AÇLIKTAN (ALLAH'A)
SIĞINMA BABI
BİR
KİŞİNİN YEMEĞİ İKİ
KİŞİYE YETER, BABI.
ELENMÎŞ UNDAN
YAPILMIŞ ARI BEYAZ EKMEK (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI
ETİ YENEN HAYVANA
AİT KARACİĞER VE DALAK BABI
FÂLÛZEC (YÂNİ. BAL
HELVASI) BÂBl
İÇİNDE YEMEK YENEN
ÇANAĞI (YALAMAK SURETİYLE) TEMİZLEMEK BABI
İKİ HURMAYI
BİŞLEŞTİREREK YEMENİN YASAKLIĞI BABI
İŞTİHA
ETTİĞİN (YÂNİ CANININ ÇEKTİĞİ) HER
ŞEYİ YEMEK BİR NEVÎ İSRAFTIR, BABI
KABAK (YEMEĞİ
HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI.
KABIN SENİN TARAFINA YAKIN
OLAN YERİNDEN YEMEK YEMEN BABI
KADÎD (YÂNİ TUZLANIP
GÜNEŞTE KURUTULAN ET) BABI
KEBAB (HAKKINDA GELEN
HADÎSLER) BABI
KİM BİR YEMEK
PİŞİRİRSE SUYUNU ÇOĞALTSIN, BABI
KİŞİ
YEMEĞİNİ HİZMETÇİSİ GETİRDİĞİ
ZAMAN O YEMEKTEN HİZMETÇİSİNE VERSİN, BABI
KURTLU OLMASI MUHTEMEL KURU
HURMAYI KONTROL ETMEK BABI
MASA ÜSTÜNDE VE YER SOFRASI
ÜSTÜNDE YEMEK YEME BABI
MEYVENİN İLK
(ÇIKAN)I (BAHÇEDEN TOPLANIP) GETİRİLDİĞİ
ZAMAN (YAPILACAK İŞ HAKKINDA GELEN HADÎS) BABI
MİSAFİR.
MÜNKER (YÂNİ MEŞRU OLMAYAN) BİR ŞEY GÖRDÜĞÜ
ZAMAN GERİ DÖNER, BABI
MUHTAÇLARA YEMEK YEDİRME
(FAZİLETİNİN BEYÂNI) BÂBl
MÜ'MİN BİR
MİDESİNE KOYMAK İÇİN YER. KÂFİR DE YEDİ BARSACINI
DOLDURMAK İÇİN YER, BABI.
MÜTTEKİ* (YÂNÎ
BAĞDAŞ KURUP İYİCE YERLEŞERJEK) YEMEK YEME BABI
SARMISAK, SOĞAN VE
PIRASAYI YEMEK BÂBI
SİRKEYİ
(EKMEĞE) KATIK ETMEK BABI
SÜT (HAKKINDA GELEN HADÎSLER)
BABI
TEREYAĞI İLE KURU
HURMA (Yi YEMEK) BÂBI
TİRİTİN
ORTASINDAN VE YUKARISINDAN YEMENİN YASAKUĞI BABI
YAŞ HURMAYI KURU
HURMAYLA BERABER YEMEK BABI
YEMEĞİ AYIPLAMANIN
YASAKLIĞI BABI
YEMEĞİ BERABEB
YEMENİN (FAZİLETİNE DÂİR HADÎSLER) BABI
YEMEK YEME ZAMANI ABDEST
ALMAK BABI
YEMEK YENDİĞİ
ZAMAN BESMELE ÇEKMEK BABI
YEMEK YERKEN LOKMA YERE
DÜŞTÜĞÜ ZAMAN (NE YAPIUR?) BABI
YEMEKTE İKTİSAD
ETMEK (YÂNİ AZ YEMEK) VE DOYASIYA YEMENİN MEKRUHLUĞU
YEMEKTEN SONRA (SU
BULUNMADIĞINDA) ELİ (BİR BEZLE) SİLMEK BABI
YEMEKTEN SONRA PARMAKLARI
YALAMAK BABI
YEMEKTEN SONRA
SÖYLENMESİ MEŞBÛ SÖZLER (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI
YEMEKTF YAĞ
İLE ETİ BİRLEŞTİRMEK BABI
YUFKA EKMEK (HAKKINDA GELEN
HADİSLER) BABI
YÜZÜKOYUN YATARAK YEMEK
YE\fENİN YASAKLIĞI BABI.
ZEYTİN YAĞKNI KATIK
OLARAK YEMEK) BABI
(MUHTAÇLARA) YEMEK YEDİRME
(FAZİLETİNİN BEYÂNI) BÂBl
3251) '...Abdullah bin Selâm (Radıyaîlâhü <roA)'den;
Şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) (Mekke'den hicret edip) Medine-i Münevvere ye
geldiği zaman halk O'nu karşılamaya koşarak gitti ve:
Resûlullah (SaftallahÜ Aleyhi ve Sellem) geldi. Befiûlullah geldi, Resûlullah
geldi, denildi. Ben de bakayım diye halkın içinde gittim. Nihayet
O'nun yüzünü görüp tanıyınca, yüzünün bir yalancı yüzü
olmadığını bildim. Ondan işittiğim ilk
buyruğu da şu oldu: Ey İnsanlar! Selamlamayı
çoğaltıp yaygınlaştınn, (muhtaçlara) yemek yed ir in,
akrabalarla iyi ilişki kurun ve halk uyurken geceleyin namaz
kılın ki selâm ile (yâni selâmlanarak veya selâmetle) Cennet'e
giresiniz."
3252) "... Abdullah bin Ömer (Radtyallâkü anhümâydan;
Şöyle derdi: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
Selamlamayı çoğaltıp yaygınlaştınn,
(muhtaçlara) yemek yedi-rin ve Allah (Azze ve
325.3) «... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (Ra&yaltâkü anhümâydm
rivayet edildiğine göre,birsam Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)^:
Yâ Besûlallah İslâmiyet'in hangi hasleti daha hayırlıdır?
diye soru sordu. Resül-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
(Muhtaç kimseye) yemek yedirmen ve tanıdığına,
tanımadığına selâm vermendir, buyurdu."
BİR KİŞİNİN
YEMEĞİ İKİ KİŞİYE YETER, BABI
3254) '... Câbir bin Abdillah (Radıyattâkü anhümâ)'û&n rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallattahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
Bir kişinin (doyurucu) yemeği iki kişiye yeter ve iki
kişinin (doyurucu) yemeği dört kişiye yeter. Dört kişinin
(doyurucu) yemeği de sekiz kişiye yeter."
3255) "•■• Ömer bin el-Hattâb (Radtydlâhü anhyden rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallûhü Aleyhi ve Settem) şöyle
buyurdu, demiştir :
Şüphesiz, bir kişinin (doyurucu) yemeği iki kişiye yeter.
Şüphesiz İki kişinin (doyurucu) yemeği üç ve dört
kişiye yeter ve şüphesiz dört kişinin (doyurucu) yemeği
beş ve altı kişiye yeter."
MÜ'MİN
BİR MİDESİNE KOYMAK İÇİN YER. KÂFİR DE YEDİ
BARSACINI DOLDURMAK İÇİN YER, BABI
3256) '"... Ebû Hüreyre (Radtyallâkü anh)'den rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sali alla hü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir :
Mü'mln bir midesine koymak için yer. Kâfir de yedi
bağırsağını doldurmak İçin yer."
- '
3257) ;i... îbn-i Ömer (Radtyallâhü anhiimâ)'dan rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur :
Kâfir yedi bağırsağını doldurmak için yer. Mü'min de
bir midesine koymak için yer."
3258) ''•"... Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (Radtyallâhü anhyden rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
Mü'min bir midesine koymak için yer. Kâfir de yedi
bağırsağını doldurmak için yer."
YEMEĞİ AYIPLAMANIN
YASAKLIĞI BABI
3259) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'âen; Şöyle
demiştir:
Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hiç bir yemeği hiç bir zaman
ayıplamamış - yermemiştir. O, bir yemekten
hoşlanırsa yerdi, hoşlanmazsa bırakırdı -
yemezdi."
Ebû Bekir bin Ebı Şeybe, ... Ebû Yahya
aracılığıyla Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'den bu
hadîsin mislini Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet
etmiştir."
Ebû Bekir bin Ebî Şeybe dedi ki: Biz bunun senedinde muhalefet ediyoruz.
Çünkü onlar, yâni ilk seneddeki râvîler bunu Ebû Hâzim'-den rivayet ediyorlar.
(Yâni biz bunu Ebû Yahya'dan rivayet ediyoruz.)"
YEMEK YEME ZAMANI ABDEST ALMAK BABI
3260) '-,.. Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre;
Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Kim evinin hayır, bereketini Allah'ın çoğaltmasını
istiyorsa yemeği hazırlandığı zaman ve yemeği
kaldırıldığı vakit abdest alsın (yâni ellerini
yıkasın)."
3261) ;\.. Ebü Hüreyre (RadtyaUâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre:
(Bir defa) Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) büyük abdest bozma yerinden
çıktı. Sonra O'na yemek getirildi. Bunun üzerine bir adam:
Yâ Resûlallah!
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Btuıun senedi hakkında
konuşulur. Çünkü râvl Saîd bin Ubeyd'in güvenilmezliği veya
güvenilirliği hakkında konuşanı görmedim. Râvl Ca'fer bin
Misafir hakkında da Ebû Hatim : O, bir üstâd (?) dır, demiş.
Nesâi de : Onun rivayeti işe yarar, demiştir. îbn-i Hibbân da onu
güvenilir râviler arasında anmıştır. Senedin kalan râvîleri
ise Buharı ve Müslim'in şartı üzerinedir.
MÜTTEKİ* (YÂNÎ BAĞDAŞ KURUP
İYİCE YERLEŞERJEK) YEMEK YEME BABI
3262) "... Ebû Cuhayfe (Radtyaüâhü anh)'âtn rivayet
edildiğine «öre: Kesûlullah (Saliallakü Aleyhi ve SeMem) şöyle
buyurmuştur :
Ben raütteki olarak (yâni bağdaş kurup, iyice yerleşerek) yemek
yemem."
3263) "... Abdullah bin Büsr (Radtyatlâhü anhümâyden;
Şöyle demiştir:
Ben (bir kere) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bir koyun (kesip
yemesi için) ikram ettim. Resûluliah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) dizleri
üstünde oturup yedi. Bir bedevi t Bu ne biçim oturuştur? dedi. Bunun
üzerine Resûi-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem);
Allah, beni mütevazı bir kul etti ve beni kibirli ve büyüklenen bir kimse
etmedi, buyurdu.
YEMEK YENDİĞİ ZAMAN
BESMELE ÇEKMEK BABI
3264) "... Âişe (Radtyallâkü ankâ)'âan; Şöyle
demiştir:
RçsûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bir defa) sahâbîlerin-den altı
kişi ile beraber yemek yiyordu. Bu esnada bir bedevi gelerek o yemeği
iki lokma ile yedi (ve bitirdi). Bunun üzerine Resûlul-
lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Bilmiş olun ki,
3265) «... Ömer bin Ebî Seleme (Radtyallâkü ankümâyâan- Şöyle
demiştir:
Ben (bir gün) yemeğe başlarken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) bana:
AUah (Azze ve Ceile) 'nin ismini an, buyurdu.*'
YEMEĞİ SAĞ EL İLE
YEMEK BABI
3266) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre;
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
Siz (mü'müVler)den olan bir kimse sağ eliyle yesin, sağ eliyle içsin,
sağ eliyle alsın ve sağ eliyle versin. Çünkü şüphesiz,
şeytân sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle verir ve sol eliyle
alır."
3267) "... Ömer bin Ebî Seleme (Radtyallâhü anhütnâydan; Şöyle
demiştir :
Ben Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in himâyesi, terbiyesi altında
bir oğlandım. (Yemek yediğim zaman) elim yemek kabının
her tarafında dolaşırdı. Bunun üzerine Peygamber
(SallallahüAleyhi ve Sellem) bana:
Ey oğul! (Yemeğe başlarken) Allah'ın adını an,
(yâni Bismillah de) sağ elinle ye ve
3268) "... Câbir (Radtyallâhü anhyden rivayet
edildiğine göre; Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur :
Sol elle yemeyiniz. Çünkü şeytân sol elle yer."
YEMEKTEN SONRA PARMAKLARI YALAMAK BABI
3269) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü û»Awmâ)'dan rivayet
edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur:
Biliniz bir yemek yediği zaman (yemeğe bulaşan)
parmaklarını yalamadıkça veya yalatmadıkça elini bir beze
sürmesin.
(Râvilerden) Süfyân demiş ki: Ben Ömer bin Kays'ın Amr bin Dinar'a
şu soruyu sorduğuna ve şu cevabı aldığına
şâhid oldum: Ömer (Radıyallâhü anh) :
"Siz4en birisi (yemek yediğinde yemeğe bulaşan)
parmaklarını yalamadıkça veya yalatmadıkça elini bir beze
sürmesin" hadîsini kimden rivayet ettiğini bana haber verir misin?
Amr (Radıyallâhü anh) :
— İbn-i AbbasHan. Ömer (Radıyallâhü anh) :
— Şüphesiz bu hadis bize Câbİr'den naklen rivayet edildi. Amr
(Radıyallâhü anh) .-
— Cabir henüz bizim yanımıza gelmeden Önce biz bu hadisi Ata
aracılığıyla İbn-i Abbâs'tan belledik. Ata. ancak
Mekke'de mücavir olarak kaldığı yıl Câbir ile mülakatta
bulundu (onunla buluştu)."
3270) "... Câbir (Radtyallâkü anhyâtn rivayet edildiğine göre;
Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Hiç biriniz (yemekten sonra yemeğe bulaşan) parmaklarını
yalamadıkça elini bir beze sürmesin. Çünkü bereketin, yemeğinin
hangisinde olduğunu bilemez."
İÇİNDE YEMEK YENEN
ÇANAĞI (YALAMAK SURETİYLE) TEMİZLEMEK BABI
3271) "... Ümmü Âsim (Radtyallâhü <z»Aö,)'dan; Şöyle
demiştir:
Biz bir çanakta yemek yerken Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in
mevlâsı (âzadlı kölesi) Nübeyşe (Radıyallâhü anh),
üzerimize geldi ve Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
dedi t
Kim bir çanakta yemek yer de sonra o çanağı yalarsa, çanak o kimse
İçin istiğfar eder (yâni günahlarının
bağışlanmasını diler)."
3272) "... EI-Müallâ tin Râşid Ebü'l-Yemân'in nenesi (Ümmü Asım)
(Radtyallâhü an*ÜM)>ün Hüzeyl kabilesinden Nübeyşetü'l-Hayr denilen bir
adamdan rivayetle }Öyle demiştir:
Biz bir çanağımızda yemek yerken Nübeyşe (Radıyallâhü
anh), üzerimize geldi ve Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, dedi:
Kim bir çanakta yemek yer de sonra o çanağı yalarsa çanak o kimse
için istiğfar eder."
KABIN SENİN
TARAFINA YAKIN OLAN YERİNDEN YEMEK
3273) "... Ibn-i Omer (Radtyallâhü anhümâydm rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sattallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir :
Sofra konulduğu zaman kişi kendisine yakın olan tarafından
yesin ve sofrada oturan arkadaşının önünden (yemek)
almasın."
3274) »... İkrâş bin Züeyb (Badıyallâhü anhyten ;
Şöyle demiştir :
(Bir defa) Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve Sellem)'e, içinde bol mıkdarda
yağlı tirit bulunan büyük bir çanak getirildi. Biz de (çanağa
yönelip) ondan yemeye başladık. Ben elimi düzensiz biçimde
çanağın her tarafına soktum. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem
(SallaUahü
Aleyhi ve Sellem) :
Yâ İkrâş, tek bir yerden (
Yâ İkrâş, dilediğin taraftan ye. Çünkü bu, çeşit (yemek)
değildir, buyurdu."
TİRİTİN ORTASINDAN VE
YUKARISINDAN YEMENİN YASAKUĞI BABI
3275) "... Abdullah bin Büsr (RadtyaÜâhü anh)'den rivayet edildiğine
göre:
Bir kere Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e büyük bir çanak (tirit)
getirildi. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (sofraya oturanlara) :
Çanağın kenarlarından yeyiniz (yâni herkes kendisine en
yakın yerden yesin) ve çanağın zirvesini (yâni
ortasını ve yukarısını) bırakınız ki
bereketlensin, buyurdu."
3276) "... Vasile bin el-Eska' el-Leysî (Radtyallâkü anh)'den; Şöyle
demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tiritin üstüne mübarek elini koyup
şöyle buyurdu:
Allah'ın ismini anarak tiritin kenarlarından yeyiniz (yâni herkes
kendisine en yakın yerinden yesin) ve tiritin üst kısmını
bırakınız. Çünkü bereket ona üstünden gelir."
3277) "... İbn-i Abbâs (RadtyaÜâhü anhümâyâan rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir:
Yemek (sofraya) konulduğu zaman onun kenarından yeyiniz (yâni herkes
kendisine en yakın yerinden yesin) ve ortasını
bırakınız. Çünkü bereket onun ortasına iner."
YEMEK YERKEN LOKMA YERE
DÜŞTÜĞÜ ZAMAN (NE YAPIUR?) BABI
3278) "... Ma'kıl bin Yesâr (Radtyallâhü anhydtn rivayet
edildiğine göre:
Bir gün kendisi (misafir bulunduğu bir köyde) öğle yemeğini
yerken bir lokma yere düştü. Kendisi de lokmayı yerden alıp
temizledikten sonra yedi. Bunun üzerine orada bulunan köyün ileri gelenleri
biribirine işaretle onun bu hareketini yadırgadılar. Sonra
kendisine:
Attan (sen) Emîr'i yararlı işlerde muvaffak eylesin. Köy ileri
gelenleri, senin önünde bunca yemek varken düşen lokmayı
almanı-mi-mikleşerek yadırgadılar, denildi. Ma'kıl bin
Yesâr şöyle cevabladı:
Ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim bir
şeyi şu acemler için bırakacak değildim. Biz, birimizin
lokması yere düştüğü zaman ona, lokmasını yerden
alıp temizledikten sonra yemesini ve şeytana
bırakmamasını emrederdik.*1
3279) "... Câbir (Radtyallâhü ankyden rivayet edildiğine göre
Resûlul-lah (Sallallahü Aleyhi ve Selle»/) şöyle buyurdu, demiştir :
(Yemek yerken) lokma birinizin elinden yere düştüğü zaman
lokmanın üzerinde bulunan (toz, toprak gibi şeyh gidersin ve o
lokmayı yesin."
TİRİDİN
DİĞER YEMEKLERE ÜSTÜNLÜĞÜ BABI
3280) "... Ebû Musa el-Eş'arî (Radtyallâhü onh)'den
rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellent)
şöyle buyurmuştur:
Erkeklerden çok kimse (fazilette) kemâle erdi. Kadınlardan da
İmrân'ın kızı Meryem ve Fir'an'ın karısı
Âsiye'den başka hiç biri (fazilette) kemâle ermedi. Âişe'nin
diğer kadınlara üstünlüğü de şüphesiz, tiridin diğer
yemeklere üstünlüğü gibidir."
3281) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ankyden rivayet
edildiğine göre ; Resûlullah (Sallaüahü Aleyhi ve Seller») şöyle
buyurmuştur :
Âişe'nin diğer kadınlara üstünlüğü tiridin diğer yemeklere
üstünlüğü gibidir."
YEMEKTEN SONRA
(SU BULUNMADIĞINDA) ELİ (BİR BEZLE) SİLMEK BABI
3282) «... Câbir bin Abdiilah (Radtyallâkü anhümâydan; Şöyle
demijtîr:
Biz Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in zamanında (ateşte
hazırlanan) yemeği nadiren bulur idik ve onu biz bulduğumuz
zaman ellerimiz, kollarımız ve ayaklarımızdan başka
(silinecek) mendillerimiz yoktu. Ve biz (ateşte hazırlanan
yemeği yedikten) sonra (yeniden) abdest almadan namaz kılardık
Ebû Abdiilah (İbn-i Mâceh) dedi ki: Bu hadis garib'tir, yalnız
Mu-hammed bin Seleme'den rivayet olunmuştur."
YEMEKTEN SONRA SÖYLENMESİ
MEŞBÛ SÖZLER (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI
3283) "... Ebû Saîd(-i Hudrî) (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre:
Peygamber * (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir yemek yediği zaman; OwL~.
U&L* I'UİJ Ulitl ^JÜl <£ -ÛJ.I = «Hamd, bizi yediren, içiren ve
müslüman kılan Allah'a mahsustur- derdi."
3284) "... Ebû Ümâme el-Bâhilî (Radtyallâhü ank)'den rivayet
edildiğine göre:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), yemeği
kaldırıldığı veya önündeki (yemek)
kaldırıldığı zaman şöyle derdi:
"Vazgeçilmeyip dâima ihtiyaç duyulan, sürekli, geri çevrilmeyen, bereketli
ve riyasız olan çok hamd Allah'adır. Ey Rabbimiz."
3285) "... Muâz bin Enes el-Cühenî (Radtyallâhü anh)'den
rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallollahü Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur:
Kim bir yemek yeyip de (yemekten) sonra;
Hamd, benden ne bir hareket ne de bir güç olmaksızın bana bu
yemeği veren ve yediren Allah'a mahsustur, derse onun geçmiş (küçük)
günahı bağışlanır/1
YEMEĞİ BERABEB YEMENİN
(FAZİLETİNE DÂİR HADÎSLER) BABI
3286) "... Vahşi bin Harb (Radtyallâhü anh)'âen rivayet
edildiğine göre sahâbîler:
Ya Resûlallahl Biz yemek yiyiyoruz da doymuyoruz, dediler. Re-sûl-1 Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (onlara) :
Siz ayn ayn mı yiyorsunuz? buyurdu. Sahâbîler: Evet, diye cevab verdiler.
ResûM Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Bundan sonra yemeğiniz üzerinde toplanınız (yâni beraber
yeyı-niz) ve yemeğe (başlarken) Allah'ın ismini anınız
ki yemek sizin için bereketli olsun, buyurdu."
3287) "... Ömer bin el-Hattâb (Radtyallâhü anh)'âen rivayet
edildiğine göre; Kendisi Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir :
Yemeği toplu halde yeyiniz ve ayrı ayrı yemeyiniz. Çünkü
şüphesiz, bereket toplulukla beraberdir."
YEMEĞE
ÜFÜRMEK BABI
3288) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'dan;
Şöyle demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ne yiyeceğe üfürürdü ne de
içeceğe. Ve kabın içine doğru solunmazdı."
KİŞİ
YEMEĞİNİ HİZMETÇİSİ GETİRDİĞİ
ZAMAN O YEMEKTEN HİZMETÇİSİNE VERSİN, BABI
3289) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü a«A)'den rivayet
edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Birinizin yemeğini hizmetçisi getirdiği zaman o kimse hizmetçisini
(yemeğe) oturtsun ve onunla beraber yemek yesin. Şayet hizmetçi
(oturup onunla yemek yemeden) imtina ederse (veya o kimse, hizmetçisini oturtup
beraber yemek yemeden imtina ederse) o kimse hizmetçisine yemekten (biraz olsun)
versin."
3290) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü o«A>'den rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
Sizden birisinin kölesi zahmetini ve sıcaklığını
çektiği bir yemeği efendisine sunduğu zaman, efendi o köleyi (yemek
sofrasına) çağırsın ve onunla beraber yesin. Şayet
efendi (bunu) yapmazsa bir lokma alıp kölesinin eline versin.
3291) "... Abdullah (RadtyaUâhü anh)'den rivayet edildiğine göre;
Re-sûlullafa (Sattallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Birinizin yemeğini hizmetçisi getirdiği zaman efendi hizmetçisini
beraberinde (yemeğe) oturtsun veya ona yemekten versin. Çünkü yemeğin
(ateş) hararetini ve dumanını yüklenen hizmetçidir."
MASA ÜSTÜNDE VE YER SOFRASI ÜSTÜNDE
YEMEK YEME BABI
3292) "... Enes bin Mâlik (RadtyaUâhü anh)'den; Şöyle
demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ ne masa üstünde ne de küçük tabakta
yemek yemiştir. (Hâvi) Katâde, (Enes'e) :
Peki onlar yemeği neyin üstünde yiyiyorlardı? diye sormuş. Enep
t Yer sofraları üstünde, diye cevab vermiştir.*'
3293) Enes (Radtyattâhü onA/den; Şöyle demiştir:
Ben, ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i vefat edinceye kadar masa
üstünde yemek yerken görmedim/'
YEMEK KALDIRILMADAN SOFRADAN KALKMANIN
VE SOFRADAKİLER YEME İŞİNİ BİTİRİNCEYE
KADAR
YEMEKTEN EL ÇEKMENİN YASAKLIĞI BABI
3294) "... Âişe (Radıyallâhü anhâyAzn rivayet
edildiğine göre:
ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yemek (sofradan)
kaldırılıncaya kadar (sofradan) kalkmayı
yasaklamıştır."
3295) "... İbn*i Ömer (Radtyallâhü ankütnâydan rivayet
edildiğine göre; ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
Yemek sofrası (na yemek) konulduğu zaman sofra
kaldırılmadıkça hiç bir adam (sofradan) kalkmaz ve kişi
doysa bile sofradakiler yeme işini bitirinceye kadar elini yemekten
kaldırmaz. (Doyan kişi arkadaşları doyuncaya kadar)
yemeğe devam etsin. Çünkü adam (yemekten elini çekmekle) yanında
oturan arkadaşını utandırır ve
arkadaşı belki yemek ihtiyacım duyduğu halde elini tutar
(yâni yemeden çekinir)."
3296) "... Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyin kızı
Kâtıma (Ra-dtyallâhü ankâ)*âan rivayet edildiğine göre: Kendisi
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
Bilmiş olunuz ki elinde et kokusu bulunduğu halde (elini güzelce
yıkamada*) geceleyen (yâni yatan) bir kimse (nin basma bir
şeygelirse) kendi nefsinden başka kimseyi kınamasın (yâni
suçlamasın)."
3297) ■'... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'âen rivayet edildiğine
göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurınu§tur:
Sizden birinin elinde et kokusu bulunup da elini (güzelce) yıkamadan
uyuduğu, sonra başına bir şey geldiği zaman sakın
kendi nefsinden başka hiç kimseyi kınamasın (yâni
suçlamasın)."
YEMEĞE BUYUR
ETME BABI
3298) "... Esma bint-i Yezîd (bin es-Seken bin Râfi) (Radtyattâhü
an-hâ)'dan; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bir yemek getirildi. Sonra bize
takdim edildi. Biz: Yemeğe iştihamız yok, dedik. Bunun üzerine
Resûl-i Ekrem CSallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Açlığı ve yalan söylemeyi toplamayınız, buyurdu."
3299) ".,. (Abdü'l-Eşhel oğullarından bir adam
olan) Enes bin Mâlik (Radty<Ulâhü ank)'dtn rivayet
edildiğine göre şöyle demiştir :
Ben (Medine-i Münevvere'ye) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanma
vardım. O, öğle yemeğini yiyordu. (Bana) :
(Sofraya) yanaş da (yemek) ye, buyurdu. Ben: Oruçluyum, dedim. Fakat
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yemeğinden niçin yemedim,
diye üzgünüm, pişmanım."
MESCÎDDE (YEMEK) YEME BABI
3300) "... Abdullah bin el-Hâris bin Cez, ez-Zübeydî
(Radtyallâhü anh)'-den; Şöyle demiştir:
Biz, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken mes-cidde ekmek ve
et yiyiyorduk."
3301) "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü anhümâ)'âan;
Şöyle demiştir:
Biz, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ'in zamanında yürürken yemek
yerdik ve ayakta (su ve benzerini) içerdik."
3302) "... Enes (Raâtyallâhü anh)'Ğen; Şöyle
demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kabak (yemeğini) severdi."
3303) "... Enes (Radtyallâhü a«A/den; Şöyle
demiştir:
Ününü Süleym (Radıyallâhü anhâ), içinde yaş hurma bulunan bir sepeti
benimle beraber Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e gönderdi. Sonra ben
(Hane-i Saâdet'te) Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i
bulamadım. O, biraz önce kendisini davet edip onun için bir yemek yapan
bir dostunun (veya âzadlı kölesinin) evine gitmişti. Ben de O'nun
yanına gittim. (Vardığımda) O, yemek yi-yiyordu. Enes
demiş ki; O, beraberinde yemek yemem için beni (sofraya)
çağırdı. Enes demiş ki: Ev sahibi etli ve kabaklı bir
tirid yapmıştı. Enes demiş ki: Baktım Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kabaktan hoşlanıyor. Enes demiş
ki: Ben de (tiridin içindeki) kabak parçalarını toplayıp O'na
yaklaştırmaya başladım .Biz yemeği yeyince Resûl-i
Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), evine döndü ve ben hurma sepetini önüne
koydum. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de (hurmayı) yemeye ve
taksim etmeye başladı, nihayet sepetteki hurmayı böylece
bitirdi."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bu, sahih bir seneddir. Râvileri
güvenilir zâtlardır. Bu hadisi, Kütüb-i Sİtte s&hibleri buna
benzer sözlerle yine Enes'ten rivayet etmişlerdir.
3304) "... Câbir (bin Târik) (Radtyallâhü anh)'dtn;
Şöyle demiştir:
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in evinde yanma girdim. O'nun
yanında şu kabaktan vardı. Ben: Bu nedir? diye sordum. O = Bu
kabaktır. Biz bununla yemeğimizi çoğaltırız,
buyurdu."
3305) "... Ebü'd-Derdâ (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre: Resûlullah (Sallaltahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir :
Dünyanın ehlinin ve cennet ehlinin yemeğinin seyyidi (yâni en güzeli)
ettir."
3306) "... Ebü'd-Derdâ (RadtyaUâhü ank)*dea; Şöyle
demiştir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) davet edildiği et yemeğine
dâima icabet etmiştir. Kendisine hediye edilen eti de daima
3307) "... Ebû Hüreyre (Radtyattâhü a«A/den; Şöyle
demiştir:
Bir gün Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e et (yemeği) İkram
edildi de etin kol kısmı O'na sunulup yemesi istendi. O, etin kol
kısmını seviyordu. Bunun üzerine o da (eline
aldığı) koldan eti ısırarak yedi."
3308) "... Abdullah bin Ca'fer (bin Ebî Tâlib) (Radtyallâhü anhümâ)
İbn-i Zübeyr ve bir cemâat için boğazladığı bir deveyi
ikram ettiği sırada, îbn-i Zübeyr'e rivayet ettiğine göre :
Bir defa sahâbîler Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e et yemeğini
sunarlarken kendisi Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Selle m) 'den şu
buyruğu işitmiştir:
«Etin en güzeli (hayvanın) sut etidir.**'
KEBAB (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI
3309) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü a»A)'den; Şöyle
demiştir: Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve S elle m) 'in Allah (Azze
ve
Cellel'ye kavuşana kadar kebab edilmiş bir kuzuyu gördüğünü bil-
miyorum.11
3310) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü atık)'âtn rivayet
edildiğine göre :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in önünden kebab artığı
hiç kaldırılmamış ve beraberinde tüylü yaygı yüklen il
m e m iştir."
3311) "... Abdullah bin el-Hâris bin
el-Cez' ez-Ziibeydî (Radtyallâhü ; Şöyle demi$tir :
Biz bir gün Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile beraber kebab
edilmiş bir parça eti mescidde yedik. Sonra ellerimizi çakıl
taşlarıyla silip abdest almadan (yâni tazelemeden) kalkıp namaz
kıldık."
KADÎD (YÂNİ TUZLANIP GÜNEŞTE
KURUTULAN ET) BABI
3312) "... Ebû Mes'ûd (Radtyaüâhü anAJ'den; Şöyle
demiştir:
Bir (gün bir) adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi
ve O'nunla konuştu. Konuşma esnasında (korkusundan) ferisalan
(omuzlan ile yanları arası) titremeye başladı. Bunun
üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), adama t
(Görüşmeyi) kendine kolaylaştu* (Yâni korkma, sakin ol). Çünkü ben
şüphesiz, bir kral değilim. Şüphesiz ben, tuzlanıp
güneşte kurutulan et yiyen bir kadının oğluyum, buyurdu.
Ebû Abdillah (İbn-i Mâceh) dedi ki t Bu hadisi yalnız İsmail,
Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e
ulaştırmıştır. (Yani diğerleri bunu Kays'tan
mürsel olarak rivayet etmişler)."
3313) i!... Âişe (Radıyallâhü a»hâ)'dan; Şöyle demiştir:
And olsun ki biz sığır ve davarın ayaklarını
(yâni diz kapağı ile topuk arasında kalan kısmı)
kaldırırdık. Kurban bayramı günlerinde kesilen
kurbanların kesiminden on beş gün sonra Resûlullah (Sal-lallahü
Aleyhi ve Sellem) bu ayaklan yerdi."
ETİ YENEN HAYVANA AİT
KARACİĞER VE DALAK BABI
3314)
"... Abdullah bin Ömer (Radtyallâhü an&ümâydan rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Siz (mü'minler) e iki Ölü hayvan ve iki
3315) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ankyâen rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir: Sizin katığınızın
başı tuzdur."
SİRKEYİ (EKMEĞE) KATIK
ETMEK BABI
3316)
"... Aişe (Radtyattâhü anhâyâan rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) şöyle buyurmuştur: Sirke ne
güzel katıktır."
3317) "... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü anhümâ)ydan rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
Ne güzel katıktır sirke."
3318) "... Ümmü Sa'd (Radıyallâhü anAâ)'dan; Şöyle
demiştir :
Bir kere ben Âişe (Radıyallâhü anhâ) 'nın yanında iken
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun yanma girdi ve:
Öğle yemeği olarak bir şey var mı? diye sordu. Âişei
Yanımızda ekmek, kuru hurma ve sirke var, dedi. Bunun üzerine
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Sirke ne güzel katıktır. Allahım! Sirkeyi bereketlendir. Çünkü
sirke benden önceki peygamberlerin katığı idi. İçinde sirke
buluna** bir ev fakirleşmez, buyurdu."
ZEYTİN YAĞKNI KATIK OLARAK
YEMEK) BABI
3319) "... Ömer (bin el-Hattâb) (Radtyallâhü anh)'dtn rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sefam}*°yle buyurdu,
demi§tir:
Zeytin yağını ekmeğe katık ediniz ve bu yağı
kullanınız. Çünkü bu, yağ mübarek bir ağaçtan
alınmadır."
3320) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) §öyle buyurdu, demiştir:
Zeytin yağını (Ekmekle) yeyiniz ve kullanınız. Çünkü
bu ya&, mübarektir."
3321) "... Aişe (Radtyallâhü anhâ)'âan rivayet
edildiğine göre; Resûlul-lah (Sallallakü Aleyhi ve Sellemye süt
sunulduğu zaman :
(Süt) bir bereket veya (yâni bilâkis) iki berekettir, buyururdu.'*
3322) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâ)'âa.n rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir: .
Allah bir kimseye bir yemek yedirdiği zaman o kimse (yemeğe
başlayacağı zaman) :
AUahıml Bize bu yemeği bereketli kıl ve bize bundan
hayırlı n-aok ver, diye duâ etsin. Allah bir kimseye bir mikdar süt
içirdiği zaman da o kimse (süt içeceği zaman) :
Allahım! Bize bu sütü bereketli kıl ve bize daha çok süt ver, diye
duâ etsin. Çünkü yiyeceğin ve içeceğin yerini tutan (yâni
açlığı ve susuzluğu giderici) sütten başka (gıda
maddelerinden) bir şeyi bilmiyorum.**
TATLI (Yi YEMEK) BABI
3323) "... Aişe (Radıyallâkü anhâyâ&n]
Şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tatlı
ve bal severdi."
3324) "... Aişe (Radtyallâhü anhâj'dan; Şöyle
demiştir:
Anam beni Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e hazırlamak
isteğiyle (kadınları şişmanlatmada kullanılan)
sümne (denilen yaban şehdânesini yedirmek) ile beni
şişmanlatmaya çalışıyordu. Fakat bu isteği
gerçekleşmedi. Nihayet ben yaş hurma ile hıyar (beraber) yedim
de bunun üzerine vücûdum güzel biçimde gelişti."
3325) "... Abdullah bin Ca'fer (bin Ebî Tâlib) (Radıyattâhü anhümâ)'*
dan; Şöyle demiştir :
Ben, Resûlul'ah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i yaş hurma ile hıyan
(beraber) yerken gördüm."
3326) "... Sehl bin Sa'd (es-Sâidî)
(RadtyaÜâhü a»A)'den; Şöyle demiştir :
Resuluüah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yaş hurma ile kavunu (beraber)
yerdi."
KURU HURMA (YEMEK) BABI
3327) "... Aişe (Radtyallâhü anAâ/dan rivayet
edildiğine göre: Resûlul-lah (SallaUahü Aleyhi ve Setlem) şöyle
buyurdu, demiştir :
İçinde kuru hurma bulunmayan bir ev halkı açtır."
3328) "... Ubeydullah bin (Ali bin) Ebî Râfi'in nenesi (ve Ebû Râfi'in
karısı) Selmâ (Radtyallâhü anhüm)\\en rivayet edildiğine göre;
Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :
İçinde kuru hurma olmayan bir ev, içinde yiyecek maddesi bulunmayan bir ev
gibidir."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedinde Ubeydullah bin Ali
bulunur. Bu zâtın güvenilirliği hakkında ihtilâf vardır.
Hişâm bin Sa'd'^ı rivayetlerini Müslim de almış ise de,
O*nun şevâhid nevinden olan, yâni başka rivayetlerle teytd
edilmiş durumda olan hadislerini almıştır. İbn-i Muin,
Nesâi ve başkaları bu râviyi zayıf saymışlardır.
Fakat Ebû Zur"a ile Muhammed bin îshâk: O, yeri doğruluk olan bir
hadis üstadıdır, demişler. Senedin kalan râvîleri ise si' kâ,
yâni güvenilir zâtlardır.
MEYVENİN İLK
(ÇIKAN)I (BAHÇEDEN TOPLANIP)
GETİRİLDİĞİ ZAMAN (YAPILACAK İŞ HAKKINDA
GELEN HADÎS) BABI
3329) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)'den rivayet
edildiğine göre:
Meyvenin ilk (çıkan) ı getirildiği zaman Resûlullah (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) :
«Allahım! Biz (mü'minler) e Medînemize, meyvelerimize, müdd ve
sâımıza (yâni ölçeklerimize) kat kat bereket ver,» diye duâ ederdi.
Sonra meyveyi orada bulunan çocuklardan en küçük yaştakine verirdi. (Yâni
getirilen meyveden, önce çocuklara verirdi.)"
YAŞ HURMAYI
KURU HURMAYLA BERABER YEMEK BABI
3330) "... Aişe (Radtyallâhü anhâ)'dan rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sattallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
«Yaş hurmayı kuru
İKİ
HURMAYI BİŞLEŞTİREREK YEMENİN YASAKLIĞI BABI
3331) "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü anhümâydan;
Şöyle demiştir:
Adamın, arkadaşlarından izin istemedik (almadık) ça iki
hurmayı birleştirerek yemesini Resul ullah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) yasaklamıştır."
3332) Ebû Bekir'in azadlı kölesi Sa'd (Radtyallâhü anhümâ) (Sa'd,
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeHem)'e hizmet ediyordu ve Resûlullah
(Sallal-lakü Aleyhi ve Sellem) onun hizmetini beğeniyordu)dan rivayet
edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ıkran'ı, yâni hurma
(yendiğin) de (iki tanesini birleştirmeyi) yasaklamıştır.*'
KURTLU OLMASI MUHTEMEL KURU HURMAYI
KONTROL ETMEK BABI
3333) "... Enes bin Mâlik (RadtyaUâhü anh)'dea; Şöyle
demiştir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) % kendisine eski kum hurma
getirilip (içinde kurt olup olmadığını) kontrol etmeye
başlarken gördüm."
TEREYAĞI İLE KURU HURMA (Yi
YEMEK) BÂBI
3334) "... Sülemli Büsr'ün iki oğlu (Abdullah ve Atiyye) (Radtyaliâkü
anhümyden; Şöyle demişlerdir.
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bir defa) bize geldi Biz O'nun
altına saçaklı bir yaygıyı güzelce serdik. O da üzerinde
oturdu. Sonra Allah (Azze ve
ELENMÎŞ UNDAN YAPILMIŞ ARI
BEYAZ EKMEK (HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BABI
3335) "... Ebû Hazım (Radıyallâhü anhyden;
Şöyle demiştir:
Ben, Sehl bin Sa'd (Radıyallâhü anh) 'a:
Sen elenmiş undan yapılma an beyaz ekmek gördün mü? dîye sordum.
Sehl:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar ben elenmiş
undan mamul arı, beyaz ekmek görmedim, diye cevab verdi.
Peki, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken sa-hâbîlerin un
elekleri var mıydı? diye sordum. Sehl t
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar ben hiç bir un
eleğini görmedim, dedi. Ben:
O halde siz arpa ununu elenmemiş olarak nasıl yiyiyordunuz? diye
sordum. Sehl *.
Evet biz (değirmende öğütülen arpa) ununu (kabuğu gitsin diye)
üflerdik. Böylece un (kabuğun) dan uçan kısım uçardı. Kalan
(kabuklar)! da su ile yumuşatıp yoğururduk, dedi'..."
3336) "... Ümmü Eymen (Bereke) (Radtyallâhü ûnAâJ'dan rivayet
edildiğine göre:
Kendisi bir defa, bir mikdar un elemiş ve elediği unu Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) için ekmek yapmak istemiş. Bunun üzerine
Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Bu, nedir? diye sormuş. Ümmü Eymen de ı
Bu, memleketimizde yaptığımız bir yiyecektir. Ben bundan
senin için bir ekmek yapmayı arzuladım, demiş. Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de:
Bunu (yâni elekle ayırdığın kabuklu kısmı)
şuna (yâni elemiş olduğun una) geri çevir (yâni
karıştır), sonra yoğur, buyurmuştur."
3337) "... Eues bin Mâlik (Radıyallâhü anh)'âen;
Şöyle demiştir:
Resûlıülah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Allah'a kavuşana kadar
elenmiş undan mamul arı, beyaz bir ekmeği gözlerinden biri ile
(de) görmedi"
YUFKA EKMEK (HAKKINDA GELEN
HADİSLER) BABI
3338) "... Atâ (bin EM Müslim el-Hurâsânî) (Radtyallâhü anh)'den;
Şöyle demiştir:
Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh) (bir ara) kavmini, yâni bir köyü ziyaret
etmiş (râvî demiş ki: Sanırım Yünâ köyünü dedi). Köy
halkı Ebû Hüreyre'ye evvelkilerin yufka ekmeklerinden birini
getirmişler. Bunun üzerine Ebû Hüreyre ağlamış ve s
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu (nevi) ekmeği gözüyle hiç
görmedi, demiştir."
3339) "... Katâde (Radtyallâhü anh)'den; Şöyle
demiştir:
Biz, Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh) 'in yanma giderdik. (îshâk, kendi
rivayetinde: "Ve Enes'in ekmek pişiricisi ayakta — hizmet ediyor—
idi", dedi. Dârimi de kendi rivayetinde: "Ve Enes'in yemek
masası konulmuş (veya yemeği) oluyordu" dedi.) Enes bir gün
(bize) dedi ki:
(Buyurunuz, yemek) Yeyiniz. Ben Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in
Allah'a kavuşana kadar ne yufka ekmek ne de kebab edilmiş bir kuzuyu
gördüğünü bilmiyorum, dedi.**
FÂLÛZEC (YÂNİ. BAL HELVASI) BÂBl
3340) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâkü anhümâ)'âan;
Şöyle demiştir: ^
Fâlûzec (yâni bal helvasın)ı ilk İşitmemiz şöyle
oldu: Cibril
(Aleyhisselâm), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:
Senin ümmetine memleketler fethedilecek ve onların üzerine
dünyalıktan (yâni bolluk) öyle akıtılacak ki onlar muhakkak
fâlûzec yiyeceklerdir, demiş. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem):
Fâlûzec nedir? diye sormuş. Cibril (Aleyhisselâm) : Yağ ve balı
beraber karıştırırlar (helva yaparlar), demiş.
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de bu sebeble hıçkırarak
ağlamıştır."
YAĞLANMIŞ EKMEK BABI
3341) "... İbn-i Ömer (Radıyallâhü ankümâ)'dan rivayet
edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir gün :
Keşke, esmer buğdaydan yapılmış yağh bir beyaz
ekmek yanımızda bulunsaydı da yeseydik, buyurdu. Ensâr'dan bir
adam da bu buyruğu işitip anılan ekmeği yaptı ve O*na
getirdi. Resûlullah (Sallallahü Aelyhi ve Sellem) :
(Ekmeğe karıştırdığın) bu yağ hangi
nevi kabta idi? diye sordu. Adam t
Büyük bir kelerin derisinden mamul bir tulukta İdi, dedi. Resûl-İ
Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : Onu yemekten İmtina etti (yani
yemedi)."
3342) ''..- Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)'den; Şöyle
demiştir:
(Anam) Ümmü S ü ley m (bint-i Milhân) — bir gün — Peygamber (Sallallahü Aleyhi
ve Sellem) için bir ekmek yaptı ve ekmeğe biraz yağ koydu. Sonra
(bana) : Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e git de davet et, dedi. Enes
demiş ki:
Ben de O'nun yanına vardım ve: Anam seni çağırıyor,
dedim. Enes demiştir ki:
Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), ayağa kalktı
ve yanında olan sahâbilere:
(Siz de) kalkınız, buyurdu. Enes demiş ki:
Ben onlardan önce ananım yanma vardım ve (Peygamber (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) ile yanmdakilerin gelmekte olduklarını) ona haber
verdim. Biraz sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (anamın evine)
geldi. (Sahâbîler de evin dışında beklediler). Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (anama) :
Yaptığın (yemeğ)i getir, buyurdu. Anamı
Ben yemeği yalnız senin için (yâni az) yaptım, dedi. Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (anama) :
Yaptığını getir, buyurdu. (Anam yaptığı
ekmeği getirdi). Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Yâ Enes! Sen (sahâbileri) onar kişilik grublar hâlinde (sırayla)
yanıma dahil et (y^ni eve al) buyurdu. Ben de (sahâbîleri) onar ki-silik
hâlinde O'nun yanma almaya başladım. Hepsi doyasıya yediler.
Sahâbîler seksen kişi idi."
BUĞDAY EKMEĞİ BABI
3343) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anhyden; Şöyle
demiştir:
Nefsim (kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki, Allah'ın
Peygamber'i (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i Allah (Azze ve
3344) "... Âişe (Radtyallâhü anhâ)'dân; Şöyle
demiştir:
Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in ev halkı Medîne-i Münevvere'ye
geldikleri zamandan Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye
kadar üç gece üst üste buğday ekmeğinden karınlarım
doyurmamışlardır."
ARPA EKMEĞİ BABI
3345) "... Âişe (Radtyallâhü û«Aâ)'dan; Şöyle
demiştir:
(And olsun ki) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde
benim evimde bana ait bir rafta bulunan bir parça arpadan başka,
karaciğeri! bîr canlının yiyeceği hiç bir şey yoktu.
Bir sür» (Allah'ın bereketiyle) ondan yedim. Sonra arpamı ölçtüm.
Bunun üzerine bitti."
3346) "... Âişe (Radtyallâhü ö«Aû>'dan; Şöyle
demiştir:
Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar, O'nun ev
halkı arpa ekmeğini doyunca yemediler."
3347) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü ankümâ)'dan;
Şöyle demiştir:
ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve aile ferdleri üst üste bir kaç gece
aç olarak gecelerdi, akşam yemeği bulamazlardı. Genellikle
yedikleri ekmek de arpa ekmeğiydi.
3348) *'... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anAJ'den; Şöyle
demiştir:
ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yün elbise giydi ve yamalı papuç
giydi. Enes şunu da söylemiştir: ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellemî beşi1 yedi ve sert elbise giydi.
(Enes'in râvisi) el-Hasan'a: Beşi1 nedir? diye sorulmuş. O da
(Beşi*), arpanın iri (öğütülmüş) olanıdır. O,
bunu ancak bir yudum su ile yutabilir idi" demiştir.
YEMEKTE İKTİSAD ETMEK
(YÂNİ AZ YEMEK) VE DOYASIYA YEMENİN MEKRUHLUĞU
3349) "... Mıkdâm bin Madîkerib (Radtyalîâhü onA/den;
Şöyle demiş-
tir:
Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den şöyle buyururken
işittim: Âdem oğlu karın (yâni mide)den daha şer (fena) bir
kab doldurmamıştır. Âdem oğluna, belini doğrultan bir
kaç lokma yeter. Eğer Âdem oğluna nefsi galebe çalarsa, kanun (yâni
midenin) üçte biri yiyecek, üçte biri içecek ve üçte biri de nefes
içindir."
3350) "... İbn-i Ömer (Radtyalîâhü anhümâydan rivayet
edildiğine göre :
Bir defa bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanında
(tokluğundan dolayı) geğirdi. Bunun üzerine Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (adama) :
Geğirtini bizden uzaklaştır. Çünkü şüphesiz, kıyamet
günü açlığı en vzun olanınız, dünya hayatında en
çok tok olanınızdır, buyurdu."
3351) "... Atîyye bin Âmir el-Cühenî (Radtyallâkü enh)'den; Şöyle
demiştir :
Selmân (Radıyallâhü anh) den, yediği yemekten biraz daha yemesi için
israr edilirken şunu işittim:
(Yediğim mikdar) bana yeter. Çünkü ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) 'i şöyle buyururken işittim:
Dünyada nisanların en çok doyasıya yiyeni kıyamet günü
açlığı en uzun olanıdır/*
Kot: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Sald bin Muhammed
el-Verrak es-Sakafi bulunur. Âlimler onu zayıf saymıştır. îbn-i
Hibbân ve Hâkim de (mu sıka, güvenilir saymışlardır.
İŞTİHA
ETTİĞİN (YÂNİ CANININ ÇEKTİĞİ) HER
ŞEYİ YEMEK BİR NEVÎ İSRAFTIR, BABI
3352) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anhyâen rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir :
«Senin İştiha ettiğin her şeyi
3353) "... Âi§e (Radtyattâhü anhâ)'d&n;
Şöyle demiştir:
(Bir defa) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) eve girdi de yere
atılmış bir ekmek parçası gördü. Onu yerden alıp
sildikten sonra yedi ve:
Yâ Âişe, değerli şeye saygı göster. Çünkü ekmek
parçası hangi kavimden nefret etmiş (kaçmış) ise katiyyen
bir daha onlara dönmemiştir, buyurdu."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan el-Velld
bin Muhaınmed zayıftır. Sindi de : ed-Dümeyri'nin bu râvlnin
hadîs uydurmakla itham edildiğini söylediğini nakletmiştir.
AÇLIKTAN (ALLAH'A) SIĞINMA BABI
3354) Cı... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anky&tn rivayet edildiğine
göre; Resulullah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle duâ ediyordu:
«Aİlahım, ben açlıktan şüphesiz
AKŞAM
YEMEĞİNİ BIRAKMAK BABI
3355) «... Câbir bin Abdillah (Radtyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine
göre; Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir:
Bir avuç kuru hurma İle de olsa aksam yemeğini terketmeyiniz. Çünkü
bunu bırakmak (insanı) ihtiyarlatır (Yâni zayıflatır).
MİSAFİR EDİNME BABI
3356) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü anh)'6en rivayet
edildiğine göre; Resûlullab (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
Hayır, misafir
3357) "... İbn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâyd&n rivayet
edildiğine göre ; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
Hayır, içinde yemek yenen eve, bıçağın deve hörgücüne
ulaşmasından daha hızlı ulaşır."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Cübâre var. Bu râvî
zayıftır. Ayrıca senedde «Abdurrahman bin Nehşel» ifâdesi
yanlıştır. Doğrusu şöyledir :
3358) "... Ebû Hüreyre (Radtyallâhü anh)\\en rivayet edildiğine göre;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
Adamın, misafiri ile beraber evin kapısına kadar
çıkması (yâni uğurlaması) şüphesiz sünnettendir."
MİSAFİR.
MÜNKER (YÂNİ MEŞRU OLMAYAN) BİR ŞEY GÖRDÜĞÜ
ZAMAN GERİ DÖNER, BABI
3359) "... Âli (bin Ebî Tâlİb) (Radtyallâhü anh)'den;
Şöyle demiştir:
Ben (bir gün) bir yemek yapıp Resûhıllah (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) 'i davet ettim. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) geldi. Fakat
evde resimler görünce geri gitti."
3360) "... Sefine Ebû Abdirrahmân (Radtyallâhü fl»A)'den rivayet
edil-diğine göre:
Bİr adam bir yemek yapıp Alî bin Ebî Tâlib (Radıyallâhü
anhVın evine göndermiş, Fâtıma (Radıyallâhü anhâ) da:
Keşke Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'İ davet edip O da
bizimle beraber yiyerdi, demiş ve bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) 'i davet etmişler. Resûl-i Ekrem de gelmiş ve elini
kapının iki tarafında ağaçların üstüne koymuş.
Sonra (içeri gireceği sırada) odanın bir kenarında desenli
bir örtü görüp geri gitmiş. Bunun üzerine Fâtıma, Alî'ye:
)
Yetiş de, Seni geri çeviren nedir? Yâ Resûlallah, diye sor, demiş.
(Ali de yetişip sormuş ve) Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve
Sellem) :
Müzevvak (yâni nakışlarla süslü) bir eve girmek benim için yoktur
(yâni giremem), buyurmuştur."
YEMEKTF YAĞ İLE
ETİ BİRLEŞTİRMEK BABI
3361) "... İbn-i Ömer (Abdullah)
(RadtyaUâhü anfıümâyâan rivayet '"
■ göre:
Bir gün kendisi sofrası üstünde (yemekte) iken
(babası) Ömer (bin el-Hattâb) (Radıyallâhü anh) onun
yanma giriyor. Abdullah sofranın baş kısmında
(babası) Ömer için yer açıyor. Ömer de: Bismillah diyerek elini vurup
bir lokma alıyor. Sonra diğer bir lokma ile ikiliyor, (yâni ikinci
bir lokmayı alıyor). Sonra Ömer (Radıyallâhü anh) :
Ben bir yağ tadım cidden buluyorum. Bu, et yağı (tadı)
değildir, deyince Abdullah (Radıyallâhü anh) :
Ey mü'minlerin emîri (halifesi), ben çarşıya çıkıp
satınalayım diye semiz et aradım. Fakat bunu pahalı bulunca
bir dirhem ile zayıf et aldım ve üstüne bir dirhemlik yağ
koydum. Böylece aile ferdleri-min kemiklerden yararlanmasını istedim,
diyor. Bunun üzerine Ömer (Radıyallâhü anh) :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanında et ve yağ
birleştiği her zaman O. mutlaka birini yemiş, diğerini de
sadaka etmiş (ikisini yediği katiyen vâki olmamıştır),
diyor. Abdullah (Radıyallâhü anh):
Yâ mü'minlerin emîr'i (bu defa) al. Bundan sonra et ve yağ benim
yanımda birleştiğinde mutlaka bunu yapacağım (yâni
birisini yeyip diğerini sadaka edeceğim), diyor. Fakat Ömer
(Radıyallâhü anh):
Ben yapacak değilim (Yâni bu yemeği yemem), diyor."
KİM BİR YEMEK
PİŞİRİRSE SUYUNU ÇOĞALTSIN, BABI
3362) "... Ebû Zerr (Radtyallâhü anA/den rivayet
edildiğine göre; Pey-gamber (Sallaİlahü Aleyhi ve Sellem) :
«Bir çorba yapbğın zaman suyunu çoğalt ve çorbandan bir avucu-nu
komşularına ver,» buyurmuştur."
SARMISAK, SOĞAN VE PIRASAYI YEMEK
BÂBI
3363) "... Ma'dftn bin Ebf Talha el-Ya'merî (Radtyallâhü
anh)'den; Şöyle demiştir:
Ömer bin el-Hattâb (Hadıyallâhü anh), Cuma günü hutbe okumak üzere
ayağa kalktı. Allah'a harad ve sena ettikten sonra şöyle Ey
insanlar! Siz, benim ancak habis (yâni hoşlanılmaz)
sandığım şu sarımsak ve soğan (denilen) iki
yeşilliği gerçekten yiyiyorsunuz. Halbuki Resûlullah (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) hayatta iken (mes-cid'de) kendisinden mezkûr yeşillik
kokusu hâsıl olan adam görürdüm. (Böylesi mescid'den
uzaklaştırılarak) Bakî tarafına
çıkarılıncaya kadar elinden tutuluyor (götürülüyor) du. Şu
halde, kim bunları behemehal yiyecek olursa pişirmek suretiyle
kokusunu gidermesi gerekir."
3364) "... (Ebû Eyyûb-î Ensârî'nin zevcesi) Ümmii Eyyûb
(RadtyaUâhü mâyd; Şöyle demiştir:
Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e, içinde (soğan,
sarımsak, pırasa gibi) bazı (kerih kokulu) yeşillikler
bulunan bir yemek yaptım. Fakat O, (bundan) yemedi ve:
•Ben arkadaşım (Cebrail AleyhisselâmJa eziyet etmekten
hoşlanmam.» buyurdu."
3365) "... Câbir (RadtyaUâhü anhyâen rivayet edildiğine
göre: Birkaç adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanma
gelmişler. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), onlardan prasa kokusu
duymuş ve:
«Ben siz (müslümanlar) ı (fena kokulu) bu yeşillikten men etmiş
olmadım mı? Şüphesiz insanların rahatsız olduğu
şeylerden melekler de rahatsızlanır.*"
3366) "... Ükbe bin Âmir el-Cühenî (Radtyallâhü a«A)'den rivayet
edildiğine göre:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), sahâbîlerine i «Soğan yemeyiniz»
buyurmuş, sonra gizli (yâni alçak sesli) bir kelime "Çiğ"
buyurmuştur."
3367) "... Selmân-i Fârisî (Radtyallâhü anh)'âtn; Şöyle
demiçtir:
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e sâde yağ, peynir ve firâ (yâni
yabanî eşek veya deriden mamul elbise) hükmü soruldu. Resûl-İ Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Helâl, Allah'ın, Kitâb'ında (açık veya kapalı olarak)
helâlliğini bildirdiği, haram da Allah'ın, Kitâb'ında
(açık veya kapalı olarak) haramhğuu bildirdiği şeydir.
Kitâb'ın (veya Allah'ın) söz etmediği (yâni helâl veya haram
olduğunu belirtmediği) şey de, Allah'ın af iv ettiği
(yâni mubah kıldığı) şeylerdendir.»"
3368) "... Kuman bin Beşîr (Radtyallâhü anhümâ)'dan;
Şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e Tâif'ten
bir mlkdar
(yaş) üzüm hediye edilmişti. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sel-
lem) beni çağırarak:
«Şu salkımı al da anana ulaştır» buyurdu. Ben de üzümü
anama ulaştırmadan önce yedim. Birkaç gece sonra Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana:
«Üzüm salkımı ne oldu, onu anana ulaştırdın mı?»
diye sordu. Bende:
Hayır (anama ulaşmadı), dedim. Numân demiş ki Resûl-i Ekrem
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana ğuder (vefasız), dedi."
3369) "... Talha (Radtyallâhü ö»*)'den; Şöyle
demiştir:
Bir gün ben Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına girdim.
Elinde ayva vardı. Buyurdu ki i
Bunu al (ye), ey Talha. Çünkü ayva, şüphesiz gönülü rahatlatır."
YÜZÜKOYUN YATARAK
YEMEK YE\fENİN YASAKLIĞI BABI
3370) "... Sâlim'in babası (Abdullah bin Ömer)
(Radtyallâhü anhüm)'-den rivayet edildiğine göre :
BesûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) .adamın yüzükoyun yatarak yemek
yemesini yasaklamıştır.1*