SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-TİCARAT

<< 2259 >>

50- ALTIN İLE GÜMÜŞÜ BİRİBİRİYLE MÜBADELE ETMEK (DEĞİŞTİRMEK) BABI

 

Bu babtaki hadislerin tercemesine geçmeden önce bir husüsu belirtmeyi uygun gördüm: Sarf kelimesinin altını gümüşle, gümüşü altınla satma manasına geldiği gibi altını altınla, gümüşü gümüşle satma manasına da geldiğini bundan önce geçen 48. babta söylemiştim. O babta geçen hadislerde altını altınla ve gümüşü gümüşle satmanın hükmü bildirilmişti. İstıraf da ayni manaya gelir. Bu babta ise altını gümüşle ve gümüşü altınla satmanın hükmünü bildiren hadisler bulunur.

 

Sarf ve İstıraf masdarları. bunlardan türeme fiiller altın ve gümüşten başka malların biribiriyle değiştirilmesi veya mal ile para değişimi anlamlarında kullanıldığı zaman, cer harfi olan "Ba" edatı verilen şey değil, alınan şeyin başında kullanılır. Fakat alınan da verilen de altın, gümüş ve para nevinden olunca bu kural yoktur. Yani Bel harfi verilenin başında gelebildiği gibi alınanın başında da kullanılabilir. Bu nedenle bu babın başlığının tercemesini yaparken "Altını gümüşle değiştirme" ifadesini kullanmadım da genel bir ifade kullandım. Zaten bu babta rivayet edilen hadisler sadece altını gümüşle değiştirme hükmünü değil, hem bunu hem de gümüşü altınla değiştirme hükmünü beyan ederler

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. حدّثنا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِيِّ، سَمِعَ مَالِكَ ابْنَ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ يَقُولُ: سَمِعْتُ عُمَرَ يَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم:  ((الذَّهَبُ بِالوَرِقِ رِباً، إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ)).قَالَ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ: سَمِعْتُ سُفْيَانَ يَقُولُ: الذَّهَبُ بِالْوَرِقِ. احْفَطُوا.

 

Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'dea rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Altını gümüşle (satmak ve gümüşü altınla satmak) ribâ (= faiz)dır. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine:) bunu al, (diyerek vereceğini peşin vere) ve (diğeri de ona:) bunu al, (diyerek vereceğini peşin vere).»

 

(Müellifin şeyhi) Ebû Bekir bin Ebİ Şeybe dediki: Ben Süfyan'dan şunu söylerken işittim: «Altını gümüşle» (buyurulmuştur). îyice hıfzediniz.

 

 

Diğer tahric: Nesai

 

AÇIKLAMA: Bundan sonra gelen hadiste Ömer (r.anh)'ın Resül-i Ekrem (s.a.v.)'den rivayet ettiği cümle de bunun benzeridir. O hadisi Kütüb-i Sitte sahibIerinin hepsi de Malik de rivayet etmişlerdir. Buradaki hadisin sonunda nakledilen Süfyan'ın sözü Nesai'nin rivayetinde yoktur.

 

Bu hadis, altın'ın gümüşle veya gümüşün altınla veresiye satılmasının faiz olduğuna delalet eder. Veresiye olunca verilen ile alınan mikdarı eşit bile olsa yine faizdir. Ancak verilen ile satılanın ikisi de peşin ödenirse yani satış akdi yapılırken her iki ödeme yapılırsa, ağırlıkları eşit olmasa bile faiz değildir. Mesela: 100 gram gümüş 10 gram altınla satılabilir. Keza 50 gram altın 500 gram gümüşle satılabilir. Ancak altın ile gümüşün ikisinin de hazır ve peşin ödenmesi şarttır.

 

Hadisin sonunda Süfyan'dan rivayet edilen söz ile Süfyan dinleyicilerinin dikkatini şu noktaya çekmek istemiştir: Altın altın la veya gümüş gümüşle veresiye satıldığında faiz olduğu gibi bunlar değişik de olsa yani altın gümüşle veya gümüş altınla veresiye satıldığı zaman yine faiz olur. Ama peşin satışlarda faiz olabilmesi için satılan ile alınanın ayni cinsten olması yani ikisinin de altın veya ikisinin de gümüş olması gerekir. Bilindiği gibi ikisi ayni cinsten ve peşin olduğunda faiz sayılabilmesi için ayrıca ağırlıklarının eşit olması yani birisinin fazla olması da gerekir.