AÇLIKTAN (ALLAH'A) SIĞINMA BABI. 30

AKŞAM YEMEĞİNİ BIRAKMAK BABI. 30

ARPA EKMEĞİ BABI. 27

AYAKTA YEMEK YEME BABI. 16

BİR KİŞİNİN YEMEĞİ İKİ KİŞİYE YETER, BABI. 3

BUĞDAY EKMEĞİ BABI. 27

ELENMÎŞ UNDAN YAPILMIŞ ARI BEYAZ EKMEK (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI  24

ET (YEMEGİ)  BÂSİ. 17

ETİ YENEN HAYVANA AİT KARACİĞER VE DALAK BABI. 19

FÂLÛZEC (YÂNİ. BAL HELVASI) BÂBl 26

İÇİNDE YEMEK YENEN  ÇANAĞI   (YALAMAK SURETİYLE) TEMİZLEMEK BABI  8

İKİ HURMAYI BİŞLEŞTİREREK YEMENİN YASAKLIĞI BABI. 23

İŞTİHA ETTİĞİN  (YÂNİ CANININ ÇEKTİĞİ) HER ŞEYİ YEMEK BİR NEVÎ İSRAFTIR, BABI  29

KABAK (YEMEĞİ HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI. 16

KABIN SENİN TARAFINA YAKIN OLAN YERİNDEN YEMEK YEMEN BABI  8

KADÎD (YÂNİ TUZLANIP GÜNEŞTE KURUTULAN ET) BABI. 18

KEBAB (HAKKINDA GELEN HADÎSLER)  BABI. 18

KİM BİR YEMEK PİŞİRİRSE SUYUNU ÇOĞALTSIN, BABI. 32

KİŞİ YEMEĞİNİ HİZMETÇİSİ GETİRDİĞİ ZAMAN O YEMEKTEN HİZMETÇİSİNE VERSİN, BABI  13

KURTLU OLMASI MUHTEMEL KURU HURMAYI KONTROL ETMEK BABI  23

KURU HURMA (YEMEK) BABI. 22

MASA ÜSTÜNDE VE YER SOFRASI ÜSTÜNDE YEMEK YEME BABI. 14

MESCÎDDE (YEMEK) YEME BABI. 15

MEYVELER YEMEK BABI. 34

MEYVENİN İLK  (ÇIKAN)I   (BAHÇEDEN TOPLANIP) GETİRİLDİĞİ ZAMAN (YAPILACAK İŞ HAKKINDA GELEN HADÎS) BABI. 22

MİSAFİR EDİNME BABI. 30

MİSAFİR. MÜNKER  (YÂNİ MEŞRU OLMAYAN) BİR ŞEY GÖRDÜĞÜ ZAMAN GERİ DÖNER, BABI  31

MUHTAÇLARA YEMEK YEDİRME (FAZİLETİNİN BEYÂNI)  BÂBl 2

MÜ'MİN BİR MİDESİNE KOYMAK İÇİN YER. KÂFİR DE YEDİ BARSACINI DOLDURMAK İÇİN YER, BABI. 4

MÜTTEKİ* (YÂNÎ BAĞDAŞ KURUP İYİCE YERLEŞERJEK) YEMEK YEME BABI  5

PEYNİR VE SÂDE YAĞ YEMEK BABI. 34

SARMISAK, SOĞAN VE PIRASAYI YEMEK BÂBI. 33

SİRKEYİ (EKMEĞE) KATIK ETMEK BABI. 19

SÜT (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI. 20

TATLI (Yi YEMEK) BABI. 21

TEREYAĞI İLE KURU HURMA (Yi YEMEK) BÂBI. 24

TİRİTİN ORTASINDAN VE YUKARISINDAN YEMENİN YASAKUĞI BABI  9

TUZ BABI. 19

YAĞLANMIŞ EKMEK BABI. 26

YAŞ HURMAYI KURU HURMAYLA BERABER YEMEK BABI. 23

YEMEĞE BUYUR ETME BABI. 15

YEMEĞE ÜFÜRMEK BABI. 13

YEMEĞİ ATMANIN YAŞARLIĞI BABI. 29

YEMEĞİ AYIPLAMANIN YASAKLIĞI BABI. 4

YEMEĞİ BERABEB YEMENİN (FAZİLETİNE DÂİR HADÎSLER) BABI. 12

YEMEĞİ SAĞ EL İLE YEMEK BABI. 7

YEMEK KALDIRILMADAN SOFRADAN KALKMANIN VE SOFRADAKİLER YEME İŞİNİ BİTİRİNCEYE KADAR YEMEKTEN EL ÇEKMENİN YASAKLIĞI BABI. 14

YEMEK YEME ZAMANI ABDEST ALMAK BABI. 5

YEMEK YENDİĞİ ZAMAN BESMELE ÇEKMEK BABI. 6

YEMEK YERKEN LOKMA YERE DÜŞTÜĞÜ ZAMAN (NE YAPIUR?) BABI  10

YEMEKTE İKTİSAD ETMEK (YÂNİ AZ YEMEK) VE DOYASIYA YEMENİN MEKRUHLUĞU   28

YEMEKTEN SONRA (SU BULUNMADIĞINDA) ELİ (BİR BEZLE)  SİLMEK BABI  11

YEMEKTEN SONRA PARMAKLARI YALAMAK BABI. 7

YEMEKTEN SONRA SÖYLENMESİ MEŞBÛ SÖZLER (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI  11

YEMEKTF   YAĞ İLE ETİ BİRLEŞTİRMEK  BABI. 32

YUFKA EKMEK (HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI. 25

YÜZÜKOYUN YATARAK YEMEK YE\fENİN YASAKLIĞI BABI. 35

ZEYTİN YAĞKNI KATIK OLARAK YEMEK) BABI. 20

 

 

 



(MUHTAÇLARA) YEMEK YEDİRME (FAZİLETİNİN BEYÂNI)  BÂBl

3251)    '...Abdullah bin Selâm (Radıyaîlâhü <roA)'den; Şöyle demiştir: Peygamber   (Sallallahü Aleyhi  ve Sellem)      (Mekke'den hicret edip) Medine-i Münevvere ye geldiği zaman halk O'nu karşılamaya koşarak gitti ve: Resûlullah (SaftallahÜ Aleyhi ve Sellem) geldi. Befiûlullah geldi, Resûlullah geldi, denildi. Ben de bakayım diye halkın içinde gittim. Nihayet O'nun yüzünü görüp tanıyınca, yüzünün bir yalancı yüzü olmadığını bildim. Ondan işittiğim ilk buyruğu da şu oldu: Ey İnsanlar! Selamlamayı çoğaltıp yaygınlaştınn, (muhtaçlara) yemek yed ir in, akrabalarla iyi ilişki kurun ve halk uyurken geceleyin namaz kılın ki selâm ile (yâni selâmlanarak veya selâmetle) Cennet'e giresiniz."

3252)    "... Abdullah bin Ömer (Radtyallâkü anhümâydan; Şöyle derdi: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: Selamlamayı çoğaltıp yaygınlaştınn,   (muhtaçlara)  yemek yedi-rin ve Allah (Azze ve Celle)'nin size emrettiği gibi    kardeşler olunuz."

325.3)    «... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (Ra&yaltâkü anhümâydm rivayet edildiğine göre,birsam Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)^:
Yâ Besûlallah İslâmiyet'in hangi hasleti daha hayırlıdır? diye soru sordu. Resül-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
(Muhtaç kimseye) yemek yedirmen ve tanıdığına, tanımadığına selâm vermendir, buyurdu."

 



BİR KİŞİNİN YEMEĞİ İKİ KİŞİYE YETER, BABI

3254) '... Câbir bin Abdillah (Radıyattâkü anhümâ)'û&n rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallattahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Bir kişinin (doyurucu) yemeği iki kişiye yeter ve iki kişinin (doyurucu) yemeği dört kişiye yeter. Dört kişinin (doyurucu) yemeği de sekiz kişiye yeter."

3255) "•■• Ömer bin el-Hattâb (Radtydlâhü anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallûhü Aleyhi ve Settem) şöyle buyurdu, demiştir :
Şüphesiz, bir kişinin (doyurucu) yemeği iki kişiye yeter. Şüphesiz İki kişinin (doyurucu) yemeği üç ve dört kişiye yeter ve şüphesiz dört kişinin (doyurucu) yemeği beş ve altı kişiye yeter."


 

MÜ'MİN BİR MİDESİNE KOYMAK İÇİN YER. KÂFİR DE YEDİ BARSACINI DOLDURMAK İÇİN YER, BABI

3256) '"... Ebû Hüreyre (Radtyallâkü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sali alla hü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Mü'mln bir midesine koymak için yer. Kâfir de yedi bağırsağını doldurmak İçin yer."                            -    '

3257)    ;i... îbn-i Ömer (Radtyallâhü anhiimâ)'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
Kâfir yedi bağırsağını doldurmak için yer. Mü'min de bir midesine koymak için yer."

3258) ''•"... Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Mü'min bir midesine koymak için yer. Kâfir de yedi bağırsağını doldurmak için yer."

 


YEMEĞİ AYIPLAMANIN YASAKLIĞI BABI

3259)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'âen; Şöyle demiştir:
Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hiç bir yemeği hiç bir zaman ayıplamamış - yermemiştir. O, bir yemekten hoşlanırsa yerdi, hoşlanmazsa bırakırdı - yemezdi."
Ebû Bekir bin Ebı Şeybe, ... Ebû Yahya aracılığıyla Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'den bu hadîsin mislini Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet etmiştir."
Ebû Bekir bin Ebî Şeybe dedi ki: Biz bunun senedinde muhalefet ediyoruz. Çünkü onlar, yâni ilk seneddeki râvîler bunu Ebû Hâzim'-den rivayet ediyorlar. (Yâni biz bunu Ebû Yahya'dan rivayet ediyoruz.)"

 


YEMEK YEME ZAMANI ABDEST ALMAK BABI

3260) '-,.. Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Kim evinin hayır, bereketini Allah'ın çoğaltmasını istiyorsa yemeği hazırlandığı zaman ve yemeği kaldırıldığı vakit abdest alsın (yâni ellerini yıkasın)."

3261)    ;\.. Ebü Hüreyre (RadtyaUâhü anh)'den rivayet edildiğine göre:
(Bir defa) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) büyük abdest bozma yerinden çıktı. Sonra O'na yemek getirildi. Bunun üzerine bir adam:
Yâ Resûlallah!   Sana bir abdest suyunu getirmiyeyim mi? dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : Namaz (mı) kılacağım? buyurdu."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Btuıun senedi hakkında konuşulur. Çünkü râvl Saîd bin Ubeyd'in güvenilmezliği veya güvenilirliği hakkında konuşanı görmedim. Râvl Ca'fer bin Misafir hakkında da Ebû Hatim : O, bir üstâd (?) dır, demiş. Nesâi de : Onun rivayeti işe yarar, demiştir. îbn-i Hibbân da onu güvenilir râviler arasında anmıştır. Senedin kalan râvîleri ise Buharı ve Müslim'in şartı üzerinedir.

 

 


MÜTTEKİ* (YÂNÎ BAĞDAŞ KURUP İYİCE YERLEŞERJEK) YEMEK YEME BABI

3262)    "... Ebû Cuhayfe (Radtyaüâhü anh)'âtn rivayet edildiğine «öre: Kesûlullah (Saliallakü Aleyhi ve SeMem) şöyle buyurmuştur :
Ben raütteki olarak (yâni bağdaş kurup, iyice yerleşerek) yemek yemem."

3263)   "... Abdullah bin Büsr (Radtyatlâhü anhümâyden; Şöyle demiştir:
Ben (bir kere) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bir koyun (kesip yemesi için) ikram ettim. Resûluliah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) dizleri üstünde oturup yedi. Bir bedevi t Bu ne biçim oturuştur? dedi. Bunun üzerine Resûi-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem);
Allah, beni mütevazı bir kul etti ve beni kibirli ve büyüklenen bir kimse etmedi, buyurdu.

 


YEMEK YENDİĞİ ZAMAN BESMELE ÇEKMEK BABI

3264)    "... Âişe (Radtyallâkü ankâ)'âan; Şöyle demiştir:
RçsûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bir defa) sahâbîlerin-den altı kişi ile beraber yemek yiyordu. Bu esnada bir bedevi gelerek o yemeği iki lokma ile yedi (ve bitirdi). Bunun üzerine Resûlul-
lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Bilmiş olun ki, eğer o bedevî Bismillah demiş olsaydı, yemek size yetecekti. Bu itibarla biriniz bir yemek yediği zaman (başlarken) Bismillah, desin. Şayet yemeğin başında Bismillah demeyi unutursa, (yemek esnasında hatırladığında) "BismiIIah'i Ti evvelini ve âhirini" desin, buyurdu."

3265)    «... Ömer bin Ebî Seleme (Radtyallâkü ankümâyâan- Şöyle demiştir:

Ben (bir gün) yemeğe başlarken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana:
AUah (Azze ve Ceile) 'nin ismini an, buyurdu.*'

 


YEMEĞİ SAĞ EL İLE YEMEK BABI

3266) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
Siz (mü'müVler)den olan bir kimse sağ eliyle yesin, sağ eliyle içsin, sağ eliyle alsın ve sağ eliyle versin. Çünkü şüphesiz, şeytân sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle verir ve sol eliyle alır."

3267) "... Ömer bin Ebî Seleme (Radtyallâhü anhütnâydan; Şöyle demiştir :
Ben Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in himâyesi, terbiyesi altında bir oğlandım. (Yemek yediğim zaman) elim yemek kabının her tarafında dolaşırdı. Bunun üzerine Peygamber (SallallahüAleyhi ve Sellem) bana:
Ey oğul! (Yemeğe başlarken) Allah'ın adını an, (yâni Bismillah de) sağ elinle ye ve sana yakın olan taraftan ye, buyurdu."

 

3268)    "... Câbir (Radtyallâhü anhyden rivayet edildiğine göre; Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
Sol elle yemeyiniz. Çünkü şeytân sol elle yer."

 

 


YEMEKTEN SONRA PARMAKLARI YALAMAK BABI

3269) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü û»Awmâ)'dan rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Biliniz bir yemek yediği zaman (yemeğe bulaşan) parmaklarını yalamadıkça veya yalatmadıkça elini bir beze sürmesin.
(Râvilerden) Süfyân demiş ki: Ben Ömer bin Kays'ın Amr bin Dinar'a şu soruyu sorduğuna ve şu cevabı aldığına şâhid oldum: Ömer (Radıyallâhü anh) :
"Siz4en birisi (yemek yediğinde yemeğe bulaşan) parmaklarını yalamadıkça veya yalatmadıkça elini bir beze sürmesin" hadîsini kimden rivayet ettiğini bana haber verir misin? Amr (Radıyallâhü anh) :
— İbn-i AbbasHan. Ömer (Radıyallâhü anh) :
—  Şüphesiz bu hadis bize Câbİr'den naklen rivayet edildi. Amr
(Radıyallâhü anh) .-
—  Cabir henüz bizim yanımıza gelmeden Önce biz bu hadisi Ata aracılığıyla İbn-i Abbâs'tan belledik. Ata. ancak Mekke'de mücavir olarak kaldığı yıl Câbir ile mülakatta bulundu (onunla buluştu)."

3270) "... Câbir (Radtyallâkü anhyâtn rivayet edildiğine göre; Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Hiç biriniz (yemekten sonra yemeğe bulaşan) parmaklarını yalamadıkça elini bir beze sürmesin. Çünkü bereketin, yemeğinin hangisinde olduğunu bilemez."

 



İÇİNDE YEMEK YENEN  ÇANAĞI   (YALAMAK SURETİYLE) TEMİZLEMEK BABI

3271)   "... Ümmü Âsim (Radtyallâhü <z»Aö,)'dan; Şöyle demiştir:
Biz bir çanakta yemek yerken Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in mevlâsı (âzadlı kölesi) Nübeyşe (Radıyallâhü anh), üzerimize geldi ve Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, dedi t
Kim bir çanakta yemek yer de sonra o çanağı yalarsa, çanak o kimse İçin istiğfar eder (yâni günahlarının bağışlanmasını diler)."

3272) "... EI-Müallâ tin Râşid Ebü'l-Yemân'in nenesi (Ümmü Asım) (Radtyallâhü an*ÜM)>ün Hüzeyl kabilesinden Nübeyşetü'l-Hayr denilen bir adamdan rivayetle }Öyle demiştir:
Biz bir çanağımızda yemek yerken Nübeyşe (Radıyallâhü anh), üzerimize geldi ve Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, dedi:
Kim bir çanakta yemek yer de sonra o çanağı yalarsa çanak o kimse için istiğfar eder."


 

KABIN SENİN TARAFINA YAKIN OLAN YERİNDEN YEMEK YEMEN BABI

3273)    "... Ibn-i Omer (Radtyallâhü anhümâydm rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sattallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Sofra konulduğu zaman kişi kendisine yakın olan tarafından yesin ve sofrada oturan arkadaşının önünden (yemek) almasın."

3274)    »... İkrâş bin Züeyb (Badıyallâhü anhyten ; Şöyle demiştir :
(Bir defa) Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve Sellem)'e, içinde bol mıkdarda yağlı tirit bulunan büyük bir çanak getirildi. Biz de (çanağa yönelip) ondan yemeye başladık. Ben elimi düzensiz biçimde çanağın her tarafına soktum. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (SallaUahü
Aleyhi ve Sellem) :
Yâ İkrâş, tek bir yerden (sana en yakın taraftan) ye. Çünkü, bu, tek bir (çeşit) yemektir, buyurdu. Sonra bize, içinde çeşitli yaş hurma nevileri bulunan bir tabak getirildi. Bu kere Resûlullah (Sal lal-lahü Aleyhi ve Sellem) 'in eli tabakta dolaştı (yâni tabağın muhtelif yerlerinden hurmalar aldı) ve:
Yâ İkrâş, dilediğin taraftan ye. Çünkü bu, çeşit (yemek) değildir, buyurdu."

 


TİRİTİN ORTASINDAN VE YUKARISINDAN YEMENİN YASAKUĞI BABI

3275) "... Abdullah bin Büsr (RadtyaÜâhü anh)'den rivayet edildiğine göre:
Bir kere Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e büyük bir çanak (tirit) getirildi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (sofraya oturanlara) :
Çanağın kenarlarından yeyiniz (yâni herkes kendisine en yakın yerden yesin) ve çanağın zirvesini (yâni ortasını ve yukarısını) bırakınız ki bereketlensin, buyurdu."

3276) "... Vasile bin el-Eska' el-Leysî (Radtyallâkü anh)'den; Şöyle demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tiritin üstüne mübarek elini koyup şöyle buyurdu:
Allah'ın ismini anarak tiritin kenarlarından yeyiniz (yâni herkes kendisine en yakın yerinden yesin) ve tiritin üst kısmını bırakınız. Çünkü bereket ona üstünden gelir."

3277) "... İbn-i Abbâs (RadtyaÜâhü anhümâyâan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Yemek (sofraya) konulduğu zaman onun kenarından yeyiniz (yâni herkes kendisine en yakın yerinden yesin) ve ortasını bırakınız. Çünkü bereket onun ortasına iner."

 


YEMEK YERKEN LOKMA YERE DÜŞTÜĞÜ ZAMAN (NE YAPIUR?) BABI

3278) "... Ma'kıl bin Yesâr (Radtyallâhü anhydtn rivayet edildiğine göre:
Bir gün kendisi (misafir bulunduğu bir köyde) öğle yemeğini yerken bir lokma yere düştü. Kendisi de lokmayı yerden alıp temizledikten sonra yedi. Bunun üzerine orada bulunan köyün ileri gelenleri biribirine işaretle onun bu hareketini yadırgadılar. Sonra kendisine:
Attan (sen) Emîr'i yararlı işlerde muvaffak eylesin. Köy ileri gelenleri, senin önünde bunca yemek varken düşen lokmayı almanı-mi-mikleşerek yadırgadılar, denildi. Ma'kıl bin Yesâr şöyle cevabladı:
Ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim bir şeyi şu acemler için bırakacak değildim. Biz, birimizin lokması yere düştüğü zaman ona, lokmasını yerden alıp temizledikten sonra yemesini ve şeytana bırakmamasını emrederdik.*1

3279) "... Câbir (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine göre Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Selle»/) şöyle buyurdu, demiştir :
(Yemek yerken) lokma birinizin elinden yere düştüğü zaman lokmanın üzerinde bulunan (toz, toprak gibi şeyh gidersin ve o lokmayı yesin."

TİRİDİN DİĞER YEMEKLERE ÜSTÜNLÜĞÜ BABI

3280)   "... Ebû Musa el-Eş'arî (Radtyallâhü onh)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellent) şöyle buyurmuştur:
Erkeklerden çok kimse (fazilette) kemâle erdi. Kadınlardan da İmrân'ın kızı Meryem ve Fir'an'ın karısı Âsiye'den başka hiç biri (fazilette) kemâle ermedi. Âişe'nin diğer kadınlara üstünlüğü de şüphesiz, tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir."

3281)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine göre ; Resûlullah (Sallaüahü Aleyhi ve Seller») şöyle buyurmuştur :
Âişe'nin diğer kadınlara üstünlüğü tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir."

 


 YEMEKTEN SONRA (SU BULUNMADIĞINDA) ELİ (BİR BEZLE)  SİLMEK BABI


3282)    «... Câbir bin Abdiilah (Radtyallâkü anhümâydan; Şöyle demijtîr:
Biz Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in zamanında (ateşte hazırlanan) yemeği nadiren bulur idik ve onu biz bulduğumuz zaman ellerimiz, kollarımız ve ayaklarımızdan başka (silinecek) mendillerimiz yoktu. Ve biz (ateşte hazırlanan yemeği yedikten) sonra (yeniden) abdest almadan namaz kılardık
Ebû Abdiilah (İbn-i Mâceh) dedi ki: Bu hadis garib'tir, yalnız Mu-hammed bin Seleme'den rivayet olunmuştur."

 


YEMEKTEN SONRA SÖYLENMESİ MEŞBÛ SÖZLER (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI

3283) "... Ebû Saîd(-i Hudrî) (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre:
Peygamber * (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir yemek yediği zaman; OwL~. U&L* I'UİJ Ulitl ^JÜl <£ -ÛJ.I = «Hamd, bizi yediren, içiren ve müslüman kılan Allah'a mahsustur- derdi."

3284)   "... Ebû Ümâme el-Bâhilî (Radtyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), yemeği kaldırıldığı veya önündeki (yemek) kaldırıldığı zaman şöyle derdi:
"Vazgeçilmeyip dâima ihtiyaç duyulan, sürekli, geri çevrilmeyen, bereketli ve riyasız olan çok hamd Allah'adır. Ey Rabbimiz."

3285)   "... Muâz bin Enes el-Cühenî (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallollahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Kim bir yemek yeyip de (yemekten) sonra;
Hamd, benden ne bir hareket ne de bir güç olmaksızın bana bu yemeği veren ve yediren Allah'a mahsustur, derse onun geçmiş (küçük) günahı bağışlanır/1

 


YEMEĞİ BERABEB YEMENİN (FAZİLETİNE DÂİR HADÎSLER) BABI

3286) "... Vahşi bin Harb (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre sahâbîler:
Ya Resûlallahl Biz yemek yiyiyoruz da doymuyoruz, dediler. Re-sûl-1 Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (onlara) :
Siz ayn ayn mı yiyorsunuz? buyurdu. Sahâbîler: Evet, diye cevab verdiler. ResûM Ekrem   (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Bundan sonra yemeğiniz üzerinde toplanınız (yâni beraber yeyı-niz) ve yemeğe (başlarken) Allah'ın ismini anınız ki yemek sizin için bereketli olsun, buyurdu."

3287)    "... Ömer bin el-Hattâb (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Kendisi Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Yemeği toplu halde yeyiniz ve ayrı ayrı yemeyiniz. Çünkü şüphesiz, bereket toplulukla beraberdir."

 

 

YEMEĞE ÜFÜRMEK BABI

3288)   "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ne yiyeceğe üfürürdü ne de içeceğe. Ve kabın içine doğru solunmazdı."


 

KİŞİ YEMEĞİNİ HİZMETÇİSİ GETİRDİĞİ ZAMAN O YEMEKTEN HİZMETÇİSİNE VERSİN, BABI

3289)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü a«A)'den rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Birinizin yemeğini hizmetçisi getirdiği zaman o kimse hizmetçisini (yemeğe) oturtsun ve onunla beraber yemek yesin. Şayet hizmetçi (oturup onunla yemek yemeden) imtina ederse (veya o kimse, hizmetçisini oturtup beraber yemek yemeden imtina ederse) o kimse hizmetçisine yemekten (biraz olsun) versin."

3290)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü o«A>'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Sizden birisinin kölesi zahmetini ve sıcaklığını çektiği bir yemeği efendisine sunduğu zaman, efendi o köleyi (yemek sofrasına) çağırsın ve onunla beraber yesin. Şayet efendi (bunu) yapmazsa bir lokma alıp kölesinin eline versin.

3291) "... Abdullah (RadtyaUâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Re-sûlullafa (Sattallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Birinizin yemeğini hizmetçisi getirdiği zaman efendi hizmetçisini beraberinde (yemeğe) oturtsun veya ona yemekten versin. Çünkü yemeğin (ateş) hararetini ve dumanını yüklenen hizmetçidir."

 


MASA ÜSTÜNDE VE YER SOFRASI ÜSTÜNDE YEMEK YEME BABI

3292)    "... Enes bin Mâlik (RadtyaUâhü anh)'den; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ ne masa üstünde ne de küçük tabakta yemek yemiştir. (Hâvi) Katâde, (Enes'e) :
Peki onlar yemeği neyin üstünde yiyiyorlardı? diye sormuş. Enep t Yer sofraları üstünde, diye cevab vermiştir.*'

3293)    Enes (Radtyattâhü onA/den; Şöyle demiştir:
Ben, ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i vefat edinceye kadar masa üstünde yemek yerken görmedim/'

 


YEMEK KALDIRILMADAN SOFRADAN KALKMANIN
VE SOFRADAKİLER YEME İŞİNİ BİTİRİNCEYE KADAR
YEMEKTEN EL ÇEKMENİN YASAKLIĞI BABI


3294)    "... Âişe (Radıyallâhü anhâyAzn rivayet edildiğine göre:
ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yemek (sofradan) kaldırılıncaya kadar (sofradan) kalkmayı yasaklamıştır."

3295) "... İbn*i Ömer (Radtyallâhü ankütnâydan rivayet edildiğine göre; ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Yemek sofrası (na yemek) konulduğu zaman sofra kaldırılmadıkça hiç bir adam (sofradan) kalkmaz ve kişi doysa bile sofradakiler yeme işini bitirinceye kadar elini yemekten kaldırmaz. (Doyan kişi arkadaşları doyuncaya kadar) yemeğe devam etsin. Çünkü adam (yemekten elini çekmekle) yanında oturan arkadaşını utandırır ve
arkadaşı belki yemek ihtiyacım duyduğu halde elini tutar (yâni yemeden çekinir)."

3296) "... Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyin kızı Kâtıma (Ra-dtyallâhü ankâ)*âan rivayet edildiğine göre: Kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Bilmiş olunuz ki elinde et kokusu bulunduğu halde (elini güzelce yıkamada*) geceleyen (yâni yatan) bir kimse (nin basma bir şeygelirse) kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın (yâni suçlamasın)."

3297) ■'... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurınu§tur:
Sizden birinin elinde et kokusu bulunup da elini (güzelce) yıkamadan uyuduğu, sonra başına bir şey geldiği zaman sakın kendi nefsinden başka hiç kimseyi kınamasın (yâni suçlamasın)."


 

YEMEĞE BUYUR ETME BABI

3298) "... Esma bint-i Yezîd (bin es-Seken bin Râfi) (Radtyattâhü an-hâ)'dan; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bir yemek getirildi. Sonra bize takdim edildi. Biz: Yemeğe iştihamız yok, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem CSallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Açlığı ve yalan söylemeyi toplamayınız, buyurdu."

3299)    ".,. (Abdü'l-Eşhel oğullarından bir adam olan)   Enes bin Mâlik (Radty<Ulâhü ank)'dtn rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Ben (Medine-i Münevvere'ye) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanma vardım. O, öğle yemeğini yiyordu.  (Bana) :
(Sofraya) yanaş da (yemek) ye, buyurdu. Ben: Oruçluyum, dedim. Fakat Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yemeğinden niçin yemedim, diye üzgünüm, pişmanım."

 


MESCÎDDE (YEMEK) YEME BABI

3300)   "... Abdullah bin el-Hâris bin Cez, ez-Zübeydî (Radtyallâhü anh)'-den; Şöyle demiştir:
Biz, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken mes-cidde ekmek ve et yiyiyorduk."

 


AYAKTA YEMEK YEME BABI


3301)    "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü anhümâ)'âan; Şöyle demiştir:
Biz, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ'in zamanında yürürken yemek yerdik ve ayakta (su ve benzerini) içerdik."

 


 KABAK (YEMEĞİ HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI


3302)    "... Enes (Raâtyallâhü anh)'Ğen; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kabak (yemeğini) severdi."

3303)    "... Enes (Radtyallâhü a«A/den; Şöyle demiştir:
Ününü Süleym (Radıyallâhü anhâ), içinde yaş hurma bulunan bir sepeti benimle beraber Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e gönderdi. Sonra ben (Hane-i Saâdet'te) Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i bulamadım. O, biraz önce kendisini davet edip onun için bir yemek yapan bir dostunun (veya âzadlı kölesinin) evine gitmişti. Ben de O'nun yanına gittim. (Vardığımda) O, yemek yi-yiyordu. Enes demiş ki; O, beraberinde yemek yemem için beni (sofraya) çağırdı. Enes demiş ki: Ev sahibi etli ve kabaklı bir tirid yapmıştı. Enes demiş ki: Baktım Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kabaktan hoşlanıyor. Enes demiş ki: Ben de (tiridin içindeki) kabak parçalarını toplayıp O'na yaklaştırmaya başladım .Biz yemeği yeyince Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), evine döndü ve ben hurma sepetini önüne koydum. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de (hurmayı) yemeye ve taksim etmeye başladı, nihayet sepetteki hurmayı böylece bitirdi."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bu, sahih bir seneddir. Râvileri güvenilir zâtlardır. Bu hadisi, Kütüb-i Sİtte s&hibleri buna benzer sözlerle yine Enes'ten rivayet etmişlerdir.
3304)    "... Câbir (bin Târik) (Radtyallâhü anh)'dtn; Şöyle demiştir:
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in evinde yanma girdim. O'nun yanında şu kabaktan vardı. Ben: Bu nedir? diye sordum. O = Bu kabaktır. Biz bununla yemeğimizi çoğaltırız, buyurdu."

 


ET (YEMEGİ)  BÂSİ


3305)    "... Ebü'd-Derdâ (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre: Resûlullah (Sallaltahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Dünyanın ehlinin ve cennet ehlinin yemeğinin seyyidi (yâni en güzeli) ettir."

3306)    "... Ebü'd-Derdâ (RadtyaUâhü ank)*dea; Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) davet edildiği et yemeğine dâima icabet etmiştir. Kendisine hediye edilen eti de daima kabul buyurmuştur."

3307)    "... Ebû Hüreyre (Radtyattâhü a«A/den; Şöyle demiştir:
Bir gün Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e et (yemeği) İkram edildi de etin kol kısmı O'na sunulup yemesi istendi. O, etin kol kısmını seviyordu. Bunun üzerine o da (eline aldığı) koldan eti ısırarak yedi."

3308) "... Abdullah bin Ca'fer (bin Ebî Tâlib) (Radtyallâhü anhümâ) İbn-i Zübeyr ve bir cemâat için boğazladığı bir deveyi ikram ettiği sırada, îbn-i Zübeyr'e rivayet ettiğine göre :
Bir defa sahâbîler Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e et yemeğini sunarlarken kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Selle m) 'den şu buyruğu işitmiştir:
«Etin en güzeli (hayvanın) sut etidir.**'

 


KEBAB (HAKKINDA GELEN HADÎSLER)  BABI


3309)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü a»A)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve S elle m) 'in Allah (Azze ve
Cellel'ye kavuşana kadar kebab edilmiş bir kuzuyu gördüğünü bil-
miyorum.11


3310)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü atık)'âtn rivayet edildiğine göre :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in önünden kebab artığı hiç kaldırılmamış ve beraberinde tüylü yaygı yüklen il m e m iştir."

3311)    "... Abdullah  bin  el-Hâris  bin el-Cez' ez-Ziibeydî (Radtyallâhü ; Şöyle demi$tir :
Biz bir gün Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile beraber kebab edilmiş bir parça eti mescidde yedik. Sonra ellerimizi çakıl taşlarıyla silip abdest almadan (yâni tazelemeden) kalkıp namaz kıldık."

 


KADÎD (YÂNİ TUZLANIP GÜNEŞTE KURUTULAN ET) BABI

3312)   "... Ebû Mes'ûd (Radtyaüâhü anAJ'den; Şöyle demiştir:
Bir (gün bir) adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi ve O'nunla konuştu. Konuşma esnasında (korkusundan) ferisalan (omuzlan ile yanları arası) titremeye başladı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), adama t
(Görüşmeyi) kendine kolaylaştu* (Yâni korkma, sakin ol). Çünkü ben şüphesiz, bir kral değilim. Şüphesiz ben, tuzlanıp güneşte kurutulan et yiyen bir kadının oğluyum, buyurdu.
Ebû Abdillah (İbn-i Mâceh) dedi ki t Bu hadisi yalnız İsmail, Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e ulaştırmıştır. (Yani diğerleri bunu Kays'tan mürsel olarak rivayet etmişler)."

3313)    i!... Âişe (Radıyallâhü a»hâ)'dan; Şöyle demiştir:
And olsun ki biz sığır ve davarın ayaklarını (yâni diz kapağı ile topuk arasında kalan kısmı) kaldırırdık. Kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanların kesiminden on beş gün sonra Resûlullah (Sal-lallahü Aleyhi ve Sellem) bu ayaklan yerdi."

 


ETİ YENEN HAYVANA AİT KARACİĞER VE DALAK BABI


3314)    "... Abdullah bin Ömer (Radtyallâhü an&ümâydan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Siz (mü'minler) e iki Ölü hayvan ve iki kan helâl kılındı. (Size helâl kılınan) iki Ölü hayvan balık ve çekirgedir. (Size helâl kılman) iki kan ise karaciğer ve dalaktır."

 


TUZ BABI


3315)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ankyâen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Sizin katığınızın başı tuzdur."

 


SİRKEYİ (EKMEĞE) KATIK ETMEK BABI


3316)   "... Aişe (Radtyattâhü anhâyâan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) şöyle buyurmuştur: Sirke ne güzel katıktır."

3317)   "... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü anhümâ)ydan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Ne güzel katıktır sirke."

3318)    "... Ümmü Sa'd (Radıyallâhü anAâ)'dan; Şöyle demiştir :
Bir kere ben Âişe (Radıyallâhü anhâ) 'nın yanında iken Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun yanma girdi ve:
Öğle yemeği olarak bir şey var mı? diye sordu. Âişei Yanımızda ekmek, kuru hurma ve sirke var, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Sirke ne güzel katıktır. Allahım! Sirkeyi bereketlendir. Çünkü sirke benden önceki peygamberlerin katığı idi. İçinde sirke buluna** bir ev fakirleşmez, buyurdu."

 



ZEYTİN YAĞKNI KATIK OLARAK YEMEK) BABI

3319)    "... Ömer (bin el-Hattâb) (Radtyallâhü anh)'dtn rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sefam}*°yle buyurdu, demi§tir:
Zeytin yağını ekmeğe katık ediniz ve bu yağı kullanınız. Çünkü bu, yağ mübarek bir ağaçtan alınmadır."

3320) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) §öyle buyurdu, demiştir:
Zeytin yağını (Ekmekle) yeyiniz ve kullanınız. Çünkü bu ya&, mübarektir."

 


SÜT (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI


3321)    "... Aişe (Radtyallâhü anhâ)'âan rivayet edildiğine göre; Resûlul-lah (Sallallakü Aleyhi ve Sellemye süt sunulduğu zaman :
(Süt) bir bereket veya (yâni bilâkis) iki berekettir, buyururdu.'*

3322) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'âa.n rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:           .
Allah bir kimseye bir yemek yedirdiği zaman o kimse (yemeğe
başlayacağı zaman) :
AUahıml Bize bu yemeği bereketli kıl ve bize bundan hayırlı n-aok ver, diye duâ etsin. Allah bir kimseye bir mikdar süt içirdiği zaman da o kimse (süt içeceği zaman) :
Allahım! Bize bu sütü bereketli kıl ve bize daha çok süt ver, diye duâ etsin. Çünkü yiyeceğin ve içeceğin yerini tutan (yâni açlığı ve susuzluğu giderici) sütten başka (gıda maddelerinden) bir şeyi bilmiyorum.**

 


TATLI (Yi YEMEK) BABI

3323)   "... Aişe (Radıyallâkü anhâyâ&n] Şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tatlı ve bal severdi."

3324)    "... Aişe (Radtyallâhü anhâj'dan; Şöyle demiştir:
Anam beni Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e hazırlamak isteğiyle (kadınları şişmanlatmada kullanılan) sümne (denilen yaban şehdânesini yedirmek) ile beni şişmanlatmaya çalışıyordu. Fakat bu isteği gerçekleşmedi. Nihayet ben yaş hurma ile hıyar (beraber) yedim de bunun üzerine vücûdum güzel biçimde gelişti."

3325) "... Abdullah bin Ca'fer (bin Ebî Tâlib) (Radıyattâhü anhümâ)'* dan; Şöyle demiştir :
Ben, Resûlul'ah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i yaş hurma ile hıyan (beraber) yerken gördüm."



3326)    "... Sehl bin Sa'd  (es-Sâidî)     (RadtyaÜâhü a»A)'den; Şöyle demiştir :
Resuluüah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yaş hurma ile kavunu (beraber) yerdi."

 


KURU HURMA (YEMEK) BABI

3327)    "... Aişe (Radtyallâhü anAâ/dan rivayet edildiğine göre: Resûlul-lah (SallaUahü Aleyhi ve Setlem) şöyle buyurdu, demiştir :
İçinde kuru hurma bulunmayan bir ev halkı açtır."

3328) "... Ubeydullah bin (Ali bin) Ebî Râfi'in nenesi (ve Ebû Râfi'in karısı) Selmâ (Radtyallâhü anhüm)\\en rivayet edildiğine göre; Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
İçinde kuru hurma olmayan bir ev, içinde yiyecek maddesi bulunmayan bir ev gibidir."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedinde Ubeydullah bin Ali bulunur. Bu zâtın güvenilirliği hakkında ihtilâf vardır. Hişâm bin Sa'd'^ı rivayetlerini Müslim de almış ise de, O*nun şevâhid nevinden olan, yâni başka rivayetlerle teytd edilmiş durumda olan hadislerini almıştır. İbn-i Muin, Nesâi ve başkaları bu râviyi zayıf saymışlardır. Fakat Ebû Zur"a ile Muhammed bin îshâk: O, yeri doğruluk olan bir hadis üstadıdır, demişler. Senedin kalan râvîleri ise si' kâ, yâni güvenilir zâtlardır.

 


MEYVENİN İLK  (ÇIKAN)I   (BAHÇEDEN TOPLANIP)
GETİRİLDİĞİ ZAMAN (YAPILACAK İŞ HAKKINDA
GELEN HADÎS) BABI


3329)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre:
Meyvenin ilk (çıkan) ı getirildiği zaman Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Allahım! Biz (mü'minler) e Medînemize, meyvelerimize, müdd ve sâımıza (yâni ölçeklerimize) kat kat bereket ver,» diye duâ ederdi. Sonra meyveyi orada bulunan çocuklardan en küçük yaştakine verirdi. (Yâni getirilen meyveden, önce çocuklara verirdi.)"

 

 

YAŞ HURMAYI KURU HURMAYLA BERABER YEMEK BABI

3330) "... Aişe (Radtyallâhü anhâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sattallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Yaş hurmayı kuru burma ile beraber yeyiniz. Eski hurmayı yeni hurma ile beraber yeyiniz. Çünkü şeytan (böyle yapmanıza) kızar ve i Adem oğlu kalıp (yâni neslini devam ettirip) nihayet eskiyi yeni ile beraber yedi. der.***


 

İKİ HURMAYI BİŞLEŞTİREREK YEMENİN YASAKLIĞI BABI

3331)    "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir:
Adamın, arkadaşlarından izin istemedik (almadık) ça iki hurmayı birleştirerek yemesini Resul ullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yasaklamıştır."

3332) Ebû Bekir'in azadlı kölesi Sa'd (Radtyallâhü anhümâ) (Sa'd, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeHem)'e hizmet ediyordu ve Resûlullah (Sallal-lakü Aleyhi ve Sellem) onun hizmetini beğeniyordu)dan rivayet edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ıkran'ı, yâni hurma (yendiğin) de (iki tanesini birleştirmeyi) yasaklamıştır.*'

 


KURTLU OLMASI MUHTEMEL KURU HURMAYI KONTROL ETMEK BABI

3333)   "... Enes bin Mâlik (RadtyaUâhü anh)'dea; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) % kendisine eski kum hurma getirilip (içinde kurt olup olmadığını) kontrol etmeye başlarken gördüm."

 


TEREYAĞI İLE KURU HURMA (Yi YEMEK) BÂBI

3334) "... Sülemli Büsr'ün iki oğlu (Abdullah ve Atiyye) (Radtyaliâkü anhümyden; Şöyle demişlerdir.
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bir defa) bize geldi Biz O'nun altına saçaklı bir yaygıyı güzelce serdik. O da üzerinde oturdu. Sonra Allah (Azze ve Celle) Ona bizim evimizde vahiy indirdi Ve biz O'na tereyağı ile kuru hurma ikram ettik. O, tereyağı severdi (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) .

 


ELENMÎŞ UNDAN YAPILMIŞ ARI BEYAZ EKMEK (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI

3335)    "... Ebû Hazım (Radıyallâhü anhyden; Şöyle demiştir:
Ben, Sehl bin Sa'd (Radıyallâhü anh) 'a:
Sen elenmiş undan yapılma an beyaz ekmek gördün mü? dîye sordum. Sehl:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar ben elenmiş undan mamul arı, beyaz ekmek görmedim, diye cevab verdi. Beni
Peki, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken sa-hâbîlerin un elekleri var mıydı? diye sordum. Sehl t
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar ben hiç bir un eleğini görmedim, dedi. Ben:
O halde siz arpa ununu elenmemiş olarak nasıl yiyiyordunuz? diye sordum. Sehl *.
Evet biz (değirmende öğütülen arpa) ununu (kabuğu gitsin diye) üflerdik. Böylece un (kabuğun) dan uçan kısım uçardı. Kalan (kabuklar)! da su ile yumuşatıp yoğururduk, dedi'..."

3336) "... Ümmü Eymen (Bereke) (Radtyallâhü ûnAâJ'dan rivayet edildiğine göre:
Kendisi bir defa, bir mikdar un elemiş ve elediği unu Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) için ekmek yapmak istemiş. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Bu, nedir? diye sormuş. Ümmü Eymen de ı
Bu, memleketimizde yaptığımız bir yiyecektir. Ben bundan senin için bir ekmek yapmayı arzuladım, demiş. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de:
Bunu (yâni elekle ayırdığın kabuklu kısmı) şuna (yâni elemiş olduğun una) geri çevir (yâni karıştır), sonra yoğur, buyurmuştur."



3337)    "... Eues bin Mâlik (Radıyallâhü anh)'âen; Şöyle demiştir:
Resûlıülah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Allah'a kavuşana kadar elenmiş undan mamul arı, beyaz bir ekmeği gözlerinden biri ile (de) görmedi"

 



YUFKA EKMEK (HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI

3338) "... Atâ (bin EM Müslim el-Hurâsânî) (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir:
Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh) (bir ara) kavmini, yâni bir köyü ziyaret etmiş (râvî demiş ki: Sanırım Yünâ köyünü dedi). Köy halkı Ebû Hüreyre'ye evvelkilerin yufka ekmeklerinden birini getirmişler. Bunun üzerine Ebû Hüreyre ağlamış ve s Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu (nevi) ekmeği gözüyle hiç görmedi, demiştir."

3339)   "... Katâde (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir:
Biz, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh) 'in yanma giderdik. (îshâk, kendi rivayetinde: "Ve Enes'in ekmek pişiricisi ayakta — hizmet ediyor— idi", dedi. Dârimi de kendi rivayetinde: "Ve Enes'in yemek masası konulmuş (veya yemeği) oluyordu" dedi.) Enes bir gün (bize) dedi ki:
(Buyurunuz, yemek) Yeyiniz. Ben Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in Allah'a kavuşana kadar ne yufka ekmek ne de kebab edilmiş bir kuzuyu gördüğünü bilmiyorum, dedi.**

 


FÂLÛZEC (YÂNİ. BAL HELVASI) BÂBl

3340)   "... İbn-i Abbâs (Radtyallâkü anhümâ)'âan; Şöyle demiştir:   ^
Fâlûzec  (yâni bal helvasın)ı ilk İşitmemiz şöyle oldu: Cibril
(Aleyhisselâm), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:
Senin ümmetine memleketler fethedilecek ve onların üzerine dünyalıktan (yâni bolluk) öyle akıtılacak ki onlar muhakkak fâlûzec yiyeceklerdir, demiş. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
Fâlûzec nedir? diye sormuş. Cibril (Aleyhisselâm) : Yağ ve balı beraber karıştırırlar (helva yaparlar), demiş. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de bu sebeble hıçkırarak ağlamıştır."

 


YAĞLANMIŞ EKMEK BABI

3341) "... İbn-i Ömer (Radıyallâhü ankümâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir gün :
Keşke, esmer buğdaydan yapılmış yağh bir beyaz ekmek yanımızda bulunsaydı da yeseydik, buyurdu. Ensâr'dan bir adam da bu buyruğu işitip anılan ekmeği yaptı ve O*na getirdi. Resûlullah (Sallallahü Aelyhi ve Sellem) :
(Ekmeğe karıştırdığın) bu yağ hangi nevi kabta idi? diye sordu. Adam t
Büyük bir kelerin derisinden mamul bir tulukta İdi, dedi. Resûl-İ Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : Onu yemekten İmtina etti (yani yemedi)."

3342)    ''..- Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir:
(Anam) Ümmü S ü ley m (bint-i Milhân) — bir gün — Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) için bir ekmek yaptı ve ekmeğe biraz yağ koydu. Sonra (bana) : Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e git de davet et, dedi. Enes demiş ki:
Ben de O'nun yanına vardım ve: Anam seni çağırıyor, dedim. Enes demiştir ki:
Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), ayağa kalktı ve yanında olan sahâbilere:
(Siz de) kalkınız, buyurdu. Enes demiş ki:
Ben onlardan önce ananım yanma vardım ve (Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile yanmdakilerin gelmekte olduklarını) ona haber verdim. Biraz sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (anamın evine) geldi. (Sahâbîler de evin dışında beklediler). Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (anama) :
Yaptığın (yemeğ)i getir, buyurdu. Anamı
Ben yemeği yalnız senin için (yâni az) yaptım, dedi. Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (anama) :
Yaptığını getir, buyurdu. (Anam yaptığı ekmeği getirdi). Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Yâ Enes! Sen (sahâbileri) onar kişilik grublar hâlinde (sırayla) yanıma dahil et (y^ni eve al) buyurdu. Ben de (sahâbîleri) onar ki-silik hâlinde O'nun yanma almaya başladım. Hepsi doyasıya yediler. Sahâbîler seksen kişi idi."

 



BUĞDAY EKMEĞİ BABI

3343)    "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden; Şöyle demiştir:
Nefsim (kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki, Allah'ın Peygamber'i (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i Allah (Azze ve Celle) vefat ettirinceye kadar buğday ekmeğini üç gün üst üste doyunca yememiştir."

3344)    "... Âişe (Radtyallâhü anhâ)'dân; Şöyle demiştir:
Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in ev halkı Medîne-i Münevvere'ye geldikleri zamandan Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar üç gece üst üste buğday ekmeğinden karınlarım doyurmamışlardır."

 



ARPA EKMEĞİ BABI

3345)    "... Âişe (Radtyallâhü û«Aâ)'dan; Şöyle demiştir:
(And olsun ki) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde benim evimde bana ait bir rafta bulunan bir parça arpadan başka, karaciğeri! bîr canlının yiyeceği hiç bir şey yoktu. Bir sür» (Allah'ın bereketiyle) ondan yedim. Sonra arpamı ölçtüm. Bunun üzerine bitti."

3346)    "... Âişe (Radtyallâhü ö«Aû>'dan; Şöyle demiştir:
Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar, O'nun ev halkı arpa ekmeğini doyunca yemediler."

3347)    "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü ankümâ)'dan; Şöyle demiştir:
ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve aile ferdleri üst üste bir kaç gece aç olarak gecelerdi, akşam yemeği bulamazlardı. Genellikle yedikleri ekmek de arpa ekmeğiydi.

3348)   *'... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anAJ'den; Şöyle demiştir:
ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yün elbise giydi ve yamalı papuç giydi. Enes şunu da söylemiştir: ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemî beşi1 yedi ve sert elbise giydi.
(Enes'in râvisi) el-Hasan'a: Beşi1 nedir? diye sorulmuş. O da (Beşi*), arpanın iri (öğütülmüş) olanıdır. O, bunu ancak bir yudum su ile yutabilir idi" demiştir.

 


YEMEKTE İKTİSAD ETMEK (YÂNİ AZ YEMEK) VE DOYASIYA YEMENİN MEKRUHLUĞU

3349)   "... Mıkdâm bin Madîkerib (Radtyalîâhü onA/den; Şöyle demiş-
tir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den şöyle buyururken işittim: Âdem oğlu karın (yâni mide)den daha şer (fena) bir kab doldurmamıştır. Âdem oğluna, belini doğrultan bir kaç lokma yeter. Eğer Âdem oğluna nefsi galebe çalarsa, kanun (yâni midenin) üçte biri yiyecek, üçte biri içecek ve üçte biri de nefes içindir."

3350)   "... İbn-i Ömer (Radtyalîâhü anhümâydan rivayet edildiğine göre :
Bir defa bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanında (tokluğundan dolayı) geğirdi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)  (adama) :
Geğirtini bizden uzaklaştır. Çünkü şüphesiz, kıyamet günü açlığı en vzun olanınız, dünya hayatında en çok tok olanınızdır, buyurdu."

3351) "... Atîyye bin Âmir el-Cühenî (Radtyallâkü enh)'den; Şöyle demiştir :
Selmân (Radıyallâhü anh) den, yediği yemekten biraz daha yemesi için israr edilirken şunu işittim:
(Yediğim mikdar) bana yeter. Çünkü ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i şöyle buyururken işittim:
Dünyada nisanların en çok doyasıya yiyeni kıyamet günü açlığı en uzun olanıdır/*
Kot: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Sald bin Muhammed el-Verrak es-Sakafi bulunur. Âlimler onu zayıf saymıştır. îbn-i Hibbân ve Hâkim de (mu sıka, güvenilir saymışlardır.


 

İŞTİHA ETTİĞİN  (YÂNİ CANININ ÇEKTİĞİ) HER ŞEYİ YEMEK BİR NEVÎ İSRAFTIR, BABI

3352) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anhyâen rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Senin İştiha ettiğin her şeyi yemen israftandır.»**

 


YEMEĞİ ATMANIN YAŞARLIĞI BABI

 

3353)    "... Âi§e (Radtyattâhü anhâ)'d&n; Şöyle demiştir:
(Bir defa) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) eve girdi de yere atılmış bir ekmek parçası gördü. Onu yerden alıp sildikten sonra yedi ve:
Yâ Âişe, değerli şeye saygı göster. Çünkü ekmek parçası hangi kavimden nefret etmiş (kaçmış) ise katiyyen bir daha onlara dönmemiştir, buyurdu."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan el-Velld bin Muhaınmed zayıftır. Sindi de : ed-Dümeyri'nin bu râvlnin hadîs uydurmakla itham edildiğini söylediğini nakletmiştir.

 


AÇLIKTAN (ALLAH'A) SIĞINMA BABI

3354) Cı... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anky&tn rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ediyordu:
«Aİlahım, ben açlıktan şüphesiz sana sığınırım. Çünkü açlık, gerçekten ne fena yatak arkadaşıdır. Hiyânetten de sana sığınıyorum. Çünkü şüphesiz hıyanet, çok kötü iç duygudur."

 

 

AKŞAM YEMEĞİNİ BIRAKMAK BABI

3355) «... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Bir avuç kuru hurma İle de olsa aksam yemeğini terketmeyiniz. Çünkü bunu bırakmak (insanı) ihtiyarlatır (Yâni zayıflatır).

 


MİSAFİR EDİNME BABI

3356)    "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'6en rivayet edildiğine göre; Resûlullab (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Hayır, misafir kabul edilen eve bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır."

3357) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâyd&n rivayet edildiğine göre ; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Hayır, içinde yemek yenen eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Cübâre var. Bu râvî zayıftır. Ayrıca senedde «Abdurrahman bin Nehşel» ifâdesi yanlıştır. Doğrusu şöyledir :   

3358) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)\\en rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Adamın, misafiri ile beraber evin kapısına kadar çıkması (yâni uğurlaması) şüphesiz sünnettendir."


 

MİSAFİR. MÜNKER  (YÂNİ MEŞRU OLMAYAN) BİR ŞEY GÖRDÜĞÜ ZAMAN GERİ DÖNER, BABI

3359)    "... Âli (bin Ebî Tâlİb) (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir:
Ben (bir gün) bir yemek yapıp Resûhıllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i davet ettim. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) geldi. Fakat evde resimler görünce geri gitti."

3360) "... Sefine Ebû Abdirrahmân (Radtyallâhü fl»A)'den rivayet edil-diğine göre:
Bİr adam bir yemek yapıp Alî bin Ebî Tâlib (Radıyallâhü anhVın evine göndermiş, Fâtıma (Radıyallâhü anhâ) da: Keşke Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'İ davet edip O da bizimle beraber yiyerdi, demiş ve bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i davet etmişler. Resûl-i Ekrem de gelmiş ve elini kapının iki tarafında ağaçların üstüne koymuş. Sonra (içeri gireceği sırada) odanın bir kenarında desenli bir örtü görüp geri gitmiş. Bunun üzerine Fâtıma, Alî'ye:                                             )
Yetiş de, Seni geri çeviren nedir? Yâ Resûlallah, diye sor, demiş.
(Ali de yetişip sormuş ve) Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Müzevvak (yâni nakışlarla süslü) bir eve girmek benim için yoktur (yâni giremem), buyurmuştur."

 



YEMEKTF   YAĞ İLE ETİ BİRLEŞTİRMEK  BABI

3361)    "... İbn-i Ömer  (Abdullah)   (RadtyaUâhü anfıümâyâan    rivayet '"    ■ göre:
Bir gün kendisi sofrası üstünde  (yemekte)  iken  (babası) Ömer (bin el-Hattâb)   (Radıyallâhü anh) onun yanma giriyor.    Abdullah sofranın baş kısmında (babası) Ömer için yer açıyor. Ömer de: Bismillah diyerek elini vurup bir lokma alıyor. Sonra diğer bir lokma ile ikiliyor, (yâni ikinci bir lokmayı alıyor). Sonra Ömer (Radıyallâhü anh) :
Ben bir yağ tadım cidden buluyorum. Bu, et yağı (tadı) değildir, deyince Abdullah (Radıyallâhü anh) :
Ey mü'minlerin emîri (halifesi), ben çarşıya çıkıp satınalayım diye semiz et aradım. Fakat bunu pahalı bulunca bir dirhem ile zayıf et aldım ve üstüne bir dirhemlik yağ koydum. Böylece aile ferdleri-min kemiklerden yararlanmasını istedim, diyor. Bunun üzerine Ömer (Radıyallâhü anh) :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanında et ve yağ birleştiği her zaman O. mutlaka birini yemiş, diğerini de sadaka etmiş (ikisini yediği katiyen vâki olmamıştır), diyor. Abdullah (Radıyallâhü anh):
Yâ mü'minlerin emîr'i (bu defa) al. Bundan sonra et ve yağ benim yanımda birleştiğinde mutlaka bunu yapacağım (yâni birisini yeyip diğerini sadaka edeceğim), diyor. Fakat Ömer (Radıyallâhü anh):
Ben yapacak değilim (Yâni bu yemeği yemem), diyor."

 



KİM BİR YEMEK PİŞİRİRSE SUYUNU ÇOĞALTSIN, BABI

3362)   "... Ebû Zerr (Radtyallâhü anA/den rivayet edildiğine göre; Pey-gamber (Sallaİlahü Aleyhi ve Sellem) :
«Bir çorba yapbğın zaman suyunu çoğalt ve çorbandan bir avucu-nu komşularına ver,» buyurmuştur."

 


SARMISAK, SOĞAN VE PIRASAYI YEMEK BÂBI

3363)   "... Ma'dftn bin Ebf Talha el-Ya'merî (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir:
Ömer bin el-Hattâb (Hadıyallâhü anh), Cuma günü hutbe okumak üzere ayağa kalktı. Allah'a harad ve sena ettikten sonra şöyle Ey insanlar! Siz, benim ancak habis (yâni hoşlanılmaz) sandığım şu sarımsak ve soğan (denilen) iki yeşilliği gerçekten yiyiyorsunuz. Halbuki Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken (mes-cid'de) kendisinden mezkûr yeşillik kokusu hâsıl olan adam görürdüm. (Böylesi mescid'den uzaklaştırılarak) Bakî tarafına çıkarılıncaya kadar elinden tutuluyor (götürülüyor) du. Şu halde, kim bunları behemehal yiyecek olursa pişirmek suretiyle kokusunu gidermesi gerekir."

3364)    "... (Ebû Eyyûb-î Ensârî'nin zevcesi) Ümmii Eyyûb (RadtyaUâhü mâyd; Şöyle demiştir:
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e, içinde (soğan, sarımsak, pırasa gibi) bazı (kerih kokulu) yeşillikler bulunan bir yemek yaptım. Fakat O, (bundan) yemedi ve:
•Ben arkadaşım (Cebrail AleyhisselâmJa eziyet etmekten hoşlanmam.» buyurdu."

3365)    "... Câbir (RadtyaUâhü anhyâen rivayet edildiğine göre: Birkaç adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanma gelmişler. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), onlardan prasa kokusu duymuş ve:
«Ben siz (müslümanlar) ı (fena kokulu) bu yeşillikten men etmiş olmadım mı? Şüphesiz insanların rahatsız olduğu şeylerden melekler de rahatsızlanır.*"

3366) "... Ükbe bin Âmir el-Cühenî (Radtyallâhü a«A)'den rivayet edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), sahâbîlerine i «Soğan yemeyiniz» buyurmuş, sonra gizli (yâni alçak sesli) bir kelime "Çiğ" buyurmuştur."

 



PEYNİR VE SÂDE YAĞ YEMEK BABI


3367)   "... Selmân-i Fârisî (Radtyallâhü anh)'âtn; Şöyle demiçtir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e sâde yağ, peynir ve firâ (yâni yabanî eşek veya deriden mamul elbise) hükmü soruldu. Resûl-İ Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Helâl, Allah'ın, Kitâb'ında (açık veya kapalı olarak) helâlliğini bildirdiği, haram da Allah'ın, Kitâb'ında (açık veya kapalı olarak) haramhğuu bildirdiği şeydir. Kitâb'ın (veya Allah'ın) söz etmediği (yâni helâl veya haram olduğunu belirtmediği) şey de, Allah'ın af iv ettiği (yâni mubah kıldığı) şeylerdendir.»"


 

MEYVELER YEMEK BABI


3368)    "... Kuman bin Beşîr (Radtyallâhü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e Tâif'ten bir mlkdar
(yaş) üzüm hediye edilmişti. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sel-
lem) beni çağırarak:
«Şu salkımı al da anana ulaştır» buyurdu. Ben de üzümü anama ulaştırmadan önce yedim. Birkaç gece sonra Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana:
«Üzüm salkımı ne oldu, onu anana ulaştırdın mı?» diye sordu. Bende:
Hayır (anama ulaşmadı), dedim. Numân demiş ki Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana ğuder (vefasız), dedi."

3369)   "... Talha (Radtyallâhü ö»*)'den; Şöyle demiştir:
Bir gün ben Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına girdim. Elinde ayva vardı. Buyurdu ki i
Bunu al (ye), ey Talha. Çünkü ayva, şüphesiz gönülü rahatlatır."

 

 

 

YÜZÜKOYUN YATARAK YEMEK YE\fENİN YASAKLIĞI BABI

3370)   "... Sâlim'in babası (Abdullah bin Ömer) (Radtyallâhü anhüm)'-den rivayet edildiğine göre :
BesûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) .adamın yüzükoyun yatarak yemek yemesini yasaklamıştır.1*