İntihar en büyük günahlardan olup bu günah üzere ölen kimselerin durumu sahih hadislerle açıklanmış, Allah Rasulü Muhammed s.a.v bu durumda ölen kişinin cehennemlik olduğunu bildirerek ne cenazelerini kıldırmış ne de kılmasını emir ya da tavsiyede bulunmuştur. Buna dair en ufak bir delil dahi bulunmamaktadır.
I) İNTİHAR EDENİN DURUMU
İntihar edene cennet haram kılınmıştır:
“Sizden önceki ümmetlerden yaralı bir adam vardı. Yarasının acısına dayanamayarak, bir bıçak aldı ve elini kesti. Ancak kan bir türlü kesilmediği için adam öldü. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak; kulum can hakkında benim önüme geçti, ben de ona cenneti haram kıldım, buyurdu” (Buhârî, Enbiyâ, 50).
Kişi Mücahid bile olsa Allah Rasulü ile de savaşsa, intihar onu cehnneme görütürür:
Hayber Gazvesi sırasında büyük fedakârlıklar gösteren Kuzman adındaki birisinin, sonunda cehenneme gideceği Hz. Peygamber tarafından haber verilmişti. Bunun üzerine Ashab-ı kiramdan Huzâî Eksüm, Kuzman’ı izlemiş ve O’nun, aldığı yaralara sabredemeyip, kılıcı üzerine yaslanarak intihar ettiğini görmüştür (Buhârî, Kader, 5, Rikâk, 33, Meğâzî, 38, Cihâd, 77; Müslim, İman, 179; Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih, X, 266 268)
İlgili hadis şöyledir:
Sehl b. Sa’d (r. a.) şunu rivayet ediyor:
“Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem müşriklerle karşılaştı ve savaştı. Resûlullâh geri çekildi, diğer taraf da geri çekildi. Resûlullâh’ın ashabı içerisinde bir kişi vardı ki tek başına düşmanın peşine düşmüş kılıcıyla vuruyordu. Denildi ki bugün bizden hiç kimse onun yaptığını yapamadı.
Resûlullâh buyurdu ki, «Ama o Cehennemliktir.» Birisi dedi ki, «Ben hep onu takip edeceğim.» Sonra onunla çıktı. O nerede durduysa o da orada durdu. Hızlanınca da onunla birlikte hızlandı. Adam ağır bir yara aldı. Bir an önce ölmek isteyerek kılıcını yere koydu, ucunu da iki memesinin arasına getirdi. Sonra bütün gücüyle kılıç üzerine yüklendi ve intihar etti. Adam çıkıp Resûlullâh’a geldi.
Dedi ki, «Senin gerçekten Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik ederim.»
«Neyin var?» dedi
Sözüne şöyle devam etti: «Bir müddet önce Cehennemlik olduğunu söylediğin bir adam vardı. Herkes bunu şaşkınlıkla karşılamıştı. Demiştim ki ben bu işi çözerim. Adamın peşine düştüm. Ağır bir yara aldı. Bir an önce ölmek istedi. Kılıcının kabzasını yere, ucunu da memelerinin arasına koydu. Sonra kılıcının üzerine bütün gücüyle yüklendi ve intihar etti.»
Bunun üzerine Resûlullâh şöyle buyurdu:
«Bir kişi insanlar nazarında Cennetlik kimse gibi davranış gösterebilir. Ama o aslında cehennemliktir. Bir başkası da insanlar nazarında Cehennemlik kimse gibi davranış gösterebilir. Ama aslında o cennetliktir.» (Buhârî, Meğâzî, 38)
İntihar edene intiharı cinsinden ceza:
“Kim kendisini bıçak gibi keskin bir şeyle öldürürse, cehennem ateşinde kendisine onunla azap edilir” (Buhâri, Cenâiz, 84). “(Dünyada ip ve benzeri) şeyle kendisini boğan kimse cehennemde kendisini boğar, dünyada kendisini vuran cehennemde kendisini vurur (azabı böyle olur)” (Buhârî, Cenâiz 84),
“Kim kendini bir dağın tepesinden atar da öldürürse cehennem ateşinde de ebedi olarak böyle görür. Kim zehir içerek kendisini öldürürse cehennemde zehir kadehi elinde olduğu halde devamlı ceza çeker” (Müslim, İman, 175; Tirmizi, Tıb, 7; Nesâî, Cenâiz, 68, Dârimi, Diyât, 10; Ahmed b. Hanbel, II, 254, 478).
İntihar edenin cenaze namazı kılınmaz diyen alimlerin görüşleri:
İmam Ebû Yusuf’a göre, intihar edenin cenazesi yıkanır, ama namazı kılınmaz. Çünkü Müslim’deki bir rivayette; “Rasûlullah (s.a.v) kendini öldüren bir adamın yanına geldi ve onun namazını kılmadı” denilmektedir.
İmam Mâlik ise; “İntihar edenin tevbesi kabul olmaz, dolayısıyla namazı da kılınmaz” demiştir.
Ömer b. Abdülaziz ve Evzâî gibi âlimler de namazının kılınmaması görüşündedirler.
II) ŞÜPHELERİN GİDERİLMESİ
- Rasulullah kıldırmadıysa da men etmedi iddiası
Bazıları “Hz. Peygamber (sav), ashabını, intihar eden şahsa namaz kılmaktan men etmemiştir. “Üstelik bazı rivayetlerde, “Arkadaşınızın cenaze namazını kılın” dediği de görülmektedir.” diye iddia etmişlerdir. (Bknz Kütüb-i sitte tercüme şerhi / 9.c, Akçağ yay.) Ancak bu iddiların yer aldığı ve kaynak olarak gösterilen bu ibareler (Nesai- Cenâze, 68) Ne Nesai’de ne de başka bir hadis kitabında mevcut değildir. Allah Rasulü’nün intihar eden kimse için “arkadaşınızın cenazesini kılınız” şeklinde bir sözü hiçbir hadis kaynağında yer almamaktadır.)
Öncelikle bu mesele “Rasulullah yapmadı ama men etmedi de” denilemez, çünkü men etmediğine onun cenazesinin başkalarının kıldırdığına dair bir en ufak bir rivayet ya da ima eden bir delil gelmemiştir.
2. “Arkadaşınızın cenaze namazını kılın” ibaresi intihar üzere ölen kimseye söylenmemiştir:
Yukarıda geçen : “Arkadaşınızın cenaze namazını kılın” ifadesi intihar ile ilgili hiçbir hadiste geçmemektedir. Allah Rasülü Muhammed s.a.v çokça borcu olup bunları ödemeyen birinin cenazesini kıldırmamış, sahabenin de bundan geri durduğunu ve cenazeyi kaldırmadıklarını görünce “Arkadaşınızın cenaze namazını kılın” demiştir.
3. Rasulüllah s.a.v intihar edene dua etti iddiası.
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنْ سُلَيْمَانَ – قَالَ أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ – حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ حَجَّاجٍ الصَّوَّافِ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ الطُّفَيْلَ بْنَ عَمْرٍو الدَّوْسِىَّ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ لَكَ فِى حِصْنٍ حَصِينٍ وَمَنَعَةٍ – قَالَ حِصْنٌ كَانَ لِدَوْسٍ فِى الْجَاهِلِيَّةِ – فَأَبَى ذَلِكَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِلَّذِى ذَخَرَ اللَّهُ لِلأَنْصَارِ فَلَمَّا هَاجَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمَدِينَةِ هَاجَرَ إِلَيْهِ الطُّفَيْلُ بْنُ عَمْرٍو وَهَاجَرَ مَعَهُ رَجُلٌ مِنْ قَوْمِهِ فَاجْتَوَوُا الْمَدِينَةَ فَمَرِضَ فَجَزِعَ فَأَخَذَ مَشَاقِصَ لَهُ فَقَطَعَ بِهَا بَرَاجِمَهُ فَشَخَبَتْ يَدَاهُ حَتَّى مَاتَ فَرَآهُ الطُّفَيْلُ بْنُ عَمْرٍو فِى مَنَامِهِ فَرَآهُ وَهَيْئَتُهُ حَسَنَةٌ وَرَآهُ مُغَطِّيًا يَدَيْهِ فَقَالَ لَهُ مَا صَنَعَ بِكَ رَبُّكَ فَقَالَ غَفَرَ لِى بِهِجْرَتِى إِلَى نَبِيِّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ مَا لِى أَرَاكَ مُغَطِّيًا يَدَيْكَ قَالَ قِيلَ لِى لَنْ نُصْلِحَ مِنْكَ مَا أَفْسَدْتَ . فَقَصَّهَا الطُّفَيْلُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اللَّهُمَّ وَلِيَدَيْهِ فَاغْفِرْ »
Hz. Peygamber Medine’ye hicret edince Tufeyl b. Amr da onun yanına hicret eder. Tufeyl’le birlikte kavminden bir zât da hicrete katılır; fakat Medine’de sıkılır. Bir süre sonra o kişi hastalanır, oklarıyla parmak eklemlerini keser ve kanı durmaz ve sonunda ölür. Daha sonra Tufeyl b. Amr onu rüyasında güzel bir şekilde görür, fakat adamın elleri bir şeyle kaplıdır. Tufeyl ona, “Rabbin sana ne yaptı?” diye sorar. O da, “Peygamberi’nin (sav) yanına hicret ettiğim için beni affetti.” diye cevap verir. Tufeyl, ellerinin durumunu sorunca da, kendisine, “Senin bozduğun bir organını biz düzeltmeyeceğiz.” denildiğini belirtir. Tufeyl rüyasını Hz. Peygamber’e anlattığında ise Peygamberimiz, “Allah’ım, onun ellerini bağışla.” diye dua eder.(Muslim / Müslim, Îmân, 184.)
İlgili hadiste intihar geçmemektedir. Aksine bu kişi hastalanarak eklem yerlerindeki kangren benzeri durumun yayılmasını engelleyip acıyı sonlandırmak amacı ile uzvunu kesmeyi murat etmiş, ancak kanı durduramaması sonucu ölmüştür. Konu Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan “Hadislerle İslam” kitab’ında (5.c /511-512) “İntihar / Allah’ın Verdiği Cana Kıymak” başlığı ile şu şekilde ele alınmıştır:
Hayber Savaşı’nda Kuzmân’ın kendini öldürmesiyle bu olayda anlatılan zâtın ölmesi arasında fark vardır. Kuzmân yarasının acısına dayanamayarak kılıcını göğsüne saplamak suretiyle dönüşü olmayacak bir şekilde ölümü seçmiştir. Tufeyl’in anlattığı bu kişi ise muhtemelen ellerinde bulunan kangren benzeri bir rahatsızlığın vücuduna yayılmasını engellemek, acıyı sonlandıracak şekilde kendisini tedavi etmek amacıyla parmaklarını kesmiştir. Sonuç olarak ikisi de ölmesine rağmen, niyetleri farklı olduğundan dolayı birincisini intihar olarak değerlendirmek mümkünken, ikincisi, intihar kastı olmaksızın ölümle sonuçlanmış bilinçli bir eylemdir. Sonuçta âhirette, yaptığımız fiillerin değerlendirilmesinde niyet önemli bir yer tutmaktadır. ( Hadislerle İslam 5.cilt 511-512 ; 2. Baskı, Ankara 2013)
Sonuç olarak, intihar edenin cenazesini kılmayı serbest kılan, Allah Rasulü ve arkadaşlarının kıldığını gösterir bir uygulama sabit olmamıştır. Müslümanların bundan kaçınmaları toplumsal bilinç oluşturulması açısından da önemlidir. Bazılarının intihar için aklının yerinden çıkmasını delil göstermesi, mecnun sayması Allah Rasulü Muhammed s.a.v’in dönemindeki olaylarla kıyas edildiğinde pek isabetli durmamaktadır. Her halukarda delilinin intiharının da bir başka olayının da zaten günahı yoktur, ancak mevzu bahis akıllı kimselerin bu işi hatta planlı programlı şekilde gerçekleştirmeleri bununla kıyas dahi edilemez.Şüphesiz bu dinden uzaklığın meyvesi, Allah’a güvensizliğin kadere inanmanın kıtlığının emaresi olarak görülmektedir.
Günümüzde cami hocalarımız gerek intihar gerek ateist gerekse travestinin dahi cenazesini kıldırmaları bilgiye değil, olası tepkiye dayanmaktadır. Allah’tan selamet ve salahiyet dileriz. Bu konuda Müslümanları bilinçlendirip tepki konulması gereken yerde tepki çekerim korkusu ile ödün vermenin Diyanet imamlarımızın ne tür bir baskı altında ve sindirilmiş olduklarını göstermektedir.
30.07.2019
Alpaslan Toprak