e)- SUYUN ÂZ OLDUĞU YERLERDE TAŞLA TEMİZLENMEK (İSTİNCÂ-İSTİCMÂR)
* Taşla İstincâ (Temizlenme)
Âdabı
* İstincâda Üçten Aşağı Taş
Kullanmak Yasaklanmıştır
* İstincâda Yasaklanan Malzemeler
* İdrar Sıçrantısından
Kaçınmanın/Dikkatli Olmanın Önemi
* İstincâdan Sonra (Vesveseden
Korunmak İçin) Avret Mahalline Su Serpmek
İstincâ, tuvalette
yapılan temizliktir ve hükmü dört kısımda incelenir:
1- Vâcib:
Cünüplük, hayız ve nifâs durumunda necaset çıkan mahallin temizlenmesi, ayrıca
bunların başka yerlere dağılması durumunda da yıkanması gerekir.
2- Sünnet:
Necaset çıktığı yerden dışarıya taşmazsa, o kısım da yıkanmalıdır.
3- Müstehab:
Sadece bevlettiğinde temizlenmesidir.
4- Bid'at:
yellenmeden dolayı temizlik yapmaktır.[1]
Temizlik su ile
yapılır, ancak su bulunmazsa taşla da temizlik caizdir. Ancak burada üç taşla
sınırlama getirilmesi İslâm'ın temizlik yanında çevre temizliğine verdiği önemi
göstermektedir. Aynca kemik ve tezekle temizlik yapılmaz; tezek necis olduğu ve
kemik de cinlerin azığı olduğu için yasaktır. Yiyecekle de istincâ yapılamaz,
zira bu israftır.[2]
128/436- Ebû
Hüreyre'den (RadıyaUahü):[3]
Hz. Peygamber
(Saiiaitaha aleyhi ve seitem) dedi ki:
"Gözüne sürme
çeken tek sayıda çeksin. Kim buna dikkat ederse qüze! olur, yapmayana bir
zorluk yoktur.
İstincâda taş
kullanacak kişi, tek sayıda kullansın. Kim buna dikkat ederse güzel olur,
yapmayana bir zorluk yoktur.
Bir şey yiyen, eğer
diş kovuğundan bir şey çıkarsa onu atsın, (ancak) diliyle bulduğu şeyi
yutabilir. Kim buna dikkat ederse güze! olur, yapmayana bir zorluk yoktur.
Tuvalet ihtiyacı için
ayrılan kendisini gizlesin. Sadece kumdan bir tepe bile bulsa, ona sırtını
dönerek (gizlensin). Şeytan, Âdem oğlunun a-çıktaki makatiarıyla alay eder,
(ettirir). Kim bu konuda titiz davranırsa, güzel/karakterli hareket etmiş olur.
Kim de titiz davranmazsa, (sadece ayrılır giderse,) ona da zorluk yoktur."[4]
129/437- Ebû
Hüreyre'den (RadıyaUahü):[5]
HZ. Peygamber
(Sallaliahü aleyhi ve sellem) Ğ&Ğ\ ki:
"Kim abdest
alırsa sümkürsün (burnunu iyice temizlesin), istincâda ise taşı tek sayıda
kullansın! "[6]
130/438- Câbir
b. Abdullah'tan (RadıyaiiaM anh):[7]
RaSUİUİlah (Sallallahü
aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim istincâda
taş kullanırsa tek sayıda kullansın!"[8]
131/439- Selman
el-Fârisi'den (Radıyallahuanh):[9]
Müşrikler kendisine
(Rasûlullah'la alay etmek için) dediler ki: "Arkadaşınızın size tuvalet
(adabına) varıncaya kadar her şeyi öğrettiğini düşünüyorum.' Selman şöyle
cevap verdi:
'Evet, Rasûlullah
(Sallallahü aleyhi ve sellem) bize; istincâda sağ eli kullanmayı, (bu durumda)
kıbleye dönmeyi, ayrıca tezek ve kemiği de kullanmayı yasakladı ve buyurdu ki:
"Biriniz
istincâda üçten az taş
kullanmasın!" '
§(Râvi) Abdurrahman b.
Yezid'den diğer rivayet:
"Müşriklerden
birisi, Hz. Peygamber'in sahabesinden birisine dedi ki:
'Bu kişi size (galiba)
her şeyi öğretti...' (ve hadisin kalanım zikretti)."[10]
132/440- Câbir
b. Abdullah'tan (Radıyallahu anh):[11]
Rasûlullah (Sallallahü
aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim istincâda
taş kullanmak isterse üç tane ile temizlensin!"[12]
133/441- Huzeyme
b" Sâbİt el-Ensârî'den (Radıyaıiahü anh):[13]
Hz. Peygamber
(Sallalîahü ofcWW ve setiem) istincâ[14]
konusunu anlattı ve dedi ki:
"İçinde tezek
bulunmayan üç taş yeterlidir."[15]
134/442- Hz.
Âişe annemizden (Radıyaiiahu anhâ):[16]
Rasûlullah (Sattaiiakn
aleyhi ve seiiem) dedi ki:
"Biriniz tuvalet
ihtiyacı için gittiğinde üç taş
kullanarak istincâ etsin, bu kendisine yeterlidir."[17]
135/443- Ebû
Hüreyre'den (Radtyaiiahüanh):[18]
RaSÛlullah (Sallaltahü
aleyhi ve sellemjdedİ ki:
"Ben sizin için
bir baba gibiyim (faydalı şeyleri Öğretirim). Biriniz tuvalete gittiğinde
kıbleye önünü ve arkasını dönmesin, sağ eliyle de istincâ yapmasın!"
Ayrıca Rasûlullah (taş
ile istincâ yapılacaksa) üç taş kullanmayı emreder, tezek ve kemik ile
(istincâyı da) nehyederdi.[19]
136/444- Abdullah
b. Mes'ûd'dan (Radıyaiiahaanh):[20]
Rasûlullah (Saiiaiiahu
aleyhi ve seiiem) tuvalet ihtiyacı için çıktığında: "Bana üç taş
getir!" dedi. Ona İki taş ve bir tezek getirdiğimde, taşlan aldı, ama
tezeği attı ve dedi ki:
"Bu necistîr
(kullanılmaz)."
ŞAbdullah b.
Mes'ûd'dan ikinci tarikle gelen rivayet:
Rasûlullah (Sallallahü
aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Bana istincâ yapabileceğim bir şey getir, ancak kemik ve tezek
yaklaştırma."
Sonra Rasûlullah'a su
götürdüm ve abdest aldı. Kalkıp namaza durdu, sonra eğildi ve rukûda ellerini
birleştirdi, dizlerinin arasına koydu.[21]
Taîbîk, rukûda iki
elin içini birbirine bitiştirip, dizlerinin arasına koymaktır. Ancak Abdullah
b. Mes'ûd'un bu rivayeti Sa'd b. Ebî Vakkas'a ulaşınca; "Kardeşim doğru
söylemiş, biz önceden böyle yapardık, sonra sununla emrolunduk" dedi ve
diz kapaklarını kavrayıp avuçlamaya işaret etti."[22]
Tatbik uygulamasının
mensûh olduğu, birkaç sahabeye ulaşmamış olacak ki onlar bunu uygulamışlar,
ancak sahabenin çoğunluğu rukûda tatbikin mensûh olduğunu, onun yerine elleri
dizlere koymanın gerektiğini söylemişlerdir.
Tatbik, Yahudilerin
âdetiydi ve Rasûlullah ilk dönemlerde Ehl-i kitabın yaptıklarını yapardı. Daha
sonra onlara muhalefetle emrolununca, tatbiki yasakladı ve elleri dizlere
koymayı emretti.[23]
137/445- AbduIlah
b. Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh):[24]
Rasûlullah (Saliaiiaha
aleyhi ve settem) cinlere (tebliğ ettiği) gece, Abdullah b. Mes'ûd'un yanına
gelmişti, elinde kurumuş bir kemikle birlikte tezek ve kömür vardı. Buyurdu ki:
"Bundan sonra,
tuvalete gittiğinde şunlarla istincâ (temizlik) yapma!"[25]
138/446- Câbir
b. Abdullah'tan (Radıyallahü anh):[26]
'Rasûlullah (Saiiaüahu
aleyhi ve seiiem) istincâda tezek veya kemikle yapmayı yasakladı.'[27]
139/447-
Alkame'den:[28]
Ben Abdullah b.
Mes'ûd'a (Radıyaiiahu anh):
'Rasûlullah'ın
(SaikdUıim aleyhi ve seiiem) cinlere tebliğ ettiği gece, sizden biri Onunla
beraber miydi, yanında mıydı?' diye sorunca şöyle dedi:
'O vakitte bizden
kimse Rasûlullah'ın yanında değildi. Hattâ onun kaybolduğunu zannettik ve dedik
ki: 'Rasûlullah suikaste uğradı ya da kaçırıldı da bir şey yapamadı.' Bu endişe
ile geceyi geçirdik. Gün ağarırken (ya da seher vaktinde) biz bu haldeyken Hıra
tarafından Rasûlullah (Saiiaûahü aley
'Ey Allah'ın Rasûlü!'
dedik, kendisi hakkında endişe duyduğumuzu (gece yaşadıklarımızı) anlattık.'
"Bana cinlerin
bir davetçisi geldi ve ben (onunla) diğerlerinin yanına gittim, kendilerine
Kur'ân okudum" dedi ve bizi oraya götürdü, onların ve ateşlerinin yerde
bıraktığı izleri gösterdi.'
§Şa'bî dedi ki:
O gece cinler
Rasûlullah'tan, kendilerine (helâl olan) azık istediler, onlar Arap yarımadasının
cinlerindendi. Peygamberimiz (Salialiaha aleyhi ve seiiem) buyurdu ki:
"Allah'ın ismi
zikredilerek (kesilen her hayvanın) size ulaşan etli kemiği sizin azığınızdır.
Hayvanlarınızın yeminden oluşan tezeği/gübreyi istincâda kullanmayın. (Zira) bu
iki madde cinlerden (Müslüman) kardeşlerinizin azığıdır."[29]
Allah Teâlâ buyurdu:
‘...Orada öyle kişiler
var ki temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri sever.' (Tevbe sûresi
9/108).[30]
140/448- Ebû
Katâde'den (Radıyallahü anh):[31]
Hz. Peygamber
(Satlrilldhü aleyhi ve sellem); su içerken kaba nefes vermeyi, avret mahalline
sağ elle değmeyi ve sağ elle istincâyı yasakladı.[32]
141/449- Hz.
Âişe annemizden (Radıyallahü anha):[33]
Rasûlullah (Saliallahü
aleyhi ve sellem) sol elini tuvalette ya da herhangi bir pisliği gidermede, sağ
elini ise abdest alma ve yemek yemede kullanırdı.[34]
142/450- İmrân
b. Husayn'dan (Radıyallahü anh):[35]
( Rasûlullah' a (Saliallahü
aleyhi ve sellem) sağ elimle biat ettikten sonra onunla tenasül uzvuma hiç
değmedim.[36]
143/451- Enes
b. Mâîik'ten (Radıyallahü anh):[37]
( Rasûlullah
(Sailaiiaha aleyhi ve sellem) tuvalete gideceğinde ben ve benim gibi bir çocuk,
kendisine su dolu kap ile sütre[38]
götürürdük. (Dikkat edin!) O, su ile istincâ yapardı.[39]
144/452- Enes
b. Mâîik'ten (Radıyallahü anh):[40]
(Rasûlullah (SaiiaiiaM
aleyhi ve sellem) tuvalet ihtiyacı için
çıktığında ben hemen su götürürdüm ve onunla istincâ yapar/temizlenirdi.[41]
145/453- Ebû
Hüreyre'den (Radıyaliahüanh):[42]
Rasûlullah (Saiiaiiahü
aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde kendisine su dolu bir kap götürdüm,
onunla istincâ yaptı/temizlendi.
(Dışarda İse) elini
toprağa buladı, sonra ellerini yıkadı.
Kendisine ayrı bir su
kabı[43] daha
götürdüm ve onunla abdest aldı.[44]
146/454- Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiaha anh):[45]
Rasûlullah (Saiiaiiahu
aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde su dolu bir kap istedi. Onunla istincâ
yaptı/temizlendi.
(Dışarıda ise) elini
toprağa buladı, sonra abdest aldı.[46]
147/455- Muhammed
b. Abdullah b. Selâm (Radtyaüahû anh):[47]
Rasûlullah (Saiiaüahü
aleyhi ve sellem) yanımıza, yani Küba'ya geldiğinde şöyle dedi:
"İzzet ve celâl
sahibi Allah (Kur'ân'da) sizin temizlik hâlinizi hayırla överek konuştu. Bunun
sebebini bana haber verir misiniz (biraz açıklar mısınız)?"
Rasûlullah \,,Orada
öyle kişiler var ki temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri
sever'âyetini kastediyordu.
Dediler ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü!
Tevrat'ta su ile istincâmn/ temizlenmenin bize em-redildiğini gördük (ve bunu
uyguladık).'[48]
148/456- Uveym
b. Sâide el-Ensârî'den (RadtyaUahûmh):[49]
Rasûlullah ısaitaiiahü
aleyhi ve sellem) Küba mescidinde onların yanma geldi
ve dedi ki:
"Yüce Allah
(Kur'ân'da), mescid olayındaki temizliğinizden dolayı sizi överek lütufta
bulundu. Bu uyguladığınız temizlik nedir? " Dediler ki:
'Ey Allah'ın Rasûlü!
Biz temizlik konusunda fazla bir şey bilmiyorduk, ancak Yahudilerden
komşularımız vardı ve tuvalette avret mahallerini yıkarlardı, biz de onlardan
öğrenip su ile yıkamaya/temizlemeye başladık.'[50]
149/457- Hz.
Âişe annemizden (Radıyallahü anha):[51]
Basralı kadınlar yanma
geldiğinde, onlara tuvalette su kullanmalarını emretti ve dedi ki:
'Bunu kocalarınıza
da bildirin. Zira Hz. Peygamber
(Saiiaiiahu aleyhi ve böyle temizlenirdi.
(Hz. Âişe ya da Ebû
Ammar ekledi:)[52] Su ile temizlenmek basur
hastalığı için de şifâdır.'
§ (Hz. Âişe annemizden
gelen başka rivayet:
'Bunu kocalarınıza da
bildirin, büyük ve küçük ihtiyaçlarında temizlik için su kullansınlar. Biz bunu
onlara direk söylemekten haya ederiz, Rasûlullah (Saliaiiaha aleyhi ve seüem)
böyle (su ile) temizlenirdi.')[53]
150/458- Hz.
Âişe annemizden (Radıyallahu mhâ):[54]
Rasûlullah (Satlatiaha
aleyhi ve seüem) (tuvaletteki büyük ihtiyacından sonra) avret mahallini üç kere
yıkardı.
NOT: Bu
hadislerden anlaşılan, tuvalette su kullanmanın efda! olmasıdır. Su
bulunmadığında taş ile de temizlik yapılabilir. Ancak Rasûlullah çevrenin fazla
kir-letilmemesi için en fazla üç taş kullanılmasını emrediyor/tavsiye ediyor.[55]
151/459- Abdullah
b. Abbas'tan (Radıyallahü anhuma):[56]
Hz. Peygamber
(Saiiaiiahu aleyhi ve seüem) iki kabrin yanma geldi ve buyurdu ki:
"Bu ikisi azap
görüyor, bu azabın sebebi de büyük günah değil. Onlardan biri, idrar
sıçrantısından kaçınmaz/dikkatli olmazdı, diğeri İse söz taşırdı (koğuculuk
yapardı)."
Sonra Rasûlullah bîr
hurma dalı aldı, ikiye böldü ve her bir kabre dikti. Kendisine:
"Ey Allah'ın
Rasûlü! Niye böyle yaptın?" diye sorulunca buyurdu ki: "O iki dal
kuruyuncaya kadar, umulur ki onların azabları biraz hafifler."
§İbn Abbas'tan gelen
diğer rivayet:
Rasûlullah Medîne
bahçelerinden birine uğradı ve kabirlerinde azap gören iki kişinin sesini
işitti... (hadisin devamını zikretti Rasûlullah'ın şu sözünü ekledi:
"...bunlar
kuruyuncaya kadar ya da kurumadan...")[57]
152/460- Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):[58]
Hz. Peygamber
(Saîlaiiaha aleyhi ve seüem) dedi ki:
"Kabir azabının
çoğu, (üzerine) idrar sıçramasına (dikkat etmemekten) kaynaklanır."[59]
153/461- Yezdâd
b. Fesâe'den (itadtyaUaha anh):[60]
RaSÛllllIah
(SallallahU aleyhi ve settem) buyurdu ki:
"Biriniz
bevlettikten sonra, avret mahallini üç kere çekiştirsin (ki kalan idrar da
çıksın)."
§(Başka tarikten
benzeri nakledildi ve Zem'a şunu ekledi: "Bu ona (istincâda)
yeterlidir.")[61]
154/462- Ebû
Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):[62]
Rasûlullah (Saiıâltahü
aleyhi ve settem) buyurdu ki:
"Sizden biri,
büyük ya da küçük ihtiyacının kalıntısı olduğu, (yani tam temizlenmediği halde)
hemen namaza durmasın, (acele etmesin!)."[63]
Allah Teâlâ buyurdu:
İnsanı biz yarattık ve
ona neyin vesvese verdiğini biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.' (Kaf
50/16).[64]
155/463- Hakem
b. Süfyan (ya da Süiyan b. Hakem)'den (Radtyaüahaanh):[65]
Abdurrahman b. Mehdi[66] naklettiği
rivayette dedi ki: Rasûlullah'ı (Saiiaitahu aleyhi ve seiiem) gördüm, bevletti,
sonra abdest aldı ve (vesveseden kurtulmak için) Önüne su serpti.
§Yahya b. Saîd[67]
rivayetinde; 'Hz. Peygamber (Sallandın aleyhi ve seihm) bevl etti, sonra
(vesveseden kurtulmak için) önüne su serpti,1 şeklinde geçmektedir.[68]
Fakihlerin çoğunluğuna
göre tuvalet âdabı konusunda bazı şeylere uymak menduptur ve bunlar sünnetle
sabittir. Bunların bir kısmında ittifak vardır:
1- Açık
arazide ya da sahrada tuvalet ihtiyacı için insanlardan uzaklaşmak,
2- TuvaIet
ihtiyacı sırasında konuşmamak,
3- Sağ elle
istincâ (temizlik) yapmamak,
4- Cinsel
organına sağ elle dokunmamak,
5- Temizliği
su ile yapmak esastır, su yoksa taşla temizlik yapılabilir,
6- İdrardan
korunmak,
7- Ağaçların
altına, piknik yerlerine tuvalet yapmamak.[69]
§İhtilâf edilen
konulardan biri kıbleye dönmenin hükmüdür:
Tuvalet sırasında,
kişinin ön ya da arkasının kıbleye dönmesi konusunda üç görüş vardır ve bunlar
da farklı naslardan kaynaklanır:
a- Hanefî
mezhebi ve îbn Hazm: Kıbleye dönmek kesinlikle yasaktır; naslar tearuz
ettiğinde asıl hükme dönülür, o da yasaktık yönüdür.
b- Dâvud
ez-Zâhirî: Mutlak olarak caizdir, naslar tearuz ettiğinde asla (temel hükümlere)
dönülür, o da yasaklanmayan her şeyin mubah olmasıdır.
c- Mâlikî,
Şafiî ve Hanbelîler: Naslar tearuz ettiğinde cem etmek/hepsiyle amel etmek
efdaldir. Bu nedenle kapalı yerlerde dönülebilir, ancak açık arazide dönmek
yasaktır.[70]
[1] Şîrâzî, Mühezzeb, 1/27; Mevsılî, İhtiyar, 1/36; İbn
Kudâme, Muğnî, 1/141.
[2] Şîrâzî, age., 1/28; Merğınânî, Hidâye, 1/37-38; İbn
Kudâme, age., 1/148; San'ânî, Sübülü's-selâm, 1/137, 140-141.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 2/188.
[3] Sened:
Hasen: Mümed, 11/371,
H.no: 8824. Hadisin senedindeki Husayn (b. Abdullah el-Hmıyerî el-Hubrânî)
hakkında Zehebî, bir eserinde herhangi bir hüküm vermemiş (Bk.Kâşif, Trc. no:
1136); diğer bir eserinde ise "tanınmıyor" demiştir. Bk.Mîzân, Trc.
no: 2105; İbn Hıbbân sika râviler arasında zikreder. Bk.Sikât, VI/211; Ebû Sa'd
(Saîd) el-Hayr el-Hubrânî el-Hımyerî el-Hımsi hakkında ise Ebû Hatim
"mechûl" olduğunu söyler. Bk.el-Cerhu ve't-ta'dîl, K/378. Alımed b.
Hanbel rivayetinde (senedde de görüldüğü gibi) bu zatın Hz. Ömer'in
arkadaşlarından biri olduğunu belirtir. Dârimî'nin tahkik ve tahricini yapan
Abdullah Hâşİm Yemânî, bu râvinin isminin Ziyâd, Âmir veya Ömer b. Sa'd
olabileceğini belirtir. El-Hayr olarak bilinen kişinin sahabî olduğunu, el-Hubrânî
olarak bilinenin ise tabiînden olduğunu ve İbn Hibbân'm sika râviler arasında
zikrettiğini, dolayısıyla bu iki ayrı şahsiyetin karıştırıl maması gerektiğini
belirtir. {Bk.Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668); Bennâ da Ebû Saîd el-Hayr'ın
sahâbî; Ebû Sa'd el-Hayr'ın ise tabiînden bir râvî olduğunu belirtir.
Bk.Biilûğu'l-emânî, T/262. Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; İbn Mâce, Taharet,
23? H.no: 337-338; Bennâ bu rivayeti dört ayn konuda ele alır:
a-Hadisin ilk bölümü
"Edeb, mev'ıze, hikmetler ve özlü sözler" kısmının 56/8626. hadisinde
zikredilecektir:
Hadisin bu kısmı
Müsned'de Ebû Hüreyre'den (RadıyaUahü anh) farklı senedlerle rivayet edildiği
gibi Ukbe b. Âmir'den (RadıyaUahü anh) de nakledimİştİr:
Bk. İbn Mâce, Tıb, 26,
H.no: 3498;
b-İkinci kısmı burada
zikrettiği bölümüdür:
Müsned, H/360, H.no:
8710; 11/463, H.no: 9931; n/387, H.no: 9006; 11/315, H.no: 8150 (Hemmâm,
Sahîfe, H.no: 50); n/245, H.no: 7340; 11/482, H.no: 10201; U/236, H.no: 7220;
H/308, H.no: 8063; 11/278, H.no: 7732; n/254, H.no: 7445; n/277, H.no: 7716;
Mâlik, Taharet, 33-34; Buhârî, Vudû', 25; Müslim, Taharet, 20-23; Nesâî,
Taharet, 72, H.no: 88; İbn Mâce, Taharet, 44, H.no: 409; Dârimi, Vudû', 32,
H.no: 709;
Câbir b. Abdullah'tan
(RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Müslim, Taharet, 24;
Seleme b, Kays'tan
(RadıyaUahü anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 72, H.no: 89; İbn Mâce,
Taharet, 44, H.no: 406;
c-Üçüncü bölümü üeriki
konularda zikredilecektir. Aynca bk. Dârimi, Et'ıme, 42, H.no: 2093
d-Son bölümünü ise
106/414.hadiste zikretti.
"İsticmâr"
ile ilgili rivayetler için bk.129-130/437-438.
[4] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/188-189.
[5] Sened:
Sahih: Müsned, 11/236,
H.no: 7220; Benzer rivayet için bk. 11/401, H.no: 9182; n/518, H.no: 10666;
E/242, H.no: 7298; Mâlik, Taharet, 13; Buhârî, Vudû', 25-26; Müslim, Taharet,
20-22; Ebû Dâvûd, Taharet, 19, H.no: 35; Nesâi, Taharet, 72, H.no: 88; İbn
Mâce, Taharet, 23, H.no: 337-338; Dârimi, Vudû', 5, H.no: 668; Seleme b.
Kays'tan (Radıyallahu anh) şahidi için bk. Nesâî, Taharet, 72, H.no: 89;
Hadisin ikinci bölümü için bk.106/414 ve 128/437. hadis.
[6] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/189-190.
[7] Sened:
Sahih: Müsned, m/294,
H.no: 14060. Müslim, Taharet, 20-22; Ayrıca 128-129/436-437 ve 132/440.hadise
bk. Hadisin Ahmed b. Hanbel'in Müsned'İnde Ukbe b. Âmir'den (Radıyallahu anh)
şahidi de nakledilir. Bu rivayet için bk. ÎV/156, H.no: 17358-17359:
Heysemî, senedindeki
İbn Lehîâ sebebiyle bu rivayetin "hasen" olduğunu belirtir.
Bk. Mecma', V/97.
[8] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/190.
[9] Sened:
Sahih: Müsned, V/437,
H.no: 23593; Diğer rivayet için bk. V/438, H.no: 23603; Benzer rivayet için
bk. V/437, H.no: 23595 (bu rivayette sahâbî müphem); V/437-438, H.no:
23598-23599; V/439, H.no: 23609; Müslim, Taharet, 57; Ebû Dâvûd, Taharet, 4,
H.no: 7; Tirmizî, Taharet, 12, H.no: 16 (hasen-sahih); Nesâî, Taharet, 36,
H.no: 41, 49; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 316; İbn Huzeyme, 1/41, H.no: 74;
Müsned'de geçtiği
halde Bennâ'nın burada yer vermediği
Sehl b. Huneyften (Radıyallahu
anh) nakledilen benzer bîr rivayet de şudur:
"Hz.Peygamber
(Sallallahü aleyhi ve se/tem) Sehl b. Huneyf I (Radıyallahu anh) Mekke halkına
elçi olarak görevlendirdiğinde kendisine şöyie buyurdu: Sen Mekkelİler İçin
gönderdiğim elçimsin. Oniara şöyle de: Rasûlullah beni size gönderdi, selâm
söyledi. Sizlere Uç şeyi emrediyor: Allah hâricinde kimseye yemin etmeyin,
abdest bozarken ön ve ardınızı kıbleye döndürmeyin, kemik veya tezekle istincâ
yapmayın/temizlenmeyin." Bk. Müsned, III/487, H.no: 15926 (Senedinde
Abdülkerim b. Ebi'l-Mehârik var); Dârimi, Vudû', 12, H.no: 678. Ayrıca 122/430
ve 138/446. hadislere bk.
[10] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/190-191.
[11] Sened:
Sahih: Müsned, III/400,
H.no: 15233. İbn Ebî Şeybe, Musannef, î/143, H.no: 1644; İbn Huzeyme, 1/42,
H.no: 76; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/103; Heysemî, senedindeki râvİlerin
sıka olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 1/211. Ayrıca 130/438.hadise bk.
[12] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/191.
[13] Sened:
Sahih: MiK/uatf, V/213,
H.no: 21753; İkinci rivayet; V/213, H.no: 21758; V/215, H.no: 21776 (Bu rivayet
Urve'den mürsel olarak nakledilmiştir. Çünkü Urve, Hz.Peygamber'den hadis
işitmedi); Benzer rivayet için bk. V/214, H.no: 21769; Ibn Ebî Şeybe, Musannef,
1/142-143, H.no: 1638, 1652; Ebû Dâvûd, Taharet, 21, H.no: 41; İbn Mâce,
Taharet, 16, H.no: 315; Dârimi, Vudû', 11, H.no: 677; Tahâvî, Şerhu
meâni'I-âsâr, 1/121; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IV/86, H.no: 3723-3727;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/103;
Bennâ'nm verdiği
munkatı sayılan senedi tercih etmedik. Bunun sebebi ise şudur: Amr b. Huzeyme,
Huzeyme'den hadis işitmedi diyenlere göre hadis munkatıdır. Ancak hadis,
Müsned'de muttasıl olarak da nakledilir. Amr b. Huzeyme, babası Umara b.
Huzeyme'den, o da babası Huzeyme b. Sâbit'ten (Radıyallahü anh) nakleder. Yâni
birinci rivayette (21753.hadiste) isnad munkatı, aynı sayfadaki ikinci
rivayette (21758.hadiste) isnad muttasıldır. Bİz de bu rivayetin senedini
verdik.
[14] Metindeki istitâbe, istincâ manasındadır.
[15] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/192.
[16] Sened:
Sahih: Müsned, VI/108,
H.no: 24652; Benzer rivayet İçin bk. VI/133, H.no: 24893; Ebû Dâvûd, Taharet,
21, H.no: 40; Nesâî, Taharet, 39, H.no: 44; Dârimi, Vudû', 11, H.no: 676; Ebû
Y-ı'lâ, VII/340, H.no: 4376; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/207; İbn Ebî Hâzim'in
ismi, Abdülaziz; Ebû Hâzim'in ismi ise Seleme b. Dinar'dır. Dârekutnî isnadının
sahih olduğunu söylr- Stz.Sünen. I/54.
[17] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/192.
[18] Sened;
Sahih: Müsned, 11/250,
H.no: 7403; Benzer rivayet için bk. n/247, H.no: 7362. Mâlik, Kıble, 1-2;
Buhâri, Vudû', 11; Salât, 26, 29; Müslim, Taharet, 59-60; Ebû Dâvûd, Taharet,
4, H.no: 8; Sefer, 15, H.no: 1241; Tirmizî, Taharet, 6, H.no: 8; Nesâî,
Taharet, 35; İbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 313; Dârimî, Vudû', 14, H.no: 680.
Ayrıca 121/429.hadisebk.
[19] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/193.
[20] Sened:
Sahih: Müsned, T/388,
H.no: 3685; İkinci rivayet: 1/426, H.no: 4053; Benzer rivayet için bk. 1/418,
H.no: 3966-3967; 1/450, H.no: 4299; 1/427, H.no: 4056;
Müsned'in, 1/388,
H.no: 3685.rivayeti inkıta sebebiyle zayıftır. Sebebi ise Ebû Ubeyde'nin babası îbn
Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh) hadis işitmemiş olmasıdır. Fakat diğer
rivayetlerde bu kopukluk ortadan kaldırılmıştır.
Aynca Buhârî'nin
Sahİh'indeki rivayette de "Ebû Ubeyde değil, Abdurrahman b. el-Esved
babası Esved b. Yezid'den, o da İbn Mes'ûd'dan nakleder" şeklindedir.
Bk.Buhârt, Vudû', 21; İbn Hacer de bu hususa dikkat çeker. Bk.Fethu'l-Bârî, î/341;
Nesâî ve İbn Mâce de Buhârî'ninki gibi bir düzeltmede bulunurlar. Nesâî,
Taharet, 53, H.no: 67; îbn Mâce, Taharet, 16, H.no: 314; Bk. Tirmizt, Taharet,
38, H.no: 42 (Tirmizî, İbn Mes'ûd'dan nakledilen rivayetleri verir, -hattâ bu
rivayetler arasında Buhârî'nin isnadı da zikredilmektedir- bu rivayetler
arasında Kays destekli İsrail'in senedinin kendi kanaatine göre en kuvvetlisi
olduğunu İfade eder); Ahmed Muhammed Şâkir İse Tinnizî'nin isnadının değil,
Buhârî'nin isnadının tercih edilebileceğini belirtir.
Senedde yer alan
İsrâîl, İbn Yûnus b. Ebû İshâk'tır. Dedesinden rivayetleri bir hayli fazladır..
Ebû İshâk, Amr b. Abdullah es-Sebîî el-Hemdânî'dir.
Hadiste zikredilen
"riks" kelimesi "rics" anlamındadır. İbn Mâce ve îbn
Huzeyme'nin rivayetleri de "rics" lafzıyla nakledilmiştir. Bk.
Fethu'l-Bârî, 1/342; Cim ve kâf harfinin lehçe farkından dolayı
("cullü" "küllü" yerine kullanılması gibi) birbirinin
yerinde kullanılabildiği görülmektedir. Bu kelimeler de bunlardan biridir.
Nesâî de "Riks" kelimesini cin yiyeceği olarak tanımlar.
Bu hadisin bir başka
rivayeti namazda rükû7 konusunda 621-622/1491-1492. hadislerde
zikredilecektir.
[21] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/193-194.
[22] Ebû Dâvûd, Salât, 150; Nesâî, İftitah, 90.
[23] İbn
Hacer, Fethu'l-Bârî, ü/274;
Azîmâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, Ü/315;
Mubârekfûrî, Tuhveîü'l-ahvezî, H/115.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 2/194-195.
[24] Sened:
Sahih: Müsned, 1/457,
H.no: 4375; Benzer rivayetler için bk. 1/458-459, H.no: 4381; Müslim, Salât,
150; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 39; Tirmizî, Taharet, 14, H.no: 18; Tefsir,
46/3, H.no: 3258.
Bu rivayet İçin
139/447.hadise de Bk. Ayrıca, cin gecesinde İbn Mes'ûd'un bulunup bulunmadığı
ile ilgili değerlendirmeler için bk.6/314.hadis.
[25] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/195.
[26] Sened:
Sahih: Müsned, m/336,
H.no: 14548; Benzer rivayet için bk. 111/343, H.no: 14634; III/384, H.no: 15061;
Bu iki rivayetin lafzı şöyiedir:
Müslim, Taharet, 59;
Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 38 (Hocası Ahmed b. Hanbel'den naklettiği
hadislerden biridir); Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî ile
ilgili geniş bilgi için bk.22/64.hadis.
Bu hususta Sehl b.
Huneyf ten (Radıyallahü anhj nakledilen rivayet içiçn bk.131/439. hadisin
tahrici.
[27] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/195-196.
[28] Sened:
Sahih: Mûsneâ, 1/436,
H.no: 4149. Müslim, Salât, 150; Ebû Dâvûd, Taharet, 20, H.no: 39; Tirmizî,
Taharet, 14, H.no: 18; Tefsîr, 46/3, H.no: 3258. Bennâ, hadisi Dârekutnî, Nesâî
ve Hâkim'e nisbet eder. Buhârî'nİn de Ebû Hüreyre'den rivayeti olduğunu
belirtir. Bk.Biilûğu'l-e?nânî, 1/281. Ayrıca 137/445.hadise de bk.
Cin gecesinde İbn Mes'ûd'un bulunup bulunmadığı ile ilgili
değerlendirmeler için bk. 6/314. hadis.
[29] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/196-197.
[30] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/197.
[31] Sened;
Sahih: Miİsned, V/295,
H.no: 22421; Benzer rivayet için bk. V/296, H.no: 22433; V/300, H.no: 22464;
V/309-310, H.no: 22537; V/309, H.no: 22533; V/310, H.no: 22546; V/311, H.no:
22554; IV7383, H.no: 19313; Buhâri, Vudû', 18-19; Eşribe, 25; Müslim, Taharet,
58, 63-65; Ebû Dâvûd, Taharet, 18, H.no: 31; Nesâî, Taharet, 23, H.no: 24-25;
42, H.no: 47-48; TirmizU Taharet, 11, H.no: 15; İbn Mâce, Taharet, 15, H.no:
31; Dârimî, Vudû', 13, H.no: 679; Eşribe, 21, H.no: 2128.
Sağ elle taharetin
yasaklanışı ile ilgili Selman'dan (Radıyallahü anh) nakledilen için bk.
122/430, 131/439 ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) nakledilen
121/429,135/443. hadislere bk.
[32] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/197-198.
[33] Sened:
Sahih: Müsned, VI/265,
H.no: 26163; Benzer rivayet için bk. VI/265, H.no: 26161 (Maklûb metinle:
İbn Ebî Şeybe,
Musannef, 1/140, H.no: 1615; V/224, H.no: 25469; Ebû Dâvûd, Taharet, 18, H.no:
33-34; Bennâ hadisin İsnadının "ceyyid" olduğunu ifade eder.
Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/282.
Müsned'de benzer
lafızla rivayet edilen hadisler:
Müsned, VI/165, H.no:
25197 (Senedinde müphem bir râvî vardır.). Ahmed b. Hanbei'in Müsned'inde Hafsa
annemizden (Radıyaüahü anhâ) bu hususta benzer bir hadis nakledilir:
"Rasûlullah
(Saliallahü aleyhi ve sellem) yatacağı zaman sağ elini sağ yanağının altına
koyardı. O sağını, yemesinde, temizliğinde, namazında ve elbise (giyiminde);
solunu ise bunun dışındaki işlerinde kullanırdı. Pazartesi ve perşembe günü
oruç tutardı."
"Rasûlullah
(Saliallahü aleyhi ve sellem) yatacağı zaman sağ elini sağ yanağının altına
koyar ve üç kere şu duayı okurdu: "AHâhümme kînî azâbeke yevme teb'asü
ibâdek" (Allah'ım! Kullarını dirilteceğin gün beni azâbmdan koru!) O sağ
elini, yemesinde, İçmesinde; sol elini İse diğer ihtiyaçları için
kullanırdı." Bk. Müsned, VI/287-288; Ebû Davud'un Sünen'inde ise sadece
konu i!e ilgili kısmı benzer lafızla nakledilir. Bk.Ebû Dâvûd, Taharet, 18,
H.no: 32; Abd b. Humeyd, Müsned, s.446, H.no: 1545; Hâkim, IV/122, H.no: 7091
(Hâkim, isnadının sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ise Telhîs'inde senendinde
mechûl bir râvinin varlığına işaret etmiştir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ,
1/112, H.no: 546; Ebû Ya'lâ, T/191, H.no: 222; XII/470, H.no: 7042; XII/484,
H.no: 7060; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XXIII/203, H.no: 346-347.
Sağ elle İstincânm
yasaklanışı ile ÜgİH rivayetler için bk. 140/448.hadis ve İbn Mâce, Taharet,
15, H.no: 362 (Ebû Hüreyre'den nakledilmiştir).
[34] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/198-199.
[35] Sened:
Sahih: Müsned, IV/439,
H.no: 19828; Hâkim, HI/536-537, H.no: 5995 (Hâkim, hadisin Buhârî ve Müslim'in
şartlarına/ricaline göre sahih olduğunu belirtir. Zehebî ise bu görüşe
muvafakat eder); Bennâ bu eserin isnadının "ceyyid" olduğunu ifade
eder. Bk.Büîûğu'1-emânî, 1/282.
[36] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/199.
[37] Sened:
Sahih: Müsned, IH/171,
H.no: 12690; Benzer rivayet için bk. m/203; H.no: 13043; 111/284, H.no: 13959;
m/259, H.no.: 13652; Buhârî, Vudû', 15-17; Salât, 93; Müslim, Taharet, 69-71;
Ebû Dâvûd, Taharet, 23, H.no: 43; Nesâî, Taharet, 41, H.no: 45; İbn Mâce,
Taharet, 28, H.no: 365; Dârimî, Vudû', 15, H.no: 681-682.
[38] Lafız manası "küçük baston/sopa' dır ki
Rasûlullah namaz kılarken önünden geçmeye engel olsun diye, ön tarafa sütre
olarak koyardı, bu nedenle sütre şeklinde terceme edildi.
[39] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/199.
[40] Sened:
Sahih: Müsned, m/112,
H.no: 12039; Buhârî, Vudû', 56; Müslim, Taharet, 71; Ebû Dâvûd, Taharet, 23,
H.no: 43; Dârimî, Vudû', 15, H.no: 681-682.
[41] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/199.
[42] Sened:
Hasen: Müsned, 11/311,
H.no: 8090; Benzer rivayet için bk. D/454, H.no: 9823; Ebû Dâvûd, Taharet, 24,
H.no: 45; Nesât, Taharet, 43, H.no: 50; İbn Mâce, Taharet, 29, 61, H.no: 358,
473; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 684; Cerir b. Abdullah el-Becelî'den (Radıyallahü
anh) şahidi:
Bk. Nesât, Taharet, 43,
H.no: 51 (Nesâî, Şerik'in rivayetine göre doğruya en yakın cilanın bu rivayet
olduğunu söyler); İbn Mâce, Taharet, 29, H.no: 359; Dârimî, Vudû', 16, H.no:
685.
Bennâ bu hadis hakkında
şunları söyler: "Bazıları bu hadis için tenkidde bulundular. Halbuki Ebû
Dâvûd ve Münzİrî sükût etmiştir ki onların sükûtu hadisin salâhiyetine
işarettir; yani ihtîcâca uygundur." Bk. Bülûğu'l-emânî, 1/283.
Şerîk b. Abdullah b.
Ebû Şerîk en-Nehaî (v. 177/793) hakkında Zehebî şöyle bir değerlendirmede
bulunur: "İbn Maîn sika saymış, diğerleri ise hafızasının iyi olmadığını
belirtmişlerdir. Nesâî, bir beis olmadığını ifâde eder. 82 yaşında vefat
etti." Zehebî "Müslim, mütâbaat hadisi olarak Sahih'inde kendisine
yer verir" der, (Bk.Kâşif, Trc. no: 2276) ancak bu kısmen doğrudur. Çünkü
Buhârî bir (mütâbî olarak), Müslim yedi, Tirmizî 64, Nesâî 38, Ebû Dâvûd 58,
İbn Mâce 76, Ahmed b. Hanbel 435 ve Dârimî 57 rivayetini nakleder. Müslim'in
rivayetlerinden mütâbî olarak nakledilenler için bk. Sahih, Salât, 166;
Radâ', 48; Buyu', 121; Selâm, 126; Mütâbaat açısından nakledilmeyen!er de
vardır. Bk. Sahîh, Hac, 451; Şi'r, 2; Birr, 3; İbn Hibbân sika râviler arasında
addeder. Bk.Sikât, VI/444. îbn Hacer ise hakkında şu bilgileri verir:
"Önce Vâsıt, sonra Küfe kadılığı yaptı. Sadûktur, çok hata yapar. Hafızası
Küfe kadılığına getirildikten sonra değişti. Adaletli, fazilet sahibi ve
ibâdete düşkün, bid'atçilere karşı sert tavır aîan bir zâttı. Bk.Takrîb, Trc.
no: 2787.
İbrahim b. Cerir b.
Abdullah el-Becelî ise "sadük" sayılır. Bk.îbn Hacer, Takrib, Trc.
no: 158; İbn Hibbân sıka râviler arasında addeder. Bk.Sikât, IV/6. İbn Adiy,
hadislerinin müstakîm olduğunu belirtir. Bk.Kâmil, 1/258. Nesâî iki, Ahmed b.
Hanbel ve İbn Mâce üçer, Ebû Dâvûd ve Dârimî birer rivayetini nakleder.
Hadis Şerîk ve İbrahim
b. Cerir sebebiyle hasendir.
Aynca bir sonraki
146/454. ve 334/642.hadise bk.
[43] Hadis metninde geçen Tevr ve Rakve: o dönemde yaygın
su kablandır ki içmek veya abdest almak için kullanılır. Bk.Râzî,
Muhtâru's-Sıhâh, 80, 256.
[44] Metinde şöyle bir ziyâde de vardır:
Bu ziyâdenin trc: Babam
Esved'in bu hadiste iki farklı şey ifade ettiğini söyledi; Bu da;
"Rasûlullah (Sallahü aleyhi ve sellem) tuvalete gireceğinde kendisine tevr
(kırba) ya da rakve (bakır kap) ile su götürdüm..." diyerek söz konusu
hadisi zikretti.
İmam Ahmed b. Hanbel,
El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/200.
[45] Sened :
Hasen: Müsned, 11/454,
H.no: 9823; Ebû Dâvûd, Taharet, 24, H.no: 45; Nesâî, Taharet, 42; İbn Mâce,
Taharet, 29, H.no: 358; Dârimî, Vudû', 16, H.no: 684; Cerir'den (Radıyallahü
anh) şahidi için bk. Dârimî, Vudû1, 16, H.no: 685; Bennâ, hadisi İbn Mâce ve
Ebû Davud'a nisbet etmiş, Nevevî'nin Mühezzeb'in şerhinde (Mecmu' isimli
eserinde) hadisi hasen saydığını söylemiştir. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/284.
Ayrıca bir önceki
145/453. ve 334/642.hadise bk.
[46] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/201.
[47] Sened:
Sahih: Müsned, VI/6,
H.no: 23723-23724; Heysemî hadisin Taberânî tarafından rivayet edildiğini
belirttikten sonra râvilerinden Şehr b. Havşeb hakkında ihtilâfın bulunduğunu
fakat Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Maîn, Ebû Zür'a ve Ya'kûb b. Şeybe'nin bu zâtı
sika saydıklarını ifâde eder. Bk. Mecma', 1/212-213; Şehr b. Havşeb ile ilgili
olarak geniş bilgi için bk.4/4. hadis. Şehr b. Havşeb için Heysemî'nin eserinde
sika sayıldığını söylediği yerler: Mecma7, 1/32, 54, 184; 11/22, 117, 130
(Burada kendi kanaatini belirterek "İnşallah sikadır" der), 203, 306;
HI/125; IV/217 (hasen), 271, 294 (hasen), 311; V/69 (hasen), 71 (hasen), 130
(hasen) 148-149, 229 (hadisi yazılır)...
Muhammed b. Abdullah b. Selâm'in sâhâbîliğinde ihtilâf vardır. İbn
Hibbân tabiînin sikaları arasında saydıktan sonra, sahâbîden olduğu da
söylenir, der. İbn AbdİIber ile ibn Mende de sahâbî olduğunu savunanlar
arasındadır. Bk.Bülûğu 'l-emânî, 1/284.
[48] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/201-202.
[49] sened:
Hasen: Müsjıed.,
III/422, H.no: 15424; îbn Huzeyme, 1/45, H.no: 83; Hâkim, 1/258, H.no: 555
(sahih İsnadla bir şahid olarak rivayet eder); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
XVII/140, H.no: 348. Heysemî, "Hadisi Ahmed b. Hanbel ve Taberânî üç
Mu'cem'inde de rivayet etti. Senedinde yer alan Şürahbîl'i Îbn Hıbbân sika;
Mâlik, İbn Maîn ve Ebû Zür'a zayıf saydılar" der. Bk. Mecma', 1/212;
Şürahbîl b. Sa'd
el-Ensârî el-Hâcib (v. 123/741), Ebû Hüreyre, Câbir, İbn Abbas ve Ebû Katâde
(Radıyallahü anhüm) gibi sahabeden hadis işitmiş bir tabiîdir. İmam Mâlik'in de
hocasıdır. Zehebî, Dârekutnî'nin "zayıftır" dediğini nakleder.
Bk.Kâşif, Trc. no: 2256. İbn Hacer ise "sadûkttır, son döneminde ihtilât
etti" der. Bk.Takrib, Trc. no: 2764. Ebû Davud'un Sünen'İnde rivayet
edilen bir hadisin senedinde Umara b. Gaziyye tarafından ismi müphem olarak
"Kavmimden adamın biri bana nakletti" şeklinde zikretmesini Ebû Dâvûd
şöyle değerlendirir: "Onun kavminden olan kimseler, sanki onu
beğenmedikleri ve hoş karşılamadiklan için ismini vermediler." Bk. Ebû
Dâvûd, Edeb, 11, H.no: 4813; Benzer bir İbhâm İbn Mâce'nin Sünen'İnde
dikkatimizi çeker: Bk. İbn Mâce,
ikâme, 67, H.no: 1042;
Müsned'dekİ bir rivayette ise Şürahbil'in sözü, kendisini olumsuz
değerlendirenlere karşı bir tavır gibi görülüyor:
"Şayet ben bu
hadisi işitmemişsem, Allah beni cehenneme koysun." Bk.Müsned, nU58, H.no:
11494 (Bu rivayet için bk.244/5268.hadis).
Ebû Dâvûd üç, İbn Mâce
dört, Dârimî bir, Ahmed b. Hanbel 19 rivayetini nakleder. İbn Mâce'nin bir
hadisinde Bûsırî Şürahbîl için şunları dile getirir: "Zayıftır. Birçok
kimse zayıf saydı, hattâ bazıları onu yalanla itham ettiler. Fakat İbn Hıbbân
onu Sikât'mda zikretti ve (Sünen'de zikredilen hadisi) Sahih'inde nakletti.
Aynı şekilde İbn Huzeyme de Sahih'ine aldı." Bk.Sünm, İkâme, 44, H.no:
974.
Hâkim, üç ensardan (Ebû
Eyyûb, Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâtik'ten tek senedle merfû olarak nakleder
ve sahih olduğunu söyler. Zehebî de sahih olduğunu ifade eder. Bk. Müstedrek,
1/257, H.no: 554).
[50] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/202-203.
[51] Sened:
Sahih: Müsned, VI/93,
H.no: 25404; (İkinci rivayet): Vl/95, H.no: 25420; Benzer rivayet için bk.
VÎ/113, H.no: 24707; VI/114, H.no: 24717; VI/120, H.no: 24771; VI/130, H.no:
24865; VI/171, H.no: 25254; VT/236, H.no: 25872; Tirnıizî, Taharet, 15, H.no:
19 (Tirmizî "hasen-sahih" hükmü verir ve hadisin Cerir b. Abdullah
el-Becelî, Enes ve Ebû Hüreyre'den de nakledildiğini söyler); Nesâî, Taharet,
41, H.no: 46; İbn Mâce, Taharet, 28, H.no: 354.
Ebû Ammâr Şeddâd b.
Abdullah ed-Dımeşkî (eş-Şâmî) hakkında Zehebî: "Sika biridir. Ancak
irsali çoktur" der. Bk.Kâjif, Trc. no: 2250. Bu zatm Müslim yedi, Tirmizî
beş, Nesâî ve İbn Mâce iki, Ebû Dâvûd dört, Dârimî bir ve Ahmed b. Hanbel 24
rivayetini nakleder. Müslim'in rivayetlerinden sadece biri mutâbaat için
verilmiştir. Müslim in Sahih'inde Ebû Ümâme'den ve Vasile b. el-Eska'dan bizzat
kendisinin naklettiği görülmektedir. Tİrmizî'nin hadisleri hakkında
"hasen-sahîh" hükmü verir. Bk.Sünen, Salât, H.no: 300; Zühd, H.no:
2343; Menâkıb, H.no: 3605-3606;
Ahmed b. Hanbel'in de
bu zat hakkında Müsned'inde iki yerde Hz.Peygamber'in (Sallallahü aleyhi ve
sellem) ashabından bir kısmına yetiştiğini vurguladığını görüyoruz:
Ancak Bennâ, Ahmed b.
Hanbel'in birinci rivayet hakkında "mürseldir" dediğini, zîrâ Şeddâd
b. Abdullah Ebû Ammâr'm Hz. Âİşe'ye yetişemediğini belirtir. İkinci rivayet ise
Tirmizî ve Nesâî tarafından da nakledildiğini ve Tİrmizî'nin hadis hakkında
"hasen-sahîh" hükmünü verdiğini söyler. Bk.Bülûğu'l-emânî, 1/285.
Ahmed b. Hanbel bu hadisi benzer rivayetlerinde hocaları Behz, Yûnus,
Süveyd b. Amr, Affân, Muhammed b. Ca'fer ve Yezid kanalıyla muttasıl isnadlarla
rivayet etmiştir.
[52] Bu bölüm Hz.
Âişe'nin sözüdür. Zira
Beyhakî rivayetinde (oJts)
(dedi ki) lafzı bulunmaktadır. Bk. Beyhakî, 1/106
(Babü'l-İstinca ve bi'l-ma).
[53] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/203-204.
[54] Sened:
Zayıf: Müsned, VI/210,
H.no: 25638; İbn Mâce, Taharet, 28, H.no: 356; Hadis Câbir el-Cu'fî ve Zeyd b.
el-Havâri el-Ammî el-Basrî Ebu'l-Havârî sebebiyle zayıftır.
Herât kadısı oian Zeyd
b. e]-Havârî e!-Ammî el-Basrî Ebu'l-Havârî hakkında Zehebî zayıflık bulunduğunu
belirtir. 'Bk.Kâşif, Trc. no: 1732; İbn Adİy ise: "Şu'be ondan daha zayıf
birinden beHd rivayette bulunmadı" der. Bk.Kâmil, III/1058. Tirmizî altı,
Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce on, Dârimî bir, Alımed b. Hanbel ise 17 rivayetini
nakleder. Tirmizî, bu râvinin bir yerde hadisini naklettikten sonra
"hasen-sahib" olarak değerlendirmiştir. Bk.Tirmizt, Salât, 44, H.no:
212; Bir başka yerde "hasen" olarak telakki etmiştir. Bk.Hudûd, 14,
H.no: 1442; Fiten, 53, H.no: 2232; Deavât, 128, H.no: 3594.
Zehebî, Câbir b. Yezîd
e!-Cu'fî el-Hâris (v. 128/746) hakkında Şîa âlimlerinin ileri gelenlerinden
biri olduğunu, sadece Şu'be'nin sika saydığım, hadis hafızlarının bu zâtı terk
ettiklerini söyler ve Ebû Davud'un: "Bu râvînİn benîm kitabımda sehv
hadisinden başka hadisi yoktur (Ebû Dâvûd, Salât, 195, H.no: 1036 -Münzİrî de
bu zâtın hadisleri ile delil getirilemeyeceğini belirtir.-)" dediğini
nakieder. Bk.Kâşif, Trc. no: 739. Fakat Ebû Dâvûd, diyet bahsinde (H.no: 4580)
mütâbaat olarak da olsa bu râvinin hadisine yer vermiştir. Tirmizî, Câbir
el-Cu'fî hakkında "Âlimler hadisini zayıf saydılar. Yahya b. Saîd ve
Abdurrahman b. Mehdî bu râviyi terk ettiler. Hocam Cârûd Vekt'in şöyle dediğini
nakleder: "Şayet Câbir el-Cu'fî olmasaydı, Kûfeliier hadissiz
kalırlardı..." Bk.Sünen, Salât, 38, 152, H.no: 206, 364; İbn Sa'd da çok
zayıf biri olduğunu söyler. BkTabakât, VI/240; Heysemî, Müsned'in bir hadisi
için (314/622) Şu'be ve Süfyân sika, ekseriyet zayıf saydı. Bk.Mecma', 1/241.
Bir başka (63/260.) hadiste de Câbir b. Yezid el-Cu'fî'nin zayıf olduğunu
açıklar. Bk. Mecma', 1/173. Ahmed b. Hanbel ise Câbir b. Yezîd'in birçok
hadisini nakletmİştir. Tirmizî altı, Ebû Dâvûd iki, İbn Mâce 16, Dârimî üç ve
Ahmed b. Hanbel 97 rivayetini nakleder. (Bu râvî için bk. 150/458. hadis)
*İstİncâ konusuna eklenebilecek Müsned hadislerinden biri de şudur:
Hz. Âişe'den
(Radıyallahu anhâ):
Aliah Rasûlü
(Sallallahü aleyhi ve seüem) buyurdu ki:
ııOn şey fıtrattandır:
Bıyığı kısaltmak, sakal bırakmak, misvak/diş fırçası kullanmak, burnuna su
çekmek/burun temizliği yapmak, tırnakları kısaltmak, parmak aralarını yıkamak,
koltuk altını temizlemek, etek tıraşı olmak, istincâ (abdest bozumundan sonra
Ön ve arkayı su ile yıkamak). Zekeriya, Mus'ab'ın onuncuyu unuttuğunu, fakat
"mazmaza /ağzı temizlemek" olabileceğini belirtti."
Bk.Müsned, VI/137,
H.no: 24941; Müslim, Taharet, 56; Ebû Dâvûd, Taharet, 29, H.no: 53 (Ebû Dâvûd,
Ammâr b. Yâsİr, Ebû Hüreyre ve İbn Abbas'tan (Radıyaliahü anhiim) da nakillerde
bulunur. İbn Abbas'ın şu sözünü de ilâve eder. "Bunların beş tanesi baş
ile ilgilidir."); Tirmizî, Edeb, 14, H.no: 2757 (Tirmizî hadisin hasen
olduğunu, bu hususta Ammar b, Yâsir, İbn Ömer ve Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu
anhiim) de rivayetlerin bulunduğunu İfade eder); Nesâî, Zînet, I, H.no; 5037;
İbn Mâce, Taharet, 8, H.no: 293; îbn Huzeyme, 1/47, H.no: 88; Dârekutnî, 1/94;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/52; Ebû Ya'lâ, VIII/14, H.no: 4517; Ebû Avâne,
1/163, H.no: 472. Bu rivayet Edeb bölümünde l/7278.hadiste zikredilecektir.
[55] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/204-205.
[56] Sened:
Sahih: Müsned, V225,
H.no: 1980; Benzer rivayet için bk. 1/225, H.no: 1981; Buhârf, Vudû', 55-56;
Cenâiz, 81, 88, 89; Edeb, 46, 49, 117; Müslim, Taharet, 111; Zühd, 74; Ebû
Dâvûd, Taharet, 11, H.no: 20; Tinnizî, Taharet, 53, H.no: 70 (Tirmizî hadisin
"hasen-sahih" olduğunu belirtip, bu hususta Ebû HUreyre, Ebû Mûsâ,
Abdurrahman b. Hasene, Zeyd b. Sabit ve Ebû Bekre Nüfey' b. el-Hâris'ten
(Radıyallahü anhüm) şahidi olduğunu söylemiştir); Nesâî, Taharet, 26, H.no: 31;
Cenâiz, 116, H.no: 2066-2067; İbn Mâce, Taharet, 26, H.no: 347; Dârimi, Vudû',
61, H.no: 745.
Hadisin tamamı Cenâiz
bahsinin kabir azabı bölümünde 308/2927.hadisinde zikredilecektir. Şâhidler:
a-Ebû Ümâme'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/266, H.no: 22193 (Bu hadis Cenâiz
bahsinin 313/2932.hadisi olarak zikredilecektir).
b-Ebû Bekre Nüfey' b.
el-Hâris'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/39, H.no: 20290;
V/35-36, H.no: 20252; (Bu hadis Cenâiz bahsinin 310/2929.hadisi olarak
zikredilecektir.)
c-Ya'lâ b. Siyâbe
(MUrre) es-Sekafî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, IV/172, H.no:
17489-İ7490; (Bu hadisler de Cenâiz bahsinin 309/2928.hadisi olarak
zikredilecektir.)
d-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi aynı bölümde 314/2933.hadis olarak gelecektir.
[57] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/205-206.
[58] Sened:
Sahih: Müsned, 11/326,
H.no: 8313; Benzer rivayet için bk. 11/388, H.no: 9010; n/389, H.no: 9036; İbn
Mâce, Taharet, 26, H.no: 348 (Bûsirî, isnadının sahih olduğunu ve şâhidlerinin
de bulunduğunu İfade etti. Bk.Misbâhu'z-zücâce, 1/51); Dârekuînî, 1/128 (sahihtir,
der. lafzıyla rivayet edilen için ise: "doğrusu mürseldir" der); İbn
Ebî Şeybe, 1/115, H.no: 1306; Hâkim, 1/293, H.no: 653. Ayrıca: "Bu hadis
Buhârî ve Müslim'in şartına/râvilerine göre sahihtir. Hadisin hiçbir illetini
bilmiyorum ama her ikisi de bunu sahihlerine almamıştır" diyerek buna bir
de şâhid getirir (ki Zehebî de bu görüşü onaylar):
a-İbn Abbas'ın
(Radıyallahü anhümâ) bu şahidi için bk. Taberânî, eî-Mu'cemü'1-kebîr, XI/84,
H.no: 11120; Deylemî, 11/54, H.no: 2305; Dârekutnî, 1/128
b-Muâz b. Cebel'den
(Radıyallahü anh) (mevkuf olarak) şahidi için bk. Taberânî,
el-Mu'cemii'l-kebîr, XX/124, H.no: 248 (Heysemi, senedinde Rişdîn b. Sa'd var,
bu zatı çoğu kimse zayıf saymıştır. Ahmed ise hadisleri rikak hadislerine
yorumlar. Ayrıca senedinde Abdullah b. Cüzeym var, hakkında olumlu veya olumsuz
görüş beyan eden olmamıştır. Bk. Mecma', 1/209);
oEbû Ümâme'den
(Radryaiîahü anh) şahidi için bk.
Heysemî, Taberânî'nin
hadisi Kebîr'inde naklettiğini ve râvilerinİn de sika sayıldıklarını söyler.
Bk.Mecma', 1/209);
d-Enes'ten (Radıyallahü
anh) şahidi için bk. Dârekutnî, 1/127 (mahfuz olan mürsel oluşudur):
Bu rivayet
71/379.hadiste zikredildi. Ayrıca Cenâiz bölümünde 312/2931 hadiste tekrar
edilecektir.
[59] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/206-207.
[60] Sened:
Zayıf: Müsned, IV/347,
H.no: 18955; (İkinci rivayet): IV/347, H.no: 18954; İbn Mâce, Taharet, 31,
H.no: 326 (Bûsirî hadîsi zayıf saymıştır);
îsâ b. Yezdâd'm babası
Yezdâd/Yezdâz (Ezdâd/Ezdâz) b. Fesâe el-Fârisî el-Yemânî'nin sahâbiliğinde
İhtilaf vardır. Buhâri, sahâbî olmadığını ifâde eder, Ebû Dâvûd da bu kanaattedir.
Dolayısıyla bunlar hadisi mürsel olarak kabul ederler. Ebû Hâtİm ise
"meçhuldür" der.
Müsned'de iki isnadla
gelen bu hadisten başka bir rivayeti de yoktur. Buhârî, sahâbî oimadı-ğını
İfade ettiği için hadislerini mürsel sayar. Diğer bir kısım âlimler de sahâbî
olduğunu söylemişlerdir. Bk.İbnü'I-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, 1/191, Trc. no: 75;
V/440, Trc. no: 5521; İbn Mâce'de bir, Miisned'de iki rivayeti var ki bunların
her biri aynı hadistir. Zehebî de sahih olmadığını belirtir. Bk.Kâşif, Trc. no:
250 (Ebu'I-Vefâ bu eserin haşiyesinde Buhârî, Ebû Hatim, Ebû Hâtim'in oğlu
Abdurrahman, Ebû Dâvûd, Ebû Ahmed İbn Adiy gibi âlimlerden oluşan çoğunluğun,
bu zatın sahâbî olmadığı görüşünde olduğunu, Yahya b. Main'in ise Yezdâd'ın
mechûl sayıldığını belirttiğini ifâde eder);
îsâ b. Yezdâd el-Yemânî
ise Buhârî ve Ebû Hatim tarafından meçhul, İbn Hıbbân tarafından sika kabul
edilmiştir, ibn Hıbbân'in tek başına görüş beyân ettiği durumlarda tercih
edilir. Ancak başkasına muhalefet ettiği durumlarda mütâsâhil sayıldığı için
tercih edilmez. Zehebî de Buhârî'nin "Hadisi sahih değildir" dediğini
nakleder. Bk.Kâşif, Trc. no: 4406. İbn Hacer: "mechûlü'l-hâl"
İfâdesini kullanır. Bk. Takrib, Trc. no: 5338;
Heysemî ise herhangi
bir tercihte bulunmamıştır. Bk.Mecma', 1/207.
Nevevî, hadisin Ahmed
b. Hanbef'in Miisned'inde, Ebû Davud'un Merâsil'inde, İbn Mâce ve Beyhakî'nin
Sünen'lerinde nakledildiğini, ve âlimlerin bu hadisin zayıf olduğunda
ittifakının bulunduğunu, ekseriyetin bunu mürsel olarak kabul ettiğini İfâde
eder. Bk.Mecmû', H/110
[61] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/207-208.
[62] sened:
Hasen: Müsned, 11/471,
H.no: 10050; Benzer rivayet için bk. 11/442, H.no: 9658; İbn Mâce, Taharet,
114, H.no: 618 (Bûsirî hadisin isnadının sika râvilerden oluştuğunu söyler);
Senedde yer alan Dâvûd b. Yezîd b. (Abdullah) Abdurrahman ez-Zeğâfirî
el-Evdî'yi (Abdullah b. İdris'in amcası) bazıları sika, bazıları da zayıf
saymışlar. Meselâ Ebû Dâvûd bu râviyi zayıf olarak kabul etmiş (Bk.Zehebî,
Kâşif, Trc. no: 1467) ve Sünen'inde hiçbir rivayetini naklet-memiştir. Bununla
birlikte Tirmizî beş, İbn Mâce İki, Ahmed b. Hanbel ise on dokuz rivayetini
eserine almıştır. Hattâ Tirmizî rivayet ettiği hadislerin üçünde hasen, birinde
hasen-sahih hükmü verirken birinde herhangi bir değerlendirmede bulunmamıştır.
Bk.Sünen, Menâkıb, 15, H.no: 3661 (hasen); Sünen, Tefsîr, 46/3, H.no: 3258
(hasen-sahih); Sünen, Tefsir, 17/7, H.no: 3137 (hasen); Sünen, Menâkıb, 6/7,
H.no: 3070 (hasen); İbn Adiy: "Kendisinden sıka biri nakletmişse, o hadis
makbuldür" der. Ki bu rivayette de Vekî' sika biri olduğuna göre bu hadis
makbul kabul edilmelidir. Ayrıca hadisin şâhidleri de vardır:
a-Abdurrahmân b.
Eslem'den (Radtyallahü anh) şahidi için bk. ibn Mâce, Taharet, 114, H.no: 616;
b-Ebû Ümâme'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. İbn Mâce, Taharet, 114, H.no: 617;
c-Sevbân'dan {Radıyallahü anh) şahidi için bk. ibn Mâce, Taharet, 114, H.no:
619. Bu şâhidlere göre hadis zayıflıktan kurtulmuş olur.
[63] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/208-209.
[64] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/209.
[65] sened:
Hasen: Müsned, V/408,
H.no; 23361; (İkinci rivayet): IV/69, H.no: 16594; Benzer rivayet için bk.
V/409, H.no: 23364-23365; V/408, H.no: 23362; V/408-409, H.no: 23363 (Bu rivayette
râvilerden Şerik: "Hakem b. Süfyan'm ailesine Hakem hakkında sordum. Onlar
da Allah Rasûlü'ne yetişemediğini söylediler" der. İkrime bir tarikte,
"Mücâhid, Hakem b. Süfyân'dan, o da babası Süfyân'dan nakleder. Kendisi
Rasûlullah'ı gördü" der. Bir başka rivayette ise Hakem b. Süfyân:
"Ben Rasûİullah'ı gördüm" diyerek hadisin diğer bölümünü
zikretmiştir); ITT/410, H.no: 15320-15322 (Ya'lâ b. Ubeyd sebebiyle hasendir.
Çünkü bu râvinİn Süfyân es-Sevrî'den rivayetinde tenkidde bulunulmuştur.
Mücâhid bu rivayetin mütâbiidir); IV/212, H.no: 17779-17782; V/380, H.no:
23119; IV/179, H.no: 17552-17553.
Ebû Dâvûd. Taharet, 64,
H.no: 166-168; Tirmizî, Taharet, 38, H.no: 50 (Tİrmizî'nin rivayeti Ebû
Hüreyre'dendir (Radtyallahü anh). Fakat bu rivayet zayıftır. Tirmizî bu hususta
nakilde bulunan sahabeyi şöyle sıralar: Ebu'l-Hakem b. Süfyân, İbn Abbas, Zeyd
b. Harise ve Ebû Saîd el-Hudrî -Radıyallahü anhüm-); Nesâî, Taharet, 102, H.no:
134-135; İbn Mâce, Taharet, 58, H.no: 461.
a-Hz.Ali'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. 81/389.hadis
b-Zeyd b. Harise Ebû
Hüreyre, ve Câbir'den -Radıyallahü anhüm- şâhidleri nakleder. Bk. İbn Mâce,
Taharet, 58, H.no: 462-464);
c-îbn Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk.Dârimi, Vudû', 39, H.no: 717.
Hadis, muzdarip
görülmektedir. Hadisi, Hakem b. Süfyân b. Osman es-Sekafî babası Ebu'l-Hakem
Süfyân b. Osman es-Sekafî'den nakleder. Bu râviierle ilgili olarak
BY.Üsdü'l-ğâbe, 11/46-47, Trc. no: 1214; 11/494, Trc. no: 2110; VI/73, Trc. no:
5822.
Suyûtî, hadisi Ahmed b.
Hanbei, Ebû Dâvûd, Tbn Mâce ve Hâkim'in Müstedrek'ine nisbet ederek sahih
olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no: 145; Miinâvî de Hakem b. Süfyân'm
Hz.Peygamber'den (Saüallahü aleyhi ve sellem) semâmda İhtilâfın bulunduğunu
belirterek İbn Abdilber'in: "Bu zâtın abdest konusunda bir hadisi vardır,
onun da senedi muzdarip-tir, o da bu hadistir" dediğini bakleder. Bk.
Feyzu'l-Kadîr, V/145-146
Bennâ, Abdürrezzak'ın
Câmi'inde İbn Abbas'tan; Tİrmizî ve İbn Mâce'de Ebû Hüreyre'den; İbn Mâce'de
Câbîr'den gelen rivayetlere değinerek her birinin tenkide maruz kaldığını
belirtir. Ahmed b. Hanbei ve İbn Mâce'deki Üsâme b. Zeyd hadisi İçin:
"Heysemî, hadisin senedinde Rİşdîn b. Sa'd'm varlığına dikkat çektiğini,
bu zâtı Heysem b. Hârice ve bir rivayete göre Ahmed b. Hanbei sika, diğerleri
zayıf saydı" dediğini (Bk. Mecma\ 1/241-242) nakleder.
(Zeyd b. Harise ve
Üsâme b. Zeyd hadisleri için bk. 308~309/616-617.hadisler) Bütün bu tarikler
birbirini destekler ve hadis kendisi ile delil getirilmeye uygun hâle gelir.
Bk. Bulûğu 'Ümerâm, 1/289.
[66] Ahmed b. Hanbel'in hocası.
[67] Ahmed b. Hanbel'in diğer hocası.
[68] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 2/209-210.
[69] Merğmânî, Hidâye, 1/37; Şîrâzî, Mühezzeb, 1/25-26; İbn
Rüşd, Bidayetti 'l-müctehid, 1/63; İbn Kudâme, Muğnî, 1/141-148; San'ânî,
Sübülü's-selâm, 1/132-134.
[70] Şîrâzî, age., 1/26; Mevsılî, İhtiyar, 1/37; İbn Rüşd,
age., 1/63-64; İbn Kudâme, age., 1/143-144; San'ânî, age., 1/135-137.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 2/210.