DEVAM: 35- ALLAH'IN
(C.C.) UMULAN KIYAMETTEKİ RAHMETİ BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى.
ثنا ابْنُ مَرْيَمَ.
ثنا
اللَّيْثُ.
حَدَّثَنِي
عَامِرُ بْنُ
يَحْيَى عَنْ
أَبِي عَبْدِ
الرَّحْمنِ
الْحُبُلِيِّ؛
قَالَ:
سَمِعْتُ
عَبْدَ اللهِ
بْنَ عَمْرٍو
يَقُولُ:
قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم: ((يُصَاحُ
بِرَجُلٍ
مِنْ
أُمَّتِي، يَوءمَ
الْقِيَامَةِ،
عَلَى رُؤُسِ
الْخَلاَئِقِ.
فَيُنْشَرُ
لَهُ
تِسْعَةٌ
وَتِسْعُونَ
سِجِلاً.
كُلُّ
سِجِلٍّ
مَدَّ
الْبَصَرِ.
ثُمَّ
يَقُولُ
اللهُ عَزَّ
وَجَلَّ: هَلْ
تُنْكِرُ
مِنْ هذَا
شَيْئاً؟
فَيَقُولُ:
لا. يَا رَبِّ!
فَيَقُولُ:
أَظَلَمَتْكَ
كَتَبَتِي
الْحَافِظثونَ؟
ثُمَّ
يَقُولُ:
أَلَكَ عَنْ
ذلِكَ
حَسَنَةٌ؟
فَيُهَابُ
الرَّجُلُ، فَيَقُولُ:
لاَ.
فَيَقُولُ:
بَلَى. إِنَّ
لَكَ عِنْدَنَا
حَسَنَاتٍ.
وَإِنَّهُ
لاَظُلْمَ عَلَيْكَ
الْيَوْمَ.
فَتُخْرَجُ
لَهُ بِطَاقَةٌ
فِيهَا:
أَشْهَدُ
أَنْ
لاَإِلهَ
إِلاَّ اللهُ،
وَأَنَّ
مُحَمَّداً
عَبْدُهُ
وَرَسُولُهٌ.
قَالَ،
فَيَقُولُ:
يَا رَبِّ!
مَاهذِهِ
الْبِطَاقَةُ
مَعَ هذِهِ
السِّجِلاَّتِ!
فَيَقُولُ:
إِنَّكَ لاَ
تَظْلَمُ.
فَتُوضَعُ
السِّجِلاَّتُ
فِي كِفَّةٍ
وَالْبِطَاقَةُ
فِي كَفَّةٍ.
فَطَاشَتِ
السِّجِلاَّتُ،
وَثَقُلَتِ
الْبِطَاقَةُ)).
قَالَ
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى:
الْبِطَاقَةُ
الرُّقْعَةُ.
وَأَهْلُ
مِصْرَ
يَقُولُونَ
لِلرُّقْعَةِ:
بِطَاقَةً.
Abdullah bin Amr
(bin el-As) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi: Ben, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"ı şöyle buyururken işittim, demiştir:
Kıyamet günü bütün yaratıkların duyacağı biçimde ümmetimden bir adam (hesaba)
çağırılır ve ona (günahlarının yazılı olduğu) doksan dokuz sicil yayılır. Her
defter gözün görebildiği saha kadar uzundur. Sonra Allah (Azze ve Celle) (o
kul'a): Bu sicillerde yazılı (günahlar) dan bir şey inkar eder misin? buyurur.
Kul!
Hayır, ya Rabbi,
der. sonra Allah (C.C.): (Kulların sevablarını ve günahlarını) kaydedip tutan
yazıcı melekler sana haksızlık ettiler mi? buyurur. Sonra (yine) Allah (Azze ve
Celle); Şu (kadar günahları) na karşılık bir iyiliğin - hayrın var mı? diye
sorar. Bunun üzerine adam büyük bir korkuya kapılarak: Hayır, diyecek. Sonra
Allah (Azze ve Celle): Bilakis (vardır). Şüphesiz katımızda senin bir takım iyi
amellerin bulunur ve şüphesiz bu gün sana hiç bir zulüm yoktur, buyurur. Sonra
o adam için bir yaprak kağıt çıkarılır ki onda "Eşhedü en la ilahe illallah
ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu" bulunur.
Resul-i Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurmuş ki: Adam: Ya Rabbi, şu (koskoca) büyük
defterler yanında bu kağıt nedir?
Allah (ona);
Şüphesiz, sana zulüm edilmiyecek, buyurur. Sonra siciller (yani günahlarının
yazılı olduğu büyük defterler) terazinin bir kefesine konulur. Şehadet
kelimesinin yazılı olduğu kağıd da terazinin diğer kefesine konulur (ve
tartılır). Büyük defterler hafif gelir ve o kağıt parçası ağır gelir.
Ravilerden Muhammed
bin Yahya dedi ki: Bıtaka, kağıt parçasıdır. Mısır halkı kağıda Bıtaka
derler."
AÇIKLAMA: 4297 nolu İbni Ömer (r.a.)'ın Zevaid türünden olan hadisinin notunda
Sindi, bu hadisin aslının Zevaid türünden olmadığını belirtmişti. Evet,
Buhari'nin Edeb kitabının 18. babında ve Müslim'in Tevbe kitabının 4. babında
Ömer. (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadiste tutsak bir kadın, başka bir
tutsak gurubu ıçinde emzikli çocuğunu görüp onu bağrına basarak emzirince
Resulullah (s.a.v.): "Şüphesiz Allah, kullarına bu kadının emzikli
çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir." buyurmuştur. Bu babm son hadisi
de AIlah'ın iman ehlini bağışlıyacağını müjdeler. 4296 nolu hadis de aynı hÜkmü
ifade eder. Ancak orada belirttiğim gibi ilim adamları bazı kayıtların melhuz
olduğunu söylemişlerdir.
Yine Zevaid
türünden olan 4298. hadiste şaki olan kimseden başkasının cehenneme girmeyeceği
beyan edilerek şaki'nin ne demek oldugu da tarif ediliyor. Şaki, ibadet
niyetiyle hiç iyi bir iş yapmayan ve şu iş günahtır, diye bir kötülügü
günahllgı sebebiyle bırakmayan günahkar kimse demektir. Ancak bu hadisin senedi
notta belirtildiği gibi zayıftır.
Enes (r.a.)'ın
4299. hadisini Tirmizi, Müddessir süresinin tefsiri bölümünde rivayet etmiştir.
Ayrıca Nesai ve Ahmed de rivayet etmişlerdir.
Bu hadiste,
azabından sakınılmaya liyakatlı olanm da, bagışlamaya liyakatlı olanın da ancak
Allah olduğu belirtilir. Müddessir süresinin 56. ayetinde geçen İlahi Nazmın
bir tefsir ve açıklaması mahiyetini taşıyan bu hadis de Allah'a ve Resüıüne iman
edenler için bir müjdedir.
Abdullah bin
Amr (r.a.)'ın hadisini Tirmizi İman bablarının sonlarında rivayet etmiştir.
Ayrıca İbni Hibban, Hakim ve Bayhaki de rivayet etmişlerdir. Bu hadis de
Kelime-İ Şehadet'in yüce faziletini ve ahiret günü mu'minin sevab defterini
ağırlaştıracağını beyün eder.