Cuma, 22 Rebiülahir 1446

Hısnu’l-Muslim

Saîd el-Kahtânî

 Çeviren: İsmail Yaşa

حِـصْـنُ الْـمُسْـلِـمِ

من أذكار الكتاب والسنة

 

Kur’an ve Sünnette Müslümanın Sığınağı

DUÂ VE ZİKİRLER 

Yayıncının Önsözü

Allah Teâlâ’ya hamd, Rasûlü Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’e, âline ve ashabına salât ve selâm olsun.

Gerek insî ve cinnî şeytanlar; gerekse kötülüğü emreden nefsimizin saldırıları, bizi gaflete sürükleyip hedefi şaşırtmaktadır. Oyalanma ve gurur dünyası denilmesi de bundan dolayıdır.Bu, gafletin bir başka adıdır.Artık Allah Teâlâ’nın hoşnutluğunu kazan-maya vesile olacak sebeplere sarılmak kişiye ağır gelir ve kendini avutmanın yollarını arar.

Bu saldırılara karşı müslümanın kendini koruyacak kalesi de, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in hayatında inşa edip günümüze kadar ehli sünnet hadis âlimlerince bize ulaştırılan sahih zikir ve duâlardır.Kalbi Allah Teâlâ’yı anmakla yumuşayan bir müslüman, bunlarla kendini koruma altına alır ve Rabbinin hoşnutluğunu kazanabileceği tüm vesilelere hırsla tutunur.

İşte bu noktadan hareketle yayınladığımız eser, bir çok ilim ehli ve öğrencisi tarafından beğeni kazanmış ve “Hısnu’l-Muslim” adıyla dünyanın birço yerinde elden ele okunmuş ve ezberlen-miştir.Yer verilen hadislerin kaynaklarının zikredilmesiyle ayrı bir önem kazanan bu kitap, dileriz herkese yararlı olur.

Faydalı eserleri size ulaştırmayı gaye edinen yayınevimizin bu çalışmasının da ilgi uyandıracağını umarız.

Arapça metinlerin Türkçe okunuşlarına yer vermekten, anlamı değiştiren hatalara yolaçtığı ve yaşatmaya çalıştığımız sahih ilmî değerlere aykırı olduğundan dolayı bundan kaçındık. Bu gibi kitaplardan ezber yapmaktan şiddetle kaçınmalıdır.

Arapça metnin harekeli olması ezber ve doğru telaffuz için yeterince kolaylık sağlayacaktır.

Şüphesiz başarı, Allah’tandır.

Yayıncı / Önsöz

Hamd, Allah Teâlâ’yadır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah Teâlâ’ya sığınırız.Allah Teâlâ kimi hidâyete erdirirse, onu saptıracak yoktur.Kimi de saptırırsa onu hidâyete erdirecek yoktur.

Allah Teâlâ’dan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâhın olmadığına, O’nun bir olduğuna ve ortağı bulunmadığına şehâ-det ederim. Yine, Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem- Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim.

Allah Teâlâ O’na, âline, ashabına ve kıyâmete kadar onlara güzel bir şekilde tâbi olanlara salât ve selâm eylesin.

Bu veciz eser, “ez-Zikru ved-Duâ vel-ilâcu bir-Rukâ minel-Kitâbi ves-Sünne”/ “Kur’an ve Sünnetten Zikir, Duâ ve Rukye ile Tedâvi” isimli kitabın bir özetidir.

Yolculuklarda taşınması kolay olsun diye zikirler kısmını burada özetledim.Bu eseri hazırlarken duânın sadece metnini belirtip tahricin aslında bulunan bir veya iki kaynağı belirtmekle yetindim.(Rivâyet eden) sahâbîyi öğrenmek veya tahricte ziyâde isteyen aslına (ez-Zikru ve’d-Duâ…) adlı kitaba başvurabilir.

Güzel isimleri (Esmâ’ul Hüsnâ) ve yüce sıfatları ile Allah-azze ve celle-’den bu eseri kerîm vechine halis kılmasını, hayatımda ve ölümümden sonra bu amelle beni faydalandırmasını; bunu okuyana, bastırana ve dağıtana faydalı kılmasını dilerim.

Şüphesiz ki, Allah Teâlâ bunu yapan ve buna gücü yetendir.

 Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’e, âline, ashâbına ve kıyâmete kadar onlara en güzel bir şekilde tâbi olanlara salât ve selâm eylesin.

Saîd el-Kahtâni

ZİKRİN FAZİLETİ

Allahu Teâlâ buyuruyor ki:

{فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُواْ لِي وَلاَ تَكْفُرُونِ} [سورة البقرة الآية: 152]

“Beni anın ki, ben de sizi anayım.Bana şükredin, sakın bana nankörlük etmeyin!”[1]

{يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًا كَثِيرًا} [ سورة الأحزاب الآية: 41]

“Ey îmân edenler! Allah’ı çokça anın.”[2]

{وَالذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا} [سورة الأحزاب من الآية: 35]

“… Allah’ı çokça anan erkekler ve çokça anan kadınlar var ya; Allah işte  bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat (cennet) hazırlamıştır.”[3]

{وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ وَلاَ تَكُن مِّنَ الْغَافِلِينَ} [سورة الأعراف الآية: 205]

“İçinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!”[4]

Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( مَثَلُ الَّذيِ يَذْكُرُ رَبَّـهُ وَالَّذيِ لاَ يَذْكُرُ رَبَّـهُ مَثَلُ الْحَيِّ وَالْمَيِّتِ ))

 [ رواه البخاري ومسلم ]

“Rabbini zikreden İle Rabbini zikretmeyenin misâli, diri ile ölü gibidir.”[5]

Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyurmaktadır:

(( أَلاَ أُنَبِّئُكُمْ بِخَيْرِ أَعْمَالِكُمْ وَأَزْكَاهَا عِنْدَ مَلِيكِكُمْ وَأَرْفَعِهَا فِي دَرَجَاتِكُمْ وَخَيْرٌ لَكُمْ مِنْ إِنْفَاقِ الذَّهَبِ وَالْوَرِقِ وَخَيْرٌ لَكُمْ مِنْ أَنْ تَلْقَوْا عَدُوَّكُمْ فَتَضْرِبُوا أَعْنَاقَهُمْ وَيَضْرِبُوا أَعْنَاقَكُمْ؟ قَالُوا: بَلَى. قَالَ: ذِكْرُ اللَّهِ تَعَالَى )) [ رواه الترمذي وابن ماجه ]

“Amellerinizin en hayırlısını, Melîkiniz katında en geçerli olanını, dereceleriniz içerisinde en yükseğini, altın ve gümüşü Allah yolunda harcamanızdan daha hayırlısını, düşmanınızla karşılaşıp sizin onların boyunlarını vurmanızdan, onların da sizin boyunlarınızı vurmasından daha hayırlısını size bildireyim mi?”

Sahâbe: “Evet” dediler.

Buyurdu ki: “Allah Teâlâ’yı zikretmektir.”[6]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:

(( يَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى: أَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِي بِي،وَأَنَا مَعَهُ إِذَا ذَكَرَنِي فَإِنْ ذَكَرَنِي فِي نَفْسِهِ ذَكَرْتُهُ فِي نَفْسِي، وَإِنْ ذَكَرَنِي فِي مَلإٍَ ذَكَرْتُهُ فِي مَلإٍَ خَيْرٍ مِنْهُمْ، وَإِنْ تَقَرَّبَ إِلَيَّ بِشِبْرٍ تَقَرَّبْتُ إِلَيْهِ ذِرَاعًا، وَإِنْ تَقَرَّبَ إِلَيَّ ذِرَاعًا تَقَرَّبْتُ إِلَيْهِ بَاعًا، وَإِنْ أَتَانِي يَمْشِي أَتَيْتُهُ هَرْوَلَةً )) [ رواه البخاري ومسلم ]

“Allah Teâlâ, «Ben kulumun hakkımdaki zannındayımdır. Beni zikrettikçe onunlayım.Beni bir toplulukta anarsa, ben de onu onlardan daha hayırlı bir toplulukta anarım.Bana bir arşın yakla-şırsa, ben ona on arşın yaklaşırım.Bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım.Kulum bana yürüyürek gelse, ben ona koşarak gelirim» buyurdu” demiştir.[7]

Abdullah b. Busr şöyle rivâyet eder:

(( أَنَّ رَجُلاً قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ! إِنَّ شَرَائِعَ الْإِسْلاَمِ قَدْ كَثُرَتْ عَلَيَّ، فَأَخْبِرْنِي بِشَيْءٍ أَتَشَبَّثُ بِهِ. قَالَ: لاَ يَزَالُ لِسَانُكَ رَطْبًا مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ )) [ رواه الترمذي ]

“Bir adam Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü! İslam’ın bana olan emirleri fazlalaştı.Bana birşeyi haber ver ki ona sımsıkı sarılayım” dedi.

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: “Dilin, devamlı Allah’ı anmakla ıslak kalsın.”[8]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

((مَنْ قَرَأَ حَرْفًا مِنْ كِتَابِ اللَّهِ فَلَهُ بِهِ حَسَنَةٌ، وَالْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا، لاَ أَقُولُ (الم) حَرْفٌ، وَلَكِنْ أَلِفٌ حَرْفٌ، وَلاَمٌ حَرْفٌ، وَمِيمٌ حَرْفٌ )) [ رواه الترمذي ]

“Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa, ona bununla bir hasene vardır ve her hasene on misli ile karşılık görür. Elif, lâm, mîm bir harftir demiyorum. Fakat elif bir harf, lâm bir harf ve mîm bir harftir.”[9]

Ukbe b. Âmir-Allah ondan râzı olsun- şöyle rivâyet eder:

((خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى الله عليه وسلّم وَنَحْنُ فِي الصُّفَّةِ،فَقَالَ: أَيُّكُمْ يُحِبُّ أَنْ يَغْدُوَ كُلَّ يَوْمٍ إِلَى بُطْحَانَ أَوْ إِلَى الْعَقِيقِ فَيَأْتِيَ مِنْهُ بِنَاقَتَيْنِ كَوْمَاوَيْنِ فِي غَيْرِ إِثْمٍ وَلاَ قَطْعِ رَحِمٍ؟ فَقُلْنَا: يَا رَسُولَ اللَّهِ نُحِبُّ ذَلِكَ. قَالَ: أَفَلاَ يَغْدُو أَحَدُكُمْ إِلَى الْمَسْجِدِ فَيَعْلَمُ أَوْ يَقْرَأُ آيَتَيْنِ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ خَيْرٌ لَهُ مِنْ نَاقَتَيْنِ وَثَلاَثٌ خَيْرٌ لَهُ مِنْ ثَلاَثٍ وَأَرْبَعٌ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَرْبَعٍ وَمِنْ أَعْدَادِهِنَّ مِنْ الْإِبِلِ )) [ رواه مسلم ]

“Biz Suffe’de iken Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- çıkageldi ve şöyle dedi: “Sizden kim, her gün sabah Buthan’a veya Akik’e[10] gitmeyi,oradan günaha girmeksizin ve akrabalık bağını kesmek-sizin hörgüçlü iki büyük dişi deve ile dönmeyi ister?”

Biz:“Ey Allah’ın Rasûlü! Tabii ki bunu isteriz.’ Dedik.

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz erkenden mescide gidip Allah-azze ve celle-’nin kitabından iki âyet öğrenir veya okumaz mı? Bu onun için iki deveden daha hayırlıdır.Üç âyet, üç deveden, dört âyet, dört deveden daha hayırlıdır.Öğrenilen veya okunan âyetler sayısın-ca deveden daha hayırlıdır.”[11]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( مَنْ قَعَدَ مَقْعَدًا لَمْ يَذْكُرِ اللَّهَ فِيهِ، كَانَتْ عَلَيْهِ مِنْ اللَّهِ تِرَةٌ، وَمَنِ اضْطَجَعَ مَضْجَعًا لاَ يَذْكُرُ اللَّهَ فِيهِ،كَانَتْ عَلَيْهِ مِنْ اللَّهِ تِرَةٌ ))

[ رواه أبو داود وغيره ]

“Kim bir yerde oturur da orada Allah’ın adını anmazsa, Allah tarafından (bu kusurundan dolayı) bir pişmanlığa uğratılır. Kim de bir yatağa uzanır, orada Allah’ın adını anmazsa, Allah tarafından (bu kusurundan dolayı) bir pişmanlığa uğratılır.”[12]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyurmaktadır:

((مَا جَلَسَ قَوْمٌ مَجْلِسًا لَمْ يَذْكُرُوا اللَّهَ فِيهِ، وَلَمْ يُصَلُّوا عَلَى نَبِيِّهِمْ إِلاَّ كَانَ عَلَيْهِمْ تِرَةً، فَإِنْ شَاءَ عَذَّبَهُمْ وَإِنْ شَاءَ غَفَرَ لَهُمْ ))

[ رواه الترمذي ]

“Bir mecliste oturup da orada Allah’ın adını anmayan ve peygamberlerine salât getirmeyen bir topluluk, mutlaka Allah tarafından (bu kusurlarından dolayı) pişmanlığa uğratılır.Allah dilerse onlara azap eder,  dilerse onları bağışlar.”[13]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyurmaktadır:

(( مَا مِنْ قَوْمٍ يَقُومُونَ مِنْ مَجْلِسٍ لاَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ فِيهِ إِلاَّ قَامُوا عَنْ مِثْلِ جِيفَةِ حِمَارٍ وَكَانَ لَهُمْ حَسْرَةً )) [ رواه أبو داود وأحمد ]

“Oturdukları mecliste Allah’ın adını anmadan kalkan bir topluluk, eşek leşi üzerinden kalkmış gibidirler ve bu meclis, onlar için (kıyâmet günü) pişmanlık olacaktır.”[14]

 

UYKUDAN UYANINCA YAPILAN DUÂLAR:

(( اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي أَحْيَانَا بَعْدَ مَا أَمَاتَنَا وَ إِلَيْهِ النُّشُورُ ))

  1. 1.(4/1)“Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Dönüş, yalnızca O’nadır.”[15]

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ،لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ،وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ،سُبْحَانَ اللهِ،وَالْحَمْدُ ِللهِ،وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَاللهُ أَكْبَرُ،وَلاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ، رَبِّ اغْفِرْ ليِ ))

2- (4/2) Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O birdir ve ortağı yoktur.Mülk O’nundur ve hamd O’nadır. O, her şeye gücü yetendir.Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Hamd Allah’adır.Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür.Güç ve kuvvet, ancak yüce ve büyük olan Allah’a aittir.Rabbim! Beni bağışla!”[16]

(( اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي عَافَانِي فيِ جَسَدِي، وَرَدَّ  عَلَيَّ  رُوحِي، وَأَذِنَ ليِ بِذِكْرِهِ ))

3- (4/3) “Bedenime âfiyet veren, ruhumu bana geri veren ve bana kendisini zikretme fırsatı veren Allah’a hamdolsun.”[17]

4- (4/4)

{إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ لِّأُوْلِي الألْبَابِ * الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىَ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ * رَبَّنَا إِنَّكَ مَن تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ * رَّبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلإِيمَانِ أَنْ آمِنُواْ بِرَبِّكُمْ فَآمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الأبْرَارِ * رَبَّنَا وَآتِنَا مَا وَعَدتَّنَا عَلَى رُسُلِكَ وَلاَ تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ * فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لاَ أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِّنكُم مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى بَعْضُكُم مِّن بَعْضٍ فَالَّذِينَ هَاجَرُواْ وَأُخْرِجُواْ مِن دِيَارِهِمْ وَأُوذُواْ فِي سَبِيلِي وَقَاتَلُواْ وَقُتِلُواْ لأُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلأُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ ثَوَابًا مِّن عِندِ اللَّهِ وَاللَّهُ عِندَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ * لاَ يَغُرَّنَّكَ تَقَلُّبُ الَّذِينَ كَفَرُواْ فِي الْبِلاَدِ * مَتَاعٌ قَلِيلٌ ثُمَّ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُ * لَكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْاْ رَبَّهُمْ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نُزُلاً مِّنْ عِندِ اللَّهِ وَمَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ لِّلأَبْرَارِ * وَإِنَّ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَمَن يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِمْ خَاشِعِينَ لِلَّهِ لاَ يَشْتَرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ ثَمَنًا قَلِيلاً أُوْلَـئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ * يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اصْبِرُواْ وَصَابِرُواْ وَرَابِطُواْ وَاتَّقُواْ اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ} [سورة آل عمران: 190- 200]

“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahipleri için şüphesiz deliller vardır. Onlar ayaktayken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın, Sen (noksan sıfatlardan) münezzehsin.Bizi ateşin azabından koru, derler.Rabbimiz! Sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun, zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur. Rabbimiz!Biz, Rabbinize îmân edin diye çağıran bir dâvetçi işittik de îmân ettik.Rabbimiz!Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı iyilerle birlikte al.Rabbimiz!Peygamberlerine vâdet-tiklerini bize ver, kıyâmet günü bizi rezil etme.Şüphesiz sen, sözünden asla dönmezsin.Rableri duâlarını kabul etti:Birbirinizden meydana gelen erkek olsun, kadın olsun sizden (iyi) iş yapanın işini boşa çıkarmam.Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda ezâya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını elbette bağışlayacağım.Andolsun ki, Allah katından bir nimet olarak, onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Nimetin güzeli Allah katındadır.İnkâr edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer cehennemdir.O ne kötü duraktır!Fakat Rablerinden sakınanlara, Allah katından konukluklar bulunan, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır.Allah katındaki şeyler, iyi olanlar için daha hayırlıdır.Kitap ehlinden Allah’a huşu duyarak inanıp Allah’ın âyetlerini az bir değere değişmeyenler vardır. İşte onların ecirleri Rablerinin katındadır.Şüphesiz Allah hesabı çabuk gören-dir.Ey îmân edenler!Sabredin, (düşman karşısında) sebat gösterin, cihada hazırlıklı bulunun, Allah’a karşı gelmekten sakının ki başarıya erişesiniz.»[18]

ELBİSE GİYERKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي كَسَانِي هَذَا (الثَّوْبَ) وَرَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلٍ مِنِّي وَلاَقُوَّةٍ ))

5- Bana bu (elbiseyi) giydiren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet harcamaksızın beni onunla rızıklandıran Allah’a hamd olsun.”[19]

YENİ ELBİSE GİYERKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ كَسَوْتَنِيهِ، أَسْاَلُكَ مِنْ خَيْرِهِ وَخَيْرِ مَا صُنِعَ لَهُ، وَخَيْرِ مَا صُنِعَ لَهُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهِ وَشَرِّ مَا صُنِعَ لَهُ ))

6- “Allahım! Hamd sana’dır.Bunu bana sen giydirdin.Onun ve yapılış gâyesinin hayırlı olmasını senden dilerim.Onun ve yapılış gâyesinin şer olmasından sana sığınırım.”[20]

YENİ ELBİSE GİYEN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( تُبْلِي وَيُخْلِفُ اللهُ تَعَالَى ))

7- (2/1) “-Üzerinde- eskitesin, AllahTeâla yenisini versin.”[21]

(( اِلْبِسْ جَدِيداً، وَعِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدا ً ))

8- (2/2) “Yeni elbise giyesin, mutlu bir hayat yaşayasın ve şehit olarak ölesin!”[22]

ELBİSE ÇIKARIRKEN YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ ))

9- “Allah’ın adıyla (başlarım).[23]

                        

TUVALETE GİRMEDEN ÖNCE YAPILAN DUÂ:

(( [ بِسْمِ اللهِ ] اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخُبُثِ وَالْخَبَائِثِ ))

10-“[Allah’ın adıyla] Allahım!Pislikten ve pis olan şeylerden (erkek ve dişi şeytanlardan) sana sığınırım.”[24]

TUVALETTEN ÇIKARKEN YAPILAN DUÂ:

(( غُفْرَانَـكَ ))

11- “(Allahım) beni bağışla”[25]

ABDESTTEN ÖNCE YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ ))

12- “Allah’ın adıyla (başlarım).[26]

ABDESTTEN SONRA YAPILAN DUÂ:

(( أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ ))

13- (3/1) “Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına, O’nun bir olduğuna ve ortağının bulunmadığına şehâdet ederim.Yine Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim .”[27]

(( اَللَّهُمَّ اجْعَلْنيِ مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنيِ مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ ))

14- (3/2)“Allahım!Beni çokça tevbe edenlerden kıl. Ve beni (günah ve pisliklerden) temizlenenlerden kıl.”[28]

(( سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْـهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ ))

15- (3/3) “Allah’ım sana hamdederek seni tüm noksanlık-lardan tenzih ederim.Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim.Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”[29]

EVDEN ÇIKARKEN YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ، تَوَكَّلْتُ عَلىَ اللهِ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ ))

16- (2/1) “Allah’ın adıyla (başlarım).Allah’a tevekkül ettim. Güç ve kuvvet, ancak Allah’ındır.”[30]

((اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَضِلَّ، أَوْ أُضَلَّ، أَوْ أَزِلَّ، أَوْ أُزَلَّ،          أَوْ أَظْلِمَ، أَوْ أُظْلَمَ، أَوْ أَجْهَلَ، أَوْ يُجْهَلَ عَلَيَّ ))

17- (2/2) “Allahım!Sapıklığa düşmekten veya düşürülmek-ten, ayağımın kaymasından veya kaydırılmasından, zulmetmek-ten veya zulme uğramaktan, cehâlete düşmekten veya câhil bırakılmaktan sana sığınırım.”[31]

EVE GİRERKEN YAPILAN DUÂ:

((بِسْمِ اللهِ وَلَجْنَا،وَبِسْمِ اللهِ خَرَجْنَا، وَعَلىَ اللهِ رَبِّنَا تَوَكَّلْنَا ))

18- “Allah’ın adıyla girdik, Allah’ın adıyla çıktık ve sadece Rabbimiz Allah’a tevekkül ettik.” Sonra  âilesine selâm versin.[32]

CÂMİYE GİDERKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ اجْعَلْ فيِ قَلْبِي نُوراً، وَفيِ لِسَانِي نُوراً، وَفيِ سَمْعيِ نُوراً، وَفيِ بَصَرِي نُوراً، وَمِنْ فَوْقِي نُوراً، وَمِنْ تَحْتيِ نُوراً، وَعَنْ يَمِينيِ نُوراً، وَعَنْ شِمَاليِ نُوراً، وَمِنْ أَمَامِي نُوراً، وَمِنْ خَلْفيِ نُوراً، وَاجْعَلْ فيِ نَفْسِي نُوراً، وَأَعْظِمْ ليِ نُوراً، وَعَظِّمْ ليِ نُوراً، وَاجْعَلْ ليِ نُوراً، وَاجْعَلْنيِ نُوراً، اَللَّهُمَّ أعْطِنيِ نُوراً، وَاجْعَلْ فيِ عَصَبيِ نُوراً، وَفيِ لَحْميِ نُوراً، وَفيِ دَمِي نُوراً، وَفيِ شَعْرِي نُوراً، وَفيِ بَشَرِي نُوراً. اَللَّهُمَّ اجْعَلْ ليِ نُوراً فيِ قَبْرِي وَنُوراً فيِ عِظَامِي، وَزِدْنِي نُوراً، وَزِدْنِي نُوراً، وَزِدْنِي نُورًا، وَهَبْ ليِ نُوراً عَلَى نُورٍ ))

19-“Allahım!Kalbimde bir nûr,dilimde bir nûr  kıl.Kulağımda bir nûr, gözümde bir nûr kıl.Üstümde bir nûr, altımda bir nûr kıl. Sağımda bir nûr, solumda bir nûr kıl. Önümde bir nûr, arkamda bir nûr kıl.Nefsimde bir nûr kıl. Benim için büyük bir nûr ve yüce bir nûr kıl.Bana bir nûr kıl.Beni bir nûr kıl.Allahım! Bana bir nûr ver. Sinirlerimde bir nûr,etimde bir nûr,kanımda bir nûr kıl.Saçımda bir nûr, tenimde bir nûr kıl.”[33] [Allahım! Kabrimde benim için bir nûr, kemiklerimde bir nûr kıl][34] [Nûrumu artır, nûrumu artır, nûrumu artır][35] [Bana nûr  üstüne nûr bağışla]”[36]

CÂMİYE GİRERKEN YAPILAN DUÂ:

(( أَعُوذُ بِاللهِ الْعَظِيمِ، وَبِوَجْهِهِ الْكَرِيمِ، وَسُلْطَانِهِ  الْقَدِيِمِ، مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيم [بِسْمِ اللهِ،وَالصَّلاَةُ] [وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ] اَللَّهُمَّ افْتَحْ ليِ أَبْوَابَ رَحْمَتِكَ ))

20- [Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytandan, Yüce Allah’a, O’nun kerîm vechine ve ezelî hükümranlığına sığınırım][37] [Allah’ın adıyla, salât][38] [ve selâm Rasûlullah’ın üzerine olsun][39] “Allahım! Rahmetinin kapılarını bana aç.”[40]

CÂMİDEN ÇIKARKEN YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ،اَللَّهُمَّ اعْصِمْنِي مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ))

21- “Allah’ın adıyla. Salât ve selâm, Rasûlullah’ın üzerine olsun.Allahım! Senin lütfundan isterim.Allahım! Beni, kovulmuş şeytandan koru”[41]

EZÂN İLE İLGİLİ DUÂ VE ZİKİRLER:

22- (5/1) Müezzinin dediği tekrarlanır, ancak “Hayye ale’s-Salâh” ve “Hayye ale’l-Felâh” dediğinde;

(( لاَ حَوْلَ وَلاَقُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ ))

“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” denir.[42]

“Şehâdeteyn’den sonra şöyle söylenir.”[43]

(( وَأَنَا أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَه،ُ وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ،رَضِيتُ بِاللهِ رَباًّ،وَبِمُحَمَّدٍ رَسُولاً، وَبِالإِسْلاَمِ دِيناً))

23- (5/2) “Ben de Allah’dan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına, O’nun bir olduğuna ve ortağının bulunma-dığına şehâdet ederim.Yine, Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim. Rab olarak Allah’ı, Rasûl olarak Muhammed’i ve din olarak İslam’ı seçtim (râzı oldum).”[44]

24- (5/3) Müezzinin (ezân) sözlerini tekrarlamayı bitirdikten sonra Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’e salât (ve selâm) eder.”[45]

(( اَللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ، وَالصَّلاَةِ القَائِمَةِ، آتِ مُحَمَّداً الوَسِيلَةَ وَالفَضِيلَةَ، وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ  إِنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ[  ))

25- (5/4)“Bu eksiksiz dâvetin ve kılınacak namazın Rabbi olan Allahım! Muhammed’e vesile ve fazileti ihsan eyle.Ve O’nu vâdettiğin Makâm-ı Mahmûd’a eriştir. [Şüphesiz ki sen, vâdinden asla dönmezsin].[46]

26- (5/5) Ezan ve kâmet arasında kendisi için duâ eder. Çünkü duâ, o vakitte reddedilmez.[47]

(TEKBİRDEN SONRA OKUNAN) İFTİTAH DUÂSI:

(( اَللَّهُمَّ بَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَايَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ،اَللَّهُمَّ نَقّنِي مِنْ خَطَايَايَ كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الأَبْيَضُ  مِنَ الدَّنَسِ،اَللَّهُمَّ اغْسِلْنيِ مِنْ خَطَايَايَ بِالثَّلْجِ وَالْمَاءِ وَالْبَرَدِ ))

27- (6/1) “Allahım! Doğu ve batının arasını uzaklaştırdığın gibi, beni de günahlarımdan uzaklaştır.Allahım! Beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi, beni  de günahlarımdan temizle.Allahım! Beni günahlarımdan kar, su ve dolu ile arındır (temizle).”[48]

(( سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ، وَتَعَالَى جَدُّكَ، وَلاَ إِلَهَ غَيْرُكَ ))

28- (6/2)“ Allahım! Sana hamdederek seni tüm noksanlık-lardan tehzih ederim.İsmin mübârek ve şânın yücedir.Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[49]

(( وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّـمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفاً وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ، إِنَّ صَلاَتِي، وَنُسُكِي، وَمَحْيَايَ، وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، لاَ شَرِيكَ لَهُ وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا مِنَ الْمَسْلِمِينَ. اَللَّهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ. أَنْتَ رَبِّي وَأَنَا عَبْدُكَ، ظَلَمْتُ نَفْسِي فَأغْفِرْ ليِ ذُنُوبِي جَمِيعاً إِنَّهُ لاَيَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ. وَاهْدِنِي ِلأَحْسَنِ اْلأَخْلاَقِ لاَ يَهْدِي لأَحْسَنِهَا إَلاَّ أَنْتَ، وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهَا، لاَيَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهَا إِلاَّ أَنْتَ، لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ، وَالْخَيْرُ كُلُّهُ بِيَدَيْكَ، وَالشَّرُّ لَيْسَ إِلَيْكَ، أَنَا بِكَ وَإِلَيْكَ، تَبَارَكْتَ وَتَعَالَيْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ ))

29- (6/3) “Yüzümü, hakka yönelerek, gökleri ve yeri yaratana çevirdim ve ben, O’na ortak koşanlardan değilim. Namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm, âlemlerin Rabbi Allah içindir.O’nun ortağı yoktur.Ben bununla emrolundum ve ben müslümanlardanım.Allahım!Melik sensin, senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Sen benim Rabbimsin ve ben de senin kulunum.Nefsime zulmettim.Bütün günahlarımı bağışla. Zirâ günahları ancak sen bağışlarsın.Beni, ahlâkın en güzeline erdir. Onun en güzeline ancak sen erdirirsin.Ahlâkın kötüsünden de beni uzaklaştır.Zirâ kötüsünden ancak sen uzaklaştırırsın.Buyur, Allahım buyur!Hayrın hepsi, senin iki elindedir. Şer, sana nisbet edilemez.Ben sana sığınır ve sana dönerim.Sen, mübârek ve yücesin. Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”[50]

(( اَللَّهُـمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ، وَمِيكَـائِيلَ، وَإِسْرَافِيلَ فَاطِرَ السَّماَوَاتِ وَالأَرْضِ، عَـالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ، أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ. اِهْدِنيِ لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ إِنَّـكَ تَهْدِي مَنْ تَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ ))

30- (6/4) “Cebrâil, Mikâil ve İsrâfil’in Rabbi, göklerin ve yerin yaratanı, gizli ve âşikârı bilen Allahım! Ayrılığa düştükleri şeylerde kulların arasında sen hüküm verirsin.İhtilafa düşüldü-ğünde beni izninle hakka ulaştır.Şüphesiz, sen dilediğini doğru yola erdirirsin.”[51]

(( اَللهُ أكْبَرُ كَبِيراً، اَللهُ أكْبَرُ كَبِيراً، اَللهُ أَكْبَرُ كَبِيراً، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيراً، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيراً، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيراً، وَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً وَأَصِيلاً -ثلاثاً- أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ مِنْ نَفْخِهِ، وَ نَفْثِهِ، وَ هَمْزِهِ ))

31- (6/5)  “Allah, en büyüktür. Allah, en büyüktür. Allah, en büyüktür.Allah’a çokça hamdolsun.Allah’a çokça hamdolsun. Allah’a çokça hamdolsun.Sabah ve akşam, Allah’ı tüm noksan-lıklardan tenzih ederim.”

(Üç kere) “Şeytan’dan; onun küfre götüren kibirinden, sihir ve vesvesesinden Allah’a sığınırım.”[52]

(( اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ، وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ قَيِّمُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ، [وَلَـكَ الْحَمْدُ أَنْتَ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ] [وَلَكَ الْحَمْدُ لَكَ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ] [وَلَكَ الحَمْـدُ] [أَنْتَ مَلِكُ السَّـمَاوَاتِ وَالأرْضِ] [وَلَكَ الحَمْدُ] [أَنْتَ الْحَقُّ، وَوَعْـدُكَ الْحَقُّ، وَقَوْلُـكَ الْحَقُّ، وَلِقَاؤُكَ حَقُّ، وَالْجَنَّةُ حَقٌّ، وَالنَّارُ حَقٌّ، وَالنَّبِيُّونَ حَقٌّ، وَمُحَمَّدٌ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَقٌّ وَالسَّاعَةُ حَقٌّ] [اَللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ، وَبِكَ خَاصَمْتُ، وَإِلَيْكَ حَاكَمْتُ. فَاغْفِرْ ليِ مَاقَدَّمْتُ، وَمَا أَخَّرْتُ، وَمَا أَسْرَرْتُ، وَمَا أَعْلَنْتُ أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَنْتَ إِلَهيِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ))

32- (6/6)“ Allahım!Hamd sanadır.[53] Sen, göklerin, yerin ve o ikisinin arasında bulunanların nûrusun.Hamd sanadır.Sen; gökle-rin, yerin ve onlarda bulunanların efendisisin.[Hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve onlarda bulunanların Rabbisin] [Hamd sanadır. Göklerin yerin ve o ikisinin arasında bulunanların mülkü sana aittir.] [Hamd sanadır.Sen, göklerin ve yerin hükümdârısın] [Hamd sanadır] [Sen Hak’sın, vâdin de haktır. Sözün hak ve sana dönüş de haktır.Cennet ve Cehennem hak, peygamberler haktır. Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem- hak ve kıyâmet haktır.] [Allahım! Sana teslim oldum; sana tevekkül ettim, sana îmân ettim ve sana döndüm.Bana verdiğin huccetle düşmanını düşman edindim. Seni aramızda hakem kılıp hükmüne başvurdum.Gizli ve âşikâr, yaptığım ve yapacağım amellerimi bağışla] [Öne geçiren ve geriye bırakan sensin.Senden başka ilah yok] [Sen, benim ilâhımsın. Senden başka ilah yok.][54]

RÜKÛDA YAPILAN DUÂ:

(( سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ))

33- (5/1) Üç kere “Çok büyük Rabbimi tüm noksanlık-lardan tenzih ederim.”[55]

(( سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا وَبِحَمْدِكَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ ))

34-(5/2)“Rabbimiz olan Allahım! Sana hamdederek, seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Allahım! Beni bağışla”[56]

(( سُبُّوحٌ، قُدُّوسٌ، رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ وَالرُّوحِ ))

35- (5/3) “Rükû ve secdem,her türlü noksanlıklardan, ortak edinmekten, ulûhiyete ve yaratana lâyık olmayan şeylerden uzak ve temiz olan, meleklerin ve Rûh’un Rabbi (Allah) içindir.”[57]

(( اَللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَلَكَ أَسْلَمْتُ، خَشَعَ لَكَ سَمْعِي وَبَصَرِي وَمُخِّي وَعَظْمِـي وَعَصَبِي، وَ مَا اسْتَقَلَّ بِهِ قَدَمِي ))

36- (5/4) “Allahım! Sana rükû ettim. Sana îmân ettim ve sana teslim oldum.Kulağım, gözüm, beynim, kemiğim, sinirim ve ayağımın taşıdığı (bedenim) senin için eğildi.”[58]

(( سُبْحَـانَ ذِي الْجَبَرُوتِ،وَالْمَلَكُوتِ،وَالْكِبْرِيَاءِ،وَالْعَظَمَةِ ))

37- (5/5) “Kudret,hükümranlık,büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[59]

RÜKÛDAN DOĞRULURKEN YAPILAN DUÂ:

(( سَمِعَ اللهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ))

38- (3/1) “Allah, kendisine hamdedeni işitti.”[60]

(( رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ، حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُبَارَكاً فِيهِ ))

39- (3/2) “Rabbimiz! Riyâdan uzak ve bereketi kesilmeyen çokça hamd, yalnızca sanadır.”[61]

(( مِلْءَ السَّمَاوَاتِ وَمِلْءَ الأَرْضِ وَمَا  بَيْنَهُمَا، وَمِلْءَ مَا شِئْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ، أَهْلَ الثَّنَاءِ وَالْمَجْدِ، أَحَقُّ مَا قَالَ الْعَبْدُ. وَكُلُّنَا لَكَ عَبْدٌ. اَللَّهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ، وَلاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلاَ يَنْفَـعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ ))

40- (3/3)  “Gökler dolusu, yerle gökler arasındaki mesafe dolusunca ve bundan sonra dilediğin şeyler dolusunca (hamd yalnizca sanadır) ey övgü ve şeref sahibi! Bir kulun -ki hepimiz senin kulunuz- söylediği şu söze en lâyık olan sensin: Allahım! Senin verdiğine mâni olacak, senin mâni olduğuna da verecek hiç kimse yoktur. Makam sahibinin sahip olduğu şeyler, senin yanında kendisine hiçbir fayda vermez.”[62]

SECDEDE YAPILAN DUÂ:

(( سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى ))

41- (7/1)  Üç kere “En yüce olan Rabbimi tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[63]

(( سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا وَبِحَمْدِكَ، اللَّهُمَّ إغْفِرْ ليِ ))

42- (7/2) “Rabbimiz olan Allahım! Sana hamd ederek seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Allahım! Beni bağışla.”[64]

(( سُبُّوحٌ، قُدُّوسٌ، رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ وَالرُّوحِ ))

43- (7/3) “Rükû ve secdem,her türlü noksanlıklardan, ortak edinmekten, ulûhiyete ve yaratana lâyık olmayan şeylerden uzak ve temiz olan, meleklerin ve Rûh’un Rabbi (Allah) içindir.”[65]

(( اَللَّهُـمَّ لَكَ سَجَدْتُ وَ بِكَ آمَنْتُ، وَ لَكَ أَسْلَمْتُ، سَجَدَ  وَجْهِيَ لِلَّذِي خَلَقَهُ،وَ صَوَّرَهُ،وَشَقَّ سَمْعَهُ وَبَصَرَهُ، تَبَارَكَ اللهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِيَن ))

44- (7/4) “Allahım! Sana secde ettim, sana îmân ettim ve sana teslim oldum.Yüzüm; kendisini yaratan ve ona şekil veren, onda göz ve kulak açan (Allah)a secde etti.Takdir eden ve şekil verenlerin en güzeli olan Allah’ın bereketi pek çoktur.”[66]

(( سُبْحَـانَ ذِي الْجَبَرُوتِ،وَالْمَلَكُوتِ،وَالْكِبْرِيَاءِ،وَالْعَظَمَةِ ))

45- (7/5) “Kudret,hükümranlık,büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[67]

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ ذَنْبِي كُلَّهُ، دِقَّهُ وَجِلَّهُ، وَأَوَّلَهُ وَآخِرَهُ، وَعَلانِيَتَهُ وَسِرَّهُ ))

46- (7/6) “Allahım! Günahlarımın hepsini; küçüğünü ve büyüğünü, ilkini ve sonunu, gizlisini ve âşikarını bağışla.”[68]

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ، وَ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْكَ لاَ أُحْصِي ثَنَاءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ ))

47- (7/7) “Allahım! Gazabından rızana, cezalandırmandan affına; senden yine sana sığınırım.Sana olan övgüleri sayamam. Sen, kendini övdüğün gibisin.”[69]

İKİ SECDE ARASINDAKİ OTURUŞTA YAPILAN DUÂ:

(( رَبِّ اغْفِرْ ليِ، رَبِّ اغْفِرْ ليِ ))

48- (2/1) “Rabbim! Beni bağışla. Rabbim! Beni bağışla.”[70]

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ، وَ ارْحَمْنِي، وَ اهْدِنِي، وَ اجْبُرْنِي، وَ عَافِنيِ،     وَ ارْزُقْنيِ، وَ ارْفَعْنيِ))

49- (2/2) “Allahım! Beni bağışla, bana merhamet et, beni doğru yola ilet, beni islah eyle, bana âfiyet ver, bana rızık ver ve beni yücelt.”[71]

TİLÂVET SECDESİNDE YAPILAN DUÂ:

((سَجَدَ وَجْهِيَ لِلَّذِي خَلَقَهُ، وَشَقَّ سَمْعَهُ وَبَصَرَهُ بِحَوْلِهِ وَقُوَّتِهِ، {فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ}

50- (2/1) Yüzüm; gücü ve kuvveti ile kendisini yaratan, ona şekil veren, onda göz ve kulak açan (Allah)a secde etti.Takdir eden ve şekil verenlerin en güzeli olan Allah’ın bereketi pek çoktur.”[72]

(( اَللَّهُمَّ اكْتُبْ ليِ بِهَا عِنْدَكَ أَجْراً، وَضَعْ عَنِّي بِهَا وِزْراً، وَاجْعَلْهَا ليِ عِنْدَكَ ذُخْراً، وَتَقَبَّلْهَا مِنِّي كَمَا تَقَبَّلْتَ مِنْ عَبْدِكَ دَاوُدَ ))

51- (2/2) “Allahım! Bununla katında benim için bir ecir yaz ve benden bir günahı sil. Bunu benim için katında muhafaza eyle ve kulun Dâvud’dan kabul ettiğin gibi, benden de bunu kabul eyle.”[73]

TEŞEHHÜDDE (TEHIYYATTA) YAPILAN DUÂ:

(( اَلتَّحِيَّاتُ ِللهِ،وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّـبَاتُ،اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ، السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَىعِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ. أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ ))

52- “Bütün mülkler, ibâdetler ve güzel sözler ancak Allah içindir. Ey peygamber! Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.Selâm, bizim ve Allah’ın iyi kullarının üzerine olsun. Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim.Ve yine Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim.”[74]

TEŞEHHÜDDEN SONRA OKUNAN SALAVÂT:

(( اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ،اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مَحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مَحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ ))

53- (2/1) “Allahım! İbrahim’i ve İbrahim’in âilesini melekle-rinin yanında methettiğin  gibi, Muhammed’i ve Muhammed’in âilesini de meleklerinin yanında methet. Şüphesiz ki sen; çok övülensin, şeref sahibisin.Allahım! İbrahim’i ve İbrahim’in âilesini mübârek kıldığın gibi, Muhammed’i ve Muhammed’in âilesini de mübarek kıl.Şüphesiz ki sen; çok övülensin, şeref sahibisin.”[75]

(( اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ عَلَى أَزْوَاجِهِ وَ ذُرِّيَّتِهِ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ. وَ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ عَلَى أَزْوَاجِهِ وَ ذُرِّيَّتِهِ، كَمَا بَارَكْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ. إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ ))

54- (2/2) “Allahım! İbrahim’in âilesini meleklerinin yanında methettiğin gibi, Muhammed’i, hanımlarını ve soyunu da melek-lerinin yanında methet. İbrahim’in âilesini mübârek kıldığın gibi, Muhammed’i, hanımlarını ve onun neslini de mübârek kıl. Şüphesiz ki sen; çok övülensin, şeref sahibisin.”[76]

SELÂMDAN ÖNCE YAPILAN DUÂLAR:

(( اَللَّهُـمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، وَمِنْ عَذَابِ جَهَنَّمَ، وَمِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ، وَمِنْ شَرِّ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ ))

55- (11/1) “Allahım! Kabir ve cehennem azabından, hayat ve ölüm fitnesinden ve Mesih Deccal fitnesinin şerrinden sana sığınırım.”[77]

(( اَللَّهُمَّ إِنَّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ ))

56-(11/2)“Allahım! Kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccal fitnesinden sana sığınırım.Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım.Allahım! Günah ve borçtan sana sığınırım.”[78]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْماً كَثِيراً، وَلاَ يَغْفِرُ الذُّنوُبَ إِلاَّ أَنْتَ، فَاغْفِرْ ليِ مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَ ارْحَمْنِي إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ ))

57- (11/3) “Allahım! Ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak sen bağışlarsın. Katından bir mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet eyle.Şüphesiz ki sen, çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.”[79]

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ مَا قَدَّمْتُ، وَ مَا أَخَّرْتُ، وَ مَا أَسْرَرْتُ، وَ مَا أَعْلَنْتُ، وَ مَا أَسْرَفْتُ، وَ مَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي، أَنْتَ الْمُقَدِّمُ،       وَ أَنْتَ الْمُؤَخِّرُ لاَ إِلَهَ إِلاَ أَنْتَ ))

58- (11/4)  “Allahım! İşlediğim günahları, yapmam gerekip de yapmadığım ibâdetleri, gizli ve aşikâr işlediğim, haddi aştığım ve benden daha iyi bildiğin bütün günahları bağışla.Dilediğini kendine itaatte öne alansın, dilediğini de bundan geciktirensin. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[80]

 

(( اَللَّهُـمَّ أَعِنِّي عَلَى ذِكْرِكَ، وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ ))

59- (11/5)“Allahım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibâdet etmekte bana yardım et.”[81]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبُخْلِ،وَ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ،وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ أُرَدَّ إِلىَ أَرْذَلِ الْعُمْرِ،وَ أعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الدُّنْيَا وَ عَذَابِ الْقَبْرِ ))

60- (11/6)  “Allahım!Cimrilikten sana sığınırım.Korkaklıktan sana sığınırım.Ömrümün sonunda güç ve takatten düşmekten sana sığınırım.Dünya fitnesi ve kabir azabından sana sığınırım.”[82]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ ))

61- (11/7) “Allahım!Senden cenneti dilerim ve cehennem-den sana sığınırım.”[83]

(( اَللَّهُمَّ بِعِلْمِكَ الْغَيْبَ وَقُدْرَتِكَ عَلَى الْخَلْقِ أَحْيِنِي مَا عَلِمْتَ الْحَيَاةَ     خَيْراً ليِ، وَتَوَفَّنِي إِذَا عَلِمْتَ الْوَفَاةَ خَيْراً ليِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَشْيَتَكَ فيِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ، وَأَسْأَلُكَ كَلِمَةَ الْحَقِّ     فيِ الرِّضَا وَالْغَضَبِ، وَأَسْأَلُكَ الْقَصْدَ فيِ الْغِنَى وَالْفَقْرِ، وَأَسْأَلُكَ نَعِيماً لاَ يَنْفَدُ، وَأَسْأَلُكَ قُرَّةَ عَيْنٍ لاَتَنْقَطِعُ، وَأَسْأَلُكَ الرِّضَا بَعْدَ الْقَضَاءِ، وَأَسْأَلُكَ بَرْدَ الْعَيْشِ بَعْدَ الْمَوْتِ، وَأَسْأَلُكَ لَذَّةَ النَّظَرِ إِلَى وَجْهِكَ وَالشَّوْقَ إِلَى لِقَائِكَ فيِ غَيْرِ ضَرَّاءَ مُضِرَّةٍ وَلاَ فِتْنَةٍ مُضِلَّةِ، اَللَّهُمَّ زَيِّنـَّا بِزِينَةِ الإِيمَانِ وَاجْعَلْنَا هُدَاةً مُهْتَدِينَ ))

62- (11/8) “Allahım! Gayb ilmin ve yaratma kudretin ile hayatın benim için hayırlı olduğunu bildiğin sürece beni yaşat. Ölümün benim için daha hayırlı olduğunu bildiğinde de beni vefat ettir.Allahım!Gizli ve âşikâr hallerimde senden hakkıyla korkmayı dilerim.Senden rıza ve öfke anında hak sözü söylemeyi dilerim. Zenginlik ve fakirlikte senden itidalli olmayı dilerim. Bitmeyen bir göz aydınlığı dilerim.Senden,kazaya rıza göstermeyi ve ölümden sonra kolay bir hayatı dilerim.Yüzüne bakmanın lezzetini, zarar verici bir hastalık ve saptırıcı bir fitneye uğramak-sızın sana kavuşmanın özlemini dilerim.Allahım!Bizi îmân zineti ile süsle ve bizi hidâyete ermiş, doğru yolun rehberleri kıl.”[84]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ يَا اَللهُ بِأَنَّكَ الْوَاحِدُ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَ لَمْ يُولَدْ وَ لَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً أَحَدٌ، أَنْ تَغْفِرَ ليِ ذُنُوبِي، إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الَّرَحِيمُ ))

63- (11/9) “Allahım!Ey Allah!Sen ki birsin,teksin. Samed’sin. Doğmamış ve doğurmamışsın.Hiç bir benzeri olmayansın.Senden günahlarımı bağışlamanı dilerim.Şüphesiz ki sen, çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.”[85]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنَّ لَكَ الْحَمْدَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ، الْمَنَّانُ، يَا بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَاْلإِكْرَامِ، يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ ))

64- (11/10) “Allahım!Senden dilerim ki hamd sanadır. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Sen birsin. Senin ortağın yoktur. Sen, çokça verensin.Ey göklerin ve yerin yaratıcısı!Ey celâl ve ikram sahibi! Ya Hayy,Ya Kayyûm! Senden cenneti dilerim ve cehennemden sana sığınırım.”[86]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنِّي أَشْهَدُ أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً أَحَدٌ ))

65- (11/11) “Allahım! Senin Allah olduğuna, senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına, bir ve samed olduğuna,doğmamış ve doğurmamış olduğuna, hiçbir benzerinin olmadığına şehâdet ederek senden dilerim.”[87]

NAMAZDA SELÂMDAN SONRA YAPILAN DUÂLAR:

(( أَسْتَغْفِرُ اللهَ (ثَلاَثاً) اَللَّهُمَّ أَنْتَ السَّـلاَمُ، وَمِنْكَ السَّـلاَمُ، تَبَارَكْتَ يَا ذَا الْجَـلاَلِ وَالإِكْرَامِ ))

66- (8/1) [üç kere]“Allah’tan mağfiret dilerim.Allahım! Sen Selâm’sın (her türlü ayıp ve noksanlıklardan uzaksın), selâmet sendendir (selâmeti veren de, vermeyen de sensin).Ey azamet ve ikram sahibi! Senin bereketin pek çoktur.”[88]

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، اَللَّهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ، وَلاَمُعْطِيَ لِمَـا مَنَعْتَ، وَلاَيَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ ))

67- (8/2) “Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.O, her şeye gücü yetendir. Allahım! Senin verdiğine mâni olacak, senin mâni olduğuna da verecek hiç kimse yoktur. Makam sahibinin sahip olduğu şeyler, senin yanında kendisine hiçbir fayda vermez.”[89]

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَـمْدُ وَ هُوَ عَلَىكُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ. لاَحَوْلَ وَ لاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَلاَ نَعْبُدُ إِلاَّ إِيَّاهُ، لَهُ النِّعْمَةُ وَ لَهُ الْفَضْلُ وَ لَهُ الثَّنَاءُ الْحَسَنُ،     لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ وَ لَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ ))

68- (8/3)  “Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.O, herşeye gücü yetendir.Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır.Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.O’ndan başkasına asla ibâdet etmeyiz.Nimet ve fazilet O’nundur.Bütün güzel övgüler O’nadır.Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Kâfirler hoşlanmasa da dîni (ibâdeti), yalnızca O’na has kılarız.”[90]

(( سُبْحَانَ اللهِ، وَالْحَمْدُ ِللهِ،وَاللهُ أَكْبَرُ (ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ)،لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ،لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))

69- (8/4) 33 kere “Sübhânallah/Allah’ı her türlü noksanlık-lardan tenzih ederim.Elhamdülillah/Hamd, Allah’a mahsustur. Allahu ekber/Allah en büyüktür. Allah’dan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah yoktur.O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur.Hamd O’nadır.O, her şeye gücü yetendir.”[91]

70- (8/5) Her namazdan sonra[92]:

   

{قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ * اللَّهُ الصَّمَدُ * لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ * وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ} [سورة الإخلاص]

Bismi’llahirrahmânirrahîm “De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir, (her şeyden müstağni ve her şey O’na muhtaçtır). O doğurmamış ve doğmamıştır.Hiç bir şey O’na denk değildir.”[93]

   

{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ * مِن شَرِّ مَا خَلَقَ * وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ * وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ * وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ} [سورة الفلق]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: “Yarattıklarının şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfleyen büyü-cülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.”[94]

   

{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ * مَلِكِ النَّاسِ * إِلَهِ النَّاسِ * مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ * الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ * مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ} [سورة الناس]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: İnsanlar ve cinlerden olup insanların göğüslerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrin-den, insanların Rabbi, insanların hükümdârı ve insanların ilahı olan Allah’a sığınırım.” [95]

71- (8/6)  Her namazdan sonra[96]:

{اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ} [سورة البقرة الآية: 255]

“Allah, O’ndan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarını gözetendir). Göklerde ve yerde olan ancak O’nundur. O’ nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir.O‘nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar.Kürsüsü[97] gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi O’na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.”[98]

72- (8/7) Sabah ve akşam namazından sonra onar defa:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيِي وَ يُمِيتُ وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur ve hamd O’nadır.O, yaşatır ve O, öldürür.O, her şeye gücü yetendir.”[99]

73- (8/8) Sabah namazında selamdan sonra;

(( اَللَّهُـمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَاِفعاً،وَرِزْقاً طَيِّباً، وَعَمَلاً مُتَقَبَّلاً))

“Allahım! Senden, faydalı bir ilim, temiz bir rızık ve makbul bir amel dilerim.”[100]

İSTİHÂRE DUÂSI:

(( قَالَ جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللهِ رضي الله عنه: كَانَ رَسُولُ اللهِ صلّى الله عليه وسلّم يُعَلِّمُنَا اْلاِسْتِخَارَةَ فيِ الأُمُورِكُلِّهَا كَمَا يُعَلِّمُنَا السُّورَةَ مِنَ الْقُرْآنِ، يَقُولُ صلّى الله عليه وسلّم:  إِذَا هَمَّ أَحَدُكُمْ بِالأَمْرِ فَلْيَرْكَعْ رَكْعَتَيْنِ مِنْ غَيْرِ الْفَرِيضَةِ  ثُمَّ لِيَقُلْ: (( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ، وَأَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ، وَأَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ، فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أَعْلَمُ، وَأَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ، اَللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأَمْرَ -وَيُسَمِّي حَاجَتَهُ- خَيْرٌ ليِ فيِ دِينِي وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي -أَوْ قَالَ: عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ- فَاقْدُرْهُ ليِ وَيَسِّرْهُ ليِ ثُمَّ بَارِكْ ليِ فِيهِ، وَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأمْرَ شَرٌّ ليِ فيِ دِينيِ وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي -أَوْ قَالَ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ- فَاصْرِفْهُ عَنيِّ وَاصْرِفْنيِ عَنْهُ وَاقْدُرْ لِيَ الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ثُمَّ أَرْضِنيِ بِهِ))

74- Câbir b. Abdullah-Allah ondan râzı olsun- şöyle der:

“Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bize, Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi tüm işlerde istihâre etmeyi öğretir ve şöyle buyururdu: “Sizden biriniz bir işi yapmayı içinden geçirirse, farz namazın dışında iki rekat namaz kılsın.Sonra şöyle desin: “Allahım! İlmine başvurarak senden iyilik isterim.Kudretine dayanarak senden güç isterim. Senden, yüce ihsanını isterim.Sen güç yetirirsin, ben güç yetiremem.Sen bilirsin, ben bilemem.Sen bilinmeyenleri en iyi bilensin.Allahım! Bu işi -(burada isteğini/ihtiyacını söyler)- benim için; dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda iyi biliyorsan, onu bana takdir et, kolaylaştır ve sonra bereketli kıl.Bu işin benim için; dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda şerli olarak biliyor-san onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Ve benim için nerede olursa hayrı takdir et. Sonra, beni ondan razı kıl.”[101]

Yaratan Allah Teâlâ’ya istihâre ile danışan, müminlerle de istişâre eden ve işinde araştıran kimse pişman olmaz.

Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

{وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ} [سورة آل عمران الآية: 159]

(Ey Muhammed! İstişâreye gerek duyulan) iş hakkında onlara danış.(İstişâreden sonra) kararını verdiğin zaman, artık Allah’a tevekkül et.Şüphesiz ki Allah, (kendisine) tevekkül edenleri sever.”[102]

SABAH VE AKŞAM YAPILAN DUÂLAR:

(( اَلْحَمْدُ للهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ بَعْدَهُ ))

“Hamd, yalnızca Allah’adır. Salât ve selâm, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Muhammed’in üzerine olsun.”[103]

{اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ} [سورة البقرة الآية: 255]

“Allah, O’ndan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarını gözetendir). Göklerde ve yerde olan ancak O’nundur. O’ nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir.O’nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar.Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır,onların gözetil-mesi O’na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.”[104]

76- (24/2) Üç kere:

   

{قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ * اللَّهُ الصَّمَدُ * لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ * وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ} [سورة الإخلاص]

Bismi’llahirrahmânirrahîm “De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir, (her şeyden müstağni ve her şey O’na muhtaçtır). O doğurmamış ve doğmamıştır.Hiç bir şey O’na denk değildir.”[105]

   

{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ * مِن شَرِّ مَا خَلَقَ * وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ * وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ * وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ} [سورة الفلق]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: “Yarattıklarının şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfleyen büyü-cülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.”[106]

   

{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ * مَلِكِ النَّاسِ * إِلَهِ النَّاسِ * مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ * الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ * مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ} [سورة الناس]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: İnsanlar ve cinlerden olup insanların göğüslerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrin-den, insanların Rabbi, insanların hükümdârı ve insanların ilahı olan Allah’a sığınırım.” [107]

(( أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، رَبِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا فيِ هَذَا الْيَوْمِ وَخَيْرَ مَا بَعْدَهُ   وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِي هَذَا الْيَوْمِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكَسَلِ، وَسُوءِ الْكِبَرِ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابٍ فِي النَّارِ وَعَذابٍ فِي الْقَبْرِ ))

77- (24/3) “Mülk, Allah’a âit olduğu halde sabahladık.[108] Hamd Allah’adır.Allah’tan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir  ilah yoktur.O, tektir ve ortağı yoktur.Mülk O’nundur.Hamd, O’nadır. O, her şeye gücü yetendir. Rabbim! Senden bu günde olan ve bu günden sonraki hayrı ister;[109]  bu günün şerrinden ve bu günden sonraki şerden de sana sığınırım.Rabbim! Tembellikten ve ihtiyar-lığın kötülüğünden sana sığınırım.Rabbim! Cehennem ve kabir azabından sana sığınırım.”[110]

(( اَللَّهُمَّ بِكَ أَصْبَحْنَا، وَبِكَ أَمْسَيْنَا، وَبِكَ نَحْيَا، وَبِكَ نَمُوتُ وَ إِلَيْكَ النُّشُورُ ))

78- (24/4) “Allahım! Senin yardımınla sabahlar ve yine senin yardımınla akşamlarız.[111] Senin yardımınla yaşar ve senin yardımınla ölürüz.Ve dönüş, yalnızca sanadır..”[112]

 (( اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ، وَ أَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلََىَّ، وَأَبُوءُ بِذَنْبيِ فَاغْفِرْ ليِ فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ ))

79- (24/5) “Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Beni sen yarattın ve ben senin kulunum.Gücüm yettiğince sana verdiğim söz üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım.Üzerimdeki nimetini ve günahlarımı kabul ediyorum.Beni bağışla.Şüphesiz günahları ancak sen bağışlarsın.”[113]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَصْبَحْتُ أُشْهِدُكَ وَأُشْهِدُ حَمَلَةَ عَرْشِكَ، وَمَلاَئِكَتَكَ وَجَمِيعَ خَلْقِكَ، أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ، وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ ))

80- (24/6) (Dört kere) “Allahım! Senin kendinden başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah olmayan Allah olduğuna ve Muhammed’in de senin kulun ve elçin olduğuna; seni, senin arşını taşıyanları, meleklerini ve bütün yarattıklarını şahit tutarak sabahladım[114].”[115]

(( اَللَّهُمَّ مَا أَصْبَحَ بِي مِنْ نِعْمَةٍ أَوْ بِأَحَدٍ مِنْ خَلْقِكَ فَمِنْكَ وَحْدَكَ لاَشَرِيكَ لَكَ، فَلَكَ الْحَمْدُ وَلَكَ الشُّكْرُ ))

81- (24/7) “Allahım! Benim veya kullarından biri yanında sabaha[116] çıkan her nimet sadece sendendir.Senin ortağın yoktur. Hamd, yalnızca sanadır. Şükür de sanadır.”[117]

(( اَللَّهُمَّ عَافِنِي فيِ بَدَنِي، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ  سَمْعيِ، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ بَصَرِي، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، لاَ إِلَهَ إِلاَ أَنْتَ ))

82- (24/8) (üç kere) “Allahım! Bedenime âfiyet ver. Allahım!Kulağıma âfiyet ver.Allahım! Gözüme âfiyet ver.Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Allahım! Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım.Kabir azabından sana sığınırım. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[118]

((حَسْبِيَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ، وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ ))

83- (24/9)  (Yedi kere) “Allah bana yeter.O’ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Ben, yalnızca O’na tevekkül ettim.O, yüce arşın Rabbidir.”[119]

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فيِ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فيِ دِينيِ وَدُنْيَايَ وَأَهْليِ، وَمَاليِ، اَللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِي، وَآمِنْ رَوْعَاتِي، اَللَّهُمَّ احْفَظْنيِ مِن بَيْنِ يَدَيَّ، وَمِنْ خَلْفِي، وَعَنْ يَمِينيِ، وَعَنْ شِـمَاليِ، وَمِـنْ فَوْقِي، وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتيِ ))

84- (24/10) “Allahım! Dünya ve âhirette senden af ve âfiyet dilerim.Allahım! Dinim, dünyam, âilem ve malım hakkında senden af ve âfiyet dilerim.Allahım!Ayıplarımı gizle ve beni korkularımdan emin kıl.Allahım!Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belâlara karşı) koru. Altımdan yere batırılarak helak edilmekten senin azametine sığınırım”[120]

(( اَللَّهُمَّ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَـادَةِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْسِي، وَمِنْ شَرِّ الشَّيْطَانِ وَشِرْكِهِ، وَأَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً، أَوْ أَجُرَّهُ إِلىَ مُسْلِمٍ ))

85- (24/11) “Gizli ve âşikarı bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı Allahım! Her şeyin Rabbi ve sahibi! Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim. Nefsimin şerrinden sana sığınırım.Şeytan ve şirkinin şerrinden, nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir müslümana götürmekten sana sığınırım.”[121]

(( بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَيَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فيِ الأَرْضِ وَلاَ فيِ السَّمَاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ))

86- (24/12) (Üç kere) “İsmiyle yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla (başlarım). O, hakkıyla işiten ve her şeyi bilendir.”[122]108

(( رَضِيـتُ بِاللهِ رَبًّا، وَبِالإِسْلاَمِ دِيناً، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّىالله ُعَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَبِيّاً ))  

87- (24/13) (Üç kere) “Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslam’dan, Peygamber olarak Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’den râzı oldum.”[123]

(( يَاحَيُّ يَا قَيوُّمُ! بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ، أَصْلِحْ ليِ شَأْنِي كُلَّهُ، وَلاَ تَكِلْنيِ ِلىَ نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ ))

88- (24/14) “Ya Hayy, Ya Kayyûm!Senin rahmetinle yardım dilerim.Bütün işlerimi düzelt ve beni göz açıp kapayınca kadar    –bile  olsa- nefsime bırakma.”[124]

(( أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ،اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ       هَذَاالْيَوْمِ، فَتْحَهُ وَنَصْرَهُ وَنُورَهُ، وَبَرَكَتَهُ، وَهُدَاهُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِيهِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ“

89- (24/15) “Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah’ın olduğu halde sabahladık.[125] Allahım! Senden bu günün[126] hayrını, fethini, zaferini, nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim.Onda ve sonrasındaki şerden sana sığınırım.”[127]

(( أَصْبَحْنَا عَلَى فِطْرَةِ الإِسْلاَمِ،وَعَلَى كَلِمَةِ اْلإِخْلاَصِ،وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنـَا مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ، حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ))

90- (24/16) “İslâm fıtratı, ihlas kelimesi ve Nebîmiz Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in dini üzere; hanif ve müslüman olan, müşriklerden olmayan babamız İbrahim’in milleti üzere sabaha eriştik.”[128]

91- (24/17) (Yüz kere):

(( سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ ))

 “Allah’a hamdederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[129]

92- (24/18) On kere, tembellik gösterilirse bir defa[130]:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.

O, her şeye gücü yetendir.”[131]

93- (24/19) Sabahlayınca yüz kere:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir.”[132]

94- (24/20)  Sabahlayınca üç kere:

(( سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ، عَدَدَ خَلْقِهِ، وَرِضَا نَفْسِهِ، وَزِنَةَ عَرْشِهِ وَمِدَادَ كَلِمَاتِهِ ))

“Yarattıklarının sayısınca, kendisinin râzı olacağı kadar, arşının ağırlığı ve kelimelerinin çokluğunca hamdederek Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[133]

95- (24/21) Sabahlayınca:

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً وَرِزْقاً طَيِّباً وَعَمَلاً مُتَقَبَّلاً ))

 “Allahım!Senden, faydalı bir ilim, temiz bir rızık ve Kabul olunan bir amel dilerim.”[134]

96- (24/22) Günde yüz kere:

(( أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ ))

“Allah’tan mağfiret diler ve O’na tevbe ederim.”[135]

97- (24/23) Akşamlayınca üç kere:

(( أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ ))

 “Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.”[136]

98- (24/24) On kere:

(( اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسلِّمْ عَلَى نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ ))

 “Allahım! Peygamberimiz Muhammed’e salât ve selâm eyle.”[137]

UYKUDAN ÖNCE YAPILAN DUÂLAR:

99- (13/1) İki avucunu bitiştirir; İhlas, Felak ve Nâs sûrelerini okuyarak üfler:

   

{قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ * اللَّهُ الصَّمَدُ * لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ * وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ} [سورة الإخلاص]

Bismi’llahirrahmânirrahîm “De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir, (her şeyden müstağni ve her şey O’na muhtaçtır). O doğurmamış ve doğmamıştır.Hiç bir şey O’na denk değildir.”[138]

   

{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ * مِن شَرِّ مَا خَلَقَ * وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ * وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ * وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ} [سورة الفلق]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: “Yarattıklarının şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfleyen büyü-cülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.”[139]

   

{قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ * مَلِكِ النَّاسِ * إِلَهِ النَّاسِ * مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ * الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ * مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ} [سورة الناس]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: İnsanlar ve cinlerden olup insanların göğüslerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrin-den, insanların Rabbi, insanların hükümdârı ve insanların ilahı olan Allah’a sığınırım.” [140]

Sonra vücudundan ulaşabildiği yerleri avuçlarıyla, başının üzerinden, yüzünden ve vücudunun ön kısmından  [Okuma ve meshetme üç kere tekrarlanır.][141]

{اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ} [سورة البقرة الآية: 255]

“Allah, O’ndan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarını gözetendir). Göklerde ve yerde olan ancak O’nundur. O’ nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir.O’nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar.Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır,onların gözetil-mesi O’na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.”[142]

{آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللَّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ * لاَ يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ} [سورة البقرة :285- 286]

101- (13/3) “Peygamber ve (ona) îmân edenler, ona Rabbinden indirilene îmân ettiler.Hepsi de Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine îmân ettiler ve onlar arasından hiçbirisini ayırt etmeyiz, işittik ve itaat ettik.Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş yalnızca sanadır dediler.Allah bir kimseye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir.Rabbimiz! Eğer unutur veya hataya düşersek, bizi sorumlu tutma.Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme.Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme.Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâ-mızsın.Kâfirlere karşı bize yardım et!”[143]

(( بِاسْمِكَ رَبَّي وَضَعْتُ جَنْبيِ، وَبِكَ أَرْفَعُهُ،فَإِنْ أَمْسَكْتَ نَفْسِي فَارْحَمْهَا، وَإِنْ أَرْسَلْتَهَا فَاحْفَظْهَا،بِمَا تَحْفَظُ بِهِ عِبَادَكَ الصَّالِحِينَ ))

102- (13/4) “Senin isminle[144] Rabbim, yanımı (vücudumu) bıraktım ve senin irâdenle onu kaldırırım.Ruhumu alırsan ona rahmet et.Eğer geri gönderirsen, salih kullarını koruduğun şekilde onu da koru.”[145]

(( اَللَّهُمَّ إِنَّكَ خَلَقْتَ نَفْسِي وَأَنْتَ تَوَفَّاهَا،لَكَ مَمَاتُهَاوَمَحْيَاهَا إِنْ أَحْيَيْتَهَا فَاحْفَظْهَا،وَإِنْ أَمَتَّهَا فَاغْفِرْلَهَا.اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ ))

103- (13/5) “Allahım! Nefsimi sen yarattın ve onu sen öldü-rürsün.Nefsimin ölümü ve yaşaması sana âittir.Eğer yaşatırsan onu koru, öldürürsen onu bağışla.Allahım!Senden âfiyet dilerim.”[146]

(( اَللَّهُمَّ قِنيِ عَذَابَكَ يَوْمَ تَبْعَثُ عِبَادَكَ ))

104- (13/6) (Üç kere) “Allahım![147] Kullarını yeniden dirilttiğin gün beni azabından koru.”[148]

(( بِاسْمِكَ اللَّهُمَّ أَمُوتُ وَأَحْيَا ))

105- (13/7) “Allahım! Senin adınla ölür ve senin adınla yaşarım.”[149]

(( سُبْحَانَ اللهِ،  وَالْحَمْدُ للهِ،  وَاللهُ أَكْبَرُ ))

106- (13/8) -Otuzüç kere- “Sübhânallah” -Otuzüç kere- “Elhamdülillah” -Otuzdört kere- “Allahu Ekber.”[150]

(( أَللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ، فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوَى، وَمُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ، وَالْفُرْقَانِ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ. اَللَّهُمَّ أَنْتَ الأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ البَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ، اِقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَأَغْنِنَا مِنَ الْفَقْرِ ))

107- (13/9) “Yedi kat semânın, yüce arşın Rabbi, bizim Rabbimiz, her şeyin Rabbi, tane ve çekirdekleri yaran, Tevrat’ı, İncil’i ve Furkan’ı indiren Allahım! Alnından tuttuğun her şeyin şerrinden sana sığınırım.Allahım!Sen Evvel’sin,senden önce hiçbir şey yoktur. Sen Âhir’sin, senden sonra hiçbir şey yoktur.Sen, Zahir’sin, senden üstte hiçbir şey yoktur.Sen Bâtın’sın, senden öte hiçbir şey yoktur.Bizden borcu gider ve bizi fakirlikten kurtarıp zenginleştir.”[151]

(( اَلْحَمْدُللهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَسَقَانَا، وَكَفَانَا، وَآوَانَا، فَكَمْ مِمَّنْ لاَكَافِيَ لَهُ وَلاَ مُؤْوِيَ ))

108- (13/10) “Bizi yediren, içiren, koruyan ve barındıran Allah’a hamdolsun.Nice koruyanı ve barındıranı olmayan vardır.”[152]

(( اَللَّهُمَّ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْسِي، وَمِنْ شَرِّ الشَّيْطَانِ وَشِرْكِهِ، وَأَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً،أَوْ أَجُرَّهُ إِلىَ مُسْلِمٍ ))

109- (13/11) “Gizli ve âşikârı bilen,göklerin ve yerin yaratı-cısı, her şeyin rabbi ve meliki Allahım! Senden başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah olmadığına şehadet ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın ve şirkin şerrinden,nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir müslümana götürmekten sana sığınırım.”[153]

110- (13/12) Secde ve Mülk sûreleri okunur.[154]133

(( اَللَّهُـمَّ أَسْلَمْتُ نَفْسِي إِلَيْكَ، وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ وَوَجَّهْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ، رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ لاَ مَلْجَأَ وَلاَ مَنْجَا مِنْكَ إِلاَّ إِلَيْكَ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ وَبِنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ ))

111- (13/13) “Allahım![155] Nefsimi sana teslim ettim.İşimi sana havâle ettim.Yüzümü sana çevirdim.Senden ümit ederek ve korkarak sırtımı sana dayadım.Sığınmak ve  sakınmak, ancak sana yönelmekle olur.İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygam-berine îmân ettim.”[156]

UYKUDA BİR YANDAN DİĞER BİR YANA DÖNÜNCE YAPILAN DUÂ:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ، رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا   الْعَزِيزُ الْغَفَّارُ ))

112- “Bir ve Kahhar olan, göklerin, yerin ve her ikisinin arasında bulunanların Rabbi, Aziz ve Ğafûr olan Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[157]135

UYKUDA KORKAN VEYA ÜRKÜTEN BİR ŞEYLE KARŞILAN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

(( أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقَابِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ،    وَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَيَاطِينِ وَ أَنْ يَحْضُرُونِ ))

113-“Gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrin-den, şeytanların vesveselerinden ve bana gelmelerinden Allah’ın noksansız kelimelerine sığınırım.”[158]

KÂBUS VEYA KÖTÜ RÜYÂ GÖRENİN YAPMASI GEREKEN ŞEYLER:

114- (5/1) (Üç defa) “Sol tarafına hafifçe tükürür.”[159]

– (5/2) (Üç defa) “Şeytandan ve gördüğü şeyin şerrinden Allah’a sığınır.”[160]

– (5/3) “Gördüğünü kimseye anlatmaz.”[161]

– (5/4)“Bulunduğu taraftan diğer tarafa döner.”[162]

115- (5/5) “Dilerse kalkar, namaz kılar.”[163]

VİTİRDE KUNUT DUÂSI:

(( اَللَّهُمَّ اهْدِنِي فِيمَنْ هَدَيْتَ، وَعَافِنيِ فِيمَنْ عَافَيْتَ، وَتَوَلَّنيِ فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ، وَبَارِكْ ليِ فِيمَا أَعْطَيْتَ، وَقِنيِ شَرَّ مَا قَضَيْتَ، وَلاَ يُقْضَى عَلَيْكَ، إِنَّهُ لاَ يَذِلُّ مَنْ وَالَيْتَ، ]وَلاَ يَعِزُّ مَنْ عَـادَيْتَ [، تَبَارَكْتَ رَبَّنَا وَتَعَالَيْـت  ))

116- (3/1) “Allahım!Hidâyet verdiklerinin arasında bana da hidâyet ver.Âfiyet verdiklerinin arasında bana da âfiyet ver.Dost edindiklerinin arasında beni de dost edin.Verdiğini benim için bereketli kıl, takdir ettiğin şeylerin şerrinden beni koru.Şüphesiz ki ancak sen hükmedersin ve sana hükmedilmez.Kimi dost edinir-sen zelil olmaz.[Kimi de düşman edinirsen, o asla aziz olmaz.] Rabbimiz, mübârek ve yücesin.”[164]

(( اَللَّهُمَّ إِنيِ أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ،وَ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ، وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْكَ،لاَ أُحْصِي ثَنَاءً عَلَيْكَ،أَنْتَ كَمَـا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ ))

117- (3/2) “Allahım! Öfkenden rızana, cezalandırmandan bağışlamana sığınırım.Senden, sana sığınırım. Sana olan övgüleri sayamam.Sen kendini övdüğün gibisin.”[165]

(( اَللَّهُمَّ إِيَّاكَ نَعْبُدُ، وَلَكَ نُصَلِّي وَنَسْجُدُ، وَاِلَيْكَ نَسْعَى وَنَحْفِدُ، نَرْجُو رَحْمَتَكَ، وَنَخْشَى عَذَابَكَ، إِنَّ عَذَابَكَ بِالْكَافِرِينَ مُلْحَقٌ. اَللَّهُمَّ إِنَّا نَسْتَعِينُكَ، وَنَسْتَغْفِرُكَ، وَنُثْنيِ عَلَيْكَ الْخَيْرَ، وَلاَ نَكْفُرُكَ وَنُؤْمِنُ بِكَ، وَنَخْضَعُ لَكَ، وَنَخْلَعُ مَنْ يَكْفُرُكَ ))

118- (3/3)“Allahım! Ancak sana ibâdet ederiz.Senin için namaz kılar ve secde ederiz.Yalnızca sana yönelir ve koşarız. Rahmetini ümit eder ve azabından korkarız.Azabın kâfirlere erişir. Allahım!Senden yardım ve mağfiret dileriz.Seni hayırla överiz.Seni inkâr etmeyiz.Sana îmân ederiz.Sana boyun eğer ve seni inkâr edeni terk ederiz.”[166]

VİTİRDE SELÂMDAN SONRA YAPILAN DUÂ:

(( سُبْحَانَ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ ))

119-“Her türlü noksanlıklardan uzak olan mutlak hüküm-dar Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”

Bunu üç kere söyler, üçüncüsünde yüksek bir sesle ve uzatarak şöyle der:

] رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ وَ الرُّوح ِ[

[Meleklerin ve Ruh’un Rabbi.][167]

ÜZÜNTÜ VE KEDER ANINDA YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ إِنِّي عَبْدُكَ، ابْنُ عَبْدِكَ، ابْنُ أَمَتِكَ، نَاصِيَتيِ بِيَدِكَ، مَاضٍ      فيَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَاؤُكَ، أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ       هُوَ لَكَ، سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَكَ، أَوْ أَنْزَلْتَهُ فيِ كِتَابِكَ، أَوْ عَلَّمْتَهُ أَحَداً مِنْ خَلْقِكَ، أَوْ إِسْتَأْثَرْتَ بِهِ فيِ عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ،أَنْ تَجْعَلَ الْقُرْآنَ رَبِيعَ قَلْبيِ، وَنُورَصَدْرِي، وَجَلاَءَ حُزْنيِ،وَذَهَابَ هَمِّي ))

120- (2/1) “Allahım!Ben senin kulunum.Erkek ve kadın kullarının çocuğuyum.Alnım (kontrolüm) senin elindedir.Benim hakkımda senin hükmün geçerlidir.Senin, benim hakkımdaki takdirin adâlettir.Kendini isimlendirdiğin, Kitabında indirdiğin, kullarından birisine öğrettiğin veya katındaki gayb ilminde kendine has kıldığın sana âit her isimle: Kur’an’ı, kalbimin baharı, göğsümün nûru, hüznümün ortadan kalkması ve kederimin gitmesi (için vesile) kıl(manı isterim).”[168]

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ، وَالْعَجْزِ وَالْكَسَـلِ، وَالْبُخْلِ وَالْجُبْنِ، وَضَلَعِ الدَّيْنِ وَغَلَبَةِ الرِّجاَلِ ))

121- (2/2) “Allahım! Keder ve hüzünden, acizlik ve tembel-likten, cimrilik ve korkaklıktan, borcun belimi bükmesinden ve insanların bana galip gelmesinden sana sığınırım.”[169]

SIKINTI ANINDA YAPILAN DUÂ:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ الْعَظِيمُ الْحَلِيمُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمُ ))

122- (4/1) “Azîm ve Halîm olan Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Yüce Arş’ın Rabbi olan Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Göklerin ve Kerîm Arş’ın Rabbi olan Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[170]

(( اَللَّهُمَّ رَحْمَتَكَ أَرْجُو، فَلاَ تَكِلْنيِ إِلىَ نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ، وَأَصْلِحْ ليِ شَأْنِي كُلَّهُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ))

123- (4/2) “Allahım! Rahmetini umarım.Göz açıp kapayın-caya kadar -bile olsa- beni nefsime bırakma.Bütün işlerimi ıslah et.Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[171]

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، سُبْحَانَكَ إِنيِّ كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ ))

124- (4/3) “(Allahım!)Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Seni tüm noksan sıfatlardan tenzih ederim. Gerçekten ben zâlimlerden oldum.”[172]

(( اَللهُ اللهُ رَبيِّ لاَ أُشْرِكُ بِهِ شَيْئاً ))

125- (4/4) “Allah! Rabbim Allahım! Sana hiçbir şeyi ortak koşmam.”[173]

 

 

 

 

DÜŞMAN VEYA GÜÇ SAHİBİ BİRİSİYLE KARŞILAŞINCA YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ إِنَّا نَجْعَلُكَ فيِ نُحُورِهِمْ، وَنَعُوذُ بِكَ مِنْ شُرُورِهِمْ ))

126- (3/1) “Allahım!Onları bizden uzaklaştırmanı, bizimle onların arasını açmanı ve onların şerrini bizden savmanı dilerim.”[174]

(( اَللَّهُمَّ أَنْتَ عَضُدِي، وَأَنْتَ نَصِيريِ، بِكَ أَحُولُ، وَبِكَ أَصُولُ، وَبِكَ أُقَاتِلُ ))

127-(3/2) “Allahım! Sen dayanağımsın, yardım edenimsin. Senin yardımınla düşmanın hilesini uzaklaştırır, senin yardımınla düşmana saldırır ve senin yardımınla düşmana karşı savaşırım.”[175]

(( حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ ))

128-(3/ “Allah bize yeter! O ne güzel vekildir.”[176]

 

 

GÜÇ VE KUVVET SAHİBİNİN ZULMÜNDEN KORKAN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ، وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، كُنْ ليِ جَاراً مِنْ فُلاَنِ بْنِ فُلاَنٍ، وَأَحْزَابِهِ مِنْ خَلاَئِقِكَ،أَنْ يَفْرُطَ عَلَىَّ أَحَدٌ مِنْهُمْ أَوْ يَطْغَى، عَزَّ جَارُكَ وَجَلَّ ثَنَاؤُكَ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ))

129- (2/1) (Üç kere) “Yedi kat semânın Rabbi, Yüce Arş’ın Rabbi olan Allahım!Falan oğlu falanın ve yarattıklarının içerisinde onun taraftarlarından birisinin kötülükte aşırı gitmesinden ya da azgınlaşmasından beni koru.Sana sığınan güçlü ve senin övdüğün büyük olur.Senden başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah yoktur.”[177]

(( اَللهُ أَكْبَرُ، اَللهُ أَعَزُّ مِنْ خَلْقِهِ جَمِيعاً، اَللهُ أَعَزُّ مِمَّا أَخَافُ وَأَحْذَرُ، أَعُوذُ بِاللهِ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، اَلْمُمْسِكِ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ أَنْ يَقَعْنَ عَلَى الأَرْضِ إِلاَّ بِإِذْنِهِ، مِنْ شَرِّ عَبْدِكَ فُلاَنٍ، وَجُنُودِهِ وَأَتْبَاعِهِ وَأَشْيَاعِهِ، مِنَ الْجِنِّ وَالإِنْسِ، اَللَّهُمَّ كُنْ ليِ جَاراً مِنْ شَرِّهِمْ، جَلَّ ثَنَاؤُكَ وَعَزَّ جَارُكَ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ، وَلاَ إِلَهَ غَيْرُكَ ))

130- (2/2) (Üç kere) “Allah en büyüktür.Allah, bütün yarat-tıklarından daha izzet sahibidir.Allah, korktuğum ve sakındığım şeylerden daha güçlüdür.Kulu falanın, cin ve insan ordularının, taraftarlarının ve ona uyanların şerrinden, O’ndan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah olmayan, yedi kat göğün yerin üzerine düşmesini izniyle engelleyen Allah’a sığınırım.Allahım!Onların şerrinden beni koru.Sana sığınan güçlü ve senin övdüğün büyük olur.İsmin mübarektir.Senden başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah yoktur.”[178]

DÜŞMANA KARŞI YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ مُنْزِلَ الْكِتَابِ، سَرِيعَ الْحِسَابِ، إِهْزِمِ اْلأَحْزَابَ، اَللَّهُمَّ اهْزِمْهُمْ وَزَلْزِلْهُمْ ))

131-  “Ey Kitabı (Kur’an’ı) indiren, hesabı çabuk gören Allahım! Düşman gruplarını hezimete uğrat! Allahım! Onları hezimete uğrat ve onları (belâlarla) sars.”[179]

BİR TOPLULUKTAN KORKAN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ اكْفِنِيهِم بِمَا شِئْتَ ))

132- “Allahım! Beni, onlara karşı dilediğin şekilde koru.”[180]

 

 

 

ÎMÂNDA ŞÜPHEYE DÜŞEN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

133- (4/1) “Allah’a sığınır.”[181]

– (4/2) “Şüphe duyduğu şeyi terkeder.”[182]

(( آمَنْتُ بِاللهِ وَرُسُلِهِ ))

134- (4/3) “Allah’a ve O’nun peygamberlerine îmân ettim” der.[183]

135- (4/4) “Allah Teâlâ’nın şu âyetini okur:

{هُوَ الأَوَّلُ وَالآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ} [سورة الحديد الآية: 3]

“O, Evvel’dir, Âhir’dir, Zâhir’dir ve Bâtın’dır.O, her şeyi hakkıyla bilendir.”[184]162

                  

 

BORCUN ÖDENMESİ İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُـمَّ اكْفِنيِ بِحَلاَلِكَ عَنْ حَرَامِكَ وَأَغْنِنيِ بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ ))

136- (2/1) “Allahım! Helâl rızkınla yetinmeyi, haramından uzak durmayı bana nasip eyle.Beni başkalarına muhtaç kılmayıp lütfunla zengin kıl.”[185]

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ، وَالْعَجْزِ وَالْكَسَـلِ، وَالْبُخْلِ وَالْجُبْنِ، وَضَلَعِ الدَّيْنِ وَغَلَبَةِ الرِّجَالِ  ))

137- (2/2) “Allahım! Keder ve hüzünden, âcizlik ve tembellikten, cimrilik ve korkaklıktan, borcun belimi bükmesin-den ve insanların bana üstün gelmesinden sana sığınırım.”[186]

NAMAZ KILARKEN VE KUR’AN OKURKEN GELEN VESVESEYE KARŞI YAPILAN DUÂ:

(( أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ))

138- “Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytandan, Allah’a sığınırım” de ve sol tarafına hafifçe üç defa tükür.[187]

 

ZOR BİR İŞLE KARŞILAŞAN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ لاَ سَهْلَ إِلاَّ مَا جَعَلْتَهُ سَهْلاً، وَأَنْتَ تَجْعَلُ الْحُزْنَ إِذَا شِئْتَ سَهْلاً ))

139- “Allahım! Senin kolay kıldığından başka kolay yoktur. Eğer sen dilersen zoru kolay kılarsın.”[188]

GÜNAH İŞLEYEN KİMSENİN YAPMASI GEREKEN DUÂ:

(( مَا مِنْ عَبْدٍ يُذْنِبُ ذَنْباً فَيُحْسِنُ الطُّهُورَ، ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّي رَكْعَتْينِ ثُمَّ يَسْتَغْفِرُ اللهَ إِلاَّ غَفَرَ اللهُ لَهُ ))

140- “Günah işleyen bir kul güzelce abdest alır; ardından kalkıp iki rekat namaz kılar ve sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah mutlaka onu bağışlar.”[189]

ŞEYTANI VE VESVESELERİNİ KOVMAK İÇİN YAPILAN DUÂ:

141- (3/1) “Şeytandan Allah’a sığınmak.”[190]

142- (3/2) “Ezan okumak.”[191]

143- (3/3) “Zikir yapmak ve Kur’an-ı Kerim okumak.”[192]

HOŞA GİTMEYEN BİR DURUM OLDUĞU VEYA İSTENİLEN ŞEY OLMADIĞI ZAMAN YAPILAN DUÂ:

(( قَدَرُ اللهِ وَمَا شَاءَ فَعَلَ ))

144- “Allah’ın takdiridir. O neyi dilerse, onu yapar.”[193]

ÇOCUĞU OLAN KİMSEYİ TEBRİK ETMEK İÇİN YAPILAN DUÂ VE ONUN BUNA KARŞILIK YAPACAĞI DUÂ:

(( بَارَكَ اللهُ لَكَ فيِ الْمَوْهُوبِ لَكَ، وَشَكَرْتَ الْوَاهِبَ، وَبَلَغَ      أَشُدَّهُ وَرُزِقْتَ بِرَّهُ ))

145- “Sana bahşedilen (bu çocuğu) Allah, senin için mübârek kılsın.Onu bahşeden (Allah’a) şükredesin.(Çocuğun) buluğa ersin ve onun iyiliğiyle rızıklandırılasın.”

TEBRİK EDİLEN KİMSE İSE ONA ŞÖYLE DUÂ EDER:

(( بَارَكَ اللهُ لَكَ وَبَارَكَ عَلَيْكَ،وَجَزَاكَ اللهُ خَيْراً، وَرَزَقَكَ اللهُ مِثْلَهُ، وَأَجْزَلَ ثَوَابَكَ ))

“Allah sana bereket versin ve bereketini dâim kılsın.Allah seni hayırla mükafatlandırsın.Allah seni de bir benzeri ile rızıklan-dırsın ve sevabını çoğaltsın” şeklinde karşılık verir.[194]

ÇOCUKLARIN KORUNMASI İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( أُعِيذُكُمَا بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّةٍ ))

146- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-, Hasan ve Hüseyin’i, “Sizi, her şeytan ve haşereden, her kötü gözden, Allah’ın noksansız kelimelerine sığındırırım” diyerek sakındırırdı.[195]

HASTA ZİYÂRETİNDE HASTAYA YAPILAN DUÂ:

(( لاَ بَأْسَ طَهُورٌ إِنْ شَاءَ اللهُ ))

147- (2/1) “Zararı yok, inşaallah günahlarını temizler.”[196]

(( أَسْأَلُ اللهَ الْعَظِيمَ، رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ أَنْ يَشْفِيَكَ ))

148- (2/2) (Yedi kere) “Yüce Arş’ın Rabbi, Yüce Allah’tan sana şifâ vermesini dilerim.”[197]

HASTAYI ZİYÂRET ETMENİN FAZÎLETİ:

149- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur:

((إِذَا عَادَ الرَّجُلُ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ مَشَى فِي خِرَافَةِ الْجَنَّةِ حَتَّى يَجْلِسَ، فَإِذَا جَلَسَ غَمَرَتْهُ الرَّحْمَةُ، فَإِنْ كَانَ غُدْوَةً صَلَّى عَلَيْهِ سَبْعُونَ أَلْفَ مَلَكٍ حَتَّى يُمْسِيَ، وَإِنْ كَانَ مَسَاءً صَلَّى عَلَيْهِ سَبْعُونَ أَلْفَ مَلَكٍ حَتَّى يُصْبِحَ ))

“Bir kimse,müslüman kardeşini hastalığında ziyâret ederse, oturuncaya kadar cennet bağlarında yürür.Oturunca onu rahmet kaplar.Sabah ziyâret etmiş ise, akşamlayıncaya kadar yetmiş bin melek ona istiğfâr eder.Akşam ziyâret etmiş ise, sabahlayıncaya kadar yetmiş bin melek ona istiğfâr eder.”[198]

HAYATINDAN ÜMİT KESİLEN HASTANIN YAPACAĞI DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْليِ، وَارْحَمْنيِ، وَأَلْحِقْنيِ بِالرَّفِيقِ اْلأَعْلَى ))

150- (3/1)“Allahım! Beni bağışla ve bana merhamet eyle. Beni Refîk-i A’lâ’ya kavuştur.”[199]

151- (3/2) Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- vefâtı yaklaştığı zaman ellerini suya daldırıp yüzünü silmeye başlar ve şöyle derdi:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، إِنَّ لِلْمَوْتِ لَسَكَرَاتٍ ))

 “Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Şüphesiz ki ölümün sekerâtı (kendinden geçirme halleri) vardır.”[200]

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَاللهُ أَكْبَرُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ،لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ،لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ،لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ ))

152- “Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Allah en büyüktür.Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.O birdir.Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.O, birdir ve O’nun hiçbir  ortağı yoktur. Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır.”[201]

VEFÂT ETMEK ÜZERE OLAN KİMSEYE TELKİNDE BULUNMAK:

153- “Kimin (ölmeden önce) son sözü:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّاللهُ ))

‘La ilâhe illallah’ (Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur) olursa, cennete girer.”[202]

BAŞINA BİR BELÂ GELEN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

(( إِنَّا ِللهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ، اللَّهُمَّ أْجُرْنيِ فيِ مُصِيبَتيِ، وَأَخْلِفْ ليِ خَيْراً مِنْهَا ))

154- “Şüphesiz ki biz, (mülk ve yaratılış olarak) Allah’a âitiz ve (âhirette) dönüşümüz yalnızca O’nadır.Allah’ım! Başıma gelen musibet sebebiyle bana ecir ver ve bana ondan daha hayırlısını bağışla.”[203]

VEFÂT EDENİN GÖZLERİNİ KAPATIRKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِفُلاَنٍ (بِاسْمِهِ) وَارْفَعْ دَرجَتَهُ فيِ الْمَهْدِيِّينَ، وَاخْلُفْهُ فيِ عَقِبِهِ فيِ الْغَابِرِينَ، وَاغْفِرْ لَنَا وَلَهُ يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ، وَافْسَحْ لَهُ فيِ قَبْرِهِ وَنَوِّرْ لَهُ فِيهِ ))

155- “Allahım!Falanı (ölenin ismini söyler) bağışla.Hidâyete erenler arasında derecesini yükselt.Geride kalanlarına vekil ol.Ey âlemlerin Rabbi!Bizi ve onu bağışla.Kabrini genişlet ve onu orada nurlandır.”[204]

CENÂZE NAMAZINDA ÖLÜ İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ وَارْحَمْهُ، وَعاَفِهِ، وَاعْفُ عَنْهُ وَأَكْرِمْ نُزُلـَهُ، وَوَسِّعْ  مُدْخَلَـهُ، وَاغْسِلْهُ بِالْمَاءِ وَالثَّلْجِ وَالْبَرَدِ، وَنَقِّهِ مِنَ الْخَطاَياَ كَماَ نَقَّيْتَ الثَّوْبَ الأَبْيَضَ مِنَ الدَّنَسِ، وَأَبْدِلْهُ داَراً خَيْراً مِنْ دَارِهِ، وَأَهْلاً خَيْراً مِنْ أَهْلِهِ، وَزَوْجاً خَيْراً مِنْ زَوْجِهِ، وَأَدْخِلْهُ الْجَنَّةَ، وَأَعِذْهُ مِنْ عَذاَبِ الْقَبْرِ ]وَعَذَابِ النَّارِ [))

156- (4/1) “Allahım! Onu bağışla ve ona merhamet et.Ona âfiyet ver ve onu affet.Onu hoş karşıla ve yerini genişlet.Onu su, kar ve dolu ile yıka.Onu, beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi günahlardan temizle.Ona; evinden daha iyi bis ev, âilesinden daha hayırlı bir âile, eşinden daha iyi bir eş ver.Onu cennete koy. Kabir azabından ve [cehennem azabından] koru.”[205]

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِحَيِّناَ، وَ مَيِّتِناَ، وَ شاَهِدِناَ، وَ غاَئِبِناَ ، وَ صَغِيرِناَ وَ كَبِيرِناَ، وَ ذَكَرِناَ وَ أُنْثاَناَ. اَللَّهُمَّ مَنْ أَحْيَيْتَهُ مِنَّا فَأَحْيِهِ عَلىَ اْلإِسْلاَمِ،  وَ مَنْ تَوَفَّيْتَهُ مِنَّا فَتَوَفَّهُ عَلىَ اْلإيِمَانِ، اَللَّهُمَّ لاَ تَحْرِمْناَ أَجْرَهُ وَ لاَ تُضِلَّناَ بَعْدَهُ ))

157- (4/2) “Allahım!Dirimize ve ölümüze, hazır olanımıza ve olmayanımıza, küçüğümüze ve büyüğümüze, erkeğimize ve kadınımıza mağfiret eyle.Allahım!Bizden kimi yaşatırsan, onu İslâm üzere yaşat.Kimi de öldürürsen, onu îmân üzere öldür. Allahım! Onun ecrinden bizi mahrum etme ve bizi ondan sonra saptırma.”[206]

(( اَللَّهُمَّ إِنَّ فُلاَنَ بْنَ فُلاَنٍ فيِ ذِمَّتِكَ، وَ حَبْلِ جِواَرِكَ، فَقِهِ مِنْ فِتْنَةِ الْقَبْرِ َعَذَابِ الناَّرِ، وَ أَنْتَ أَهْلُ الْوَفاَءِ وَالْحَقِّ. فَاغْفِرْ لَهُ وَ ارْحَمْهُ إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفوُرُ الرَّحِيمُ ))

158- (4/3) “Allahım! Falan oğlu falan senin emânet ve korumandadır. Onu, kabir fitnesinden ve cehennem azabından koru.Sen vefâ ve hak sahibisin.Onu bağışla ve ona merhamet et.Şüphesiz ki sen, çok bağışlayan vemerhamet edensin.”[207]

(( اَللَّهُمَّ عَبْدُكَ وَابْنُ أَمَتِكَ إِحْتاَجَ إِلىَ رَحْمَتِكَ، وَ أَنْتَ غَنِيٌّ عَنْ عَذَابِهِ إِنْ كـاَنَ مُحْسِناً فَزِدْ فيِ حَسَناَتِهِ وَ إِنْ كاَنَ مُسِيئاً فَتَجاَوَزْ عَنْهُ ))

159- (4/4) “Allahım!Ben, senin kulunum.Rahmetine muhtaç olan kadın kulunun oğluyum.Sen ona azap etmekten müstağni-sin.Eğer iyilik sahibi ise onun iyiliklerini artır.Eğer günahkâr ise, onu bağışla.”[208]

BÜLÛĞ ÇAĞINA ERMEDEN ÖLEN ÇOCUĞUN CENÂZESİNDE YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ أَعِذْهُ مِنْ عَذاَبِ الْقَبْرِ ))

160-(2/1) “Allahım! Onu kabir azabından koru.”[209]

Şöyle derse de güzel olur:

(( اَللَّهُمَّ اجْعَلْهُ فَرَطاً وَ ذُخْراً لِوَالِدَيْهِ، وَشَفِيعاً مُجاَباً. اَللَّهُمَّ ثَقِّلْ بِهِ مَواَزِينَهُماَ وَأَعْظِمْ بِهِ أُجُورَهُماَ، وَأَلْحِقْهُ بِصـاَلِحِ الْمُؤْمِنِينَ، وَاجْعَلْهُ فيِ كَفاَلَةِ إِبْراَهِيمَ، وَقِـهِ بِرَحْمَتِكَ عَذاَبَ الْجَحِيمِ، وَأَبْدِلْهُ داَراً خَيْراً مِنْ داَرِهِ وَأَهْلاً خَيْراً مِنْ أَهْلِهِ، اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ِلأَسْلاَفِناَ، وَأَفْراَطِناَ، وَمَنْ سَبَقَناَ بِاْلإيماَنِ ))

“Allahım! Onu, ana-babasına (cennete girişte) öncü, onlar için saklanmış bir nimet ve şefaati kabul edilen bir şefaatçi kıl. Allahım!Onunla, ana babasının mizânını ağırlaştır ve ecirlerini büyük eyle.Onu, salih müminlere kat ve (kıyâmet günü) İbrâhim  -aleyhisselâm-’ın kefâletinde kıl.Rahmetinle onu cehennem azabın-dan koru.Ona evinden daha iyi bir ev, âilesinden daha hayırlı bir âile ver.Allahım!Evvelimizi, öncülerimizi ve bizden önce îmân edenleribağışla.”[210]

(( اَللَّهُمَّ اجْعَلْهُ لَناَ فَرَطاً، وَسَلَفاً، وَأَجْراً ))

161- (2/2) “Allahım! Onu bizim için bir öncü, selef ve bir mükâfat kıl.”[211]

TAZİYE (BAŞSAĞLIĞI) DUÂSI:

(( إِنَّ ِللهِ ماَ أَخَذَ، وَلَهُ ماَ أَعْطىَ، وَكُلُّ شَيْءٍ عِنْدَهُ بِأَجَلٍ مُسَمًّى، فَلْتَصْبِرْ وَلْتَحْتَسِبْ ))

162-“Aldığı Allah’ındır, verdiği Allah’ındır.Her şey O’nun katında belirli bir ecel iledir.Sabret ve karşılığını Allah’dan bekle.”[212]

Şöyle derse de güzel olur:

(( أَعْظَمَ اللهُ أَجْرَكَ، وَأَحْسَنَ عَزاَءَكَ وَغَفَرَ لِمَيِّتِكَ ))

“Allah ecrini büyük kılsın, sabrını güzel eylesin ve ölünü bağışlasın.”[213]

CENÂZE KABRE KONULURKEN YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ وَعَلىَ سُنَّةِ رَسُولِ اللهِ ))

163  “Allah’ın adıyla ve Rasûlullah’ın sünneti üzere.”[214]192

CENÂZE DEFNEDİLDİKTEN SONRA YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ، اللَّهُمَّ ثَبِّتْهُ ))

164- “Allahım! Onu bağışla ve (hak üzere) sabit kıl.”[215]

KABİR ZİYÂRETİNDE YAPILAN DUÂ:

(( اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ أَهْلَ الدِّياَرِ، مِن الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُسْلِمِينَ، وَإِناَّ إِنْ شاَءَ اللهُ بِكُمْ لاَحِقُونَ ]وَيَرْحَمُ اللهُ الْمُسْتَقْدِمِينَ مِناَّ وَالْمُسْتَأْخِرِينَ[ أَسْأَلُ اللهَ لَناَ وَلَكُمُ الْعاَفِيَةَ ))

165- “Bu diyarın mümin ve müslüman sakinleri! Selâm sizin üzerinize olsun.Biz de Allah’ın izniyle size kavuşacağız.[Allah, bizden önce gidenlere ve sonraya kalanlara rahmet etsin]. Allah’Tan bizim ve sizin için âfiyet dilerim.”[216]

RÜZGÂR ESERKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَهاَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهاَ ))

166- “Allahım!Senden bu rüzgarın hayrını diler ve şerrinden sana sığınırım.”[217]

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَهاَ،وَخَيْرَ ماَ فِيهاَ،وَخَيْرَ ماَ أُرْسِلَتْ بِهِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهاَ، وَشَرِّ ماَ فِيهاَ وَشَرِّ ماَ أُرْسِلَتْ بِهِ ))

167- “Allahım! Senden bu rüzgarın hayrını, onda bulunanın hayrını ve onunla birlikte gönderilenin hayrını dilerim.Onun şerrin-den, onda bulunan şeyin şerrinden ve onunla birlikte gönderilen şeyin şerrinden sana sığınırım.”[218]

GÖK GÜRLEDİĞİNDE YAPILAN DUÂ:

(( سُبْحاَنَ الَّذِي يُسَبِّحُ الرَّعْدُ بِحَمْدِهِ وَالْمَلاَئِكَةُ مِنْ خِيفَتِهِ ))

168- “Gök gürültüsünün hamd ederek; meleklerin de heybetinden dolayı kendisini tesbih ettiği (Allah’ı) tüm noksanlık-lardan tenzih ederim.”[219]

BAZI İSTİSKA (YAĞMUR İSTEME) DUÂLARI:

(( اَللَّهُمَّ أَسْقِناَ غَيْثاً مُغِيثاً مَرِيئاً مَرِيعاً، ناَفِعاً غَيْرَ ضاَرٍّ، عاَجِلاً غَيْرَ آجِلٍ ))

169- (3/1) “Allahım! Bize hemen, geciktirmeden, faydalı, zararsız,bereketli, hazmı kolay ve imdadımıza yetişen bir yağmur ver.”[220]

(( اَللَّهُمَّ أَغِثْناَ، اَللَّهُمَّ أَغِثْناَ، اَللَّهُمَّ أَغِثْناَ ))

170- (3/2) “Allahım! Bize yağmur ver.Allahım! Bize yağmur ver. Allahım! Bize yağmur ver.”[221]

(( اَللَّهُمَّ اسْقِ عِباَدَكَ، وَ بَهاَئِمَكَ، وَ انْشُرْ رَحْمَتَكَ، وَأَحْيِ بَلَدَكَ الْمَيِّتَ ))

171- (3/3) “Allahım! Kullarına ve hayvanlarına su ver. Rahmetini yağdır ve (bu) cansız beldene hayat ver.”[222]

YAĞMUR YAĞARKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ صَيِّباً ناَفِعاً ))

172- “Allahım! Bunu faydalı bir yağmur eyle.”[223]

YAĞMURDAN SONRA YAPILAN DUÂ:

(( مُطِرْناَ بِفَضْلِ اللهِ وَرَحْمَتِهِ ))

173- “Allah’ın lütuf ve rahmetiyle bize yağmur yağdırıldı.”[224]

YAĞMURUN KESİLMESİ İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ حَوالَيْناَ وَ لاَ عَلَيْناَ. اَللَّهُمَّ عَلىَ اْلآكاَمِ وَ الظِّراَبِ،         وَ بُطُونِ الأَوْدِيَةِ، وَ مَناَبِتِ الشَّجَرِ ))

174- “Allahım! Üzerimize değil etrafımıza yağmur yağdır. Allahım!Tepelere, dağlara, vâdilere ve ağaç biten yerlere yağdır.”[225]

HİLÂL GÖRÜLÜNCE YAPILAN DUÂ:

(( اَللهُ أَكْبَرُ، اَللَّهُمَّ أَهِّلْهُ عَلَيْناَ بِاْلأَمْنِ وَ اْلإِيماَنِ، وَ السَّلاَمَةِ    وَ اْلإِسْلاَمِ،    وَ التَّوْفِيقِ لِماَ تُحِبُّ رَبَّناَ وَ تَرْضَى،رَبُّناَ وَ رَبُّكَ اللهُ))

175- “Allah en büyüktür.Allahım! Bunu üzerimizde emniyet, îmân, selâmet, İslâm ve sevdiğin ve râzı olduğun şeylerde başarı ayı kıl ey Rabbimiz.(Ey hilâl!) Benim ve senin rabbin Allah’tır.”[226]

ORUÇLUNUN İFTARINI AÇTIKTAN SONRA YAPACAĞI DUÂ:

(( ذَهَبَ الظَّمَأُ وَ ابْتَلَّتِ الْعُرُوقُ، وَ ثَبَتَ اْلأَجْرُ إِنْ شاَءَ اللهُ ))

176- (2/1) “(Kuruluğun gitmesiyle) susuzluk gitti; damarlar ıslandı, (yorgunluk ortadan kalktı ve) Allah’ın izniyle ecir sâbit oldu.”[227]

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ بِرَحْمَتِكَ الَّتيِ وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ أَنْ تَغْفِرَ ليِ ))

177- (2/2) “Allahım! Her şeyi kaplayan rahmetinle beni bağışlamanı dilerim.”[228]

YEMEKTEN ÖNCE YAPILAN DUÂ:

178- (2/1) “Biriniz yemeğe başlarken;

(( بِسْمِ اللهِ ))

‘Bismillah’ desin.Başında söylemeyi unutursa, hatırladığı zaman;

(( بِسْمِ اللهِ فيِ أَوَّلِهِ وَآخِرِهِ ))

“Başında ve sonunda Bismillah’ desin.”[229]

179-“Allah’ın yemekle nimetlendirdiği kimse şöyle desin:

(( اَللَّهُمَّ باَرِكْ لَناَ فِيهِ، وَ أَطْعِمْناَ خَيْراً مِنْهُ ))

‘Allahım! Bunda bizim için bereket kıl ve bundan daha hayırlısını bize yedir.’”

Allah’ın sütle susuzluğunu giderdiği bir kimse de şöyle desin:

(( اَللَّهُمَّ باَرِكْ لَناَ فِيهِ، وَزِدْناَ مِنْهُ ))

“Allahım! Bunda bizim için bereket kıl ve bize bundan daha fazla ver.”[230]

                        

YEMEKTEN SONRA YAPILAN DUÂ:

(( اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي أَطْعَمَنيِ هَذاَ وَ رَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِحَوْلٍ مِنيِّ وَ لاَ قُوَّةٍ ))

180- (2/1) “Benden hiçbir hareket ve kuvvet harcamaksı-zın bana bu yemeği yediren ve beni onunla rızıklandıran Allah’a hamdolsun.”[231]

(( اَلْحَمْدُ  ِللهِ حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُباَرَكاً فِيهِ، غَيْرَ] مَكْفِيٍّ وَلاَ[ مُوَدَّعٍ، وَلاَ مُسْتَغْنىً عَنْهُ رَبَّناَ ))

181- (2/2) “Riyâdan uzak ve bereketi kesilmeyen çok, sonsuz ve terk olunmayan, kendisinden müstağni olunmayarak yapılan hamd, Rabbimiz Allah’adır.”[232]

MİSÂFİRİN YEMEK SAHİBİ İÇİN YAPACAĞI DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ باَرِكْ لَهُمْ فِيماَ رَزَقْتَهُمْ، وَاغْفِرْ لَهُمْ، وَارْحَمْهُمْ ))

182- “Allahım! Onlara rızık olarak verdiklerine bereket ver, onları bağışla ve onlara merhamet et.”[233]

KENDİSİNE SU İÇİREN VEYA İÇİRMEK İSTEYEN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ أَطْعِمْ مَنْ أَطْعَمَنيِ وَاسْقِ مَنْ سَقاَنِي ))

183- “Allahım! Bana yemek verene yemek ver. Bana su verene su ver.”[234]

ORUÇLUNUN, İFTAR YEMEĞİ VEREN KİMSE İÇİN İFTARINI AÇTIKTAN SONRA YAPACAĞI DUÂ:

(( أَفْطَرَ عِنْدَكُمُ الصَّائِمُونَ، وَأَكـلَ طَعـاَمَكُمُ اْلأَبْراَرُ، وَصَلَّتْ عَلَيْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ ))

184- “Oruçlular yanınızda iftar etsin, Yemeğinizi iyiler yesin ve melekler sizin için Allah’a istiğfarda bulunsun.”[235]

ORUÇLU OLDUĞU HALDE YEMEĞE DÂVET EDİLEN VE ORUCUNU BOZMAYANIN YEMEK SAHİBİ İÇİN YAPACAĞI DUÂ[236]:

185- “Sizden biriniz yemeğe dâvet edilirse, icâbet etsin. Oruçlu ise (yemek sahibi için) duâ etsin.Oruçlu değilse yemekten yesin.”[237]

ORUÇLUNUN, KENDİSİNE SÖVEN VEYA KÖTÜ SÖZ SÖYLEYEN KİMSE İÇİN NE SÖYLEYECEĞİ:

(( إِنيِّ صاَئِمٌ، إِنيِّ صاَئِمٌ ))

186- “Ben oruçluyum, ben oruçluyum.”[238]

MEVSİMİN İLK MEYVESİ GÖRÜLÜNCE YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ باّرِكْ لَناَ فِي ثَمَرِنَا، وَباَرِكْ لَناَ فيِ مَدِينَتِناَ، وَباَرِكْ لَناَ فيِ صاَعِناَ، وَباَرِكْ لَناَ فيِ مُدِّناَ ))

187- “Allahım!Meyvemizi bize bereketli kıl.Medinemizi bize mübârek eyle.Sa’mıza bereket ver.Müdd’ümüze bereket ver.[239]

AKSIRINCA YAPILAN DUÂ:

188- “Sizden biriniz aksırınca:

(( اَلْحَمْدُ ِللهِ ))

‘Elhamdulillah’ desin.(Bunu işiten) kardeşi veya arkadaşı:

(( يَرْحَمُكَ اللهُ ))

‘Allah  sana merhamet etsin’ desin. (Aksıran da ona):

(( يَهْدِيكُمُ اللهُ وَيُصْلِحُ بَالَكُمْ ))

“Allah size hidâyet etsin ve hâlinizi düzeltsin’ desin.”[240]

         KÂFİR, AKSIRDIRDIĞI ZAMAN ALLAH’A HAMD EDERSE, ONUN İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( يَهْدِيكُمُ اللهُ وَيُصْلِحُ بَالَكُمْ ))

189- “Allah size hidâyet etsin ve hâlinizi düzeltsin.”[241]

EVLENEN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( بَارَكَ اللهُ لَكَ، وَباَرَكَ عَلَيْكَ، وَجَمَعَ بَيْنَكُماَ فيِ خَيْرٍ ))

190- “Allah senin için bereketli kılsın ve bereketini dâim etsin. İkinizin arasını hayırda birleştirsin.”[242]218

EVLENEN VEYA YENİ BİNEK SATIN ALAN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

191- “Sizden biriniz evlenir veya bir hizmetçi satın alırsa şöyle desin:

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَهاَ وَخَيْرَ ماَ جَبَلْتَهاَ عَلَيْهِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهاَ، وَشَرِّماَ جَبَلْتَهاَ عَلَيْهِ ))

“Allahım! Bunun hayrını ve bunda yarattığın şeyin hayrını (güzel ahlâkını) dilerim.Bunun şerrinden ve bunda yarattığın şeyin şerrinden (kötü ahlâkından) sana sığınırım.”

“Bir deve (veya binek) satın alınca da hörgücünden tutsun ve böyle duâ etsin.”[243]

EŞİYLE CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEDEN ÖNCE YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ. اَللَّهُمَّ جَنِّبْناَ الشَّيْطاَنَ،وَجَنِّبِ الشَّيْطاَنَ ماَ رَزَقْتَناَ ))

192- “Allah’ın adıyla.Allahım! Bizi şeytandan, şeytanı da bizi rızıklandıracağın çocuktan uzak tut.”[244]

ÖFKELENİNCE YAPILAN DUÂ:

(( أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ ))

193- “Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytandan, Allah’a sığınırım.”[245]

BELÂYA UĞRAYANI GÖREN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

(( اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي عاَفاَنيِ مِمَّا ابْتَلاَكَ بِهِ، وَفَضَّلَنيِ عَلىَ كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقَ تَفْضِيلاً ))

194- “Sana verdiği belâdan beni âfiyette kılan ve yarattık-larının çoğuna tercih ederek beni üstün kılan Allah’a hamd olsun.”[246]

 

HER OTURUMDA YAPILAN DUÂ:

195- İbn-i Ömer-Allah ondan ve babasından râzı olsun- şöyle demiştir:

“Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in bir oturumda, kalkmadan önce yüz kere şöyle dediği sayılırdı:

(( رَبِّ اغْفِرْ ليِ، وَتُبْ عَلَىَّ، إِنَّكَ أَنْتَ التَّواَّبُ الْغَفُورُ ))

‘Rabbim! Beni bağışla ve tevbemi kabul et.Şüphesiz ki sen, tevbeleri çokça kabul eden ve çokça bağışlayansın.”[247]

OTURUMUN SONUNDA YAPILAN DUÂ:

(( سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَ أَتُوبُ إِلَيْكَ ))

196- “Allahım! Sana hamd ederek, seni tüm noksanlıklar-dan tenzih ederim.Senden başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim.Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim.”[248]

“ALLAH SENİ BAĞIŞLASIN” DİYEN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( وَلَكَ ))

197- “Seni de -bağışlasın-.”[249]

İYİLİK YAPAN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( جَزاَكَ اللهُ خَيْراً ))

198- “Allah seni hayırla mükafatlandırsın.”[250]

 DECCÂL’İN ŞERRİNDEN KORUNMAK İÇİN YAPILAN DUÂ:

199- “Kehf Sûresi’nin ilk on âyetini ezberleyen, Deccal’in şerrinden korunmuş olur.”[251]

Her namazın sonunda teşehhüdde, Deccâl’in fitnesinden Allah’a sığınmak da böyledir.[252]

“SENİ ALLAH İÇİN SEVİYORUM” DİYEN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( أَحَبَّكَ الَّذِي أَحْبَبْتَنيِ لَهُ ))

200- “Kendisi için beni sevdiğin (Allah), seni de sevsin.”[253]

MALINI SANA SUNAN KİMSE İÇİN YAPACAĞIN DUÂ:

(( باَرَكَ اللهُ لَكَ فيِ أَهْلِكَ وَماَلِكَ  ))

201- “Allah, âileni ve malını senin için bereketli kılsın.”[254]

BORCU ÖDERKEN, BORÇ VEREN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

((باَرَكَ اللهُ لَكَ فيِ أَهْلِكَ وَماَلِكَ،إِنَّماَ جَزاَءُ السَّلَفِ الْحَمْدُ وَالأَداَءُ ))

202- “Allah, âileni ve malını senin için bereketli kılsın. Verilen borcun karşılığı, ancak hamd etmek ve onu ödemektir.”[255]

ŞİRKE DÜŞMEKTEN KORKULDUĞU ZAMAN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُشْرِكَ بِكَ وَأَناَ أَعْلَمُ، وَأَسْتَغْفِرُكَ لِماَ لاَ أَعْلَمُ ))

203- “Allahım! Bilerek sana şirk koşmaktan sana sığınrım. Bilmediklerim için de senden mağfiret dilerim.”[256]

“ALLAH SENİ MÜBÂREK KILSIN” DİYEN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( وَفِيكَ باَرَكَ اللهُ ))

204- “Ve Allah da seni mübârek kılsın.”[257]

BİR ŞEYİ UĞURSUZ SAYMANIN ÇİRKİN OLUŞU İLE İLGİLİ DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ لاَ طَيْرَ إِلاَّ طَيْرُكَ، وَلاَ خَيْرَ إِلاَّ خَيْرُكَ،وَلاَ إِلَهَ غَيْرُكَ ))

205- “Allahım! Senin takdir ettiğin (insanların uğursuzluk saydığı) şeyden başka takdir olunan bir şey yoktur.Senin verdiğin hayırdan başka hayır yoktur. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[258]

BİNEĞE VEYA TAŞITA BİNERKEN YAPILAN DUÂ:

((بِسْمِ اللهِ،الْحَمْدُ ِللهِ {سُبْحانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ * وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنقَلِبُونَ} اَلْحَمْدُ ِللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ، اَللهُ أَكْبَرُ، اَللهُ أَكْبَرُ، اَللهُ أَكْبَرُ، سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ ليِ،فَإِنَّهُ لاَيَغْفِرُ الدُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ ))

206- “Bismillah.Hamd, Allah’adır.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz,(âhirette) Rabbimize döneceğiz. Hamd, Allah’adır.Hamd, Allah’adır.Hamd, Allah’adır.Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Allahım! Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Ben nefsime zulmettim, beni bağışla.Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın.”[259]

YOLCULUĞA ÇIKARKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَللهُ أَكْبَرُ،اَللهُ أَكْبَرُ،اَللهُ أَكْبَرُ {سُبْحانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ * وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنقَلِبُونَ} اَللَّهُمَّ إِناَّ نَسْأَلُكَ فيِ سَفَرِناَ هَذاَ الْبِّرَّ وَالتَّقْوَى، وَمِنَ الْعَمَلِ ماَ تَرْضَى، اَللَّهُمَّ هَوِّنْ عَلَيْناَ سَفَرِناَ هَذَا وَاطْوِ عَنَّا بُعْدَهُ، اَللَّهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فيِ السَّفَرِ، وَالْخَلِيفَةُ فيِ الأَهْلِ، اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثاَءِ السَّفَرِ وَكَآبَةِ الْمَنْظَرِ وَسُوءِ الْمُنْقَلَبِ فيِ الْماَلِ وَاْلأَهْلِ ))

207- “Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Allah en büyüktür.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklar-dan tenzih ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz, Rabbimize döneceğiz.Allahım! Senden, bu yolculuğumuzda iyilik ve takva, râzı olacağın amel dileriz.Allahım! Bu yolculuğu-muzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bize yakın kıl.Allahım! Sen, yolculukta dost ve âilemiz için vekilsin.Allahım! Yolculuğun meşakkatinden, üzücü manzara (görmekten), âilem ve malımda kötü değişiklikler (ile karşılaşmaktan) sana sığınırım.”

Yolculuktan dönünce bu duâyla birlikte şunu da söyler:

(( آيِبُونَ تاَئِبُونَ، عاَبِدُونَ، لِرَبِّناَ حاَمِدُونَ ))

“Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde) dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.”[260]

BİR KÖY VEYA BELDEYE GİRERKEN YAPILAN DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ رَبَّ السَّماَواَتِ السَّبْعِ وَماَ أَظْلَلْنَ، وَرَبَّ الأَرَضِينَ السَّبْعِ وَماَ أَقْلَلْنَ، وَرَبَّ الشَّياَطِينَ وَماَ أَضْلَلْنَ، وَرَبَّ الرَّياَحِ وَماَ ذَرَيْنَ. أَسْأَلُكَ خَيْرَ هَذِهِ الْقَرْيَةِ وَخَيْرَ أَهْلِهاَ، وَخَيْرَ ماَ فِيهاَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهاَ وَشَرِّ أَهْلِهاَ وَشَرِّ ماَ فِيهاَ ))

208- “Yedi kat gök ve onun gölgelediklerinin Rabbi, yedi kat yer ve onun barındırdıklarının Rabbi, şeytanlar ve onların saptırdıklarının Rabbi, rüzgârlar ve onların sürükleyip götürdükle-rinin Rabbi olan Allahım!Bu köyün, bu köy halkının ve bu köyde bulunanların hayırlısını senden dilerim.Bu köyün şerrinden, bu köy halkının şerrinden ve bu köyde bulunanların şerrinden sana sığınırım.”[261]

ÇARŞI VE PAZARA GİRERKEN YAPILAN DUÂ:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ، يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))

209- “Allah’Tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.O, yaşatır ve öldürür.O, diridir, ölmez. Her türlü iyilik, O’nun elindedir. O, her şeye gücü yetendir.”[262]

BİNEK TÖKEZLEYİNCE YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ ))

210- “Allah’ın adıyla.”[263]

YOLCUNUN GERİDE KALANLAR İÇİN YAPACAĞI DUÂ:

(( أَسْتَوْدِعُكُمُ اللهَ الَّذِي لاَ تَضِيعُ وَداَئِعُهُ ))

211- “Sizi, kendisine bırakılan emânetler kaybolmayan Allah’a emânet ederim.”[264]

 

GERİDE KALANLARIN YOLCU İÇİN YAPACAĞI DUÂ:

(( أَسْتَوْدِعُ اللهَ دِينَكَ، وَأَماَنَتَكَ، وَخَواَتِيمَ عَمَلِكَ )) 

212- (2/1) “Dinini, emânetini ve işlerinin âkibetini Allah’a emânet ederim.”[265]

(( زَوَّدَكَ اللهُ التَّقْوَى،وَغَفَرَ ذَنْبَكَ،وَيَسَّرَ لَكَ الْخَيْرَ حَيْثُ مَا كُنْتَ ))

213- (2/2) “Allah seni takva ile rızıklandırsın, günahını bağışlasın ve nerede olursan ol, senin için hayırlı olanını kolaylaştırsın.”[266]

YOLCULUK SIRASINDA TEKBİR VE TESBİH GETİRMEK:

214- Câbir-Allah ondan râzı olsun- şöyle dedi:

“Bizler, (Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte) yükseğe çıkınca ‘Allahu Ekber’, aşağı inince de ‘Subhanallah’ derdik.”[267]

YOLCUNUN, SEHER VAKTİNE GİRDİĞİNDE YAPACAĞI DUÂ:

(( سَمِعَ ساَمِعٌ بِحَمْدِ اللهِ، وَحُسْنِ بَلاَئِهِ عَلَيْناَ. رَبَّناَ صاَحِبْناَ، وَأَفْضِلْ عَلَيْناَ عاَئِذاً بِاللهِ مِنَ النَّارِ ))

215- “Üzerimize olan lütfundan dolayı Allah’a yaptığımız hamdi işiten işitti.Rabbimiz! Bize yoldaş ol ve bize ihsanda bulun! Cehennemden Allah’a sığınırım.”[268]

YOLCULUK SIRASINDA VEYA BAŞKA ZAMANDA BİR YERDE KONAKLAYINCA YAPILAN DUÂ:

(( أَعُوذُ بِكَلِماَتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ ماَ خَلَقَ ))

216- “Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın noksansız kelimele-rine sığınırım.”[269]

YOLCULUKTAN DÖNÜNCE YAPILAN DUÂ:

217- Her tepenin üzerinde üç defa ‘Allahu Ekber’  der, sonra şöyle duâ eder:

(( لاَ إِلَهَ إَلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ، وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، آيِبوُنَ، تاَئِبُونَ، عاَبِدُونَ، لِرَبِّناَ حاَمِدُونَ، صَدَقَ اللهُ وَعْدَهُ، وَنَصَرَ عَبْدَهُ، وَهَزَمَ اْلأَحْزَابَ وَحْدَهُ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.O, her şeye gücü yetendir.Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde) dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.Allah va’dinde durdu, kuluna yardım etti ve (düşman) grupları yalnızca O hezimete uğrattı.”[270]

HOŞA GİDEN VEYA GİTMEYEN BİR ŞEYLE KARŞILAŞINCA YAPILAN DUÂ:

218- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- hoşuna giden bir işle karşılaştığında şöyle derdi:

(( اَلْحَمْد ُللهِ الَّذِي بِنِعْمَتِهِ تَتِمُّ الصَّالِحاَتُ ))

“Salih amellerin O’nun nimetiyle tamamlanan Allah’a hamdolsun.”

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- hoşuna gitmeyen bir işle karşılaştığında ise şöyle derdi:

(( اَلْحَمْدُ ِللهِ عَلَى كُلِّ حاَلٍ ))

“Her hâlukârda Allah’a hamdolsun.”[271]

PEYGAMBER-sallallahu aleyhi ve sellem-’E SALAVÂT GETİRMENİN FAZÎLETİ:

219- Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( مَنْ صَلَّى عَلَيَّ صَلاَةً، صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ بِهَا عَشْرًا ))

“Kim bana bir salât getirirse, Allah da ona bununla on salât getirir.”[272]

220- Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( لاَ تَجْعَلُوا بُيُوتَكُمْ قُبُورًا، وَلا تَجْعَلُوا قَبْرِي عِيدًا وَصَلُّوا عَلَيَّ فَإِنَّ صَلاَتَكُمْ تَبْلُغُنِي حَيْثُ كُنْتُمْ ))

“Evlerinizi kabirlere çevirmeyin.Kabrimi de bayram yerine çevirmeyin.Bana salât getirin.Zirâ getirdiğiniz salavâtınız nerede olursanız olun, bana ulaşır.”[273]

221- Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( اَلْبَخِيلُ الَّذِي مَنْ ذُكِرْتُ عِنْدَهُ فَلَمْ يُصَلِّ عَلَيَّ ))

“Cimri, o kimsedir ki yanında adım anıldığında bana salât getirmeyendir”[274]

 

222- Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( إِنَّ لِلَّهِ مَلائِكَةً سَيَّاحِينَ فِي الأَرْضِ، يُبَلِّغُونِي مِنْ أُمَّتِي السَّلاَمَ ))

“Şüphesiz ki Allah’ın yeryüzünde gezici melekleri vardır. Onlar ümmetimden bana selâm ulaştırırlar.”[275]

223- Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

((مَا مِنْ أَحَدٍ يُسَلِّمُ عَلَيَّ إِلاَّ رَدَّ اللَّهُ عَلَيَّ رُوحِي حَتَّى أَرُدَّ عَلَيْهِ السَّلاَمَ ))

“Kim bana selâm verirse, selâmını almam için Allah ruhumu bana geri gönderir.”[276]

SELÂMI YAYMAK:

224- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( لاَ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا، وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا، أَوَلاَ أَدُلُّكُمْ عَلَى شَيْءٍ إِذَا فَعَلْتُمُوهُ تَحَابَبْتُمْ: أَفْشُوا السَّلاَمَ بَيْنَكُمْ))

“Îmân etmedikçe cennete giremezsiniz.Birbirinizi sevme-dikçe de îmân etmiş olmazsınız. Sizi, yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeye yönelteyim mi? Selâmı aranızda yayın.”[277]

225- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( ثَلاَثٌ مَنْ جَمَعَهُنَّ فَقَدْ جَمَعَ الْإِيمَانَ: اَلْإِنْصَافُ مِنْ نَفْسِكَ، وَبَذْلُ السَّلاَمِ لِلْعَالَمِ، وَالْإِنْفَاقُ مِنْ الْإِقْتَارِ ))

“Şu üç haslet kimse biraraya gelirse, o kimse kâmil îmâna kavuşmuş olur.Nefsine zulmetmemek, herkese selâm vermek ve yoksullukta (Allah için) infâk etmektir.”[278]

226- Abdullah b. Ömer’den-Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, bir adam Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek: “İslâm’ın hangi hasleti daha hayırlıdır?” diye sordu.Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-“Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selâm vermendir.”[279] buyurdu.

MÜSLÜMAN,KENDİSİNE SELÂM VEREN KÂFİRE NASIL KARŞILIK VERİR?

227- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

“Ehli kitap (yahudi ve hıristiyanlar) size selâm verirlerse, onlara:

(( وَعَلَيْكُمْ ))

‘Ve aleykum’ (ve sizin üzerinize) deyin.”[280]

HOROZ ÖTTÜĞÜNDE VE EŞEK ANIRDIĞINDA YAPILAN DUÂ:

228- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( إِذَا سَمِعْتُمْ صِيَاحَ الدِّيَكَةِ فَاسْأَلُوا اللَّهَ مِنْ فَضْلِهِ، فَإِنَّهَا رَأَتْ مَلَكًا. وَإِذَا سَمِعْتُمْ نَهِيقَ الْحِمَارِ، فَتَعَوَّذُوا بِاللَّهِ مِنْ الشَّيْطَانِ، فَإِنَّهُ رَأَى شَيْطَانًا ))

 “Horozun öttüğünü işittiğinizde, Allah’ın fazlından isteyin. Çünkü o bir melek görmüştür.Eşeğin anırmasını işittiğinizde ise şeytanın şerrinden Allah’a sığının.Çünkü o bir şeytan görmüştür.”[281]

GECE KÖPEK HAVLADIĞINDA YAPILAN DUÂ:

229- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( إِذَا سَمِعْتُمْ نُبَاحَ الْكِلاَبِ، وَنَهِيقَ الْحُمُرِ بِاللَّيْلِ، فَتَعَوَّذُوا بِاللَّهِ، فَإِنَّهُنَّ يَرَيْنَ مَا لاَ تَرَوْنَ ))

“Geceleyin köpeklerin havlamasını ve eşeklerin anırma-sını işittiğiniz zaman, onlardan Allah’a sığının.Çünkü onlar sizin görmediklerinizi (Allah tarafından gökten inen âfet ve felâketleri) görürler.”[282]

KÖTÜLEDİĞİN KİMSE İÇİN YAPILAN DUÂ:

230- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( اَللَّهُمَّ فَأَيُّمَا مُؤْمِنٍ سَبَبْتُهُ، فَاجْعَلْ ذَلِكَ لَهُ قُرْبَهً إِلَيْكَ يَوْمَ الْقِياَمَةِ ))

“Allahım! Hangi mü’mine kötü söz söylemişsem (hakaret etmişsem), bunu kıyâmet günü onun için sana yakınlık vesilesi kıl.”[283]

MÜSLÜMAN, MÜSLÜMANI ÖVDÜĞÜNDE YAPILAN DUÂ:

231- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

(( إِذَا كَانَ أَحَدُكُمْ مَادِحًا صَاحِبَهُ لاَ مَحَالَةَ، فَلْيَقُلْ: أَحْسِبُ فُلاَنًا وَاللَّهُ حَسِيبُهُ، وَلاَ أُزَكِّي عَلَى اللَّهِ أَحَدًا، أَحْسِبُهُ إِنْ كَانَ يَعْلَمُ ذَاكَ كَذَا وَكَذَا ))

“Sizden birinizin,  arkadaşını mutlaka övmesi gerekiyorsa şöyle desin: Falanı (görünüşe göre) iyi sanıyorum.Onu hesaba çekecek olan Allah’tır.Ben, Allah’a karşı kimseyi temize çıkara-mam.(Sonra) o kimseyi gerçekten öyle biliyorsa: Onu şöyle şöyle biliyorum, desin.”[284]

TEZKİYE EDİLEN MÜSLÜMANIN YAPACAĞI DUÂ:

(( اَللَّهُمَّ لاَ تُؤَاخِذْنِي بِماَ يَقُولُونَ، وَاغْفِرْ ليِ ماَ لاَ يَعْلَمُونَ،          ]  وَاجْعَلْنيِ خَيْراً مِماَّ يَظُنُّونَ   [))

232- “Allahım! Onların söyledikleri sebebiyle beni sorumlu tutma.Benim hakkımda bilmedikleri şeyleri benim için bağışla. [ve beni onların zannettiklerinden daha hayırlı kıl].”[285]

                        

İHRAMLI KİMSE HAC VEYA UMREDE NASIL TELBİYE GETİRİR?

(( لَبَّيْكَ اللَّهُمَّ لَبَّيْكَ، لَبَّيْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ لَبَّيْكَ،إِنَّ الْحَمْدَ، وَالنِّعْمَةَ، لَكَ وَالْمُلْكَ، لاَ شَرِيكَ لَكَ ))

233- “Buyur, Allahım buyur! Buyur, senin ortağın yoktur, buyur! Hamd sanadır. Nimet ve mülk sana âittir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”[286]

TAVAFTA HACER-İ ESVED’E GELİNCE TEKBİR GETİRMEK:

234- “Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- Beytullah’ı devenin üzerinde tavaf etti.Hacer-i Esved’e her gelişinde yanındaki bir şeyle (bastonuyla) işâret edip tekbir getirdi.”[287]

TAVAFTA RÜKN-Ü YEMÂNÎ İLE HACER-İ ESVED ARASINDA YAPILAN DUÂ:

{وِمِنْهُم مَّن يَقُولُ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ}

235- “Rabbimiz!Bize dünyada bir iyilik ve âhirette de iyilik (cenneti) ver.Ve bizi cehennem azabından koru.”[288]

 

SAFA VE MERVE ÜZERİNDE DURUNCA YAPILAN DUÂ:

236- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- Safa’ya yaklaşınca:

{إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِن شَعَآئِرِ اللَّهِ…} [سورة البقرة الآية: 158]

“Safâ ve Merve, Allah’ın ibâdet için belirlediği yerlerden-dir”(âyetini) okudu; “Allah’ın (âyette) başladığı ile başlıyorum” dedi ve Safâ ile başladı.Beytullah’ı görecek şekilde üzerine çıktı ve kıbleye yöneldi. Allah’ı birleyip tekbir getirdi ve şöyle dedi:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَىكُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ، أَنْجَزَ وَعْدَهُ، وَنَصَرَ عَبْدَهُ، وَهَزَمَ اْلأَحْزاَبَ وَحْدَهُ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir. Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O birdir. Va’dini yerine getirmiş, kuluna (Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e) yardım etmiş ve (Hendek savaşında düşman) grupları sadece o hezimete uğratmıştır.” Sonra Safa ve Merve arasında duâ etti ve bunu üç defa tekrarladı. Merve üzerinde de Safâ üzerinde yaptığı gibi yapmıştır.”[289]

AREFE GÜNÜ YAPILAN DUÂ:

237- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

“Duâların en hayırlısı, Arefe günü yapılan duâdır.Benim ve benden önceki tüm peygamberlerin söyledikleri sözlerin en hayırlısı şudur:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ، وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir.”[290]

MEŞ’AR-İ HARAM’DA (MÜZDELİFE’DE) YAPILAN DUÂ:

238- “Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- ‘Kasvâ’ (isimli devesine) bindi ve Meş’ar-i Harâm’a geldi.Kıbleye yöneldi (Allah’a duâ etti, tekbir getirdi, lâ ilâhe illah dedi ve Allah’ı birledi). Ortalık iyice aydınlanıncaya kadar bu şekilde ayakta kaldı ve güneş doğma-dan önce oradan ayrıldı.”[291]

 

CEMRELERE TAŞ ATARKEN TEKBİR GETİRMEK:

239- Cemrelere taş atarken her defasında tekbir getirir. Birinci ve ikinci cemreye taşları attıktan sonra öne doğru çıkarak durur; kıbleye yönelerek ellerini kaldırıp duâ eder.Akabe cemre-sine taşları atarken de her defasında tekbir getirir.Taşları attıktan sonra ise oradan ayrılır, cemrenin yanında durmaz.[292]

ŞAŞIRTAN VE SEVİNDİREN BİR DURUM KARŞISINDA YAPILAN DUÂ:

(( سُبْحَانَ اللهِ ))

240- “Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”[293]

(( اَللهُ أَكْبَرُ ))

241- “Allah en büyüktür.”[294]

KENDİSİNE SEVİNDİRİCİ BİR HABER GELEN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

242- “Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- kendisini sevindiren veya sevinilen bir olayla karşılaştığında Allah Teâlâ’ya şükür için secdeye kapanırdı.”[295]

BEDENDE AĞRI/SANCI HİSSEDİLİNCE YAPILAN DUÂ:

243- Elini vücudundaki acıyan yerin üzerine koy ve üç kere:

(( بِسْمِ اللهِ ))

“Allah’ın adıyla” dedikten sonra yedi kere şöyle de:

(( أَعُوذُ بِاللهِ وَقُدْرَتِه مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحاَذِرُ ))

“Bulduğum ve korktuğum (acının) şerrinden, Allah’a ve O’nun kudretine sığınırım.”[296]

NAZAR ETMEKTEN KORKAN KİMSENİN YAPACAĞI DUÂ:

244- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

“Sizden biriniz, (müslüman) kardeşinde veya kendisinde veyahut da malında hoşuna giden bir şey gördüğünde, [onun için bereketli olmasını dilesin].Çünkü nazar, haktır.”[297]

KORKU VE DEHŞET ANINDA YAPILAN DUÂ:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ ))

245- “Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”[298]

KURBAN KESERKEN YAPILAN DUÂ:

(( بِسْمِ اللهِ وَاللهُ أَكْبَرُ  ]اَللَّهُمَّ مِنْكَ وَلَكَ[  اَللَّهْمَّ تَقَبَّلْ مِنيِّ ))

246- “Allah’ın adıyla.Allah en büyüktür.[Allahım!Bu kurban, senden bana bir lütuf olarak geldi ve senin için kurban edildi] Allahım!Bu kurbanı benden kabul eyle!”[299]

İNATÇI ŞEYTANLARIN HİLE VE TUZAĞINI BOŞA ÇIKARMAK İÇİN YAPILAN DUÂ:

(( أَعُوذُ بِكَلِماَتِ اللهِ التَّامَّاتِ الَّتيِ لاَ يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلاَ فاَجِرٌ مِنْ شَرِّ مَاخَلَقَ، وَبَرَأَ وَذَرَأَ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ،وَمِنْ شَرِّ مَايَعْرجُ فِيهَا، وَمِنْ شَرِّ مَا ذَرَأَ فيِ اْلأَرْضِ، وَمِنْ شَرِّ ماَ يَخْرُجُ مِنْهاَ، وَمِنْ شَرِّ فِتَنِ اللَّيْـلِ وَالنَّهاَرِ، وَمِنْ شَرِّ كُلِّ طاَرِقٍ         إِلاَّ طاَرِقاً يَطْرُقُ بِخَيْرٍ ياَرَحْمَنُ ))

247- “Yarattıklarının, yoktan var ettiklerinin şerrinden; gök-ten inenin ve göğe yükselenin şerrinden, yere ektiğinin ve yerden çıkanın şerrinden, gece ve gündüz fitnelerinin şerrinden, hayırla kapıyı çalanın dışında her kapıyı çalanın şerrinden, iyi ve kötünün onun dışına çıkamayacağı Allah’ın noksansız kelimele-rine sığınırım; Ya Rahmân!.”[300]

TEVBE VE İSTİĞFAR HAKKINDA:

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( وَاللَّهِ إِنِّي لَأَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ فِي الْيَوْمِ أَكْثَرَ مِنْ سَبْعِينَ مَرَّةً ))

248-(6/1) “Allah’a yemin olsun ki ben, günde yetmiş defadan fazla Allah’tan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederim.”[301]

((يَا أَيُّهَا النَّاسُ تُوبُوا إِلَى اللَّهِ، فَإِنِّي أَتُوبُ فِي الْيَوْمِ إِلَيْهِ مِائَةَ مَرَّةٍ))

249- (6/2) “Ey insanlar! Allah’a tevbe edin.Çünkü ben, günde yüz kere Allah’a tevbe ederim.”[302]

250-(6/3) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

“ Her kim;

((أَسْتَغْفِرُ اللهَ الْعَظِيمَ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ،الْحَيُّ الْقَيُّومُ وَ أَتُوبُ إِلَيْهِ))

‘Hayy ve Kayyûm olan, O’ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmayan Yüce Allah’tan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederim’ derse, savaşta düşmana karşı ordudan kaçmış olsa bile, Allah onu bağışlar.”[303]

 

251-(6/4) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الرَّبُّ مِنْ الْعَبْدِ فِي جَوْفِ اللَّيْلِ الْآخِرِ، فَإِنْ اسْتَطَعْتَ أَنْ تَكُونَ مِمَّنْ يَذْكُرُ اللَّهَ فِي تِلْكَ السَّاعَةِ فَكُنْ ))

“Rabbin kula en yakın olduğu an, gecenin son üçte biridir. O saatte Allah’ı zikredenlerden olabilirsen ol!”[304]

252- (6/5) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

((أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ وَهُوَ سَاجِدٌ،فَأَكْثِرُوا الدُّعَاءَ ))

 “Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secde anıdır.O halde secdede bol bol duâ edin.”[305]

253- (6/6) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( إِنَّهُ لَيُغَانُ عَلَى قَلْبِي، وَإِنِّي لَأَسْتَغْفِرُ اللَّهَ فِي الْيَوْمِ مِائَةَ مَرَّةٍ ))

“Benim kalbim de dalar, ben de muhakkak günde yüz defa Allah’tan bağışlanma dilerim.”[306]

 

TESBÎH,TAHMÎD,TEHLÎL VE TEKBÎR GETİRMENİN FAZÎLETİ[307]:

254- (12/1) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

 “Kim bir günde yüz kere;

(( سُبْحاَنَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ ))

‘Allah’a hamdederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim’ derse, deniz köpüğü kadar bile olsa günahları silinir.”[308]

255- (12/2) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

“Kim;

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَعَلَىكُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur.Mülk O’nundur, hamd da O’nadır.O, her şeye gücü yetendir” derse, İsmâil soyundan dört kişiyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır.”[309]

256- (12/3) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( كَلِمَتَانِ خَفِيفَتَانِ عَلَى اللِّسَانِ ثَقِيلَتَانِ فِي الْمِيزَانِ حَبِيبَتَانِ إِلَى الرَّحْمَنِ سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ سُبْحَانَ اللَّهِ الْعَظِيمِ )) 

“Söylemesi dile kolay gelen, kıyâmet günü mîzânda ağır basan ve Rahmân’a sevimli olan iki söz vardır ki iki söz şudur: Subhânallahi ve bihamdihi, Subhânallahil-Azîm/Allah’a hamd ederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Yüce Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim’”[310]

257- (12/4) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( سُبْحاَنَ اللهِ، وَالْحَمْدُ ِللهِ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ ))

“Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Hamd Allah’adır. Allah’tan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür’ demem, güneşin üzerine doğduğu her şeyden bana daha sevimlidir.”[311]

258- (12/5) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( أَيَعْجِزُ أَحَدُكُمْ أَنْ يَكْسِبَ كُلَّ يَوْمٍ أَلْفَ حَسَنَةٍ؟ فَسَأَلَهُ سَائِلٌ مِنْ جُلَسَائِهِ كَيْفَ يَكْسِبُ أَحَدُنَا أَلْفَ حَسَنَةٍ؟ قَالَ: يُسَبِّحُ مِائَةَ تَسْبِيحَةٍ، فَيُكْتَبُ لَهُ أَلْفُ حَسَنَةٍ، أَوْ يُحَطُّ عَنْهُ أَلْفُ خَطِيئَةٍ )) 

“Sizden birinizin her gün bin sevap kazanmaya gücü yetmez mi?” Yanında oturanlardan birisi: Bizden birisi nasıl bin sevap kazanır?” diye sordu. Buyurdu ki: “Yüz defa Subhânallah derse, kendisine bin sevap yazılır veya onun bin günahı silinir.”[312]

259- (12/6)  Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

 “Her kim;

(( سُبْحاَنَ اللهِ الْعَظِيمِ وَبِحَمْدِهِ ))

‘Yüce Allah’a hamd ederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim’ derse, ona cennette bir hurma ağacı dikilir.”[313]

260- (12/7) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

“Ey Abdullah b. Kays!Sana cennet hazinelerinden birisini göstereyim mi?” “Evet yâ Rasûlallah!” dedim. Buyurdu ki:

(( لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ ))

“Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır.”[314]

261- (12/8) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

 “Sözlerden Allah’a en sevimli olanı dörttür:

(( سُبْحاَنَ اللهِ، وَالْحَمْدُ للهِ، وَلاَ إِلَهِ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ اَكْبَرُ ))

‘Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Hamd Allah’a-dır. Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür.’ Bunlardan hangisiyle başlarsan başla zararı yoktur.”[315]

262- (12/9) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’e bir bedevi geldi ve: “Bana söyleyeceğim bir söz öğret” dedi.Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle de, diye buyurdu:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، اَللهُ أَكْبَرُ كَبِيراً وَالْحَمْدُ ِللهِ كَثِيراً، سُبْحاَنَ اللهِ رَبِّ الْعاَلَمِينَ، لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ ))

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur.Allah en büyüktür.Allah’a çokça hamd olsun.Âlemlerin Rabbi olan Allah’ı tüm noksanlıklar-dan tenzih ederim.Güç ve kuvvet ancak Azîz ve Hakîm olan Allah’tandır.”

Bunun üzerine bedevi: “Bunlar Rabbim için, peki benim için ne var?”diye sordu.

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْليِ، وَارْحَمْنيِ، وَاهْدِنيِ وَارْزُقْنيِ ))

“Allahım! Beni bağışla ve bana merhamet eyle. Beni hidâyete erdir ve beni rızıklandır” de.”[316]

263- (12/10)  Bir kimse müslüman olduğunda Peygamber    -sallallahu aleyhi ve sellem- ona namazı öğretir, sonra şu kelimelerle duâ etmesini emrederdi:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ، وَارْحَمْنيِ، وَاهْدِنيِ، وَعاَفِنيِ، وَارْزُقْنيِ ))

“Allahım! Beni bağışla ve bana merhamet eyle. Beni hidâyete erdir. Bana âfiyet ver ve beni rızıklandır.”[317]

264- (12/11) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( أَفْضَلُ الذِّكْرِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَأَفْضَلُ الدُّعَاءِ الْحَمْدُ لِلَّهِ ))

 “Zikrin en fazîletlisi, Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur)’, duânın en fazîletlisi ise, Elhamdulillah (Hamd, Allah’a mahsustur) (sözüdür).”[318]

 

265- (12/12) Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

 “Kalıcı salih ameller (şu sözlerdir):

(( سُبْحاَنَ اللهِ، وَالْحَمْدُ ِللهِ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَ بِاللهِ ))

‘Subhânallah (Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim). Elhamdulillah (Hamd Allah’a mahsustur).Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah yoktur).Allahu Ekber (Allah en büyüktür). Ve  Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah (güç ve kuvvet ancak Allah’tandır).”[319]

PEYGAMBER-sallallahu aleyhi ve sellem- NASIL TESBİH ÇEKERDİ?

266- Abdullah b. Amr-Allah ondan ve babasından râzı olsun- şöyle der:

“Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’i sağ eli ile tesbih çekerken gördüm.”[320]

BAZI HAYIR VE ÂDÂP ÖRNEKLERİ:

267- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

“Gece karanlığı olduğu zaman -ya da akşama erişince- çocuklarınızı (dışarı çıkmaktan) alıkoyun.Çünkü şeytanlar o sırada dağılırlar.Geceden bir saat geçince de (dışarıdaki) çocuklarınızı (evlerinize) koyun ve Allah’ın ismini anarak kapıları kapatın.Çünkü şeytan kapalı kapıyı açmaz.Allah’ın ismini anarak kırbalarınızın ağzını bağlayın.Allah’ın ismini anarak enlemesine de olsa, üzerlerine bir şey koyarak kaplarınızın ağzını örtün ve lambalarınızı söndürünüz.”[321]

İÇİNDEKİLER

Yayıncının Önsöz ……………………………………………………………………………. 3

Yazarın Önsözü ……………………………………………………………………………….. 5

Zikrin fazîleti …………………………………………………………………………………….. 7

Uykudan uyanınca yapılan duâlar ………………………………………………. 13

Elbise giyerken yapılan duâ …………………………………………………………. 16

Yeni elbise giyerken yapılan duâ ………………………………………………… 17

Yeni elbise giyen kimse için yapılan duâ …………………………………… 17

Elbise çıkarırken yapılan duâ ………………………………………………………. 17

Tuvâlete girmeden önce yapılan duâ ……………………………………….. 18

Tuvâletten çıkarken yapılan duâ ………………………………………………… 18

Abdestten önce yapılan duâ ………………………………………………………. 18

Abdestten sonra yapılan duâ ……………………………………………………… 18

Evden çıkarken yapılan duâ…………………………………………………………. 19

Eve girerken yapılan duâ …………………………………………………………….. 20

Câmiye giderken yapılan duâ ……………………………………………………. 20

Câmiye girerken yapılan duâ ……………………………………………………… 21

Câmiden çıkarken yapılan duâ…………………………………………………… 22

Ezân ile ilgili duâ ve zikirler …………………………………………………………… 22

 (Tekbirden sonra okunan) İftitah duâları ……………………………………. 24

Rükûda yapılan duâ ……………………………………………………………………… 28

Rükûdan doğrulurken yapılan duâ ……………………………………………… 29

 Secdede yapılan duâ………………………………………………………………….. 30

İki secde arasındaki oturuşta yapılan duâ …………………………………. 32

Tilâvet secdesinde yapılan duâ…………………………………………………… 33

Teşehhüdde yapılan duâ ……………………………………………………………… 34

Teşehhüdden sonra okunan salâvat……………………………………………. 34

Selâmdan önce yapılan duâlar…………………………………………………… 35

Namazda selâmdan sonra yapılan duâlar…………………………………. 40

İstihâre duâsı………………………………………………………………………………….. 45

Sabah ve akşam yapılan duâlar …………………………………………………. 47

Uykudan önce yapılan duâlar …………………………………………………….. 59

Uykuda bir yandan diğer bir yana dönerken yapılan duâ…………. 66

Uykuda korkan veya ürküten bir şeyle karşılaşan kimsenin yapacağı duâ ………………………………..             66

Kâbus veya kötü rüyâ görenin yapması gereken şeyler……………. 66

Vitirde kunut duâsı ………………………………………………………………………… 67

Vitirde selâmdan sonra yapılan duâ ………………………………………….. 69

Üzüntü ve keder anında yapılan duâ ………………………………………….. 69

Sıkıntı anında yapılan duâ ……………………………………………………………. 70

Düşman veya güç sahibi birisiyle karşılaşınca yapılan duâ………. 72

Güç ve kuvvet sahibinin zulmünden korkanın yapacağı duâ….. 73

Düşmana karşı yapılan duâ …………………………………………………………. 74

Bir topluluktan korkan kimsenin yapacağı duâ………………………….. 74

Îmânda şüpheye düşen kimsenin yapacağı duâ ……………………… 75

Borcun ödenmesi için yapılan duâ……………………………………………… 76

Namaz kılarken ve Kur’an okurken gelen vesveseye karşı yapılan duâ       76

Zor bir işle karşılaşanın yapacağı duâ ………………………………………… 77

Günah işleyenin yapması gereken duâ ……………………………………… 77

Şeytanı ve vesveselerini kovmak için yapılan duâ …………………… 78

Hoşa gitmeyen bir durum olduğunda veya istenilen şey olmadığı zaman yapılan duâ              78

Çocuğu olanı tebrik etmek ve buna karşılık vermek………………… 79

Çocukların korunması için yapılan duâ………………………………………. 80

Hasta ziyâretinde hastaya yapılan duâ……………………………………….. 80

Hastayı ziyâret etmenin fazîleti ……………………………………………………. 81

Hayatından ümit kesen hastanın yapacağı duâ………………………… 81

Vefat etmek üzere olan kimseye telkinde bulunmak ………………. 83

Başına bir belâ gelenin yapacağı duâ……………………………………….. 83

Vefat edenin gözlerini kapatırken yapılan duâ …………………………. 84

Cenâze namazında ölü için yapılan duâ……………………………………. 84

 Büluğa ermeden ölen çocuğun cenâzesinde yapılan duâ…….. 86

Taziye (başsağlığı) duâsı ………………………………………………………………. 87

Cenâze kabre konulurken yapılan duâ ………………………………………. 88

Cenâze defnedildikten sonra okunan duâ ………………………………… 88

Kabir ziyâretinde yapılan duâ ……………………………………………………… 89

Rüzgar eserken yapılan duâ ………………………………………………………… 89

Gök gürlerdiğinde yapılan duâ …………………………………………………… 90

Bazı istiska (yağmur isteme) duâları ……………………………………………. 90

Yağmur yağarken yapılan duâ ……………………………………………………. 91

Yağmurdan sonra yapılan şükür duâsı ……………………………………….. 91

Yağmurun kesilmesi için yapılan duâ …………………………………………. 91

Hilal görülünce yapılan duâ ………………………………………………………… 92

Oruçlunun iftarını açtıktan sonra yapacağı duâ………………………… 92

Yemekten önce yapılan duâ ………………………………………………………. 93

Yemekten sonra yapılan duâ ………………………………………………………. 94

Misafirin yemek sahibi için yapacağı duâ …………………………………. 94

Kendisine su içiren kimseye yapılan duâ…………………………………….. 95

Oruçlunun, iftar yemeği veren için yapacağı duâ ……………………. 95

Oruçlu olduğu halde yemeğe dâvet edilen ve orucunu bozmayan kimsenin yemek sahibine yapacağı duâ         95

Oruçlunun, kendisine söven veya kötü söz söyleyen kimseye ne diyeceği             96

Mevsimin ilk meyvesi görülünce yapılan duâ……………………………. 96

Aksırınca yapılan duâ……………………………………………………………………. 96

Kâfir, aksırdığı zaman Allah’a hamd ederse ona yapılan duâ …. 97

Evlenen kişiye yapılan duâ …………………………………………………………… 97

Evlenen veya yeni binek alan kimsenin yapacağı duâ…………….. 97

Eşiyle cinsel ilişkiye girmeden önce yapılan duâ ………………………. 98

Öfkelenince yapılan duâ …………………………………………………………….. 98

Belâya uğrayanı gören kimsenin yapacağı duâ ……………………….. 98

Her oturumda yapılan duâ ………………………………………………………….. 99

Oturumun (sohbetin) sonunda yapılan duâ ……………………………….. 99

“Allah seni bağışlasın” diyene yapılan duâ ………………………………. 100

İyilik yapan birine yapılan duâ …………………………………………………… 100

Deccâl’in şerrinden korunmak için yapılan duâ …………………….. 100

“Seni Allah için seviyorum” diyene yapılan duâ………………………. 100

Malını sana sunan kimse için yapacağın duâ …………………………. 101

Borcu öderken, borç verene yapılan duâ………………………………… 101

Şirke düşmekten korkulduğu zaman yapılan duâ ……………………. 101

“Allah seni mübarek kılsın” diyene yapılan duâ ……………………….. 101

Bir şeyi uğursuz saymanın çirkin oluşu ile ilgili duâ …………………… 102

Bineğe veya taşıta binerken yapılan duâ ………………………………… 102

Yolculuğa çıkarken yapılan duâ ……………………………………………….. 103

Bir köy veya beldeye girerken yapılan duâ ……………………………… 104

Çarşı veya pazara girerken yapılan duâ…………………………………… 105

Binek tökezleyince yapılan duâ ………………………………………………… 105

Yolcunun geride kalanlara yapacağı duâ……………………………….. 105

Geride kalanların, yolcu için yapacağı duâ…………………………….. 106

Yolculuk sırasında tesbih ve tekbir getirmek ……………… 106 Yolcunun, seher vaktine girdiğinde yapacağı duâ        106

Yolculuk sırasında veya başka zamanda bir yerde konaklayınca yapılan duâ     107

Yolculuktan dönünce yapılan duâ…………………………………………….. 107

Hoşa giden veya gitmeyen bir şeyle karşılaşınca yapılan duâ. 107

Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’e salâvat getirmenin fazîleti…. 109

Selâmı yaymak……………………………………………………………………………. 111

Müslüman, kendisine selâm veren kâfire nasıl karşılık verir? …. 112

Horoz öttüğünde veya eşek anırdığında yapılan duâ……………… 112

Gece köpek havlayınca yapılan duâ ………………………………………. 113

Kötülediğin kimse için yapılan duâ …………………………………………… 113

Müslüman, müslümanı övdüğünde yapılan duâ …………………….. 114

Tezkiye edilen müslümanın yapacağı duâ……………………………….. 114

İhramlı kimse hac veya umre için nasıl telbiye getirir…………….. 115

Tavafta Hacer-i Esved’e gelince tekbir getirmek……………………. 115

Rükn-i Yemâni ile Hacer-i Esved arasında yapılan duâ…………… 115

Safâ ve Merve üzerinde durunca yapılan duâ…………………………. 116

Arefe günü yapılan duâ …………………………………………………………….. 117

Meş’ar-i Haram’da yapılan duâ ………………………………………………… 117

Cemrelere taş atarken tekbir getirmek……………………………………. 118

Şaşırtan veya sevindiren bir durum karşısında yapılan duâ…….. 118

Kendisine sevindirici bir haber gelenin yapacağı duâ……………. 118

Bedende bir ağrı/sancı hissedince yapılan duâ………………………. 119

Nazar etmekten korkan kişinin yapacağı duâ………………………….. 119

Korku ve dehşet anında yapılan duâ………………………………………… 119

Kurban keserken yapılan duâ ……………………………………………………. 120

İnatçı şeytanların tuzağını boşa çıkartmak için yapılan duâ…… 120

Tevbe ve istiğfâr hakkında ………………………………………………………… 121

Tesbih, tahmid, tehlil ve tekbir’in fazîleti……………………………………. 123

Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- nasıl tesbih çekerdi? ……………… 128

Bazı hayır ve âdâp örnekleri ……………………………………………………… 128

İçindekiler ……………………………………………………………………………………. 130

[1] Bakara Sûresi: 152

[2] Ahzâb Sûresi: 41

[3] Ahzâb Sûresi: 35

[4] A’râf Sûresi: 205

[5] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (11/203); Müslim, “İçerisinde Allah’ın zikredildiği ev ile içerisinde Allah’ın zikredilmediği evin benzeri, ölü ile diri gibidir” lafzıyla rivayet eder (1/539).

[6] Tirmizi (5/459), İbn-i Mace (2/1245) Bkz.Sahih-i İbn-i Mâce (2/326); Sahih-i Tirmizi (3/139).

[7] Buhâri (8/171), Müslim (4/2061). Lafızlar Buhâri’ye âittir.

[8] Tirmizi (5/458), İbn-i Mâce (2/1246). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/139), Sahih-i İbni Mâce (2/317).

[9] Tirmizi (5/175), Bkz. Sahihü’t Tirmizi (3/9), Sahih-i Camiu’s-Sağir (5/340).

[10] Buthan ve Akik, Medine çevresinde bulunan iki vadinin adıdır.

[11] Müslim (1/553).

[12] Ebu Dâvud (4/264) ve diğerleri. Bkz. Sahihu’l-Câmi (5/342).

[13] Tirmizi. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/140).

[14] Ebu Dâvud (4/264), Ahmed (2/389). Bkz. Sahihu’l-Cami (5/176).

[15] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (11/113); Müslim (4/2083).

[16]  “Kim böyle derse bağışlanır, duâ ederse duâsı kabul olunur.Eğer kalkip abdest alır, sonra da namaz kılarsa, namazı kabul olunur.” Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (3/39) ve diğerleri.Lafızlar İbn-i Mâce. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/335).

[17] Tirmizi (5/473). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/144).

[18] Âl-i İmrân Sûresi:190-200. Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (8/237); Müslim, (1/530).

[19] Nesâi dışında diğer sünen sahipleri tahric etmiştir. Bkz. İrvâu’l-Ğalîl (7/47).

[20] Ebu Dâvud, Tirmizi, Bağavi. Bkz. Elbâni, Muhtasaru Şemâili’t-Tirmizi (s.47).

[21] Ebu Dâvud (4/41). Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (2/760)

[22] İbn-i Mâce (2/1178); Bağavi (12/41). Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/275).

[23] Tirmizi (2/505) ve diğr. Bkz. İrvâu’L-Ğalîl (h.49), Sahihü’l-Câmi’ (3/203).

[24] Buhâri (1/45); Müslim (1/283). [Bismillah/Allah’ın adıyla] ziyadesini ise Said b. Mansur tahric etmiştir. Bkz. Fethü’l-Bâri (1/244).

[25] Nesâi‘den başka diğer sünen sahipleri tahric etmiştir. Nesâi ise Amelül-Yevmi vel-Leyle’de tahric etmiştir.Bkz. Zâdü’l-Meâd (2/387).

[26] Ebu Dâvud, İbn-i Mâce, Ahmed; Bkz. İrvâu’l-Ğalîl (1/122).

[27] Müslim (1/209)

[28] Tirmizi (1/78). Bkz. Sahih-i Süneni Tirmizi (1/18).

[29] Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (s.173). Bkz. İrvâu’l-Ğalil (1/135 – 2/94).

[30] Ebu Dâvud (4/325), Tirmizi (5/490), Bkz. Sahih-i Süneni Tirmizi (3/151).

[31] Sünen sahipleri; Bkz. Sahih-i Süneni Tirmizi (3/152), Sahih-i İbn-i Mâce (2/336).

[32] Ebu Dâvud (4/325) tahric etti. Allâme b. Baz, (Tuhfetü’l-Ahyar s.28) isnadının hasen olduğunu söyler. Bir diğer sahih hadis de şöyledir; “Kişi evine girerken ve yemek yerken Allah’ı zikrettiğinde şeytan (ashabına) “Size burada ne geceleyecek yer, ne de akşam yemeği var” der” Müslim, (h.2018).

[33] Bu hasletlerin hepsi için Buhâri (11/116; h.6316) ve Müslim (1/526, 529, 530; h 763). 

[34] Tirmizi h. 3419 (5/483).

[35] Buhâri, Edebü’l-Müfred (s.258; h.695). Elbâni “hadis sahihtir” der, Bkz. Sahihu Edebi’l-Müfred (h.536).

[36] İbn-i Hacer Fethu’l-Bâri ve Kitabu’d-Duâ’da İbn-i Ebî Âsım’a isnaden. Bkz. Fethu’l-Bâri (11/118): “Çeşitli rivâyetlerde yirmibeş haslet toplandı” demiştir.

[37] Ebu Dâvud, Bkz. Sahihü’l-Câmi’ (h.4591).

[38] İbn-i es-Sünnî (h.88); Elbâni “hadis hasendir” der.

[39] Ebu Dâvud (1/126). Bkz. Sahihu’l Cami (1/528)

[40] Müslim (1/126).İbn-i Mâce’nin Sünen’inde Fâtıma-radıyallahu anhâ-’nın hadisin-den:“Allah’ım günahlarımı bağışla ve bana rahmetinin kapılarını aç” Elbâni, Şevâhidi dolayısıyla sahih olduğunu söyler.Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/128, 129).

[41] Bkz. (20) rakamlı hadis rivayetlerinin tahrici.[Allahım! Beni kovulmuş şeytandan koru] ziyadesi İbn-i Mâce’de. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/129).

[42] Buhâri (1/152); Müslim (1/288).

[43] Müslim (1/290).

[44] İbn-i Huzeyme, es-Sahih (1/220).

[45] Müslim (1/288).

[46] Buhâri (1/152); Tırnak içindeki kısım Beyhaki’den (1/410) Allâme Abdulaziz b. Baz, (Tuhfetu’l Ahyar s.38) bu ziyadenin geldiği isnadın hasen olduğunu söyler.

[47]Tirmizi, Ebu Dâvud, Ahmed; Bkz. İrvâu’l-Galil (1/262).

[48] Buhâri (1/181); Müslim (1/419).

[49] Sünen sahipleri. Bkz. Sahih-i Tirmizi (1/77); Sahih-i İbn-i Mâce (1/135).

[50] Müslim, (1/534).

[51] Müslim, (1/534).

[52] Ebu Dâvud (1/203); İbn-i Mâce (1/265); Ahmed (4/85). Müslim, İbn-i Ömer -radıyallahu anhümâ-’dan benzerini tahric etmiştir, onda bir de kıssa zikredilir (1/420).

[53] Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-, gece teheccüde kalktığında bu duâyı okurdu.

[54] Buhâri, Bkz.Fethu’l-Bâri (3/3 – 11/116 – 13/371,423,465); Müslim, özetle benzerini rivayet etmiştir (1/532).

[55] Sünen sahipleri ve Ahmed. Bkz. Sahih-i Tirmizi (1/83).

[56] Buhâri (1/99); Müslim (1/350).

[57] Müslim (1/353); Ebu Dâvud (1/230).

[58] Müslim (1/534); İbn-i Mâce dışında diğer sünen sahipleri (Tirmizi, Ebu Dâvud, Nesâi) tahriç etmiştir.

[59] Ebu Dâvud (1/230); Nesâi; Ahmed. İsnâdı ise hasendir.

[60] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (2/282).

[61] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (2/284).

[62] Müslim, (1/346).

[63] Sünen sahipleri ve Ahmed tahric etmiştir. Bkz. Sahih-i Tirmizi (1/83).

[64] Buhâri (1/99); Müslim (1/350).Buhâri, Müslim. Tahrici geçti (Bkz. 34, s.39).

[65] Müslim (1/353); Ebu Dâvud (1/230).

[66] Müslim (1/534) ve diğerleri.

[67] Ebu Dâvud (1/230); Nesâi; Ahmed. İsnâdı ise hasendir.

[68] Müslim (1/350).

[69] Müslim (1/532).

[70] Ebu Dâvud (1/231). Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/148).

[71] Nesâi dışında diğer sünen sahipleri tahric etmiştir. Bkz. Sahih-i Tirmizi, Sahih-i İbn-i Mâce (1/148).

[72] Tirmizi (2/474); Ahmed (2/30); Hâkim “hadis sahihtir” demiş ve İmam Zehebî de buna muvafakat etmiştir. (1/220) lafızdaki ziyâde Hâkim’in rivayetine aittir.

[73] Tirmizi (2/473); Hakim “hadis sahihtir” demiş ve İmam Zehebî de buna muvafakat etmiştir (1/219).

[74] Buhâri, Bkz. Feth’ul-Bâri (1/13); Müslim (1/301).

[75] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (6/408).

[76] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (6/407); Müslim (1/306). Lafızlar, Müslim’e âittir.

[77] Buhâri (2/102); Müslim (1/412). Lafızlar, Müslim’e âittir.

[78] Buhâri (2/202); Müslim (1/412).

[79] Buhâri (8/168); Müslim (4/2078).

[80] Müslim (1/534).

[81] Ebu Dâvud (2/86); Nesâi (3/53); Elbâni, “hadis sahihtir” der. Bkz. Sahih-i Ebi Dâvud (1/284).

[82] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (6/35).

[83] Ebu Dâvud. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/328).

[84] Nesâi, (4/54-55); Ahmed (4/364); Elbâni, “hadis sahihtir” der; Bkz. Sahih-i Nesâi (1/281).

[85] Nesâi, lafzıyla tahric etmiştir (3/52); Ahmed (4/338); Elbâni, “hadis sahihtir” der, Bkz. Sahih-i Nesâi (1/280).

[86] Sünen sahipleri rivayet etmiştir. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/329).

[87] Ebu Dâvud (2/62), Tirmizi (5/515), İbn-i Mâce (2/1267), Ahmed (5/360), Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/329); Sahih-i Tirmizi (3/163).

[88] Müslim (1/414).

[89] Buhâri (1/255); Müslim (1/414).

[90] Müslim (1/415).

[91] Müslim, (1/418); “Her namazın arkasından böyle söyleyenin günahları, deniz köpüğü kadar bile olsa affedilir.” Müslim, (1/418).

[92] Ebu Dâvud (2/86), Nesâi (3/68); Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/8), bu üç sûreye “muavvizât” denir. Fethu’l-Bâri (9/62).

[93] İhlas Sûresi

[94] Felak Sûresi

[95] Nas Sûresi

[96] “Her kim bunu her namazın ardından okursa cennete girmesiyle arasında ancak ölümü kalır.” Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.100); İbn-i es-Sünnî (h.121). Elbâni, “hadis sahihtir” der; Bkz. Sahihu’l Câmi (5/339), Silsiletu’l-Ehâdisi’s-Sahiha (2/697-h.972).

[97] Allah’ın Arşı, Kürsü’ye nisbetle daha geniş ve büyüktür.Kürsü ve Arş kavramları için sahih akide kitaplarına başvurulabilir.

[98] Bakara Sûresi: 255

[99] Tirmizi (5/515), Ahmed (4/227). Bkz. Zâdü’l-Meâd (1/300).

[100] İbn-i Mâce ve diğerleri.Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/152), Mecmeu’z-Zevâid’e (10/111).

[101] Buhâri (7/162).

[102] Âl-i İmrân Sûresi: 159

[103] Enes b. Mâlik Radıyallahu anh’den; Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’e isnâden şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Sabah namazından güneş doğana kadar Allah’ı zikreden bir topululukla oturmam, İsmâil soyundan dört kişiyi azad etmemden bana daha sevimlidir. İkindi namazından güneş batana kadar Allah’ı zikreden bir toplulukla oturmam dört kişiyi azad etmemden bana daha sevimlidir.” Ebu Dâvud, (h.3667). Elbâni, hadisin hasen mertebesinde olduğunu söyler. Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (2/698).

[104] Bakara Sûresi: 255

“Kim bunu sabahladığı zaman okursa akşam oluncaya kadar cinden kuronur. Kim de akşamladığı zaman bunu okursa sabah oluncaya kadar cinlerden korunur.” Hakim (1/562). el-Elbânî, hadisin sahih olduğunu İmam Nesâi ve Taberâni’ye isnâd ederek söyler ve Taberâni’nin senedinin ceyyid olduğunu ekler. Bkz. Sahihu’t Terğib ve’t Terhib (1/273).

[105] İhlas Sûresi

[106] Felak Sûresi

[107] Nas Sûresi

“Kim bunu sabahladığı ve akşamladığı zaman üç kere okursa her şeye karşı onu korur.” Ebu Dâvud (4/322), Tirmizi (5/567). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/182).

[108] Akşam olunca; “Mülk, Allah’ın olduğu halde akşamladık.” şeklinde söylenir.

[109] Akşam da; “Rabbim Senden bu gece olan ve bu geceden sonraki hayrı ister; bu gecenin şerrinden ve bu geceden sonraki şerden de Sana sığınırım.” şeklinde söylenir.

[110] Müslim (4/2088).

[111] Akşam olunca; “Allah’ım, Senin yardımınla akşamlar ve yine Senin yardımınla sabahlarız. Senin yardımınla yaşar ve yine Senin yardımınla ölürüz. Ve dönüş Sanadır.” şeklinde söylenir.

[112] Tirmizi (5/466), Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/142).

[113]  “Kim bunu akşamladığı zaman içtenlikle inanarak söyler de o gece ölürse, cennete girer.Sabahladığı vakit yaparsa da böyledir.” Buhâri, (7/150).

[114] Akşam da; “akşamladım” şeklinde söylenir.

[115] “Kim sabahladığı veya akşamladığı zaman dört kere bunu söylerse, Allah onu cehennemden azad eder.” Ebu Dâvud (4/317), Buhâri, Edeb’l- Müfred (h.1201); Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.9); İbn-i es-Sünnî, (h.70). Allâme b. Baz, Nesâi ve Ebu Dâvud’un isnadlarının hasen olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyâr (s.23).

[116] Akşamleyin; “akşama çıkan..” şeklinde söylenir.

[117] “Kim bunu sabahladığı vakit söylerse gününün şükrünü eda etmiştir. kim de bunu akşamladığı vakit söylerse gecesinin şükrünü eda etmiştir.” Ebu Dâvud (4/318), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.7), İbn-i es-Sünnî (h.41), İbn-i Hibbân, Mevârid (h.2361). Abdulaziz b. Baz, isnadın hasen mertebesinde olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.24).

[118] Ebu Dâvud (4/324), Ahmed (5/42), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.22), İbn-i es-Sünnî (h.69), Buhâri Edebu’l-Müfred. Allâme Abdulaziz b. Baz, isnadın hasen mertebesinde olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.26).

[119] “Kim bunu sabahladığı ve akşamladığı zaman yedi kere söylerse, onu üzen dünya ve âhiret işlerine Allah kâfidir” İbn-i es-Sünnî (h.71) merfû, Ebu Dâvud (4/321) mevkûfen tahric etmiştir. Şuayb ve Abdülkâdir el-Arnavût isnadının sahih olduğunu söylemişlerdir. Bkz. Zâdu’l-Meâd (2/376).

[120] Ebu Dâvud, İbn-i Mâce; Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/332).

[121] Tirmizi, Ebu Dâvud; Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/142).

[122] “Sabah ve akşam  üç kere söyleyene bir şey zarar vermez.” Ebu Dâvud (4/323), Tirmizi (5/465), İbn-i Mâce ve Ahmed tahric etmiştir. Allâme Abdulaziz b. Baz,  isnadının hasen olduğunu kaydeder; Tuhfetu’l-Ahyar (s.39). Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/332).

[123]  “Bunu sabah ve akşam üç kere söyleyeni razı etmesi, kıyamet günü Allah üzerine hak olur.” Ahmed (4/337), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l Leyle (h.4), İbn-i es-Sünnî (h.68), Ebu Dâvud (4/418), Tirmizi (5/465); Abdulaziz b. Baz, “hadis hasendir” der, Tuhfetu’l-Ahyar (s.39).

[124] Hakim’in sahih olduğunu söylemesine, İmam Zehebi muvafakat eder, (1/545). Bkz. Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib, (1/273).

[125] Akşamleyin: “Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah’ın olduğu halde akşamladık.” şeklinde söylenir.

[126] Akşam: “Allahım! Senden bu gecenin hayrını, fethini, zaferini, nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim.Ondaki ve sonrasındaki şerden sana sığınırım.” şeklinde söylenir.

[127] Ebu Dâvud (4/322); Şuayb ve Abdülkâdir el-Arnavût, isnadının hasen olduğunu söylemişlerdir; Bkz. Zâdu’l-Meâd (2/273)

[128] Ahmed (3/406-407); İbn es-Sünnî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.34). Bkz. Sahihu’l-Câmî (4/209).

[129] “Sabahladığı veya akşamladığı zaman yüz kere bunu söyleyen kimse, başkası da onun kadar veya daha çok söylemedikçe; kıyâmet günü’ne onun getirdiğinden daha faziletli bir amel getiremez.” Müslim (4/2071).

[130] Ebu Dâvud (4/319), İbn-i Mâce, Ahmed (4/60). Bkz. Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/270), Sahih-i Ebî Dâvud (3/957), Sahih-i İbn-i Mâce (2/331), Zâdü’l-Meâd (2/377).

[131] Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.24). Bkz. Sahihu’t -Terğib ve’t-Terhib (1/272); Abdulaziz B. Baz, Tuhfetu’l-Ahyâr (s.44); fazileti hk. bkz. a.g.e. (s.146, h.255).

[132]  “Bunu günde yüz kere söyleyen, on köle azad etmiş kadar sevap alır. Bununla ona yüz hasene yazılarak ondan yüz günah silinir. Akşamlayıncaya kadar o gün şeytandan korunur. Bundan daha çok amel işleyen bir kimseden başka hiç kimse onun getirdiğinden daha faziletlisini getirmez.”Buhâri (4/95), Müslim (4/2071).

[133] Müslim (4/2090)

[134] İbn-i es-Sünnî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.54), İbn-i Mâce (h.925). Şuayb ve Abdulkâdir el-Arnavût, isnadının hasen oldunu söylemişlerdir. Bkz. Zâdü’l-Meâd (2/375).

[135] Bkz. Buharî, Fethu’l-Bâri 11/101 Müslim (4/2075.

[136] “Kim akşamladığı zaman bunu üç kere söylerse, o gecenin humması ona zarar veremez.” Ahmed (2/290), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.590), İbn-i es-Sünnî (h.68). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/187), Sahih-i İbn-i Mâce (2/266), Tuhfetu’l-Ahyar (s.45).

[137] “Kim sabahladığı zaman on kere ve akşamladığı zaman on kere bana salât getirirse, kıyâmet günü şefaatim ona ulaşır.” Hâdisi Taberâni, biri “Ceyyid” olmak üzere iki senedle hadisi tahric etmiştir. Bkz. Mecmeu’z-Zevâid (10/120), Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/273).

[138] İhlas Sûresi

[139] Felak Sûresi

[140] Nas Sûresi

[141] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (9/62), Müslim (4/1723).

[142] Bakara Sûresi: 255

“Yatağına uzanınca bunu okuyanın üzerinde sabaha kadar Allah tarafından koruyucu bir melek bulunur ve şeytanı ona yaklaştırmaz.” Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (4/487).

[143] Bakara Sûresi: 285-286.

 “Kim bunu okursa gecesi boyunca ona yeter.” Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (9/94), Müslim (1/554).

[144] “Biriniz yatağından kalktıktan sonra tekrar dönerse, elbisesinin kenarı ile yatağını üç kere süpürsün ve Allah’ın adını ansın.Zirâ ondan sonra yatağın üzerinde neyin kaldığını o bilemez.Bu yüzden yatağa uzanınca şöyle desin:.. hadis zikredilir”

[145] Buhâri (11/126), Müslim (4/2084).

[146] Müslim (4/2083) ve Ahmed lafzıyla (2/79) tahric etti.

[147] “Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yatacağı zaman sağ elini yanağının altına koyar ve şöyle derdi:…hadis zikredilir”

[148] Ebu Dâvud, lafzıyla (4/311); Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/143).

[149] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (11/113), Müslim (4/2083).

[150] “Fâtıma-Allah ondan râzı olsun-, elindeki bir değirmenle Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’a gelerek şikayette bulundu ve bir hizmetçi istedi.Bunun üzerine Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-: “Sizi, istediğinizden daha hayırlı bir şeye sevk edeyim mi? Yatağınıza girdiğiniz zaman otuzüç defa tesbih, otuzüç defa tahmid, otuzdört defa tekbir getirin.Bu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır.” Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (7/71), Müslim (4/2091).

[151] Müslim, (4/2084).

[152] Müslim, (4/2085).

[153] Ebu Dâvud, (4/317); Bkz.  Sahih-i Tirmizi (3/142).

[154] Tirmizi, Nesâi. Bkz. Sahihu’l-Câmi (4/255).

[155] “Yatacağın zaman, namaz için abdest alır gibi abdest al ve sağ tarafına yat; sonra şöyle de:..hadis zikredilir.”

[156] Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bunu söyleyen birine: “Ölürsen, fıtrat üzere ölürsün” demiştir; Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (11/113), Müslim (4/2081).

[157] “Gece bir yandan diğer bir yana dönünce denir.” Hakim,  sahih olduğunu söyler ve İmam Zehebi de buna muvafakat etmiştir, (1/540). Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle, İbn-i es-Sünnî, Bkz. Sahihu’l-Câmi (3/213).

[158] Ebu Dâvud, (4/12), Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/171).

[159] Müslim, (4/1772).

[160] Müslim, (4/1772, 1773).

[161] Müslim, (4/1772).

[162] Müslim, (4/1773).

[163] Müslim, (4/1773).

[164] Sünen sahipleri, Ahmed, Dârimi, Beyhaki;  Parantez [ ] içindeki lafız Beyhaki’nin rivâyetidir.Bkz.Sahih-i Tirmizi (1/144), Sahih-i İbn-i Mâce (1/194), İrvâu’l-Ğalîl (2/172).

[165] Sünen sahipleri, Ahmed. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/180), Sahih-i İbn-i Mâce (1/194), İrvâu’l-Ğalîl (2/175).

[166] Beyhaki, isnadının sahih olduğunu söyler,Sünenü’l-Kübrâ (2/211).Allâme Elbâni, “İsnâdı sahih ve Ömer-radıyallahu anh-’a mevkûf bir rivâyettir” der, İrvâu’l-Ğalîl (2/170).

[167] Nesâi (3/244), Dârekutnî ve diğerleri. Parantez [ ] içi Dârekutnî rivâyetinin ziyâdesidir ve isnadı sahihtir, (2/31). Bkz. Zâdu’l-Meâd, (ilgili hadisin tenkidi; Şuayb ve Abdülkâdir el-Arnavût) (1/337).

[168] Ahmed, (1/391). Elbâni, tashih etmştir.

[169] Buhâri, (7/158). Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bu duayı çokça yapardı. Bkz. Fethu’l-Bâri (11/173).

[170] Buhâri, (7/153), Müslim, (4/2092).

[171] Ebu Davud (4/324), Ahmed (5/42) Elbâni, hadisin hasen olduğunu söyler; bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (3/959).

[172] Tirmizi, (5/529). Hâkim, sahih olduğunu söylemiş, İmam Zehebi de buna muvafakat etmiştir; (1/505). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/168).

[173] Ebu Davud, (2/87); bkz. Sahih-i İbn-i Mâce, (2/335).

[174] Ebu Dâvud, (2/89); Hâkim, sahih olduğunu söylemiş, İmam Zehebî de buna muvafakat etmiştir.

[175] Ebu Davud (3/42), Tirmizi, (5/572); bkz. Sahih-i Tirmizi, (3/183).

[176] Buhâri, (5/172).

[177] Buhâri, Edebu’l-Müfred, (h.707); Elbâni, sahih olduğunu söylemiştir, bkz. Sahih-i Edebi’l-Müfred, (h.545).

[178] Buhâri, Edebu’l-Müfred, (h.708); Elbâni, sahih olduğunu söyler; bkz. Sahih-i Edebi’l-Müfred, (h.546).

[179] Müslim, (3/1362).

[180] Müslim, (4/2300).

[181] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (6/336); Müslim (1/120)

[182] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (6/336); Müslim (1/120)

[183] Müslim, (1/119-120).

[184] Hadîd Sûresi: 3. Ebu Dâvud. Elbâni, hadisin hasen olduğunu söyler; bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (3/962).

[185] Tirmizi, (5/560); Bkz. Sahih-i Tirmizi, (3/180).

[186] Buhâri, (7/158).

[187] Müslim, (4/1729); Osman b. Âs -Allah ondan râzı olsun-: “Böyle yaptım ve Allah, vesveseyi benden giderdi” demiştir.

[188] İbn-i Hibban, es-Sahih  (Mevârid) (h.2427) ve İbn-i es-Sünnî, (h.351). Hafız İbn-i Hacer, “Bu sahih bir hadistir” der. Abdülkadir El-Arnavût, e-Ezkâr’ın tahricinde sahih olduğunu söyler (s.106).

[189] Ebu Dâvud, (2/86), Tirmizi (2/257); Elbâni, tashih etmiştir; bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (1/2837).

[190] Ebu Dâvud (1/206), Tirmizi. Bkz. Mü’minûn Sûresi: 98-99, Sahih-i Tirmizi (1/77).

[191] Buhâri, (1/151); Müslim, (1/291),

[192] “Evlerinizi kabirlere çevirmeyin.Şeytan içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar.” Müslim (1/539). Sabah ve akşam, uykudan önce ve uyanınca okunan zikirler, yine eve girerken ve evden çıkarken, mescide girip çıkarken yapılan zikirler şeytanı uzaklaştırır.Aynı zamanda sahih olan başka zikirler; uykudan önce “Ayete’l Kûrsî” (Bakara Sûresi: 255) ve “Âmene’r-Rasûlü”yü (Bakara Sûresi: 285-286) okumak da şeytanı uzaklaştıran şeylerdendir. “Kim yüze kere: “Allah’tan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah yoktur.O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur,  hamd da O’nadır.O, her şeye gücü yetendir.” derse bu, gün boyunca onu şeytandan korur. Ayrıca ezan da şeytanı defeder.”

[193] “Kuvvetli mümin, zayıf müminden Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. Hepsinde de hayır vardır.Yararına olan şeyde hırslı ol. Allah’tan yardım dile, âciz olma! Sana bir şey isâbet ederse, “keşke şöyle şöyle yapsaydım” deme. Fakat “Allah’ın takdiridir.O ne dilerse, onu yapar” de. Çünkü “keşke” şeytanın ameline yol açar.” Müslim, (4/2052).

[194] Bkz. Nevevi, el-Ezkâr (s.349), Selim el-Hilâli, Sahihu’l-ezkâr (2/713).

[195] Buhâri, (4/119), İbn-i Abbas –Allah ondan râzı olsun-, hadisi.

[196] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (10/118).

[197]  “Müslüman bir kul, eceli gelmemiş bir hastayı ziyâret eder ve yedi kere bu duâyı  derse, o hasta şifa bulur.” Tirmizi, Ebu Dâvud.  Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/210), Sahihu’l-Câmi (5/180).

[198] Tirmizi, İbn-i Mâce, Ahmed. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/244), Sahih-i Tirmizi (1/286). Merhum Ahmed Şâkir de sahih olduğunu söylemiştir.

[199] Buhâri, (7/10); Müslim, (4/1893).

[200] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri, (8/144).

[201] Tirmizi, İbn-i Mâce. Elbâni, sahihtir der. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/152), Sahih-i İbn-i Mâce (2/317).

[202] Ebu Dâvud, (3/190). Bkz. Sahihu’l-Câmi (5/432),

[203] Müslim, (2/632).

[204] Müslim, (2/634).

[205] Müslim, (2/663).

[206] İbn-i Mâce, (1/480), Ahmed (2/368); Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce, (1/252).

[207] İbn-i Mâce, Ebu Dâvud, (3/211); Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce, (1/251).

[208] Hâkim, sahih olduğunu söylemiş İmam Zehebi de muvafakat etmiştir, (1/359); Elbâni, Ahkâmu’l-cenâiz (s.125).

[209] Said b. Müseyyib şöyle der: Ebu Hureyre’nin arkasında günahsız bir çocuğun namazını kıldım ve onu şöyle derken işittim:.. hadis zikredilir”. Mâlik, el-Muvattâ (1/288), İbn Ebî Şeybe, el-Musannaf, (3/217), Beyhaki, (4/9). Şuayb el-Arnavût, hadisin sahih olduğunu söyler; bkz. Bağavi, Şerhu’s-Sünne (ilg. hadis tenkidi: 5/357).

[210] Bkz. İbn-i Kudâme, Muğni (3/416); Abdülaziz b. Baz, Durûsu’l-Muhimme (s.15).

[211] “Hasan, çocuğun cenazesinde Fatihâ’yı okur ve şöyle derdi.. Hadis zikredilir”. Beğavi, Şerhu’s-Sünne; Abdürrezzak (h.6588); Buhâri, Kitabu’l-Cenâiz (h.65): ta’likan, Cenazenin Üzerinde Fatiha Okuma Babı, (2/113).

[212] Buhâri, (2/80); Müslim, (2/636).

[213] Nevevi, el-Ezkâr (s.126).

[214] Ebu Dâvud, (3/314); Ahmed: “Allah’ın adıyla ve Rasûlullah’ın milleti üzere” lafzıyla.İki sened de sahihtir.

[215] Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- ölünün defnini bitirince başında durur ve şöyle derdi: “Kardeşiniz için bağışlanma isteyin ve onun için sebat dileyin.Çünkü o şu anda sorguya çekiliyor.” Ebu Dâvud, (3/315); Hakim, sahih olduğunu söylemiş, İmam Zehebi de buna muvafakat etmiştir. (1/370)

[216] Müslim, (2/671); İbn-i Mâce (1/494), Bureyde-Allah ondan râzı olsun-’dan lafızlar, İbn-i Mâce.Parantez [ ] arası; Müslim, Âişe-Allah ondan râzı olsun-’dan (2/671).

[217] Ebu Dâvud, (4/326); İbn-i Mâce, (2/1228).

[218] Müslim, (2/616); Buhâri, (4/76).

[219] Abdullah b. Zübeyr -Allah ondan râzı olsun- gök gürültüsünü işitince konuşmayı bırakır ve şöyle derdi:..Hadis zikredilir”. Muvatta, (2/992). Elbâni, “Mevkuf olarak isnadı sahihtir” der.

[220] Ebu Dâvud (1/303) Elbâni, sahihtir der; bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (1/216).

[221] Buhâri, (1/224); Müslim, (2/613).

[222] Ebu Dâvud (1/305). Elbâni, hadisin hasen olduğunu söyler; bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (1/218).

[223] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (2/518).

[224] Buhâri, (1/205); Müslim, (1/83).

[225] Buhâri, (1/224); Müslim (2/614)

[226] Tirmizi, (5/504); Dârimi, lafzıyla (1/336); bkz. Sahih-i Tirmizi (3/157).

[227] Ebu Dâvud, (2/306) ve Diğerleri. Bkz. Sahih-i-Câmi  (4/209).

[228] İbn-i Mâce, (1/557), Abdullah b. Amr –Allah ondan râzı olsun-’ın duâsından. Hafız İbn-i Hacer,  hasen olduğunu söyler, el-Ezkâr. bkz. şerhi (4/342).

[229] Ebu Dâvud, (3/347); Tirmizi, (4/288). Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/167).

[230] Tirmizi, (5/506). Bkz. Sahih-i Tirmizi, (3/158).

[231] Nesâi dışında diğer sünen  sahipleri. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/159).

[232] Buhâri, (6/214); Tirmizi, lafzıyla (5/507).

[233] Müslim, (3/1615).

[234] Müslim, (3/126).

[235] Ebu Dâvud, Sünen (3/367); İbn-i Mâce, (1/556); Nesai, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.296-298): Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in bunu bir ev halkı yanında iftar ettiği zaman söylediğini belirtir. Elbâni, sahih olduğunu söyler; bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (2/730).

[236] Nafile oruç tutarken, iftardan önce yanında sofra kurulan.

[237] Müslim, (2/1054.

[238] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (4/103); Müslim, (2/806).

[239] Müslim, (2/1000); Sa’ ve Müdd, bir tür hacim ölçüleridir.

[240] Buhâri, (7/125).

[241] Tirmizi, (5/82); Ahmed (4/400); Ebu Dâvud (4/308); bkz. Sahih-i Tirmizi (2/354).

[242] Nesâi hariç diğer sünen sahipleri .Bkz. Sahih-i Tirmizi (1/316).

[243] Ebu Dâvud, (2/248); İbn-i Mâce (1/617); bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/324).

[244] Buhâri, (6/141); Müslim, (2/1028).

[245] Buhâri, (7/99); Müslim, (4/2015)

[246] Tirmizi (5/494); (5/493); bkz. Sahih-i Tirmizi (3/153).

[247] Tirmizi ve diğerleri; bkz. Sahih-i Tirmizi (3/153), Sahih-i İbn-i Mâce (2/321). Lafızlar Tirmizi.

[248] Sünen sahipleri.Bkz. Sahih-i Tirmizi (36153); Âişe-Allah ondan râzı olsun-’un şöyle dediği sabit olmuştur; “Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bir mecliste oturduğunda, Kur’an okuduğunda ve namaz kıldığında mutlaka sonunu şu kelimelerle tamamlardı:…(Hadis zikredilir)”. Nesâi,Amelü’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.308); Ahmed (6/77). Dr.Faruk Hammâde,Amelü’l-Yevmi ve’l-Leyle’nin tahkikinde sahih olduğunu söyler.

[249] Ahmed, (5/82); Nesâi, Amelü’l-Yevmi ve’l-Leyle, thk; Dr. Faruk Hammâde (s.218, h.421).

[250] Tirmizi, (h.2035). Bkz. Sahihu’l-Câmi (h.6244), Sahih-i Tirmizi (2/200).

[251] Müslim, (1/555); Bir başka rivâyette, “Kehf sûresinin sonundan denilir”, (1/556).

[252] Tahrici daha önce geçti.( Bkz. Sayfa:35-36, hadis no: 55-56).

[253] Ebu Dâvud,(4/333);Elbâni, hasen olduğunu söyler,bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (3/965).

[254] Buhâri, bkz. Fethul-Bâri (4/88).

[255] Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (s.300); İbn-i Mâce (2/809). Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/55) bak.

[256] Ahmed (4/403) ve diğerleri. Bkz. Sahihu’l-Câmi (3/233), Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/19).

[257] İbn-i es-Sünnî, (s.138, h. 278). Bkz. İbn-i Kayyim, el-Vâbilu’s-Sayyib, thk: Beşir Muhammed Uyûn (s.304).

[258] Ahmed, (2/220); İbn-i es-Sünnî (h.292). Elbâni, sahihtir der; bkz. el-Ehâdîsu’s-Sahiha (3/54).Hayra yormak ise Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in hoşuna giderdi.Bu nedenle birisinden iyi bir söz işittiğinde bu söz onun hoşuna gitmiş ve ona: “Ağzından çıkan iyimserliğin bizi etkiledi.” Demiştir. Ebu Dâvud, Ahmed; Elbâni, sahih olduğunu söyler, es-Sahiha (2/323).

[259] Ebu Dâvud, (3/34); Tirmizi (5/501); bkz. Sahih-i Tirmizi (3/157).

[260] Müslim, (2 / 998).

[261] Hakim, sahih olduğunu söylemiş İmam Zehebi de muvafakat etmiştir, (2/100); İbn-i es-Sünnî (h.524); Hafız, hasen olduğunu söyler, el-Ezkâr’, thk, (5/154) .Abdulaziz b. Baz; “Nesâi, hasen bir isnadla rivâyet etmiştir” der. bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.37).

[262] Tirmizi, (5/291); Hâkim, (1/538); Elbâni, Sahih-i İbn-i Mâce (2/21); Sahih-i Tirmizi (3/152).

[263] Ebu Dâvud, (4/296); Elbâni, sahihtir der. Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (3/941).

[264] Ahmed, (2/403); İbn-i Mâce (26943). Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/133).

[265] Ahmed, (2/7); Tirmizi, (5/499). Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/155).

[266] Tirmizi. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/155) bak.

[267] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (6/135).

[268] Müslim, (4/2086).  [ سَمِعَ سَامِعٌ ] şeklinde okunduğunda; “Üzerimize olan güzel nimet ve muâmeleleri için Allah’a yaptığımız hamde bir şahit şahitlik yaptı” anlamına gelir. [ سَمَّعَ سَامِعٌ ] şeklinde okunduğunda ise; “Bu sözü işiten, onu bir başkasına iletti  ve aynısını söyledi” anlamındadır.Bu, seher vaktinde zikir ve duâ yapmanın öneminin beyanı içindir.“Rabbimiz! Bize yoldaş ol ve bize ihsanda bulun” sözü ise; hoşa gitmeyen şeyleri bizden uzaklaştır, bizi koru, üzerimize nimet, lütuf ve fazlını ihsan et” anlamındadır.Bkz. Nevevi Şerhi (17/39).

[269] Müslim, (4/2080).

[270] Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- hac veya bir gazve için gittiği sefer dönüşünde bu duâyı yapardı. Buhâri, (7/13); Müslim, (2/980).

[271] İbn-i es-Sünnî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle ; Hâkim, tashih eder. el-Elbâni de sahih olduğunu söylemiştir; Bkz. Sahihu’l Câmi (4/201).

[272] Müslim, (1/288).

[273] Ebu Dâvud, (2/218); Ahmed, (2/367); Elbâni, “sahihtir” der; Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (2/383).

[274] Tirmizi, (5/551) ve diğerleri. Bkz. Sahihu’l Câmi (3/25); Sahih-i Tirmizi (3/177).

[275] Nesâi, Hâkim, (2/421); Elbâni, “sahihtir” der; Bkz. Sahih-i Nesâi, (1/274).

[276] Ebu Dâvud, (h.2041); Elbâni, hasen demiştir; Bkz.  Sahih-i Ebî Dâvud (1/383).

[277] Müslim, (1/74) ve diğerleri.

[278] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (1/82); Ammâr-Allah ondan râzı olsun-‘dan mevkuf olarak, ta’lîk olarak.

[279] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (1/55); Müslim, (1/65).

[280] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (1/42); Müslim, (4/1705).

[281] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (6/350); Müslim, (4/2092).

[282] Ebu Dâvud, (4/327); Ahmed, (3/306); el-Elbâni, “sahihtir” der; Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (3/961).

[283] Buhâri, bkz.Fethu’l-Bâri (11/171); Müslim, (4/2007), “Bunu onun için günahlarına keffâret ve rahmet kıl” lafzıyla.

[284] Müslim, (4/2296).

[285] Buhâri, Edebu’l-Müfred (h.761); Elbâni, senedinin sahih olduğunu söyler.Bkz. Sahih-i Edebi’l-Müfred (h.585). [ ] Parantez içindeki kısım, Beyhaki’nin bir başka rivâyetinin ziyâdesidir, bkz. Şuabu’l-Îman (4/228).

[286] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (4/408); Müslim, (2/841).

[287] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (3/476).

[288] Ebu Dâvud, (2/179); Ahmed, (3/411); Beğavi, Şerhu’s-Sünne (7/128); Elbâni “hasendir” der, bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (1/354). Âyet: Bakara Sûresi: 201.

[289] Müslim, (2/888).

[290] Tirmizi, Elbâni, hasen olduğunu söyler; Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/184), Ehâdis es-Sahiha (4/6).

[291] Müslim, (2/891).

[292] Buhâri, lafız için bkz. Fethu’l-Bâri (3/583-584); Aynı şekilde, Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (3/581); Müslim.

[293] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (1/210-414); Müslim, (4/1857).

[294] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (4/441); Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/103); Ahmed, Müsned (5/218).

[295] Nesâi dışında diğer sünen sahipleri. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/233), İrvâu’l-Ğalîl (2/226).

[296] Müslim, (4/1728).

[297] Ahmed, Müsned (4/447); İbn-i Mâce, Mâlik; Elbâni, sahih demiştir; Bkz. Sahihu’l-Câmi (1/212); Bkz.Zâdü’l-Meâd, thk. Abdülkâdir el-Arnavût (4/170).

[298] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (6/181); Müslim, (4/2208).

[299] Müslim, (3/1557); Beyhaki, (9/287); [ ] Parantez içindeki kısım Beyhaki ve diğerlerinin, (9/287); son cümle anlam olarak Müslim rivâyetinden.

[300] Ahmed, (3/419) sahih bir isnadla; İbn-i es-Sünnî, (h.637); Abdülkâdir el-Arnavût, sahih demiştir; bkz. thk. Tahâvi (s.133); Mecmau’z-Zevâid, (10/127).

[301] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (11/101).

[302] Müslim, (4/2076).

[303] Ebu Dâvud, (2/85); Tirmizi, (5/69); Hâkim, sahih demiş, Zehebi de muvafakat etmiştir (1/511). Elbâni de sahih der; Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/182); Câmiu’l-Usûl, thk. el-Arnavût (4/389-390).

[304] Tirmizi, Nesâi, (1/279); Hâkim. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/183); Câmiu’l-Usûl, thk. el-Arnavût (4/144).

[305] Müslim, (1/350).

[306] Müslim, (4/2075); İbn-I Esîr, hadisteki [ إِنَّهُ لَيُغَانُ عَلَى قَلْبِي ] ifadesi hakkında şöyle der: Bundan maksat dalmak ve unutmaktır. Çünkü Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-, çokça zikir ve ibâdet yapardı, bazı zamanlar bunlardan unuttuğu da olurdu. Bu yüzden, unuttuğu şeyi günah sayar ve derhal istiğfâra yönelirdi.Bkz. Câmiu’l-Usûl (4/386).

[307] Tesbih: Sübhânallah; Tahmid: Elhamdülillah; Tehlil: Lâ ilâhe illallah,; Tekbir  de, Allahu Ekber demektir.

[308] Buhâri, (7/168); Müslim, (4/2071). Sabah ve akşamları bu zikri yapmanın fazileti hk. bkz. s.84.

[309] Buhâri,(7/67); Müslim, lafzıyla (4/2071). Bunu yüz defa demenin fazileti hk. bkz. s.85.

[310] Buhâri, (7/167); Müslim, (4/2072).

[311] Müslim, (4/2072).

[312] Müslim, (4/2073).

[313] Tirmizi,(5/511); Hâkim, (1/501); sahih demiş, Zehebi de buna muvafakat etmiştir. Bkz. Sahihu’l-Câmi (5/531), Sahih-i Tirmizi (3/160).

[314] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (11/213); Müslim, (4/2076).

[315] Müslim, (3/1685).

[316] Müslim, (4/2072); Ebu Dâvud, [Bedevi dönüp giderken, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem, “Elleri gerçekten hayırla doldu” buyurdu.] ziyâdesiyle, (1/220).

[317] Müslim, (4/2073); bir başka rivayeti, “Bunlar sana dünya ve ahireti birleştirir” şeklindedir.

[318] Tirmizi, (5/462); İbn Mâce, (2/1249); Hâkim, (1/503) tashih etmiş, Zehebi de buna muvafakat etmiştir. Bkz. Sahihu’l Câmi (1/362).

[319] Ahmed, Ahmed Şâkir tertibi ile (h.513); isnadı sahihtir. Bkz. Mecmau’z-Zevâid (1/297).İbn-i Hacer, Ebu Said’in rivâyetini Nesâi’ye isnad ederek hakkında İbn-i Hibbân ve Hâkim’in tashihlerini zikreder, Buluğu’l-Merâm.

[320] Ebu Dâvud, lafzıyla (2/81); Tirmizi, (5/521)); Bkz. Sahihu’l Câmi (4/271, h.4865).

[321] Buhâri, bkz. Fethu’l-Bâri (10/88); Müslim, (3/1595).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.