1.BÂB—"ÜMMETİME SABAHIN ERKEN VAKTİNDEKİ
ÇIKIŞLARINDA BEREKET VER!"
2.BÂB—(YOLCULUĞA) PERŞEMBE GÜNÜ ÇIKMAK HAKKINDA
3.BÂB—GÜZEL ARKADAŞLIK YAPMAK HAKKINDA
4.BÂB—ARKADAŞLARIN, KÜÇÜK ASKERİ BİRLİKLERİN VE ORDULARIN
EN HAYIRLILARI HAKKINDA
5.BÂB—DEVLET BAŞKANININ ASKERİ BİRLİKLERE TAVSİYEDE
BULUNMASI
6.BÂB—"DÜŞMANLA KARŞILAŞMAYI ARZU ETMEYİN"
7.BÂB—SAVAŞIN BAŞINDA VE SAVAŞ ESNASINDA DUA ETMEK
HAKKINDA
8. BÂB—SAVAŞTAN ÖNCE MÜSLÜMAN OLMAYA ÇAĞIRMA HAKKINDA
11.BAB—ALLAH'TAN BAŞKA HİÇBİR İLAHIN OLMADIĞINA ŞAHİDLİK
EDEN HİÇBİR ADAMIN KANI HELÂL OLMAZ
12.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN; "CEMAATLE NAMAZA SÖZÜNÜN
AÇIKLAMASI HAKKINDA
13.BÂB—DANIŞILACAK KİMSE GÜVENİLECEK KİMSEDİR!
14.BÂB—"HARB HİLEDİR!" (HADİSİ) HAKKINDA
16. BAB—HZ. PEYGAMBERİN; "ŞU YÜZLER ÇİRKİN OL SÖZÜ
HAKKINDA
17.BÂB—HZ. PEYGAMBER'E BİAT ETME HAKKINDA
18.BÂB—KAÇMAMAK ÜZERE BİAT ETME HAKKINDA
20.BÂB—HZ. PEYGAMBER, MEKKE'YE BAŞINDA MİĞFER VAR İKEN
NASIL GİRDİ?
21.BÂB—RASULULLAKIN KILICININ KABZASININ BİLEZİĞİ
HAKKINDA
22. BÂB—RASULULLAH'IN, BİR TOPLULUĞA GALİP GELDİĞİNDE
YERLERİNDE ÜÇ GÜN KALMASI
23. BÂB—HZ. PEYGAMBERİN, NADİROĞULLARI'NIN HURMA
AĞAÇLARINI YAKTIRMASI HAKKINDA
24.BÂB—ALLAH'IN İŞKENCESİ İLE İŞKENCE ETME YASAĞI
HAKKINDA
25.BÂB—KADINLARI VE ÇOCUKLARI ÖLDÜRME YASAĞI
26. BÂB—ÇOCUĞUN ÖLDÜRÜLEBİLECEĞİ (YAŞ) SINIRI
27. BÂB—ESİRLERİN KURTARILMASI HAKKINDA
28. BÂB—ESİRLERİN DEĞİŞ-TOKUŞLA SERBEST BIRAKILMASI
29. BÂB—GANİMET BİZDEN ÖNCE HİÇKİMSEYE HELAL OLMAMIŞTIR
30.BÂB—GANİMETLERİN DÜŞMAN BELDELERİNDE BÖLÜŞTÜRÜLMESİ
31.BÂB—GANİMETLERİ BÖLÜŞTÜRMENİN NASIL YAPILACAĞI
HAKKINDA
34. BÂB—FETİHTEN SONRA GELEN KİMSEYE PAY VERİLİP
VERİLMEYECEĞİ HAKKINDA
35. BÂB—KÖLELERİN VE ÇOCUKLARIN PAYLARI HAKKINDA
36. BÂB—GANİMETLERİ, DAĞITILMADIKÇA SATMA YASAĞI HAKKINDA
37.BÂB—KADIN KÖLENİN (GEBELİKTEN) UZAK OLMASINI ARAŞTIRMA
HAKKINDA
38.BÂB—(ESİR EDİLEN) GEBE KADINLARLA CİNSİ MÜNASEBET
YASAĞI HAKKINDA
39.BÂB—ANNE İLE ÇOCUĞUNU BİRBİRİNDEN AYIRMA YASAĞI
40. BÂB—DARU'L-HARB'E MENSUP KİMSE (HARBİ), MÜSLÜMAN
OLARAK GELDİĞİNDE (NE YAPILIR)?
41.BÂB—PAYDAN FAZLA GANİMET VERMENİN BAŞKANA (İMAM'A) AİT
OLDUĞU HAKKINDA
43.BÂB—"BEŞTE BİR"DEN SONRA, PAY FAZLASI
GANİMET VERME
44.BÂB—KİM BÎR (DÜŞMAN) ÖLDÜRÜRSE, ÜZERİNDEN ÇIKAN ŞEYLER
ONUNDUR
46.BÂB—O'NUN, "İPLİK VE İĞNEYİ (BİLE) ULAŞTIRIN
47. BÂB—(DAĞITIM YAPILMADAN) GANİMET HAYVANINA BİNME İLE
GANİMET ELBİSESİNİ GİYME YASAĞI
48. BÂB—GANİMET MALINA HAİNLİK ETME HAKKINDA GELEN
SERTLİK
49.BÂB—GANİMETTE HAİNLİK EDENİN CEZASI HAKKINDA
50.BÂB—GANİMETTE HAİNLİK EDEN KİMSE HAİNLİKLE ALDIĞI ŞEYİ
GETİRDİĞİNDE (NE OLACAĞI) HAKKINDA
51. BÂB—SAVAŞTA (HIRSIZLIK SEBEBİYLE) ELLERİN
KESİLMEYECEĞİ HAKKINDA
52. BÂB—(ZEKAT TOPLAMADA) GÖREVLİ KİMSE GÖREVİ ESNASINDA
BİRŞEY ELDE ETTİĞİNDE (NE OLACAĞI) HAKKINDA
53.BÂB—MÜŞRİKLERİN HEDİYELERİNİ KABUL ETMEK HAKKINDA
54.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN; "BİZ KESİNLİKLE MÜŞRİKTEN
YARDIM İSTEMEYİZr SÖZÜ
55.BÂB—MÜŞRİKLERİ
ARAP YARIMADASINDAN ÇIKARMAK HAKKINDA
56. BÂB—MÜŞRİKLERİN KABINDA (BİRŞEY YİYİP) İÇMEK HAKKINDA
57. BÂB—GANİMETİN DAĞITILMASINDAN ÖNCE (ONDAN) YEMEK
HAKKINDA
58. BÂB—MECUSİLERDEN CİZYE ALMAK HAKKINDA
59. BÂB—MÜSLÜMANLAR ADINA EN AŞAĞIDAKİLERİ (BİLE) EMÂN
VEREBİLİR
60.BÂB—ELÇİLERİ ÖLDÜRME YASAĞI HAKKINDA
61.BÂB—ANDLAŞMA YAPILMIŞ KİMSEYİ ÖLDÜRME YASAĞI HAKKINDA
62.BÂB—DÜŞMANLAR MÜSLÜMANLARIN MALINDAN BİRŞEY ELE GEÇİRİNCE
(NE YAPILIR)?
63.BÂB—MÜŞRİKLERLE YAPILAN ANDLAŞMAYI YERİNE GETİRME
HAKKINDA
64.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN HUDEYBİYE GÜNÜ BARIŞ YAPMASI
65.BÂB—MÜŞRİKLERİN, MÜSLÜMANLAR TARAFINA KAÇAN KÖLELERİ
HAKKINDA
66. BAB—KURAYZA AHALİSİ'NİN SA'D B. MUAZ'IN HÜKMÜNE RAZI
OLMALARI
67.BÂB—HZ. PEYGAMBERİN MEKKE'DEN ÇIKARILMASI
68.BÂB—ÖLÜLERE SÖVME YASAĞI HAKKINDA
69.BÂB—(MEKKE'NİN) FETHİNDEN SONRA HİCRET ETMEK YOKTUR
70.BÂB—ŞÜPHESİZ HİCRET KESİLMEYECEKTİR
71.BÂB—HİCRET OLMASAYDI ENSAR'DAN BİR KİŞİ OLURDUM
72.BÂB—BAŞKAN OLMA HUSUSUNDA SERT DAVRANMA
73.BÂB—HAKSIZLIK ETME YASAĞI HAKKINDA
74.BÂB—ALLAH, BU DİNİ GÜNAHKÂRLA DA GÜÇLENDİRİR
75. BÂB—BU ÜMMETİN FIRKALARA AYRILMASI HAKKINDA
76. BÂB—İTAAT ETMENİN VE CEMAATE BAĞLILIĞIN GEREKLİLİĞİ
HAKKINDA
77.BÂB—KİM BİZE KARŞI SİLAH TAŞIRSA BİZDEN DEĞİLDİR
78.BÂB—BAŞKANLIK KUREYŞTE (OLACAKTIR)
79.BÂB—KUREYŞ'İN ÜSTÜNLÜĞÜ HAKKINDA
81. BÂB—İSLAM'DA (HAKSIZ VE GEÇERSİZ) ANDLAŞMA YAPMAK
YOKTUR!
82. BÂB—"BİR TOPLULUĞUN AZADLISI
("MEVLÂ"SI) VE KIZKARDEŞLERÎNİN OĞLU ONLARDANDIR"
83. BÂB—KENDİSİNİ, ÂZÂD EDENLERİ OLAN EFENDİLERİNDEN
BAŞKASINA AİT GÖSTEREN KİMSE HAKKINDA
2440. Bize Saîd b. Âmir, Şu'be'den, (O) Ya'lâ b. Atâ'dan,
(O) Umare b. Hadid'den, (O da) Sahr el-Gamidi'den (naklen) rivayet etti ki,
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'ım,
ümmetime sabahın erken vaktindeki çıkışlarında bereket ver!" Rasulullah
{Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir askeri birlik gönderdiğinde de onu günün
başında gönderirdi. (Umâre) dedi ki; "bu adam (yani Sahr) ticaretle
uğraşan biri idi. O da hizmetçilerini (işe) günün başında gönderirdi. Bu
sebeple malı çoğalmıştı."
2441. Bize Osman b. Ömer rivayet edip (dedi ki), bize
Yunus, ez-Zühri'den, (O) Abdurrahman b. Ka'b'dan, (O da) babasından (naklen)
haber verdi ki, O şöyle dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
bir yolculuğa çıkmak istediğinde (yola) perşembe gününün dışında az
çıkardı."
2442. Bize Abdullah b. Yezid rivayet edip (dedi ki), bize
Hayve ve Ibn Lehia rivayet edip dediler ki, bize Şurahbil b. Şerîk rivayet etti
ki; O, Ebu Abdirrahman el-Hubuii'yi, Ab-duUah b. Amr İbni'l-As'tan, (O da)
Rasulullah'tan (Sallaüahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet ederken işitmiş
ki, O şöyle buyurmuş: "Arkadaşların Allah katında en hayırlısı arkadaşına
en hayırlı olanları; komşuların Allah katında en hayırlısı ise komşusuna en
hayırlı olanlarıdır."
2443. Bize Muhammed ibnu's-Salt rivayet edip (dedi ki),
bize Hıbban b. Ali, Yunus ile Ukayl'dan, (onlar) İbn Şihâb'dan, (O) Ubeydullah
b. Abdillah'tan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Arkadaşların en
hayırlısı dört kişi olanları, orduların en hayırlısı dört bin kişi olanları,
küçük askeri birliklerin en hayırlısı ise dörtyüz kişi olanlarıdır. (Bir
ordunun asker sayısı da) oniki bine ulaştığında, onlar sabredip (şehid oluncaya
kadar sa-vaşacaklarına dair Allah'a verdikleri söze) sadık kaldıkları sürece,
(sayılarının) azlığından dolayı yenilmezler!"
2444. Bize Mu hanime d b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Alkâme
b. Mersed'den, (O) Süleyman b. Bureyde'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi
ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adamı bir askeri
birliğin başına komutan yaptığında ona, özel olarak kendisi hakkında Allah'tan
korkmayı, beraberindeki müslümanlara da iyi davranmayı tavsiye eder ve şöyle
buyururdu: "Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşın! Allah'ı inkar
edenlerle vuruşun! Savaşın ama, ne sözünüzde durmamazlik edin, ne hainlik edin;
ne burun, kulak gibi bir uzvu keserek veya göz oyarak işkence yapın, ne de
çocuk öldürün!"
2445. Bize Abdullah b. Yezid haber verip (dedi ki), bize
Ab-durrahman b. Ziyad, Abdullah b. Yezid'den, (O da) Adullah b. Amr'dan
(naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem) şöyle
buyurdu: "Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyin ve Allah'tan sağlık isteyin.
O (düşmanlarla) karşılaştığınızdaysa dayanın ve Allah'ı çok anın! Sonra şayet
onlar gürültü patırtı eder, bağırıp çağırırlarsa, siz susun (ve onlar size
yaklaştıklarında Allah'a sığınıp üzerlerine hücum edûı.
2446. Bize Haccâc b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize
Hammâd, Sabiften, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O da) Suheyb'den (naklen)
rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Huneyn (savaşı)
günlerinde şöyle dua ediyordu: "Allah'ım, (düşmana) senin (yardımın) ile
karşı duruyorum, senin (yardımın) ile hamle yapıyorum, (düşmanla) senin
(yardımın) ile savaşıyorum”.
2447. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Alkame b.
Mersed'den, (O) Süleyman b. Bureyde'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi
ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adamı bir askeri
birliğin başına komutan yaptığında ona şunları tavsiye ederdi: "Müşrik
düşmanlarınla karşılaştığında onları şu üç yoldan (veya -üç husustan-) birine
çağır ve hangisinde sana icabet ederlerse, onlardan (onu) kabul et ve onlardan
el çek. Şöyle ki, onları müslüman olmaya çağır, eğer sana icabet ederlerse onlardan
(bunu) kabul et ve onlardan el çek. Sonra onları yurtlarından, muhacirlerin
yurduna geçmeye çağır ve onlara, eğer (bunu) yaparlarsa muhacirlerin lehine
olan şeylerin kendilerinin de lehine olacağını, muhacirlerin üzerindeki
yükümlülüklerin kendilerinin üzerine de olacağını bildir. Eğer razı olmazlarsa
onlara bildir ki, onlar müs-lümanların bedevileri gibi olurlar, haklarında
Allah'ın, müs-lümanlar üzerinde geçerli olan hükmü geçerli olur ve
müslümanlarla birlikte cihad etmeleri hariç, onlara savaşmaksızın elde edilen
ganimet (fey) ile savaşarak elde edilen ganimetten hiçbir pay yoktur!Onlar
müslümanlığa girmeye razı olmazlarsa, onlardan cizye vermelerini iste. Eğer
(bunu) yaparlarsa onlardan kabul et ve onlardan el çek.
Onlar (cizye vermeye de) razı olmazlarsa, Allah'tan
yardım iste ve onlarla savaş! Eğer bir kale ahalisini kuşatırsan, onlar da
senden kendilerine Allah'ın güvencesi ("zimmef'i) ile Peygamber'inin
güvencesini vermeni isterlerse, onlara ne Allah'ın güvencesini, ne de
Peygamber'inin güvencesini ver! Fakat onlara kendi güvencen ile babanın
güvencesini ve arkadaşlarının güvencesini ver. Çünkü kendi güvencenizle
babalarınızın güvencesini yerine getiremezseniz bu size, Allah'ın güvencesi ile
Rasûlünün güvencesini yerine getirmemenizden daha kolay gelir! Bir kaleyi
kuşatırsan, onlar da senden, Allah'ın hükmüne tabi tutulmalarını isterlerse,
sen onları Allah'ın hükmüne tabi tutma. Fakat sen onları kendi hükmüne tabi
tut. Zira sen onlar hakkında Allah'ın hükmüne isabet ediyor musun yoksa etmiyor
musun, bilemezsin! Ardından sen onlar hakkında dilediğini hükmet!"
Alkame demiş ki; sonra ben bu (Hadisi) Mukatil b.
Hayyan'a rivayet ettim de O şöyle dedi: "Bana Müslim b. Heysam, en-Nu'man
b. Mukarrin'den, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
(naklen) bunun, (yani bir önceki Hadisin) aynısını rivayet etti."
2448. Bize Ubeydullah b. Musa, Sufyan'dan, (O) tbn Ebi
Necih'ten, (O) babasından, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, O
şöyle dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiçbir toplulukla,
onları (müslüman olmaya) davet etmedikçe savaşmamış ti."
2449. Bize Haccâc b. M in hâl rivayet edip (dedi ki),
bize Hammad b. Seleme, Sabit'ten, (O da) Enes'ten (naklen) rivayet etti ki; Hz.
Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sclfomı sabah namazı sırasında baskın yapar,
(baskın yapmadan önce de ezan okunup okunmayacağına) kulak verirdi. Eğer bir
ezan işitirse (baskından; vazgeçer, bir ezan işitmezse baskın yapardı.
2450. Bize Haşim ibnu'l-Kasım haber verip (dedi ki), bize
Şu'be, en-Nu'man b. Salim'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Evs b. Ebi
Evs'i, şöyle derken işittim: Ben Sakîf heyeti içinde Rasulullah'a (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) gelmiştim. (Evs sözüne devamla) dedi ki; ben bir ara çadırın
altındaydım. Onun içinde Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başka
herkes uyumuştu. Derken bir adam O'nun yanına geldi ve O'na gizlice birşey
söyledi. O da; "Git de onu öldür!" buyurdu. Sonra; "O, Allah'tan
başka hiçbir ilâh olmadığına şahidlik etmiyor mu?" buyurdu. -Şu'be; Ben;
"... ve Mu-hammed'in Allah'ın elçisi olduğuna (şahidlik etmiyor mu?"
kısmını buyurup buyurmadığında) şüphe ediyorum, demiştir-. (Gelen adam);
"evet, şahitlik ediyor!" cevabını verdi. (O zaman Hz. Peygamber)
şöyle buyurdu: "Ben insanlarla, "Allah'tan başka hiçbir ilâh
yoktur!" deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Onlar bunu dediklerinde
kanları ve malları -bunların (din tarafından konulan) hakları hariç-bana haram
olur ve (sözlerinde, işlerinde samimi olup olmadıklarına dair) hesapları
Allah'a kalır!"
Evs sonra) şöyle dedi: "Ebu Mesudu öldüren bu
(adamdır)." O sözüne şöyle devam etti: "O, Taifteki en iyi insanı
öldürmedikçe de öl-memişti!"
2451. Bize Ya'Iâ haber verip (dedi ki), bize el-Ameş,
Abdullah b. Murre'den, (O) Mesrûk'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivayet
etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına şa-hidlik eden hiçbir adamın
kanının (akıtılması, öldürülmesi) helâl olmaz, yalnız üç kimseden biri; yani
(öldürmüş olduğu) cana karşı (öldürülecek) can, zina eden evli ve dinini
bırakan, cemaatten ayrılan kimse (olması) sebebi ile (kanı helâl olacak olan
kimse) hariç!"
2452. Bize Süleyman b. Harb rivayet edip (dedi ki), bize
el-Esved b. Şeyban, Halid b. Sumeyr'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti:
Yanımıza Abdullah b. Rebah el-Ensari -ki Ensar O'nu fâkih sayardı- geldi (ve
şöyle dedi): Bize Ebu Katâde rivayet etti ki; "Rasulullah {Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) "komutanlar ordusu"nu368 göndermişti." (Ebu
Katâde) sözüne şöyle devam etti: "Onlar da gitmişler ve Allah'ın dilediği
kadar kalmışlardı. Sonra Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) minbere çıkıp
emretmişti de, "cemaatle namaza!" diye bağırılmıştı."
2453. Bize el-Esved b. Amir haber verip (dedi ki), bize
Şerîk, el-A'meş'ten, (O) Ebu Amr eş-Şeybani'den, (O) Ebu Mes'ud el-Ensari'den,
(O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti
ki, O şöyle buyurdu: "Danışılacak kimse, güvenilecek kimsedir!"
2454. Bize Muhammed b. Yezid el-Hızami haber verip (dedi
ki), bize İnu'l-Mübarek, Ma'mer'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Ab-durrahman b.
Ka'b'dan, (O da) Ka'b b. Malik'ten (naklen) rivayet etti ki, O Şöyle dedi:
"Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir savaş yapmak istediğinde
onu, başkasını (sezdirecek şekilde, başkasını söyleyerek) gizlerdi!"
2455. Bize İshak b. İbrahim rivayet edip (dedi ki), bize
Veki', Ebu Umeys'ten, (O) İyas b. Seleme ibnu'l-Evka'dan, (O da) babasından
(naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Ben bir adamla döğüşmüş ve onu
öldürmüştüm. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleml de onun üzerinden çıkan
şeyleri bana vermişti. Bizim, Halid ibnu'l-Velid ile parolamız ise
"emit" yani "üktül: Öldür" idi."
2456. Bize Haccâc b. Minhâl ve Affân rivayet edip dediler
ki, bize Hammâd b. Seleme, Ya'Iâ b. Atâ'dan, (O) Abdullah b. Yesâr Ebu
Hemmâm'dan, (O da) Ebu Abdirrahman el-Fihri'den (naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: "Biz Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber
Huneyn savaşmdaydık ve yaz mevsiminin çok sıcak bir gününde bulunuyorduk. Bu
sebeple ağaç gölgelerinin altına konaklamıştık..." (Ebu Abdirrahman) sonra
(gördüklerinin) hikayesini anlattı (ve sözüne şöyle devam etti): Ardından (Hz.
Peygamber) bir avuç toprak almıştı. (Ebu Abdirrahman sözüne devamla) dedi ki;
işte bana, O'na (yani Hz. Peygamber'e) benden daha yakın olan kimse bildirmişti
ki, (Hz. Peygamber) o (toprağı) onların yüzlerine çarpmış ve "Şu yüzler
çirkin olsun!" buyurmuş. Allah da müşrikleri yenilgiye uğratmıştı. Ya'lâ
demiş ki; bana da onların oğulları haber verdiler ki, babaları şöyle demişmiş:
"O zaman bizden hiç kimse kalmamıştı ki, gözleri ve ağzı toprak dolmuş
olmasın!"
2457. Bize Osman b. Ömer rivayet edip (dedi ki), bize
Yunus, ez-Zühri'den, (O) İdris'ten, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen)
rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sal-lallahu Aleyhi ve Sellem),
kendisiyle bir toplantı yerindeyen bize şöyle buyurmuştu: "Allah'a hiçbir
şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak:, zina etmemek, çocuklarınızı
öldürmemek ve ellerinizle ayaklarınız arasında (kendiliğinizden) uyduracağınız
bir iftira yapmamak üzere bana biat edin! Artık kim sözünde durursa onun mükâfaatı
Allah'a aittir. Kim bunlardan birşey yapar da Alah onu gizlerse, onun işi
Allah'a kalır. O dilerse onu cezalandırır, dilerse bağışlar. Kim de (bunlardan)
birşey yapar da ondan dolayı bu dünyada cezalandırılırsa, bu (cezalandırılma)
onun için keffâret olur!" (Ubâde sözüne devamla) dedi ki, "biz de
bunlar üzerine O'na biat etmiştik."
2458. Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize
Leys b. Sa'd, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivayet
etti ki, O şöyle dedi: "Biz Hudeybiye günü bin-dörtyüz kişi idik ve O'na
(yani Hz. Peygamber'e), Ömer elini tu-tuyorken O ağacın -ki o, bir
"semura"dır- altında biat ettik." (Cabir) şöyle de demiştir:
"Biz O'na kaçmamak üzere biat etmiştik, ölmek üzere biat etmemiştik!"
2459. Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be
rivayet edip (dedi ki), bize Ebu İshak rivayet edip dedi ki, el-Bera* b. Azib'i
şöyle derken işittim:Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ahzab Günü
bizimle beraber, toz toprak koltuk altlarının beyazlığım örttüğü, (yani koltuk
altları toz toprak içinde kalmış olduğu) bir halde, sesini yükseltip şöyle
diyerek toprak taşıyordu: "Allah'ım, sen olmasaydın doğru yolu bulamazdık!
Ne sadaka verir, ne namaz kılardık! Şimdi de üzerimize manevi bir kuvvet, gönül
rahatlığı indir! Karşılaşırsak eğer, ayaklarımızı sabit kıl! Şüphesiz şu (kafir
olan) kimseler bize karşı haddi aşmışlardır! Ama onlar bir fitne (çıkarmak)
isterlerse, biz dayatırız!"
2460. Bize Abdullah b. Halid b. Hâzim rivayet edip (dedi
ki), bize Malik, ez-Zühri'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivayet etti ki, Hz.
Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye fetih yılı başında miğfer
olduğu halde girmişti. Sonra onu çıkardığında bir adam yanına gelip; "Ya
Rasulullah! Bakın, şu İbn Hatal! Kabe'nin örtülerine tutunmuş, (onu ne
yapalım?)" demiş. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de; "Onu öldürün!"
buyurmuştu.
2461. Bize Ebu'n-Nu'man haber verip (dedi ki), bize Cerir
b. Hâzim, Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi:
Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kılıcının kabzasının bileziği
gümüşten idi. Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki; "Hişam ed-Destuvâî O'na (yani
Cerir b. Hâzim'e) muhalefet edip şöyle demiş: Katâde, Saîd b. Ebi'l-Hasan'dan,
(O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen rivayet etti).385
Âlimler de (bu iki rivayetten) mahfuz (ve makbul olanın) bu (ikinci rivayet)
olduğunu söylemişlerdir."
2462. Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize
Muâz b. Muâz rivayet edip (dedi ki), bize Saîd b. Ebi Arûbe, Katâde'den (O),
Enes'ten, (O da) Ebu Talha'dan (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir topluluğa galip geldiğinde yerlerinde üç gün
kalmayı severdi.
2463. Bize Abdullah b. Saîd rivayet edip
(dedi ki), bize Ukbe b. Halid
rivayet edip (dedi ki),
bize Ubeydullah, Nafi'den, (O da) Ibn Ömer'den (naklen) rivayet
etti ki, O şöyle dedi: "Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Nadiroğullarının hurma ağaçlarını yaktırmıştı."
2464. Bize Abdullah b. Amr b. Ebân haber verip (dedi ki),
bize Ab dur rahim b. Süleyman, Muhammed b. Ishak'tan, (O) Yezid b. Ebi
Habib'den, (O) Bukeyr b. Abdillah ibni'l-Eşecc'den, (O) Ebu İshak ed-Devsi'den,
(O da) Ebu Hüreyre ed-Devsi'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selîem) bizi bir askeri birlik içinde
göndermiş ve "Eğer falanı ve falanı yakalarsanız onları ateşle
yakın!" buyurmuştu. Sonra ertesi gün olunca bize (bir adam) gönderip
(çağırtmış, yanına gidince) de şöyle buyurmuştu: "Doğrusu ben size şu iki
adamı yakmayı emretmiştim. Sonra düşündüm ki, ateşle işkence etmek, Allah'tan
başka hiç kimseye yakışmaz. Şu halde yakalarsanız öldürün!"
2465. Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O)
Ubeydullah'tan -ki O, İbn Hafs b. Asım'dır-, (O) Nafî'den, (O da) İbn Ömer'den
(naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Hz. Peygamber'in (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) savaşlarından birinde bir kadın ölü olarak bulunmuştu da,
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınların ve çocukların öldürülmesini
yasaklamıştı."
2466. Bize Asım b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Ebu
İshak el-Fezari, Yunus b. Ubeyd'den, (O) el-Hasan'dan, (O da) el-Esved b.
Seri'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Biz Rasulullah ile beraber bir
savaşa çıkmıştık. Derken müşrikleri yakalamıştık da halk öldürme hususunda
acele etmiş ve çocukları bile öldürmüşlerdi. Sonra bu, Hz. Peygamber'e
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ulaşmış, O da şöyle buyurmuştu: "Bazı
topluluklara ne oluyor ki, ölüm, çocukları öldürmeye varacak kadar onların (aklını
başından alıp) götürmüş? Dikkat edin! Hiçbir çocuğu öldürmeyin!" (Hz.
Peygamber bunu) üç defa (buyurmuştu).
2467. Bize Muhammed b. Yusuf, Abdulmelik b. Umeyr'den, (O
da) Atıyye el-Kurazi'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz o gün (yani
Kurayzaoğullarınm ihanet suçundan dolayı toptan öldürüldükleri gün) Hz.
Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sunulmuştuk da (etek) kılları
bitenler öldürülmüş, bitmeyenler bırakılmıştı. Ben de (etek) kılları bitmeyenlerden
idim. Bu sebeple beni öldürmemişlerdi.
2468. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O)
Man-sur'dan, (O) Ebu Vail'den, (O) Ebu Musa'dan, (O da) Hz. Pey-gamber'den
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu:
"Esiri kurtarın, açı yedirin!"
2469. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Hammâd
b. Zeyd, Eyyub'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Mühelleb'den, (O da) İmran b.
Husayn'dan (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
(müşrik) bir adamı (müs-lüman) iki adama karşılık serbest bıraktı.
2470. Bize Yahya b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize
Ebu Avâne, Süleyman'dan, (O) Mü c ahi d'den, (O) Ubeyd b. Umeyr'den, (O da) Ebu
Zerr'den (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
buyurdu şöyle: "Bana, benden önce hiçbir Peygambere verilmemiş olan beş
şey verildi: Ben kızıl renklilere ve siyah renklilere (yani bütün insanlara)
Peygamber gönderildim. Bana yeryüzü mescid ve temiz-temizleyid kılındı. Bana
ganimetler helâl kılındı; halbuki onlar benden Önce hiç kimseye helâl
kılınmamışlardı. Ben, bir aylık (uzaklıktan) korkulmakla yardım olundum, düşman
benden bir aylık mesafeden korkar. Bana, "iste de sana (istediğin)
verilsin!" denildi, ben de isteğimi ümmetime şefaat olarak sakladım. O,
sizden Allah'a hiçbir şey ortak koşmayanlara, İn-şallahu Teala,
ulaşacaktır!"
2471. Bize Süleyman b. Harb rivayet edip (dedi ki), bize
Hammâd b. Zeyd, Asim'dan, (O da) Ebu Vail'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle
dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hu-neyn (savaşında elde
edilen) ganimetleri el-Ci'râne'de bölüş türmüştü." Abdullah (ed-Dârimî)
dedi ki: "(Bu Hadisin) senedinde Abdullah b. Mes'ud vardı."
2472. Bize Abdullah b. Ca'fer er-Rakki haber verip (dedi
ki), bize Ubeydullah b. Amr, Zeyd ibnu'l-Hakem'den, (O) Ab-durrahman b. Ebi
Leyla'dan, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ben
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hayber'in fethine
katılmıştım. O zaman müşrikler yenilgiye uğramışlar, biz de onların göç
yüklerine dalmıştık. Halk ise buldukları develere koşuşmuşlardı.
(Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: Yine de bu, kazanların
kaynayıp taşmalarından daha çabuk olmamıştı. Ama Rasulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) emretmiş ve bu (kazanlar) tersine çevrilmiş, dökülmüşlerdi.
(Ab-durrahman'ın babası sözüne devamla) dedi ki: Sonra Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) aramızda dağıtım yapıp on kişiye bir koyun vermişti.
(Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: O zaman falancalardan dokuz
kişi vardı. Bense yalnızdım. Bu sebeple onlara yönelmiştim de on kişi olmuştuk,
bize de bir koyun verilmişti. Abdullah (b. Ca'fer) şöyle dedi: "Bana
ulaştı ki, arkadaşınız (Ze-keriyya, senedinde) "...Kays b.
Müslim'den..." diyormuş!" Sanki O, (Zekeriyya'nın) onu bellememiş
olduğunu söylemek istiyor.
2473. Bize Zekeriyya b. Adiyy, Ubeydullah b. Amr'dan, (O)
Zeyd'den -ki O, İbn Ebi Uneyse'dir-, (O) babasından, (O) Kays b. Müslim'den,
(O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O) babasından, (O da) Hz. Peygamber'den
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) bunun, (yani bir önceki Hadisin)
benzerini haber verdi. O (rivayetinde); "bu sebeple onlara
eklenildim" dedi. Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Bana göre doğru
olan, se-nedde Zekeriyya'nın söylediğidir."
2474. Bize Ebu'n Nunıan haber verip (dedi ki), bize Cerir
b. Hâzim rivayet edip (dedi ki), bana Kays b. Sa'd, Yezid b. Hürmüz'den, O'nun
şöyle dediğini rivayet etti: Necde b. Amir, İbn Abbas'a mektup yazıp O'na bazı
şeyler sormuş, O da O'na şöyle cevap yazmıştı:"Sen, Allah'ın zikrettiği400
akrabanın (ganimet) payını sordun. Biz bunların (yani işaret edilen Ayetteki
akrabanın), Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) akrabası olduğu
görüşündeydik. Ama toplumumuz bunu bizden kabul etmedi."
2475. Bize İshak b. İsa haber verip (dedi ki), bize
Muhammed b. Hâzim Ebu Muaviye, Ubeydullah b. Ömer'den, (O) Nafi'den, (O da) İbn
Ömer'den (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Hayber günü binekli olana üç pay, yaya olana bir pay vermişti.
2476. Bize Muhammed b. Yusuf, Süyan'dan, (O)
Ubey-dullah'tan, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) onun, (yani bir
önceki Hadisin) benzerini rivayet etti.
2477. Bize Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize
Hammâd b. Seleme, Ali b. Zeyd'den, (O) Ammar b. Ebi Ammar'dan, (O da) Ebu
Hüreyre'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: "Rasulullah
{Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber hiçbir ganimete şahid olmadım ki, O
bana (pay) dağıtmış olmasın, Hayber günü hariç. Çünkü bu (Hayber ganimeti)
sadece Hudeybiye (biatında bulunmuş) kimselere aitti." Ebu Musa ile Ebu
Hüreyre ise (Medine'ye) Hudeybiye (biati) ile Hayber'in (fethi) arasındaki
(zamanda) gelmişlerdi.
2478. Bize İsmail b. Halil haber verip (dedi ki), bize
Hafs haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Zeyd, Âbi'l-Lehm'in azadlısı
Umeyr'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Ben, sahipli bir köle iken Hayber
(savaşına) katılmıştım da Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana ev
eşyasından birşeyler vermişti. O bana bir kılıç da vermiş ve "Bunu
takın!" buyurmuştu.
2479. Bize Ahmed b. Humeyd haber verip (dedi ki), bize
Ebu Usâme, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den, (O) el-Kasım ve Mekhûl'den,
(onlar) Ebu Umâme'den, (O da) Hz. Pey-gamber'den {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
(naklen) rivayet etti ki, O, (ganimet) paylarının satılmasını, dağıtılıncaya
kadar yasaklamıştı.
2480. Bize Ahmed b. Halid haber verip (dedi ki), bize
Mu-hammed b. İshak, Yezid b. Ebi Habib'den, (O da) Tu-ciboğullarının bir
mevlası olan Ebu Merzuk'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Bana Haneş
es-San'ani rivayet edip şöyle dedi: Biz, başımızda (komutan olarak) Ruveyfi' b.
Sabit el-Ensari olduğu halde Mağrib'e savaşa gitmiş ve Cerbe denilen bir köyü
fethetmiştik. O zaman Ruveyfi1 b. Sabit el-Ensari konuşmacı olarak aramızda
ayağa kalkıp şöyle demişti: Ben aranızda sadece, Rasulullah'tan {Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) duymuş olduğum şeyden dolayı ayağa kalkmış bulunuyorum. O,
Hayber günü orayı fethettiğimizde aramızda ayağa kalkıp (şöyle buyurmuştu):
"Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, esir kadınlardan hiçbirine,
(gebelikten) beri olmasını araştırmadıkça yaklaşmasın!"
2481. Bize Esed b. Musa haber verip (dedi ki), bize
Şu'be, Yezid b Humeyr Ebu Amr eş-Şami el-Hemdani'den, O'nun şöyle
dediğini rivayet etti: Ben Abdurrahman b. Cubeyr b. Nufeyr'i babasından, (O da)
Ebu'd-Derda'dan (naklen anlatırken) işittim ki; Hz. Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bir kıl çadırın kapısında karnı büyümüş, yani gebe bir kadın
görmüş ve "Herhalde bu (cariyenin sahibi) ona yaklaşmış?" buyurmuş.
(Sahabe-i Kiranı); "evet!" demişler. (O zaman Hz. Peygamber) şöyle
buyurmuş: "Andolsun ki ben içimden ona, kendisi ile beraber kabrine
girecek bir lanet yapmayı geçirdim. O, (başkasının çocuğunu mirasçısı yapmak)
kendisine helâl olmadığı halde onu nasıl mirasçısı yapar? O, (doğacak çocuğun
kendisinden olması durumunda onu, köle gibi hizmete koşması) kendisine helal
olmadığı halde onu nasıl hizmete koşar?"
2482. Bize el-Kasım b. Kesir, el-Leys b. Sa'd'dan kıraat
yoluyla, (O) Abdurrahman b. Cunâde'den, (O da) Ebu Ab-dirrahman el-Hubulli'den
(naklen) haber verdi ki; Ebu Eyyub bir ordudaymış da, çocuklarla anneleri
birbirinden ayrılmış, O da onları ağlarken görmüş. Bunun üzerine;
"Muhakkak ki Rasulullah; "Kim anne ile çocuğunu birbirinden ayırırsa,
Allah da Kıyamet günü onunla sevdiklerini birbirinden ayırır!"
buyurmuştur" diyerek, her çocuğu annesine iade etmeye başlamış.
2483. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Ebân b.
Abdillah el-Beceli, Osman b. Ebi Hâzim'den, (O da) el-Ayle'nin
("el-Gayle'nin" diyenler de vardır) oğlu Sahr'dan (naklen) rivayet
etti ki, O şöyle dedi: (Hicri 8. yılda, Taif teki Sakîf kabilesini muhasara
ettiğimizde) el-Muğire b. Şu'be'nin halasını (esir olarak) almış ve onu
Rasulullah'ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanına getirmiştim. Derken
(el-Muğire gelerek) Hz. Peygamber'den {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) halasını
istemişti. Bunun üzerine (Hz. Peygamber) şöyle buyurmuştu: "Sahr! Muhakkak
ki, bir topluluk müslüman olunca mallarını ve kanlarını (canlarını) korumuş
olurlar. Binaenaleyh, onu ona geri ver!" Süleymoğulları'nın da bir su
kaynağı vardı. (Onlar, müslümanlar gelince oradan kaçıp gitmişlerdi. Ben de Hz.
Peygamber'den, beni ve kabilemi o su kaynağının yanına yerleştirmesini
istemiştim. Hz. Peygamber de bizi oraya yerleştirmişti). Sonra onlar müslüman
olup geri gelmiş ve bu yerin geri verilmesini istemişlerdi. Ben vermeyince (Hz.
Peygamber'e) gelip bunu O'ndan istemişlerdi. Bunun üzerine (Hz. Peygamber) beni
çağırtıp şöyle buyurmuştu: "Sahr! Bir topluluk müslüman olunca mallarını
ve kanlarını (canlarını) korumuş olurlar. Binaenaleyh, onu onlara geri
ver!" Ben de onu geri vermiştim.
2484. Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize
Malik, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), içinde İbn Ömer'in de bulunduğu
askeri bir birlik göndermiş, onlar da birçok deve ganimet almışlardı.
(Herbirinin ganimet) payları on iki deve -veya onbir deve-olmuştu. Onlara
fazladan birer deve daha verilmişti.
2485. Bize Muhammed b. Uyeyne haber verip (dedi ki), bize
Ebu İshak el-Fezari, Abdurrahman b. Ayyâş'tan, (O) Süleyman b. Musa'dan, (O)
Ebu Sellâm'dan, (O) Ebu Umâme el-Bâhili'den, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten
(naklen) rivayet etti
ki, O şöyle dedi: Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) düşman toprağına baskın yapıp (ganimet elde ettiğinde) dörtte biri
fazladan ganimet verirdi. Dönmeye yöneldiği ve insanlar yorulduğu zaman
(ganimet elde ettiğinde) ise üçte biri fazladan ganimet verirdi.
2486. Bize Ebu Asım, Süfyan'dan, (O) Yezid b. Câbir'den,
(O) Mekhûl'den, (O) ziyad b. Cariye'den, (O da) Habib b. Mes-leme'den (naklen)
haber verdi ki; Hz. Peygamber "beşte bir -Humus"tan sonra üçte bir
fazladan ganimet verdi.
2487. Bize Haccâc b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize
Hammâd b. Seleme rivayet edip (dedi ki), bize İshak b. Ab-dillah b. Ebi Talha,
Enes b. Malik'ten (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir kâfir öldürürse, üzerinden çıkan şeyler
onundur!" Ebu Talha da o gün yirmi kişi öldürmüş ve üzerlerinden çıkan şeyleri
almıştı!
2488. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan b. Uyeyne'den, (O)
Yahya b. Saîd'den, (O) İbn Kesir b. Eflah'tan -ki O, Ömer b. Kesir'dir-, (O)
Ebu Katâde'nin azadlısı Ebu Muhammed'den, (O da) Ebu Katâde'den (naklen) haber
verdi ki, O şöyle dedi: Ben bir adamla döğüşmüş ve onu öldürmüştüm. Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onun üzerinden çıkan şeyleri bana vermişti.
2489. Bize Muhammed b. Uyeyne rivayet edip (dedi ki),
bize Ebu İshak el-Fezâri, Abdurrahman b. Ayyaş'tan, (O) Süleyman b. Musa'dan,
(O) Ebu Sellâm'dan, (O) Ebu Umâme el-Bâhili'den, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten
(naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), adam
başına düşen paydan fazla olarak ikramiye şeklinde verilen ganimetlere
(enfal'e) (gözlerin dikilmesini ve enfal alan kimsenin onları kendisine
ayırmasını) çirkin görür ve şöyle buyururdu: "Müminlerden, (kendisine
enfal verilmiş olan) güçlü kimse, (bunu kendilerine enfal verilmemiş olan)
zayıflarına geri versin!"
2490. Bu senedle, (yani bir önceki Hadisin senediyle
rivayet edildi) ki, Hz. Peygamber (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu-"iplik ve iğneyi (bile ganimet toplama merkezine) ulaştırın! Aman
ganimet malında hainlik etmekten sakının! Çünkü o, Kıyamet günü sahiplerine bir
utanç kaynağıdır!"
2491. Bize Ahmed b. Halid haber verip (dedi ki), bize
Mu-hammed -ki O, İbn İshak'tır-, Yezid'den, -ki O, İbn Ebi Habib'dir-, (O da)
Tuciboğullarının bir mevlası olan Ebu Mer-zuk'tan (naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Bana Haneş es-San'ani rivayet edip şöyle dedi: Biz, başımızda
(komutan olarak) Ru-veyfi' b. Sabit el-Ensari olduğu halde Mağrib'e savaşa
gitmiş ve Cerbe denilen bir köy fethetmiştik. O zaman Ruveyfi' b. Sabit
el-Ensari konuşmacı olarak aramızda ayağa kalkıp şöyle demişti: Ben aranızda
sadece, Rasulullah'tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) duymuş olduğum şeyden
dolayı ayağa kalkmış bulunuyorum: O, Hayber günü orayı fethettiğimizde aramızda
ayağa kalkıp (şöyle buyurmuştu): "Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa
müslümanların (ortak) ganimetinden hiçbir hayvana, onu güçsüz bırakınca -veya
"onu zayıflatınca" buyurmuştur. Ebu Muhammed (ed-Darimi); "Bunda
ben şüphe ediyorum!" dedi-, geri vermek üzere asla binmesin! Kim de
Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, müslümanların (ortak) ganimetinden hiçbir
elbiseyi, onu eskitince (ganimete) iade etmek üzere giymesin!"
2492. Bize Ebu'l-Velid rivayet edip (dedi ki), bize
İkrime bin Ammar rivayet edip (dedi ki), bana Ebu Zumeyl rivayet edip (dedi
ki), bana İbn Abbas rivayet edip (dedi ki), bana Hz. Ömer ibnu'l-Hattab rivayet
edip şöyle dedi: Birtakım insanlar Hayber günü öldürülmüştü de, (Sahabe-i
Kiram); "falan şehiddir!" deyip (onlardan bahsetmeye başlamışlardı.)
Nihayet bir adamı zikredip; "falan şehiddir!" demişlerdi. O zaman
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleriz); "Hayır, asla! Ben onu
gerçekten ganimet malından hainlikle almış olduğu bir cübbeden dolayı -veya
"bir çeşit abadan dolayı"- Cehennem'de gördüm!" buyurmuş, sonra
da bana şöyle emretmişti: "Hattaboğlu! Kalk ve halkın içinde bağır ki,
Cennet'e (doğrudan) ancak (günah işlememiş) mü'minler girecektir!" Ben de
kalktım ve (bunu) halkın içinde nida ettim.
2493. Bize Saîd b. Mansur, Abdulaziz b. Muhammedi'den,
(O) Salih b. Muhammed b. Zaide'den, (O) Salim b. Abdillah'tan, (O) babasından,
(O da) dedesinden (naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Kimin ganimet malında hainlik ettiğini bulursanız onu
dövün, eşyasını da yakın!"
2494. Bize Muhammed b. Hatim el-Muktib haber verip (dedi
ki), bize El-Kasım b. Malik rivayet edip (dedi ki), bana Kesir b. Abdillah b.
Amr b. Avf el-Muzeni, babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hiç
talan edip ganimet almak yok! Hiç hainlik etmek yok! Hiç "islal = gizlice
çalmak" yok! Kim ganimet malında hainlik ederse, Kıyamet günü, hainlik
ederek aldığı ganimet malını (boynunda taşıyarak) getirir!"
2495. Bize Bişr b. Ömer ez-Zehrani rivayet edip (dedi
ki), bize Abdullah -ki O, İbn Lehîâ'dır-, rivayet edip (dedi ki), bize Ayyaş b.
Abbas, Şiyeym b. Neytân'dan, (O da) Cunâde b. Ebi Umeyye'den (naklen) rivayet
etti ki, O şöyle dedi: Ben İbn Ertat'ı; "Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi
ve Selkm); "Savaşta (hırsızlık sebebiyle) eller kesilmez!" buyururken
işittim" derken duymamış olsaydım, onları (bu sebeple savaşta da)
keserdim.
2496. Bize el-Hakem b. Nâfi' haber verip (dedi ki),
bize Şuayb, ez-Zühri'den rivayet etti (ki, O şöyle demiş): Bana urve
ibnu'z-Zübeyr, Ebu Humeyd es-Saidi'den (naklen) haber verdi ki, O kendisine
haber vermiş ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zekat toplamaya
bir görevli tayin etmişti de bu görevli toplama işini bitirince O'na gelip;
"Ya Rasulullah! Bu, size ait olandır, bu da bana hediye edildi!"
demişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştu: "Peki, sen babanın ve annenin evinde oturup da, sana hediye
edilecek mi, edilmeyecek mi, diye baksaydın ya!" Daha sonra Hz. Peygamber
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) günün bitiminde namazdan sonra minbere çıkmış ve
şehadet getirip Allah'a, layık olduğu şekilde hamd-ü senada bulunmuş, ardından
da şöyle buyurmuştu: "İmdi, şu görevliye ne oluyor ki, biz onu (zekat
toplamakla) görevlendiriyoruz da o bize gelip; "bu sizin görevinizden
dolayı (verilendir), bu da bana hediye edildi" diyor. Peki o, babasının ve
annesinin evinde oturup da kendisine hediye edilecek mi, edilmeyecek mi, diye
baksa ya! Muhammed'in canı elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, biriniz şu
(zekat malından) hainlikle birşey almaz ki, onu Kıyamet günü boynunun üzerinde
taşıyarak getirmiş olmasın! Eğer (bu aldığı şey) bir deve ise onu, böğürtüsü
olduğu halde getirir, bir sığır ise onu böğürürken getirir, bir koyun ise onu
da melerken getirir, işte ben (size bunları) tebliğ etmiş oldum!"
Ebu Humeyd sözüne şöyle devam etmiş: Sonra Hz. Peygamber
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ellerini, biz O'nun koltuk altlarının beyazlığını
görecek kadar yukarı kaldırmış (ve "Allah'ım, tebliğ ettim mi?"
buyurmuştu.) Ebu Humeyd sözüne devamla demiş ki; bunu Ra-sulullah'tan
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benimle bareber Zeyd b. Sabit de işitmişti. O'na
da sorun!
2497. Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Umâre
b. Zâzân, Sabit'ten, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) haber verdi ki; Zû Yezen
hükümdarı Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) otuzüç erkek deve veya
otuziki dişi deve karşılığında almış olduğu bir takım elbise
("hülle") hediye etmiş, O da bunu kabul buyurmuştu.
2498. Bize Abdullah b. Seleme haber verip (dedi ki), bize
Süleyman b. Bilal, Amr b. Yahya'dan, (O) Abbas b. Sehl es-Saidi'den, (O da) Ebu
Humeyd es-Saidi'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Eyle hükümdarı
Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir mektup göndermiş ve O'na beyaz
bir katır hediye etmişti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de ona
mektup yazmış ve bir elbise hediye etmişti.
2499. Bize İshak b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize
Vekî, Malik b. Enes'ten, (O) Abdullah b. Niyar'dan, (O) Urve'den, (O da) Hz.
Aişe'den (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Biz kesinlikle bir müşrikten yardım istemeyiz!"
2500. Bize İshak, Ravh'dan, (O) Malik'ten, (O) Fulandan
ki O, İbn Ebi Abdillah'tır ve O, Hatmoğullarmdandır-, (O) Abdullah b.
Niyâr'dan, (O) Urve'den, (O da) Hz. Aişe'den (naklen, bir önceki Hadisi) ondan
daha uzun olarak haber verdi.
2501. Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Yahya b.
Saîd el-Kattân rivayet edip (dedi ki), bize, Küfe ahalisinden bir adam olan
İbrahim b. Meymûn rivayet edip (dedi ki), bana Saîd b. Semûre b. Cündeb, babası
Semûre'den, (O da) Ebu Ubeyde ibnu'l-Cerrah'tan (naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) son konuştuğu şeyler
arasında şöyle buyurmuştu: "Hicaz'ın ve Necran ahalisinin yahudilerini
Arap Yarımadası'ndan çıkarın!"
2502. Bize Ebu Asım, Hayve b. Şureyh'ten haber verdi (ki,
O şöyle demiş): Bana Rebia b. Yezid rivayet edip (dedi ki), bana Ebu İdris
rivayet edip (dedi ki), bana Ebu Sa'lebe rivayet edip dedi ki; ben Rasulullah'a
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelip; "Ya Rasulullah, muhakkak ki, biz
ehl-i kitabın (yaşadığı) yerdeyiz. Şimdi onların kaplarında yemek yiyelim
mi?" dedim de Rasulullah (Sal-lallaku Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Eğer söylediğin gibi bir yerde isen, başka bir çare bulamamanız hariç,
onların kaplarında yemek yeme! Başka bir çare bulamazsanız onları yıkayın,
sonra içlerinde yemek yiyin!"
2503. Bize Abdullah b. Mesleme rivayet edip (dedi ki),
bize Süleyman -ki O, İbnu'l-Muğire'dir-, Humeyd'den, (O da) Abdullah b.
Muğaffel'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Hayber savaşında yukarıdan
bir dağarcık iç yağı atılmıştı. (Abdullah, sözüne devamla) dedi ki; ben de gelip
onu kendime almıştım. (Abdullah) sözüne şöyle devam etti: Sonra, bundan bugün
hiç kimseye birşey vermeyeceğim, demiş, ardından da etrafıma bakmıştım. Bir de
ne görsem, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana gülümsüyor! Abdullah
(ed-Dârimî); "Humeyd'in, Abdullah'tan (Hadis) işitmiş olmasını ümid
ederim" dedi.
2504. Bize Muhammed b. Yusuf, İbn Uyeyne'den, (O)
Amr'dan, (O da) Becâle'den (naklen) haber verdi ki, O (yani Amr) şöyle dedi:
Ben O'nu (yani Becâle'yi) şöyle derken işittim: Hz. Ömer mecûsilerden cizye
kabul etmiyordu. Nihayet Ab-durrahman b. Avf şahidlik etti ki, Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hecer mecûsilerinden cizye kabul etmişti.
Ondan sonra Hz. Ömer de mecûsilerden cizye kabul etmeye başladı.)
2505. Bize Ubeydullah b. Abdilmecid haber verip (dedi
ki), bize Mâlik, Ebu'n-Nadr'dan (naklen) rivayet etti ki; Âkil b. Ebi Talib'in
azadlısı Ebu Murre O'na haber vermiş ki, O (yani Ebu Murre) Ümmü Hâni' bin Ebi
Talib'i işitmiş ki, O rivayet ediyormuş ki, (Mekke'nin) fethedildiği yıl
Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanma gitmiş. Derken şöyle demiş:
"Ya Rasulullah! Anamın oğlu (Ali b. Abi Talib), benim kendisine emân verdiğim
bir adamı, yani Hübeyre'nin oğlu falanı öldüreceğini söyledi, (siz ne
buyurursunuz.)" Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuş: "Senin emân verdiğin kimseye muhakkak ki biz de emân
verdik, Ümmü Hâni'!"
2506. Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize
Ebu Bekr b. Ayyaş, Asım'dan, (O) Ebu Vâil'den, (O da) İbn Mi'yer es-Sa'di'den
(naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: (Birgün) akşam üzeri bir atımı gövdeli
bitkilerin (yapraklarından) otlatmaya çıktım. Derken Hanifeoğullan'mn
mescidlerinden bir mescide uğradım da onları, Müseylime'nin Allah'ın rasûlü
olduğuna şehadet ederken işittim. Hemen Abdullah b. Mes'ud'un yanına dönüp
(bunu) O'na haber verdim. O da onlara güvenlik görevlilerini gönderdi. Bunlar
da onları alıp getirdiler. O zaman bu topluluk tevbe edip görüşlerinden
vazgeçti, (Abdullah) da onları serbest bıraktı. (Sadece) içlerinden, Abdullah
b. Nuvaha isimli bir adamı öne geçirip boynunu vurdurttu. Bunun üzerine (oradakiler)
O'nar "bu topluluğu bıraktın, bunu ise öldürdün?" dediler. O da şöyle
cevap verdi: Ben gerçekten (birgün) Ra-sulullah'ın (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) yanında oturuyordum, bu ve bir adam Müseylime'nin yanından elçi olarak
çıkagelmişlerdi. Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onlara;
"Benim, Allah'ın Rasûlü olduğuma şehadet ediyor musunuz?" buyurmuştu.
Onlar da O'na; "biz Müseyleme'nin, Allah'ın rasûlü olduğuna şehadet
ediyoruz!" demişlerdi. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurmuştu:
"Ben Allah'a ve Rasûllerine iman ettim. Şayet ben elçileri öldüren biri
olsaydım, sizi öldürürdüm!" (Abdullah b. Mesud sözüne şöyle devam etti):
"İşte ben onu bundan dolayı öldürdüm!" (Sonra) O, onların mescidine
dair emir verdi de o yıkıldı.
2507. Bize Abdullah b. Yezid haber verip (dedi ki), bize
Uyeyne b. Abdirrahman b. Cevşen el-Gatafani, babasından, (O da) Ebu Bekre'den
(naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Kim andlaşma yapılmış bir kimseyi ("müâhed"i,
"zimmV'yi) haksız yere öldürürse, Allah ona Cennet'i haram kılar!"
2508. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Hammâd
b. Zeyd, Eyyûb'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Muhelleb'den, (O da) İmran b.
Husayn'dan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Azba' (isimli deve)
Ukayloğullarından bir adamın idi. Derken (bu adam) esir edilip Azba1 alındı.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona, (esaret altında) bağlı iken
uğradı da o şöyle dedi: "Ya Muhammedi Ne diye beni yakalıyorsunuz,
hacıların (kafilelerini) geride bırakan (Azba'yı) alıyorsunuz? Halbuki ben
müs-lüman oldum!" O zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); "Sen
bunu, kendi işine sahip iken (yani esir edilmeden önce) söyleseydin tamamen
kurtulurdun!" buyurdu. Ardından Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
sözüne şöyle devam etti: "Seni müttefiklerin (olan Sakîf kabilesinin)
suçundan dolayı yakalıyoruz!" Sakîf kabilesi (Hz. Peygamberle yaptıkları
andlaşmayı bozmuş ve) Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ashabından iki
adamı esir etmişlerdi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (sozkonusu
esirin yanma), üzerinde saçaklı bir keçe bulunan bir eşek üzerinde gelmişti.
Sonra (bu esir); 'Ya Muhammedi Ben gerçekten açım, beni yedir; ben hakikaten
susamışım, bana su ver!" dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
de; "Bunlar senin ihtiyacın, (onlar hemen görülecektir!)" buyurdu.
Müteakiben bu adam (müslümanlardan) iki adama karşılık
serbest bırakıldı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de Azba'yı, kendi
binmesi için -başka bir râvi; "kendi payına karşılık" demiştir-
alıkoydu. Bu (deve) hacıların (kafilelerini) geçip onları geride bırakan (süratli
develerden) idi. Daha sonra müşrikler Medine'nin hayvan sürüsüne baskın yapıp,
içlerinde Azba' olduğu halde onları götürdüler, müslümanlardan bir kadını435 da
esir ettiler. Onlar konakladıklarında develerini (çadırlarının) etrafında...
-Ebu Muhammed (ed-Dârimî); "O (burada, hatırlayamadığım) bir kelime
söylemişti" demiştir-. Derken gece olunca, onlar iyice uykuya
daldırılmışlarken bu kadın kalkmış, (develerin yanına gelmiş). Fakat ellerini
üzerine koyduğu her deve böğürmeye başlamış. Sonunda Azba'mn yanına gelmiş.
Böylece Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) itaatkâr ve tecrübeli
devesinin yanma gelmiş ve ona binmiş. Sonra Medine tarafına yönelmiş ve eğer
Allah kendisini kurtarırsa onu mutlaka kurban edeceğini adamış. (İmran) sözüne
şöyle devam etti:
Derken o, Medine'ye gelince devesi tanındı ve;
"(Bakın), Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesi!" dendi.
Sonra da onu Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) getirdiler. Kadın
adağını bildirdi. O zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Ona karşılığını ne kötü verdin. Eğer Allah kendisini kurtarırsa
onu mutlaka kurban edecek! Şunu iyi bilin ki, ne Allah'a isyan hususunda, ne de
insanoğlunun sahip olmadığı şeyler hususunda adanılan adağı yerine getirmek yoktur!"
2509. Bize Bişr b. Sabit haber verip (dedi ki), bize
Şu'be, el-Muğire'den, (O) eş-Şabi'den, (O) Muharrer b. Ebi Hüreyre'den, (O da)
babasından (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), Hz. Ali'yi (H. 9. yılın hac mev-siminde bazı hükümleri ilan
etmek göreviyle Mekke'ye) gönderdiğinde ben O'nunla beraberdim. O, sesi
boğuklaşmcaya kadar şu dört şeyi bağırarak söylemişti: "İyi bilin, gerçek
şu ki, Cennet'e sadece mü'min kimse girecektir. Bu yıldan sonra hiçbir müşrik
kesinlikle haccetmeyecektir. Hiçbir çıplak kimse Ka'be'yi tavaf etmeyecektir.
Kiminle Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arasında bir andlaşma varsa,
(onun andlaşması müddetine kadar geçerlidir. Müddeti olmayan andlaşmamn) süresi
ise dört aya kadardır. Dört (ay) geçince, artık şüphe yok ki, Allah ve Rasûlü
müşriklerden uzaktır."
2510. Bize Muhammed b. Yusuf, İsrail'den rivayet etti
(ki, O şöyle demiş): Bize Ebu İshak, el-Bera' b. Azib'den, O'mın şöyle i
dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallaku Aleyhi ve SelUm) (H. 6. yılın)
Zilkade ayında umre yapmak (için gitmiş), fakat Mekkeliler O'nu Mekke'ye
girmeye bırakmamışlardı. Sonunda onlarla (gelecek yıl gelip Mekke'de) üç gün
kalmak üzere andlaşma yapmıştı. (Kâtipler); "bu, üzerinde Allah'ın Rasûlü
Muhammed'in andlaşma yaptığı şeydir" diye yazdıklarında onlar; "biz
bunu kabul etmiyoruz. Biz bilseydik ki, sen Allah'ın Rasûlüsün, sana hiçbir
şeyi engellemezdik. Fakat sen (bize göre sadece) Abdullah'ın oğlu
Mu-hammed'sin!" demişler, (Hz. Peygamber) de; "Ben Allah'ın
Rasûlüyüm, ben Abdullah'ın da oğluyum!" buyurmuş, sonra da Ali'ye;
"Allah'ın Rasûlü Muhammed (ifadesini) sil!" diye emretmişti. O;
"hayır, vallahi, bunu asla silmem!" demiş, bunun üzerine Rasulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem), güzel yazamadığı halde, (üzerine ^andlaşmamn
yazıldığı) sayfayı almış ve "Allah'ın Rasûlü" yerine
("Abdullah'ın oğlu Muhammed" yazmıştı. Neticede andlaşma şöyle
olmuştu): "Bu, üzerinde Abdullah'ın oğlu Muhammed'in; Mekke'ye, kı-nındaki
kılıç dışında hiçbir silah sokmayacağına, (Mekke) ahalisinden kendisine uymak
isteyecek hiç kimseyi (oradan) çıkarmayacağına, kendi Ashabından orada kalmak
isteyecek hiç kimseye ise engel olmayacağına dair andlaşma yaptığı
şeydir." Daha sonra (ertesi yıl Hz. Peygamber ve Ashabı) Mekke'ye girip de
(üç günlük) süre geçtiğinde (Mekke müşrikleri) Ali'ye gelip; "arkadaşına
söyle, yanımızdan çıksın. Artık süre geçmiştir!" demişlerdi.
2511. Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize
Ebu Halid, el-Haccac'dan, (O) el-Hakem'den, (O) Miksem'den, (O da) İbn
Abbas'tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Hz. Pey-gamber'e (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Taif ten iki köle (kaçıp) gelmiş, O da onları hürriyetlerine
kavuşturmuştu. Bunların biri Ebu Bekre'dir.
2512. Bize Ahmed b. Abdillah rivayet edip (dedi ki), bize
Leys b. Sa'd, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivayet
etti ki, O şöyle dedi: Ahzab (Hendek) savaşında Sa'd b. Muaz'a (ok) atılmış ve
bununla kolundaki atardamarı kesilmişti. Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
onu ateşle dağlamış, ama eli şişmiş ve (yaranın açılmasıyla akan kan) O'nu
halsiz düşürmüştü. (Hz. Peygamber) onu tekrar dağlamış, fakat eli yine
şişmişti. (Sa'd) bunu görünce; "Allah'ım! Gözümü Kurayzaoğulları'nın
(cezalandınlışını görmekle) sevindirmedikçe canımı çıkarma!" demiş, bunun
üzerine damarı tutulmuş ve artık bir damla (kan) bile dam-latmamıştı. Nihayet
onlar Sa'd m hükmüne razı olmuşlar, bu sebeple Sa'd bu
(hakemliğe) gönderilmiş, O da
(gidip) erkeklerinin öldürülmesine, müslümanların
kendilerinden yararlanmaları için kadınlarının ve çocuklarının sağ
bırakılmasına hükmetmişti. O zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem);
"Haklarında Allah'ın hükmüne isabet ettin!" buyurmuştu. Onlar dörtyüz
kişi idiler. Öldürülmeleri bi-tirilince (Sad'ın) damarı yarılmış ve (Sa'd)
Ölmüştü.
2513. Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana
el-Leys rivayet edip (dedi ki) bana Ukayl, İbn Şihâb'dan rivayet etti (ki, O
şöyle demiş): Bana Ebu Seleme b. Abdirrahman haber verdi ki, Abdulah b. Adiyy
b. Hamra* ez-Zühri şöyle dedi: Ben Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),
bineğinin üzerinde olduğu halde el-Hazvera'da444 dururken gördüm. O (Mekke'ye
hitaben) şöyle buyuruyordu: "Vallahi şüphesiz sen Allah'ın arzının en
hayırlısı ve Allah'ın arzının Allah'a en sevimli olanısın. Şayet ben,
(Allah'tan gelen emirle) senden çıkarılmamış olsaydım, (senden)
çıkmazdım/"
2514. Bize Saîd ibnu'r-Rebi' rivayet edip (dedi ki), bize
Şu'be, Süleyman'dan, (O da) Mücahid'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi:
Hz. Aişe dedi ki, Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ölülere sövmeyin! Çünkü onlar önden gönderdikleri şeylere (amellerine)
ulaşmışlardır!"
2515. Bize Ubeydullah b. Musa, İsrail'den, (O)
Mansur'dan, (O) Mücahid'den, (O) Tâvûs'tan, (O da) İbni Abbas'tan (naklen)
haber verdi ki, O şöyle dedi: Mekke'nin fethedildiği gün Ra-sulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu fetihten sonra (Medine'ye) hicret
etmek yoktur! Fakat cihad ve (iyi bir) niyetle (herhangi bir yere göç etmek)
vardır. Savaşa çıkmanız istendiğinde ise sa-vaşa çıkın!
2516. Bize el-Hakem b. Nafi', Hariz b. Osman'dan, (O) İbn
Ebi Avf tan -ki O, Abdurrahman'dır-, (O da) İbn Ebi Hind el-Beceli'den -ki bu,
selef-i (salihinden) idi-, (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Muaviye'nin
yanında, O tahtının üzerinde otu-ruyorken hicret etme konusunu görüştüler de O
(yani Muaviye) şöyle dedi: Ben Hz. Peygamber'i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyururken işittim: "Tevbe (imkânı) kesilmedikçe hicret
kesilmeyecektir! -(Bunu) üç (kere buyurmuştu).- Tevbe (imkânı) ise, güneş batış
yerinden doğuncaya kadar kesilmeyecektir.''
2517. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize
Mu-hammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi
ki, 0 şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hicretin (fazileti) olmasaydı Ensar'dan bir kişi olmak (isterdim!)
2518. Bize Haccâc b. Mihhâl haber verip (dedi ki), bize
Hammâd b. Seleme, Yahya b. Saîd'den, (O) Saîd b. Yesâr'dan, (O da) Ebu
Hüreyre'den (naklen) rivayet etti ki, Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "On kişinin başkanı hiç kimse yoktur ki, Kıyamet günü
(hesap yerine, ortaya çıkacak) hakikat ister onu serbest bıraksın, ister
hapsetsin, elleri boynuna bağlanmış olarak getirilmiş olmasın!"
2519. Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be
rivayet edip (dedi ki), bana Amr haber verip dedi ki; ben Abdullah
ibnu'l-Haris'i, Ebu Kesir'den (naklen) rivayet ederken işittim, O demiş ki, ben
Abdullah b. Amr'ı, Hz. Peygamber'den(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rivayet
ederken işittim ki, O şöyle buyurmuş: "Haksızlık etmekten sakının! Çünkü
haksızlık etmek, Kıyamet günü karanlıklara, (zorluk ve işkencelere sebep
olur)."
2520. Bize el-Hakem b. Nafi' haber verip (dedi ki), bize
Şuayb, ez-Zühri'den haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb
haber verdi ki, Ebu Hureyre şöyle demiş: Gerçekten Hz. Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, Allah bu dini günahkâr
adamla da güçlendirir!"
2521. Bize Ebu'l-Muğire haber verip (dedi ki), bize
Safvân rivayet edip (dedi ki), bana Ezher b. Abdillah el-Harazi, Ebu Amir
Abdullah b. Luhayy el-Hevzeni'den, (O da) Muaviye b. Ebi Süfyan'dan (naklen)
rivayet etti ki; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (birgün) içimizde
ayağa kalkıp şöyle buyurdu: "Şunu iyi bilin, muhakkak ki sizden önceki
ehl-i kitab yetmiş iki dini topluluğa ayrıldılar. Şüphesiz bu ümmet ise yetmiş
üç (dini topluluğa) ayrılacaktır. (Bunlardan) yetmiş ikisi Cehennem'de, biri
Cennet'te olacaktır!"Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: "(Ezher b.
Abdillah'ın mensup olduğu) el-Heraz, Yemen ahalisinden bir kabiledir."
2522. Bize Haccâc b. Minhâl rivayet edip (dedi ki), bize
Hammâd b. Zeyd, el-Ca'd Ebu Osman'dan rivayet etti (ki, O şöyle demiş): Bize
Ebu Reca1 el-Utaridi rivayet edip şöyle dedi: Ben İbn Abbas'ı, Hz.
Peygamber'den (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem) rivayet ederken işittim ki, O şöyle
buyurmuş: "Kim başkanından hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin! Çünkü
gerçek şu ki, cemaatten bir karış ayrılan ve öylece ölen hiç kimse yoktur ki,
ca-hiliye ölümü gibi ölmüş olmasın!"
2523. Bize Ebu'l Velid haber verip (dedi ki), bize İkrime
b. Ammâr rivayet edip (dedi ki), bize İyâs b. Seleme, babasından, (O da) Hz.
Peygamber'den (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O şöyle
buyurdu: "-Kim bize karşı silah çekerse bizden değildir!"
2524. Bize el-Hakem b. Nafî1, Şuayb b. Ebi Hamza'dan, (O
da) ez-Zühri'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Mu-hammed b. Cübeyr b.
Mut'im, Muaviye'den rivayet ediyordu ki, O; kendisi, Kureyş'ten bir elçi heyeti
içinde yamndayken şöyle demiş: Ben gerçekten Rasulullah'ı (Sallaliahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyururken işittim: "Muhakkak ki bu (devlet başkanlığ) işi,
dini ayakta tuttukları sürece, kendileriyle düşmanlaşacak herkesi Allah'ın yüzü
koyun (Cehennem'e) düşüreceği Kureyş'te (olacaktır!)"
2525. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Sa'd b.
İbrahim'den, (O) Abdurrahman b. Hürmüz el-A'rec'den, (O da) Ebu Hüreyre'den
(naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ra-sulullah {Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Kureyş, Ensar, Mu-zeyne, Cuheyne, Eşlem, Ğıfar ve
Eşca'; bunların Allah ve Rasûlunden başka dostları yoktur!"
2526. Bize Haccâc b. Mihhâl rivayet edip (dedi ki), bize
Hammâd b. Seleme, Ali b. Zeyd'den, (O) Ab dur rahman b. Ebi Bekre'den, (O da)
babasından (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallailahu Aleyhi ve
Selîem) şöyle buyurdu: "Ne dersiniz, eğer Eşlem ve Gıfar, iki müttefik
olan Esed ve Gatafan'dan daha hayırlı iseler, bunların kaybettiklerine inanır
mısınız?" (Sahabe-i Kiram) "evet!" dediler. (Hz. Peygamber de);
"İşte onlar gerçekten bunlardan daha hayırlıdır!" buyurdu. (Daha
sonra Hz. Peygamber), sesini yükselterek; "Peki ne dersiniz, eğer Muzeyne
ve Cuheytie, Temim ve Amir b. Sa'sa'a'dan daha hayırlı iseler, bunların
kaybettiklerine inanır mısınız?" buyurdu. (Sahabe-i Kiram yine);
"evet!" dediler. (Hz. Peygamber de); "İşte onlar gerçekten
bunlardan daha hayırlıdır" buyurdu.
2527. Bize Abdullah b. Mesleme rivayet edip (dedi ki),
bize Süleyman -ki O, İbnu'l-Muğire'dir-, Humeyd b. Hilâl'den, (O) Abdullah
ibnu's-Samit'ten, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah Ğıfar'ı
bağışlasın! Allah Eslem'e ise barışıklık ve huzur versin!"
2528. Bize el-Hakem ibnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki),
bize Abdulaziz, Musa b. Ukbe'den, O Abdullah b. Dinar'dan, (O da) ibn. Ömer'den
naklen rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Allah Ğıfar'ı bağışlasın! Allah Eslem'e ise barışıklık ve huzur versin!
Usayye ise Allah Rasûlü'ne başkaldırmıştır!"
2529. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Şerik,
Simâk'tan, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen)...—Şerik'e denilmiş
ki, "(O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen)
mi?" O da; "evet!" demiş-, rivayet etti ki, (O şöyle buyurmuş):
"—İslam'da (haksız ve geçersiz) andlaşma yapmak yoktur! Cahiliyyede
yapılmış olan (haklı ve geçerli) andlaşmanın ise İslam sadece sağlamlığını ve
ciddiyetini artırır!"
2530. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Şu'be
rivayet edip şöyle dedi: Ben Muaviye b. Kurreye; "Enes zikreder miydi ki;
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), en-Nunıan b. Mu-karrin'e;
"Bir topluluğun kızkardeşlerinin oğlu, onlardandır" buyurmuştu?"
diye sordum; O da; "evet!" dedi.
2531. Bize Saîd ibnu'l-Muğîre rivayet edip (dedi ki),
bize İsa b. Yunus, Kesir b. Abdillah'tan, (O) babasından), (O da) dedesinden
(naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah {Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Bir topluluğun azâdlısı ("mevlâ"sı)
onlardandır. Bir topluluğun andlaşmalısı ("halif'i) onlardandır. Bir
topluluğun kızkardeşlerinin oğlu da onlardandır!"
2532. Bize Müslim b. İbrahim rivayet edip (dedi ki), bize
Hişam ed-Destuvâî rivayet edip (dedi ki), bize Katâde, Şehr b. Havşeb'den, (O)
Abdurrahman b. Ganm'dan, (O da) Amr b. Ha-rice'den (naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Ben Hz. Pey-gamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesinin
yanındaydım da O'nu şöyle buyururken işitmiştim: "Kim babasını ve
kendisini âzâd etmiş olan efendilerini bile bile terkederek babasından
başkasına neseb iddia ederse veya kendisini, âzâd edenleri olan efendilerinden
başkasına ait gösterirse, Allah'ın, Meleklerin ve bütün insanların laneti onun
üzerine olsun! Ondan ne tevbe, ne de fidye kabul olunur!"
2533. Bize Saîd b. Amir, Şu'be'den, (O) Asım'dan, (O) Ebu
Osman'dan, (O da) Sa'd ile Ebu Bekre'den (naklen) haber verdi ki, onlar rivayet
etmişler ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: "Kim
babasından başkasına, onun kendi babası olduğunu bildiği halde neseb iddia
ederse, ona Cennet haram olur!"