13- MAHREMİ (YANİ
KENDİSİYLE EVLENMESİ HARAM KILINAN YAKIN AKRABASI) OLAN BİR KADINLA ZİNA EDEN
VE BİR HAYVANLA CİNSEL İLİŞKİDE BULUNAN KİMSE (HAKKINDA GELEN HADİS) BABI
حدّثنا
عَبْد
الَّرَحْمَنُ
بْنُ
إبرَاهِيمَ
الدِّمَشْقِيُّ.
ثنا ابْنُ
أَبْي
فَدَيْكٍ
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
بْنُ إسْمَاعِيلَ،
عَنْ دَاوُدَ
بْنِ
الحُصَيْنِ،
عَنْ
عِكْرِمَةَ،
عَنْ ابْنِ
عَبًّاسٍ؛
قَال: قَالَ
رَسُول اللهِ
صلى الله عليه
وسلم: ((مَنْ
وَقَعَ عَلَى
ذَاتِ
مَحْرَمٍ
فَاقْتُلُوهُ
وَمَنْ
وَقَعَ عَلَى
بَهِيمَةٍ
فَاقْتُلُوهُ،
وَاقْتُلُو
البَهِيمَةَ)).
İbn-i Abbas
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Mahremi olan kadınla zina edeni katlediniz. Bir
hayvanla cinsel ilişkide bulunan kimseyi de katlediniz ve o hayvanı da
öldürünüz.»
AÇIKLAMA: Bu hadisin hayvanla cinsel ilişkide bulunmaya ait fıkrası Ebu Davud,
Tirmizi ve Nesai'de de rivayet edilmiştir.
Mahremiyle
cinsel ilişkide bulunmaya ait fıkrayı da Tirmizi "Başkasına Ya Muhannes!
diyen kimse hakkında gelen hadisler" babında rivayet etmiştir.
Mahrem
kelimesinin açıklamasını yukarda yaptım. Mahrem kanın, nikahlanması haram olan
ana, teyze, hala, kayınana, üveyana, kız ve kardeş gibi yakın akraba
durumundaki kadın anlamında kullanılır. Bu durumdaki kadınlarla zina etmek en
çirkin ve en büyük zinalardandır. Zina cezaları bu kötü harekette bulunanlar
hakkında da aynen uygulanır. Yani bu pis fiili işleyen kişi bekar ise yüz
değnekle dövülür. Bekar değilse recmedilir. Bu ceza umumidir. Şayet bu şeni
fiili işleyen kişi, bunun haramlığına inanmayarak böyle bir harekette bulunmuş
ise mürted, yani dinden çıkmış sayılır ve kafir sayıldığı için katledilir. Yani
onun katledilmesi diğer zanilerin katledilmesinden farklıdır. Şöyle ki, bekar
olmayan zani bir İslami ceza olarak recmediIır. Fakat müslüman oldUğu için
techiz ve tekfin ile cenaze namazı gibi dini görevler ona karşı ifa edilir. Bu
ceza inaş allah onun suçuna kefaret olur ve Allah'ın mağfiretine kavuşur.
Mahremi olan bir kadınla zina edip bunu mübah sayan kişi ise İslamiyet'ten
çıkmış sayıldığı için öldürülür ve kafirlerin mezarlığına gömülür. Yıkama ve
kefenleme ile cenaze namazı gibi görevler onun için yapılmaz. Hadisin ilk
fıkrası böyle yorumlanır.
Ebu Davud'un
Sünen'inde, mahremiyle zina eden kişi için özel bir bab ayrılmış ve orada Bera
bin Azib (r.a.)'den iki senedIe bir hadis rivayet edilmiştir. Orada beyan
edildiğine göre üvey anasıyla evlenen bir adamın başının kesilmesi ve malına el
konulması için Reslı.l-i Ekrem (s.a.v.) bu sahabinin amcasını
görevlendirmiştir. Ancak bu babtaki hadisin sıhhatı tartışma konusu olmuştur.
Avnü'l-Mabüd'da beyan edildiği gibi Cahiliyet devrinde ölen kimsenin karısı da
terekesi gibi miras olarak evladına intikal ediyordu. Bu yüzden mirasçı
durumunda olan evlad, üvey anasıyla evlenirdi ve bunu meşru bir hak olarak
telakki ediyordu. İslamiyet bu kötü alışkanlığı yasakladı ve babanın
karılarıyla evlenmeyi evlada haram kıldı. ''........ babalarınızın nikahladığı
kadınlarla evlenmeyiniz. ...........''(Nisa 22) ayeti bu hükmü getirdi. Bundan
sonra herhangi bir kimse cahiliyet devrinin bu kötü adetine uyarak, bile bile
bu harekette bulunursa ve bunun helal olduğuna inanırsa mürted olmuş olur. Bu
yüzden de öldürülmesi gerekir.
Bu hadisin
ikinci fıkrasına gelince, bunun zahirine göre bir hayvanla cinsel ilişkide
bulunan kimsenin ve o hayvanın öldürülmesi gereklidir. Ebu Davud ile Tirmizi'
nin rivayetlerinde hayvanın öldürülmesi hikmeti hadisin ravisi olan İbn-i
Abbas'a sorulduğunda İbn-i Abbas şöyle cevapvermiştir: "Ben bunun hikmeti
hakkında Resulullah (s.a.v.)'den bir şey işitmedim. Zannımca Resullullah
(s.a.v.), böyle çirkin fiile maruz bırakılan hayvanın etinin yenilmesini ve
bundan yararlanılmayı hoş görmemiştir."
Ebu Davud ile
Tirmizi ve Nesai'nin rivayet ettikleri başka bir hadiste ''İbn-i Abbas
(r.a.): Hayvanla cinsel ilişkide bulunan
kimseye had lazım değildir.'' demiştir. Ebu Davud ile Tirmizi , İbn-i Abbas'ın
bu mevkuf hadisinin bundan önce rivayet edilen merfu hadisinden daha sıhhatli
olduğunu söylemişlerdir. Bundan dolayıdır ki fıkıhçıların ek serisi: Hayvanla
cinsel ilişkide bulunan kimseye had lazım gelmez. Onun tazir edilmesi
gereklidir, demişlerdir. Yani hayvanla bu çirkin fiili işleyen kimse teşhir,
terzil edilir, kırka yakın sopayla dövülebilir, hapsedilebilir ve benzeri
şekillerde tahkir edilir. Fakat öldürülmez veya yüz değnekle had edilmez. Bu
çirkin fiile maruz bırakılan hayvan da fıkıhçıların ekserisine göre öldürülmez.
Tuhfe'de naklen
beyan edildiğine göre Ebu Hanife, Malik, Ahmed ve en zahir kavlinde Şafii,
hayvanla cinsel ilişkide bulunan kimsenin tazir ile cezalandırılmasının
gerekliliğine hükmedenlerdendir- İshak ise, bile bile bu çirkin hareketi
işleyenin katledilmesi görüşündedir.
HAYVANLA CİNSEL
İLİŞKİDE BULUNAN KİMSENİN CEzASI, HAYVANIN ÖLDÜRÜLMESİ VE ETİ YENEN CİNSTEN
OLDUĞU TAKDİRDE ETİNİN YENİLİP YENİLMEMESİ HAKKINDA DÖRT MEZHEB ALİMLERİNİN
GÖRÜŞLERİ
Abdurrahman
El-Cezeri'nin el-Hudüd kitabında bu hususlarda naklettiği görüşleri özetleyerek
buraya aktaralım:
A) Hayvanla
cinsel ilişkide bulunmak dört mezheb imamlarının ittifakıyla çirkin büyük
günahlardandır. Bu çirkin günahı işleyenin cezasına gelince bu hususta görüş
ayrılıkları vardır. Şöyle ki:
1. Hanefi i er:
Bu fuhuşu işleyen kimsenin had edilmesi hususunda ayet veya sabit hadis
bulunmadığı için hakim'in uygun göreceği tazir cezası verilir. Verilmesi vacib
olan tazir cezası ibret verici, bu kötülüğü önleyici mahiyette olacaktır.
Kınama, teşhir, terzil, hapis ve sopa ile dövmek gibi cezalar verilir,
demişlerdir.
2. M a i i k i
i er: Bu kötü fiili işleyen kimsenin cezası zina cezası gibidir. Bekar ise yüz
değnek vurulur. Muhsan ise recmedilir, demişlerdir.
3. Şafiiler'den
yukardaki iki görüş de rivayet edilmektedir. (Birinci görüş Şafii'nin en
kuvvetli kavlidirJ Üçüncü görüşe göre bu işi işleyen kimse bekar olsun, muhsan
olsun öldürülür.
4.
Hanbeliler'in en kuvvetli kavillerine göre tazir cezası verilir. Yani Hanefiler
gibi hükmetmişlerdir. İkinci görüşleri iseMali kiler'in görüşlerigibidir.
b) Bu çirkin
fiile maruz bırakılan hayvana ait hüküm ise:
1. Hanefi i er:
Sözü edilen hayvan bu fiili işleyenin malı ise öldürülmelidir. Başkasının malı
ise boğazlanması vacib değildir, demişlerdir.
(Hanefi fıkıh
kitabIarından Gurar, Durar ve haşiyesinde bu hususta verilen bilginin özeti
şudur: Bu kötü fiile maruz kalan hayvan, eti yenmeyen neviden ise boğazlamr.
Sonra yakılır. Boğazlama ve yakma işleri vacib değildir. Boğazlanan hayvan
başkasına ait ise, bu kötü fiili işleyen suçlu, hayvanın değerini sahibine
ödemek zorundadır. Hayvan, eti yenen neviden ise boğazlamr. Ebu Hanife'ye göre
eti yenilebilir: Ebu Yusuf'a göre eti yakılır. Hayvam boğazlamanın hikmeti, bu
fiili işleyen kişi hakkındaki dedikoduların ve kınamaların sona erdirilmesidir)
2. Malikiler'e
göre sözü edilen hayvan, eti yenilen cinsten oİsun yenilmeyen cinsten olsun
öldürülmesi vacib değildir. Çünkü bu hususta rivayet edilen İbn-i Abbas'ın
hadisi zayıftır. Eti yenilen cinsten ise etini yemekte bir sakınca yoktur.
3. Şafiiler'in
bu hususta iki kavilleri vardır. Bir rivayete göre eti yenilen cinsten ise
boğazlanır (ve eti yenilirJ Eti yenilmeyen neviden ise öldü.rülmez. (Eti
yenilen cinsten olduğu takdirde boğazlanması vacib değildir. Yani
öldürülmeyebilir)
Bunların ikinci
rivayetlerine göre eti yenilen cinsten olsun, yenilmeyen cinsten olsun şuyu
bulan kınama ve dedikoduları sona erdirmek için öldürülmelidir.
4. Hanbeliler'e
göre eti yenilen ve yenilmeyen hayvanlar öldürülür. Bunu öldürmek vacibtir.
Hayvan başkasının malı ise bedeli bu fiili işleyene ödettirilir. Eti yenilen
neviden olsa etini yemek caiz değildir.