SİYER     KİTABI

1.BÂB—"ÜMMETİME SABAHIN ERKEN VAKTİNDEKİ ÇIKIŞLARINDA BEREKET VER!". 152

2.BÂB—(YOLCULUĞA) PERŞEMBE GÜNÜ ÇIKMAK HAKKINDA.. 152

3.BÂB—GÜZEL ARKADAŞLIK YAPMAK HAKKINDA.. 153

4.BÂB—ARKADAŞLARIN, KÜÇÜK ASKERİ BİRLİKLERİN VE ORDULARIN EN HAYIRLILARI HAKKINDA.. 153

5.BÂB—DEVLET BAŞKANININ ASKERİ BİRLİKLERE TAVSİYEDE BULUNMASI. 154

6.BÂB—"DÜŞMANLA KARŞILAŞMAYI ARZU ETMEYİN". 154

7.BÂB—SAVAŞIN BAŞINDA VE SAVAŞ ESNASINDA DUA ETMEK HAKKINDA.. 154

8. BÂB—SAVAŞTAN ÖNCE MÜSLÜMAN OLMAYA ÇAĞIRMA HAKKINDA.. 155

9. BÂB—DÜŞMANA BASKIN YAPMAK.. 156

10.BAB—HZ. PEYGAMBERİN; 'İNSANLARLA, "ALLAH'TANBAŞKA HİÇBİR İLAH YOKTUR!"DEYİNCEYE KADAR SAVAŞMAKLA EMROLUNDUM" SÖZÜ ÜZERİNE t SAVAŞMAK HAKKINDA.. 157

11.BAB—ALLAH'TAN BAŞKA HİÇBİR İLAHIN OLMADIĞINA ŞAHİDLİK EDEN HİÇBİR ADAMIN KANI HELÂL OLMAZ. 157

12.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN; "CEMAATLE NAMAZA SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI HAKKINDA.. 158

13.BÂB—DANIŞILACAK KİMSE GÜVENİLECEK KİMSEDİR! 158

14.BÂB—"HARB HİLEDİR!" (HADİSİ) HAKKINDA.. 159

15.BÂB—PAROLA.. 159

16. BAB—HZ. PEYGAMBERİN; "ŞU YÜZLER ÇİRKİN OL SÖZÜ HAKKINDA.. 159

17.BÂB—HZ. PEYGAMBER'E BİAT ETME HAKKINDA.. 160

18.BÂB—KAÇMAMAK ÜZERE BİAT ETME HAKKINDA.. 160

19.BÂB—HENDEK KAZMAK HAKKINDA.. 161

20.BÂB—HZ. PEYGAMBER, MEKKE'YE BAŞINDA MİĞFER VAR İKEN NASIL GİRDİ?. 161

21.BÂB—RASULULLAKIN KILICININ KABZASININ BİLEZİĞİ HAKKINDA.. 161

22. BÂB—RASULULLAH'IN, BİR TOPLULUĞA GALİP GELDİĞİNDE YERLERİNDE ÜÇ GÜN KALMASI. 162

23. BÂB—HZ. PEYGAMBERİN, NADİROĞULLARI'NIN HURMA AĞAÇLARINI YAKTIRMASI HAKKINDA.. 162

24.BÂB—ALLAH'IN İŞKENCESİ İLE İŞKENCE ETME YASAĞI HAKKINDA.. 162

25.BÂB—KADINLARI VE ÇOCUKLARI ÖLDÜRME YASAĞI. 163

26. BÂB—ÇOCUĞUN ÖLDÜRÜLEBİLECEĞİ (YAŞ) SINIRI. 164

27. BÂB—ESİRLERİN KURTARILMASI HAKKINDA.. 164

28. BÂB—ESİRLERİN DEĞİŞ-TOKUŞLA SERBEST BIRAKILMASI. 164

29. BÂB—GANİMET BİZDEN ÖNCE HİÇKİMSEYE HELAL OLMAMIŞTIR.. 165

30.BÂB—GANİMETLERİN DÜŞMAN BELDELERİNDE BÖLÜŞTÜRÜLMESİ. 165

31.BÂB—GANİMETLERİ BÖLÜŞTÜRMENİN NASIL YAPILACAĞI HAKKINDA.. 165

32.BÂB—AKRABANIN PAYI. 166

33. BÂB—ATIN PAYLARI HAKKINDA.. 167

34. BÂB—FETİHTEN SONRA GELEN KİMSEYE PAY VERİLİP VERİLMEYECEĞİ HAKKINDA.. 167

35. BÂB—KÖLELERİN VE ÇOCUKLARIN PAYLARI HAKKINDA.. 168

36. BÂB—GANİMETLERİ, DAĞITILMADIKÇA SATMA YASAĞI HAKKINDA.. 168

37.BÂB—KADIN KÖLENİN (GEBELİKTEN) UZAK OLMASINI ARAŞTIRMA HAKKINDA.. 168

38.BÂB—(ESİR EDİLEN) GEBE KADINLARLA CİNSİ MÜNASEBET YASAĞI HAKKINDA.. 169

39.BÂB—ANNE İLE ÇOCUĞUNU BİRBİRİNDEN AYIRMA YASAĞI. 169

40. BÂB—DARU'L-HARB'E MENSUP KİMSE (HARBİ), MÜSLÜMAN OLARAK GELDİĞİNDE (NE YAPILIR)?. 170

41.BÂB—PAYDAN FAZLA GANİMET VERMENİN BAŞKANA (İMAM'A) AİT OLDUĞU HAKKINDA.. 171

42.BÂB—(SAVAŞIN) BAŞLANGICINDA DÖRTTE BİRİN, (SAVAŞTAN) DÖNÜŞ SIRASINDA ÜÇTE BİRİN FAZLADAN GANİMET VERİLMESİ HAKKINDA.. 171

43.BÂB—"BEŞTE BİR"DEN SONRA, PAY FAZLASI GANİMET VERME.. 171

44.BÂB—KİM BÎR (DÜŞMAN) ÖLDÜRÜRSE, ÜZERİNDEN ÇIKAN ŞEYLER ONUNDUR.. 172

45.BÂB—PAYDAN FAZLA GANİMETLERİN (ENFALİN) MEKRUHLUĞU HAKKINDA DA O ŞÖYLE BUYURMUŞTUR: "MÜMİNLERİN GÜÇLÜSÜ ONU ZAYIFLARINA VERSİN.. 172

46.BÂB—O'NUN, "İPLİK VE İĞNEYİ (BİLE) ULAŞTIRIN.. 173

47. BÂB—(DAĞITIM YAPILMADAN) GANİMET HAYVANINA BİNME İLE GANİMET ELBİSESİNİ GİYME YASAĞI. 173

48. BÂB—GANİMET MALINA HAİNLİK ETME HAKKINDA GELEN SERTLİK.. 174

49.BÂB—GANİMETTE HAİNLİK EDENİN CEZASI HAKKINDA.. 174

50.BÂB—GANİMETTE HAİNLİK EDEN KİMSE HAİNLİKLE ALDIĞI ŞEYİ GETİRDİĞİNDE (NE OLACAĞI) HAKKINDA.. 175

51. BÂB—SAVAŞTA (HIRSIZLIK SEBEBİYLE) ELLERİN KESİLMEYECEĞİ HAKKINDA.. 175

52. BÂB—(ZEKAT TOPLAMADA) GÖREVLİ KİMSE GÖREVİ ESNASINDA BİRŞEY ELDE ETTİĞİNDE (NE OLACAĞI) HAKKINDA.. 175

53.BÂB—MÜŞRİKLERİN HEDİYELERİNİ KABUL ETMEK HAKKINDA.. 176

54.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN; "BİZ KESİNLİKLE MÜŞRİKTEN YARDIM İSTEMEYİZr SÖZÜ.. 177

55.BÂB—MÜŞRİKLERİ ARAP YARIMADASINDAN ÇIKARMAK HAKKINDA.. 178

56. BÂB—MÜŞRİKLERİN KABINDA (BİRŞEY YİYİP) İÇMEK HAKKINDA.. 178

57. BÂB—GANİMETİN DAĞITILMASINDAN ÖNCE (ONDAN) YEMEK HAKKINDA.. 178

58. BÂB—MECUSİLERDEN CİZYE ALMAK HAKKINDA.. 179

59. BÂB—MÜSLÜMANLAR ADINA EN AŞAĞIDAKİLERİ (BİLE) EMÂN VEREBİLİR.. 179

60.BÂB—ELÇİLERİ ÖLDÜRME YASAĞI HAKKINDA.. 180

61.BÂB—ANDLAŞMA YAPILMIŞ KİMSEYİ ÖLDÜRME YASAĞI HAKKINDA.. 181

62.BÂB—DÜŞMANLAR MÜSLÜMANLARIN MALINDAN BİRŞEY ELE GEÇİRİNCE (NE YAPILIR)?. 181

63.BÂB—MÜŞRİKLERLE YAPILAN ANDLAŞMAYI YERİNE GETİRME HAKKINDA.. 183

64.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN HUDEYBİYE GÜNÜ BARIŞ YAPMASI. 183

65.BÂB—MÜŞRİKLERİN, MÜSLÜMANLAR TARAFINA KAÇAN KÖLELERİ HAKKINDA.. 184

66. BAB—KURAYZA AHALİSİ'NİN SA'D B. MUAZ'IN HÜKMÜNE RAZI OLMALARI. 184

67.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN MEKKE'DEN ÇIKARILMASI. 185

68.BÂB—ÖLÜLERE SÖVME YASAĞI HAKKINDA.. 185

69.BÂB—(MEKKE'NİN) FETHİNDEN SONRA HİCRET ETMEK YOKTUR.. 186

70.BÂB—ŞÜPHESİZ HİCRET KESİLMEYECEKTİR.. 186

71.BÂB—HİCRET OLMASAYDI ENSAR'DAN BİR KİŞİ OLURDUM... 187

72.BÂB—BAŞKAN OLMA HUSUSUNDA SERT DAVRANMA.. 187

73.BÂB—HAKSIZLIK ETME YASAĞI HAKKINDA.. 187

74.BÂB—ALLAH, BU DİNİ GÜNAHKÂRLA DA GÜÇLENDİRİR.. 188

75. BÂB—BU ÜMMETİN FIRKALARA AYRILMASI HAKKINDA.. 188

76. BÂB—İTAAT ETMENİN VE CEMAATE BAĞLILIĞIN GEREKLİLİĞİ HAKKINDA.. 188

77.BÂB—KİM BİZE KARŞI SİLAH TAŞIRSA BİZDEN DEĞİLDİR.. 189

78.BÂB—BAŞKANLIK KUREYŞTE (OLACAKTIR) 189

79.BÂB—KUREYŞ'İN ÜSTÜNLÜĞÜ HAKKINDA.. 189

81. BÂB—İSLAM'DA (HAKSIZ VE GEÇERSİZ) ANDLAŞMA YAPMAK YOKTUR! 190

82. BÂB—"BİR TOPLULUĞUN AZADLISI ("MEVLÂ"SI) VE KIZKARDEŞLERÎNİN OĞLU ONLARDANDIR". 191

83. BÂB—KENDİSİNİ, ÂZÂD EDENLERİ OLAN EFENDİLERİNDEN BAŞKASINA AİT GÖSTEREN KİMSE HAKKINDA.. 191

 

 

SİYER   -   KİTABI

 

1.BÂB—"ÜMMETİME SABAHIN ERKEN VAKTİNDEKİ ÇIKIŞLARINDA BEREKET VER!"

 

2440. Bize Saîd b. Âmir, Şu'be'den, (O) Ya'lâ b. Atâ'dan, (O) Umare b. Hadid'den, (O da) Sahr el-Gamidi'den (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'ım, ümmetime sabahın erken vaktindeki çıkışlarında bereket ver!" Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir askeri birlik gönderdiğinde de onu günün başında gönderirdi. (Umâre) dedi ki; "bu adam (yani Sahr) ticaretle uğraşan biri idi. O da hizmetçilerini (işe) günün başında gönderirdi. Bu sebeple malı çoğalmıştı."

 

 

2.BÂB—(YOLCULUĞA) PERŞEMBE GÜNÜ ÇIKMAK HAKKINDA

 

2441. Bize Osman b. Ömer rivayet edip (dedi ki), bize Yunus, ez-Zühri'den, (O) Abdurrahman b. Ka'b'dan, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yolculuğa çıkmak istediğinde (yola) perşembe gününün dışında az çıkardı."

 

3.BÂB—GÜZEL ARKADAŞLIK YAPMAK HAKKINDA

 

2442. Bize Abdullah b. Yezid rivayet edip (dedi ki), bize Hayve ve Ibn Lehia rivayet edip dediler ki, bize Şurahbil b. Şerîk rivayet etti ki; O, Ebu Abdirrahman el-Hubuii'yi, Ab-duUah b. Amr İbni'l-As'tan, (O da) Rasulullah'tan (Sallaüahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet ederken işitmiş ki, O şöyle buyurmuş: "Arkadaşların Allah katında en hayırlısı arkadaşına en hayırlı olanları; komşuların Allah katında en hayırlısı ise komşusuna en hayırlı olanlarıdır."

 

4.BÂB—ARKADAŞLARIN, KÜÇÜK ASKERİ BİRLİKLERİN VE ORDULARIN EN HAYIRLILARI HAKKINDA

 

2443. Bize Muhammed ibnu's-Salt rivayet edip (dedi ki), bize Hıbban b. Ali, Yunus ile Ukayl'dan, (onlar) İbn Şihâb'dan, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Arkadaşların en hayırlısı dört kişi olanları, orduların en hayırlısı dört bin kişi olanları, küçük askeri birliklerin en hayırlısı ise dörtyüz kişi olanlarıdır. (Bir ordunun asker sayısı da) oniki bine ulaştığında, onlar sabredip (şehid oluncaya kadar sa-vaşacaklarına dair Allah'a verdikleri söze) sadık kaldıkları sürece, (sayılarının) azlığından dolayı yenilmezler!"

 

5.BÂB—DEVLET BAŞKANININ ASKERİ BİRLİKLERE TAVSİYEDE BULUNMASI

 

2444. Bize Mu hanime d b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Alkâme b. Mersed'den, (O) Süleyman b. Bureyde'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adamı bir askeri birliğin başına komutan yaptığında ona, özel olarak kendisi hakkında Allah'tan korkmayı, beraberindeki müslümanlara da iyi davranmayı tavsiye eder ve şöyle buyururdu: "Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşın! Allah'ı inkar edenlerle vuruşun! Savaşın ama, ne sözünüzde durmamazlik edin, ne hainlik edin; ne burun, kulak gibi bir uzvu keserek veya göz oyarak işkence yapın, ne de çocuk öldürün!"

 

6.BÂB—"DÜŞMANLA KARŞILAŞMAYI ARZU ETMEYİN"

 

2445. Bize Abdullah b. Yezid haber verip (dedi ki), bize Ab-durrahman b. Ziyad, Abdullah b. Yezid'den, (O da) Adullah b. Amr'dan (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem) şöyle buyurdu: "Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyin ve Allah'tan sağlık isteyin. O (düşmanlarla) karşılaştığınızdaysa dayanın ve Allah'ı çok anın! Sonra şayet onlar gürültü patırtı eder, bağırıp çağırırlarsa, siz susun (ve onlar size yaklaştıklarında Allah'a sığınıp üzerlerine hücum edûı.

 

7.BÂB—SAVAŞIN BAŞINDA VE SAVAŞ ESNASINDA DUA ETMEK HAKKINDA

 

2446. Bize Haccâc b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd, Sabiften, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O da) Suheyb'den (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Huneyn (savaşı) günlerinde şöyle dua ediyordu: "Allah'ım, (düşmana) senin (yardımın) ile karşı duruyorum, senin (yardımın) ile hamle yapıyorum, (düşmanla) senin (yardımın) ile savaşıyorum”.

 

8. BÂB—SAVAŞTAN ÖNCE MÜSLÜMAN OLMAYA ÇAĞIRMA HAKKINDA

 

2447. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Alkame b. Mersed'den, (O) Süleyman b. Bureyde'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adamı bir askeri birliğin başına komutan yaptığında ona şunları tavsiye ederdi: "Müşrik düşmanlarınla karşılaştığında onları şu üç yoldan (veya -üç husustan-) birine çağır ve hangisinde sana icabet ederlerse, onlardan (onu) kabul et ve onlardan el çek. Şöyle ki, onları müslüman olmaya çağır, eğer sana icabet ederlerse onlardan (bunu) kabul et ve onlardan el çek. Sonra onları yurtlarından, muhacirlerin yurduna geçmeye çağır ve onlara, eğer (bunu) yaparlarsa muhacirlerin lehine olan şeylerin kendilerinin de lehine olacağını, muhacirlerin üzerindeki yükümlülüklerin kendilerinin üzerine de olacağını bildir. Eğer razı olmazlarsa onlara bildir ki, onlar müs-lümanların bedevileri gibi olurlar, haklarında Allah'ın, müs-lümanlar üzerinde geçerli olan hükmü geçerli olur ve müslümanlarla birlikte cihad etmeleri hariç, onlara savaşmaksızın elde edilen ganimet (fey) ile savaşarak elde edilen ganimetten hiçbir pay yoktur!Onlar müslümanlığa girmeye razı olmazlarsa, onlardan cizye vermelerini iste. Eğer (bunu) yaparlarsa onlardan kabul et ve onlardan el çek.

 

Onlar (cizye vermeye de) razı olmazlarsa, Allah'tan yardım iste ve onlarla savaş! Eğer bir kale ahalisini kuşatırsan, onlar da senden kendilerine Allah'ın güvencesi ("zimmef'i) ile Peygamber'inin güvencesini vermeni isterlerse, onlara ne Allah'ın güvencesini, ne de Peygamber'inin güvencesini ver! Fakat onlara kendi güvencen ile babanın güvencesini ve arkadaşlarının güvencesini ver. Çünkü kendi güvencenizle babalarınızın güvencesini yerine getiremezseniz bu size, Allah'ın güvencesi ile Rasûlünün güvencesini yerine getirmemenizden daha kolay gelir! Bir kaleyi kuşatırsan, onlar da senden, Allah'ın hükmüne tabi tutulmalarını isterlerse, sen onları Allah'ın hükmüne tabi tutma. Fakat sen onları kendi hükmüne tabi tut. Zira sen onlar hakkında Allah'ın hükmüne isabet ediyor musun yoksa etmiyor musun, bilemezsin! Ardından sen onlar hakkında dilediğini hükmet!"

 

Alkame demiş ki; sonra ben bu (Hadisi) Mukatil b. Hayyan'a rivayet ettim de O şöyle dedi: "Bana Müslim b. Heysam, en-Nu'man b. Mukarrin'den, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) bunun, (yani bir önceki Hadisin) aynısını rivayet etti."

 

2448. Bize Ubeydullah b. Musa, Sufyan'dan, (O) tbn Ebi Necih'ten, (O) babasından, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiçbir toplulukla, onları (müslüman olmaya) davet etmedikçe savaşmamış ti."

 

9. BÂB—DÜŞMANA BASKIN YAPMAK

 

2449. Bize Haccâc b. M in hâl rivayet edip (dedi ki), bize Hammad b. Seleme, Sabit'ten, (O da) Enes'ten (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sclfomı sabah namazı sırasında baskın yapar, (baskın yapmadan önce de ezan okunup okunmayacağına) kulak verirdi. Eğer bir ezan işitirse (baskından; vazgeçer, bir ezan işitmezse baskın yapardı.

 

10.BAB—HZ. PEYGAMBERİN; 'İNSANLARLA, "ALLAH'TANBAŞKA HİÇBİR İLAH YOKTUR!"DEYİNCEYE KADAR SAVAŞMAKLA EMROLUNDUM" SÖZÜ ÜZERİNE t SAVAŞMAK HAKKINDA

 

2450. Bize Haşim ibnu'l-Kasım haber verip (dedi ki), bize Şu'be, en-Nu'man b. Salim'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Evs b. Ebi Evs'i, şöyle derken işittim: Ben Sakîf heyeti içinde Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelmiştim. (Evs sözüne devamla) dedi ki; ben bir ara çadırın altındaydım. Onun içinde Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başka herkes uyumuştu. Derken bir adam O'nun yanına geldi ve O'na gizlice birşey söyledi. O da; "Git de onu öldür!" buyurdu. Sonra; "O, Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına şahidlik etmiyor mu?" buyurdu. -Şu'be; Ben; "... ve Mu-hammed'in Allah'ın elçisi olduğuna (şahidlik etmiyor mu?" kısmını buyurup buyurmadığında) şüphe ediyorum, demiştir-. (Gelen adam); "evet, şahitlik ediyor!" cevabını verdi. (O zaman Hz. Peygamber) şöyle buyurdu: "Ben insanlarla, "Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur!" deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Onlar bunu dediklerinde kanları ve malları -bunların (din tarafından konulan) hakları hariç-bana haram olur ve (sözlerinde, işlerinde samimi olup olmadıklarına dair) hesapları Allah'a kalır!"

Evs sonra) şöyle dedi: "Ebu Mesudu öldüren bu (adamdır)." O sözüne şöyle devam etti: "O, Taifteki en iyi insanı öldürmedikçe de öl-memişti!"

 

11.BAB—ALLAH'TAN BAŞKA HİÇBİR İLAHIN OLMADIĞINA ŞAHİDLİK EDEN HİÇBİR ADAMIN KANI HELÂL OLMAZ

 

2451. Bize Ya'Iâ haber verip (dedi ki), bize el-Ameş, Abdullah b. Murre'den, (O) Mesrûk'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına şa-hidlik eden hiçbir adamın kanının (akıtılması, öldürülmesi) helâl olmaz, yalnız üç kimseden biri; yani (öldürmüş olduğu) cana karşı (öldürülecek) can, zina eden evli ve dinini bırakan, cemaatten ayrılan kimse (olması) sebebi ile (kanı helâl olacak olan kimse) hariç!"

 

12.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN; "CEMAATLE NAMAZA SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI HAKKINDA

 

2452. Bize Süleyman b. Harb rivayet edip (dedi ki), bize el-Esved b. Şeyban, Halid b. Sumeyr'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Yanımıza Abdullah b. Rebah el-Ensari -ki Ensar O'nu fâkih sayardı- geldi (ve şöyle dedi): Bize Ebu Katâde rivayet etti ki; "Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) "komutanlar ordusu"nu368 göndermişti." (Ebu Katâde) sözüne şöyle devam etti: "Onlar da gitmişler ve Allah'ın dilediği kadar kalmışlardı. Sonra Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) minbere çıkıp emretmişti de, "cemaatle namaza!" diye bağırılmıştı."

 

13.BÂB—DANIŞILACAK KİMSE GÜVENİLECEK KİMSEDİR!

 

2453. Bize el-Esved b. Amir haber verip (dedi ki), bize Şerîk, el-A'meş'ten, (O) Ebu Amr eş-Şeybani'den, (O) Ebu Mes'ud el-Ensari'den, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O şöyle buyurdu: "Danışılacak kimse, güvenilecek kimsedir!"

 

14.BÂB—"HARB HİLEDİR!" (HADİSİ) HAKKINDA

 

2454. Bize Muhammed b. Yezid el-Hızami haber verip (dedi ki), bize İnu'l-Mübarek, Ma'mer'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Ab-durrahman b. Ka'b'dan, (O da) Ka'b b. Malik'ten (naklen) rivayet etti ki, O Şöyle dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir savaş yapmak istediğinde onu, başkasını (sezdirecek şekilde, başkasını söyleyerek) gizlerdi!"

 

15.BÂB—PAROLA

 

2455. Bize İshak b. İbrahim rivayet edip (dedi ki), bize Veki', Ebu Umeys'ten, (O) İyas b. Seleme ibnu'l-Evka'dan, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Ben bir adamla döğüşmüş ve onu öldürmüştüm. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleml de onun üzerinden çıkan şeyleri bana vermişti. Bizim, Halid ibnu'l-Velid ile parolamız ise "emit" yani "üktül: Öldür" idi."

 

16. BAB—HZ. PEYGAMBERİN; "ŞU YÜZLER ÇİRKİN OL SÖZÜ HAKKINDA

 

2456. Bize Haccâc b. Minhâl ve Affân rivayet edip dediler ki, bize Hammâd b. Seleme, Ya'Iâ b. Atâ'dan, (O) Abdullah b. Yesâr Ebu Hemmâm'dan, (O da) Ebu Abdirrahman el-Fihri'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Biz Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber Huneyn savaşmdaydık ve yaz mevsiminin çok sıcak bir gününde bulunuyorduk. Bu sebeple ağaç gölgelerinin altına konaklamıştık..." (Ebu Abdirrahman) sonra (gördüklerinin) hikayesini anlattı (ve sözüne şöyle devam etti): Ardından (Hz. Peygamber) bir avuç toprak almıştı. (Ebu Abdirrahman sözüne devamla) dedi ki; işte bana, O'na (yani Hz. Peygamber'e) benden daha yakın olan kimse bildirmişti ki, (Hz. Peygamber) o (toprağı) onların yüzlerine çarpmış ve "Şu yüzler çirkin olsun!" buyurmuş. Allah da müşrikleri yenilgiye uğratmıştı. Ya'lâ demiş ki; bana da onların oğulları haber verdiler ki, babaları şöyle demişmiş: "O zaman bizden hiç kimse kalmamıştı ki, gözleri ve ağzı toprak dolmuş olmasın!"

 

17.BÂB—HZ. PEYGAMBER'E BİAT ETME HAKKINDA

 

2457. Bize Osman b. Ömer rivayet edip (dedi ki), bize Yunus, ez-Zühri'den, (O) İdris'ten, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sal-lallahu Aleyhi ve Sellem), kendisiyle bir toplantı yerindeyen bize şöyle buyurmuştu: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak:, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek ve ellerinizle ayaklarınız arasında (kendiliğinizden) uyduracağınız bir iftira yapmamak üzere bana biat edin! Artık kim sözünde durursa onun mükâfaatı Allah'a aittir. Kim bunlardan birşey yapar da Alah onu gizlerse, onun işi Allah'a kalır. O dilerse onu cezalandırır, dilerse bağışlar. Kim de (bunlardan) birşey yapar da ondan dolayı bu dünyada cezalandırılırsa, bu (cezalandırılma) onun için keffâret olur!" (Ubâde sözüne devamla) dedi ki, "biz de bunlar üzerine O'na biat etmiştik."

 

 

18.BÂB—KAÇMAMAK ÜZERE BİAT ETME HAKKINDA

 

2458. Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Leys b. Sa'd, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Biz Hudeybiye günü bin-dörtyüz kişi idik ve O'na (yani Hz. Peygamber'e), Ömer elini tu-tuyorken O ağacın -ki o, bir "semura"dır- altında biat ettik." (Cabir) şöyle de demiştir: "Biz O'na kaçmamak üzere biat etmiştik, ölmek üzere biat etmemiştik!"

 

19.BÂB—HENDEK KAZMAK HAKKINDA

 

2459. Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivayet edip (dedi ki), bize Ebu İshak rivayet edip dedi ki, el-Bera* b. Azib'i şöyle derken işittim:Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ahzab Günü bizimle beraber, toz toprak koltuk altlarının beyazlığım örttüğü, (yani koltuk altları toz toprak içinde kalmış olduğu) bir halde, sesini yükseltip şöyle diyerek toprak taşıyordu: "Allah'ım, sen olmasaydın doğru yolu bulamazdık! Ne sadaka verir, ne namaz kılardık! Şimdi de üzerimize manevi bir kuvvet, gönül rahatlığı indir! Karşılaşırsak eğer, ayaklarımızı sabit kıl! Şüphesiz şu (kafir olan) kimseler bize karşı haddi aşmışlardır! Ama onlar bir fitne (çıkarmak) isterlerse, biz dayatırız!"

 

20.BÂB—HZ. PEYGAMBER, MEKKE'YE BAŞINDA MİĞFER VAR İKEN NASIL GİRDİ?

 

2460. Bize Abdullah b. Halid b. Hâzim rivayet edip (dedi ki), bize Malik, ez-Zühri'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye fetih yılı başında miğfer olduğu halde girmişti. Sonra onu çıkardığında bir adam yanına gelip; "Ya Rasulullah! Bakın, şu İbn Hatal! Kabe'nin örtülerine tutunmuş, (onu ne yapalım?)" demiş. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de; "Onu öldürün!" buyurmuştu.

 

21.BÂB—RASULULLAKIN KILICININ KABZASININ BİLEZİĞİ HAKKINDA

 

2461. Bize Ebu'n-Nu'man haber verip (dedi ki), bize Cerir b. Hâzim, Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kılıcının kabzasının bileziği gümüşten idi. Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki; "Hişam ed-Destuvâî O'na (yani Cerir b. Hâzim'e) muhalefet edip şöyle demiş: Katâde, Saîd b. Ebi'l-Hasan'dan, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen rivayet etti).385 Âlimler de (bu iki rivayetten) mahfuz (ve makbul olanın) bu (ikinci rivayet) olduğunu söylemişlerdir."

 

22. BÂB—RASULULLAH'IN, BİR TOPLULUĞA GALİP GELDİĞİNDE YERLERİNDE ÜÇ GÜN KALMASI

 

2462. Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Muâz b. Muâz rivayet edip (dedi ki), bize Saîd b. Ebi Arûbe, Katâde'den (O), Enes'ten, (O da) Ebu Talha'dan (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir topluluğa galip geldiğinde yerlerinde üç gün kalmayı severdi.

 

23. BÂB—HZ. PEYGAMBERİN, NADİROĞULLARI'NIN HURMA AĞAÇLARINI YAKTIRMASI HAKKINDA

 

2463. Bize Abdullah b.  Saîd rivayet edip  (dedi ki), bize Ukbe   b.   Halid   rivayet   edip   (dedi   ki),   bize   Ubeydullah, Nafi'den, (O da) Ibn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Nadiroğullarının hurma ağaçlarını yaktırmıştı."

 

24.BÂB—ALLAH'IN İŞKENCESİ İLE İŞKENCE ETME YASAĞI HAKKINDA

 

2464. Bize Abdullah b. Amr b. Ebân haber verip (dedi ki), bize Ab dur rahim b. Süleyman, Muhammed b. Ishak'tan, (O) Yezid b. Ebi Habib'den, (O) Bukeyr b. Abdillah ibni'l-Eşecc'den, (O) Ebu İshak ed-Devsi'den, (O da) Ebu Hüreyre ed-Devsi'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selîem) bizi bir askeri birlik içinde göndermiş ve "Eğer falanı ve falanı yakalarsanız onları ateşle yakın!" buyurmuştu. Sonra ertesi gün olunca bize (bir adam) gönderip (çağırtmış, yanına gidince) de şöyle buyurmuştu: "Doğrusu ben size şu iki adamı yakmayı emretmiştim. Sonra düşündüm ki, ateşle işkence etmek, Allah'tan başka hiç kimseye yakışmaz. Şu halde yakalarsanız öldürün!"

 

25.BÂB—KADINLARI VE ÇOCUKLARI ÖLDÜRME YASAĞI

 

2465. Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Ubeydullah'tan -ki O, İbn Hafs b. Asım'dır-, (O) Nafî'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) savaşlarından birinde bir kadın ölü olarak bulunmuştu da, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınların ve çocukların öldürülmesini yasaklamıştı."

 

2466. Bize Asım b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Ebu İshak el-Fezari, Yunus b. Ubeyd'den, (O) el-Hasan'dan, (O da) el-Esved b. Seri'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Biz Rasulullah ile beraber bir savaşa çıkmıştık. Derken müşrikleri yakalamıştık da halk öldürme hususunda acele etmiş ve çocukları bile öldürmüşlerdi. Sonra bu, Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ulaşmış, O da şöyle buyurmuştu: "Bazı topluluklara ne oluyor ki, ölüm, çocukları öldürmeye varacak kadar onların (aklını başından alıp) götürmüş? Dikkat edin! Hiçbir çocuğu öldürmeyin!" (Hz. Peygamber bunu) üç defa (buyurmuştu).

 

26. BÂB—ÇOCUĞUN ÖLDÜRÜLEBİLECEĞİ (YAŞ) SINIRI

 

2467. Bize Muhammed b. Yusuf, Abdulmelik b. Umeyr'den, (O da) Atıyye el-Kurazi'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz o gün (yani Kurayzaoğullarınm ihanet suçundan dolayı toptan öldürüldükleri gün) Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sunulmuştuk da (etek) kılları bitenler öldürülmüş, bitmeyenler bırakılmıştı. Ben de (etek) kılları bitmeyenlerden idim. Bu sebeple beni öldürmemişlerdi.

 

27. BÂB—ESİRLERİN KURTARILMASI HAKKINDA

 

2468. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Man-sur'dan, (O) Ebu Vail'den, (O) Ebu Musa'dan, (O da) Hz. Pey-gamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Esiri kurtarın, açı yedirin!"

 

28. BÂB—ESİRLERİN DEĞİŞ-TOKUŞLA SERBEST BIRAKILMASI

 

2469. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyub'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Mühelleb'den, (O da) İmran b. Husayn'dan (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (müşrik) bir adamı (müs-lüman) iki adama karşılık serbest bıraktı.

 

29. BÂB—GANİMET BİZDEN ÖNCE HİÇKİMSEYE HELAL OLMAMIŞTIR

 

2470. Bize Yahya b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Ebu Avâne, Süleyman'dan, (O) Mü c ahi d'den, (O) Ubeyd b. Umeyr'den, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu şöyle: "Bana, benden önce hiçbir Peygambere verilmemiş olan beş şey verildi: Ben kızıl renklilere ve siyah renklilere (yani bütün insanlara) Peygamber gönderildim. Bana yeryüzü mescid ve temiz-temizleyid kılındı. Bana ganimetler helâl kılındı; halbuki onlar benden Önce hiç kimseye helâl kılınmamışlardı. Ben, bir aylık (uzaklıktan) korkulmakla yardım olundum, düşman benden bir aylık mesafeden korkar. Bana, "iste de sana (istediğin) verilsin!" denildi, ben de isteğimi ümmetime şefaat olarak sakladım. O, sizden Allah'a hiçbir şey ortak koşmayanlara, İn-şallahu Teala, ulaşacaktır!"

 

30.BÂB—GANİMETLERİN DÜŞMAN BELDELERİNDE BÖLÜŞTÜRÜLMESİ

 

2471. Bize Süleyman b. Harb rivayet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Asim'dan, (O da) Ebu Vail'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hu-neyn (savaşında elde edilen) ganimetleri el-Ci'râne'de bölüş türmüştü." Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: "(Bu Hadisin) senedinde Abdullah b. Mes'ud vardı."

 

31.BÂB—GANİMETLERİ BÖLÜŞTÜRMENİN NASIL YAPILACAĞI HAKKINDA

 

2472. Bize Abdullah b. Ca'fer er-Rakki haber verip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Amr, Zeyd ibnu'l-Hakem'den, (O) Ab-durrahman b. Ebi Leyla'dan, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hayber'in fethine katılmıştım. O zaman müşrikler yenilgiye uğramışlar, biz de onların göç yüklerine dalmıştık. Halk ise buldukları develere koşuşmuşlardı. (Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: Yine de bu, kazanların kaynayıp taşmalarından daha çabuk olmamıştı. Ama Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) emretmiş ve bu (kazanlar) tersine çevrilmiş, dökülmüşlerdi. (Ab-durrahman'ın babası sözüne devamla) dedi ki: Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda dağıtım yapıp on kişiye bir koyun vermişti. (Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: O zaman falancalardan dokuz kişi vardı. Bense yalnızdım. Bu sebeple onlara yönelmiştim de on kişi olmuştuk, bize de bir koyun verilmişti. Abdullah (b. Ca'fer) şöyle dedi: "Bana ulaştı ki, arkadaşınız (Ze-keriyya, senedinde) "...Kays b. Müslim'den..." diyormuş!" Sanki O, (Zekeriyya'nın) onu bellememiş olduğunu söylemek istiyor.

 

2473. Bize Zekeriyya b. Adiyy, Ubeydullah b. Amr'dan, (O) Zeyd'den -ki O, İbn Ebi Uneyse'dir-, (O) babasından, (O) Kays b. Müslim'den, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O) babasından, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) bunun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini haber verdi. O (rivayetinde); "bu sebeple onlara eklenildim" dedi. Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Bana göre doğru olan, se-nedde Zekeriyya'nın söylediğidir."

 

32.BÂB—AKRABANIN PAYI

 

2474. Bize Ebu'n Nunıan haber verip (dedi ki), bize Cerir b. Hâzim rivayet edip (dedi ki), bana Kays b. Sa'd, Yezid b. Hürmüz'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Necde b. Amir, İbn Abbas'a mektup yazıp O'na bazı şeyler sormuş, O da O'na şöyle cevap yazmıştı:"Sen, Allah'ın zikrettiği400 akrabanın (ganimet) payını sordun. Biz bunların (yani işaret edilen Ayetteki akrabanın), Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) akrabası olduğu görüşündeydik. Ama toplumumuz bunu bizden kabul etmedi."

 

33. BÂB—ATIN PAYLARI HAKKINDA

 

2475. Bize İshak b. İsa haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Hâzim Ebu Muaviye, Ubeydullah b. Ömer'den, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber günü binekli olana üç pay, yaya olana bir pay vermişti.

 

2476. Bize Muhammed b. Yusuf, Süyan'dan, (O) Ubey-dullah'tan, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivayet etti.

 

34. BÂB—FETİHTEN SONRA GELEN KİMSEYE PAY VERİLİP VERİLMEYECEĞİ HAKKINDA

 

2477. Bize Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Ali b. Zeyd'den, (O) Ammar b. Ebi Ammar'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber hiçbir ganimete şahid olmadım ki, O bana (pay) dağıtmış olmasın, Hayber günü hariç. Çünkü bu (Hayber ganimeti) sadece Hudeybiye (biatında bulunmuş) kimselere aitti." Ebu Musa ile Ebu Hüreyre ise (Medine'ye) Hudeybiye (biati) ile Hayber'in (fethi) arasındaki (zamanda) gelmişlerdi.

 

35. BÂB—KÖLELERİN VE ÇOCUKLARIN PAYLARI HAKKINDA

 

2478. Bize İsmail b. Halil haber verip (dedi ki), bize Hafs haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Zeyd, Âbi'l-Lehm'in azadlısı Umeyr'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Ben, sahipli bir köle iken Hayber (savaşına) katılmıştım da Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana ev eşyasından birşeyler vermişti. O bana bir kılıç da vermiş ve "Bunu takın!" buyurmuştu.

 

36. BÂB—GANİMETLERİ, DAĞITILMADIKÇA SATMA YASAĞI HAKKINDA

 

2479. Bize Ahmed b. Humeyd haber verip (dedi ki), bize Ebu Usâme, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den, (O) el-Kasım ve Mekhûl'den, (onlar) Ebu Umâme'den, (O da) Hz. Pey-gamber'den {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O, (ganimet) paylarının satılmasını, dağıtılıncaya kadar yasaklamıştı.

 

37.BÂB—KADIN KÖLENİN (GEBELİKTEN) UZAK OLMASINI ARAŞTIRMA HAKKINDA

 

2480. Bize Ahmed b. Halid haber verip (dedi ki), bize Mu-hammed b. İshak, Yezid b. Ebi Habib'den, (O da) Tu-ciboğullarının bir mevlası olan Ebu Merzuk'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Bana Haneş es-San'ani rivayet edip şöyle dedi: Biz, başımızda (komutan olarak) Ruveyfi' b. Sabit el-Ensari olduğu halde Mağrib'e savaşa gitmiş ve Cerbe denilen bir köyü fethetmiştik. O zaman Ruveyfi1 b. Sabit el-Ensari konuşmacı olarak aramızda ayağa kalkıp şöyle demişti: Ben aranızda sadece, Rasulullah'tan {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) duymuş olduğum şeyden dolayı ayağa kalkmış bulunuyorum. O, Hayber günü orayı fethettiğimizde aramızda ayağa kalkıp (şöyle buyurmuştu): "Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, esir kadınlardan hiçbirine, (gebelikten) beri olmasını araştırmadıkça yaklaşmasın!"

 

38.BÂB—(ESİR EDİLEN) GEBE KADINLARLA CİNSİ MÜNASEBET YASAĞI HAKKINDA

 

2481. Bize Esed b. Musa haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Yezid b Humeyr Ebu Amr eş-Şami  el-Hemdani'den,  O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Ben Abdurrahman b. Cubeyr b. Nufeyr'i babasından, (O da) Ebu'd-Derda'dan (naklen anlatırken) işittim ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir kıl çadırın kapısında karnı büyümüş, yani gebe bir kadın görmüş ve "Herhalde bu (cariyenin sahibi) ona yaklaşmış?" buyurmuş. (Sahabe-i Kiranı); "evet!" demişler. (O zaman Hz. Peygamber) şöyle buyurmuş: "Andolsun ki ben içimden ona, kendisi ile beraber kabrine girecek bir lanet yapmayı geçirdim. O, (başkasının çocuğunu mirasçısı yapmak) kendisine helâl olmadığı halde onu nasıl mirasçısı yapar? O, (doğacak çocuğun kendisinden olması durumunda onu, köle gibi hizmete koşması) kendisine helal olmadığı halde onu nasıl hizmete koşar?"

 

 

39.BÂB—ANNE İLE ÇOCUĞUNU BİRBİRİNDEN AYIRMA YASAĞI

 

2482. Bize el-Kasım b. Kesir, el-Leys b. Sa'd'dan kıraat yoluyla, (O) Abdurrahman b. Cunâde'den, (O da) Ebu Ab-dirrahman el-Hubulli'den (naklen) haber verdi ki; Ebu Eyyub bir ordudaymış da, çocuklarla anneleri birbirinden ayrılmış, O da onları ağlarken görmüş. Bunun üzerine; "Muhakkak ki Rasulullah; "Kim anne ile çocuğunu birbirinden ayırırsa, Allah da Kıyamet günü onunla sevdiklerini birbirinden ayırır!" buyurmuştur" diyerek, her çocuğu annesine iade etmeye başlamış.

 

40. BÂB—DARU'L-HARB'E MENSUP KİMSE (HARBİ), MÜSLÜMAN OLARAK GELDİĞİNDE (NE YAPILIR)?

 

2483. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Ebân b. Abdillah el-Beceli, Osman b. Ebi Hâzim'den, (O da) el-Ayle'nin ("el-Gayle'nin" diyenler de vardır) oğlu Sahr'dan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: (Hicri 8. yılda, Taif teki Sakîf kabilesini muhasara ettiğimizde) el-Muğire b. Şu'be'nin halasını (esir olarak) almış ve onu Rasulullah'ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanına getirmiştim. Derken (el-Muğire gelerek) Hz. Peygamber'den {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) halasını istemişti. Bunun üzerine (Hz. Peygamber) şöyle buyurmuştu: "Sahr! Muhakkak ki, bir topluluk müslüman olunca mallarını ve kanlarını (canlarını) korumuş olurlar. Binaenaleyh, onu ona geri ver!" Süleymoğulları'nın da bir su kaynağı vardı. (Onlar, müslümanlar gelince oradan kaçıp gitmişlerdi. Ben de Hz. Peygamber'den, beni ve kabilemi o su kaynağının yanına yerleştirmesini istemiştim. Hz. Peygamber de bizi oraya yerleştirmişti). Sonra onlar müslüman olup geri gelmiş ve bu yerin geri verilmesini istemişlerdi. Ben vermeyince (Hz. Peygamber'e) gelip bunu O'ndan istemişlerdi. Bunun üzerine (Hz. Peygamber) beni çağırtıp şöyle buyurmuştu: "Sahr! Bir topluluk müslüman olunca mallarını ve kanlarını (canlarını) korumuş olurlar. Binaenaleyh, onu onlara geri ver!" Ben de onu geri vermiştim.

 

41.BÂB—PAYDAN FAZLA GANİMET VERMENİN BAŞKANA (İMAM'A) AİT OLDUĞU HAKKINDA

 

2484. Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), içinde İbn Ömer'in de bulunduğu askeri bir birlik göndermiş, onlar da birçok deve ganimet almışlardı. (Herbirinin ganimet) payları on iki deve -veya onbir deve-olmuştu. Onlara fazladan birer deve daha verilmişti.

 

42.BÂB—(SAVAŞIN) BAŞLANGICINDA DÖRTTE BİRİN, (SAVAŞTAN) DÖNÜŞ SIRASINDA ÜÇTE BİRİN FAZLADAN GANİMET VERİLMESİ HAKKINDA

 

 

2485. Bize Muhammed b. Uyeyne haber verip (dedi ki), bize Ebu İshak el-Fezari, Abdurrahman b. Ayyâş'tan, (O) Süleyman b. Musa'dan, (O) Ebu Sellâm'dan, (O) Ebu Umâme el-Bâhili'den, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen) rivayet etti

ki, O şöyle dedi: Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) düşman toprağına baskın yapıp (ganimet elde ettiğinde) dörtte biri fazladan ganimet verirdi. Dönmeye yöneldiği ve insanlar yorulduğu zaman (ganimet elde ettiğinde) ise üçte biri fazladan ganimet verirdi.

 

43.BÂB—"BEŞTE BİR"DEN SONRA, PAY FAZLASI GANİMET VERME

 

2486. Bize Ebu Asım, Süfyan'dan, (O) Yezid b. Câbir'den, (O) Mekhûl'den, (O) ziyad b. Cariye'den, (O da) Habib b. Mes-leme'den (naklen) haber verdi ki; Hz. Peygamber "beşte bir -Humus"tan sonra üçte bir fazladan ganimet verdi.

 

44.BÂB—KİM BÎR (DÜŞMAN) ÖLDÜRÜRSE, ÜZERİNDEN ÇIKAN ŞEYLER ONUNDUR

 

2487. Bize Haccâc b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivayet edip (dedi ki), bize İshak b. Ab-dillah b. Ebi Talha, Enes b. Malik'ten (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir kâfir öldürürse, üzerinden çıkan şeyler onundur!" Ebu Talha da o gün yirmi kişi öldürmüş ve üzerlerinden çıkan şeyleri almıştı!

 

2488. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan b. Uyeyne'den, (O) Yahya b. Saîd'den, (O) İbn Kesir b. Eflah'tan -ki O, Ömer b. Kesir'dir-, (O) Ebu Katâde'nin azadlısı Ebu Muhammed'den, (O da) Ebu Katâde'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben bir adamla döğüşmüş ve onu öldürmüştüm. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onun üzerinden çıkan şeyleri bana vermişti.

 

45.BÂB—PAYDAN FAZLA GANİMETLERİN (ENFALİN) MEKRUHLUĞU HAKKINDA DA O ŞÖYLE BUYURMUŞTUR: "MÜMİNLERİN GÜÇLÜSÜ ONU ZAYIFLARINA VERSİN

 

2489. Bize Muhammed b. Uyeyne rivayet edip (dedi ki), bize Ebu İshak el-Fezâri, Abdurrahman b. Ayyaş'tan, (O) Süleyman b. Musa'dan, (O) Ebu Sellâm'dan, (O) Ebu Umâme el-Bâhili'den, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), adam başına düşen paydan fazla olarak ikramiye şeklinde verilen ganimetlere (enfal'e) (gözlerin dikilmesini ve enfal alan kimsenin onları kendisine ayırmasını) çirkin görür ve şöyle buyururdu: "Müminlerden, (kendisine enfal verilmiş olan) güçlü kimse, (bunu kendilerine enfal verilmemiş olan) zayıflarına geri versin!"

 

46.BÂB—O'NUN, "İPLİK VE İĞNEYİ (BİLE) ULAŞTIRIN

 

2490. Bu senedle, (yani bir önceki Hadisin senediyle rivayet edildi) ki, Hz. Peygamber (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu-"iplik ve iğneyi (bile ganimet toplama merkezine) ulaştırın! Aman ganimet malında hainlik etmekten sakının! Çünkü o, Kıyamet günü sahiplerine bir utanç kaynağıdır!"

 

47. BÂB—(DAĞITIM YAPILMADAN) GANİMET HAYVANINA BİNME İLE GANİMET ELBİSESİNİ GİYME YASAĞI

 

2491. Bize Ahmed b. Halid haber verip (dedi ki), bize Mu-hammed -ki O, İbn İshak'tır-, Yezid'den, -ki O, İbn Ebi Habib'dir-, (O da) Tuciboğullarının bir mevlası olan Ebu Mer-zuk'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Bana Haneş es-San'ani rivayet edip şöyle dedi: Biz, başımızda (komutan olarak) Ru-veyfi' b. Sabit el-Ensari olduğu halde Mağrib'e savaşa gitmiş ve Cerbe denilen bir köy fethetmiştik. O zaman Ruveyfi' b. Sabit el-Ensari konuşmacı olarak aramızda ayağa kalkıp şöyle demişti: Ben aranızda sadece, Rasulullah'tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) duymuş olduğum şeyden dolayı ayağa kalkmış bulunuyorum: O, Hayber günü orayı fethettiğimizde aramızda ayağa kalkıp (şöyle buyurmuştu): "Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa müslümanların (ortak) ganimetinden hiçbir hayvana, onu güçsüz bırakınca -veya "onu zayıflatınca" buyurmuştur. Ebu Muhammed (ed-Darimi); "Bunda ben şüphe ediyorum!" dedi-, geri vermek üzere asla binmesin! Kim de Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, müslümanların (ortak) ganimetinden hiçbir elbiseyi, onu eskitince (ganimete) iade etmek üzere giymesin!"

 

48. BÂB—GANİMET MALINA HAİNLİK ETME HAKKINDA GELEN SERTLİK

 

2492. Bize Ebu'l-Velid rivayet edip (dedi ki), bize İkrime bin Ammar rivayet edip (dedi ki), bana Ebu Zumeyl rivayet edip (dedi ki), bana İbn Abbas rivayet edip (dedi ki), bana Hz. Ömer ibnu'l-Hattab rivayet edip şöyle dedi: Birtakım insanlar Hayber günü öldürülmüştü de, (Sahabe-i Kiram); "falan şehiddir!" deyip (onlardan bahsetmeye başlamışlardı.) Nihayet bir adamı zikredip; "falan şehiddir!" demişlerdi. O zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleriz); "Hayır, asla! Ben onu gerçekten ganimet malından hainlikle almış olduğu bir cübbeden dolayı -veya "bir çeşit abadan dolayı"- Cehennem'de gördüm!" buyurmuş, sonra da bana şöyle emretmişti: "Hattaboğlu! Kalk ve halkın içinde bağır ki, Cennet'e (doğrudan) ancak (günah işlememiş) mü'minler girecektir!" Ben de kalktım ve (bunu) halkın içinde nida ettim.

 

49.BÂB—GANİMETTE HAİNLİK EDENİN CEZASI HAKKINDA

 

2493. Bize Saîd b. Mansur, Abdulaziz b. Muhammedi'den, (O) Salih b. Muhammed b. Zaide'den, (O) Salim b. Abdillah'tan, (O) babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivayet etti ki, O

şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kimin ganimet malında hainlik ettiğini bulursanız onu dövün, eşyasını da yakın!"

 

50.BÂB—GANİMETTE HAİNLİK EDEN KİMSE HAİNLİKLE ALDIĞI ŞEYİ GETİRDİĞİNDE (NE OLACAĞI) HAKKINDA

 

2494. Bize Muhammed b. Hatim el-Muktib haber verip (dedi ki), bize El-Kasım b. Malik rivayet edip (dedi ki), bana Kesir b. Abdillah b. Amr b. Avf el-Muzeni, babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hiç talan edip ganimet almak yok! Hiç hainlik etmek yok! Hiç "islal = gizlice çalmak" yok! Kim ganimet malında hainlik ederse, Kıyamet günü, hainlik ederek aldığı ganimet malını (boynunda taşıyarak) getirir!"

 

51. BÂB—SAVAŞTA (HIRSIZLIK SEBEBİYLE) ELLERİN KESİLMEYECEĞİ HAKKINDA

 

2495. Bize Bişr b. Ömer ez-Zehrani rivayet edip (dedi ki), bize Abdullah -ki O, İbn Lehîâ'dır-, rivayet edip (dedi ki), bize Ayyaş b. Abbas, Şiyeym b. Neytân'dan, (O da) Cunâde b. Ebi Umeyye'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ben İbn Ertat'ı; "Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Selkm); "Savaşta (hırsızlık sebebiyle) eller kesilmez!" buyururken işittim" derken duymamış olsaydım, onları (bu sebeple savaşta da) keserdim.

 

52. BÂB—(ZEKAT TOPLAMADA) GÖREVLİ KİMSE GÖREVİ ESNASINDA BİRŞEY ELDE ETTİĞİNDE (NE OLACAĞI) HAKKINDA 

 

2496. Bize el-Hakem b. Nâfi' haber verip  (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den rivayet etti (ki, O şöyle demiş): Bana urve ibnu'z-Zübeyr, Ebu Humeyd es-Saidi'den (naklen) haber verdi ki, O kendisine haber vermiş ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zekat toplamaya bir görevli tayin etmişti de bu görevli toplama işini bitirince O'na gelip; "Ya Rasulullah! Bu, size ait olandır, bu da bana hediye edildi!" demişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu: "Peki, sen babanın ve annenin evinde oturup da, sana hediye edilecek mi, edilmeyecek mi, diye baksaydın ya!" Daha sonra Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) günün bitiminde namazdan sonra minbere çıkmış ve şehadet getirip Allah'a, layık olduğu şekilde hamd-ü senada bulunmuş, ardından da şöyle buyurmuştu: "İmdi, şu görevliye ne oluyor ki, biz onu (zekat toplamakla) görevlendiriyoruz da o bize gelip; "bu sizin görevinizden dolayı (verilendir), bu da bana hediye edildi" diyor. Peki o, babasının ve annesinin evinde oturup da kendisine hediye edilecek mi, edilmeyecek mi, diye baksa ya! Muhammed'in canı elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, biriniz şu (zekat malından) hainlikle birşey almaz ki, onu Kıyamet günü boynunun üzerinde taşıyarak getirmiş olmasın! Eğer (bu aldığı şey) bir deve ise onu, böğürtüsü olduğu halde getirir, bir sığır ise onu böğürürken getirir, bir koyun ise onu da melerken getirir, işte ben (size bunları) tebliğ etmiş oldum!"

 

Ebu Humeyd sözüne şöyle devam etmiş: Sonra Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ellerini, biz O'nun koltuk altlarının beyazlığını görecek kadar yukarı kaldırmış (ve "Allah'ım, tebliğ ettim mi?" buyurmuştu.) Ebu Humeyd sözüne devamla demiş ki; bunu Ra-sulullah'tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benimle bareber Zeyd b. Sabit de işitmişti. O'na da sorun!

 

53.BÂB—MÜŞRİKLERİN HEDİYELERİNİ KABUL ETMEK HAKKINDA

 

2497. Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Umâre b. Zâzân, Sabit'ten, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) haber verdi ki; Zû Yezen hükümdarı Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) otuzüç erkek deve veya otuziki dişi deve karşılığında almış olduğu bir takım elbise ("hülle") hediye etmiş, O da bunu kabul buyurmuştu.

 

2498. Bize Abdullah b. Seleme haber verip (dedi ki), bize Süleyman b. Bilal, Amr b. Yahya'dan, (O) Abbas b. Sehl es-Saidi'den, (O da) Ebu Humeyd es-Saidi'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Eyle hükümdarı Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir mektup göndermiş ve O'na beyaz bir katır hediye etmişti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de ona mektup yazmış ve bir elbise hediye etmişti.

 

54.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN; "BİZ KESİNLİKLE MÜŞRİKTEN YARDIM İSTEMEYİZr SÖZÜ

 

2499. Bize İshak b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Vekî, Malik b. Enes'ten, (O) Abdullah b. Niyar'dan, (O) Urve'den, (O da) Hz. Aişe'den (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Biz kesinlikle bir müşrikten yardım istemeyiz!"

 

2500. Bize İshak, Ravh'dan, (O) Malik'ten, (O) Fulandan ki O, İbn Ebi Abdillah'tır ve O, Hatmoğullarmdandır-, (O) Abdullah b. Niyâr'dan, (O) Urve'den, (O da) Hz. Aişe'den (naklen, bir önceki Hadisi) ondan daha uzun olarak haber verdi.

 

55.BÂB—MÜŞRİKLERİ ARAP YARIMADASINDAN ÇIKARMAK HAKKINDA

 

2501. Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd el-Kattân rivayet edip (dedi ki), bize, Küfe ahalisinden bir adam olan İbrahim b. Meymûn rivayet edip (dedi ki), bana Saîd b. Semûre b. Cündeb, babası Semûre'den, (O da) Ebu Ubeyde ibnu'l-Cerrah'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) son konuştuğu şeyler arasında şöyle buyurmuştu: "Hicaz'ın ve Necran ahalisinin yahudilerini Arap Yarımadası'ndan çıkarın!"

 

56. BÂB—MÜŞRİKLERİN KABINDA (BİRŞEY YİYİP) İÇMEK HAKKINDA

 

2502. Bize Ebu Asım, Hayve b. Şureyh'ten haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Rebia b. Yezid rivayet edip (dedi ki), bana Ebu İdris rivayet edip (dedi ki), bana Ebu Sa'lebe rivayet edip dedi ki; ben Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelip; "Ya Rasulullah, muhakkak ki, biz ehl-i kitabın (yaşadığı) yerdeyiz. Şimdi onların kaplarında yemek yiyelim mi?" dedim de Rasulullah (Sal-lallaku Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Eğer söylediğin gibi bir yerde isen, başka bir çare bulamamanız hariç, onların kaplarında yemek yeme! Başka bir çare bulamazsanız onları yıkayın, sonra içlerinde yemek yiyin!"

 

57. BÂB—GANİMETİN DAĞITILMASINDAN ÖNCE (ONDAN) YEMEK HAKKINDA

 

2503. Bize Abdullah b. Mesleme rivayet edip (dedi ki), bize Süleyman -ki O, İbnu'l-Muğire'dir-, Humeyd'den, (O da) Abdullah b. Muğaffel'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Hayber savaşında yukarıdan bir dağarcık iç yağı atılmıştı. (Abdullah, sözüne devamla) dedi ki; ben de gelip onu kendime almıştım. (Abdullah) sözüne şöyle devam etti: Sonra, bundan bugün hiç kimseye birşey vermeyeceğim, demiş, ardından da etrafıma bakmıştım. Bir de ne görsem, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana gülümsüyor! Abdullah (ed-Dârimî); "Humeyd'in, Abdullah'tan (Hadis) işitmiş olmasını ümid ederim" dedi.

 

58. BÂB—MECUSİLERDEN CİZYE ALMAK HAKKINDA

 

2504. Bize Muhammed b. Yusuf, İbn Uyeyne'den, (O) Amr'dan, (O da) Becâle'den (naklen) haber verdi ki, O (yani Amr) şöyle dedi: Ben O'nu (yani Becâle'yi) şöyle derken işittim: Hz. Ömer mecûsilerden cizye kabul etmiyordu. Nihayet Ab-durrahman b. Avf şahidlik etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hecer mecûsilerinden cizye kabul etmişti.  Ondan sonra Hz. Ömer de mecûsilerden cizye kabul etmeye başladı.)

 

59. BÂB—MÜSLÜMANLAR ADINA EN AŞAĞIDAKİLERİ (BİLE) EMÂN VEREBİLİR

 

2505. Bize Ubeydullah b. Abdilmecid haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Ebu'n-Nadr'dan (naklen) rivayet etti ki; Âkil b. Ebi Talib'in azadlısı Ebu Murre O'na haber vermiş ki, O (yani Ebu Murre) Ümmü Hâni' bin Ebi Talib'i işitmiş ki, O rivayet ediyormuş ki, (Mekke'nin) fethedildiği yıl Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanma gitmiş. Derken şöyle demiş: "Ya Rasulullah! Anamın oğlu (Ali b. Abi Talib), benim kendisine emân verdiğim bir adamı, yani Hübeyre'nin oğlu falanı öldüreceğini söyledi, (siz ne buyurursunuz.)" Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: "Senin emân verdiğin kimseye muhakkak ki biz de emân verdik, Ümmü Hâni'!"

 

60.BÂB—ELÇİLERİ ÖLDÜRME YASAĞI HAKKINDA

 

2506. Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Ebu Bekr b. Ayyaş, Asım'dan, (O) Ebu Vâil'den, (O da) İbn Mi'yer es-Sa'di'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: (Birgün) akşam üzeri bir atımı gövdeli bitkilerin (yapraklarından) otlatmaya çıktım. Derken Hanifeoğullan'mn mescidlerinden bir mescide uğradım da onları, Müseylime'nin Allah'ın rasûlü olduğuna şehadet ederken işittim. Hemen Abdullah b. Mes'ud'un yanına dönüp (bunu) O'na haber verdim. O da onlara güvenlik görevlilerini gönderdi. Bunlar da onları alıp getirdiler. O zaman bu topluluk tevbe edip görüşlerinden vazgeçti, (Abdullah) da onları serbest bıraktı. (Sadece) içlerinden, Abdullah b. Nuvaha isimli bir adamı öne geçirip boynunu vurdurttu. Bunun üzerine (oradakiler) O'nar "bu topluluğu bıraktın, bunu ise öldürdün?" dediler. O da şöyle cevap verdi: Ben gerçekten (birgün) Ra-sulullah'ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında oturuyordum, bu ve bir adam Müseylime'nin yanından elçi olarak çıkagelmişlerdi. Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onlara; "Benim, Allah'ın Rasûlü olduğuma şehadet ediyor musunuz?" buyurmuştu. Onlar da O'na; "biz Müseyleme'nin, Allah'ın rasûlü olduğuna şehadet ediyoruz!" demişlerdi. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurmuştu: "Ben Allah'a ve Rasûllerine iman ettim. Şayet ben elçileri öldüren biri olsaydım, sizi öldürürdüm!" (Abdullah b. Mesud sözüne şöyle devam etti): "İşte ben onu bundan dolayı öldürdüm!" (Sonra) O, onların mescidine dair emir verdi de o yıkıldı.

 

61.BÂB—ANDLAŞMA YAPILMIŞ KİMSEYİ ÖLDÜRME YASAĞI HAKKINDA

 

2507. Bize Abdullah b. Yezid haber verip (dedi ki), bize Uyeyne b. Abdirrahman b. Cevşen el-Gatafani, babasından, (O da) Ebu Bekre'den (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim andlaşma yapılmış bir kimseyi ("müâhed"i, "zimmV'yi) haksız yere öldürürse, Allah ona Cennet'i haram kılar!"

 

62.BÂB—DÜŞMANLAR MÜSLÜMANLARIN MALINDAN BİRŞEY ELE GEÇİRİNCE (NE YAPILIR)?

 

2508. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Muhelleb'den, (O da) İmran b. Husayn'dan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Azba' (isimli deve) Ukayloğullarından bir adamın idi. Derken (bu adam) esir edilip Azba1 alındı. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona, (esaret altında) bağlı iken uğradı da o şöyle dedi: "Ya Muhammedi Ne diye beni yakalıyorsunuz, hacıların (kafilelerini) geride bırakan (Azba'yı) alıyorsunuz? Halbuki ben müs-lüman oldum!" O zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); "Sen bunu, kendi işine sahip iken (yani esir edilmeden önce) söyleseydin tamamen kurtulurdun!" buyurdu. Ardından Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sözüne şöyle devam etti: "Seni müttefiklerin (olan Sakîf kabilesinin) suçundan dolayı yakalıyoruz!" Sakîf kabilesi (Hz. Peygamberle yaptıkları andlaşmayı bozmuş ve) Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ashabından iki adamı esir etmişlerdi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (sozkonusu esirin yanma), üzerinde saçaklı bir keçe bulunan bir eşek üzerinde gelmişti. Sonra (bu esir); 'Ya Muhammedi Ben gerçekten açım, beni yedir; ben hakikaten susamışım, bana su ver!" dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de; "Bunlar senin ihtiyacın, (onlar hemen görülecektir!)" buyurdu.

 

Müteakiben bu adam (müslümanlardan) iki adama karşılık serbest bırakıldı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de Azba'yı, kendi binmesi için -başka bir râvi; "kendi payına karşılık" demiştir- alıkoydu. Bu (deve) hacıların (kafilelerini) geçip onları geride bırakan (süratli develerden) idi. Daha sonra müşrikler Medine'nin hayvan sürüsüne baskın yapıp, içlerinde Azba' olduğu halde onları götürdüler, müslümanlardan bir kadını435 da esir ettiler. Onlar konakladıklarında develerini (çadırlarının) etrafında... -Ebu Muhammed (ed-Dârimî); "O (burada, hatırlayamadığım) bir kelime söylemişti" demiştir-. Derken gece olunca, onlar iyice uykuya daldırılmışlarken bu kadın kalkmış, (develerin yanına gelmiş). Fakat ellerini üzerine koyduğu her deve böğürmeye başlamış. Sonunda Azba'mn yanına gelmiş. Böylece Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) itaatkâr ve tecrübeli devesinin yanma gelmiş ve ona binmiş. Sonra Medine tarafına yönelmiş ve eğer Allah kendisini kurtarırsa onu mutlaka kurban edeceğini adamış. (İmran) sözüne şöyle devam etti:

 

Derken o, Medine'ye gelince devesi tanındı ve; "(Bakın), Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesi!" dendi. Sonra da onu Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) getirdiler. Kadın adağını bildirdi. O zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ona karşılığını ne kötü verdin. Eğer Allah kendisini kurtarırsa onu mutlaka kurban edecek! Şunu iyi bilin ki, ne Allah'a isyan hususunda, ne de insanoğlunun sahip olmadığı şeyler hususunda adanılan adağı yerine getirmek yoktur!"

 

63.BÂB—MÜŞRİKLERLE YAPILAN ANDLAŞMAYI YERİNE GETİRME HAKKINDA

 

2509. Bize Bişr b. Sabit haber verip (dedi ki), bize Şu'be, el-Muğire'den, (O) eş-Şabi'den, (O) Muharrer b. Ebi Hüreyre'den, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Hz. Ali'yi (H. 9. yılın hac mev-siminde bazı hükümleri ilan etmek göreviyle Mekke'ye) gönderdiğinde ben O'nunla beraberdim. O, sesi boğuklaşmcaya kadar şu dört şeyi bağırarak söylemişti: "İyi bilin, gerçek şu ki, Cennet'e sadece mü'min kimse girecektir. Bu yıldan sonra hiçbir müşrik kesinlikle haccetmeyecektir. Hiçbir çıplak kimse Ka'be'yi tavaf etmeyecektir. Kiminle Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arasında bir andlaşma varsa, (onun andlaşması müddetine kadar geçerlidir. Müddeti olmayan andlaşmamn) süresi ise dört aya kadardır. Dört (ay) geçince, artık şüphe yok ki, Allah ve Rasûlü müşriklerden uzaktır."

 

64.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN HUDEYBİYE GÜNÜ BARIŞ YAPMASI

 

2510. Bize Muhammed b. Yusuf, İsrail'den rivayet etti (ki, O şöyle demiş): Bize Ebu İshak, el-Bera' b. Azib'den, O'mın şöyle i dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallaku Aleyhi ve SelUm) (H. 6. yılın) Zilkade ayında umre yapmak (için gitmiş), fakat Mekkeliler O'nu Mekke'ye girmeye bırakmamışlardı. Sonunda onlarla (gelecek yıl gelip Mekke'de) üç gün kalmak üzere andlaşma yapmıştı. (Kâtipler); "bu, üzerinde Allah'ın Rasûlü Muhammed'in andlaşma yaptığı şeydir" diye yazdıklarında onlar; "biz bunu kabul etmiyoruz. Biz bilseydik ki, sen Allah'ın Rasûlüsün, sana hiçbir şeyi engellemezdik. Fakat sen (bize göre sadece) Abdullah'ın oğlu Mu-hammed'sin!" demişler, (Hz. Peygamber) de; "Ben Allah'ın Rasûlüyüm, ben Abdullah'ın da oğluyum!" buyurmuş, sonra da Ali'ye; "Allah'ın Rasûlü Muhammed (ifadesini) sil!" diye emretmişti. O; "hayır, vallahi, bunu asla silmem!" demiş, bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), güzel yazamadığı halde, (üzerine ^andlaşmamn yazıldığı) sayfayı almış ve "Allah'ın Rasûlü" yerine ("Abdullah'ın oğlu Muhammed" yazmıştı. Neticede andlaşma şöyle olmuştu): "Bu, üzerinde Abdullah'ın oğlu Muhammed'in; Mekke'ye, kı-nındaki kılıç dışında hiçbir silah sokmayacağına, (Mekke) ahalisinden kendisine uymak isteyecek hiç kimseyi (oradan) çıkarmayacağına, kendi Ashabından orada kalmak isteyecek hiç kimseye ise engel olmayacağına dair andlaşma yaptığı şeydir." Daha sonra (ertesi yıl Hz. Peygamber ve Ashabı) Mekke'ye girip de (üç günlük) süre geçtiğinde (Mekke müşrikleri) Ali'ye gelip; "arkadaşına söyle, yanımızdan çıksın. Artık süre geçmiştir!" demişlerdi.

 

65.BÂB—MÜŞRİKLERİN, MÜSLÜMANLAR TARAFINA KAÇAN KÖLELERİ HAKKINDA

 

2511. Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Ebu Halid, el-Haccac'dan, (O) el-Hakem'den, (O) Miksem'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Hz. Pey-gamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Taif ten iki köle (kaçıp) gelmiş, O da onları hürriyetlerine kavuşturmuştu. Bunların biri Ebu Bekre'dir.

 

66. BAB—KURAYZA AHALİSİ'NİN SA'D B. MUAZ'IN HÜKMÜNE RAZI OLMALARI

 

2512. Bize Ahmed b. Abdillah rivayet edip (dedi ki), bize Leys b. Sa'd, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ahzab (Hendek) savaşında Sa'd b. Muaz'a (ok) atılmış ve bununla kolundaki atardamarı kesilmişti. Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu ateşle dağlamış, ama eli şişmiş ve (yaranın açılmasıyla akan kan) O'nu halsiz düşürmüştü. (Hz. Peygamber) onu tekrar dağlamış, fakat eli yine şişmişti. (Sa'd) bunu görünce; "Allah'ım! Gözümü Kurayzaoğulları'nın (cezalandınlışını görmekle) sevindirmedikçe canımı çıkarma!" demiş, bunun üzerine damarı tutulmuş ve artık bir damla (kan) bile dam-latmamıştı. Nihayet onlar Sa'd m hükmüne razı olmuşlar, bu sebeple Sa'd  bu  (hakemliğe)  gönderilmiş,   O   da   (gidip)   erkeklerinin  öldürülmesine, müslümanların kendilerinden yararlanmaları için kadınlarının ve çocuklarının sağ bırakılmasına hükmetmişti. O zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); "Haklarında Allah'ın hükmüne isabet ettin!" buyurmuştu. Onlar dörtyüz kişi idiler. Öldürülmeleri bi-tirilince (Sad'ın) damarı yarılmış ve (Sa'd) Ölmüştü.

 

67.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN MEKKE'DEN ÇIKARILMASI

 

2513. Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivayet edip (dedi ki) bana Ukayl, İbn Şihâb'dan rivayet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Ebu Seleme b. Abdirrahman haber verdi ki, Abdulah b. Adiyy b. Hamra* ez-Zühri şöyle dedi: Ben Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bineğinin üzerinde olduğu halde el-Hazvera'da444 dururken gördüm. O (Mekke'ye hitaben) şöyle buyuruyordu: "Vallahi şüphesiz sen Allah'ın arzının en hayırlısı ve Allah'ın arzının Allah'a en sevimli olanısın. Şayet ben, (Allah'tan gelen emirle) senden çıkarılmamış olsaydım, (senden) çıkmazdım/"

 

68.BÂB—ÖLÜLERE SÖVME YASAĞI HAKKINDA

 

2514. Bize Saîd ibnu'r-Rebi' rivayet edip (dedi ki), bize Şu'be, Süleyman'dan, (O da) Mücahid'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Hz. Aişe dedi ki, Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ölülere sövmeyin! Çünkü onlar önden gönderdikleri şeylere (amellerine) ulaşmışlardır!"

 

69.BÂB—(MEKKE'NİN) FETHİNDEN SONRA HİCRET ETMEK YOKTUR

 

2515. Bize Ubeydullah b. Musa, İsrail'den, (O) Mansur'dan, (O) Mücahid'den, (O) Tâvûs'tan, (O da) İbni Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Mekke'nin fethedildiği gün Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu fetihten sonra (Medine'ye) hicret etmek yoktur! Fakat cihad ve (iyi bir) niyetle (herhangi bir yere göç etmek) vardır. Savaşa çıkmanız istendiğinde ise sa-vaşa çıkın!

 

70.BÂB—ŞÜPHESİZ HİCRET KESİLMEYECEKTİR

 

2516. Bize el-Hakem b. Nafi', Hariz b. Osman'dan, (O) İbn Ebi Avf tan -ki O, Abdurrahman'dır-, (O da) İbn Ebi Hind el-Beceli'den -ki bu, selef-i (salihinden) idi-, (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Muaviye'nin yanında, O tahtının üzerinde otu-ruyorken hicret etme konusunu görüştüler de O (yani Muaviye) şöyle dedi: Ben Hz. Peygamber'i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: "Tevbe (imkânı) kesilmedikçe hicret kesilmeyecektir! -(Bunu) üç (kere buyurmuştu).- Tevbe (imkânı) ise, güneş batış yerinden doğuncaya kadar kesilmeyecektir.''

 

71.BÂB—HİCRET OLMASAYDI ENSAR'DAN BİR KİŞİ OLURDUM

 

2517. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Mu-hammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, 0 şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hicretin (fazileti) olmasaydı Ensar'dan bir kişi olmak (isterdim!)

 

72.BÂB—BAŞKAN OLMA HUSUSUNDA SERT DAVRANMA

 

2518. Bize Haccâc b. Mihhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Yahya b. Saîd'den, (O) Saîd b. Yesâr'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivayet etti ki, Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "On kişinin başkanı hiç kimse yoktur ki, Kıyamet günü (hesap yerine, ortaya çıkacak) hakikat ister onu serbest bıraksın, ister hapsetsin, elleri boynuna bağlanmış olarak getirilmiş olmasın!"

 

73.BÂB—HAKSIZLIK ETME YASAĞI HAKKINDA

 

2519. Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivayet edip (dedi ki), bana Amr haber verip dedi ki; ben Abdullah ibnu'l-Haris'i, Ebu Kesir'den (naklen) rivayet ederken işittim, O demiş ki, ben Abdullah b. Amr'ı, Hz. Peygamber'den(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rivayet ederken işittim ki, O şöyle buyurmuş: "Haksızlık etmekten sakının! Çünkü haksızlık etmek, Kıyamet günü karanlıklara, (zorluk ve işkencelere sebep olur)."

 

74.BÂB—ALLAH, BU DİNİ GÜNAHKÂRLA DA GÜÇLENDİRİR

 

2520. Bize el-Hakem b. Nafi' haber verip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb haber verdi ki, Ebu Hureyre şöyle demiş: Gerçekten Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, Allah bu dini günahkâr adamla da güçlendirir!"

 

75. BÂB—BU ÜMMETİN FIRKALARA AYRILMASI HAKKINDA

 

2521. Bize Ebu'l-Muğire haber verip (dedi ki), bize Safvân rivayet edip (dedi ki), bana Ezher b. Abdillah el-Harazi, Ebu Amir Abdullah b. Luhayy el-Hevzeni'den, (O da) Muaviye b. Ebi Süfyan'dan (naklen) rivayet etti ki; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (birgün) içimizde ayağa kalkıp şöyle buyurdu: "Şunu iyi bilin, muhakkak ki sizden önceki ehl-i kitab yetmiş iki dini topluluğa ayrıldılar. Şüphesiz bu ümmet ise yetmiş üç (dini topluluğa) ayrılacaktır. (Bunlardan) yetmiş ikisi Cehennem'de, biri Cennet'te olacaktır!"Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: "(Ezher b. Abdillah'ın mensup olduğu) el-Heraz, Yemen ahalisinden bir kabiledir."

 

76. BÂB—İTAAT ETMENİN VE CEMAATE BAĞLILIĞIN GEREKLİLİĞİ HAKKINDA

 

2522. Bize Haccâc b. Minhâl rivayet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, el-Ca'd Ebu Osman'dan rivayet etti (ki, O şöyle demiş): Bize Ebu Reca1 el-Utaridi rivayet edip şöyle dedi: Ben İbn Abbas'ı, Hz. Peygamber'den (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem) rivayet ederken işittim ki, O şöyle buyurmuş: "Kim başkanından hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin! Çünkü gerçek şu ki, cemaatten bir karış ayrılan ve öylece ölen hiç kimse yoktur ki, ca-hiliye ölümü gibi ölmüş olmasın!"

 

77.BÂB—KİM BİZE KARŞI SİLAH TAŞIRSA BİZDEN DEĞİLDİR

 

2523. Bize Ebu'l Velid haber verip (dedi ki), bize İkrime b. Ammâr rivayet edip (dedi ki), bize İyâs b. Seleme, babasından, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O şöyle buyurdu: "-Kim bize karşı silah çekerse bizden değildir!"

 

78.BÂB—BAŞKANLIK KUREYŞTE (OLACAKTIR)

 

2524. Bize el-Hakem b. Nafî1, Şuayb b. Ebi Hamza'dan, (O da) ez-Zühri'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Mu-hammed b. Cübeyr b. Mut'im, Muaviye'den rivayet ediyordu ki, O; kendisi, Kureyş'ten bir elçi heyeti içinde yamndayken şöyle demiş: Ben gerçekten Rasulullah'ı (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: "Muhakkak ki bu (devlet başkanlığ) işi, dini ayakta tuttukları sürece, kendileriyle düşmanlaşacak herkesi Allah'ın yüzü koyun (Cehennem'e) düşüreceği Kureyş'te (olacaktır!)"

 

79.BÂB—KUREYŞ'İN ÜSTÜNLÜĞÜ HAKKINDA

 

2525. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Sa'd b. İbrahim'den, (O) Abdurrahman b. Hürmüz el-A'rec'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ra-sulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kureyş, Ensar, Mu-zeyne, Cuheyne, Eşlem, Ğıfar ve Eşca'; bunların Allah ve Rasûlunden başka dostları yoktur!"

 

2526. Bize Haccâc b. Mihhâl rivayet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Ali b. Zeyd'den, (O) Ab dur rahman b. Ebi Bekre'den, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallailahu Aleyhi ve Selîem) şöyle buyurdu: "Ne dersiniz, eğer Eşlem ve Gıfar, iki müttefik olan Esed ve Gatafan'dan daha hayırlı iseler, bunların kaybettiklerine inanır mısınız?" (Sahabe-i Kiram) "evet!" dediler. (Hz. Peygamber de); "İşte onlar gerçekten bunlardan daha hayırlıdır!" buyurdu. (Daha sonra Hz. Peygamber), sesini yükselterek; "Peki ne dersiniz, eğer Muzeyne ve Cuheytie, Temim ve Amir b. Sa'sa'a'dan daha hayırlı iseler, bunların kaybettiklerine inanır mısınız?" buyurdu. (Sahabe-i Kiram yine); "evet!" dediler. (Hz. Peygamber de); "İşte onlar gerçekten bunlardan daha hayırlıdır" buyurdu.

 

2527. Bize Abdullah b. Mesleme rivayet edip (dedi ki), bize Süleyman -ki O, İbnu'l-Muğire'dir-, Humeyd b. Hilâl'den, (O) Abdullah ibnu's-Samit'ten, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah Ğıfar'ı bağışlasın! Allah Eslem'e ise barışıklık ve huzur versin!"

 

2528. Bize el-Hakem ibnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Abdulaziz, Musa b. Ukbe'den, O Abdullah b. Dinar'dan, (O da) ibn. Ömer'den naklen rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah Ğıfar'ı bağışlasın! Allah Eslem'e ise barışıklık ve huzur versin! Usayye ise Allah Rasûlü'ne başkaldırmıştır!"

 

81. BÂB—İSLAM'DA (HAKSIZ VE GEÇERSİZ) ANDLAŞMA YAPMAK YOKTUR!

 

2529. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Şerik, Simâk'tan, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen)...—Şerik'e denilmiş ki, "(O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) mi?" O da; "evet!" demiş-, rivayet etti ki, (O şöyle buyurmuş): "—İslam'da (haksız ve geçersiz) andlaşma yapmak yoktur! Cahiliyyede yapılmış olan (haklı ve geçerli) andlaşmanın ise İslam sadece sağlamlığını ve ciddiyetini artırır!"

 

82. BÂB—"BİR TOPLULUĞUN AZADLISI ("MEVLÂ"SI) VE KIZKARDEŞLERÎNİN OĞLU ONLARDANDIR"

 

2530. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivayet edip şöyle dedi: Ben Muaviye b. Kurreye; "Enes zikreder miydi ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), en-Nunıan b. Mu-karrin'e; "Bir topluluğun kızkardeşlerinin oğlu, onlardandır" buyurmuştu?" diye sordum; O da; "evet!" dedi.

 

2531. Bize Saîd ibnu'l-Muğîre rivayet edip (dedi ki), bize İsa b. Yunus, Kesir b. Abdillah'tan, (O) babasından), (O da) dedesinden (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir topluluğun azâdlısı ("mevlâ"sı) onlardandır. Bir topluluğun andlaşmalısı ("halif'i) onlardandır. Bir topluluğun kızkardeşlerinin oğlu da onlardandır!"

 

83. BÂB—KENDİSİNİ, ÂZÂD EDENLERİ OLAN EFENDİLERİNDEN BAŞKASINA AİT GÖSTEREN KİMSE HAKKINDA

 

2532. Bize Müslim b. İbrahim rivayet edip (dedi ki), bize Hişam ed-Destuvâî rivayet edip (dedi ki), bize Katâde, Şehr b. Havşeb'den, (O) Abdurrahman b. Ganm'dan, (O da) Amr b. Ha-rice'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ben Hz. Pey-gamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesinin yanındaydım da O'nu şöyle buyururken işitmiştim: "Kim babasını ve kendisini âzâd etmiş olan efendilerini bile bile terkederek babasından başkasına neseb iddia ederse veya kendisini, âzâd edenleri olan efendilerinden başkasına ait gösterirse, Allah'ın, Meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Ondan ne tevbe, ne de fidye kabul olunur!"

 

2533. Bize Saîd b. Amir, Şu'be'den, (O) Asım'dan, (O) Ebu Osman'dan, (O da) Sa'd ile Ebu Bekre'den (naklen) haber verdi ki, onlar rivayet etmişler ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: "Kim babasından başkasına, onun kendi babası olduğunu bildiği halde neseb iddia ederse, ona Cennet haram olur!"