İman Artar ve Eksilir
Kitap ve sünnetten deliller, imanın itaatler ile arttığı ve masiyetler ile zayıfladığı ve eksildiğini göstermektedir. Allahu Tealâ şöyle buyurur:
“İmanlarına iman katmaları için..” (48 Fetih/7)
“Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.” (18 Kehf/13) “Bu hanginizin imanını artırdı? derler. İman etmiş olanlara gelince; daima onların imanını artırmıştır ve onlar birbirleriyle müjdeleşirler.” (9 Tevbe/124)
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: “Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü’min olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü’min olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mü’min olduğu halde içki içmez.”(Müslim)
Buhari, Sahih’inin “İman” bölümde şöyle der: “İman, söz ve ameldir, artar ve eksilir.”
İbn-i Receb (rahimehullah) şöyle der: “Âlimlerin cumhurunun görüşü, imanın arttığı ve eksildiği yönündedir. Bu söz, Ebu’d-Derda, Ebu Hureyre, İbn-i Abbas ve ashabın diğerlerin- den, Ali ve İbn-i Mes’ud, Mücahid ve tabiinin diğerlerinden de mana olarak rivayet edilmiştir.”(Fethu’l-Bari, 8/1)
Yukarıda aktarmış olduğumuz hadisler, insanların kalple- rinde imanın arttığına ve eksildiğine, bu insanlardan bazılarının imanlarının dağlar kadar, bazılarının imanlarının ise hardal tanesi kadar olabileceğine delalet etmektedir. Kişinin kıyamet günündeki derecesi de, onun imanı ile orantılıdır.
Ebu Zerr el-Ğıfari’den (radıyallahu anh) şöyle rivayet olunur: “Dedim ki: “Ey Allah’ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), sana haber verildiğinde, nebi olduğunu nasıl bildin?” Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ey Ebu Zerr, Mekke vadisindeyken bana iki melek geldi, birisi yerde, diğeri ise gökle yer arasındaydı. Biri diğerine: “Bu o mu?” diye sordu. Diğeri: “Evet” dedi. Melek: “Onu bir adamla karşılaştır” dedi, ben de karşılaştırıldım. Sonra: “Onu on adamla karşılaştır” dedi, on adamla karşılaştırıldım. Onlardan üstün geldim. Sonra: “Onu yüz adamla karşılaştır” dedi, ben de yüz adamla karşılaştırıldım, yine onlardan üstün geldim. Sonra: “Onu bin adamla karşılaştır” dedi, bin adamla karşılaştırıldım, yine üstün geldim. Bunun üzerine melek diğer meleğe: “Bir ümmetle de karşılaştırılsa, o tercih edilirdi” dedi.”(Darimi tahric etmiştir. es-Silsiletu’s-Sahiha: 2531.)
Bu hadiste, ümmetten masiyet ve günah sahibi olan kişile- rin imanının, nebilerin, Resullerin ve “mukarrabin meleklerinin” imanı gibi olduğunu söyleyenlere red vardır.
İman, işlenen masiyetin çeşidine göre zayıflar. Küfür olarak isimlendirilen günahların, iman üzerinde bıraktığı iz, küfür olarak isimlendirilmeyen diğer günahların bırakmış olduğu iz- den daha şiddetlidir. Günahlar, işlendiği ve tekrar edildiği oranda imanı zayıflatır. Bir defa günah işleyenin imanı, yüz defa günah işleyenin imanı gibi değildir. Yine, Allahu Tealâ’nın indirdiğiyle bir defa hükmetmeyenin imanı, Allahu Tealâ’nın indirdiğiyle yüz defa hükmetmeyen kimsenin imanı gibi değildir.
Bundan dolayı şeriat, bir defa günah işleyen kişi ile günahı sürekli olarak işleyen kişiyi birbirinden ayrı değerlendirmiştir. Ahmed ve diğerlerinin rivayet ettikleri şu hadiste olduğu gibi:
“İçki tutkunu öldüğünde, Allahu Tealâ tarafından bir putun kulu gibi karşılanır.”(Ahmed ve diğerleri tahric etmişlerdir, es-Silsiletu’s-Sahiha: 677.)
Başka bir hadiste de şöyle geçer: “İçki tutkunu kimse cen- nete giremez.” (İbn-i Hibban tahric etmiştir, es-Silsiletu’s-Sahiha: 678. Hadisin iki te’vili vardır: Eğer bu tutkunluk kişiyi şarabın helal ve iyi olduğu düşüncesine sevkeder ya da onu elde etmek için savaşır ve ölürse; onun dostu olmuştur ve onunla dönecektir. Bu durumda ise mana hadisin zahirine göredir ve dolayısıyla Allah korusun, şarap düşkü- nü gerçekten bir putun kulu olmuş olur)
İçkiyi birkaç defa içmiş olan kişinin durumu, bu hadislerde aktarılan kişinin durumu ile aynı değildir. Allahu Tealâ en doğrusunu bilir.
Kaynak: İslam Dininden Çıkaran Ameller/ Ebu Basir Et Tartusi (18-19.syf)