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini işittim:
"Abdest
alırken parmaklarını hilâlle, (arasına suyu
ulaştır!)" '
259/567-Ebû Eyyûb
el-Ensarî ve Atâ'dan (Radıyaiiahu anhumâ):6
tili Sened: <J
'j- ı'J* j. j*jJ o! ?-*& j* ^
Sahih: Müsned, IV/33, H.no: 16333; Aynca 247/555.hadise bk. {Müsned,
IV/33, H.no:
16336; EM
£>âv«</, Taharet, 56, H.no: 142; Savm, 28, H.no: 3366; Tirmizî, Taharet,
30, H.no:
38 (Tirmizî hadisin
"hasen-sahih" olduğunu, ayrıca İbn Abbas, Müstevrid b.
Şeddâd el-Fihrî
ve Ebû Eyyûb
el-Ensârî'den (Radıyallahü anhüm) de nakledildiğini söyler); Savm,
69, H.no:
788 (Hasen-sahih);
Nesâî, Taharet, 71, 92, H.no: 87, 114; İbn Mâce, Taharet, 44, 54, H.no:
407, 448 (İbn
Mâce Tirmizî'nİn değindiği şâhidlere yer verir: Müstevrid
b. Şeddâd'dan şâhid
için bk. İbn
Mâce, Taharet, 54, H.no: 446; İbn Abbas'tan şâhid için bk. İbn
Mâce, Taharet,
54, H.no: 447 );
Dârimi, Vudû', 34, H.no: 711; Hâkim, 1/247-248, H.no: 522 (Hâkim ve
Zehebî sahih
olduğunu söylemişlerdir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/51, 76)
Ayrıca
247/555.hadise bk.
Siyer bölümünde
uzun şekli ile 708/10117.hadiste zikredilecektir.
674 Sened: ;£- J\
> ^iıî> j-ıj > '^fj 4%.
Hasen: Müsned,
V/416, H.no: 23419; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/19, H.no: 97; Abd b.
Humeyd,
Müsned, s.102, H.no: 217; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/I77, H.no: 4062;
Deylemî, Firdevs,
11/138-139, H.no: 2704; V/300, H.no: 8248; Heysemî, Vâsıl b. es-Sâib ve
Ebû Sevre
zayıf olduklarını ifâde eder. Bk.Mecma', 11/271; 1/235, V/29
(son iki yerde sadece
Vâsıl'm
zayıf olduğunu söyler.)
Vâsıl b.
es-Sâib er-Rakâşî (v. 144/761): Zehebî "vâhî" olarak
değerlendirir. Bk.Zehebî, Kâşif, Trc. no: 6028; Tirmizî bir, İbn
Mâce İki, Ahmed b. Hanbel de üç rivayetini eserlerinde
nakletmişlerdİr.
Ebû Sevre: Ebû
Eyyûb el-Ensârî'nin kardeşinin oğludur. Hadiste zayıf
sayılmıştır. Yahya b. Maîn çok zayıf
saymıştır. Tirmizî'nİn hocası Muhammed b. İsmail
bu zat hakkında şunları söyler: "Münkeru'l-hadîs biridir.
Ebû Eyyûb el-Ensârî'den münker hadisler rivayet eder. Dolayısıyla
mutâbaat yapılmaz." Bk. Tirmizî, Sıfatü'l-cenne, 11, H.no: 2544;
Zehebî, Kâşif Trc. no: 6671; Ebû Sevre'nin rivayetlerinin Ebû Dâvûd ve
Tirmizî birer, İbn Mâce iki, Ahmed b. Hanbel de dördünü nakleder.
312
Abdestte Kolları Dirseklere Kadar Yıkamak
RasÛlullah
(Sallatiaha aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Hilâlleme
yapanlara (uzuvlarını ovanlara) ne mutlu!" Kendisine,
'(Uzuvlarını) ovanlardan kasıt nedir?' diye sorulunca:
"Abdest ve yemek yeme sebebiyle yıkarken (uzuvlarını ovarak
yıkayanlardır) buyurdu."
NOT: Bu hadisi
Taberânî'nin rivayeti açıklamaktadır:
EbÛ Eyyilb'tan
(RadiyaUahü anh)[
RasÛlullah
{saiiaiiahu akyhi ve sellem) bir gün yanımıza geldi ve :
"Ümmetimden hilâlieme yapanlara (uzuvlarını ovanlara) ne
mutlu!" dedi.
Ashab:
'Neden hilâlleme
yapanlar?' diye soranca:
"Abdest ve
yemekten sonra hilâlleme yapanlar. Abdestte hilâlleme ağza su verme, burna
su çekme ve parmak aralarında olur. Yemekten sonraki hilâiieme İse;
bir kul namaz kılarken iki meleğe dişlerinde yemek artığı
görmelerinden daha ağır bir şey gelmemesi, sebebiyledir."
260/568-Abdullah b.
Zeyd (Radıyaiiahü anhy.(
Tİrmizî bu iki
râvinin geçtiği hadis İçin isnadının kuvvetli
olmadığını ifade eder. Bk. Tirmizî, Sıfatü'I-cenne,
11, H.no: 2544; Bûsırî de İbıı Mâce'de bu İki râvinin
geçtiği bir hadis için "isnadı zayıftır" der. Bk.
İbn Mâce, Taharet, 50, H.no: 433;
Elbânî
"ğ,—■' j—• ctjiUıiı
lL=-" kısmının sahih, diğer
kısımlarının zayıf olduğunu söyler.
BkJrvâü't-ğalil,
H.no: 19*75-1976.
Suyûtî, hadisin
hasen olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 3672; Münâvî de
hadisin Kudâî'nin "Sevabımda naklettiğini, sarihinin de hasen
dediğini, Münzirî'nin (Terğîb, T/103) ise senedinde hakkında
ihtilâf bulunan (Şu'be ve diğerlerinin sika saydığı)
Vâsıl er-Rakâşî'nin varlığına dikkat çektiğini
nakleder, Feyzu'l-Kadîr, İÜ/492.
Suyûtî, İbn
Asâkir'in (Bk.Târihu'd-Dımeşk, 53/375) Enes'tcn nakline yer verir, bu
rivayetin de zayıflığına İşaret eder.
Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 367İ; Fakat Münâvî Suyûtrnin bu tür
tahricini tasvip etmez. Feyzu'l-Kadîr, 111/491. (Ebû Ya'lâ, 1/76, H.no: 59;
Kudâî, Müsnedü'ş-şihâb, 11/267, H.no: 1333; Taberânî,
eî-Mu'cemii'l-evsat, 11/159, H.no: 1573; Heysemî, hadisin râvilerinden Muhammed
b. Ebû Hafs el-Ensârî hakkında bilgi veren birini bilmediğini
belirtir. BkMecma', 1/235)
*Aynca bk. 252/560.hadis
75 Hadisin metni:
Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, 11/159, H.no: 1573;
Abdestte
Kolları Dirseklere Kadar
Yıkamak___________________________________313
Hz. Peygamber
(Sattaiiaha ateyht ve sellem) abdest alıyor ve bir taraftan da şöyle
diyordu:
"Uzuvlar
işte böyle ovulur."
NOT: Abdest
alırken parmaklan ovalamak/hİIâllemek sünnettir. Çünkü sünnet
farzı kendi mahallinde tamamlama manasına gelir.677
Sahih: Müsned,
IV/39, H.no: 16393 (Hocası Ebû Dâvûd et-Tayâlisî'den naklettiği
hadislerden biridir); İbn Huzeyme, 1/62, H.no: 118; İbn Hıbbân,
m/363-364, H.no: 1082-1083; Hâkim, 1/243, H.no: 509; 1/266, H.no: 576:
(**■!> iiU, j«j U^i su ^ x. jk, ji ^j *J± j>ı ^u ^ı oi)
(Hâkim, Buhârî ve
Müslim'in şartma/râvisine göre sahih olduğurtu söyler. Zehebî de bunu
onaylar); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/196; Rûyânî, Müsned, 11/181, H.no:
1009; Makdisî, Muhtara, IX/368-369, H.no: 337, 339;
Müstevrid b.
Şeddâd'dan (RadiyaUahü arth) benzer bir rivayet için bk.Ebû Dâvûd, Taharet,
59, H.no: 148; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 40 (hasen-garib); İbn Mâce,
Taharet, 54,. H.no: 446; Ayrıca 231/539.hadise bk. Müsned, IV/39-40, H.no:
16397; İkinci rivayet: IV738, H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no:
16404; Benzer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16425; IV/40, H.no: 16408; IV/40,
H.no: 16406; IV/39, H.no: 16395; IV/39, H.no: 16393 (Bu rivayet 260/568.hadiste
tekrar edilecektir); Buhârî, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd,
Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib);
Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92 (Hz.Ali'den); ibn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405,
403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Taharet, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym,
Müstahrec, 1/299, H.no: 556;
Bu hadisin bir
bölümü 279/587.hadiste tekrar edilecektir. Ayrıca 264/572, 265/573 ve
270/578.hadislerebk. 077 Şîrâzî, Mühezzeb, 1/15, 18; İbn Kudâme,
Muğnî, 1/89; İbnü'I-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/30-31
(8)- ÂBDESTTE
BAŞ, KULAKLAR VE ŞAKAK/ZÜLÜF KISMINI MESH ETMEK
Yıkamak (J
„.->"); suyun uzuvdan dökülüp akması, mesh f^-—n) İse; eldeki
suyu/ıslaklığı bir uzva sürmek manasına gelmektedir.6
.678
261/569-Urve b.
Kabîsa, Ensar'dan bir kişiden, o da babasından:679
678
İbnü'l-Hümam, age., 1/15
679
Sened: *
Hasen: Müsned,
T/60-60, H.no: 429; Benzer rivayet için bk. 1/74, H.no: 554; Hadis aslında
ensardan olan zât ve onun babası müphem olduğu için
zayıftır. Bk.Heysemî, Mecma', 1/234; İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/24, H.no: 169;
Ayrıca 220/528
ve 250/558.hadislerle karşılaştırınız.
"Kulakların
başın bir parçası olduğunu" vurgulayan kısmı
şu sâhâbilerden de nakledilir:
a-Ebû Ümâme'den
(Radıyaltahü anlı): Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 134; Tirtnm,
Taharet, 29, H.no: 37; İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 444; Ayrıca
253/561.hadise bk.
b-Ebû Musa'dan
(Radıyallahü anh): Bk. îbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no: 158;
Heysemî, Mecma', 1/234 (Heysemî, hadisin Taberânî'nin Evsat'ında
nakledildiğini senedinde zayıf sayılan Eş'as b.
Sevvâr'ın bulunduğunu söyler.)
c-Abdullah b.
Zeyd'den (Radıyaltahü anh): İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 443
(Bûsırî isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Misbâhu
'z-zücâce, 1/65);
d-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh): İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 445;
e-İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ): İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/24, H.no:
163-164; Dârekutnî, 1/97-98;
Abdestte Baş,
Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek______________________315
Hz. Osman
(Radıyallahü anh):
'Rasûlullah
(SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) nasıl abdest aldı, size göstereyim mi? '
deyince:
'Evet, (göster!)'
dediler.
Hz. Osman su istedi
(ve getirilince), üç kere ağzına ve burnuna su aldı/temizledi,
üçer kere yüzünü ve kollarını yıkadı, başını
mesh etti, ayaklarını da üç kere yıkadı ve şöyle
dedi:
'Kulaklar da
baştan sayılır (mesh edilmeli). îşte size
Rasûlullah'ın abdest alış şeklini gösterdim.'
Ebû Ümâme'den
(diğer rivayet):680
...Hz. Peygamber
(Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) başını bir kere mesh eder ve
şöyle derdi:
"Kulaklar
da baştan sayılır (mesh
edilmeli)."681
AÇIKLAMA
Kulakların
içini mesh etmek cumhura göre sünnettir, zira baştaki mesh emrine dahil
değildir, ayrıca 'kulaklar baştan sayılır' hadisi
hüküm beyanı içindir, yaratılıştan bir parça olduğunu
göstermek için söylenmemiştir. İmam Ahmed ve bazı Mâ-likîlere
göre ise farzdır, zira baştaki mesh hükmüne dahildir. Oğlu
Salih'ten gelen diğer rivayette ise îmam Ahmed sünnet olduğunu
belirtmektedir.052
Kulakların
meshinde, başlan kalan su yeterli mi, yoksa yeni su alınmalı
mı? İmam Ebû Hanîfe ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre
yeterlidir. İmam Şafiî ve Mâlikîlere göre ise yeni su
alınmalıdır.683
Kulakları
meshte tekrar, tıpkı başı meshteki tekrar gibi İmam
Şafiî'ye göre müstehabdır.584
f-lbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ): İbn
Ebî Şeybe, Musannef, 1/24,
H.no: 160; Dârekutnî, 1/98;
Bennâ bu
şâhidlere Hz.Âişe ve Enes'İn (Radıyallahü anhümâ)
rivayetlerini de İlâve eder. Hadis hakkında İbn Dakik'İn
hasen hükmü verdiğini belirtir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/32-33. 680 Bk.
Müsned Trc.no.253/561
1 Aynı rivayet
için bk. Müsned Trc.no.253/56l
582 îbn Rüşd, age., 1/10;
İbn Kudâme, Muğnî, 1/119; İbnü'l-Hümam, Fethu 'l-Kadîr, 1/27
683 İmam Şâfıi, Ümm, 1/23; Kâsânî,
Bedâîu's-sanâi', 1/23; îbn Rüşd, age., 1/10; Nevevî, age., 1/413, 416;
İb Kudâme, age., 1/87-88
684 İbn Rüşd, age., 1/10
316
Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını
Mesh Etmek
262/570-Büsrb.
Saîd'den:685
Hz. Osman
(RadıyaiiaM anh) oturulan yere686 geldi ve su istedi; ağzına,
burnuna su aldı, sonra yüzünü ve kollarını üçer kere
yıkadı, sonra başını ve ayaklarını üçer kere
sıvazlayınca şöyle dedi:
'Rasûluttahı
(Sattattahü aleyhi ve selîem), işte böyle abdest alırken gördüm. Ey
burada bulunanlar, öyle değil mil'
Orda bulunan
Rasûlullah'm sahabileri:
'Evet' dediler.
685 Sened: ^A J jc
'#■ âı& y» Jy ı ^
Sahih: Müsned,
1/67, H.no: 487; Müslim, Taharet, 9; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 110;
İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413;
*Abdest
azalarının üçer kez yıkandığını gösteren
şâhidler:
a-Hz.Ali'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 116;
Tirmizî, Taharet, 34, H.no: 44 (Tirmİzî, bu konuda rivayette bulunan
sahabeyi şöyle sıralar: Hz.Osman, Âişe, Rubeyyi', İbn Ömer,
Ebû Ümâme, Ebû Rafı', Abdullah b. Amr, Muâviye, Ebû Hüreyre, Câbir,
Abdullah b. Zeycl ve Übey b. Ka'b -Radıyaîlahü anhüm-); 37, H.no: 48;
Nesâî, Taharet, 76-77,79,93,103, H.no: 93-94, 96, 115, 136; îbn Mâce, Taharet,
46, H.no: 413;
b-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bkz Müsned, ü/348, H.no: 8560; Tirmizî,
Taharet, 33, H.no: 43; îbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 415;
c-Câbir'den
(Radıyaîlahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 35, H.no: 46;
İbn Mâce, Taharet, 45, H.no: 410;
d-İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ) şahidi İçin bk. Nesâî, Taharet, 65, H.no:
81; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 414;
e-Abduîlah b.
Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51,
H.no: 1.35; Nesâî, Taharet, 105, H.no: 140; îbn Mâce, Taharet, 48, H.no: 422;
f-îbn Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no:
117, 133;
g-Mikdâm b.
Ma'dîkerib'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet,
51, H.no: \2\;İbn Mâce, Taharet, 56, H.no: 457;
h-Muâviye'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. EbûDâvâd, Taharet, 51, H.no:
124-125;
ı-Rubeyyi'den
(Radıyallahü anhâ) şahidi için bk. Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126;
İbn Mâce, Taharet, 39, 46, H.no: 390, 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696;
i-Abdullah b. Ebî
Evfâ'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 46,
H.no: 416;
j-Ebû Mâlik
el-Eş'arî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce,
Taharet, 46, H.no: 417;
k-Übey b. Ka'b'dan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 47, H.no: 420
686 Metinde geçen
el-Mekâid ı>uu)' in çeşitli manaları bulunmaktadır; Hz.
Osman'ın evinin yanındaki dükkânlar, merdivenler veya mescidin
yanında insanların oturduğu yerler...gibi (Bk. İbn
Abdilber, Temhîd, XXII,/213; Nevevî, Şerhu Müslim, IU/1I4; Azîmâbâdî,
Avnü'l-Ma'bÛd,im;)
Abdestte Baş,
Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh
Etmek__________________ 317
263/571-Zirr b.
Hubeyş'ten:687
Hz. Ali
(Radıyallahü anh) abdestte başını öyle mesh etti ki
neredeyse (başından su damlayacaktı)688 ve şöyle dedi:
iRasûlullah'ı
(Sattallahü aleyhi ve selîem) abdest alırken, böyle gördüm,''
264/572-Amr b.
Haris b. Yâkûb el-Ensârî'den:689 Habban b. Vâsî el-Ensârî:
Abdullah b. Zeyd b.
Âsim el-Mâzinî'nin (Radıyallahü anh): 'Rasûlullab'ı (SaiiaiiaM aleyhi
ve selîem) abdest alırken gördüğünü; Onun ağzına ve burnuna
su aldığım, sonra yüzünü üç kere, sağ ve sol kolunu üçer
687 Sened:
Sahih: Müsned,
1/110, H.no: 873; Beyhakî, es-Sünenul-kübrâ, 1/74; Bezzâr, ü/184, H.no: 561;
Muâviye'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemiiî-kebîr,
XlX/384, H.no:
900;
Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/450, H.no: 792;
Bennâ, Hafız
îbn Hacer'in Telhîs'inden naklederek Ebû Zilr'a'nm hadisi illetli
gösterdiğini
söyier. İbnü'I-Kattân'ın ise:
"Bu hadisin hiçbir illetini bilmiyorum" dediğini nakleder.
Bk.Bülûğu'l-emâtn,
H/33.
Ayrıca 222/530
ve 269/577. hadise bk.
Ahmed el-Bennâ bu
cümleyi, daha önce geçen Muâviye hadisinden dolayı («ılı >l
sW ^î) şeklinde açıkladı. {Bennâ, age., 11/33)
689 ç . (
, ■ .-.,*,„
,ii, ■ ■
,, l ,.,.,, ^s,
Sahih: Müsned,
İV/41, H.no: 16419; Benzer rivayet için bk. IV/41, H.no: 16411; IV/41-42,
H.no: 16421 (Bu iki rivayette "Cuhfe'de abdest alırken gördüm"
şeklindedir); IV/40, H.no: 16409; IV/39, H.no: 16392 (Bu rivayette
İbn Lehîa ve Hibbân b. Vâsi' b. Hıbbân bulunmaktadır); Müslim,
Taharet, 19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 120; Tirmizî, Taharet, 27, H.no: 35
(hasen-sahih); İbn Mâce, Taharet, 53, H.no: 443 {Bûsırî
isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/65);
Dârimi, Vudû', 37, H.no: 715;
Ayrıca
231/539.hadisin tahririne bk. (Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; İkinci
rivayet: IV/38, H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet
için bk. IV/42, H.no: 16425; IV/40, H.no: 16408; TV/40, H.no: 16406; IV/39,
H.no: 16395; IV/39, H.no: 16393 (Bu rivayet 260/568.hadiste tekrar
edilecektir); Buhârî, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet,
51, H.no: 118-119; Tirmizû Taharet, 22, H.no: 28 (hasen-garib); Nesâî, Taharet,
75, H.no: 92 (Hz.Ali'den); îbn Mâce, Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn
Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Taharet, 51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec,
1/299, H.no: 556)
318 ______ Abdestte Baş, Kulaklar ve
Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek
kere
yıkadığını, başını elinde kalan suyun
dışında (yeni bir su ile) mesh ettiğini ve
ayaklarını da yıkayıp tertemiz yaptığım
naklettiğini belirtti.
265/573-Amr b.
Yahya el-Mâzinî'nin babasından nakline göre dedesi,690 Rasûlullah'ın
sahabesinden Abdullah b. Zeyd b. Âsim'a (Radtyaliaha anhj dedi ki:
'Rasûlullah'ın
(Saiiailaha aleyhi ve seiiem) nasıl abdest aldığını
gösterebilir misin?' Abdullah:
'Evet'dedi ve su
istedi; ellerine döktü ve elini iki kere yıkadı, sonra
ağzına ve burnuna su aldı, yüzünü üç kere yıkadı,
kollarını dirseklere kadar iki kere yıkadı,
başını iki eliyle mesh etti; meshe başının ön
tarafından başlayıp ensesine kadar götürdü, sonra
başladığı yere geri getirdi, ardından da
ayaklarını yıkadı.
AÇIKLAMA
Başın
mesh edilmesinde farz miktarın ne kadar olduğu müctehidler
arasında ihtilaf konusu olmuştur:
690 Sened: ^-i 'J
İJJO Ûş^- J £^}\ .& J* 'Jcj ju
Sahih: Mü'sned,
IV/38, H.no: 16383; Benzer rivayet için bk. IV/39, H.no: 16390; Muâviye b. Ebû
Süfyân'dan (Radıyallahii anhümâ) şahidi İçin bk.269/577.hadis.
Ayrıca 231/539 (Müsned, IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV/38,
H.no: 16383; Üçüncü rivayet: IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV/42,
H.no: 16425; IV/40, H.no: 16408; IV/40, H.no: 16406; IV/39, H.no: 16395; IV/39,
H.no: 16393 (Bu rivayet 260/568.hadiste tekrar edilecektir); Mâlik, Taharet,
32; Şâfıî, Müsned, s.14, 16; Abdürrezzâk, 1/6, 44, H.no: 5, 138;
Buhâri, Vudû\ 38; Müslim, Taharet, 18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no:
118-119; Tirmizî, Taharet, 24, H.no: 32; İbn Mâce, Taharet, 51, H.no: 434;
Nesâî, Taharet, 80, H.no: 97; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/85, H.no: 103; Tahâvî,
Şerhu meâni'l-âsâr, 1/30; İbn Huzeyme, 1/81, 88, H.no: 157, 173;
İbnü'l-Cârûd, H.no: 73; Ebû Avâne, 1/203, 209, H.no: 658, 678; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/59; İbn Htbbân, İÜ/365, H.no: 1084; Bu hadisin
bir bölümü 279/587.hadiste tekrar edilecektir. Aynca 264/572 ve
270/578.hadislere bk.
Abdestte Baş,
Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh
Etmek______________________319
İmam Âzam Ebû
Hanîfe; Âyetin başı mesh ile ilgili kısmı mücmeldir
(sınırları belirsizdir). Bu nedenle hadislere bakarız;
Başın dörtte birini mesh etmek farz, hepsini mesh etmek sünnettir.
Zira Peygamberimiz sadece başın ön/üst tarafını (^_uı)
mesh ettiği gibi tümünü de mesh etmiştir. En azı ile farz,
fazlası ile de sünnet tesbit edilir.
Arapçada
başın arka tarafına kazal (Jıiıiı)691 ve iki yan
tarafına da fevd (^ ;n) 692 denir.
İmam Mâlik ve
Ahmed'e göre, kaplama mesh (yi.,- .^Q farzdır. Naslar tearuz
ettiğinde asla dönülür ve başın tümü mesh edilir.
Şafıîlere
göre ise en az mesh miktarı farzdır. Bu üç kıl kadar, hattâ bir
kıl kadar yer bile olabilir.693
§Kaplama meshin
yapılışı: İki el birleştirilerek baş, ön
tarafından başlayıp enseye kadar mesh edilir, sonra enseden
başlayıp ön tarafa kadar mesh edilir. Bu meshin (baş ve
şehadet parmaklan hariç) elin üç parmağı ile
yapılması, herhangi bir yere değmeyen baş ve şehadet
parmaklarıyla da kulakların mesh edilmesi tavsiye edilir.694
1 Tahâvî,
Şerhu meâni'l-âsâr, 1/30; Râzi, Muhtâru's-Sıhâh 526; Azîmâbâdî,
Avnü'l-Ma'bûd, 1/152 692Râzî, age.,514
3 İmam
Şâfıî, Ümm, 1/22; Merğınânî, Hidâye, î/12; İbn
Rüşd, BidâyeîU'l-müctehid, 1/8; Nevevî, Mecmu', 1/398; İbn Kudârne,
Mıtğnî, 1/111; İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadîr, 1/16; Desûkî,
Haşiye, 1/88 694 İbn Rüşd, age., 1/9; İbn Kudâme, age.,
1/113
320______________________Abdestte
Baş, Kulaklar ve Şakak/zülüf Kısmını Mesh Etmek
266/574-Abdühayr'dan:695
Sabah
namazını kılıp Hz. Ali'nin (RaaıyaiiaRn anftjyamna
geldik. O da su istedi ve kendisine su kabı ve leğen getirildi.
Kabdan sağ eline su döktü, ve ellerini üç kere yıkadı, sonra
avuç avuç ağzına ve burnuna su aldı, yüzünü ve
kollarını üçer kere yıkadı, sonra elini su kabına
daldırıp (çıkarttı ve) iki eliyle başının
her tarafım bir kere mesh etti, ayaklarını da üç kere
yıkayıp şöyle dedi:
'İşte bu,
Peygamberinizin (Saiiatlaha aleyhi ve sellem) abdest alış
şeklidir, bunu bilini"
§ (Diğer
rivayette Abdühayr şöyle dedi:)
Hz. Ali'nin
(Radtyailahaanh)yatımdaydım, kendisine sandalye ve su kabı
getirildi696, ellerini üç kere yıkadı, sonra yüzünü ve
kollarını üçer kere yıkadı, başını mesh
etti;6*7 (mesh ederken ellerini) başının ön tarafından
başlayıp arka tarafına götürdü, ancak elini geri getirdi mi tam
bilemiyorum, sonra ayaklarını yıkadı ve şöyle dedi:
'Kim Rasûlullah 'in
(Saüaiiahü aleyhi ve sellem) abdest alış şeklini görmek isterse,
işte Rasûlullah'in abdest alış şekli...'
267/575-Talha
babası kanalıyla dedesinin (RadıyaOahüanhum)m, Rasûlullah'ı
(Saiiariaha aleyhi ve sellem) başını mesh ederken gördüğü;
başının arkasına kadar (ellerini) götürdüğü,
boğazın başlangıç kısmı dahil olmak üzere bir
kere mesh ettiği, rivayetini bildirir ve der ki:
'Buradaki kazalm
kelimesi, boğazın arka tarafıdır/ensedir.'
Sened: Cjip Ji oJü
'jc il^i ıîui
Sahih: Müsned,
1/125, H.no: 1027; Diğer rivayet için bk. 1/122. H.no: 989; Makdisî,
Muhtara.
11/281, H.no: 660;
Ayrıca 242/550
ve 222/530. hadislere bk.
m Tevr Oy),
Bakır ve benzeri madenden mamul su kabı anlamındadır.
(İbn Hacer, Fethu 7-
Bârt, K/251;
Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, X/119; Ayrıca bk. Müsned trc. 26/334 nolu
hadisin
açıklaması.)
697 Burada
Râvİ Yahya şöyle vasfetti;
Sened: oj 135».
jıi ^f J&. jû ^
Zayıf: Müsned,
III/481, H.no: 15893; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 132; Tahâvî, Şerhu
meâni'l-âsâr, 1/30; Taberânî, eİ-Mu'cemit'l kebîr, XIX/180, H.no: 407;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/60;
Babası mechûl,
dedesi sahâbîdir. Talha'nm dedesi Ka'b b. Amr el-Eyyâmî; babası İse
Musarrif b. Ka'b b. Amr el-Eyyâmî1 dİr.
Kazal
(JiJûiı);Başın bittiği ve boğazın/ensenin
başladığı yerdir. (Bk. Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr,
1/30; Râzi, Muhtâru''s-Sıhâh 526; Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, 1/152)
Abdestte Baş,
Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek ________ 321
NOT: Boynu mesh;
İmam Ebû Hanife'ye göre abdestin âdabından, İmam Ahmed ve
bazı Şafiî âlimlerine göre (meshi uzatmak) sünnetlerindendir.
İmam Mâlik \c bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre ise sünnet
değildir. İhtilafın sebebi rivâ-vettekı belirsizliktir.700
268/576-Mikdâm b.
Ma'dîkerib el-Kindî'den (Radiyaiiahu anh):101 Rasûlullah' a (Saiiaiiaha aleyhi
ve sellem) abdest suyu getirildi ve abdest aldı; önce ellerini üç kere
yıkadı, sonra yüzünü ve kollarım üçer kere yıkadı,
ağzına ve burnuna üçer kere su aldı, başını ve
kulaklarını -içiyle, dışıyla- mesh etti, ardından
da ayaklarını üç kere yıkadı.
269/577-Ebu'l-Ezher'den:702
700 Kâsânî, Bedâi',
1/23; Desûkî, Haşiye, 1/103; Şirbînî, Muğni'l-muhtac 1/61
701 Sened: U-tâı U>f e-w ^ f1^1 ^^ Jö
^'J^ '^ '6>- o1^1 ^ ^ '$> i> ^ > »i^1 & ^ Sahih: Müsned,
IV/132, H.no: 17122; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 121 (Hocası Ahmed b.
Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir), 122-123; Kulaklann içi ve
dışının meshedileceğini ifâde eden hadisler için bk.
Tirmizî, Taharet, 28, H.no: 36 (Tirmizî, İbn Abbas'tan nakledilen bu
hadisin "hasen-sahih" oluğunu ve Rubeyyi'den de rivayetin
bulunduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 59, H.no: 74 (Ümmü Umara bt.
Ka'b'dan); İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 442 (İbn Mâce
Tirmizî'nİn değindiği şahide yer verir; Rubeyyi'den
şâhid için bk. İbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 440-441; İbn Abbas'tan
da şâhid gösterir. Bk. îbn Mâce, Taharet, 52, H.no: 439); Dârimi, Vudû',
36, H.no: 714 (Hz.Osman'dan);
Bennâ hadisin
isnadının sâlih olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî,
ü/26. Ayrıca 248/556.hadiste zikredildi.
702 Sened:
*ıü3ı 'Jj «üı i# >2Σ- jıi JLİ 'J, jjyı isSi
>J ^ 'j& cii-
322_____________________Abdestte
Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek
Rasûlullah'ın
(SaiiaiiaM aleyhi vesellem) abdest alış şeklini Muâviye b. Ebî
Süfyan (RadıyaiiaM anhüm) anlatırken dedi ki:
'Rasûlullah bir avuç
su ile başım mesh etti, neredeyse başından su
damlayacakti.'
Sonra onlara
Peygamberimizin abdest alış şeklini gösterdi; Abdest
a-lırken sıra başı mesh etmeye gelince, ellerini
başının ön tarafına koyup geriye doğru götürdü ve
ensesine vardırdı, sonra ellerini başladığı yere
(yani ön tarafa) geri getirdi.
270/578-Abdullah b.
Zeyd'den (Radıyaiiahü <mhy.ım
"Rasûlullah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aidi..."
Sahih: Müsned,
IV/94, H.no: 16797; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 124 (Ebû Dâvûd ve Münzirî sükût
etmiştir); Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/450, H.no: 794;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kiibrâ, 1/59;
Abdullah b.
Zeyd'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.265/573.hadîs.
Ebu'l-Ezher
eş-Şâmî sahâbîdir. Ebu'z-Zübeyr el-Enmârî de denilir. Fakat
İsminde ihtilâf edildi. Bennâ hadisin senedindeki râvilerin sika
olduklarını belirtir. Bk.Bülûğu 'l-emânî, n/36.
Ayrıca 263/57
i .hadise bk.
Sahih: Müsned,
IV/40, H.no: 16404; Nesâî, Taharet, 82, H.no: 99; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
1/63; Heysemî, senedindeki râvilerin sahih hadis ricali olduklarını
belirtir. Bk. Mecma', 1/229-230; Ayrıca 231/539.hadise bk. (Müsned,
IV/39-40, H.no: 16397; İkinci rivayet: IV/38, H.no: 16383; Üçüncü rivayet:
IV/40, H.no: 16404; Benzer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16425; IV/40, H.no:
16408; IV/40, H.no: 16406; IV/39, H.no: 16395; IV/39, H.no: 16393 (Bu rivayet
260/568.hadiste tekrar edilecektir); Buhâri, Vudû', 23; Müslim, Taharet, 18-19;
Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28
(hasen-garib); İVesâî, Taharet, 75, H.no: 92 (Hz.AIi'den); İbn Mâce,
Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Taharet,
51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/299, H.no: 556; Bu hadisin bir bölümü
279/587.hadiste tekrar edilecektir. Ayrıca 264/572 ve 265/573.hadislere bk.
Abdestte Baş,
Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh Etmek 323
RâvîJerden Süfyan
dedi ki:
'Bunu bize Yahya b.
Saîd yetmiş dört sene önce Amr b. Yahya yoluyla nakletmişti.
Ben (Abdullah)
ondan bazı hadislerin rivayetini istedim ki Yahya ondan büyüktü.
Süfyan dedi ki:
'Ondan üç hadis
işittim....
"Rasûlullah
ellerini iki kere, yüzünü üç kere yıkadı ve başını da
iki kere mesh etti."
Babam (Ahmed b,
Hanbel) dedi ki:
'Ben Süfyan'dan üç
kere işittim; Rasûlullah ayaklarını iki kere yıkadı;
Süfyan birinde:
'Rasûlullah
başım bir kere mesh ettfdiyt,
İki kere de:
'Rasûlullah
başım iki kere mesh em"diye rivayet etti.
271/579-Muavviz b.
Afrâ'nın kızı Rubeyyî'den (RadıyaiiaM anhây:
Sened: <_Jii
-ı J> j^ J- -ûiJ J- «uı jii- 'Jt- <juk£ 'J, ^Ûki ı3ji-
jıi iL$J '^\ \2*jJ~ ju 'JJ=- ı2ji-
Sahih: Müsned,
VI/359, H.no: 26901; İkinci rivayet: VI/359, H.no: 26897; Diğer
rivayet: VI/359, H.no: 26898; Hadisin senedinde İbn Lehîa
bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.
Ahdürrezzâk, 1/37, H.no: 119; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 126; Tirmizî,
Taharet, 25, H.no: 33 (Tirmizî hadisin "hasen" olduğunu
söylemiş ve Abdullah b. Zeyd'in rivayetinin daha sahih
olacağını belirtmiştir); İbn Ebî Şeyhe, Musannef,
1/23, H.no: 145; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIV/266, 270-271, H.no: 673,
686-687; el-Mu'cemü'l-evsat, 1/288, H.no: 939; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
1/64;
Abdestle ilgili
Rubeyyi'in diğer rivayetleri için bk. 230/538, 243/551, 249/557 ve
272/580.hadisler. Bu rivayetlerden 230/538: (Müsned, VI/358, H.no: 26894;
İkinci rivayet: VI/358, H.no: 26895; Benzer rivayetler için bk. VI/359,
H.no: 26897-26898, 26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Tayâlisî, s.226, H.no:
1624; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/28, H.no: 211; Ebû Dâvûd, Taharet,
51, H.no: 126, 128-131; Tirmizî, Taharet, 25-26, H.no: 33 (hasen) - 34
(hasen-sahih); Humeydî, 1/163-164, H.no: 342; İbn Mâce, Taharet, 39, 46,
H.no: 390, 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
XXIV/270, H.no: 684-686; el-Mu'cemü'l-evsat, VI/169, H.no: 6100;
324
Abdestte Baş, Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını
Mesh btmek
Rasûlullah'ı
(Sattaiiahu aleyhi ve settem) abdest alırken görmüştüm;
başım, saç başlangıcı yerlere kadar ellerini öne ve
arkaya götürerek mesh etti, zülüf/favori yerlerini, ayrıca
kulaklarım dışı ve içiyle beraber mesh etti.
§Rubeyyî'den
(Radıyaliahü anhâ) ikinci tarikle gelen rivayet: Rasûlullah bizim
yanımıza gelmişti, kendisine su kabı getirdik ve abdest
aldı, (her uzvunu) üçer kere yıkadı, başını arka
tarafından başlayarak iki kere mesh etti ve parmaklarını
kulaklarına soktu, (bir rivayette, kulaklarının içine soktu).
AÇIKLAMA
Başı
meshte tekrar etmenin (iki ya da üç kere mesh etmenin) hükmü İmam Ebû
Hanife, Mâlik ve Ahmed'e göre müstehab değildir ve gerek yoktur. Zira iki
ya da üç kere mesh yıkamak anlamına gelir, Kur'ân ve Sünnet'te
emredilen ise başın mesh edilmesidir. Rivayetlerdeki bilgiler ravinin
kendi uygulaması ya da aynı suyla üç kere mesh olabilir. İmam
Şafiî'ye göre ise müstehabdır.705
Kulak ile favori
arasındaki boşluğu yıkamak İmam Ebû Hanife, Şafiî
ve Ahmed b. Hanbel'e göre farzdır, zira yüzden bir parçadır,
İmam Mâlik'e göre ise farz değildir, zira yüze dahil
değildir.705
272/580-Muavviz b.
Afrâ'mn kızı Rubeyyî'den (Radıyaliahü anhâ) diğer
rivayet:707
Ayrıca
249/557, 243/551, ve 272/580.hadislere bk.
705 İmam
Şafiî, Ümm, 1/23; Merğınânî, Hidâye, 1/14; İb Rüşd,
Bidâyetü'l-müctehid, 1/9; İbn Kudâme, Muğtıî, 1/114
706 İbn
Rüşd, age., 1/7; İbn Kudâme, age., 1/98; Meydânı, LUbâb, 1/31
Scııcd; fijit
Sahih: Müsned,
VI/358, H.no: 26895; Hadisin baş tarafı 230/538. hadisin ikinci
rivayetinde zikredildi. İkinci rivayet: VI/359, H.no: 26903. Benzer
rivayet için bk. VI/360, H.no: 26907; Abdestle ilgili Rubeyyi'in diğer
rivayetleri için bk. 230/538, 243/551, 249/557, 271/579 ve 272/58O.hadisler. Bu
rivayetlerden: 230/538 {Müsned, VI/358, H.no: 26894; İkinci rivayet:
VI/358, H.no: 26895; benzer rivayetler için bk. VI/359, H.no: 26897-26898,
26901, 26903; VI/360, H.no: 26907; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 128; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/60; Ayrıca 243/551, 249/557, 271/579.hadislerebk.
Abdestte Baş,
Kulaklar ve Şakak/Zülüf Kısmını Mesh
Etmek______________________325
Sonra Rasûlullah
(SaiiaüaM aleyhi ve seiiem) ellerinde kalan su ile başını mesh
etti; başının gerisinden başlayıp
alnına/perçemine getirdi.
§ Rubeyyî'den
(Radıyaliahü anhâ) gelen başka rivayet:
Rasûlullah
(SaîiaiiaM aleyhi ve seiiem) abdest alırken o yanındaydı;
başını, ön tarafından itibaren saç biten yerlerden
başlayarak tümünü mesh etti, saçlarının şeklini
bozmadı.
Seneddekİ
râvilerden biri olan Abdullah b. Muhammed b. Akıl b. Ebî Tâlib (v.
142/759) hakkında bir takım eleştiride bulunulmuştur.
Tirmizî bu zât hakkında şunları söyler: "Abdullah b.
Muhammed sadûk biridir. Hafızasından dolayı bâzı âlimler
tenkit ettiler. Hocam Buhârî şöyle diyordu: "Ahmed b. Hanbel,
İshâk b. İbrahim ve Humeydî Abdullah b. Muhammed b. Akîl'in hadisi
ile delil getirdiler. O mukâribiTl-hadis (mukârabü'l-hadis) biri di." Bk.
Tirmizî, Taharet, 3, H.no: 3 (Ahmed Muhammed Şâkir bu hadîsin tahricinde:
"İbn Abdilber'in de dediği gibi bu zât kendisini
eleştirenlerden daha sika biridir" der); Tirmizî 17, Ebû Dâvûd 10,
İbn Mâce 28, Ahmed b. Hanbel 125 ve Dârimî 5 hadisini nakletmiştir.
Tirmizî hadisleri hakkında hasen-sahih hükmünü verir. Bk. Tirmizî,
Taharet, 26, H.no: 34
(9)- ABDESTTE
SARIĞA, BAŞ ÖRTÜSÜNE VE MESTLERE MESH ETMEK
273/581-(Rasûlullah'm
azatlısı) Sevbân'dan
Rasûlullah (SaiMiaM
aleyhi ve seiiem) bir keresinde seriyye gönderdi, ordu yolda soğuk bir
havayla karşılaştı. Hz. Peygamber'in yanma döndüklerinde
soğuk havadan dolayı sıkıntı çektiklerini belirtiler,
Rasûlullah da sarık ve mestlerine mesh etmelerine izin verdi.
NOT; Bazı
hadislerde sarığa mesh konusu açıklanmaktadır ve sarıkla
birlikte alına/perçeme mesh etmek gerektiği de
anlaşılmaktadır. Doğrusunu Allah bilir. (Bk, 276/584,
278/586.hadisler.)
274/582-Sevban'dan
(Radıyallahümh):709
Sahih: Müsned,
V/277, H.no; 22283; Ebû Dâvûd, Taharet, 58, H.no: 146 (Hocası Ahmed b.
Hanbel'den naklettiği hadislerden biridir); Rûyânî, Müsned, 1/420, H.no:
642; Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/274, H.no: 477; Hâkim, 1/275,
H.no: 602 (Hâkim, hadisin Müslim'in şartma/râvisine göre sahih
olduğunu söyler. Zehebî de bunu onaylar); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
1/62; Bennâ, Ebû Dâvûd ve Münzirî'nin sükût etmesi sebebiyle hadisin delil
getirilmeye uygun olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu 'l-emânî, 11/38.
Sened: s'^m\ çüi.
^i 'jt ^j^jjı ç.ı ^ı £&. 'jf. ojiü 'jt £L. 'J,\ jj ^ iSS*.
/^- 'J, 'j-^>\ ii'ji-
Hasen: Müsned,
V/281, H.no: 22318; Taberânî, 'el-Mu'cemü'l-kebîr, 11/91, H.no: 1409; Utbe Ebû
Ümeyye ed-Dımeşkî'yi aşırı hatası sebebiyle
zayıf saydılar. Heysemî, adı geçen bu zatı İbn
Hıbbân'ın Sikât'mda zikrettiğini, bu zâtın maktu
rivayetlerde bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/255. Fakat hadisin mütâbî
ve şahidi vardır.
a-Bilâl'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Abdürrezzâk, 1/188, H.no: 735-737;
İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/28, H.no: 219; Tirmizî, Taharet, 75, H.no:
101; Şâşî, Müsned, 11/359, 362, H.no: 962, 966; Nesâî, Taharet, 86,
H.no: 104-106; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/91, H.no: 125; İbn Mâce, Taharet, 89,
H.no: 561; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/359, H.no: 1100;
b-Muğîre b.
Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müslim, Taharet,
75-84;
Abdestte Sarığa,
Baş Örtüsüne ve Mestlere Mesh Etmek_________________________327
Rasûlullah'ı
(Saiiaiiaha aleyhi ve seîiem) abdest alırken gördüm; mestlere ve
başındaki örtüye710 sonra da sarığa mesh etti.
275/583-Amr b.
Ümeyye ed-Damrî'den (Radıyallahü anh):7" Kendisi Rasûlullah'ı
(Saiidılahu aleyhi ve seiiem) mestlere ve sarığa mesh e-derken
gördü.
§Diğer
rivayette; 'Rasûlullah 'ı (Saiuaiahu aleyhi ve seiiem) mestlere ve başındaki
örtüye112 mesh ederken gördüm' şeklinde geçmektedir.
276/584-Zeyd b.
Sûhân el-Abdî'nin azatlısı Ebû Müslim'den:713
Tirmizî, Taharet,
75, H.no: 100 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu
belirttikten sonra, bu konuda hadis nakleden sahâbilerin Amr b. Ümeyye, Selman,
Sevban ve Ebû Ümâme olduklarım söyler); Nesâî, Taharet, 87-88, H.no: 107-109;
c-Selman'dan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 89, H.no:
563;
d-Enes b. Mâlik'ten
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 89, H.no:
564 710 Bu örtü, sangın örtüsü olsa gerek, Bk. 277/585 Sened:
Sahih: Müsned,
V/288, H.no: 22380. Diğer rivayet: V/288, H.no: 22381; Benzer rivayet için
bk. IV/179, H.no:
17548; IV/139, H.no: 17179; Benzer rivayetler için bk. IV/139, H.no:
17180; IV/139,
H.no: 17181; IV/139, H.no: 17178; IV/179, H.no: 17547; IV/179, H.no:
17551; V/287, H.no:
22377; V/288, H.no: 22385; V/288, H.no: 22382; Buhâıi, Vudû', 48;
İbn Mâce,
Taharet, 89, H.no: 562; Dârimi, Vudû', 38, H.no: 716;
Ayrıca
326/634.hadise bk.
712 Bu örtü,
sarığın örtüsü olsa gerek. Bk. 277/585
Sened: ^J^ ^'c/-
-kj'J: ^-* *&• ^C^1 ^' i!' J*i "/> &'■>*■ J^~ai]
-m- ^^=-
Hasen: Müsned,
V/439, H.no: 23607; Benzer rivayet için bk. V/440, H.no: 23614; İbn Mâce,
Taharet, 89, H.no: 563;
Ebû
Şurayh'ı İbn Hıbbân ve Zehebî sika, tbn Hacer makbul,
diğerleri ise mechûl saydılar. İbn Hıbbân Sikât'mda zikreder.
Bk. Sikât, VU/660; Tabîb, Trc. no: 8159; Kâşif, Trc. no: 6675;
Zeyd b. Sûhân
el-Abdî'nin azadlısı Ebû Müslim el-Abdî'yi İbn Hacer makbul,
diğerleri İse mechûf saydılar. İbn Hıbbân Sikât'mda
zikreder. Zehebî de sika sayıldığını söyler. Bk.
Sikât, V/584; Takrîb, Trc. no: 8368; Kâşif, Trc. no: 6836; Bu iki râvinin
Ahmed b. Hanbel'in
328_______________________Abdestte
Sarığa, Baş Örtüsüne ve Mestlere Mesh Etmek
Selman el-Fârisi
(Radıyaiiahu anh> ile birlikteydim, Selman abdesti bozulan {ve abdest
almak isteyen) birini gördü, bu kişi mestlerini çıkarıyordu.
Selman el-Fârisi ona, mestlerine ve sangına mesh etmesini, perçemine mesh
etmesini tavsiye etti ve:
1 Rasûlullah'ı
(Saiiallaku aleyhi ve sellem) mestlerine ve başındaki örtüye11* mesh
ederken gördüm,'' dedi.
NOT: Hz.
Peygamber'in (Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) kullandığı mest ve
terlikler: 1-Necâşî'nin kendisine hediye ettiği bir çift siyah
mest,7'5 2-Hayber ganimetlerinden hissesine düşen dört mest,716
3-Sığır köselesinden terliği,717 4-Tüyü dökülmüş
meşin terliği,718 5-Çift kayışlı terliği719...
§RasûlulIah'm
terlikleri dikişli, ökçeli ve ölçüleri dengeliydi, terliklerini sağdan
başlayarak giyer ve soldan başlayarak çıkartırdı.720
Müsned'inde ve
İbn Mace'nin Sünen'indeki bu rivayetinden başka herhangi bir
rivayetine rastlayamadık.
Muhammed b. Zeyd b.
Ali el-Kindî'yİ ise İbn Hacer makbul, Zehebî saduk, diğerleri
ise mechûl saydılar. îbn Hıbbân Sikat'ında zikreder. Bk. Sikât,
WW424;Takrib, Trc. no: 5893; Kâşif, Trc. no: 4858; Bu râvinin, Tirmizî bir,
İbn Mâce ve Dârimî üç, Ahmed b. Hanbel ise dokuz rivayetini nakleder.
Bu örtü,
sarığın örtüsü olsa gerek, Bk. 277/585 115 İbn Sa'd,
Tabakât, 1/482
716 Ebu'1-Fedâ,
Uyûnü'l-eser, IV/710
717
İbnü'l-Cevzî, age., 585
Buhârî, Vudû', 30;
Müslim, Hac, 25; ibn Sa'd, age., 1/478
719 îbn Sa'd, age.,
1/478; İbn Ebî Şeybe, XII/231
720 Baharı,
Libâs, 37; İbn Sa'd, age., 1/478
Abdestte
Sarığa, Baş Örtüsüne ve Mestlere Mesh
Etmek_______________________329_
277/585~Ebû
Abdillah'tan:721
Abdurahman b. Avf,
Rasûlullah'm mestlere nasıl mesh ettiğini Bilâl'e
(Radıyallahü
anhüm) sorunca, O dedi ki:
'Rasûlullah
(Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) tuvalete gitti, sonra su kabı istedi ve
yüzünü, ellerini (kollarını) yıkadı, sonra da mestlerine ve
sarığının örtüsüne
mesh etti.'722
NOT: Hz. Peygamber'in
(SaiiaiiaM aleyhiveseüem) kullandığı bazı sarıklar:
1-Fetihten sonra Mekke'ye girerken başında siyah bir sarık
vardı,723 2-Kül renginde sangı,724 3-Sarığını
sarıya boyatmıştı,725 4-Rasûlullah siyah sarıkla hutbe
vermişti,726 5-Rasûlullah sarığının ucunu
omuzlarına indirirdi,727 6-Sanklarmm birinin ismi Sehab'di.12S
721 Sened:
Sahih: Müshed,
VI/12, H.no: 23776; İkinci rivayet: VI/15, H.no: 23802; (323/631.hadiste
tekrar edilecektir); Üçüncü rivayet: VI/12, H.no: 23777; Benzer rivayet için
bk. VI/12, H.no: 23779; VI/13, H.no: 23781; VT/13, H.no: 23783; VI/13-14, H.no:
23788; VI/14, H.no: 23789; VI/14, H.no: 23793; VI/14, H.no: 23796; VI/15, H.no:
23800-23803; Aynca (ikinci rivayet için) bk. 323/63l.hadis. Üçüncü rivayetin
tekrarı için debk.327/635.hadis.
İUtıJl
-Uy' ö\ tJ^ Jİ 0\S~ ü(j *v\j> Ç^i ül u'J : Jli 1 Uyi>'} Oür J^- *-'j tji- ^-i ^
\f& 7
Müslim, Taharet,
84; Tirmizî, Taharet, 75, H.no: 101; Nesâî, Taharet, 86, H.no: 104-106;
İbn Mâce, Taharet, 89, H.no: 561; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/61
722 Metinde bulunan
muhtelif rivayetlerin tercemesi: Râvilerden Abdurrezzak dedi ki: "
(Rasûlullah) su kabı istedi..."
§Ondan ikinci yolla
gelen rivayet: "Rasûlullah'm mestlerine ve sangına mesh ettiğini
gördüm." §Yine ondan üçüncü yolla gelen rivayet: "Rasûlullah
şöyle dedi: 'Mestlere ve sarığa mesh edebilirsiniz.'"
723 Ebû Dâvûd, Libâs, 21; İbn Sa'd, age.,
1/425
724 Nesâî, Zînet,
108
725 Ebû Dâvûd,
Libâs, 15; İbn Sa'd, age., 1/452
726 İbn Sa 'd,
age., 1/475
727 Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI/148; Ebû Dâvûd,
Libâs, 21
728 İbn Esîr,
Bidâye, 11/345
■729
Sened: £î3ü ^Üı s^.ı3i ^ j^s
jî ^n ^ ^; /Jj, ıîjî ^.ı^İı i«U iii-S jıi ' &
APaestre
barıga, baş urtusune ve Mestlere Mesh Hmek
Rasûlullah'm
(SailaUahü aleyhi ve seiiem) abdest alış şeklini şöyle
vasfetti: Yüzünü ve kollarını yıkadı, ayrıca
perçemine, sarığa ve mestlere mesh
etti...
(Rasûlullah'ın abdestinin vasfı
bölümünde geçen hadisin tamamını
zikretti.)730
AÇIKLAMA
Sarığa
mesh etmek cumhura göre yeterli değildir. Başa da mesh edilmesi gerekir.
Zira hadislerde farklılık vardır, genel kabul
görmemiştir/meşhur olmamıştır ve ihtiyatlı olmak
gerekir.
İmam Ahmed'e
göre ise sarığa mesh yeterlidir, ancak abdestli giyilmesi gerekir.
Sangın hükmü, ayağa giyilen mest gibidir; çıkarılınca
hükmü sona erer ve vakti de mesh gibidir; mukîm için 1 gün ve yolcu için 3
gündür. Ayrıca Hanbelîlere göre, sarık dışında takkeye
de mesh edilmez. Kadınların, baş örtülerine mesh etmelerinde
aynı ihtilaf geçerlidir. Ancak Ahmed b. Hanbel'in iki farklı
içtihadı nakledilmiştir: 'Ümmü Seleme (Radıyaifahü anhâ)
validemizin baş Örtüsüne mesh etmesi' rivayeti nedeniyle caizdir,
görüşü ve diğer rivayettte ise bunda sarık gibi meşakkat
olmadığı için caiz değildir, görüşü
nakledilmiştir. Bu konularda dikkatli olmak ve ihtiyatlı olan
fetvalarla/ictihadlarla amel etmek gerekir. Ancak (erkeklerin kalabalık
olduğu yerde abdest almak zorunda kalması gibi)
sıkıntı anında abdestli giyilmek şartıyla üzerine
mesh edilme görüşü alınabilir.731
Sahih: Müsned,
IV/255, H.no: 18151; (Tebük'te olduğunu ifade eden rivayet: IV/248, H.no:
18090; IV/247, H.no: 18078; IV/249, H.no: 18092; IV/251, H.no: 18109-18112;
IV/248, H.no: 18088-18089;) Diğer
Benzer rivayet rivayetler: IV/427-428, H.no: 18082; IV7255, H.no: 18151-18152,
18158; IV/254, H.no: 18146; IV/247, H.no: 18075; IV/245, H.no: 18059; IV/254,
H.no: 18142; IV/250, H.no: 18106; IV/249-250, H.no: 18099; IV/247, H.no: 18077;
IV/244, H.no: 18052; Buharı, Vudû', 35, 48, 49; Salât, 7, 25; Müslim,
Taharet, 75-81; Tirmizî, Taharet, 72-75, H.no: 97-100; îbn Huzeyme, Ü/135,
H.no: 140; Konu bütünlüğü açısından 54/362.hadise bk.
Ayrıca 332-333/640-641 hadislere bk. Bu hadisin tamamı
233/541.hadiste zikredildi.
730 Bk.
233/541 ■
731 îbn Rüşd,
Bidâyetü'l-müctehid, I/9-I0; Mevsılî, ihtiyar, 1/25; İbn Kudâme,
Muğnî, i/307-313
(İO)-ABDEST
ALIRKEN AYAKLARIN YIKANMASI
Abdest alırken
ayakların yıkanması asıldır ve Şia
dışında İslâm âlimlerinin bu konuda ittifakı
vardır. Zira âyetteki ayak kelimesine (Jı) harf-i cerri geldiği için,
elin yıkanmasına benzer ve nasb kıraati (,*£Wj) ile de
yıkamaya atıf bulunmaktadır. Cer kıraati (f—Sk-jîj) ise
civardan dolayıdır ve bunun benzerine Arap Edebiyatında
sıkça rastlanır. Ayrıca ayaklan yıkama ile ilgili
hadislerin çokluğu ve aklî olarak ayağın daha fazla kirlenmesi
ihtimalinden dolayı ayakların yıkanması gerekir,732
* Ayakların
Yıkanma Şekli
279/587-Abdullah b.
Zeyd b. Âsim (Radryatiahu anh):133 Rasûlullah'm (SailaUahü aleyhi ve
seitem) abdest alış
şeklini734 şöyle vasfetti:
.... sonra
topukları ile beraber (aşık kemiklerine) ayaklarını
yıkadı ve şöyle dedi:
'İşte
Rasûlullah'm abdest alış şekli böyleydi.'
§Diğer
rivayette; '.., sonra ayaklarını temizleyinceye kadar
yıkadı' şeklinde geçmektedir.
732 Şîrâzî,
Mühezzeb, 1/18; İbn Rüşd, Bidayetti'l-müctehid, 1/10-11; İbn
Kudâme, Muğnî, 1/120-124
733 Sened: ı&- Jıi aJ^îı £î litj Ji
Jtî
Sahih: Müsned,
IV/39-40, H.no: 16397; Diğer rivayet için bk. IV/42, H.no: 16410; Benzer
rivayet için bk. IV/38, H.no: 16383; IV/39, H.no: 16393, 16395; IV/40, H.no:
16404, 16406, 16408; IV/42, H.no: 16425; Buhân, Vudû', 23; Müslim, Taharet,
18-19; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 118-119; Tirmizî, Taharet, 22, H.no: 28
(hasen-garib); Nesâî, Taharet, 75, H.no: 92 (Hz.AH'den); İbn Mâce,
Taharet, 43, H.no: 405, 403 (İbn Abbas'tan), 404 (Hz.Ali'den), Taharet,
51, H.no: 434; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/299, H.no: 556; Bu hadisin tamamı
231/539.hadİste zikredildi. Ayrıca 260/568, 264/572, 265/573 ve
270/578.hadislere bk. 734Bk.231/539.hadis
280/588-Yezid b.
Ebû Mâlik ve Ebû'l-Ezher Hz. Muaviye'nin (Radıyaiiahü anh) abdestini
anlatıyordu. (Râvi sözlerine devam ederek dedi ki):735
Muâviye
Rasûlullah'm (Saihiiahü aleyhi ve seiiem) abdest alış şeklini
gösterdi:
Abdest alırken
azalarını üçer kere yıkadı, ayağını ise
(temizleninceye
kadar)
sayısız şekilde yıkadı.'
281/589- Devs'in
azatlısı Salim Sebelân'dan:736
735 Sened:
Sahih: Müsned,
İV/94, H.no: 16798; Ebû Dâvûd, Taharet, 51, H.no: 125 (Ebû Dâvûd ve
Münzirî sükût etti); Velid b. Müslim sika müdellİs biridir. Fakat burada
tahdis siğası ile nakilde bulunmuştur. Bennâ, hadisin Ebû Dâvûd
ve Tahâvî tarafından da nakledildiğini ve senedinin ceyyid
olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/41.
736 Sened: ^ J.
or> > <Jf J $ ıî*>! '^ 'J^~ &*-
Sahih: Müsned,
VI/112, H.no: 24694; İkinci rivayet: VI/40, H.no: 24005; Benzer rivayet
için bk. VI/99, H.no: 24559; VI/S4, H.no: 24424; VI/81, H.no: 24397;
VI/191-192, H.no: 25465; VI/258, H.no: 26092; Mâlik, Taharet, 5; Müslim,
Taharet, 25; İbn Mâce, Taharet, 55, H.no: 451-452
Abdest Alırken
Ayakların Yıkanması__________________________333
■A
Hz. Aişe
(Radıyaiiahü anhâ) annemizin bulunduğu bir grupla Mekke'ye doğru
yola çıktık. Hz. Âişe, kendisine namaz kıldıracak Ebû
Yahya et-Teymî ile yolculuğa çıkardı. Biz Abdurrahman b. Ebû
Bekir es-Sıddîk'a ulaştık, Abdurrahman abdest alırken hata
yapıyordu. Hz. Âişe ona dedi ki:
'Ey Abdurrahman,
abdesti güzel al, ben Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiemfm şöyle
dediğini işittim:
"Vay o
topukların (aşık kemiklerinin) kıyamet gününde ateşten
çekeceği (ızdıraba)!.."'
§Ebû Seleme'den
gelen diğer rivayette de yukardaki hadisinin benzeri nakledildi.
:A\i
282/590-Câbir b.
Abdullah'tan (üadıyaiiahümh):1
Sened: 00^ d'J*
^r-*^1 |3Si. Syiü J< \^~
Sahih: Müsned,
in/316, H.no: 14329; İkinci rivayet: III/393, H.no: 15164; ffl/369, H.no:
14906; Benzer rivayet İçin bk.
ji3ı ^ y£&
£} jûî iLi; p ^ijiji ji. it jij j^j ^ ji-j
Müsned, m/390,
H.no: 15133; ftn Mâce, Taharet, 55, H.no: 454; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr,
1/38; Bennâ râvilerinin sika olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî,
11/42. Ahmed b. Hanbel'İn Müsned'indeki şu rivayeti de burada
zikredilebilir:
JLJ 'fS—^'j 4* -JJ'
(J^= -JJk J^j ^> lî">ü- Jü "ili J^ jj'
Jlî rJÎ ^
<Lâ> Jü i^lS] ^ *!l^L jirj (lii jü j^Js ^. f.\ij| i o] İCj jÎp +Ü1 ^^C. «JJl J_^,j Jlü
Jli İlCılI cj'Jj^
^i3ı ^ ;ı; jij <İ iı J^
âlı J_^3 L,>î jü ^SX,j Ji-
iı ^jfj ia ;^j ^_ii jî öıs'j jû ij^;
cji*i( t?iiı3 <^ ■v 'Ji 'J^
334 ____________________ Abdest Alırken
Ayakların Yıkanması
Rasûlullah
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) bir
topluluğu abdest alırken gördü; ayak topuklarına suyu tam
götürmüyorlar ve topukları kuru kalıyordu, şöyle
buyurdu:
"Vay o
topukların ateşten çekeceği (ızdıraba)!.."
§Câbir'den
(Radıyaiiahüanh) ikinci tarikle gelen rivayette de benzeri zikredildi.
283/591-Abdullah b.
Amr b. Âs'tan (Radıyallahü anhümay?
Müsned, m/358,
H.no: 14796;
Parmaklarından
su çıkarıp herkese abdest aldırması mucizesi
Enes'teıı (Radıyallahü anh) de nakledildi:
1 /> Ûu\
--?-— -.A* rtU" ^ 11 l_^j
Bk. Mhot^,
İÜ/216, H.no: 13199
Sened: ^^^ ^ı
j* oCJ ^J ju* ]^p j,*-*^* î* oÇi-- ^t j-^-^iı -Ce-j oCi- ıSji- «^j
Uîji-Sahih: Müsned, 11/193, H.no: 6809; ü/164, H.no: 6528; 11/205, H.no: 6911;
ü/201, H.no: 6883; 11/226, H.no: 7103; 11/211, H.no: 6976; Buhâri, İlim, 3,
30; Vudû', 27; Müslim, Taharet, 26-27; Nesâî, Taharet, 89, H.no: 111; EbÛ
Dâvûd, Taharet, 46, H.no: 97; İbn Mâce, Taharet, 55, H.no; 450; DârimU
Vudû', 35, H.no: 712
Abdest Alırken
Ayakların Yıkanması
335
Rasûlullah
(SaiiaiiaM aleyhi ve seiiem) bazı kişileri abdest alırken gördü;
onların topukları kuru kalıyordu (bir rivayette; abdesti tam
almıyorlardı). Bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Vay o
topukların ateşten çekeceği (ızdıraba), abdesti güzel
alın!.."
§Abdullah'tan
<Radıyallahü anh) ikinci tarikle gelen rivayet: Birlikte
bulunduğumuz bir yolculukta Rasûlullah (SaiMiaha aleyhi ve senem) geri
kalmıştı ve bize yetişti, biz abdest alırken ikindi
namazı vakti girdi, a-yaklanmıza mesh etmeye başladık.
Rasûlullah yüksek sesle iki ya da üç kere şöyle nida etti:
"Vay o
topukların ateşten çekeceği (ızdıraba)!.."
§Abdullah'tan
(Radıyallahü anh) üçüncü tarikle gelen rivayet: Rasûlullah (Satlaüaha
aleyhi ve seiiem) bazı kişileri abdest alırken gördü; abdesti
tam almıyorlardı, onlara şöyle dedi:
"Abdesti güzel
alın, vay o topukların ateşten çekeceği
(ızdıraba)!.."
,.739
284/592-Ebû Hüreyre
(Radıyaiiaha anh):'
Bazı
kişiler (bir rivayette; su kabından) abdest alırken
yanlarına geldi; onlar abdesti tam almıyordu, şöyle dedi:
"Abdesti güzel
alın, ben Ebû'l Kasım (Rasûlullah)ın (Saiuaiahu aleyhi ve
sellem) şöyle dediğini duydum. (Bir rivayette; 'Abdesti güzel
alın ki Allah size merhamet etsin, Rasûlullah'ın şu sözünü
duymadınız mı?')
"Vay o
topukların (kıyamet gününde ateşten) çekeceği
(ızdıraba) L"740
§Aynı hadis
Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh) değişik tariklerle naklolundu.
739 Sened:
Sahih: Müsned,
ü/228, H.no: 7122; Benzer rivayet için bk. Ü/498, H.no: 10407; 11/482, H.no:
10199; 11/471, H.no: 10048; n/467, H.no: 9981; 11/430, H.no: 9518; n/407, H.no:
9254; 11/406, H.no: 9237 (şu lafızla rivayet edildi: ÇjS$ ı/-^f
Jıa j&> ^ ıkj ^ ;^> gf ûî); H/409, H.no: 9275; ü/389, H.no;
9023; 11/284, H.no: 7803: (&£&£«>;iı ijiif); ü/282, H.no: 7778;
M«2Hfc Taharet, 20; Müslim, Taharet, 28-30; Tirmizî, Taharet, 31, H.no: 41
(Tirmizî hadisin "hasen-sahih" olduğunu ve Abdullah b. Amr,
Âişe, Câbir, Abdullah b.el-Hâris b. Cez' ez-Zübeydî, Muaykîb, Hâlİd
b. el-Velîd, Şurahbîl b. Hasene, Amr b. el-Âs ve Yezîd b. Ebî Süfyân'dan
da rivayet edildiğini söyler); Nesâî, Taharet, 89, H.no: 110; İbn
Mâce, Taharet, 55, H.no; 453; Dârimi, Vudû', 35, H.no: 713; İbn Huzeyme,
1/84, H.no: 162
Bu konuda
Hz.Ali'den nakledilen rivayet "Dilin âfetleri" konusunda 124/8983.
hadiste zikredilecektir ki bu hadis de Abdullah'ın ziyadelerinden
biridir.
Bk. Müsned, 1/78,
H.no: 583 (zayıf); Heysemî, Kasım b. Abdurrahman'ın zayıf
olduğunu söyler. Bk. Mecma', 1/236; V/l 16; Âmir Hasen, Zevâiclü
Abdilîah, H.no: 11. 40 Metinde geçen son söz ile ilgili muhtelif rivayetlerin
tercemesi;
§Haccac; "Vay
o topuğun ateşten çekeceği (ızdıraba)"
şeklinde müfret (tekil) olarak rivayet etti.
§Vekî; rivayetteki
topuklar kelimesini ifade eden lafzın (v1—^) yerine (^—jijJi)
şeklinde olduğunu rivayet etti, İki kelime de aynı
manadadır.
337
Abdest Alırken
Ayakların Yıkanması______________________— - —
.741
285/593-Abdullah b.
Haris b. Cez'i ez-Zübeydî'den (Radtyattahüanh): Rasûlullah'ın (SaUaiiaha
aleyhi ve sellem) şöyle dediğini duydum: "Vay o topukların
ve ayakların altının742 (kıyamet gününde) ateşten
çekeceği (ızdıraba)!.."
286/594-(z.) Abîde
b. Amr el-Kilâbi'den (Radtyaliahümh):
741 Sened:
*£■ & ^j^ 'J â\ jŞ cZ** jvi ^XJ. j, ^
Sahih: Müsned,
IV/191, H.no: 17641; Benzer rivayet için bk. IV/191, H.no: 17637; Hadisin
senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî İle ilgili geniş
bilgi İçin bk.22/64.hadis. Mevkuf rivayette ise İbn Lehîa
bulunmamaktadır: IV/190-191, H.no: 17636 (â_.üüı^') ziyâdesi ile
rivayet edilen bu nakil hakkında Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah
şöyle der: "(Babamın hocası) Hânın bu rivayeti Allah
Rasûlii'ne ulaştırmadı (Buna göre hadis merfû değil,
mevkuftur).. Ben de bu hadisi (hocam) Harun'dan işittim"; İbn
Huzeyme, 1/84, H.no: 163; Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, IV/431, H.no: 2484;
Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/38; Dârekutnî, 1/95; Hâkim, 1/267, H.no: 580
(Hâkim sahih olduğunu söylemiş, Zehebî onaylamıştır);
Makdisî, Muhtara, K/214, H.no: 203; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V70;
Heysemî hadisi
Taberânî'ye merfû', Ahmed b. Hanbel'e ise hem mevkuf hem de merfû' olarak
nisbet eder ve ricalinin İse sika olduğunu belirtir. Hk.Mecma',
1/240. Fakat Ahmed b. Hanbel'in senedlerinden biri merfûdur. Ahmed Muhammed
Şâkir Tirmizî'nin Sü-nen'ine yaptığı tahkikte İbn
Abdi'1-Hakem'in "Fütûhu Mısr" isimli eserinde (s.299) rivayet
ettiğini belirterek nakledilenlerin hepsinin senedinin sahih olduğunu
ifâde eder. Bk.Tİrmizî,
Taharet, 31, H.no:
41.
'42 (Bir rivayette;
Kıyamet gününde) ateşten çekeceği ızdıraba,)
şeklinde geçmektedir.
743 Sened: *J^
*&■ & V^ &&- \p& j** J\ '^Q. 'J J^^-! ^*-&- J^ ^
-v ^-ü) Hasen: Müsned, IV/79, H.no: 16667; Benzer rivayet için bk. in/481,
H.no: 15892; IV/79, H.no: 16668-16669; Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd,
III/177, H.no: 1507; Heysemî, hadisin Ahmed, Bezzâr ve Taberânî tarafından
rivayet edildiğini Ahmed b. Hanbel'in senedindeki râvilerin sika
olduklarını belirtir. Bk, Mecma', 1/236; Heysemî'nin "Ahmed b.
Hanbel'in senedindeki râvİler" sözünden kastı, oğlu
Abdullah'ın yaptığı ilâvenin râvileri demektir.
Saîd b.
Huseym'ı Yahya b. Main sika sayar. &k.Kâşif, Trc. no: 1877;
İbn Hacer ise "saduktur, Şiilikle suçlanmıştır
hataları vardır" der. hk.Takrîb, Trc. no: 2295; Tirmizî bir,
Ahmed b. Hanbel yedi rivayetini nakleder. Tirmizî bir hadisi için "hasen-sahih"
hükmü vermiştir. Bk.Sünen, Deavât, H.no: 3443.
Amir Hasan Sabrİ
zevâidden olan bu hadisi Zevâidü
Abdilîah İsimli eserinde
zikretmez.
Ek: Muaykıb b.
Ebû Fatma ed-Devsî el-Mekkî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.
Hasen: Müsned,
V/425, H.no: 23502; İÜ/426, H.no: 15449 (Eyyûb b. Utbe (v.160/777) sebebiyle
zayıftır. Fakat hadis şâhidleri ile hasene yükselir);
Heysemî, Taberânî
tarafından da nakledilen hadisin senedinde ekseriyetin zayıf kabul
ettiği Eyyûb b. Utbe'nin bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/240.
Heysemî bu râvininîbnü'l-Medînî, Buhârî, Müslim ve bir topluluk tarafından
zayıf sayıldığını, Ahmed b. Hanbel, Amr
338__________________________________________Abdest
Alırken Ayakların Yıkanması
'Rasûlullah'ı
(Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest alırken gördüm, (her uzvun)
temizliğini tam yapıyordu.'
Râvi (Ümmü Ebî
Rabîa) kendisi de abdest aldığında (her uzvun) temizliğini
tam yapar, hattâ başındaki örtüyü kaldırıp
başını mesh ederdi.
* Ayak
Parmaklarının Arasını Ovalamak
287/595-Rasûlullah'm
sahabisi Müstevridb. Şeddâd''dan (Radıyatiahüanhy.4 Rasûlullah'ı
(Sattaiiaha aleyhi ve seiiem) abdest alırken gördüm, ayak parmaklarının
arasını serçe parmağıyla ovalıyordu.
b. Ali ve Yahya b.
Maîn'in'in bir rivayete göre sika, diğer rivayetlere göre zayıf
saydıklarını, Nesâî'nin zayıftır dediğini
belirtir. Bk. Mecma', 1/305, II/9, 46, 92, 264; IV/100. Tirmizî, Eyyûb b. Utbe
hakkında badis âlimlerinin bir kısmının tenkidde
bulunduğunu söyler, Bk. Tirmizî, Taharet, 62, H.no: 85; Eyyûb b. Utbe'nin
İbn Mâce'nin Sünen'inde bir, Ahmed b. Hanbel'İn Müsned'inde ise on
yedi rivayeti bulunmaktadır. Zehebî bu zât hakkında şunları
söyler: "Buhârî "leyyin" olduğunu belirtti. Ebû Hatim de:
''Yahya b. Ebî Kesîr'den yazdıkları sahihtir. Fakat
hafızasından hadis naklettiğinde hata yapar" dedi."
Bk.Kâşif, Trc. no: 521; İbn Hacer "zayıftır" der.
Bk.Takrîb, Trc. no: 619
Sened: ^Ji ^)\ ^ J\
'j- }£* J \y_ "<£ İ^J ^ı ti'jJ jıî Sjıi 'J, j,y
£İi-
Sahİh: Müsned,
IV/229, H.no: 17933; Benzer rivayet için bk. IV/229, H.no: 17939; Ebû Dâvûd,
Taharet, 59, H.no: 148; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 40 (Tirmizî hadisin
"hasen-garib" olduğunu ve sadece İbn Lehîa tariki ile
rivayet edildiğini belirtmiş, Ahmed Muhammed Şâkir ise Sünen'in
tahkik ve tahricinde bunun böyle olmadığını, İbn Hacer'den
(Bk.Telhîs, s.34) naklen Leys b. Sa'd ve Amr b. el-Hâris'in
mürâbî-olduğunu söylemiştir. Ayrıca Beyhakî, Ebû Bişr
ed-Dûlâbî'nin de rivayet ettiğini ve Dârekutnf nin Garâibii
Mâlİk'inde de naklolunduğunu zikrederek, İbnü'l-Kattân'm sahih
saydığını, buna İlâveten İbn Abdİlhakem'in
(Bk.Fütûhu Mısr, s.261) İbn Lehîa kanalıyla naklettiğini
ifade etmiştir); (Şevkânî ve Bennâ da aynı bilgileri verir. Bk.
Neylü'l-evtâr, 1/169; Bülûğu'l-emânî, 11/44.) İbn Mâce, Taharet, 54,
H.no: 446; Hadisin senedindeki İbn Lehîa ile ilgili geniş bilgi için
bk.22/64.hadîs.
Lakît b. Sabira'dan
(Radıyaliahii anh) şahidi İçin bk. (247/555.hadis) Müsned,
IV/33, H.no: 16335, 16336; Ebû Dâvûd, Taharet, 56, H.no: 142; Savm, 28, H.no:
3366; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 38 (Tirmizî hadisin "hasen-sahih"
olduğunu, ayrıca İbn Abbas, Müstevrid b. Şeddâd el-Fihrî ve
Ebû Eyyûb el-Ensârî'den (Radıyaliahii anhüm) de nakledildiğini
söyler); Nesâî, Taharet, 71, 92, H,no: 87, 114; İbn Mâce, Taharet, 44, 54,
H.no: 407, 448; Dârimi, Vudû', 34, H.no: 711; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/51,
76.
İbn Abbas'tan
(Radtyatlahii anhümâ) şahidi için bir sonraki hadise bk. (288/596. hadis)
288/596-İbn
Abbas'tan (Radıyallahü anhümây.li5
Bir kişi Hz.
Peygamber'e (Saitaitahü aleyhi ve sellem) namazla ilgili bir şey sordu.
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"El ve
ayaklarının parmak aralarını ov yani abdesti güzelce
al!"
Ona söylediği
sözlerden biri de şuydu:
"Rukûya
eğildiğinde ellerini dizlerine koy ve hareketsiz kal ki
sırtın tam düz olsun secde yaptığında da yerin
sertliğini hissedinceye kadar alnını yere (iyice)
yerleştir!.."
* Ayakta Kuru Yer
Bırakmamak, Uzuvları Peş Peşe Yıkamak (Muvâlât) ve
Abdesti Tam Almaya Teşvik
289/597-EneS b.
Mâlİk'ten (Radıyaltahüanh):746
Sened: <
Hasen: Müsned,
1/287, H.no; 2604; Tirmizî, Taharet, 30, H.no: 39 (hasen-garib); İbn Mâce,
Taharet, 54, H.no: 447; Ahmed Muhammed Şâkir, Tev'eme'nin
azadlığı Salih'i zayıf sayanların
varlığını, bunun sebebi olarak da ömrünün son döneminde
ihtilâf ettiğinin/bunadığının gösterildiğini
belirtmiş, fakat Mûsâ b. Ukbe'nin hocası Salih'ten ihtilâtından
önce hadis aldığını ve bu sebeple tbn Hacer'in de
(Bk.Telhîs, s.34) naklettiği gibi Buhârî'nin hadisi hasen
saydığını söylemiştir. Mûsâ b.TJkbe Salih'ten
ihtilâtından önce hadis almıştır. Ek.Sünen, Taharet, 30,
H.no: 39; Şevkânî de aynı bilgileri verir. Bk. Neylü'l-evtâr, 1/169;
Bennâ, age., n/44.
Sahih: Müsned,
UI/146, H.no: 12426; Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no: 173; İbn Mâce, Taharet,
139, H.no: 665; İbn Huzeyme, 1/84, H.no: 164;
Hz.Ömer'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bir sonraki hadise (290/598) bk.
Müsned, 1/21, H.no: 134; Müslim, Taharet, 31; Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no:
173; İbn Mâce, Taharet, 139, H.no: 666
340
Abdest Alırken Ayakların Yıkanması
Rasûlullah'a
(Saîialidhn aleyhi ve sellem) bir kişi geldi, abdest almış,
ancak ayağında tırnak büyüklüğündeki yer kuru
kalmıştı. Rasülullah ona (kuru yeri kastederek) şöyle dedi:
"Dön ve
abdestini güzelce al!.."
290/598-Câbir b.
Abdullah'tan (Rad,yaiiaha anh):141
Hz. Ömer
(Radıyallahü anh) şu hâdiseyi haber verdi:
Kendisi748 abdest
alan ancak ayağının arka tarafında tırnak büyüklüğünde
kuru yer kalan birini gördü, Rasülullah da (Saîlaiiaha aleyhi ve sellem)
aynı kişiyi görünce şöyle buyurdu:
"Dön ve
abdestini tamamla!.."
O kişi geri
döndü ve abdestini tamamladı, sonra namazını kıldı.
AÇIKLAMA
Abdestte tertip ve
peşpeşe yıkamak (muvâlât) İmam Azam Ebû Hanîfe'ye göre farz
değil, sünnettir. Zira âyetteki atıflar vav (j) ile
yapılmıştır ve vav harfi tertip ifade etmez. Tertip ve
peş peşe yıkamayı Rasûlullah'ın fiillerinde
görmekteyiz, o halde bunlar sünnettir.
İmam
Şafiî'ye göre tertip farz, ancak peş peşe yıkama konusunda
iki görüşü nakledilmiştir; mezheb-i kadîmine (önceki içtihadına)
göre farz ve mezheb-i cedîdi-ne (sonraki içtihadına) göre sünnettir.
Sahih: Müsned,
1/21, H.no: 134; Diğer rivayet: 1/23, H.no: 153 (Jü nU) ziyadesiyle;
Hadisin
senedinde İbn
Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için
bk.22/64.hadis. Müslim, Taharet, 31 Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no: 173; (Müslim
ve Ebû Davud'un bu rivayetinde Ebu'z-Zübeyr'den nakleden Ma'kıl b.
Ubeydullah el-Cezerî'dir ki bu zât İbn Lehîa'nın mütâbii olmuş
olur); İbn Mâce, Taharet, 139, H.no: 666; Dârekutnî, 1/109; Beyhakî,
es-Sünenü 'l-kübrâ, 1/84; , ■ .
Enes'ten
(Radıyallahü anh) şahidi İçin bir önceki 289/597. hadise bk. 748
(Bir rivayette; Öğle namazı kılmak için )
Abdest Alırken
Ayakların Yıkanması
______________________________________341
İmam Ahmed'den
gelen meşhur rivayete göre ise İkisi de farzdır, diğer rivayette
peş peşe yıkamak farz değildir, çok ara verilmedikçe
caizdir. Tertip farzdır diyenler âyetteki tertibin leffi neşr-i
mürettep (düzenli tertip)749 olduğu görüşündedirler. 15°
291/599-Hâlid b.
Mâ'dân Rasûlullah'ın ashabından olan birisinden (Radıyallahü
anh) nakleder:
Rasülullah
(Saüattdha aleyhi ve sellem) birini namaz kılarken gördü;
ayağının üst kısmına su ulaşmadığı
için bir dirhem büyüklüğünde yer kuru kalmıştı. Rasülullah
ona, abdesti iade etmesini emretti.
Edebiyatta iki
türlü tertip vardır; Düzenli ve düzensiz:
a-Leff ü
neşr-i mürettep: İlk söylenenle İkinci grupta söylenenlerin
sıralı olmasıdır. b-Leff ü neşr-i müşevveş:
Bu sıraya uymayan tertiptir. (Doğan, Mehmet, Büyük Türkçe Sözlük,
637)
750 İmam
Şafiî, Ümm, 1/25-26; Sehnûn, Müdevvene, 1/14-15; Kâsânî, BedâV, 1/21-22;
İbn Rüşd, Bidâyetü'l-müctehid, 1/12; İbn Kudâme, Muğnî,
1/125, 128
Sened: -j^- 'J-.
jp*î £3^- *^' ıs*S- y»wı ^ı 'J^ l~*v^) Cii-
Sahih: Müsned,
İn/424, H.no: 15434; Ebû Dâvûd, Taharet, 66, H.no: 175; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/83; es-Sünenü's-suğrâ, s.97, H.no: 120; Müdellis
Bakıyye b. el-Velîd tahdîs sığası ile nakletmiştir.
Müslim bu zâtın an'anesini de kabul eder. Bennâ, ibn Hacer'in Tel-hîs'inden
Esrem ile Ahmed b. Hanbel arasında geçen bir konuşmayı nakleder:
"Esrem: Bu
hadisin isnadı ceyyİd midir?
Ahmed b. Hanbel:
Evet, ceyyiddir.
-Peki tabiînden
biri İşitmediği halde: " jX.^j «£■ & J^ ^—3'
<v&Zd '& jij ^'^-" "Allah Rasûlü'nün ashabından biri
bana hadis nakletti" derse bu hadis sahih olur mu?
-Evet, sahih olur,
dedi. Bk.Bülûğu 'l-emânî, ü/46.
Cünüp bir kimse
guslettiğinde su ulaşmayan yer kalması ile ilgili rivayetler:
a-Hz.Ali'den
(Radıyallahü anh): Bk. İbn Mâce, Taharet, 138, H.no: 664 (İsnadı
zayıfnr);
b-İbn
Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ): Bk. İbn Mâce, Taharet, 138, H.no: 663
(İsnadı zayıftır).
292/600-
Zü'1-Kelâ'dan olan Şebîb Ebû Ravh (RadıyaHahaanh):752 anlatıyor:
Kendisi Hz. Peygamber'le (SaiMiahu aleyhi ve settem) sabah namazını
kıldı, Rasûlullah namazda Rûm sûresini okudu ve bir âyette
yanıldı. Namazı bitirince dedi ki:
"Biz Kurâ'n
okurken biri karıştırmamıza sebep oluyor, (zira) sizden
bazı kişiler güzel abdest almadıkları halde bizimle namaz
kılıyorlar. Bizimle namazda hazır bulunanlar abdesti güzel
alsınlar!.."
§(Şebîb Ebû
Ravh el-Kelâî'den (Radtyaiiahu anh) ikinci tarikle gelen rivayet;) Rasûlullah
(SalMiahu aleyhi ve seiiem) bize namaz kıldırdı ve Rûm sûresini
okudu, bir âyeti karıştırınca,753 şöyle dedi:
■ "Abdestsiz olarak namaza gelen
bazı kişiler sebebiyle şeytan okuyuşumuzda bizi
yanıltıyor. Namaza geleceğinizde abdestinizi güzel
alın!.."
Sened:
Sahih: Müsned,
Ilİ/471-472,H.no: 15818; İkinci rivayet: m/471, H.no: 15816 (Heysemî,
bu ikinci rivayetin senedindeki râvilerin sahih hadis ricali
olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/241); III/471, H.no: 15817
(Şebib Ebû Ravh buradaki senede göre ashâbdan birinden naklediyor);
Benzer rivayet için bk.V/363, H.no: 22967: (»f>]ı j u* ^u) İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/14, H.no: 34; Münzirî de Ahmed b. Hanbel'in râvilerinin
kendileri ile delil getirilen kişiler olduğunu, Nesâî'nin de bu
konuda bir naklinin bulunduğunu belirtir. Bk.Terğîb, 1/104-105. Ebû
Ravh Şebîb (Zilkelâ1) el-Kelâî için bk.İbnü'1-Esîr, Üsdü'l-ğâbe,
ü/609, Trc. no: 2381. 753 (Bir rivayette; sabah namazını
kıldırdı, oradaRûm sûresini okudu ve yamhnca...)
(11)- AZALARI
İKİ YA DA ÜÇ KERE YIKAMAK GEREKİR, FAZLASI MEKRUHTUR
293/601-Atâ1 b.
Yesâr'dan:754
İbn Abbas
(Radıyallahü anhümâ) abdest aldı, ve her uzvunu birer kere yıkadı,
sonra Rasûlullah'in (Saüaiiahu aleyhi ve seitem) böyle
yaptığını zikretti.
294/602-İbn
Abbas'tan (RadtyaUahuanhümâ):'
754 Sened: pU &
j£j "^ '^C ıSii. j\'fj Sahih: Müsned, 1/336, H.no: 3113; Abdürrezzâk,
1/41, H.no: 126; Bennâ hadisin râvilerinin Buhâri ve Müslim'in ricalinden
olduklarını ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/47. Ayrıca
294/602.hadisin tahricinebk.
Hz.Ömer'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk.295/603.hadis. ' ■ Sened: jCJ
J> tüai '£ x.l Ji ^ '£■ $QL \2jS~ '^ş"}
c%-
Sahih: Müsned,
1/233, H.no: 2072; Benzer rivayet için bk. 1/332, H.no: 3073; 1/219, H.no:
1889; İbn Abbas'tan abdest alış şekli ile ilgili rivayet:
1/268, H.no: 2416 (& i,—-j ^—h U-^*- ■ ■ »> **0î
Abdürrezzâk, 1/42, H.no: 127, 131; Buhârî, Vudû', 22 (Buhârî, muallak olarak da
rivayet etmiştir. Bk. Vudû', 1); Ebû Dâvûd, Taharet, 54, H.no: 138;
Tinnizî, Taharet, 32, H.no: 42 (Tirmizî, Hz. Ömer, Câbir, Büreyde, Ebû RâfT ve
Îbnü'l-Fâkih'ten de rivayetin bulunduğunu, İbn Abbas'ın naklinin
bu husutaki en sahih rivayet olduğunu belirtir); Nesâî, Taharet, 64, H.no:
80; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/81, H.no: 85; İbn Mâce, Taharet, 45, H.no:
411; Dârimi, Vudû', 29, 39, H.no: 702-703, 717; İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/18, H.no: 74-75; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/29; İbnü'l-Cârûd,
H.no: 69; îbn Huzeyme, 1/77, 88, H.no: 148, 171; îbn Hıbbân, m/357, 374,
H.no: 1076, 1095; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, K/163, H.no: 9429; Ebû Ya'lâ,
X/156, H.no: 5777; Ebû Nuaym, Müsnedü EbîHanîfe, s.123; Hâkim, 1/247, 251,
H.no: 521 (Hâkim, Müslim'in şartına/râvisine uygun olarak sahih
olduğunu söyler. Zehebî de aynı görüştedir), 534 (şâhid
olarak nakleder); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/50, 67, 73, 80, 162, 286;
a-İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr,
1/29; Ebû Ya'lâ, K/448, H.no: 5598; Hâkim, 1/251, H.no: 533 (Hâkim, Müslim'in
şartma/râvisine uygun olarak sahih olduğunu söyler. Zehebî de
aynı görüştedir); Beyhakî, es-Sünenü 'l-kübrâ, 1/80;
b-Abdullah b.
Amr'dan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Bezzâr, VI/368, H.no:
2385; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VII/228, H.no: 7346; Heysemî, senedinde
Mendel b. Ali'nin
344
__________^______________Azaları İki Yada Üç Kere Yıkamak
Rasûlullah
(Saiiaiiahü aleyhi ve settem) abdestte uzuvlarım birer kere
yıkadı.
295/603-Ömer b.
Hattab'dan (RadıyaiiaManhy. Rasûlullah'ı (SaUaüaM aleyhi ve seiiem)
abdestte uzuvlarım birer kere yıkarken gördüm.
296/604-Muttalib b.
Abdullah'tan:757
bulunduğunu,
bu râviyi Ahmed b. Hanbel, İbnü'l-Medînî ve bir rivayette Yahya b.
Maîn'İn zayıf saydığım, bir rivayette ise sika
saydığını belirtir. Bk.Mecma', 1/232;
c-Büreyde'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Rûyânî, Müsned, 1/65, H.no: 9;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/271;
d-Câbir'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 45, H.no:
410; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/17, H.no: 66;
e-Enes'teıı
(Radıyallahii anh) şahidi için bk. Nesâî, es-Sünenii'l-lcübrâ, 1/81,
H.no: 84;
f-Kaysî'den
(Radıyallahii anh) şahidi için 297/6O5.hadİse bk. Müsned, V/368,
H.no: 23012; Nesâî, Taharet, 91, H.no: 113; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/89, H.no: 115;
g-Übey b. Ka'b'dan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 47, H.no:
420 (Bûsırî, senedindeki Zeyd b. el-Havârî el-Ammî sebebiyle zayıf
olduğunu belirtir. Bk. Misbâhu'z-zücâce, 1/62);
h-Ebû Râfı'den
(Radıyallahii anh) şahidi için bk. Rûyânî, Müsned, 1/478, H.no: 727;
Bezzâr, IX/316, H.no: 3864; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evmt, 1/278, H.no: 907;
ı-Hz.Ömer'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. (Bir sonraki 295/603.hadis)
Hasen: Müsned,
1/23, H.no: 149; Benzer rivayet için bk. 1/23, H.no: 151 ( (Bu rivayet
Rişdîıı b. Sa'd sebebiyle zayıftır. Fakat diğer
rivayetle hasen li gayrihi mertebesine yükselir); Tirmizî, Taharet, 32, H.no:
42; İbn Mâce, Taharet, 45, H.no: 412 (Tebük Savaşında
olduğu belirtilmektedir.). (Bûsırî, senedindeki Rişdîn b. Sa'd
sebebiyle zayıf olduğunu belirtir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/60);
Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/29; Hadisin senedinde İbn Lehîa
bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi İçin
bk.22/64.hadis. tbn Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için önceki
2293-294/601-602.hadislere bk. 757 Sened: JJı &■ J '^üHM
"£■ ^Oj'15'1 £■**■ ç. jj ^
Hasen: Müsned,
11/28, H.no: 4818; Benzer rivayet için bk. 1/372, H.no: 3526 (Sened ve metni
ile aynı olan bu rivayet İbn Abbas'ın müsnedİnde yer
almıştır); II/8, H.no: 4534; 11/132, H.no:
6158; n/38-39,
H.no: 4966 (...t-ŞBü*.....î^i^U*); 1/219, H.no: 1889; Nesâî, Taharet, 65,
H.no: 81;
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/81, H.no: 88; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 414;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XII/386, H.no: 13430; İbn Hıbbân,
İÜ/372, H.no: 1092; Ebû Ya'lâ, X/156, H.no: 5777;
Azaları
İki Yada Üç Kere Yıkamak_______________345
Abdullah b. Ömer
(Radtyaiiahu anhümâ) abdestte uzuvlarını üçer kere yıkadı
ve bunu Rasûlullah'a (Saliaüaha aleyhi ve settem) isnad etti.
Abdullah b. Abbas
da (Radıyallahü anhümâ) abdestte uzuvlarını birer kere
yıkadı ve bunu Rasûlullah'a (Saiiaiiahü aleyhi ve settem) isnad etti.
297/605-Umâre b.
Osman b. Huneyf ten:758
el-Kaysî
(Radtyaiiahüanhüm) şöyle anlattı:
Kendisi bir
yolculuk sırasında Rasûlullah'la (Saiîaiiahu aleyhi ve seiiem) beraberdi.
Rasûlullah bevl etti, sonra kendisine su getirdi, kaptan eline su döktü ve bir
kere yıkadı, yüzünü, kollarını ve ayaklarını
birer kere iki eliyle yıkadı.
Konuşmasını
şöyle tamamladı: Baş parmağı sarmaladı.
298/606-Abdullah b.
Zeyd el-Ensârî'den (Radıyallahü anh):
Heysemî,
Abdulmuttalib b. Abdullah b. Hantab el-Mahzûmî hakkında
"sikadır, zafiyeti de vardır" der. Bk.Mecma', VIII/165,
207;
Bennâ Ebû Zür'a ve
Dârekutnî'nin sika saydıklarım, İbn Sa'd'm: "Çok hadis
rivayet eden biridir. Hadisi ile delil getirilmez. Çünkü (sahâbî
olmadığı halde) Hz.Peygamber'den bizzat hadis
nakletmiş/irsâl yapmıştır" dediğini nakleder.
Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/48. sened: ^^~ ^ oıiit ^ ijCe- ^j—. ju
^jj-Uı ^i** yji 'jc- çi i2ü- ^iü '^1ÜJ-J ıi'ji-
Sahih: Müsned,
V/368, H.no: 23012; Nesâî, Taharet, 91, H.no: 113; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/89,
H.no: 115;
Bennâ hadisin
senedinin ceyyid olduğunu belirtir. Senedinde yer alan Ebû Ca'fer
ei-Medînî'nin Ebû Ca'fer el-Kârî' diye de tanındığını,
asıl isminin Yezid b. el-Ka'kâ' olduğunu, İbn Sa'd'ın bu
zat hakkında: "Sikadır, az hadis rivayet etmiştir.
Kırâatta Medineliierin imamıdır"; Zehebî'nİn ise:
"İbn Maîn ve Nesâî "sika", Ebû Hatim
"sâlihu'l-hadis" saydı" dediklerini nakleder. Bk.Bülûğu'1-emânı,
n/48.
Senedinde yer alan
Umara b. Osman b. Huneyf e!-Ensârî İse İbn Hacer'e göre makbul
sayılmıştır. Bk.Takrîb, Trc.no: 4854.
346__________________________________________Âzâlan
iki Yada Üç Kere Yıkamak
Hz. Peygamber
(Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) abdestte uzuvlarım ikişer kere
yıkadı.
299/607-Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahü anh):160
Rasûlullah'ı
(Saiiallahu aleyhi ve sellem) Abdestte uzuvlannı ikişer kere yıkarken
gördüm.
300/608- Osman b.
Affân'dah (RadtyaOahüahh)'?
Sahih: Müsned,
TV/41, H.no: 16416; Buhârİ, Vudû', 23, 38, 41-42, 45-46; Müslim, Taharet,
18; Dârimi, Vudû', 28, H.no: 700-701; İbn Huzeyme, 1/87, H.no: 170; Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahii anlı) şahidi için bir sonraki
299/607.hadise bk. 760 Scned: £
Sahih: Müsned
n/364, H.no: 8747; ££« Öâvûrf, Taharet, 53, H.no: 136; Tirmizl Taharet, 33,
H.no: 43 (Tirmizî, hadisin "hasen-garib" olduğunu ve Câbir'den
de nakledildiğini söyler); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/18, H.no:
81; Hâkim, 1/251, H.no: 533 (Hâkim: "Müslim'in şartı-na/râvisine
göre sahihtir" demiş, Zehebî de bu görüşü
onaylamıştır); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/79;
Abdullah b. Zeyd
el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bir önceki 298/606.hadise
bk. 701 Sened: jrç rf(&jA'J'jix»'Cf J#£[£i "ç/'i &^
Sahih: Müsned,
1/57, H.no: 403; Şâfıî, Müsned, s.16; Abdürrezzâk, 1/41, H.no: 125;
Buhârî, Vudû', 24; Müslim, Taharet, 9; îbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413;
İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/17, H.no: 62-63; İbnü'l-Cârûd, H.no:
72; İbn Huzeyme, 1/4, H.no: 3; Ebû Avâne, 1/203, H.no: 657; Bezzâr, II/7,
11, H.no: 343, 349; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, IV/148, H.no: 3836; VII/38,
H.no: 6783; Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/107, H.no: 161; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/62, 78; Makdisî, Muhtara, VMI-A12, H.no: 345, 347; 11/119,
H.no: 492; Heysemî, senedindeki râvilerin sahih hadis ricali olduklarım ve
Sahİh'te de geçtiğini söyler. Bk. Mecma', 1/228-229; 11/277-278;
Abdest
azalarının üçer kez yıkandığım bildiren hadisler:
a-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Taharet, 33, H.no: 43;
İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 415;
b-Muğîre b.
Şu'be'den (Radıyallahü anh) şahidi İçin bk. Hâkim, UI/510,
H.no: 5899 (Hâkim: "Garib ve isnadı sahihtir" der. Zehebî ise
isnadının zayıflığı sebebiyle Telhîs'ten hazfetmiştir);
c-Rubeyyi' bt.
Muavviz b. Afrâ'dan (Radıyallahü anhâ) şahidi İçin bk. Müsned,
V/359; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 418; Dârimi, Vudû', 24, H.no: 696;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, VII/215, H.no: 7309;
d-Abdullah b. Ebî
Evfâ'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet,
46, H.no: 416 (Bûsırî: "Fâid b. Abdurrahman sebebiyle çok
zayıftır" der. Buhârî bu zat hakkında
Âzâlan İki
Yada Üç Kere Yikamak__________________________________________347
Rasûlullah
(Sediattahu aleyhi ve sellem) abdestte uzuvlarını üçer kere
yıkadı.
301/609-Ebû
Ümâme'den (Radıyallahü anhy.162
Rasûlullah
(SaliaiiaTm aleyhi ve sellem) abdest aldı; ellerini üçer kere
yıkadı, ağzına ve burnuna üçer kere su aldı ve
diğer azalarını da üçer kere yıkadı.
302/610-îbn
Ömer'den (RaâtyâıiahüanMmâ);
.763
"münkeru'l-hadis",
Hâkim de: "Abdullah b. Ebî Evfâ'dan mevzu hadisler nakleder" der.
Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/61);
e-Ebû Mâlik
el-Eş'arî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce,
Taharet, 46, H.no: 417 (Bûsırî, "Senedindeki Leys sebebiyle
zayıftır" der. BkMisbâhu 'z-zücâce, 1/61);
f-İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 46,
H.no: 414;
g-Aişe'den
(Radıyallahü anhâ) şahidi için bk.
İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat,
m/120, H.no: 2669;
h-Ebû Ümâme'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef,
1/17, H.no: 61; VII/318, H.no: 36464;
ı-İbn
Abbas'tan (Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk, Müsned, 1/369, H.no:
3490;
i-Muâvİye'den
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. Müsned, IV/94;
j-Mikdâm b.
Ma'dîkerib'den (Radıyallahii anh) şahidi için bk. Müsned, IV/132;
k-Enes'ten
(Radıyallahüanh) şahidi için bk. Taberânî,
Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/28, H.no: 9;
1-Ebû Râfî'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
1/317, H.no: 937.
Sened: *^- jc-
j^> Ji jj-^ 'J* i&* 'J- >c^ ıf^-ı Sjjî ıl*ii-
Hasen: Müsned,
V/257, H.no: 22118; Benzer rivayet için bk. V/258, H.no: 22125; İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/17, H.no: 61; VII/318, H.no: 36464; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, VIII/121, 254, H.no: 7555, 7990 (U%' ^^-ij iftfc j^-i^j M
aj£ j_> Uj; ^} Uc iı ^ âı J^-j ül
Ayrıca
253/561.hadisebk.
Abdullah b.
Zeyd'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. IV/40, H.no: 16404
763 Sened: ğü
'j. 'j£İ\
^ ^
348
Azaları
İki Yada Üç Kere Yıkamak
Hz. Feygamber
(Satiaiiahü aleyhi ve seiiem) şöyle dedi:
"Kim Abdestte
birer kere yıkarsa, bu onun mutlaka yapması lazım gelen abdest
görevidir,
Ve kim Abdestte
ikişer kere yıkarsa, ona iki kat nasip (ecir) verilir,
Kim de Abdestte
üçer kere yıkarsa, bu benim ve önceki Peygamberlerin abdest alma
şeklidir."
Hasen: Müsned,
11/98, H.no: 5735; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 419:
^Şj C=ji
(Bûsirî,
Zevâid'iiıde: "İsnâdındaki Zeyd el-Ammî zayıftır.
Abdurrahîm metruk hattâ kezzâbdır. Muâviye b. Kurra ise İbn Ömer'e
mülâki olmamıştır. İnb Ebî Hâtİm Ilel'inde bu kannati
belirtmiştir. Hâkim de bu görüşü Müstedrek'te açığa
kavuşturdu" der.);
Heysemî, senedinde
zayıf kabul ettiği, bazılarınca da sika sayılan Zeyd
el-Ammî'nin bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/230. Ahmed Muhammed
Şâkir, Heysemî'nin büyük bir hataya düştüğünü, Zeyd'İn sika
olduğunu, Ebû İsrail'in ise sahih hadis ricalinden
olmadığını belirtir. Hâkim İse bu hadîsi mürsel olarak
gösterir. (Ebû İsrâîl hakkında bk.2/280.hadisin tahrici) 3u rivayeti
de Ebû Hüreyre'nin hadisine (299/607,hadi s) şâhid olarak getirir. Hâkim,
1/251, H.no: 533 (Zehebî, Zeyd el-Ammî'nin vâhî olması sebebiyle hadisi
zayıf sayar). Beyhald, es-SUnenü'l-kübrâ, 1/80-81;
Zeyd el-Ammî (Zeyd
b. el-Havârî) Herât kadısıdır. Ebû Dâvûd bu zât İçin
"Zeyd b. Mürre'dir" der. Şu'be ve Süfyân es-Sevrî, bu zâttan
hadis almıştır. Buharı herhangi bir cerhte
bulunmamıştır. Bk.et-Tânhu'l-kebîr, III/I/358; Tirmizî
hadislerini sahih saymıştır (Bk. Sünen, Salât, 44, H.no: 212).
Ahmed Muhammed Şâkİr, 11/18, H.no: 4683.hadisin tahricinde "sikadır"
der. Ahmed Muhammed Şâkir senedindeki Zeyd el-Ammî İçin
"saduktur" der. Bk. Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55'in tahricinde).
Bûsirî ise (ibn Mâce, Taharet, 60, H.no: 469) Zevâid'de Zeyd el-Ammî'nin
zayıf, olduğunu bildirir. BkMisbâhu'z-zücâce, 1/68. Heysemî,
senedinde zayıf kabul ettiği, bazılarınca da sika
sayılan Zeyd el-Ammî'nin bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 1/230.
Ahmed Muhammed Şâkir, Heysemî'nin büyük bir hataya düştüğünü,
Zeyd'in sika olduğunu, Ebû İsrail'in ise sahih hadis ricalinden
olmadığını belirtir.
Übey b. Ka'b'dan
şahidi:
: <Jı_î> CUÎ tâ &j p . yrüi 'j*
$k İÜi ilLi-İ î£*y ^i tJİdj I.İİ : Jıi p ^J. Jfj.
'C'j p . i\Lp iİ illi J^j JJ
İbn Mâce, Taharet,
47, H.no: 420 (Bu rivayet için: "Zeyd el-Ammî ve ondan rivayet eden
Abdullah b, Arâde zayıftır" der ve Ahmed b. Hanbel'in bu
isnadına işaret eder).
Hadis zayıf
olmakla birlikte şahid ve mütâbileri ile hasen li gayrihi seviyesine yükselir.
Ayrıca 307/6l5.hadise bk.
303/611-EbûEnes'ten:764
764
Sened:
Sahih: Müsned,
1/57, H.no: 404; Mâlik, Taharet, 29; Buhârî, Rikâk, 8; Müslim, Taharet, 9;
Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/159, H.no: 1571; Heysemî, Taberânî'nin Evsat
ve Sağîr'inde ve Bezzâr'm Müsned'inde Enes'ten nakledilen şu hadis
için de ricalinin sika olduklarını belirtir.
BkMecma', 1/231.
350___________________________________________Azaları
İki Yada Üç Kere Yıkamak
Hz. Osman
(Radıyallahü anh) bir yerde oturarak abdest alıp765
(azalarını) üçer kere yıkadı, yanında
Rasûlullah'ın ashabından birçok kişi vardı. Hz. Osman
onlara dedi ki:
'Rasûlullah'ı
bu şekilde (abdest alırken) gördünüz, öyle değil mı?'
Onlar da:
'Evet' dediler,
(kendisini tasdik ettiler.)
§ İkinci
tarikle gelen rivayette benzeri zikredildi: Hz. Osman'ın
azatlısı Humran'dan:
"Hz. Osman
(Radıyaltahü anh) bir yerde oturarak abdest aldı ve uzuvlarım
üçer üçer yıkadı, sonra dedi ki: Rasûlullah'ın (SailaliaM aleyhi
ve seiiem) şu sözünü
işittim:
"Kim benim
aldığım şu abdest gibi abdest alır, sonra namaza kalkarsa
bütün hataları dökülür, yani yüzünden, ellerinden, ayaklarından ve
başından..."
§ Üçüncü tarikle
gelen rivayette de benzeri zikredildi:
Muhammed b.
Abdullah b. Ebû Meryem'den:
Hz. Osman'ın
azatlısı İbn Dâre'nin yanma geldim, benim mazmaza
yaptığımı (abdest aldığımı)
işitince; 'Ey Muhammedi' dedi. Ben de; 'Buyur!' deyince sözüne şöyle
devam etti: 'Rasûlullah'ın abdest alış şeklini sana haber
vereyim mi? Hz. Osman'ı (Radiyaiiaha anh) bir yerde otururken gördüm,
abdest suyu istedi ve üç kere ağzına, üç kere burnuna su çekti,
yüzünü üç kere ve kollarını üçer kere yıkadı,
başını üç kere mesh etti ve ayaklarını yıkadı,
sonra şöyle dedi:
'Kim Rasûlullah 'in
(SailaliaM aleyhi ve sellem) abdest alış (şeklini) görmek
isterse, işte Rasûlullah'ın abdesti (böyleydi)."166
Bir rivayette; bîr
yerde otururken abdest için su istedi ve abdest aldı, geçmektedir.
İkinci ve
üçüncü gelen rivayetler Müsned'de geçtiği halde el-Fethu'r-Rabbânî'de
herhalde benzer olduğu için alınmamıştır. Bk. Bennâ,
11/49 (Bu rivayetler Hz. Osman abdest alırken etrafında bulunan
kişilerin nakilleridir.)
Azaları
İki Yada Üç Kere Yıkamak
_____________________________
351
304/612-(z.)
Abdühayr'dan:767
Hz. Ali
(Radıyaüahu anh)\
'İşte bu
Rasûlullah 'in (Saliaiiahü aleyhi ve sellem) abdest alış
şeklidir' dedi ve azalarım üçer kere yıkadı.
§İkinci
tarikle gelen rivayette benzeri zikredildi:
Hz. Ali
(Radıyaüahü anh) abdestte azalarını üçer kere yıkadı,
başını mesh etti, sonra kalan suyu içip şöyle dedi:
'Rasûlullah 'in
(Saftallahâ aleyhi ve sellem) abdest alîş (şekline) bakmak kimi mutlu
ederse işte buna baksınl...'
305/613-Amr b.
Şuayb babası yoluyla dedesinden768 (Radıyaiiaha nakleder:769
Sened:
oı^s" Ji <^i
Sahih: Müsned,
1/114, H.no: 919; Benzer rivayet için bk.I/124, H.no: 1016; 1/157, H.no: 1350
(...ı_Wîı_WîUy) 1/142, H.no: 1204; 1/125, H.no: 1025; 1/123, H.no:
1007; 1/115, H.no: 928;
1/116, H.no: 945;
Ebû Yûsuf, Kitâbü'l-Âsâr, s.2; Abdürrezzâk, 1/38, H.no: 120; Tinnizî, Taharet,
34, H.no: 44 (Tirmizî bu konuda Hz.Osman, Âişe, Rubeyyi', İbn Ömer,
Ebû Ümâme, Ebû Rafı', Abdullah b. Amr, Muâviye, Ebû Hüreyre, Câbir,
Abdullah b. Zeyd ve Übey b. Ka'b'dan rivayetlerin bulunduğunu ve
Hz.AJi'nin rivayetinin bu hususta en kuvvetli rivayet olduğunu belirtir);
Nesâî, Taharet, 103, H.no: 136; İbn Mâce, Taharet, 46, H.no: 413; İbn
Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, 22, H.no: 60, 135; Bezzâr, ü/7, 309, H.no: 148,
734; İÜ/54, H.no: 809; Makdisî, Muhtara, D/77, 118, 119, 285, H.no: 455,
491,492, 665-667; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/63
768 Yani Abdullah
b. Amr b. As'tan (Radıyallahü anhümâ) 169 Sened: &sı£ ,J ^ J*y ^
<jQİ Cji- j£ £!£-
Sahih: Müsned,
11/180, H.no: 6684; Ebû Dâvûd, Taharet, 52, H.no: 135; Nesâî, Taharet, 105,
H.no: 140; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/82, H.no: 89; İbn Mâce, Taharet, 48, H.no:
422; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/16, H.no: 58; Tahâvî, Şerhu
meâni'l-âsâr, 1/22; İbnü'l-Cârûd, H.no: 45; İbn Huzeyme, 1/89, H.no:
174; Taberânî, Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 11/162, H.no: 1111; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 1/79; Heysemî, Taberânî'nin Kebîr'inde İbn Abbas'tan
nakledilen şu hadis için: "Senedinde Süveyd b. Abdülaziz var, bu
zatı Ahmed ve Yahya zayıf, Duhaym sika saymıştır"
der:
Bk.Mecma', 1/231.
Üçer kez
yıkadığına dair daha önce zikredilen hadisler için bk.
Rubeyyi' bt.
Muavviz'den (Radıyallahü anhâ): 271/579;
352
Âzâlan İki
Yada Üç Kere Yıkamak
Hz. Peygamber'e
(Saiiattahu aleyhi ve seiiem) abdesti sormak Üzere bir bede-vî geldi.
Peygamberimiz ona azalarını üçer kere yıkayarak (abdesti
gösterdi) ve şöyle dedi:
"İşte
abdest budur, kim bundan fazla yıkarsa günaha girmiş, haddini
aşmış ve haksızlık yapmış olur."
NOT: Bu hadiste,
Rasûlullah üçten fazla yıkamanın israf olması konusuna
dikkat çekmektedir.
Muâviye'den
(Radıyallahü anh) nakledilen: 280/588.hadis ve diğer şâhidler
için 300/608, hadisin tahricine bk. Abdestte israf ile ilgili hadisler için
bk.212-213/520-521.hadisler.
(12)- ABDESTTEN
SONRAKİ DUA VE ZİKİRLER
306/614-Hz.
Ömer'den (Radıyallahü anh):1
Hasen: Müsned, 1/19,
H.no: 121 (Ebû Akil'in amcasının oğlu meçhuldür, hadis bu
sebeple zayıftır. Ancak hadis sahih şahidi ile hasen li gayrini
seviyesine yükselir); Müslim, Taharet, 17; Ebû Dâvûd, Taharet, 65, H.no: 169;
Tinnizî, Taharet, 41, H.no: 55:
lafzı ile
rivayet edildi. Tinnizî, Enes ve Ukbe b. Amir'den (Radıyallahü anhümâ) de
nakledildiğini belirtir. Senedinde ızdırabın
bulunduğunu belirten Tirmİzî'ye Ahmed Muhammed Şâkİr
şu cevabı verir: "Tirmisî hata etmiştir. Hadisin aslı
sahihtir. Senedi doğrudur. Izdırab sadece Tirmizî'nİn kendi
senedinde vardır. Ahmed b. Hanbel'in senedlerinde böyle bir
ızdırab yoktur." Nesâî, Taharet, 109, H.no: 148;
es-Siinenü'l-kübrâ, 1/94, H.no: 141; îbn Mâce, Taharet, 60, H.no: 470;
Taberânî, Misnedü'ş-Şâmiyyîn, I/l 15, H.no: 176;
Hadisin
şâhidleri:
a-Ukbe b. Âmir'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. (203/511.hadis): Müsned,
IV/150-151, H.no: 17296 (^ü & f); IV/145-146, H.no: 17247; Abdürrezzâk,
1/45-46, H.no: 142; Dârimi, Vudû', 44, H.no: 722; îbn Ebî Şeybe, Musannef,
1/13, H.no: 21, 24; VI/113, H.no: 29896; Ebû Avâne, 1/190-191, H.no: 604-605;
Bezzâr, 1/361, H.no: 242; Ebû Ya'lâ, 1/162, 213, H.no: 180,249; Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, XVÜ/331, H.no: 916; Ebû Nuaym, Müstahrec, 1/298, H.no:
554-; Hâkim, 11/433, H.no: 3508; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/78;
b-Enes'ten
(Radı-}alla.hü anh) şahidi için bir sonraki 317/615.hadise bk.
c-İbn Ömer'den
(Radtyattahü anhümâ) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 47, H.no: 419.
Metni:
O &
j ClL' Üli' tVjT, (ji^Jl ^. jlîil Sji.j Üi JUi
^
/ön Mâce, Tahâiet,
47, H.no: 419 (Bûsırî Zevâid'de Zeyd el-Ammî'nin zayıf, Abdurrahim'in
ise metruk, hattâ kezzâb olduğunu, MOâviye b. Kurra'nın, İbn
Ömer'e mülâkî olmadığını belirtir. BYMisbâhu'z-ziicâce,
1/61); Beyhakî, es-Siinenü'l-kübrâ, 1/80, H.no: 385; es-Sünenü's-suğrâ,
s.94, H.no: 112; Ebû Ya'lâ, IX/448, H.no: 5598; Heysemî ise Müâviye b.
Kurra'nın babası ve dedesi aracılığıyla
naklettiği hadîs diye verir ve Taberânî'nİn Evsat'ında (Bk.
el-Mu'cemü'l-evsat, IY/78, H.no: 3661; VI/239, H.no: 6288) zikredildiğini
söyleyerek
354_________________________________________Abdestten
Sonra Dua ve Zikirler
RaSÛlUİlah
(Sallattahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim abdest
alır, abdestini güzelce tamamlar da sonra göğe bakarak: 'Eşhedü
en lâ ilahe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh ve Eşhedü enne
Muhammeden abdühû
ve rasûlüh'111 derse kendisine cennetin sekiz kapısı
açılır ve
dilediği kapıdan içeri girer."
307/615-Enes b.
Mâlik'ten (Raâtyaiiohuanh):'
Abdurrahim b. Zeyd
el-Ammî'nin metruk, babasının ise ihtilaflı olduğunu ifade
eder. Bk. Mecma', T/239.
d-Ebû Saîd
el-Hudrî'den (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/13, H.no: 19; VI/113, H.no; 29893:
Heysemî:
'Taberânî'nİn Evsat'ında sahih hadis ricali İle nakledilir"
der. Bk.Mecma\ 1/239. e-Hz.Ali'den (Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi
için bk. İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/13, H.no: 20; VI/113, H.no:
29894:
f-Huzeyfe'den
(Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/13, H.no: 25; VI/114, H.no: 29897:
0oo*Wi
Heysemî:
'Taberânî'nİn Kebir ve Evsat'ında Huzeyfe'den merfû olarak da
nakledilir" der. Bk.Mecma', T/239.
g-Hz.Osman'dan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk.
Heysemî, hadisin
Ebû Ya'lâ tarafından nakledildiğini, senedinde
zayıflığında icma olan Muhammed b. AbdurrahmarTın
bulunduğunu belirtir. BkMecma', 1/238-239. 71 Trc. 'Ben şahidim ki
tek olup ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilâh yoktur ve yine
şahidim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür.'
Senet!:
ı-»i)ı j^'j k»a». ^J»} J> 4JJ1 xş- 'Jl j'J^-
ıl'-ıi- ı'jû\'j \2%- jj^i- 'J\ Cjii- ıî'jö-
Hasen: Müsned,
III/265, H.no: 13727; Tirmizî, Taharet, 41, H.no: 55 (Ahmed Muhammed Şâkir
senedindeki Zeyd el-Ammî için "saduktur" der. Bk. Tirmizî, Taharet,
41, H.no: 55'in tahricinde) İbn Ebî Şeybe, Musannef 1/13, H.no: 22;
VI/113, H.no: 29895; İbn Mâce, Taharet, 60, H.no: 469 (Bûsırî
Zevâid'de Zeyd el-Ammî'nin zayıf, olduğunu, Hz.Ömer'den şahidinin
ise Tirmizî'nin de belirttiği gibi ızdıraplı olduğunu
bildirir. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/68) Fakat Sindî haşiyesinde Hz.Ömer'den
nakledilen hadisin sahih olduğunu, Müslim, Ebû Dâvûd
Abdestten Sonra Dua
ve Zikirler
355
RaSÛlUİlah
(Saîlallahü aleyhi ve sellem) ŞÖyle dedi:
"Kim abdest
alır, abdestini güzelce tamamlar da sonra üç kere: ^Eşhedü en lâ
ilahe illâllahü vahdehû lâ şerîke leh ve Eşhedü enne
Muhammeden abdühû
ve rasûlüh'113 derse cennetin sekiz kapısı açılır ve
dilediği
kapıdan içeri girer."
NOT: Rasûlullah'in
abdestten sonra yaptığı dualarla ilgili çeşitli rivayetler
vardır ve bunlar dışında sünnette dua geçmemektedir yani
her abdest uzvu için nakledilen dua sünnet değildir, âdabtan
sayılır.'774
Subhâneke Allahümme
ve bihamdik, eşhedü en lâ ilahe illâ Ente, esteğfiruke ve etûbü
ileyk775
Allahümmec'alnî
mine't-Tevvâbîne vec'alnî mine'l-Mütetahhirîn;116
(Duanın Trc.
'Kudret sahibi/eşsiz olan Allahim! Seni hamd ile tazim ederim.
Ben şahidim ki
tek olup ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilâh yoktur ve yine
şahidim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür.' Allahım beni tevbe
edenlerden kıl, Allahım beni temizlenenlerden kıl!')
§Hadiste geçen
cennete girme durumu, bu halde/temiz olarak ölürse şeklinde
anlaşılabilir. Doğrusunu Allah bilir.
ve Tirmizî'nin
naklettiğini, bu hususta Tirmİzî'ye itibâr edilmeyeceğini
belirtir); Heysemî, senedinde zayıf kabul ettiği,
bazılarınca da sika sayılan Zeyd el-Ammî'nin bulunduğunu
belirtir. Bk. Mecma1, 1/230. Ahmed Muhammed Şâkir, Heysemî'nin büyük bir
hataya düştüğünü, Zeyd'in sika olduğunu, Ebû İsrail'in ise
sahih hadis ricalinden olmadığını belirtir. Zeyd el-Ammî
(Zeyd b. el-Havârî) Herât kadısıdır, Ebû Dâvûd bu zât İçin
"Zeyd b. Mürre'dİr" der. Şu'be ve Süfyân es-Sevrî, bu
zâttan hadis almıştır. Buharı herhangi bir cerhte bulunmamıştır.
Bk.et-Târthu'l-kebîr, IH/I/358; Tirmizî hadislerini sahih
saymıştır (Bk. Sünen, Salât, 44, H.no: 212) Ahmed Muhammed
Şâkir 11/18, H.no: 4683.hadisin tahricinde "sikadır" der.
Hadis zayıf
olmakla birlikte şahîd ve mütâbileri ile hasen 1İ gayrihi seviyesine
yükselir. Aynca 302/610.hadise bk.
' Trc. 'Ben
şahidim ki tek olup ortağı bulunmayan Allah 'tan başka ilâh
yoktur ve yine şahidim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür.' 774
Bennâ, age., 11/52 77:1 Aynca bk.Nesâî, Amelü 7- yevmi ve 'l-leyle, 173
y ^ Jiî
San'ânî, Nesâî'nin
rivayet ettiği bu hadis İçin "mevkuf olarak sahih"
dediğini nakleder. 776
776
(Bk.Tirmizî,
Taharet, 41, H.no: 55; Beyhakî, es-Sünenü's-Suğrâ, 1/94,
es-Sünenü'l-Kübrâ, 1/78; Heysemî, Mecmeu'z-zevâid
(Taberânî'^nin"el-Mûcemu'l-kebîr ile Evsafından nakil), 1/243-244 )
(13)- ÂBDESTTEN
SONRA ÖNÜNE SU SERPMEK
.777
308/616-Zeyd b.
Hârise'den (Radıyallahü mh):1
Hz. Peygamber
(SaUattahÜ aleyhi ve setlemy.
"Vahyin
indiği ilk dönemde Cebrail'in kendisine geldiğini ve abdestle
namazı öğrettiğini" anlattı, abdestten sonra da bir
avuç su alıp (şeytanın vesvesesinden kurtulmak için) ferci
tarafına serpti.
777 Sened: %J>-
J> Â'j <J 'J* 4'j &
Sahih: Müsned,
IV/161, H.no: 17410; Abd b. Humeyd, Müsned, s.l 18, H.no: 283; İbn Mâce,
Taharet, 58, H.no: 462; Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, 1/201, H.no: 258;
Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili
geniş bilgi için bk.22/64.hadis. Hadisin şâhidleri:
a-Hakem b. Süfyân
es-Sekafî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce,
Taharet, 58, H.no: 461; Suyûtî, hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd, İbn
Mâce ve Hâkİm'in Müstedrek'ine nisbet ederek sahih olduğunu belirtir.
Bk.el-Câmiıt's-sağîr, H.no: 145; Münâvî de Hakem b. Süfyân'm
Hz.Peygamber'den (Sallallahü aleyhi ve sellem) semâmda ihtilâfın bulunduğunu
belirterek İbn Abdilber'in: "Bu zâtın abdest konusunda bir
hadisi vardır, onun da senedi muzdariptir, o da bu hadistir"
dediğini nakleder. Bk. Feyzu'l-Kadîr, V/145-146. Bu rivayet
155/463.hadiste zikredildi.
b-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. îbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 463;
c-Câbir'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 58, H.no:
464 (Kays b. Asım sebebiyle zayıftır);
Ayrıca bir
sonraki 309/617. hadisin tahricine bk.
Abdestten Sonra
Önüne Su Serpmek___________________________357
309/617-Üsâme b.
Zeyd'den (RadıyaiiaM anhy™
'Hz. Peygamber
(Sallallahü aleyhi ve sellem):
"Cebrâîl
indiğinde kendisine abdesti öğrettiğini, abdesti bitirince sudan
bir avuç alıp elbisesinin ferci tarafına serptiğini"
anlattı.' Râvi şöyle dedi, 'Rasûlullah abdestten sonra (üstüne) su
serperdi.'
Sened: ^
Hasen: Müsned,
V/203, H.no: 21668; Haris b.Ebî Üsâme, Müsned (Zevâidü'l-Heysemî), 1/210, H.no:
72; Dârekuînî, 1/111; Heysemî, hadisin senedinde Rişdîn b. Sa'd'm
bulunduğunu, bu zâtı Heysem b. Hârice ve bir rivayete göre Ahmed b.
Hanbel'in sika, diğerlerinin zayıf saydığını
belirtir. Bk. Mecma', 1/241-242; İbn Hacer, Rişdîn'in zayıf
olduğunu söyler ve Ebû Hâtim'in "İbn Lehîa'yı Rişdîn'e
tercih ettiği" görüşünü nakleder. İbn Yûnus'un da
şöyle de-diğİnİ kaydetmiştir: "Dininde
sağlam biri idi. Sonradan gaflete düştü ve ihtilât etti." Bk.
Takrib, Trc. no: 1942. Zehebî ise Ebû Zür'a'nın
"zayıftır" dediğini naklederek
hafızasının kötü olduğunu
hatırlatmıştır. Bk.Kâşif, Trc. no: 1575. Tirmizî,
hafızasından dolayı âlimlerin bu zatı zayıf
saydığını söyler. Bk.Tirmizî, Salât, 17, H.no: 513;
Taharet, 40, H.no: 54. (Ahmed Muhammed Şâkir ise Tirmizî'nin bu hadisinin
haşiyesinde zayıflığının
tartışılabileceğini ifade etmiştir.)
Bennâ hadisin
Tirmizî'nin Ebû Hüreyre'den, Abdürrezzak'm İbn Abbas'tan, İbn
Mâce'nin de Câbir'den şâhidlerinin bulunduğunu söyler.
Bk.Bülûğu'l-emânî, ü/53.
Ayrıca bir
önceki 308/616. hadisin tahricine bk.
(14)- HER (FARZ)
NAMAZ İÇİN ABDEST ALMA
YANINDA, BİR
ABDESTLE BİRDEN FAZLA NAMAZ
KILMANIN CEVAZI
310/618-Muhammed b.
Yahya b. Hıbbân el-Ensârî'den ™:
Abdullah b. Ömer'in
oğlu Ubeydullah'a (Radıyaiiaku mhsmy.
'Abdullah b.
Ömer'in abdesti hakkında ne dersin; her namaz için ab-destli olsun ya da
olmasın (yeniden) abdest alır mıydı?' deyince
şunları anlattı:
'Zeyd b. Hattab'm
kızı Esma,
Abdullah b. Hanzale
b. Ebî Âmir (yani İbnü'l-GasîI)780den nakletti:
'Rasûlullah
(Saiiatiaha aleyhi ve seiiem) her (farz) namaz için abdestli olsun ya da
olmasın abdest almakla emrolundu. Bu durum Rasûlullah'a ağır gelince
her namazda misvak kullanmakla emrolundu. Abdesîsiz olması
dışında, abdest alma zorunluluğu kendisinden
kaldırıldı.'"
Devamla
(Ubeydullah) şöyle dedi:
'Abdullah (İbn
Ömer) bu görüşü781 kuvvetli görüp ölünceye kadar o-nunla amel
etmişti.'
Sened:
Sahih: Müsned,
V/225, H.no: 21857; Sika müdellis İbn İshâk tahdis siğası
ile naklettiğinden dolayı îıadis makbuldür. Ebû Dâvûd, Taharet,
25, H.no: 48; Dârimu Vudû', 3, H.no: 664; İbn Huzeyme, 1/71, H.no: 138;
Ahmed eş-Şeybânî, Âhâd, IV/244, H.no: 2247; Tahâvî, Şerhu
meâni'l-âsâr, 1/43; Hâkim, 1/258, H.no: 556 (Hâkim: "Müslim'in
şartma/râvisine göre sahihtir" demiş, Zehebî de bunu
onaylamıştır); Makdisî, Muhtara, IX/265-266, H.no: 227-228;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VTI/49; Misvak ile ilgili hadisler için bk.
166/474, 172/4S0.hadisler
'80 Abdullah'a
İbnü'l-Gasîl denirdi, zira babası Hanzale melekler tarafından
yıkandı. (Bk. İbn Abdilber, İsîîâb, III/892). Bu zât için
bk. 11 l/419.hadisin dipnotu.
Yâni abdest bozul
madiği nda diğer vaktin namazı kılmabilir görüşü
311/619-Amrb.
Âmir'den782:
Hz. Enes'İn
(Radıyallahü anh)\
"Rasûlullah
(Saiiallaha aleyhi ve sellem) her (farz) namaz için abdest alırdı,'
dediğini duyunca kendisine sordum:
'Ya siz nasıl
yapardınız?' O:
'Biz abdestimiz
bozulmadığı sürece bir abdestle birden fazla namaz
kılardık* dedi.
312/620-Süleyman b.
Büreyde babasından nakleder (Radıyallahü anhy.''
Sahih: Müsned,
111/132, H.no: 12286; Benzer rivayet için bk. III/26O, H.no: 13669; III/154,
H.no: 12503; ÜI/133, H.no: 12305; m/194, H.no: 12951; Buhârî, Vudû', 54;
Müslim, Taharet, 86; Ebû Dâvûd, Taharet, 112, H.no: 171; Tirmizî, Taharet, 44,
H.no: 58 (hasen-garib); NesâÛ Taharet, 101, H.no: 131; İbn Mâce, Taharet,
72, H.no: 509; Dârimi, Vudû', 46, H.no: 726; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr,
1/42; Suyûti, hadisin sahih olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr,
H.no: 6979;
Hadisin
şâhidleri:
a-Câbir'den
(Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet,
72, H.no: 511 (Bûsırî, senedindeki Fadl b. Mübeşşir sebebiyle
zayıf saydı. Bk.Misbâhu 'z-zücâce, 1/73);
b-Sa'd'dan
(Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. Dârimi, Vudû', 3, H.no:
663; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/33, H.no: 286;
c-Seleme'den
(Radıyallahü anh) mevkûfen şahidi için bk. İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/33, H.no: 287
Sened: ^'J- 'J>
*1sji J&- isCiL. 'j& j_»i. 'J, j^4 £j^-
Sahih:
Miİsned, V/350, H.no: 22862; Benzer rivayet için bk. V/351, H.no: 22869;
V/358, H.no: 22925; Metni için bk.
>y »Jiil ç'j! ö\i~ LJj îLLU JT Âlt U>^
fX~'j Sİ* JJ' jjC' ,Jti 015" : Jü *-A
360
Her Namaz İçin Abdest Alma
Hz. Peygamber (SatiallaM aleyhi ve scUem)
Mekke'nin fethi günü bir abdestie birden fazla namaz
kılınca kendisine Hz. Ömer sordu:
'(Ey Allah'ın
Rasûlü!) Sen (önceden) yapmadığın bir şeyi bugün
yaptın?'
Rasûlullah
şöyle buyurdu:
■■Bilerek
(öğretmek ya da caiz olduğunu bildirmek için) yaptım."
■784.
313/621-Mü'minlerin
annesi Hz. Âişe'den (Radıyaiiahnanhâ
Rasülullah bevl
edip gelince Hz. Ömer kendisine bir su kabı getirdi.
RaSÛlullah
(Sallallaltü aleyhi ve selîem)'.
-Bu ne, ey Ömer!"
'Kendisiyle abdest
alabileceğin su, Ya RasûlallahV "Her bevlden sonra abdest almakla
emrolunmadım. Eğer bunu devamlı yapsaydım o sünnet
olurdu."
Müslim, Taharet,
86; Ebû Dâvûd, Taharet, 65, H.no: 172; Tirmizî, Taharet, 45, H.no: 61
(hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 101, H.no: 133; es-Sünenü'l-kiibrâ, 1/93, H.no:
134; İbn Mâce, Taharet, 72, H.no: 510; Dârimi, Vudû', 3, H.no: 665;
Tayâlisl s.108, H.no: 805; İbn Ebî Şeybe, Mustınnef, 1/34, H.no:
298; Ebû Avâne, 1/200, H.no: 646; İbn Huzeyme, 1/9, H.no: 12; İbnü'l-Cârûd,
H.no: 1; Tahâvi, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/41; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat,
İV/221, H.no: 4032; Beyhakî, es-Siinenü'l-kübrâ. T/162; Aynca 328/636 ve
331/639.h;ıdislere bk.
784 Sened: ^'
[/■ ~&£- J\ 'j. *îiı '-^ ^■'■^ jü ^Ji Jj*i 'J-
•& i^ ^j^- Jtf oui- ıjji-
Hasen: Müsned,
VI/95, H.no: 24524; Ebû Dâvûd, Taharet,, H.no: 42; İbn Mâce, Taharet, 20,
H.no: 327 (Bûsırî, Ahmed b. Hatibe!'in Müsned'inde İbn Ebî
Müleyke'nin Hz.Âişe'den naklettiğine değinir.
BkMİsbâhu'z-Zâcâce, 1/53); İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/56, H.no:
592; İshâk b. Râhûye, Müsned, III/667, H.no: 1262; Ebû Ya'lâ, VIII/262,
H.no: 4850 (İbn Ebî Müleyke'nin babasından naklettiği
kayıtlıdır); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/113;
Ebû Ya'kûb Abdullah
b. Yahya (et-Tev'em) ed-Dabbî zayıftır. Bk.İbn Hacer, Takrib,
Trc. no: 3698; İbn Maîn zayıf saymış, İbn Hıbbân
kuvvetlendirmiştir. Bk.Sikât, VII/57; Zehebî, Kâşif, Trc. no: 3050;
İbn Ebî Müleyke'nin annesi ise müphemdir, meçhuldür. Heysemî, senedindeki
râvilerden İbn Ebî Müleyke ve annesi hakkında cerh ta'dîl
açısından bilgi veren birini tanımadığını
belirtir. Bk. Mecma', 1/241; Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir.
Bk.el-Cûmiu's-sağîr, H.no: 7836; Münâvî ise Nevevî'nin Hulâsa'da bu hadisi
zayıf bahsinde zikrettiğini, Ebû Davud'un Şerhinde Abdullah b.
Yahya et-Tev'em sebebiyle zayıf olduğunu, fakat Trâkî'nin Muhtar'da
hasen olduğunu söylediğini nakleder. Bk.Feyzu'l-Kadîr, V/545;
Hüseynî, el-Beyân ve't-ta'nf, 11/188.
314/622-Hz.
Âişe' den (Radıyaiiahü anh) diğer rivayet:7^
Rasülullah
(Saliaiiaha aleyhi ve seiiem) tuvaletten çıktıktan sonra abdest
alırdı.
315/623-Ebû
Hüreyre'den (Radıyatlahfianhy.m
Rasülullah
(Saiiattahn aleyhi ve selîem) buyurdu ki:
"Eğer
ümmetime ağır gelmeyeceğini bilseydim onlara her namaz için
abdest almayı, her abdestie birlikte misvak kullanmayı emreder ve son
namaz yatsıyı gecenin üçte birine kadar geciktirirdim."
NOT: Abdest
bozulmaksızın her namaz vaktinde abdest afmak şart değildir
ve bu konuda müctehidlerin ittifakı vardır. Sadece İbn Hazm her
namaz vaktinde abdest alınmalıdır der.787
Zayif: Müsned,
VT/189, H.no: 25437; Câbir el-Cu'fî (v. 128/746) sebebiyle zayıftır.
Şu"be ve Süfyâıı sika, ekseriyet zayıf saydı.
Bk.Mecma', 1/241. Bir başka (63/260.) hadiste de Câbİr b. Yezid
el-Cu'fî'nin zayıf olduğunu açıklar. Bk. Mecma', 1/173. Zehebî,
Câbir b. Yezîd el-Cu'fî hakkında Şîa âlimlerinin ileri gelenlerinden
biri olduğunu, sadece Şu'be'nİn sika
saydığını, hadis hafızlarının buzâtı
terk ettiklerini söyler ve Ebû Davud'un: "Bu râvînin benim kitabımda
sehv hadisinden başka hadisi yoktur (Ebû Dâvûd, Salât, 195, H.no: 1036
-Miinzirî de bu zâtın hadisleri İle deli! getirilemeyeceğini
belirtir.-)" dediğini nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 739. Fakat
Ebû Dâvûd, Diyet bahsinde (H.no: 4580) mütâbaat olarak da olsa bu râvinin
hadisine yer vermiştir. Tİrmizî, Câbir el-Cu'fî hakkında
"Âlimler hadisini zayıf saydılar. Yahya b. Saîd ve Abdurrahman
b. Mehdi bu râviyi terk ettiler. Hocam Câmd Vckî'İn şöyle
dediğini nakleder: "Şayet Câbir el-Cu'fî olmasaydı,
Kûfeliler hadissiz kalırlardı..." Bk.Sünen, Salât, 38, 152,
H.no: 206, 364; İbn Sa'd da çok zayıf biri olduğunu söyler.
İSkJabakât, VI/240; Ahmed b. Hanbe! İse Câbir b. Yezîd el-Cu'fî'nin
birçok hadisini nakletmiştir. (Bu râvî için bk. 150/458.hadis) 'Sened: U£-
,J 'jt. }^j. _J aiiJ '_£ «; ,jf iiiijı uli Ş\ CjS~
Hasen: Müsned,
11/258-259, H.no: 7504; Nesâî, es-Simenü'l-kübrâ, ü/197, H.no: 3039; Hcysemi,
senedindeki râvilerinden Muhammed b. Amr b. Alkame'nin sika olduğunu
belirtir. Bk. Mecma', 1/221; MüntekaH-ahbâf'da: "Ahmed b. Hanbel sahih bir
isnadla nakletti" der. Şevkânî ise Nesâî, İbn Huzeyme, muallak
olarak Buhârî bu hadisin bir benzerini naklettiler. İbn Hıbbân da
Salıih'inde Hz.Âişe'den rivayet etti" der. Bk.Neylü'l-evtâr,
1/228; Bennâ, age., 11/56. Münzirî isnadının hasen olduğunu
söyler. Bk.Terğîb, 1/98, H.no: 313; Ayrıca benzer rivayet İçin
171/479.hadisin tahricine bk, 78Î İbn Hazm, Muhatta, 1/75-76;
Mevsılî, İhtiyar, 1/7; İb Kudâme, Muğnî, 1/132
(15)- MESCİDDE
ABDEST ALMANIN CEVAZI VE
UYUMAK
İSTEYENE ABDEST ALMANIN
MÜSTEHAB OLUŞU
316/624-Ebu'l-Âliye,
Rasûlullah'm sahabesinden birinin (
şöyle dediğini nakletti:788
Rasûlullah'm
(Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) mescidde abdest aldığını
senin (gibilerin sorusu) için aklımda tuttum.
317/625-Hz.
Âişe annemizdenden (îtadtyallahüanhây.
.789
78 Senedi Jit-
Hasen: Müsned,
V/364, H.no: 22983; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/41, H.no: 393;
Beyhakî, es-
Sünenü'l-kübrâ,
IV/322, H.no: 8382:
^j
g (j iıl J_*> ,^Jl U>y : Jü ^J—j *J* il ^jUa ^Jı ^a>i ^ *JU)l ^î
jp jLji ^j jJU-
Beyhakî'nin bu
rivayetinden hadisi rivayet eden sahâbînin Hz.Peygamber'e (Satlallahü aleyhi ve
sellem) hizmet edenlerden biri olduğu anlaşılıyor. Heysemî,
isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk. Mecma', ü/21; Bennâ
hadisin senedinde zikredilen EbûHâSid'in isminin Muhacir b. Mahled
olduğunu, bu râviyi İbn Hıbbân'm sika, Ebû Hâtim'in leyyin,
İbn Maîn'in ise sâlih olarak değerlendirdiğini ifade eder.
Bk.Bülûğıı 'l-emânî, Ü756.
Sahabenin de
mescidde abdest aldığı görülmüştür. Örnek olarak bk.
Atıyye'den:
"İbn Ömer mescidin dışında bevlettikten sonra mescidde
abdest aldı" dediği nakledilir. Bk.İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/41, H.no: 387 Sened: j^jlı ^' ' ' [^
^ ' ^J ^
Mescidde Abdest
Almanın Cevazı
363
Rasûlullah
(Satiaiiahu aleyhi ve sellem) uyumak istediğinde (bir rivayette; cünüp
olduğu halde) namaz için aldığı abdest gibi abdest
alırdı.
§ Hz. Âişe'den
başka yolla gelen rivayet:
Rasûlullah yatmak
istediğinde namaz için aldığı abdest gibi abdest alır
sonra yatardı.
318/626-Berâb.
Âzib'den (Radıyatiahu anh)7
Sahih: Müsned,
VI/85, H.no: 24436; İkinci rivayet: VI/121, H.no: 24783; Buhâii, Gusl,
25-26; Müslim, Hayz, 23; Ebû Dâvûd, Taharet, 87-88, H.no: 222, 224; İbn
Mâce, Taharet, 99, H.no: 584; Dârimi, Vudû', 36, H.no: 2084; İbn Ebî
Şeybe, Musannef, 1/62, H.no: 658-659; Dârekutnî, 1/125; Ebû Nuaym,
Müstahrec, 1/360, H.no: 696; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/200, 202; Benzer bir
rivayet için bk. 478/786.hadis (Mâlik, Taharet, 110; Buharı, Gusl, 286,
288; Müslim, Hayz, 305; Ebû Dâvûd, Taharet, 87, H.no: 222; Nesâı,
es-Sünenü'l-kübrâ, V/331, H.no: 9045; Hadisin senedinde İbn Lehîa
bulunmaktadır. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.)
Hadisin
şâhidleri:
a-Hz. Ömer'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk.474/782; Tirmizî, Taharet, 88, H.no:
120 (Tirmizî, bu konuda Ammâr, Âişe, Câbir, Ebû Saîd ve Ümmü Seleme'den
rivayetlerin bulunduğunu, Hz.ömer'İn rivayetinin ise bu konunun en
sahih rivayeti olduğunu belirtir);
b-İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhiimâ) şahidi için bk.475/783; İbn Mâce, Taharet,
99, H.no; 585;
c-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk.476/784; Heysemî isnadının
hasen olduğunu söyler. Bk.Mecma', 1/274.
d-Ebû Saîd
el-Hudrî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk.477/785.hadis;
İbnMâce, Taharet, 99, H.no: 586;
Bennâ hadisin
senedinin ceyyid olduğunu ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, 11/57.
Sahih: Müsned,
IV/292-293, H.no: 18495; Benzer rivayet için bk. IV/301-302', H.no: 18586;
IV/300, H.no: 18561; IV/299, H.no: 18558; IV/296, H.no: 18524; IV/293, H.no:
18496; IV/290, H.no: 18469; IV/285, H.no: 18424; Müslim, Zikir, 56-57; Ebû
Dâvûd, Edeb, 98, H.no: 5046; Tirmizî, Deavât, 16, H.no: 3394; İbn Mâce,
Duâ, 15, H.no: 3876; Dârimi, İs-ti'zân, 51, H.no: 2686; Bu hadis
"ezkâr" (dualar ve zikirler) bölümünde 131/4860.hadiste tekrar
edilecektir.
364___________________„______Mescidde
Abdest Almanın Cevazı
H/. Peygamber
ısaUalhthu uu-yin ve scih m) şöyle buyurdu:
-Yatağına
uzanacağında abdest al, sağ tarafına dönerek uyumadan
(önce)
şunları söyle:
'Allahümme eslemtü
vechî ileyke ve fevvadtü emrî ileyke ve elce'tü zahrî ileyke rahbeten ve
rağbeten ileyke, lâ melce'e ve lâ mencâ
minke
illâ ileyke,
Âmentü bi kitâbik
ellezî enzelte ve bi nebiyyik ellezî erselte.' Eğer (o gece) ölürsen,
fıtrat (yani iman) üzere Ölmüş olursun."
(Duanın Trc.
'Allahım! Özümü sana teslim ettim, işlerimi sana bıraktım,
korku ve ümit arasındaki duygularla canımı sana emânet ettim,
senden başka sığınak ve korunacak yer yoktur.
İndirdiğin Kitabına ve ayrıca gönderdiğin Peygamberine
iman ettim.")
AÇIKLAMA
Abdestin ittifak
edilen dört farzı, âyette açıkça geçtiği için önceden zikredildi.
Ancak bazı konuların farz ya da sünnet oluşunda ihtilâf edildi:
|-Abdestc niyet
etmek: Hanefîlere göre sünnet, cumhura göre farzdır. İhtilâf abdestin
müstakil bir ibâdet olup olmaması konusundaki anlayış
farkından kaynaklanmaktadır.
2-Tertip: Hanefi ve
Mâlikîlere göre sünnet, diğerlerine göre farzdır, İhtilâf,
âyetteki tertibin anlaşılması yanında, Rasûiullah'm abdest
alıştaki tertibinin beyan gücünden kaynaklanmaktadır.
3-Peş
peşe yapmak: Hanefî ve Şâfrîlere göre sünnet, diğerlerine göre
farzdır. İhtilâfın sebebi bir önceki maddede zikredildi.
4-Uzuvian elle
ovmak; Mâlikîlere göre farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf, ovmak
yıkamanın bir parçası olup olmamasmdaki anlayış
farkından kaynaklanmaktadır.
5-Besmele ile
başlamak: Hanbclîlerde farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf,
konuyla ilgili
hadislerin beyan gücünden kaynaklanmaktadır.
6-Mazmaza ve
istinşâk: Hanbclîlerde farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf;
ağız ve bumun içinin yüzden bir parça olup olması konusundaki
anlayış farkından kaynaklanmaktadır.
7-Başın
hepsini mesh etmek: Mâlikilerdc ve Hanbelîlerde farz, cumhura göre sünnettir.
İhtilâf, konuyla ilgili hadislerin âyetteki baş kelimesinin beyan
gücündeki farklı anlayıştan kaynaklanmaktadır.
S-Kulakları
mesh: Hanbelılere göre farz, cumhura göre sünnettir. İhtilâf, kulakların
başla ilgili âyetteki mesh emrine dahil olup olmaması ile ilgili
anlayış farkından kaynaklanmaktadır.
§ Abdestin
İttifak Edilen Sünnetleri: I-Abdcstle misvak kullanmak, ■ 2-Sakaiları hilâllemek/sıvazlamak.
Yalağa girince
okunacak duaya bir örnek de Ebıı Hüreyre'dcn nakledilmiştir:
Miisned, 11/432, H.no: 9555-9556; 11/295. H.no: 7925; Dârhni, îsti'zân, 51,
H.no: 2687. Bu ve diğer dualar için bk, l27/4856.h'adis vd,
Mescidde Abdest
Alman in Cevazı
365
3-Uzuvları
üçer kere yıkamak (Şâfİîlere göre, başı Üç kere mesh
etmek de sünnettir, cumhura göre bir kere mesh edilmeli, birden fazla mesh
yıkamak olur, âyette emredilen mesh etmektir, yıkamak değil.)
4-Yıkarken
sağdan başlamak.
§Abdestte
Edeb/FazÜet Sayılan Bazı Hususlar:
1-Abdesti yüksek
bir yere oturarak almak,(üzerine su sıçramaması için)
2-Başkasından
yardım istememek,
3-Abdest
alırken insanlarla konuşmamak,
4-Kibleye dönmek,
5- Suyun
altına geçmesi için yüzüğü oynatmak, (ancak yüzük dar ise mutlaka
oynatılmalıdır, suyun altına geçmesi farzdır.)
6-Mazmaza ve
istinşakta sağ eli kullanmak,
7-Sol elle
sümkürmek, burnu lemizlemek,
8-Boynu mesh,
(bazı müctehidlcre göre sünnettir.)
9-Abdestten sonra
kelimc-i şehâdclİ söylemek,
10-Suyu
az/iktisatlı kullanmak,
1
i-Yıkanılan azaları belirtilen sınırdan daha fazlasıyla
yıkamak, (hadiste geçtiği gibi âhirette azalardan daha fazla yer
parlak/nuriu görünsün diye,)
12-Havlu vb.
şeyle kurulanmayı terk, (ancak kurulanmak da caizdir.)
13-Abdestten artan
sudan ayakta içip (^^-^ı j_. ı>-i**-ij öaV-^1 û—■ û^*-1
r*1") Allahım, beni tevbe edenlerden kıl, beni temizlenenlerden
kıl, diye dua etmek.791
" Konuyla
ilgili kaynaklar, yerlerinde tafsilatlı olarak zikredildi. (Ayrıca
bk. Şîrâzî. Mühezzeb, 1/21; Kâsânî, Bedâiu's-sanâi', 1/19,24.35; İbn
Rüşd, Bklâyetü'l miictchid, 1/6-7, 9 10, 12; İbn Kudâme,
Mıığnî, 1/78. 90-91, 102, 113, 126).
366
Mescidde Abdest
Almanın Cevazı
Tablo I (Abdest)
AMEL |
tLGtLİ
HÜKÜMLER |
|||||
GENEL |
ÖZEL |
HANEFÎ |
MALİKİ |
ŞAFİÎ |
HANBELI |
|
|
|
|
Sünnet |
Fare |
Farz |
Farz |
|
Besmele |
Sünnet |
Sünnet |
Sünnet |
Farz |
|
Temizlik Şekli |
Yıkama |
Mazmaza, |
Silnnct |
Sünnet |
Sünnet |
Farz |
Misvak |
Sünnet |
Sünnet |
Sünnet |
Sünnet |
||
Yüz |
Farz |
Farz |
Farz |
Farz |
||
Dirsekler dahil |
Farz |
Farz |
Farz |
Farz |
||
|
Farz |
Farz |
Farz |
Farz |
||
Mesh Etme |
Baş |
Vt 'ünü mesh farz |
Tümünü mesh fara |
Üç ya da bİT
kıl kadarı mesh farz |
Tümünü mesh farz
(kulaklar dahii) |
|
Sank ya da
baş örtüsü |
Yeterli
değil, başa mesh edilmeli |
Yeterli
değil, başa mesh edilmeli |
Yeterli
değil, başa mesh edilmeli |
Abdestli
giyilmesi şartıyla yeterli |
||
Çorap |
üzerine mesh
olabilmesi için deri kaplama ya da kaim olmalı |
Üzerine mesh
olabilmesi için deri kaplama olmalı |
Üzerine mesh
olabilmesi için deri kaplama olmah |
Kalın
olması yeteTİi (yün çorap gibi)" |
||
Mestler |
Üzerine mesh caiz |
Cteerine mesh
caiz |
Üzerine mesh caiz |
Üzerine mesh caiz |
||
Düzen |
Tertip |
Sünnet |
Sünnet |
Farz |
Farz |
|
Muvâlâl |
Sünnet |
Farz |
Sünnet |
Farz |
||
Üç kere
yıkmak |
Sünnet |
Sünnet |
Sünnet,
ayrıca başı üç kere mesh etmek de sünnet |
Sünnei |
||
Azalan ovmak |
Sünnet |
Farz |
Sünnet |
Sünnet |
Çoraba ve mestlere
mesh konusundaki hadisler el-Müsned tercemesinin İÜ. Cildinde geçecektir.
Ancak abdest konusu ile alâkalı olduğu için tabloya alındı.
İndeks
367
İNDEKS
KONULAR HADİS
NO
Abdest affedilme
sebebidir
493
Abdest alana selam
vermek
417
Abdest alıp
farz namazı mescidde kılmak günahları siler 505
Abdest alıp
dua ederek uyumak
626
Abdest alıp
mescide gitmenin fazileti 495
Abdest alıp
mescidde namazı beklemenin sevabı 503
Abdest alırken
vesvese veren şeytan
520 Abdest azalarını birer defa yıkamak 601. 602. 603. 604. 605
Abdest azalan
ikişer defa yıkamak
606. 607 Abdest azalarını üçer defa yıkamak 530. 538. 556. 570. 576. 578
604. 608. 609. 610.
611
Abdest
azalarını yıkarken duaların hükmü
615
Abdest
bozulmadığı sürece namaz kılınabilir mi? 623
Abdest bütün
günahları döker
496
Abdest geçmiş
günahları siler
513
Abdest
günahları yok eder
491. 513
Abdest insanın
içini ve dışını tertemiz yapar 516
Abdest
organların işlediği günahları siler
498
Abdest suyu temiz
ve temizleyicidir (şartlı olarak) 327
Abdest
şeytanın düğümlerini çözer
497
Abdest ve gusülde
kullanılan su miktarı
522. 524
Abdeste
başlamadan önce elleri yıkamak
547
Abdesti alıp
namazı güzel kılmak
515
Abdesti güzel
almak
504
Abdesti ve
namazı güzel eda etmek
596
Abdestle Allah
katında ulaşılan hayırlar
494
Abdestsiz Kur'an
okuyup, zikir yapmak
420
Abdestsiz namaz geçersizdir
543
Abdestte ağza
su vermek
549
Abdestte ayak
parmaklarını hilallemek 595 Abdestte ayakları
iyice yıkamak 587. 588. 589.
590. 591
592. 593.954.595
Abdestte
ayakları meshedenleri Rasûlullah'ın ikazı 591
Abdestte
ayakları ve topukları yıkamak 593
Abdestte
ayakları yıkamayanların âhiretteki durumu 590
Abdestte
ayakları yıkamayanlara Rasûlullah'ın ikazı 589
Abdestte azalardan
fazla yer yıkamak
562. 565
Abdestte baş
ve kulakları meshetmek
569
Abdestte
başı meshedip, ayakları yıkamak
572
Abdestte
başı meshetmek
571
Abdestte besmele
çekmek
544. 545
Abdestte burnu
sümkürmek
438
Abdestte buruna su
verip iyice temizlemek
553 Abdestte buruna su vermek
552. 553. 554
Abdestte burunu
temizleme sebebi
554
Abdestte her uzvun
temizliğini tam yapmak
594
368______' _________
İndeks
Abdestte hilalleme
yapanların övülme sebebi 567
Abdestte
kulakları meshetmek
561
Abdestte
kullanılan su miktarı 523, 525
Abdestte kuru yer
bırakmamak
597
Abdestte kuru yer
kalırsa namaz kılınmaz
599
Abdestte
organların yıkanma ve mesh miktarı 578
Abdestte önce
elleri yıkamak
546
Abdestte
parmakları hiiailemek
566. 567
Abdestte
sağdan başlamak
526. 527
Abdestte sakallan
hilaliemek
559
Abdestte sakallan
hilaliemenin hükmü 560
Abdestte
sırayı takip etmek
557. 558
Abdestte son
damlayla günahlar dökülür
499
Abdestte suyu israf
etmemek
521
Abdestte
tertib
557. 558
Abdestte tertibin
hükmü 598
Abdestte
topukları yıkamak
592. 593
Abdestte
uzuvları ovmak
568
Abdestte vesveseden
korunmak
617
Abdestten sonra dua
etmek
614
Abdestten sonra su
içmek
612
Açık arazide
tuvalet
413. 414
Açık arazide
tuvalette kendini gizlemek
414
Ağız,
diş temizliğine önem vermek
466
Ağıza ve
buruna birer kez su vermek
551
Ahirette abdest
azaları nurlanır
563. 564 Ahkâmı
değiştirmek Kevser Havuzu'ndan
kovulma
sebebidir
296. 297. 298. 299. 300
Hz, Âişe'nin
temizlik konusunda Basralı kadınları eğitmesi 457
Hz. Ali'nin mezinin
hükmünü Rasülullah'a sordurması 391 Hz. Ali'nin
Rasüiullah'm abdest şeklini anlatması 531. 550. 553
Allah, abdest
alıp mescide giden kimseyi sever 500
Allah temizlenenleri
sever
455
Allah'ın
yoiu
283
Allah'tan gecenin
son bölümünde istemek 474
Ameller niyetlere
göredir
542
Amellere güvenip
günah işlememek
506
Ashabın abdest
alınışını aile efradına öğretmesi 540
Ashabın abdest
alınışını halka öğretmesi
539
Ashabın,
Rasûluüah'ın asarına teberrükü 326
Ayaklar
meshedilebilir mi?
534. 536
Ayakta idrar
yapmak
410
Ayakta su
içmek 535
Başa meshin
farz olan miktarı
573
Başı
birkaç kez meshetmek
575
Başı
kaplama mesh ile meshetmek
579. 580 Bebek idrarının hükmü ve temizlenmesi 380. 381. 382.
383. 384. 385. 386
Bebeğin
idrarının su dökerek temizlenmesi 383
(Her) bid'at bir
sünneti kaldırır
294
(Her) bid'at
sapıklıktır
292
(Hiçbir) bid'at
kabul edilmez
295
İndeks ■
________„_____________369
Bir abdestie birden
çok namaz kılmak 619. 620.
623
Büyük ve küçük
tuvalet esnasında kıbleye dönmemek 427
Camilerin temiz
tutulması
345
Cebrail'in
misvağı tavsiye etmesi 471
Cebrail'in
Rasûiullah'a abdest ve namazı öğretmesi 616
Cennetin
kapılarını açtıran ameller
511
Cünüp olarak uyumak
isteyen nasıl davranır? 625
Çitileyerek meninin
temizlenmesi
394
Çömlekteki
yağın içine fare düşmesi durumunda ne yapılır? 375. 376
Deniz suyu ile
abdest alınabilinir mi?
310, 312
Denizin suyu
temizleyici ve öiüsü helaldir 309. 310. 311. 312
Derinin
temizlenmesi
357. 358. 359. 360. 361. 362. 363
364. 365. 366. 367.
368
Deve
idrarının hükmü ve tedavi
387
Durgun suya idrar
yapmak
338
Ebu'd-Derda'nın
abdest ve namaz konusunda halkı eğitmesi 518
Ebu Hüreyre'nin
abdestte fazla yer yıkaması
565
Edeb ve özlü
sözler
437
Eğitimle ilgili
hadisler:
- Cebrail'in
Rasülullah'ı eğitmesi
471- 616. 617
- Rasûlullah'ın cinleri eğitmesi
447
- Rasûlullah'ın sahabeyi
eğitmesi 430. 439. 472. 541. 555. 596
- Sahabenin birbirini eğitmesi
490. 517. 532
- Sahabenin
halkı eğitmesi
475. 480. 482. 498. 518. 550. 584
- Sahabenin
Rasûiullah'a sorarak öğrenmesi
391
- Sahabe kadınlarının
kadınları eğitmesi
457. 589 Ehl-i Beyt
279 (Her) farz namaz
için abdest almak
618 Gece ibadete kalkınca misvak kullanmak
485 Gusül aldığı yere idrar yapmamak 409
Gusül alınacak kabın hacmi
316 Gusü! ve abdestte kullanılacak suyun miktarı 322
Gusül yapılan yere idrar yapma yasağı
328. 409 Gusülde önce elleri yıkamak
321 Günahları sildirip, sevapları artıran ameller 501. 507. 512. 513 (Her
türlü) günah ve hatadan kurtaran ameller 512
Güzel abdest alıp namaz kılmanın
karşılığı: Cennet 489 Güzel
abdest ve güzel kılınan namazın sonucu 519 Halkın
kullandığı yollara ve piknik alanlarına tuvalet
yapmamak 406 Hayız
kanının temizlenmesi
349. 350 Hayız kanının temizlendikten sonra elbisede
izinin kalmaması 351
Hayvan leşinin derisi ve sinirinden yararlanmamak 370
Hayvanların içtiği suyun artığı
337. 346. 347. 348 îdrar yaparken sıçratmamak için tedbir
almak
411 İdrardan sakınmamak kabir azabı sebebidir 379. 415. 459. 460
İdrarın ibadete engel olan miktarı
378 İdrarın iyice kesilmesi için tedbir almak
461 İki emanet: Kur'an-ı Kerim ve Ehl-i beyt
280 İki ölü ve iki kanın helal kılınması 403 İmamın
namazda yanılma sebebi
600 İnsan abdestie günahlarından temizlenir
492
370_________________________________________________ İndeks
İnsan
idrarının hükmü
377
İnsanı
günahsız yapan ameller
507
İrbad b. Sariye
hakkında inen âyet
285
İstincada
sağ eli kullanmamak 429.
448. 459. 460
İstincada
taşı tek kullanmak
439
İstincada
tezek ve kemik kullanmamak
441. 444. 445. 446. 447
İstincada
üçten az taş kullanmamak
440. 442
İstincayı
su ile yapmak 451
İyi ve kötü
çığır açmanın sonucu
293
Kabir azabı
haktır
379. 415. 459. 460
Kapalı mekanlardaki
tuvaletlerde kıbleye dönmek 412. 431
Kapiama mesh
nasıl yapılır
580 Kan-kocanın aynı kaptan sıra iie su alarak
yıkanması 315. 317. 319.
323
Kedinin içtiği
sudan abdest almak
346. 347. 348
Kan-kocanın
aynı kaptan su alarak gusletmesi (yıkanması) 315. 319
Kelâle âyetinin
nüzul sebebi . 325
Kevser Havuzu'ndan
kovulanlar
296. 297. 298. 299. 300 Kevser Havuzu'ndan kovulma sebepleri:
- Bid'atlere uymak
292
- Ehl-i beyte sahip çıkmamak
279. 280
- Hak cemaatten ayrılmak
286
- İbadetleri ihmal edip, geciktirmek 306
- Kur'an-ı Kerim'e tabi olmamak
280
- Önceki dinlere tabi olanlara tabi olmak 301. 302. 303. 304. 305
- Sadece Kur'an ile
yetinmek 288
- Sünnet'e uyan
âlim ve önderlere tabi olmamak 285
- Sünnet'i terk edip uzaklaşmak
286
-
Şeytanın yoluna uymak
283 Kıbleye dönük bevletmek
434, 435 Kız ve erkek çocuklarının idrarının
temizlenmesi 384. 385
Kıyamete kadar hak yolda bulunacak bir grup 284
Kur'an-ı Kerim ihtilaflardan kurtuluş kaynağıdır 281
Kur'an-! Kerim'e ve Rasülullah'ın Ehl-i beytine sahip çıkmak 279 Köpeğin
yaladığı kabın temizlenmesi 340. 341. 342. 343. 344
Köpekleri Öldürmemek
342 Kürk ile namaz kılmak
369 Laneti celbedici ameller
405 Leş derisinden faydalanmak 358. 364. 365. 366. 367 Leş derisinin
hükmü
359 Leş derisinin tabaklandıktan sonra
kullanılması 360
Menide gusül gerekir 390
Meninin hükmü
393 Meninin yıkanarak temizlenmesi 397 (Kuruyan) meniyi
çitileyerek temizlemek
395 Mescidde abdest almak
624 Mesciddeki idrarın temizlenmesi
355. 356 Mestlere meshetmek
581. 582. 583. 584. 585 Mestlere ve sarığa meshetmek 581. 582. 583. 584.
585. 586 Mezi abdesti bozar
392 Mezi akıntısından sonra ibadet için abdest almak 390 Mezi
gusül gerektirmez 392
İndeks
______371
Mezi nasıl
temizlenir
389
Mezinin hükmü
338
Misvak ile
ağzı temizlemek
455
Misvak
hakkında neredeyse âyet inecekti
457
(Abdestte) misvak
kullanmak
479
Misvak
kullanmanın fazileti
454
Misvak
kullanmanın hükmü
438
Misvak kullanarak
kılınan namazın fazileti
477
Misvak nasıl
kullanılır 431
Misvak neredeyse
farz kılınacaktı
459
Misvağı
büyüğe vermek
472
Mü'mİnin
âhirette abdest azaları nurlanır 563,
554
Mü'min cünüp
olmakla necis olmaz
399. 400
Müslüman
olmayanların kaplarını kullanmak 371
Müşriklerin
kaplarını kullanmak
372 Namazdan önce misvak kullanmak
474. 476. 478
Namazı güzelce
kılmak küçük günahları affettirir 509. 510
Oruçlu iken
hanımını öpmek
320
Oruçlu iken misvak
kullanmak
487
Ölü koyunun derisinden
faydalanmak
364 Önceki dinlere tabi olanların yoluna uymak 301, 302. 303. 305
Rasûiullah
dönemindeki hanımların hassasiyetleri 353
Rasûlullah
döneminde kullanılan su kaplan
334
Rasûiullah
döneminde kullanılan su kuyuları
336
Rasûluilah elbisede
ve abdestte sağdan başlardı. 527
Rasûlullah gusülde
suyu önce alırdı
318 Rasülullah'ın abdest alış şekli 482. 528. 529. 531. 533.
537. 574
Rasülullah'ın
abdest suyundan hastaya serpmesi 325
Rasülullah'ın
abdestte ayaklarını sürekli yıkaması 588
Rasülullah'ın
arkasında namaz kıldığı sahabiler 541
Rasülullah'ın
ashabına her âdabı öğretmesi 430. 443
Rasululah'ın
başını meshetmesi
577
Rasülullah'ın
bir abdestle birden çok namaz kılması 620
Rasülullah'ın
birsahabiye abdesti öğretmesi 555. 613
Rasülullah'ın
bir yahudinin davetine gitmesi
373
Rasülullah'ın
çocuklara dua edip tahnik yapması 382
Rasûlullah'ın
Ehl-i beyti kimdir?
279
Rasûlullah'ın
hareketleri Allah'ın kontrolündedir 354
Rasülullah'ın
ısrarla teşvik ettiği ameller 470. 541
Rasûlullah'ın
mescide bevlini yapan bedeviyi eğitmesi 355
Rasûlullah'ın sürekli misvak kullanmayı tavsiye etmesi . 468. 470
Ribatlar (güvenlik
noktaları) nelerdir? 502
Sağ elin
kullanılacağı yerler
449
Sağ elle
tenasül uzvuna dokunmamak
450
Sahabe dönemi ve
günümüz
307
Sahabenin abdest
konusunda birbirini eğitmesi 532
Sahabenin abdest
konusunda halkı eğitmesi 518
Sahabenin birbirini
eğitmesi
517
Sahabenin hadis
konusunda titiz davranması 508
Sahabenin
irşad yöntemi
490
Sahabe
kulağının arkasında misvakla mescide gelmesi 475
372
___________
İndeks
Sadece
Kur'an-ı Kerim'le yetinmek doğru mudur? 289
Sahabenin misvakla
ilgili sünnete uymadaki titizliği 480
Sahabenin
namazı geciktirenlere kızması 306 Sahabenin "Rasûlullah
döneminden bir şey kalmadı" diye üzülmesi 308
Sahabenin Sünnet'i
uygulama titizliği
287
Sarığa
meshin hükmü 586
Sineğin
kanatlarında zehir ve panzehirin bulunduğu 401. 402
Su
kaynaklarının korunması
339. 406
Sünnet en güzel
rehberdir 292
Sünnete tabi
olmayan sapıtır
282
Sünnete
sarılarak İslâm'a sahip çıkmak 285 Sünnete sarılmamanın
âhiretteki sonucu 296.
297. 298. 299. 300
Sünnetten
uzaklaşan nesiller
286
Sünnetin hüküm
koyma yetkisi
288
Sünneti reddetmenin
gerekçesi yoktur
290. 291
Süt emen
çocukların idrarının temizlenmesi
386
Şeytanın
yolu 283
Şıra ile
abdest almak
314 Tabaklama ile temizlik
357. 358. 359. 360. 361. 362. 363. 364. 365
Tabaklanmış
deriden abdest almak
361. 362
Tabaklanmış
deriden su kırbası yapmak
368
Tabiunun
duyduğu hadisi sahabeye arz etmesi 514
Tahnik
382
Taşla temizlik
âdabı
436
Temiz bir madde
karışmış su ile gusletmek
333
Temiz suyun
özellikleri
335 Temizlik çeşitleri
- Abdestte manevi
temizlik 496
- Misvak ile ağız ve dişleri
temizlemek
465
- Çitileyerek temizlemek
395
- Su ile temizlemek
309. 349. 452
- Şıra ile temizlemek
314
- Tabaklama ile
temizlemek 357. 358..359. 360. 361.
362. 363. 364. 365
- Taşla
temizlemek
436
- Toprakla
temizlemek
341 Temizleyici suyun
kalanı ile temizlenmek 329. 330. 331. 332
Temizlik konusunda başkaları örnek alınabilir 456
Tuvalet âdabını Rasûiullah'ın ashabına öğretmesi . 430. 443 Tuvalet esnasında
konuşmak
416 Tuvalet için uygun yer aramak
404 Tuvaletler kıbleye dönük yapılmışsa 428
Tuvalet temizliğinde su kullanmak
452 Tuvalet temizliği yapılması yasaklanan maddeler 446
Tuvalet yapana selam vermek
418 Tuvalet yaparken selam alınır mı?
419 Tuvalete girerken okunacak dua 421. 422. 423 Tuvalete
sıkışık iken namaz kılmamak
462 Tuvalette kıbleye dönmek
433. 434 Tuvalette kıbleye dönmemek 425. 426.
427. 428 Tuvalette sırtını kıbleye dönmek
432 Tuvaletten çıktıktan sonra okunacak dua
424
İndeks
373
Tuvaletten sonra
abdest almak
622
Tuvaletten sonra
abdest almamak 621
Tuvaletten sonra
avret mahallini iyice temizlemek 458
Tuvaletten sonra elleri yıkamak
452. 453. 454
Tuvaletten sonra
vesveseden kurtulma tedbiri 463
Uyandıktan
sonra dişleri misvaklamak
484
Uyanınca
misvak kullanmak
483
Uykudan
uyandıktan sonra elleri yıkamak
548
Uzun eteğe
yerden necaset bulaşması
352
"Ümmete
ağır gelmeseydi her abdestte misvağı farz kılardım" 473
Ümmetin en
kötüleri
304
Vesvese
kaynağı olan davranış
408
Yemeğe
düşen sineğin durumu
402
Yenebilen
maddelerin içine düşen necasetlerin temizliği 374
Yerdeki hayvan
kovuklarına idrar yapmamak 407
Yorgana
bulaşarak kuruyan meninin temizlenmesi 396
Zarurette
kıbleye dönük idrar yapma ruhsatı
435
Zemzemle abdest
almak
313
374_____________________________________________________İndeks
ŞAHIS VE YER
Abbas, 5, 217, 223
Abdullah b. Abbas,
25, 31, 40, 41, 62, 64, 65, 67, 71, 82, 83, 87, 92, 109, 111, 112, 115, 116,
117, 118, 122, 123, 128, 131, 133, 138, 139, 148, 155, 156, 159, 160, 166, 202,
205, 206, 207, 209, 210, 213, 214, 215, 216, 221, 223, 230, 235, 246, 265, 267,
272, 274, 275, 276, 280, 282, 283, 292, 295, 296, 298, 299, 304, 305, 309, 311,
313, 315, 316, 317, 321, 322, 331, 338, 339, 341, 343, 344, 345, 347, 351, 357
Abdullah b. Amr,
30, 62, 109, 125, 138, 139, 224, 226, 263, 264, 272, 274, 277, 292, 316, 334,
336, 343, 351
Abdullah b. Büsr,
308, 309
Abdullah b. Ebû
Katâde, 96, 97, 98
Abdullah b.
Hanzale, 171, 173, 224, 358
Abdullah b. Haris
b. Cez'i ez-Zübeydi, 178, 336, 337
Abdullah b.
Muğaffel, 80, 93, 161, 162, 263
Abdullah b.
Muğire b. Ebû Bürde el-Kİnânî, 63
Abdullah b.
Muhammed b. Akîl b. Ebû Tâlib, 246, 282, 325
Abdullah b. Ömer,
17, 22, 39, 46, 62, 73, 76, 89, 91, 92, 94, 95, 154, 165, 171, 174, 183, 205,
212, 213, 216, 222, 223, 227, 235, 236, 263, 294, 302, 303, 305, 314, 316, 343,
345, 347, 348, 351, 353, 358, 362, 363
Abdullah b. Râfi',
28
Abdullah b. Sa'd
el-Ensârî, 145, 146
Abdullah b. Selâm,
260, 262
Abdullah b. Sercis,
81, 160
Abdullah b. Ukaym
el-Cühenî, 122, 123
Abdullah b. Übey
es-SelüI, 173
Abdullah b. Üneys,
272, 274, 292
Abdullah b. Vehb,
53
Abdullah b. Zeyd,
235, 272, 274, 283, 284, 292, 296, 305, 312, 314, 316, 317, 318, 322, 323, 331,
345, 346, 347, 351
Abdullah b. Zübeyr,
156
Abdullah
el-MÜdlİcî, 62
Abdullah
es-Sunâbihî, 26, 241, 242, 243
Abdurrahman b. Amr
es-Sülemî, 13
Abdurrahman b. Avf,
39, 114, 286
Abdurrahman b. Ebî
Leylâ, 15, 40, 54, 120, 121, 122, 135
Abdurrahman b. Ebû
Bekir es-Siddîk, 333
Abdurrahman b. Ebû
Gurad, 166, 280
Abdurrahman b.
Eşlem, 208
Abdurrahman b.
Hasene, 158, 163, 165, 169, 206
Abdurrahman b.
Mehdi, 210
Abdurrahman b,
Va'le, 111
Abdurrahman b.
Yezid, 191
Abdühayr, 272, 273,
274, 280, 292, 293, 296, 320, 351
Abdülmelik b.
Mervân, 23
Abdülmelik b. Sel'
274
Âbide b. Amr
el-Kilâbî, 337
İndeks______ ^_________ 375
Âdem (a.s.), 29,
139, 168, 189
Ahmed b. Hanbel, II, IX, 5, 6, 7, 8, 10, 13, 16, 20, 23, 24, 26, 41, 45, 46,
50,
51, 53, 57, 63, 65,
70, 71, 73, 74, 75, 77, 79, 80, 81, 83, 87, 89, 92, 93, 94, 95, 96, 107, 113,
114, 116, 120, 122, 126, 128, 135, 136, 139, 146, 149, 154 156, 161, 162, 164,
167, 170, 175, 177, 183, 185, 186, 188, 190, 195, 198, 200, 201, 202, 203, 204,
208, 210, 212, 213, 214, 215, 216, 219, 221, 223, 224, 225, 227, 228, 229, 230,
238, 239, 240, 245, 248, 252, 255, 256, 257, 261, 263, 264, 265, 266, 267, 268,
271, 277, 284, 289, 290, 291, 299, 302, 305, 306, 311, 315, 321, 323, 324, 325,
326, 327, 328, 329, 330, 333, 337, 341, 342, 344, 348, 353, 356, 357, 360, 361
Ahmed Nâim, 71, 85,
266, 267
Âiş b. Enes
el-Bekrî, 145
Âişe (r.anh.),
25, 26, 28, 39, 40, 45, 70, 71, 72, 73, 75, 87, 96, 107, 108, 111 112, 122,
136, 137, 138, 147, 148, 149, 150, 165, 173, 177, 184, 185, 186, 192, 203, 204,
205, 212, 213, 216, 221, 224, 226, 227, 228, 229, 265, 267, 268, 272, 274, 277,
290, 292, 294, 298, 302, 303, 315, 316, 333, 336, 347, 351, 360, 361, 362, 363,
384
Akil b. Ebû Tâlib,
265 Ali b. Hüseyin, 21, 282
Ali (r.a.), VI, 5, 7, 8, 9, 11, 21, 25, 26, 39, 40, 41, 48, 62, 65,
67, 73, 81, 113, 114, 122, 126, 135, 137, 138, 139, 142, 143, 144, 146, 154,
165, 170, 174, 175, 177, 209, 213, 216, 217, 219, 220, 223, 224, 226, 227, 228,
232, 234, 237, 271, 272, 273, 274, 275, 277, 278, 279, 280, 282, 283, 290, 292,
293, 294, 296, 313, 316, 317, 320, 322, 328, 331, 336, 338, 341, 343, 351, 354,
368, 383, 386
Alkame, 196
Alkame b.
Fağvâ', 171
Alkame b. Kays, 40,
41
Alkame b. Süfyan,
259
A'meş, 53
Âmir Hasan Sabri,
65, 142, 220, 264, 271, 274, 279, 296, 337
Ammar b. Yâsir, 84,
205, 302
Amr b. Abese, 237,
238, 240, 254
Amr b. Âs, 169,
259, 336
Amr b, Avf, 22, 30,
226, 277
Amr b. Haris, 317
Amr b. Hazm, 43
Amr b. Şuayb,
138, 351
Amr b, Ümeyye, 327
Amr b, Yahya
el-Mâzinî, 318
Âsim b. Süfyân
es-Sekafî, 259
Atâ1 b, Yesâr, 30,
80, 163, 241, 253, 275, 343
Avf b. Mâlik, 255
Basra, 39, 40, 126,
153, 236, 251
Berâ b. Âzib, 363
Beyhakî, 3, 75, 78,
85, 87, 90, 91, 99, 104, 115, 119, 122, 148, 153, 154, 159, 160, 169, 173, 177,
182, 185, 191, 192, 198, 204, 205, 208, 213, 215, 216, 217, 220, 221, 223, 225,
227, 228, 230, 234, 235, 243, 246, 248, 258, 263, 268, 271, 275, 277, 280, 289,
290, 291, 293, 298, 303, 305, 311, 313, 317, 318, 320, 322, 323, 324, 326, 329,
337, 338, 340, 341, 343, 344, 346, 348, 351, 353, 355, 358, 360, 362, 363
Bilâl b. Haris,
166, 167, 280, 281
376______________________________________________İndeks
Bilâl Habeşî,
302, 326
Buhârî, 3, 6, 7,
10, 11, 15, 20, 21, 24, 25, 26, 27, 32, 34, 35, 38, 42, 43, 44, 47, 49, 62, 65,
68, 71, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 81, 84, 85, 86, 87, 88, 91, 94, 95, 103, 107,
109, 110, 112, 114, 115, 116, 120, 122, 125, 127, 128, 130, 131, 133, 136, 138,
139, 140, 142, 143, 144, 146, 147, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 158, 160, 161,
163, 164, 168, 170, 173, 174, 175, 177, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 189, 190,
193, 194, 196, 197, 199, 200, 206, 207, 208, 212, 213, 215, 216, 217, 220, 221,
223, 224, 225, 227, 228, 229, 238, 242, 244, 246, 249, 250, 251, 264, 265, 266,
267, 268, 270, 275, 277, 278, 279, 280, 283, 286, 288, 289, 290, 291, 294, 297,
301, 302, 305, 307, 308, 310, 313, 317, 318, 322, 325, 327, 328, 330, 331, 334,
337, 339, 343, 346, 348, 349, 355, 359, 361, 363
Büreyde, 165, 343,
344
Büsr b, Saîd, 316
Câbir b. Abdullah,
6, 9, 11, 21, 39, 62, 63, 91, 126, 159, 160, 168, 182, 189, 190, 191, 195, 203,
234, 333, 340
Câbir b. Semure, 11
Ca'fer b. Ebû
Tâlib, 217, 223
Ca'fer
es-Sâdık, 21
Cebrail, 8, 369,
384, 387
Cebriye, 15
Ceme! Vak'ası,
112
Cemile bt. Abdullah
b. Übey es-Selül, 173
Cerir b. Abdullah
el-Becelî, 200, 203
Cevn b. Katâde
et-Temimî, 112, 113
Cinler, 69, 161,
175, 188, 195, 196, 197
Cübeyr b. Nüfeyr,
222
Cündüb, 26, 109
Dahhâk b. Süfyân,
43
Dârimî, 3, 6, 8,
10, 13, 17, 18, 21, 22, 23, 46, 62, 65, 70, 71, 73, 74, 75, 77, 83, 87, 89, 91,
93, 95, 96, 103, 104, 111, 113, 117, 120, 126, 128, 135, 139, 146, 164, 166,
167, 170, 177, 181, 184, 188, 193, 197, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 216, 219,
220, 223, 227, 228, 238, 259, 267, 268, 272, 274, 281, 292, 293, 325, 328
Dımeşk,
114, 312
Ebû Âmir er-Râhib,
173
Ebû Bekir (r.a.),
5, 6, 39, 40, 62, 77, 103, 114, 173, 212, 213, 224, 241, 286
Ebû Bekre, 25, 43,
206, 235, 304
Ebû Cühayfe, 22, 78
Ebû Cüheym b,
el-Hâris el-Ensârî, 173
Ebû Dâvûd, 6, 10,
11, 13, 17, 18, 20, 23, 24, 39, 45, 46, 62, 63, 65, 68, 70, 71, 75, 76, 77, 78,
79, 80, 81, 82, 83, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 99, 103,
104, 105, 106, 107, 109, 111, 112, 116, 117, 120, 122, 125, 126, 127, 128, 133,
136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 146, 147, 149, 150, 151, 152, 153,
154, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 166, 167, 169, 170, 171, 172, 173, 174,
175, 176, 177, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 189, 190, 191, 192, 193, 195, 196,
197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 216, 217,
220, 221, 223, 225, 227, 228, 229, 234, 235, 244, 248, 250, 252, 253, 254, 257,
263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 272, 274, 275, 278, 279, 280, 281, 282,
283, 288, 289, 291, 292, 294, 295, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 305, 311, 313,
314, 316, 317, 318, 320,
İndeks_____________________________
377
321, 322, 323, 324,
325, 326, 329, 331, 332, 334, 338, 339, 340, 341, 343,
346, 348, 351, 353,
354, 356, 358, 359, 360, 361, 363 Ebû Enes, 88, 349
Ebû Eyyûb
el-Ensârî, 179, 180, 270, 298, 303, 311, 338 Ebû Gâlib er-Râsibî, 256, 257 Ebû
Hâcib, 82 Ebû Hanife, 50, 52, 68, 69, 79, 95, 98, 123, 150, 155, 156, 217, 266,
301, 321,
324
Ebû Hâzim, 27, 192,
310 Ebû Hüreyre, 7, 10, 20, 22, 25, 30, 31, 33, 39, 45, 62, 76, 80, 91, 92, 93,
94, 95,
96, 104, 107, 109,
127, 131, 151, 153, 159, 161, 162, 167, 168, 171, 180, 181,
188, 189, 193, 196, 197, 198, 200, 201, 202, 203,
205, 206, 208, 209, 210, 212, 213, 219, 220, 221, 223, 224, 235, 239, 244, 245,
246, 247, 248, 249, 255, 269, 288, 289, 290, 291, 294, 297, 305, 307, 308, 309,
310, 314, 316, 336, 346, 348, 351, 356, 357, 361, 363, 364
Ebû Katâde, 96, 97,
98, 166, 184, 197, 202, 280
Ebû Leylâ, 120,
135, 138
Ebû Matar,225, 277
Ebû Mûsâ, 26, 39,
44, 158, 163, 164, 166, 206, 224, 225, 280, 305, 314
Ebû Müslim, 258,
327
Ebû Nüceyh
es-Sülemî, 255
Ebû Râfî, 17, 20,
67, 347
Ebû Saîd el-Hudrî,
3, 4, 5, 6, 7, 27, 30, 33, 39, 107, 155, 167, 170, 178, 180,
189, 209, 223, 235, 246, 249, 289, 290, 291, 354,
363 Ebû Sa'lebe el-Huşenî, 125
Ebû Sebre, 290, 291
Ebû Seleme, 70,
289, 333
Ebû Sellâm, 173
Ebû Talha, 179
Ebû Utbe
el-Havlânî, 11
Ebû Ümâme, 11, 114,
122, 131, 139, 175, 180, 203, 206, 207, 208, 213, 215,
224, 237, 238, 239,
240, 256, 257, 258, 259, 304, 305, 309, 314, 315, 316,
327, 347, 351 Ebû
Vâkıd el-Leysî, 33 Ebû Yusuf, 41, 50, 56, 70 Ebû Zabye, 240
Ebû Zer
el-Gıfâri, 6, 39, 84, 177
Ebû Zür'a, 6, 20,
139, 154, 201, 202, 251, 289, 291, 302, 307, 317, 345, 357 Ebû'd-Derdâ, 26, 35,
39, 261, 262, 291, 304, 309 Ebu'l-ÂHye, 362 Ebu'l-Ezher, 321, 322, 332
Ebu'l-İmrân el-Cevnî, 34 Ebu'z-Zübeyr, 128 Ehl-i Sünnet, 15 el-Arakî, 62
Enes b. Mâlik, 19, 34, 35, 39, 75, 86, 88, 126, 130, 139, 140, 153, 175, 176,
199, 203, 214, 215,
235, 254, 266, 267, 268, 302, 303, 327, 339, 354, 359 Esma bt. Ebû Bekir, 26,
103 Esma bt. Sâid b. Zeyd b. Amr, 290, 291 Esma bt. Zeyd b. Hattab, 358
378________________________'_______İndeks
Esved b. Yezid,
148, 194
Eş'as b.
Sevvâr, 305, 314
Evs b. Ebû Evs,
280, 282, 295
Evs b. Huzeyfe, 293
Evzaî, 54
Fâtima (r.a.), 133
Fâtıma bt.
el-Münzir, 103
Gaylan, 225
Gazzalî, 43, 44,
48, 50, 51, 57
Gudayf b. Haris
es-Sümâlî, 23
Habbâb, 24
Habban b. Vâsî
el-Ensâri, 317
Hafsa (r.anh.),
183, 184, 198
Hakem b. Amr
el-Gıfâri, 81, 82
Hakem b. Süfyan,
209
Hâkim, 3, 13, 17,
20, 30, 31, 32, 51, 62, 80, 107, 115, 131, 138, 155, 158, 159, 160, 161, 162,
173, 177, 182, 196, 198, 199, 202, 203, 207, 210, 217, 221, 235, 242, 246, 248,
249, 252, 253, 255, 263, 265, 279, 289, 290, 291, 295, 296, 298, 302, 303, 311,
313, 326, 337, 343, 346, 347, 348, 353, 356, 358
Hâlİd b.
Ma'dân, 342
Hâlid b. Velid, 17
Hammad b. Ebî
Süleyman, 67, 130, 165, 212
Hamza (r.a.), 75
Hamza Ahmed Zeyn,
63, 75, 87
Hanzaie b. Ebû
Âmir, 173
Hariciler, 15
Haris b. Abdullah
el-A'ver, 8, 174
Hasan (r.a.), 133,
134, 135, 139
Hasan b. Câbir, 17
Hasan el-Basrî, 40,
171, 174
Havle bt, Hakîm,
104
Havle bt. Kays, 75
Havle bt. Yesâr,
105
Havva,139
Hayber, 18, 328
Hemmâm, 91, 94,
149, 168, 189, 294, 297
Heysemî, 4, 5, 6,
7, 9, 10, 17, 20, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 31, 32, 45, 62, 63,
64, 68, 76, 83, 85,
92, 93, 97, 98, 104, 105, 109, 113, 114, 120, 122, 126, 128,
131, 135, 138, 139,
148, 153, 154, 161, 168, 175, 177, 192, 193, 203, 204, 206,
209, 210, 212, 214,
215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226,
227, 228, 229, 231,
232, 237, 240, 241, 242, 246, 247, 248, 250, 251, 255, 257,
258, 259, 260, 262,
266, 267, 272, 279, 282, 287, 291, 292, 293, 303, 304, 305,
306, 307, 311, 312,
313, 314, 316, 324, 328, 338, 339, 344, 345, 347, 348, 350,
351, 353, 355, 356,
357, 359, 362, 363, 364, 365
Hıra, 199
Hicaz Ekolü, 40
Hucr b. Hucr
el-Kelâî, 13
Hudeybiye, 78, 88
Humeyd b.
Abdurrahman el-Himyerî, 80, 164
Humran b. Eban,
250, 251, 270, 301, 350
îndeks
_____________379^
Humus, 183, 257
Huneyn, 33
Husayn b. Abdurrahman
es-SüIemî, 24
Husayn b. Sebra, 4
Huzeyfe b. Esîd
el-Gıfâri, 4, 6, 26
Huzeyfe, 4, 6, 22,
26, 27, 32, 39, 152, 163, 164, 165, 166, 213, 224, 228, 293,
308, 354
Huzeyme b. Sabit
el-Ensârî, 192 Hüseyin (r.a.), 134, 139 Hüşeym, 6, 9, 174 Irak b. Mâlik,
187, 188 Irak Ekolü, 41 Iraklılar, 71, 85
İbn Âbidîn,
38, 50, 53, 54, 56, 57 İbn Âmir, 235, 236 İbn Cüreyc, 45
İbn
EbîŞeybe, 5, 24, 26, 28, 52, 62, 87, 119, 120, 131, 191, 192, 198, 207,
213, 214, 215, 220, 223, 243, 258, 282, 290, 291, 294, 295, 296, 300, 303, 304,
305, 311, 314, 315, 323, 326, 328, 342, 343, 344, 346, 347, 351, 353, 354, 359,
360, 362, 363
İbn EbîTalha,
97
İbn Hacer, 5,
6, 8, 9, 10, 20, 23, 39, 45, 46, 62, 64, 65, 73, 85, 86, 112, 113, 122, 125,
126, 138, 140, 150, 154, 170, 179, 183, 185, 186, 194, 195, 200, 202, 208, 212,
213, 216, 217, 218, 225, 226, 227, 228, 229, 241, 251, 259, 263, 264, 266, 269,
272, 277, 289, 290, 291, 307, 308, 317, 320, 327, 328, 337, 338, 339, 341, 345,
357, 360
İbn Hazm, 16,
40, 42, 43, 44, 57, 146, 185, 210, 361
İbn Hlbbân, 6,
26, 28, 47, 53, 97, 114, 122, 128, 138, 145, 146, 167, 170, 175, 176, 177, 182,
186, 188, 200, 201, 202, 208, 212, 213, 221, 223, 246, 248, 249, 259, 260, 264,
266, 269, 275, 279, 290, 291, 296, 303, 313, 318, 326, 327, 328, 343, 344, 360,
361, 362
İbn
Kayyım, 16
İbn Lehîa, 20,
31, 69, 91, 159, 178, 184, 195, 213, 248, 253, 264, 297, 317, 323, 337, 338,
340, 344, 356, 357, 363
İbn Mâce, 6,
9, 10, 11, 13, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 25, 31, 38, 62, 63, 65, 67, 68, 69,
70, 71, 73, 74, 75, 76, 77, 80, 81, 82, 83, 85, 86, 87, 88, 89, 91, 92, 93, 95,
96, 103, 104, 105, İ06, 107, 109, 110, 111, 113, 115, 116, 120, 122, 125,
126, 130, 131, 133, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 143, 144, 145, 146, 147, 149,
150, 151, 152, 153, 154, 155, 158, 159, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168,
169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184,
185, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205,
206, 207, 208, 209, 210, 213, 216, 228, 229, 234, 235, 238, 240, 242, 246, 247,
250, 253, 254, 257, 259, 260, 263, 264, 265, 266, 268, 269, 270, 271, 280, 281,
282, 283, 288, 289, 290, 291, 294, 295, 296, 297, 298, 299, 300, 301, 302, 303,
305, 308, 309, 311, 312, 313, 314, 316, 317, 318, 321, 322, 323, 325, 326, 327,
328, 329, 331, 332, 333, 334, 336, 338, 339, 340, 341, 343, 344, 346, 347, 348,
351, 353, 354, 356, 357, 359, 360, 363
İbn
Şîrîn, 80, 152, 161, 162 İbnü'l-Firâsî, 62 İbnü'l-Münkedîr, 77
İbrahim b. Abdurrahman b. Avf, 105
380
İndeks
İmâra b.
Ruveybe, 24
İncil, 2, 34,
36
İrbâd b.
Sâriye, 13, 14, 17
Ka'b b. Mürre, 257
Ka'b b. Ücre, 250
Kanber, 226, 274
Karafi, 57
Kasım b.
Muhammed, 25, 39, 40
Katâde, 40, 133,
160
Kays b. Vehb, 149
Kebşe bt. Ka'b
b. Mâlik, 96, 97
Küba, 88, 201, 203,
260
Kudüs, 182
Küfe, 39, 40, 120,
200, 266, 268, 272
Kur'ân-ı
Kerîm, ıx, x, 2, 5, 9, 11, 14, 20, 33, 36, 38, 43, 45, 50, 52, 53, 55, 68,
102, 106, 119, 166,
67, 73, 76, 77, 99, 204, 205, 213, 326
Kurre b. İyâs
el-Müzenî,
Lakît b. Sabira,
298, 311, 338
Leys b. Sa'd, 40,
53, 115, 340, 349
Lübâbe bt.
el-Hâris, 133, 138
Mâbed el-Cühenî,
253
Ma'kıl b. Ebû
Ma'kıl el-Esedî, 181
Mâlik b. Enes, 15,
40, 41, 51, 53, 56, 68, 76, 79, 84, 95, 98, 100, 111, 118, 123,
124, 131, 155, 156,
202, 241, 244, 284, 299, 304, 319, 321, 324 Medine, 4, 39, 52, 68, 88, 93, 137,
140, 151, 152 Mekhûl, 40, 301
Mekke, 4, 33, 39,
40, 68, 75, 84, 133, 178, 182, 191, 329, 333, 360 Mervân b. ei-Hakem, 78, 307
Meymûne (r.anh,),
73, 82, 83, 85, 115, 116, 117, 122, 127, 128, 133, 275 Mısır, 39, 40,
178, 180 Mikdad b. el-Esved, 144, 145 Misvâr b. Mahrame, 78 Muâviye, 11, 39,
114, 133, 146, 169, 224, 259, 316, 317, 318, 322, 332, 347,
348, 351, 352
Muavviz b. Afra, 282 Muâz b. Cebel, 39, 131, 159, 207, 218 Muâz b. Enes
el-Cühenî, 11 Muâze b, Adeviyye, 72
Muğire b.
Şu'be, 11, 113, 114, 163, 164, 165, 166, 281, 287, 294, 327, 330, 347, 349
Muhacir b. Gunfüz,
171
Muhammed b.
Abdullah b. Ebû Meryem, 350 Muhammed b. Abdullah b. Selâm, 201 Muhammed b.
Ca'fer, 173, 205 Muhammed b. Mesleme, 44 Muhammed b, Ömer b.'Alkame, 223 Muhammed
Hamîdullah, 42 Muhammed Zâhid el-Kevserî, 44, 46, 50, 52 Mûsâ (a.s.), 2, 30, 33
İndeks_______________ 381
Mûsâ b. Abdullah,
106 Mûsâ b. Seleme, 64 Mus'âb b, Sa'd, 235 Muttalib b. Abdullah, 344 Mücâhid,
19, 40, 209 Müntefik oğullan, 298
Müslim, 3, 6, 9,
10, 11, 15, 16, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 38, 45, 46, 62,
65, 71, 72, 73, 74, 75, 77, 79, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 91, 92, 93, 94, 95,
103, 107, 110, 111, 115, 116, 120, 122, 125, 130, 131, 133, 135, 136, 138, 140,
142, 143, 144, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 158, 159, 160, 161, 163, 164, 168,
170, 171, 173, 174, 175, 177, 178, 180, 181, 182, 183, 184. 189, 190, 191, 193,
195, 196, 197, 199, 200, 203, 205, 206, 207, 216, 221^ 223, 225, 227, 228, 229,
235, 236, 237, 239, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 249, 250, 251, 252, 253, 254,
258, 259, 265, 266, 267, 268, 270, 283, 286, 288, 289, 291, 294, 296, 297, 301,
307, 308, 310, 313, 316, 317, 318, 322, 326, 328, 329, 330, 331, 332, 334, 336,
337, 339, 340, 341, 343, 346, 349, 353, 354, 358, 359, 360, 363
Müstevrid b.
Şeddâd, 298, 311, 313, 338
Nâim Mevla Ümmü
Seleme, 74
Necâşî, 328
Nezzal b. Sebra,
278
Nuaym b. Abdullah
el-Mücmir, 308
Numan b.
Ayyaş, 27
Osman (r.a.), VI, 232, 249, 250, 251, 270, 271, 301, 302, 315, 316, 350
Ömer (r.a.), 25,
39, 40, 44, 165, 167, 188, 236, 254, 288, 340, 343, 344, 345,
353, 355, 360, 363,
364 Ömer b. Abdüfaziz, 40, 185 Ömer b. Müslim, 4
Rabah b.
Abdurrahman b. Huveytıb, 290 Rıb'î b. Hıraş, 279 Rubeyy bt.
Muavviz b. Afra, 283 Sabit b. Eşlem, 119 Sabit el-Bünânî, 35 Sa'd b. Ebî
Vakkâs, 194, 265 Sa'd b. İbrahim, 24 Sa'd b. Ubade, 88 Saîd b. Zeyd, 289,
290, 291 Salim b. Sebelân, 333 Salim b. Sere, 75
Sehl b. Huneyf,
141, 180, 181, 191, 196 Seleme b. Kays, 168, 189, 190 Seleme b. Muhabbik, 112,
113
Selman el-Fârisi,
115, 180, 181, 191, 197, 327, 328 Semure b. Cündüb, 26 Sevbân, 10, 11, 208, 326
Suyûtî, 7, 16, 23,
42, 43, 44, 57, 141, 148, 154, 175, 177, 210, 213, 221, 226,
227, 234, 263, 269,
277, 302, 312, 356, 359, 360 Süfyan b. Uyeyne, 40, 53 Süfyan es-Sevrî, 53, 54
Süleyman b. Büreyde, 359
382____________________________________________________________İndeks
Süleyman b. Yesar,
150
Şafiî, 15, 16,
20, 41, 42, 45, 50, 51, 62, 65, 68, 84, 89, 90, 92, 93, 98, 99, 122, 123, 124,
139, 154, 155, 156, 184, 213, 243, 266, 288, 294, 299, 301, 306, 315, 318, 319,
324, 340, 341, 346
Şam, 39, 40,
88, 114, 115, 180, 183, 259, 286
Şebîb Ebû
Ravh, 342
Şeddâd b. Evs,
32
Şehr b.
Havşeb, 32, 115, 201, 238, 239, 240, 255, 256, 305
Şevkânî, 48,
57, 107, 226, 277, 338, 339, 361
Şeytan, 168,
189
Şiâ, 15
Şureyh, 229
Taberânî, 3, 4, 5,
7, 13, 16, 18, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 62, 85, 88, 92, 97,
103, 104, 105, 109, 122, 125, 128, 131, 135, 138, 148, 153, 169, 175, 180, 183,
184, 192, 198, 201, 202, 207, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 223, 224,
226, 227, 230, 234, 235, 238, 239, 240, 242, 243, 248, 249, 252, 253, 255, 256,
257, 258, 259, 260, 265, 269, 270, 277, 282, 289, 291, 293, 296, 300, 303, 304,
305, 311, 312, 314, 317, 320, 322, 323, 326, 337, 343, 344, 346, 347, 349, 351,
353, 354, 355, 360
Tâbiûn, IV, 1, 33, 38, 39
Tahâvî, 50, 68, 69,
73, 91, 95, 184, 192, 219, 220, 223, 275, 279, 289, 291, 294, 305, 318, 319,
320, 332, 333, 337, 343, 344, 351, 358, 359, 360
Tâhir b. Âşûr,
49
Talha b. Musarrif
b. Ka'b, 321
Talha, 5, 6, 39,
97, 112, 275, 320
Tebük
Savaşı, 344
Temim b. Zeyd Ebû
Abbad el-Ensâri, 305
Temmâm b. Abbas,
217, 224
Tevrat, 2, 34, 36,
202
Tirmizî, 3, 4, 6,
8, 9, 10, 13, 14, 17, 18, 19, 20, 22, 23, 25, 33, 34, 38, 39, 45, 51, 53, 62,
65, 67, 68, 70, 71, 73, 75, 77, 80, 81, 82, 83, 85, 87, 89, 90, 91, 93, 95, 96,
99, 103, 105, 109, 110, 111, 113, 114, 115, 120, 122, 125, 126, 127, 128, 130,
133, 136, 137, 138, 140, 141, 143, 144, 146, 147, 149, 150, 151, 152, 154, 159,
160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 170, 171, 173, 174, 175, 177, 180, 181, 182,
183, 184, 191, 193, 194, 195, 196, 197, 200, 203, 204, 205, 206, 208, 209, 210,
216, 220, 221, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 234, 235, 238, 245, 247, 248,
254, 257, 263, 264, 266, 267, 268, 272, 274, 275, 277, 278, 279, 280, 282, 283,
286, 288, 289, 290, 291, 292, 294, 296, 298, 299, 300, 302, 303, 305, 308, 309,
311, 312, 313, 314, 316, 317, 318, 321, 322, 323, 325, 326, 327, 328, 329, 330,
331, 336, 337, 338, 339, 343, 344, 346, 348, 351, 353, 354, 355, 357, 359, 360,
361, 363
Ubâde b. Sâmit, 39
Ubeydullah b.
Abdullah b. Ömer, 39, 40, 359
Ukbe b. Âmir, 11,
168, 189, 190, 244, 248, 252, 253, 254, 260, 353
Ukkaşe b. M
ihsan 136
Umara b. Osman b.
Huneyf, 345
Urve, 39, 40, 45,
73, 186, 192, 252, 314
Uveym b. Sâide
el-Ensârî, 202
Ümmü Habibe
(r.anh.), 139
Ümmü Habibe bt.
Abbas, 139
Ümmü Hânî, 73, 85
İndeks______________________^_______________ 383
Ümmü Kays bt.
Mihsan, 136, 137, 138 Ümmü Kürz el-Huzâiyye, 138 Ümmü Sebre, 290
Ümmü Seleme
(r.anh.), 26, 29, 39, 73, 74, 105, 106, 122, 138, 139, 224, 302, 304, 330, 363
Ümmü Subeyye
el-Cüheni, 73
Ümmü Umara, 267,
299, 321
Ümmü'd-Derdâ, 35
Ümmü'l-Fadl, 133,
134, 139
Üsame b. Zeyd, 75,
87, 210, 357
Üveys el-Karni, 124
Vâil b. Hucr, 304
Vasile b. el-Eska,
215
Vekî1, 71, 204,
208, 272, 292, 361
Velehan, 264
Yahya b, Hayyân
et-Teymî, 3, 333
Ya'lâ b. Mürre,
166, 206, 281
Ya'ta b. Siyâbe
es-Sekafi, 206
Yemâme, 183
Yemen, 39
Yezdâd b. Fesâe,
207
Yezid b. Ebû Mâlik,
332
Yezid b. Hâlid, 213
Yusuf b. Abdullah
b. Selâm, 260, 261
Zatü's-Selâsil
Gazvesi, 259
Zebur, 2
Zehebî, 3, 5, 6, 8,
9, 13, 17, 20, 23, 31, 32, 64, 65, 70, 73, 87, 97, 107, 112, 113, 114, 115,
120, 126, 131, 138, 139, 141, 149, 154, 158, 159, 160, 161, 164, 167, 170, 177,
179, 182, 183, 185, 186, 188, 198, 199, 200, 202, 203, 204, 207, 208, 213, 216,
221, 225, 227, 228, 229, 235, 242, 246, 248, 249, 252, 253, 261, 263, 264, 265,
266, 277, 279, 289, 290, 291, 295, 296, 298, 303, 305, 311, 313, 326, 327, 328,
337, 338, 343, 345, 346, 348, 357, 358, 360, 361
Zeyd b. Erkâm, 4
Zeyd b. Hâlid, 220,
224, 252, 253
Zeyd b. Harise,
209, 210, 356
Zeyd b. Hattab, 358
Zeyd b. Sabit, 6,
7, 39, 40, 165, 206
Zeyd b. Sûhân
el-Abdî, 327
Zeyneb bt.
Cahş (r.anh.), 138, 222
Zirr b.
Hubeyş, 317
Zübeyr, 39, 40, 73,
103, 112, 128, 156, 184, 223, 259, 322, 340
Zührî, 39,40,45,
123, 137
384
İndeks
HAPİS NO HADİS KONUSU SAYFA NO
279- Kur'an-i Kerim'e ve Rasûlullah'ın Ehl-i
beytine sahip çıkmak...........3
280- İki emanet: Kur'an-ı Kerim ve Ehl-i
beyt.............,............,...........5
281- Kur'an-ı Kerim ihtilaflardan
kurtuluş kaynağıdır.............................8
282- Sünnet'e tabi olmayan
sapıtır,...........................,,,.......,.............. 9
283- Allah'ın
ve şeytanın yolunun temsili
anlatımı................................. 9
284- Kıyamet'e kadar hak yolda bulunacak bir
grup.............................10
285- Sünnet'e sarılarak İslâm'a sahip
çıkmak......................................13
286- Sünnet'ten uzaklaşan
nesiller....................................................16
287- Sahabenin
Sünnet'i uygulama titizliği.........................................17
288- Sünnet'in hüküm koyma
yetkisi.................................................17
289- Sadece Kur'an-ı Kerim'le yetinmek
doğru mudur?........................18
290- Sünnet'i reddetmenin gerekçesi yoktur.......................................20
291- Sünnet'i reddetmenin gerekçesi
yoktur.......................................20
292- Sünnet en güzel
rehberdir.........................................................21
293- İyi ve kötü çığır
açmanın sonucu................................................22
294- Her bid'at bir sünneti
kaldırır.....................................................23
295- Hiçbir bid'at kabul
edilmez........................................................24
296- Kevser Havuzu'ndan
kovulanlar.................................................25
297- Kevser Havuzu'ndan kovulma sebebi:
Sünnet'e
aykırı hareket
etmek...................................................27
298- Kevser Havuzu'ndan kovulma
sebebi..........................................27
299- Kevser Havuzu'ndan kovulma
sebebi..........................................28
300- Ahkâmı
değiştirmek Kevser Havuzu'ndan kovulma sebebidir..........28
301- Önceki dinlere tabi olanların yoluna
uymak.................................30
302- Önceki dinlere tabi olanların yoluna
uymak.................................31
303- Önceki dinlere
tabi olanlara tamamen uymak............................,.31
304- Ümmetin en
kötüleri.................................................................32
305- Önceki dinlere
tabi olanların yoluna yavaş yavaş uymak...............33
306- Sahabenin namazı geciktirenlere
kızması....................................34
307- Sahabe dönemi ve
günümüz.....................................................35
308- Sahabenin "Rasûlullah döneminden bir
şey kalmadı"
diye
üzülmesi..........................................................................35
309- Deniz suyu temizleyici, ölüsü
helaldir..........................................62
310- Deniz suyu ile abdest alınabilinir
mi?..........................................63
311- Denizin suy temiz, ölüsü
helaldir................................................63
312- Denizin suyu
temizleyicidir........................................................64
313- Zemzemle
abdest almak......,....................................................65
314- Su bulunmadığında
şıra ile abdest almak....................................67
315- Karı-kocanın aynı kaptan su
alarak gusletmesi (yıkanması)...........70
316- Gusül alınacak kabın
hacmi.......................................................71
317- Rasûlullah ve ailesi aynı kaptan su
alarak yıkanırdı.......................72
318- Rasûlullah suyu önce
alırdı........................................................73
319- Karı-kocanın aynı kaptan su
alarak yıkanması..............................73
320- Oruçlu iken hanımını
öpmek......................................................74
321- Aynı
kaptan su almadan önce elleri temizlemek...........................74
322- Gusül ve abdestte kullanılacak suyun
miktarı...............................75
323- Karı-kocanın aynı kaptan
sıra ile su alarak yıkanması ...................75
indeks
385
324- Kadın ve erkeklerin aynı kaptan
abdest almaları ..........................76
325- Kelâle âyetinin nüzul
sebebi......................................................77
326- Ashabın, Rasûlullah'ın asarına
teberrükü.....................................78
327- Abdest suyu temiz ve temizleyicidir
(şartlı olarak)........................78
328- Gusül yapılan yere idrar yapma
yasağı........................................80
329- Temizleyici
suyun kalanı ile temizlenmenin yasaklanması..............81
330- Temizleyici
suyun kalanı ile temizlenmenin yasaklanması..............82
331- Temizleyici suyun kalanı ile temizlenme
yasağının kalkması...........83
332- Temizleyici
suyun kalanı ile temizlenme yasağının
kalkması...........83
333- Temiz bir
madde karışmış su ile
gusül.........................................84
334- Rasûlullah döneminde kullanılan su
kapları..................................85
335- Temiz suyun
özellikleri..............................................................86
336- Rasûlullah döneminde su
kuyuları...............................................87
337- Hayvanların içtiği su,.........................■-■■...................................89
338- Durgun suya idrar
yapmak........................................................91
339- Su kaynaklarının
korunması......................................................91
340- Köpeğin yaladığı
kabın temizlenmesi..........................................92
341- Toprakla
temizleme......................................................-■-.........93
342- Köpekleri
öldürmemek..............................................................93
343- Köpeğin yaladığı
kabın temizlenmesi..........................................94
344- Köpeğin yaladığı
kabın temizlenmesi..........................................94
345- Camilerin temiz
tutulması..................................................■......94
346- Kedinin
artığı...........................................................................96
347- Evcil hayvanların
artığı..............................................................97
348- Kedinin içtiği sudan abdest
almak..............................................98
349- Hayız kanının
temizlenmesi.........................................■.....-.....103
350- Elbesiye bulaşan hayız
kanının temizlenmesi.............................104
351- Elbiseye bulaşan hayız
kanının yıkandıktan sonra izi kalması.......104
352- Uzun eteğe yerden necaset
bulaşması......................................105
353- Rasûlullah dönemindeki hanımların
hassasiyetleri......................106
354- Rasûlullah'ın hareketleri Allah'ın
kontrolündedir.........................107
355- Rasûlullah'ın mescide idrarını
yapan bedeviyi eğitmesi................109
356- Mescidde idrar nasıl
temizlenir.......................................■■........110
357- Derinin
temizlenmesi..............................................................m
358- Leş derisinden
faydalanmak....................................................111
359- Leş derisinin
hükmü..........................................-■........■..........112
360- Leş derisinin tabaklandıktan sonra
kullanılması..........................112
361-
Tabaklanmış deriden abdest
almak...........................................112
362-
Tabaklanmış tulumdan abdest
almak........................................113
363- Tabaklama ile
temizlik............................................................115
364- Ölü koyunun derisinden
faydalanmak.......................................H5
365- Leş derisinden
faydalanmak....................................................116
366- Leş derisinden
faydalanmak....................................................117
367- Su ve tabaklama ile
temizlik....................................................117
368-
Tabaklanmış deriden su kırbası
yapmak...................,................
369- Kürk ile namaz
kılmak............................................................
370- Hayvan leşinin derisi ve sinirinden
yararlanmamak.....................122
371- Müslüman olmayanların
kaplarını kullanmak..............................125
372- Müşriklerin kaplarını
kullanmak................................................126
373- Rasûlullah'ın bir yahudinin davetine
gitmesi..............................126
374- Yenebilen
maddelerin içine düşen necasetlerin temizliği..............127
386________________________________________İndeks
375- Çömlekteki
yağın içine fare düşmesi durumunda ne
yapılır?........128
376- İçine
fare düşen katı yağın
temizliği.........................................128
377- İnsan
idrarının
hükmü............................................................130
378- İdrarın ibadete engel olan
miktarı............................................130
379- İdrardan sakınmamak kabir
azabı sebebidir...............................130
380- Bebek idrarının
hükmü............................................................133
381- Bebek idrarının
temizlenmesi...................................................135
382- RasûluHan'ın çocuklara dua edip tahnik
yapması........................136
383- Bebeğin idrarını su dökerek
temizlemek....................................136
384- Kız ve erkek çocuklarının
idrarı farklı temizlenir.........................137
385- Erkek ve kız çocukların idrarı
elbiseye bulaşırsa nasıl temizlenir ...138
386- Süt emen
çocukların idrarının
temizlenmesi...............................139
387- Deve idrarının hükmü.............................................................140
388- Mezinin
hükmü......................................................................141
389- Mezi nasıl
temizlenir...............................................................142
390- Mezi akıntısında abdest; menide
gusül almak............................143
391- Hz. Ali'nin mezinin hükmünü Rasûlullah'a
sordurması.................144
392- Mezi abdesti bozar; guslü
gerektirmez......................................145
393- Meninin hükmü......................................................................147
394- Çitileyerek meninin
temizlenmesi..................._..........................148
395- Kuruyan meniyi çitileyerek
temizlemek.....................................148
396- Yorgana
bulaşarak kuruyan meninin temizlenmesi.....................149
397- Meninin yıkanarak
temizlenmesi..............................................149
398- Elbisedeki meninin
temizlenmesi..............................................150
399- Mü'min cünüp olmakla necis
oimaz...........................................151
400- Mü'min cünüp
olmakla necis olmaz...........................................152
401- Sineğin kanatlarında zehir ve
panzehir vardır............................153
402- Yemeğe ya
da içilecek suya sinek düşerse.................................153
403- İki ölü ve iki kanın helal
kılınması.............................................154
404- Tuvalet için
uygun yer aramak.................................................158
405- Laneti çeken
şeyler................................................................159
406- Halkın kullandığı yollara
ve piknik alanlarına tuvalet yapmak.......159
407- Yerdeki
kovuklara idrar yapmak...............................................160
408- Vesvese kaynağı
olan davranış................................................161
409- Gusül
aldığı yere idrar
yapmak................................................162
410- Ayakta idrar
yapmak..............................................................163
411- İdrar
yaparken sıçratmamak için tedbir almak...........................164
412- Evde iken ayakta
bevletmek....................................................165
413- Açık
arazide
tuvalet................................................................166
414- Açık
arazide tuvalette kendini gizlemek.....................................167
415- Kabir azabının
sebepleri..........................................................169
416- Tuvalet
esnasında konuşmak...................................................170
417- Abdest alana
selam vermek.....................................................171
418- Tuvalet yapana
selam vermek.................................................172
419- Tuvalet
yaparken selam alınır
mı?............................................173
420- Abdestsiz
Kur'an okuyup, zikir yapmak.....................................173
421- Tuvalete
girerken okunacak dua..............................................175
422- Tuvalete
girerken okunacak dua..............................................176
423- Tuvalete
girerken okunacak dua..............................................176
424- Tuvaletten
çıktıktan sonra okunacak dua...................................177
425- Tuvalette
kıbleye dönmemek...................................................178
jndeks___________________^___________
387
426- Tuvalette
kıbleye dönmemek...................................................179
427- Büyük ve küçük tuvalet esnasında
kıbfeye dönmemek................179
428- Tuvaletler
kıbleye dönük
yapılmışsa.........................................180
429- İstincada sağ eli
kullanmamak.................................................181
430- Rasûlullah'ın ashabına her
âdabı öğretmesi...........................,...181
431- Kapalı mekanlardaki tuvaletlerde
kıbleye dönmek...................,..182
432- Tuvalette
sırtını kıbleye
dönmek...............................................183
433- Tuvalette
yüzünü kıbleye dönmek............................................183
434- Kıbleye dönük
bevletmek.,...................................................,.. 184
435- Zarurette kıbleye dönük tuvalet
ihtiyacını giderme,
suyun az
olduğu yerlerde taşla temizlenmek.....................,.......185
436- Taşla
temizlenme âdabı..........................................................188
437- Edep ve özlü
sözler................................................................189
438- Abdestte burnu
sümkürmek....................................................190
439- İstincada
taşı tek kullanmak....................................................191
440- İstincada
üçten az taş kullanmamak.........................................191
441- istincada tezek
kullanmamak..................................................192
442- İstincada üçten az kaş kullanmamak........................................
192
443- Tuvalet
âdabını Rasûlullah'ın ashabına
öğretmesi.......................193
444- İstincada tezek ve kemik
kullanmamak.....................................194
445- Tuvalet
temizliği yapılmayan maddeler.....................................195
446- İstincada tezek ve kemik
kullanmamak.....................................195
447- Tezek ve kemik
cinlerin yiyeceğidir.......................................... 196
448- Sağ elle istinca yapmamak......................................................197
449- Sağ elin kullanılacağı
yerler.....................................................198
450- Sağ elle
tenasül uzvuna dokunmamak......................................199
451- İstincayı su ile yapmak.......................................,...................199
452- Tuvalet
temizliğinde su kullanmak............................................199
453- Tuvaletten
sonra elleri yıkamak...............................................200
454- Tuvaletten
sonra elleri yıkamak.............................................,.201
455- Allah
temizlenenleri sever.......................................................201
456- Temizlik
konusunda başkaları Örnek
alınabilir............................202
457- Hz. Âişe'nin temizlik konusunda
Basralılar'ı eğitmesi...................203
458- Tuvaletten
sonra avret mahallini iyice yıkamak..........................204
459- Kabir
azabının
sebebi.............................................,................206
460- Kabir
azabının sebebi..............................................................206
461- İdrarın iyice kesilmesi için tedbir
almak.....................................207
462- Tuvalete
sıkışık iken namaz
kılmak..........................................-208
463- Tuvaletten
sonra vesveseden kurtulma tedbiri...........................209
464- Misvak kullanmanın
fazileti......................................................212
465- Misvak ile ağzı
temizlemek......................................................213
466- Ağız
diş temizliğine önem
vermek............................................213
467- Misvak hakkında neredeyse âyet
inecekti..................................214
468- Rasûlullah'ın sürekli misvak
kullanmayı emretmesi.....................214
469- Misvak neredeyse farz
kılınacaktı.............................................215
470- Rasûlullah'ın sürekli misvak
kullanmayı tavsiye etmesi...............215
471- Cebrail'in
misvağı tavsiye
etmesi.............................................215
472- Misvağı büyüğe
vermek..........................................................216
473- Ümmete ağır gelmeseydi her abdestte
misvağı farz kılardım........ 217
474- Namazdan önce misvak
kullanmak...........................................219
475- Sahabe
kulağının arkasında misvağıyla mescide
gelirdi...............220
388______________________________________________________İndeks
476- Namazdan önce misvak
kullanmak...................,.......................220
477- Misvak kullanarak kılınan
namazın fazileti.................................221
478- Namazdan önce misvak
kullanmak...........................................222
479- (Abdestte) misvak
kullanmak..................................................223
480- Sahabenin misvakla ilgili sünnete uymadaki
titizliği....................224
481- Misvak nasıl
kullanılır..............................................................225
482- Rasûlullah'ın abdest alış
şekli...................................................225
483- Uyanınca misvak
kullanmak..........,,........................................227
484-
Uyandıktan sonra dişleri
misvaklamak......................................227
485- Gece ibadete
kalkınca misvak kullanmak...................................228
486- Evde misvak kullanmak..........................................................229
487- Oruçlu iken misvak
kullanmak.................................................229
488- Misvak kullanmanın
hükmü.....................................................230
489- Güzel abdest alıp namaz
kılmanın karşılığı:
Cennet.....................234
490- Sahabenin irşad
yöntemi....,....................................................235
491- Abdest
günahları yok
eder,......................................................237
492- İnsan abdestle günahlarından temizlenir...................................238
493- Abdest
affedilme sebebidir......................................................239
494- Abdestle Allah
katında ulaşılan
hayırlar.....................................240
495- Abdest
alıp mescide gitmenin fazileti........................................241
496- Abdest bütün
günahları döker..................................................243
497- Abdest,
şeytanın düğümlerini
çözer..........................................244
498- Abdest,
organların İşlediği günahları
siler..................................245
499- Abdestte son
damlayla günahlar dökülür...................................245
500- Allah, abdest
alıp mescide giden kimseyi sever..........................246
501- Günahları
sildirip, sevapları artıran
ameller................................246
502- Ribatlar (güvenlik noktalan)
nelerdir?.......................................247
503- Abdest
alıp mescidde namazı beklemenin
sevabı........................248
504- Abdesti güzel
almak..........,....................................................248
505- Abdest
alıp farz namazı mescidde kılmak günahları
siler.............249
506- Amellere
güvenip günah işlememek.........................................250
507-
İnsanı günahsız yapan ameller.................................................250
508- Sahabenin
hadis konusunda titiz davranması.............................251
509- Namazı güzelce kılmak küçük
günahları affettirir........................252
510- Namazı güzelce kılmak geçmiş
küçük günahları affettirir.............252
511- Cennetin kapılarını
açtıran ameller...........................................254
512- Her türlü günah ve hatadan kurtaran
ameller............................254
513- Abdest,
geçmiş günahları siler.........................,.......................256
514- Tabiunun
duyduğu hadisi sahabeye arz etmesi................:.........256
515- Abdesti ve
namazı güzel kılmak...............................................257
516- Abdest
insanın içini ve dışını tertemiz
yapar..............................258
517- Sahabenin birbirini
eğitmesi............,.......................................259
518- Sahabenin
abdest konusunda halkı eğitmesi..............................260
519- Güzel abdest ve güzel kılınan
namazın sonucu...........................261
520- Abdestte
vesvese veren şeytan................................................263
521- Abdestte suyu
israf etmemek..................................................264
522- Abdest ve
gusülde kullanılan su miktarı....................................265
523- Abdestte
kullanılan su
miktarı..................................................266
524- Abdest ve
gusüide kullanılan su miktarı....................................267
525- Abdestte
kullanılan su miktarı..................................................268
526- Abdestte
sağdan
başlamak......................................................268
İndeks_______________________________________________389
527- Rasûlullah elbisede ve abdestte sağdan
başlardı........................269
528- Rasûlullah'ın abdest
şekli........................................................270
529- Rasûlullah'ın abdest
şekli........................................................271
530- Abdest
azalarını üçer defa
yıkamak..........................................272
531- Hz. Ali'nin Rasûlullah'm abdest şeklini
anlatması........................274
532- Sahabenin abdest konusunda birbirini
eğitmesi..........................275
533- Hz. Ali'nin Rasûlullah'ın abdest
şeklini anlatması........................277
534- Ayaklar meshedilebilir
mi?.......................................................278
535- Ayakta su
içmek....................................................................279
536- Ayakları
meshetmek...............................................................280
537- Rasûlullah'ın abdest alış
şekli...................................................280
538- Abdest
azalarını üçer defa
yıkamak..........................................282
539- Ashabın
abdest alınışını halka
öğretmesi...................................283
540- Ashabın
abdest alınışını aile efradına
öğretmesi.........................285
541- Rasûlullah'ın arkasında namaz
kıldığı sahabiler..........................286
542- Ameller
niyetlere göredir.............................,...........................288
543- Abdestsiz
namaz geçersizdir....................................................288
544- Abdestte
besmele çekmek...............................................,.......289
545- Abdestte
besmele çekmek.......................................................290
546- Abdestte önce
elleri yıkamak...,...............................................292
547- Abdeste
başlamadan önce elleri yıkamak..................................293
548- Uykudan uyandıktan sonra elleri
yıkamak.................................294
549- Abdestte
ağza su vermek........................................................295
550- Hz. Ali'nin halka Rasûlullah'ın abdest
şeklini öğretmesi...............296
551-
Ağıza ve buruna birer kez su
vermek........................................296
552- Abdestte
buruna su vermek.....................................................297
553- Abdestte
buruna su verip iyice temizlemek................................297
554- Abdestte
burunu temizleme sebebi...........................................297
555- Rasûlullah'ın birsahabiye abdesti
öğretmesi..............................298
556- Abdestte
azaları üçer kez yıkamak
,..........................................299
557- Abdestte
sırayı takip
etmek.....................................................300
558- Abdestte
tertib.......................................................................301
559- Abdestte
sakallan hilallemek...................................................302
560- Abdestte
sakallan hilallemenin hükmü......................................303
561- Abdestte
kulakları meshetmek.................................................305
562- Abdestte
azalardan fazla yer yıkamak.......................................307
563- Abdest
uzuvları âhirette nurlanır..............................................308
564- Mü'min âhirette abdest uzuvlarındaki
nurdan tanınır...................309
565- Ebu Hüreyre'nin abdestte fazla yer
yıkaması..............................310
566- Abdestte
parmakları hij^llemek,...............................................311
567- Abdestte
hilalleme yapanların övülme sebebi.............................311
568- Abdestte
uzuvları ovmak.........................................................312
569- Abdestte
baş ve kulakları meshetmek.......................................314
570- Abdest
uzuvlarını üçer kez
yıkamak..........................................316
571- Abdestte başı
meshetmek.......................................................317
572- Abdestte
başı meshedip, ayakları
yıkamak................................317
573- Başa meshin farz olan
miktarı..................................................318
574- Rasûlullah'ın abdest alış
şekli...................................................320
575- Başı bir kez
meshetmek..........................................................320
576- Abdestte
azaları üçer kez
yıkamak...........................................321
577- Rasululah'ın başını
meshetmesi................................................321
390_____________________________________________________İndeks
578- Abdestte
organların yıkanma ve mesh miktarı...........................322
579- Başı kaplama
mesh................................................................323
580- Kaplama mesh nasıl
yapılır......................................................324
581- Mestlere ve sarığa
meshetmek................................................326
582- Mestlere
meshetmek..............................................................326
583- Mestlere ve sarığa
meshetmek................................................327
584- Mestlere ve sarğıa
meshetmek................................................327
585- Mest üzerine
meshetmek........................................................329
586-
Sarığa meshin hükmü.............................................................329
587- Abdestte
ayaklan iyice yıkamak...............................................331
588- Rasülullah abdestte sürekli
ayaklarını yıkardı.............................332
589- Abdestte
ayaklan yıkamayanlara Rasülullah'ın ikazı....................332
590- Abdestte
ayaklan yıkamayanların âhiretteki durumu...................333
591- Abdestte
ayakları meshedenleri Rasülullah'ın
ikazı......................334
592- Abdestte
topukları
yıkamak.....................................................336
593- Abdestte
ayaklan ve topukları yıkamak.....................'................337
594- Abdestte her
uzvun temizliğini tam yapmak..............................337
595- Abdestte ayak
parmaklarını hilallemek...................,..................338
596- Abdesti ve
namazı güzel eda etmek..........................................339
597- Abdestte kuru
yer bırakmamak................................................339
598- Abdestte
tertibin hükmü.........................................................340
599- Abdestte kuru
yer kalırsa namaz kılınmaz.................................341
600- İmamın namazda yanılma
sebebi.............................................342
601- Abdest
azalarını birer defa
yıkamak..........................................343
602- Abdest
azalarını birer defa
yıkamak..........................................343
603- Abdest
azalarını birer defa
yıkamak..........................................344
604- Rasülullah azaları bir veya üçer defa
yıkardı..............................344
605- Abdestte
azaları birer defa
yıkamak..........................................345
606- Rasülullah azaları ikişer kere
yıkardı.........................................345
607- Abdest
azaları ikişer kere
yıkamak...........................................346
608- Rasülullah azaları üçer defa
yıkardı ..........................................346
609- Abdest azalan
üçer defa yıkamak.............................................347
610- Abdest
azalarını üçer defa yıkamanın
önemi..............................347
611- Abdest
azalarını üçer defa
yıkamak..........................................349
612- Abdestten
sonra su içmek......................,................................351
613- Rasülullah'ın bir bedeviye abdest
alınışını öğretmesi...................351
614- Abdestten
sonra dua etmek.....................................................353
615- Abdest
azalarını yıkarken duaların
hükmü.................................354
616- Cebrail'in Rasûlullah'a abdest ve namazı
öğretmesi....................356
617- Abdestte
vesveseden korunmak...............................................357
618- Her farz namaz için abdest
almak............................................358
619- Bir abdestle birden çok namaz
kılmak.......................................359
620- Rasülullah'ın bir abdestle birden çok
namaz kılması....................359
621- Tuvaletten
sonra abdest almamak............................................360
622- Tuvaletten
sonra abdest almak................................................361
623- Abdest bozulmadığı
sürece namaz kılınabilir mi?........................361
624- Mescide abdest
almak.............................................................362
625- Cünüp olarak
uyumak isteyen nasıl davranır?............................362
626- Abdest
alıp dua ederek uyumak...............................................363