50- ALTIN İLE GÜMÜŞÜ
BİRİBİRİYLE MÜBADELE ETMEK (DEĞİŞTİRMEK) BABI
Bu babtaki
hadislerin tercemesine geçmeden önce bir husüsu belirtmeyi uygun gördüm: Sarf
kelimesinin altını gümüşle, gümüşü altınla satma manasına geldiği gibi altını
altınla, gümüşü gümüşle satma manasına da geldiğini bundan önce geçen 48. babta
söylemiştim. O babta geçen hadislerde altını altınla ve gümüşü gümüşle satmanın
hükmü bildirilmişti. İstıraf da ayni manaya gelir. Bu babta ise altını gümüşle
ve gümüşü altınla satmanın hükmünü bildiren hadisler bulunur.
Sarf ve İstıraf
masdarları. bunlardan türeme fiiller altın ve gümüşten başka malların
biribiriyle değiştirilmesi veya mal ile para değişimi anlamlarında kullanıldığı
zaman, cer harfi olan "Ba" edatı verilen şey değil, alınan şeyin
başında kullanılır. Fakat alınan da verilen de altın, gümüş ve para nevinden
olunca bu kural yoktur. Yani Bel harfi verilenin başında gelebildiği gibi alınanın
başında da kullanılabilir. Bu nedenle bu babın başlığının tercemesini yaparken
"Altını gümüşle değiştirme" ifadesini kullanmadım da genel bir ifade
kullandım. Zaten bu babta rivayet edilen hadisler sadece altını gümüşle
değiştirme hükmünü değil, hem bunu hem de gümüşü altınla değiştirme hükmünü
beyan ederler
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ
عَنِ الزُّهْرِيِّ،
سَمِعَ
مَالِكَ
ابْنَ أَوْسِ
بْنِ
الْحَدَثَانِ
يَقُولُ:
سَمِعْتُ
عُمَرَ
يَقُولُ:
قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم: ((الذَّهَبُ
بِالوَرِقِ
رِباً، إِلاَّ
هَاءَ
وَهَاءَ)).قَالَ
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ:
سَمِعْتُ
سُفْيَانَ
يَقُولُ: الذَّهَبُ
بِالْوَرِقِ.
احْفَطُوا.
Ömer bin
el-Hattâb (r.a.)'dea rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Altını gümüşle (satmak ve gümüşü altınla
satmak) ribâ (= faiz)dır. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine:) bunu al,
(diyerek vereceğini peşin vere) ve (diğeri de ona:) bunu al, (diyerek
vereceğini peşin vere).»
(Müellifin
şeyhi) Ebû Bekir bin Ebİ Şeybe dediki: Ben Süfyan'dan şunu söylerken işittim: «Altını
gümüşle» (buyurulmuştur). îyice hıfzediniz.
Diğer tahric:
Nesai
AÇIKLAMA: Bundan sonra gelen hadiste Ömer (r.anh)'ın Resül-i
Ekrem (s.a.v.)'den rivayet ettiği cümle de bunun benzeridir. O hadisi Kütüb-i
Sitte sahibIerinin hepsi de Malik de rivayet etmişlerdir. Buradaki hadisin
sonunda nakledilen Süfyan'ın sözü Nesai'nin rivayetinde yoktur.
Bu hadis,
altın'ın gümüşle veya gümüşün altınla veresiye satılmasının faiz olduğuna
delalet eder. Veresiye olunca verilen ile alınan mikdarı eşit bile olsa yine
faizdir. Ancak verilen ile satılanın ikisi de peşin ödenirse yani satış akdi
yapılırken her iki ödeme yapılırsa, ağırlıkları eşit olmasa bile faiz değildir.
Mesela: 100 gram gümüş 10 gram altınla satılabilir. Keza 50 gram altın 500 gram
gümüşle satılabilir. Ancak altın ile gümüşün ikisinin de hazır ve peşin
ödenmesi şarttır.
Hadisin sonunda
Süfyan'dan rivayet edilen söz ile Süfyan dinleyicilerinin dikkatini şu noktaya
çekmek istemiştir: Altın altın la veya gümüş gümüşle veresiye satıldığında faiz
olduğu gibi bunlar değişik de olsa yani altın gümüşle veya gümüş altınla
veresiye satıldığı zaman yine faiz olur. Ama peşin satışlarda faiz olabilmesi
için satılan ile alınanın ayni cinsten olması yani ikisinin de altın veya
ikisinin de gümüş olması gerekir. Bilindiği gibi ikisi ayni cinsten ve peşin
olduğunda faiz sayılabilmesi için ayrıca ağırlıklarının eşit olması yani
birisinin fazla olması da gerekir.