SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

MUKADDİME

<< 2 >>

DEVAM: 1. RESULULLAH S.A.V.'İN SÜNNETİNE İTTİBA ETMENİN GEREĞİNE DAİR VARİD OLAN HADİSLER

 

حَدّثَنا أبو عَبْدُ اللّه؛ قَالَ: حَدّثَنا مًحَمَّد بن الصباح، قَالَ: حَدّثَنا جرير، عَنْ الأعمش، عَنْ أبي صالح، عَنْ أبي هُرَيْرَةَ، قَالَ:  - قَالَ رَسُول اللّه صلى اللّه عليه وسلم: ((ذروني ما تركتم. فإنما هلك مِن كان قبلكم بسؤالهم واختلافهم على أنبيائهم. فإذا أمرتكم بشيء فخذوا منه ما استطعتم. وإذا نهيتكم عَنْ شيء فانتهوا)).

 

Ebu Hureyre (Radiyallahu anh)’den: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir;  “Ben size bir şey teklif etmedikçe ve sizi bıraktıkça siz de beni bırakınız. Çünkü sizden önceki (ümmet)ler,lüzumsuz yere Nebilerine çok soru sormaları sonrada onlara muhalefet etmeleri yüzünden helak oldular.Bunun için ben size bir şey emrettiğim zaman ondan gücünüzün yettiğini yapınız ve sizi bir şeyden nehiy ettiğim zaman ona son veriniz.”

 

 

AÇIKLAMA:     Hadiste geçen ''Ben sizi bıraktıkça sizde beni bırakın'' cümlesinden maksad, her hangi bir kayıtla kayıtlamamış ve mutlak olarak peygamber (s.a.v) tarafından bildirilen emir ve yasakların kayıtlanması için O'na müracaat edilmemesidir. İlk bakışta sanıldığı gibi peygamber'e ilmi mes'elelerin sorulması yasaklanmıyor. Nitekim Sahih-i Müslim'in  ''Hac'' babında ve Sahih-i Buhari'nin ''El-İtisam'' kitabında EBU Hureyre (r.a..)'den naklettikleri bu hadis-i şerif daha tafsilatlıdır. Mufassal olan baş kısmı hadis'in maksadını açıklığa kavuşturuyor. Şöyle ki :

 

Buhari ve Müslim'de sahih senedleri ile EBu Hureyre (r.a..)'den: Kendisinin şöyle söylediği rivayet edilmiştir. ''Nebi (s.a.v) bize irad buyurduğu bir vaazda: ''Ey insanlar! Allah Taala üzerinize haccı farz kıldı. Hac ibadetini ifa ediniz.'' buyurdu. Bir sahabi Kabe'yi hac etme farziyeti her yıl için mi? diye sordu. Nebi (s.a.v) bu soruyu cevaplandırmadı. Adam sorusunu iki kere daha tekrarladı. Üçüncü defa sorduktan sonra Nebi (s.a.v): ''Hayır, her yıl için farz değildir. Eğer ben (bu soruya cevaben) evet deseydim her yıl hac etmek farz olurdu. Farz olunca da her sene hac etmeye gücünüz yetmeyecekti. Ben sizi kendi halinize bıraktığım müddetçe siz de beni kendi halime bırakın. Sizden  evvel gelenler, hep soru sormaları ve netice itibariyle Peygamberlerine muhalefet etmeleri sebebiyle helak oldular. Size bir şeyi emrettiğim zaman ondan gücünüz yettiği miktarı yerine getirin. Sizi bir şeyden nehiy ettiğim vakit de ondan sakınınız.'' Buyurdular.

 

Tirmizi'nin ''Hac'' bölümünde ve İbn-i Maceh'in ''Hac'' babında (2884 sayılı sırada) aldığı hadis-i şerif'in Hz. Ali (r.a.)'den rivayetleri şöyledir: Hz. Ali buyurdu ki: .....''Oraya yol bulabilen insanlara, Allah için Ka'be'yi haccetmek gereklidir...''(Al-i imran 97) ayeti nazil olup Resulullah (s.a.v) tarafından tebliğ edilince Ashab-ı Kiram:  Ya Resulullah, her yıl mı? hac yapmak farz kılındı! diye sordular. Resulullah sustu. Ashab sorularını tekrarladılar. Resulullah (s.a.v): ''Hayır, her sene değil. Fakat ben evet diye cevap verseydim gerçekten her sene hac etmek gerekirdi.'' buyurdu. Bunun üzerine şu ayet indi: ''Ey iman edenler! Öyle şeyleri sormayın ki, eğer size açıklanırsa sizi üzer ve eğer siz Kur'an indirildiği sırada sorarsanız onlar size açıklanır. Allah Taala onları af etmiştir.Allah gafur ve halimdir.'' (Maide 101)

 

Hadis-i Şerif'in: ''Size bir şey emrettiğim zaman ondan gücünüzün yettiği miktarı yapınız'' kısmını biraz açıklayalım: Bu emir, önemli İslam kaidelerinden olup içine sayısız hükümler girer. Mesela: Bütün şart ve rükünlerine riayet edilmek süretiyle  yapılması emredilen namazın bazı rükünlerine veya bir kısım şartlarına gücü yetmeyen mükellef, gücünün dahilindeki şart ve rükünlerle namazını kılmakla yükümlüdür. Gücünün yetmediği rükün ve şartları yerine getirmekle me'mur değildir. Kıyam (= ayakta durmak)  namazın bir rüknüdür. Kolları yıkamak abdestin bir rüknüdür. Ayakta duramayan veya kolları kesilmiş olan kişi bu rükünlerle yükümlü değildir. Çünkü buna gücü yetmez. Verdiğimiz örneğe benzer binlerce şer'i mes'ele hadisin bu genel kaidesiyle çözülür. Bu hadis: ''Gücünüz yettiği nisbette Allah'tan  ittika edin...'' (Teğabün 16) ayetinin bir nevi tefsiri gibidir. Zaten Cenab-ı Hak kuluna gücünün yetmediği şeyleri teklif etmediğini ve dinde güçlüğe yer vermediğini aşşağıdaki ayetlerde beyan buyurmuştur: ''Allah Taala hiç kimseye gücünün yetmediği bir şey teklif etmez...'' (Bakara 286)

 

''Ve sizin üzerinize dinde herhangi bir güçlük kılmadı...'' (Hac 78)

 

Hadis-i Şerif'in: ''Sizi bir şeyden nehiy ettiğim zaman ondan vazgeçin, yapmayın'' ifadesi gücün yetmesiyle kayıtlanmamıştır. Çünkü bir şeyi yapmak gücün dışında kalabilir ise de yapmamak öyle değildir.Bir şeyi bırakmak ona yanaşmamak ve ondan sakınmak insan gücünün dahilindedir.Ancak zaruret halinde murdarın etini yemek, tazyık ve tehdid altında küfrü mucip söz söylemek veya içki içmek gibi hususlar, bu şartlar altında olunca yasaklanmış menhiyyattan sayılmazlar.

 

GENİŞ MÜSLİM RİVAYETİ ve İZAH İÇİN BURAYA TIKLAYIN 

 

BENZERİ TİRMİZİ RİVAYETİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN